23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MART 1990 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGUN İ¥İeteorolO|i Genel Müdürlûğü n- den alınan bılgiye göre. yurdun ku- zeybatı kesımlen parçalı bulutlu Marmaranın baüsı ıle kuffiy Ege kı- yıiarı sağnak ve yer yer gökgurüi- tülü sağanak yağışiı ötekı yerler az bülutlu ve açık geçecek HAVA Sl- CAKLIĞI Değışmeyecek RÜZGÂR \brdun kuzey keamıermde kuzey ve dofiu ötekı yerlerde guney ve batı yönlerden hafıf. ara sıra orta kuv- vette esecek Denızienmcde ruzgâr Karadenız'de yıidtz ve poyraz. dığer derazjerimode kıbie ve lodostan 2-4 yeryer5kuwetınde, saatte4-16. yer yer 21 denız mılı hızla esecek, görüş uzaklıflı 10 km dotayında buıunacak Van Gölûnde hava Az bulutlu ve açık geçecek rûzgâr kuaey ve batı yönlerden hafıf. ara sıra orta kuvvette esecek Göi küçük dalgalı olacak. görüş uzaklığı 10 km do- layında Oulunacak Adana Adapszan Adıyaman Afyon AJrı Ankara Antakya Antalya Artvtn AyOm Bal>Kesır Bılecık BiDgAI Bılls Bokj Bursa Çanakfcale C A 23° 8° Dfyar&akif B 22° 8°Edıme A 24° 8°Erzıncan B 19° 2° Efzurum A 10° 2° Estusehif A 20° 6°GaMntefj A 23° 12° Gmsun A 21° 7° Gumışfıane A A 14° 0°HakKan B 26° 4° isoarta V 24° TMstanbul Y 20° 2°laıw A 12° 4°Kare A 13° 0° KasOmomj B C Dendı B 20° 3°Kaysen V 24° 6° Kırklarel! Y 22° 11° Konya A 23° 4° Kûtahya B 22° 8°Malatya 21° 4°Maisa 23° 5°KMaraş 18° 2°Mersın 10° -4° Mu£la 20° 3°Mus 23° SPNıJde 1?°W°0rdu 17" 2°ftae 14° 2°Samsun 20° T°Sıırt 21° 8°Sıno() 24° 11° Sıvas 12° -2° Teloniaj 21° 3°TrateDn 20° 2°Tuna* 22° 7°lşak 20° 2°Van 18° 4<"»tagat 20" 2° Zonguldak B 24° r A 24° g° A 21° 12° 8 20° 4° A 14° 2° A 21* 3° A 20° 8° A 18° 8° A 17° 8° A 21° 8° B 16° 7° A 18° 2° Y 18° 6° A 20° 9° A 16° 3° B 19° 3° A 12° 1° A 18° 3° B 19° 10° £>: *"• ,SSJl A-açık B-tulutiu 3-guneş» K karlı S sslı Helsınkı "-Q" Lenıngrad Karııre» OUNYA'DA BUGUN Amst&rdam Amman Una Sagdal Barcelona Basd Belgrad Berlm Bonn Brûksel Budapeşte Cermre CJde Dubaı Frankfurt Gırne Hebmkı Kahıre Kopenhag Kötn Lefro$a B 1t° A 26° A 23° A 23° A 24" B 7° Y 20° A 9° B 14° B 10° B 12° B 9° A 17» A 27° A 28° A 13° A 24° B 9° A 25° B 10° B 14° A 25° Lenıngrad üntra Madnd Mıtenc Montrtal Moskora Mûnh New Vbrk Osio Pans Prag Riyad Roma Sorya Sam A 6° B 1f A 20" B 13° B 7° B 5° B 14° B Wr Y 12° A 12° Y 9" A 29° B 21° A 26° B 19° B 22° A 14° B 14° B 14° iVâshınrjton B 13" Zunh B 8" ins Varşova Vfenedık Vıyana BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Üzerıne kandıl, mum ya da herhangı bir ışık konulan yük- sek tabla. 2/ Eski ya- pı ya da kent kalıntı- sı...Hayvan masalla- nyla ünlü Yunanb ya- zar. 3/Sıcak üikelerde yetişen, kabuğu ve odunu hekimlikte kullanılan küçuk bir ağaç. 4/ Yankı... Uzun tüylü kalpak. 5/Fransa'da bir kent.. Peru'nun plaka işare- ti. 6/ Eski bir Fransız halk dansı... Etene. 7/Orta Anadolu- da bir göl... Bira yapmak için çımlen- dirilip kumtularak hazırlanmış arpa. 8/ Osmanlılar'da yeni evlenen erkek- lerden alınan vergi. 9/ llkel bir silah.. Boğa gtireşinde kullanılan kırmızı ku- maş parçası. YUKAREDAN AŞAĞIYA: 1/ Bataklık, çamurlu yer. 2/ Asya'da bir ülke... Aritmetik hesap yapmakta kullanılan, birçok devingen parça di- zisiyle donatılmış duzenek. 3/ Alüpatlar da denilen bir çeşıt tabanca. 4/ Valide... Tefsir. 5/ Radyo ve televızyon yayınlannda kullanılan kısa reklam tümcesi... Kenar süsü. 6/ Ara, orta... lnce ve uzun me- tal çubuk. 7/ Çiftlik usağı... Gölge. 8/ Japon lirik dramı... Rütbeyi göstermek ıçin üniformanın omuzlanna takılan parça. 9/ Aşılma- sı çok guç doğal engel. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyel İçki yasağı 29 MART 1930 Vaşington sefînmız Ahmet Muhtar Bey Iran'ın Amerika sefırı Mirza Davut Mıftah Han, ahiren bahrı muhitı Atlasinın en büyük banyo yeri olan Atlantik Siti'ye gitmişler ve birkaç gün orada dinlenmişlerdir. Bu istirahat esnasında Amerikalı gazeteciler, her iki sefiri bir arada ziyaret etmişler ve kendılerine rnuhtelif sualler tevcih etmişlerdir. İki sefir Londra Denız Konferansına daır irat olunan suale cevaben konferansın muvaffakıyetı hakkında umıtlerinı izhar ederek demışlerdir ki: " - Konferanstan hiçbir netice alınmasa bile harp yerine sulhtan bahsetmek daha iyi ve hayırlıdırf' Amerikalı gazetecılenn, Amerıkada ıçki yasağının devam etmesı mi kaldmlması mı muvafık olacağına daır irat ettikleri diğer bir suale de iki diplomat şu cevabı vermişlerdir: " - Bize göre meni müskirat kanununun faydalı olup olmadığının anlaşılması ıçin adılane bir fırsat ve muhlet verilmelidır. 10 sene kafı değildir. 10 yaşında bir çocuktur. Ve binaenaleyh, meni müskirat tecrübesi de henüz sebavet devresındedir!' Graf Zeplin Graf Zeplinin Cenubı Amenkaya yapacağı seyahat munasebetıle hazırlıklara devam ediliyor. Bır vapurla Cenubı Amerıka'ya buyük bir direk ve yedek levazımı gonderilmiştır. Balon Pernambonca cıvarında karaya ınince bu dıreğe bağlanacaktır. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyel Arjantin'de seçim 29 MART 1960 Dun yapılan Parlâmento seçimlerine Arjantinliler pek âlâka göstermemişlerdır. Havamn guzel olmasına rağmen, oya iştirak nispetı yüzde 6O'ı geçmemiştir. Hukumet çevreleri seçimin hâdisesiz geçtiğini bıldırmektedırler. tlk neticelere göre, muhalıf halkçı Radikal Partı Mıllı Meclısteki uyeliklerin hemen hemen yarısını kazanmıştır. Bununla beraber Başkan Frondızı'mn Milli Radikal Partisi ekseriyetı muhafaza edecek gibi görunmektedir. Peronistler ve Komunistler, taraftarlarmı beyaz oy kullanmaya teşvik etmişlerdi. Dunku seçimlerde taknben 8 milyon seçmen oy kullandığı halde beyaz oyların yekûnu 370.222 ye inhisar etrruştir. Pazarı pazartesiye bağlayan gece >'arısından itibaren Arjantin'de sıkı yonetım tekrar yururluğe gırmıştır. Castro'nun demeci Kuba Başbakanı Fıdel Castro ışçiler, çıftçiler, talebeler ve kadmlardan muteşekkil 50.000 kişilik bır kalabalık önünde vermiş olduğu demeçte "Amerikan ış menfaatlileri tarafından Kubaya karşı teşkılatlandırılacak herhangı bir taarruza karşı mılis kuvvetlerinin bir ölüm kalım mücadelesi yapacaklarını" bildirmiştir. Küba Başbakanı, "Kuzey Amerikalı ış menfaathlerinden geldiğini ıddia ettiği taarruzların tesadüfi olmadığını, bunun bir mesafe meselesi, coğrafl ve siyasi bir husus olmadığını, ve fakat ıktisadı bir istismar meselesi teşkil ettığini" ilâve etmiş ve butun dunya halkı bu ordunun arkasında olacaktır demiştır. G E Ç E N Y I L B U G Ü N c u ü ^ 'Devam edemezsiniz' 29 MART 1989 SHP Genel Başkanı Erdal tnonu, vatandaşın seçimleıde iktidarı açık bır şekilde reddettığini belınerek, "Demokrasinin gereklerinin >erine getirilmesini" istedı. Inönu, Başbakan Turgut Özal'a "devam edemezsiniz Sa)in Özal" diye seslendi. SHP lideri Inönu, seçim sonuçlarını dun parusinin TBMM grubunda değerlendirdi. Erdal Inönü, basına açık olarak yapılan grup toplantısında milletvekillerinin alkışları arasında kursuye geldi. Inonu, SHP'nın seçimlerde vatanüaşın desteğıyle buyük bir zafer kazandığını vurgulayarak başladığı konuşmasında, "Hangi olçuyu alırsanız alın, bu >erel seçimlerde birioci partiyiz" dedı. 1984 belediyenin 630'unu SHP'li adaylann kazandığını kaydeden lnonu, anamuhalefetin bırıncı, ıktidarın ise üçuncü parti olduğunu belirtti. TARTISMA Kadının Soyu ve Adı Türkiye'de kadın doğuştaki kimliğini erkek gibi koruyamazken ve evlenmesinin işareti olarak soyu değiştirilirken; genetik olarak yarı yarıya kendi özelliklerini taşıyan, bakımını ve terbiyesini üstlendiği çocuğuna ismini verebilme hakkından yoksundur. Yeni Medeni Kanun yasa tasarısının görü- şulduğu şu gunlerde getırilen yeniliklerden bir tanesı de evlılik akdınin bozulması halinde ka- dının yaran varsa kocasınm soyadını taşıya- bilecegidir. Yetişkin yaşahunın başlanndan be- ri yeni soyadı ile tanınan kadının evlilik soya- dını devam ettırme gerekçelerinden bır diğeri de çocuklarının kendi velayeti altında olması halinde onlarla ortak bır soy hanesi oluştur- duğunu gösterebilmesı olmalıdır. Ote yandan evlilik akdini ımzalayana dek babasının soyadı ile anılan kadın da doğdu- ğu andan itibaren bu isimle anılmakta, bir kimlık olarak kendisi ve başkaları tarafından benimsenmektedır. Ancak kadın, evlilik ne- deru ıle soyadından feraget etmek zorunda kal- dığı gibi, kocasına ve dunyaya geurdiği çocuk- lanna soyadını verme hakkından mahrumdur. Şöyle kı soyadı nizamnamesinın 18. maddesi kadın evlenince babasının soyadını bırakıp ko- casmın soyadını alacağı, 1587 sayılı Nüfus Ka- nunu'nun 20. maddesinde evlilik içinde doğan çocuğun baba soyadı ile aile kütuklerine ya- zılacağı hukme bağlanmıştır. Yani Turkiyei de mevcut yasal uygulama ataerkildir. Sosyal Antropoloji Bilimi yeryuzündc pek çok çeşıdi görulen ataerkıl inanısa göre ortak bir atanın, soyun başlangıcı olarak kabul edil- diğini; aynı atadan gelen kadınlar bu soyun üyesi olduklan halde ancak erkeklerin bu ak- rabalar kümesinin üyeliğini çocuklanna geçı- rebildiğini anlatır. Ataerkil soy düzeninin en belirgin özelliklerinden bir tanesı kadının er- kek evine "gelin" gitmesidir. Bu düzende ço- cuğun anası ile bağı hakkında da çeşitli ina- ruşlar mevcuttur. Ananın yavrusunun varolu- şuna hiçbir katkısı olmayıp sadece bir muha- faza vazifesi gördüğü, aynı anneden ve deği- şik babalardan olma çocukların aralarında hiçbir akrabahk ilişkisı olmadığı vs. gibi. Ataerkıl aile duzeranin yanında anaerkil aile duzenı ile soyun babadan olduğu kadar an- neden de geçtiği inanışına bağlı uygulamalar da yeryuzünde gozlenmektedir. Bugun Iskan- dinav ulkelerındekı yasalar bu ikıncisine bir örnektir. Bunlardan Danimarka bır AT uye- sidir. Norveç'te doğar doğmaz bebeğın el ve ayak bileklerine, ister kocasının soyadını ta- şısın ister taşımasın annenin soyadı yazılı bi- lezikler takılmakta ve bu soyadla hastane ka- yıtlarına geçirilmektedır. Yasaya göre evlenen çiftin soyadı eşlerin seçimine bırakılmakta, eş- lerin her biri evlilik öncesi soyadlannı evlilik sonrası da devam ettirebilmekte veya aralann- dan birinin soyadını ortak soy ismi olarak seç- mektedırler. Soyadlannın ortak olmadığı ev- lıhklerde annenin veya babanın soyadı çocu- ğa verilebümektedir. Bu üikelerde böyle bir kaydı olası kılacak bir nüfus kutüğü sistemı de gerçekleştirilmiştir. Türkiye'de kadın doğuştaki kimliğini erkek gibi koruyamazken ve evlenmesinin işareti ola- rak soyu değiştirilirken; genetik olarak yarı ya- SENİM K12UK nya kendi özelliklerini taşıyan, bakımını ve terbiyesini üstlendiği çocuğuna ismini verebil- me hakkından yoksundur. Halbuki soyun an- neden de devam ettm'ldiği Miras Hukuku'nda- ki duzenlemelerle kabul edılmıştir. Medeni Ka- nun ataerkıl iken Miras Hukuku anaerkilliği de kabul etmekte ve uygulamaktadır. Halk arasında "iç guvejliği" olarak bilinen ve er- keğin kadın evine yerleşmesi Türkiye'de ana- erkil bir soy duzeninın de varhğını ortaya ko- yan örneklerden bir tanesidir. Öyleyse boşanan kadın, menfaatinin bulun- ması halinde kocasının soyadını taşıyabilece- ği gibi evlenen kadın da kendi soyadını devam ettırmeye, kocasına ve çocuklanna bu ısmi ver- meye hak kazanmalıdır. Yabanalarla evli olup kendi soyadlannı de- vam ettirmiş bulunan ve çocuklan da kendi soyadını taşıyan XC vatandaşı kadınlar, yurt- dışındakı evlilik akidleri Türkiye'de onaylan- makla birlikte, nufusa kayıt edilirken soyad- lan değiştırilmek istenmektedir. Türkiye'de ko- casının; yurtdışında ıse kendi soyadını taşımak gibi bir duruma ıtilen bu kadınlar, evlilikleri- ni nufus kutüklerine kayıt ettirmedikleri gibi çocuklanna T.C. Nüfus cüzdanı da çıkartama- makta, sonuçta doğuştan T.C. vatandaşı olan bu çocuklar için Turkiye"de oturma izni alın- maktadır. BEGÜMŞEN ERGENEKON Ankara Azerbavean-Türkîye ilişklleri Atatürk'ün kurduğu laik Türkiye'yi, şurasından burasından delmek isteyenler bulunsa da, artık geriye dönülemez. Gelişme ve kalkınma yolunda ilerlemek zorundayız. Öyleyse, kendimize - yeni pazarlar aramak zorundayız. Dunyadaki son değişmeleri hep ızliyoruz. Bu- nun siyasal, askeri, ekonomık, külturel vb. çö- zümlemesini, uzmanlar yapsınlar. Ne var ki bu değişmelerden, Türkiye'nin etkilenmemesi deduşunulemez. Sorunun bır başka yönü de, Azerbaycan'dır. Irkçı, kafatasçı düşuncelere, fanatik mıllıyetçi- likten, Parturkizm gibi olmavacak duaya âmin demekten uzak olmamız gerekır Bunu, böyle- ce saptadıktan sonra Azerbaycan halkı ile Tur- kiye Cumhuriyeti'run arasındaki külturel bağ- lann, hatta beraberliğin, bu değişmeye para- lel olarak iyice somutlaşmasmda büyuk yarar- lar vardır derim. Adına ister liberalızm, ister kapitalızm, isterse serbest piyasa ekonomisı dıyelım, ekonomık ya- şamın piyasa duzenine dayanması, kâr amacı ile davranan kişının, aynı zamanda toplum yaran- na hızmet ettiğmin kabul edilmesı, ne var ki pi- yasadüzeninin sonuçlanrun toplumsal yararyö- nundedengelenmesi... Turkıyede, artık bunun dışında olamaz. Başka turlüsü, insan doğasına aykırıdır. Beş yaşındaki çocuğunelınden bır şey alındığı zaman, "Benim benim" diye tepkı gös- tenyor. Bunu, ana ve babası mı öğretti? Uzun >nllar suren davranışların, hele bunlann, gide- rek kolektif duruma gelraişse, artık "gen" nite- liğini kazandığını ret edebılır miyiz? Şimdi bu insanı, sanayi öncesi toplumlann değil, sanayi sonrası toplumlann, enformasyon çağının so- zunun edildıği koşullarda, dar kalıplara soka- bilir miyiz? Bunların, Azerbaycan'la ne ilgisi vardemeye- lim? Turkiye, gehşmekle, kalkınmakta olanbir ül- kedir. Belki bir tngUtere ya da Fhuısa değildir. Ama örneğin bır savaştan yeniçıkmış devlet de değildir. Ataturk'un kurduğu laik Turkıye'yi, şurasındanburasındandeünek isteyenler bulun- sada artık geriyedönülemez. Gehşmeve kalkın- ma yolunda ilerlemek durumundayız. öyleyse, kendimize yeni pazarlar aramak zorundayız. Avrupa Toplulugu'na gırmemiz, yılan öyku- sune döndü. Müteahhitlerimiz için Irak, Libya vb. olanak- tı. Ne var ki gün gelecek, bu olanak da ortadan kalkacaktır. Işte Azerbaycan... Petrolune, aluminyun vb. madenlerine kar- şın, yeterınce sanayileşmiş değil... Bir tunzm işletnıecısıyım. Kendi ölçulerim- le ve olanaklanmla, genç olan yaşıma karşın, Azerbaycan'la turizm alanmda bir şey yapma- ya çalıştım ve bundan mutluluk duydum. Peki, ışadamlanmız, sanayıcilerimiz, neden aynı mutluluğu duymak istemezler. BURHAN İLTER Cumhuriyet K i t a p Kulübü3 nden Peşin fiyatına taksitje sinema kitapları 9. Uluslararası Istanbul Film Festivali başlıyor. Sinema kitaplığınız hâlâ eksik mi? Cumhunyet Kıtap Kulübü üyeleri, peşın fıyatına taksıtle sinema kıtaplıklarını tamamlayabilecek. Üye olmayanlar için üyelık fırsatı da var. Başvurular 15 nisana kadar yapılabılır. I I T I L I I I 1. BB kamp»yajra uvelı^ıni vraüeınıs CKX üyekn kauljbüır Uve llhMlllll» uydık lormu « İS 000 TL. .lc pcfııuı jöodcriklcnni ytrarUnjfaâırler Bskmız- Uyelık formu 2 1990 Stneroa Fesuvalı neöcnıylc itlaztüt&^gıma. taksıüe sumna kıtapljn s>b> kampmvamızda ıam Hncmı kiîaptın pcsu fiyauu %2S'ı pcsın, kabnı 4 qu uluıdc saulmjktadu 3 Klmpanyamıza kalıbbılmettiz ıçın liAedekı kıtapiardan en az 100 000 TLlık bölumunu seçmrnız grrekıyor Ust sınır yoluur 4 btedigınız lutapjarı ifaretioMEun sonra gazeuvı kesıp «vya ftotokopısı ık 5 Sıpans ettıgıçız luuplann tutannın %25 lık bölumunu (Posıa Çekl No 14S714) Cumhunvct Matbaaolık vt Guetct lık TAŞ boabuu vmrıp (oıokopısım Cuohuriyn Kıtap Sulübû, Tûrkocağı CaaL 39-41, 34)34 btanbıal adrcsuıe gondcrmenıı yctcrlujır 6 Sıpans •« havalenız elımızf geçince sıze hcmcn Sat^ Sözlcsmesı pottalaBacaktır SozJcsmenın tarafınızdan ımzjlantp bıze ulaftınlausıiMİan tonn. kıtaplannız ve dıeer taluıtlerte (4 adet) tlplı adüaa duzcnleonu> p«u çckkn ö k D 011 008 Akin Kıınnam / AJdo Taıonc / 10 000 - D 117 241 AjufartaUnn Bq Günû / Kcnul Demırel / 5000- C 061 055 An Gükfin Sınemaalan / Ara Gulcr / 30 000 ~ 061 C53 \tatûrk Fılmı / Metın Erksa-ı / 4 0X- D 011 006 Ayna / Erden Kıral / 2.50C • 061 027 Bclgad Sıncım / Bılgın Adjı / 4 0X D 023 050 Beyaz Pcrdok Kınnıu Filmier / Aııllâ Doraay / 12 000 • O 011 037 Bır Sauryo Yaznuk / Mıchcl Ch.on / 10 000.- • 248 006 Bir Hırffiın ItınfUn / Waody AJIen ' 4000 D 152 121 Buiklct Hıruzı / Vıttono <fc Sıca / 3 500 - • 022 18S Bu Gcmi Nercye / Veda Türkalı / 5 000 • D 011 050 BStün Famkriylc Yılnuz Güncy / Agah Özguç/ 3 154 021 Çagmı Sorgubyaı Sınemj / Mı G«vgılılı / 10 000- D 186 052 Cjhıdc / Agâh Ozgûç / 6 000 D 011 007 CaHos Saura / Hcns EfchCTİaub / 6 000 D 011 076 CharİK Oupiin / A Bızın-E Rohmer / 6000 • 022 163 Eıkı Filmlcr / Vedjı Turkılı / 10 000 • • D 011 077 FeUînı Feüınî'vı Anlacıyor / G Grazzını / 600C- ' • C 0% 033 Ftlm Blçifnı / Sergct Eısenstcın / 11 ÛOC C 096 027 Film Duyıırau / Sergcı Eısenatın / 13000 • 248 012 Hal ve Gidıj Sıfır / Jean Vıgo / 3 750 C 038 031 Htrofıma SevgtUm / Margucnfe Duras / 15X Z 011 042 Hltchcock / Frurçoıs Tnrffaul / 12 500 .1 011 022 Ingmar Bcrgmafl / Raymond Lrfevre / 5500 a 072 068 Kan / Osman Jıhın / 3 500 3 001 019 Kınk Bır Ajk Hikiye» / Sdım Ilcn / 3000- O 152 110 Korkunc Ivan / Scrgcı t.a-nttın / b 000 D 152 125 Leopar / Luchıno Vıscontı / 4 000 . ! 102 085 Mahpıu YıJmaz Güney / Huın K,yıia I 6 000 3 007 439 Muıır Etkıler / «ood AJlen / 7 350 • 011 026 Mühürienmıj Zaman / Andrcv Tarkovskı / 8000 O 061 047 O Bir Anydi / Wıll,ım Bast / 7 000 - D 004 053 Seıuryo vc Yapun-I / M TJı Ongoren / 10 000 C 004 096 Seıuryo ve Yapım-H M Talı Ongortn / 10 000 D 248 018 Scrttri Âfıklar / Jean-Luc Godard / 6.000 - O 281.018 Şürieric Sınenu Agâh Oztuc / 700- O 032 364 Sineou Ejtctıjmin Sorunlan / Yuny Lmhman / 3 500 - 3 061 020 Sinema / Nıjat Öxon / 15 000 - D 011 098 Sınenu Oedi ki... / UlkO Tımer / 4000- D 061 028 Sinema Oenlen / Scrgcı Eısentteın / 8000 O 038 022 Sıneltu KuramUn / Srçıl Bâker-Ogiiz Oqann / 5 000 - D C52.C20 Sinema Sanau / Nı»t Ozon / 7 000.- C 061 021 Sinema re Çagunu-2 / AuUİ Dorsay / 9000 O 079 066 Sinanada GöMerge ve Anbm / Peter Vollen / 4 000 - C 011 102 Sinemada Yönetmenlik / Edward Dvmtryk / 6 000 O 064 398 Sinemamızın Umut Yıllan / Atıllâ Dorsjy / 8 000 - G 124.262 Sinemavı Sanat Yapanlar / Aullâ Dorsay /700C - 011 025 Son Nefenm / Luıs Bunuel / 10.000- O 061 052 Tann / Woodv Allen / 4 000 - 3 079 090 Tûrk Sinema Tanhi I-H (Okh) / G Scognamıllo / 27 0OC D 186 056 Tûrk Sınemasında Yeni Konumlar / Burçsk Evren / 9 500 - D 152 106 Tûrk Sıncmau Kronolojbi / Ni|at Özön / 7500 O 186 049 Türfc Sinemasında CinKİligın Tarihı / Agih Ozgut / 7 500 • G 186 050 Tûrk SmemasııKİa On Kidın / Agih Ozguç / 6X0 O 308 011 Tüysûz / Woody Alkn / 6 50C - • 022 340 Uç Film Bırdcn / Vedaı Turkalı / 10.000 D 061 024 ... Ve Sinema (8 ay,) I Hı) Yiyın / 32 000 • 011 060 Vocontl / Klıne Geıtc vd / 7 000 C 011 021 Wım Wendeo / Uwe Kunul / 7 500 - C 021 396 Yer Denur Gök Bakır / Zulfu üvınelı / 50X Û 124285 Yılmn Gfiney Kitabı / Aıülâ Dorsay / 8300- G 124 270 Yönetmenler Filmier Ülkeler-I / AtılU Dorsay / 8 000 - O 124 289 Yonctmenkr Filmier Olkeler-II / AnllS Dorsay / 8.000 ü 027 063 Yüzyüze / AlıIU Dorsay ' 4 000.- D 061 040 Zeyncp'ın Sinema Kılabı / Scçü Buker / 3000 I T E L i K (Üyelık odemısı.15 000 TL) Adı Sovıdu.. . _ Doguır Tarihı. Isı Oğrenınu . . . „. Medem Dunın Adresı. Şehır Imza t ». R M M Tel ... Cumhunyet Kıtap Kulubu üvesı değilım U)dık Sdenusı 15 000 TL'vı re taksıtle ıstrdığım kıtaplann tutannuı %25'ını yatırdım Makbuz fotokopısı ıjısıktedır Üyelık gırıs kartunı ve satıs sözlesmemı gondenoız. Cumhunyet Kitap Kulübü, Turkocağı Cad 39-41, 34 334 lstanbul, Tel 512 05 05 / 516, Posta çekı No 148784 T A I S İ T L E K İ T A F İ S T E M E F 0 R M I Cumhunyd Kıtap Kulubu uyesıyım \Jyr\ıpmı / -/I990 tanhınde >enıledım Taksıtlc sinema kıtaplanndart vararUnmak ıstı>onım Istcdtgım kıtapların tutarının %25'ını yaıırdım Makbuz tocokopısı ve lıstem üı^ıktedır Bu kımpanyayla ılgıli sati} sozie^memı adresımc goodcnnız Uye No _ Adı Soyadı .. . .„.. —. „ .. Adresı ..... . -.„.„„ „ _„ Ş«hlr Trl: Cumhuriyct Kjtap HuMbA, Türkocığ. Cad 39-41 34334 lstanbul, Td 512 05 05. Posta Çekı No- 148784 AJNKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Cizre, Nusaybin, Kızıltepe'de...Cizre, Nusaybin, Kızıltepeden Mardin'e gelınce; yolumuzun sonunda, bır Süryani kılısesını gezelim dedik 1500 yıllık kılise- yi gezerken, kilısenin yöneticısıne sordum: — Size burada baskı var mı? — Bılmıyorum1 Bunu bılmeyecek ne var? Mardin'de, Süryani olarak yüz ev kalmış Süryanıler, Birecik'tekı kelaynak kuşlarına dönmüşler; gi- derek, onlar da kaimaz, tükenirler Türkiye'de Göçerler Av- rupa'ya... Şu Türkiye'yi değışık dıllerın konuşulduğu, çeşitli ırkların ya- şadığı bır ülke yapamadık Faşıst kafalar yüzünden olmadı bu Yönetıcıler, sorunlan baskılarla çözmek ıstedıklerı ıçın, polısiye anlayışla çözüm getırmek ıstedıklerı ıçın güçluklere, bu duruma mı geldi ışte! Gezıp gordukten sonra, anladım Bu düğumü, de- mokrat olmayan iktıdarlar çözemez. Daha da doiastırırlar, eJle- rine, ayaklanna! İnsan Hakları Derneğı Başkanı Nevzat Helvacı, Yonetım Ku- rulu üyesı Hıdır Oktay'la birlikte, sıcak bolgede dolaşıyoruz. Al- man yazar Günter VVallraff'la, Koln Radyosu'ndan Osman Okkan, Alman gazetecı Barbara Munsch da, Ankara'dan berı bızimle bırlik. Alman TV ekıbı, arkadan gelecek. Dıyarbakır'da uçaktan iner ınmez, doğruca Cızre'ye yollandık En sıcak yaşandığı yer olayların orası. Oradan başlayacağız, gezıp görmeye Kadıoğlu Otelı'ne indık. Oaha önce, İnsan Hakları Derneği temsilcısı Or- han Doğan'ın evınde, yer sofrasında bir şeyler yemesek aç ka- lacakmışız! Çünkü otelde, yiyecek diye bir şey yok. İlçede, yıyecek bır şey yok. Ekmek Nusaybın'den geliyor, her yer kapa- lı, dükkânlann kepenklerı ınık! İlçenin göbeğinde bır panzer, do- laşan "özel tım" dedıklerı askerler. İsterseniz sokağa çıkabilırsinız! Gazeteciler, Kadıoğlu Otelı'nde karargâh kurmuşlar, Cumhu- riyett'ten Celal Başlangıç, bu yörelerin gediklısi, Barış Bıl de ora- da. Cumhurıyet'ten Turan Yılmaz, Fuat Kozluklu, Zıya Aksoy. Kalabalık bir kadro dolaşıyorlar, ızlenım edmıyorlar. Başka ga- zetelerden arkadaşlar orada. Çoğu uykusuz. Pazartesı sabahı, Cizre Beledıyesı'nden başladık gezıp gör- meye. Cizre Beledıye Başkanı Haşım Haşımı, Refah Partilı bir genç, uyanık gorûnüyor. Konu, kepenklerın açılışı, burada ya- şamın doğal duruma gelmesı; Nevzat Helvacı, başkana halkın gıdasız kaldığını, gösterılen tepkıyle de amacın gerçekleştiğini söylüyor, "sızler yardımcı olabılırsınız," dıyor. — Ben başanlı olamıyorum! dıyor Belediye Başkanı Haşım Ha- şimi. İnsan Hakları Derneğı yönetıcısı Orhan Doğan; — Bız de etkılı olamıyoruz 1 diye konuşuyor. Gittiğimiz bır yere, halk kalabalıkları doluşuyor Bır şeyler umu- yorlar. Beledıyede toplanmış, soruna çözüm arıyoruz. Masanın çevresınde kımler mı var? Belediye Başkanı Haşim Haşımı, İn- san Hakları Derneğı temsılcısi savunman Orhan Doğan, savun- man Hasip Kaplan, SHP İl Encümen üyesı Cemil Güçlü, Dıyarbakır İnsan Hakları Derneğı'nden savunmanlar Fethı Gü- müş, Mustafa Özer, Feyzı Veznedaroğlu ıle Vedat Aydın. İl Ge- nel Meclısı'nden Saıt Özalp da var. Esnaftan kımselerın gelip, bize bılgı vermelerinı ıstıyoruz. Geliyorlar birkaç kışı, gözlerın- de korkudan başka bır şey okunmuyor. Korkuyla hüzün! — Tutuklular bırakılsın, iyi olur! diyorlar. Dükkânlar da açılsın o da iyi olur. . Bu yörenın ınsanları, Kürtler, yakına dek, kapalı ınsanlardı. Çok konuşmazlar, hatta bır bakıma insandan kaçar hallerı vardı. Şım- dı, öyle değil. Gazetecı gorduler mı, neredeyse arkasından ko- şuyorlar Bayan gazetecilerın kollarından tutup, evlere götürüyor kadınlar — Bak, biz sana olayı anlatacağız, ama doğru doğru, dos- doğru yaz! diyorlar. Biz, hakkımızı ıstiyoruz, ıçerıdekı yakınları- m«zın bırakılmasını istıyoruz. Timlerin çekılmesıni ıstiyoruz Bunu yaz!.. Bunları yuksek sesle söylüyorlar. Avrupaları gördükten son- ra, buraları ınsanın gözlerı yaşarmadan dolaşması olanaksız. Yol yok, su yok, pislık dızboyu. Her çeşit sayrılık öylesıne doğal ki. Gecelığı 20 bın lıra olan o lüks oteldekı havlular kapkaraydı, ne- den? Barış Bil, odayı değiştirdı ama, neye yarar? Sağlık koşul- ları ınsanların çok kötü Gerçı "tım"ler, kımı ısterlerse alıp götürebilirler evlerınden Gidenler, geri dönerler mi kimse bile- mez. Çocuklar, korkudan okula gidemıyorlar. Sezilen o ki bu ın- sanlar: — Amaaan be, demışler, inceldığı yerden kopsun, başıma ne gelecekse gelsin! Böyle demıyorlar elbet, bana öyle geliyor... Anlaşılan, yıllarca korkuyla yaşamışlar. Susmuşlar. Başlarına bir şey gelmesın diye, köşelere kaçmışlar Doğrusu bu. Sürdü- rüyorum. Burada, Cizre'de geçen cuma günü halkın yaptığı yürüyüşün öyküsünü dinledim. Ana caddede beş bın kışı, bağrışıyor, türkü söylüyor, bır ana-baba günu. Gazetelerde okudum haberlerıni. Namluların önünde çocuklar şarkı soyluyortarmış Yaşlı Kürt ka- dınları dılleriyle "zılgıt" çekiyorlar. Yaşlılardan beş altı kışı, şöy- le demışler bır ara — Artık yeter, uyarımızı yaptık; evlerimize çekılelim arkadaş- lar! Sesslzce ara sokaklara dağılıp, evierine çekilmişler. Sakın, ses- siz hiçbir olay çıkarmadan. Buradan ne çıkıyor? Belli ki bu in- sanlar, kendi aralarında kımı ınsanları bır "sözcü" olarak benimsemişler, onların sözünu dinliyorlar Ama, bunların PKK'dan buyruk aldıklarını söylemek doğru olur mu? ÇAUŞANLARIN SORULAR1/SORUNLARI YIL1VIAZ ŞİPAL "Hizmetleriıııi Canlandırmak tstiyoruırf' SORV: 1940 doğumlu}um. 1963 >ıh ekim ayında bir ozd ban- kada rnemur olarak çalışmaktajken evlendim ve 2 ço- cugum oldu. O zamanlar eşimin maaş durumu olduk- ça iyiydi. Çocuklanmın vetişraesi ve işlerini yunıtebilraek amaayU 10 yü çalışüktan sonra. 1973 >ıknda istifa ede- rek işimden aynldıra. Banka ozel emekli sandığında bi- riken kesintilerimi de geri aMım. Bana geri veıilen lalar 9 bin liradır. Çocuklanm buvudiı ve eşiro de emekli oldu. Ben ise yeniden bir fabrikada çalışmaya başladım. Emekliliği- me esas olmak iizere geçmiş bizmeüerimi canlaodınnak istiyonım. 1) SSK, geçmiş bizmetlerimi canlandırmaya olanak tanıyor mo? 2) tstegim kabul edilirse, hizmetimle ilgili özel san- dıktan aldıgım 9 bin liraya uygulanacak faiz ve anapa- ra ne kadar olur? 3) Borçlanacagım miktan bir defada mı, yoksa tak- sitle ödeme olanağı var mı? 4) Eski ruzmetlerim 3.600 iş gunu kapayor. 1.400 gün daha prim ödemem gerekecek ki emekli oiabileyim. YaJt- laşık 4 yıl daha çalışıp sonra emekli olabileceğim. 5) Emekli maaşı bağlanırken eskiden olduğu gibi son beş yıiın en yuksek uç yılı mı goz önune alınıyor? S.K. YANITi 2829 sayılı yasa uyarınca, yasa ıle kurulu bir sosyal gu- venlik kuruluşundaki "kesenek, prim veya toptan ödemelerini al- dıktan sonra diğer kurumlardan birinde sigortalı olanlar aldıklan paraları: 1) tstekleri ttzerine aylık bağlanacak olanlann, istek tarihinden en az altı ay önce "aldıklan gunden yatıracakları giıne kadar he- saplanacak %5 faizi ile birlikte aldıklan kuruma, toptan odeme- leri koşuluyla, eski hızmetleri geçerli sayılır. 2) Geri aldığınız 9 bin lira, yıllık W%5'tea 17 yıllık faizi ile birlik- te yaklaşık 17 ile 20 bin lira dolayındadır. 3) ödemenin, emekli olmadan 6 ay önce ve toptan yapılması öngörülmüştür. 4) SSK'cayaşlılık aylığı ba|lanması ıçın 5.000gun malulluk, yaş- lılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak mutlak koşul değil- dir. S0 yaşını doldurmuş ve 15 yıllık sigortalılık suresı içinde 3.600 gün malulluk, yaşlılık ve ölum sigortaları primi ödemiş kadın si- gortalılara da yaşlılık aylığı bağlanmaktadır. 5) Yaşlılık aylıkları, son 5 yılın sigorta primine esas kazanç or- talamasına göre hesaplanmaktadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle