05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10MART 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/5 Festival rezervasyonlan • Kiiltür Servisi — 31 mart - 15 nisan günleri arasmda yapılacak 9. İstanbul Uluslararası Film Festivali'nin rezervasyon formları ve broşürleri 12 man pazartesi gunünden başlayarak Atatürk Kültur Merkezi ve tüm festival sınemalan gişelerinden dağıtıma çıkacak. Bu yıl tum sinemalar için rezervasyonlar tek bir merkezde, Atatilrk Kültur Merkezi ön fuayesinde yapılacak. Doldurulan formlann 17-20 mart tarihlerinde saat 10.00-18.00 arasında AKM on fuayesinde görevKlere teslim edilmesi gerekiyor. Rezerve edilen biletler 24-26 mart tarihleri arasında yine AKM ön fuayesinde sahiplerine teslim edilecek. AKM Sinema Salonu'nda gösterilecek filmler için önceden rezervasyon yapılmayacak. Bu filmlerin biletleri 28 marttan başlayarak AKM Sinema Salonu gişesinden satılacak. Rezervasyondan arta kalan biletler yine 28 marttan itibaren festival sinemalarının gişelerinden satışa sunulacak. Festival gösterilerinin bilet fiyatlan 7 bin lira olarak saptandı. Ancak festival sinemalarında 12.00 seanslan ve AKM Salonu'nda tüm seanslar içîn biletler 4 bin liradan satılacak. Festivalde yenilikler • Kültur Servisi — 9. Istanbul Uluslararası Film Festıvali'nde bu yıl iki yeni uygulama var. Bunlardan biri "Son Dakika Filmleri". Program ve broşur hazırlarurken daha kesinlik kazanmayan bazı filmlen izleyiciye son anda sunmayı amaçlayan bu uygulama için gösteri çizelgesinde boş seanslar bırakıldı. tkinci yeni uygulama, "Geceyarısı Sineması!' Festival yöneticileri, "surprizlere hazır izleyicileri" 31 mart geceyansı Sinepop Sıneması'na bekliyorlar. "1 Nisan Şakası" olarak ne izleneceği, ışıklar > kararıp film başlayıncaya kadar belli olmayacak. Benzeri bir gösteri de 7 nisanda tekrarlanacak. Bu fümler için biletler, gösterim günleri Sinepop gişesinde sağlanacak. ^Kanadım Degdi Sevdaya' • Kiiltür Servisi — Ferda Ereren'in "Kanadım Değdi Sevdaya" adlı ilk kaseti çıktı. Üniversite yıllannda müzik çalışmalanna başlayan Ereren, halk müziğinin ezgisel ve armonik yapısınm yeterince irdelenmediği ve yeniden ele alınması gerektigi görüşünde. Türk Halk Müziği uzerine teorik çahşmaları da olan müzisyen, ilk kasetinde çokseslendirilmiş türkülerin yanı sıra, geleneksel halk muziğinden yola çıkarak yaptığı müzikleri de sunuyor. "Kanadım değdi Sevdaya" adlı kasete Mehmet Erenler, Yusuf Sorgun, Çetin Akdeniz ve Orhan Hakalmaz (bağlama), Mustafa Akdeniz (bas bağlama), Ersin Baykal (Çello, kemane), Osman Aktaş (kaval), Yaşar Taner (ney), CelaJ Özsan (ritm), Nevcivan özel (tar), Sevınç Ereren, Zeynep Çustan ve Ayşe Kuş (vokal) katkıda bulundu. Gnıp Son Perde'nin konseri • Kiiltür Servisi — Grup Son Perde bugün saat 18.00'de Bilsak'ta bir konsev vcrecek. Aydın Ince, Nejat Çarkacı ve Bülent Aksan'dan oluşan topluluk, konserde kendi bestelerini seslendirecek. Anadolu ezgilerini Batı müziği kalıplarıyla işleyen topluluk iki yıl önce kuruldu. Gitar, mandolin ve kemandan oluşan enstrümanlanyla 'natürel' çoksesli müzik yapma amacında olan Grup Son Perde, önümüzdeki günlerde de Ankara Gazi Üniversitesi'nde bir konser verecek. Bestelerini çoğunlukla Nejat Çarkacı'mn yaptığı topluluk, müziğin sadece "problem anlatıcı" değil, 'dinlendirici' olması gerektigi görüşünü savunuyor. Topluluğun seslendirdiği parçalarda neşeli temalar da yer alıyor. Demir kardeşlerin başansı • Kiiltür Servisi — Yaşamını Belçika'da sürduren Nihat Demir ile Marmara Üniversitesi Guzel Sanatlar Fakültesi doçentlerinden Cevat Demir'in yapıtları Briiksel'deki Cirque-Royal adlı kültur merkezinde sergileniyor. Sergide, Belçikalı tekstilci L. Kirchfınk ve heykelci E. Noiret'in de çalışmalan yer alıyor. Nihat Demir'in 19 özgün cam resrni ile Cevat Demir'in 20 resminin yer aldığı sergi, 31 marta dek açık kalacak. Nihat Demir ve Cevat Demir, geçen yıl Belçika Kralhğı Ulusla Altın Madalyası'na değer göriilmele.ri sonucu, Belçika Wallonne Kültur Bakanlı|ı'nca sergiye davet edildiler. Nihat Demir'in yine Brüksel-La Communaute Germanafone'deki "Plastik Sanatlar ve Müzeler" konulu sergide üç yapıtı yer aldı. Bunlardan biri Kelmis Müzesi'nden, diğerleri ise Germanafone Devlet Koleksiyonu'ndan getirildi. \azarlar Birligi ödülleri • ANKARA (AA) — Türkiye Yazarlar Birliği tarafından yılın yazar, fıkir adamı ve sanatçılarına ödülleri bugün törenle veriliyor. Roman dalında M. Necati Sepetçioğlu, şiir dabnda Necat Çavuş, fikir dahnda Ahmet Kabaklı, araştınna-inceleme dalında Şükra Karatepe, deneme dalında Nabi Avcı, eleştiride Osman Kılıç, çocuk edebiyatında Kemalettin Tuğcu, tercüme dahnda Mustafa Armağan, dilde İskender Pala, yaymcıhkta Söğüt Yayıncılık, basın haberi dahnda Cenk Başlamış, röportajda Ardan Zentürk, sinemada Mesut Uçakan, TV haber programında Mehmet Ali Birand, TV belgeselde Mehmet Ali Ozpolat ve MuammeT Göz, radyo yayınlarında Yahya Erdem, Turk muziğinde Yalçın Tura ve tiyatroda Yılmaz Karakoyunlu odüle değer görülduler. Gençler için yaza yarışması • Kültur Servisi — Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, 19 Mayıs Gençlik Bayramı dolayısıyla gençler arasmda ödullü bir yazı yanşması düzenliyor. "Kültürel ve Toplumsal Koşullan ile Nasıl Bir Türkiye'de Yaşamak îstiyorsunuz?" konulu yanşma, 18-24 yaş grubundaki tüm gençlere açık. En çok beş daktilo sayfası ile 15 Nisan 1990 tarihine kadar derneğe ulaştınlması gereken yazılann özgün olması ve başka bir yerde yayımlanmamış olması gerekiyor. I M Z A G Ü N Ü Emre Kongar Bugun 14.00-16 00 arası kıtaplannı ımzalayacaktır GA L L E R i A A T A K 0 Y THY kımlığımı kaybettim. Hukumsuzdür. SUATALPAY BİLSAK'TA BUGÜN 10 Mart Cumartesi: 14.30 GÜNLERİN GÖTÜRDÜĞÜ: "Zincirbozan" Süleyman DEMİREL, DYP Genel Başkanı 18.00 KONSER: Gnıp Soo Perde. Özgiia Folk. Aydın İNCK 19.00 TlYATRO: "tşte Ba* lşte Gövde tşte Kanatlar" Yazan: Sevim BURAK, Oynayan B1LSAK TlYATRO ATÖLYESt 10.00-01.00 arası CAFE- FOYER-BAR BİLSAK herkese açıktır. BILSAK Sıraselviler, Soğancı Sok. No: 7 ClHANGtR 143 28 79-143 28 99 Anton Çehov'un 'Üç Kızkardeş'i Istanbul Şehir Tiyatroları'nda Gerçeklîk ve şîîrsellîkÜç Kızkardeş / Anton Çehov / Çeviren: Ülkü Tamer / Yöneten: Leonid Heifets / Dekor: Josif Sumbatoşvili / Kostüm: Sevim Çavdar / Oyuncular: Arsen Gürzap, Candan Sabuncu, Neşe Altıner, Berrin Koper, Yalçm Boratap, Toron Karacaoğlu,Argun Kınal, Şükrü Türen, Salih Sankaya / îstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan. DİKMEN GÜRÜN UÇARER Ülku Tamcr'in akıcı dilinden izliyoruz Proaorov kardeşlerin bir boşluktaymı; gibi olmanın sancı- smı çekişlerini, çevrelerindeki ya- şama ayak uyduramayışlannı ve duzen içinde sıkışıp kalmışlıkları- nı. Yönetmen Heifets "Çehov icfaı yoşam bir takım küçük aynntılar- la, insanı uzen. yıpralan, nıhuou baskı altına alan bir olgudur" derken ona ozgü atmosferi ger- çekliği, şürselliği ve ürizmiyle ya- şatma araacının güduyor "Üç Kızkardeş"te. Belki Heifets'in burada "Vişne Bahçesi"ndeki ka- dar etkileyici olamayışı "Üç Kar- deş'le yaşanan olaylann olaysız- lığmdan kaynaklanıyor, kaldı ki yönetmenin yakaladığı resimler yine kişiyi Çehov'un duyarh dün- yasına götüruyor, insan Uişkile- rindeki incelikleri vurguluyor. Çehov kişilerinin en büyük özelliklerinden biri değilmidir mutluluğu arayışlan ve yasama is- teğiyle dolu oluşları? trina-Maşa ve Olga'yı kemiren, davranışlarını etkileyen bir kâbustur sanki yaşa- dıkları ortam, ama içlerinde sü- rekli kopan fırtınalardır onlan ay- nı zamanda yaşamdan bir şeyler bekleraeğe, yaşama dört elle sa- rılmaya iten. trina'nın çoşkusu ondaki bu isteğin bir parçasıdır. tRİNA, MAŞA VE OLGA — Anton Çehov'un İstanbul Şehir Kızkardeş" adlı oyununda (soldan sağa) İrina'yı Neşe Altıner, Maşa dan Sabuncu canlandınyoriar. (Foloğraf: Özcan Yaman) Bir kez isyan eder, tükendiğini sa- nır trina. Bu paüama yeniden güçlendirecektir onu. Neşe Altı- ner'in yörumunda genç kızın umutlanru, arayıslannı, düş kınk- lıklarını ve yeni yaşam biçimine uyma direncini zevkle izleriz. Yaptığı işlerden tiksinti duyduğu- nu açıklayan, ama aynı zamanda da Tuzenbah gibi, çalışmanın an- lamsız yaşam biçiminden soyut- lanmanın tek yol olduğu tezini sa- vunan Îrina'nın "Çalışmayı bor goren insanlardao geliyoruz" söz- leri önemlidit. Yaşadıklan orta- ma.eğitimleri, kültur ve görgü dü- zeyleriyle yabancı kalan uç kız- kardeşin kişise) sancılarından da- ha ötede, geçiş dönemi Rusyası'- ndaki çalkantılann irdelenişidir Prozorov'larm sancıları. Maşa adeta kapana kıstınlmışçasına ge- çirdiği günlerde yaşamın aniam- sızhğını sorgular hep. Verşinin'- le ilişkisinin tutkuya dönüşü bu yakışıklı subayın kocası Kuligin'- Tiyatrolan'nda sahnelenen "Uç 'yı Arsen Gürzap ve Olga'yı Can- in tersine Maşa'dakı incehğı so- luklaması, onunla aynı dilı konuş- ması, onunla aynı ortamdan gel- miş olmasından kaynaklaaır. Bu taşra kentinde yaşam iz bırakarak geçmiştir genç kadının üstünden, ama o da bir Çehov kadmı ola- rak sonunda "yaşamalıyız" diye- cektir her şeye karşın. Arsen Gür- zap, Ranyevskaya'dan sonra Ma- şa'da da ince bir Çehov yorura- cusu olduğunu gösteriyor. Asker- ler giderken "Niye acı cekrjsjmi- zi ağrenebilseydik" diyen Olga ileride genç kuşakların tadacağı mutlulukları duşlerken kendi du- rumundaki insanların bunalımla- nnı dile getirir. Değişim sürecin- de arada kalmış olmanın bilincin- dedir o da Verşvnin gibi. Prozo- rov kardeşlerin her zaman ayak- ları yere basan kişisi olarak yaşa- mı sürdürmeğe gayret eden Olga'da Candan Sabuncu genç kadının bu olgunluğunu veren yo- rumuyla Irina-Maşa-Olga uçgeni- ni lamamlayan kişi. Maşa'nın "knçuk burjuva" olarak nitelen- dirdiği Nataşa üç kızkardeşin ta- şıdığı değerlerin karşıtlannı top- lamıştır kişiliğinde. önceleri on- ların yarundayken duyduğu ezik- lik sonradan onlan ezme duygu- suyla yer değişürecek ve her an varlığını hisseıtirecektir Uç kızkar- deşin yaşamlarında. İnce, duygu- sal, yumuşak Çehov kadınların- dan farkhdır Nataşa. Berrin Ko- per'in Nataşa yörumunda top- lumsal değişiınin getirdiği çelişki- lerin one çıkışı rahatlıkla algıla- nır. Çebutikin bu değişime ayak! uyduramamanın getirdiği umut-l suzluğu umursamazlık ve içkıyle bastırmaya çalışırken Andrei'irt zayıflığı Nataşa ve Protopopov gibilerin gucu karşısında yok olup gıtmek şeklinde belirlenir. Verşi- run ise ınsanlann acı çektiğınin bi- lincindedir, ama bunun nedenle- rini sorgulamaz. Maşa ya da Ol- ga gibi. Gelecekte yaşanacak mut- luluklar için bu kuşak çekilmesi gereken acıları çekecektir. Yalçın Boratap fıziğı ve yumuşak yoru- muyla rolun gerektirdiği kişi. Ay- nı şey Çebutikin'de Toron Kara- cao^iu için de geçerli. Argun Kı- nal'ın iyi yurekli, heyeoanlı, ama sığ Kuligin'i, Şükrü Tıiren'in ro- mantik idealist Tuzenbah'ı, Salih Sankaya'run saplantıh ve huzur- suz Solyoni'si, Ayhan Kavas'ın kişilıksiz Andrei'si Çehov'un "Üç Kızkardeş"de çizdiği ilginç port- relerden bazıları... Sevim Çavdar'ın kostümleri ve J.Sarnbatoş>Tİi'nin dekoru Çehov atmosferinı butunleyen unsurlar. SANATGALERÎLERİNDEBÎR GEZİNTÎ Çokluktan birliğe Mehmet Aksoy heykel sergisi / Urart Sanat Galensi / 1-31 mart. 1981 yıhndan bu yana çalışma- larmı Berlin'de sürduren heykeltı- raş Mehmet Aksoy. yapıilannı Ankara'dan sonra Istantnıl'da ser- gilemeye başladı. Aksoy'un Urart Sanat Galerisi'nde açtığs ve mart ayı sonuna kadar sürecek olan ser- gisi "Vahdet-i Vücnt" adını taşı- yor. Sanatçı bu sergisinde kadmı ve erkeği taşta bütünleştiriyor. "Dıinyanuı oluşumundan bu yana, zamanı içinde saklıyor taş" diyor Mehmet Aksoy. "Önümde dnran taşlaşmış zaman knllesi. tçinde. o zamanda dunyanın us- tünden gecen buluttann resmi kal- mış, denizin, gokyu/unün resmi kalmış. Taşla çalışırken zaman, günnmüzle gecmiş arasında kayı- yor. Taşı, taşa vurarak çaltşan ilk- çag insamnın elleri: benün vidia oclu murcu, çekici, pnömatik akt- leri, elmaslı testereleri, diskleri tu- tan ellerimle kanşıyor, zaman ka- yıyor, birbirine yaklaşıyor." Eleştirmen Kaya Özsezgin ise sergi dolayısıyla hazırlanan kata- logda Mehmet Aksoy'un yapıtla- nnı şöyle değerlendiriyor: "Ak- soy'un son yülarda tutku ölçusün- de bir sevgi ve çahşma aşkıyla bağ- lanmış gorundugu 'Vahdet-i Vücnt' dizisi. hejkeller. çokluktan birliğe, aykıniıktan bütunlüğe, da- gılmaktao ozdeş olmaya yonelti- ci tslam felsefesinin, birbirine sım- sıkı sanlmış iki insan bedeni çe>- resinde somutlaşmış ifadesinden başka bir şe> degildir." Soyutlamanın ak perdesindenBilgi Alkor resim - desen sergisi / Maçka Sanat Galerisi / 27 şubat - 7 nisan. Bilge Alkor'un Maçka Sanat yer aldı. ZAMAN VE TAŞ — Mehmet Akso>, Upkı zaman gibi taşa da hâ- kim olunamayacağını söylüyor. 40'lardan 17 ressanı 1940 Kuşağı Günümüzde resinr sergisi /Tem Sanat Galerisi / 3-30 mart TEM Sanat Galerisi'nde açılan "1940 Koşagı Günümüzde" baş- hklı sergi, 4O'lı yıllarda etkinlik gösteren 17 ressamın yapıtlannı bir araya getirerek çağdaş Türk resminin önemli bir kesitini izle- yiciye sunmayı amaçlıyor. Sergide Fahir Aksoy, Avni Ar- baş, Turgut Atalay, Femıh Başa- ğa, Cihat Burak, Nejad Melih Devrim, Şükriye Dikmen, Tiraji Dikmen, Abidin Dino. Leyla Gamsız, Neşet Giinal, Nedim Günsur, Nuri İyem, Mehmet Pe- sen, Selim Turan, Adnan Varınca ve Mumtaz Yener*in yapıtları yer alıyor. Galeriden yapılan açıklamada, 1940 kuşağının birbirinden farklı eğilimlerin, resimsel anlayışların yer aldığı zengin bir zaman dili- mini kapsamakta olduğu belirti- lerek bu yıllar içinde resım üreten sanatçıların uç ana başlık altında toplanabileceği söyleniyor: Figü- ratif.soyut.gerçekçi resim anlayışı. Galerisi'ndeki sergismde, sanatçı- run resim ve baskıları bir araya ge- tirilmiş. Alkor, öğrenimini 1956-61 yıllan arasında tstanbul Güzel Sa- natlar Akademisi ve Münih Gü- zel Sanatlar Akademisi'nde, 1969-71 yıllan arasında ise Roma Güzel Sanatlar Akademisi'nde sürdürdü. Alkor, resimlerini tstanbul, An- kara, Roma, Milano, Venedik, Lü- neburg'da kişisel sergilerde sergi- ledi. Sanatçmm yapıtlaırı ttalya, Norveç ve Federal Almanya'da açılan çeşitli karma sergilerde de Alkor'un Milano'da Galleria Ciovasso'da açtığı bir serginin de- ğerlendirmesıni, İtalyan eleştir- men Giorgio Seveso şöyle yapıyor: "Konulu resmin son derece güncel canlılığını bize anımsat- mak için karşımıza konmuş, yuk- sek nitelikte, çok usta bir 'ressam- ca ve teknik' bilincin kendini gos- terdiği \apitlar bunlar. Sanatçı, soyutlamanın bomboş, ama bir şeyler sezdirid ak perdesinden, akkor olmuş, sıvılaşıp taşan, sar- sılan madde parcaian çekip çıkar- tıyor. Olgun, belleğe kaalan >apıt- lar bunlar." Bugünden yarına Ayaz Mustafa Ayaz resim sergisi / Atatürk Kültur Merkezi / 6-30 mart Resimlerini Atatürk Kultür Merkezi'nde "Bugünden Yanna 11" başlığı altında sergileyen Mus- tafa Ayaz, "Yapıtlanmda soyut değerlerle somut değerler iç içedir" diyor \e ekliyor: "Sürekli çizip boyadığım kadın temasında- ki figürlerin korapozisyon şema- sı içerisinde yeni bir kişilik kazan- malan zorunludur. Doğasal ve op- tik değerlerin benim olabilmesi için onlann asti kişiliklerini >iti- rip parçalanarak yeniden butun- leşmesi ve sanatsal formlara dö- nuşmeleri gerekiyor." Resimlerin öyİcüsunun tamamen plastik so- runlarla ilgili olduğunu belirten Mustafa Ayaz, "Doğanm optik görünümü doğada kalsın. Bana onun hamuru. yaşamıma giren anısı, sanat motifi haline gelebi- lecek genel kanunlan gerek" di- yor. Mustafa Ayaz, resimleriyle ilgili olarak şunları söylüyor: "Söz ve yazı ik anlatamadıklanmı renk ve çizgilerle tual uzerinde anvor, mutlu oluyorum. Bu arayış sanat- çımn bir çeşit kendini yazması olu- yor." 1963 yılmda Gazi Eğitim Ens- titüsü Resim-İş Bölümu'nû bitiren Mustafa Ayaz, Hacettepe Üniver- sitesi Güzel Sanatlar Fakultesi'n- den emekli oldu. Bugüne dek 28 kişisel sergi gerçekleştiren ve çeşitli Ödüller kazanan sanatçı, yurtdı- şında da sergüere ve bienallere ka- tıldı. Jean PaulBelmondo "Cyrano de Bergerac"la ûyatroya döndü Sahnede6 koca bururf Belmondo CYRANO İLE 3. GENÇLİK — Bir Fransız eleştirmen Belraondo'- nun Cyrano yorumu için "Konservatuvarda geçen yıllar, sinema- daki 'Bebel' yıllanndan sonra Belmondo, Cyrano ile üçüncu gençliğini yaşıyor" diyor. SABETAY VAROL PARİS — 56 yaşında tiyatro- ya 'hızh' bir dönüş yapan unlü si- nema oyuncusu jean Paul Bel- mondo, "Cyrano de Bergerac"ı oynuyor. Turk seyircisinin 'Angelique' filminden tanıdığı Robert Hossein'in sahneye koy- duğu 1990'ın Cyrano'su şimdiden Fransa'da bu vılın tiyatro olayı olmaya aday. Vurdulu kırdılı filmlerin ak obat oyuncusu Bel- mondo, sanat yaşamına atıldığı ilk yılların aşkı olan tiyatroda guçlu bir oyun yeteneği olduğu- nu karutlıyor. Belmondo'lu Cyra- no ve Bergerac Theatre Marigny Salonu'nda iki haftadır kapalı gi- şe oynuyor. Yıllar sonra tekrar sahneye çıkan Jean Paul Belmon- do'nun, geçerüerde olen heykeltı- raş babasının ve konservatuvar- daki hocalannvn, "Gerçek mesle- ğine ne zaman döneceksin?" eleş- tirilerini de yanıtladığı ifade ediliyor. Geçen yuzyılın sonlarında Fransız yazar Edmond Rosland'- ın yazdığı "Cyrano de Berge- rac", sadece Fransa'da değil bel- ki de bütün dunyada en çok tanı- nan tiyatro oyunlanndan biri. Kaç kez oynandığmı ve kaç reji- sor tarafından sahneye konduğu- nu bilen yok. Birçoklarının "bayat" \e fazla halkçı bir oyun saydığı Cyrano^u yeniden tartış- ma gundemine getiren Hossein - Belmondo ıkilisi, bu oyunla tak- dir toplanıayı başardı. Zaten hal- kın beğenisine olumlu yönde hi- tap edecekleri konusunda kimse şuphe etmiyordu. Çünkü uç ismin her biri, Cyra- no de Bergerac, Jean Pauf Bel- mondo ve Robert Hossein, kitle- yi surukleme konusunda birbiriy- le yarışabılecek nitelikte. Robert Hossein, Fransız Devrimi'nin 200. yüının kutlandığı 1989'da, "Fransız İhtibli" filmiyle genış kitleye seslenme konusunda, diğer iki isımden aşağı kalmadığını çok- tan gosterdi. Öburlerini tanıtma- ya bıle gerek yok. Ama guç oian tiyatro kritiklerinı ve bu tür gos- terilere burun kıvıran 'seckinler'i olumlu yonde etkilemekti. "Koca bumn"a burun kıvır- mak kimin haddine? Robert Hos- sein'in yeni Cyrano de Bergerac yorumlaması, 19. yüzyıl halk ti- yatrosuna bir çeşit "selam çakma" olarak değerlendirildi. Başka bir deyişle, adı geçen tiyat- ro türü, yani bulvar tarzının biz- zat kendisi "tiyatro" haline geti- rilmiş. Nhekim tiyatro eleştirmen- leri bu oynayış tarzıyla Belmon- do'yu sahnede 'mükemmel' bulu- yor. Liberation gazetesinde eleş- tirmen Jean Pierre Thibaudat Bel- mondo'nun oyununu şu sozlerle anlatıyor: "Belmondo'ya Cyra- no'da oynarken incek>in. Hare- ketleri takla atarak belikopterden atlayan akrobatın hareketleri de- ğil. Sahnede yerini tam olarak bi- len ve en ufak bir hata vapmayan oyuncunun hareketleri. Sesi, Pir- reot'nun, profesyonelin ya da Do- ulos'un sesi değil. Konuşmalarda sesli harfler uzuyor, sessizler yu- varlaklaşıyor. cümleier genişliyor, kafiyeler hafiflivor. Konservalu- varda geçen yıllar, sinemadaki 'Bebel' yüianndan sonra Belmon- do, Cyrano ile uçuncu gençliğini yaşıyor." Samer'in sergisi • KUItür Servisi — Emir Sarıer'in resim sergisi 7-24 Mart 1990 tarihleri arasında Etiler Tanak Sanat Galerisi'nde açık kalacak. 1981 yılmda DGSA-EUSYO Grafik Bölümu'nden mezun olan Saner, bir yıl sonra kazandığı bursla İtalya'ya gitti. Daha önce 2 kişisel sergi açan Sarıer, "Istanbul'un Yeşil Alan Sorunları" afiş yanşmasında birincilik, "Iküsadi Araştırmalar Vakfı" amblem yanşmasında birincilik, "Antalya Altın Portakal" afiş yarışması turizm afişi dalında uçüncülük ve "İstanbul Uluslararası Çocuk Kitaplan Fuan" amblem yanşmasında birincilk ödüllerini kazandı. Kadıköy'de konser • Kultür Servisi — Ayangil Turk Müziği Orkestra ve Korosu, 12 mart pazartesi günu saat 20.00'de Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde bir konser verecek. İki bölümden oluşan konseri Ruhi Ayangil yonetiyor. Konserde Mutlu Torun, Selahaddin İçli, Canan Akın, Yalçın Tura ve Necati Giray'ın yapıtları seslendirilecek. BUGÜN • Çağlayangil konulu Kadıköy Gençlik Kitabevi'nde saat 15.30'daki Tanju Cıhzoğlu'nun yöneteceği "Atatürk'ten Günümuze Türkiye'nin Dış Politikası" konulu söyleşinin konuğu eski Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil. Çağlayangil "Anılanm" isimli kitabını imzalayacak. • İmza günü Leyla Erbil, Bakırköy Belediye Tiyatrosu kitap standında saat 14.00-18.00 arası kitaplarını imzahyor. • Kadın yönetmenlerden Bakırköy Belediye Tiyatrosu'nda, Sinema Kadın Yönetmenler Haftası kapsamında Mahinur Ergun'un "Gece Dansı Tutsakları" ve Doris Dorrie'nin "Erkekler" isimli filmleri gösteriliyor. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ATATÜRK KİTAPUĞI MART 1990 KULTÜR ETKİNLIKLERI • 10 Marı Cumarıesı Toplanıı Salonu l'n»er ORAL karagö7 (josterisi Saat 12.00 Zuhal OLCAV Muzık Söyleşisi Saat 14 00 V öneıen: Soner OLGUN • 10 Mart - 18 Mart Gırış Ataturk Kııaphjı Kartpostal Koleksi>onu Sergısı Kıyafetler I • 14 Ma^ı Çarşanıba Toplanıı Salonu Atüla BtRklYE ile Sovleşı Saat 16.00 "Kııap Tanüımı %e Tanıtırncılıjı" Yönoen Farul. ŞÜ\X'N • !5 Mart Perşembe Topiantı Salonu Adaan OZER Şıır Söyleşısı Saaı 16.30 Yoneıen. Enver ERCAN • 15 Mart - "" Nisan Sergi Şalonu M«e ÖZGENCİL Resim Serg^ı Avilış Saat 18.00 • 17 Mart Cumanesı Topiantı Salonu (jn*er ORAL Karagöz Goaervsı Saaı 12.00 Özdemir ERDOĞAN Muzık Soyle>ısı Saâl 14.00 Yöneten Soner OLGUN • 21 Mart Çarşamba Topiantı Salonu Panel - "Kıtap Nereye" Saaı 15.00 Konuşmacılar Crdıl ÖZ Demirl«ş CEYHl N Mehmel ll.KURl H Bekir VILDIZ Yöneten Atılla BİRKIYE • 22 Mart Perşembe Toplanıı Salonu Afşw TİMVÇİN Şıır Söşleşisı Saat 16.30 Yöneten: Enver ERCAN • 24 Mart Cumanesı Topiantı Salonu L'o>er ORAL Karagcz Göaerısı Saat 12 00 Abdalkadir ELÇİOĞLL Muzık Sö>leşısı Saat 14 00 Yöneten. Soner OLGLN • 28 Mart Çarsamba Topiantı Salonu Konferans - Atilta ÖZKIRIMLI Saat 16 00 "tnsanlara, Ha>atımıza >e Kuaplara Dan'" • 28 Man - 28 Nisan Ginş Aıaturk kıtaplıgı Kanpostal Koleksıyonu Sergisi Kıyafeıler II Avilı; Saat 18 00 • 28 Man - 18 Nisan Gırış Turkıye'de 1989 yılmda Odul Man Kıtaplar Sergisi Açilış Saaı 18.00 • 29 Mart Perşembe Toplann Salonu Huseyın HAYDAR Şıir Söyleşısı Saat 16 30 Yönelen Enver ERCAN • îl Mart Curaattesı Topiantı Salonu Un\er OR\L karagoz GOıterısı Saat 12 00 Erkın KORA\ Müak Soyieşısi Saaı 14 00 Yoneıen Soner OLGUN Şıır Sdyleşılerı ve Panel Turkıye Yazarlar Sendikası. Muzık Söylesüen ne Boom Müzık Dergısi ışbtrlıgı ile tct;ekleşlınlmckıeıiır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle