Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 7 MART 1990
Televizyonda Çoğulculıık...
TRT 12 Mart 1971 darbesiyle jok edilen ozerkliğine yeniden
kesinlikle kavuşturulmalıdır. Ozerklik konusu, neden bir turlu
gundeme getirilmez? Neden ilk hedef TRT'nin ozerkliği değil de
tarafsızhğıdır? TRT Yonetim Kurulu'nu, iktidar partisinin tekelınden
kurtarmadan tarafsızhk sağlanabilir mi?
HIFZI TOPUZ
Fransa'nın unlu yazarlarından, Sosyalıst Partılı,
Avrupa Parlamentosu u>esı Max Gallo, geçenler-
de Le Monde Diplomatique'te ılgınç bır yan yayım-
ladı "Fast-food tiyatrolan", yanı, televızyonlar Max
Gallo televızyon yayınlarını Amenkan lokantala-
nndakı hazır yemeklere benzetıvor "Hangı kanalı
açsanız hep ayru şe>len ızlı>orsunuz" dıyor Kanal-
lardakı çeşıtlılığın gerısınde hep aynı göruntülerın
gızlendığını söyluyor Bız buna çoğulculuk dıvoruz,
ama gerçekte tura kanallar aynı terane'yı tutturmuş
gıdıyorlar
Fransa'dakı altı kanalın pazar bılançoları şovle
17 Amenkan polısı>e dızısı 14'u ozel kanallarda,
3'u kamusal kanallarda
Haftalık bır dergı geçen yıl başka bır TV bılan-
çosu yayımlamjştı Haftada 670 cınayet, 15 ırza geç-
me olayı, 848 kavga vb Yanı, dıledığınız kadar ka-
nal değıştırın, karşmıza hep Amerıkan dızılerı çı-
kıyor Yıne cınayetler, saldırganlıklar, şıddet olay-
ları
Tüm kanallar statükodan yana!
Fransa'da ocak avının sonlannda yayımlanan bır
rapora göre çocuklar gunde ortalama 50 dakıka TV
ızlıyorlarmış. Sonuç Gergınlıkler, bunaiımlar, uy-
kusuzluklar, okullarda başarısızlık, yemeklerde du-
zensızlık, bellekte sarsıntılar, TV karşısında durma-
dan abur-cubur yeme sonucu şışkınlıkler, hazım-
sızlık .
Televızyonun çocuklara hıç yararı yok mu? Var
elbette, ama ölçuyu kaçırmamak gerek Çocuklara
yönelık gunde ortalama 10 reklam yayımlanıyor-
muş, yanı, vılda yaklaşık 4 bın reklam Çocuk ser-
seme dönuyor
Ingıltere'de çocuklara yönelık eğıtsel programlann
sayısı Fransa'dakmın 30 katı ımış Fransızlar bu
alanda çok gerı kalmışlar 1966'da Fransa'da yılda
100 saat okul televızyon programı yayımlanırdı, şım-
dı hıç yok Bu mu çeşıtlılık \e çoğulcuJuk'' Anado-
lu Unıversıtesı yılda 300 saat açıköğretım progra-
mı yavjmlıyor Demek kı bız bu alanda hıç de kotu
sa>ılmayız
Gallo, Fransa'da televızyonlann her şeyden önce
reklam gelırlerını arttırma>ı amaçladıklarını belır
tıyor Kanallara ızleyıcılen oranında reklam venyor-
lar Mediametri yöntemıyle hangı kanalın hangı sa
atlerde ve olçude ılgı toplayıp ızlendığı ayrıntılanyla
bılındığıne göre reklamcılar kanalları seçerken hıç
şaşırmıvorlar
En yuksek tarıfeler en çok ızlenen saatlerde u>-
gulanıyor Oyleyse amaç ızlevıcı sayısını arttırmak
Devlet televızyonları da buna vonelıyor, ozel tele-
vızyonlar da Izleyıcı sayısını arttırmak ıçın prog-
ramlann nıtelığı duşuruiuyor Varyete ve eflence
programlanna, polısıve dızılere ağırlık venlıyor Te-
levızyonlar düzey duşurme yanşına gınşıyorlar
Tartışmalar, oturumlar duzenlenıyor, her kanal
da hep avnı kışılerı gomyorsunuz A>nı yazarlar,
aynı duşunurler, aynı yommcuiar, aynı sozculer, ay-
nı profesörler Senaryo değışıyor, ama aktorler ay-
nı' "Ben bu filmı daha önce görmuştum" dıyorsu-
nuz Tartışmacüar bırbırlenne karşı çok saygılı olu-
yorlar Kımse pot kırmıyor "Aman ustadım "
"Çok nca ederım.." "Sızın değerlı katkılarınız "
gıbı sözlerle konuşmalar surduruluyor Zaman za-
man hurnoristik bazı deyımlere karşın her kavra-
ma ve kuruma karşı sonsuz bır sa\gı var Tam bır
hoşgöru havası egemen oluyor Herkes çok lyı, çok
haklı, çok tatlı, çok cıcı çok tonton Herkes bu du-
zenden yana Hıç bu duzene karşı olanlar yok rau1
Var ama onlar bıraz göstermelık, mostralık yanı
Yaşasın statuko Demek kı tüm kanallar statüko-
dan vana
Max Gallo, geçen yıl üç beş dostu ıle bırlıkte ıl-
gmç bır tasarı orta>a atmış ve kamusal televızvon-
ların reklam almamaları göruşunu savunmuştu De-
mıştı kı özel kanallar reklam alsınlar ama onlar-
dan kamusal tele%ızyonlara bır pav ayırılsın Kamu-
sal kanallar, ne devlete bağlı olsunlar, ne de ozel
sektöre ve reklam gelırlenne. Bağımsızlıklarını bo>le
•korusunJar Kullur ağırlıkiı programlann çok ızle-
yıcisi olmaz. Zaten medıametn sondajlan da onı.
gosteriyor. Bu tur programlarla buvuk reklam ge-
lırleri saglayamazsınız. Ama bunlardan da vaz ge-
çemezsınız Tele\ız>onlardan bırkamu hızmetı, bır
kultur lıızmetı beklenır Kamusal televızyonlar rek-
lamcıhğın kölesı olmamalıdır Topluma bunlar >on
vereceklerdır
Boş soz değıl bunlar, ama kımse cıddıye almadı
bu onerıyı Gallo şımdı "Yalnız hamburger \enen
bır ulkede etyemezlere soz duşmez" dıyor
Ya ülkemizde?..
Pekı, bunlar Fransa'nın sorunları, bızım değıl, de-
yıp geçelım mı? Kanalları çoğaittık, özei televızvon-
lara da veşıl ışık tutacağız Turkıye'ye yönelık >a-
yın yapmak uzere bır holdıngın Federal Almanva1
dan bır uydu kanalı kıraladığı geçenlerde açıklan-
mıştı Turkıve, Hurrı>et, Sabah ve Karacan yavın-
ları da sıradalar Uvdu >ayınlarının vanı sıra kab-
lolu TV şebekelen de yaygınlaşacak Dışarıda ne
olduvsa bızde de olacak Venus'te yaşamıvoruz kı
Aynı kurallar bızde de uvgulanacak
Altyapı değışıklıklerının toplum duzenını temel-
den sarsmasına tanık oluyoruz Lıberal - kapıtalıst
duzen kendı dıyalektığı ıle yapı ve bıçım değıştırı-
yor Komunıst duzen de oyle değıl mı9
Devlet te-
kellen her yerde yıkılıyor Hukumetler ıster lıberal
- kapıtahst olsun, ıster komunıst, hepsı tekellere kar-
şı Ama vıkılan tekellerın yennı bırçok yerlı çoku-
luslu ortaklık'ların denetımındekı özel gınşımler alı-
yor Koklu değışıklıkler dönemını vaşıyoruz
Tekelcılık daha ne kadar surer'' Surmez Bıze
"hızmet" vermek ıçın çokuluslu ne çok firmanın
sabırsızlandığını bılıyor muyuz9
Onlar dışandan,
bızımkıler ıçenden bıraz daha yuklendıler mı tekel
çokecek
Kaldı kı rad>o ve televızyonda devlet tekelı antı-
demokratıktır, zor savunulur Yenı bır duzeıun ku-
rulması kaçınılmaz bır zorunluk olmuştur
Bovle bır duzen her şeyden önce gerçekten ba-
ğımsjz bır ulusal radyo ve televızyon kurulunun ku-
rulmasına bağlıdır tletişım, ne buyuk ortaklıkla-
rın tekelıne bırakılmalıdır ne de iklıdar partisine.
Hele radjo ve televızvon dar hedeflere vonelmiş po-
litıkacılann ellenne ve tekellerıne bırakılmayacak
kadar onemli bir araçtır. Bugun Radyo ve Televız-
von Yuksek Kurulu dedığımız kurul, demokratık
temellere dayatılarak baştan oluşturulmalı ve ku-
rula çok genış vetkıler tanmmahdır
TRT 12 Mart 1971 darbesıyle yok edilen özerklı-
ğıne venıden kesinlikle kavuşturulmalıdır Özerk
lık konusu, neden bır turlü gundeme getınlmez9
Ne-
den ılk hedef TRT'nin ozerkliği değıl de tarafsızlı-
ğıdır'' TRT Yonetim Kurulu'nu, ıktıdar partisinin
tekelınden kurtarmadan tarafsızlık sağlanabilir mı9
Iletışım konuları onumuzdekı aylarda daha çok
gundeme gelecektır, orası kesın Ama ılk hedef ba-
ğımsız ve demokratık bır Radyo Televızyon Yuk-
sek Kurulu, özerk bır TRT, bağımsız beledıye rad-
yo ve televızyon]an ve kamusal yaymcılık kurum-
ları olmalıdır
Sonuç
Beledıyelerın halkla ıletışım konuları da gelışmış
ulkelerde gıttıkçe buyuk bır onem kazanıyor Bu ko-
nu on, on beş vıl öncesıne kadar Fransa'da hıç gun
deme gelmezdı Bugun buyük beledıyelerde 30-40
kışılık ıletışım personelı var Bulten, gazete, broşur
çıkartıyorlar, elektronık panolarda kentın haberle
nnı yayımlıyorlar, yerel radyo yayınlan duzenlı>or-
lar, vıdeo programları hazırlıyorlar, sergıler açı>or-
lar Yerel televızyon yayınlan ıçın de ceşıtlı gınşım-
ler yapıldı, beledıyelarde ıletışım konusunda son yıl-
larda 30-40 kıtap ve belge yayımlanmış, konferans-
lar toplanmış, konu gıttıkçe derınleştırılıyor
Beledıyecılık ıletışım araçlarıyla çok daha demok-
ratık temellere oturtuluyor Bu da ıletışımde çok
önemh bır olay Beledıvelerde ıleuşım deneyımı olan
partıler, seçımlere daha lyı hazırlanıyorlar Ya bızde?
PENCERE
EVET/HAYIR
OKT4YAKBAL
800 Bilim Adamı Sesleniyor
"1980'lerde yuksekoğretımde derın yaralar açan ve genış hu-
zursuzluğa neden oian YOK duzenı, artık ıv/ıce aşınmış ve ıtıba-
rını tumuyle yıtırmış bulunuyor Yükseköğretım kurumlarının ış-
leyışını duzenleyen bugunkü anayasal ve yasal çerçeve yurür-
luğe gırelı on yıla yakın bır süre geçtı Bu çerçeveyle getırılen
merkezı ve hryerarşık duzenlemeler, demokratık anlayışa tumüyte
aykırı bır sıstem doğurdu Gerek oğretım uyelerını gerek oğren-
cılerı ınısıyatıfsız kılan, yönelımden uzak tutan ve yabancılaştı-
ran bu sıstem, özgür duşunce tartışma ve araştırma ortamının
gelışmesını engelledı ve eğıtımın kalıtesınde belırgın bır duşmeye
neden oldu
Bugûn ünıversrtelerımızın gelışebılmesı ve guçlenebılmesı ıçın
YÖK duzenının aşılması gereğı konuyla ılgılı buyuk bır çoğun-
luğun ortak kanısıdır Bu aşamada Tûrkıye'nın yükseköğretım dü-
zenı yeniden bıçımlendırılırken, yanlış teşhıslerden hareketle yan-
lış çozumlere yönelınmemesı ve YÖK ıle kaybedılenlere yenı ka-
yıpların eklenmemesı büyük önem taşımaktadır
Işte, Istanbul'dakı çeşıtlı unıversrtelerde gorev yapan oğretım
üyelerı / gorevlılerı olarak bızler, yenı yanlışlardan sakınmak ama-
cıyla ve çağdaş-ozerk-demokratık unıversrte ınancıyla aşağıda-
kı hususiarı, ılgılılere ve kamuoyuna duyurmayı gereklı gormek-
teyız
1- Mıllı Eğıtım Bakanlığı'nın yönlendırmesf ıJe hazırianan tas-
lakta ongörulen modelın bırkaç kışı tarafından tasarlandığı ve
kâğıda dokulduğu anlaşılmaktadır On yıla yakın bır olumsuz de-
neyımden çıkartılması gereKen ılk ders, unıversrte kadrolarını dış-
layarak hazırianacak ve empoze edılecek modellerın mutlaka ye-
tersız kalacağı ve yenı huzursuzluklann kaynağını oluşturaca-
ğıdır Eğer yuksekoğretımde gerçekçı ve kalıcı çozumler aranı-
yorsa, bu arayışın ılk adımı ûnıversıte kadrolarıyla kurulacak sa-
mımı, yapıcı ve genış katılımlı bır dıyalog olmalıdır
Eğer ûnıversıte ozerkliği kavramı cıddıye alınıyorsa, bunun ılk
kanıtı da ûnıversıte kadrolarının yenı modelın oluşturulmasına,
ışın başından ıtıbaren katılmasının sağlanmasıdır Uç-beş kışı-
nın kendı goruşlerı çerçevesınde oluşturdukları bırtasarının ace-
leyle Bakanlar Kurulu'ndan ve parlamentodan geçınlmesı hıç-
bır sorunu çozemez Bugun ıhtıyaç duyulan şey, yenı unıversrte
modelının ve bunu yansrtacak tasarının unıversıtelerde genış bı-
çımde tartışılmasıdır
2- Basına yansıdığı kadarıyla yenı tasarının özü, YÖK'ün bazı
yetkılennı "kuçük YOK'ler"e, yanı mutevellı heyetlerıne aktarmak-
tır Boyle bır ûnıversıte modelı ıle Turkıye'de ünıversıte ozerklığı-
nın gerçekleşemeyeceğı acıktır Modelde, unıversrte ust yone-
tımlerının bazı yetkılerı de mutevellı heyetlerıne aktarılmakta ve
bu heyetlerın ağırlıkiı olarak ışadamlarından oluşması ongörul-
mektedır Ülke gerçeklenne uymayan bu model unrversıteler üze-
rınde olumsuz etkılere ve baskılara kapı açmaktadır Ozellıkle
Anadolu kentterındekı unıversıtelerde bu etkılerın ve baskıların
daha da ağır olacağından kaygı duymamak olanaksızdır
3- Yuksekoğretımde yapılacak değışıklıklenn ana hedefı, bı-
lımsel ve yönetsel ozerklığe sahıp ve saygılı, ozgur duşunce or-
tamının yerlestığı en genış katılıma olanak veren seçımlerle gö-
reve geimış organlar ve yonetıcıler elıyle yonetılen, araştırmayı
cıddıye alan ve ozendıren, akademık standartları tıtızlıkie koru-
yan, eğıtımın kalıtesını onemseyen ve yukseltmek ıçın gereklı
tüm öntemlerı alan bır ûnıversıte olmalıdır"
Yukarıda yer alan bıkjırıyı 800 yükseköğretım uyesı ımzalamış-
tır Profesörler, doçentler yardımcı doçentler, araştırma gorevlı-
lerı, uzman doktorlar, oğretım gorevlılerı Tam 800 bılım ada-
mı> Bu sekız yuz kışının görev yaptıkları fakulteler ıse şunlar,
Mımarlık, Orman Veterıner Kımya, Fen, Dış Hekımlığı, Iktısat,
Inşaat, Tip, Cerrahpaşa Tıp, Işletme, Eğıtım, Guzel Sanatlar, Ede-
btyat vb
Nıçın bu sekız yüz bılım adamı boyle bır bıldırıye ımza atmış'
Bıldırılerını dıkkatle okursanız nedenını kolaylıkla anlayacaksı-
nız Turkıye unıversıtelerının YOK ten beter bır duruma düşme-
lerını önlemek ıçın
Bılırsınız, YOK bır garıp kuruluştur Şımdı YOK'u değıştırmek
ıstıyoriar Ama burada amaç, daha özgür, bılımsel çalışmalara
daha açık, çağdaslığa, ınsan haklanna daha uygun bır çalışma
düzenı, bır oğretım yöntemı oluşturmak m ı ' Yoksa YOK ten da-
ha kötu bır anlayışa dayanan değışık bır oluşum yaratmak m ı '
Gorunen uç beş kışının kendı goruşlerı çerçevesınde olustu-
rulan bır tasarının, hızlı btçımde Bakanlar Kurulu ndan, daha son-
ra parlamentodan geçırılmesının hıçbır sorunu çozmeyeceğıdır
Bunu sekız yuz bılım adamı söyluyorsa, sorunun uzennde onem-
le durmak gerekır Yıllarını çeşıtlı fakultelerde bılımsel calışma-
lar yaparak, bınlerce oğrencı yetıştırerek geçıren sekız yuz kışı-
nın goruşlerı herhalde bır avuç polıtıkacının goruşlerınden çok
daha üstun, çok daha yeterlıdır
"Bugun ıhtıyaç duyulan sey yenı ûnıversıte modelının ve bu-
nu yansrtacak tasarının unıversıtelerde genış bıçımde tartışılma-
sıdır"
Sağduyu, bılımsel gerçekler bır yana ıtılıp sıyasal hesaplar ağır
bastı mı, lyı bılmelı, ûnıversıte ozerkliği bılımsel özgürluk boş
bır sozden ılerı gıdemez
Yeniçeltek Faciası Devleti Uyandırdı mı?
GUNDE
1000 TL/ye
İNGİLİZCE
ALMANCA
ARAPÇA
Istanbul
Gebze
Edırne
140 73 87
152 61 61
19 724
27 646
OZEL BORA
SURUCU KURSU
30. dönem
kayıtları
başlamıştır.
Okul Ûsküdar, 343 67 82
Kozyatağı: 362 47 33
Haftepe: 352 21 21
Tarabya: 162 08 18
Çağlayan: 146 88 30
Kişilerin ya da kuruluşlann, insana, kendilıklerinden değer
vermeleri beklenemez. Insanın değeri, kişilerin ya da
kuruluşlann acımasına (merhametine) terk edilemez.
M. FİKRET ÖZBİLGİN
TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı
Yakın geçmışte, Turkıye'de bır daha yaşan-
masını ıstemedığımız, anımsamaklan utanç
duyduğumuz olay yaşandı Amas>a-Suluova
Yenıçeltek Kömur tşletmesı'nde 7 Şubat 1990
gunu me>dana gelen facıada, 68 ışçımız ya-
şamım >ıtırdı Olayn kendısınden ve onun ar-
dından yazılanlardan, soylenenlerden ınsan-
Iık adına uzulmemeye ve utanç duymamaya
olanak voktur
Ne>dı, facıa olarak adlandınlan olaj
0
68 ış-
çımız, ocaktakı patlama sonucu yaşamını vı-
tırmıştır Patlama, ılk belırlemelere gore grı-
zunun patlaması ve muhtemelen hemen ardın
dan oluşan komur tozu patlamasımn bıleşke-
sıdır Olay kısaca budur
Burada herkesın akhna şu soru takılmak-
tadır Grızu patlamaları komur madencılığı-
nın kaçınılmaz sonucu mudur
9
Onlenmesı
olanaklı değıl mıdır
9
Hemen belırtelım, ge-
Lşmış ulkelerde de benzerı olaylar goruimek-
tedır Nıtekım son orneğı, Yenıçeltek facıası-
nın bır hafta sonrasında SSCB'de gorulmuş-
tur Grızu, karbonızasvon surecının doğal bır
ürunu olan metan gazının hava ıle kanşımın-
dan oluşan renksız, kokusuz, havadan hafıf,
yanıcı ve patlayıcı ozellığe sahıptır Metanın
havadakı oranının >uzde 5-15 olması ve en
azından 650-700 C° sıcakhk veren bır ısı kav
nağının bulunması patlamayı kaçınılmaz kıl
maktadır Ocak vangını va da çalışan makı-
neler vb'nın çıkaracağı bır kıvılcım, kömur
ocaklannda görulebılecek ısı kaynaklarıdır
Dolavısıvla bu tur facıaların onlenmesı, ısı
kaynaklarının yanında metan gazının denetım
altında bulundurulmasına bağımlıdır Tehlı-
ke behrtılennde, kömur vatağını ı>ı tanıyor ol-
mak, olaydan anında bılgılenmek çok hızlı
ve sağlıklı kararlarla kazaların onlenebılmesı
ya da olası etkılerının azaltılması soz konu-
sudur Ilerı madencılık leknolojılerının uygu
landığı, erken uvarı sıstemlerının kullanıldı-
ğı, eğıtılmış nıtelıklı ışgucunun ıstıhdam edıl-
dığı ulkelerde, facıa olarak adlandırılabılecek
kazaların olasılıkları en aza ındırılebılmekte-
dır \anı sorun, gelıp bu>uk oranda yatınma
da\anmaktadır
Şunu gozden kaçırmamak gerekır Kışıle-
rın va da kuruluşların, insana, kendilıklerin-
den değer vermeîen beklenesıcz. Insams de-
ğerı, kişilerin ya da kuruluşlann acımasına
(merhametine) terk edilemez Bır zorlama ol-
maksızın kımse, daha az bır yaurımla yapa-
bıleceğı bır uretım ıçın daha fazla vatınm >ap-
maz Başkasının sağlığı va da guvenlığı ıçın
fazladan bır malıyet ustlenmez Sorun "ınsan"
olunca, "can" olunca, soz konusu zorlama-
nın devletten gelmesı, devletın hukuk duzenın-
den, orgutlenme yapısından ve bu örgutlenn
ışletılme bıçımınden gelmesı beklenır Bu, dev-
letın odevıdır, toplumun da hakkıdır
Pekı, Turkıye'de devlet bu odevını yapıyor
mu1
Gorunürde evet Ama ışleyışte hayır Bu,
öbür ışkollannda da böyledır Madencılıkte
de böjledır
Madenlerdekı etkmlıkler bır yandan Maden
Yasası ve ılgılı vönetmelıklere tabı ıken, ote
yandan da ışçı sağlığı ve ış guvenlığı mevzua-
tına tabıdır Yanı madencılık bu ıkı mevzuata
uygun bıçımde yurutulmelıdır Ne var kı ıkısı
de yetersız Ya bu mevzuatı >ılrutmekle yu-
kümlu ıkı kuruluş olan Enerjı ve Tabıı Kay-
naklar Bakanlığı Maden Daıresı ıle Çalışma
ve Sosyal Guvenlık Bakanlığı Iş Teftış Kuru-
lu Başkanlığı"' Ne yazık kı ıkısı de "umıtsız
vaka" Hele Maden Daıresı Teşkılat Yasası
bıle yok henüz Üstelık 1954 ve 1985 yılında
hazırlanan ıkı yasanın " 6 ay ıçınde
hazırlanır" amır hükmune karşın
1
Evet, bır
vasanın hükmu, yürurlukte kaldığı yaklaşık
30 yıldır yerıne getınlmedı, oburunun de 5 yıl-
dır getınlmıyor Yanı bu yasanın u>gulayıcısı
olan Enerjı ve Tabıı Kaynaklar Bakanlığı, alenı
suç ışlıyor Bu daıremn kendı personelı bıle kj-
sıtlı, kımı kadroları ötekı kuruluşlardan dev-
şırme Her vönetım değışıklığınde personel
kadrolar asıl gorevlerıne gerı verılır, ışı bılme-
yen, den«5«ml^ıxılmayan başkalan gelır. Bu
daıre, şu anda işletme halındekı >aklaşık 2500
madeni, bflimme ve tekniğine uygun çalışip ça
lışmadığını denetiemek ıle görevhdır Daıre-
dekı maden muhendısı sayısı ıse 15
1
Bunun
da buyuk bolumu yenı mezun Personel alı
mında, ulke genelınde olduğu gıbı ölçut ık-
tidar yanlısı olmak! Yanı bu kuruluşlann per
sonelı, nıtelık ve nıcelığı açısından da yeter-
(Arkası J7. Sayfada)
Türk Hava Yolları'nda
Yaz Başlıyor!
25 Mart'tan itibaren, yaz tarifemizi uygu-
lamaya başlıyoruz.
Tarifemizi özenle hazırladık. Bütün uçuş-
lanmızın kalkış-vanş saatleri, uzun yaz günle-
rini değerlendirebileceğiniz şekilde ayarlandı.
Bağlantılı uçuşlannızda bile, gideceğiniz yere
en az zaman kaybıyla ulaşabileceksiniz.
Nevv York'tan Moskova'ya, Helsinki'den
Tokyo'ya, İstanbul'dan Adana'ya... 67 noktaya
yine birlikte uçalım.
TÜRK HAVAYOLLARI
Aynntılı bılgı ıçın Turk Hava Yollan Acentc ve Burolarına başvurabılırsınız
Kepenek'inYıktığı Yalanlar
Soru ' KIT'lenn Turkıye ekonomısınde çok ağırlıkiı olduğu söy-
lenebılır mı^"
Yanıt
"Turkıye ekonomısınde KIT'ın görelı yerının büyuk olduğu ka-
nısı yaygındır Ülkemizde kamu gmşımcıhğmın ozellıkle Batt Av-
rupa ulkelenne gore çok daha yaygın bır bıçımde ekonomıye ege-
men olduğu kanısı vardır Oysa karşılaştırmalı venler bu kanının
hıç de doğru olmadığını kanıtlıyor
Son yıllann özelleştırme salgınına dek Batı Avrupa ülkelermde
kamu gınşımlermtn ekonomıdekı gorelı yertennm Turkıye 'dekı KıT-
ın konumundan gerı kalmadığı gorüluyor Örneğın kamu gınşım-
len, 198O'lı yıllann başında, toplam ulusalureümın Italya'da yûzde
24, Fransa'da yuzde 16, Ingıttere'de yuzde 12 ve Batı Alman-
ya'da yüzde 10 gıbı bır bölümünü sağlıyordu Aynı durum, top-
lam ışbulma (ıstıhdam) açısından da fazlasıyla geçerlıdır Nıte-
kım toplam sıvıl ıstıhdamın Italya da yuzde 23'ten çoğu, Fran-
sa 'da yuzde 10'u, Ingıltere'de yuzde 8'ıveBab Almanya 'da yüzde
7 6'sı kamu gırışımlennde çalışıyordu
Ülkemizde ıse aynı yıllarda KIT'm ulusal gelırıçındekı payı yuzde
10, toplam ıstıhdam ıçındekı payı da yuzde 3-4 dolaymdaydı ( )
Türkrye'de kamu kesımının ağırlıkiı olduğu kanısı oncelıkle KIT'-
ın sanayıleşmede onculuk etmesınden kaynaklanıyor "
*
Yukardakı soru ve yanıt Yakup Kepenek'in "Turkıye'de Ka-
mu Iktısadı Teşebbuslerı (KIT)" adlı kıtabından alınmıştır (Ger-
çek Yayınevı '100 Soruda' dızısı)
Prof Dr Yakup Kepenek, hem bılım adamı hem sıyaset ada-
mı, ama durup dururken polıtıkaya atılmamış, 1402'lıklerden,
ODTU'dekı gorevıne Ankara Sıkıyönetım Komutanlığı 1983'te
son verınce, Kepenek, açık ya da örtulü faşızme karşı savaşımı
seçıyor
•
Kıtaptan bır soru, bır yanıt daha
Soru
"KIT'te ışgücünun verımlılık düzeyı nedır?"
Yanıt
"Işgucûnün venmlılığı uretıme katkısıyla ölçulür Bu anlamda
kışı basına katma değer, venmlılığtn bır göstergesı sayılır Çok
genel olarak ışgucunun sektörel dağılımıyla ulusal gelınn sektö-
rel dağılımmın karşılaştınlması ışgucü venmlılığı konusunda gös-
terge olabılır Bu genel çerçevede önce KIT'ın toplam ışgucü ıçm-
dekı payının yuzde 5 dolayında olmasına karşın urebm ve hız-
met sektorlerı toplamı olarak alınan ulusal gelınn yuzde 14 7 gı-
bı bır bolumunu yarattığı gorüluyor Salt bu genellemeyle KIT'te
kışı basına uretımın ulke ortalamasının uç katı olduğu gıbı bır so-
nuca ulaşılır Bu sonuç KIT çalışanlarının hemen tumüyle tanm-
dışı sektorlerde yer almasından kaynaklanıyor "
*
Kepenek kıtabında yalanları yıkıyor
Bugun Turkıye de ' KİTIerın özelleştırılmesı" ıç polıtıkanın en
tartışmah ve sıcak konularından bırısıdır ProfesorDr Yakup Ke-
penek'ın kıtabını en başta mılletvekıllerı olmak uzere herkes alıp
okumalıdır Yıllardan berı sürdurulen "yalanpropagandası" te-
levızyon yayınlanyla beyınlerı yıkadı, KIT'ler "duşman" ılan edıl-
dı
— Bu duşmandan kurtulmalıyız Enflasyonun kaynağı KIT'ler-
dır Ekonomınm kamburu olan KIT len satmalıyız, ne pahasına
olursa olsun elden çıkarmalıyız, sat anasını gıtsın batan gemı-
nın malları bunlar
Yalan propagandaoylesıne yaygınlaştı kı yurtseverlerın göz-
lerıne sankı bır perde ındı
Prof Dr Yakup Kepenek bu perdeyı kaldırıyor
*
ANAP ıktıdarı KIT'len sözde ozelleştırmeye kalkıştı Bu ışı nasıl
kıvıracak? Halkta para yok, orta dırek KIT'lenn hısse senetlerı-
nı alamaz, rantıye sınıfı bu ışe yanaşmaz, ışadamı yuksek kâr
peşındedır Kım alacak KIT'len' ANAP, KIT'len ozelleştıreme-
yfeceğını çok lyı bılıyor ve yabancılara "kamanço" etmeye çalı-
şıyor
Ama halkın yûzde 80*» ANAP ıktıdarının karsısındadır Bugun
tek katlı bır evı satmak ısteyene bıle sorariar Sen bu evin sahı-
bı mısın? Sahıbı değılsen satış ıçın mal sahıbmden vekâletnamen
var mt?
ANAP, ne mal sahıbı ne de halktan KIT'lenn satışı ıçın vekâ-
let almış
Ulusal mal varlığımızı yabancıya" nasıl satabılır?
IMZA VE SOYLESI
G Ö N E N
Ö M E R S E Y F E T T İ N
KÜLTÜR «SANAT HAFTAS1
7 mart carsamba/8 mart persembe/9 mart cuma
Saat 16 00
ASIM BEZİRCİ
OKTAY AKBAL
TAHSİN YÜCEL
ATİLLA OZKIRIMLI
MUZAFFER İZGÜ
TAN ORAL
ŞERAFETTİN TURAN
MUZAFFER UYGUNER
CAHİT KÜLEBİ
TARIK DURSUN K.
C U M H U R I Y E T K I T A P K U L Ü B Ü
B A N D I R M A T E M S I L C İ L İ Ğ İ
O Z A N S A N A T E V İ
ÇAĞDAŞ
GAZETE DERGİ KİTAP
BASIN ve YAYIN A.Ş.
YONETİM KURULU'NDAN
v Sıcd No 116951/61832
Şırketımızın 1989 vıiı çalışma ve sonuçlarına dışkın Olağsn
Genel Kurulu aşagıda vazılı gundemı goruşmek uzere 27 Mart
1990 Salı gunu saat 10 30'da şırketımızın merkezı olan Turko-
cağı Cad 39-41 Cagaloglu/ISTANBUL adresınde toplanacak-
tır
Sayın ortaklarımızın toplantı gununden en az bır hafta once
gırış kartı almalarını rıca ederız
YONETİM KURULU
GÜNDEM:
1) A^ılış ve Ba^kanlık Kurulu'nun oluşması,
2) 1989 vıh ıjlem ve hesaplarına ılışkın Yonetim Kurulu ve Denetçı ra
porlarının okunması, gorujulmesı ve onavlanması,
3) 1989 yılı Bılanço ve KırZarar hesaplarının ıncefenmesı, onaylan
ması ıle Yonetim Kurulu uyelerı ve Denetçının aklanması,
4) 199C vılı ıçın Yonetim Kurulu uvslerının seçımı ıle ucretlenmn be-
lırlenmesı,
5) 1990 vılı ıçın Denetçı seçımı ıle ueretının belırlenmesı
6) Dılekler
Doktordan
SİSTOSKOP
(WOLF), yenı, komple-projektör satılıktır
Tel 51-226973