22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 PAZAR YAZILARI 1 NÎSAN 1990 Roma'dan Kaçıntop geliyorNÎLGÜN CERRAHOGLU ROMA — I t a l y a ' d a "Dfinya Kupa- sT'na doğru ge- riye sayış başla- dı. Kupanın başlamasına dokuz hafta ka- la, maçlann ya- pılacağı 12 stadyumda hâlâ altya- pı çauşmalannın bitmemiş olma- sı tek keliraeyle dehşet yaratıyor. Maçlar başlarken, işçilerin statlar- da hâlâ calışmasından korkulu- yor. öyle ki kısa süre önce Ro- ma'nın Olimpico Stadyumu'nu ziyaret eden Alman Futbol Fede- rasyonu Başkanı Hermann Nea- berger hayretini gdzleyemedi ve şaskmlıgınj, "Batvn bu işleri bir- k»ç ay içinde bitirmeyi düşüM- yorsamz çok becerikli otmahsmız. Biz Almanlar için en az iki yütak bir çaiışma gerekirdi" diyerek be- lirtti. _ _ ltalyanlar bir şekilde işlerin son dakikada Akdeniz usulü bir bi- çimde bitirüecefine inanmayı yeğ- liyorlar. Oysa yalnız statlar değil Dünya Kupast için hafif metro ça- uşmaları yapmak amacıyla bir köstebek yuvasına dönûştürtilen yollar da hain bir şantiye görilnü- mû arz ediyor. Bazı yerlerde başkentin su tesi- satını yenilemek içn yapılan çalış- malar zaten anarşik olan Roma irafıgini saatlerce çözülmeyen tra- fık düğümlerine dönüştürüyör. Başta Cumhurbaşkanlığı Sarayı Quirinale olmak üzere, kentin tüm önemli binaları, belli başlı çeşmeleri temizleniyor. Bu kadar "makyaja" devlet fonlan yetme- Püris'ten Alkol savaşıSABETAY VAROL PARİS — Alkol ve sigara lo- bileri, Fransa'da halk saglığını koruyan kuruluşlar karştsında şimdilik yenik düştü.. Hükümet, taketimi azaltmak amacıyla sigara fîyatlanna ytizde 15 zam yapma- ya karar verirken, bu iki "zararlı nudde" reklamının neredeyse her çeşidi yasaklanıyor. Zamlann enf- lasyon rakamlarma yansırnası, başka bir deyişle, hükümetin ile- ride istedjği şekilde zam yapabil- mesi için alkol ve tütün fıyatları, tüketici endekslerinden çıka- nlacak. Sosyalist Micbtl Rocard hükü- raeti bu önlemleri, S halk sağlığı uzmaru profesörun hazırladığı ra- pordan esinlenerek aldı. S uzman bu karan "temel özgürlüklerin mohafazası yolunda dev adım" olarak niteleyerek baskı grupları karşısında hükümetin büyük ce- saret örneği verdiğini ifade etti. Fransa kişi başına düşen 'alkoHk' sayısı bakımından dün- yada bir numara. Yakın tarihe ka- dar, siyasi partiler ve hükümetler, bu tür zamlar popüler olmadığı için özellikle alkol fiyatını arttır- maya korkuyordu. Halk arasın- da, alkol ve özellikle de şarabın sağlığa "yarariı" olduğu kanısı yayguüıginı korumaya devam edi- yor ve içki üreticilerinin Fransa'- da güçlü bir "baskı gnıba" oluş- tunıyor. Bundan sonra 1 derecenin ttze- rinde alkol ihtiva eden içki ile si- gara reklamı da yapılamayacak. Şimdiye kadar sadece TV'lerde iç- ki ve sigara reklamı yasaktı. An- cak, özellikle sigara sirketleri, ne- redeyse ezbere bildiği kendi mar- kalanru kibrit, çakmak ya da se- yahat acenteii görüntüsü altında duyurmaya devam ediyordu. Spor yanşmalan sırasında statlar- da da sigara markalan afîşleri ası- lamayacak. Bütün bu kararlann yürürlüğe girmesi için yasal düzenlemeler gerekiyor. Tasan bahar dönemin- de mecliste görüşülecek. Uyku ve teskin edici ılaçlann kullarumını sınırlamak için de tasanya bazı maddeler eklenecek. Gözlemciler, alayli bir şekilde, büttln bu öıüem- lerle birlikte Fransızların topluca "perhiz"e gireceğini ifade ediyor- lar. Le Monde Gazetesi, "şimdi- ye kadar Fransa'da bjçbir hük«- mct bu maddcferin tnketmrini halk saghgı açısından sııuriayacak, b« kadar şiddetli önlemler almaya cesaret edememişti" diyor. Bu iki "zehir" Fransa'da her yıl, ortak- lasa 100 bin kisinin "erken" ölü- miinden sorumlu tutuluyor. Uzmanlara göre, kendi hayat- larında başarısızLğa uğrama ola- sılıjb. kuvvetli olan dar gelirli aile mensuplanrun, içki ve sigara reklam kampanyalanna direnme gücü de daha az. Fransızlar yalnız tütünün şim- diden yılda 60 bin kisinin ölOm se- bebi olduğunu, bunun 2025 yılın- da 165 bine çıkacağını saptamış bulunuyorlar. diğinden başkentin barok çeşme- lerinin çoğunun temizligini özel şirketler üstleniyor. Bu temizlik çalışmalan yüzün- den alü aydır Roma'nın ünlü Tre- vi Çeşmesi'ne para atamayan tu- ristlerin düş kırıklığına şimdi gü- vercinlerinki eklendi. Çeşmenin güvercin pislikleriyle yeniden kir- lenmesini önlemek için heykelle- rin üzerine hafif bir elektrik vol- tajı verildi. Bunlara çarpan güver- cinlere küçük çaplı bir eletrik şo- ku verecek olan bu operasyon, hayvanseverleri kızdırdı. Statlann yapımı, alt yapı çalış- malan ve restorasyon işlemleri hep milyarlarca liraya mal oluyor. Yalnız statların yapımı için bir trilyon lira harçanacağı hesap edi- liyor. Roma'daki turistik Olimpi- co Stadyumu için harçanan para 440 milyar TL.yi buluyor. Bütün bu masraflar ve çalışmalara rağ- men Romanın haziran ayı boyun- ca yaşanmaz bir kent haline gel- mesınden korkuluyor. 4 milyon- luk nüfusuna ek olarak yılda cez- bettiği 10 milyon turisti zaten zor kaldıran Roma'nın otellerinde da- ha şimdiden tek bir yer bulmak mttmkün değil. Tur operatörleri, kentin kilo- metrelerce ötesindeki sahil otelle- rini bile kapatmış durumdalar. Geleneksel turistlere ilaveten fut- bol meraklılannın salgınından ciddi biçimde kaygı duyan pek çok Romalı ise yaz tatillerirıi öne alarak haziran ayında yasadıkla- n kenti terk etmeyi dUşünüyor. Şimdiden kitapçı vitrinlerinde be- liren "Dünya Kapası SırasiMİa Hayatta Kalma Yollan" adlı ki- taplar, bir ay boyunca futbol ve futbolseverlerle hiç karşılaşmadan nasıl yaşanabileceğinin ipuçlannı veriyor. Küçük kentlerde kupa korkusu daha da vahim boyutla- ra vanyor. Ingiliz takımının oy- nayacağı Sardenya Adası tek ke- limeyle holiganlann paniğini ya- şıyor. Eski ünlü futbolculardan Gigi Riva, adamn tngiliz ve Hol- landalı holiganlar tarafından işga- linin kaçınılmaz olduğunu düşü- nüyor. "Stadynma nc ben gkJece- gim, ne de çocnklarımı yoDayacagım" diyor Riva ve ek- liyor: "Fakat bn da soram çöz- müyoT. Çüakö tehlflte yalıuz stat- larda degü ki. Burada alkolü In- giller« ve Hollanda'dan çok daha ocnza bslan boliganlar bol bol içecek. Ve biz Sardenyaiılar için evlerimizden d^an çıkmak bir kl- bus halini alacak." Holiganlar salgınından korun- mak için ttalyan devleti, normal güvenlik güçlerini 11.000 kişilik ek bir polis ordusuyla desteklemc- yi düşünüyor. Londra'da yaşayan binlerce berduştan biri ve 'evi'. Londra'dan Karton kentEDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — Bir zamanlar soru şuydu: "YoksnOar nedcn çok?"... Şimdilerde soru şu: "Neden daha fazla yoksvl yok?" Thatcheı tngilteresi'nde yok- sullar ile zenginler arasındaki fark hiç bir zaman şimdiki ka- dar büyümemişti. Sistem hem zengin, hem yoksul üretiyor. Aralanndaki ucurumu da bü- yütmeyi ihmal etmeden. Artık metrolarda, sokaklarda dilenci- ler var. Gündüzleri para ve iş üreten binalann girişlerinde ge- celeri karton kutulara sarınarak insanlar uyuyor. Londra'nın her gun sanat ya- ratılan "Sonth Bank" Kültür Merkezd'nin dvan berduş dolu. Biri petrol imparatorluğu, öte- ki bilgisayar imparatorluğu kur- muş iki uluslararası şirketin ça- lışanlan, her gün bu "alttaki- ler"in yanından geçiyor. Onla- rın kir, bira, sigara kokulann- dan bir an önce uzaklaşmak için adımlanru sıklaştırarak. Tren istasyonları, yersiz yurt- suz takımının adresi. Demiryol- ları Idaresi bir istasyonu resto- re edip üzerine fütüristik bir cam fanus geçirip çok kath iş ye- ri yapmaya kalktnca, orayı mes- ken edinen berduşlann çoğu ad- res değiştirdi. Nehrin karşı kıyı- sma geçip kültür ve sanat mer- kezinin 60'lardan kalma beto- narme ormaıuna sığındılar. Bazılan ise artık geceleri 12.30 trenine binip banliyölere gidiyormuş. tki sıra ağaçlı s o kaklan ve gayet orta sınıf evle- ri ile mazbut semtlerde de polis artık berduşlan sokaklardan topluyor. Sadece Londra'da boyle 80 bin kişi var deniyor. Nüfusu gündüzleri 8 milyona çı- kan bir kentte 80 bin kişi, yüz- de 1. "Karton Şehir" deniyor buna. Kartonlara, gazete kâğıt- lanna ve naylon torbalara sarı- narak sokakta uyumak... Ama, "Gönnediğim s«y yok" diyen feylezof Berkeley'in ülkesi bu- rası. "Bunca zenginlikte yüzde l'in hesabı mı tutulur? Bunca zenginlikte o kadar da fire veri- lir artık!" Hükümete göre berduşların hepsi bir istatistik zaten. Oysa içlerinde anasız babasız kalan- lar var, kocaların yüzüstü bıra- kıp gittiği kadınlar, evden kaçan- lar, işsizler, aklen maluller, alko- lik ve uyuştunıcu düşkünleri, fa- hişeİCT, eşcinseller varT' "South Bank" merkezindeki konser salonlan ve sinematekin altmdaki betonarme orman, uyumuyor. Burası, emekli bir imparatorluk başkentinin orta- sı. Dinsel etki karşılığı bedava çorba dağıtan gönüllüler saba- ha kadar ayakta. Berduşlardan da pek uyuyan yok zaten. An- latıyorlar. Sonra da duraklayıp: "Size ne anlatabUiriz? Ancak yaralanmızı..." New York'tan Kıyamet yaklaştıŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Cennet deni- lince herhalde insanın aklına en son gelebilecek yerlerden biri Ka- nada sınıruıdaki Montana eyale- ti. Ama nisan ayı içinde nükleer kıyamet bekleyenler aynı kanıda değil. Cennet Vadisi olarak bili- nen, ancak cennete hiç benzeme- yen vadide yaklaşık 3000 kişi ye- raltına girmek üzere. Cennet Va- disi'nde adam başı 6000 ila 10 bin dolar ödenerek yer sahibı oluna- bilen sığınakta huriler ve inanıl- maz güzellikler yok. Bidonlar, ya- pay ışıklandırma sistemleri, çelik ve yeraltı rutubeti dolu sıgınak da- ha çok hapishaneyi andırıyor. Kıyametten sonra yaşamayı is- teyen "seçümi?'' insanlar da bir tu- haf. Tepeden tırnağa silahlı, blu- cinli, montlu, konuştuklannda söyledikleri anlaşümayan, yüzle- ri pek gtilmeyen binlerce insan yer altında senelerce kalmayı göze al- mış görünüyor. Bunlar Evrenseİ Kilisesi'nin üyeleri. Peygamber analarının 23 Nisan civannda dünya üzerinde- ki gerginliğin artacağı yolundaki öngörüşüne uyarak banka hesap- lanru kapatıp evlerini ve eüerin- deki diğer mülkleri satıp akraba- lan ile helalleşerek akın akın Montana/Livingstone'a geldiler. Peygamber Ana Elizabeth Cla- re ve kocasının kıyamete inanan- lara sağladığı olanak son derece ehven. Adam başı 10 bin dolara kıyametten sonra dünyada banş ve huzur içinde bir yaşam vaat ediyorlar. Peygamber Ana'nın eşi geçen yıl roketatar, yan otomatik ve otomatik 100 bin dolar tutarın- da yasadışı silah almaktan ötürü tutuklandı. Peygamber Ana'nın öngörüşü sanıldığı gibi sezgilere değil, "icer- den aldıgı özd bügilere" dayam- yor. Kilise üyeleri dünyadaki son gelişmeleri ve soguk savaşın sona erdiği yolundaki yorumlann bü- yük yarulgı olduğunu, Sovyetler BirliğVnin ABD"yi yutmak için bir oyun hazırladığını öne süruyorlar. Çok yakın bir zamanda ABD'nin bütün zayıf taraflannı öğrenerek saldınya gececekleri kanısındalar. Bu konuda hiçbir şekilde tartış- maya girmeyeceklerini de belirti- yorlar. Inananlardan toplanılan para ile kilise Cennet Vadisi'nin kaya- lıklannda aldıgı arazide büyük bir sığınak hazırlamakla meşgul. Ki- lise üyeleri sonradan sığınağa ta- şmmak üzere kuru yiyecek, ilk yardım malzemesi, kan, dizel je- neratörler, mutfak malzemesi, ya- tak malzemesi depoluyor. Ancak işler umulduğu gibi gitmediği için kıyamet günü 23 Nisan yaklaşma- sına rağmen sığınaklar henüz ha- zır değil. Bu nedenle bir yığın silahlı in- san vadide karavanlannın içinde satın aldıklan sığınaklann ta- mamlanmasını beküyor. Bölge ya- salan etrafta silahla dolaşılması- na karşı değil. Aynca bölge yasa- lan böyle büyük bir kalabalığın toplu halde yeralttna girmesini de engelleyemiyor. Yasal olarak güvenlik güçlerinin tek karşı çıkabilecekleri nokta sı- ğınaklann sağlık koşullarına uy- gun olmaması. Sığınaklarda sağ- lık standartlarına uygun kanali- zasyon olursa yasaiar insanlann yeraltınajirmesine engel olama- yacak.Eğerkıyametolmazsakilise üyeleri o zaman yeraltından çıkıp karavanlannda yaşamaya devant^ edeceklerini belirtiyorlar. Böyle bir olasılığın Peygamber Ana'ya karşı güveni sarsmayacağım da söylüyorlar. Kilise üyelerinden biri "Dünya öyle bir hale geldi ki artık bu nok- tadan sonra hiçbir ümit yok, bu- giin degilse yann kesialikle kıya- met kopacak, kıyametten kacın- manın imkânı yok." sözleriyle di- ğerlerinin de paylaştığı umutsuz- luğu dile getiriyor. Uzmanlar bu tür bir kıyamet anlayışınm Batı'ya özgü olduğu- nu belirtiyorlar. Columbia Üni- versitesi din bölümü başkamna göre Doğu'da böyle hareketlere rastlanmjyor. Hinduizm yok ol- marun tekrar ettiğini, Budizmin Buda'mn dönüşünü, tslamda ise yeni bir peygamberin geri gelece- ğini belirten uzman bu üç dinin kesin bir tarih bildinnediğine dik- kat çekiyor. Stuttgart'tan Tuzak kursları AHMET ARPAD STUTTGART — Almanya'da- ki çocuklanmız dinimizi, devama zorunlu olmadıklan Türk okulla- nnda öğrenebilir. Ankara'dan ba- kanlıgın yolladığı ve Türkçe, tarih ve sosyal bilgilerin yanı sıra din dersi de veren öğretmenleri yeter- siz bulan anne ve babalar ise ge- nelde çocuklarını "Kuran kanhuna" yollamaktan başka çı- kar yol bulamamakta. 1989 yılı istatistiğine göre sadece Stuttgart kentinde okul çağında 6000 Türk çocuğu var. Bu çocuk- lann önemli bir bölümü, değişik "dini akım ve gönişler"in açtığı Kuran kurslannda eğitiliyor! Bu kursları yönetenler, çoğunlukla Türkiye"de istenmeyen, hatta va- tandaşlıktan çıkartılmış kişiler. Dini politikaya alet edenlerin eli- ni kolunu sallıyarak faaliyette bu- lunmasına Almanya'da da pek göz yumulmuyor. Politika yapması yasaklanmış- lann başında Cemalettin Kaplan geuyor. Düşünceleri ve açıklama- lan ile ülkedeki Türkleri birbiri- ne düşürebileceği korkusu ve in- sanlanmızın Almanlarla ortak ya- şam ilişkilerini kötü etkileyebile- ceği düşüncesi bu yasağın baş ge- rekçelerinden. Ancak onun ve diğer dinci ku- ruluşlann bugün Almanya'da 20.000 kadar üyeye sahip olduğu biliniyor. Kuran kurslanm kapatraak Al- man yetkililerinin elinde değil. Ancak ülkenin Kuzey Ren- Vestfalya, Hessen ve Bavyera eya- letlerinde eğitimden sorumlu kül- tür bakanlıklan buna bir çözüm bulmuş. Okullarda Alman çocuk- lar kendi din derslerine girerken -ki bu zorunlu değil- Müslüman ülkelerden gden işçilerin çocuklan da din dersi görmekte örnegin, Türk öğrencilerine din dersi veren öğretmen Türkiye"de özel bir eği- timden geçirilip gönderilmiş. Al- man yetkililer bu öğretmen ile tam bir ortak çalışma içinde. Ülkede yaşayan Türk çocukla- nn din dersi sorunu ancak böyle çözümlenebilir. Bumı yaparken de bir taşla iki kuş vurulur. Yabancı işçi çocuğu dinini unutmaz, ne amaç güttüğü belirsiz Kuran kurs- larına olan ilgi de azalır. Çocuğu- na iyi bir din dersi verdirtmek is- teyen ileri düşünceli ana-baba sa- yısı bu ülkede hiç de az değil. Ku- ran kurslannda küçük öğrencile- rin kafasına dini bilgiler dışında başka şeylerin de sokulduğunu sa- nan Alman yetkilileri din dersle- rini okullara almakla her türlü şüpheden kurtulur. Ne de olsa Türk öğretmenlerin verdiği bu dersler kontrolleri altında. Üç eya- letin birkaç yıldır gerçekleştirdiği bu uygulamanın artık diğer eya- letlere de ömek olması ümit edi- lir. Yabancı işçi çocuklannın de- vam ettiği bütün okullarda din dersi olanaklanmn yaratılması Al- manya'da Kuran kurslarırun sonu demektir. Beş şirketi olan Diyanet Vakfı, şimdi de Kocatepe Camii'nin altında, 20 milyar lira sermayeli bir hipermarket açıyor. 14 bin metrekarelik alana kurulacak hipermarkette 9 bin çeşit yerli ve yabancı mal satılacak. Vakıf, yurt çapında bakkal ve marketleri örgütleyecek yeni bir organizasyona gidiyor. Diyanet Vakfı, filmciliğe de el attı. BORSA DUYARU HALE GELDİ Siyasi ve sosyal olaylar artık Türk borsasını da etkilemeye başladı. Yatınmcüann izlemesi gereken olaylar... Borsacılara göre, bu hafta hangi hisse senetleri alınmalı!.. Ereğli Demir Çelik'in durumu. Hisse hisse tahmin ve beklentiler. Tahtalardaki haftalık durum. Hangi hisse senedini kim alıyor, kim satıyor... Aracı kuruluş yöneticisi Tuncay Artun'un borsa konusundaki yorumu... Her hafta 11 sayfelık borsa bölümü... SANAYİCİLERİN MORALIBOZUK Hükûmetteki çalkantılar, biriken ekonomik sorunlar ve yaygınlaşan grevler konusunda, sanayiciler ne düşünüyor? 1500 ihracatçı işten çıkartıldı. Adalet Bakanı Sungurlu: "Çek yasası iflas etti." BAŞBAKAN'IN "DYP'Ü ABİSİ" R4\0RAMA'YA İÇİNİ DÖKTÜ Samuray> kovboyu evinde vurdu. Japon otomobil fırmalan, ABD pazannın büyük bölümünü ele geçirdiler... Paralardaki ulusal kahramanlar tehlikede. Beymen'in gözü Rus sosyetesinde. SAYIN DOKTOR VE ECZACILARA Oral Sefalosporin maksiporsefaİRksin* • sefaleksin 10 filmtabletlik ambalajlarda PİYASAYA SUNULMUŞTUR. ' Sefaleksin ülkemizde FAKO İLAÇLARI A.Ş. hammadde tesislerinde üretilmektedir. g filmtablet FAKO İLAÇLARI A.Ş DİYANET HOUHNCLEŞtYOR EKONOMIK YAŞAMMZ DEGIŞEBHIR Albay'ın kapısında nöbet tutuyordu GERİLLALARIN DAĞA KALDIRDIĞI ONBAŞI Albay Hüseyin Karagözoğlu, Tunceli'nin Nenikan Köyü'nde operasyon yönetiyordu. Köy evine kurulan karargâhın kapısında nöbet tutan Onbaşı Behçet Dinç, PKK tarafından kaçınldı. Onbaşının el yazılı ifadesi ve PKK'nın soruşturma tutanağı. Karargâhtaki Albay ve Binbaşı. "Bana esir muamelesi yapılmadı". Güneydogu'da bahar patlaması. Askerler, askeri çözüme inanmıyor. Haik endişeli. • Sosyalist Parti'den Çankaya Zirvesi'ne yanıt ve çözüm önerileri. "Demirel-lnönü General püskülü.". • MİT yetkilisi: "Teşkilat Aksu'yu muhatap almıyor" • Cemal Süreya: "Ölümümün resmi" • İstanbul Film Festivali kitapçığı ve öneriler. • Belediyecilik Demeğine kim başkan olacak? • Bulgar Krah'nın mektuplaştığı Türk • Bakü'de sefalet dizboyu • Federal Almanya: İşçilerde Nazi dönemi korkusu • iran: Kuran okuma şampiyonu, Hıristiyan oldu • Doğu Perinçek, Çankaya Zirvesi'ni, yeni devlet politikalarını ve Kürt sorununu degerlendiriyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle