Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 HABERLER 15 MART 1990
P A B L A M E N T O ' D A N
Cumhurbaşkanı, başbakan,
icania,-, miiietvekilleri ve
devletin bazı üst düzey yetkililerinin yurtdışmda kendilerine
hediye edilen silahları, gümrük ödemeden ulkeye
sokabilmelerini öngören yasa tasarısı TBMM Adalet
Komisyonu'nda ele alındı. Tasarıya göre cumhurbaşkanı,
başbakan, genelkurmay başkanı, bakanlar, kuvvet
komutanlan, jandarma genel komutanı, cumhurbaşkanhğı
genel sekreteri, başbakanlık ile içişleri bakanlığı
müsteşarlan, Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme
Idaresi başkanı, emniyet genel müdürü ve sahil güvenlik
komutanı, yurtdışmda resmi mercilerce kendilerine hediye
edilen ateşli ve ateşsiz silahları gümrük vergi ve resmi
ödemeksizin ulkeye sokabilecekler. (Ankara/AA)
l ^ p i p c ' î r ı rVnPÎ*1çî
S H P
'
z m i r
MiUetvekili
r v t ı c ş ııı u ı ı t ı ıaı B i r g e n K e l e ş T B M M
Başkanlığı'na bir yasa önerisi vererek Medeni Kanun'un,
kadınlann eşinin izni ile çalışmalannı öngören hükmünün
•yürürlükten kaldırılmasını istedi. Medeni
IKanun'un 159. maddesinin değiştirilmesini
lamaçlayan öneri aynen yasalaşırsa, madde
Imetni, "Eşlerden her biri meslek veya sanat
•seçiminde ve bunlann icrasında diğer eşin ve
lilik birliğinin yararlarını göz önünde
ltutar" şeklinde düzenlenecek. Yürürlükte
•olan hüküm ise kadının, eşinin izni ile bir iş
veya sanat ile uğraşmasını hükme bağlıyor. (Ankara / AA)
Mahkûm ü
"işyurtlarında" çalışan tutuklu ve hükümlülerin ücretlerinin
her ay ödenmesini öngören yasa tasansı, TBMM Adalet
Komisyonu'nda benimsendi. Komisyondaki görüşmeler
sırasında ANAP Sakarya Milletvekili Ayhan SakaJlıoğlu,
başka ülkelerden örnekler vererek, "cezaevlerindeki
mahkûmlara hiç olmazsa asgari ücret ödenmelidir. Bir
savcının odasındaki haJıda bir mahkûmun alınteri, göznuru
vardır. Bugün ödenen günlük 4 bin lira çok azdır" dedi.
H İ 1 Uluslararası toplantılara katılacak
L U l miuetvekillerinin Ingilizce, Fransızca
veya gitmeleri söz konusu olan toplantıda kullanılacak
dillerden birini iyi bilmelerini öngören yasa önerisi, TBMM
Dısişleri Komisyonu'nda benimsendi. ANAP îstanbul
Milletvekili Bulent Akarcalı'nın hazırladığı ve TBMM'de
grubu bulunan üç siyasi partiye mensup milletvekillerinin
imzasını taşıyan öneriye göre, bu tıir toplantılarda siyasi
partiler, miiietvekilleri sayılarının oranına göre temsil
edilecekler. Dostluk grubu ve yabancı parlamentolara
ziyaret amacı ile gidecek milletvekillerinde yabancı dil şartı
aranmayacak. Teklif, önümüzdeki günlerde TBMM Genel
Kurulu'nda ele alınacak.
Hâkim ve savcüarSe
v
r
e
dfa
r
Jayolup
kaybeden hâkim ve savcılar, diğer kamu görevlileri gibi
mesleklerine geri dönebilecekler. TBMM Anayasa
Komisyonu'nda daha önce göruşülerek TBMM Genel
Kurulu'nda ele alınırken, SHP'lilerin verdiği bir önerge
nedeniyle Başkan Kâmil Turgul Coşkunoğlu tarafından
komisyona geri çekilen yasa tasarısı, Anayasa
Komisyonu'nda yeniden görüsüldü ve önerge paralelinde
değiştirilerek kabul edildi. Tasarının önceki biçiminde hâkim
ve savcılarla asker dışındaki devlet görevlilerinin seçimi
kaybetmeleri halinde eski işlerine geri dönebileceklerini
öngörüyordu. SHP'li milletvekillerince genel kurulda verilen
önergede ise hâkim ve savcıların da görevlerine geri
dönebilmesi işteniyordu. Tasan üzerindeki önergeyi
görüşmek ilzere toplanan komisyon, önergeyi bazı
ANAP'hların da oylanyla kabul etti. (Ankara/ANKA)
Darbe hazırlıkları
Alınak, "bizzat devlet içinde bulunan gizli güçlerin darbe
hazuiığı yaptıklannı", son siyasal cinayetlerin arkasında da
bu güçlerin bulunduğunu ileri sürdü.
TBMM'de gündern dışı yaptığı konuşmada
"darbe hazırlıklan"na karşı önlem alınmasını
isteyen Alınak, "Bir darbe girişimi halinde
parlamentoda darbenin meşru kabul
edilemeyeceği ve halkın darbecilere karşı
demokratik direniş hakkına sahip olduğu
bugünden ilan edilmelidir. Generalleri
TBMM'nin üzerinde politik bir güç haline
getiren MGK'nın varlığına son verilmelidir. MfT'in görevi
köşe başlannda simit satarak solcu avına çıkmak ya da
halkın iradesiyle oluşan parlamentoyu, basbakanı ve
cumhurbaşkanını aşarak darbecilere hizmet etmek değildir.
P A R T İ L E R D E N
Başkanlar Bodrum'da
yerel seçimlerinin 1. yıldönümünü 25 mart pazar günü
Bodrum'da kutlayacaklar. Aynı tarihte TANSAŞ da 69.
mağazasını Bodrum'da hizmete açacak.
Bodrum Belediyesi'nin çeşitli
j hizmetlerinin açılışını yapacak SHP Genel
Nı Başkanı Erdal Inönü'nün de aynı tarihte
/Bodrum'da olacağı belirtildi. Bodrum'da bir
araya gelecek SHP'li belediye başkanları,
toplantıda nisan ayı içinde yapılacağı
belirtilen Türkiye Belediyecilik Derneğj Genel Kurulu'nda
başkan gösteriiecek adayı da belirleyecekler.
D S P a C i k l a m a S l DSP Geçici Yaaşma
1 7 0 1
ayiA.ıaıııaaı M e r k e z i S o z c u I u ğ ü
gOrevinde bulunan tsmail Hakkı Aydınoğlu ve Cahit Ülkü,
yaptıklan ortak açıklamada şu görüşleri dile getirdiler:
"Ecevit'in siyasal kıyımı, zaman zaman gazetelerde boy
gösterip 'harcandık* diye yakınanlara karşı değil,
demokratik sol hareketin ilk çekirdeğini oluşturan, Ecevit'çe
kendilerine iletilen düşünce ve yöntemlere gönülden inanıp
maddi ve manevi varlığını ortaya koyarak yola çıkan, kısa
bir zaman sonra da Ecevit'in bu ilkelerle hiç ilgisi
olmayanlarla, önce söyledikleriyle hiç bağdaşmayan ilişkiler
içine girmesini kafa ve yürek burukluğuyla se>Tetmek
zorunda kalanlara karşı olmuştur. Kendi düşünce ve
becerilerinden güç almak yerine, Ecevit'in gölgesine
sığınarak siyasetin üst katlarına tırrnanmayı amaçlayanlar
ve görevdeyken ilkelerin çiğnenmesine ses çıkarmayanlar
hak ettikleri karşılığı Ecevit'ten geç de olsa almışlardır."
Bakanlar Kurulu toplantısı
• ANKARA (Cumhuriyef Bürosu) — Bakanlar Kurulu
dün ağırhklı olarak ekonomik konuların görüşüldüğü 3.5
saatlik bir toplantı yaptı. Başbakan Yıldırım Akbulut'un
başkanlığındaki toplantıya, İçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu'nun mazeret bildirerek katılmadığı belirtildi.
Toplantıda enflasyona yönelik planlar konusunda Devlet
Bakanları Güneş Taner ile Vehbi Dinçerler'in tartıştıkları
da öğrenildi. Bakanlar Kurulu'nun özelleştirmeye ilişkin
son gelişmelerle, bankalar kanunundaki yeni
düzenlemeleri de görüştüğü kaydedildi. Adalet Bakanı
Oltan Sungurlu 141, 142 ve 163. maddelere ilişkin
hazıriıkların toplantıda gündeme gelmediğini bildirdi.
tçişleriBakanı, Cumhuriyet'e yaptığı değerlendirmede polisin son yıllarda geliştiğini söyledi
Aksu: Terör örgütleri organizeFARUK BtLDtRİCÎ
ANKARA — İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu, polisin son yıl-
larda terör olaylanna karşı eğitil-
diğini, modem araç-gereclerle do-
natıldığını, ama buna karşı terör
örgütlerinin de daha iyi organize
olduklarını ve metotlarını geliş-
tirdikierini söyledi. Aksu, MÎTile
Emniyet Genel Müdürlüğü'nde
oluşturulan yeni istihbarat birimi-
nin "işbirüği" halinde çahştıkla-
nnı, son zamanlarda yapılan ba-
zı başarılı operasyonlaruı da bu
iki kuruluşun işbirliği ile gerçek-
leştirildiğini söyledi.
Bakan Aksu, son günlerde
meydana gelen terör olaylannı ve
bunlara karşı alınan önlemler ko-
nusunu değerlendirdi. Aksu,
Cumhuriyet'in sorularını şöyle
yanıtladı:
— Liderierin bir araya gelerek
teröre karşı olduklannı açıklama-
lantun güvenlik guçlerine katkısı
nedir sizce?
AKSU — Bu polis için büyük
bir moral güç. Muhalefet partile-
rinin ve iktidann teröre karşı müş-
terek tavır koymalan polise güç
vermiştir. Polisin çahşmalannın
neticesi daha iyi olacaktır.
— Potiste moral eksikligı mi
vardı?
AKSU — Yoktu ama bu geliş-
me de aynca moral katar. Biliyor-
sunuz 12 Eylül'den önce böyle bir
mutabakat yoktu, karşılıklı suç-
lamalar vardı. Bu tabii rnorale
menfi yönden etki yapar. Şimdi
en azmdan polis menfî bir etkinin
altında değil. Artı bir puaru var-
dır, bu da morali arttırıyor.
— Ama bir yandan da polisle
intiharların arttığı, sos>al sonın-
lan olduğu iddialan var.
AKSU — Ben onların hiçbiri-
ne katılmıyorum. Çünkü eskisine
göre maddi durumları da sosyal
durumlan da biraz daha iyileşmiş
durumda.
— Sizct potisin egitimi, araç-
gereci leröriin önlenmesi için ye-
terii mi?
AKSU — Tabii birkaç sene öu-
cesine göre kıyaslayınca çok iyi
ama bu bütün ihtiyaçlarımızın
karşılandığı anlamına gelmez.
Mesela eğitım konusunda daha
yeni bir kanun çıkardık, altı ay-
lık polis okullarım bir yıla çıkar-
dık. Bir yıl olunca yabancı dile ve
hukuka ağuiık verdik. tleride şu
anda bir yü olan eğitim süresini
en az iki yıl yapmayı düşünüyo-
ruz. Gerekirse yüksekokul me-
zunlan da bu okullara gelip polis
olabilecek. Bizim için önemli olan
bir konu da artık yüksekokul me-
zunlannın da polisliğe müracaat
etmeleri.
Polis sayısuun 12 Eylül öncesi-
ne göre 10 bin kadar arttığını be-
lirten Aksu, "Polis daha egitimli
ve daha tekmk araçtarla donanl-
dıysa neden terör önleaemiyor"
sorusuna, "Terör dc eskisine gö-
re çok daha iyi organizasyon ya-
pıyor. Onlar da metotlarını geliş-
tiriyor. Gelişen yaJnız biz degiliz
Id" yanıtını verdi.
Aksu, Milli İstihbarat Teşkila-
tı'nın (MtT) dışında Emniyet Ge-
nel Müdürlüğü'nde yeni bir istih-
barat örgütü kurulmasına ilişkin
soruları da şöyle yanıtladı:
— Yeni istihbarat örgütü MtT
Ue rekabet halinde mi çalışacak?
AKSU — Şöyle izah edeyim.
Daha evvel Emniyet Genel Mü-
dürlüğü'nde bir şube müdürlüğü
vardı. 1985 yıhnda teşkilat kanu-
nundaki değişiklikle bu, daire
başkanlığı haline getirildi. Bu ge-
liştirildi ve bütün illere teşmil edil-
di. 1985'ten sonra bütün illerde
bu birimler kurulmaya başlandı.
— Sizce son olaylar istihbarat
konnsanda ekâklik okUgunn or-
taya cıkarnadı mı?
AKSU — Terör olaylannın öıı-
ienmesinde ağırlık istihbarattadır.
Zaten çalışılıyor. İstihbarat ya
çok önceden elde edilen bilgilerin
olay ile birlikte değerlendirilmesi
yapılarak meselenin üzerine gidi-
lir.
Son terör olaylannda Suriye'-
nin "parmagı" olup olmadığı bi-
cimindeki soruya Aksu, "Her tür-
lü ihtimali düşünuyoruz. Hepsi-
nin üzerinde duruyoruz. Bnradan
hareketle her turtu örgüt üzerin-
de caiışıyornz" biçiminde yanıt-
ladı.
Aksu, olaylann 12 Eylül ön-
cesi Ue benzerüği konusundaki so-
ruya da şu yanıtı verdi:
"12 Eylül öncesinde böyle bir
mutabakat yoktn. Ba bnyak bir
avantaj. Tabii örgntlerin bir ço-
ğunun geçmişi eski. Bunlar böyük
darbeier yedfler.
— Askeri rejimin teröre karjı
çözüm ohnadı^ da ortaya cıkma-
dı mı?
AKSU — Yok. Onu o şekilde
yorumlayamayız.
— Sizce lerörun ayas tstikrarte
tlgisi var mı? Sizce erken secime
ibtiyaf var mı?
AKSU — Terör memlekette si-
yasi istikrarsızlık yaratmak için
yapılır. Huzuru, güveni, istikrarı
bozmayı amaçlar. Türkiye ne za-
man ekonomik, siyasi acıdan güc~
lenmeye başlasa terör odaklan>
bunu bozmak için faaliyete gecer.i
Ama Türkiye'de şu anda siyasi is-'
tikrar var. Erken seçime de gerek
yok."
Rehine kurtarmatiminden gösteriANKARA (Comhnriyet Büro-
sn) — Bir polis memurunu öldü-
rttp, iki polis memurunu da yara-
layan silahlı terörisü, gerçekleştir-
dikleri bir operasyon sonucu ya-
ralı olarak ele geçiren özel rehin
kurtarma timi, dün basına tanı-
tıldı.
Terör Harekât Daire Başkanı
Mete Altan tarafından basına ta-
nıtılan özel tim, Gölbaşı'ndaki
eğitim tesislerinde, Ataköy baskı-
nını nasıl gerçekleştirdiklerini de
içeren bir dizi gösteri yaptı. özel
timın kullandığı araç ve gerecler
ile silahlar da basına tanıtıldı.
Mete Altan, Avrupa'da örneği
bulanan bu timin Türkiye'de de
1983 yılında özel olarak rehin
kurtarma operasyonlannı gerçek-
Ieştinneleri için kurulduğunu, an-
cak Güneydoğu'daki terör olay-
ian üzerine uzun süre bu amacın-
dan uzaklaştığını söyledi. Şehir
gerillası için yetiştirilen bu timin,
Güneydoğu olaylan nedeniyle kır
gerillası Ue mücadele edecek şekil-
de eğiüldiğini kaydeden Altan,
daha sonra bu timin içinden seçi-
len 60 personelin yeniden kuruluş
amacında olduğu gibi, rehin kur-
tarma operasyonlan için eğı'tim-
den gecinldiklerini söyledi. Altan,
bu tim personelinin, zaman za-
man Avrupa'ya gönderilerek ya-
bancı uzmanlann gözetiminde ek
eğitimlerden de gecinldiklerini
söyledi.
İZMİR'DEN
1983 'TEKURULDU—Terör Harekât Daire Başkanı Altan'ınUnıtagıtindn>
hareketkabUiyetigösteriylesunu]du*(Fotograf: Rıza Ezer)
Terör uzmanı emekli Albay Erkekoğlu, Cumhuriyet'e son olaylan değerlendirdi
Polîsiye önlemler terörü önlemez
TURAN YILMAZ
ANKARA — Terör uzmanı
emekli albay Yılmaz Erkekogla,
son terör olaylarını değerlendirir-
ken, "tktidar fle muhalefet araan-
da konsensüs oluştnnılup ortak
mücadele oygulanabilirse ülkenin
teror sürecine girmesi önlenebttir"
dedi. Yaşanan iktidar boşluğunun
terörün tırmanmasına zemin ha-
zırlayacağını belirterek, erken se-
çimin zorunluluğuna işaret eden
Erkekoğlu, Cumhuriyet'in sorula-
rını şöyle yanıtladı:
" — Bugün yaşananlar ile 12
Eytül öncesi yaşananlann bir de-
ğerlendirmesini yapar mıstnu?
ERKEKOCLU — Aynı senar-
yonun oynanmak islendiği anla-
şıbyor. Senaryo ne idi? Bir ikti-
dar boşluğu, ekonomik darboğaz,
tırmanan terör, sıkıyönetirn ve ar-
kadan askeri darbe. Şimdi iktidar
boşluğu ve ekonomik darboğaz,
yani senaryonun başlangıç bölü-
mü mevcut. Ama terör için aynı.
şeyi söyiemek mümkün değil.
Türkiye, bugün terör sürecine gir-
memiştir. Bu birkaç olay bizi he-
men 'ülke bir terör sürecine
girmiştir' yargısına götürmemeli-
dir. Ama süreç tınnandınlarak ül-
ke terör ve anarşinin içerisine so-
kulabilir. Burada taraflara düşe-
cek davranışlar çok önemlidir.
Şunu demek istiyorum: 12 Eylül
öncesinde tırmanan teröre karşı
mevcut iktidar ve muhalefet ko-
ordineli bir şekilde ortak mücade-
le olanaklannı aramadı. Ama bu-
gün sevindirici bir yön var. Gör-
düğümüz kadarıyla hem iktidar
hem muhalefet, parlamenter de-
mokratik düzene, hukukun üs-
tünlüğü Ukesine ve hukuk devle-
tine sahip cıkma çabasmdadır. Bu
konsensüs oluşur ve ortak müca-
dele uygulanabiürse ülkenin terör
sürecine girmesi önlenebilir.
— Ülkede, siyasal istikrann ko-
renması için neler yapılabilir? Bu
konuda taraflara düşen görevler
nelerdir?
ERKEKOCLU — önce senar-
yonun başlangıcındaki iktidar
boşiuğunu gidermek için, bütun
toplumun kabul ettiği ve sözünü
sık sık ettiği erken secim bir çö-
zümdür. Seçim sonrası herhangi
bir siyasal parti tek basına iktidar
olamasa bile teröre karşı ortak
mücadele edecek bir koalisyon ve-
ya daha geniş çaplı bir ulusal ko-
alisyon doğabUir.
— Hemen bir seçim olmazsa?
ERKEKOĞLU — Bugun mev-
cut hükümetin istifa ederek ilan
edilecek bir seçim tarihine kadar
tarafsız bir koalisyon hükümeti iş-
başına getirüebilir. Yunanistan
anayasasında olduğu gibi. Ama
burada o ortak koalisyon ve işbir-
liğinin doğması için erken seçimin
tarihinin mutlaka ilan edilmesi la-
zım. Çünkü geçici bir süreçte de
olsa diğer siyasi partilerin bu aşa-
teyen bir avuç silahlı eylemci or-
tak amaç taşımaktadır. Tabii bu
isteyerek olmamaktadır. Sonucta,
uzun izaha gerek kalmadan, or-
tamın ne kadar müsait olduğu
kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
Laik cumhuriyen'n iç güvenüği-
ni sağlamakla yükümlü polis ve
jandarmayı da o güçsüz iktidar-
dan soyutlayamazsınız. Çünkü bu
güçler mevcut yasalarla, bu ikti-
dar tarafından yönlendirilip kul-
lanılmaktadır. Güçsüz iktidann
emrindeki ve eündeki güçlerin et-
kin ve güçlü olması, eşyanın ta-
biatına aykırıdır. Psikolojik ola-
rak bu güçsüzlük bu birimlere de
sirayet etmektedir. Bu açıdan bu-
günJcü ortamda polisiye önlemle-
rin başanya ulasacağıru sanmıyo-
rum.
— 12 Eylül öncesinde yaşanan
terörün basanlı olmadığını söyle-
kımdan aslında sıkıyönetim aşa-
masında terör ve anarşi tasfiye
edilerek ülke iç güvene kavuştu-
rulabilirdi. Yani bir askeri dar-
beyle 12 Eylül yönetimine de lü-
zum yoktu.
Bugün tekrar sahnede gözüken
terör ve anarşi, herhalde dayan-
dığı siyasal ideoloji ve inanç do- •
layısıyla güçsüzlüğünün farkında-
dır. O halde başka arayışlaı içe-
risinde olacaktır. Bu da toplumun
ya tümünü veya çok büyük bir
bölümünü tribünden sahaya in-
dirme amacına yönelik olacaktır.
— Bu nasıl olacak?
ERKEKOĞLU — Kullanılmak
istcnen yüzde 99'u Müslüman
olan bir ülkede, cumhuriyetten bu
yana toplum, istemeseniz de iki
katı düşünce etrafında toplanmış-
tır. Bunlardan ilki, Kemalist ilke-
lere bağlı, parlamenter demokra-
12 Eylül öncesindeki senaryo oynanmak isteniyor. Bu birkaç olay bizi
hemen Türkiye terör sürecine girmiştir yargısına götürmemelidir.
tktidar ve muhalefet arasmda gerekli konsensüs oluşturulup ortak
mücadele uygulanabiürse üîkenin terör sürecine girmesi önlenebilir.
mada ortaklık ve sorumluluk ka-
bul etmeyecekleri düşünülebilir.
— Yaşanan iktidar boşluğu te-
rörün tırmanmasına nasıl bir ze-
min hazırlar? Bugünkü koşullar-
da, tjrmanan terörün polisiye ön-
lemlerle ortadan kaldınlması
mümkün değil mi?
ERKEKOĞLU — Bir ülkede
genel rakamın yüzde 20'sine ya da
daha azma dayanan bir iktidann
esasta zaten güçlü olması düşünü-
lemez. Büyuk çoğunluk politik ve
ekonomik duşüncesiyle bu iktida-
ra karşıdır. Terör ideolojisıne sa-
hip insanlar da amaç ve hedef ola-
rak mutlaka siyasal yönetimi seç-
miştir. Şimdi ne gariptir ki, Ana-
dolu insanının büyük çoğunluğu
ile terör fdsefesi aynı çizgiye otur-
maktadır. Yani, ister istemez esa-
sında teröre karşı olan tarafsız
toplumla, düzeni değiştirmek is-
miştiııiz. Şimdi neden aynı süreç
yeniden yaraülmak isteniyor?
ERKEKOĞLU — 12 Eylül ön-
cesi, ülkeyi mevcut düzenden
uzaklaştınp, yerine Marksist ve
Leninist bir rejim getirmek çaba-
sında olan ve genelde sol illegal
örgütler diye vasıflandırdığımız
gruplar ile bunJann karşısında
mevcut düzeni sa\ unan ve güven-
lik kuvvetlerine yardımcı olduğu-
nu iddia eden sağ gruplar vardı.
Her iki grup da toplumun içeri-
sinde kendisine taraftar bulmuş-
tu. Ama genel oran içerisinde bu
sayilara baktığımızda her iki ta-
rafın da çok azınlıkta olduğu ka-
baca gözlemleniyordu. Daha doğ-
rusu, toplumun büyük çoğunluğu
hem iki tarafın siyasal ideolojisi-
ne karşıydı hem de bunların ara-
sındaki savaşımından doğan terör
ve anarşiye de karşıydı. Bu ba-
tik düzene saygıh, hukuk devleti-
ne inanmış ve laik cumhuriyetten
asla geri donmeyecek bir çizgide
bulunanlarla devletle dini bütün-
leştiren, özet olarak bir Islami şe-
riat devleti kurma amacında ve
düşüncesinde olan radikal Islami
kesimdir. Benim kanıma göre,
hortlamak isteyen ve tırmanış
gösteren terör ve anarşi eylemle-
ri ve seçtiği hedefleri ile bu iki kit-
leyi sahaya çekme çabası ve ama-
cındadır. Eğer tahakkuk ederse
terör ve anarşi çizgisini aşıp ülkeyi
bir iç harbe götürür. O zaman sı-
kıyönetımin üaru veya onun arka-
sındaki süreç olan askeri darbe-
nin datıi bu ortamda başarı kaza-
mp, ülkeyi ve ülke insanlannı tek-
rar baysalliğa ve özgürlüğe kavuş-
turabileceği kanısında değilim.
— Güvenlik guçlerinin bu nok-
tada başanlı olamayacağını söy-
Paıis'i gönneden ev almayın!
lüyorsunnz, neden böyle bir ka-
nıya vardınız?
ERKEKOĞLU — Laik cumhu-
riyetten yana olanlar ile şeriatçı
Islami radikal güçler kapıştıkla-
rında bu çok büyük kitlelerı ilgi-
lendirecektir. Hele 71 vilayet, 570
ilçe ve 40 binin üzerindeki köy ta-
bir edilen yerleşim biriminde se-
nelerdir örgütlenmiş ve bağnaz şe-
kilde bir düşünceye kanaüze edil-
miş şuursuz toplumlann sokağa
dökülmesi, acımasızca yakma,
yıkma, yok etme ve öldürme ey-
lemlerine girişmesi ve inancına gö-
re dar-ül harb olan ülkede tann-
nın buyruklannı egemen yapma
istenci ile hareket ederek ölürse
cennete gideceğini, kalırsa tann-
nın mülkünde onun emirlerinin
uygulanacağı sevinciyle hareketi
korkunç neticeler doğurur. Buna
karşı, laik cumhuriyetten yana
olan örgütsüz kitlelerin nasıl bir
savaşım vereceğini düşünemiyo-
rum. Devleti oluşturan güvenlik
güçleriyle silahlı kuvvetferin bu
aşamada başanlı olabilecegi kanı-
sında da değilim. Zaten polisin
içerisinde uzun zamandır hizmet
vermiş üst düzey bürokratlann la-
ik cumhuriyeti savunacak bu gü-
cün tespihli, takkeli, ibrikli, sec-
cadeli konuma getirüdiği ifadeleri
insana dehşet veriyor.
— Radikal tslami kesim sizin
söylediginiz gibi ülkeyi tehdit eder
bir hale nasıl geldi?
ERKEKOĞLU — 1983 kasım
seçimlerinden sonra bu konu
Türk kamuoyunda ülkenin düşü-
nürleri tarafından tartışmaya acıl-
dı. 12 Eylül yönetiminin solun
karşısına bir paravan olarak tsla-
mi radikal gücleri çıkarma ama-
cında olduğu da herkesçe bilini-
yor. Bu amaca yönelik yapılan
uygulamalar ortada. Bir de bu
oiuşumun Türkiye'nin bağımsız,
güçlü, gerçekten çağdaş bir ülke
olarak kalmasını arzu etmeyen ve-
ya kendi ulusal çıkarlan için teh-
likeli gören dıs mihraklar boyutu
var. Terör, kendi strateji-
sini çizerken. asıl amacını gizle-
yip, Türkıye'yi bu amaca yönelik
bir ortama getirmek istemektedir.
— Peki beiintigiıuz bu tehüke-
nin ortadan ludkmasa için ne ya-
pılması gerekiyor?
ERKEKOĞLU — Bu anlaüm,
bendeki bir birikimin sonucu.
Doğru olduğu kanısındayım. Eğer
Türkiye'nin genelinde görevli ol-
sun veya olması n, büyük çoğun-
luk bu sentezin doğruluğuna ka-
naat getiriyorsa hastalık teşhis
edilmiş demektir. Tedavisi mutla-
ka kolay olacaktır. O halde laik
cumhuriyetten, bağımsızlıktan,
çağdaş hukuk devletinden, parla-
menter demokratik düzenden ya-
na olan bütün siyasi kurumlar,
dernekler, kuruluşlar ve devlet yö-
netimindeki icra organı hükümet
buna karşı ortak tavrını koyma-
hdır."
HİKMET ÇCTİHKAYA
Mucize
Beklenmez
İZMİR — SHP Kderi indnü ne dt-
yor
— iktidar katilleri bulmalı... İşle-
yen demokrası terörü önler.
Cumhurbaşkanı Özal tonuşu-
yor:
— Basın biraz terörü abartryor.
Türkiye bugün istikrar içinde.
Başbakan Akbulut da basınfi
suçluyor:
— Basının, hükümeti atlayıp
Meclise giimesi yanlış.
DYP lideri Demirel ise şu görü-
şü dile getiriyor:
— Terör rejim içinde çözülür. Et-
kin mücadele için halk desteği la-
zım.
Cumhurbaşkanı özal ve Başba-
kan Akbulut, neredeyse hızla tır-
manan terörün faturasını basına çt-
karacaklar Bir anayasa hukuku
profesörü, bir etkın gazeteci, daha
önce bir emekli albay, bir polis ö(-
dürülüyor, yetkıSler bugüne dek tek
jpucu elde edemıyorlar. Ama bas-
ta Cumhurbaşkanı olmak ûzere
Başbakan, bakanlar açıklama üs-
tüne açıklama yapıyorlar.
— Türkiye istikrar içindedir...
Enflasyon aşağıya çekilecektir.
Komşularımız bizi kıskanıyor. Her-
kes rahat ve huzur içinda.. Basın
terörü abartryor...
inönü ve DemireCin dediği gibi
"halk desteği" yok bugün siyasal
iktidann arkasında. Fakat Başba-
kan Akbulut bu olguyu görmezlik-
ten geliyor. Sonra "terörü önlemek ,
için erken seçime gerek yok" diyor.
Şöyle bir soru sormak gerekiyor
Başbakan Akbulut'a:
— Hükümet üyeleri arasında bir
uyum var mı? Hangi bakan hangi
bakanın kuyusunu kazıyor? Karar-
nameteri imzalamayan bakanlar
kimter? önceki gün verilen yeme-
ğe hangi miiietvekilleri katılmadı?
Mesut Yılmaz'ın Dısişleri Bakanlı-
ğı'ndan istifasının gerekçeleri ne-
dir?
Soruları daha da çoğaltmak ota-
81...
Türkiye'de bir iktidar boşluğu d -
duğunu geçmiş dönemde ANAP'ı
destekleyen sartayici ve işadamlan
da söylûyor:
— Türkiye'nin istikrara kavusma-
sı için erken seçim birinci koşırf-
dur...
Sanayici ve işadamlan inandın-
cı, huzur sağlayıcı, güçlü bir iktidar
istiyorlar.
Cumhurbaşkanı özal ise bunun
tam tersini düşûnüyor. Türkiye'nin
huzur içinde oiduğunu, büyûduğü-
nü vurguluyor. Nisan ayında enflas-
yonun düşeceginı belirtiyor.
Oysa gelişen olaytar özal'ın söy-
lediğinin tam tersını yansrtıyor. Sa-
nayici ve işadamlan üstüne basa
basa konuşuyorlar
— Ekonomi felç oldu. İstikrar
yok. Bakanlar kendi içlerinde an-
laşamıyortar. Hükümet irtıcayı gor-
mezlikten geliyor. Kurtuluş erken
seçimdir...
Muhalefet, demokrasiyi korumak
ve kollamantn yani sıra terör konu-
sunda hükümete tam destek ver-
di. Terörün başının ezilmesi gerek-
tiğini hem İnönû hem de Demirel
sürekli olarak yinelediler. Ancak iki
lider de "erken seçim" dedi bu
desteği verirken.
Kaç kez yazdık yine de vurgulu-
yoruz:
— ANAP'ın kutsal iröfakçı kanadı
erken seçimden yana değil...
Çankaya da zaten erken seçim
istemiyor. O yûzden de ibre yine
basına dönüyor. Kısaca suçlu bu-
lunuyor:
— Basın terör olaylannı büyütü-
yor. Yine hükümete değil de Mec-
lis'e gittiler.
Terörü caydıracak olan temel et-
kenin demokratik istikrann sağlan-
masıyla gerçekleşeceğini belirten
İnönü, "Türkiye'de istikrar zafıyeti
doğdu" sözlerinde haksız mıdır?
Ya da Demirel. Türkiye'de yeniden
yapılanmaya gidilmesi gerektiğini
vurgularken asağıdaki sozleri ger-
çeğin aynası değil midir?
— Askeri yonetim tarafından kor-
ku istismar edilmiş. Bugün ise va-
tandasa 'aman korkmayın' dıyorsu-
nuz. Oysa dün 'korkun' diyordu-
nuz. Bu olaylan kullanarak iktida-
n ete geçirenler, yapıstıklan iktıdan
korumak amactyta halkın korkusu-
nu kullandılar...
Ya şimdi ne yapryor siyasal ikti-
dar?
— Terör için erken seçime gerek
yok...
Hükümetteki bakanlar uyum
içinde değil. ANAP grubu karma-
karışık. Orgütlerde toplu istifalar
oluyor. Karamameler sümen altın-
da...
Çankaya tepelerinde ise halâ
"pembe tablolar" çiziliyor...