23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
f Cumhuriyel Sahıbı Cumhunyeı Matbaacılık *e Ga/Mectlrk Turk Anonım Şırkeıı adına N»<iir N«di • Genel Yayın Mudu'u: Hısan Cemal. Munsese Mudııru EIBIIK l şatliKİI, Ya/ı Ijlerı Muduru: Ok«> Gonensin. # Habeı \lerke?i Muduru »alfin B«>«r. Sa\ta Duzenı [oneımenı AJı V»r. % Temsılcıler 4.SKARA Ahrart Tan, IZMİR Hilunrl Çetülkara. \DK\\ (>thı [, Potaka- Otal BaşlangK. Dıs HatıerİCT Efgn Bdo. Ekonom: Ctngu Turtun. !> Sendıka. Şuknn Ktttnd. Kuhur Cttal L«r, Egıum Onca> Ş»lan. Hater Va;urma: Ismcf Bafcan, Vun Haberlen Necdrl Dogın. Spor Danıjman. Abdıdkadir >ucdmn, Dıa Yazılar Kerem Çafc^un. Vajnrma ŞafeHi AJpa). Dıurltme Abdulblı hmcı. # Kooniıruîor Muno Konıfcaaı. 9 Maiı I>le- Eıol ErluL % Muhasrte BafcM Mcmcı 9 Bulce Planla/na Sfvgj Osnuıbe^oghı # Rcllam AJ5» Tornn. 0 Ek Yayınlaj HuJya Myol 0 Idare Husnin Garcr. • Işlctme- Ovkr Çcük. # Bılgı-l$l«n S«« inl. • Personel Sngi Boflw.oj.lu. flmm w Yman. Cumhuran Malbaaabk * GaJtttolık TA.S. Tuık Ocajı Cad 39/41 I H334 19 PK 246-lfUntu, Td 512 05 05 (20 hal), Tdoı 22246 FM. (1) 526 60 72 Bımlar Ankanc Zıva Gokalp Bl\ Inkılap S. V; I9'4, Td 133 II 41-4"1 . Tdot 42344 FM. (4) 133 U5 65 9 1="^ H Zıya Blv IJ52 S i 3, Td 13 12 30. Tticc. 52359 Fa. (51) 19 53 SO : Inonıl OKİ 1'9 S ND J Kal I. Td 19 3' 52 M hal). Idn: «2U5, ftı: (7!) 19 37 12 TAKVIM: 29 MART 1990 !msak: 5.20 Guneş: 6.4 7 Oğle: 13.14 İkindi: 16.45 Akşam: 19.32 Yatsı: 20.53 TEK'ten 18 termik santral projesi Mavi kıyıya kara kuşakTürkiye Elektrik Kurumu'nun 2010 yılına kadar yaptığı uzun vadeli programda 18 ithal kömürle termik santral öngörülüyor. Santrallar 'su soğutmalı' ve deniz yolu taşımacılıkta en ucuz yol. Dolayısıyla en elverişli mekân kıyılar... MUSTAFA BALBAY ANKARA — Türkiye Elektrik Kurumu (TEK), biri Gemlik Körfezi'nde di|eri de Lapseki- Bandırma arasında olmak üzere iki ithal kömüre dayalı termik santral daha kurmayı planlıyor. Bu bölgelerde ilk etut çalışma- ları başlatılırken, TEK'in 2010 yılına kadar yaptığı uzun vadeli elektrik üretim-tüketirai planla- nna göre 18 ithaJ körnürlü termik santral öngörülüyor. Halen Aüağa'da Japon tekno- lojisiyle ithal kömure dayalı ter- mik santral kurulması konusun- daki tartışmalar sürerken, TEK'- in uzun vadede bu santraJları yaygınlaştırmayı planladığı öğre- nildi. Edinilen bilgiye göre TEK ilk asamada, daha önce yapımın- dan vazgeçilen tskenderun ve Yumurtalık santrallannın yerine Guney Marmara'da iki santral kurmayı planlıyor. TEK uzman- ları bu bölgedeki sanayi yatırım- larının yoğunluğunu da dikkate alarak •'(epkiyi en az cekecek ve kendileri için en elverişli" yerler arıyorlar. Kirfiliğin onemli ölçü- de antığı Gemlik Körfezi ile yer yer sanayi yatınmcılannın bulun- duğu Lapsekı-Bandırma arasının "elverişli" olduğu belirtiliyor. TEK'in tercih ettiği ithal kö- müre dayalı termik santrallar "su soğutmalı". Bu nedenle yer olarak en elverişli bölgeler deniz kıyıları. Bunun yanında kömür taşımacıhğı için deniz yolu en ucuz yöntem olması, kıyüann se- çiminde ikinci bir etken. TEK Genel Müdürlüğü'nce hazırlanan WASP (The Wien Autornatic System Planning Pac- kage) modeli ile Türkiye uzun dönem elektıik enerjisi üretinı- tüketim incelemesi konulu rapor- da 2010 yılına kadar yapılacak yatınmlara yer veriliyor. Bir santralın ortaJama 5-6 yıl- da tamamlandığı düşunülürse bu raporda öngörülen yatınmlann başlamış olması gerekiyor. Ra- porda TEK'in ilk ithal kömürlü santralı devreye sokma tarihi 1996. Hidrolik, doğalgaz, yerli ko- mür, ithal kömür ve nukleer enerjiye dayalı santralların gün- DSİ, pelikanı edecek HAKAN KARA deme getirildiği rapordaki mali- yet incelemesine göre en pahalı sistem nükleer enerji, ikinci sıra- da ithal kömür geliyor. İthal kö- müre dayalı santralın yatınm maliyeti 1200-1250 dolar/kilo- vat. Bu rakam yerli kömürde 950-1000, ithal doğalgazda 300-350, nükleer santralda 2 bin 800-3 bin dolar/kilovat. TEK hidroelektrik ve yerli kö- müre dayalı santrallan nerelere kuraeağııu raporunda saptaıken, ithal kömür santrallannın yeri belirtilmiyor. Ancak enerji kaynakları için yatınm yerleri secilirken "çevre etki değerlendirmesinin" dikka- te alınmadığı gözleniyor. TEK uzmanlarırun bu konuda dikkat ettiği şey, zeminin uygunluğu, yatınm maliyetini en aza indire- cek koşullar. İZMİR — Dünyada sayıları hızla azalan tepeli pelikarilann Türkiye'de en yoğun yasadıkla- rı bölge olan Menderes deltasm- da DSİ tarafından gerçekleştiri- len drenaj ve "antri ısJah" çalış- malan yoğun tartısmalara neden oldu. Bayındırlık ve Iskân Ba- kanlığı, gerçekleştirilen çalısrna- lann bölgedeki kuş türleri uzerin- de olumsuz etki yapmayacağınj öne sürerken çevreciler, girişimi bir "cevre felakeli" olarak de- ğerlendirdiler. Günümüzde tum dünyada sa- dece 2 bin tepeli pelikan yaşadı- ğıru belirten çevreciler, Menderes deltasında yapılan sayımlarda 120 tepeli pelikan saptandığını açıkladılar. Bunun dünyadaki ikinci büyük tepeli pelikan kolo- nisi olduğuna dikkat çeken çev- reciler, bölge için hiçbir koruma önleminin bulunmamasını eliştir- diler. Hannover'deki Doğa Ko- ruma Enstitüsü'nden Robert Brinkmann, Babette Köhler ile Kassel Üniversitesi'nden Jens Lwe Heins ve Stefan Rösler böl- gede yaptıklan inceleme sonun- da hazırladıkları raporda. tepeli pelikanlann yaru sıra Menderes deltasında 207 çeşit kuş türünun yaşadığını belirttiler. Raporda, uluslararası öneme sahip bir su- lak alan olarak gösterilen Men- deres deltasının DSİ tarafından Dünya Bankası'nın parasal des- teğiyle gerçekleştirilen çalışma- larla tehdit edildiği vurgulandı. Araştırmayı yapanlardan Robert Brinkmann, çalışmalara basla- madan önce bölge için hiçbir çev- re etki de|erlendirmesi raporu haarlarunadığına dikkat çekerek drenaj cahşmalan, tarımsal alan- ların genişlemesi ve daha yoğun tarım yapılabilmesi için DSİ ta- rafından gerekli koşullann oluş- turulmasıyla bölgedeki kuş cen- netinin yok olacağı belirtildi. Ta- nmsal ilaç kullanımıyla zaten bölgede kuşların en önemli yiye- ceği olan balıkların ölduğunu vurgulayan Brinkmann, bölgede- ki avcıların da ciddi bir tehlike oluşturduklarını söyledi. Doğal Hayatı Koruma Derne- ği uzmanları da Buyuk Mende- res deltasının bir an once koru- ma altına alınması gerektiğini vurguladılar. 1954'ten buyana kazıyapan Alman bilim adamıDr. Neve "Ben artık Türkleştim" diyor Hititlerarasında 36 ydNUR NİRVEN Dr. Peler Neve, Hitit kultürü- ne ve uygarlığına ilgi duyanlann ilk öğrenmeleri gereken bilim adamlanndan. 36 yıldır Hititlerin başkenti Hattusaş'ta, günumüz Çorum ilinin Sungurlu ilçesine bağlı Boğazköy'de arkeoloji ka- zılan yapıyor, Anadolu'nun bu eskj uygarlığıni gün ışığına çıkar- maya çalışıyor. 1973'ten bu yana Ankara'da yasayan ve "Ben, ar- Ok Türkleştim" diyen Dr. Neve, geçenlerde Istanbul'a gelerek İs- tanbul Üniversitesi Edebiyat Fa- kültesi'nde ve tstanbul Arkeolo- ji Müzesi'nde düzenlenen bir di- zi seminer ve konferansta çalış- malan konusunda bilgi verdi. — Sayın Dr. Neve, Bogazköy'- de çalışmaya nasıl başladınız? NEVE — 1954'te Almanya'da mimarlık fakultesinde öğrenira görürken mimarlık tarihi hocam Rudolf Naomann'ın önerisiyle staj yapmak için geldim Boğaz- köy'e. O zaman kazı başkanı Kurt Bittd'di. Ben, eski çağlara pek meraklı değildim. Amacım, mi- mar olmaktı. Ama hapı yuttum! Türkiye'yi görmek, tarumak için DR. PETER NEVEDEN HİTİT KAZILARI Geçen yıl iki mezar odasından birinde 6 satırlık bir yazıt geçti elimize. II. Suppiluliuma yazdırmış olmalı. Nefis bir tarihsel belge. Yazıttan Hititlerin batıda savaştığını ilk kez öğrendik. Aşağı yukarı Troya savaşı döneminde. Hitit kraliçeleri yönetimde kral kadar etkiliydi. Onunla aynı statüdeydi. Mühürleri bile ortaktı. II. Hattuşili'nin karısı Pudubeba'nın ayrı mührü olması onun daha da güçlü ölduğunu düşündürüyor. Hititlerde kadınla erkek eşit haklara sahipti. öğrenciliğim süresince kaalara katıldım ve 1957'de dîplomamı alınca kendime "Türkiye'ye dön!" emrini verdim. Bu arada gerekli deneyimi edinmiş, konu- yu öğrenmiştim. Ondan sonra MÖ 2. binin mimarlığını öğren- mek için araştırmalara başladım. Ve... Bojazköy benim yerim ol- du, 36 yüdır. Bittel'den sonra kazı başkanı oldurn. — 36 yılda Boğazköy'de neler bnJdunnz? Kentin fömüode kazı yapma olanagınız var mı? NEVE — Boğazköy, MÖ 1600'lerde Hitit Kralı 1. Hattuşi- li tarafından baskent seçilmeden önce ufak bir kasabaydı. Hititler, önce bugün Eski Kent dediğimiz bölgeye yerleştiler, sonra Yukarı Kent'e yayıldılar. Eski Kent'in kuzeyinde henüz kazmadığımız yerler var. Burada Büyükkale'de kale Ue sarayda, Büyük Tapınak'- ta, halkm yerleşim alanında ve surlarda çalıştık. 1978'de araştır- maya başladığımız Yukarı Kent, Aşağı Kent gibi doğal gelişmiş de- ğil; Büyük Hitit Kraiiığı'nın son evresinde, yani MÖ 13. yüzyılda tamamıyla simetrik olarak plan- lanmış kutsal bir kent. Yalnız IV. TuthaJya ile oğlu II. Şuppiluliu- ma zamanlannda yapılmış 31 ta- pınak çıktı. Son yılarda burada yaptığımız her çalışmada yeni KÖRFEZ'DEKİ DALGIN SU — lstinye Körfezi'ndeki dalgın suya bakınca paslı gemi parçalan, batık sandallar ve her yana sıvanan mazot göriilüyor. (Fotograf: Tank Ersoy) Boğaziçi'neyakışmıyor, hempis hem gürültücü hem de ortayerde Tersane MînyeVe ters düştünucu veriyor: alamadık." Buranın kalkması için evvela bu "Kalkraasını herkes istiyor. Başkan Yalçın, "Çevreyi kiriet- hizmetin yapılabileceği, asgari bu . , , . . , . , . . Ama taşınacak yer bulonamadı- tiği gerekçesiyle basınçlı kamla şartlarda olan bir yeri bulmak t a ş i n a c a k ü a n a îyi Diryer D U İ U n a m a d l g l g e r e k ç e s i ğı için bir türiü kaldınlamıyor." gemi temizlenmesini önleyemez lazım" diyor. İstinye tersanesinin taşınması gerektiği konusunda hemen herkes hemfikir. Ancak ile Boğaz'ın ortasında durmaya devam ediyor. B i r istinyeii olan İstinyelilertersanenin kalkmasıiçinimzatopluyor. f. avaş f. n ',', ? r : tlb , an I T a y a r ' T K " / " * • "^uzelım Boğazıçı nde, tersa- Türkiye Gemi Sanayii yetkilisi Nur Poyanlı, neyie biriikte vaşamanm tersanenin gürültü yaptığı görüşüne karşı, "dayanıimazhgınr' aniatıyor. "İstanbul'un her yanında trafik gürültüsü T e r s a n e m n k a l d ı n l m a s ı ı ç ı n t s t a n " var" diyor. Poyanlı, "Buranın kalkması için deniz trafiğinde asgari bu elverişli şartları içeren bir yer bulmak lazım" diye konuşuyor. CEM HAMULOĞLU Boğaziçi'nin yeşil dokusu gide- rek eriyor. Boğaziçi yaşamının ta- nığı olan yaülar ise artık parmakla sayılacak kadar azaldı. Ama Bo- ğaziçi'nde "hüzün veren" olgular yalnızca bunlar değil. Çünkü geç- miş yönetimlerin "ayıbı", hâlâ Boğaziçi koylannın en güzellerin- den birisinde, Istinye'de tüm "görkemi" ile duruyor. Kuruçeşme'deki kömür depola- rının kaldınlması, Boğaziçi'ni devlet eliyle yapılan çirkinljkler- den anndırma sürecinin başlangı- cı olarak umut yaratmıştı. Ama bu uygulama, lstinye koyundaki İstinye Tersanesi'ne dek uzana- madı. 1912 yılında yapılan lstin- ye Tersanesi, "işlev" olarak "en ideal" konumda bulunuyor. Bir turiü kaidırılamamasının ardın- dan da bu "gerçek" yatıyor. lstinye Tersanesi, yalnızca "gö- riintii kirliliği" yaratmıyor. Gemi- lere yapılan temizleme ve boya iş- lemleri nedeniyle, "gürültü" ve "hava" kirliliğine de yol açıyor. Istinyeliler, semtlerinden "cirkin- lik anıtı" tersanenin kaldırılma- sını "şiddetle arzuluyor." Üstelik hem merkezi hem de yerel yöne- tim temsilcileri, bu talebin haklı- lığına inamyor. Ama yine de İs- tinye'deki "tersane krizi"nde olumlu hiçbir gelişme sağla- namıyor. Son bir yıldır tstinye Tersane- si'nden yalnızca çekiç sesleri yük- selmiyor. Çunkü "çaga avak uyduran' TurKıye uernı Sanayıı, havuza alınan gemilerin temizli- ğini artık kum püskünerek yapı- yor. Bu uygulama da çekiç sesle- riyle biriikte "inanılmaz bir gürültü" ve "tozu dumanı" be- raberinde taşıyor. "İstinye Tersanesi kalkacak mı " sorusundan yola çıkarak yaptığımız görüşmeler ise şu so- bul Anakent Belediyesi'ne yaptık- lan 300 imzalı başvurudan söz ediyor. İstinye Tersanesi konu- sunda basında çıkan haber küpur- lerini tek tek gösteriyor. Ama so- nuç: "Sıfır." Sanyer Belediye Başkanı ihsan Yalçın ise lstinye Tersanesi için şunları söylüyor: "Biz kaldınlması için talebimia yaptık. Ama mahalli idareler dev- let üzerinde fazla söz satıibi değil. Yarattıgımız kamuoyuyla bir şey- ler >aplırmaya çalışıyoruz. Bura- nın kaldınlmasını bekliyoruz. Ama maalesef olumlu bir yanıt misiniz?" sorusuna "Hayır" ya- nıtını verdikten sonra lstinye üze- rine duygulanru şöyle aktarıyor: "Hakikaten çok pis bir yer. Va- tandaş da bıkrnış. Oysa orası çok güzel bir gezi alanı olabilir. Ama elimizden bir şey gelmiyor. Sadece teklifleri yinelemekie yeliniyo- ruz." Türkiye Gemi Sanayii yetkilisi Nur Poyanlı ise İstinye Tersane- si'ne daha farklı yaklaşıyor. Ön- ce "Neve göre gürültü var?" di- ye sorduktan sonra İstanbul'un pek çok yerinde dünya standart- lannın üzerinde trafik gürültüsü ölduğunu hatırlatıyor. Poyanlı, "Bugiinkü tstinye Tersanesi'nden sağlanan faydalan terain edebile- cek ve deniz trafiğinin bareketli olduğu bir >er bulanabilmiş değil. Ulaştırma Bakanlığı Deniz L'lastırma Genel Müdüıü Prof. Aydoğan Özmen ise "Tersane ne zaman kalkacak " sorusunu şöy- le yanıtlıyor: "Hakikaten oranın kaldınlma- sı planlanıyor. Fakat ne zaman, nasıl kaldınlacağı kesin olarak belli degil. Fakat her halükârda kaldınlması gerekiyor. tstinye la- mamiyle meskûn bir bölge oldu- ğu için haklı olarak bir takım şi- kâyetler geliyor. Fakat işlerin de aksamaması gerekiyor. Bu neden- le biz genellikle şikâyetler dognıl- tusunda hemen mödahale ederek mümkiin olduğu kadar etrafa az zarar vermesine çalışıyoruz. Ta- şınması için bir takım yerler araş- ünlıyor. Şimdilik bu kadannı söy- leyebilirim." sürprizlerle karşılaşıyoruz. Soru- lanmızın yanıtlannı birer birer ahyoruz. 1988-1989'da ilginç bir yapı bulduk. Burası, ya arka arkaya yerleştirilmiş iki mezar odası ya da mezarla ilgili bir kült yeri. Odanın birinde 6 satırlık bir ya- zıt geçti elimize. II. Suppiluliuma yazdırmış olmalı. Nefis bir tarih- sel belge! Bu yazıtı buluncaya ka- dar biz, Hititlerin hep Güney ve Güneydoğu Anadolu'da savastık- lannı düşünürduk. Oysa, yazıtta, kralın Anadolu'- nun batısına giderek savaştığı an- latıhyor. Aşağı yukarı Troya'nın çöküş dönemine rastlıyor. Ama bilmiyoruz, II. Suppiluliuma Tro- ya'da mı savaştı? Yazıtta Troya adı geçmiyor. Yapının yeri de çok ilginç. Burada göz önünde tutu- lan yalnızca simetri değil; konu- mu açısından yapının bu dünya- dan öbür dünyaya geçişi simgele- mek ister gibi bir esprisi var. Ba- kalım kazı bundan sonra neler gösterecek? Boğazköy hem çok geniş, hem de kayalık. Her yerde kazı yap- ma olanağı yok. Mutlaka prog- ramlı düşüneceksiniz. Topograf- yayı, daha önceki çalışmalan göz önünde tutmak gerekiyor, ama el- hamdulillah başaracağız. Ayrıca Yukarı Kent'te gundelik çanak çömlek, gundelik araç gereç, si- lahlar, ev modelleri ve tanrı hey- kelcikleri gibi adaklar ve tapınak eşyaları, yazılı belgeler de ele ge- çiyor. Ben, 4 yıl sonra emekli ola- cağım. Kazıyı bir Türk arkadaş mı, yoksa bir Alman arkadaş mı sürdürür bilemem, ama zamanı gelince çekilmek, yerimizi gençle- re bırakmak gerekir. — Yaptıgınız kazılann Hititle- rin bugüne kadar bilinen tarihine ne gibi katkılan oldu? NEVE — Boğazköy, bütün Anadolu için tarih bakımından nefis bir kent. Bugune kadar eli- mize geçen buluntular Hititlerin bilinen tarihine bazı ekler yaptı. Artık Hitit KrallığYnın özellikle son evresi konusunda bilgilerimiz daha kapsamlı. Ankara Müze- si'nde saklanan bronz tabletten Hititlerin son yıllanm öğreniyo- ruz. Artık Boğazköy'ün nasıl çök- tüğünü biliyoruz. Krallığı hane- dan içinde çıkan anlaşmazlıklar güçsuzgdüşürmüş. Devlet zayıfla- yınca duşmanlan tarafından yıkıl- tnış olabilir. III. Hattuşili'den başlayarak girişilen tüm bayındırlık etkinlik- leri, tapınaklar ise aslında kraila- rın güç gösterisi. Ancak Büyük Hitit Krallığı yıkıldıktan 400 yıl sonra bu kültürün Geç Hititler adıyla Güney ve Güneydoğu Ana- dolu'da yeniden ortaya çıkması il- ginç. Bu 400 yıl içinde neler ol- muş? Bu karanlık dönemin de or- taya çıkanlması gerekir. — Kraliçelerin yönetimde etkisi var mıydı? NEVE — Kraliçe, yönetirnde kral kadar etkiliydi, onunla aynı statüdeydi. Mühürleri bile ortak- tı. III. Hattuşili'nin kansı Pudu- hepa'run ise ayn bir mühürünün oiması onun daha güçlü ölduğu- nu düşünraemize yol açıyor. As- lında yalnız kralla kraliçe değil, bütün Hititlerde kadınla erkek eşit haklara sahiptir. — Kazı ödeneğiniz ne kadar? Kazdıgınız alanlan nasıl kornyor- sunuz? NEVE — Boğazköy, milli park ilan edildiği gibi ayrıca UNESCO tarafından da Kültür Mirası kay- saraına alındı. Kazdığımız yerle- ri, belirli bir koruma planına gö- re koruyoruz. Kazı ödeneğimiz çalışma programma göre her yıl değişiyor. Ortalama butçemiz 250-300 bin mark. Aynca baa ek- stra ödenekler de var. örneğin, Alman Arkeoloji Enstitüsü'nden gelen ödenekle 1982'de kazı ala- nı sınırlan içine giren tarlalan, pi- yasa fiyatına sahiplerinden satın aldık. Aksi takdirde çalışmalan yürütemezdik. — Alman Arkeoloji Enstitüsü yerel bir müze açrnayı düşünüyor mu? NEVE — Hayır. Bu tür işler Türk devletine ait. Bizden ister- lerse gerekli desteği yaparız sade- ce. Alman Arkeoloji Enstitusü'- nün olanaklan kısıtlı. Elimizdeki parayı kazılar ve gerekli restoras- yonlar için harcayabiliyoruz. ÂFden çevre kredisiİDRİS ADİL Çernobil nukleer faciasından sonra egemen olan "Çevre kirliligi sınır tanımıyor" anlayışı, kirliliğin kaynağı hangi ülke topraklarında bulunursa bulun- sun, tum ülkeleri ilgilendiriyor. Çevre kirlenmesi- nin önüne geçebilmek ve ekolojik dengeyi koruya- bilmek için gösterilen çabalar, daha çok sanayileş- miş ülkelerin sorumluluğunda bulunuyor. Avrupa Topluluğu, bu anlayış çerçevesinde, Türkiye'deki ça- lışmalan desteklemek amacıyla Çevre Vlüsteşarlı- ğı'nca kullanılmak uzere 2.8 milyon ECU (Avrupa Para Birimi) tutarında karşılıksız hibe şeklinde kredi açtı. 3 milyon 360 bin doları ifade eden 2.8 milyon ECU'luk kredi, (yaklaşık 8 milyar 120 milyon Türk Lirası) Çevre Musteşarlığı'nın ve musteşarlığın goz- etimınde Marmara ve Boğazları Beledıyelen Birli- ği'nin projelerinın finansmanında kullanılacak. AT- nin ozel eylem programı kapsamında ele alınan ve Türkiye'deki çevre kirliliğinin önlenmesi çalışmala- rında kullanılacak kredi ile ilgili anlaşma, AT'nin Ankara Temsilcisı Jan Van Rij ile Dışişleri Bakan- lığı Ekonomik İşlerden Sorumlu Musteşar Yardım- cısı Tansug Bleda arasında geçen şubat ayında im- zalandı. Çe\re Musteşarlığı'nca gösterilen ve toplam ya- tınm tutan 3 milyon 460 bin ECU (yaklaşik 10 mil- yar lira) olan bir dızi projenin finansmanı için ge- rekli 660 bin ECU (yaklaşık 1.9 milyar lira) ise Turk hukümetince karşılanacak. Avrupa Topluluğu Komisyonu'nca da uygun bu- lunan ve taraflar arasında imzalanan "Çevre Kir- lenmesi Kontrolu Konusunda Finansman Anlaşma- sı" Çevre Musteşarlığı'nın denetiminde yurutule- cek şu projeleri kapsıyor: —Ankara'da Çevre Müstesarlığı laboratuvarı için üç ayrı kamyona monte edilecek çevre kirliligi öl- çumu ve izleme sistemleri ve teçhizatının sağlanma- sı, bununla ilgili personelin eğitimi. —Marmara ve Boğazları Belediyeleri Birliği bün- yesinde bir bölgesel çevre bürosunun ve merkez la- boratuvarının gerekli teknik cihazlarla donatılma- sı, ilgili personelin oluşturulması ve eğitimi. Konuyla ilgili sorulanmızı yanıtlayan Marmara ve Boğazları Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Haiil Ünlıi. sağlanan karşılıksız kredinin, 300 bin ECU (yaklaşık 870 milyon lira) tutarındaki bölumunun birlik tarafından kullanılacağını bıldirdi. Ünlü / 300 bin ECU'nun 200 bıninin merkezi laboratuvarın oluşturulmasına, gen kalan bolumün de eğitim ve otekı masraflara ayrıldığını soyledı. T)K. ^ Lufthansa Adanalda • ANKARA (ANKA) — Avrupa'nın büyük havayolu işletmelerinden Alman Hava Yolları Lufthansa, Adana-Frankfurt seferlerine 2 mayısta başlayacak. Lufthansa'nın Ankara bürosundan yapılan açıklamaya göre Adana- Frankfurt uçuşlan, her hafta pazartesi, çarşamba ve cuma günleri gerçekleştirilecek. Adana- Frankfurt seferlerinin başlamasıyla, Adana, Türkiye'nin Frankfurt'a uçuş olanağı sağlanan beşinci kenti olacak. Yine nû çifte rezervasyon? • ANTALYA (AA) — Avusturya'dan 22 bin emekli turisti Antalya yöresine getiren tur operatörü Lothar N. Schmidt, bu yıl mayıs - haziran aylarında yörede çifte rezervasyon olaylarının "kesinlikle" yaşanacağını Öne sürdü. 1985 yılında meydana gelen çifte rezervasyon olayları nedeniyle Türk turizminin büyük zarar gördüğünü kaydeden Schmidt, şöyle dedi: "1986 yılında Avusturya'dan Türkiye'ye gelen turist sayısında çifte rezervasyon yüzünden yüzde 28'lik bir azalma meydana geldi. Antalya yöresindeki otelkr, 1990 için de fazla kontenjan verdiler. Turist, anlaştığı otele gitmek ister. Eğer anlaştığı otelde kalamazsa 1985 yılında meydana gelen çifte rezervasyon olayı yeniden oluşur. Bu yıl fazla turist gelecek. Çifte rezervasyon olaylan yeniden yaşanacaktır. önlem alınıp alınmayacağını bilemiyorum;' ÖSS'ye hazırlık paneli • Eğitim Servisi — Yıldız Dersanesi'nce, üniversite sınavlarına hazırlanan gençleri mesleki seçim konusunda aydınlatmak ve bilgilendirmek amacıyla düzenlenen panel, 31 Mart Cumaıtesi günü, Gazeteciler Cemiyeti'nde yapılacak. Gazeteci Şükran Ketenci'nin yöneteceği panelde, Prof. Dr. Emre Kongar, Prof. Dr. Erdoğan Alkin, Prof. Dr. Zafer Tunca, Milli Eğitim Bakaniığı Müşaviri Servet Develioğlu ve eğitimci Mehmet Türkkan, Türkiye'nin sosyo-ekonomik yapısı, bu yapıya uygun insan yetiştirmenin en akılcı biçimde nasıl olması gerektiği, 2000'li yıllarda gerekli insangücü istihdamı ve buna paralel olarak bilinçli bir meslek seçimi konularındaki görüşlerini açıklayacaklar. Ifemek-tatlı yanşması • tstanbul Haber Servisi — Çatı Restorant 10. kuruluş yılında bir yemek ve tatlı yanşması düzenledi. 18 Nisan 1990 günü yapılacak olan yanşmadan "unutulmuş ya da unutulmaya yüz tutmuş, özgün yemek ve tathlanmızı gün ışığına çıkarmanın amaçlandığı" belirtildi. İlk üçer dereceye girenlerin l'er kese, mansiyon alanlann ise çeyrek altınla ödüllendirileceği yanşmanın juri üyeleri, Aydın Boysan, Atillâ Dorsay, Ergün Köknar, Tuğrul Şavkay, Aydın Yılmaz ve Hasan Özen'den oluşuyor. Miizik Şöleni • Eğitim Servisi — İstanbul Eğitim ve Kültür Vakfı'nın 5. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen kutlama programı çerçevesinde "Müzik Şöleni" yapıldı. Semiha Şakir Lisesi salonunda düzenlenen şölende, vakfa bağlı ana okulu, ilkokul ve liselerin öğrencilerinin oluşturduklan korolar, Türk halk müziği, Türk sanat müziği, Türk hafıf müziği ve Klasik Batı müziğiden örnekler sundular. Müzik Şöleni'nde, en çok ilgi ve alkışı, müzikleri, giysi ve hareketleriyle ana okulu öğrencileri toplarken, ilkokul öğrencileri de fngilizce şarkıtar söylediler. Ortaokul ve lise öğrencilerinin solo piyano, keman, flüt ve gitarla verdikleri örneklerle süren şölende, bale ve modern dans gösterileri de sergilendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle