07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/İ OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 24ŞUBAT1990 Günümüz Manzaraları ve "Eşeğin Gölgesi Davası" VURAL ARIKAN Gunumuz man2aralannın aynası basınımızdır Üstunköru de olsa gazete sayfalanna baktığımız- da tartışma >apılan konularm şunlar olduğunu go- rüyoruz Turban, Ayasof>a, şenat duzenı, hayat kadınla rı, açlık, cumhurbaşkanının sıvıl raı asker mı ol ması gereğı, emeklı aylıklarının kırdırılıp kırdırıl- maması, cumhurbaşkanının davetane ıcabet edılmeh mı, cumhurbaşkanının elı sıkılmalı mı, kıyak emek lılık, GAP'ı kım yaptı, Başbakan'a uzaktan kuman- dalı derulebılır mı, danıştay 100 yıl oncekı konu muna dönuşsun mu, Hafıze Ozal'ın bır turbeye def nedılmesı caz mıdır, 1980 öncesıne döner mıyız, 70 sente muhtaç olur muyuz, her şe> \ar, ama alabılı yor muyuz, memurlar dın dersı almalı mı, dış polı tıkada nazarın pa>ı nedır9 ve benzerlen gıbı Bu denlı guzel manzaralann seyredıldığı bır ül- kede ekonomık, sosyal ve sıyasal sorunların bulun- madığı, ışlerın tıkınnda gıttığı sanılır Oysa, ulke- mız açısından yaşamsal sorunlar guncelhğını ko- rumakta ve ıvedı çözum beklemektedır Istersenız bunlann neler olduğuna da kısa bır göz atalım Enflasyon krorukleşmıştır, gelır dağılımı gıderek daha da bozulmaktadır, köşe dönen zengınler, ay- nkotu gıbı ekonomıyı sarmaktadır, vergı yuku den- gelı dağılmamakta çok kazanan az, az kazanan çok vergı ödemektedır, 1990 bütçesı on bır tnlyon açıkla bağlanmıştır, KİT urün ve hızmetlenne süreklı zam yapılmaktadır, larım ve tarımcılar perışandır, kü- çük sanayı zor durumdadır, kapanan ış yerlen çığ gıbı buyümektedır, yatırımlar durmuştur, büyume hızı yok gıbıdır, ıç ve dış borçlar geometrık dızı ıle artmaktadır, Avrupa topluluğu kapısını kapamış- tır, her ülke Turk vatandaşlarına vıze koymakta- dır, ahlakı değer ölçülerı kaybolmuştur ve benzer- len gıbı Yanılmıyorsam, sıralanan sorunlar cıddıye alın- madığı ıçındır kı çarelen araştınlmamaktadır Şu durumda gunumuz manzaraları ülkemızde ıkılı bır durum ıçermektedır Ortaya çıkan bu ıkılı durum bana "Eşegin golgesi davası"nı anımsattı Bir öykü: Eşeğin gölgesi davası Eşeğın golgesi davası Abdera'da geçer Trakya'- da bır ulkedır Genel yönetmenı, senatosu, şehır mahkemesı, dava vekıllerı, loncaları vardır Abde- ra'da ıkı dını ınanış ve bu ınanışlan temsıl eden ıkı mabet bulunur lason ve Laton mabetlen Mabet- len yöneten başrahıpler çekışme hahndedırler Ul- kenın Unlu bılgesı, fılozofu da Demokrıtos'tur * Abdera'da en etkılı lonca ayakkabıcılar loncası- dır Buraya cerrahlar ve dışçıler de üyedırler Çün- kü ülkede, cerrah ve dışçılere msan tamırcısı ola-, rak bakarlar Avakkabıcılar loncasına kayıtlı unlu bır dışçı, Eski Maliye Bakanı mesleğını sadece şehır merkezınde değıl cıvar ka- saba panavırlarında da surdurmekte, msan sağlığı ıle ılgılı her turlu ılacı vapıp satmaktadır Dışçı cı- var kasaba ve pana>ırlara gıdıp gelme>ı kendı eşe- ğıyle sağlar Gunlerden bır gun dışçı onemlı bır pa- nayıra gıtmeye karar verır Bakar kı eşeğı >avrula mış Duşunür Aklına gelen bır eşek kıralamak- tır Bır eşekçı ıle gıdıp gelmek üzere bır anlaşma yapar Heybeler vuklenır dışçı bıner, eşekçı ıle bır- lıkte vola koyulurlar Yaz olduğu ıçın guneş kızgın ve kavunıcudur Dışçı bunalır, etrafta sığınacak bır golgelık olmadığı ıçın eşeğı durdurur ve golgesın- de dınlenmeye çalışır "Hev beyım'" der eşekçı "Ne yapıyorsunuz, ne oluvor" "Bıraz gölgede otunıyorum, çunku guneş beynımı yakıyor" dıye dışçı cevap verır "Ama beyım, anlaşmamızda bu yoktu, sıze eşe- ğı kıraladım, ama gölgeden söz edılmedı" "Şaka edıyorsunuz herhalde, dostum" der dışçı gulerek, "elbette eşekle gölgesi beraber gıder, bu böyledırT "Yanı beyım, ya kalkar vola devam edersınız, va da eşeğın gölgesi ıçın uygun bır para ödersınız" Sonuçta, her ıkı taraf ınadından vazgeçmedıkle- n ıçın şehre dönup mahkemeye başvurmayı karar- laştırırlar Yanlannda dava vekıllerı olduğu halde gelenek gereğı şehır mahkernesıne başvururlar Hâkım, ta- raflan dınler ve ılgınç der Eşeğı sorar, orada bu- lunduğunu anla>ınca onun şehır ahırında bakımı- na karar verır ve duruşma günunü belırler Artık tarafiar ıçın önemı olan duruşma gunune değın taraftar toplamaktır Dışçı, uyesı bulunduğu lonca başkanmın yardı- mını düşunur Konuyu açtığında, başkanından "ağaç gölgesıne kımse sahıp olmadığına göre eşek gölgesi de kımsemn mulkünde olamaz Sızı koru- yacağımızdan emın olunuz, eşekçının cezası venlecektır" yanıtını alır Başkan halkla ıçlı dışlı olduğundan dışçı rahatlamıştır, guven ıçensındedır Eşekçı, Abdera vatandaşı olmamasına rağmen la- son mabedının hımayesındedır Bu durumda en sağ- lık.lı yol mabedın başrahıbının yardımıru sağlamak- tır Ne var kı eşekçı halktan bındır, rahıp ıse asıl- dır O halde ona nasıl nüfuz edılebılır 9 Işte eşekçı- nın kafasını meşgul eden sorun budur Abdera'da rahıpler evlenemezler Bununla bera- ber halk arasında gecelerı rahıbın evme guzel ka- dınların gırdığı ve sabahleyın evı terk ettıklerı yay- gın olarak söylenıp durmaktadır Eşekçı, bu söy- lentılere dayanarak guzel endamlı, guzel seslı ve ens- truman çalan kızını rahıbın evıne göndermeyı du- şünür Ve gerçekten bunda başarılı olur ve başra- hıp eşekçıyı savunur hale gelır Bu suretle her ıkı taraf davanın kazanılacağından emındır Duruşma sonunda yargıç, eşekçıyı ıkı Drahmı taz- mınat ödemeye mahkûm eder Tazmınat mıktan- nın duşukluğu karann temyız edılmesıne ımkân ver- medığı ıçın bu kez dava vekıllerı arasında bır gu- rultudur kopar Günıltuden bunalan vargıç, tem- yız ıstemı ıçın dos>a>ı senatoya sunacağını açıklar Artık eşeğın golgesi davası buyıik bır boyut kazan- mıştır Sadece Abdera halkını değıl, komşu ulkele- rı de etkısı altına almıştır • Bu arada devreye gırmemış bulunan Laton ma- bedı başrahıbı, dışçı>ı tutmaya başlamıştır Nede- nı, lason mabedı başrahıbının mal varlığı dola/ı- sıvla halka yaptığı yardımlardan oturu sa>gınlığını yıpratmaktır Bu konuda kullandığı yöntem, gele- neksel dını ınançlardır Lıkvaülann sefahaünden ötürü tannlar halkı kur- bağaya dönuşturmüşlerdır Kurbağaların yaşadık- ları gol de Abdera'dadır Inaçlara göre kurbağala- nn aşın derecede vak-vaklamalan, kurbağalann ley- lekler tarafından yenılmesı, ulkeye, halka felaket ler getıreceğıdır Laton mabedı başrahıbının bun- ları vayması Abdera'da panık yaratır Ne var kı bu ıddıalan başrahıp kolaylıkla atlatabılmıştır • Dava senatoya getırıldığı ıçın genel yonetıcı, ar- şıvlerde benzer olayların olup olmadığını ıncelet- tınnıştır tnceleme sonucunda genel olarak arşıv- lenn çok rutubetlı yerlerde saklandığından pek ço- ğunun kavbolduğu, a>rıca ıyı sınıflandırma vapıl- madığı anlaşılır Eşeğın gölgesi davası o denlı bu yuk kı, genel yönetmen ıstıfaya karar verır ve fa- kat her ıkı mabet mensuplannm ısrarı üzenne bu kararından vaz geçer Senatoya kadar gelen eşeğın gölgesi davası Ab- dera'da adeta ıkı sıyası partı oluşturmuştur Göl geler ve eşekler Başlangıçta eşekler, kendılenne ve- nlen bu sıfatı hoşgoruyle karşılamışlar, ama sonun- da gölge olmaktansa tüm takım ve taklavatıyla eşek olmayı yeğlıyoruz demışlerdır tkı sıyası partı aynmı aıle düzemm de etkılemış tır Aıle reısı koca, gölgea ıse eşler eşekçıdırler Hem de azgın dışı eşekçıler Bu sıyası ıküığın pek çok nışanı bozduğu, sevgı- lılerı bırbırlerıne kavuşturmadığı da çokça görul- müştür • Sonunda senato sunduğu ıçın 400 uyelı meclıs toplanır Genel yonetıcı başkanlık yapmaz. Çünkü, dava kışıler arasmdadır Bır dığer üye başkanlık ma- kamını ışgal eder Taraflar, vekıllerı, yakınlan, göl- geler ve eşekler hazırdırlar Pek çoğunda gızlı savunrna-saldırı aletlen bulunmaktadır. Soz savunmada Dışçınm dava vekılı, gölgenın mülkıyet konusu olamayacağını, Abdera kanunlarında açık hüküm bulunmadığını, gölgenın şeffaf guneş ışınlannın sı- yah ve ın cısme çarpması sonucu ortaya çıktığını bclırttıkten sonra yargıçları ve halkı etkıleyebılmek ıçın konuşmasını şöyle tamamlar "Dunyarun ılk çağlannda ve tıtanlann gece sal- dırısı sırasında uyuvan tanrılan bır eşek anırarak uyandırmış ve Olympus'u kurtarmıştı Umıdımız odur kı şımdı de bır eşeğın gölgesmtn sağladığı fır satla bugun mutlu bır devır başlasın, bu eskı şehır ve devlet, geçırdığı savısız ve tehlıkelı sarsıntılardan sonra sukûnete kavuşsun, yönetıcılerle vatandaşlar arasındakı bağlar sıklaşsın, butun eskı anlaşmaz lıklar unutulup gömulsun, bu şerır eşekçının adıl şekılde mahkûmıyetıyle bütün devlet kurtulsun, zen- gınlığı ve refahı ebedıyen sağlansın" Savunmanın finalı 400 uvevı ve dmleyıcılen et- kılemıştır Eşekçüerde ıse korku görülur Eşekçının dava vekılıne gelınce "Gulunç davada eşekçının haksız olduğuna ınanıyoruz Lson mabedı başra- hıbı de böyle düşunuyor Eşekçı haklı kabul edılır- se kendısıne mabetçe 25 kırbaç atüacaktır Eşekçı- nın haksız bulunması halınde, mabet fakır fukara- ya yaptığı yardımlan kesecektır" Savunmadakı bu tehdıt, halkta yem bır endıse ve korku kaynağı olmuştur Savunmalar tamamlanın- ca her davada olduğu gıbı karar aşamasına gelın- mıştır Bu arada şehır ahırı bakıcılan, belkı gerekır du- şuncesı ıle eşeğı mahkemeye göturmeye karar ve- rırler önce bır guzel tımar ederler, sonra suslerler Yolda çocuklar eşeğın peşıne takılır, gürultü patır- tı ıle duruşma meydanına varırlar Herkes gurûl- tünun geldığı yöne doğnı bakar Nıhayet halktan bın "Hey, eşeğm kendısı gelıyor" dıye bağınr "Yar- gıçlara yardım edecekmış" der bır başkası Uçtln- cüsu "Hepımızı mahvettı lânet olasıca eşek" dıye haykınr ve ekler "Başımıza bu ışlerı açacağına kurtlar yeseydı keşke senı1 " Golgelerın en hızlıla- nndan bırı de "Kım ıyı Abderalı ıse bu eşeğın ışı- nı bıtmr Hesabım görelım onun Pıs kuyruğunda bır kıl bıle bırakmayalım" şeklınde yol göstenr Kalabalık bır anda eşeğın uzenne saldınr ve hay- vancağız paramparça olur Bunun üzerıne mahkeme başkaru "Butun bılge- lığımızle bız soruna uygun bır çözum bulamayacak tık Kafalarımızı daha nıye zorlayahm Halk, hır- sını eşekten aldı Şımdı, yapacağımız şey davayı gü- zel brr kararla kapamakur" der ve şu önenyı yapar "Ikı tarafın masrafları, uğradıkları zarar zı>an devlet bütçesmden karşüansın Ancak gerek dava- cı gerek davalı bu sorun hakkında bır daha ölün- ceye dek konuşmasm, zavallı eşek ıçın ıse hem bıze ve hem torunlarımıza buyuk ve mureffeh bır cum- hurıyetın bır eşek gölgesi uğruna nasıl yıkılacağını gösterdığının ölümsüz anısı olarak masrafları dev let kasasından ödenmek uzere bır anıt dıkılsın" önen o> bırlığı ıle kabul edılmış ve dava bıtmıştır Yonım yok Abdera'da yaşayan unlü bır dram yazarı olayı ko- medya bıçımme sokmuş, muzığım ıse bızzat mah- keme başkanı bestelemıştır Komedya çok ılgı gör- müş, eserı seyreden büge Demokntos ıse ülkeyı terk etmış ve bır daha kendısınden haber alınamamıştır öykuyu elımden geldığınce özetlemeye çalıştım Yorum yok Esenn Adı Abderahlaı Martın %'ıeland, Mman Klasık Ulu sal Edebıyatı kunıculanndan Çevıren Prof Dı Vural Ülkü sa>fa 218 '00 EVET/HAHR OKT4YAKBAL Basın Nasıl Davransın? "Basın, muhalefet gıbı davranıyor " Bu sözler Başbakan Yıldırım Akbulut'undur Bır gazetenın açtığı fıkra yarışmasını eleştınyor Bu, Başba- kanla ılgılı bır yarışma Sayın Akbulut'u konu alan en güzel fıkra bırıncı ödülu alacak Başbakan buna epey üzulmuş, dıyor kı ' Ben bunu şahsı mesele katıyen yapmıyorum Turk kamuo- yuna ve basına dtyorum kı basın özgurlüğu çerçevesınde bun- lar uygun hareketler ıse ben sözümu gen alıyorum Değılse, kendı meselenızı kendı aranızda halledın " Dünyanın her yerınde, en uygar ulkelerınde bıle polıtıkacılar- la, devlet adamlarıyla, hem de en ünlu, en başarıhlarıyla bıle ılgılı fıkralar, öyküler uydurulmuş, yakıştırılmıştır Bu tur fıkralar kımı zaman kulaktan kulağa fısıldanır, kımı zaman gazete, der- gı ve kıtaplarda yer alır Akıllı polıtıkacılar bu tür fıkralara konu oldukları ıçın sevınç duyarlar Çünkü gûndemde olmak dıller- de gezmek, basın sutunlarında sık sık adı anılmak polıtıkacıla- rın hoşlandıkları bır durumdur Churchıll, bır örnektır, doğru mu uydurma mı olduğu bellı ol- mayan nıce fıkralara konu olmuştur De Gaulle, Roosevelt, Cle- menceau ve daha nıcelerı 1 Bu fıkralarda soz konusu kışıyle eğ- lenılır, onun guçsüz yanları belırtılır ama bu fıkralar o kışının say- gınlığını yok etmez Böyle bır saygınlık çızgısıne ulaşmış ıse Şımdı aklıma pek çok fıkra gelıyor Clemenceau bır devlet daıresını teftış edıyormuş Bakmış, hıç- bır memur masasının başında değıl, bakan ve genel mudür haylı bozulmuşlar Başka bır odaya gırdıklerınde bır memuru masa- sının başında uyur gormuşler, hemen dürtup uyandırmak ıste- mışler Clemenceau, Aman yapmayın, uyanırsa o da ortadan kaybolur' demış Ya da tango dansını ılk kez goren Clemence- au, 'Pekı neden ayakta 7 ' dıye sormuş' Churchıll de çışını ya- parken yanına gelen Işçı Partısı lıderı ve o gunlerde Başbakan olan Attleeye sırtını donmuş, Attlee, 'Ne o dargın mıyız neden benden kaçıyorsunuz 7 ' deyınce Churchıll, Bugunlerde sız üre- tım araçlarını devletleştırıyorsunuz, bu yüzden sızden uzak duruyorum' demış Ülkemızde de pek çok devlet adamı, cumhurbaşkanı, başba- kan bu tür fıkraların kahramanı olmuşlardır Cevdet Sunay'la, Ke- nan Evren'le, Demırel'le, Ecevıt'le, Ozal'la ılgılı nıce lıkrayı hepı- mız duymuş okumuşuzdur Yem Başbakan Akbulut da nıye ay- nı durumla karşılaşmasın7 Bır polıtıkacı, başında, özellıkle mı- zah sayfalarında sık sık geçmezse üzüntü duymalıdır Kabare- lerde, tıyatrolarda devlet adamlarının, alaylı bır dılle eleştınlme- lerı, taklrtlerının yapılması uzulecek değıl, tam tersıne sevınç uyandırması gereken bır şeydır TV ekranında Uğur Yucel ın tak- lıtlerını Demırel de Inonu de severek ızlemış bu taklıtlerden hıç de alınmamışlardır Ben Sayın Akbulut'un yerınde olsam kendım ıçın fıkra yarış- ması açılmasına hıç uzulmez, tam tersıne bundan çok hoşnut kalırdım Ilk kez oluyor bır başbakan ıçın boyle bır fıkra yarışma- sı duzenlenmesı Ne olacak sankı, herkes kendıne gore bır olay yakıştıracak, Akbulut bır gun şoyle demış, boyle yapmış dıye baş- layan bır takım gulunçlu öykuler uydurulacak Bunlann gerçek olmadığını herkes bılmeyecek mı' Buyuk bır sorumluluk yuk- lenmış kışılerın zaman zaman garıp sozler ettıklerı ve yanlış dav- ranışlarda bulundukları gorulmüyor mu' Bakın son Kırşehır se- çımınde DYP'nın yüzde 11 oranda oy yıtırdığını soylemesı uze- rıne ANAP'lılar Başbakan'a 'Hayır oyle değıl, yanlış hesapladın' dıye bağrışmadılar mı' Sayın Başbakan bugune dek karşılaşmadığımız turde bır po- lıtıkacı Bır kez, konuşma temposu oldukça ağır sozcuklerı tarta tarta soyluyor Beklıyorsunuz ağzından çıkacak sözu1 Sonra ba- kıyorsunuz pek de önemlı olmayan bır soz çıkıyor ağzındani Herkes konuşma ustası olacak değıl ya1 Sayın Inonu de bırkaç yıl önce aynı durumdaydı Onun da sözlerı zor anlaşılıyordu Ge- çen akşam Meclıs te konuşurken baktım, her sozcuğu anlaşılır turden Demırel de 1960 yıllarında aynı durumdaydı Başbakan- lıkta vaktı kalırsa, Sayın Akbulut da bır süre sonra daha ıyı ko- nuşacaktır 'Basın, muhalefet gıbı davranıyor' sozunun ustünde duracak- tım, başka konulara geçıverdık Basın, ıktıdar gıbı mı davransın' Hem nıye oyle davransın' Basının gorevı eksıklerı, yanlısları gos- termektır Bır ıktıdar yararlı ış görurse bu onun gorevıdır Iyı, ya- rarlı ışler gormek ıçın ıktıdara gelmıştır Basının görevı ovgucu- den çok eleştırıcı olmaktır Iktıdar koltuğuna oturan her kışı öncelıkle bu gerçeğı benım- semek zorundadır Çalışanlara Ağa Gözüyle Bakıııak... TALİP APAYDIN Feodal duzenın artığı ağa, kendısını hem toprağın, hem toprağında çalışanlann sahıbı savar Hıçbır vasava kurala uymaz Uyar gıbı görunse bıle ışıne gelmedığı yerde kolayca bo- zar, darmadağın eder Kızdı mı ırgatına "ek- meğını ben verıvorum, nankor" dıye çıkışır Hatta dover, sover, toprağından kovar "As- hkkLumundayDkturbudüşuncenmyen Bu- tün çal,şanlar.n ömür boyTkend.sınebojun elmesı, "Al.ah raz, olsun ağam" demes, gk- nekleşm.ştır Kurnaz ağalar baz, kuçuk yar- dımlarla ödullerle ,rgatlann hayır dualann. men sö> leyelım, orada uretılen mallar Türkı- ye'de uretılen a>nı tur mallarla neredeyse ay- nı fıyata satılıyor Hatta gumruk vergısı alın- masa daha da ucuza gelıyor Hem daha kalı- telı, hem daha ucuz, ya da aynı fiyat En başta işçilerin bilinci r rende r- r™ bılırler Hepten gaddar ve asık suratlı ağalar pek sevılmezler, ama guler yuzlü, >ardımse ver ağalar "baba adam, ı>ı adam" dıye övu- lur, göklere çıkarılır "Ağalık, vermekle" den- mıştır Ama ağaların en ıvısının bıle "ışçılerı nız sendıkalaşacak, aralarında bırlık kurup haklarıru ıstevecekler" dense tuvlen dıken dı ken olur Ne komunıstlıklerı kalır, ne vatan haınlıklerı Llkemızde çok görulmüştur, bö> lelenmn vollan kesılıp dövulur, ağanın adam ları tarafından kurşunlanır Kım vurduya gı- der Hıçbır zarrıan da kanıtlanamaz Çunku cınayetın ışlendığı saatte ağa şehır klübunde dostlarıvla yemektedır, >a da kağıt oyna- maktadır Çağımızın devletı ağalarla aynı düzeyde, a>- 1950Merde D Pnın bır Çalışma Bakanı, "Turk ışçısı grev yapmayacak kadar vatanseverdır ' demıştı O gunlerden bu vana elbet bazı şe} ler değıştı Şımdıkıler o kadar ılerı gıdemıvor- lar Toplusözleşmeh, grevlı sendıkacılığa kar şı olsalar bıle daha bır dolaylı anlatım yolları buluyorlar Çalışanlardan >ana olduklarını, çalışan ınsanın hakkını vereceklerını, ama ış te ekonomık gucumuzun elvermedığını (') kal- kınmak ıçın fedakârlık gerektığıı ı (') mılletı- mızın fedakâr bır mıllet olduğunu söyler du rurlar lyı ağa, ya da ı>ı ağa sözcusu rolunu başarıvla ovnarlar çıkarları ıçın Ülkemızde vıllar vıh bo>le vurutulu>or ışler tnsanın aklına takılıvor, >ırmı-otuz >ıldır vuz bmlerce Turk ışçısı Batı ülkelenne gıdıp çalıştı Bazıları dondu, bazıları hâlâ çalışıyor Hem de oralann koşullarına gore en zor ış- lerde, en az ucretle çalışıvorlar Sömuruluyor- lar açıkça Pekı ne kazanıvorlar9 Burada al- dıklarının dort beş-altı katı Nasıl oluvor bu"> Oradakı ışverenler nasıl ıflas etmıyorlar'' He- aranmalı En baş- ta ışçılerın bılıncı' lşçılenn yüz yıldır savaşa savaşa kazandıkları haıclar Toplusözleşmeh, grevlı sendıkalann başansı Bugun Batı ulke lennde çalışan ışçı, bızdekı ırgata benzemıyor tşveren de bızım ağa değıl artık Işın özü burada Işçıler tartışa dövuşe bazı gerçeklen anla- tabılmışler Çalışan bır ınsanın ve aılesının ge- reksınımlen nedır" 7 Ne yer ne ıçer, nerede, nasıl barınır'' Geleceğını guvence altına nasıl ala- bılır 7 Bunlar çozümlenmeden nasıl çalışır, ço- zumlenınce venmı ne olur 9 Akılcı ve bıhmsel venlerle ortaya konmuş. Avnca, çalıştığı ışyerının kazancı mılımıne kadar hesap edılmış Ne uretıyor, kaça satı- yor, ne kadar vergı venyor 9 Gerıye ne kalıyor 9 Işçı temsılcısı sendıkacı, masava patronla kar- şılıklı oturup çatır çatır pazarhk edıyor "Sen şu kadar kazamvorsun, ben de şunu şunu ıs- tıvorum Daha sağlıklı çalışabılmem ıçm şu şu koşullann >enne getırılmesını ıstıyorum Değılse grev yaparım, durdururum ış yennı . Orada ışçı-ışveren ılışkısı, bızım ağa-ırgat ılışkısıne hıç mı hıç benzemıyor Kolay olmamış elbet Bunun ıçın ne kanlar dokulmuş, ne beyınler patlamış Kıtaplar ya- zılmış, rotatıfler dönmuş Eşıthk denmış, ın- san hakları denmış örgütlenme, sendıkalaş- ma denmış Devnmler japılmış Devletler yı- devletler kurulmuş ınsan salt kendı çıkarlarını mı du- şunür9 Hayır, toplumun yarannı da gözetır Emek verdığı ış kolunun topluma nasıl daha yararlı olabıleceğının bılıncındedır Eğıtım emekçısı ıse eğıtımın ıçerığıne değgın goruş- ler gelıştırır Bır ömur boyu emek verdığı ışı nın ıncelıklennı, topluma nasıl daha >ararlı olabıleceğını ondan daha ıyı kım bılebılır1 Genç kuşaklan hangı vontemlerle ve nelen oğ- reterek geleceğı hazırlamak gerektığını oku- varak, duşunerek, dene>erek en ıyı o saptar Ovle ıse oğretım çızelgelerım, ders kıtapları- nı, öğretun yöntemlerım öğretmenlenn göruş- len doğrultusunda hazırlamak en sağlıklı yol- dur öğretmen örgütlen yalnız uyelennın öz luk haklarını değıl, asıl bu ışı üstlerur Geçer- b ve büımsel gonişler getınr Işveren durumun dakı yetkıhler bu görüşlerı gözardı edemez Her meslek dalı örgutludür Ve hepsı de ken- dı alanlannda guçlu olarak söz sahıbıdırler Bır yandan meslektaşlarının çıkarlarını savu- nurİcen, öbür yandan toplumun ve devletın ılişkılennı düzenlerler Yalnız kendı ış kolları alanında değıl, ülke- mn ve dunyamn genel gıdışı uzerınde de gö- rüş belırtırler Demokratık >"aşamın gereğıdır bu Artık alışümış ve gelenekleşmıştır Yurt- taşın yönetıme katılması başka nasıl olur 9 Bızde çalışan kesımın bu denlı az ucret al- ması, sömurulmesı nasıl açıklanabılır'' Dört kışılık bır aılenın aylık mutfak gıderı, bugun- ku fı>atlarla 450 bın lıra cıvannda Mutfak gı- den genel gıderlenn uçte bın olarak hesap edı- lır Yanı bu aılenın normal bır yaşam surebıl- mesı ıçın avda bır mılyon üç yuz ellı bın lıra gelırı olması gerekır Ülkemızde çalışan, ya da çalışmış da emeklı olmuş ınsanlann kaçta kaçı bu parayı kazanır 9 Fazla soze gerek yok, bu- gun asgarı geçım ucretı ıkı yjz bın lıranın al- tında tlgılı komısyon gunlerce toplanarak, tar- tışarak böyle kararlaştırdı Mılyonlarca ışçı bu ucretle çalışıyor Nasıl ınsafsız bır sömurudur bu 9 Çünkü çalışan kesıme çağdaş bır yakla- şım ıçınde değılız Başta devlet, tüm ışveren- ler, ağa kımlığı ıle bakıyorlar çalışanlara Çağımızı yakalamak için Bunun bırçok nedenlerı var elbet Başta ış- sızhk Çalışacak ınsanın çokluğu tnsanımızm suskunluğu, bılınçsızlığı örgutsuzluk Gelı nn bellı ellerde toplanması ve paıanın tek guç odağı haııne gelmesı Çağdaş bır kapıtalızm bıle değıl bu' Ağa- lık duzeru' Kırk vidır sözü edılıp duran de- mokrası, ınsan hakları, eşıthk çalışan ınsan- larımız ıçın ne kadar uzak hâlâ f Çözüm nedır9 Önce örgütlenme ozgürluğü Düşunme, soyleme, vazma ozgürluğü Kendı- mız ıçın ıstedığımız ve kullandığımız hakları başkalarına da tanıvabılmek Bunu ıçımıze sındırmek Yam gerçek demokrat olabılmek O zaman göreceğız, ne bu>uk haksızlıklar su- rup gıtmekte gozumuzün onunde Çalışan, ureten, ama somurulduğu ıçm yoksul yaşayan şu "sevgılı haltamız" ıçın ne yapmah, ona nasıl davranmalı, herhalde bugunkunden çok de- ğışık bır durum çıkacak ortaya Daha çağdaş ılışkıler sergılenecek Gerçek demokrasıyı va- şamadan çağımızı vakalamak olası değıl KAMUOYUNA Cezaevlenndekı tutuklu ve hukumlulere yonelık saldınlar Ay- dın da venlen sozlenn yerıne getınlmemesı Bursa da toplu da- yaklar şeklınde surerken bakanlıkça ve ' Daha Ozel Tıp" cezaevten planları uygulamaya calısılmaktadır Sağmateılarda da planlarına uygun olarak sorunlarımızın ço- zumune yanaşılmamakta provokasyonlaria gergınlık yaratıla- rak saldırılara gırışılmektedır En son ınsanılıkten çok uzak koşullarda yaşamayı kabul etmeyen sıyası kadın tutuklulara yapılan operasyonda onlarca kadın dovulerek yaralanmıştır Guvenlık adı altında basın aracılığıyla statuyu meşrulastırıcı yem saldırılara zemın hazırlama amaçlı yalan ve spekulasyo- na dayalı haberler yayımlanmaktadır Kamuoyunu genelde cezaevlerı uzerınde planlananlar ozel- de bulunduğumuz cezaevınde gerçekleştırılmek ıstenenler kar sısında duyarlı olmaya ve sorunlarımızı sahıplenmeye cağırıyoruz SAĞMALCILAR CEZAEVI KONSEYI ADINA SEYFETTIN RUZGÂR. ERDOĞAN BIÇIÇI, A SALIM BAYAR İNSANIM BEN sıır kıtabı BİRDAL ÖZURAN Gerçek Sanat Yayınları KAMUOYUNA Dun Kumkapı bugun Yenıçeltek, yarın neresı' Kumkapı, Yenıçeltek'lenn sorumlusu bırkac yonetıcı ıdarecı değıl, ınsanı kâr aracı olarak goren sıstem ve devlettır Bız tersane ışçılerı Kumkapı Yenıçeltek katlıamlarını kınarken msan olan herkesı protestoya ve yenı katlıamların yasanmaması ıçın mucadeleye cağırıyoruz Camialtı, Haliç, Pendik tersanelerinden 550 işçi adına FARUK AYDIN ÖLUM Merhum yüzbaşı Alı Selahattın, merhume Husnıve Şenyuva'nın oğlu, merhum Sabahattın Alı'run kardeşı, Suhe>la Conkman'ın ağabe>i, merhum Nurı Conkman'ın kavınbıraden, Umıt Rachow Selahattın, Ahmet ve Hur'un babalan, Fılız Ah'nın amcası, Fuat ve Suat Conkman'ın davıları, merhume Fethıye Şenyuva'nın eşı FİKRET ŞENYUVA 22 Şubat 1990 Perşembe gunu saat 13 30'da Bandırma'da vefat etmış, cenazesı 23 Şubat 1990 Cuma gunu oğle namazından sonra Erdek'te toprağa venlmıştır Merhuma Tanrı'dan rahmet dılerız AİLESİ ADINA FİLİZ ALt PENCERE Pedagojik Danışma Merkezı Kırmızı Balık Çocukevi • 23 Nısan Resım yanşması • Katılım koşullan 50x35 kağıda Son katılım 10 Nısan Seçıcı Jun — Dr Erdal Atabek Yazar — Reha Yalnızak Ressam — Mehmet Pesen Ressam — $ahm Bostana anımator 3 6 yaş sorunu eğıtım Ing Muzık temel eğıtımı 10 kışılık sınıflar 367 54 58 Zambak Sok No 6 Günaydın Hüzün!.. 1920 ler Anadolusunda "Mıllı Mûcadele" gelışırken "Kemalıstler" Amerıka'da nasıl anılıyordu — Eşkıyai Sevr gerçekleşseydı, Türkler Konya ovasında kuşatılacaklar- dı Mustafa Kemal, emperyalızmın Anadolu ustüne planını boz- du, çızdığı hantayı yırttı, ama ABD uzun sure bu sonucu ıçıne sındıremedı, Lozan'a soğuk baktı Batı'nın tutucuları Turkıye'nın ulusal kurtuluş savaşını "haç-hıla!" kavgası gıbı görmüşlerdır; laık cumhurıyet kurulduktan sonra bıle bu eğılım ağır bastı 1990'da Batı tutucuları Azerı-Ermenı çatışmasına nasıl bakı- yorlar' * Vaşıngton ıle Türkıye arasındakı buzlar görünürde Ikıncı Dünya Savaşı'ndan sonra "soğuk savaş" sürecınde erımıştır ABD ıle Sovyetler arasındakı çatışmanın Ortadoğu kanadında Ankara önem kazanmıştı Kore savaşında Vaşıngton Türk askerının "göz- üpe/c'iığını gördu, Anadolu, kuzeye karşı ıstedığı gıbı kullanabı- leceğı bır dınleme ussü, bır füze rampası bır savaş alanı, Türk ordusu da ucuz asker deposu değıl mıydı' Turk-Amenkan dostluğunun özünde yatan gerçek budur Sovyetlen Asya'da guneyden saran "yeşıl kuşak"ia Türkıye son halkayı oluşturuyordu Vaşıngton ülkemızde "ırtıca" polıtıkasını nıçın destekledı' Amerıka Islamın yeşılınde komünızmın kızılı- na karşı bır guvence görüyordu 1970'lerın sonuna doğru Afganıstana Sovyetler gırdı, Iran'da Şah devrıldı. Türkıye de elden gıder mıydı' 12 Eyiül 1980 dar- besıyle Vaşıngton rahatladı, Türkıye elının altındaydı * Ne var kı dünya durmadan donüyor 1980'ler Turkrye'yt demokrasıden uzaklaştırırken sosyalıst dün- yada Gorbaçov bombası patladı "Brejnev doktrınr bır yana bı- rakılıyordu Sovyetler bır "tehdıf olmaktan çıkıyor muydu' Or- tada "Varşova Pakt" dıye bır şey kalmamıştı Moskova, Afganıs- tan'dan çekılmıştı Doğu-Batı arasındakı yaklaşım ınanılmaz bo- yutlara ulaşıyordu Pekı, Türk-Amerıkan dostluğunun özü erıyor muydu? Neydı o öz' Anadolu kuzeye karşı kullanılacak bır dınleme üs- sü, gerektığınde bır fuze rampası, Doğu-Batı çatışmasında ılk savaş alanı Türk ordusu da ucuz asker deposu değıl mı? Salt askerı geleneklerden doğan bır dostluk Amerıka'nın Türkıye'yı kırk yıl ıstedığı gıbı kullanmasına yaramıştı, ama artık o dönem gerıde kalıyordu Vaşıngton, Türkıye'yı hep elının altında tutmuş, Türk Sılahlı Kuvvetlerı'nı hıçbır zaman yeterınce donatmamıştı, çünkü gü- venemıyordu, üstelık Yunanıstan ve israıl'ın ısteklennı gözetmek durumundaydı Pekı, şımdı ne yapacaktı? 1980'ler gerıde kalmıştı "komunızm tehlıkesı"y\e bırlıkte.. 1990'ların dunyası bambaşkaydı * Ne tuhaf raslantı Dünya hızla değışırken Ermenı ve Kürt sorunlarına daha bır sıcak bakıyor Amerıka, zaten Israıl'le özdeştır Ortalıkta bır "Sevr" lafıdır dolaşıyor Israıl "soy/c/f7/n"temelı üze- nne yükselen bır devlettır Amerıka'da sözde "Ermenı soykınm? 'na temel belge oluşturma çabaları durmuyor Türkıye 21'ıncı yüzyıla doğru Amenkan ruyası"ndan uyana- cak, ama, 20'ncı yüzyılın ıkıncı yarısını bu "hab-ı gaflef' ıçınde yrtırdıkten sonra Yenı kurulan dünyada "komunızm tehlıkesi" yok Gerçek tehlıkenın ne olduğunu ve nereden kaynaklandığını gözlerımızdekı perde kalktıktan sonra görüp anlayacağız Dılerız kı anlayıncaya kadar ış ışten geçmış olmasın SHP KADIKÖY ÎLÇESİNDEN DUYURU Konu: Laikliğin odün vermez savunucusu, demokrasi aşığı "Prof Dr. MUAMMER AKSOY'un" katli Konuşmacılar: UĞUR MUMCU Prof. Dr. BAHRİ SAVCI YerveSoat K Koy, Babanye Cad KAFKAS DUĞUN SALOND (Moda Sıneması üstu) 24.2.1990 cumartesı (bugun) saat 15 00 SHP Karaköy llçe Bşk. ÜMÎT SİLAN TEŞEKKÜR Beyin damarlarımla ılgılı anı gelışen rahatsızlığımda tedavımı ve bakımımı bır ekıp halınde özen ve ustalıkla gerçekleştırerek benı sağlığıma kavuşturan Tıp Fakultesı Norolojı Anabıhm Dalı hekım ve hemşırelerınden Prof. Dr. Aynur Baslo'ya, Doç. Dr. Sara Bahar'a, Doç. Dr Jale Çelik'e, Dr Munevver Çelik'e, Dr Alp Uçok'a, Dr Zekiye Erden'e, hemşıreler Rukiye Şen'e, Munevver Pehlivan'a, A>la Ozçelebi'ye Hastanede kaldığım surece ılgı ve ıhtımamını surekli uzerımde hıssettığım Prof Dr. Coşkun Özdemir'e, Başhemşıre Ulku Ozbek ve Başhemşıre Ayla Gunay'a, servıs personelı Ferhat Yıldız \e Mehmet Şahin'e Hastanede kaldığım 22 gun bo^nca kardeşlıkten de ote du>gularla yammdan a>nlma>an kardeşlerım Vicdan, Gulizar, Gulbeden, Zeynel Abidin ve Atilla Kıvanç'a, yakın desteklerını gorduğum arkadaşlarım Serhan Derikesen'e, Kurşat Guzej'e ve Taner Çağlayan'a ve hastaJığım suresınce benı yalnız bırakmayan tum arkadaşlarıma teşekkuru bır borç bılınm HUSEYIN KIVANÇ ANADOLU EKINI Bu aylık dergının ılk sayısı, 15 subatta su ımzaların yazı ve sıırlenyle cıktı Ismet Zekı Eyuboğlu, Sami Karaoren. Talip Apaydın, İsmaıl Gumuş, Oner Yağcı, Behçet Aysan. Yıllık abone 20.000 TL. Altı aylık 10.000 TL. Inkılap Sokak 27/206650 Ankara Müfide Güzin Anadol Melisa Roman cıktı KDV dahıl 4 000 TL Yalçın Yayınları Klod Farer Cad 24/3 Turbe Istanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle