Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 MART 1990 CUMHURÎYET/17
HAVA DURUMU TURKİYEDE BUGÜN
Ineteoroloji Genel Mûdürlûğü'n
den alınan bilgiye göre. bütOn böl-
gelefimiz azbulutlu ve açık geçe-
cek. Hava sıcaklığı artmaya de-
vam edecek. RÜZGÂR: Kuzey ve
doğu yönlenlen hafrf. ara sıra orta
kuvvette yurdun kuzeybatı kesim-
lerinde kuvvetlice esecek.
Akdeniz'de gündoğusu ve poyraz-
dan. diğer denizlerde yıldız ve
poyrazdan 3-5, Marmara. Batı Ka-
radeniz ve Ege'de 6 kuvvetinde sa-
atte 10-21. Marmara, Ege ve Ba-
tı Karadeniz'de 28 deniz mili hız-
la esecek. Dalga yük-
sekliği 0.5-1.5 yer yer 2 m dolaymda bulunacak. Van Gö-
lü'nde hava az buiutiu ve açık geçecek. Rüzgâr kuzey ve
doğu yönlerden fıafif ara sıra orta kuvvette esecek. Göl
kûçük dakjalı olacak. Görüş uzaklığı 10 km dolaymda bu-
lunacak.
AıMnı
Mapazarı
Adıyaman
Aiyuı
Aflr,
Ankm
Antakya
AntaJya
Anvın
Aydm
Balıkesır
Sılecik
Bıng6l
BıtBs
Bohj
Bursa
ÇanaMale
Çorum
Oeıuzti
A 23° 6° Diyarbator
A 20° 5°Edirne
B 20" 7°Erancan
A W 0°Erzurum
A r-V EskflSıtr
A W 3°G9W«n)
8 21° 4°Gıresun
A 26° 11° Gûmûşhar» A
B 12°
A 26° 11° Ispa^ia A
8 19° 4° Isönöul A
B 17° Ptzsnr A
B 14° -1° Kars A
k 10° -1" Kastemonu A
A 18" -2° Kaysen A
A 21» f Kırköre* A
A 19° 7°Konya A
A 17° -4° Kûtahya A
A 21° 5° Mafcıtya A
20° 3°Marnsa
21" 6°K,Maraş
13° 3°Meran
3°-8°MuSU
19° 0°Mus
22° 7"Mı*»e
14° 7»Ofdu
11° 3°Ri»
10P 1» Samsun
19° 6°Sı<rt
18° 5°STOD
24° 12° Sıvas
5° -3° Tete^da«
17° fPTrataOfl
16° -4° Tunceiı
20° 5°Usak
17° 3° Van
16° 0°*Hgat
19° 5°Zonguld3)c
A 24° 12°
B 21° T
A 20° 9°
A 19° 2°
B 8° T
K 16° 3°
A 14° 7°
* 14° 3»
* 1«° 6°
A 20» 5°
A 14° 7°
B 11° -2°
A 15° 6°
A 14° 7°
B 16° 2°
A 21» 4°
B 5»-4°
A 15° 0°
A 13» 5°
A-aç* Btıuiutlu G-gvJVS*. K-tartı S-sslı Y-yaOmurlu
fûslo
; L Kopennag ÎJ - •}«£. •.
Tunus
%"r ö/-
v
-Katııte •
BULMACA
M Kski harficri
pj Siciilmi/ı MI
y| kutusu- b''~
lâzını
llillMV'l ^ f t i r
SOLDAN SAĞA:
1/ Alraan bekçi köpe-
ği ırkı. 2/ Taviz... Do-
ğu Anadolu'da bir
göl. 3/ Vezir ve sadra-
zamlann giydikleri
bir çesit kavuk. 4/ Ya-
pısına girdiği sözcüğe
olumsuz anlam katan
bir önek... Otorite. 5/
Belirtiler... Orta Av-
rupa'daki dağ sırası.
6/ Kunduracılann de-
lik açmakta kullan-
dıkları çelik tığ... Bir
kürk hayvanı... Ey-
lemleri olumsuz yap-
makta kuUarulan ek. 7/ Yernek... Akar-
su ktyılarındaki ağaç ve çalılann üze-
rinde de yasayabilen bir bahk. 8/ Kü-
çük kor parçası... Kıskançlık. 9/ Yur-
dumuzda kurulmuş yirmi köy enstitü-
sünden biri.
YUKARIDAN AŞAGlYA:
1/ Turnagngası da denilen, yaprakları
güzel kokulu bir bitki. 2/ Ateş... lki şey
arasındaki karşılıklı ilgi. 3/ Ovada ya
da dere kıyısında çalı ve diken toplu-
luğu... Ender, seyrek... Toprağın nemi. 4/ Fazla bön, avanak... Or-
gan. 5/ Isviçre'de turistik bir göl. 6/ Bira yapmak için çimlendiri-
lip kurutularak hazırlanmış arpa... Kimi hurma ağaçlannın özün-
den çıkarılan ve pirinç gibi kullanılan nişastalı madde. II tri taneli
bezelye... Kalın su borusu. 8/ Arazi düzleme işi. 9/ Nikelin simge-
si... tçinde yağ yakılan toprak kandil.
60 YIL ÖNCECumhuhYet
Cumhuriyet Bankası
20 MART 1930
Devlet Bankası hakkında
müzakeratta bulunmak
üzere 15 kişilik heyet
bugün saat altı da Vlaliye
Vekili Saraçoğlu Şükrü
Beyin riyasetinde
toplanmıştır.
Heyet Hasan (Trabzon),
Hasan Fehmi
(Gümüşhane), lş Bankası
Direktörü Celal (Izmir),
İdare Meclisi Reisi
Mahmut (Siirt), Ziraat
Bankası Direktörü Şükrü, Muavini Selahattin, Eytam
Bankası Direktörü Hakkı Saffet, Rahmi (Izmir), Şefik
(Trabzon), Reşit Saffet (Kocaeli), Mustafa Şeref (Burdur),
Zekai (Diyarbekir), Yusuf Kemal (Sinop), Rana (Samsun)
Beylerden mürekkeptir, Bu heyet layihayı tetkik edecektir.
Tahkikatımıza nazaran bankanın ismi "Cumhuriyet Merkez
Bankası"dır.
25 milyonluk hisse senedi dört kısma ayrılmıştır. Bu
kısımlardan birisi hükümet ve müesseselerine, ikincisi milli
müessesata, üçüncüsü eşhasa, dördüncü kısmı da ecnebi
müesseseta mahsustur.
Bankanın umumi mudurünün ismi "Guvernör" olacaktır.
Güreş müsabakamız
Gazetemiz memlekette sporun inkişaft için her vakit elinden
gelen fedekarlığı yapmaktadır. Gazetemiz şimdi de büyük
bir güreş müsabakakası tertip etmiştir. Güreş
federasyonunun nezaret ve kontrolünde yapılacak olan bu
müsabakalara tecrübeli ve tecrübesiz güreşçiler iştirak
edebileceklerdir.
30 YIL ONCE Cumhuriyet
De Gaulle ve Cezayir
20 MART 1960
Cezayir'deki arazi sahibi nüfuzlu ve
hususi bir grubun kendi hesaplanna
milliyetçilerle bir uzlaşma temini
sadedinde müzakerelere hazır
oldukları bildirilmektedir.
Bu arazi sahipleri şehirlerden
olmayıp tasradandırlar ve zengin
nüfuzlu kimselerdir.
Cumhurbaşkanı De Gaulle'ün
"Cezayirlilerin Cezayiri" şeklindeki müphem açıklamayı
tercihi arazi sahiplerini kendi menfaatlerini korunmak için
bazı davranışlarda bulunmak lazım geldiği hissine
sevketmiştir.
Şehirlerdeki Avrupalıların hali hazırda karşılıklı bir tavizde
bulunmalan lehinde oldukları gözükmektedir.
Ordu da milliyetçilerle yapılacak bütün müzekerelerin
aleyhinde bulunmakıadır.
Bir arazi sahibi, milliyetçilerle yapılacak herhangi bir
pazarhğın ilk şartının ordunun Cezayirden çekilmesi
olduğunu kavramış bulunuyoruz, ancak bu merhalede
ordunun böyle bir hareketle bulunması mülâhazaya hazır
bulunduğundan şüpheliyiz, demiştir.
Fransız milli meclisinin bazı azaları, milletvekillerinin
yarısından çoğunun isteğine rağmen, milli meclisi fekalade
toplantıya davet etmemekle General de Gaulle'ün anayasaya
aykın bir tavır takındığını ve kendi salâhiyetlerini aştığını
ileri sürmektedirler.
Radikallerin parlamento grubu lideri Patrice Brocas,
General de Gaulle'ün red kararı karşısında, normal olarak
26 nisanda açılacak olan mecliste hüklimete itimatsızlık
takriri verilmesi için diğer partilerle temasa geçeceğini
bildirmiştir.
Sosyalist Partisi yayınladığı tebliğde bu vetonun "anayasamn
ruhuna aykın" oldufiunu bildirmektedir.
Cumhuriyetçi Halk Hareketi Partisi Sekreteri Maurice
Simmonnet, beşinci cumhuriyette başkanlık sistemine doğru
görülen kaymaya işaret etmektedir.
Diğer taraftan Fransız basınında bilhassa merkez ve sol
temayüllü gazeteler General de Gaulle'e hücum
etmektedirler.
ĞEÇENİTL BÜĞÎJN CumhunY
et
Kıbrıs'ta gergin gün
20 MART 1989
Kıbrıs'ta Rum kadınlann Yeşil Hat'tı aşarak Türk tarafına
geçme eylemi Türk kadınlannın ve güvenlik güçlerinin karşı
koymasıyla püskiirtüldü. "Akmcılar" ve Rum "Limya"
köyleri mevkiinden "sınır delme" eylemini gerçekleştirerek
KKTC'ye geçen 53 Rum kadını ile bir erkek gözaltına alındı.
Daha sonra Türk makamları ile Barış Gücü polisi
nezaretinde iyi niyet gösterisi olarak resmi giriş-çıkış kapısı
olan Lefkoşa'daki Ledra Palas'tan iade edildiler.
Olayları yerinde izleyen Rauf Denktaş, "Bu olay,
görüşmeleri elbette ki etkileyecek. Hükümetle görüşüp bir
karar almak zorunda kalabilirim. Bu böyle devam edemez"
dedi.
DÜNYADA BUGÜN
Amsîerdam
Amman
Atoa
Ba^dat
Barcekma
Basd
Betgrad
Bertn
Bonn
Brüksel
Ceımre
Cezayr
Cdde
Dutaı
FranKîurt
Gıne
Heisınkj
Kîrtn
Leftoşa
Y 14°
A 24°
A 20°
A 18°
A 22»
A 19*
A VP
A 18°
B W
Y 14°
A 17°
A 18°
B 19°
A 29°
6 30°
A V"
B 2T
Y 11°
A 23°
Y 16°
B 16°
B 21°
Lemngrad
Madhd
Mlano
Momnul
Moskova
Mûnh
0s«
Pans
Prag
«»ad
Roma
Sofya
Sara
Tel Avıv
Tunus
Ven«jık
Viyara
Y 9°
Y 16=
A 21"
A 17°
B 12°
A 22°
A 16°
B e°
Y 10°
B 21°
B 16°
A 29°
A 19°
A 16°
A23°
B 12°
B 10°
B 9°
A 18°
8 7°
VtastımgtonB 7°
Zünh A 19
1ARTISMA
Edebiyata Ilgi
Kâğıt üzerinde Türk dilini geliştirme ve kitleleri
bilinçlendirme konusunda adımlar atılıyorsa da uygulamalar
sonucunda beklenen verim alınamamıştır. Her geçen gün
dilimizde bir yozlaşma egemen olmaktadır.
Türkçe-edebiyat dersleri için özetle, "Ogren-
cOerin dili kullanma becerilerini gdiştiren; lür-
lerinin güzel örneklcrini sınıfa getirerek oku-
ma ve yazma alışkanlığı kazandıran; dile yö-
n«lik etkinliklere yer veren derslerdir" denir.
Bu yargı doğrultusunda hem ortaokul, hem
lise programlannda Türkçe-edebiyat derslerine
geniş bir kapsam verilmiştir. Ortaokullarda
Ttirkçe dersi haftada altı saat sürdürülmek-
tedir.
Bir sınıfta iki-üç kişi derse sevgiyle baka-
biliyorsa, nottan öte ilgiyle izleyebiliyorsa öğ-
retmen mutlu oluyor.
Bu ilgisizliğin, en önemli kaynağı ders ki-
taplarıdır. Kitaplardan kaynaklanan sorunlar
peşisıra ılgisizliği, soğukluğu doğurmaktadır.
Bunları şöyle örneklendirebiliriz:
1. Öğrencilerin en çok yakındığı konuların
başında seçilen metinlerin dili gelmektedir.
Dil, yaşayan bir canlıdır. O da her canlı gibi
geçen süreç içinde değişikliklere uğrayacaktır.
Geçen süreç kimi sözcüklerin ölmesine kimi-
lerinin de doğmasına zemin hazırlayacaktır.
Teknolojik gelişmelerle her geçen gün dilimi-
ze yeni sözcüklerin girdiği bir ortamda öğren-
cilere sunulacak 16. ve 17. y.y. süslü dil örnek-
leri doğal olarak yakınma noktası otacaktır.
2. ilgisizliğin bir nedeni de biçimden kay-
naklanmaktadır. Bugün herhangi bir vatan-
dasa edebiyat dediğinizde aklına ilk gelen gu-
zel bir şiir, güzel bir öykü değil de "fâilâtün
fâilâtiin" ifadesiyle dile getirilen aruz kalıp-
larıdır. Bireylerin akıllanna zorluklanyla ve
bir türlü anlaşılamayan yönleriyle yer edinmiş-
tir biçim özellikleri. Bu konuda ders kitapla-
nnın hatası olduğu gibi eğitimcilerin de payı
vardır.
3. Bir başka ilgisizlik kaynağı konulardan
doğar. Edebiyat kitaplannda salt örnek olsun
diye seçilmiş parçalar vardır. Bu tür parçalarda
öğrencinin ilgisini yoğunlaştırmak olası değil-
dir. Aynı türün daha ilgi çekici, daha etkile-
yici örnekleri olmasına karşın yer almaması
öğretmeni zor durumda bırakmaktadır.
4. Türk Dili ve Edebiyatı derslerinin tarih
dersi gibi sürdürülmesi bir başka olumsuzluk-
tur. Amaca yönelmede tarihin işlevi tartışıla-
maz. İyi bir edebiyat eğitim ve öğretimi ede-
biyat tarihiyle işbirliği ile sağlanır. Ancak ders
bir şiiri, bir öyküyü incelemeden, mısralardaki
zevke ermeden öte edebiyat tarihine kayarsa
ilgi dağılır kuşkusuz.
5. Başlangıçtan günümüze değişik değişik
ürünlerine yer verilmesine karşın ders kitap-
lan 1960'lara gelindiğinde bitmektedir. Öğren-
cilerde şu kanı oluşmaktadır. "O tarihler ede-
biyat bakımından üriinlerin bittiği dönemler-
dir. Önemli bir yapıt olsa kitaplara alınırdı."
Sonuç olarak edebiyata, kültüre yönelik ça-
balanmızı gözden geçirmek zorundayız. Oku-
maya, yazmaya ilgiyi arttırmak istiyorsak,
derslere ders için değil, bir şeyler edinebilme
çabasıyla gelen kitleler görmek istiyorsak, en
başta ders kitaplarını yeniden gözden geçir-
meliyiz. Bu çalışmalar yapılırken her türlü po-
litik çıkardan uzak kaİınmalıdır. tnsana say-
gı, sanata saygı ilke alınmalıdır. Her yeni gü-
nün değişiklik ve yenilik olduğu bir dünyada
dedelerimizin okuduğu kitaplan -ufak bir de-
ğişiklik bile yapılmadan- okumak durumun-
da kalmak ho> olmasa gerek.
AKIN ERSÖZ
Türk Dili ve Edebiyalı Ögretmeni Samsun.
OKURLARDAN
Âile hekimliği ve genel sağlık sigortası
Genel sağlık sigortası sistemi
gündeme geldiğinden bu yana,
kamuoyu aile hekimliğiyle ilgili
yanlış bilgilerle
donatılmaktadır. Yeni sisteme
ilişkin görüşler almak üzere,
devlet kuruluşlarına gönderilen
anket formlarının henüz çok az
bir kısmı incelenmişken, basın
toplantısı düzenleyerek, yeni
sistemi olumlu bulanlann
oranının %95 olduğu şeklinde
anket sonuçlan açıklanmış,
basmda aile hekimlerinin
kazanacağı milyonlardan söz
edilerek, halkla doktorlar bir
kez daha karşı karşıya
bırakılmış, daha ortada "fol
yok, yumurta yok" iken,
"köseyi dönmüş doktor" imajı
akıllara yerleştirilmiştir. Temel
olarak; hükümetin genel
"özelleştirme" politikasının bir
parçası kabul edilebilecek bu
yeni sistemle, sağlık
harcamaiarına ayrılan
devlet desteği, daha da
azalacak; halktan toplanacak
primlerde, tedaviye yönelik
hizmetler, ağırlıklı biçimde
yürütülmeye çalışılırken, zaten
yetersiz olan koruyucu sağlık
hizmetleri, iyice geri plana
itilecektir.
Aile hekimliği bir uzmanlık
dalı olup, (Genel Cerrahi,
Kadın-Doğum Hastalıkları,
Dahiliye, Göz Hastalıklan vs.
gibi), 1985'ten bu yana Ankara,
lstanbul ve tzmir'deki devlet
hastaneleri TUS (Tıpta
Uzmanlık Sınavı) ile aile
hekimliği asıstanı almakta ve 3
yıl süren bir uzmanlık eğitimi
vermektedir. Bugün uzmanlık
eğitimi devam eden 200 kadar
aile hekimliği asistaıu ile 6
uzman bulunmaktadır. Bu 206
kişi djşında halen hekimler ise,
bir dilekçe ile SAĞ-KUR'a
başvurduklannda aile hekimi
olarak istihdam edileceklerdir
ve sayıları, Sağlık Bakanlığı'nın
açıklamasına göre 25.000
kadardır. Yani bu sistemle,
kadın doğum hastalıkları
uzmant da göz hastalıkları
uzmanı da pratisyen hekim de
bir sabah uyandıklannda, artık
aile hekimi olarak görev
yapmaya başlayacaklardır. Bu
durumda aklımıza şu sorular
takılmaktadır:
1) Her cerrah ya da kadın-
doğum U2manı; SAĞ-KUR'la
anlaştığında aile hekimi olarak
çalışacaksa, bu mantığa göre,
kadın doğum uzmanı
pediatrist; genel cerrah da
cildiyeci gibi çalışabilir, onun
yetkileriyle donanabilir.
2) Eğer SAĞ-KUR'la anlaşma
yapan her hekime aile hekimi
statüsü tamnacaksa, niçin hâlâ
aile hekimliği diye bir uzmanlık
dalı var ve niçin hâlâ sınavla
asistan almaya devam ediliyor?
Sayıları gittikçe artan, ancak 3
yıllık eğitimi ve emeği hiçe
sayılarak SAĞ-KUR
tenceresinde diğer hekimlerle
birlikte kaynayıp gitmesi
planlanan aile hekimliği
uzmanlarına bir öncelik,
ayncahk tamnması ya da en
azından statülerinin
belirlenmesi gerekli değil midir?
Eğer bu gerekli değil ise, niçin
bu uzmanlık dalı kaldınlmıyor?
Genel sağlık sigortası ile ilgili,
bakanlık yetkilileri ile yapılan
çeşitli toplantüarda, bu
yetkililere yukardaki sorulan
yönelttifirnizde, doyufucu-bir—
yanıt alamadık. Yeni sağlık
sisteminın temel direği olarak
gösterilen aile hekimliği
kurumunun, olması gereken en
iyi konuma gelmesi dileğiyle,
yetkililerden gerçekçi ve yapıcı
açıklamalar bekliyoruz.
Dr. Firdevs Hasene Günbay
Aile Hekimliği Asistanı
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇ1
Danimarka'da...
Emekli elçilerimizden Sacıt Somel'in "Almanya'da Türk İşçi-
leriyie İç içe" adlı kitabmdan söz etmekte geciktim. Sacit So-
mel, diplomat olacağma, gülmece yazarı olsa ne iyi olurdu.
Somel, Dursun Atılgan'la, Mahmut Makal'la ortak dostumuz. So-
mel, başkonsolosluk yaptığı sıralarda, çeşitli ülkelerde karşılaş-
tığı, ışçilerimizin karşılaştıkları olayları anlatıyor tatlı tatlı. Oralarda
yaşayan yurttaşlanmızın sorunlarını anlatırken, bir yerde şöyle
diyor:
"...Bazı vatandaşlanmız da, yine bilgisizliklerinden Ötûrü, baş-
konsolosluklardan yasalara aykın ısteklerde bulunmakta, istek-
leri yerine getirilemeyince de başkonsolosluğa cephe
almaktadırlar. Örneğın evli bir vatandaşımız, bir gün Kopenhag
Büyükelçiliğimize başvurarak, Avusiralya vizesi alabiimek için
kendisine bekâr olduğunu gösteren tasdikli bir nüfus cüzdanı
verilmesini istemiş, verilmeyince de:
— Sizin işiniz zaten vatandaşlara zorluk çıkarmak, kime hay-
rınız var ki? diye kapıyı hızla vurup çıkmıştı..."
Sacit Somel, Lübnan'da, Amerika'da, Almanya'da da çalışmış.
Almanya'dan bir anısı da şöyle:
"Bir gün bir vatandaşımız yeni doğan çocuğunu kaydettirmek
için, yanında 4-5 yaşındaki oğlu olduğu halde, Düsseldorf Baş-
konsolosluğumuzagelmişti. Doğum masasına bakan memuru-
muz çocuk seven bir kimse olduğu için, bir taraftan kayıt
işlemlerini yaparken. diğer taraftan da, vatandaşlarımızın zeki
baktşlı, konuşkan oğluyla konuşmaya başlamıştı:
— Yeni gelen kardeşini seviyor musun?
— Tabit, ben bütün kardeşlerimi severim.
— Kaç tane kardeşin var?
— Dört tane idik, amma şimdi beş olduk.
— Ooo, maşallah, eviniz büyük olmalı, bir yatak odasına bü-
tün kardeşler sığmazsınız.
— Sığıyoruz tabıı. hepimize yer var. Yataklarımızı yan yana ko-
yuyoruz, yer herkese yetiyor, anneme de yetiyor. Bir babama yet-
miyor, o da annemin üstünde uyuyor!"
Sacit Somel'in anlattığına göre, Almanya'daki 8-12 yaşlar ara-
sındaki Türk çocuklanmn yarısı Kuran kurslarına gidiyor aşağı
yukarı. Alman eğitimciler, Arapça kuran surelerini ezberieme-
nin Türk çocuklanmn düşünme ve yaratma gücünü öldürdûğü-
nü ileri sürüyorlar. Öte yandan, çocuk Alman okulu.ana babası
ve Kuran kursu arasında kalmakta. Çocuğun okulda okuduğu-
na Kuran hocası "günah" demekte, okulun yaptırmak istediği-
ne de baba karşı çıkmakta.
Somel'in kitabında, ilginç örnekler var, fıkra gibi...
Bir gün, doğan çocuğunu kaydettirmek için Düsseldorf Baş-
konsolosluğuna bir kadın işçi gelir. Memurla arasında şu konuş-
ma geçer:
— Çocuğunuzun kaydı için kocanızın nüfus cüzdanını da ge-
tirmeniz gerek.
— Kocam Türkiye'de, nOfus cüzdanı burada yok. Hem zaten
çocuğumun babası o deel!
— Biz yine çocuğunuzu kocanızın üzerine kaydetmek zorun-
dayız. Amaaa, kocanızın bu çocuktan haberi olunca size ne der,
onu bilemeyiz!
— Ossun, zaten çocuğun babası da yabancı deel, o da em-
mimin oğlu!
15 Ocak 1987 günlü Cumhuriyet'te, "Valizle Ortak Pazar"da
başlıklı bir "Ankara Notlan" yazmıstım. Yeri geldiği için yinele-
mek istiyorum. Bir bölümü şöyleydi:
"Emekli elçilerimizden Sacit Somel, eski Büyükelçilerden Va-
hap Aşıroğlu'nun tanık olduğu bir olayı anlattı. Vahap Aşıroğlu,
Kopenhag'da büyükelçi, bir akşam geç saate dek çalışır. Her-
kes gitmiştir. Çıkacağı sırada, telefon çalar. Konuşan bir Dani-
markalı, şöyle der:
— Burada, istasyonda bir vatandaşınız var; sağa, sola bakıp
duruyor. Dil bilmiyor. Belki bir yardımınız olur diye size telefon
ediygrum. Telefonu Türke verir:
— Abi, burası neresi?
— Kopenhag!
~— Kop fnu. n e kopu? •-
— Kop değil, Kopenhag! Danimarka'nın başkenti!
— Ne marka?
— Danımarka, Danimarka! Hani trenle Almanya'yı geçtikten
sonra gelinen bir memleket var ya, orası...
— Ben şimdi Almanya'yı geçtim mi?
— Geçtin tabii, Danimarka'ya geldin!
— Vay anasını! Ben orda inecektim!..
Şaka maka derken üç kişi Danimarka'ya vardık. Pro1. Sadun
Aren, İstanbul Milletvekili Hüsnü Okçuoğlu ile birlikte!
YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESÎ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
AKADEMİK PERSONEL İLANI
Universitemiz Akademik birimlerinde açık bulunan kadrolara, 2547 sayılı kanunun ilgili maddelerine göre öğretim elemam alınacaktır.
Kanuni şartlan taşıyan adaylardan ilanımızın gazetede ilk yayımlandığı tarihten itibaren 15 (on beş) gün içerisinde fakülte dekan-
lıklarına başvurmalan gerekmektedir. Postadaki vaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır.
BAŞVURU ŞARTLARI.
1. Doçentlik kadrolanna müracaat edecek adaylardan, 2547 sayılı kanunun 24. maddesindeki şartlan taşıyanlar, özgeçmişlerini,
bilimsel çalışma ve yayınlannı kapsayan dosyayı (1 nüsha halinde), doçentlik ve yabancı dil başarı belgelerinin asıllarını veya noter-
den tasdikli suretlerini, nüfus cüzdanı sureti ve 2 adet fotoğraflarını, başvurduklan anabilim dalını belirten dilekçelerine ekleyerek
ilgili akademik birime,
2. Yardımcı doçent kadrolanna başvuracaklann, sınava girecekleri yabancı dili belirten dilekçelerine, başvurduklan anabilim da-
lını, özgeçmişlerini, yardımcı doçentlik yabancı dil başan belgesinin aslını, bilimsel çalışma ve yaymlannı kapsayan bir dosyayı (4
nüsha halinde), nüfus cüzdanı suretini, 2 (iki) adet fotoğrafı ekleyerek ilgili akademik birime,
3. Öğretim görevlisi, araştırma görevlisi, okutman ve uzman kadrolanna müracaat edecek adaylann, başvurdukları anabilim da-
lını belirten dilekçelerine özgeçmişlerini, lisans diplomasının noter tasdikli suretlerini, nüfus cüzdan sureti ve 2 (iki) adet fotoğrafla-
rını, varsa bilimsel çalışma ve yaymlannı, sınava girecekleri yabancı dili belirten dilekçelerine ekleyerek ilgili akademik birime baş-
vurmalan,
Gerekmektedir.
Yardımcı doçent ve araştırma görevlisi adaylannın yabancı dil sınavı 09.04.1990 günü saat 10.00'da, öğretim görevlisi, araştırma
görevlisi, okutman ve uzman adaylarırun bilim sınavı 10.04.1990 günü saat 10.00'da, adaylann mülakatı 11.04.1990 günü saat 13.00'te
universitemiz kampus binasında yapılacaktır. Yüksek dereceli kadrolara müracaat edecek adayiarm yeterli hizmet süresine sahip
olmaları gerekmektedir.
tLAN OLUNUR.
KADRO
BİRİMt BÖLt'MÜ ANABİLtM/BtLtM DALI UNVANI ADETİ DERECESt
Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Eski Çağ Tarihi (X) Uzman
Fiâk Nükleer Fiziği
Atom ve Moleküler (XX) Arş. Gör.
" " Eğitim Bilimleri Eğitim Prog. ve Öğretim
" " Batı Dil. ve Edebiyatı Ingiliz Dili ve Edebiyatı "
" " Biyoloji Genel Biyoloji "
" " Botanik
" " " Eğitim Bilimleri Egitim Yön. ve Planlaması Öğr. Gör.
" " " Fizik Yoğun Madde Yrd. Doç.
Tarih Eski Çağ (XXX) Doçent
Veteriner Fakültesi Zooteknik ve Hay. Besl. Hayvan Besleme ve Besl. Hast. Doçent
" " Hastalıklar ve Klinik. Parazitoloji Doçent ;
Ziraat Fakültesi Zooteknik Yemler ve Hayvan Besl. Uzman
" " Gıda Bil. ve Tekn. Gıda Bilimi "
" " Zooteknik Yemler ve Hayvan Besl. Araş. Gör. ',
" " " Hayvan Yetiştirme "
Tarla Bitkileri Tarla Bitkileri
" " Gıda Bil. ve Tekno. Süt Teknolojisi "
Bahe Bitkileri Bahçe Bitkileri . Öğr. Gör.
" Zooteknik ' Yemler ve Hay. Besl. "
" " " Hayvan Yetiştirme "
Gıda Bil. Ve Tekn. Gıda Bilimi
Bahçe Bitkileri Bahçe Bitkileri ' Yard. Doc.
Zooteknik Yem. Ve Hayvan Besl.
" " " Hayvan Yetiştirme "
" Tarla Bitkileri Tarla Bitkileri "
Gıda Bil. Ve Tekn. Gıda Bilimi
. " " ' " Süt Teknolojisi ' . "
" " Toprak Toprak Doçent
" " Tarımsal Mekanizasyonu Tanmsal Mekanizasyonu Yrd. Doç.
" " Bitki Koruma Entomoloji "
REKTÖRLÜK Atatürk Ilkeleri ve Inkılap Tarihi Okutman
6
1
5
5
7
6
5
1
4
1
1
> 1-3
2
3
l 5-6
7
1 6-7-7
5
4
2
1 4
3
4
4
4
l 5
3
1 5
2
3
4
5
(X) "Eski Çağ Tarihi" Anabilim Dalı Uzmanlık kadrosuna müracaat edenlerden Arapça-Farsça bilenler tercih edilir.
(XX) "Atom ve Mol. Fizik" Anabilim Dalı araştırma görevliliğine müracaat edecek adaylann bilgisayar öğrenimi görmüş olmaları,
kurs gördüklerine dair Kurs Belgesi veya diplomasına ibraz etmeleri gerekir.
(XXX) "Eski Çağ Tarihi" Anabilim Dalı doçentlik kadrosuna müracaat edecek adaylann Selçuklu ve Osmanlı Sanat Tarihi dalında
uzman olmaları ve bu dalda doktora yapmış olmaları gerekir.
Basın: 19969
İLAN
ESKİŞEHİR 1. SULH CEZA
MAHKEMESİ'NDEN BİLDİRİLMİŞTİR
SANIK: ÖZCAN YOLSAL - Osman ve Kadından olma 1962 D.lu
Trabzon - Maçka - Yeşilyurt köyü nf. kayıtlı halen aynı köyde otu-
nır.
HÜKÜM ÖZETl:
Yukarıda açık kitnliği yazılı sanığın Eskişehir Yapı ve Kredi Ban-
kası 2 Eylül Şubesi'nce kendisine verilen çek karnesini bankanın, geri
istemesine rağmen iade etmediği ve boylece çek kanununa aykın dav-
randığı anlaşüdığından.
Mahkememizin 27.9.1988 tarih ve 1988/316-595 numarah kararı
ile sanığın 3167 sayılı kanunun 13/1. maddesi gereğince 20.000.—
lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Bu karar sanığın mevcut adreslerine tebliğ edüememiş zabıtaca tah-
kikatta sanığın yeni adresı tespit edilememiştir.
Bu nedenle 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28. maddesi uyann-
ca hüküm özetinin ilanen tebliğine karar verilmiştir.
Hüküm, ilan edildiği tarihten 7 gün sonra sanığa tebliğ edilmiş
sayılacaktır.
tlan olunur. 24.8.1989
Basın: 18123
TEKEL
ADANA YAPRAK TÜTÜN İŞLETMELERİ
MERKEZ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
AdanaTekel Y.T. İşletmeleri Merkez Müdürlüğümüze bağlı lsla-
hiye/GAZİANTEP ilçesindeki yaprak tütün depolanmız için mev-
cut malzeme ile çelik karkas ranza katı montajı yaptınlacaktır.
1- thale 3 Nisan 1990 Salı günü saat 14.00'te Adana Tekel Y.T.
Işl. Merkez Müdürluğümüz İhale Komisyonu'nca kapalı zarf usulü,
eksihme tarzı ile yapılacaktır.
lhaleye istekli çıkmadığı veya ihale gerçekleşmediği takdirde 10
Nisan 1990 günü saat 14.00'te yeniden aynı usulle tekrar yapılacaktır.
2- Bu işe ait şartnameler Merkez Müdürluğümüz ihale komisyo-
nundan temin edilebilir.
3- thalenin muhammen bedeli KDV hariç 29.503.125 TL. üzerin-
den gecici teminat bedeli 1.476.000 TL.'dir.
4- lstekliler ihaleden önce müdürlüğümüzden alacaklan yer gör-
me belgesi ve şartnamede yazılı diğer belgelerle birlikte ve şartlarda
ihaleye katılabilirler.
5- Tekel 2886 sayılı kanun kapsamında olmayıp, ihaleyi yapıp yap-
mamakta. dilediğine yapmakta veya kısmen yapmakta serbesttir.
6- Müracaatlar şahsen yapılacaktır.
İlanen duyurulur. Basın: 18835
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
TEKNİK BİLİMLER MESLEK YÜKSEK
OKULU BİLGİSAYAR
PROGRAMCILIĞI BAŞKANLIĞI
İNGİLİZCE KURSLARI
Bölümümüzce 1990 yılı eğitim programlan çerçevesinde
"İNGİLİZCE" kursları düzenlenmiştır.
Avcılar Bilgisayar Merkezi'nde ve Beyazıı Basın Yayuı Yüksek Oku-
lü bünyesinde tamamen yabancı öğretmenler tarafından verüecek olan
İNGİLİZCE kursları konuşmaya yönelik olacaktır. KatılnAk iste-
yen kursiyerler için bir seviye sınavı yapılacaktır.
Kurslar 10 Man 1990 larihinde başlayacak olup basvurulann 8 Mart
1990 tarihine kadar yapılması gerekmektedir.
Kurs Saatleri:
P.Tesi-Salı-Perşembe 18.00-20.00
C.tesi-Pazar 10.00-13.00
. 14.00-17.00
. Bilgi K'n:
Avcılar: 591 38 91
591 38 50/439
Beyazıt Basın Yayın: 512 52 57 / 104-105
Basın: 19123