27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 MART 1990 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGUN flHeteoroloji Genei Mûdûrlûjü'n- den aiınan bilgjye göre, yurdun ba- tı kesıtnten parçaiı bukjtlu, ötekı yer- ler a2 bulutlu ve açık geçecek. HA- VR StCAKLIĞI: Değişrrieyecefc. RÛZ- GÂR: Gûney ve baö yönterden ha- fif, ara sıra orta kuvvette esecek. Denizlerimiaie, Karadeniz* g&ıba- tısı ve karayel, ötekı denizterde gün- batısı ve lodostan 3-5 kuvvetinde, saatte 10-21 deniz m i fıızla esecek. Deniz mırtedil dakjalı olacak. Dal- ga yüteekliği 05 ila 15 açıklanda 2 m , görüş uzaidıği 10 km. dolayında bulunacak. Van Gölün- de nava parçaiı bulutlu geçecek. Rüzgâr gûney ve batı yon- lerflen hafif. ara sıra orta kuvvette esecek. Göl kûçük dalga- ıı, görüş uzaklıflı 10 km. dolayında bulunacak. Adana Mapazan Mıyanıan Afyon Ajn Ankara MOk* Antalya Artvin Ayrjın Balıtesir Bfeck BingAI Bitfs Bolu Bursa ÇanaUtale Çorum Danei 24° y 22° 5°Edirne 23° 7°Emncafl 20° 4°Erzurum 7° -5° Eskişehir 21° 5 o Gaa»nep 23° 11° öresun B 22° 9°GunwşnaneB 4°HaWdri 26° 10° Isptfa 25° 5°ista(*ul 22° 5°İ2inif A 17° -1» Kars A A A 16° 2° Kastunonu B B 22° Ttafitn A A 24° 7» Kırfctaral A A 2O°W°Kon)a A A 21° 2*KQt>hy> A A 24° 10° MaMya A 20° 1°Manisa 25° 8°K.Maraş 17° 1°Mersin 6° -6° Mu{la 20° 3°Muş 22° 6°Ni*le 16°10°0«)u 16° 1°Rİ» 19° -2° Samsun 20° 2°Siirt 18° 10° Stnop 25° 11° Stas B°-4°Tekirdaj 21° 3°TratEon 20° 4°Tunceli 24° 10° Usak 20° 4°Van 20° 4°Y0ZQal 20° i°Zonguldal< A 24° 10° A 24° 7° A 23° 10° A 24° 7» A 17° -2» A 18° 2° B 15° «° 8 15° 8° 8 16° 8° A 20° 5° B 17° 10° A 17° 1° A 20° 9° B 15° 8° A 18° 0° A 22° 6° A 18°-3» A 18° 1° B 18° 12° tktflı A-açık B-bulutlu G-gûneş* K-karlı S-sıslı •Berlın ., .. •Vıyana • Belgrad D'JNYA'DA BUGUN A/nstefdvn B Amman Atina Bajdat Barcetona Basel Bdgrad Berln Boflrt Brûkseı Budapes* Coıevre Cezayir Crtte Oubai Frankfurt Gıme Hefcnta Katsre Kopentag Köln Lefroşa A A A B Y Y 8 B B Y Y Y A A B A B A B B A 13° 22° 22° 24° 20° 16" 20° 13° 11° 13° 17° 18° 25» 30» 31° 1f 22° 7° 24° 12° 11° 22° Leningrad Lrjndra Madrid Mlanc Montraal Mostam Münh Oslo Pans Prag Rıyad Boma Sofya Şam W*m TSmus Va.^ora venedık viyana Y B B Y B Y B 8 8 B Y A Y B A B B Y Y B vvâshmston Y Zürrtı Y 7° M° 19° 18° 12° 7° 14° vrVf> 17» 15° 32° 18° 22° 23° 13° 14" 15° 19° 12° 9° 16° BUIMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Şeker kanştınlarak pişirilmiş meyve ez- mesi. 2/Zehir... Ada- na'nın bir ilçesi. 3/ Bir renk.. Sarhoş ya da külhanbeyi bağır- ması. 4/Türk halk şa- irlerinin etkisinde ye- tişen Ermeni asıllı âşıklara verilen ad... GümUşün simgesi. 5/ Akıl... Üstün çok iyi. 6/ Kendi anlamının dışında kullanılan ka- lıplaşmış sözcük gru- bu... Dünya edebiyat- çılarııu bir araya getirmeyi araaçlayan kuruluşun simgesi. 7/ Sıcağa ve soğu- ğa karşı dayanıklılığı kükürtle arttınl- mış kauçuk... Uzaklık işareti. 8/ Yö- netim bakımından bir tür bağunsızlı- ğı olan büyük U. 9/ Yiğit... Jüpiter ge- zegenin bir uydusu. YU1L\RIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kökü raüshil olarak kullanılan san çiçekli, beyaz sütlü ve tırmanıcı otsu bitki. 2/ Kırsal kesimde büyük topraklı olan varlıkh kimse... Hayır için dağıtılan içrae suyu. 3/ Arap harf- lerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi... Hayır anlamında kulla- nılan söz. 4/ Eti lezzetli bir Akdeniz balıği. 5/ Uave... tran'da bir göl. 6/ Türk müziğinde yörük özellik taşıyan oyun havası... Kök, sap ve yaprak şeklinde farklılaşmamış bir bitkinin yaşama ve bü- -yüme organı. 7/ Üye... 33 devirli plaklan belirimekte kullanılan lu- saltma... Bir nota. 8/ Bağ budamaya ya da ağaç kesmeye yarayan bir tür eğri bıcak... Lokmanruhu. 9/ Bir Uzakdoğu dövüş sporu. sözcük. 60 YIL ONCE Cumhuhyet Harika 27 MART 1930 Markoni'nin Cenevre açıklarmda demirli bulunan Elettra ismindeki yatından Sidney'deki elektrik sanayii sergisinin lârnbalannı yakmak için giriştiği harikulâde tecrübe parlak bir muvaffakiyetle neticelenmiştir. Elettra yatından verilen işaretler Dorchester'de alınmış, Grinsby'den Avustralya'ya telsizle isal edilmiş ve burada Viktorya şehrinde alınarak Sidney şehremaneti dairesine yine telsizle nakledilmiş ve bu suretle 3000 elektrik lambasının parlak bir surette yakılması temin edîlmijtir. Bundan başka birçok gazeteciler Markoni'nin yatında bulunan Sidney'li gazetecilerle telsiz vasıtasile görüşrnüşlerdir. Dünya nüfusu Dünya sekenesinin şiradi iki milyara baliğ olduğunu Lâhe>''deki beynelmilel istatistik enstitüsünün son raporlannda haber verilmiştir. 1910 senesinde arzın umumî nüfusu bir milyar altı yüz rnilyon idi. O tarihtenberi 400 milyon artmış oluyor. İki rnilyar nüfusun bir milyara yakını yani 950 milyonu Asya kıt'asında, 550 milyonu Avrupa'da 230 milyonu Amerika'da, 150 milyonu Afrika'da ve 7 milyonu Avustralya'da yaşıyor. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet MacMillan 27 MART 1960 Beyaz Saraydan bildirildiğine göre, Başkan Eisenhower ile lngiltere Başbakanı MacMillan arasındaki görüşmeler Camp David'de cereyan edecektir. Washington'a gelen MacMillan, geceyi lngiltere Büyük Elçiliğinde MacMillan geçirecektir. Eisenhower ve MacMillan pazartesi günü öğleye doğru Camp David'e gidecekler ve çarşamba sabahı döneceklerdir. Camp David görüşmelerinde Amerikan Hariciye Vekili Christian Herter ve tngilterenin ileri gelen iki atom enerjisi mütehassısı Sir William Penney ve Con O'Neill hazır bulunacaklardır. lngiltere Başbakanı Harold MacMilan'ın, nükleer denemelerin yasak edilmesi hususundaki Sovyet tekliğinin değiştirilmiş bir şekli üzerinde Eisenhovver'in mutabık kalması için Amerikan C. Başkanını iknaa çalışacağı tahmin edilmektedir. Nükleer denemelerin durdurulması ile ilgili Sovyet teklifine karşı lngiltere ve Amerikanın uzlaşıcı bir siyaset üzerinde anlaşmaları ihtimali kuvvetli görülmektedir. Yetkili siyasî çevrelere göre, Amerikan Hariciye Vekili Christian Herter dünkü basın konferansında Birleşik Amerikanın Sovyet plânını reddetmiyeceğine telmihte bulunmuştur. Herter'in bu açıklamasından sonra, Amerikan idarecileri arasında daha evvel bahsedilen görüş ayrılıklannın giderildiği zannedilmektedir. GEÇE3V YIL BUGUN CumhuriY e( ANAP'ta panik 27 MART 1989 Yerel seçimlerden SHP birinci parti olarak çıktı. Anavatan Partisi'nin oylarında büyük düşüş oldu. ANAP'ın bu inişi, partiyi kanştırdı. DYP özellikle kırsal kesimde oy patlaması yaptı. DSP'nin, bazı yerlerde oy oramnda yükselme görüldü. Ankara ve Izmir anakent belediye başkanlıklarını SHP alırken, lstanbul'da Prof. Nurettin Sözen, Bedrettin Dalan'a karşı önde gidiyor. Dalan, gece yarısı Cumhuriyet muhabirine, "Başabaş gidiyor. Kaybedebilirim de" dedi. Anakent dahil 67 il belediye başkanlığından 39'unu SHP, 17'sini DYP, 2'sini ANAP, 2'sini de MÇP adayları kazandı. Istabul'dan başka Zonguldak, Sıvas, Muş, Konya, Kayseri ve Elazığ olmak üzere 7 ilin başkanlıkları sabah 05.00'te belli olmamıştı. Yerel secimlere katılma oranı düşük oldu. Bu seçimde para cezası uygulaması olmaması, yerel secimlere katılma oranının, diğer secimlere oranla daha düşük kalmasına yol açtı. Türkiye'de ilk sonuç Edirne'niri Keşan ilçesinin Yenimuhacir bölgesinden geldi ve seçımi SHP adayının kazandığı bildirildi. TARTISMA Tarihsel Çevre Sürekljliğiıım Egemenligi Hiçbir ülke kendi ulusal değerlerinden ödün vererek dostluk aramamahdır. Ülkelerarası kültür ilişkilerinde çevresel süreklilikler ölçüsünde, dinsel inanç ayrılıkları da etkilidir. Tarihsel çevre süreklilikleri; yalnızca poli- tik, ekonomik ya da toplumsal etkenlerin dür- tüsüyle oluşmuyor. Çünkü bu etmenler, de- ğişkendir. Çoğu kez kesinlikler yaratırlar. De- ğişkenlere bağlı olarak çevresel süreklilijder paftasında, sosyopolitik dönemsellikler mey- dana gelmektedir. Bu belitleri (aksiyomlan) niçin yineliyorum? Şu nedenle ki günümüzün olgulan, kendi dönemsellikleri (konjonktürleri) içinde, çev- resel süreklilikler paftasına yerleştirilip ince- lenmezse yanılgılı yorumlardan, yargılardan kurtulmak olanaksızlaşır. örneğin. Avrupa Topluluğu olgusunu, Akdeniz-Rein, Scin Bol- gesi - Kuzey Denizi tarih sürekliliği çevresin- de değerlendirmek gerekh'dir. (1) Yine güncel sorunlar olarak, Türk-Yunan, Tiirk-Bulgar ilişkilerini, yanmadalann, birbir- leriyle bütünleşme sürekliliği içinde (2) ele al- madan bir takım yargılar üretmek; herzaman ivecenlik gösteren Ord. Prof. Dr. Ekrem AKL'RGAL gibi yanılmak, yamlgıya düşmek olur. Saym AKURGAL, üç satırlık gazete ya- zısında (3) kendini, konuyu incelemiş sayarak, yüzeysel göstergelere aldanıp düşsel yargılar ileri sürüyor. Oysa, Anadolu yarımadasıyla, Balkan yanmadası, çevresel süreklilik kapsa- mında bir bütündür. Bu bütünsellik gerçek- leşmedikçe, üzerlerinde yaşayanlan bütünleş- tirecek yazınsal, romantik görüşler düş (ütop- ya) olur. Atarürk büyük "deha"sıyla bu tür kaynaşmarun "formiil'ünü Balkan Paktı ile ortaya koymuştur. Sayın AKURGAL, "Akurgal sentezi" ile Kürt sorununu çözmeye girişmişti ki yazılı uyarımıza karşın bu tür görüşlerini sürdürü- yor. Bunlar, ulusal yörüngeyi bozmaktan baş- ka bir sonuç vermemektedir. Hiçbir ülke kendi ulusal değerlerinden ödün vererek dostluk ara- mamahdır. Ülkelerarası kültür ilişkilerinde çevresel süreklilikler ölçüsünde, dinsel inanç ayrılıkları da etkilidir. Lozan, çok yerinde ola- rak laik Türkiye'de etnik azınlık olmadığını öngördüğü için Batı Trakya Tnrkleri de din- sel azınlık gösterilrniştir. Yunanhların onları soy azınlığı olarak vur- gulamaları, Türk-Yunan ilişkilerinde uygarca anlayışın yokluğunu gösterir. Ulusal bilinç başlatır. Gerçekte, oradaki soydaşlar, müftü- ler yönetirainde dinsel topluluk (Communi- te) görüntüsündedirter. Bu da dünya arenasın- da Müslümanlık-Hıristiyanlık ayrışması gibi algılanmaktadır. Televizyonda Dr. Sadık Ah- met adı ilk duyulduğunda, bir Mısırb saml- mıştır. Soyadı almamışlardır. "Dış Türkler" denilen soydaşlarımızın, laik görünüm vere- rek, erimeden, özümsenmeden, yaşadıklan toplumla bütünleşmeleri; yurtdışı işçilerimi- zin de bu biçimde uyum sağlamaları Atatiirk- ün bu konuda, örneğin, tran Azerileri için sap- tadığı politikaya uygundur. Laik Türkiye Cumhuriyeti, din savunuculuğu yaparsa, dün- yadaki saygın konumunu yitirir. 1. Çevresel sürekliliklerin etkileri politika- cüanmızca çok iyi bilinmeli, ona göre gerçekçi tutumlar üretilmelidir. 2. Yanmadalar gibi denizlerin, başkentle- rin, kentlerin, dağların, yoUann, bölgelerin ta- rihsel süreklilikleri vardır. Bu sürekliliklerin ekonomik, toplumsal etkilerini; dilimize ilk baskısından 50 yıl bir gecikme ile de olsa ak- tarılması, büyük bir kazanç olan AKDENİZ VE AKDENİZ DÜNYASI adlı büyük yapı- tın ünlü yazan Fernand BRAUDEL'in kitabın- da belirttiği gibi (s. 79) "Siyaset, gizli bir ger- çeğin ancak ha>-alini yaratabilmektedir." (1) Claude DELMAS. Avrup» Uygariık Tlriki Çev: Vihal ÖNOL, Vartık >*>ını (2) Fernand BR.M DEI. Akdeniz ve Akdeniz Danyası Çer. Mehmet Alı KİLIÇBAY, 1. CiU, 5.99 Erea ymjuu (3) Camhnriyel pu«tesi, 19 Şubmt 1990, sJ ŞÜKRÜ GALtB ERKER Ankara Ziraat Mtihendisliğinde Eğirim Ziraat mühendisi kendi ülkesinin koşullarım ve iiretim alanlarındaki konuları bilerek görev üstlenmelidir. Ithal teknoloji ve aktarma bilgilerle. ziraat mühendisliğinde çağdaş eğitim yapılacağını düşünmek büyük yanılgıdır. Universiteler toplum hayatının temeli, ül- ke yararına bilim ve teknoloji üreten yüce ku- ruluşlardır. Ülkelerin gelişmesi ve kalkınma- sı üniversitelerin bu görevi yerine getirmede gösterdiği başarı ile çok yakından ilgilidir. Universitelerde sadece "hazır bilgileri öğretmek" ve gençlere "iş bulmanın anahtan diploma vermek" yeterli değildir. Asıl önem- li olan "ülke sonınlanna çözüm getirecek" ve "uygulanabilecek teknolojiler" geliştirmektir. Bunun da temelinde "araştırma" yatar. Uni- versiteler üstün]üklerini ve etkinh'kleri araştır- maları ile ortaya koyarlar. Böyle bir ortamda çalışan, öğrenen ve diploma alan gençler ger- çekleri "bilen ve yapabUen" elemanlar olarak görcv başına gelir ve kendilerinden bekleneni yapabilirler. Araştırma ve "araşbrmalara dayanan bilim ve teknoloji iiretme" konusu ziraat mühendis- liğinde çok daha önemli boyutlara ulaşmak- tadır. Çünkü ziraat mesleğinin çalışma konusu olan 'bitki ve hayvanlar" canlı varhklardır ve "ekolojik faktörler" denilen her ülkenin kendi "özel çevre koşullan"run etkisi altındadır. Baş- ka bir deyişle, ziraat konularmda, "tercüme kitap" ve "teknoloji ithali" çıkar yol değildir ve büyük yanılgıdır. Elbet ki bir ölçüde baş- kalarının araştınp bulduğu sonuçlardan ya- rarlanılacaktır. Fakat asıl önemli olan "ken- di varlıklarımız özerinde ve kendi koşullanmızda" araştırmalar yapıp çiftçimi- zin "beklentilerine" yanıt vermektir. Bu açıklamalardan bir nokta daha açıklı- ğa çıkmaktadır, o da "araştırma konularını kırsal alandan, üretimin yapıldığı yerlerden" bulup derleme zorunluğudur. Ancak o takdir- de araştırmalarla geliştireceğimiz teknoloji "Türk köylüsünün işine yarar" nitelikte 51a- bilecektir. Aksi halde pek çok emek ve para sarfederek bulduğumuz sonuca üretici, köy- lü, vatandaş "dudak büküp" geçecektir. YÖK'le birlikte üniversitelerimizin icine düş- tüğü çarpaşık durumdan ziraat fakülteleri de nasibini almıştır. Sayıları akıl almaz biçimde artan, "çagdaş egitim yapma olanaklanndan yoksun" yeni fakülteler, okuyanı da okutanı da üzen bir görünümdedir. Adeta "ziraat fakültesi" en kolay açılabilir bir kuruluş ola- rak düşünülmektedir. Bu, sakıncalı ve yanlış bir davranıştır. Asıl olan Türkiye ziraatına yön verecek, temel araştırmalan yapabilecek fakül- teler kurmak ve konulan bilen, kendine gü- venen ziraat mühendisleri yetıştirmektir. Sa- yı ikinci planda gelmelidir. Türkiye ovalanyla, yaylalanyla ve yeşil sa- hilleriyle bir "iıninler cennetidir." Doğanın bi- ze verdiği olanaklaıı "yeni teknikierle" geliş- tirip yüzü gülen bir vatan yaratmada büyük görevler üstlenecek ziraat mühendisleri "çag- daş eğitim" görürse beklediğimiz mutlu sona ulaşabiliriz. Prof. Dr. REŞtT SÖNMEZ Ziraat Mühendisleri Odası lzmir Bölgesi Şubcsi Başkanı C u m h u r i y e t K i t a p Kulübü 3 nden Peşin fiyatına taksitle sinema kitapları 9. Uluslararası Istanbul Film Festivali başbyor. Sinema kitaplığınız hâlâ eksik mi? Cumhuriyet Kitap Kuliibü üyeleri, peşin fıyatına taksitle sinema kitaplıklartnı tamamlayabilecek. Üye olmayanlar için üyelik fırsatı da var. Başvurular 15 nisana kadar yapılabilir. I C 011.008 Akin KıntMm / Aldo Tasooc / 10.000.- D i 17J41 Aoafvtalann Bcf Günü / Kcmal Dcmirrl / 5.000 • D 061 055 A n Güler'in SinonacıUn / Ara Güler / 30.000.- O 061.053 Acacûk FOmi / Mctin Erksın / 4.000.- a 011.006 Ayta I Erdra Kırıl / 2.500.- D 061.027 BdgrKİ SinenM / Bilpn Adjı / 4.000.- O 023.05C Bcyu Pcrdedc Kırnuzı FOmkr / Atilli Dorsay / 12.000.- D 011.037 Bir Senıryo Yaznuk / Michcl Chion / ıc.ooc.- O 248.006 Bir Hırnzıp ttinflan / Woody Alkn / 4.000.- D 152.121 Buiklct Hırazı / Vitıorio de Sica / 3.500.- O 022.188 Bu Gemi Nereye / Vcdaı Türkılı / 5.000.- D 011.05C Bütün FilmlefCyle Yıinuz Gûney / Agâh Özgüç / O 154.021 Çagını Sorgulıyan Sinenu / Alı Gcvgılılı / ıo.ooo.- • 186.052 Ohide / Agîh Özgüç / 6.000.- O 011.007 Cark» Saura / Heıu Ekhenbub / 6.000.- O 011.076 Charlie Chaplin / A.Bıan-ERohmcr / 6.000.- 3 022.163 Eiki FOrakr / Vtdat Türkıli / 10.000.- 3 011.077 Fellini Fellini'yi AnİMıyor / G.Grızzinı / 6.000.- • O%033 FUm Biçimi / Sergeı Eısmstcin / 11.000.. O 096.027 Film DuTumu / Sergei Eisenacın / I3:ooc- D 248.012 FU1 ve Gidtj Sıfır / ]can Viçj / 3.750.- D 038.031 Hiropma Sevgilim / Margucrite Duras / 1.500.- D 011.042 Hitchcock / FrınçoU Troffıuı / 12 500- C 011.022 Ingnur Bergmın / Raymond Lct'evrt / 5.500.- 3 072.068 Kin / Osman Şahin / 3.500.- D 001.019 Kmk Bir A}k Hikiyoi / Selim İlert / 3.000.- D 152.110 Korkunç lvan / Sergeı Eisemeın / 5.000.- • 152.125 Leopv / Luchino Viscomi / 4.000.- Z 102.085 Mahpuı Yıinuz Gûney / Huan Kıyafeı / 6.000.- Q 007.439 Muzn- Etkiler / Wood Allen / 7.350.- G 011.026 Mühûrlenmi( Zaman / Andrrv Tarkovski / 8.0ÖO.- D 061.047 O Bir Auydi / Villıam Bjst / 7.000.- • 004.053 Senırvo v« Yapun-I / M.Tali Öngören / I0.0OC.- Q CC4.096 Souryo ve Yapım-II M.Tali Öngörtn / ıo.ooo.- I T A f L A • İ n 248.018 Seneri Âfdılar / Jcın-Lıu: Godırd / 6.000- O 281.018 Şiirierie Sinema Agih Özzîi; / 70C - D 032.064 Sinenu Estoiginin Sonjrdan / Yuny Lochman / 3.500.- Q 061.020 Sinenu / Nıı« Öıöa I 15.000. D 011.098 Sinenu Dedi ki_ / Ülkü Tamer / 4.000.- D 061.028 Sinenu Denieri / Sergei Eisenstcın / 8.000.- D 038.022 Sinenu K u n m b n / Seçıl BükerOğuz Ofurın / 5.000 - D 052.020 Sinenu Saruo I N , W I Özön / 7.000.- C 061.021 Sinenu re Ç^uaa-2 I Atiffi Doray / 9000. O 079.066 Sincmau Gösterge ve Anlim / Peter Wollen / 4.000.- C 011.102 Sinemada Yöaetmenlik / Edward Dymtryk / 6.000.- D 064.398 Sinenunuzın Umut Yıltan / Atılli Donay / 8.000.- D 124.262 Sinemayı Sanat Yapanbr / Ajillâ Dor»y / 7.000.- n 011.025 Son Nefesim / Luıs Bunucl / 10.000.- D 061.052 Tann / WoodT,- Allen / 4.000.- • 079 090 Türk Sinenu Tuihi 1-rj (Cikü) / G.Scogıumıllo / 27.0OC'.- D 186.056 Türk Sinenusında Yeni Konumbr / Burçak Evren / 9.500.- O 152.106 Türk Suıeması Kronolojui / Nüit Özön / 7.500.- D 186.049 Türk SinenusıiMU Cinjdligin Tarihi / Agih Öıgüç / 7.500.- C 186.050 Türk Sinenusında On Kadm / Agâh Özgüç / 6.00C.- D 308.011 Tüysüz / Woody Allen / 6.500.- C 022.340 0 { Rlm Birden / Vedıt Türkali / 10.000.- •Z 061.024 ... Ve Sinenu (8 sayı) / Hil Yayın / 32.000.- D 011.060 Vijconti / Klane Geiıe vd. / 7.000.- D 011.021 W Ü P Venders / Uwt Künzrl / 7.500.- D 021.396 Yer Demir Gök Bakır / Ziilfü Livanelı / 5.000.- O 124.285 Yılmaz Güney Kiubı / Atüll Doraay / 8.000.- O 124770 YSnetmenler Fdmler Ülkeler-I / Atılli Dorsay / 8.0O0-- C 124.289 Yöneunenlcr Fümler Olkeier-Il / AtiOâ D o m y / 8.000.- C 027.063 Yûzyüze / Atillâ Dorsay / 4.000.- D 061.040 Zeynep'in Sinenu Kiubı / Seçıl Büker / 3.000.- K A T I L M A K l f D L L A R I 1. Bu kımpanyaya ûy<4jğını yenilemif OUC üycleri lufibfailir. Üye olmayanlar üyetik fonnu ve İS.OOC TL. ık pejinaı göMİerdiklerinde yararlınabtlirter. Bakıııız: Üyelik farmu. 2- 1990 Sıocnu Fotıvali nedeniyie dHutnledî^jmız taksrtte ânema kıuplan utt} kampanyunızda nim ûncnu kıupUn pejio fıyatına %25'i pefin, kaUnı 4 efâ taksrdc SJblmaktadu. 3. Kampanyami2i kattlabilmentz için bstedietu tutapUrdan en az İOC.OCG TL'lık bÖÜimünü jeçmcnız gerekjyor. Üs unır yoktur. 4. İstedıginiz knaplan t$amİ«cÜkl«n sonra gazcteyı kesip veya fotokopuı ile 5. Sipviş eniğıni2 kjupbno tutaruun %25"lik bolûm&nâ (T*«ıa Ç*ki No: 148784) Cumhunyet Maıbaacıljt v« Gız«<i.hk TAŞ he&abuu yatınp fotokoptiinı, Cumhuriytf Kîtap Kulübû, Türkocafı Cad. 3*-41, 34354 Istanbul adrnıne göndermenız yaerhdır. 6. Stpan} ve hjvaieniz clunme geçıncr stze bcmen Sacıj Sözİefmcsı - posulanacaktır. SozJcynıenin taraiıntzılaıı îmzalacup bizc ulaşttnlmasınıiın sonra, kıtapJanntz ve'dieer uksıtlerlc (4 ada) ilgili adımu duzenlenmı^ posta çekieh gönderileczktir- Cumhuriyet Kitap Kulübü üyesı değılim. Üyelik ödenıîsı 15.000 TL'yi've taksitle istedigım kitapların tutannuı %25'ini yaurdım. Makbuz focokopisi Üijiktedir. Üyelik girt$ kartımı ve sajtıj sozleşmemi gönderiniz. Cumhuriyet Kitap Kulübü, Türkocagı Cad 39-41, 34 334 İstanbul, Td: 512 05 05/516, Posta çckı No: 148784 T A K S İ T L E K İ T A P İ S T E M E F O R M 0 Cumbunyet Kiup Kulübü üyesiyim. Üytfiiğimı ,.y..-7l990 tarihinde yçniledim. Taksitle sinema khaplanndan yararlanmak istiyorum. İstediğım kitaphnn tutannın %25'İni yatırdım. Makbuz totokopisı ve lîstem Üışıktedir Bu kampanyayla ügıli sati} sözleşmcmı adresımc gönderinız. Üye No;. ^ „„ „. Adı Soyadı: —..„..„ «.„...__ Adrtsı _ Seh* Tefc _ İmza: Cumhuriyet Kitap Kuliibü, Tûrkocağı Od. 39-41, 34334 İstuıbul, Tel: 512 05 05. Posu Çeki No: 1487S4 i i Çetinkaya Plak sunar Kanadım değdi sevdaya" FERDA EREREN ÇIKTI Tüm kasetçilerde ÇETINKAYA PLAK VE KASETÇJÜK l M C 6-Bkw rJo &420 Unka&an. islanbu; Tete'o^ 511 91 84 • 512 32 61 mm Aıta Yaymaiık vc Muztk Ttc.Ltd.ŞM. I.M.Ç. 5 Bl No: 5322 UnkapanMST. Tel 513 00 64 AJNKARA NOTLARI MUST4FA EKMEKÇİ Kopenhag Nire, Cizre Nire? CHayı çocukluğumda değil, ileri yaşlardayken duydum. Hala- larımdan biri, genç kızken kendini asmış! Adı, galiba Meryerr^ miş. Olay da adı da evde geçmez, konuşulmazmış. Olay, şöyle olmuş: Meryem Halam, babamın büyüğü, Hadim'in Hocalar köyün- de, gençliğe yürüyen bir kız. İlçeden bir delikanlıyla, köyün çeş- me başında birlikte görülmüşler mi, ne olmuş; görenler, deditoduyu yaymışlar mı? Çeşme başında ne olacak ki? Köy- lük yer işte. Bir sabah gencecik kız, gir sen ahıra, iple as kendi- ni! Babam görmüş ablasını, ipte sallanan. Ne bilsin? Anasına seslenmiş: — Anaaa, demiş, abam bana bakıp bakıp saklanıyor! Gelip bakmışlar ki kız tavanda asılı! Mustafa dedem, çok üzül- müş. Kızının, kendisi duyar diye, baba korkusundan kendini as- tığını düşünürmûş: — Ah, çocuğum, demiş. Seni istediğine vermeyip de kime ve- recektim? Çevresine de "Neden bana gelip açmadınız konuyu?" diye çıkışmış... Köylük yerlerde öyledir. Dedikoduları da acımasızdır. Kendini asan halamı, bir sevginin, toplumun kurbanı olarak düşünürûm. Onun için kız çocuklarına daha çok önem vermek isterim... Deniz Başaran'ı da 3 Ağustos 1989da yitirmiştik. Deniz de adtnı bile iyi anımsayamadığım halam gibi "Hoşça kal dünya" deyip gitmişti. Birkaç satırla "Ankara Notları"nda değinmiş, acı- lı Mehmet Başaran'la eşine başsağlığı dilemiştım. Mehmet Ba- şaran, Deniz Başaran'dan kalanları, "Hoşça Kal Dünya" adıyla hazırladı. Kitap, Cem Yayınları'nda çıktı. Kitap, Vedat GünyoU un, "Bir Güzel Deniz Vardı" başlıklı yazısıyla başlıyor. "Yaşam Kınkları" başlıklı anılarında Deniz, şöyle giriyor söze: "2 Aralık 1955 cuma günü öğle üzeri doğmuşum. Babam, yeni atandığı ile gitme hazırlığındaymış. Yani, daha ben doğarken ba- kanlık beni babamdan ayırmış. Doğduğum yer, Edremit kasa- basının Çamtepe yamacında iki katlı bir ahşap ev. Sesım, daha doğrusu ağlayışım, evin içinden, akan "bol pınarlı" İda suları- nın sesine karışmış. Ben biraz o akan sular olmuşum işte..." Şiirler yazıyor Deniz, ama yayımlayamıyor, korkuyor. Yazar ol- mak istiyor; bir giz gibi saklıyor bu hevesini. Babası Mehmet Ba- şaran'la arasında bir "giz". Başaran, "Yazıp yok ettıği birçok şiirden nasılsa bende kalanlar..." demiş kimine. Bunlardan "Avuntu" başhklısı şöyle: "Uykun kaçarsa / Uçurumun kıyısından / Bir şiir yakala / Avu- nursun". "Siz Nasılsınız" başlıklı şiiri: "Bugünlerde ben / Kendime ağır geliyorum / Yıkıverip acıları / bir köşeye / sevınçler döşeniyorum / yalnızlıkları aralayıp / sev- giler yüklenıyorum / siz nasılsınız." •• Bir başkası: "Ana, / Ağlama, ne çıkar ben ölürsem, / o ölürse, biz ölürsek, / tasalanma ana, / ölmek, / o kadar korkunç değil / korkmuyo- ruz / bağımsızlığımızı satarak yaşamaktansa / onun yoluna öl- mek istiyoruz." Deniz Başaran, ekonomi okudu; ama asıl sevdiği yazın dün- yasıydı; yazariıktı. Bir ara Cumhuriyet'te. düzeltme bölümünde çalıştı. Onu da bir yazıyı düzeltirken, kendisinden öğrenmiştim: — Ekmekçi amca, ben Başaran'ın kızıyım. Adım Deniz, şim- di burada çalışıyorum! demişti. — Aaa, çok sevindim Deniz Başaran'a selam söyie! — Bir dakika, ben yazımızı bulayım da düzeltmeyi yapayım! Birkaç yol karşılaştık böyle. 12 Eylül'ün civcivli günleri. Mehmet Başaran, bir yazıma bo- zulmuş besbelli. Deniz csveç'te o zaman, babasına yazdığı mek- tupta, bir yerde şöyle diyor: "...Ekmekçi Amca'nın yazısına bozulmadım. Bir gerçeği açık- lıyor» Her zaman yazılarını severek okurum." Hangi yazımdı acaba, arasam bulurum. Başaran'a sordum: — Hani, benimle ilgili bir yazı yazmıştın ya, onu söylüyor! de- di... Gazetecilik uğraşı öyledir, kimileyin yazdıklarından, kimileyijp de neden yazmadıklanndan sorumlu tututurlar. Ruhi Su, otümürv den önce söylemiş: — Çok kişi kızar Ekmekçi'ye, ama onun tadı başkadır! demiş.. Deniz'in ablası Fıliz Başaran, Ankara'da Urart'ta sergi açtı. Git- tim. Sergi, 22 nisana dek açık kalacaktı. 17 Nisan, köy enstitü- lerinin kuruluşunun 50. yılı. O gün de açık olacak. Urart'ın girişinde, Deniz çarpıyor gözûme. Mavi saçlar, bu Deniz'dir. Fi- liz, sergide Deniz olmuş boydan boya. Gidip görün sergiyi, De- niz'i yaşar, yaşatırsınız. Kitabı da okuyun. Genç yaşında, aramızdan aynlmaya karar veren bir yazıncıyı tanımtş olursunuz. içimden geçiyor, dedemin halam için dediği gibi: — Çocuk, neden yaptın bunu? Bir söz, galiba benim; belki başka birinindir de, belleğimde kalmış benimsemişimdir: — Olürsen, geçemem kapınızın önünden! derim. Bunu, Ya- şar'a da söyledim: — Ayyy, çok sevdim bu sözü dedi, Altındağlt Kürt kızı Yaşar! Bunu yazacağım defterime... Filiz'in Urart'taki sergisinde, köy enstitülü AN Yılmaz, Talip Apaydın, Dursun Kut, AN Yüce de vardılar. Mahmut Makal, Sa- nat Kurumu'ndaki toplantı nedeniyle gelememişti. Anadolu der- gisinin yazı işleri müdürü Abdülkadir Paksoy, derginin ikinci sayısını verdi sergide. Derginin yönetim yeri: İnkılap Sokak 2772, Kızılay-Ankara; derginin asıl adı: "Anadolu Ekini", yani "Anado- lu kültürü". Adnan Binyazar, ilk sayı için şunları yazmış: "Dergi sevimli olmuş. Güzel adları bir araya getiımişsiniz. "Anadolu" güzel bir ad. "Ekin"i ikinci planda tutmanız da iyi. Yalnızca "Anadolu" daha vurucu. Umarım gücüm yeter de bir gün o güzel arkadaşlar arasında ben de yer alırım. ismail'i (Gü- müş) çok özledim. Sorun da anlatsın size bazı şeyler. Yüreği sevgi yüklü Anadolu kullarından biri de odur. Ne güzel değil mi, Ana- dolu'da "kul" olmak! Ali Yüce, yeni kitabını verdi, sergide. Kitabtn adı: "Taş Tanrı- lar". Şiirlerini toplamış kitapta Ali Yüce. İmzalarken, şunları yaz- mış: "Sevgili Ekmekçi, Duydum ki Türkiye'ye gelmişin. Çok sevindim. Hoş geldin. Ül- kemizde kaç gün kalacaksın? En içten sağlık ve esenlik dilekle- rim ve sevgilerimle." Ali Yüce'nin attığı taşı anlamaz olur muyum? Şimdi, Güney- doğu'da, Cizre'lerde olacağım. İnsan Hakları Derneği Başkanı Nevzat Helvaa, Yönetim Kurulu üyesi Hıdır Okiay'la birlikte. Alman gazeteci,yazarGünterWallrarf,serbestAlmangazeteciBarbara Munsch, Alman WDR görevlisi Osman Okkan da bizimle birlikte. Müzikteki yirmi yılım. 1970-1990 UIAUBO DOSIUODOSTUM «aUMUAûmTMI noustsiAMuı •uMMisaaı soıı 0€B lCLaK MtMFTtnEMGM DÛNTAMNIÜTÛN OÇSOBi tLAN DÜZCE KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN ESAS NO: 1985/434 KARAR NO: 1989/115 Düzce'nin Değirmentepe köyüne ait 71 parsel sayılı taşınmazın da- valılar Ceraile Taşkın, Ayşe Arslan, Zahide Sunman, Meryem Yıldı- rım ve Kezban Tuluğan (Tutukal) adlarına yapılan tespitine Düzce Orman lşletme Müdürlüğü tarafından itiraz edilmiş olmakla, Verilen karar davalılardan Zahide Sunman ve Kezban Tuluğan (Tu- tukal) adlanna tüm araştırmalara rağmen tebliğ edilememiştir. Bu nedenle hüküm gibi; Dosyanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 26/son madde ve fık- rası gereğince mahkememizin yetkisizliğine ve dava dosyasımn Göl- yaka Kadastro Mahkemesi'ne gönderilerek devrine Kanun yolu açık olmak üzere 18.5.1989 tarihinde verilen kararın davahlar Zahide Sunman ve Kezban Tuluğan (Tutukal) tarafından on beş gün içinde temyiz edilmediğinde kesinleşeceği, dosyanın Göİ- yaka Kadastro Mahkemesi'ne devredileceği adı geçen davalılar yö- nünden tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 45816
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle