Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
f Cumhuriyel
Sahıbı Cumhunyeı Matbaacılık *e Ga/Mectlrk Turk Anonım Şırkeıı adına
N»<iir N«di • Genel Yayın Mudu'u: Hısan Cemal. Munsese Mudııru
EIBIIK l şatliKİI, Ya/ı Ijlerı Muduru: Ok«> Gonensin. # Habeı \lerke?i
Muduru »alfin B«>«r. Sa\ta Duzenı [oneımenı AJı V»r. % Temsılcıler
4.SKARA Ahrart Tan, IZMİR Hilunrl Çetülkara. \DK\\ (>thı
[, Potaka- Otal BaşlangK. Dıs HatıerİCT Efgn Bdo. Ekonom: Ctngu Turtun. !> Sendıka. Şuknn Ktttnd. Kuhur Cttal L«r,
Egıum Onca> Ş»lan. Hater Va;urma: Ismcf Bafcan, Vun Haberlen Necdrl Dogın. Spor Danıjman. Abdıdkadir >ucdmn,
Dıa Yazılar Kerem Çafc^un. Vajnrma ŞafeHi AJpa). Dıurltme Abdulblı hmcı. # Kooniıruîor Muno Konıfcaaı. 9 Maiı I>le-
Eıol ErluL % Muhasrte BafcM Mcmcı 9 Bulce Planla/na Sfvgj Osnuıbe^oghı # Rcllam AJ5» Tornn. 0 Ek Yayınlaj HuJya
Myol 0 Idare Husnin Garcr. • Işlctme- Ovkr Çcük. # Bılgı-l$l«n S«« inl. • Personel Sngi Boflw.oj.lu.
flmm w Yman. Cumhuran Malbaaabk * GaJtttolık TA.S. Tuık Ocajı Cad 39/41 I
H334 19 PK 246-lfUntu, Td 512 05 05 (20 hal), Tdoı 22246 FM. (1) 526 60 72
Bımlar Ankanc Zıva Gokalp Bl\ Inkılap S. V; I9'4, Td 133 II 41-4"1
. Tdot 42344 FM. (4) 133
U5 65 9 1="^ H Zıya Blv IJ52 S i 3, Td 13 12 30. Tticc. 52359 Fa. (51) 19 53 SO
: Inonıl OKİ 1'9 S ND J Kal I. Td 19 3' 52 M hal). Idn: «2U5, ftı: (7!) 19 37 12
TAKVIM: 29 MART 1990 !msak: 5.20 Guneş: 6.4
7
Oğle: 13.14 İkindi: 16.45 Akşam: 19.32 Yatsı: 20.53
TEK'ten 18 termik santral projesi
Mavi kıyıya
kara kuşakTürkiye Elektrik Kurumu'nun 2010 yılına
kadar yaptığı uzun vadeli programda 18 ithal
kömürle termik santral öngörülüyor. Santrallar
'su soğutmalı' ve deniz yolu taşımacılıkta en
ucuz yol. Dolayısıyla en elverişli mekân kıyılar...
MUSTAFA BALBAY
ANKARA — Türkiye Elektrik
Kurumu (TEK), biri Gemlik
Körfezi'nde di|eri de Lapseki-
Bandırma arasında olmak üzere
iki ithal kömüre dayalı termik
santral daha kurmayı planlıyor.
Bu bölgelerde ilk etut çalışma-
ları başlatılırken, TEK'in 2010
yılına kadar yaptığı uzun vadeli
elektrik üretim-tüketirai planla-
nna göre 18 ithaJ körnürlü termik
santral öngörülüyor.
Halen Aüağa'da Japon tekno-
lojisiyle ithal kömure dayalı ter-
mik santral kurulması konusun-
daki tartışmalar sürerken, TEK'-
in uzun vadede bu santraJları
yaygınlaştırmayı planladığı öğre-
nildi. Edinilen bilgiye göre TEK
ilk asamada, daha önce yapımın-
dan vazgeçilen tskenderun ve
Yumurtalık santrallannın yerine
Guney Marmara'da iki santral
kurmayı planlıyor. TEK uzman-
ları bu bölgedeki sanayi yatırım-
larının yoğunluğunu da dikkate
alarak •'(epkiyi en az cekecek ve
kendileri için en elverişli" yerler
arıyorlar. Kirfiliğin onemli ölçü-
de antığı Gemlik Körfezi ile yer
yer sanayi yatınmcılannın bulun-
duğu Lapsekı-Bandırma arasının
"elverişli" olduğu belirtiliyor.
TEK'in tercih ettiği ithal kö-
müre dayalı termik santrallar
"su soğutmalı". Bu nedenle yer
olarak en elverişli bölgeler deniz
kıyıları. Bunun yanında kömür
taşımacıhğı için deniz yolu en
ucuz yöntem olması, kıyüann se-
çiminde ikinci bir etken.
TEK Genel Müdürlüğü'nce
hazırlanan WASP (The Wien
Autornatic System Planning Pac-
kage) modeli ile Türkiye uzun
dönem elektıik enerjisi üretinı-
tüketim incelemesi konulu rapor-
da 2010 yılına kadar yapılacak
yatınmlara yer veriliyor.
Bir santralın ortaJama 5-6 yıl-
da tamamlandığı düşunülürse bu
raporda öngörülen yatınmlann
başlamış olması gerekiyor. Ra-
porda TEK'in ilk ithal kömürlü
santralı devreye sokma tarihi
1996.
Hidrolik, doğalgaz, yerli ko-
mür, ithal kömür ve nukleer
enerjiye dayalı santralların gün-
DSİ,
pelikanı
edecek
HAKAN KARA
deme getirildiği rapordaki mali-
yet incelemesine göre en pahalı
sistem nükleer enerji, ikinci sıra-
da ithal kömür geliyor. İthal kö-
müre dayalı santralın yatınm
maliyeti 1200-1250 dolar/kilo-
vat. Bu rakam yerli kömürde
950-1000, ithal doğalgazda
300-350, nükleer santralda 2 bin
800-3 bin dolar/kilovat.
TEK hidroelektrik ve yerli kö-
müre dayalı santrallan nerelere
kuraeağııu raporunda saptaıken,
ithal kömür santrallannın yeri
belirtilmiyor.
Ancak enerji kaynakları için
yatınm yerleri secilirken "çevre
etki değerlendirmesinin" dikka-
te alınmadığı gözleniyor. TEK
uzmanlarırun bu konuda dikkat
ettiği şey, zeminin uygunluğu,
yatınm maliyetini en aza indire-
cek koşullar.
İZMİR — Dünyada sayıları
hızla azalan tepeli pelikarilann
Türkiye'de en yoğun yasadıkla-
rı bölge olan Menderes deltasm-
da DSİ tarafından gerçekleştiri-
len drenaj ve "antri ısJah" çalış-
malan yoğun tartısmalara neden
oldu. Bayındırlık ve Iskân Ba-
kanlığı, gerçekleştirilen çalısrna-
lann bölgedeki kuş türleri uzerin-
de olumsuz etki yapmayacağınj
öne sürerken çevreciler, girişimi
bir "cevre felakeli" olarak de-
ğerlendirdiler.
Günümüzde tum dünyada sa-
dece 2 bin tepeli pelikan yaşadı-
ğıru belirten çevreciler, Menderes
deltasında yapılan sayımlarda
120 tepeli pelikan saptandığını
açıkladılar. Bunun dünyadaki
ikinci büyük tepeli pelikan kolo-
nisi olduğuna dikkat çeken çev-
reciler, bölge için hiçbir koruma
önleminin bulunmamasını eliştir-
diler. Hannover'deki Doğa Ko-
ruma Enstitüsü'nden Robert
Brinkmann, Babette Köhler ile
Kassel Üniversitesi'nden Jens
Lwe Heins ve Stefan Rösler böl-
gede yaptıklan inceleme sonun-
da hazırladıkları raporda. tepeli
pelikanlann yaru sıra Menderes
deltasında 207 çeşit kuş türünun
yaşadığını belirttiler. Raporda,
uluslararası öneme sahip bir su-
lak alan olarak gösterilen Men-
deres deltasının DSİ tarafından
Dünya Bankası'nın parasal des-
teğiyle gerçekleştirilen çalışma-
larla tehdit edildiği vurgulandı.
Araştırmayı yapanlardan Robert
Brinkmann, çalışmalara basla-
madan önce bölge için hiçbir çev-
re etki de|erlendirmesi raporu
haarlarunadığına dikkat çekerek
drenaj cahşmalan, tarımsal alan-
ların genişlemesi ve daha yoğun
tarım yapılabilmesi için DSİ ta-
rafından gerekli koşullann oluş-
turulmasıyla bölgedeki kuş cen-
netinin yok olacağı belirtildi. Ta-
nmsal ilaç kullanımıyla zaten
bölgede kuşların en önemli yiye-
ceği olan balıkların ölduğunu
vurgulayan Brinkmann, bölgede-
ki avcıların da ciddi bir tehlike
oluşturduklarını söyledi.
Doğal Hayatı Koruma Derne-
ği uzmanları da Buyuk Mende-
res deltasının bir an once koru-
ma altına alınması gerektiğini
vurguladılar.
1954'ten buyana kazıyapan Alman bilim adamıDr. Neve "Ben artık Türkleştim" diyor
Hititlerarasında 36 ydNUR NİRVEN
Dr. Peler Neve, Hitit kultürü-
ne ve uygarlığına ilgi duyanlann
ilk öğrenmeleri gereken bilim
adamlanndan. 36 yıldır Hititlerin
başkenti Hattusaş'ta, günumüz
Çorum ilinin Sungurlu ilçesine
bağlı Boğazköy'de arkeoloji ka-
zılan yapıyor, Anadolu'nun bu
eskj uygarlığıni gün ışığına çıkar-
maya çalışıyor. 1973'ten bu yana
Ankara'da yasayan ve "Ben, ar-
Ok Türkleştim" diyen Dr. Neve,
geçenlerde Istanbul'a gelerek İs-
tanbul Üniversitesi Edebiyat Fa-
kültesi'nde ve tstanbul Arkeolo-
ji Müzesi'nde düzenlenen bir di-
zi seminer ve konferansta çalış-
malan konusunda bilgi verdi.
— Sayın Dr. Neve, Bogazköy'-
de çalışmaya nasıl başladınız?
NEVE — 1954'te Almanya'da
mimarlık fakultesinde öğrenira
görürken mimarlık tarihi hocam
Rudolf Naomann'ın önerisiyle
staj yapmak için geldim Boğaz-
köy'e.
O zaman kazı başkanı Kurt
Bittd'di. Ben, eski çağlara pek
meraklı değildim. Amacım, mi-
mar olmaktı. Ama hapı yuttum!
Türkiye'yi görmek, tarumak için
DR. PETER NEVEDEN HİTİT KAZILARI
Geçen yıl iki mezar odasından birinde 6
satırlık bir yazıt geçti elimize. II.
Suppiluliuma yazdırmış olmalı. Nefis bir
tarihsel belge. Yazıttan Hititlerin batıda
savaştığını ilk kez öğrendik. Aşağı yukarı
Troya savaşı döneminde.
Hitit kraliçeleri yönetimde kral kadar
etkiliydi. Onunla aynı statüdeydi.
Mühürleri bile ortaktı. II. Hattuşili'nin
karısı Pudubeba'nın ayrı mührü olması
onun daha da güçlü ölduğunu
düşündürüyor. Hititlerde kadınla erkek eşit
haklara sahipti.
öğrenciliğim süresince kaalara
katıldım ve 1957'de dîplomamı
alınca kendime "Türkiye'ye
dön!" emrini verdim. Bu arada
gerekli deneyimi edinmiş, konu-
yu öğrenmiştim. Ondan sonra
MÖ 2. binin mimarlığını öğren-
mek için araştırmalara başladım.
Ve... Bojazköy benim yerim ol-
du, 36 yüdır. Bittel'den sonra kazı
başkanı oldurn.
— 36 yılda Boğazköy'de neler
bnJdunnz? Kentin fömüode kazı
yapma olanagınız var mı?
NEVE — Boğazköy, MÖ
1600'lerde Hitit Kralı 1. Hattuşi-
li tarafından baskent seçilmeden
önce ufak bir kasabaydı. Hititler,
önce bugün Eski Kent dediğimiz
bölgeye yerleştiler, sonra Yukarı
Kent'e yayıldılar. Eski Kent'in
kuzeyinde henüz kazmadığımız
yerler var. Burada Büyükkale'de
kale Ue sarayda, Büyük Tapınak'-
ta, halkm yerleşim alanında ve
surlarda çalıştık. 1978'de araştır-
maya başladığımız Yukarı Kent,
Aşağı Kent gibi doğal gelişmiş de-
ğil; Büyük Hitit Kraiiığı'nın son
evresinde, yani MÖ 13. yüzyılda
tamamıyla simetrik olarak plan-
lanmış kutsal bir kent. Yalnız IV.
TuthaJya ile oğlu II. Şuppiluliu-
ma zamanlannda yapılmış 31 ta-
pınak çıktı. Son yılarda burada
yaptığımız her çalışmada yeni
KÖRFEZ'DEKİ DALGIN SU — lstinye Körfezi'ndeki dalgın suya bakınca paslı gemi parçalan, batık sandallar ve her yana sıvanan mazot göriilüyor. (Fotograf: Tank Ersoy)
Boğaziçi'neyakışmıyor, hempis hem gürültücü hem de ortayerde
Tersane MînyeVe ters düştünucu veriyor: alamadık." Buranın kalkması için evvela bu
"Kalkraasını herkes istiyor. Başkan Yalçın, "Çevreyi kiriet- hizmetin yapılabileceği, asgari bu
. , , . . , . , . . Ama taşınacak yer bulonamadı- tiği gerekçesiyle basınçlı kamla şartlarda olan bir yeri bulmak
t a ş i n a c a k ü a n a îyi Diryer D U İ U n a m a d l g l g e r e k ç e s i ğı için bir türiü kaldınlamıyor." gemi temizlenmesini önleyemez lazım" diyor.
İstinye tersanesinin taşınması gerektiği
konusunda hemen herkes hemfikir. Ancak
ile Boğaz'ın ortasında durmaya devam ediyor. B i r
istinyeii olan
İstinyelilertersanenin kalkmasıiçinimzatopluyor. f.
avaş
f.
n
',', ?
r
:
tlb
,
an
I
T a y a r
'
T
K " / " * • "^uzelım Boğazıçı nde, tersa-
Türkiye Gemi Sanayii yetkilisi Nur Poyanlı, neyie biriikte vaşamanm
tersanenin gürültü yaptığı görüşüne karşı, "dayanıimazhgınr' aniatıyor.
"İstanbul'un her yanında trafik gürültüsü T e r s a n e m n k a l d ı n l m a s ı ı ç ı n t s t a n
"
var" diyor. Poyanlı, "Buranın kalkması için
deniz trafiğinde asgari bu elverişli şartları
içeren bir yer bulmak lazım" diye konuşuyor.
CEM HAMULOĞLU
Boğaziçi'nin yeşil dokusu gide-
rek eriyor. Boğaziçi yaşamının ta-
nığı olan yaülar ise artık parmakla
sayılacak kadar azaldı. Ama Bo-
ğaziçi'nde "hüzün veren" olgular
yalnızca bunlar değil. Çünkü geç-
miş yönetimlerin "ayıbı", hâlâ
Boğaziçi koylannın en güzellerin-
den birisinde, Istinye'de tüm
"görkemi" ile duruyor.
Kuruçeşme'deki kömür depola-
rının kaldınlması, Boğaziçi'ni
devlet eliyle yapılan çirkinljkler-
den anndırma sürecinin başlangı-
cı olarak umut yaratmıştı. Ama
bu uygulama, lstinye koyundaki
İstinye Tersanesi'ne dek uzana-
madı. 1912 yılında yapılan lstin-
ye Tersanesi, "işlev" olarak "en
ideal" konumda bulunuyor. Bir
turiü kaidırılamamasının ardın-
dan da bu "gerçek" yatıyor.
lstinye Tersanesi, yalnızca "gö-
riintii kirliliği" yaratmıyor. Gemi-
lere yapılan temizleme ve boya iş-
lemleri nedeniyle, "gürültü" ve
"hava" kirliliğine de yol açıyor.
Istinyeliler, semtlerinden "cirkin-
lik anıtı" tersanenin kaldırılma-
sını "şiddetle arzuluyor." Üstelik
hem merkezi hem de yerel yöne-
tim temsilcileri, bu talebin haklı-
lığına inamyor. Ama yine de İs-
tinye'deki "tersane krizi"nde
olumlu hiçbir gelişme sağla-
namıyor.
Son bir yıldır tstinye Tersane-
si'nden yalnızca çekiç sesleri yük-
selmiyor. Çunkü "çaga avak
uyduran' TurKıye uernı Sanayıı,
havuza alınan gemilerin temizli-
ğini artık kum püskünerek yapı-
yor. Bu uygulama da çekiç sesle-
riyle biriikte "inanılmaz bir
gürültü" ve "tozu dumanı" be-
raberinde taşıyor.
"İstinye Tersanesi kalkacak
mı " sorusundan yola çıkarak
yaptığımız görüşmeler ise şu so-
bul Anakent Belediyesi'ne yaptık-
lan 300 imzalı başvurudan söz
ediyor. İstinye Tersanesi konu-
sunda basında çıkan haber küpur-
lerini tek tek gösteriyor. Ama so-
nuç: "Sıfır." Sanyer Belediye
Başkanı ihsan Yalçın ise lstinye
Tersanesi için şunları söylüyor:
"Biz kaldınlması için talebimia
yaptık. Ama mahalli idareler dev-
let üzerinde fazla söz satıibi değil.
Yarattıgımız kamuoyuyla bir şey-
ler >aplırmaya çalışıyoruz. Bura-
nın kaldınlmasını bekliyoruz.
Ama maalesef olumlu bir yanıt
misiniz?" sorusuna "Hayır" ya-
nıtını verdikten sonra lstinye üze-
rine duygulanru şöyle aktarıyor:
"Hakikaten çok pis bir yer. Va-
tandaş da bıkrnış. Oysa orası çok
güzel bir gezi alanı olabilir. Ama
elimizden bir şey gelmiyor. Sadece
teklifleri yinelemekie yeliniyo-
ruz."
Türkiye Gemi Sanayii yetkilisi
Nur Poyanlı ise İstinye Tersane-
si'ne daha farklı yaklaşıyor. Ön-
ce "Neve göre gürültü var?" di-
ye sorduktan sonra İstanbul'un
pek çok yerinde dünya standart-
lannın üzerinde trafik gürültüsü
ölduğunu hatırlatıyor. Poyanlı,
"Bugiinkü tstinye Tersanesi'nden
sağlanan faydalan terain edebile-
cek ve deniz trafiğinin bareketli
olduğu bir >er bulanabilmiş değil.
Ulaştırma Bakanlığı Deniz
L'lastırma Genel Müdüıü Prof.
Aydoğan Özmen ise "Tersane ne
zaman kalkacak " sorusunu şöy-
le yanıtlıyor:
"Hakikaten oranın kaldınlma-
sı planlanıyor. Fakat ne zaman,
nasıl kaldınlacağı kesin olarak
belli degil. Fakat her halükârda
kaldınlması gerekiyor. tstinye la-
mamiyle meskûn bir bölge oldu-
ğu için haklı olarak bir takım şi-
kâyetler geliyor. Fakat işlerin de
aksamaması gerekiyor. Bu neden-
le biz genellikle şikâyetler dognıl-
tusunda hemen mödahale ederek
mümkiin olduğu kadar etrafa az
zarar vermesine çalışıyoruz. Ta-
şınması için bir takım yerler araş-
ünlıyor. Şimdilik bu kadannı söy-
leyebilirim."
sürprizlerle karşılaşıyoruz. Soru-
lanmızın yanıtlannı birer birer
ahyoruz.
1988-1989'da ilginç bir yapı
bulduk. Burası, ya arka arkaya
yerleştirilmiş iki mezar odası ya
da mezarla ilgili bir kült yeri.
Odanın birinde 6 satırlık bir ya-
zıt geçti elimize. II. Suppiluliuma
yazdırmış olmalı. Nefis bir tarih-
sel belge! Bu yazıtı buluncaya ka-
dar biz, Hititlerin hep Güney ve
Güneydoğu Anadolu'da savastık-
lannı düşünürduk.
Oysa, yazıtta, kralın Anadolu'-
nun batısına giderek savaştığı an-
latıhyor. Aşağı yukarı Troya'nın
çöküş dönemine rastlıyor. Ama
bilmiyoruz, II. Suppiluliuma Tro-
ya'da mı savaştı? Yazıtta Troya
adı geçmiyor. Yapının yeri de çok
ilginç. Burada göz önünde tutu-
lan yalnızca simetri değil; konu-
mu açısından yapının bu dünya-
dan öbür dünyaya geçişi simgele-
mek ister gibi bir esprisi var. Ba-
kalım kazı bundan sonra neler
gösterecek?
Boğazköy hem çok geniş, hem
de kayalık. Her yerde kazı yap-
ma olanağı yok. Mutlaka prog-
ramlı düşüneceksiniz. Topograf-
yayı, daha önceki çalışmalan göz
önünde tutmak gerekiyor, ama el-
hamdulillah başaracağız. Ayrıca
Yukarı Kent'te gundelik çanak
çömlek, gundelik araç gereç, si-
lahlar, ev modelleri ve tanrı hey-
kelcikleri gibi adaklar ve tapınak
eşyaları, yazılı belgeler de ele ge-
çiyor. Ben, 4 yıl sonra emekli ola-
cağım. Kazıyı bir Türk arkadaş
mı, yoksa bir Alman arkadaş mı
sürdürür bilemem, ama zamanı
gelince çekilmek, yerimizi gençle-
re bırakmak gerekir.
— Yaptıgınız kazılann Hititle-
rin bugüne kadar bilinen tarihine
ne gibi katkılan oldu?
NEVE — Boğazköy, bütün
Anadolu için tarih bakımından
nefis bir kent. Bugune kadar eli-
mize geçen buluntular Hititlerin
bilinen tarihine bazı ekler yaptı.
Artık Hitit KrallığYnın özellikle
son evresi konusunda bilgilerimiz
daha kapsamlı. Ankara Müze-
si'nde saklanan bronz tabletten
Hititlerin son yıllanm öğreniyo-
ruz. Artık Boğazköy'ün nasıl çök-
tüğünü biliyoruz. Krallığı hane-
dan içinde çıkan anlaşmazlıklar
güçsuzgdüşürmüş. Devlet zayıfla-
yınca duşmanlan tarafından yıkıl-
tnış olabilir.
III. Hattuşili'den başlayarak
girişilen tüm bayındırlık etkinlik-
leri, tapınaklar ise aslında kraila-
rın güç gösterisi. Ancak Büyük
Hitit Krallığı yıkıldıktan 400 yıl
sonra bu kültürün Geç Hititler
adıyla Güney ve Güneydoğu Ana-
dolu'da yeniden ortaya çıkması il-
ginç. Bu 400 yıl içinde neler ol-
muş? Bu karanlık dönemin de or-
taya çıkanlması gerekir.
— Kraliçelerin yönetimde etkisi
var mıydı?
NEVE — Kraliçe, yönetirnde
kral kadar etkiliydi, onunla aynı
statüdeydi. Mühürleri bile ortak-
tı. III. Hattuşili'nin kansı Pudu-
hepa'run ise ayn bir mühürünün
oiması onun daha güçlü ölduğu-
nu düşünraemize yol açıyor. As-
lında yalnız kralla kraliçe değil,
bütün Hititlerde kadınla erkek
eşit haklara sahiptir.
— Kazı ödeneğiniz ne kadar?
Kazdıgınız alanlan nasıl kornyor-
sunuz?
NEVE — Boğazköy, milli park
ilan edildiği gibi ayrıca UNESCO
tarafından da Kültür Mirası kay-
saraına alındı. Kazdığımız yerle-
ri, belirli bir koruma planına gö-
re koruyoruz. Kazı ödeneğimiz
çalışma programma göre her yıl
değişiyor. Ortalama butçemiz
250-300 bin mark. Aynca baa ek-
stra ödenekler de var. örneğin,
Alman Arkeoloji Enstitüsü'nden
gelen ödenekle 1982'de kazı ala-
nı sınırlan içine giren tarlalan, pi-
yasa fiyatına sahiplerinden satın
aldık. Aksi takdirde çalışmalan
yürütemezdik.
— Alman Arkeoloji Enstitüsü
yerel bir müze açrnayı düşünüyor
mu?
NEVE — Hayır. Bu tür işler
Türk devletine ait. Bizden ister-
lerse gerekli desteği yaparız sade-
ce. Alman Arkeoloji Enstitusü'-
nün olanaklan kısıtlı. Elimizdeki
parayı kazılar ve gerekli restoras-
yonlar için harcayabiliyoruz.
ÂFden çevre kredisiİDRİS ADİL
Çernobil nukleer faciasından sonra egemen olan
"Çevre kirliligi sınır tanımıyor" anlayışı, kirliliğin
kaynağı hangi ülke topraklarında bulunursa bulun-
sun, tum ülkeleri ilgilendiriyor. Çevre kirlenmesi-
nin önüne geçebilmek ve ekolojik dengeyi koruya-
bilmek için gösterilen çabalar, daha çok sanayileş-
miş ülkelerin sorumluluğunda bulunuyor. Avrupa
Topluluğu, bu anlayış çerçevesinde, Türkiye'deki ça-
lışmalan desteklemek amacıyla Çevre Vlüsteşarlı-
ğı'nca kullanılmak uzere 2.8 milyon ECU (Avrupa
Para Birimi) tutarında karşılıksız hibe şeklinde kredi
açtı.
3 milyon 360 bin doları ifade eden 2.8 milyon
ECU'luk kredi, (yaklaşık 8 milyar 120 milyon Türk
Lirası) Çevre Musteşarlığı'nın ve musteşarlığın goz-
etimınde Marmara ve Boğazları Beledıyelen Birli-
ği'nin projelerinın finansmanında kullanılacak. AT-
nin ozel eylem programı kapsamında ele alınan ve
Türkiye'deki çevre kirliliğinin önlenmesi çalışmala-
rında kullanılacak kredi ile ilgili anlaşma, AT'nin
Ankara Temsilcisı Jan Van Rij ile Dışişleri Bakan-
lığı Ekonomik İşlerden Sorumlu Musteşar Yardım-
cısı Tansug Bleda arasında geçen şubat ayında im-
zalandı.
Çe\re Musteşarlığı'nca gösterilen ve toplam ya-
tınm tutan 3 milyon 460 bin ECU (yaklaşik 10 mil-
yar lira) olan bir dızi projenin finansmanı için ge-
rekli 660 bin ECU (yaklaşık 1.9 milyar lira) ise Turk
hukümetince karşılanacak.
Avrupa Topluluğu Komisyonu'nca da uygun bu-
lunan ve taraflar arasında imzalanan "Çevre Kir-
lenmesi Kontrolu Konusunda Finansman Anlaşma-
sı" Çevre Musteşarlığı'nın denetiminde yurutule-
cek şu projeleri kapsıyor:
—Ankara'da Çevre Müstesarlığı laboratuvarı için
üç ayrı kamyona monte edilecek çevre kirliligi öl-
çumu ve izleme sistemleri ve teçhizatının sağlanma-
sı, bununla ilgili personelin eğitimi.
—Marmara ve Boğazları Belediyeleri Birliği bün-
yesinde bir bölgesel çevre bürosunun ve merkez la-
boratuvarının gerekli teknik cihazlarla donatılma-
sı, ilgili personelin oluşturulması ve eğitimi.
Konuyla ilgili sorulanmızı yanıtlayan Marmara
ve Boğazları Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Haiil
Ünlıi. sağlanan karşılıksız kredinin, 300 bin ECU
(yaklaşık 870 milyon lira) tutarındaki bölumunun
birlik tarafından kullanılacağını bıldirdi. Ünlü / 300
bin ECU'nun 200 bıninin merkezi laboratuvarın
oluşturulmasına, gen kalan bolumün de eğitim ve
otekı masraflara ayrıldığını soyledı.
T)K. ^
Lufthansa
Adanalda
• ANKARA (ANKA) —
Avrupa'nın büyük havayolu
işletmelerinden Alman
Hava Yolları Lufthansa,
Adana-Frankfurt seferlerine
2 mayısta başlayacak.
Lufthansa'nın Ankara
bürosundan yapılan
açıklamaya göre Adana-
Frankfurt uçuşlan, her
hafta pazartesi, çarşamba
ve cuma günleri
gerçekleştirilecek. Adana-
Frankfurt seferlerinin
başlamasıyla, Adana,
Türkiye'nin Frankfurt'a
uçuş olanağı sağlanan
beşinci kenti olacak.
Yine nû çifte
rezervasyon?
• ANTALYA (AA) —
Avusturya'dan 22 bin
emekli turisti Antalya
yöresine getiren tur
operatörü Lothar N.
Schmidt, bu yıl mayıs -
haziran aylarında yörede
çifte rezervasyon olaylarının
"kesinlikle" yaşanacağını
Öne sürdü. 1985 yılında
meydana gelen çifte
rezervasyon olayları
nedeniyle Türk turizminin
büyük zarar gördüğünü
kaydeden Schmidt, şöyle
dedi: "1986 yılında
Avusturya'dan Türkiye'ye
gelen turist sayısında çifte
rezervasyon yüzünden
yüzde 28'lik bir azalma
meydana geldi. Antalya
yöresindeki otelkr, 1990
için de fazla kontenjan
verdiler. Turist, anlaştığı
otele gitmek ister. Eğer
anlaştığı otelde kalamazsa
1985 yılında meydana gelen
çifte rezervasyon olayı
yeniden oluşur. Bu yıl fazla
turist gelecek. Çifte
rezervasyon olaylan yeniden
yaşanacaktır. önlem alınıp
alınmayacağını
bilemiyorum;'
ÖSS'ye
hazırlık paneli
• Eğitim Servisi — Yıldız
Dersanesi'nce, üniversite
sınavlarına hazırlanan
gençleri mesleki seçim
konusunda aydınlatmak ve
bilgilendirmek amacıyla
düzenlenen panel, 31 Mart
Cumaıtesi günü,
Gazeteciler Cemiyeti'nde
yapılacak. Gazeteci Şükran
Ketenci'nin yöneteceği
panelde, Prof. Dr. Emre
Kongar, Prof. Dr. Erdoğan
Alkin, Prof. Dr. Zafer
Tunca, Milli Eğitim
Bakaniığı Müşaviri Servet
Develioğlu ve eğitimci
Mehmet Türkkan,
Türkiye'nin sosyo-ekonomik
yapısı, bu yapıya uygun
insan yetiştirmenin en akılcı
biçimde nasıl olması
gerektiği, 2000'li yıllarda
gerekli insangücü istihdamı
ve buna paralel olarak
bilinçli bir meslek seçimi
konularındaki görüşlerini
açıklayacaklar.
Ifemek-tatlı
yanşması
• tstanbul Haber Servisi
— Çatı Restorant 10.
kuruluş yılında bir yemek
ve tatlı yanşması düzenledi.
18 Nisan 1990 günü
yapılacak olan yanşmadan
"unutulmuş ya da
unutulmaya yüz tutmuş,
özgün yemek ve
tathlanmızı gün ışığına
çıkarmanın amaçlandığı"
belirtildi. İlk üçer dereceye
girenlerin l'er kese,
mansiyon alanlann ise
çeyrek altınla
ödüllendirileceği yanşmanın
juri üyeleri, Aydın Boysan,
Atillâ Dorsay, Ergün
Köknar, Tuğrul Şavkay,
Aydın Yılmaz ve Hasan
Özen'den oluşuyor.
Miizik Şöleni
• Eğitim Servisi —
İstanbul Eğitim ve Kültür
Vakfı'nın 5. kuruluş
yıldönümü nedeniyle
düzenlenen kutlama
programı çerçevesinde
"Müzik Şöleni" yapıldı.
Semiha Şakir Lisesi
salonunda düzenlenen
şölende, vakfa bağlı ana
okulu, ilkokul ve liselerin
öğrencilerinin
oluşturduklan korolar,
Türk halk müziği, Türk
sanat müziği, Türk hafıf
müziği ve Klasik Batı
müziğiden örnekler
sundular. Müzik Şöleni'nde,
en çok ilgi ve alkışı,
müzikleri, giysi ve
hareketleriyle ana okulu
öğrencileri toplarken,
ilkokul öğrencileri de
fngilizce şarkıtar söylediler.
Ortaokul ve lise
öğrencilerinin solo piyano,
keman, flüt ve gitarla
verdikleri örneklerle süren
şölende, bale ve modern
dans gösterileri de
sergilendi.