02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 MART 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/5 Ttirk Dili Dergisi • Kültür Servisi — İki ayda bir yayımlanan Türk Dili Dergisi'nin mart-nisan 1990 sayısı çıktı. Derginin "Berke Vardar Bölümü"nü Prof. Dr. Tahsin Yücel, İsmet Zeki Eyuboğlu, Doç. Dr. Afşar Timuçin, Oktay Akbal, Mehrizat Poyraz, Beki Bardavid ve Erdim Öztokat'ın geçen yıl sonu ölen dilbilimci Prof. Berke Vardar hakkındaki yazılan oluşturuyor. Dergide, Fakir Baykurt, Halim Uğurlu, Tahsin Şimşek, Nevzat Odyakmaz, Mehmet Salihoğlu ve Subutay Hikmet'in şiirleri, AIi Balkız ve Gönül özgül'ün öykülerinin sıra Cemal Gürlek'in "Şiir Üzerine Değinimler" ve Ahmet Miskioğlu'nun "Yahya Kemal'in Şiiri Üzerine" yazıları yer ahyor. Ali Dündar'ın "50. Yıh Nedeniyle Köy Enstitüleri ve Özgür Düşünce" konulu yazısı, Mahir Ünlü'nıin "Yıldönümlerinde Türkçe Emekçileri" konulu, ömer Seyfettin'i anlatan yazısı, Doç. Dr. Mustafa Durak'ın Henri Frei'dan çevirdiği "Işlevsel Dilbilime Giriş" yazısı, Mehcure Karaören'in "O Güzel Batum" başlıklı gezi yazısı, M.Agâh öner'in "Anadil Anadili", îsmet Kemal Karadayı'nın "Mustehcen mi?" başlıklı yazılan, Behzat Ay'ın "Emekli Günlüğu", Muzaffer Uyguner ve Behzat Ay'ın kitap tanıtma yazıları da derginin sayfalan arasında. lfeni bir dergi • Kültür Servisi — Aylık eğitım-kültür dergisi "Erde" bu ay yayımlanan ilk sayısıyla yayın hayatına katıhyor. Ağırhklı olarak ders kitapları tartışması, eğitim ve öğretmen sorunlarının işleneceği derginin birinci sayısında, Serdar Işıksoluğu'nun "Yeni Üniversiteler Kurma Düşüncesi ve Olumsuzluklan", Alparslan Turan'ın "Pragmatizmin Eğitimle Temellendirilmesi" başlıklı inceleme yazısı, M.T. Can'ın "Öğretmenin Guncesi", Serhat Edip'in "Eğitimde Bilimsel Şarlatanhk", Metin Turan'ın "Şiirin Anlattığı" konulu yazılanna yer veriliyor. Ömer Civano, Ziya Şeker ve Fikret Anıl'ın şiirleriyle Hüseyin Acuntaş'ın desenlerinin yayımlandığı "Erde" dergisinin gelecek sayılannda bülten niteliğinde ekler verilecek. İş Sanat'ta 2 sanatçı • IZMtR (AA) — Oluşum dergisi sahibi ressam Nisa Kadıbeşegil ile ressam Cihat Meriçadalı, son resim çalışmalarını içeren sergilerini bugün İş Bankası Sanat Gdlerisi'nde açtılar. Dil Tarih Coğrafya Fakültesi lngiliz Fılolojisi'ni bitiren ve aynı fakültenin tiyatro bölümünden de mezun olan Nisa Kadıbeşegil, 1972'de hayata geçirilen, "Uluslararası Birleşmiş Kadınlar Sanat ve Kültür Derneği"nin kurucuları arasında yer aldı. 400'e yakın yapıtı özel koleksiyonlarda bulunan Kadıbeşegil, "Daha çok Anadolu'ya açılmayı tercih ediyorum. Anadolu insanına sergi izleme ahşkanlığını sağlamada tuzum olsun istiyorum" diyor. Sıvas, Silifke, Kastamonu, Konya Ereğlisi, Adana ve Bursa'da da sergiler açan Kadıbeşegil'in, lzmir'deki bu sergisinde suluboya 42 tablosu yer alıyor. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi mezunu olan Cihat Meriçadalı da Feyhaman Duran . atölyesinden yetişmiş bir sanatçı. Meriçadalı'nın yağlıboya, natürmort ve peyzajlardan oluşan 30 tablosu sergileniyor. Kadıbeşegil ve Meriçadalı'run resim sergi.leri, 23 marta kadar izlenebilir. Arredamento-Dekorasyon • Kültür Servisi — Yayımcılık yaşamında bir yılı geride bırakan Arredamento - Dekorasyon dergisinin Mart 1990 sayısı çıktı. Derginin bu sayısında, Ispanyol mimar Antoni Gaudi, grafiker Neville Brody, "Arkitekt" dergisini kesintisiz 50 yıl yayımlayan Zeki Sayar, Amerikalı Shaker grubu, Alice Reklam Ajansı ve Japonya Konsolosluğu'nun iç mekânlan tanıtılıyor. Söyleşi koşesinde Zeki Sayar Cumhuriyet döneminin. Vedat Tek, Sedat Hakkı Eldern ve Seyfi Arkan'lı mimari donemin seruvenini, Mimar ve Muhendisler Odası'nın kurulma öykusünü anlatıyor. Çağdaş Barok anlayışının kurucusu, Barcelona'mn simgesi "La Sagrada Familia" kilisesinin tasarımcısı olan İspanyol mimar Gaudi'nin çalışmalarının geniş bir biçimde işlendiği dergide, '80'li yılların en çok tartışılan ve taklit edilen grafik tasarımcısı Neville Brody, grafiker Bülent Erkmen'in değerlendirme yazısıyla okuyuculara aktanlıyor. Bale için yeni bina • ANKARA (AA) — Devlet Opera \e Balesi Bale Müdürü Altan Tekin, bale gosterileri ve çalışmalarına ara verilmesinin söz konusu olmadığını bildirdi. Tekin, gazetecilere, inşasına devam edilen stüdyo ve bale etkinlikleri konusunda bilgi verdi. Bazı yayın organlarında bale gösterilerine ara verildiği şeklinde haberler çıktığını belirten Altan Tekin, "Bu durum gişemizi etkiledi" dedi. "Budala" balesinin büyük bir ilgi gördüğünü, çıkan haberlerden sonra seyirci azalması görüldüğünü bildiren Altan Tekin, "Bunu temsillerin kalktığı şeklindeki haberlere bağhyoruz, boyle bir şey yok. Repertuvanmızı bir değişiklik olmaksızın uyguluyoruz" diye konuştu. Sanatçılann çalıştığı prefabrik binanın yıkıldığını, bu binanın yerine yapılacak ve geçici olarak kullanılacak stüdyonun inşasının sürdüğunü anlatan Tekin, "Buraya bir hafta-10 gün sonra geçebileceğiz. İnşaatın bitirilebilmesi için çalışmalar gece gündüz sürdürülüyor" dedi. Ttirk belgeseli Paris'te • PARİS (Cumhuriyet) — Paris'te Beaubourg Kültür Merkezi'nde 10-18 mart tarihleri arasında on ikinci kez düzenlenecek olan "Gerçeğin Sineması" (Cinema du Reel) Şenliği'nde yarışacak yapıtlar arasında bir Türk belgeseli de gösterilecek. Paris'te yaşayan Nora Şeni'nin video tekniğiyle çektiği "İstanbul Seni Unutursam" adlı 26 dakikalık belgesel çalışması, 23 değişik ülkeden gelen 35 filmden oluşan yarışmah bölümde sunulacak. Yapımcısı İstanbul Film Ajansı olan bu belgeselde. Istanbul'da yaşayan Yahudi azınlığın Türk toplumuna nasıl uyum sağladıkları işlenirken. Paris'e göç etmiş Yahudiler de eski kentleri İstanbul'u anımsıyor ve düşlüyorlar. "Gerçeğin Sineması" şenliğinde aynca belgesel türun ustalarından Joris Ivens'in anısıria ayrılrruş bir bölüm ile Hint sinemasını tanıtan bir toplu gösteri de yer alıyor. Takvim Ödülü • Kültür Servisi — Merkezi İsviçre'de bulunan ve Türkiye temsilciliğini Darfilm A.Ş!nin yaptığı "Sınar", J991 yılı takvimi için uluslararası bir yarışma duzenliyor. 5 yıldır takvim yayımlayan Sınar, aynı yıl içinde dunyanın ilk bilgisayar destekli büyük format kamerası olan "SINAR e'yi üretecek. Toplam 6 fotoğraftan oluşacak takvîmde yeni kameranıri olanakları kullanılacak. Tüm büyük format kamera kullananlara dçık olan yarışmaya katılanlar konu seçiminde ozgür olacaklar. On başvuru suresinin 17 Nisan 1990 tarihinde sona ereceği yarışmanın büyük ödulu 3 bin İsviçre Frank\ ve ederi yaklaşık 3 bin İsviçre Frankı olan bir "SINAR e" kamera. Yarışmaya katılma koşullarıyla ilgili ayrıntılı bilgi Darfilm A.Ş. (Yenıçarşı Cad. 40 Galatasaray) adresinden sağlanabileceği gibi, doğrudan SINAR AG SCHAFFHAUSEN SINAR Calendar Award 1991 CH-8245 Feurthalen-İSVİÇRE adresinden de edinilebilecek. Tuğrul Selçuk'un Erbaa'dayaptığı heykeller Sanfa Sanat Galerisi'nde sozsıız ve sııssuzTuğrul Selçuk ilk kişisel sergisinde Erbaa yöresinde topladığı taşlardan yaptığı heykellere yer veriyor. Selçuk, "yaşamın içinde yakaladığı ışığı taşlarla anlatmaya" çahştı. Sanatçı yapıtlarını, "en yalın biçimiyle insan" diye tanımlıyor. Kültür Servisi — 1954'te Erba- a'da doğdu. 1970'lerde bir süre ar- keoloji okudu. Sonra ayrılıp Dev- let Güzel Sanatlar Akademısi'ne girdi. 1982'de DGSA Osman Hamdi Ödülleri Yarışması'nda se- ramik dalında ikinciliğe, Günu- müz Sanatçıları 3. istanbul Açık- hava Sergisi'nde başarı odulüne değer görüldü. Setamık Bolümu- nü bitirdiği 1983'te Abdi Ipekçi Barış ve Dostluk ödülleri Yarış- ması'nda mansiyon, Gunümüz Sanatcıları 4. İstanbul Sergisi'nde ve TMMOB "Sorunlanmız" Ya- rışması'nda başarı ödülleri aldı. 1987'ye kadar birçok karma ser- giye katıldıktan sonra 1988'de,tfo- ğum yeri olan Tokat'ın Erbaa il- çesine döndu. Tugnıl Selçuk, Erbaa'da kurdu- ğu atölyesinde gerçekleştirdiği heykelleri şimdi Sanfa Sanat Ga- lerisi'nde sergiliyor. Selcuk'un bu ilk kişisel sergisi 13 marta kadar açık kalacak. — tstanbul'dan "kaçmak" dü- şüncesi sizde nasıl oluştu? — lstanbul'dan ve onu çekilmez hale getirenlerden kaçmak düşün- cesi, her geçen gün artan büyük kent yaşamındaki olumsuzlukla- nn, yaratmak ve üretmek özgür- lüğümu, giderek yaşamakla ilgili düşüncelerimi ne denli yok ettiğini fark etmekle başladı. Her defasın- da bir öncekinden daha ağır fatu- ralar ödeyerek Istanbul'da 15 yıl "sanat" yapmaya çalıştım. istan- bul dışında olmaz, yapılamazmış gibi. Sonra bundan bir yıl önce NEDEN İLLE DE ÖYKÜ? — Tuğrul Selçuk. yapıtlanmn ille de bir ö>kü anlatması gerekmedigini soylüyor. Selçuk, "30 bin yıh geçmiş sanat tarihini, 21. yüzyıla 10 kala izleyiciye ben mi anlalmak zo- rundayım?" diyor. (Fotoğraf: L'ğur Günyüz) çok süratlı bir şekilde tum ikiyiız- lüluklerinden; saciece kendi yap- tıklannı sanat sayan sanatçılar- dan; öğrencisinin başansını kiska- nan Akademi hocalanndan; cağ- daşlığın tanımıru anlaşılmaz söz- cükleri bir araya getirmek sanan tedavül kaçkını eleştirmenlerden; galeririliği oto galericiliğinden ayı- ramayan galeri sahip ve yönetici- lerinden; trafığinden, kirasından, entellerinden, barlarından ve da- ha birçok şeyden kaçtım. Bunlar- dan bana ne, diyemezdim. Bura- da birlikte yaşayacaksam, ürete- ceksem ve mutlaka "sanatçı olmayi" "yaşama nedeni" olarak bellemişsem, kafamdaki bütunlü- ğü bunca aptal detayla doldurup yok etmeyi nasıl kabul edebilir- dim! Bırakın sevgiyi, sevgisizliği bile bilmeyen bir duygusuzluk or- tamında üretmek! Bunu nasıl be- cerebilirdim? Kaçtım! — Erbaa'ya gider gitmez ilk isi- niz ne oldu? — Dürüst ve salt bana ait bir yalnızlığın kucağma yerleştim. İlk işim onca yıl Istanbul'da kafama dolmuş tüm gereksiz aynntılardan arınmak oldu. Bir anlamda kafa- mı, nerdeyse ilkel insan beyni gi- bi, en azla, olması gereken kadar yaşamak hünerini göstermeye zor- ladım. Üretmekten başka bir şey yapmayarak büyuk oranda başar- dım da. Günde 18 saate varan bir çalışma temposuyla elime geçen her taşı, demiri, ağacı imkânsız- lıkların urctim bandında şekillen- dirmeye başladım. Parmak başı büytikluğündeki çakıl taşlarından yüzlerce "heykel" yaptım. Ve on- lara "cep heykefleri" adını verdim. Herkes heykelini cebinde taşıya- bilsin diye. Sonra hanım çantala- rı için küçuk ağaç parçalarından "kokulu heykeller" yaptım. Yal- nızca hanımlara özel. Kış bitimin- de kasabanın dereleriyle tanıştım. Ve onlann inanılmaz güzellikteki taşlarıyla. — Bu sergideki heykeller de bu taşınntanın ilk üriinleri herhalde... — Bu sergimdeki heykeller o yöredeki herhangi bir taştırlar. Sa- dece taş. Yontmaya başladım. Çevremi oluşturan insanlar gelme- ye başladı atölyeme. — Kimlerdi gelenler? Tepkileri ne oldu? — Çekiç sesini duyan herkes geldi nerdeyse. Ne yaptığımı sor- dular ısrarla. Ancak benden yanıt alamadılar uzunca bir süre. Son- ra yaptığım iş için "Beş yıl Aka- demi'de okumuş. O ısıklı yaşamını lerk edip gelmiş lstanbul'dan. Herhalde doğrudur yaptıklan" deyip, ava gıdenınden, tarlasından döneninden, köy öğretmeninden Coke Hasan'ına kadar herkes ba- na "taş tasımaya" başladı. İnanıl- maz çoklukta taş birikti atölyem- de. O an anladım ki ışıklı yaşam- lara özenmek değil, yaşamın için- deki ışığı yakâlamış olmak bu ye- ni başlangıcın ilk guzelliğiydi. Elimden geldiğince o güzelliği taş- lara anlatmaya çalıştım. Çünkü anlattıklarım iyi kavrarlarsa, be- nim çok şeyler söylememe gerek kalmayacaktı izleyiciye. Çalışma- larımda öyle uzun uzun öyküler yok. Konusuz, anlamsız, mantık- sız. Sessiz, sozsüz, süssüz. — btanbul'dan kalma "tüm ge- reksiz aynntılar"dan annmanın getirdigi bir yalınlık mı yoksa? — En yalın biçimiyle insan. II- kel insanların tarzuıda çoğu simet- rik, durağan ve çıplak. Detaylanıı- dan arındırılmış. Onun salt "bir insan" olarak algılanması için. Onun cinselliği, ruhsal yapısı, sos- yal ilişkileri beni hiç mi hiç ilgi- lendirmedi. Onun yalnızca bir "heykel" olmasını istedim ve on- lar benim heykellerim. — Yalnızca bir "heykel" de ol- sa, bazılarının aklına "Ne anlatı- yor?" sonısu lakılıyor yine de... — Neden ille de öykü? Ille de "Ne anlatmak istiyor?" sorusu. 30 bin yılı geçmiş sanat tarihini, 21. yüzyıla 10 kala izleyiciye ben mi anlatmak zorundayım? "Bu, insa- nın bendeki şekiUendirilişidir" de- sem yetmez mi? Hem uzun uzun anlatılan "şeyler" beni tekrar bü- yük kent ikiyüzlulüğüne geri dön- dürmez mi? Yapıtlanm, hacimli biçimler. Onların öykülerinin bi- linerek sevilmesinden çok, onlara dukunularak sevilmesini tercih ederim. O soğuk taşlardan sıcak- lığı alanların neler anlayacağı de- ğil, neler anlatacağı çok daha önemli. TlYATROLARDA BİR G£Z//V77QRHANALKAVA Sevginin cinsiyeti olmaz Çllgllllar KulÜbÜ / Yazan: Jean Poiret / Yöneten: Ali Poyrazoğlu / Dekor: Nuri Ergürler - Mertkal Kanıbelli / Danslar: Yavuz özden / Oynayanlar: Ali Poyrazoğlu, Bülent Kayabaş, Derya Alabora, Levent Kazak, Kutay Koktürk, Duygu Ankara, Melih Ekener / Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu. Oynandığı her şehirde gişe re- korlan kırmış, üç kez filme alııı- mış bir oyun Çılgınlar Kulübti. Oyun, I979'da gene (o zamanki adıyla) Ali Poyrazoğlu-Korhan Abay Tiyatrosu'nda sahnelenmiş- ti. Oyunun bu başarısı iki temel nedene dayanıyor: Birincisi, dra- matik açıdan sağlam bir metin Çılgınlar Kuliibü. tkincisi ise ge- tirdigi ahlaki mesaj, tarihin her döneminde geçerli olabilecek bir dürüstlük ve tutarlıhk içeriyor. Orta yaşın eşiğındeki iki eşcinse- lin, Çılgınlar Kulübü'nün sahibi Georges ve kulubun ">ildız"ı Al- Bir müzikal Batı Yakasının Hikâvesi / Leonard Bernstein / Metin: Arthur Laurent / Çeviren: Alev Yamaç / Yoneten: Nancy Rhodes / Koregrafi: Schellie ArchboJd / Orkestra şefi: Babür Tongur / Dekor: Refik Eren / Kostüm: Hale Eren / Oynayanlar: Taner Birsel, Müjgan Özsan, Ülkü Duru, Zafer Âlgöz, Kürşat Alnıaçık, Erdal Uğurlu, Meltem Özmen / İstanbul Devlet Tiyatrosu. Türkiye'de müzikal neden ol- maz ya da olursa ne kadar oluı? İstanbul Devlet Tiyatrosu Opera ve Balesi, imkânlannı bir araya getirip hayli buyuk bir prodüksi- yonla Batı Yakasının Hikâyesi'- ni sahneledi ve biz de bir kez da- ha bu sorunun cevabını görerek öğrenme fırsatına kavuştuk: Bu kadar olur! Bernstein'in hacimli müziğiyle, biraz da 1950'lerin sonlarında Beat Generation'ın yaydığı barış ve ozgürlük dalga- İarmın etkisiyle büyük populari- te kazanan bu müzikal, "Romeo ve Juliet" uyarlamalarının en ün- lusü sayılabilir. Merkezde, köken- leri farklı olduğu için karşıt grup- larda yer alan bir kızla bir deli- kanlının aşkı işlenirken, metni besieyen yan temalarda, ırk ayrı- mının Amerikan toplumundaki vahşi yuzüne, yüzeysel de olsa bir bakış getiriliyor. Artık VVoody Al- len'la birlikte anılan Manhattan'- ın bu eski çehresi kuşkusuz ilginç. Koregrafi çauşmasında, büyük öl- çude Jerome Robins'in yazdığı adımlar kullanılmış. Ama göste- ri sanatlarının başkenti New York'ta doğmuş, gelişkin ve ek- siksiz oyunculuk gerektiren bir müzikali, oyuncu ve seyirci eğiti- minin çok farklı bir süreç izledi- ğl lstanbul'a taşımanın kaçınıl- maı düşkınkhklanyla dolu bir ya- pım çıkmış ortaya. Oyunu, ne Er- dal Uğurlu'nun, Knrşal Alnıaçık'- ın performansı, ne tiyatrocu, ba- leci, operacı genç kadronun çaba- sı kurtarmıyor. Babür Tongur'un parlak muzik yorumu ve bir "me- rak giderme" kaygısı, izleme ne- deni oluşturabilir. bin'in on beş yıllık, emek verilmiş beraberlikleri ile onları kuşatan bir dizi tutucu ve teşhirci ahlaki kurum arasında geçen çatışma, insani değerlerin sorgulandığı bir arenaya dönuşuyor oyunda. Brecht'in Kafkas Tebeşir Dairesi oyununu düşündüren bir "anaiık hakkı" tartışmasFyla boyutlanan raetin, tutucu milletvekili adayı Dupont ve kansı da dahil olmak uzere tum oyun kişilerınin olum- lu/olumsuz yanlanyla ortaya ko- nulduğu bir "hoşgörii"yle yazıl- mış. Yazann bu hoşgorülu tarzı Çılgınlar Kulübü'nün belki de en önemli yanına sinmiş, oyun bir hoşgörü çağrısına dönüşmüş. Bu ahlaki derinliğin, hayatın mizahı- nı hiç kaybetmeden işlenmiş ol- ması da yer yer hazin ve hayli çıl- gın bir güldürü çıkarmış ortaya Ali Poyrazoglu'nun incelikli yo- rumu ve usta oyunculuğu, Bülent Kayabaş'ın üstun performansı go- rülmeye değer. Sevginin cinsiyeti olmadığını bir kez daha kanıtla- yan Çılgınlar Kulübü, her tür se- yirci için ideal bir oyun. ÇILGINLAR KULL'BL — Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nda sahnele- nen "Çılgınlar Kulubü" adlı oyunda Kutay Koktürk, Bülent Kaya- baş, Derya Alabora, Ali Poyrazoglu >c Duygu Ankara rol alıyor. Brecht'ten bir demetH a l k i n Ekmegİ / Bertolt Brecht'in yapıtlarından kurgulayan ve yöneten: Zafer Diper / Oynayanlar: Zafer Diper, Mürsel Yaylalı, Nazan Diper, Ali Doğantimur, Nilay Çelikkol / Bizim Tiyatro. Yıllardır büyuk bir özveriyle ti- tılar, paralel kurguda ise Türki- yatrosunu ayakta tutan Zafer Di- per, Brechl'in şiir, şarkı ve metin- lerinden yaptığı bir kurguyla, "Brecht'i anma günü" düzenle- yen bir grubun çerçevesinde geli- şen bir metin oluşturmuş. Boyle- ce iki dü7»emde akan paralel bir yapı kurnayı denemiş. Bir yanda, Brecht'ten yapılan sistematik alın- ye'de Brecht'in alımlanma biçimi- ne eleştirel bir yaklaşım... Bu il- ginç kurgu, özellikle final bölu- münde boyutlanıyor ve sanatın kendini üretme biçimi vurgulanı- yor. Kitle orgutlerinin "kültürel" çalışmalarına mizahi bir yaklaşım getirilirken bir otoritenin kaba gü- cü, ustaca yapıtmış Brecht alıntı- larıyla öne çıkartılıyor. Bizim Ti- yatro ve benzer başka topluluklar için sorun oluşturan maddi im- kânsızlıklar ve oyunculuk çalış- masının yetersizliği, yer yer oyu- na hoşgöruyle yaklaşmayı gerek- li kılıyor. Dıa perdesiyle sağlanan mask, göige oyunu benzeri görsel katkılar, mizansenin başarıh yan- lan. Belki zamanla bütunlenecek, değişik bir deneme, yeni. bir lez- zet içeriyor Halkin Ekmegi. Hep aynı tür oyunlara koşullanmamış izleyiciler için. Mehter marşı ve Mozart • tZMİR (UBA) — Devlet sanatçısı, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Prof. Dr. Hikmet Şimşek, dunyaca ünlü besteci Mozart'ın 'Mehter Marşı'yla büvüdüğünu ve bu marştan esinlenerek çok sayıda eser verdiğini söyledi. Prof. Dr. Hikmet Şimşek, 'Mehter Marşı' ile Yunus Emre Oratoryosu'nun Türkiye'yi bu yıl ve 1991'de dünyada en çok konuşulan ülke yapacağını, böylece Avrupa kapılannın bir kez daha müzik ve sanatla açılacağını bildirdi. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Şimşek, İzmir Devlet Senfoni Orkestrası'nın 15. kuruluş yıldönumü nedeniyle Cumhurbaşkanı Turgut ÖzaPa verilecek konseri yönetmek üzere Izmir'de bulunuvor. Kitabevi'nde fonım • Kültür Servisi — Kadıkoy Gençlik Kitabevi Sanat Galerisi'nde 8 Mart Dunya Kadınlar Günü nedeniyle "Dünya Kadın Haklan Gününde Sanat ve Hukukun Yeri" konulu bir forum düzenleniyor. Gazeteci-yazar Yüksel Yazıcı'nın yöneteceği foruma konuşmacı olarak emekli savcı-yazar İsmet Kemal Karadayı, Avukat Fethiye Pekşen ve müzisyen Efkan Şeşen katıhyor. ^Boyacı Küpü ? • Kültür Servisi — Boyacı Küpu adlı derginin uçüncü sayısı çıktı. Derginin bu sayısında balık koleksiyonculuğu, Standox eğitim merkezleri, Ataköy marinası, dağalık sporu, "Batman" adlı film üzerine çeşitli yazılar yer alıyor. BüGÜN • 'Kadınlanmız' Türk Kadınlar BirliğTnin düzenlediği "Kadınlanmız Nasıl Olmalı" adlı panel saat 15.00'te MSÜ Oditoryumu'nda gerçekleştirilecek. Panele gazetemiz yazarlanndan Ilhan Selçuk, öğrenci Hakan Akbay, Prof. özdemir Altan, politikacı Alev Coşkun, işadamı Cefı Kamhi, Prof. Dr. Özer Ozankaya ve sendikaa Orhan özhan katılacaklar. • Söyleşi IsaÇelik, ABD'li fotoğraf sanatçısı Marry EUan Mark'ın bir albümü üzerine saat 19.00'da İFSAK'tasöyleşecek. • Ylavuz'un şiir söyleşisi Şair Hilmi Yavuz'un şiir üzerine söyleşisi saat 16.3O*da Atatürk Kitaplığı'nda yer alıyor. • Fransız mimarisi Prof. Dr. Filiz Özer'in "Çağdaş Fransız Mimarisinde Eski- Yeni İlişkileri" konulu dialı konferansı saat 13.00'te İTÜ Taşkışla binasında. BİLSAK'TA BUGÜN 8 Mart Perşembe 19.00 KONFERANS: tnsanın Cinsd Potansiyeli ve Çok Orgazmlıbk Ilhan GUNGOREN 19.00 SANAT ESERlNlN OBJEKTİF ANLATIMI: "Büyücü Filmi" Erol COŞKUNER Görsel Sanat Atölyeleri Mehmet GÜLERYÜZ'le Resim Çalışmaları 10.00-01.00 arası CAFE- FOYER-BAR BİLSAK herkese açıktır. BİLSAK Sıraselviler, Soğancı Sok. No: 7 CİHANGİR 143 28 79-143 28 99 7T5, etkinlikleriniyoğunlaştırdı Ustalar ve kitaplarKültür Servisi — Türkiye Yazar- lar Sendikası tarafından düzenle- nen "Ustalanmızla Birlikte" gece- lerinin Uçuncüsü Rıfat Ilgaz'a, dördüncüsü ise Vedat Günyola ayrıldı. İlki Ce>det Kudrel'e, ikin- cisi Burhan Arpad'a aynlmış olan gecelerin üçüncüsü 12 mart pazar- tesi Karaca Tiyatrosu'nda yapıla- cak. Rıfat Hgaz gecesi, Cengiz Bek- taş'ın yöneteceği, İlhan Selçuk. Ferruh Doğan ve Ahmet Oktay- ın katılacakları bir panelle açıla- cak. Ilgaz'ın "Karartma Geceleri" adlı romanını sinemaya aktaran Yusuf Kurcenli ve filmde oynayan Tank Akan, yapıtla ilgili görüşle- rini dile getirecekler ve filmden bazı sahneler gösterilecek. Ilgaz'ın "Hababam Sınıfı"nı ilk kez sah- neleyen Zeki Alasya ve Metin Akpınar, anılarını anlatacaklar. Sunuculuğunu Candan Şabuncu- nun ustleneceğı gecede Ömer Öz- geç. Ilgaz'ın şiirlerinden yaptığı besteleri seslendirecek. Isa Çelik, Rıfat llgaz'ı dıalanyla anlatacak, Aydıo Hgaz da Rıfat Ilgaz'la ılgı- li 15 dakikalık bir video filmi su- nacak. 26 martta yine Karaca Tiyatro- su'nda düzenlenecek olan "Lsta- lanraızla Birlikte" gecesi ise Vedat Günyol'a aynldı. 14 mart günü Türkiye Yazarlar Sendikası'yla İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği "Kitap Tamtımı ve Kitap Tanıtımcılığı" konulu bir söyleşi. saat 12.00-16.00 arasında Atatürk Kitaplığı'nda gerçekleşecek. Faruk Şüyün'un yazarlanndan ve TYS Gene Baş- kanı Oktay Akbal. Atilla Birkiye- nin Akbal'!a söyleşeceği günde Akbal'ın öykülerinden örnekleri Pendik Halkevi Oyuncuları sergi- leyecek. Akbal, aynca kitaplanıu imzalayacak. TYS'nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi'yle birlikte düzenlediği "hitap Nereye?" başlıklı panel de 21 mart çarşamba gunu saat 'Ustalanmızla Birlikte' toplantıları Rıfat Hgaz ve Vedat Günyol'la sürecek. Atatürk Kitaplığı'nda kitapla ilgili söyleşi ve paneller yapılacak. Pendik'teki okuma günlerinin ilk konuğu ise Oktay Akbal olacak. Akbal, kitaplarını da imzalayacak. mmovnuuıt Tel: 1511865-66 yöneteceği soyleşıye. TVS Genel Sekreteri Atilla Birkiye katılacak. I urkıyc Vazarlar Sondıkası. Pendik Belediyesi ve Cumhuriyet Kitap Kulubu'nun ortaklaşa du- zenledikleri Okuma ve Söyleşi GünlerPmn ılki ise 17 mart cumar- tesi gunu Pendik'te Atatürk Kul- lürevi'nde yapılacak. Okuma Gunleri'nin ilk konuğu, gazetemiz 15.00'te Aıaturk Kitaplığı'nda ya- pılacak. Gunumuzde "kilap"ın konumunun tartışılaeağı ve Atil- la Birkiye'nin yöneteceği panele konuşmacı olarak yayıncı ve ya- zar Erdal Öz, yazar Bekir Yıldız, TYS ikinci Başkanı Demirlaş Ceyhun ve Cumhuriyet Kitap Ku- lübü Muduru Mehmet İlkorur ka- tılacaklar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle