03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 7 MART 1990 Televizyonda Çoğulculıık... TRT 12 Mart 1971 darbesiyle jok edilen ozerkliğine yeniden kesinlikle kavuşturulmalıdır. Ozerklik konusu, neden bir turlu gundeme getirilmez? Neden ilk hedef TRT'nin ozerkliği değil de tarafsızhğıdır? TRT Yonetim Kurulu'nu, iktidar partisinin tekelınden kurtarmadan tarafsızhk sağlanabilir mi? HIFZI TOPUZ Fransa'nın unlu yazarlarından, Sosyalıst Partılı, Avrupa Parlamentosu u>esı Max Gallo, geçenler- de Le Monde Diplomatique'te ılgınç bır yan yayım- ladı "Fast-food tiyatrolan", yanı, televızyonlar Max Gallo televızyon yayınlarını Amenkan lokantala- nndakı hazır yemeklere benzetıvor "Hangı kanalı açsanız hep ayru şe>len ızlı>orsunuz" dıyor Kanal- lardakı çeşıtlılığın gerısınde hep aynı göruntülerın gızlendığını söyluyor Bız buna çoğulculuk dıvoruz, ama gerçekte tura kanallar aynı terane'yı tutturmuş gıdıyorlar Fransa'dakı altı kanalın pazar bılançoları şovle 17 Amenkan polısı>e dızısı 14'u ozel kanallarda, 3'u kamusal kanallarda Haftalık bır dergı geçen yıl başka bır TV bılan- çosu yayımlamjştı Haftada 670 cınayet, 15 ırza geç- me olayı, 848 kavga vb Yanı, dıledığınız kadar ka- nal değıştırın, karşmıza hep Amerıkan dızılerı çı- kıyor Yıne cınayetler, saldırganlıklar, şıddet olay- ları Tüm kanallar statükodan yana! Fransa'da ocak avının sonlannda yayımlanan bır rapora göre çocuklar gunde ortalama 50 dakıka TV ızlıyorlarmış. Sonuç Gergınlıkler, bunaiımlar, uy- kusuzluklar, okullarda başarısızlık, yemeklerde du- zensızlık, bellekte sarsıntılar, TV karşısında durma- dan abur-cubur yeme sonucu şışkınlıkler, hazım- sızlık . Televızyonun çocuklara hıç yararı yok mu? Var elbette, ama ölçuyu kaçırmamak gerek Çocuklara yönelık gunde ortalama 10 reklam yayımlanıyor- muş, yanı, vılda yaklaşık 4 bın reklam Çocuk ser- seme dönuyor Ingıltere'de çocuklara yönelık eğıtsel programlann sayısı Fransa'dakmın 30 katı ımış Fransızlar bu alanda çok gerı kalmışlar 1966'da Fransa'da yılda 100 saat okul televızyon programı yayımlanırdı, şım- dı hıç yok Bu mu çeşıtlılık \e çoğulcuJuk'' Anado- lu Unıversıtesı yılda 300 saat açıköğretım progra- mı yavjmlıyor Demek kı bız bu alanda hıç de kotu sa>ılmayız Gallo, Fransa'da televızyonlann her şeyden önce reklam gelırlerını arttırma>ı amaçladıklarını belır tıyor Kanallara ızleyıcılen oranında reklam venyor- lar Mediametri yöntemıyle hangı kanalın hangı sa atlerde ve olçude ılgı toplayıp ızlendığı ayrıntılanyla bılındığıne göre reklamcılar kanalları seçerken hıç şaşırmıvorlar En yuksek tarıfeler en çok ızlenen saatlerde u>- gulanıyor Oyleyse amaç ızlevıcı sayısını arttırmak Devlet televızyonları da buna vonelıyor, ozel tele- vızyonlar da Izleyıcı sayısını arttırmak ıçın prog- ramlann nıtelığı duşuruiuyor Varyete ve eflence programlanna, polısıve dızılere ağırlık venlıyor Te- levızyonlar düzey duşurme yanşına gınşıyorlar Tartışmalar, oturumlar duzenlenıyor, her kanal da hep avnı kışılerı gomyorsunuz A>nı yazarlar, aynı duşunurler, aynı yommcuiar, aynı sozculer, ay- nı profesörler Senaryo değışıyor, ama aktorler ay- nı' "Ben bu filmı daha önce görmuştum" dıyorsu- nuz Tartışmacüar bırbırlenne karşı çok saygılı olu- yorlar Kımse pot kırmıyor "Aman ustadım " "Çok nca ederım.." "Sızın değerlı katkılarınız " gıbı sözlerle konuşmalar surduruluyor Zaman za- man hurnoristik bazı deyımlere karşın her kavra- ma ve kuruma karşı sonsuz bır sa\gı var Tam bır hoşgöru havası egemen oluyor Herkes çok lyı, çok haklı, çok tatlı, çok cıcı çok tonton Herkes bu du- zenden yana Hıç bu duzene karşı olanlar yok rau1 Var ama onlar bıraz göstermelık, mostralık yanı Yaşasın statuko Demek kı tüm kanallar statüko- dan vana Max Gallo, geçen yıl üç beş dostu ıle bırlıkte ıl- gmç bır tasarı orta>a atmış ve kamusal televızvon- ların reklam almamaları göruşunu savunmuştu De- mıştı kı özel kanallar reklam alsınlar ama onlar- dan kamusal tele%ızyonlara bır pav ayırılsın Kamu- sal kanallar, ne devlete bağlı olsunlar, ne de ozel sektöre ve reklam gelırlenne. Bağımsızlıklarını bo>le •korusunJar Kullur ağırlıkiı programlann çok ızle- yıcisi olmaz. Zaten medıametn sondajlan da onı. gosteriyor. Bu tur programlarla buvuk reklam ge- lırleri saglayamazsınız. Ama bunlardan da vaz ge- çemezsınız Tele\ız>onlardan bırkamu hızmetı, bır kultur lıızmetı beklenır Kamusal televızyonlar rek- lamcıhğın kölesı olmamalıdır Topluma bunlar >on vereceklerdır Boş soz değıl bunlar, ama kımse cıddıye almadı bu onerıyı Gallo şımdı "Yalnız hamburger \enen bır ulkede etyemezlere soz duşmez" dıyor Ya ülkemizde?.. Pekı, bunlar Fransa'nın sorunları, bızım değıl, de- yıp geçelım mı? Kanalları çoğaittık, özei televızvon- lara da veşıl ışık tutacağız Turkıye'ye yönelık >a- yın yapmak uzere bır holdıngın Federal Almanva1 dan bır uydu kanalı kıraladığı geçenlerde açıklan- mıştı Turkıve, Hurrı>et, Sabah ve Karacan yavın- ları da sıradalar Uvdu >ayınlarının vanı sıra kab- lolu TV şebekelen de yaygınlaşacak Dışarıda ne olduvsa bızde de olacak Venus'te yaşamıvoruz kı Aynı kurallar bızde de uvgulanacak Altyapı değışıklıklerının toplum duzenını temel- den sarsmasına tanık oluyoruz Lıberal - kapıtalıst duzen kendı dıyalektığı ıle yapı ve bıçım değıştırı- yor Komunıst duzen de oyle değıl mı9 Devlet te- kellen her yerde yıkılıyor Hukumetler ıster lıberal - kapıtahst olsun, ıster komunıst, hepsı tekellere kar- şı Ama vıkılan tekellerın yennı bırçok yerlı çoku- luslu ortaklık'ların denetımındekı özel gınşımler alı- yor Koklu değışıklıkler dönemını vaşıyoruz Tekelcılık daha ne kadar surer'' Surmez Bıze "hızmet" vermek ıçın çokuluslu ne çok firmanın sabırsızlandığını bılıyor muyuz9 Onlar dışandan, bızımkıler ıçenden bıraz daha yuklendıler mı tekel çokecek Kaldı kı rad>o ve televızyonda devlet tekelı antı- demokratıktır, zor savunulur Yenı bır duzeıun ku- rulması kaçınılmaz bır zorunluk olmuştur Bovle bır duzen her şeyden önce gerçekten ba- ğımsjz bır ulusal radyo ve televızyon kurulunun ku- rulmasına bağlıdır tletişım, ne buyuk ortaklıkla- rın tekelıne bırakılmalıdır ne de iklıdar partisine. Hele radjo ve televızvon dar hedeflere vonelmiş po- litıkacılann ellenne ve tekellerıne bırakılmayacak kadar onemli bir araçtır. Bugun Radyo ve Televız- von Yuksek Kurulu dedığımız kurul, demokratık temellere dayatılarak baştan oluşturulmalı ve ku- rula çok genış vetkıler tanmmahdır TRT 12 Mart 1971 darbesıyle yok edilen özerklı- ğıne venıden kesinlikle kavuşturulmalıdır Özerk lık konusu, neden bır turlü gundeme getınlmez9 Ne- den ılk hedef TRT'nin ozerkliği değıl de tarafsızlı- ğıdır'' TRT Yonetim Kurulu'nu, ıktıdar partisinin tekelınden kurtarmadan tarafsızlık sağlanabilir mı9 Iletışım konuları onumuzdekı aylarda daha çok gundeme gelecektır, orası kesın Ama ılk hedef ba- ğımsız ve demokratık bır Radyo Televızyon Yuk- sek Kurulu, özerk bır TRT, bağımsız beledıye rad- yo ve televızyon]an ve kamusal yaymcılık kurum- ları olmalıdır Sonuç Beledıyelerın halkla ıletışım konuları da gelışmış ulkelerde gıttıkçe buyuk bır onem kazanıyor Bu ko- nu on, on beş vıl öncesıne kadar Fransa'da hıç gun deme gelmezdı Bugun buyük beledıyelerde 30-40 kışılık ıletışım personelı var Bulten, gazete, broşur çıkartıyorlar, elektronık panolarda kentın haberle nnı yayımlıyorlar, yerel radyo yayınlan duzenlı>or- lar, vıdeo programları hazırlıyorlar, sergıler açı>or- lar Yerel televızyon yayınlan ıçın de ceşıtlı gınşım- ler yapıldı, beledıyelarde ıletışım konusunda son yıl- larda 30-40 kıtap ve belge yayımlanmış, konferans- lar toplanmış, konu gıttıkçe derınleştırılıyor Beledıyecılık ıletışım araçlarıyla çok daha demok- ratık temellere oturtuluyor Bu da ıletışımde çok önemh bır olay Beledıvelerde ıleuşım deneyımı olan partıler, seçımlere daha lyı hazırlanıyorlar Ya bızde? PENCERE EVET/HAYIR OKT4YAKBAL 800 Bilim Adamı Sesleniyor "1980'lerde yuksekoğretımde derın yaralar açan ve genış hu- zursuzluğa neden oian YOK duzenı, artık ıv/ıce aşınmış ve ıtıba- rını tumuyle yıtırmış bulunuyor Yükseköğretım kurumlarının ış- leyışını duzenleyen bugunkü anayasal ve yasal çerçeve yurür- luğe gırelı on yıla yakın bır süre geçtı Bu çerçeveyle getırılen merkezı ve hryerarşık duzenlemeler, demokratık anlayışa tumüyte aykırı bır sıstem doğurdu Gerek oğretım uyelerını gerek oğren- cılerı ınısıyatıfsız kılan, yönelımden uzak tutan ve yabancılaştı- ran bu sıstem, özgür duşunce tartışma ve araştırma ortamının gelışmesını engelledı ve eğıtımın kalıtesınde belırgın bır duşmeye neden oldu Bugûn ünıversrtelerımızın gelışebılmesı ve guçlenebılmesı ıçın YÖK duzenının aşılması gereğı konuyla ılgılı buyuk bır çoğun- luğun ortak kanısıdır Bu aşamada Tûrkıye'nın yükseköğretım dü- zenı yeniden bıçımlendırılırken, yanlış teşhıslerden hareketle yan- lış çozumlere yönelınmemesı ve YÖK ıle kaybedılenlere yenı ka- yıpların eklenmemesı büyük önem taşımaktadır Işte, Istanbul'dakı çeşıtlı unıversrtelerde gorev yapan oğretım üyelerı / gorevlılerı olarak bızler, yenı yanlışlardan sakınmak ama- cıyla ve çağdaş-ozerk-demokratık unıversrte ınancıyla aşağıda- kı hususiarı, ılgılılere ve kamuoyuna duyurmayı gereklı gormek- teyız 1- Mıllı Eğıtım Bakanlığı'nın yönlendırmesf ıJe hazırianan tas- lakta ongörulen modelın bırkaç kışı tarafından tasarlandığı ve kâğıda dokulduğu anlaşılmaktadır On yıla yakın bır olumsuz de- neyımden çıkartılması gereKen ılk ders, unıversrte kadrolarını dış- layarak hazırianacak ve empoze edılecek modellerın mutlaka ye- tersız kalacağı ve yenı huzursuzluklann kaynağını oluşturaca- ğıdır Eğer yuksekoğretımde gerçekçı ve kalıcı çozumler aranı- yorsa, bu arayışın ılk adımı ûnıversıte kadrolarıyla kurulacak sa- mımı, yapıcı ve genış katılımlı bır dıyalog olmalıdır Eğer ûnıversıte ozerkliği kavramı cıddıye alınıyorsa, bunun ılk kanıtı da ûnıversıte kadrolarının yenı modelın oluşturulmasına, ışın başından ıtıbaren katılmasının sağlanmasıdır Uç-beş kışı- nın kendı goruşlerı çerçevesınde oluşturdukları bırtasarının ace- leyle Bakanlar Kurulu'ndan ve parlamentodan geçınlmesı hıç- bır sorunu çozemez Bugun ıhtıyaç duyulan şey, yenı unıversrte modelının ve bunu yansrtacak tasarının unıversıtelerde genış bı- çımde tartışılmasıdır 2- Basına yansıdığı kadarıyla yenı tasarının özü, YÖK'ün bazı yetkılennı "kuçük YOK'ler"e, yanı mutevellı heyetlerıne aktarmak- tır Boyle bır ûnıversıte modelı ıle Turkıye'de ünıversıte ozerklığı- nın gerçekleşemeyeceğı acıktır Modelde, unıversrte ust yone- tımlerının bazı yetkılerı de mutevellı heyetlerıne aktarılmakta ve bu heyetlerın ağırlıkiı olarak ışadamlarından oluşması ongörul- mektedır Ülke gerçeklenne uymayan bu model unrversıteler üze- rınde olumsuz etkılere ve baskılara kapı açmaktadır Ozellıkle Anadolu kentterındekı unıversıtelerde bu etkılerın ve baskıların daha da ağır olacağından kaygı duymamak olanaksızdır 3- Yuksekoğretımde yapılacak değışıklıklenn ana hedefı, bı- lımsel ve yönetsel ozerklığe sahıp ve saygılı, ozgur duşunce or- tamının yerlestığı en genış katılıma olanak veren seçımlerle gö- reve geimış organlar ve yonetıcıler elıyle yonetılen, araştırmayı cıddıye alan ve ozendıren, akademık standartları tıtızlıkie koru- yan, eğıtımın kalıtesını onemseyen ve yukseltmek ıçın gereklı tüm öntemlerı alan bır ûnıversıte olmalıdır" Yukarıda yer alan bıkjırıyı 800 yükseköğretım uyesı ımzalamış- tır Profesörler, doçentler yardımcı doçentler, araştırma gorevlı- lerı, uzman doktorlar, oğretım gorevlılerı Tam 800 bılım ada- mı> Bu sekız yuz kışının görev yaptıkları fakulteler ıse şunlar, Mımarlık, Orman Veterıner Kımya, Fen, Dış Hekımlığı, Iktısat, Inşaat, Tip, Cerrahpaşa Tıp, Işletme, Eğıtım, Guzel Sanatlar, Ede- btyat vb Nıçın bu sekız yüz bılım adamı boyle bır bıldırıye ımza atmış' Bıldırılerını dıkkatle okursanız nedenını kolaylıkla anlayacaksı- nız Turkıye unıversıtelerının YOK ten beter bır duruma düşme- lerını önlemek ıçın Bılırsınız, YOK bır garıp kuruluştur Şımdı YOK'u değıştırmek ıstıyoriar Ama burada amaç, daha özgür, bılımsel çalışmalara daha açık, çağdaslığa, ınsan haklanna daha uygun bır çalışma düzenı, bır oğretım yöntemı oluşturmak m ı ' Yoksa YOK ten da- ha kötu bır anlayışa dayanan değışık bır oluşum yaratmak m ı ' Gorunen uç beş kışının kendı goruşlerı çerçevesınde olustu- rulan bır tasarının, hızlı btçımde Bakanlar Kurulu ndan, daha son- ra parlamentodan geçırılmesının hıçbır sorunu çozmeyeceğıdır Bunu sekız yuz bılım adamı söyluyorsa, sorunun uzennde onem- le durmak gerekır Yıllarını çeşıtlı fakultelerde bılımsel calışma- lar yaparak, bınlerce oğrencı yetıştırerek geçıren sekız yuz kışı- nın goruşlerı herhalde bır avuç polıtıkacının goruşlerınden çok daha üstun, çok daha yeterlıdır "Bugun ıhtıyaç duyulan sey yenı ûnıversıte modelının ve bu- nu yansrtacak tasarının unıversıtelerde genış bıçımde tartışılma- sıdır" Sağduyu, bılımsel gerçekler bır yana ıtılıp sıyasal hesaplar ağır bastı mı, lyı bılmelı, ûnıversıte ozerkliği bılımsel özgürluk boş bır sozden ılerı gıdemez Yeniçeltek Faciası Devleti Uyandırdı mı? GUNDE 1000 TL/ye İNGİLİZCE ALMANCA ARAPÇA Istanbul Gebze Edırne 140 73 87 152 61 61 19 724 27 646 OZEL BORA SURUCU KURSU 30. dönem kayıtları başlamıştır. Okul Ûsküdar, 343 67 82 Kozyatağı: 362 47 33 Haftepe: 352 21 21 Tarabya: 162 08 18 Çağlayan: 146 88 30 Kişilerin ya da kuruluşlann, insana, kendilıklerinden değer vermeleri beklenemez. Insanın değeri, kişilerin ya da kuruluşlann acımasına (merhametine) terk edilemez. M. FİKRET ÖZBİLGİN TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Yakın geçmışte, Turkıye'de bır daha yaşan- masını ıstemedığımız, anımsamaklan utanç duyduğumuz olay yaşandı Amas>a-Suluova Yenıçeltek Kömur tşletmesı'nde 7 Şubat 1990 gunu me>dana gelen facıada, 68 ışçımız ya- şamım >ıtırdı Olayn kendısınden ve onun ar- dından yazılanlardan, soylenenlerden ınsan- Iık adına uzulmemeye ve utanç duymamaya olanak voktur Ne>dı, facıa olarak adlandınlan olaj 0 68 ış- çımız, ocaktakı patlama sonucu yaşamını vı- tırmıştır Patlama, ılk belırlemelere gore grı- zunun patlaması ve muhtemelen hemen ardın dan oluşan komur tozu patlamasımn bıleşke- sıdır Olay kısaca budur Burada herkesın akhna şu soru takılmak- tadır Grızu patlamaları komur madencılığı- nın kaçınılmaz sonucu mudur 9 Onlenmesı olanaklı değıl mıdır 9 Hemen belırtelım, ge- Lşmış ulkelerde de benzerı olaylar goruimek- tedır Nıtekım son orneğı, Yenıçeltek facıası- nın bır hafta sonrasında SSCB'de gorulmuş- tur Grızu, karbonızasvon surecının doğal bır ürunu olan metan gazının hava ıle kanşımın- dan oluşan renksız, kokusuz, havadan hafıf, yanıcı ve patlayıcı ozellığe sahıptır Metanın havadakı oranının >uzde 5-15 olması ve en azından 650-700 C° sıcakhk veren bır ısı kav nağının bulunması patlamayı kaçınılmaz kıl maktadır Ocak vangını va da çalışan makı- neler vb'nın çıkaracağı bır kıvılcım, kömur ocaklannda görulebılecek ısı kaynaklarıdır Dolavısıvla bu tur facıaların onlenmesı, ısı kaynaklarının yanında metan gazının denetım altında bulundurulmasına bağımlıdır Tehlı- ke behrtılennde, kömur vatağını ı>ı tanıyor ol- mak, olaydan anında bılgılenmek çok hızlı ve sağlıklı kararlarla kazaların onlenebılmesı ya da olası etkılerının azaltılması soz konu- sudur Ilerı madencılık leknolojılerının uygu landığı, erken uvarı sıstemlerının kullanıldı- ğı, eğıtılmış nıtelıklı ışgucunun ıstıhdam edıl- dığı ulkelerde, facıa olarak adlandırılabılecek kazaların olasılıkları en aza ındırılebılmekte- dır \anı sorun, gelıp bu>uk oranda yatınma da\anmaktadır Şunu gozden kaçırmamak gerekır Kışıle- rın va da kuruluşların, insana, kendilıklerin- den değer vermeîen beklenesıcz. Insams de- ğerı, kişilerin ya da kuruluşlann acımasına (merhametine) terk edilemez Bır zorlama ol- maksızın kımse, daha az bır yaurımla yapa- bıleceğı bır uretım ıçın daha fazla vatınm >ap- maz Başkasının sağlığı va da guvenlığı ıçın fazladan bır malıyet ustlenmez Sorun "ınsan" olunca, "can" olunca, soz konusu zorlama- nın devletten gelmesı, devletın hukuk duzenın- den, orgutlenme yapısından ve bu örgutlenn ışletılme bıçımınden gelmesı beklenır Bu, dev- letın odevıdır, toplumun da hakkıdır Pekı, Turkıye'de devlet bu odevını yapıyor mu1 Gorunürde evet Ama ışleyışte hayır Bu, öbür ışkollannda da böyledır Madencılıkte de böjledır Madenlerdekı etkmlıkler bır yandan Maden Yasası ve ılgılı vönetmelıklere tabı ıken, ote yandan da ışçı sağlığı ve ış guvenlığı mevzua- tına tabıdır Yanı madencılık bu ıkı mevzuata uygun bıçımde yurutulmelıdır Ne var kı ıkısı de yetersız Ya bu mevzuatı >ılrutmekle yu- kümlu ıkı kuruluş olan Enerjı ve Tabıı Kay- naklar Bakanlığı Maden Daıresı ıle Çalışma ve Sosyal Guvenlık Bakanlığı Iş Teftış Kuru- lu Başkanlığı"' Ne yazık kı ıkısı de "umıtsız vaka" Hele Maden Daıresı Teşkılat Yasası bıle yok henüz Üstelık 1954 ve 1985 yılında hazırlanan ıkı yasanın " 6 ay ıçınde hazırlanır" amır hükmune karşın 1 Evet, bır vasanın hükmu, yürurlukte kaldığı yaklaşık 30 yıldır yerıne getınlmedı, oburunun de 5 yıl- dır getınlmıyor Yanı bu yasanın u>gulayıcısı olan Enerjı ve Tabıı Kaynaklar Bakanlığı, alenı suç ışlıyor Bu daıremn kendı personelı bıle kj- sıtlı, kımı kadroları ötekı kuruluşlardan dev- şırme Her vönetım değışıklığınde personel kadrolar asıl gorevlerıne gerı verılır, ışı bılme- yen, den«5«ml^ıxılmayan başkalan gelır. Bu daıre, şu anda işletme halındekı >aklaşık 2500 madeni, bflimme ve tekniğine uygun çalışip ça lışmadığını denetiemek ıle görevhdır Daıre- dekı maden muhendısı sayısı ıse 15 1 Bunun da buyuk bolumu yenı mezun Personel alı mında, ulke genelınde olduğu gıbı ölçut ık- tidar yanlısı olmak! Yanı bu kuruluşlann per sonelı, nıtelık ve nıcelığı açısından da yeter- (Arkası J7. Sayfada) Türk Hava Yolları'nda Yaz Başlıyor! 25 Mart'tan itibaren, yaz tarifemizi uygu- lamaya başlıyoruz. Tarifemizi özenle hazırladık. Bütün uçuş- lanmızın kalkış-vanş saatleri, uzun yaz günle- rini değerlendirebileceğiniz şekilde ayarlandı. Bağlantılı uçuşlannızda bile, gideceğiniz yere en az zaman kaybıyla ulaşabileceksiniz. Nevv York'tan Moskova'ya, Helsinki'den Tokyo'ya, İstanbul'dan Adana'ya... 67 noktaya yine birlikte uçalım. TÜRK HAVAYOLLARI Aynntılı bılgı ıçın Turk Hava Yollan Acentc ve Burolarına başvurabılırsınız Kepenek'inYıktığı Yalanlar Soru ' KIT'lenn Turkıye ekonomısınde çok ağırlıkiı olduğu söy- lenebılır mı^" Yanıt "Turkıye ekonomısınde KIT'ın görelı yerının büyuk olduğu ka- nısı yaygındır Ülkemizde kamu gmşımcıhğmın ozellıkle Batt Av- rupa ulkelenne gore çok daha yaygın bır bıçımde ekonomıye ege- men olduğu kanısı vardır Oysa karşılaştırmalı venler bu kanının hıç de doğru olmadığını kanıtlıyor Son yıllann özelleştırme salgınına dek Batı Avrupa ülkelermde kamu gınşımlermtn ekonomıdekı gorelı yertennm Turkıye 'dekı KıT- ın konumundan gerı kalmadığı gorüluyor Örneğın kamu gınşım- len, 198O'lı yıllann başında, toplam ulusalureümın Italya'da yûzde 24, Fransa'da yuzde 16, Ingıttere'de yuzde 12 ve Batı Alman- ya'da yüzde 10 gıbı bır bölümünü sağlıyordu Aynı durum, top- lam ışbulma (ıstıhdam) açısından da fazlasıyla geçerlıdır Nıte- kım toplam sıvıl ıstıhdamın Italya da yuzde 23'ten çoğu, Fran- sa 'da yuzde 10'u, Ingıltere'de yuzde 8'ıveBab Almanya 'da yüzde 7 6'sı kamu gırışımlennde çalışıyordu Ülkemizde ıse aynı yıllarda KIT'm ulusal gelırıçındekı payı yuzde 10, toplam ıstıhdam ıçındekı payı da yuzde 3-4 dolaymdaydı ( ) Türkrye'de kamu kesımının ağırlıkiı olduğu kanısı oncelıkle KIT'- ın sanayıleşmede onculuk etmesınden kaynaklanıyor " * Yukardakı soru ve yanıt Yakup Kepenek'in "Turkıye'de Ka- mu Iktısadı Teşebbuslerı (KIT)" adlı kıtabından alınmıştır (Ger- çek Yayınevı '100 Soruda' dızısı) Prof Dr Yakup Kepenek, hem bılım adamı hem sıyaset ada- mı, ama durup dururken polıtıkaya atılmamış, 1402'lıklerden, ODTU'dekı gorevıne Ankara Sıkıyönetım Komutanlığı 1983'te son verınce, Kepenek, açık ya da örtulü faşızme karşı savaşımı seçıyor • Kıtaptan bır soru, bır yanıt daha Soru "KIT'te ışgücünun verımlılık düzeyı nedır?" Yanıt "Işgucûnün venmlılığı uretıme katkısıyla ölçulür Bu anlamda kışı basına katma değer, venmlılığtn bır göstergesı sayılır Çok genel olarak ışgucunun sektörel dağılımıyla ulusal gelınn sektö- rel dağılımmın karşılaştınlması ışgucü venmlılığı konusunda gös- terge olabılır Bu genel çerçevede önce KIT'ın toplam ışgucü ıçm- dekı payının yuzde 5 dolayında olmasına karşın urebm ve hız- met sektorlerı toplamı olarak alınan ulusal gelınn yuzde 14 7 gı- bı bır bolumunu yarattığı gorüluyor Salt bu genellemeyle KIT'te kışı basına uretımın ulke ortalamasının uç katı olduğu gıbı bır so- nuca ulaşılır Bu sonuç KIT çalışanlarının hemen tumüyle tanm- dışı sektorlerde yer almasından kaynaklanıyor " * Kepenek kıtabında yalanları yıkıyor Bugun Turkıye de ' KİTIerın özelleştırılmesı" ıç polıtıkanın en tartışmah ve sıcak konularından bırısıdır ProfesorDr Yakup Ke- penek'ın kıtabını en başta mılletvekıllerı olmak uzere herkes alıp okumalıdır Yıllardan berı sürdurulen "yalanpropagandası" te- levızyon yayınlanyla beyınlerı yıkadı, KIT'ler "duşman" ılan edıl- dı — Bu duşmandan kurtulmalıyız Enflasyonun kaynağı KIT'ler- dır Ekonomınm kamburu olan KIT len satmalıyız, ne pahasına olursa olsun elden çıkarmalıyız, sat anasını gıtsın batan gemı- nın malları bunlar Yalan propagandaoylesıne yaygınlaştı kı yurtseverlerın göz- lerıne sankı bır perde ındı Prof Dr Yakup Kepenek bu perdeyı kaldırıyor * ANAP ıktıdarı KIT'len sözde ozelleştırmeye kalkıştı Bu ışı nasıl kıvıracak? Halkta para yok, orta dırek KIT'lenn hısse senetlerı- nı alamaz, rantıye sınıfı bu ışe yanaşmaz, ışadamı yuksek kâr peşındedır Kım alacak KIT'len' ANAP, KIT'len ozelleştıreme- yfeceğını çok lyı bılıyor ve yabancılara "kamanço" etmeye çalı- şıyor Ama halkın yûzde 80*» ANAP ıktıdarının karsısındadır Bugun tek katlı bır evı satmak ısteyene bıle sorariar Sen bu evin sahı- bı mısın? Sahıbı değılsen satış ıçın mal sahıbmden vekâletnamen var mt? ANAP, ne mal sahıbı ne de halktan KIT'lenn satışı ıçın vekâ- let almış Ulusal mal varlığımızı yabancıya" nasıl satabılır? IMZA VE SOYLESI G Ö N E N Ö M E R S E Y F E T T İ N KÜLTÜR «SANAT HAFTAS1 7 mart carsamba/8 mart persembe/9 mart cuma Saat 16 00 ASIM BEZİRCİ OKTAY AKBAL TAHSİN YÜCEL ATİLLA OZKIRIMLI MUZAFFER İZGÜ TAN ORAL ŞERAFETTİN TURAN MUZAFFER UYGUNER CAHİT KÜLEBİ TARIK DURSUN K. C U M H U R I Y E T K I T A P K U L Ü B Ü B A N D I R M A T E M S I L C İ L İ Ğ İ O Z A N S A N A T E V İ ÇAĞDAŞ GAZETE DERGİ KİTAP BASIN ve YAYIN A.Ş. YONETİM KURULU'NDAN v Sıcd No 116951/61832 Şırketımızın 1989 vıiı çalışma ve sonuçlarına dışkın Olağsn Genel Kurulu aşagıda vazılı gundemı goruşmek uzere 27 Mart 1990 Salı gunu saat 10 30'da şırketımızın merkezı olan Turko- cağı Cad 39-41 Cagaloglu/ISTANBUL adresınde toplanacak- tır Sayın ortaklarımızın toplantı gununden en az bır hafta once gırış kartı almalarını rıca ederız YONETİM KURULU GÜNDEM: 1) A^ılış ve Ba^kanlık Kurulu'nun oluşması, 2) 1989 vıh ıjlem ve hesaplarına ılışkın Yonetim Kurulu ve Denetçı ra porlarının okunması, gorujulmesı ve onavlanması, 3) 1989 yılı Bılanço ve KırZarar hesaplarının ıncefenmesı, onaylan ması ıle Yonetim Kurulu uyelerı ve Denetçının aklanması, 4) 199C vılı ıçın Yonetim Kurulu uvslerının seçımı ıle ucretlenmn be- lırlenmesı, 5) 1990 vılı ıçın Denetçı seçımı ıle ueretının belırlenmesı 6) Dılekler Doktordan SİSTOSKOP (WOLF), yenı, komple-projektör satılıktır Tel 51-226973
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle