05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 MART 1990 HABERLER CUMHURİYET/ıi Açıköğretimde smavlar • ANKARA (ANKA) — Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi programlarının 1989-1990 öğretim yıh ara sınavı, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nce ÖSYM 24-25 mart tarihlerinde öğrenci seçme ve yerleştirme sınavı düzeninde yapılacak. ÖSYM Başkanı Fethi Toker'in açıklamasına göre sınava giriş -belgesi eline geçmeyen veya geçtikten sonra kaybedenler 14 marttan itibaren "Farabi Sokak No. 12 Kavaklıdere/Ankara" adresine başvurabilecekler. Yakınlan aracılığıyla ya da kendileri başvuran öğrenciler, başvurulannı sabahleyin yaptıkları takdirde öğleden sonra teslim edilecek. ÖSYM, zaman azbğı nedeniyle bu belgelerin postayla gönderilmesinin mümkün olmadığın: ve öğrencilerin mektupla istekte bulunmamalarını istedi. Yurtdışı öğrenci bursları • ANKARA (AA) — Mecburi hizmet karşılığı yurtdışında Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla lisans ve lisansüstü eğitimi yapan öğrencilere ödenen burs miktan arttınldı. Milli Eğitim BakanhğYnın konuya ilişkin tebliği dünkii Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre F. Almanya'da lisans öğrenimi yapanlann burslan bin 400 marktan bin 500 marka, ABD'dekilerin burslan 750 doiardan 850 dolara, Fransa'dakilerin burslan 4 bin franktan 5 bin franga, tngiltere'dekilerin burslan da 500 paunddan 550 paunda çıkanldı. Lisans ve lisanüstü eğitim için yurtdışına burslu giden öğrencilerin gidiş ve dönüş yolluklan da ülkelerin uzakhğına göre yeniden belirlendi. Gidiş ve dönüş yolluklarına, yakın ülkeler için en az yüz bin, uzak ülkeler için de en çok 950 bin lira zam yapıldı. Akyol'a nıektup bombardımanı • tZMtR (Cumburiyet Ege BUrosu) — Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okul ve kurumlarda genel idare ve yardımcı hizmetler sınıfında çalışan memur ve hizmetliler, Avni Akyol'u mektup bombardımanına tutuyor. MEB çalışanları "katsayı ve göstergeden başka hiçbir haktan yararlandınlmayan bizlere de eğitim- öğretim tazminatı verilsin" mesajı veriyorlar. MEB personelinin kendi aralannda kurdukları mektup ağıyla nazırladıkları tek tip dilekçeyi en az 5 arkadaşlarına da iletme ve bakana postalama girişimini başlattıkları- öğrenildi. Dilekçe ve mektupta ad ve imza kullanılmaması da isteniyor. Ikrın Berat Kandili • ANKARA (ANKA) — tslamiyetin kurucusu Hz. Muhammed'e peygamberlik müjdesinin verildiği gece olan Beraat Kandili yarın kutlanacak. Arapça'da leyle-i berat denilen bu gece, kameri ayların sekizincisi olan şaban ayının on dördünü, on beşine bağlayan geceye denk geliyor. Hz. Muhammed'e peygamberlik müjdesinin verildiği bu gece İslami inanışa göre büyük bir bağışlama ve manevi kurtuluş gecesi olarak addediliyor. Tüm tslam âlemi bu geceyi geleneksel kandil çörekleriyle, dua ve ibadetlerle geçiriyor. Rektörlük işgali: 77 tııtuklama • İstanbul Haber Servisi — Yıldız Üniversitesi'nde 2 martta meydana gelen "rektörlük işgali" olayıyla ilgili olarak gozaitına alınan öğrencilerden 30'u daha DGM'ye çıkanldı. Sorgulan yapılan öğrencilerden 23'ü • tutuklanırken 7'si serbest bırakıldı. Siyasi şubede 7 gündür sorgulanan 90 öğrenciden 30'u da dün DGM'ye getirildi. Savcılık ifadelerinden sonra salıverilen 7 kişi dışındaki 23 öğrenci hâkim sorgulanndan sonra tutuklanarak cezaevine gönderildiler. Böylece önceki gün tutuklanan 54 kişiyle birlikte bu olaydaki tutuklu öğrenci sayısı 77'ye yukseldi. Halen siyasi şubede sorgulanan 5 öğrencinin de yarın DGM'ye getirileceği öğrenildi. Türk doktora Haiebrand ödülti • Haber Merkezi — ABD'de, Nobel'e layık görülmûş bılirn adamlarının da kazananlar arasında bulunduğu Hillebrand kimya ödülü, Miral Dizdaroğlu adlı Türk bilim adamına verildi. Doktor Dizdaroğlu'nun 8 yıldır VV'ashington'da Ulusal Teknoloji Enstitüsü'nde kimya üzerine araştırmalar yaptığı ve genetik maddelerde ve hücrelerdeki kimyasal degişiklikler konusundaki önemli buluşları nedeniyle ödüllendirildiği kaydedildi. Dizdaroğlu'nun buluşunun, kanser tedavisi için önem taşıdığı belirtildi. Kimya dalında Nobel alan dört bilim adamı da daha önce Hillebrand kimya ödülünü almışlardı. Kuthı-Sargın tahliyesine ret • ANKARA (Cumhuriyel Biirosu) — 28 aydan bu yana tutuklu bulunan TBKP liderleri Nihat Sargın ve Haydar Kutlu'nun tahliye istemleri Ankara DGM'ce dün bir kez daha reddedildi. Ankara DGM, Kutlu ve Sargın'ın yasadışı TBKP'yi kurmaktan değil, kurmaya tevessül etmekten yargılandıklarını bildirdi. Ankara DGM, yoğun güvenlik önlemleri altında yapılan düokü duruşmada mahkeme heyeti, savunma avukatlannın TCK'nin 140 ve 142/3. maddeleri için yaptıkları anayasaya aykırıbk iddiasını sonuçlandırdı. Mahkeme heyeti, iddiayı ciddi bulmadığını açıkladı. Bunun üzerine söz alan tstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, bu savın belirtilenin aksine çok ciddi olduğunu bildirdi. Kazan, aynca aynı suçlama ile yargılanan sanıklar arasında mahkemelerin farklı bir tutum sergilediğini de öne sürerek adaletin temelinin eşitlik ilkesine dayandığım, bu ilkenin ortadan kalkması halinde adaletin büyuk yara alacağını savundu. Diplomatın eşi kazada öldti • ANKARA (AA) — Demokratik Almanya Cumhuriyeti'nin Ankara Büyükelçilik Müsteşarının eşi Else Puschel, Bolu yakınlannda geçirdiği trafik kazasında öldü. Kazada, aynı araçta bulunan Müsteşar Edgar Pusgar Puschel He aracı kullanan şoför Ralf Peter Weigel ise yaralı olarak kurtuldular. Kaza, Ekrem Çizel yönetimindeki 37 AV 397 plakalı kamyonun, hataü sollama yaparak Ankara-İstanbul yolu üzerinde seyreden Ralf Peter NVeigel yönetimindeki 06 CL 412 plakalı araca çarpması sonucu meydana geldi. Kazada ağır yaralanan müsteşarın eşi Else Puschel, Bolu Devlet Hastanesi'ne kaldırıhrken yolda öldü. Ağır yaralanan şoför Ralf Peter Wiegel'in tedavi altına alındığı bildirildi. Bozer, Aygen'i ziyaret etti • BRÜKSEL (AA) — Avrupa Topluluğu nezdinde temaslarda bulunmak Uzere Brüksel'de bulunan Dışişleri Bakanı Ali Bozer, bu ziyaretinde Romanya'da görev yaparken yaralanan TRT muhabiri Emre Aygen ile gorüştu. Ali Bozer, Aygen'e, "Büyük geçmiş olsun, Ailah korumuş" dedi. Çavuşesku yönetiminin devrilmesine yol açan gelişmeleri izlemek üzere Romanya'ya giden Emre Aygen, ülkeye yeni girdiği gun açılan ateş soracu ağır yaralanmıştı. Sağlık durumu normale doncr. Emre Aygen, 18 martta Paris'te yeniden ameliyat olacak. EMEÇLER — Çetin Emeç'in piyanist kızı ve ABD'de okuvan oğlu, son kez babalanmn başucundaydı. Anne ERCANLAR — Çetin Emec'in şoförii Sinan Ercan da hain kursunlann Vurbamydı. Ercan Emeç ise gözyaşlannı tutamıyordu. (Fotograf: Ali Tevfik Berber) ailesi de son görevde bulunurken, bu katliama lanet ediyorlardı. (Fotograf: Erdoğan Koseoğlu) Gazeteciler,politikacılar, sanatçılar ve vatandaşlarEmeç ileErcan'ın cenaze törenindeydi Cenazeye büyük katılımHaber Merkezi — Hürriyet ga- zetesi yazan Çetin Eroeç ve şofö- rü Sinan Ercan'ın cenazeleri dün büyük bir kalabalığın katıldığı tö- renle tstanbul'da toprağa verildi. Cenaze törenine, SHP Genel Baş- kanı Erdal lnonü, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Cumhurbaşkanı adına Sözcüsu Kaya Toperi ile Başyaveri Albay Aslan Güner hukümet adına 5 bakan katıldı. Başbakan Yıldınm Akbulut'un son anda törene ka- tılmaktan vazgeçtiği bildirildi. Ga- zeteciler Cemiyeü Başkanı Nezih Demirkent, cemiyet önündeki say- gı duruşunda, "Bazı kürsulere çı- kıp basım hedef gosteren kişilere seslenmek istiyorum, demokrasi- ye sahip çıkmak lazım" diye ko- nuştu. Emeç ve Ercan'ın cenazeleri dün sabah SSK Göztepe Hastane- si'nin morgundan alınarak ilk ön- ce evlerine götürüldu. Bayrağa sa- nlı tabutlar, Emeç'in Suadiye'de- ki evinin önünden koraşu ve ya- kınlarının gözyaşları arasında uğurlanarak bu kez Ercan'ın Eren- köy Sitesi'ndeki evinin önüne gö- türüldü. Bu arada cenazeler, Emeç'in babası "Son Posta" ga- zetesi sahibı merhum Setim Ragıp Emeç'in evinin önünden de geçi- rildi. Cenazeler daha sonra geniş gü- venlik önlemleri altında Cağaloğ- lu'ndaki Gazeteciler Cemiyeti önüne getirildi. Saat 11.20'de ce- nazder geldiğinde, Cağaloğlu'nun ara sokaklannda çok sayıda çevik kuvvetin hazır beklediği görüldu. Cağaloğlu yokuşunda trafik kesil- di, yüzlerce kişi töreni sessizce iz- ledi. Bir dakikahk saygı duruşundan sonra konuşan Gazeteciler Cemi- yeti Başkanı Nezih Demirkent, bir hafta önce de gazeteci Kamil Ba- şaran için tören düzenlediklerini belirterek bu töreııde Çetin Emeç 1 le "korunrnalan" konusunu gö- rüştuklerini belirtti ve "Kader, yıl- larca beraber çahştıgım arkadası- mı konımadı ve oıra alıp götürdü" dedi. Daha önce bir emekli albaym, polis metnurunun, bir bilim ada- rrurun, şimdi de bir gazetecinin öl- dürüldüğunü anlatan Demirkent, "Yann kim olacak belli değil. Bir sendika lideri mi? Bir ust kademe börokrat mı? Bir poütikacı raı bel- li defil" dedi ve şöyle devam etti: "Bonun son olmasını diliyoruz ve hâlâ TV ekranlanna çıkıp 'bu olay bir örgüt olayı olamaz' diyeıı- lere seslenmek istiyorum. Bazı kürsulere çıkıp basını hedef gös- terraek gafletinde bulunan insan- lara seslenmek istiyorum. Biz var- sak toplum da vur. Toplum varsa. biz de vanz. Bu gerçegi büerek de- mokrasiye sahip oimamız lazım. Demokrasiye sahip olmak demek, 'ben benim, ben yaparım' demek defüdir. Cağaloğlu Meydanı'ndan bir defa daha havkınyorum. Çe- tinler olmemiştir, öldurulmüş de olsalar, fikirleri yaşayacak, varo- lacakbr. Ta ki bu lerorun kökü ka- zınana kadar." Diyanet görevlisi imam da Emeç ile Ercan'ın birer basın şe- hidi olduğunu belirterek "Kale- min çizdigi yollar, Allah'ın yollandır" diye konuştu. Okunan Fatiha'dan sonra cena- zeler, meslektaşları ve yurttaşlann elleri üzerinde namazın kılınaca- ğı Nuruosmaniye Canüsi'ne götü- rüldu. Büyük katılım Cenaze toreninde, Cumhurbaş- kanı Turgut Özal adına Başyaver Kurmay Albay Aslan Güner, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsu Kaya Toperi, hükümet adına Mehmet Yazar, Ekrem Pakdemirli, Lutful- lah Kayalar. Ercüment Konuk- man, Namık Kemal Zeybek, TBMM'yi temsilen Yıimaz Hoca- oglu, Aytekin Kotil, Mustafa Sa- ngül bulundular. SHP Genel Baş- kanı Erdal İnönii, beraberinde eşi Sevinç İnönii, İstanbul Buyükşe- hir Belediye Başkanı Nurettin So- zen ve SHP ll Başkanı Ercan Ka- rakaş ve bazı mılletvekilleri oldu- ğu halde camiye gelen ilk parti li- deri olurken, DYP Genel Başka- nı Siileyman Demirel'in kalabalık bir yonetıcı kadrosuyla hazır bu- lunduğu görüldü. Daha sonra DSP Genel Başkanı Bülent Ece- vit ve eşi Rahşan Ecevit de parti- lilerin koruması altında camiye girdi. SP Genel Başkanı Feril 11- sever de cenazeye katıldı. Törene aynca, eski Dışişleri Ba- kanı Mesut Yıimaz ile Vahit Ha- lefoglu, çok sayıda milletvekili, 1. Ordu Komutam Orgeneral Muhit- tin Fisunoglu ve 3. Kolordu Ko- mutanı Korgeneral Cengiz Alpag, Hürriyet gazetesi sahibi Erol Si- mavi'nin eşi Belma Simavi ve oğ- lu Sedat Simavi, tstanbul eski va- lisi Nevzat Ayaz, eski Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Er- dem, AA Genel Müduru Behiç Ekşi, aralannda TÜSİAD Başka- nı Cem Boyner, Nejat Eczacıba- şı, Feyyaz Tokar, Aslan Nuri Me- seretçi, tnan Kıraç, Erdogan De- rairören, Tayfun IJzunova, Ersin Börteçene, Yigit Okur, Selim F.ge- li, Ahmet Sarper'ın de bulundu- ğu çok sayıda işadamı, Akbank Genel Müduru Hamit Belli, Em- lak Bankası Genel Müduru Engin Civan, Ziraat Bankası Genel Mü- düru Coşkun Ulusoy meslek ku- ruluşlan, demek ve sendikaların yonetici ve temsilcileri, eski ve yeni ilçe belediye başkanları, sanatçı- lar, Istanbul'daki konsoloslukla- rın temsilcileri ile çok sayıda ga- zeteci katıldı. Çiçek gönderen veya TEV'e ba- ğışta bulunanlar arasında da başta Kenan Evrea olmak üzere Cum- hurbaşkanlığı, TBMM Başkanlı- ğı, Başbakan Yıldınm Akbulut, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay yer aldı. Parti liderleri Çetin Emeç'in eşi Bilge Emeç, kızı Mehveş ve oğlu Mehmet Emeç ile Sinan Ercan'ın eşi Ayşe Ercan'a başsağlığı dileğin- de bulundular. Pankart açıhyor Cuma namazına başlanmadan saat 12.20 sıralannda Nuruc-_.ma- niye Camisi'nin avlu girişi önün- de toplanan bir grup tarafından üzerinde "Oligarşinin provokas- yonlan, halkın ve gençligin yük- selen mücadelesini engelleyemez. Devrimci Gençlik" yazılı pankart açıldı. Avludakilerin şaşkın bakış- ları altında pankart eylemi, 15 da- kika kadar sürdü. Bu arada İstan- bul Emniyeti Devlet Büyüklerini Koruma Kısım Amiri Komiser Mnrtaza Aslan, pankarta müda- hale ederek indirmek istedi. Bu müdahaleye sivil polislerin de ka- tılmasıyla, pankartı açanlarla po- lisler arasında itişip-kakışma baş- ladı. Bu durum, avludakilerin en- IlLENİMLER DEMOKRASt İÇtN — Cenaze törenine çok sayıda gazeteci, politikâcı. sanatçı ve vatandaş katıldı. dişeli bakışlan arasında dalgalan- malara yol açtı. Bu arada Komi- ser Aslan, bir genci boynundan tutarak cami avlusundaki müftu- lük bahçesine doğru sürükledi. Bunun ardından da biri kız, iki gösterici daha sivil polislerce ya- kalanarak aynı yöne götürüldü. Olaylann gazeteciler tarafından görüntülenmesi sırasında da bazı polisler gazetecileri tartakladı. Ye- diği tekmelerden bir kameraman yere yıkıldı. Çevik kuvvetin de müdahale ettiği bu olaylara gaze- teciler toplu tepki gösterdi ve "Po- lis dışan" diye slogan attılar. Gazetecilerin bu tepkisine, ca- mi avlusundaki gösterici grubun da katıldığı görüldü. Gazeteciler, toplu halde polislere yönelik ola- rak, "Bizûn cenazemizde bize küf- redetnezsiniz. Bizim cenazemizde bize vuramazsınu, pezevenk diye- mezsiniz" şeklinde bağırdılar. Bu olayın durulmasından son- ra "Devrimci Gençlik" pankartını açan grubun onunde bulunan bir grup işçi de az sonra "Belediye-tş Sendikası" yazılı pankartı açtı. Beyazıt Meydanı'ndan Nuruosma- niye Camisi'ne kadar toplu halde gelen işçiler, "İşçiler birleşin, ik- ridara ytrleşin", "İşçiler el ele, ge- nel greve" diye 'bağınrken, pan- kart açan gençlerin de katılımıy- la şu sloganlann atıldığı duyuldu: "Kabroslun faşizm", "Emeç'in katiU otigarşi", "MİT, CIA, Kontr- gerilla, provokasyona hayır" Cenaze töreni sırasında çıkan olaydan sonra polis 4 kişi gözal- tına aldı. Cenaze namazının kıhnmasm- dan sonra tabutlar eller üzerine alınarak Polis Bandosu'nun eşli- ğinde Hürriyet gazetesine doğru yola çıkanldı. Cağaloğlu Meyda- nı'ndan Nuruosmaniye'ye kadar yaklaşık 200 metrelik güzergâhın türnüyle dolu olduğu görulürken bazı esnafın dükkân kepenkleri- m kapadıkları görüldü. Çiçek yağmuru Cenazeler Milliyet'in önünde pencerelerden çiçek yağmuruna tutuldular. Bu arada, arkadan yi- ne sloganlar atılmaya başlandı. Kortejin arkasında bulunan SHP Genel Başkanı İnönü'nün açılan koridordan, öne alındığı görüldü. Süleyman Demirel ile arkadaş- ları ise işçi ve öğrenci gruplarının arkasında kaldı. Partili arkadaş- ları zaman zaman Demirel'i dur- durarak, kortejden geri kalması- nı sağladılar. Demirel'in arkasın- daki grupta da Ecevitler yer ajdı. Kortejin önünde Emeç ve Si- nan'ın aileleri, gazeteciler, siyaset- çiler, mülki ve idari amirler, işa- damlan yer abrken ikinci kesim- de "Belediye-tş Sendikası" işçile- ri, en sonra da "Devrimci Liseli- ler" imzasıyla "Katil oligarşi, pro- vokalör Abromowitz" pankartıy- la yürüyen gençler yer aldı. Yanm saat kadar süren yürüyüş sırasında, arkadaki gruptan "Hü- kümet istifa", "Ardalı istifa", "Ka- tiller bulunsun. hesap sorulsun", "Abromovvitz defol", "Devlet te- roriine son" sloganları atıldı. Hürriyet'in önünde cenazeler katafalka konulurken, bir dakika- lık saygı duruşunda bulunuldu. Bu sırada cenazeler Hürriyet'in pencerelerinden çiçek yağmuruna tutuldu. "Hükümel istifa" sloga- nı alkış alırken, cenazeler araba- ya konularak mezarlıklara yola çı- kanldı. Cenaze arabalarının hare- ket etmesinden sonra TGS İstan- bul Şubesi'nden bir grup, "Yeni cunta istemiyoruz", "Cuntaya ha- yır", "Dün Aksoy, bugiin Emeç, yann kim?", "Zam + zulüm + cinayet = ?", "Hükümet istifa" yazılı dövizler çıkarttı. Bu arada "Türkiye tran olmayacak", "Ba- sına uzanan eller kınlsın", "Basın özgurluğu engellenemez", "Katil- ler bulunsun, hesap sorulsup", "Hükümet istifa" sloganları atıl- dı, alkış tutuldu. Bu gelişmeler olurken Erdal İnönü'nün hareket ettiği, Süley- man Demirel'in ise tstanbul Rek- lam Sitesi önünde beklediği görül- dü. Bülent Ecevit ve eşi ise daha önce Cağaloğlu Meydanı'ndan ay- rıldı. Muhabirlerin protestosu Gazeteciler Hürriyet'in önün- den Cağaloğlu kavşağına geldik- lerinde, foto muhabirleri makine- lerini asfalta bırakarak protesto- ya katıldılar. Polisin bu aşamada müdahale etmediği goruldu. Hürriyet gazetesindeki törenden sonra Emeç'in cenazesi Zincirliku- yu'da, Ercan'ın cenazesi de Kara- caahmet'te toprağa verildi. Güvenlik önlemleri Guvenlik önlemleri çerçevesin- de cami avlusuna gönderilen çe- lenkler "bomoa olasılığı"na kar- şı kontrolden geçirildi. İstanbul Valisi Cahit Bayar, tstanbul Enı- niyet Müduru Hamdi Ardalı ve İl Jandarma Komutam Kurmay Al- bay Ali thsan Güvener'in Gayret- tepe'dekı merkezden, alınan gü- venlik önlemlerini yönettikleri öğ- renildi. Cami avlusundaki olaylar sıra- sında ise Hamdi Ardalı, polis tel- sizınden "Kendileriyle konuşun, ikna olmazlarsa dagıbn*' dedi. Ar- dalı, kısa bir süre sonra ise ikinci bir anonsla, "Vetkili gazetecilerle göriişülmesi ve aracı olunmasının islenmesi" talimatını verdi. Cenazede demokrasiyi kollama CELAL BAŞLANGIÇ Cağaloğlu'nda trafik kesilmişti. İran Konsolos- luğu'nun onundeki trafik lambası bundan haber- siz bir kırmızı, bir sarı, bir yeşil yanıp sönüyordu. Bayrağa sarılı iki cenaze, eller üzerinde Gazeteci- ler Cemiyeti'nin önüne getirildiğinde, Babıâli'nin gobeğinde çıt çıkmıyordu. Pınltıh, cıvıl cıvıl bir İs- tanbul baharıydı, ama insanların >-uzlerine ölümun ve "Nereye gidiyoruz?"un solukluğu vurmuştu. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nezih Demirkent, tam bir hafta once gazeteci Kamil Başaran'ın ce- naze toreninde Çetin Emeç'le birbirlerine "Kendi- ni koru" dediklerini anlatıyordu, hem de her şey- den habersiz yanıp sönen trafik lambasının onün- de. On dakikalık bir yiırüyüşle 11.38'de cenazeler Nu- ruosmaniye Camisi'ne geldiğinde avluda adım ata- cak yer kalmamış, törene katılan binlerce kişi, çe- vik kuvvetin kümelendiği ara sokaklara dağılmış- tı. Ortada gözle görulür bir gerginlik yaşanıyordu. Sanki herkes cıkacak bir olayı, açılacak bir pankartı, patlayacak silahı, copları ehnde koşuşturan polis- leri bekler gibivdi. Polis de tum suçluları olmasa bile hiç değılse katillerı, cenaze törenine katılanlar arasında bvılacakmışçasına gergindt. Cenaze töreni "demokrasiyi kollama" gösterisi- ne dönüşmüştü. Bu nedenle de Nuruosmaniye Ca- misi'nin avlusunda değişik kesimlerden insanlar bir araya gelmişti. SHP lideri İnonü, Anakent Beledi- ye Başkanı Nurettin Sozen. ilçe belediye başkanla- rı, Fatma Girik, Yıldınm Aktuna avluda bir kume oluşturmuşlardı. DYP Genel Başkanı Süleyman De- mirel, Cavit Çağlar, Mehmel Dülger, İsmel Se/gin ve Köksal Toptan ile doğruca cuma namazı ıçın ca- miye giriyordu. Bülent ve Rahşan Ecevit, İstanbul- lu DSP'lilerle Erdal înönü'nün çevresinde kümele- nenlere çok yakın bir yerde bekliyorlardı. Bakan- lar Mehmet Yazar, Ercüment Konukman, Ekrem Pakdemirli, Lutfullah Kavalar, Namık Kemal Zey- bek ile Hasan Celal Güzel ve diğer ANAP'lı mil- letvekilleri ilgisiz topluluklar arasında duruyorlar- dı. "Merkez"de "demokrasi" partisi kurmaya çalı- şan Bedrettin Dalan, "solda veni oluşum"culardan Arif Sağ avluda goze çarpıyorlardı. Yalnız politik siyaset dünyasından değil, iş dün- yasından da çok kişi bir araya gelmişti cami avlu- sunda. Koç'tan Sabancı'ya, Tekfen'den Eczacıbaşı- na, Demirören'e değin çok sayıda kuruluşun üst dü- zey yöneticileri, Necdet Lğur, Ömer İnönü, sendi- kacılar, gazeteciler. sanatçılar, işçiler... Böylesine farklı kesimlerden insanlar bir araya gelince de de- ğişik göruntüler, istenmedik gerginlikler de yaşanı- di? SHP lideri bu oneriye "olabilir" diye yaklaştı. Bir gazeteci birkaç metre ötede duran Bülent Ece- vit'e gitti. DSP Genel Başkanı'nın yaklaşımı "Bu- rada olmaz. Cenazeye geldik. Böyle bir konuda si- yasete girecek şeyler yapmak istemiyorum" oldu. Gazeteci "demokrasi için bir araya gelmenin gereği" üzerine konuşmaya kalkınca da Ecevit "Burada her- kesin önünde tartışmayalım, ısrar etmeyin" dedi. Ecevıt'in yanından aynlırken gazeteci "Her zaman olduğu gibi hayır" deyince, bunu duyan DSP il yö- neticileri gazetecinin "terbijesi" üzerine yorum yap- maya kalktı. Bu da avlunun sol koşesinde havayı gerginleştirdi. Olay üzerine gazetecileT, İnönü'ye dö- nerek herhangi bir amaçları olmadığını, uğraşları- nın demokrasi için olduğunu söyleyerek ozur-dile- diler. İnönü de "Elbette, sâygıyla karşılıyonım" ya- Cıvıl cıvıl bir İstanbul baharıydı ama insanların yüzlerine ölümün ve "nereye gidiyoruz"un solukluğu vurmuştu. Cenazeler Nuruosmaniye Camisi'ne geldiğinde, avluda adım atacak yer kalmamış, törene katılan binlerce kişi, çevik kuvvetin kümelendiği ara sokaklara dağılmıştı. yordu. Bir yanda ANAP milletvekili, eski bakan Ahmet Kurtcebe Alplemoçin ile TBKP'li Rasih Nuri İleri yan yana duruyor. "Devrimci Gençlik" çevik kuvvetin yanında "oligarşi" pankartı açıyordu. Ar- dından polis, gazeıecilere vuruyor, yaşanan gergin- iikte gazeteciler "polis dışan" diye bağınyor, tore- ne katılanlar polise "yuh" çekiyor, "Devrimci Gençlik" işçilerin arkasında "faşist polis" diye ba- ğınyor, holding yöneticileri avlunun içinde olayla- rı izliyor, Avlunun çıkışındaki işçiler "genel grev" sloganı atıyordu. Olay yatışınca gazeteciler, Ecevit ile Inönu'nun beklediği avlunun koşesine yonelı>ordu. ilk oncri Inonu'ye yapıldı. Acaba Ecevit'le bir araya gelir mı\- nıtını verdi. Avludaki insanlar kadar, çelenklerin uzerindeki adlar da değişik kesimleri temsil ediyordu. Bir yanda Genelkuîmay Başkanlığı'ndan TBMM Başkanhğı- na. diğer yandan Kenan Evren'den Sosyahst Par- ti'\e kadar uzamvordu çelenkler. Sağlık Bakanı Ha- lil Şngın, ANAP istanbul II Başkanı Eymen Top- baş. eski bakan Ercan Vuralhan, çelenklenni Turk Milli Kalkınma Vakfı'ndan göndermişlerdi. Memo's, Kulüp 29, Klasis gibi kuruluşlarla Erol Evgin, Nes- lihan Yargıcı, Zerrin Özer. Fahrettin Aslan ise çe- lenk gondermck ıçın Turk Eğitim Vıklı'nı veğleınİ!;- lerdi. "\urtdıı>ı gezi>,inı yanda keserek vurda doncn Suna Kıraç. \akın arkadaki Bilge Emeç'i; Can Kı- raç ve Feyyaz Tokar da Mehmet Emeç'i teselli eder- ken yanından aynlmıyorlardı. Namazdan sonra tören yapılmak uzere cenaze- ler Hürriyet gazetesinin önüne goturülurken en sı- kıntılı anlarını vaşayan DYP lideri Demiıel oldu. Törene katılanlar ondeydi. Arkalarından inönü gi- diyordu. Inonü'nun arkasında "Devrimci Gençlik" pankartını açan birkaç yuz kişi vardı. "Devrimci Gençlik"in hemen arkasında ise Demirel vardı. Ara- daki gençler "Emeç'in katili oligarşi", "Kahrolsun MİT, CIA, Kontrgerilla", "Yeni bir cunta istemiyo- ruz", "Katiller bulunsun. hesap sorulsun" diye ba- ğırmaya başladılar. Oluşan gorunıü, İnönü'nün ar- kasındakiler "Kahrolsun faşisl diktatoriük" diye ba- ğırıvorlar, Demirel de "Katil oligarşi" sloganını atanlann peşinden gidıyor biçimindeydi. İnönü, gençlerle arayı açmak için hızlı hızlı yürürken De- mirel de "Devrimci Gençlik"e kanşmamak için sık sık duruyordu. Demirel, törenden aynlırken Cağa- loğlu'ndaki işyerlerinin balkonunda bulunanlarca alkışlandı. Bu sırada torende bulunan İnönü'ye, "Siz de biraz muhalefet yapın" diyen bir kadın, çevre- dekilerin alkışını aldı. Cenazelerin kaldırılmasından çok "demokrasiyi kollama" gösterisine dönüşen toren, gazetecilerin Dıvanvolu Caddesi'nde fotograf makinelerini bıra- karak polisin tavrını ve basın uzerindeki baskıları prote>to etmesiyle noktalandı. Çevreleri çevik kuv- vct tarafından sarılan gazeteciler "Hükümet istifa" di\e bağırdıktan sonra eylemlerini bitirince Polis Müduru Necmellin Yıldınm topluluğa once "Söz termi^liniz. bana yardım edecektiniz" diye seslen- di Gazeteciler dağılmakta biraz ağır davranmca tum basın kurulu^lannın şöneticilerı adına "Haydi ba- kim. herkes ga/elesine" lalımatını verdi. Cağaloğlu'nda dun tratik kesilmişti Babıâli'nin gobeğındekı tratik lambaları her şevden habersiz, bir kırmızı, bir yeşil, bir sarı yanıp sönüyordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle