08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 29 MART 1990 LÎTVANYA Halk,silahlarıteslimetmiyorLitvanya îçişleri Bakanı Perienas Misukonis halkın silahlarını teslim etmesi için bir neden olmadığını söyledi. SSCB Savunma Bakanhğı, Litvanya'yı suçJadı. Litvanya başkenti Vilnius dün olaysız, sakin bir gün geçirdi. MOSKOVA (Ajans)ar) — Sovyetler Bir- liği Başkanı Mihail Gorbaçov'un, yaklaşık 10 gun önce yayınladığı kararnamede, Lit- vanya'daki tum ateşli silahların guvenlik kuvvetlerine teslim edilmesi yolundaki is- teğine genel olarak uyulmadığı biidirıldi. Vilnius'taki gazeteciler, Litvanya Curn- huriyeti'nin çeşitli bölgelerindeki karakol- ların ve milis örgütlerinin çoğuna hiçbir si- lah teslim edilmediğinin anlasıldığını, tes- lim edilen silahlann ise halkın elinde bulun- duğuna inanılan sayının çok küçük bir yuz- desini oluşturduğunu belirttiler. Litvanya Içışileri Bakanı Parienas Misu- konis de dun yaptığı bir açıklamada, Lit- vanya halkının silahiarırn güvenlık kuvvet- lerine teslim etmeleri için hiçbir neden ol- madığını, olağanüstü dunım uygulaması- nın bulunmadığı bir ülkede, silahların ne- den guvenlik kuvvetlerine teslim edilmesi- nin istendiğini anlamadığını belirtti. Başkan Gorbaçov, yayınladığı kararna- mede, av tüfekleri dahil, her türlü ateşli si- lahın, daha sonra iade edilmek üzere Lit- vanya 'daki guvenlik kuvvetlerine teslim edilmesini istemisti. Litvanya Cumhurbaşkanı Vitautas Land- sbergis ise, Sovyet birlikleri tarafından pa- zartesi gunü tutuklanan Litvanyalı asker kaçaklarının iade edilmesini istedi. Başkent Vilnius'ta ise geçen hafta sonundan beri tır- manan gerginliğin dünün sakin geçmesi ile bir ölçüde azaldığı bildiriliyor. AA'run haberine göre Vilnius'taki gaze- teciler, dün sabah kentte herkesin normaJ bir işgününe başlayarak çalışma yerlerıne gittiğini, Litvanya Parlamemosu'nun da olağan çalışmalan için yeniden toplandığmı belirttiler. Birgazeteci, "Vilnius'ta giıneş- li ve berrak bir havada yeni bir güne başlı- yoruz, her sey sakin" biçiminde konuştu. Vilnius'taki kaynaklar, sükûnetin büyük ölçüde, Sovyet askerlerinin önceki gece "sürpriz eylemlerde" bulunmamalarından kaynaklandığını, askerlerin hareketsizliği- nin bir ölçüde bir rahatlamaya yol açtığını biidirdiler. Sovyet askerleri pazar gecesinden başla- yarak, Litvanya Komünist Partisi'ne ait beş binayı kontrol altına almış, bağımsızlık ila- rundan sonra Sovyet ordusuna bağlı birlik- Paneverys» LİTVANYA VttmtiS» SOVYETLFR BIRUĞI POLONYA lerinden kaçan Litvanyalı gençlerden bazı- lannı da tutuklamışlardı. Litvanya Parlamentosu Basın Merkezi'n- den bir yetkili, tutuklanan bu askerlerin, Sovyet ordusunun Kazmunıda adıyla bili- nen bölgedeki karargâhında gözetim altın- da tutuiduklannı söyledi. Vilnius'taki ba- zı kaynaklar pazartesi gecesi Sovyet asker- lerinin tutukladığı Litvanyalı ordu kaçak- larının yargılanmayıp yalnızca askerlik görevlerini tamamlamakla yükümlu kılına- cakiarı yolunda Litvanya hükumetine gü- vence verildiğini biidirdiler. Ancak bu ha- berler Litvanya Parlamentosu Basın Mer- kezi tarafından henuz doğmlanmadı. SSCB Savunma Bakanhğı yaymladığı bir açıklamayla, Litvanya'yı. Sovyet Ordusu'- nu "karalama kampanyası" yürutmekle suçladı. Açıkiamada, Litvanya Cumhuriyeti îçiş- leri Bakanlığı'nın kaçakları tutuklayarak bağlı oldukları birliklere teslim edilmesini kabu) etmediği kaydedildı. Savunma Bakanhğj, Litvanya hüküme- tini. 11 martta Moskova'dan bağımsızlığı- nı ilan edene kadar, soz konusu kaçaklara pasaport vermek ve sığınmalanna yardım- cı olmakla suçladı. Litvanya Cumhuriyeti'ndeki Sovyet Kara Kuvvetleri Komutanı GeneraJ VaJentin Va- rennikov da, 23 kaçağın tutuklandığım açıkladı. Varennikov, tutuklanan kişilerin milliyetçi hareketin militanlan olduklannı ve hastanelerden birinde "özel eğitim" gör- düklerini de kaydetti. Litvanya'njn baskenti Vilnius'ta duru- mun sakin olduğu ve kentte dün yaşanan gergin ortamın belirtilerine bugün rastlan- madığı belırtilıyor. Litvanya Parlamentosu Basın Merkezi'- ndeki yetkıliler, Vilnius'ta "olağan birya- şam biçiminin" devam ettiğini belirttiler. Kanşmasın Öte yandan Ispanya ve ttalya, Litvanya Cumhuriyeti'nin SSCB'den bağımsızlığını ilan etmesi üzerine Moskova ile Vilnius ara- sında çıkan soruna, Batı'nın karışmamasını i'tedıler. tspanya Başbakanı Felipe Gonzalez, ön- ceki gün ülkesini ziyaret etmekte olan ttal- ya Başbakanı Guilio Aodreolti ile ortak bir basın toplantısı duzenledi. Gonzalez, basın loplantısında, "Batı, Litvanya sorununun genel çozümünü teh- likeye atacak bir müdahaJe yapmamalı, çok ihti>atlı olmaiıdır" dedi. Andreotti de Avrupa Toplulu|u'nun Do- ğu Bloku'nda demokrasi yönündeki adım- lan destekiemesi ve reformların aşamalı bir biçimde ve konsensüs sağlanarak gerçekleş- mesi gerektiğini belirtti. Italya Başbakanı, Avrupa'nın bütünleş- mesi ve Akdeniz'in güvenliği ile ilgili gö- rüşmeler yapmak için tspanya'ya gitmişü. Kanada Dışişleri Bakanı Joe Clark ise Sovyet kuvvetierinin Litvanya'ya karşı güç kullanmasının, Ottawa ile Moskova arasm- daki ilişkilerde "uziıcü etkiler yaratacağını" söyledi. Parlamentoda yaptığı konuşmada, Sov- yet meslektaşı Eduard Şevardnadze'ye gön- derdiği bir mektupta da ayru yönde bir uya- rıda bulunduğunu belirten Dışişleri Baİca- nı Clark, Litvanya'da meydana gelen olay- lardan son derece rahatsızlık duyduklarıoı ıfade etti. Clark, Litvanya'nın fiili bağımsızlığının iki taraf arasında görüşülmesi dileğinde bu- lundu. Litvanya asıllı 35 bin kadar Kanadalırun da Litvanya'nın bağımsızhğının tanınması isteği ile girişimlerde bulunduklan belirtil- di. Finlandiya Dışişleri Bakanı Pertti Paa- sio da Baltık ülkeleri ile SSCB arasındaki göruşmelerin tamamlanmasından sonra, Litvanya ile öteki Baltık ülkelerinin bagım- sızlıklannı destekleyen resmi bir tutum ala- caklarını söyledi. Ekonomik reformlar Öte yandan Sovyetler Birliği Başkanı Mi- baü Gorbaçov, önceki gün yeni oluşturu- lan Başkanhk Konseyi'nin toplantısında yaptığı konuşmada, ekonomik reformların bir an önce uygulanması gerektiğine işaret etti. Gorbaçov, daha sonra Sovyet televiz- yonuna verdiği demeçte, konseyin gelecek toplantısının. ekenomik reformlara iiişkin olacağını söyledi. DIŞ BASIN Litvanya'ya temkinli yaklaşalım THE Şaşırmaya gerek yok. Vilnius'taki Komü- nist Parti Karargâhı'mn işgaJ edilmesi ve Gorbaçov'un "yaşamsal tehlike olmadan güç kullanılmayacağı" talimatının hemen ardından, genç askerlerin ordudan kaçtık- ları gerekçesiyle zalimce tutuklanmaları Sovyet liderliğinin geleneksel Kremlin an- layışına geri dönmelerinin bir işaretidir... Sovyetler'e karşı stratejik caydırıcılık hiçbir dönemde bu kadar önem taşımamıştı... Moskova tarafından yaniış anlaşılabilecek "şahinsel" tavırlara şu dönemde gerek yok- tur. Batı, GûTbaçov'un reformlanna şüphe- cilikle de olsa yine de ciddiyetle yaklaşma- lıdır. Ancak Sovyetler Birliği'ndeki gelişme- lerin çizgisi tam belli olmadan, gerek Ingil- tere'nin gerekse NATO'nun savunmasinı gevşetmemek yerinde olacaktır. CThc Washington'un Moskova'yı, "Eğer kan dö'külürse bu yaz yapılması duşünülen sü- perler zirvesi iptal edilebilir" şeklinde uyar- ması yerinde olur. Ancak Batı'nın bir yan- dan da Litvanya'nın genç liderliğini Sovyet yönetimiyle sürtüşmekten çok müzakereye yöneltmesi gerekir. Bugüne kadar Batı, Lit- vanya'yı bilinçsiz bir başkaidınya yürekkn- dirmekten başka bir sey yapmadı. Kanlı bir sonuç, yalnız Litvanyalılara değil, bu cum- huriyetin sınırlan dışındakilere de zarar ve- recektir. THEGUARDIAN DEMOKRATÎK ALMANYA ŞTASİ, geride iz bıraktı mı?Ülkenin eski guvenlik kuruluşu STASİ'njn merkezinde bekleyen Halk Komiteleri'ne bağlı kişiler, birçok belgenin ortadan kaldınldığını söylüyorlar. İbrahim Böhme'nin de araiarında bulunduğu birçok milletvekiline yöneltilen azınlık suçlamalarmın kanıtlanması zor gibi görülüyor. DİLEK ZAİ TÇIOĞLU i MOSKOVA'YI İSTİVORIZ — Litvanya'nın bağımsızlık ilanına karşı oUnlar önceki gün baskent Vflnins'ta bir gösteri diizenlediler. "Sovyet Başkanı'nı istiyoruz" yazüı afişler taşıyan göstericiler, Litvanya'nın Moskova tarafından yönetilmesini istediler. DOGU BERLİN — Seçimlerden on gün sonra Demokratik Almanya'da hükumet hâlâ kurulamadı! Sosyal demokratlar sağ partilerle "büyük koalisyod'a girmenin şartlannı dun de göruşmeye devam ettiler. Muhafazakâr AJmanya ittifakı ile işbirliği yapmayı başta reddeden Sosyal Demokrat' Parti SPD, şimdi koalisyona yatkın gözü- küyor. Koalisyon pazarlığı bugün baş- layacak. 3 nisanda toplanacak olaıvparlamento- yu ve kurulacak hükümeti bekleyen önem- li bir görev var. Bu, haklarında ajanlık id- diasında bulunulan milletvekülerinin dos- yalarmın inceJenmesi. Doğu Berlin'in Nor- mannen SokağYndaki eski devlet guvenlik bakanhğı, yani "STASİ" binası şimdi "hmlk komiteleri" tarafından işgaJ altında tutulu- yor. Kendileri ile göruştüğümüz Berlin Halk Komitesi temsilcileri, kilit altında bulunan ve başlannda nöbet tuttuklan dosyaiarın akıbeti hakkında değişik görüşler öne sü- rüyorlar. Gönüllü olarak dosya bekçiliği yapan Sovyet birliklerinin Vilnius'ta mevzilen- mesi ve askerden kaçanlann tutuklanmala- rı, Litvanyalı aynlıkçıları ve Sovyet yöneti- mini hızia kopma noktasına getiriyor. An- cak bu gelişmeler, gerçeklerden uzaJdasmayı gerektirmiyor. Zaman-içinde Litvanya, iki dunya savaşı arasında sahip olduğu bağım- sızlığa kavuşmaiıdır. Ancak Basbakan Mar- garet Thatcher'ın dediği gibi Litvanya şu an- da bağımsız değildir. Şu andaki kriz belki nüfusun çoğunluğu tarafından varatılan, ama kesinlikle tamanıı tarafından destek- lenmeyen, aşın bir acelecilik ve diploması- ye aykın tavırlardan dolayi meydana gelmiş- tir. Krizın her iki tarafı da, dünya kamuo- yu da sabırlı olmaiıdır. FINANCIALHMES Olaylar, Litvanya'da tamiri imkânsız ge- lişmelerin meydana geldiğini gösterivor. Ba- tı'nın Litvanya konusunda yapacağı en iyi şey, Moskova'yı daha ileri gitmekten aljko- yabilmektir. Bu da Gorbaçov'u yaptırımlar uygulamakla tehdit ederek değil, tam ola- rak gerçekleri göstererek ve akılcı bir sekil- de gerçekleştirilebilir. Vilnius'ta bir "Tie- nanmen çözumü" yalnız dünya barışını teh- dit etmekle kalmayacak, aynı zamanda Gor- baçov'un da büyük çaba harcadığı Doğu- Batı ilişkilerindeki yakınlaşmanın da yara almasına neden olacaktır. TÜRKlY&BULGARlSTAN GÖRÜŞMELERİ Türk azınlığın sorunlarıgündemdeİki ülke arasındaki ilişkileri normalleştirmeye yönelık bir mekanizmanın kurulmasını öngören üst düzeyli teknik görüşmeler bugün Ankara'da başlıyor. Görüşmelerin ağırblık konusunu, Bulgaristan'da yaşayan Türk azınlığın sorunları oluşturuyor. Türkiye, konu ile ilgili sorunlara çözüm arayacak ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Türkiye ile Bulgaristan arasındaki ilişkile- ri normaHeştirmeye yönelik bir mekanizma- nın kurulmasını öngören ust düzeyli teknik görüşmeler bugün Ankara'da başlıyor. 1.5 gun sunecek görüşmelere katılacak olan Bulgaristan Dışişleri Bakanı Birinci Yardımcısı Stefan Staykov başkanlığında- ki 8 kişilik heyet dün Türkiye'ye geldi. Stefan Staykov ve beraberindekiler An- kara Esenboğa Havaalanı'nda Turk tarafı- na başkanlık edecek olan Dışişleri Bakan- hğı Müsteşarı Tugay Özçeri tarafından kar- şılandı. Buyükelçi Özçeri, burada yaptığı kısa açıklamada, Türk ve Bulgar Dışişleri Ba- kanlannın 12 şubatta Ottoua'daki görüşme- lerinde, Ankara'da Dışişleri Bakanlıkları Musteşarları düzeyinde bir toplantı yapıl- masmı kararlaştırdıklannı anımsattı. Bu toplantının Türk-BuJgar ilişkilerini bütün yönleriyle gözden gecirnıeyi ve bu iliş- kilerin normaUzasyonunu amaçladığıru kay- deden özçeri, şunları söyledi: "Biz Türk tarafı olarak, bu göriis/melere acık bir zihinle, iyi niyel ve yapıcı bir yak- laşımta katılacagız. Lmit ediyorum ki Sa- yın Staykov, buradan aynJacak olduğu za- man, önıim'ıizdeki bu bir buçuk günii çok iyi bir şekilde kullanraış olalım." Stefan Staykov da Buyükelçi özçeri'nin sözlerine katıldığını belirterek, "Sizi tetnin etmek isterim ki Bulgar tarafı en iyi niyet- lerle. iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişti- rilmesi için yapıcı olmak kaydıyla bu görüş- melere gelmiş bulunmaktadır" diye konuştu. Stefan Staykov bugün aynca Dışişleri Ba- kanı Ali Bozer tarafından kabul edilecek. Bu görüşmelerle mayıs 1988'den bu ya- na ilk kez bu düzeyde bir resmi Bulgar he- yeti Türkiye'ye gelmiş olacak. Şubat 1988'de Belgrad'da dönemin Dışişleri Bakanlan Me- sut Yılmaz ve Petar Mladenov tarafmdan imzalanan protokol gereğince ilişkileri ele alacak ekonomik ve siyasi çalışma grupla- n kurulmuştu. Söz konusu çalışma gruplan iik toplan- tılannı mayıs 1988'de Ankara'da, ikinci top- lantılannı ise temmuz 1988'de Sofya'dager- çekleştirmişlerdi. Ancak Bulgar tarafırun Türk azınlığın mevcudiyetini ısrarla inkar etmesi üzerine bunlardan herhangi bir so- nuç alınamamıştı. Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Murat Sun- gar, bu sabah başlayacak olan görüşmeler- le ilgili soruları dün yanıtlarken, görüşme- lerde Türk azınlığın durumunun yanı sıra ikili ilişkilerin her alanda geliştiriimesinin "yol ve yöntemlerinin" görüşüleceğirü söyledi. Sungar, Türk azınlığın durumunun An- kara açısından ele alınması gereken ağırlıklı konu olduğunu da ekledi. Sofya'daki yeni yönetim tarafından bu azınlıkla iigili olumlu adııTıların atıldığını kaydeden Sungar, "İyi niyetin olduguna inanmak istiyoruz" dedi. Sungar, buna rağmen Türk azınlığa ad- lannın iade edilmesinden sonra bunun pra- tikteki uygulamasının nasıl olacağının he- nuz açıkhk kazanmadığını belirtti. Sungar aynca 2 ülkenin ayn bloklara üye olmalan nedeniyle bir "saldırmazlık pakb" imzalayamayacalarını, ancak Bulgaristan tarafından getirilecek diğer önerilerin ince- lenebileceğini söyledi. Dışişleri Bakanlığı çevreleri, Özçeri ve Staykov başkanhğındaki görüşmelerde Dı- şişleri Bakanlarının önce Kuveyt'te daha sonra Ottowa'da gerçekleştirdikleri "keşif niteliğindeki diyalogun somutlaştınlmaya çalışılacağını belirtiyorlar. Bu çercevede bir mekanizmanın kurulma- sının tasarlandığını bildiren bu çevreler, söz konusu mekanizmanın büyük olasılıkla çe- şitli konulan ele alacak alt komiteler şek- linde olacağını kaydediyorlar. Görüşmelerde Türk tarafının, Türk azın- lığın durumuna iiişkin bazı sorulara yanıt arayacağını eklej'en bu çevreler, şunları söy- lediler: "Son dönemdeki bazı işaretler Bulgar ta- rafının Türk azınlığı konusunu göruşmek- tan kaçacagı. bunun kendi 'iç işi' oldugu- nu vurguia^cağı yoniindeydi. Türkiye'nin kabul etmediği bu goniş uzerinde ısrar edip elmeyecekleri iyi niyetlerinin acık bir gös- tergesini oluşturacak." MOĞOLİSTAN Cengiz Hanyeniden at koşturuyor1167-1227 yıllarında yaşayan ünlü Moğol fatihi Moğolistan'da yeniden ulusal kahraman haline geldi. The New York Times'ın haberine göre komünist yönetim tarafından bir zamanlar barbar olarak gösterilen Cengiz Han şimdi yaşamın pek çok alanına girmeye başladı. Dış Haberler Servisi — Tarihin en büyük imparatorluklarından birini kuran ve 1167-1227 yılları arasında yaşayan ünlü Cengiz Han'm Moğolistan'da yeniden ulu- sal kahraman haline geldiği bildiriiiyor. "The New York Times" gazetesi bu ko- nudaki haberinde şöyle diyor: "Öldürttugıi insan sayısı milyonlan bul- muş olabilir, ancak buyük bir milliyetçi ve tarihin gördüğıi en vetenekli komutanlar- dan biri olduğu su goturmez bir gerçek. Bu yüzden, diğer komünist ülkelerde eski dev- let adamlannın itiban bir bir iade edilirken, Mogolisıan'ds, Cengiz Han yeniden ulusal kahraman haline geliyor." Yeniden keşfediîen Cengiz Han, şimdi Moğolistan'da yaşamın pek çok alanına gir- meye başladı. Piyasaya yeni sürülecek bir votka ile büyuk bir otel, onun adını taşı- yor; şu sıralarda çok moda olan iki ayn pop müzik parçası onu anlatıyor \e Moğol ta- rihçiler, adına bir müze kurmak amacıyla, onun mezarını arıyorlar. Cengiz'in, uzun yıllar boyunca komünist tarihçiler tarafın- dan kücümsendiği ve görrnezlikten gelindiği ülkede birdenbire yeniden itibar kazanma- sı, aslında Moğolistan'da milliyetçiliğin tır- manışa geçtiğinin kanıtı olarak görülüyor. Geçen aralık ayında başlayan yönetim karşıtı gösteriler, Moğolistan'da serbest es- çimlerin yapılmasını ve büyük destek top- layan milliyetçi bir hareketin doğmasını sağladı. Moğollar, tarihlerine ve kültürle- rine, şimdi her zaman olduğundan daha fazla önem veriyor ve uzerinde çalışıyorlar. Ancak Sovyetler BirliğTnin yönetiminde ya- şayan 500 bin Moğol, Gorbaçov'un sorun- lar listesinin üst sıralannı işgal etmek için henüz sayıca çok az. Öte yandan Moğolistan'daki milliyetçi- lik, 3.5 milyon Moğolun yaşadığı Çin için ciddi bir tehlike oluşturabiür. Bir Moğol yetkili, "Çin, kaygılanmakta haklı" diyor. Çin'e yönelik Moğol tehdidinin iki kayna- ğı \ar: Birincisi, Moğolistan'daki komünist yönetimin demokratik muhalefet hareketiy- İe iktidardan uzaklaştırılması, Çin'deki mu- halif harekete kötü örnek olabilir. Ikincisi ise Moğolistan'da da giderek güçlenen mil- liyetçi hareket, Çin'deki etnik çatışmaları alevlendirebilir. Moğollar, pek çok kentlerinin adını de- ğiştirerek devrim öncesi isımleri kullanmayı düşünüyorlar. Adı değiştirilecek kentler arasında, "Kızıl kahraman" anlamına ge- len başkent Ulan Bator da var. Moğolla- rm, Arapçaya benzeyen, ancak dikey yazı- lan geleneksel alfabeleri de yeniden yaygın- lık kazanmaya başlamış. Yaklaşık 40 yıl ön- ce Kiril Alfabesi'nin kabul edildiği Moğo- listan'da, artık geleneksel alfabe giderek da- ha çok kullamlmava başlıyor ve bu alfabe, televızyon programlarında halkı öğretili- yor. Cengiz Han ve Marx Moğolistan, alfabesini olduğu gibi zen- gin tarihini de sahiplenmeye başlamış. Dev- let müzesinin yöneticisi Daa\aasambu, "Moğolistan, çok zengin bir tarihe sahiptir" diyor. "Ancak yönetkflerimiz, ta- ribimize gereken önemi vermediler. Cengiz Han'ın iyi yönlerini göz ardı ederek yalıuz- ca kötu yanlannı gosterdiler. Stalinist uy- gulamalann bir sonucu bu'1 diye ekliyor. Devlet müzesinde, Cengiz Han'a yalnız- ca bir oda ayrılmış. Müzede yer alan eser- ler ise genelde Cengiz'i eleştirir nitelikte. Cengiz'in bir portresinin tam karşısına, ölü bir savaşçının, resmi yerleştirilmiş. Altın- da şöyle bir yazı: Savaslar olmasın. Hemen yanında da Karl Marx'ın, Moğollar'ın sal- dırgan bir ırk olduğuna iiişkin bir özdeyişi yer alıyor. Müze Mudürü Daavaasambu, Mane'ın özdeyişinin, bulunduğu yerden ya- kında indirilerek yerine Cengiz Han'ın "Llusum yaşadıkça, kendi ölümümden korkmuyorum" deyişinin asılacağını söy- lüyor. Cengiz Han: İtiban iade edildi "komitacılar" anlatıyor: "Aralık ayı başında halk ülkenin çeşitli kentlerinde gizli servis STASİ"nin binalannı işgal etti ve içerdeki dosyalan tahrip etmeye başladı. Bu arada hükumet degişmiş., eski devlet guvenlik ba- kanlığı yani STASİ'nin yerine l'lusal Gu- venlik Bakanlığı kurulmuştu. Hükumet yetkilileri \e savcıiar gelerek dosyalan oda- lara kilittediler ve mühuriediler. Biz de bnn- larrn başında nobet tutmaya başladık. Amacunu, STASİ'nin faaliyetierini denet- lemekti." Demokratik Almanya'daki 16 milyon ki- şiden 5 müyonu hakkında bilgi içeren dos- yalann öfkeü halk tarafından tahrip edil- raemesi hükümetin de başlıca kaygısını oJuştumyordu. Ancak komitacılar, "gece- leri gizlice binalara giren STASİ görevlile- rinin mühürlerini kırdığını ve seçerek topladıkları dosyalan, te>p bantlannı, mik- ro filmleri kamyonlara yükleyip kaçırdığı- nı anlatıyor. Ülkedeki ayaklanmadan sonra spontane olarak oluşan halk komiteleri, seçimlerden önce yuvarlak masanın bir kararı ile bu de- netim işlevini üstlenmişti. Araiarında dok- torlanndan fizikçilere, öğrencilerden ev ka- dmlarına kadar her türlü kesimden ve yaş- tan insanın bulunduğu komitacıların ortak yanı, gizli istihbarat servislerinin nasıl ça- lıştıklarına dair hiçbir şey bilrnemek. Şimdi Doğu Berlin'deki 1.300 odalık dev binada nöbet tutan 80 kişilik haJk komite- si, görevini devretmeye hazırlanıyor. Seçim- lerden sonra oluşturulan Devlet lnceleme Komisyonu, STASİ dosyalarmın akibeti hakkında karar verecek. Komiteden banlan dosyalann açılmasıru ve sahiplerine geri ve- rilmesini istiyor. Buna karşı bir tezi ise ko- miteden Thomas dile getiriyor: "Burası toplum için bir saatli bomba ka- rakteri tasıyor. Eğer dosyalar sahiplerine ge- ri verilirse gizli bilgilerin hangi ka>naktan alındıgı kolayca saptanabilir. Örnegin bir adam, karısının kendisi hakkında STASt- ye bilgi sattığını bile ögrenebilir. Bu bir iç malzemesi olur." ROMANYA Askerler, gösteri yapıp kazandılarDış Haberler Servisi — Romanya'da as- kerlik suresinin 2 ay uzatılması yolunda hü- kumet tarafından alınan kararla başlayan ordu içindeki huzursuzluk, "şimdilik" kay- dıyla önlendi. Bükreş'te hükumet binası önünde gösterilerini sürdüren askerler, 1 ni- sana kadar terhis edilecekleri yolunda ya- püan açıklama sonucu eylemlerine son ver- diler. AP'nin haberine göre, askerlik süresinin 2 ay uzatılmasına iiişkin hükumet kararı dün sabah, Romanya Televizyonu'ndan yi- nelendi. Haberde, Ulusal Birlik Konseyi1 nin, "Ülkenin bazı bolgelerinde dunım nor- raale dönene kadar askerlik süresi 2 ay uzatılmıştır" şeklindeki kararı okundu. Da- ha sonra Savunma Bakanlığı tarafından ya- pılan açıklamada, askerlerin buyük çoğun- İuğunun kısa sürede terhis edileceği bildi- rildi. Söz konusu açıklamalarla iyice karma- şık hale gelen askerlik süresi sorunu, Bük- reş'te hükumet binası önünde gösteri yapan askerler arasında da uzun süre tartışıldı. Hükümetin önceki günkü açıklamasından sonra gösteriye başlayan 1000 askerin bü- yük bölümü, Savunma Bakanlığı'nın açık- lamasından sonra eylemlerine son verdiler. Ajanslar, "Daha fazla askeriik istemiyo- ruz" yazılı pankartlar taşıyan ve askeri sar- kılar söyleyen 300 kadar askerin de dün sa- bah eylemlerine son verdiklerini duyurdu- lar. Savunma Bakanlığı yetkilileri, 1 nisa- na kadar askerlerin buyük bölumünün ter- his edileceğini ve gelecek ayın 10'una kadar terhis işleminin tamamlanacağmı biidirdiler. Savunma Bakanlığı'nm bu açıklamasına karşın, ajanslar, hükumet açıklamasında, tecrübeli askerlerin 2 ay daha askerlik ya- pacağına dair bir maddenin bulunduğuna dikkat çekiyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle