05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 MART 1990 CUMHURÎYET/7 ANKARA HAVASI Cumhuriyet Ankara Bürosu HAFTANIN DILEKCESI En iyi devlet bilir Polatlı'nın Şıhali köyünden Ali İhsan Sarı, köy arazisinin bekçiliğini yaparken, yüksek genlimh elektrik tellerıne bastı. Iki ayağının da dızden aşağı kısmını kaybetti. Sarı, TBMM Dilekçe Komisyonu'na başvurdu: "Memleket için bekçilik yaparken, ayaklarımı yitirdım. Protez takılması için yardımlarınızı rica ediyorumy Dilekçe Komisyonu konuyu görüştü. Sarı'ya yanıt verildi: "Komısyonumuza gelen belgelerden size her türiü yardımın yapıldığı anlaşılmıştır. Dilekçeniz hakkında işlem yapıtmayacaktır.". Sarı, şimdı "devletten her türlü yardımı almış olmanın bilinciyle sapasağlam insan rolü" oynuyorve düşünüyor: "Yahu, biz bu devlete öldüğümüzü nasıl kabul ettireceğız?" TEDRISAT Dinar'da öğretmen sürgünler Kemal Horzum'u, tatlılart ve kaymağıyla meşhur Afyon Dinar'da, Milli Eğitim Müdüriüğü yeni bir uygulama başlattı: "Kış ortasında öğretmen sürgûnü" Geçen yıl branşlannda açık bulunduğu gerekçesiyle Bakanlıkça Dınar Lısesi'ne atanan Ömer Eryılmaz, Gülşen Eryılmaz, Hamit Demiıtıan, Sevlm Demirhan ve Yusuf Şengül, aradan bir yıl geçmeden kendilerini valilik emriyle "dağ köyleri"nde buldular. Haydarlı Lisesi öğretmeni Orhan Çetinkaya ile Akpınar köyü öğretmeni Mustafa Soydan da eş durumlarına bakılmadan tayin edildiklerini öğrenince ne yapacaklannı şaşırdılar. Dinar Lisesi'nin emektar öğretmenleri İbrahim Can ve Hayriye Can ıle endüstri meslek lisesi öğretmenleri Ahmet Çiğdem ve Macure Çlğdem de tayınlerini istemedikleri halde "mecburi rotasyon"a uğradılar. SHP Dinar İlçe Başkanı Mevlüt Işık tayinleri anlattıktan sonra ekliyor: Dinar Lısesi'nden üç Türkçe öğretmenınin atanmasıyla haftada 72 saatlik Tûrkçe dersleri boş geçmektedir. Branşı biyoloji olan arkadaşın tayin edildiği ortaokulda bu bransa gereksinim yoktur. Yusuf Şengül adlı öğretmenin lisede okuyan çocuğu olduğu halde, merkezden uzak bir köye atanarak ailesi parçalanmıştır. Milli Eğitim Müdürü belkı ne yapmak istediğini açıklar. YORUMSUZ ICRAAT Teğmen Baba nasıl hastalandı Cumhurbaşkam Turgut özal'a telgraf çeken Teğmen Murat Şeref Baba, basında adından sıkça söz ettirdi Teğmen Baba'mn, "muayene ve tedaviye" tabi tutukjuğu GATA Haydarpaşa Hastanesi'nde yakınları ile bile görûştürülmediği yolunda yazılar çıktı. Genelkurmay Başkanlığı bu tür haberier üzerıne yoğun çalışma sonucunda açıklayıcı bir bülten hazırladı. Bültende, Teğmen Murat Şeref Baba'nın "nasıl muayene ve tedaviye tabi tututduğuna" açıklık getirildi. Baba'nın nasıl hastalandığını yorumsuz olarak sunuyoruz: "Bilindiğı üzere 211 sayılı TSK iç Hizmet Kanunu'nun 66. maddesi C bendi uyarınca askertik hizmetinin özelliğı gereği komutantar, sağlık durumunun kontrolüne lüzum görülen asker kişileri kendilerinin ve ailelerınin muvafakatı aranmaksızın muayeneye tabi tutabilirler. Bu durum aynı zamanda komutanlara kanunla verilmiş bir görev ve mecburiyettir. Teğmen Murat Şeref Baba da bu emredici hüküm gereği muayene ve tedaviye tabi tutulmaktadır." Pembe tablolar GURDERE'NIN TANIMI ANAPGenelBa$kan\ ardımcısıMetinGürdere, sonunda "halkımız'ın "tanımT'nı yaptı. Gurdere 5 martta tstanbul'da meydana gelen oğrenci ola> - lannı degerlendirirken "Halk polisin yanında yer almakla kalmamış, polisin y anında anarşi yaratan öğrencilerinattıklarıtaşlanalarakanarşiyaratan (Fotograf: Vedat Yenerer) ö&reacileri taştamışhr'' dedi. Böylecc biz de Gür- dere'nin kaf asındaki' 'hallamız' 'ı ögrenmiş olduk. Eli taşlı, başı takkeli, çembersakallı. şalvar biçimi bol kesim pantolonlu.... Basını kara tablolar çizmekle suçlayan ANAP iktidan, hazırladığı kitapçıklarda icraatını övüyor: — Azimden. cesaretten ve sabırdan asla ayrılmadan hareket etmeyi prensip addeden hükümetimiz, milletimizle birlikte refaha doğru hızla koşmaktadır. — Geleceğın müreffeh, huzuriu ve güçlü Türkiyesi'nin temellerini atıyoruz. — Şuna yürekten inanıyoruz ki, bu millet çok daha iyi günlere, daha iyi hizmetlere, mesut bir geteceğe layiktır. — Altı yıllık dönemde göstermiş olduğumuz gayret ve fedakârlıklar netıcesinde katettığimiz mesafe bütün yorgunluğumuzu gidermiş ve bize huzur vermiştir. Hükümetin beş yıllık icraatını anlatan kitabın önsözünde ise "bütün Turk halkının katıldığı bir tek cümle" bulunuyor: "Cenab-ı Hak hepimizin yardımcısı olsun." DFT Bir koltuğa iki başkan DPT'de bir süre önce gerçekleştirilen operasyonun yankıları hâlâ sürüyor. Müsteşar dışındaki bütün üst yönetimin değışmesiyle sonuclanan atamalar şimdi yeni bir sıkıntı yarattı. Görevden alınıp yurtdışına göndenlenlere kararları henüz tebiığ edılmedi. Çünkü Türk dış politikası ve diğer ulusal sorunlar hakkında kursa gidiyorlar. Tebliğ tarıhinden itibaren 15 gün içinde işe başlama zorunluluğu dikkate alınarak kararlar resmen bürokratlara ulaştırılmıyor Bu durumda yurtdışına gidecek görevliler kâğıt uzerinde de olsa eski kadrolarını koruyorlar, yani bir makamda iki ktşi oturuyor. DPT yetkililerı şımdi kara kara düşunüyorlar. 15 martta aylık ödenmesı sırasında kime, hangi kadrodan para verecekler? HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHlç AK k Arz/nSorma, tv^ra/ar ha2*iadı. g Ona ıgi yemekkr fiiiim bey 166, çok f A hazırhdt. dvrotnlarcfa. çck ıç-ûr. 'Sonra. &,<& âc/ıhr/n. PİKNİK PtYALE MADRA HIZLI GAZETECİ \ECDET ŞEN 6AYÛM 8MAH 8UNUH Ş $ DoâAU ÖMI»?', ŞURPA \ A SÖR9UK ONB İU&AZPA ) A ÖHÎHE 6ÖZ0ÜK, îs-V &ULUUUYO- ASRA KAPABRA *tl By APAM, GÖRÜHEBİLSİU-'* ÇİZGİLİK KÂMİL M.4SARACI YARGI Gazetemizin başyazısında bir soru: "Yükselen teröre karşı "beylik" laflan yinelemekle yetinen sorvmlulara ne denebilir?" Sorumsuz!.. • • • Geric; bir yetkili: "Atatürkçü olmak şart değıl." Adam olmak istemeyenler için tabii!.. Bedrettın Dalan: "Akbulut'u ANAP'a bir berberın tavsiyesi üzerine ben aldım." Onun için tıraştan geçilmıyor! •k • * İstanbul Defterdan Zekeriya Temızel: "Çalışan, çalıştırandan çok vergı ödüyor." Çalışıyor çünkü!.. •k * * Vergi uzmanı Profesör Izzettin Önder: "Enflasyon yaratıldı." Yaradana kurban!.. * * * Başbakan Yıldınm Akbulut. "İstediğım oakanı azlederim." ilaye etmeliydi: —İstemediklerime dokunamam!.. * * * Her şeye zam Hükümete ne gami. Sinasi Nahit Berker Teşekkür ettik Cumhurbaşkanj Özal'ın" annesi Hafize Özal'ın Bakanlar Kurulu kararıyla Süleymaniye Camisi'nin bahçesinde bir Nakşibendi şeyhınin yanına gömülmesi SHP'li Adnan Keskin'in başvurusu üzerine yargıya yansımıştı. Danıştay 10. Dairesi bu davayı 20 ay gündeme almadıktan sonra geçen ay tek oturumda "ehliyet" yönünden ıptal ettı. Karar. şaşkınlığa yol açtı. Çünkü daire, önce davayı kabul etmiş, hatta taraflara duruşma günü tebliğ etmişti. O zaman "ehliyet" yönünden bir sorun çıkmazken, 20 ay sonra beş üyenin üçünün oylan ile çıkan ret kararı çeşitli yorumlara neden oldu. Bunların arasında en önemlisı, Danıştay Başkanlığı'na yeni seçilen Süleyman Türkoğlu'nun kârardan dört gün önce Cumhurbaşkam Özal'a yaptığı 2.5 saatlik "nezaket ziyareti" idı. Danıştay Yasası'nda yapılmak istenen değişiklığin tartışıldığı bir dönemde gerçekleşen bu ziyaret ve ardından Hafize Özal'ın mezarı davasında alınan karar şu soruyu akla getirdi: "Ne oluyor?" Yanıtı, Türkoğlu verdi: — Sayın Cumhurbaşkam ile Danıştay Yasası değişikliğini de konuştuk. Kendileri bize, 'Eğer yanlış bir şey varsa düzeltiriz, yardımcı oluruz' dediler. Biz de kenditerine teşekkür ettik. ÇANKAYA KURYESI Siz benim bu dediğime inanıyor musunuz? Bakanlar Kurulu, Başbakanlık bınasında toplantıdaydı. Devlet Bakanı Güneş Taner, aniden bınadan çıktı. Taner'in makam otosunun Çankaya'ya yöneldiğıni gören gazetecıler hemen fikir yûrüttüler: "Gene Bakaniar Kurulu'ndan Çankaya'ya bir şeyler gidiyor". Gazete araçları, Taner'in peşine takıldı. Araç Çankaya'ya gıdıyordu. Ama köşkün değıl, Taner'in evınin önünde durdu. Durmasıyla da gazeteciler Taner'in yanıbaşında bittıler. Taner, gazetecilerı görünce, yüzünde acı çeken bir insanın ıfadesiyle, "Merhaba, nasılsınız?" diye sordu. Gazeteciler, neden Bakanlar Kurulu toplantısına katılmadığını sorunca da Taner yanıtladı: "Çok hastayım yahu. Toplantıya katılamadım. Evde yatacağım. Başımı kaldıramıyorum. Üşütmüşüm". Gazeteciler, "geçmiş olsunlar"ı iletıp Başbakanlık bınasına döndüler Bakanlar Kurulu toplantısı bittığinde gazeteciler şaşırdılar. Binadan çıkanlar arasında Taner de vardı. Taner'e soruldu: "Maşallah efendım, ne çabuk lyıleştıniz?" Taner, yanıtladı: "Yahu siz benım her dediğime inanıyor musunuz? Çantamı almak istemiştim, alıp döndüm." Taner, özel otosuna binip Başbakanlık'tan aynldıktan sonra gazeteciler, Taner'in önceden söylediğı "Enflasyon benim şahsi meselem, yüzde 30' a indıreceğim" sözünü değerlendirdiler. iAĞAÇ YAŞKEN EĞİUR KEMAL GÖKHAN GÜRSES GARFIELD jm DAVIS ÜÇ KENPINE ACIMA BUNUAR OLMAR4N MASIL ? TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAS 10 Mart AIAja» f) DEM0KR4T PARTf 'DE TASFIYEİ. KAKMA') N/>eEK£r/ GEeÇEKLEÇniSlLM/şn- IHI YfL. ONCE KOeuLAA/ DP, 1946 £EÇtML£IS>A/E DF *O4n- 62 /4PAY/NI,MıLLErT/EKıi-t Ol*4/eAK MEC - SAÇAeMIÇTI. Sıs. , ZAA/I/İAJ /ÇİN- yoL . SUA/U ÇTOPLAM 11 L/r£)- Su MiLLEri/E&LLE- ^ / Ç/A/Ö£>V 8lQ KISMI "MUSTAKIL OE - OKSArLAR &Ril8u"lvu, PlĞEÜLEEl DE *MIL LET P/nerrs/ 'M' KURMUŞTU £estm/erde, tosfiyeje. 'uğrayantandan Sadrk Aldojan ve Otman Mun Kön
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle