27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 DİZMUJPORTAJ 27 MART 1990 I S I L Ö Z G E N T ÜE V L I L I K R A P O R U Aşkının peşinden giden Deli Bekir, sevgilisini, karısını, çocuklarını ve evini nasıl kaybetti? Ne Bekir'ler akıllı, ne Safiye'ler saf— 3 — Bir pazar günu, İstanbul'un ge- cekondu semtlerinde dolaşın, adım başj bir kahveye rastlarsımz. Kahveler tıklırn tıklım doludur, si- gara dumanından göz gozü gör- mez. Bu kahvelerden bırine girdi- ğinizde, cümle gozlenn, biraz hay- ret, biraz şaşkınlık, biraz da alay- la size doğru dönduğunü görürsü- nüz. Hiç bozuntuya vermeden bir masaya yerleşir, teybinizi çıkarır ve yanınızdaki fotoğrafçı dostu- nuz sayesinde de biraz rahatlarsa- nız, sorularınıza bir yanıt bulabi- lirsiniz. Hemen her kahvenin bir aşk ya da evlılik vurgunu vardır. Herkes onun hikâyesini bilir ve top hemen ona atılır. ceğim degideceğim." Eli ayağı ke- silraiş Mehmet'in, ne yapacağını bilememiş. Alttan almış, kızı ne kadar çok sevdiğini söylemiş, aş- kından soz etrruş, ama kızın yanıtı çok sert olmuş, "Ben sana âsık de- ğilim. git başımdan!" Mehmet, çaresiz ertesi gü/ı kızj baba evine tekrar getirmiş. Neyse kız tarafı işi pek uzatmamış, mah- kemeye filan düşmemişler, ama Mehmet'te o gunden sonra bir yı- kım. İçinde derin bir yara açılmış. Bir kız, bir kadın onu nasıl iste- mez? Dellenmiş, Mehmet'i yatır- lara, hocalara götürmüşler boşu- na, Mehmet kıza takmış aklını, evlenmemiş, kızın e\lenmesini iz- lemiş, başka bir şehre gelın gitme- sini. tntıhar bile etmış, kurtarmış- lar. Mehmet'in bir gun bıle aklı- de rakı sofrası kurulsun, hanımı da geçsin karşısına, bir iki kadeh yuvarlasın, biraz işve, biraz cilve yapsın... Bekir'in söylediği şarkı- lara, içli turkülere eşlik etsin. Nerede... Bekir biraz ileri gitse karısından buz gibi bir yanıt: "Sende hiç giinah korkusu, Al- lah korkusu yok mu be adam?" Boşuna, Bekir lanet olsun de- miş, her gün canı biraz daha sık- kın, eve gelmeye başlamış. Vazgeç- miş artık ne işve, ne başka istek- ler. Kaderine razı bir köşede içki- sini yudumiamış, bin bir hayal görmuş o sırada. Derken, işte tam bu hayalleri gorduğu günlerde bir düğüne git- mış ve Safiye'yi orada görmüş, bir deli Çingene karısı, bir elinde tef, ağzında cigara her yanı kıpır kı- biriyle alıp başını gitmiş. Haber saimış bana, 'Peşime filan diişme- sin benim, gonliım ondan gecti. Kendine baskasını bulsun.' Eh insanoğlu çiğ süt emmiş. Ne yaparsın şimdi kanyı vurmak var, ama cezası büyük, üstelik bir fay- dası da yok... Paşa paşa döndürn buraya, lakin ev yok, baık yok, çocuklar yüzüme bakmaz, herkes 'oh olsun!' der, vay benim kade- rim... Sen yine de bakma o 'oh olsun' diyenJere, hepsinin gönlün- de bir Safiye yatar ama Safiye bu- lamazlar. Bana çok acı çektirdi, hâlâ da yüretim yanar, ama helaJ olsun ona. Helal olsun. Bir kere daha evlenmek mi ha- şa, karım beni sırtımdan hançer- ledi, ben tedbirliyim artık" Kentin kahvelerini terk edip ço- Bir sabah uyanmışım, bakmışım yanıbaşımdaki yer bomboş. Safiye beni terk etmiş. Ne yaparsın, şimdi karıyı vurmak var, ama cezası büyük, üstelik bîr faydası da yok... Paşa paşa döndük eve, lakin ev yok, bark yok, çocuklar yüzüme bakmaz, herkes 'oh olsun' der. Sen yine de bakma o 'oh olsun' diyenlere, hepsinin gönlünde bir Safiye yatar, ama Safiye bulamazlar. Hâlâ yüreğim yanar, ama helal olsun ona. Helal olsun. Gültepe'deki kahvede ortak bir kız kaçırma harekâtını izlersiniz, Ümraniye'de bir kahvede yaşadı- ğı büyük aşk sonucu, beş parasız kalan birinin yakınmalarını du- yarsınız. Kim demiş erkekler acı çekmez diye... Kız kaçırma harekâtı ve sonrası "Büyuk bir kentin tam ortasın- da, bir gece vakti, kjz tam evine girerken, haydi hep birlikte..." Mehmet'in kız kaçırma hikâye- sini, Çambeli kahvesinde bilmeyen yok gibi. Kız trikotajda işçi; kız- la Mehmet'in göz göze gelmişliği, el ele tutuşmuşluğu yok; olsun Mehmet kıza âşık. Kızın babası da bu, askerliğini yapmamış, işi mer- mercilik olan ve kızına deli diva- ne âşık genç adama pek yüz ver- memiş. İşte olanlar bu yüzden ol- muş zaten... Mehmet bunu kendi- ne yedirememiş, ona nasıl kız ver- mezler? O gunden sonra plan üs- tüne plan ve bir gece Mehmet ve arkadaşlan kjzj kaçırmışlar. Mehmet âşık ya, kız da mutla- ka âşık. Mehmet'in o zamana ka- dar aklına, "Acaba bu kız beni se- viyor mu?" diye bir soru diişme- miş. Ne zaman ki kızı Pendik'te- ki teyzesinin evine getirmiş, kızda bir ağlama: "Babaımn evine gide- na, "Bu kızın da beni istememe hakkı var" düşuncesi gelmemiş. Mehmet istemiş ya kız da isteye- cek. Şimdilerde acısı yüreğinde do- laşır durur. Ve siz kahvenin kapısını arala- yıp içeri girdiğinizde herkes Meh- met'i gosterir, onun hikâyesi yeter- lidir. Dığerleri susarlar. Kimileri evlilik, aşk sorusunu yaşamlan boyunca bir gun bile sormamışlar- dır kendı kendilerine... Evienmişlerdir işte, evde kadın- ları vardır, çocukları vardır. O ka- dar. Aşık olduk, hapı yuttuk Ya Ümraniye'deki Deli Bekir'e ne demeli? Onu başından filozof yapmıştır. Kaynanasının, karısı- nın, yengelerinin hep biriikte ba- şına ordüğü çoraptan sonra hiç sa- kmmadan keyifli keyifli konuşur. Bir destan kahramanı gibi kendi hikâyesini anlatır. Kahvedekiler kimi zaman bir kıskançlık, kimi zaman bir acunayla içlejini ç«ker- ler. Ne de olsa Deli Bekir, şu dün- yada istediği gibi yaşamıştır. Tıp- kı çok zengin hovardalar gibi. işi de gucü de vardır Bekir'in. Topraklan, sonra Ümraniye'de ge- cekondusu, gul gibi karısı. Bekir ister ki yorgun argın eve geldiğin- pır; bakakalmış Bekir ve anında vurulmuş. "Cancağızım, güzel kardeşim, ben o zamanlar fılima bir deiikan- hyım, o ise en azından kırk beşin- de, ama gözüm hiçbir şey görmu- yor, işe gidiyorum onun sesini du- yuyorum, yürurken hemen yanı- başımda yürüyor, gece hele gece- leri koynuma gıriveriyor, bir giri- veriyor. Hakkımda olmadık dedikodu- lar... Karım, kaynanam bana düş- man, Safiye'nin bana büyü yaptı- ğını söyiuyorlar. Yaptıysa helal ol- sun, boyle büyüye helal olsun. Ben Safiye'nin peşinde dolaşıp dururken neler neler olmuş. Bü- tün aile elbirliği yapmışlar, dük- kânıma el koymuşlar, kanya bir dava açtırmışlar, adam evı terk etti diye ve butun malımı mülkümü elimden alıvermişler. Ben cısçıp- lak kalmışım ortalıkta. Ama ben- de ne gam... Ben Safîye'yi bulmu- şum ya, şöyle geceyarısı karşılıklı birer türku tutturmuşuz ya, ben hayal gorruekten çıknjışım ya.... Ne hayali tiUtfisı var be arkadaş karşımda. Lakin insanoğlu çok çiğ süt em- miş. Bir sabah kalkıp bakmışım, yanıbaşımdaki yer bomboş. Safi- ye Safiye diye delilere dönmüşüm. Lakin karı blzi terk etmiş, başka di duygu sularına sürüklerler. O duygu sularında kendinizi tanırsı- nız. Burada düriist olursanız eğer, çok şey öğrenirsiniz. Ben dıişün- celerimle yaşadıklarım arasında- ki derın uçurumu böyle tanıdım işte. Kendi ikiytızlülüğümü de kadın-erkek ilişkilerindeki o sado- mazoşist gelgiti de... Benim evliliğim iyi bir evlilik miydi? Eskiden bu sorunun yanı- tını kolay verirdim. Şimdi yanıt veremiyorum. Aynı işi yapan iki insandık, çok genç evlenmiştik ve bana göre mukemmel bir cinsel birlikteliğimiz vardı. Evet, vardı, çok kadın tanıdım ben, bu neden- le galiba biliyorum. Tenin müthiş bir buluşmasıydı bizimkisi... Bütün bunlara rağmen ben ka- rımı aldatıyordum. Ikimiz de bir- dayanamadık... Kadınların bu alandaki hoşgörüsüne hayranlık duyduğumu itiraf etmeliyim. Ga- liba onlar ana oldukları için bu hoşgörüye sahipler, acı çektikleri muhakkak, ama aldatılma duygu- sunu aşıyorlar. Bu aşkınlık duy- gusuna sahip olmak isterdim. Oy- sa ben her şeyi büyük bir kirlilik duygusu içinde gdrüyordum, san- ki bir bataklıkta hep biriikte de- viniyorduk. Dayanmak istiyor- dum, onu yitirmek istemiyordum, ancak yuz>ıllardır süren genlerim-. deki o erkeklik duygusu beni ra- hat bırakmıyordu. Onurumun çij- 1 nendiğini hissediyordum. Dayanamadık, ayrıldık. Ben kadınları hem tehlikeli hern, muhteşem buluyorum. Sahip çık- ma, hoşgörü, bir birlikteliği sonu- Sonra bir gün karım, başka birini sevdiğini, ilişkisi olduğunu söyledi. Donup kaldım. Sakin olmaya çalıştım. Düşüncelerime aykırı davranmamaya çalıştım. Kendime tanıdığım özgürlüğü ona da tanımam gerektiğini düşündüm. Fakat bu olmuyor, büyük bir yalan bu. Biray biledayanamadım, dayanamadık. Dayanmak istiyordum, ancak yüzyıllardır süren genlerimdeki o erkeklik duygusu beni rahat bırakmıyordu. Deli Bekir, bir deslan kahramanı gibi anlatır hikâyesini. kahvede- kiler içlerini çekerler kıskançlıJJa ya da acımayla. Ne de olsa şu diin- yada istediği gibi yaşamıştır Bekir; tıpkı zengin hovardaiar gibi. (Fotograf: Erdoğan Köseoglu) ğunluk genç aydınların bir iki tek attıkları barlara girerseniz, önce- likle kadınlarla erkekleri bir ara- da görmek hoşunuza gider. Kah- kahalar, memleket meseleleri us- tüne yapılan hararetlı tartışmalar arasında çok erkek ve çok kadın cümleler duyarsıtuz, yalruzlıklara, acılara tanık olursunuz. Gene de müzık, yumuşak ısık, sizi kentin gece sokaklanndan (özellikle ka- dınsanız) geçici bir süre için ko- rur. Onu bara girdigimue hemen gördüm, tek başına tezgâha da- yanmış içkisini içiyordu. Uzaktan bir süre ona baktım. Pek değişme- mişti. Yüzünde yetmiş kuşağımn yaşadığı acıların derin izleri var- dı. tnancın ardından gelen derin bir hayal kınklığımn izleri. Arka- daş ölümlerinın, ihanetlerin, yiti- rilen dostlukların izleri. Az sonra dostluğuna güvenerek sorduğum sorulara da çok dürüst, çok açık yanıtlar vereceğini biliyordum. önce ona Deli Bekir'le Safiyei nin hikâyesini anlattım. Ardından Deli Bekir'lerin çoğarması için bir- iikte kadeh kaldırdık, sonra ben sustum, teybimi açıp usulca ma- saya koydum. "Tıpkı Safiye gibi kadtnlar teh- likeli yaratıklardır. Sizi tahrik ederler, baştan çıkarırlar ve ken- birimize saygılı olduğumuz sure- ce, ikimiz de pohgamiden yanay- dık, şimdi düşünüyorum bu poli- gami anlayışı, sadece kendim için sanırım. Aldatıyordum ve bu çok zaman anlaşılıyordu. Bütün içten- liğimize, birbirımıze duygulanmızı sürekli anlatmamıza rağmen, onun bu aldatmalardan derin ya- ralar aJdığını hissetmedim. Belki de hissetmemek işime geldi. Ken- dime karşı bu kadar haksızlık et- memeliyim, her kadınlaolmuyor- du bu, hani derler ya elektriği tu- tanlarla. Şimdi bakıyorum çevre- me, en iyi görduğüm evlilıklerde bile herkes birbirini aldatıyor. Ev- lilik kururnu insanın doğasına ay- kırı. Belki de tek bir insanın malı olmamak için bütün bunlar; öz- gür olduğunu kendi kendine ispat- lamak için. Ya da yapamadığımız işlerden, gerçekleştiremediğimiz hayallerden bir kaçış yolu..!' Düşiincenin bittiği an "Sonra bir gün karım başka bi- rini sevdiğini, ıb'şkisi olduğunu söyledi. Donup kaldım. Sakin ol- maya çalıştım. Düşüncelerime ay- kırı davranmamaya çalıştım. Ken- dime tanıdığım özgürlüğü ona da tanımam gerektiğini düşündüm. Fakat bu olmuyor, büyük bir ya- lan bu. Bir ay bile dayanamadım, na kadar savunma, kendini yeni-; leme, sanki yalnız onlara vergi. Onları kıskandığımı söyleyebili- rim. Karımla şimdi iyi dostuz, ama bu benim için yeterli mi? Onun için yeterli mi? Bilmiyorum, uzun • zamandır duygularımı bastırıyo- ' rum, teğet ilişkiler yaşıyorum... Gerçekte Bekir'in Safiye'ye duydu- ğu gibi bir aşkın içine duşmek is- terdirn. Bana zamanı, içinde bu- lunduğum ilişkileri unutturacak, ayrı bir zaman boyutuna geçirebi- lecek bir aşk, bir çeşit delilik bel- ki. Bu hiçbir zaman olmayaeak. Her şeyi en katı çizgılerle çiziyo- rum, çünkü korkuyorum, neden mi, rezil olmaktan... Ben plastik kılıçlı bir şövalyeyim, gerçek vt soylu duygulan asla duymayacak biri..." ç«... : Teybimi kapatıp bardan çıkıyo- rum. Gece sokakları karanlık, he- men bir arabaya atlıyorum. Şoföre mesleğim hakkında uzun uzun açıklamalarda bulunuyorum. Ge- ceyarısı eve dönmek kolay değil, "evlilik, aşk, düşler", bütün bun- lar bir anda bitiyor. Bir kadın bir an önce eve gitmeli, evler güven- celidir! İtRECİK Borsanınsorunlarıacîl önlem bekliyor— 3 — ABDÜRRAHMAN YILDIRIM Yeni başkan atanması ve yeni binaya geçi- lecek olması borsada yeni bir dönemin baş- layacağı beklentisi yarattı. Özelleştirmenin ya- nında özel sektör şirketleri ve bankaların da halka açılmaya hazırlanmalan, tahta sistemin- den bilgisayar sistemine geçilecek olması his- se senedi piyasasındaki tıkanıklığın çozülmesi umudunu doğurdu. Önümüzdeki aylarda özelleştirmede Ana- dolu'nun her tarafında yaygın hisse senedi sa- tışına gidilecek olması, bu piyasanın sorun- lannın bir an önce çozümienmesini gerekli kı- hyor. Borsa'da yeni bir dönem için yeni bir bina ve bilgisayar sistemine geçiş zorunlu gö- rülüyor. Yeni binada hisse sene^erinin tumü- nü kapsayacak bir saklaraa sisteminin kurul- ması ve hisselerin fiziki el değiştirmesinin or- tadan kaldırılması da güvenli bir sermaye pi- yasası için gerekli bulunuyor. Bu yeni donem- de bilgisayarla biriikte sistem reformuna gi- dilmesi, bu piyasanın bel kemiğini oluşturan aracı uyelerin büro donanımı ve personel yö- nünden kendilerini takviyeetmesi, Anadolu'- ya da hizmet verir hale gelmeleri gerekli go- rülüyor. Mevzuattaki noksanlıkların tamam- lanması, SPK, borsa aracı üyeler ve müşterı- ler arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi, taraf- ların görev, hak ve yetkilerinin tam olarak be- lirlenmesi, yatırımaların korunması da sağlıklı bir piyasa için zorunlu görulüyor. SPK, Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi ile borsa ve aracı uyelerin temsilcilerinin de bulunacağı, sorunlara sahip çıkacak, öneri getirerek ger- çekleşmesini sağlayacak bir "kurul" oluştu- rulması da oneriliyor. Bu piyasada yeni bir dönemin başlatılması için uzmanlardan, aracı üyelerden ve yatırım- cılardan deriediğimiz bilgilere göre getirilen öneriler şöyle: * Borsa binası: Bilgisayarlı sisteme gecilme- si, saklama hizmetinin yaygın olarak verilme- si, aracı üyelere yeterli burolann tahsis edil- mesi, ancak yeterli bir bina ile mümkun go- rüluyor. Bunun için de henuz soz kesme aşa- masında bulunan Noramın bınasına veya bir başka binaya geçilmesi gerekli görulüyor. • Saklama hizmeti: Saklama sisteminin tüm hisseleri kapsayacak şekildegenişletilmesi ve yeni bina içinde yer alması, piyasada hissele- rin fiaki el değiştirmesini ortadan kaldıracak. Bu da başta sahte hisse senedi basımım, ça- lıntı veya kuponu eksik hisse satımını önle- yecek. Saklama hizmetinin tam olarak veril- mesiyle hisselerin el değışimınde satın alan ve- ya satan muşteriye sadece makbuz verilmesi hem işlemleri hızlandıracak ve kolayla>tıra- cak hem de alım satımın emniyetinı arttıra- cak. Ayrıca bu sisteme geçerken, hisselerin kimler tarafından alındığı da kolaylıkla izle- nebilecek. Boylelikle piyasada önemlı sorun- lardan biri olan hiişelerin hamiline olması ûa bir olçude çozümlenecek. -\da >azılı hıssc u\- gulamasıyla şirketler yeni ortaklarını bıl(xck. sirket ele geçırmelerıne karşı hazırlıklı olabı- lecekler ve bu yonuyle şirkeılerin halka açık- lık oranlarınm büyümesi teşvik edilecek. • Sahte Çukurova Elektrik hisseleri: Sak- lama hizmeti yetersizken meydana gelen ve Borsa Takas Merkezi'nden de geçen sahte his- selerden alan yatınmcılann mağduriyetlerinin önlenmesi piyasaya güven açısından zorurüu görulüyor. Bunun için getirilen çözüm öne- rilerı arasında borsa aracı üyelerinin oluştu- racaklan bir fonla sahte senetlerin karşılan- ması ya da SPK bunyesinde bulunun Menkul Kıvmet Tanzim Fonu'ndan karşılanması bu- lunuyor. Bu konuda 52 aracı üyenin ortak im- zalı resmi başvurulan SPK'ya iİetümiş durum- da. • Bilgisayara geçilmesi: Hazırlıklan sürdü- cılığıyla hizmet verme olanağı bulacaklar. • Mevzuatta reform: Meclis'e sunulan Ser- maye Piyasası Kanunu değişikliğinin yasalaş- ması yarunda, özellikle SPK, borsa, aracı üye- ler ve müsteriler arasındaki ilişkilerin tam ola- rak tanımlanması, görev, hak ve sorumluluk- larının belirlenmesi, muşterilerin bankerlere karşı korunmasının sağlanması da güvenli ve sağlıklı bir piyasa için zorunlu bulunuyor. • Sokak borsası ortadan kaldınlsın: Büyuk ölçude aracı uyelerin, müşterilere yeterli hiz- met verememesinden ve beh'rli bir miktann al- tında parası olan müşterileri kabul etmeme- sinden kaynaklanajı borsa dışı işlemlerin (ayaklı borsa) denetime ahnması için yeni bir kul kıymet yatırım fonları gibi kurumsal ya- tınmcılann borsaya çekilmesi gerekli görulü- yor. Bunun için menkul kıymet yatırım fon- ları içine daha yüksek oranda hisse senedi ko- nulmasını sağlamak uzere teşviklerin getiril- mesi beklerüyor. Meclis'e sunulan Sermaye Piyasası Kanun Tasarısı'nda bunun yer aldı- ğı dikkat çekiyor ve tasanrun bir an önce ya- salasması isteniyor. Bu kurumsal yatınmcı- lann piyasa düzenleyiciliği yanında, özelleş- tirme programını ytlriiten Toplu Konut ve Ka- mu Ortaklığı Idaresi'nin (TKKOİ) de etkin bir market makerlik yapabümesi için bu işte kul- lanacağı kaynağın arttınlması oneriliyor. TKKO^nin borsadaki hisse satışlarında elde sarı değişikb'ğiyle yasaklanmasına ve ceza ge- tirilmesine karşılık, bunun uygulanmaya yan- sıtılabilmesi için hisselerin ada yazılı olması- nın zorunluluğuna işaret ediliyor. Bunun için saklama hizmetinin tüm hisseleri kapsaması ve hisselerin fiziki el değiştirmesinin ortadan kaldırılması gerekiyor. • Sigorta: Borsa işlemlerini, takas odasını ve saklama sistemini de içine alan bir sigorıa sisteminin getirilmesinin hisse senedine yatı- rımda güvenlik açısından bir zorunluluk ol- duğu vurgularuyor. Bu konuda sigorta şirket- lerine de görev düşüyor. Son sahtecilik ola- yından sonra bazj sigorta şirketleri, borsa iş- lemlerini ve takas işlemlerini sigorta etmek İşlemlerin daha rahat ve yaygın yapılması. yabancılara da hizmet verilebilmesi için seans ve teslim süresinin uzatılması isteniyor. Sokak borsasının ortadan kalkması için aracı uyelerin borsa seansı dışında, belli kurallar dahilinde işlem yapabümesi oneriliyor. Şirket içinden bilgi sızdıranlann borsada ticaret yapmasının yasaklanması ve bunun takibi için hisselerin nama yazılı olması gerekiyor Yeni binaya geçilmediği takdirde ne bilgisayar sisteminin gerçekleşmesi ne de aracı uyelerin müşterilerine yeterli hizmet vermesimümkün. rulen ve yeni bina ile biriikte planlanan bilgi- sayarlı işlemlere geçmek de piyasada buyuk bir çoğunluk tarafından isteniyor. Bu siste- me geçümesiyle biriikte aracı üyeler bilgisa- yarla direkt borsavd bağlanacaklar, alım sa- tım emirlenni bilgisayarla \erebilecekler. Ara- cı uvelerin buroiarını genişletmeleri vc bilgi- sayara yatırım yapmalarıyla da müşteriler borsa işlem salonuna girme gereğini duyma- dan islcmleri aıımda i/leme *c alım saıım yap- mj oijndğına kavusacaklar. Bu. mu^terilorı ile aracı uveler arasındaki anla>ma/lıVlan da buyuk olv-udcco7unıle\/scek. Bi!gisa>arlâ bır- likıc aracı uveier, ozellıklt mekanıze olan ban- kalar, Anadolu yatırımcılanna >ubeleri ara- düzenleme yapılması \e aracı uyelere borsa seansı dışında işlem yapma yetkisi tanjnması isteniyor. Bu isteğı olumlu karşılayan SPK da bu yönde çalışma yapıyor. Bu çaiışmaya go- re aracı üyeler borsa kapanış fiyatının yuzde 5 altında veya üstünde satış yapabilecekler ve bu satışlan sonraki gün borsaya tescil ettire- cekler. Sokak borsasının ortadan kalmasıyla biriikte her türlü güvenceden yoksun, sahte, kuponu eksik, odeme vasaklı, çalıntı hissele- rin el deği^tırnıesı de onlenmis olacak. * kurumsal jalırımcılar: Kışisel yatırımcı- lara dayandığından borsada ağırlıkh olarak yer alan spekulatörlcrin payının azaltılması için sigorta fonları, emekli sandıklan ve men- ettiği gelirlerin hiç değilse bir bölümünün baş- ka alanlara aktarılmaması vegerektiği zaman borsadaki alımlarda kullanılması isteniyor. • Bilgilendirme: Borsa şirketlerinin şeffaf olması ve bilançolarının üçer aylık dönemler itibarıyla düzenli olarak açıklanmasının sağ- lajıması da yatınmcılann kararlannda önemli rol oynuyor. Bu konuda SPK ve borsanın yaptırım uygulaması yanında, şirketlerin bir değerlemeye tabi tutulması için "değerleme şirketi"nin (rating) kurulması oneriliyor. Hal- ka ilk kez açılacak şirketlerin de yine değer- lemeye tabi tutulması gereğine işaret ediliyor. • Insider trading: Yaygın olarak kullanılan içeriden bilgilenenkrin ticareti, Meclis'teki ta- için teklif vermiş bulunuyorlar. • Seans ve teslim siiresi: İşlemlerin daha ra- hat ve yaygın olarak yapılması, yabancılara da hizmet verilebilmesi için seans süresinin ve teslim süresinin uzatılması oneriliyor. Uzun seans boyunca muşterilerin en çok yakındık- ları konulardaıı biri olan alım satım emirlc- rini borsa işlemcisine daha rahat ulaştırma olanağına kavuşacaklar. • Halka açıklık oranı: Borsadaki arz sorıı- nunun çdzümu yönünde şirkeılcrin halka açıklıkoranınınyuzdeI3-l5'teııyuzdc4Ü'lara doğru çıkanılmaMİsienıvpr. BİTİI DPT ESKİ MÜSTEŞARI Y1LDIR1M AKTÜRK: Gelişmiş borsa enflasyonu frenler İyi çalışan bir sermaye piyasasının şirketler için en ucuz finansman yolu olduğunu vurgulayan Aktürk, özel sektorün halka açıklık oranlarınm piyasanın tıkanıklığını giderecek şekilde yüzde 40'ın üzerine çıkarılması gerektiğine işaret etti. Hisse senedi piyasasını yakından izleyen DPT eski müstesarldrından TÜSİAD Yöne- tim Kurulu üyesi Yıldınm Aktürk, bu piya- sanın kendisine çeki düzen verebilmesi ve • yeni bir tıkanıklığı yaşamaması için sürekli ' olacak şekilde bir "teknik istişare kurulu" oluşturulmasını önerdi. Aktürk bu kurula, piyasanın en büyük güçleri ve yönlendirici- ieri olan Sermaye Piyasası Kurulu'nun, Top- ' lu Konut ve Kamu Ortaklığı Idaresi'nin, Borsa"nm ve aracı uyelerin temsilcı verme- sini istedî. Piyasanın tum taraflannın yer ala- cağı bu kurulda sonınların tartışılacağım ve çözümlerin üretileceğini bildiren Yıldınm Aktürk, "Böyle bir kurum tıpkı Bankalar Biıiiği gibi bir istişare organı olabilir, sorun- lara sahip çıkabilir ve piyasanın dağınıkb- gını giderebilir" dedi. İyi çalışan bir sermaye piyasasının şirket- ler için en ucuz finansman yolu olduğunu vurgulayan Yıldınm Aktürk, piyasanın tıka- nıklığını giderecek şekilde özel sektör şirket- lerinin halka açıklık oranlarınm yüzde 40'ın üzerine çıkarılması gerektiğine işaret etti. Ge- lişmiş bir borsanın ekonominin kalbi olaca- ğını, piyasadaki fazla parayı emeceğiru, piyasanın paraya ihtiyacı olması halinde bu- nu geri vereceğini anlatan Aktürk şöyle ko- nuştu: "Bu >öniiyle Borsa enflasvona da olumlu katkı yapacak. Aynca özelleştirme- nin de gerçekleşmesi halinde bu katkısını da- ha da arltırabilrcek. Aslında enflas) onun da ilacı bu. Piyasaya fazla para çıklıgında bor- sa emerse fiyatlara etkisi sınırlı olur. Piya- sanın yeniden paraya ihti>acı olduğunda öncelikle borsadan karşılanır. vftmevince öleki kaynaklar lorlanır. Bu vönuvlc emis- yonun artmamasına olumlu bir etki yapar."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle