Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 MART 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Krenz intihar
edecekmış
• FRANKFURT (AA) —
Demokratik Almanya'da
uzun yıllar eski Deviet
Başkanı Erich Honecker'in
yardımcısı olan,
Honecker'in devrilmesinden
sonra da çok kısa bir süre
devlet başkanlığı görevini
yüruten Egon Krenz intihar
etmeyi düşünüyor. Krenz,
Federal Almanya'da
yayımlanan yüksek tirajlı
Bild gazetesinde yer alan
yazı dizisinin büyük tepki
görmesi karşısında
dayanma gücünü yitirdiğini
ve intihar edeceğini söyledi.
Çernöbü için
yardım çagrısı
• CENEVRE (AA) —
SSCB'nin Beyaz Rusya
Cumhuriyeti'nin BM
nezdindeki büyükelçisi
Vassili Peçkov, uluslararası
topluluğa, Çernobil
faciasının hâlâ etkisini
yaşayan bu cumhuriyete acil
tıbbi yardım çağrısında
bulundu. 26 Nisan I986'da
meydana gelen Çernobil
faciasının Beyaz Rusya
halkı için bir felakete
dönüştüğünü soylcyen
Peçkov, yapılan incelemeler
sonucunda hâlâ
radyasyonlu bölgelerin
bulunduğunun ortaya
çıktığını ve cumhuriyetin
tanm alanlarının yüzde
20'sinin işlenmez durumda
olduğunu kaydetti.
Pinochet'nin
kaderi
• SANTİAGO (AA) —
Şili'de devlet başkanhğına
seçilen ve görevi 11 manta
Augusto Pinochet'den
devralacak olan Patricio
Aylwin, "General Pinochet
bundan böyle bütün siyasi
faaliyetlerinden vazgececek"
dedi. Alywin, önceki gün
Bartılı 'gazetecilerm -
sorularını yanıtlarken,
General Pinochet'nin silahlı
kuvvetlerin başında
kalmasının da uygun
olmayacağını söyledi.
Patricio Alywin, General
Pinochet'nin silahlı
kuvvetlerin başında kalmayı
istediği takdirde, siyasi
olmayan bu yeni görevine
uygun olarak davranması
gerektiğini vurguladı.
Irangate
davası
• WASHINGTON (AA)
— Irangate skandahna
karışan eski ABD Başkanı
Ronald Reagan'ın Ulusal
Güvenlik Danışmanı John
Poindexter hakkındaki dava
önceki akşam başladı.
Poindexter, 1986 yılında,
ABD'nin lran'a yaptığı
silah sevkiyatından elde
edilen gelirın Nikaragua
rejimine karşı savaşan
gerillalara aktarılmasına
ilişkin belgeleri ortadan
kaldırmak ya da çarpıtmak
suretiyle Irangate hakkında
açılan meclis
soruşturmasını engellemekle
ve Kongre'ye yalan ifade
vermekle suçlanıyor.
Bush'tan çağrı
• WASHINGTON (AA)
— ABD Başkanı George
Bush, ttim ülkeleri, nükleer
silahların yayılmasını
önleme anlaşmasını
imzalamaya çağırdı. Bush,
anlaşmanın hazırlanışının
20. yıldönümü dolayısıyla
Washington'da yaptığı yazılı
açıklamada, anlaşmayı
nükleer silahların denetimi
için atılmış önemli bir adım
olarak niteledi. Bush,
anlaşmayla, nükleer
enerjinin banşçı amaçlar
için kullanımı konusunda
uluslararası işbirliği
yolunun acıldığını kaydetti.
Bhopal faciası
için tazminat
• YENİ DELHİ (AA) —
Hindistan hükümeti, 1984
yılında yaşanan Bhopal
faciasının kurbanlarına 211
milyon dolar tazminat
ödemeyi kararlaştırdı.
Hindistan Kimya ve Sanayi
Bakanı M. S.
Gurpadasvvamy, Bakanlar
Kurulu'nun, "çok acı çeken
ve uzun sure bekleyen"
yaklaşık 500 bin facia
kurbanına tazminat
ödenmesini kararlaştırdığını
bildirdi ve tazminatın
felaketzedelere derhal
dağıtılacağını kaydetti.
Bakerplanı konusunda hükümetteki görüş ayrılığı sürüyor. Likud, koşullarından vazgeçmedi
LsrailVIe barış düğümü
Baker Planı
Uzlaşma formülü
Dış Haberier Ser>isi — ABD Dışişleri
Bakanı James Baker tarafından
sunulan ve şu ana kadar Filistin
Kurtuluş Örgutu ile Israil'in lşçi
Partisi tarafından ilke olarak
benımsenen Baker Planı'nda uzlaşma
formulü şu maddelerle sıralanıyor:
1- Kahire'de yapılacak gonişmelere
katılacak Filistin hevetinin başka bir
Arap ulkesine danışabilmesi.
2- Filistin hevetinin Kahire'de. İsrail
he>eti ile göruşmelere başlamadan
önce, FKO lideri Yaser Arafal
tarafından kabul edilebilmesi,
3- Goruşmelere katılacak Filistin
heyetinde, işgal topraklarından sınır
dışı edilen iki Filistinli ile a>nı
zamanda işgal lopraklarında jaşayan
Dogu Kuduslu Filistinlilerin de yer
alabilmesi,
4- Göriişme giindeminde, işgal
altındaki topraklarda yapılacak
«ecimlerin esasian ve banş surecinia
yer alması.
Başbakan Izak Şamir'in
Likud Partisi önceki gece
yaptığı 5 saatlik toplantı
sonucunda İşçi Partisi'ne
karşı savunduğu koşullarını
yineledi.
KUDÜS (AA) — lsrail hükümetindeki
koalisyon ortakları Likud ve İşçi Partisi
arasında, ABD'nin Onadoğu barış planı
uzerindeki goruş ayrıhkları surüyor.
Başbakan İzak Şarair başkanlığındaki
Likud Partisi, ABD'nin Filistinlilerle ba-
rış görüşmeleri konusundaki onerisi uze-
rine önceki gece yaptığı beş saatlik görüş-
meden sonra İşçi Partisi'ne şartlarını yi-
neledi.
Likud, İşçi Partisi'nin, Doğu Kudüs'teki
Filistinlilerin, Batı Şeria ve Gazze şeridin-
de yapılacak seçimlere katılmamalannı ka-
bul etmesı gerektiğini açıkladı. Likud, bü-
tün Kudüs üzerinde lsrail'in egemenliğinin
garanti edilmesi şartını öne surdu.
Likud Partisi, Filistin Kurtuluş Örgütu'-
nun görüşmelere ve barış girişımlerine ka-
tılmaktan men edilmesini de isıedi. Açık-
lamada, FKÖ'nun barış sürccine katılma
girişiminin, tsrail'in goruşmelerden çekil-
kaydedildi. şartlar altında. hiç kimse bizim görüşme-mesine yol açacağı
Likud Partisi'nin açıklamasında, Ku-
dus'ün, lsrail'in mutlak ve birleşik başken-
ti oldugu kavdedilerek şoyle deniidi:
"Buna göre Doğu Kudüs'teki Arapla-
nn oylamava kadlarak ya da seçilerek, ts-
rail'in barış girişimine katılmaraaları ge-
reklidir. kaıümaları, Kudüs'ün bolünme-
sine yol açar."
lşçi Partisi ise 1967 Ortadoğu savaşı sı-
rasında Batı Şeria ve Gazze seridi ile bir-
likte işgal edilen Doğu Kudüs'teki Arap-
lann Kahire görüşmelerine katılmasım des-
tekliyor.
Peres reddetti
Işçi Partisi lideri Şimon Peres, Likud
Partisi'nin Doğu Kudüs'teki Araplann ba-
rış sürecinin dışında tutulması yolundaki
isteğini reddetti. Peres, Likud Partisi'nin
bu isteğinin, Filistinlilerle tarihi banş gö-
rüşmelerinin başlama«ını imkânsız kıldı-
ğını kaydetti.
lsrail Radyosu, Peres'in işçi partili ba-
kanları bugün için bir toplantıya çağırdı-
ğını ve toplantıda 15 aylık koalisyon hu-
kümetinden ayrılma konusunu gündeme
getirmesinin beklendiğini duyurdu.
Peres, radyoya verdiği demeçte, "Orta-
da bir tereddiıt nldugıınn «anmoorum. Bu
görüşme
lere katılmamızı isteyemez" dedi.
Şimon Peres, Likud Partiri'ne, ABD Dı-
şişleri Bakanı James Baker'ın Kahire'de ls-
rail - Filistin barış görüşmeleri yapılması
onerisine cevap vermesi için yarına kadar
süre tammıştı.
Arafat: FKO katılmalı
Likud Partisi, FKÖ'nun barış sureci dı-
şında tutulması şartını öne sürerken, Fi-
listin Devlet Başkanı Yaser Arafat, barış
görüşmelerinin orgutu de içermesi gerek-
tiğini söyledi. ' .
Uç gunlük bir ziyaret için önceki gün
Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'a gı-
den Arafat, basın munsuplarına yaptığı
açıklamada, "İsrailliler kiminle görüşme
yapacaklar. HayaleUerte nıi, yoksa görim-
meyen adamlar >a da heyetlerle mi?" de-
di.
Arafat, "Şamir. Filistinlilerin haklan-
nı görmezlikten gelerek ve Filistin liderli-
ğini, FKÖ'yu aşarak bir banşın sağlana-
mayacağını biliyor. Şamir, guneşi balçık-
la sıvavaraaz" şeklinde konuştu.
Yaser Arafat, Baker'a, barış görüşme-
leri konusunda FKÖ'nun şartlarını sundu-
ğunu da söyledi, ancak aynntı vermedi.
Bulgaristan'daki 'isim yasası* için tereddütler var
Ankara şiıııcülik sessizBulgaristan Parlamentosu'nda önceki gün
çıkan 'Müslüman azınhğı isimlerinin iadesiyle
ilgili yasa'da yer alan koşullar tereddüt yarattı.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
sa) — Bulgaristan Ulusal Mecli-
si'nin Türk ve Müslüman azınlı-
ğı mensuplarına adlarının iadesi-
ni öngören yasa tasarısını onay-
laması konusunda Ankara dün
resmi bir açıklamada bulunmadı.
Yetkili çevreler, yasa metninin
henuz ayruıtüı biçimde incelenme-
diğini, bu nedenle resmi açıklama-
nın daha sonra yapılabileceğini
belirttiler.
Aynı çevreler, "Bk bakışta" söz
konusu metinde "lereddüte yol
açan bazı noktaların
bulunduğunu" da kaydettiler.
Bulgaristan Parlamentosu ko-
numundaki Ulusal Meclis, Türk
ve Muslümanların Jivkov döne-
minde zorla değiştirilen adlarının
iadesini öngören yasa tasarısını
önceki gün kabul etmişti.
Kabul edilen yasaya göre, zor-
la Bulgarlaştırılan adlannı bıraka-
rak, eski adlannı almak isteyen
Türk ve Pomaklar mahkemeye
başvurabilecekler. Mahkemeler
başvurulara İS gün içinde yanıt
verecekler.
Yetkili çevreler, adlann iadesin-
A f n « v r ı ı t l ı ı L r * t » n < r ö r - i i n r i i l < » r » DoJuAvnıpa ulketerindeki hızlı degişmelerin ve reform hareketlerinin dalgasına kendiıı
" • « • « • « « " « V ICIII p u i U l l l U J f l kaptırmavan Arnatutluk. bu ••reform furvası'vla ilgisi olmadığını savunurken bi
lini
kaptırmavan Arnavulluk. bu "reform furvası'"vla ilgisi olmadığını savunurken bir
yandan da bugune kadar rasllanmadık biçimde kapılannı vabancı basın mensuplarına açıyor. Son aylarda çok sayıda Batılı haber ajansı
ve gazete muhabiri Arnavutluk'a giriş için vize alırken Batı basınında Arnavutluk'a ilişkin bugune kadar olmadıgı oranda çok veni göriin-
tü ver alı>or. Associated Press ajansı muhabiri tarafından goruntülenen bu iki Arnavut kadın da pazar yerinde urünlerini satarken. "dış
basına açıklık"lan vararlanan Batılı objektiflere girmişler. (Fotograf: AP)
de bu "adli yolun", işlemleri
"yavaşlatmak" veya "yokıışa
siirmek" için mi seçildiğinin he-
nüz açıklık kazanmadığını be-
lirttiler.
Sofya ile "Uçra" arasındaki
"tamamen farkk şardara" da işa-
ret eden bu çevreler, "adlann ia-
desinde yerel du/evdeki olnmsuz
etkenlerin nasıl bertaraf edilece-
ginin merak konusu olduğunu"
da söylediler.
300 leva masraf
Bu arada Bulgaristan Parta-
mentosu'nun önceki gun aldığı
"Türk ve Muslumanlann eski ad-
lannı alabilmeleri" karan olum-
lu bulunurken, böyle bir kararın
ekonomik olarak büyük bir yük
getireceği bildirildi. Türk adlan-
nı geri almak isteyenlerin mahke-
meye müracaat ederek kişi başına
300 leva odeyeceği bu masrafa ay-
nca avukat ve taruk ücretlerinin de
ekleneceği öğrenildi.
5-6 nüfuslu bir aile için devlete
ödenecek 1500-2000 levanın Bul-
garistan ekonomisine rahatlık ge-
tireceği, bu yüzden kararın kuşku
verici olduğu bildirildi.
Balıkçı motoru
Ote yandan Türkiyt, tğneada
açıklannda avlanan Türk balıkçı
motoruna bir Bulgar sahil botu
tarafından ateş açılması olayını
protesto etti.
Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı
Siyasi İşler Genel Müdür Yardım-
cısı Uğur Ziyal. Bulgarısıan'ın
Ankara Büyukelçiliği müsteşannı
bakanlığa çağırarak, Türkiye"nin
protestosunu iletti.
Bulgaristan ise Iğneada'nın 12
mil açıklannda ateş açılan Tûrk
balıkçı teknesinin "Bulgar kara-
sulanna girdiği" iddiasında bu-
lundu.
NEW YORK
\ahudilerin4
5OO'üncü yıl gecesf
Osmanlı Imparatorluğu'nun 500 yıl önce göç
eden Yahudileri kabulünün yıldönümünde
düzenlenecek sergiye yardım için görkemli bir
balo gerçekleştirildi.
NEW YORK (AA) — New
York'uki Yahudi toplumunun ileri
gelenleri, Yahudileri Osmanlı top-
raklanna kabul eden Türklere
şükranlannı duyurmak için, ünlu
Waldorf Astoria Oteli'nde bir Os-
manlı sarayı mizanseni içinde du-
zenlenen bir maskeli baloda bir
araya geldiler.
1 nisanda New York'ta "Yahu-
di MüzesTnde açılacak "Osmanlı
YabudOeri" Sergisi'ne maddi katkı
sağlamak amacıyla bir "maskeli
balo" düzenlendi.
Aşuı talep karşısında bin kişiyle
sınırlanan ve "gönüllerinden
kopan" en az 500 dolar (yaklaşık
1.2 milyon Iıra), en fazla 10 bin
dolar (24 milyon lira) bağışla bu
maskeli baloya katılanlan kapıda
sultanın nedimeleri, saray soyta-
nları, harem güzelleri, dansözler,
canbazlar karşı ladı.
Gecenin yemeklerini, Izmir do-
ğumlu bir Yahudi restoran sahibi
hazırladı. Tarama, yaprak dolma,
şiş kebap, sigara böreğinden olu-
şan kokteyl mezelerinden sonra
"Marmara usulü mercan buğula-
ma, Malatya kayısılı tavuk dolma,
Izmir usulü zeytinyağlı taze fasul-
ye, iç pilav, fıstık içli buzlu şerbet
ve orta şekerli kahve eşliğinde
baklava, acıbadem kurabiyesi ik-
ram edildi.
1492 yılında tspanyol ve ardın-
dan Portekiz işkencelerinden ka-
çan yüzbinlerce Yahudiye 2. Beya-
zıt, Osmanlı Imparatorluğu'nun
kapılannı hiçbir din, dil ve ırk
kaygısı duymadan açmıştı.
Bu olayın 500. yıldönümünü
italya ve Yunanistan da I992'de
büyuk coşku ile kutlamaya hazır-
lanıyor.
Baloya katılanlardan, lurkiye-
den göç eden bir Amerikan Yahu-
disi, AA'ya, Bulgar hukumetinin
"2. Dünya Savaşı'nda Yahudileri
nasıl kurtardığı" hakkında bir
propaganda fılmi yaptığım, Sefar-
dik Yahudilerini kıran ve Türkiye1
ye sığınmalanna yol açan tspan-
yolların, bu kışilere "Islerseııiz
başvunın, size tspanyol vatandaş-
lıgını yeniden verdinı" dediğini
anlattı.
Ermeni soykırımı
Wiskonsin
eyaleti
kabul etti
WASHINGTON (AA) — 24
nisanın "Ermeni Soykınmını
Anma Güoü" olarak kabul
edilmesi konusu ABD Kongre-
si'nde tartışılırken, Wisconsin
eyaleti meclisi bu yönde bir ka-
rar aldı.
Kararın, Eyalej Senatosu ve
Temsilciler Meclisi'nden 27 şu-
batta oybirliği ile geçtiği öğre-
nildi.
tki sayfalık karar metninde
Ermeni iddiaları bütün ayrıntı-
larıyla sıralanıyor ve sonuçta 24
Nisan 1990'ın eyalette anma
günü olması kararlaştınlıyor.
Bu arada bir grup Ermeni
Türkiye"nin Washington Büyu-
kelçiliği önünde gösteri yaptı.
Yakiaşık 40 kişilik grubun ba-
şında iki Ermeni papazın bu-
lunduğu dikkati çekti. Sözde
soykırım konusunda pankartlar
taşıyan gostericıler, Turkiye"nin
"sorumluluğu kabul etmesim"
ve "görüşme masasına
oturmasım" istediler.
15. İKTİSATÇILAR HAFTASI
8-9-10 MART 1990 İSTANBUL SHERATON OTELİ BALO SALONU
4i
Değişen Dünya
Doğu Avrupa ve Türkiye
1 GÜN 8 MART 1990 SAAT: 10.00 ^M 1. GÜN 8 MART 1990 SAAT 14 00
SUNUŞ Ahmel C OZKAN YORUM Aki PAANANEN
AÇIUŞ Kaınrvi INAN
Sosyalist ekonomiler
nereye gidiyor?
OTURUM BAŞKANI Gultoı KAZGAN
Türkiye ekonomisi için
uluslararası perspektifler
OTURUM BAŞKANI Erdognı ALKIN
PANELISTLER Ishak ALATON
Tulıy ARIN
Onur KUMBARAC1BAŞI
Y»l«ın KUÇUK
PANELISTLER Taner BERKSOY
Nıh»ı GOKYlĞtT
Emre GONENSAY
ÇagUr KEYDER
2 GÜN 9 MART 1990 SAAT: 10.00 H 2. GÜN 9 MART 1990 SAAT 14 00
YORUM SHP Temsıkıs, YORUM Mbtn ÇERMŞEV
YaltaMan Malta'ya
bloksuz bir Dünya'ya
doğru mu?
Değişeh dünyada
Türkiye'nin yeni
jeo-stratejik konumu
OTURLM BA5KANI Yukıel ULKEN OTURUM BAŞKANI E&al ÇAM
PANELISTLER Mahımıl DİKERDEM
Ah KOÇMAN
Doju PERINÇEK
Tolga YARMAN
PANELISTLER Alıla ERALP
Iher TURAN
HaJuk ULMAN
M Surey>a YUKSEL
3. GÜN 10 MART 1990 SAAT: 10.00 M 3. GÜN 10 MART 1990 SAAT: 14.00
YORUM Su!e>TTun DbMIREL YORUM Ou ŞIK
Dünyadaki gelişmelerin
siyasi hayatımıza
yansımaları
Sosyalist sistemin
sonu mu, demokratik
sosyalizm mi?
OTURUM BAŞKANI Akm ILKIN
PASfcUSTI.ÖR BuleM AKARCALI
ÇagaUv ANMX)I
Umaıl CEM
Mehnıci DLHjbK
OTURUM BAŞKANI Burtun ŞENATALAR
PANfcl ISTLf.R av»> AKAT
Cufkun KIRCA
Sungur SAVRAN
Aıdın YALC1N
İFMC
İSTANBUL UNIVERSITtSI IKT1SAT FAKLI.TKSI MKZUNLARI CKMIYETI
Cumhurıyel Cad 27/6 Taksım Tcl 15(1 50 14. 150 44 11 Fax 150 16 42
DUNYADA BUGUN
AUSIRMEN
Kohl Sendromu...
Toplumsal yaşamda gelışmeler olağan çizgilerini izler, işler yo-
lunda giderken, yonetimin başındaki kişinin nitelikleri çok fazla
önemli olmayabilir Tıpkı normal rotasını izleyen, hiçbir aksilikle
Karştlaşmadan iniş alanına doğru yönelen bir uçak gibi. Nasıl
getişmış uçağın otomatik komuta mekanizması, inişte pilotun bir
iki düzeltmesı dışında uçuşu ve konusu kendi başına düzenle-
yecek ise, gelişmiş toplumların karmaşık otokontrol mekanizma-
ları da, siyasal ıktıdann bir iki küçük dokunması dışında, geliş-
meyi kendiliğınden çizgisinde tutacaktır.
Ama, umulmadık gelişmelerin ufukta belirdiği, işlerin olağan
çizginin dışına taştığı anlarda, pilot koltuğunda oturan adamın
kişiliği, hunerı, becerisi, geniş görüşlülüğû, sağduyusu, soguk-
Kanlılığı büyük önem kazanacaktır. Tarihin dönüm noktalarında
yol ağızlarında da, toplumların yönetımindekı kişiler büyük önem
kazanırlar Eğer onlar, o degişimin düzeyinde değillerse olağan
zamanda hiç de ayırdma varılmayacak yanlışları, eksikleri, dar
gorüşlülükleri, yeteneklerini aşan tutkuları hemen göze çarpa-
caktır. Öyle anlar olabılir kı, yönetırndekı kişinin yetersızligı, ge-
lişmelerin ivmesinı azaltabilir ya da geçici de olsa yönünü sap-
tırır gibı otabilır.
Galiba F.AImanya'nın, tarihinin dönüm noktalarından birinde
başına gelen şanssızlık da buydu. Şanssızlığın adı Helmut Kohl.
Kohl, savaş sonrası F.AImanyası'nın önemli polıtıkacılarından bıri
değıl, kavrama yeteneğı, zekâsı. geniş düşünme becerisi kısıtlı,
sağduyusu ile kurnazlığmın çekişmesinde birincınin her zaman
yengi kazanması olanaksız bir kişi, sıradan bir polıtikacı. Ama
olaylar onu şansölye koltuğuna yerleştirmiş.
Kohl, olayların normal gelişme sürecınde işini iyi kotü yürüt-
tü. Ne var ki, olaylar tarihin hızlandtğı, degişimin başdöndurü-
cü bir hal aldığı bir sırada Kohl'u iktidar koltuğunda yakaladı-
ğında onun orada bulunması bazı sorunlara yol açacaktı.
Nitekim açtı da.
F.AImanya Şansolyesi Helmut Kohl, iki Almanya'nın birleşmesi
ne çeyrek, hatta beş kaJa, Polonya'nın sınırlarını tanıma konu-
sunda sorun çıkardt. Hıristiyan Demokrat Başbakan önce, bu
tanımayı birleşrneden sonra ele almayı önerdi, sonra da, Polon-
ya'nın Ikinci Dünya Savaşı sonrası sınırlarının Bonn tarafından
tanınmasını Varşova'nın savaş tazminatı istemekten vazgeçme-
si koşuluna bağladı.
Küçük polıtikacı, tarihin bir devlet adamına gereksinme duy-
duğu bir anda, suçüstü yakalanmıştı, meşru da olsa yanlışlıkla
oturduğu iktidar koltuğunda.
Evet Kohl'un hesatnnı anlamak kolaydı. Bir zamanlar, Alman-
ya'nın olan şimdi Polonya sınırları içinde bulunan topraklarda
doğmuş olanlar ile evlatlarının, aşırı sağcıların, Hitler hayali pe-
şinde koşanlann. göçmen Almanlar'ın oylarını kendi yanınaçek-
meyı kurmuştu Hıristiyan Demokratlar'ın karizmasız önderı.
Ama bu hesap yine de gafın büyüklüğünü gözden kaçırmı-
yordu. Her şeyden önce, Bonn daha VVilly Brandt'ın "ostpoliti-
k"inîn (doğuya açılma politıkası) ilk adımında Hallsteın doktrıni
ile birlikte. Oder-Neise çizgisı sorununu da bir yana bırakmış,
savaş sonrası sınırlann geçerliliğıni tartışmaktan vazgeçerek ışe
başlamıştı. Doğrusu Brandt politıkası da, bu olumlu yanlarıyla
yumuşamanın /Vrupa'da gelişmesine büyük katkıda bulunmuştu.
Ustelik yumuşamayı, artık gerı dönülmez bir olgu haline geti-
ren (hoş son gelışmeler artık o sureci de gerıde bıraktı ya) Hel-
sinki sonuç bekjesini imzalayan F.AImanya Avrupa'da ikıncı Dün-
ya Savaşı sonrası sınırları da resmen kabul etmişti.
Bütün bu gerçeklere karşın, küçük iç politik hesaplarla Po-
lonya sınırlarını gündeme getirmek, gerçekten devlet adamlığı-
nın gerektigı yerde, küçük polıtikacı olmak demekti.
Hele hele, Ikinci Dünya Savaşı sırasında Bay Kohl'un Hitler
önderlığindekı ülkesınin. Polonyaya neler yaptığım bitenler, sa-
vaş tazminatı ıstenmesinden vazgeçilmesi koşulunun ileri sü-
rülmesini, küçük poiitikacılıktan da öte, utanma duygusunun az-
lığına bağlamış olmalılar. Zaten utanma duygusunun azlığı da
küçük polıtikacılığın göstergelerinden biridir.
Neyse kı, çok sert dış ve iç tepkiler karşısında Helmut Kohl,
savsatalarından vazgeçmek zorunda kaldı ve sözlerini geri al-
dı.
. Gerçekten, Sovyetler Birliği gibi, ABD de Kor\l'un«açmalıkla-
rı karşısında sert tepki göstermisti. Öte yandan, Paris ile Lond-
ra, bırçok konuda geleneksel görüş aynlıklanm korurtarken, KohP
un çıkışı karşısında bırleşmışlerdi.
Içerde ise, koalisyon ortağı FDP ile güçlü muhalefet SPD Kohl-
un geleceğinı tehlikeye düşürecek yoğunluğa varması olası sert
tepkilere yönelmişlerdi.
Küçük politikacının, yanlışyoldan geri dönmesine bu tepkiler
neden oldu.
Ama Kohl, kendi kişiliğinin eksikliğiyle birlikte, Almanya'da hâlâ
Hitler hayaletinin etkisınin kaybolmadığını ortaya koydu. Bir za-
manlar Hitler"n kendisi karşısında zamanında uyanrnayanlar bu
kez Hitler'in hayaleti karşısında uyanık bulunmalı ve Almanya
1
nın Hitler'in ve Nazilerin ülkesi olduğunu hiçbir zaman unutma-
malıdırlar. *
Kohl'un küçük politikacılığı, İkinci Dünya Savaşı sonrasında
büyük devlet adamları yetistirmiş olan F.AImanya'nın hiç de hoş
olmayan bir yanının yeniden ön plana çıkmasına neden olmuş
bulunuyor.
KKTC
Denktaş: Vasiliu ile
baraka bile yapılmaz
DSP lideri Bülent Ecevit'in ara çözüm olarak
önerdiği "özerk devlet" tartışmalara yol açtı.
Öneriye Denktaş olumlu yaklaşırken, İnönü
ve Demirel karşı çıktı.
maya devam edeceklerini de bil-
dirdi.
Dış Haberier Servisi — KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş,
Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Va- V a S İ I İ u ' n u n e l i b û S
siliu ile "değil federasyoa, baraka —
bile «pılamayacagını" söyledi.
New York zirvesinin ardmdan
Türkiye üzerinden önceki gece
Kıbns'a dönen Rauf Denktaş, Lef-
koşa'da kendisini karşılayan coş-
kulu kalabalığa hitaben bir konuş-
ma yaptı. Denktaş, New York go-
ruşmesinin, Rumların bilinen uz-
laşmaz tutumlarını sürdürmeleri
nedeniyle başanya ulaşamadığını
bildirdi.
New York görüşmelerinin ke-
silmesinden sonra "Rum lezleri-
ne destek arayan" Rum yönetimi
lideri Yorgo Vasiliu, ABD yöne-
timinden beklediği yakınlığı bula
madı.
Vasiliu'nun, ABD Başkanı Ge-
orge Bush ve Dışişleri Bakanı Ja-
mes Baker ile görüşme talepleri-
nin "zaman darlığı" ileri sürüle-
rek kabul edilmediği bildirildi.
Denktaş, sözlerini şöyle sürdür- EceVİtMü ÖnerİSİ
dü:
"İnsaflı otaa insanlann önün-
de hesaplaşıyorduk. Genel Sekre-
ter Kıbns'ı tNİivordu ve Genel Sek-
reler Kıbns'ta kan dokuldügü yıl-
larda Turklerin nasıl yaşadıgını da
bili>ordu. Dolayısıyla karşısında,
'1960 Anayasası vardır ve bu ana-
yasa altında Tiirkler, ancak ana-
yasanın emrettigi şeyleri yapabilir-
ler. Başka bir se> >aparaazlar" di-
yecek kadar kendinden geçvn Sa-
>ın Vasiliu'>« '60 Anayasası
f%3'ten beri gecerii defüdlr.
Self-determinasyoa yok. Biz ce-
maatnuşız, çıinkü «maarJara self-
determiaasyon hakkı verilemez-
miş.
Masada oturacaklar ve 'Self-
delermınai»on hakkı olma>Tiıı bir
cemaalsını/' diyecekler ve biz o
masada hak iddia edecegiz, eşit-
lik iddia edeceğiz, self-
determinasyon isleyecegiz. Ola-
maz böyle sey."
1963te barışı ve ortaklığı Kıb-
rıs Turklerinin bozmadıgını ve
Rumlarla iyi niyetle. komşuluk
yapmak istediklerini anlatan
Denktaş, Kıbrıs'taki gerçckleri
dünyava soğukkanlılıkla duyur-
DSP lideri Bülent Ecevit'in,
"KKTCnin dış^Uişkileri ve dış gi-
venliği bakımından Turkiye'ye
bağlı bir özerk detlet olabileceği-
'ne ilişkin ara çozum onerisine de
değinen KKTC Cumhurbaşkanı,
"F.coifin söylediMerinde büyük
bir gerçekçilik vardır" dedi.
Kendisinin de böyle bir anlaş-
manın yapılabileceği ve yararlı
olacağı göruşünde olduğunu ifa-
de eden Denktaş, "Rumlar tüm
kapılan bize kapatıyorlar. Hızla
bizi böyle bir duruma itiyoriar"
şeklinde konuştu.
Öte yandan Ece\it'in Kıbns ko-
nusunda yaptığı "ara çözüm" öne-
risi, SHP lideri Erdal tnönü tara-
fından benimsenmedi. Kıbrıs so-
rununun çozümünü güçleştirecek
yöntemlerden yana olmadığını
vurgulayan tnönü. "Benim öne-
rira iki halkın varhğını kabul eden
çözümlere gitmektir. Bunu uzak-
laştıracak yolları seçmemektir"
dedi.
DYP Genel Başkanı Süleyman
Demirel, Ece\it'in onerisine katıl-
madığını bildirerek. "Bu a»lında
dün>a>ı şüpheye düşnrmcktcn
başka bir şe>e >aramaz" dedi.