03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MART 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Krenz intihar edecekmış • FRANKFURT (AA) — Demokratik Almanya'da uzun yıllar eski Deviet Başkanı Erich Honecker'in yardımcısı olan, Honecker'in devrilmesinden sonra da çok kısa bir süre devlet başkanlığı görevini yüruten Egon Krenz intihar etmeyi düşünüyor. Krenz, Federal Almanya'da yayımlanan yüksek tirajlı Bild gazetesinde yer alan yazı dizisinin büyük tepki görmesi karşısında dayanma gücünü yitirdiğini ve intihar edeceğini söyledi. Çernöbü için yardım çagrısı • CENEVRE (AA) — SSCB'nin Beyaz Rusya Cumhuriyeti'nin BM nezdindeki büyükelçisi Vassili Peçkov, uluslararası topluluğa, Çernobil faciasının hâlâ etkisini yaşayan bu cumhuriyete acil tıbbi yardım çağrısında bulundu. 26 Nisan I986'da meydana gelen Çernobil faciasının Beyaz Rusya halkı için bir felakete dönüştüğünü soylcyen Peçkov, yapılan incelemeler sonucunda hâlâ radyasyonlu bölgelerin bulunduğunun ortaya çıktığını ve cumhuriyetin tanm alanlarının yüzde 20'sinin işlenmez durumda olduğunu kaydetti. Pinochet'nin kaderi • SANTİAGO (AA) — Şili'de devlet başkanhğına seçilen ve görevi 11 manta Augusto Pinochet'den devralacak olan Patricio Aylwin, "General Pinochet bundan böyle bütün siyasi faaliyetlerinden vazgececek" dedi. Alywin, önceki gün Bartılı 'gazetecilerm - sorularını yanıtlarken, General Pinochet'nin silahlı kuvvetlerin başında kalmasının da uygun olmayacağını söyledi. Patricio Alywin, General Pinochet'nin silahlı kuvvetlerin başında kalmayı istediği takdirde, siyasi olmayan bu yeni görevine uygun olarak davranması gerektiğini vurguladı. Irangate davası • WASHINGTON (AA) — Irangate skandahna karışan eski ABD Başkanı Ronald Reagan'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Poindexter hakkındaki dava önceki akşam başladı. Poindexter, 1986 yılında, ABD'nin lran'a yaptığı silah sevkiyatından elde edilen gelirın Nikaragua rejimine karşı savaşan gerillalara aktarılmasına ilişkin belgeleri ortadan kaldırmak ya da çarpıtmak suretiyle Irangate hakkında açılan meclis soruşturmasını engellemekle ve Kongre'ye yalan ifade vermekle suçlanıyor. Bush'tan çağrı • WASHINGTON (AA) — ABD Başkanı George Bush, ttim ülkeleri, nükleer silahların yayılmasını önleme anlaşmasını imzalamaya çağırdı. Bush, anlaşmanın hazırlanışının 20. yıldönümü dolayısıyla Washington'da yaptığı yazılı açıklamada, anlaşmayı nükleer silahların denetimi için atılmış önemli bir adım olarak niteledi. Bush, anlaşmayla, nükleer enerjinin banşçı amaçlar için kullanımı konusunda uluslararası işbirliği yolunun acıldığını kaydetti. Bhopal faciası için tazminat • YENİ DELHİ (AA) — Hindistan hükümeti, 1984 yılında yaşanan Bhopal faciasının kurbanlarına 211 milyon dolar tazminat ödemeyi kararlaştırdı. Hindistan Kimya ve Sanayi Bakanı M. S. Gurpadasvvamy, Bakanlar Kurulu'nun, "çok acı çeken ve uzun sure bekleyen" yaklaşık 500 bin facia kurbanına tazminat ödenmesini kararlaştırdığını bildirdi ve tazminatın felaketzedelere derhal dağıtılacağını kaydetti. Bakerplanı konusunda hükümetteki görüş ayrılığı sürüyor. Likud, koşullarından vazgeçmedi LsrailVIe barış düğümü Baker Planı Uzlaşma formülü Dış Haberier Ser>isi — ABD Dışişleri Bakanı James Baker tarafından sunulan ve şu ana kadar Filistin Kurtuluş Örgutu ile Israil'in lşçi Partisi tarafından ilke olarak benımsenen Baker Planı'nda uzlaşma formulü şu maddelerle sıralanıyor: 1- Kahire'de yapılacak gonişmelere katılacak Filistin hevetinin başka bir Arap ulkesine danışabilmesi. 2- Filistin hevetinin Kahire'de. İsrail he>eti ile göruşmelere başlamadan önce, FKO lideri Yaser Arafal tarafından kabul edilebilmesi, 3- Goruşmelere katılacak Filistin heyetinde, işgal topraklarından sınır dışı edilen iki Filistinli ile a>nı zamanda işgal lopraklarında jaşayan Dogu Kuduslu Filistinlilerin de yer alabilmesi, 4- Göriişme giindeminde, işgal altındaki topraklarda yapılacak «ecimlerin esasian ve banş surecinia yer alması. Başbakan Izak Şamir'in Likud Partisi önceki gece yaptığı 5 saatlik toplantı sonucunda İşçi Partisi'ne karşı savunduğu koşullarını yineledi. KUDÜS (AA) — lsrail hükümetindeki koalisyon ortakları Likud ve İşçi Partisi arasında, ABD'nin Onadoğu barış planı uzerindeki goruş ayrıhkları surüyor. Başbakan İzak Şarair başkanlığındaki Likud Partisi, ABD'nin Filistinlilerle ba- rış görüşmeleri konusundaki onerisi uze- rine önceki gece yaptığı beş saatlik görüş- meden sonra İşçi Partisi'ne şartlarını yi- neledi. Likud, İşçi Partisi'nin, Doğu Kudüs'teki Filistinlilerin, Batı Şeria ve Gazze şeridin- de yapılacak seçimlere katılmamalannı ka- bul etmesı gerektiğini açıkladı. Likud, bü- tün Kudüs üzerinde lsrail'in egemenliğinin garanti edilmesi şartını öne surdu. Likud Partisi, Filistin Kurtuluş Örgütu'- nun görüşmelere ve barış girişımlerine ka- tılmaktan men edilmesini de isıedi. Açık- lamada, FKÖ'nun barış sürccine katılma girişiminin, tsrail'in goruşmelerden çekil- kaydedildi. şartlar altında. hiç kimse bizim görüşme-mesine yol açacağı Likud Partisi'nin açıklamasında, Ku- dus'ün, lsrail'in mutlak ve birleşik başken- ti oldugu kavdedilerek şoyle deniidi: "Buna göre Doğu Kudüs'teki Arapla- nn oylamava kadlarak ya da seçilerek, ts- rail'in barış girişimine katılmaraaları ge- reklidir. kaıümaları, Kudüs'ün bolünme- sine yol açar." lşçi Partisi ise 1967 Ortadoğu savaşı sı- rasında Batı Şeria ve Gazze seridi ile bir- likte işgal edilen Doğu Kudüs'teki Arap- lann Kahire görüşmelerine katılmasım des- tekliyor. Peres reddetti Işçi Partisi lideri Şimon Peres, Likud Partisi'nin Doğu Kudüs'teki Araplann ba- rış sürecinin dışında tutulması yolundaki isteğini reddetti. Peres, Likud Partisi'nin bu isteğinin, Filistinlilerle tarihi banş gö- rüşmelerinin başlama«ını imkânsız kıldı- ğını kaydetti. lsrail Radyosu, Peres'in işçi partili ba- kanları bugün için bir toplantıya çağırdı- ğını ve toplantıda 15 aylık koalisyon hu- kümetinden ayrılma konusunu gündeme getirmesinin beklendiğini duyurdu. Peres, radyoya verdiği demeçte, "Orta- da bir tereddiıt nldugıınn «anmoorum. Bu görüşme lere katılmamızı isteyemez" dedi. Şimon Peres, Likud Partiri'ne, ABD Dı- şişleri Bakanı James Baker'ın Kahire'de ls- rail - Filistin barış görüşmeleri yapılması onerisine cevap vermesi için yarına kadar süre tammıştı. Arafat: FKO katılmalı Likud Partisi, FKÖ'nun barış sureci dı- şında tutulması şartını öne sürerken, Fi- listin Devlet Başkanı Yaser Arafat, barış görüşmelerinin orgutu de içermesi gerek- tiğini söyledi. ' . Uç gunlük bir ziyaret için önceki gün Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'a gı- den Arafat, basın munsuplarına yaptığı açıklamada, "İsrailliler kiminle görüşme yapacaklar. HayaleUerte nıi, yoksa görim- meyen adamlar >a da heyetlerle mi?" de- di. Arafat, "Şamir. Filistinlilerin haklan- nı görmezlikten gelerek ve Filistin liderli- ğini, FKÖ'yu aşarak bir banşın sağlana- mayacağını biliyor. Şamir, guneşi balçık- la sıvavaraaz" şeklinde konuştu. Yaser Arafat, Baker'a, barış görüşme- leri konusunda FKÖ'nun şartlarını sundu- ğunu da söyledi, ancak aynntı vermedi. Bulgaristan'daki 'isim yasası* için tereddütler var Ankara şiıııcülik sessizBulgaristan Parlamentosu'nda önceki gün çıkan 'Müslüman azınhğı isimlerinin iadesiyle ilgili yasa'da yer alan koşullar tereddüt yarattı. ANKARA (Cumhuriyet Büro- sa) — Bulgaristan Ulusal Mecli- si'nin Türk ve Müslüman azınlı- ğı mensuplarına adlarının iadesi- ni öngören yasa tasarısını onay- laması konusunda Ankara dün resmi bir açıklamada bulunmadı. Yetkili çevreler, yasa metninin henuz ayruıtüı biçimde incelenme- diğini, bu nedenle resmi açıklama- nın daha sonra yapılabileceğini belirttiler. Aynı çevreler, "Bk bakışta" söz konusu metinde "lereddüte yol açan bazı noktaların bulunduğunu" da kaydettiler. Bulgaristan Parlamentosu ko- numundaki Ulusal Meclis, Türk ve Muslümanların Jivkov döne- minde zorla değiştirilen adlarının iadesini öngören yasa tasarısını önceki gün kabul etmişti. Kabul edilen yasaya göre, zor- la Bulgarlaştırılan adlannı bıraka- rak, eski adlannı almak isteyen Türk ve Pomaklar mahkemeye başvurabilecekler. Mahkemeler başvurulara İS gün içinde yanıt verecekler. Yetkili çevreler, adlann iadesin- A f n « v r ı ı t l ı ı L r * t » n < r ö r - i i n r i i l < » r » DoJuAvnıpa ulketerindeki hızlı degişmelerin ve reform hareketlerinin dalgasına kendiıı " • « • « • « « " « V ICIII p u i U l l l U J f l kaptırmavan Arnatutluk. bu ••reform furvası'vla ilgisi olmadığını savunurken bi lini kaptırmavan Arnavulluk. bu "reform furvası'"vla ilgisi olmadığını savunurken bir yandan da bugune kadar rasllanmadık biçimde kapılannı vabancı basın mensuplarına açıyor. Son aylarda çok sayıda Batılı haber ajansı ve gazete muhabiri Arnavutluk'a giriş için vize alırken Batı basınında Arnavutluk'a ilişkin bugune kadar olmadıgı oranda çok veni göriin- tü ver alı>or. Associated Press ajansı muhabiri tarafından goruntülenen bu iki Arnavut kadın da pazar yerinde urünlerini satarken. "dış basına açıklık"lan vararlanan Batılı objektiflere girmişler. (Fotograf: AP) de bu "adli yolun", işlemleri "yavaşlatmak" veya "yokıışa siirmek" için mi seçildiğinin he- nüz açıklık kazanmadığını be- lirttiler. Sofya ile "Uçra" arasındaki "tamamen farkk şardara" da işa- ret eden bu çevreler, "adlann ia- desinde yerel du/evdeki olnmsuz etkenlerin nasıl bertaraf edilece- ginin merak konusu olduğunu" da söylediler. 300 leva masraf Bu arada Bulgaristan Parta- mentosu'nun önceki gun aldığı "Türk ve Muslumanlann eski ad- lannı alabilmeleri" karan olum- lu bulunurken, böyle bir kararın ekonomik olarak büyük bir yük getireceği bildirildi. Türk adlan- nı geri almak isteyenlerin mahke- meye müracaat ederek kişi başına 300 leva odeyeceği bu masrafa ay- nca avukat ve taruk ücretlerinin de ekleneceği öğrenildi. 5-6 nüfuslu bir aile için devlete ödenecek 1500-2000 levanın Bul- garistan ekonomisine rahatlık ge- tireceği, bu yüzden kararın kuşku verici olduğu bildirildi. Balıkçı motoru Ote yandan Türkiyt, tğneada açıklannda avlanan Türk balıkçı motoruna bir Bulgar sahil botu tarafından ateş açılması olayını protesto etti. Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Siyasi İşler Genel Müdür Yardım- cısı Uğur Ziyal. Bulgarısıan'ın Ankara Büyukelçiliği müsteşannı bakanlığa çağırarak, Türkiye"nin protestosunu iletti. Bulgaristan ise Iğneada'nın 12 mil açıklannda ateş açılan Tûrk balıkçı teknesinin "Bulgar kara- sulanna girdiği" iddiasında bu- lundu. NEW YORK \ahudilerin4 5OO'üncü yıl gecesf Osmanlı Imparatorluğu'nun 500 yıl önce göç eden Yahudileri kabulünün yıldönümünde düzenlenecek sergiye yardım için görkemli bir balo gerçekleştirildi. NEW YORK (AA) — New York'uki Yahudi toplumunun ileri gelenleri, Yahudileri Osmanlı top- raklanna kabul eden Türklere şükranlannı duyurmak için, ünlu Waldorf Astoria Oteli'nde bir Os- manlı sarayı mizanseni içinde du- zenlenen bir maskeli baloda bir araya geldiler. 1 nisanda New York'ta "Yahu- di MüzesTnde açılacak "Osmanlı YabudOeri" Sergisi'ne maddi katkı sağlamak amacıyla bir "maskeli balo" düzenlendi. Aşuı talep karşısında bin kişiyle sınırlanan ve "gönüllerinden kopan" en az 500 dolar (yaklaşık 1.2 milyon Iıra), en fazla 10 bin dolar (24 milyon lira) bağışla bu maskeli baloya katılanlan kapıda sultanın nedimeleri, saray soyta- nları, harem güzelleri, dansözler, canbazlar karşı ladı. Gecenin yemeklerini, Izmir do- ğumlu bir Yahudi restoran sahibi hazırladı. Tarama, yaprak dolma, şiş kebap, sigara böreğinden olu- şan kokteyl mezelerinden sonra "Marmara usulü mercan buğula- ma, Malatya kayısılı tavuk dolma, Izmir usulü zeytinyağlı taze fasul- ye, iç pilav, fıstık içli buzlu şerbet ve orta şekerli kahve eşliğinde baklava, acıbadem kurabiyesi ik- ram edildi. 1492 yılında tspanyol ve ardın- dan Portekiz işkencelerinden ka- çan yüzbinlerce Yahudiye 2. Beya- zıt, Osmanlı Imparatorluğu'nun kapılannı hiçbir din, dil ve ırk kaygısı duymadan açmıştı. Bu olayın 500. yıldönümünü italya ve Yunanistan da I992'de büyuk coşku ile kutlamaya hazır- lanıyor. Baloya katılanlardan, lurkiye- den göç eden bir Amerikan Yahu- disi, AA'ya, Bulgar hukumetinin "2. Dünya Savaşı'nda Yahudileri nasıl kurtardığı" hakkında bir propaganda fılmi yaptığım, Sefar- dik Yahudilerini kıran ve Türkiye1 ye sığınmalanna yol açan tspan- yolların, bu kışilere "Islerseııiz başvunın, size tspanyol vatandaş- lıgını yeniden verdinı" dediğini anlattı. Ermeni soykırımı Wiskonsin eyaleti kabul etti WASHINGTON (AA) — 24 nisanın "Ermeni Soykınmını Anma Güoü" olarak kabul edilmesi konusu ABD Kongre- si'nde tartışılırken, Wisconsin eyaleti meclisi bu yönde bir ka- rar aldı. Kararın, Eyalej Senatosu ve Temsilciler Meclisi'nden 27 şu- batta oybirliği ile geçtiği öğre- nildi. tki sayfalık karar metninde Ermeni iddiaları bütün ayrıntı- larıyla sıralanıyor ve sonuçta 24 Nisan 1990'ın eyalette anma günü olması kararlaştınlıyor. Bu arada bir grup Ermeni Türkiye"nin Washington Büyu- kelçiliği önünde gösteri yaptı. Yakiaşık 40 kişilik grubun ba- şında iki Ermeni papazın bu- lunduğu dikkati çekti. Sözde soykırım konusunda pankartlar taşıyan gostericıler, Turkiye"nin "sorumluluğu kabul etmesim" ve "görüşme masasına oturmasım" istediler. 15. İKTİSATÇILAR HAFTASI 8-9-10 MART 1990 İSTANBUL SHERATON OTELİ BALO SALONU 4i Değişen Dünya Doğu Avrupa ve Türkiye 1 GÜN 8 MART 1990 SAAT: 10.00 ^M 1. GÜN 8 MART 1990 SAAT 14 00 SUNUŞ Ahmel C OZKAN YORUM Aki PAANANEN AÇIUŞ Kaınrvi INAN Sosyalist ekonomiler nereye gidiyor? OTURUM BAŞKANI Gultoı KAZGAN Türkiye ekonomisi için uluslararası perspektifler OTURUM BAŞKANI Erdognı ALKIN PANELISTLER Ishak ALATON Tulıy ARIN Onur KUMBARAC1BAŞI Y»l«ın KUÇUK PANELISTLER Taner BERKSOY Nıh»ı GOKYlĞtT Emre GONENSAY ÇagUr KEYDER 2 GÜN 9 MART 1990 SAAT: 10.00 H 2. GÜN 9 MART 1990 SAAT 14 00 YORUM SHP Temsıkıs, YORUM Mbtn ÇERMŞEV YaltaMan Malta'ya bloksuz bir Dünya'ya doğru mu? Değişeh dünyada Türkiye'nin yeni jeo-stratejik konumu OTURLM BA5KANI Yukıel ULKEN OTURUM BAŞKANI E&al ÇAM PANELISTLER Mahımıl DİKERDEM Ah KOÇMAN Doju PERINÇEK Tolga YARMAN PANELISTLER Alıla ERALP Iher TURAN HaJuk ULMAN M Surey>a YUKSEL 3. GÜN 10 MART 1990 SAAT: 10.00 M 3. GÜN 10 MART 1990 SAAT: 14.00 YORUM Su!e>TTun DbMIREL YORUM Ou ŞIK Dünyadaki gelişmelerin siyasi hayatımıza yansımaları Sosyalist sistemin sonu mu, demokratik sosyalizm mi? OTURUM BAŞKANI Akm ILKIN PASfcUSTI.ÖR BuleM AKARCALI ÇagaUv ANMX)I Umaıl CEM Mehnıci DLHjbK OTURUM BAŞKANI Burtun ŞENATALAR PANfcl ISTLf.R av»> AKAT Cufkun KIRCA Sungur SAVRAN Aıdın YALC1N İFMC İSTANBUL UNIVERSITtSI IKT1SAT FAKLI.TKSI MKZUNLARI CKMIYETI Cumhurıyel Cad 27/6 Taksım Tcl 15(1 50 14. 150 44 11 Fax 150 16 42 DUNYADA BUGUN AUSIRMEN Kohl Sendromu... Toplumsal yaşamda gelışmeler olağan çizgilerini izler, işler yo- lunda giderken, yonetimin başındaki kişinin nitelikleri çok fazla önemli olmayabilir Tıpkı normal rotasını izleyen, hiçbir aksilikle Karştlaşmadan iniş alanına doğru yönelen bir uçak gibi. Nasıl getişmış uçağın otomatik komuta mekanizması, inişte pilotun bir iki düzeltmesı dışında uçuşu ve konusu kendi başına düzenle- yecek ise, gelişmiş toplumların karmaşık otokontrol mekanizma- ları da, siyasal ıktıdann bir iki küçük dokunması dışında, geliş- meyi kendiliğınden çizgisinde tutacaktır. Ama, umulmadık gelişmelerin ufukta belirdiği, işlerin olağan çizginin dışına taştığı anlarda, pilot koltuğunda oturan adamın kişiliği, hunerı, becerisi, geniş görüşlülüğû, sağduyusu, soguk- Kanlılığı büyük önem kazanacaktır. Tarihin dönüm noktalarında yol ağızlarında da, toplumların yönetımindekı kişiler büyük önem kazanırlar Eğer onlar, o degişimin düzeyinde değillerse olağan zamanda hiç de ayırdma varılmayacak yanlışları, eksikleri, dar gorüşlülükleri, yeteneklerini aşan tutkuları hemen göze çarpa- caktır. Öyle anlar olabılir kı, yönetırndekı kişinin yetersızligı, ge- lişmelerin ivmesinı azaltabilir ya da geçici de olsa yönünü sap- tırır gibı otabilır. Galiba F.AImanya'nın, tarihinin dönüm noktalarından birinde başına gelen şanssızlık da buydu. Şanssızlığın adı Helmut Kohl. Kohl, savaş sonrası F.AImanyası'nın önemli polıtıkacılarından bıri değıl, kavrama yeteneğı, zekâsı. geniş düşünme becerisi kısıtlı, sağduyusu ile kurnazlığmın çekişmesinde birincınin her zaman yengi kazanması olanaksız bir kişi, sıradan bir polıtikacı. Ama olaylar onu şansölye koltuğuna yerleştirmiş. Kohl, olayların normal gelişme sürecınde işini iyi kotü yürüt- tü. Ne var ki, olaylar tarihin hızlandtğı, degişimin başdöndurü- cü bir hal aldığı bir sırada Kohl'u iktidar koltuğunda yakaladı- ğında onun orada bulunması bazı sorunlara yol açacaktı. Nitekim açtı da. F.AImanya Şansolyesi Helmut Kohl, iki Almanya'nın birleşmesi ne çeyrek, hatta beş kaJa, Polonya'nın sınırlarını tanıma konu- sunda sorun çıkardt. Hıristiyan Demokrat Başbakan önce, bu tanımayı birleşrneden sonra ele almayı önerdi, sonra da, Polon- ya'nın Ikinci Dünya Savaşı sonrası sınırlarının Bonn tarafından tanınmasını Varşova'nın savaş tazminatı istemekten vazgeçme- si koşuluna bağladı. Küçük polıtikacı, tarihin bir devlet adamına gereksinme duy- duğu bir anda, suçüstü yakalanmıştı, meşru da olsa yanlışlıkla oturduğu iktidar koltuğunda. Evet Kohl'un hesatnnı anlamak kolaydı. Bir zamanlar, Alman- ya'nın olan şimdi Polonya sınırları içinde bulunan topraklarda doğmuş olanlar ile evlatlarının, aşırı sağcıların, Hitler hayali pe- şinde koşanlann. göçmen Almanlar'ın oylarını kendi yanınaçek- meyı kurmuştu Hıristiyan Demokratlar'ın karizmasız önderı. Ama bu hesap yine de gafın büyüklüğünü gözden kaçırmı- yordu. Her şeyden önce, Bonn daha VVilly Brandt'ın "ostpoliti- k"inîn (doğuya açılma politıkası) ilk adımında Hallsteın doktrıni ile birlikte. Oder-Neise çizgisı sorununu da bir yana bırakmış, savaş sonrası sınırlann geçerliliğıni tartışmaktan vazgeçerek ışe başlamıştı. Doğrusu Brandt politıkası da, bu olumlu yanlarıyla yumuşamanın /Vrupa'da gelişmesine büyük katkıda bulunmuştu. Ustelik yumuşamayı, artık gerı dönülmez bir olgu haline geti- ren (hoş son gelışmeler artık o sureci de gerıde bıraktı ya) Hel- sinki sonuç bekjesini imzalayan F.AImanya Avrupa'da ikıncı Dün- ya Savaşı sonrası sınırları da resmen kabul etmişti. Bütün bu gerçeklere karşın, küçük iç politik hesaplarla Po- lonya sınırlarını gündeme getirmek, gerçekten devlet adamlığı- nın gerektigı yerde, küçük polıtikacı olmak demekti. Hele hele, Ikinci Dünya Savaşı sırasında Bay Kohl'un Hitler önderlığindekı ülkesınin. Polonyaya neler yaptığım bitenler, sa- vaş tazminatı ıstenmesinden vazgeçilmesi koşulunun ileri sü- rülmesini, küçük poiitikacılıktan da öte, utanma duygusunun az- lığına bağlamış olmalılar. Zaten utanma duygusunun azlığı da küçük polıtikacılığın göstergelerinden biridir. Neyse kı, çok sert dış ve iç tepkiler karşısında Helmut Kohl, savsatalarından vazgeçmek zorunda kaldı ve sözlerini geri al- dı. . Gerçekten, Sovyetler Birliği gibi, ABD de Kor\l'un«açmalıkla- rı karşısında sert tepki göstermisti. Öte yandan, Paris ile Lond- ra, bırçok konuda geleneksel görüş aynlıklanm korurtarken, KohP un çıkışı karşısında bırleşmışlerdi. Içerde ise, koalisyon ortağı FDP ile güçlü muhalefet SPD Kohl- un geleceğinı tehlikeye düşürecek yoğunluğa varması olası sert tepkilere yönelmişlerdi. Küçük politikacının, yanlışyoldan geri dönmesine bu tepkiler neden oldu. Ama Kohl, kendi kişiliğinin eksikliğiyle birlikte, Almanya'da hâlâ Hitler hayaletinin etkisınin kaybolmadığını ortaya koydu. Bir za- manlar Hitler"n kendisi karşısında zamanında uyanrnayanlar bu kez Hitler'in hayaleti karşısında uyanık bulunmalı ve Almanya 1 nın Hitler'in ve Nazilerin ülkesi olduğunu hiçbir zaman unutma- malıdırlar. * Kohl'un küçük politikacılığı, İkinci Dünya Savaşı sonrasında büyük devlet adamları yetistirmiş olan F.AImanya'nın hiç de hoş olmayan bir yanının yeniden ön plana çıkmasına neden olmuş bulunuyor. KKTC Denktaş: Vasiliu ile baraka bile yapılmaz DSP lideri Bülent Ecevit'in ara çözüm olarak önerdiği "özerk devlet" tartışmalara yol açtı. Öneriye Denktaş olumlu yaklaşırken, İnönü ve Demirel karşı çıktı. maya devam edeceklerini de bil- dirdi. Dış Haberier Servisi — KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Va- V a S İ I İ u ' n u n e l i b û S siliu ile "değil federasyoa, baraka — bile «pılamayacagını" söyledi. New York zirvesinin ardmdan Türkiye üzerinden önceki gece Kıbns'a dönen Rauf Denktaş, Lef- koşa'da kendisini karşılayan coş- kulu kalabalığa hitaben bir konuş- ma yaptı. Denktaş, New York go- ruşmesinin, Rumların bilinen uz- laşmaz tutumlarını sürdürmeleri nedeniyle başanya ulaşamadığını bildirdi. New York görüşmelerinin ke- silmesinden sonra "Rum lezleri- ne destek arayan" Rum yönetimi lideri Yorgo Vasiliu, ABD yöne- timinden beklediği yakınlığı bula madı. Vasiliu'nun, ABD Başkanı Ge- orge Bush ve Dışişleri Bakanı Ja- mes Baker ile görüşme talepleri- nin "zaman darlığı" ileri sürüle- rek kabul edilmediği bildirildi. Denktaş, sözlerini şöyle sürdür- EceVİtMü ÖnerİSİ dü: "İnsaflı otaa insanlann önün- de hesaplaşıyorduk. Genel Sekre- ter Kıbns'ı tNİivordu ve Genel Sek- reler Kıbns'ta kan dokuldügü yıl- larda Turklerin nasıl yaşadıgını da bili>ordu. Dolayısıyla karşısında, '1960 Anayasası vardır ve bu ana- yasa altında Tiirkler, ancak ana- yasanın emrettigi şeyleri yapabilir- ler. Başka bir se> >aparaazlar" di- yecek kadar kendinden geçvn Sa- >ın Vasiliu'>« '60 Anayasası f%3'ten beri gecerii defüdlr. Self-determinasyoa yok. Biz ce- maatnuşız, çıinkü «maarJara self- determiaasyon hakkı verilemez- miş. Masada oturacaklar ve 'Self- delermınai»on hakkı olma>Tiıı bir cemaalsını/' diyecekler ve biz o masada hak iddia edecegiz, eşit- lik iddia edeceğiz, self- determinasyon isleyecegiz. Ola- maz böyle sey." 1963te barışı ve ortaklığı Kıb- rıs Turklerinin bozmadıgını ve Rumlarla iyi niyetle. komşuluk yapmak istediklerini anlatan Denktaş, Kıbrıs'taki gerçckleri dünyava soğukkanlılıkla duyur- DSP lideri Bülent Ecevit'in, "KKTCnin dış^Uişkileri ve dış gi- venliği bakımından Turkiye'ye bağlı bir özerk detlet olabileceği- 'ne ilişkin ara çozum onerisine de değinen KKTC Cumhurbaşkanı, "F.coifin söylediMerinde büyük bir gerçekçilik vardır" dedi. Kendisinin de böyle bir anlaş- manın yapılabileceği ve yararlı olacağı göruşünde olduğunu ifa- de eden Denktaş, "Rumlar tüm kapılan bize kapatıyorlar. Hızla bizi böyle bir duruma itiyoriar" şeklinde konuştu. Öte yandan Ece\it'in Kıbns ko- nusunda yaptığı "ara çözüm" öne- risi, SHP lideri Erdal tnönü tara- fından benimsenmedi. Kıbrıs so- rununun çozümünü güçleştirecek yöntemlerden yana olmadığını vurgulayan tnönü. "Benim öne- rira iki halkın varhğını kabul eden çözümlere gitmektir. Bunu uzak- laştıracak yolları seçmemektir" dedi. DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, Ece\it'in onerisine katıl- madığını bildirerek. "Bu a»lında dün>a>ı şüpheye düşnrmcktcn başka bir şe>e >aramaz" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle