Katalog

3 MART 1990 CUMHURİYET/7, HUKUMET IŞLERI ANKARA HAVASI Cumhuriyet Ankara Bürosu Ozarslan boykota karşı Devlet Bakanı İsmet Özarslan'ın adı bir gazetede Başbakan Vekili Keçeciler'e karşı "boykotçu bakanlar" arasında geçiyordu. Gazetecilerden birı spor dışma çıkarak, "Efendim boykot nasıl gidiyor?" diye sorunca, bakan önce şasırdı sonra ayağa fıDayarak hızlı hızlı konuşmaya başladı: — "Ne boykotu, ben boykota karşı bir insanım. Hiçbir zaman boykot yapmadım." Gazeteci: "Sayın Bakan, öğrenciliğinizde de yapmadınız mı?" Ozarslan: "Ben öğrenciltgimde bile boykota katılmadım. Ömrüm boyunca boykota karşı otmuşumdur." İNSANCIL HEDENLERLE SINIR DIŞI Demokrasi şampiyonlarının ülkesinde azınlık hakları Almanya'da farktı görüşlerden oluşan Türk derneklerinin sayısı yüzü buluyor. Yeniden gündeme getiriten "Yabancılar Yasası", bu kuruluş.ların bir araya gelmelerine yol açtı. Yasa tasarısı, geçimini çalışarak sağlayamayan yabancıların üikelerine geri gönderilmelerini öngörüyor. Alman hükûmetinin "insancıl amaçlarla" hazırlandığını öne sürdüğü tasarıya göre, uygun büyüklükte evde oturamayanların da sınır dışı edilmeleri gerekiyor. Fakat her nedense, ne "insancıl nedenlerle" tasarıya karşı çıkan Kızılhaç'ı dinleyen var ne de Almanya'da bir milyon konut açığı otduğunu anımsayan... Alman muhalefet partilerinin desteklerini de yeterli görmeyen Türkler, sonunda yeni bir oluşuma gittiler: "Vatandaşltk girişımi." Oluşumun içinde yer alan bütûn güçter, "Alman vatandaşı muamelesi görmsk, ancak Türk kalmak" istiyor. Destek sağlamak için Türkiye'ye bir delegasyon gönderen oluşum, sesini önce anavatanda duyurmayı amaçlıyor. Delegasyon, geçen günlerde Türkiye'den ayrıldı. Türkiye'de kaldıkları 10 gûn içinde ise İnönü, Demlrel ve Keçeciler başta olmak ûzere çeşitli siyasi partı yöneticilerı ile bazı kuruluşlan ve gazeteleri ziyaret ederek destek istediler. Ankara büromuzu da ziyaret eden delegasyonun sözcüsü Hasan Özcan, amaçlarının "Avrupa'nın yeni halkı" olarak kabul edilmek olduğunu belirttikten sonra sordu: — ikide bir Avrupalılar gelip, bizi, demokrasimizi denetliyorlar. Biz niye yurtdışına delegasyon göndermiyoruz? Türk yetkilileri de gelip görsûnler. Demokrasi şampiyonlarının ülkesinde azınlıkların haklan nasıl çiğneniyor? GÜNÜN FOTDĞRAFI DIN-DEVLET Dinçerler'in yanıtı —Devtetin dini olmaz! Bu söz hızlı solculardan birinedegil.çevreden sorumlu Devtet Bakanı dini bütûn Vehbi Dinçerler'e ait. Refah Partililer, Dinçerler'i nedense pek sevmezler. Dinçerler'e göre bunun nedeni, kendisinin din işleriyle devlet işlerini ayrı tutması. Geçen günlerde Refahçılar, Dinçerler'i yine sıkıştırdılar bu konuda. Dinçerler'in yanıtı şöyle oldu: —Kuran'ı Kerim kime indi? Devlete mi? Hayır. Bir kişiye indi. Yani Peygambere indi. Yani din, kişiyle ilgili bir şey. Devtetin dinle bir ilgisi olamaz. Dinçerler, Refahçılan ikna etti mi etmedi mi bilmiyoruz, ama toplantının diğer konuşmacıları daha sonra kendisine, "Bizim de kafamızı karıştırdın" demişler. Resmi ağızlardan: "Şimdi Avrupa'nın eşiğindeyiz." Girince beşiğinde olacağtz!.. * * * Kültür şûrasında Ege Üniversitesi'nden Necmi Ülker'in sunduğu tebliğden: "Geleneksel Türk kültürü esas itibarıyla bir din kültürüdür". Doğru söze ne denir? * * * ANAP Grup Başkanvekili Yasin Bozkurt: "Asker kişilerin, seçimle gelen fraklı kişilerin önünde olması rahatsız edicidir." Ama onların sayesinde frak glydiniz!.. • • * Erdal İnönü: 11 'Amerika'da sistem hasta". Biz Küçük Amerika olalım derken, Amerika Büyük Türkiye oldu demek!.. * • * Elektriğe yüzde 26 zam yapılmış... En çarpıcı zam!.. * • * Yıldınm Akbulut: "Serbest pazar ekonomisi uygulayarak milletimizi refaha kavuşturduk." Balonlu demeç'— Şinasi Nahit Berker | GÜL-GEC ooof.of- V-V llA'Tr-JI AlAPI^vtM j£^ /• r\ \ • Y \/! % hfi.'iJ • ^ Vr {A \ //^ ymw/ \ I 1 / \~^k 1 ' ni ^*^^^l\ll // I v// • f ıiıİHılll/İJİtf'ı\lülnllMljJjLl^r ıf'iıllÜl/ Özal "ANAP'ı eskisi kadar iyi bulmuycırum" dedi. TEDRISAT Kılavuzu karga olanın... Atatürk'ün Dil Kurumu'nun hazırladığı Yazım Kılavuzu, 1985 yılında "resmi dil dairesi" tarafından tersyüz edikli. Kılavuzda, "ilkokul, yükseköğretim" gıbı artık tabelalara kadar yerleşmiş birleşik sözcükler ayrılmış, iş arapsaçına döndürülmüştü. Kamuoyundan gelen büyük tepkiler üzerine Milli Eğitim Bakanlığı işe el attı. Ne yapılıp edilecek, kargaşa sona erdirilecekti. Bir ihtisas komisyonu kuruldu. Hafta içinde bu komısyon toplandı. Amaç, değişik görüşler uzlaştırılarak, "imla birliği" sağlamaktı. Komisyondaki üyeler şunlardı: "Alaattin Korkmaz (Kültür Bakanlığı) Tekin Özertem (TRT) Hasan Eren, ismail Parlatır, Nevzat Gözaydın (Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu). Yani kargaşayı yaratanlar bir araya gelip "birlik" sağlayacaklardı. Dil Derneği Genel Yazmanı Sevgi Özel, listeyi gördükten sonra şu yorumu yaptı: "Kılavuzu karga olanın..." Komisyon, çalışmalarını tamamladıktan sonra Özel de cümlesıni tamamlayacak. TEŞEKKÜRLER- Akbulufun yurt gezileri Başbakan Yıldınm Akbulufun Gaziantep gezisi ANAP Gaziantep Milletvekili Ahmet Günebakan'ı "çok mutlu" etti. Günebakan, Gaziantep gezisinden sonra Ankara'ya dönünce "Aziz Hemşerim" başlıklı kısa bir mektup hazırlayarak partililere gönderdi. Günebakan, mektubunda mutluluğunu şöyle ifade etti: "Sayın Başbakanımızın Gaziantep'e gelişlerinde göstermiş olduğunuz sıcak ikji ve alakadan Sayın Başbakanımız çok memnun kalmıştır. Ayrıça beni de çok mutlu ettiniz. İşinizi gücünüzü bırakarak bu karşılamaya katıldığınız için teşekkür ediyor, saygı ve selamlarımı sunuyorum." SABRI TAŞINC Siyasi ebe mi bunlar? SHP'den istrfa ederek ayrıIan Bursa Milletvekili Fehml Işıklar'a bir gazeteci, kurulması düşünülen yeni parti hakkında sorular yöneltiyordu. Işıklar, sessizlik içinde gazetecinin sorulannı dinliyor, ancak yanıt vermiyordu. Gazeteci soru sormayı bırakarak yeni partıyle ilgili siyasi kulislerde anlatılanları, yakıştırmalan sıralamaya başladı. Işıklar, gene sabtrla dinliyordu. Gazetecinin "Abi, bu parti için ölû doğar diyorlar, ne dersin?" sorusuyla Işıklar'ın sabrı da taşıverdi: "E kardeşim, bu insanlar siyasi ebe mi? Nereden biliyorlar nasıl doğacağını?" ANKET Bilkent'i nasıl bJlirsiniz? İlk özel üniversitemiz Bilkent'i politikacılar, gazeteciler, öğrenciler, futbolcular nasıl tanıyor? Bilkent öğrencileri bu konuda bir anket yapmışlar. İşte sonuçlar: Erdal İnönü — Prensipte paralı öğretime karşı değiliz, Bilkent'i devletleştirmeyiz. Ali Bozer — Bilkent AT kapısı. Rtza (Beşiktaş) — vallahi fazla bir şey bilmiyorum. Yeni ve özel bir üniversite. Müjdat (Fenerbahçe) — İlk sizden duyuyorum. Neyle ilgili? Belki duymuşumdur. Üniversite mi? Tanju (Galatasaray) — Tanımıyorum, ama tanımayı isterdim. Gencay Şeylan (Cumhuriyet) — Üniversitenin züppesi yoktur. Ama halk arasında ne yazık ki boyle bir ımaj yaygın. Bu imaj büyük ölçüde YÖK sistemi çerçevesinden, tartışmalardan kaynaklanıyor. Bekir Coşkun (Günaydın) — Bilkent deyince 15 gün önce aklıma gelen, züppe üniversitesi idi açık konuşmak gerekirse. Ama okulu gezdim, yanıldığımı anladım. Uluç Gürkan (Güneş) — Bilkent Türk üniversiteleri için varılması gereken bir seviyedir, ama yanlış bir örnektir. Fevzi Hepsenkal (Yeni Asır) — Şahsen net bir fikrim yok, halk arasında zengin üniversitesi' imajı yıkılmış değil. HAYVANLAR ISMAÎL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHtç AK /faapc/Afi/yav efenc/i/»..- PİKNİK PtYALE MADRA HIZLI GAZETECİ NECDET ÇÎZGİLİK KÂMtL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES GARFIELD JM DAVIS RiRAigi KİA J4OŞGELPI - TV.'DE >e.RLEŞl>OC ÖİLIBA ) TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKA1V 3 Mart HİTL£R'İN KOMÜNİST TEMİZLİĞL i933'TE BUGÜN, NAZİ LID£ei ıseZAMANtM AUVIAN- YA BAŞ8AKANI ADOLfi HİrL£R, ÜUC£yt kOUÜMST- LERPEN TEMİZL£YECEtCL£#IHl SÖyt£MffTİ. 3O OCAJC 1333're, H/TLEG'İN SAŞBAKAN OUütAStY- LA eieUK7-£, KAHV£££NGİ ÜNİFOISAAAU, ÜSTÜN. DE GAMALl H4Ç 8UUJNAN PAZUS£N7~LEJ&yLE KOYULMUÇTV. KOMÛNİSTLER PE BUNLAR.IN 6AÇIMPA. 6£ÜYO£I>U. ONLA& YOK STTUEYE YÖNELİ*: GİZLİ S/'/P PLAHLA, NAZİL£K ALMAN PARLAMeNT&SUNU YAKMIŞ (2? ÇUBAfŞ, OLAYW SO&UMLUUJĞUNU K.OMÛNİSTLSHS YÜKLBMİÇTİ. Ae.T1< HlTLBfZ İÇİN O/tmM YA- RATILMIÇTI. 8ÜYÜK BİH KOMÜNİST AVINlN HA YKIfZABİLİKDl,.