Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 MART 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Thatcher
-eriyor
>• LONDRA (ANKA) —
İngiltere'de Başbakan
Margaret Thatcher'ın
popülaritesi hızla eriyor.
<Son kamuoyu yoklamasına
göre secmenlerin yüzde
TO'ine yakın bir bölümü,
Thatcher'ın görevi
bırakmasını istiyor. Dört
büyük gazetede yayımlanan
kamuoyu yoklaması, ana
muhalefet tşçi Partisi Ue
iktidardaki Muhafazakâr
Parti arasındaki farkın
yüzde 28'e çıktığını
gosterdi. tngiliz basını,
•Thatcher'ın seçimlerden
önce istifa etmek zorunda
kalacağına inanıyor.
Ermeniler
yine saldırdı
• MOSKOVA (AA) —
Azerbaycan'ın dağlık
Karabağ bölgesinde
Ermenilerin Azerilere
düzenlediği yeni bir
saldırıda en az bir kişinin
ölduğü, dört kişinin de
yaralandığı açıkladı. Sovyet
televizyonunun haberine
göre, Azerbaycanlı
yolculan taşryan bir yolcu
otobüsü, Mir Beşir
köyünden Kdbacar köyüne
giderken, dağlık Karabağ
özerk bölgesinin
Mardakert kasabası
yakınlannda silahlı
saldınya ugradı.
Ermenilerin otomatik
silahlarla ateş actıkları
otobüsün yolcularmdan
biri hayatım kaybederken
• dördü de yaralandı.
AfOrgütti'nden
uyarı
• LONDRA (AA) —
Uluslararası Af örgütü,
Türkiye'de "yargı dışı
infazlar" olduğunu öne
sürerek buJtanunun - •
araşt
tarafından |
yayımlana
Yargı dışı
K Örgttt
ÜâftB
iye:
•" adh 15
sayfalık raporda, Türk
basını ve mahkemelerdeki
açıklamalara dayanılarak
birçok olayda sivillerin
tutuklanıp
yargılanabikcekleri halde
"yargı dışı infaz kurbanı"
oldukları ileri sürüldü.
Raporda, 12 Eylül askeri
yönetımi sırasında ve daha
sonra sivil hükümetin
işbaşına gelmesinden
bugüne kadar geçen iki
dönemde, güvenlik güçleri
ve Güneydoğu Anadolu'da
köy koruculan tarafından
"yargı dışı öldürüldükleri"
iddia edilen kişiler ve
olaylar anlatıldı.
Uluslararası Af örgütü,
söz konusu iddialann
çoğunun
soruşturulmadığını öne
sürerek Türk
hükümetinden bu olaylann
soruşturulmasını ve
sonuçlarının açıklanmasını
istedi.
Kosova'da
istifa
• PRİŞTtNE (AA) —
Yugoslavya'da, Sırbistan
Cumhuriyeti'ne bağlı
Kosova Ozerk Bölgesi
îçiçleri Bakanı Yusuf
Karakuşi dün istifa etti.
Kosovalı yetkililer,
Karakuşi'nin, Arnavutlar
ile Sırplar arasındaki
çatışmalar üzerine bölgeye
yaklaşık 5 bin Sırp
polisinin gönderilmesi ve
cumhuriyet yöneticilerinin
yctkilerini elinden
almasından sonra istifa
ettiğini belirttiler.
İgviçrede
asrm aoygunu
• CENEVRE (AA) —
Cenevre'de Isviçre
Bankalar Birliği'nin
şubesine giren silahlı dört
kişi, 200 kilo agırlığında
dövizi alarak kactı.
Cenevre polisi, "asnn
soygunu" olarak
nitelendirilen olayda, 35
milyon tsvicre Frankı
degerinde (25 milyon
dolar) dövizi çalan
soyguncuların "gerçek
profesyonel" olduklaruıın
ve eylemlerini ayrıntüı
biçimde planladıklanrun
sanıldığını bildirdi.
Soygunculann, sabah
-erken saatlerde girdikleri
bankada, iki güvenlik
görevlisi ile bir odacı ve
bir teknisyeni de etkisiz
duruma getirerek tüm
güvenlik sistemini
durdurduklan belirtildi.
ÂTyolu6
çokuzak'Karma Parlamento Komisyonu toplantısı engellerin 'hatırlanmasına*yaradı
SEMtH tDtZ
ANKARA — Tınnanan terö-
riln arka plana ittiği Türkiye-AT
Karma Parlamento Komisyonu'-
nun (KPK) Antalya'da 23-24
martta yapılan toplantısı, Anka-
ra'nın topluluğa uyelik başvuru-
su önündeki ciddi engelleri so-
mutlaştırdığı gibi bazı önemli so-
rulan da beraberinde getirdi.
AT Komisyonu'nun Türkiye'nin
başvurusuna ilişkin görüşunü içe-
ren raporun yayımlanmasından
sonra ilk kez bir araya gelen
KPK'da bu raporun vardığı so-
nuçlar doğal olarak tartışmaların
gündemirun ilk maddesini oluş-
turdu.
Türk tarafı, başta Dışişleri Ba-
karu Ali Bozer*in ağzından olmak
Uzere bu rapordan duyduğu hayal
kırıklığını dile getirerek Türkiye
1
nin uyelik konusunda ATden en
azından bir "siyasi irade beytnı"
beklediğini tekrar vurguladı. An-
cak bu beklentiye rağmen söz ko-
nusu "yes.il tşıgın" KPK'dan da
çıkuğı söylenemez.
Nitekim Türk grubu üvelerin-
den SHP Genel Sekreteri Deniz
Baykal, toplantı sırasında komis-
yonun raporundaki görüşlerin sa-
dece kornisyona özgü olmadığını,
Avrupa Parlamentosu'nun
KPK'da görev yapan üyelerinin de
aynı anlayış içinde olduklannı be-
ürtiyordu.
Baykal'a göre Türkiye sadece
bir "teknik idari karar" ile karşı
karşıya değildi. Bir "siyasi terciB"
ile karşı karşıyaydı. Baykal, ko-
misyon raporunda olduğu gibi
KPK'da da Türkiye'de demokra-
si ve insan haklannda yaşanan so-
nınlann ilk planda gündeme ge-
tirildiğine işaret ederken bu konu-
daki gerekçelerin Türk üyeler ta-
rafından "yeter derecede ikna edi-
d sayılmadıgıaı" da vurguluyor-
du.
Dışişleri Bakanı Ali Bozer ve
Türk Gnıbu Başkanı ANAP İs-
Unbul MUIetvekili Bülent Akar-
calı gibi Baykal da Türk ekono-
misinin sorunlarma de|inirken
Türkiye'nin bu açıdan AT ile şu
aşamada bütünleşmeye hazır ol-
madığının açık olduğunu belirti-
yor, ama AT Komtsyonu'ndan
beklenen karann Türkiye'nin şu
anda topluluk ile bütünleşmesine
dönük bir karar olmadığını kay-
dederek şunları söylüyordu:
"Türkiye'nin bekledigi, bir za-
mao perspektifi Sonucunda böy-
le bir bütünleşmeyi AT'nin kabul
ettigine dair temel bir angajman-
dı."
Matutes'in gerekçeleri
AT Komisyonu'nun Akdeniz
bölgesinden sorumlu komiseri
Abel Matutes ise KPK sırasında
Türkiye ile tam uyelik müzakere-
lerinin niçin şimdi başlatılamaya-
cağını anlatırken şu örnekleri ve-
riyordu:
1) AT içinde tanmsal fazlabğın
giderilmesi için bu sektör daraltı-
lıyor. Bu konuda Türkiye ile bü-
yük bir uyumsuzluk ortaya çıkı-
yor. Çünkü Türkiye tanrn konu-
sundi' yeni atılımların eşiğinde.
(Matutes dolaylı yoldan böylece
GAP'a işaret ediyordu).
2) AT'de çelik sektörü de daral-
tıbyor. lşçilerin çelik endüstrisini
bırakmalan için kendilerine teşvik
niteliğinde sübvansiyonlar verili-
yor.
KPK'dan çıkan en önemli so-
nuçlardan biri ve Türk üyelerini
AT kanadının iyiniyetinden kuş-
ku duymasına neden olan başlı-
ca konu Kıbrıs 'engeliydi!
KPK'da "Ük kez ka&İM AT Ba-
kanlar Koneyi Başkanı" sıfatıy-
la bulunan dönem başkanı trlan-
da'run topluluk ile ilişküerden so-
rumlu bakanı Maire Geoghegan-
Ouinn'in açıhş oturumunda, "ilk
nefeste" bu konuyu gündeme ge-
tirmesi Türk üyeleri arasında de-
rin bir hoşnuLsuzluk yarattı.
Atina ile 'Meriç krizi'Yunanistan hükümeti, Türkiye ile smır
oluşturan Meriç nehrindeki bir adacığın Türkiye
tarafından 4 gün süreyle işgal edildiğini öne
sürerek diplomatik girişimde bulundu.
STELYO BERJBERAKtS
ATtNA — Türk-Yunan ilişkile-
rindeki anlaşmazlık zincirine şim-
di de Meriç nehri eklendi.
Yunanistan hükümeti, önceki
gün yapuğı bir açıklama ile Tür-
kiye ile Yunanistan arasında sınır
oluşturan Meriç nehri için Tür-
kiye'nin bir dizi "yeni uhriklerte"
bulundujunu öne sürdü. Açıkla-
raaya göre sınır bölgesindeki Türk
askerleri Meriç nehrinin ortasın-
da bulunan bir adacığı dört gün
süreyle "Işgml" etmiş bulunuyor-
lar. Türk topraklanyla adacık ara-
sında kalan kıyının kuru çahlaı-
la doldurulduğunu ve adacığın
"Tttrk lopragr olarak gösterildi-
ğini iddia eden Yunan hükürneti,
bu konuda dün Yunanistan'ın An-
kara Büyükelçisi Dimitris Macris
tarafından Dışişleri BakanlığYna
bir protesto notası verdi.
Oysa aynı açıklamada söz ko-
nusu dunımun incelenmesi ama-
cıyla Türk ve Yunan askeri uz-
manlannın önümüzdekı çarşam-
ba günü Meriç sınınnda bir görüş-
me yapacaklan da bildiriliyor. Yu-
nanistan, bu konuda Türkiye'nin
söz konusu Meriç deltası için irn-
zalanan 1970 anlaşmasını ihlal et-
tiğini öne sürüyor.
Nisan ayırun ilk haftasmda ya-
püacak olan genel seçimlere hazır-
İanan siyasi partilerin en iddialı
durumundaki Yeni Demokrasi
Partisi'nih (YDP) lideri Konstaa-
tin Miçolakis ise Türk-Yunan iliş-
kilerini seçim malzemesi olarak
kuUanmaya başladı. Miçotakis,
önceki gün Sakız ve Limni adala-
nnda yaptığı seçim konuşmalann-
da Türkiye'ye bir dizi uyanda bu-
lundu.
Türkiye'nin, Ban Trakya'da ya-
şayan Müslüman Türk azınlığı
arasındaki "bagımsu" adaylan
açıkça desteklemekle Yunanistan-
m iç işlerine karıştığmı söyledi.
Miçotakis, söz konusu bağımsız
listelerin "otooomluk" izlenimini
doğurdufunu öne surerken, "E^er
Türkiye bu tutumunu surduriirse
Bab Trakya'daki azınlık buynk za-
FACtAMN tZLERt DERİN — Bronx semtiadeki "Mutlu Ülke" kulübiinde bayadannı kaybedenlerin yakınlan gün boyu enkaz halin-
deld binanın önbnden aynlmadılar. (Fotograf: AP)
Kundakçı yakalandıNew York'ta 87 kurban alanyangının sorumlusu Kübalı göçmen
JVJLIO GONZALES — İnti-
kam ugruna knndakladığı iddia
ediliyor.
Dış Haberler Senisi — Ameri-
ka Birleşık Devletleri'nin New
York kentinde önceki gün meyda-
na gelen ve 87 kişinin ölümüyle
sonuçlanan dans kulübü yangımy-
la ilgili olarak bir kişinin tutuk-
landığı bildirildi. Julio Gonzales
(36) adh Kübalı bir göçmen oldu-
ğu kaydedilen kişinin kulübü bir
"intikam" amacıyla kundakladı-
ğı belirtiliyor.
New York'un Bronx senitinde
yaşanan ve 87 kişinin yanarak can
verdiğı faciayla ilgili olarak tutuk-
lanan Julio Gonzales'in, dans ku-
lübünün gişe görevlisi bir genç kı-
zın eski erkek arkadaşı olduğu
kaydediliyor.
New York Polis Müdürü Lee P.
Brown, Julio Gonzales adındaki
Kübalırun suçunu itiraf ettiğini
belirterek sinir krizleri geçiren sa-
nığın karakolda sürekli doktor
gözetiminde tutulduğunu söyledi.
Bir itfaiye yetkilisi "Ölümler,
yanmaktan çok dumandan zehir-
lenrne sonucunda olmuş. Barda-
ki taburelerinden bile kıpırdaya-
mamışlar. EUerindeki içki kadeh-
ieri dahi duruyordu. tçerisi kor-
kunç bir mumya mttzesi gibiydi"
dedi.
Yetkili, "Happy Land" (Mutlu
Ülke) adh iki katlı kulüpte öletı-
lerden 26'sımn kadın olduğunu
açıkladı.
New York'un Bronx semtinde-
ki kulübün geçen yıl "yangın teh-
likesi" nedeniyle kapaulmasının
hükme bağlandığı ve içki ruhsatı
olmadığı halde çalışmasını kaçak
olarak sürdürdüğu kaydedildi.
Kulübün sahibi Oia Colon'un
olay gecesi mide ağrısı nedeniyle
hastaneye başvurduğu ve dolayı-
sıyla yangın sırasında kulüpte ol-
madığı sanılıyor.
Bir polis yetkilisi, "ÇeşiÜi ya-
nıklaria kartulan dört kişi arasın-
da yer alan Elena Colon, ceset fo-
toğraflan arasında eşini belirleye-
medi. Kulüp sahibinin kurtuldu-
gu ve saklandıgı kuşkusu uyandı"
dedi.
Garip bir rastlantı sonucu ola-
rak New York'ta 79 yıl önce aynı
gün bir baska büyük yangın ol-
muş ve 146 kişi olrnüştü.
rar görecektir" tehdidinde bulun-
du.
Kıbns sorununun çıkmaza gir-
mesinden ötürü Rauf Denktaş'ın
tutumunu kınayan Miçotakis, bu
konuda da Turkiye'yi suçladı ve
"Eger Türkiye ATye girnek isti-
yor» Medijj siyasrtini gözden ge-
çinncsi gerddyor. BU Türkiye'nia
ATye girmesini arzn ediyor ve V«-
nanistan'ın bir AT nyesi oldaju-
nn bir kez dah» aBimsaUyornz"
ifadesini kullandı.
öte yandan, 8 nisan günü ya-
pılacak genel seçimlerde de hiçbir
partinin tek başına iktidara gele-
memesi durumunda "n« otecafı"
konusunda çeşitli senaryolar ya-
yılmaya başladı. Bunlardan biri-
ni önceki gün dile getiren Yuna-
nistan'ın geçici Başbakanı Xeno-
foodas Zolotas, "bu dnnında
YDP ile PASOK'un ortak bir M-
kümet knrmasiBin en iyi çözim
şekli olacagına" dikkati çekti. 85
yaşındaki Zolotas, söz konusu or-
tak hükümette ise Miçotakis ile
Andreas Papandreu'nun "rotms-
yon nsulü" başbakanlık görevle-
rini ttstlenmeleri gerektiğini soz-
lerine ekledi.
Son yapılan nabız yoklamalan-
na göre partilerin hiçbiri bu seçim-
lerde de yeterince oy sağlayama-
yacak ve parüler arasında yeniden
•'müzmkereJer" başlayacak.
NATO
'Alçak
uçuş üssir
üstümüze
kalıyor
YASEMİN ÇONGAR
BRÜKSEL — NATO'ya ait jet-
lerin alçak uçuş yapacağı eğitim
üssünün kendi topraklarında ku-
rulması için istekli olan Kanada,
üssün çevreye vereceği zarar nede-
niyle bu konudaki karanndan
vazgeçebileceğini bildirdi. Bu du-
rumda, ittifakın Avrupa Grubu1
na (Eurogroup) ait alçak uçuş eği-
tim üssü projesinin tek taliplisi
olarak Türkiye kalacak. Kanada-
nın üsten vazgeçtiğinı önümüzde-
ki aylarda, NATO'nun Brüksei'de-
ki merkezine resmi bir raporla bil-
dirmesi bekleniyor.
NATO'nun Brüksel'deki merke-
zinde görevli Kanadalı diplomat-
lara göre alçak uçuş eğitim üssü
konusundaki karann ittifakın güz
dönemi toplantısına ertelenmesi-
ne neden olan çevre araştırması-
nın büyük bölümü tamamlandı.
Kanada'nın flora (bitki örtüsü) ve
fauna (hayvan varlığı) bakımm-
dan en zengin bölgelerinden olan
Goose Bay'de (Kadar Körfezi) ya-
pılan bu araştırma alçak uçuş eği-
tim üssünün burada kurulması
halinde ekolojik dengevi sarsabi-
leceğini ortaya koyuyor.
NATO jeüerinin Konya'daki
mevcut askeri üs çevresinde alçak
eğitim uçuşu yapmalanrun ekolo-
jik dengeye olası zararlan şöyie sı-
ralaruyor:
— Bolgedeki yaban kan, turna,
flamingo gibi büyük gövdeli knş-
lann sazlık alanlarda mcvsimlik
konaklamalan sona erebilecek,
— Türkiye'nin en büyiik dogal
tuz kaynağı olan Tuz Gölü, ank
jet vakıtı nedeniyle kimyasal kir-
lenmeye ugrayabilecek,
— Tarıtn Orman ve Köjişleri
Bakanhgı'aa ait j'aban kovuna re-
zerv sahası, alçak uçuş yapacak
jetkrin güniltusu nedeniyte dağı-
blacak,
— Yörede son on yılda alınan
önlemkıie zoriukla engeHenen
çölleşmenin yeniden başlama teh-
likesi ortaya çıkacak.
Rusya federasyonu seçimlerinde Yeltsin yenilgiye ugradı
Komünist Partfnin basarısıMOSKOVA (AA) — Sovyetler
Birliği'ni oluşturan 15 cumhuriye-
tin en büyüğü olan Rusya Fede-
rasyonu'nda 4 ve 18 martta iki tur-
da yapılan parlamento seçimlerin-
de, Boris Yeltsin önderliğindeki
muhalefet gruplanrun sandalyeie-
rin ancak dörtte birini elde ede-
bildikleri açıklandı.
Rusya Federasyonu Devlet Baş-
kanı Vit*ly Vorotnikov, Sovyet
Komünist Partisi'nin yayın orga-
ru Pravda'ya verdiği demeçte, baş-
ta "Demokrsrik Rus>a Bloko" ol-
mak üzere çeşitli muhalefet grup-
lanrun secimlerde Rusya Federas-
yonu parlamentosundaki sandal-
yelerin yüzde 23'ünü kazandıkla-
rını bildirdi.
Vorotnikov, Komünist Parti'nin
kazandığı sandalyelerin oranının
yüzde 49 olduğunu, bunun dışm-
daki sandalyelerin de işçiler ve
köylüler dahil bağımsız adaylar
tarafından paylaşıldığını belirtti.
Bu görevi halen elinde tutan Vi-
taly Vorotnikov, seçimde Komü-
nist Parti'nin önemli bir başan
gösterdiğmi ve yerel Sovyetler için
yapılanlar dahil, tüm secimlerde
kazanan adaylar arasındaki Ko-
münist Parti adaylannın oranının
yüzde 86'ya yükseldiğini söyledi.
Ancak siyasi gözlemciler, muha-
lefet gruplarımn platformlarıyla
kampanya yürüterek seçimi kaza-
nan bazı adaylann "nomioal
olarak" Komünist Parti üyesi ol-
duklarının da unutulmaması ge-
rektığini belirtiyorlar. öte yan-
dan, Gorbaçov'un reform progra-
mının önemli bir parçasım oluş-
turan Rusya Federasyonu'nun
"yeniden yapıtandınlması" süre-
cinde de bir adım daha atılarak,
bu cumhuriyetin bağımsız sendi-
ka konfederasyonu kuruldu.
Geçen hafta çalışmalanna baş-
layan kuruluş kongresinin sonun-
da yayımlanan bildiride, Rusya
Federasyonu Sendikalar Bırligi-
nin, bu cumhuriyetin 'egemenlik
ve ekonomik bağımsızlığım' güç-
lendirmek için çaba harcayacağı
ilan edildi.
DUNY4DA BUGUN
AUSIRMEN
Yeni Dönemin Yıldızları...
BUDAPEŞTE — Macar seçrmlerinin en ilginç propaganda afiş-
lerinde hep sosyalizmin, komünizmin ya da Sovyetler'in iğne-
lendiğini görebiliyorsunuz. Yani bir anlamda kampanya "anti-
komünist" ve "anti-Sovyet". Örneğin MDF'nin iki afişi de çok il-
ginç. Birincisinde arkadan görülen bir ensesi kalına Rusça ola-
rak "güle güle yoldaş" deniyor. Ötekisinde ise bir çöp tenekesi-
ne atılmış ıvır-zıvır arasında, Kim-il Sun'un ve Mao'nun kitabı,
Stalin'in büstü görülüyor Çöp kutusunun yanında bir süpürge
durrnaktadır ve yerde ise Lenin'in resmi görülür. Belli ki o da sû-
pürülecekler arasına kattlacaktır.
Şu iki afişten yola çıkarak, MDF'y' tanımlamak belkı bir ölçü-
de olanaklı, ama onları önceki günkü ilk turda geride bıraktıkla-
rı öbür partilerden tümüyle ayıran veya diğer kuruluşlara yakın-
laştıran özellikleri belirtmek olanaksız. Çünkü biraz önce degin-
digim gibi, afişler çogu partilere ortak olan özellikleri vurgulu-
yor istemeden de olsa...
Seçimlerin yıldızı Demokratik Forum'un (MDF) kendisini it-
nımlaması ise gayet yahn: "Orta sağ". "Evet" diyorlar MDF'liter,
"Biz orta sağız " Bir zamanlar Avrupa'nın birçok ülkesinde ken-
disıne sağ demekten bile çekinen sağcıların bolluğunu anım-
sayınca bu tutuma şaşırmamak olanaksız. Üstelik orta sağ MDF,
kendisinden daha sol olrna ıddiasındakı bazı partılere oranla da-
ha az yabanıl. Örneğin, Hür De'mokratların tersine, MDF'nin kur-
mayları, özelleştirmenin hiç vakit yitirmeden birden yapılmasın-
dan yana değiiler. Onlar, özelleştirmenin ülkede halkın da katı-
lacağı bir takvim içinde, yabancıların Macar endüstrısindeki pay-
larının yüzde 25'i geçmemesine özen gösterılerek gerçekteşti-
rilmesini istiyorlar
Yapısı gereği MDF, ptyasa ekonomisinden yana. "Ama" diyor-
lar, "Yabanıl lıberalızm değil savunduğumuz. Aynı zamanda or-
ta ve ait sınıfın ekonomik durumunu da kollamalıyız ve sosyal
gerekleri göz önünde bulundurmaltyız".
Üretim araçlarının, büyük sanayj kuruluşlannın yüzde 90'ının
mülkiyetinin şu anda devletin elinde olmasına karşın MDF, bu-
nun orta vadede değişmesini amaçlıyor. Partinin sözcüsüyie yap-
ttğım soyleşide aynı nokta üzerinde duruyoruz.
— Ülkenizde büyük tesisleri alacak güçlü sermaye olmadığı-
na göre özellestirmeleri nasıl yapacaksınız?
— "Bu alanda" diyor MDF sözcüsü, "Önce en kolayından öf-
neğin küçük turizm işletmelerinden, pansiyonlardan başlayaca-
ğız Beş attı yılda da devlet mülkiyetıni yüzde 30'a ındıreceğiz.
Açıklama güzel, ama ne yazık ki inandırıcı değil. Beş altı yıl-
da bir sermaye sınıfı yaratıp, boylesine kapsamlı bir özelleştir-
menin nasıl gerçekleştirileceğini anlamak kolay olmuyor.
MDF'nin toprak mülkıyeti ile ilgili görüşleri de ilginç. Her şey-
den önce, topraktaki devlet mülkiyetinı zaman içinde tümden or-
tadan kaldırıp toprağı işleyene vermeyi öngörüyor bu politika.
Ama kooperatiflerın mülkıyetindeki toprakların geleceğini karar-
laştırma yetkısini üyelere bırakıyor. Bu tutumu anlamak güç de-
ğil. Gerçekten, Macaristan'ın bazı bölgelerınde. kımı koopera-
tiflerde, başanlının da ötesinde, parlak sonuçlar elde edilmiş.
Şimdi bu gerçeğı tümden görmezlikten gelmek, gelecekte bü-
yük şımşekleri üzerine çekmek demektır. işte MDF'yı bu konu-
da ılımlı olmaya iten de bu.
MDF'nin en ilginç yanlarından biri de kendi kendini yonetme
ilkesi. MDF önderleri, Sovyet modeli sisteminin halkı kendi yaz-
gısına yabancılaştırdığını ileri sürmekte ve bu konuda hemen
köktenci önlemler alınması gerektiğini söylemektedir. Bu öntem-
ler ilk ağızda 1990da yapılacak yerel seçımlerı de ıçeriyor. Bir
kez toplumların yerel yönetim aşamasında kendi kendılerinı yö-
netmeleri ilkesi iyice yerleştikten sonra "Avrupa yerel özerklik
anlaşması imzalanması" da istenecek.
Yerel yönetimlere geniş özerklik vererek demokrasiyi büyük
toplulukların daha da günlük yaşamına yaymayı öngören bu po-
litikanın bir amacı da insanlık için büyük tehlıke oluşturan çevre
sorunlanyia daha gerçekçı, etkili bir biçimde uğraşabilmek. Çün-
kü çevre sorununda Yeşıllerden esinlenmiş görunen MDF'ye gö-
re bu konu ancak yerel güçlerin etkin katkısıyla çözülebilir.
Dış politikada ise tüm anti-Sovyetizmine karşın MDF, Maca-
ristan'ın Varşova Paktı üyelığinin kısa erimde bir gerçek olarak
kabul edılmesi gerektiğini söylemekte ve yansızlığı uzun erimli
bir politika olarak görmektedir. Sovyet askerlerinin bir an önce
Macaristan'dan çekilmelerini de öngören MDF, Avrupa'ya üye-
lik konusunda da kararlı ve dirençli.
Görünüyor ki Macar gerçeğınin doğurduğu MDF'yi klasik ta-
nımlamalardan herhangi birınin ıçıne kolayca yerleştirmek ola-
naksız. MDF bir yandan sağcı, bir yandan sosyal adaletçı, bir
yandan gerçekçı, bir yandan da popülist.
MDF'nin düşünce yapısı belki de karşılıklı etki-tepkı ilişkisi-
nin sonucu olarak, içindeki güçler kadar karmaşık. Ama, onla-
nn birçok alanda Hür Dernokratlardan daha ılımlı, daha dikkatli
ve gerçekçı oldukları açıkça görülüyor.
Ama bu gerçekçilik, ülke koşullarını yeterince nesnel değer-
lendirip, piyasa ekonomisinin ve özelleştirmeler denen karma-
şık sürecin labirentleri içinde rahatlıkla dolaşmalarına yetecek
mi?
Bu konuda bir yargıya varmak için çok acele etmemek gere-
kir gibi geliyor bana. Ama belki de seçimin yeni yıldızı MDF san-
dığımız kadar yenik düşmeyecek zamana. Bekleyelim vegöre-
lim. Her şeyden önce de ikinci turu ve deneyimsiz güçlerden
oluşacak yeni hükümeti bekleyelim.
D.ALMANYA
Ibrahim Böhme
liderlîkten çekildi
D.Alman Sosyal
Demokrat Parti lideri
Böhme, eski rejimin
siyasi polisi 'STASI'
ile ilişkisi olduğu
yolundaki iddialar
üzerine parti
başkanlığını geçici
olarak bıraktı.
DOĞU BERÜN (AA) — De-
mokratik Almanya Sosval De-
mokrat Parti Başkanı Ibrahim
Böhme, eski rejimin gizii polisi
STASI ile işbirliği yaptığı yolun-
daki suçlamalar üzerine parti
başkanlığından geçici olarak çe-
kildiğini açıkladı.
45 yaşındaki Böhme, Ooğu
Berlin'de düzenlediği basın top-
lantısmda, suçtamalann "hakstz"
olduğunu söyledi ve milletvekili
olarak faaliyetlerini de askıya al-
dığıru bildirdi.
Parti başkanlığından geçici
olarak çekilmekle, STASI ile iş-
birliği suçlamalannı araştıracak
bağımsız komisyonun çalışmala-
rıru kolaylaştırmak istediğini be-
lirten Böhme, "Hiçbir zaman
STASI'yle ne çalıştım ne de bilgi
vctdim. Itibanmm tam olarak ia-
de edilnesini istiyorum" dedi.
Ibrahim Böhme, parti başkan
yardımcısı Markus Meckel'i ge-
çici olarak kendi görevlerini ye-
rine getirmekle görevlendirdiğini
ve yeni hükümetin kurulması için
diğer partilerle görüşmeleri sür-
durmesini istediğini kaydetti.
Markus Meckel de Sosyal De-
mokrat Parti yönetiminin Böh-
me"yi desteklediğini belirterek
partisinin "STASI'ııin yöntemle-
rini hahrlatan iftira kampanya-
sı"ndan duyduğu kızgınlığı dile
getirdi ve bu kampanyanın, yeni
demokratik parlamentoya "pı-
mor atma girişimi olduğunn"
söyledi.
STASI'nin eski mensuplan ta-
rafından Böhme'ye yöneltilen
suçlamalar, Federal Almanya'da
yayımlanan Der SpiegeTde yer al-
mıştı.
Demokratik Almanya'da siyasi
liderler, bir dizi suçlamaya maruz
kalıyor. Hıristiyan Demokrat Bir-
lik'in (CDU) başkanı Lothar de
Maiziere de STASI ile işbirliği
yapmaktan suçlanmış ve bu suç-
lamaları reddetmişti.
CDU'nun müttefiklerinden
olan Demokratik Yenileşme Par-
tisi'nin Başkanı VVolfgang Schnur
ise STASI'yle işbirliği yaptığım
kabul ederek 14 martta istifa et-
mişti.
(5)TURK KALP VAKFI
ağn ve yanma varsa
Yokuş ve merdiven çikark«n
•Jntar arttyoraa
KattMnizl kontrol ettirinu
Muay*n«. Teşhis, Tedavi, Kontrol
Laboratuvar. R6ntg«n
175 12 44/45 • 146 56 66