03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 7 MART 1990 MOSKOVA SSCB'de 'patron' olma özgürlüğüSovyet Parlamentosu dün 70 yıldır ilk kez özel kişilerin fabrika sahibi olma ve işçi çalıştırmalarına izin verdi. Pazar günü Rusya, Ukrayna ve Beyaz Rusya cumhuriyetlerinde yapılan seçimlerde reformcu adaylar önde gidiyor. Dış Haberier Servisi — Sovyet Parlamen- tosu (Yuksek Sov>et) dun, 70 yıldır ilk kez ozel kişılere fabrika sahibi olma ve işçi ça- hştırma izni verdi. Rusya, Ukrayna ve Beyaz Rusya cumhu- riyetlerinde pazar gunu yapılan yerel seçim- lerde ise birçok reformcu adayın buyük farkla önde gittikleri açıklandı. AP'nin Moskova kaynaklı haberine go- re parlamentoda mülkiyet konusunda dun yapılan oylamanın sonucu, birçok yetkili tarafından "ileri doğnı aülmış bıiyük bir adım" şektinde nitelendi. Milletvekıllerin- den Alexei Yablokov, "Bu. ileri doğnı atıl- mış muazzam bir adımdır. Çunku bu şekil- de cogulculuk ilkesinin temelleri atılmak- ladır" dedı. Sovyet devletinin kurucusu Lenin 1921 yılında NEP adlı Yeni Ekonomi Politikası uyarınca toprakta ozel mulkiyeti kabul et- mişti. Ancak Lenin bu politikayı "koşul- lann zorlaması ile komünizmden verilmiş taviz" olarak mtelemişti. Yuksek Sovyet dün mülkiyet konusun- daki 6 bölumden oluşan yasa tasarısını gö- rüştü ve ilk üç bolumu buyuk çoğunlukla onayladı. Sovyet vatandaşlannın fabrika ve diğer üretım araçlarının mulkiyetine sahip olma haklarına ilişkin bölüm 0'a karşı 340 oyla onaylandı. Oylamada 13 kişi çekim- ser kaldı. Oylamayı izleyen bir Batılı diplomat, I921'de uygulanmaya başlanan NEP poli- tikasından bu yana Sovyetler'de ilk kez üre- tim araçları uzerınde ozel mülkiyet hakkı- nın tamndığmı soyledi. Sovyetler'de şım- diye kadar özel kişilerin sadece ev, otomo- bil gibi kışisel mülkiyet hakları vardı. Yuksek Sovyet'in dun onayladığı yasa ta- sansı aynca ozel kişilere başkalannı çalış- tırma hakkını da tanıyor. Ancak işçilere venlecek ücret ve zamla- rın Sovyet yasalarına uygun olması koşulu getiriliyor. Bilindiği gibi Marksizm'de ure- tim araçları uzerinde ozel mülkiyet ve işçi çalıştırma olgusu, emeğin sömurüsu ya da "artı değerin somurusü" olarak nitelenir. Yasa tasarısında "ozel mülkiyel" sözcu- ğu geçmiyor. Bunun yerine "vatandasın mulkiyeti" deyimi kullanüıyor. Sovyetler'in tanınmış siyasi yorumcula- rından Fyodor Lukyanov, (aynı zamanda milletvekili) yasa tasarısının iyi bir başlan- gıç olduğunu, ancak Ulkeyi yine de ekono- mik bunalımdan kurtaracak yeterlilikte bu- lunmadığını soyledi. Parlamento tarafından onaylanan yasa tasarısı 1 temmuzdan ıtibaren yasa hukmu- nu taşıyacak. Seçimlerde reformculann başarısı Sovyet Komunist Partısi yayın organı Pravda, pazar gunu yapılan seçimlerde bir- çok reformcu adayın parlak başarı kazan- dığını bildirdi. Pravda, bazı reformcu aday- ların oyların yüzde 80'ini almayı başardı- ğıru yazdı. Pravda'ya göre Leningrad'da ra- dikal reformcu olarak tanınan bir televız- yon muhabiri, Moskova'da muhalif bir yaa işleri müdüru seçimlerde parlak başarı ka- zandılar. Bu arada SSCB'de, Rusya Federasyonu Devlet Başkaru olmak isteyen radikal re- formcu, Komunist Parti uyesi Boris Yelt- sin, ekonomik ve siyasi reformlar sonucun- da halkın eskisınden daha kötii günler ya- şadığmı belirterek, "Bunun sonucu olarak seçimi kazandım" dedi. Hollanda'yı ziyaret eden Yeltsin, önce- ki gece Amsterdam'a geldikten sonra ga- zetecılere yaptığı açıklamada, Rusya Fede- rasyonu'nda, yapılan yerel seçimlerde oy- ların yüzde 84.2'sini topladığını soyledi. Yeltsin, "Sovyel lideri Mihail Gorba- çov'un siyasi ve ekonomik reformları so- nucu, halkın eskisinden daha iyi degil, da- ha kölu gıınler yaşamasından ölıiru seçimi kazandım. Halk hiçbir şeyden emin degil. Beş yıldan bu yana alınan olgunlaşmamıs siyasi tedbirler, her şeyi daha da kotıiye gdtürdü" dedi. Boris Yeltsin, Sovyet Komunist Partisi içinde rakip fraksiyonlar bulunduğunu ve bunun parti tarafından resmen kabul edil- mesini, KP'nin haziran ayında yapılacak 28'inci kongresi sırasında isteyeceğini de sozlerine ekledi. Sovyetler Birliği'nin Özbekistan Cumhu- riyeti'ndeki Mesket Türklerinin cumhuri- yetin bir kentinden ötekine dolaştırıldıkla- rı bildınliyor. "Rabochaya Tribuna" (işçi Kürsüsü) ga- zetesi, cumartesi günü çıkan çatışmalardan sonra 4 binden fazla Mesket Türkünun, yal- nızca iki hafta önce getirilmiş bulundukla- n Parkent'ten çıkarıldıklarını belirtti. Gazetenin haberine göre iki hafta önce Taşkent çevresindeki Mesket Türklerine ye-' niden saldırılar düzenlenmesi üzerine Bu- ka yöresinden alınıp Parkent'e götürülen 4 bin kişilik grup, yerleştirildikleri sağlık te- sislerinden çıkarıldılar. Gazete, uç hafta içinde ikinci kez tahli- ye edılen Mesket Türklerinin nereye götü- ruldüklerini belirtmedi. Rabochaya Tribuna, Parkent'in yanı sı- ra, Akurgan ve Piskent'te de Mesket Türk- leri aleyhinde mitingler düzenlendiğini kay- detti. Mesket Türkleri, 1944 yılında, Stalin re- jimi tarafından bugünku Gürcistan sınır- ları içinde kalan yurtlarından kitle halinde Özbekistan'a sürülmuşlerdi. POLONYA TARTIŞMASI Kohl 'sınırdan' geri döndüF. Almanya Başbakanı, Polonya sınırını tanıyor. Bonn hükümetinin dün yaptığı açıklamaya göre Polonya sımrı, 18 martta D.Almanya'da yapılacak seçimlerden hemen sonra tanınacak. Bonn hükümetinin açıklaması ile Polonya ve Federal Almanya arasında patlak veren bûnalıma bir 'uzlaşma formülü' bulunmuş oldu. GÖSTERtLER — Demokratik Almanya'nın Leipzig kentinde her pazartesi dmenlenen mitinglerin aşın sagcı Neo Nazi gnıplannın govde gosterisine sahae oldagn gözleniyor. DtLEK ZAPTÇIOĞLU BONN -- Federal Almanya hükümeti, Polonya sırurının tamnması konusunda pat- lak veren bunalımı bir uzlaşma formüluyle çozdu. Koalısyon ortaklan Hıristiyan De- mokrat Parti (CDU), Hıristiyan Sosyal Bir- lik Partisi (CSU) ve Hür E>emokratlar (FDP) dun Bonn'da yaptıkları açıklamada Polonya sınınnın D.Almanya'da 18 martta yapılacak genel seçimlerden sonra tanınma- sını kararlaştırdılar. Buna göre Bonn'daki federal meclis ve Doğu Berlin'de seçimlerden sonra oluşacak yeni parlamento aynı içerikte birer karar ta- sarısı imzalayacaklar. Tasannın içeriği şöyle olacak: "Federal Almanya ve Demokratik Almanya cumnuriyetleri, Almanya'nın Po- lonya'yla sınınnı teşkil eden Oder-Neisse hattının değişmezliğini kabul ederter. Sınır, Almanya birleşlikten sonra kdVulacak bir- lesik Alman hukumeti ile Polonya hukumeti arasında imzalanacak bir anlaşmada kesin- lik kazanacaktır." Almanya birleştikten sonra imzalanacak olan bu anlaşmada Polonya'nın 1953'te sa- \aş tazminatından vazgeçtiği ve Alman azınlığı koruma altına aldığı yolundaki açıklaması da geçerli sayılacak. Başbakan Helmut Kohl, bilindiğı gibi Po- lonya sınınnın tanınmasını Varşova'nın sa- vaş tazminatından vazgeçmesi şartına bağ- lamıştı. Kohl'ün bu tutumuyla koalisyon içinde yarattığı huzursuzluk önceki gün "Koalisyon çökiiyor mu?" şeklinde sorula- rın sorulmasına yol açıyordu. Kohl'ün ko- I DAlman SPD lideri Böhme NATO dışmda tek Almanya Dış Haberier Servisi — Demokratik Al- man Sosyal Demokrat Partisi'mn (SDP) li- deri Ibrahim Böhme, Willy Brandt'ın da yardımı ile Doğu sosyal demokratlannı kısa sürede canlandırdı. Bohme'nin 18 martta yapılacak seçimlerde başbakan olması bek- leniyor. Fransız Le Nou»el Observateurr dergisinın Bohme ile yaptığı goruşmeyı su- nuyoruz. — Kamuoyu yoklamalanna göre 18 mart seçimlerinden sonra SPD (Sosyal Demok- rat Parti) çogunluk partisi olacak. Nasıl bir hukumet biçimi oluşturacaksınız? BÖHME — Hukumet bünyesinde mıim- kun olan en çok sayıda demokratik gücu bir araya getirmek gerek. Çünkü, buyük ço- ğunluğa sahip olsa da bir parti tek başına yapılması gereken işlerin hepsini yapamaz. — Birleşmeye doğnı evrim tersiae döne- mez mi? BÖHME — Tren hareket etti ve yerine varacak. Biz sosyal demokratlar, son kong- remizde birçok aşamalı bir plan geliştirdik. Bu plan, 1 Temmuz 1990'dan once para ve ekonomi birlığinin gerçekleştirilmesini, Do- ğu Alman devletinin reforma tabi tutulma- sını ve Doğu Alman Cumhuriyeti'nin eko- nomik ve toplumsal çıkarlarının dikkate alınmasını ongoruyor. — Hedefleriniz neler? BÖHME — Halkımızın çıkarlannı sa- vunmak. Bir Avrupa konfederasyonuna açılması gereken birleşmenin çok daha ge- niş bir sureç içinde gerçekleşmesini sağla- mak. İlhaktan kaçınmak istiyoruz. — Birliğin aşamalannı somut olarak na- sıl goruyorsunuz? BÖHME — Her şeyden önce 18 mart- tan ıtibaren iki Almanya'nın parlamento- lan birlikte toplanmalı ve görkemli bir bi- çimde Almanya'nın mevcut sınırlarını özel- likle Oder - Neisse sınırını temin eden bir açıklama yapmalıdır. 1990 nisanında '2 + 4" konferansı yapılacak (İki Almanya ve dört büyük güç). Sorunlar ortaya çıkınca, kom- şulanmızın ve özellikle Polonya'nın katı- lımmj onaylıyoruz. 1990 baharında Helsin- ki Konferansı, Avrupa guvenliğinin yeni düzenini oluşturmak ve iki ittifakın yerini tanımlamak üzere yeniden toplanacaktır. Kendi açımdan, daha once de belırttığim gi- bi birleşik Almanya'nın NATO'ya ve da- ha guçlü nedenlerle Varşova Paktı'na ka- tılmasına karşıyım. Nisan ya da mayısta Alman birliği için yeni bir anayasa geliştirmek üzere bir kon- sey oluşturmak gerekecek. Willy Brandt'- ın bu konseyin başkanı olmasını istiyoruz. Komunist PartVnin tarihi kongresi bugün başlıyor îtalyan komünistleri kimlik arayışında *dıille Occfcetlo KP Genel Sekreteri Achille Occhetto, partinin tümüyle ideolojik içeriğinden sıyrılması gerektiğine inanıyor. Ancak partinin Alessandro Natta ve Pietro Ingrao gibi yaşlı liderleri bu görüşte değiller. Onlar için komünizm sözcüğünün anlamı 'faşizmle mücadele', 'demokrasi savaşı' gibi onurlu kavgaları içeriyor. NİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — "La Cosa". Henuz yeni bir etikete kavuşmayan îtalyan Kpmunist Par- tısi'nin halk arasındaki yeni adı bu. Artık ne olduğu belli oimayan partiyi herkes "La Cosa", yani "Şey" dıye anıyor. "Şey" adı, Pier Paolo Pasolini'nin "II Sogno di Una Cosa" (Bir Şeyin Duşu) adlı kitabından çalıntı, komunist jargona giri- şi ise eski militanlar arasında artık "duvar persembesi" diye anılan Berlin Duvan'nın yıkıldığı 9 Kasım 1989'a dayanıyor. Biraz da Îtalyan komunistlerinin uzerıne yıkılan duvann hemen arkasından İKP Genel Sek- reteri Achille Occhetto'nun partinin ismi- nı değiştırmeyi onermesı "şey" tartışmala- rının başlangıcım oluşturdu. IKP'nin adı değişince "ne gibi bir şey" ortaya çıkacak- tı? Önce isim .ni değişmeliydi, "şe>" mi de- ğişmeliydi? Yeni parti nasıl bir "şey" olacaktı? Işte IKP, bugün başlayan 19. "olağanushi" kongreye bu hafta içinde gi- riyor. Komünistler arasında esen kaos ha- vasına rağmen, gözlemciler Bologna kong- resinin îtalyan polhikasında buyuk bir ola- sılıkla yeni bir çağ açacağına işaret ediyor- lar. Genel Sekreter Achille Occhetto, 19. kongreden çıkacak yeni "şeyin" iktıdar mucadelesi veren partiler arasına gırmesi- ni, 45 yıldır içinde bulunduğu muhalefet gettosundan çıkmasını amaçlıyor. Ama İKP içinde herkes Occhetto ile ay- nı fikırde değil. Partinin 75 yaşındaki Pi- etro Ingrao ve eski Genel Sekreteri Ales- sandro Natta gibi yaşlı liderleri, ÎKP'nin bir gun iktıdar partisi haline gelip gelmemesi ile hiç ilgilenmiyorlar. Onlar için "komunist" sozcüğünun anlam yuklü geç- mişı çok daha buyuk .önem taşıyor. Ingrao ve Natta gibi komünizmi bir yaşam seçe- neği haline getirmiş liderler için bu sözcük, direniş hareketinde faşizme karşı verilen de- mokrasi mucadelesini sımgeliyor. Daha sonra da başta Hıristiyan Demokratlar ol- mak uzere İtalya'nın burjuva partileri ta- rafından kurulmuş bir rejimde işçilerin de- mokratik hakları ve kürtaj, boşanma gibi çeşitli sivil haklar için verilen ciddi bir kav- gayı içeriyor. Partinin yıkılan Berlin Du- varı ile birlikte apar topar ismini ve kimli- ğıni değiştirmesi, bu grupta yer alan Nata- lia Ginzburg'un sözleriyle birdenbire "bir elin ya da kolun kesilmesi" acısını içeriyor. Parti içinde yüzde 35'lik bir azınlığın tem- sil ettiği bu grup, hâlâ Marksist değerlere ve işçi hareketine dayanan sınıf mucadele- si kavramlarına sahip çıkıyor ve genel ka- nının aksine Doğu Avrupa'da olanlann Marksizmi şüpheli unsurlarından ayıklaya- rak daha zengin bir içeriğe kavuşturduğu- nu iddia ediyorlar. Partinin yüzde 65'lik çoğunluğunun des- teğini arkasında bulan Achille Occhetto ise IKP'nin tamamen ideolojik içeriğinden sıy- nlması gerektiğine inanıyor. Once "şey"e şeki! verip, arkadan da yeni bir isımle vaf- tiz edilmek gerektiğine inanan Occhetto, ye- ni iKP'yi Îtalyan siyaset sahnesine çıkaran lider olarak hatırlanmak istiyor. Arkadan da sosyalist lider Bettino Craxi ile Îtalyan solunun liderliğini kapmak için yanşa gir- meye hazırlaruyor. Sosyalist Enternasyo- nal'e de katılarak, ttalyan sosyalistlenne gerçek bir rakip olmak çabasında gorünü- yor. Berlin Duvan'nın ardından komünistle- ri "ölu diller uzerinde araştırma yapan kurumlar" statüsune duşmekle eş konum- da bulan Craxi ise şimdilik Occhetto'dan gelen boy ölçüşme mesajını pek ciddiye al- mıyor. Craxi, kongrenin sonuçlarından çok, "şey"in 6-7 mayısta yapılacak olan ye- rel seçimlerde alacağı sonuçları beklemeyi yeğliyor. Avrupa'nın gelecekteki haritası tartışılıyor Dış Haberier Servisi — Doğu Avrupa'- da komunist rejimlenn çökmesi uzerine, ye- ni Avrupa'nın nasıl olacağı siyasi çevrele- rin gundemındeki bir numaralı sorun nite- liğine bürundu. Bu arada AT'nin geleceğı de ateşli tartışmalara konu oluyor. iki Al- manya'nın birleşmesı veÇekoslovakya, Po- lonya, Macaristan gibi Doğu Avrupa ulke- lerinin katılımı ile Avrupa Topluluğu bir yıl oncesine kadar akla gelmeyen biçimde ge- nişleme olasılığı ile karşı karşıya kaldı. Ko- nu bilindiği gibi AT'ye tam uyelik başvu- rusunu yapmış olan Turkiye'yi de çok ya- kından ilgilendiriyor. Turkiye açısından çok önemli bir nokta, AT Komisyon Başkanı Jacques Delors'un geçen yılın sonlarında oluşturduğu plan. "Halka Teorisi" adı ve- rilen bu goruşegore AT'nin ilk halkası or- gutun 12 tam uyesinden oluşacak. Bundan sonra, EFTA (Avrupa Serbest Tıcaret Bol- gesi) üyesi olan Isviçre, lsveç, Norveç, Fın- landiya, Izlanda ve Avusturya ikinci hal- kada yer alacak. Üçuncu halkada ise Do- ğu Avrupa ulkeleri ile Turkiye, Malta ve Kıbns bulunuyor. Delors un planı, I urkı- ye'nin AT'ye tam uyelik hedefine ters düş- tuğünden Ankara'da tedirginlikle karşıla- nıyor. Delors'un planında 12 AT uyesi arasın- da işbirliği sıklaşırken, topluluğun diğer ul- kelerle gevşek bir işbırliğini surdurmesı ön- görulüyor. Ancak Delors'un planının da AT'nin karşı karşıya bulunduğu sorunlara çözum getiremeyeceği bildiriliyor. Newsweek der- gisine gore plan, Federal Almanya'nın ya- tırımlarının buyuk bölumunu Doğu Alman- ya'ya kaydırmasını onleyemeyecek. Ayrı- ca Doğu Avrupa ekonomilennin yeniden kalkınması için gerekli paralann nasıl bu- lunacağı da diğer bir sorun oluşturuyor. Son olarak Delors'un "ufak ve seçkin" topluluk planının Avrupa'nın buyuk polı- tık ve guvenlik sorunlarım dikkate alma- dığı belirtıliyor. Newsweek dergisi, buna rağmen Avru- palı liderlerin Delors'un soruna genel yak- laşımına pek karşı çıkmadıklarını belirtıyor. KIBRIS AT pa Doğu Avrupa ve Turkiye, Malta, Kıbns: Gayri safi yurtiçi hasıla (kişi başına) Turkiye: 4.247 dolar Cekoslovakya: 10.141 dolar Vukarıdakı tablo. OECO'nın satın alma gucunu dikkate alarak hesapladığı kışı başına duşen yurtıcı hasılalarını göstenyor Tablo Nevvsvveek dergısmden aimmıstır AT ulkeleri: Gayri safi yurtiçi hasıla (kişi başına) 13.249 dolar EFTA ulkeleri: Gayri safi yurtiçi hasıla (kişi başına) 16.451 dolar alisyondaki liberallere dayatmaya çahştığj bir konu daha vardı. Kohl'e göre Alman- ya'nın birleşmesinde, F.Alman Anayasası'- nın 23. maddesine göre hareket edilmeliy- dı. Liberaller ve sosyal demokrat muhale- fet ise anayasanın 146. maddesi yoluyla bir- leşmekten yana idi. Böylece Bonn'da iki ayn "birleşme formülıi" netleşmiş oluyor ve hü- kümete ortak partileri karşı karşıya getiri- yordu: Federal Almanya Anayasası'nın 23. mad- desinin metni şöyle: "Bu anayasa şimdilik Baden, Bavyera, Bremen, Berlin, Hamburg, Hessen, Aşağı Saksonya, Kuzey Ren Vest- falya, Ren Pfalz, Schles^ig-Holstein, Wiirttemberg-Baden ve VVurttemberg- Ho^enzollern eyaletleri için gecerüdir. Al- manya'nın diğer bolgelerinde, bu bolgele- rin de katılmasından sonra geçerlilik kaza- nacaktır." Anayasanın en son ve 146. maddesi ise şu metni içeriyor "Bu anayasa, Alman hal- lunın özgur iradesi ile kararlaştırılacak bir anayasanın yururlüğe girdigi gun gecerlili- gîni kaybedecektir." Görülduğu gibi F.Alman Anayasası'nın 23. maddesi, bugun D.Almanya'da yer alan Reich eyaletlerine, anayasayı kabul ederek "Almanya'ya katılma" olanağı veriyor. öı- neğin D.Almanya'dakı Saksonya eyaleti, 18 marttaki seçimlerden sonra toplamp "Biz de F.Alman Anayasası'nı kabul ediyoruz" dediği zaman resmen Federal Almanya'ya dahil olmuş sayılıyor. Doğudaki bütün eya- letler aynı kararı alınca Almanya otomatik- man birleşmiş oluyor. 146. madde ise Alman halkının birleşmesi halinde yeni bir anayasanın hazırlanması- ru, Federal Alman Anayasasrmn böylece ge- çerliligiru yitirmesini öngöniyor. Kısacası bi- rinci formul "D.Almanya'ııın Batı'ya ilha- kı"ndan yola çıkarken ikinci formül birleş- me halinde yeni bir anayasa ve yeni bir idari yapı öneriyor. Gorbaçov Kohl'ün bu konudaki karşıtlarından bi- ri de Sovyetler Birliği. Deviet Başkanı Ml- bail Gorbaçov dün Moskova'da D.AIman- ya Basbakanı Hans Modrow'dan son geliş- meler hakkında bilgi aldıktan sonra şöyle dedi: "Almanya'nın birleşmesi 23. madde- ye gore degil, yeni bir anayasanın hazırlan- ması ile ve aşamalı olarak gercekleşmelidir. Bu sureçte Almanya, bıitün komşulanıun çıkarlannı dikkate almalıdır." Almanya birleşirken doğan milliyetçi ha- vadan ilk zararı böylece Polonya görmüş- tü. Sınırı gunlerce tartışma konusu edilen Polonya halkı adına Cumhurbaşkaru Jara- zelski dun Bonn'un açıklamasından önce Alman basını yoluyla Kohl'ü uyarmıştı. "Die VVelt" gazetesine demeç veren Jaruzels- ki, "sınır tartışması uzatıldıgı takdirde Almanya-Polonya ilişkileri ciddi zarar göre- cek" diyordu. CEKOSLOVAKYA Serbest seçimler haziranda PRAG (AP) — Çekoslovakya'da parla- mento, serbest seçim tarihlerini dün hazi- ran 8-9 olarak belirledi. Haziran ayındaki seçim ulke tarihinde 40 yıllık komunist par- tisi tekelinin kaldırılmasının ardından 1946 yılından bu yana yapılan ilk seçim olacak. Öte yandan Cekoslovakya Dışişleri Bakanı Jiri Dienslbier, Varşova Paktı'na uye ülkelerin dışişleri bakanlarının, Avru- pa'nın guvenliği konusunu görüşmek üze- re Demokratik Almanya'da seçimlerin ya- pılmasmdan önce 17 mart tarihinde Prag'- da toplanacaklarını soyledi. Dienstbier düzenlediği basın toplantıın- da, Moskova'ya geçen hafta yaptığı ziya- ret sırasında, SSCB Dışişleri Bakanı Edu- ard $e»ardnadze'ye. söz konusu toplantı- yı önerdiğini ve Şevardnadze'nin bu öne- riyi "büyıik ilgiyle" karşıladığını kaydet- ti. Dışişleri bakanlan toplantısıyla ilgili ge- niş bilgı vermeyen Dienstbier, iki Alman- ya'nın birleşmesi konusuna değinerek, "Biz birleşmeye karşı degiliz. Almanlar şunu iyi bilmrlkfir ki bu birleşme, Polonya'daki Da- vanıv.ma Sendikası'nın hareketi ve dunya- daki demokratikleşme çabalan sonucunda gerçekleşecektir" dedı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle