02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 MART 1990 HABERLER CUMHURİYET/11 • • Ozal n U gecesinde • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve eşi, tstanbul Teknik Üniversitesi mezunlannın gecesine katıldılar. özal'ın da İTÜ mezunu olması dolayısıyla altı yıldır katıldığı geleneksel mezunlar gecesinde bakanlardan Safa Giray, Cengiz Alünkaya ve Hüsamettin Örüç de hazır bulundular. Özal ve eşinin salona girışi sırasında polisler bazı gazetecileri itekleyince gazeteciler ve polisler arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Özallar'ın salona girişinden sonra basm mensupları "iki dakika" için içeri alıdılar. Cumhurbaşkanı ve eşinin masada yan yana oturmalarını görüntüleyen foto muhabirlerinin flaşlarından rahatsız olan Safa Giray, "Bu flaşlar gözleri çok etkiliyor" diye söylendi. Thşkı davası' 15. ayında • ANKARA (VBA) — Mardin'in Cizre ilçesi Yeşilyurt Köyü'ne 15 Ocak 1989'da düzenlenen operasyonda köylülere insan dışkısı yedirdiği öne sürülen, ancak yalmzca işkence yaptığı gerekçesiyle yargılanan Binbaşı Cafer Tayyar Çağlayan hakkında açılan dava 15. ayına girdi. Çağlayan'm yargılanmasına bugün Ankara Üçiincü Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edilecek. Cizre'de can güvenliği bulunmadığı gerekçesiyle dava dosyası Ankara'ya gönderilerek burada tutuksuz olarak yargılanmaya başlanan Jandarma Binbaşı Cafer Tayyar Çağlayan davasında bu aşamaya kadar dinlenemeyen tanık ifadeleri bekleniyor. Yeşilyurt Köyü Muhtarı Abdurrahman Müştak ile Kâmil Müştak ve Bahattin Müştak'ın şikâyetleri üzerine Cizre llçe Idare Kurulu'nun verdiği "lüzum-u muhakeme karan" üzerine açılan davada köylüleri 20'yi aşkın avukat savunuyor. 81 ögrenci DGM'de • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Ege Üniversitesi kampusunda çıkan olaylarda gözaltına alınan 39*u kız 81 sanık hakkında DGM Savcılığı tutuklama istemiyle dava açtı. Savcı, sanıklar için 3 ile 15 yıla kadar ağır hapis cezası istedi. Sıkı güvenlik önlemleri altında dün akşam saatlerinde başlayan duruşmada savcı, sanıkların olay günii kampusta toplanarak bölücü slogan acıp, izinsız yürüyüş yaptıklannı ve dağılmalan için uyanda bulunan güvenlik güçlerine mukavemette bulunduklarım iddia etti. Mtize davasında bozma • İSTANBUL (AA) — Harbiye'deki Askeri Müze ve Kültür Sitesi'nde sergilenen, eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e ait 8 parça nişan ve kolyeyi çaldığı iddia edilen sanık Astsubay Ibrahim Yağcı'nın yargılanmasına devam edildi. Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde dün yapılan duruşmada, sanık hakkında zimmetine para geçirdigi iddiasıyla açılan davada verilen karann, Askeri Yargıtay 1. Dairesi tarafından bozulduğu belirtilerek, Askeri Yargıtay'ın kararı okundu. Keçeciler: Defîleye bile gittîm 'Akbulufla Batı tipi demokrasiye geçiş zorlukları yaşanıyof FARUK BİLDİRİCİ ANKARA — Devlet Bakanı Mehmel Keçeciler, Turgut Özal dönemini "Dogu tipi demokrasi" olarak niteleyerek Başbakan Yıl- dınm Akbulut'un liderliğinde ANAP'ta "Batı tipi demokrasiye geçiş zorlukları yaşandığııu" söy- ledi. "Herkes ANAP'a olan sada- katini göstermek zorundadır" di- yen Keçeciler, "Mecliste muhale- fetin önergesi oylanırken kuliste oturup içeri girmemek ve sonra da ANAP'a liderlik iddiasında bu- lnnnıak doğru değildir. Bu davra- nışlan takip ediyoruz ve tüm teş- kilaüara birer birer anlatıyoruz" biçiminde konuştu. Mehmet Keçeciler, ANAP Ge- nel Merkez yöneticilerinin "işleri- nin kendisinin parti yöneticisi ol- duğu döneme göre daha zor olduğunu" savundu. Yanlışlıkla- rın hesabının koagrede sorulaca- ğını söyleyen Keçeciler, başbakan yardımcılığı ile ilgili soruları ya- nıtsız bıraktı. Başbakana vekâle- tine "gerici" diye karşı çıkılması- nı anlayamadığını belirten Keçe- ciler, "Defileye bile gittim. Devlet Tiyatrosu'nun eserlerini takip ede- rim, ama bunlan yaparken bası- na baber vermem. Vermek lazım gaiiba. Mayo ile fotoğraf çektir- medim. Çunkü ANAP ve devlet işlerini yapmaktan ayağımı oere- Başbakana vekâletine "gerici" diye karşı çıkılmasını anlayamadığını belirten Keçeciler, "Defileye bile gittim. Devlet Tiyatrosu'nun eserlerini takip ederim, ama bunlan yaparken basına haber vermem. Vermek lazım gaiiba. Mayo ile fotoğraf çektirmedim" dedi. Özal dönemini "Doğu tipi demokrasi" (lider tipi) olarak niteleyen Keçeciler, Akbulut'un liderliğinde ANAP'ta "Batı tipi" demokrasiye geçiş zorlukları yaşandığını söyledi. deyse havnz snyuna bile sokamıyorum" diye yakındı. Ke- çeciler'e yönelttiğimiz sorular ve yanıtlan şöyle: — ANAP Gend Merkezi vc Ba- kanlar Kurulu'nun Akbulut baş- kanlığında işlevini yerine getire- medigi eleştirüerine katatayor mu- sunuz? KEÇECİLER — Türkiye çok yakın zamana kadar lider tipi de- mokrasiye sahipti. Partiler de li- der partisi olmaktaydı. Halbuki Batı'da ekip demokrasisi var. El- bette bir partinin genel başkanı, lideri var, ama işi götüren eİtiptir. Biz de lider tipi demokrasiyi ekip demokrasisi ile değıştirebildiğimiz ölçüde gelişebileceğiz. Dünyaya adım atmış olacağız. ANAP Sa- yın Akbulut ile beraber bir ekip çalışmasını denemektedir. — Akbulut öncesini Uder tipi olarak adlandınyorsunuz. Bu o dönetni başansız gördüğünüz an- lamına da geliyor mu? KEÇECtLER — Hayır. O da- ha ziyade bizim Doğu usulü bir demokrasi türüdür. Anti- demokratik bir tavırdır demiyo- rum. Ama her şeyin tek bir insa- nın elinde toplanması, o insanın bulunmadığı zaman işlerin yürü- memesini, basın o zaman tenkit ediyordu. Şimdı her bakan kendi icraatını yapmakta, Sayın Akbu- lut da en iyi şekilde koordine et- meye calısmaktadır. — Bazı ANAP mületvekiUeri neden bir iktidar ya da lider boş- lugu olduğunu düşünuyoriar? KEÇECİLER — Alışık oldu- ğumuz sistemi değiştiriyoruz, bu- nu gerçekleştirmek kolay bir ha- dise değildir. — Siıce ANAP bu döneme uyumu saglayabilecek mi? KEÇECtLER — Biz buna adapte olduk, olacağız. Adapte olurken bazı sıkıntılar çekilmesi normaldir. Ama gittiğimiz yol doğnıdur. Ümitsizliğe düşmeye hakkımız yok. Türkiye'nin gelece- ğinden, ANAP'ın geleceğinden ümidi kesmeye hakkımız yok. Herkes bu yeni dönemde ANAP'a olan sadakatini göstermek zorun- dadır. Mecliste muhalefetin yok- lama onergesi oylanırken kuliste oturup içeri girmemek ve sonra da ANAP'a lider olacağı iddiasında bulunmak doğru değildir. Bu mümkün değildir. Bunlar ANAP'lüarın gözünden kaçmı- yor. Bu davranışlan takip ediyo- ruz, tüm parti teşkilatlarma birer birer anlatıyoruz, bunlan anlatır- ken hiç de pervamız olmaz. Onun için ileride bu partide görev almak isteyen varsa, ANAP'a bu döne- minde yardımcı olmak zorunda- dır. Evvela çalışacaklar, ama kongreye geldiklerinde aday ol- mak hakları... — Bu sozlerinizle Hasan Celal Güzel ile Mesut Yılmaz'ı mı eleş- tiriyorsunuz? KEÇECtLER — Ben isim ver- medim. O tür davranışta bulunan- ları kastediyonım. — Ama ANAP'ın icinde bulun- duğu zor dönemde bâlâ liderliğe hanriauanlar varsa, bu onlann uyum gösteremediklerini mi gös- teriyor sizce? KEÇECtLER - Ekip çalışma- sına uyum gösterecekler, gayret gösterecekler. Zaten çoğunluk uyum gösteriyor. Öbürleri de ayak uydurmak zorunda, ama ekip ça- lışmasına uymayıp 'Ben mevcut ekibi tökezleteyim, ondan sonra geiecek ekipte biz yer alahm' man- tığı yanlıştır. Bu mantık var veya yok diye tartışmıyorum. Faraza yerler değişmis olsa, aynı davra- nışlar bu kez kendilerine gösteri- lirse hakh olunur. — Mesut Yılmaz'ın davramşını nasıl degerlendiriyorsunuz? KEÇECİLER — Bir şey söyle- miyonım. Değerli bir arkadaşı- mızdır. — YUmaz'ın gend başkan aday- Iığını açıklaması sizin için snrpriz olur mu? KEÇECİLER — Hayır. Mehmet Keçeciler hükümetin tasarrufa önem gösterdiğini, hal- kı rahatlatacak kararlar aldığını, ama bunu "halka anlatamadığını" söyledi. Keçeciler, Doğu Anadolu'daki olayları "dtş kaynakh" olarak ni- telendirdi. Keçeciler, bölgede "Kürt" sorununa nasü baktığı yo- iunda sonıya özetle şu yanıtı vcr- di: "Türkiye'de hiçbir zaman Müs- lüman azınlık sornnu olmamıştır. Bu memleketin dogusu ile badsı etle tırnak gibi birbirine kaynaş- mıştır. Bunun tarttşraası yapdma- malıdır. Buradaki insanlar vatan- perver insanlardır. Dışanda egiül- miş ve Türkiye'ye sokularak faa- liyet gösteren terörist gruplar var. O bölgenin insanlan canla başla konınmaktadırlar. Türkiye'nin her tarafınd» Edir- ne'de, Mugla'da, Konya'da farklı şiveler vardır. İnsanlan bugün ar- ük kafataslannı öiçerek degerien- direcek bir devir degüdir. Anado- lu'dan binlerce medeniyet gecmiş. Burada saf ırk aramanın anlamı var mı? Türkiye Cumhariyeti'nde yaşayan berkes Türktiir. Türk dev- leti ırki bir devlet değildir. Hukuk devktidir." Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu Cumhuriyet7/2 sorulannı yanıtladı 'Terör artımyor, azaldı' KlSA KISA • TülüBCülrre beraat — Tutiın piyasasının açıldıjı gttn Akhısar'da gösteri yaptıkları gerekçesiyle yargılanan 13'U kadın 16 üretici beraat etti. • Sovyet tarihçiye sonışturma — tstanbul DGM Savcılığı, Sovyet tarihçi Doç. Dr. Celile Celil hakında Toplumsal Kurtuluş Dergisi'nde yayımlanan söyleşısi nedenıyle soru$turma açt\. Soruşturmanm yazıda bölücü propaganda yapıldığı savıyla açıldığı belinilıyor. • Karara bozm» — Damştay, Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelenin yargılanması yolundaki Ankara tl ldare Kurulu'nun karannı bozdu. Ankara Valiliği, Taşdelen için izinsiz şenlik düzenlediği gerekçesiyle soruşturma açmı^tı. • OUya tepki — Otomobil-tş Sendikası'nca düzenlenen "Insanca Yajama ve Çalışma Hakkına Saygı" mitingi sonrası polisin bazı göstericilere yönelik tutumu tepkiye yol açtı. • 36 ögrenci yargı önonde — Uludağ Üniversitesi Gorükle kampusunda 26 ocak günü meydana gelen olaylarla ilgili olarak sol görüşlü 36 öğrencinin yargılanmasına yarın başlanacak. • Olaylı forum — Islanbul Üniversitesi Merkez kampüsunde dün Halepçe kaıliamı ve Nusaybin olaylan nedeniyle bir forum düzenlendı. Forum, oğrenci gruplarının birbirlerini karsılıkb olarak suçladıklan tarüşma alanına dönerken, zaman zaman gerginleşen hava, kavgaya dönüjmeden yauştınldı. NİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — tçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ile Roma'da kaldığı "Cicerone" Ote- li'nin bannda konuşuyoruz. "Uyuşturucn Trafiğinde Balkan Yolu" konulu bir top- lantı için ttalyan başkentine gelen Içişleri Bakanı, 10 Avrupa ülkesinin bakanlarırun katıldığı toplantının yorgunluğunu üzerin- den atmış görünüyor. Toplantıya katılan Fransa, îsviçre, Avusturya, Almanya, Bul- garistan, Macaristan, Yunarüstan ve Yugos- lav hûkümetlerinin temsilcileri parmakla hep Türkiye'yi gösteriyor. Uyuşturucu tra- fiğinin Türkiye'de başladığını iddia ediyor- lar. Uyuşturucu ikinci aşamada Bulgaris- tan'a geçiyor ve oradan da Batı Avrupa ül- kelerine dağılıyor. Bakanların işbirliği dek- larasyonuyla sonuçlanan toplantıda basın mensuplarının da çeşitli sorularıyla karşı karşıya kalan bakanla artık bu konuyu tar- tışmıyoruz. "Uyuşturucu trafiği ve terör" arasındaki yakın ilişkiye basın toplantısın- da da dikkati çeken bakanla biz işın terör boyutunu tartışmayı yeğliyoruz. — İtalyan hükümeti, Avrupa Toplulu- ğu dışından gelen kişilere vize koymaya ha- zırlanıyor. ttalyan tçişleri Bakanı Antonio Gava ile Türkiye'yi de bu uygulama içine alıp almayacaklan konusunda temaslannız oldu mu? AKSU — Içişleri Bakanı'yla bu konu- yu kendi aramızda konuştuk. Avrupa Top- luluğu ulkeleri ile bu konuda birlikte ha- reket etmek zorundayız. Ama şu anda ke- sin bir şey yok. Gerçi Türkiye NATO ül- kesi olması hesabıyla Türkiye'ye vize kon- mayabilir de... dedi bana. "Biz ANAP iktidarı olarak laikliğe karşı olan her hareketin karşısındayız" diyen tçişleri Bakanı, "Terörün sağı solu olmaz. Biz hükümet olarak terörün karşısındayız. Güneydoğu'da güvenlik güçleri duruma hâkimdir"dedi. — Bir gazete geçen gün, "Çetin Emeç suikastında Ingram marka 45'lik bir Ame- rikan silahı" kullamldığını, Sinan Ercan^ ın da susturucu takılmış "7.65 çapında bir Beretta" ile öldürüldugunü yazdı. Bu ko- nuda bir bilginiz var mı acaba? AKSU — Bu, ben buradayken yazılmış olmalı. Fakat o gün tahlile 9 tane 45'lik, iki de 9 milimetrelik kovan göndermiştik. 7.65'lik kovan yoktu olay yerinde. Yerde bulunan kovanlar bunlardı. Bir de Çetin Emeç'in arabasında yerde bir çekirdek var- dı. Yani vücuda girip çıkmış bir çekirdek- ti bu. Tahlilleri yapılan kovanlar bunlar- dır. — Güneydoğu'da terör olaylan artıyor. Nusaybin'de bir cenazede gösteriler yapıl- dı. Bu durumda ne yapmayı düşünüyorsu- nuz? Alınan somut önlemler nelerdir? AKSU — Güneydoğu'da terör artmıyor. Son zamanlarda bayağı azaldı. Son zaman- larda güvenlik güçlerimiz büyük başarı gösterdi. Son geçen bir hafta içinde Tür- kiye çapında 7 günde 15 terörist ölü, 17 te- rörist sağ olarak ele geçirüdi ki bu, bugü- ne kadar ele geçirilen terörist sayısı açısın- dan büyük bir rekor sayüabilir. — Sonuçta, artan bir gerilim ortamı var. Üstelik verdiğiniz sayılar da az degil. AKSU — Güneydoğu'da terör açısından artış değil azalma vardır. Üstelik de tam da kritik bir mevsim. Kıştan bahara doğ- ru gidiyoruz. Buna rağmen hep güvenlik kuvvetlerinin inisiyatifi içinde operasyon- lar yapılıyor ve iyi neticeler alınıyor. Yani Doğu'da güvenlik kuvvetleri duruma hâ- kimdir. — Muhalefetin terörle mücadeleye ver- <diği destegj nasıl karşıladınız? AKSU — Muhalefetin ve parlamento- da grubu bulunan parti lerimizin ve iktidar partisinin parlamentoda terör açısından birlik. beraberlik içerisinde bağlanmaları güzel bir harekettir. Bu, güvenlik kuvvet- lerimize de güç vermiştir. Onlann raüca- delesinde bu başarı artan önemde bir fak- tör olacaktır. Olmaya devam edecektir. — Ben AT-Türkiye konulu bir röportaj için uzun süre Bruksel'de kaldım. Bruksel- de, Türkiye'de İslamcı akımlann atağa geç- tiğine ilişkin yaygın endişeler var. tslamcı akımlann, son cinayetlerle de laikliğe, la- ik düşünceye ve laik devlete karşı saldın- ya geçtiği duşünülüyor. Siz bu endişeler karşısında ANAP hukumetinin bir temsil- cisi ve tçişleri Bakanı olarak ne diyorsu- nuz? Hükümet, tslamcı teröre karşı her- hangi bir onlem almayı düşünüyor mu? Böyle bir niyeliniz var mı? Varsa bu ön- lemler nelerdir? AKSU — Biz ANAP iktidarı olarak din ve vicdan hürriyetinin, ancak laiklikle ko- runabileceğine inandığımız için, laikliğe karşı, laik cumhuriyete karşı yönelmiş her türlü hareketin karşısındayız. Onun için de hem Meclis gruteunda hem de diğer yerler- de hep ifade etmişimdir. Biz terörün sağı- na da, soluna da karşıyız. Terörün daha doğrusu sağı ve solu olmaz. Eline silah alıp cinayet işleyen kişi teröristtir. Ve biz hükü- met olarak kimden ve nereden gelirse gel- sin terörün karşısındayız. — Sizin laiklik anlayışınız nedir? Laik- ligi nasıl tanımlıyorsunuz? U — Din ve vicdan hürriyetidir la- iklik. Bu ancak laik cumhuriyette sağla- nır. — Türkiye'de laiklik genellikle din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması ola- rak tanımlanıyor. Siz bu tanunı kabul edi- yor musunuz? AKSU — Evet, tabii. Bu da laikliğin içi- ne girer. Ve Türkiye bu noktaya gelmiş ar- tık. Kimse Türkiye'yi bu noktadan geri çe- kemez. Onun için bir endişeniz olmasın. Çekmeye gücü yetmez. Biz ANAP iktida- rı olarak laikliğe karşı olan her hareketin karşısındayız. — Ama laikliğe karşı saldırılar en çok sizin döneminizde arttı. İslamcı hareketler güçlendi. AKSU — Hiç endişeye düşmesin kim- se, Biz ANAP iktidarı olarak laikliği sür- dureceğiz. Yağmurdereli ile görüşecek Balfe.Bıırsa Cezaevi'nde KUTLU ESENDEMİR BURSA — Avrupa Parlamen- tosu Sosyalist Grubu'nun önde gelen isimlerinden, AT'nin danış- ma organı niteliğindeki parlamen- tonun Türkiye Raportörü, tngiliz parlamemer Richard Balfe, bir Ingiüz vatandaşmın, Başbakanla- rı Margaret Thatcher'a, 'Bnrsa Özel Tip Cezaevi'nde insan hak- lan ihlalleri" olduğu yolundaki başvurusu üzerine Türkiye'ye ge- liyor. Balfe, yann Bursa Özel Tip Cezaevi'nde hükumlulerden avukat-yazar Eşber Yağmurdereli ile görüşecek. Yağmurderdi'nin avukatı Oguz Tunçyürek'ten de hükürnlünün dava dosyası ile ilgili bilgi alacak. Ingiliz akademisyen Bayan Aı- gela Barber, geçen Kurban Bay- ramı'nda Bursa Cezaevi'ne gele- rek Yağmurdereli ile görüşmek is- temiş, ancak yetkililerin sert tavır- ları yuzünden Ulkesine geri dön- müştü. Türkiye Halk Kurtuluş Partisi (THKP)-Acilciler davasından 1978 yılında tutuklanan avukat- yazar Eşber Yağmurdereli, Türk- iye'nin en eski siyasi hükümlüsü. Müebbet hapis cezası alan Ya£- murdereli'nin gözleri görmüyor. Balfe'nin ziyaretiyle ilgili sorumu- zu avukatı aracılığıyla yanıtlayan Yağmurdereli, "Balfe ile bir hu- kukçu olarak 12 Eylül yargdama- lan ve insan baklan konulan üze- rinde duracagu" dedi. Bazısorunlar,çözümlerini degetirir. YETKİLİ UNIX AJANSLARIMIZ: MİKROSET Tel 11) 175 T2 75 tstanbul LİNK BH.İŞİM Tel (4) 137 11 64 Ankara SÖZERTel (51)13 08 09İxınir TEKNİK BİLGİ İŞLEM Tel (51) 63 23 46 bmlr İLETİŞİM BİLGİSAYAR Tei (24) 20 81 01 Buraa Eski İstanbul yangınlan... İstanbul'un büyüme sürecinde, yapılanma ve yerleşim biçiminin yarattığı en büyük sorundu. Çözüm bulundu. Fransız asıllı Müslüman Davut Efendi "tulumba"yı üretti. İlk kez, 1714'deki Galata yangını tuhımba kullanılarak söndürüldü. "Yaman gidip, yaman gelen" İstanbul tulumbacılan, kenti büyük yıkımlardan kurtardılar. İlk bakışta tulumba ile bir UNIX sistemi arasındaki tek benzerlik, ikisinin de "taşınabilir" oluşudur. Ancak, ikisi de farklı sorunların getirdiği çözümlerdir. Tulumba "yeni çağ"da îstanbul'un en büyük sorununa çözüm olmuştur. UNIX, "bilgi çağı"nda, tüm bilgi işlem gereksinim, durum ve sorunlarının genel ve geçerli çözümüdür. UNISYS UNIX, açık sistemlerin en güçlü temsilcisidir. Maksimum verimi ile UNISYS UNK'i "komple çözümler"le Türkiye'de sadece KOÇ-UNİSYS sunar. KOÇ-UNİSYS'i ya da yetkili bir UNIX AJANSI'nı arayınız. ^ KOC UNISYS "Bilgisayar Sistemleri" <1) 174X0On0hal)Faks (!) 174 30 15 (*)ılî3ı ı;ısnaOFa« H]HS73O1 IS'lHO!»- '«O«23 |»)2O91 09 20 94 3C ı71) 1331 12- 1334 6! 136) isıooe IJJI1392<7-14«»3 (31,1165 56 Koç-Unisys Bilgisayar Sistemleri A.Ş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle