Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/İ OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 24ŞUBAT1990
Günümüz Manzaraları ve
"Eşeğin Gölgesi Davası"
VURAL ARIKAN
Gunumuz man2aralannın aynası basınımızdır
Üstunköru de olsa gazete sayfalanna baktığımız-
da tartışma >apılan konularm şunlar olduğunu go-
rüyoruz
Turban, Ayasof>a, şenat duzenı, hayat kadınla
rı, açlık, cumhurbaşkanının sıvıl raı asker mı ol
ması gereğı, emeklı aylıklarının kırdırılıp kırdırıl-
maması, cumhurbaşkanının davetane ıcabet edılmeh
mı, cumhurbaşkanının elı sıkılmalı mı, kıyak emek
lılık, GAP'ı kım yaptı, Başbakan'a uzaktan kuman-
dalı derulebılır mı, danıştay 100 yıl oncekı konu
muna dönuşsun mu, Hafıze Ozal'ın bır turbeye def
nedılmesı caz mıdır, 1980 öncesıne döner mıyız, 70
sente muhtaç olur muyuz, her şe> \ar, ama alabılı
yor muyuz, memurlar dın dersı almalı mı, dış polı
tıkada nazarın pa>ı nedır9
ve benzerlen gıbı
Bu denlı guzel manzaralann seyredıldığı bır ül-
kede ekonomık, sosyal ve sıyasal sorunların bulun-
madığı, ışlerın tıkınnda gıttığı sanılır Oysa, ulke-
mız açısından yaşamsal sorunlar guncelhğını ko-
rumakta ve ıvedı çözum beklemektedır Istersenız
bunlann neler olduğuna da kısa bır göz atalım
Enflasyon krorukleşmıştır, gelır dağılımı gıderek
daha da bozulmaktadır, köşe dönen zengınler, ay-
nkotu gıbı ekonomıyı sarmaktadır, vergı yuku den-
gelı dağılmamakta çok kazanan az, az kazanan çok
vergı ödemektedır, 1990 bütçesı on bır tnlyon açıkla
bağlanmıştır, KİT urün ve hızmetlenne süreklı zam
yapılmaktadır, larım ve tarımcılar perışandır, kü-
çük sanayı zor durumdadır, kapanan ış yerlen çığ
gıbı buyümektedır, yatırımlar durmuştur, büyume
hızı yok gıbıdır, ıç ve dış borçlar geometrık dızı ıle
artmaktadır, Avrupa topluluğu kapısını kapamış-
tır, her ülke Turk vatandaşlarına vıze koymakta-
dır, ahlakı değer ölçülerı kaybolmuştur ve benzer-
len gıbı
Yanılmıyorsam, sıralanan sorunlar cıddıye alın-
madığı ıçındır kı çarelen araştınlmamaktadır
Şu durumda gunumuz manzaraları ülkemızde
ıkılı bır durum ıçermektedır Ortaya çıkan bu ıkılı
durum bana "Eşegin golgesi davası"nı anımsattı
Bir öykü: Eşeğin gölgesi davası
Eşeğın golgesi davası Abdera'da geçer Trakya'-
da bır ulkedır Genel yönetmenı, senatosu, şehır
mahkemesı, dava vekıllerı, loncaları vardır Abde-
ra'da ıkı dını ınanış ve bu ınanışlan temsıl eden ıkı
mabet bulunur lason ve Laton mabetlen Mabet-
len yöneten başrahıpler çekışme hahndedırler Ul-
kenın Unlu bılgesı, fılozofu da Demokrıtos'tur
*
Abdera'da en etkılı lonca ayakkabıcılar loncası-
dır Buraya cerrahlar ve dışçıler de üyedırler Çün-
kü ülkede, cerrah ve dışçılere msan tamırcısı ola-,
rak bakarlar
Avakkabıcılar loncasına kayıtlı unlu bır dışçı,
Eski Maliye Bakanı
mesleğını sadece şehır merkezınde değıl cıvar ka-
saba panavırlarında da surdurmekte, msan sağlığı
ıle ılgılı her turlu ılacı vapıp satmaktadır Dışçı cı-
var kasaba ve pana>ırlara gıdıp gelme>ı kendı eşe-
ğıyle sağlar Gunlerden bır gun dışçı onemlı bır pa-
nayıra gıtmeye karar verır Bakar kı eşeğı >avrula
mış Duşunür Aklına gelen bır eşek kıralamak-
tır Bır eşekçı ıle gıdıp gelmek üzere bır anlaşma
yapar Heybeler vuklenır dışçı bıner, eşekçı ıle bır-
lıkte vola koyulurlar Yaz olduğu ıçın guneş kızgın
ve kavunıcudur Dışçı bunalır, etrafta sığınacak bır
golgelık olmadığı ıçın eşeğı durdurur ve golgesın-
de dınlenmeye çalışır
"Hev beyım'" der eşekçı "Ne yapıyorsunuz, ne
oluvor"
"Bıraz gölgede otunıyorum, çunku guneş beynımı
yakıyor" dıye dışçı cevap verır
"Ama beyım, anlaşmamızda bu yoktu, sıze eşe-
ğı kıraladım, ama gölgeden söz edılmedı"
"Şaka edıyorsunuz herhalde, dostum" der dışçı
gulerek, "elbette eşekle gölgesi beraber gıder, bu
böyledırT
"Yanı beyım, ya kalkar vola devam edersınız, va
da eşeğın gölgesi ıçın uygun bır para ödersınız"
Sonuçta, her ıkı taraf ınadından vazgeçmedıkle-
n ıçın şehre dönup mahkemeye başvurmayı karar-
laştırırlar
Yanlannda dava vekıllerı olduğu halde gelenek
gereğı şehır mahkernesıne başvururlar Hâkım, ta-
raflan dınler ve ılgınç der Eşeğı sorar, orada bu-
lunduğunu anla>ınca onun şehır ahırında bakımı-
na karar verır ve duruşma günunü belırler
Artık tarafiar ıçın önemı olan duruşma gunune
değın taraftar toplamaktır
Dışçı, uyesı bulunduğu lonca başkanmın yardı-
mını düşunur Konuyu açtığında, başkanından
"ağaç gölgesıne kımse sahıp olmadığına göre eşek
gölgesi de kımsemn mulkünde olamaz Sızı koru-
yacağımızdan emın olunuz, eşekçının cezası
venlecektır" yanıtını alır Başkan halkla ıçlı dışlı
olduğundan dışçı rahatlamıştır, guven ıçensındedır
Eşekçı, Abdera vatandaşı olmamasına rağmen la-
son mabedının hımayesındedır Bu durumda en sağ-
lık.lı yol mabedın başrahıbının yardımıru sağlamak-
tır Ne var kı eşekçı halktan bındır, rahıp ıse asıl-
dır O halde ona nasıl nüfuz edılebılır
9
Işte eşekçı-
nın kafasını meşgul eden sorun budur
Abdera'da rahıpler evlenemezler Bununla bera-
ber halk arasında gecelerı rahıbın evme guzel ka-
dınların gırdığı ve sabahleyın evı terk ettıklerı yay-
gın olarak söylenıp durmaktadır Eşekçı, bu söy-
lentılere dayanarak guzel endamlı, guzel seslı ve ens-
truman çalan kızını rahıbın evıne göndermeyı du-
şünür Ve gerçekten bunda başarılı olur ve başra-
hıp eşekçıyı savunur hale gelır Bu suretle her ıkı
taraf davanın kazanılacağından emındır
Duruşma sonunda yargıç, eşekçıyı ıkı Drahmı taz-
mınat ödemeye mahkûm eder Tazmınat mıktan-
nın duşukluğu karann temyız edılmesıne ımkân ver-
medığı ıçın bu kez dava vekıllerı arasında bır gu-
rultudur kopar Günıltuden bunalan vargıç, tem-
yız ıstemı ıçın dos>a>ı senatoya sunacağını açıklar
Artık eşeğın golgesi davası buyıik bır boyut kazan-
mıştır Sadece Abdera halkını değıl, komşu ulkele-
rı de etkısı altına almıştır
•
Bu arada devreye gırmemış bulunan Laton ma-
bedı başrahıbı, dışçı>ı tutmaya başlamıştır Nede-
nı, lason mabedı başrahıbının mal varlığı dola/ı-
sıvla halka yaptığı yardımlardan oturu sa>gınlığını
yıpratmaktır Bu konuda kullandığı yöntem, gele-
neksel dını ınançlardır
Lıkvaülann sefahaünden ötürü tannlar halkı kur-
bağaya dönuşturmüşlerdır Kurbağaların yaşadık-
ları gol de Abdera'dadır Inaçlara göre kurbağala-
nn aşın derecede vak-vaklamalan, kurbağalann ley-
lekler tarafından yenılmesı, ulkeye, halka felaket
ler getıreceğıdır Laton mabedı başrahıbının bun-
ları vayması Abdera'da panık yaratır Ne var kı bu
ıddıalan başrahıp kolaylıkla atlatabılmıştır
•
Dava senatoya getırıldığı ıçın genel yonetıcı, ar-
şıvlerde benzer olayların olup olmadığını ıncelet-
tınnıştır tnceleme sonucunda genel olarak arşıv-
lenn çok rutubetlı yerlerde saklandığından pek ço-
ğunun kavbolduğu, a>rıca ıyı sınıflandırma vapıl-
madığı anlaşılır Eşeğın gölgesi davası o denlı bu
yuk kı, genel yönetmen ıstıfaya karar verır ve fa-
kat her ıkı mabet mensuplannm ısrarı üzenne bu
kararından vaz geçer
Senatoya kadar gelen eşeğın gölgesi davası Ab-
dera'da adeta ıkı sıyası partı oluşturmuştur Göl
geler ve eşekler Başlangıçta eşekler, kendılenne ve-
nlen bu sıfatı hoşgoruyle karşılamışlar, ama sonun-
da gölge olmaktansa tüm takım ve taklavatıyla eşek
olmayı yeğlıyoruz demışlerdır
tkı sıyası partı aynmı aıle düzemm de etkılemış
tır Aıle reısı koca, gölgea ıse eşler eşekçıdırler Hem
de azgın dışı eşekçıler
Bu sıyası ıküığın pek çok nışanı bozduğu, sevgı-
lılerı bırbırlerıne kavuşturmadığı da çokça görul-
müştür
•
Sonunda senato sunduğu ıçın 400 uyelı meclıs
toplanır Genel yonetıcı başkanlık yapmaz. Çünkü,
dava kışıler arasmdadır Bır dığer üye başkanlık ma-
kamını ışgal eder Taraflar, vekıllerı, yakınlan, göl-
geler ve eşekler hazırdırlar Pek çoğunda gızlı
savunrna-saldırı aletlen bulunmaktadır.
Soz savunmada
Dışçınm dava vekılı, gölgenın mülkıyet konusu
olamayacağını, Abdera kanunlarında açık hüküm
bulunmadığını, gölgenın şeffaf guneş ışınlannın sı-
yah ve ın cısme çarpması sonucu ortaya çıktığını
bclırttıkten sonra yargıçları ve halkı etkıleyebılmek
ıçın konuşmasını şöyle tamamlar
"Dunyarun ılk çağlannda ve tıtanlann gece sal-
dırısı sırasında uyuvan tanrılan bır eşek anırarak
uyandırmış ve Olympus'u kurtarmıştı Umıdımız
odur kı şımdı de bır eşeğın gölgesmtn sağladığı fır
satla bugun mutlu bır devır başlasın, bu eskı şehır
ve devlet, geçırdığı savısız ve tehlıkelı sarsıntılardan
sonra sukûnete kavuşsun, yönetıcılerle vatandaşlar
arasındakı bağlar sıklaşsın, butun eskı anlaşmaz
lıklar unutulup gömulsun, bu şerır eşekçının adıl
şekılde mahkûmıyetıyle bütün devlet kurtulsun, zen-
gınlığı ve refahı ebedıyen sağlansın"
Savunmanın finalı 400 uvevı ve dmleyıcılen et-
kılemıştır Eşekçüerde ıse korku görülur Eşekçının
dava vekılıne gelınce "Gulunç davada eşekçının
haksız olduğuna ınanıyoruz Lson mabedı başra-
hıbı de böyle düşunuyor Eşekçı haklı kabul edılır-
se kendısıne mabetçe 25 kırbaç atüacaktır Eşekçı-
nın haksız bulunması halınde, mabet fakır fukara-
ya yaptığı yardımlan kesecektır"
Savunmadakı bu tehdıt, halkta yem bır endıse ve
korku kaynağı olmuştur Savunmalar tamamlanın-
ca her davada olduğu gıbı karar aşamasına gelın-
mıştır
Bu arada şehır ahırı bakıcılan, belkı gerekır du-
şuncesı ıle eşeğı mahkemeye göturmeye karar ve-
rırler önce bır guzel tımar ederler, sonra suslerler
Yolda çocuklar eşeğın peşıne takılır, gürultü patır-
tı ıle duruşma meydanına varırlar Herkes gurûl-
tünun geldığı yöne doğnı bakar Nıhayet halktan
bın "Hey, eşeğm kendısı gelıyor" dıye bağınr "Yar-
gıçlara yardım edecekmış" der bır başkası Uçtln-
cüsu "Hepımızı mahvettı lânet olasıca eşek" dıye
haykınr ve ekler "Başımıza bu ışlerı açacağına
kurtlar yeseydı keşke senı1
" Golgelerın en hızlıla-
nndan bırı de "Kım ıyı Abderalı ıse bu eşeğın ışı-
nı bıtmr Hesabım görelım onun Pıs kuyruğunda
bır kıl bıle bırakmayalım" şeklınde yol göstenr
Kalabalık bır anda eşeğın uzenne saldınr ve hay-
vancağız paramparça olur
Bunun üzerıne mahkeme başkaru "Butun bılge-
lığımızle bız soruna uygun bır çözum bulamayacak
tık Kafalarımızı daha nıye zorlayahm Halk, hır-
sını eşekten aldı Şımdı, yapacağımız şey davayı gü-
zel brr kararla kapamakur" der ve şu önenyı yapar
"Ikı tarafın masrafları, uğradıkları zarar zı>an
devlet bütçesmden karşüansın Ancak gerek dava-
cı gerek davalı bu sorun hakkında bır daha ölün-
ceye dek konuşmasm, zavallı eşek ıçın ıse hem bıze
ve hem torunlarımıza buyuk ve mureffeh bır cum-
hurıyetın bır eşek gölgesi uğruna nasıl yıkılacağını
gösterdığının ölümsüz anısı olarak masrafları dev
let kasasından ödenmek uzere bır anıt dıkılsın"
önen o> bırlığı ıle kabul edılmış ve dava bıtmıştır
Yonım yok
Abdera'da yaşayan unlü bır dram yazarı olayı ko-
medya bıçımme sokmuş, muzığım ıse bızzat mah-
keme başkanı bestelemıştır Komedya çok ılgı gör-
müş, eserı seyreden büge Demokntos ıse ülkeyı terk
etmış ve bır daha kendısınden haber alınamamıştır
öykuyu elımden geldığınce özetlemeye çalıştım
Yorum yok
Esenn Adı Abderahlaı Martın %'ıeland, Mman Klasık Ulu
sal Edebıyatı kunıculanndan
Çevıren Prof Dı Vural Ülkü sa>fa 218 '00
EVET/HAHR
OKT4YAKBAL
Basın Nasıl Davransın?
"Basın, muhalefet gıbı davranıyor "
Bu sözler Başbakan Yıldırım Akbulut'undur
Bır gazetenın açtığı fıkra yarışmasını eleştınyor Bu, Başba-
kanla ılgılı bır yarışma Sayın Akbulut'u konu alan en güzel fıkra
bırıncı ödülu alacak Başbakan buna epey üzulmuş, dıyor kı
' Ben bunu şahsı mesele katıyen yapmıyorum Turk kamuo-
yuna ve basına dtyorum kı basın özgurlüğu çerçevesınde bun-
lar uygun hareketler ıse ben sözümu gen alıyorum Değılse, kendı
meselenızı kendı aranızda halledın "
Dünyanın her yerınde, en uygar ulkelerınde bıle polıtıkacılar-
la, devlet adamlarıyla, hem de en ünlu, en başarıhlarıyla bıle
ılgılı fıkralar, öyküler uydurulmuş, yakıştırılmıştır Bu tur fıkralar
kımı zaman kulaktan kulağa fısıldanır, kımı zaman gazete, der-
gı ve kıtaplarda yer alır Akıllı polıtıkacılar bu tür fıkralara konu
oldukları ıçın sevınç duyarlar Çünkü gûndemde olmak dıller-
de gezmek, basın sutunlarında sık sık adı anılmak polıtıkacıla-
rın hoşlandıkları bır durumdur
Churchıll, bır örnektır, doğru mu uydurma mı olduğu bellı ol-
mayan nıce fıkralara konu olmuştur De Gaulle, Roosevelt, Cle-
menceau ve daha nıcelerı
1
Bu fıkralarda soz konusu kışıyle eğ-
lenılır, onun guçsüz yanları belırtılır ama bu fıkralar o kışının say-
gınlığını yok etmez Böyle bır saygınlık çızgısıne ulaşmış ıse
Şımdı aklıma pek çok fıkra gelıyor
Clemenceau bır devlet daıresını teftış edıyormuş Bakmış, hıç-
bır memur masasının başında değıl, bakan ve genel mudür haylı
bozulmuşlar Başka bır odaya gırdıklerınde bır memuru masa-
sının başında uyur gormuşler, hemen dürtup uyandırmak ıste-
mışler Clemenceau, Aman yapmayın, uyanırsa o da ortadan
kaybolur' demış Ya da tango dansını ılk kez goren Clemence-
au, 'Pekı neden ayakta
7
' dıye sormuş' Churchıll de çışını ya-
parken yanına gelen Işçı Partısı lıderı ve o gunlerde Başbakan
olan Attleeye sırtını donmuş, Attlee, 'Ne o dargın mıyız neden
benden kaçıyorsunuz
7
' deyınce Churchıll, Bugunlerde sız üre-
tım araçlarını devletleştırıyorsunuz, bu yüzden sızden uzak
duruyorum' demış
Ülkemızde de pek çok devlet adamı, cumhurbaşkanı, başba-
kan bu tür fıkraların kahramanı olmuşlardır Cevdet Sunay'la, Ke-
nan Evren'le, Demırel'le, Ecevıt'le, Ozal'la ılgılı nıce lıkrayı hepı-
mız duymuş okumuşuzdur Yem Başbakan Akbulut da nıye ay-
nı durumla karşılaşmasın7
Bır polıtıkacı, başında, özellıkle mı-
zah sayfalarında sık sık geçmezse üzüntü duymalıdır Kabare-
lerde, tıyatrolarda devlet adamlarının, alaylı bır dılle eleştınlme-
lerı, taklrtlerının yapılması uzulecek değıl, tam tersıne sevınç
uyandırması gereken bır şeydır TV ekranında Uğur Yucel ın tak-
lıtlerını Demırel de Inonu de severek ızlemış bu taklıtlerden hıç
de alınmamışlardır
Ben Sayın Akbulut'un yerınde olsam kendım ıçın fıkra yarış-
ması açılmasına hıç uzulmez, tam tersıne bundan çok hoşnut
kalırdım Ilk kez oluyor bır başbakan ıçın boyle bır fıkra yarışma-
sı duzenlenmesı Ne olacak sankı, herkes kendıne gore bır olay
yakıştıracak, Akbulut bır gun şoyle demış, boyle yapmış dıye baş-
layan bır takım gulunçlu öykuler uydurulacak Bunlann gerçek
olmadığını herkes bılmeyecek mı' Buyuk bır sorumluluk yuk-
lenmış kışılerın zaman zaman garıp sozler ettıklerı ve yanlış dav-
ranışlarda bulundukları gorulmüyor mu' Bakın son Kırşehır se-
çımınde DYP'nın yüzde 11 oranda oy yıtırdığını soylemesı uze-
rıne ANAP'lılar Başbakan'a 'Hayır oyle değıl, yanlış hesapladın'
dıye bağrışmadılar mı'
Sayın Başbakan bugune dek karşılaşmadığımız turde bır po-
lıtıkacı Bır kez, konuşma temposu oldukça ağır sozcuklerı tarta
tarta soyluyor Beklıyorsunuz ağzından çıkacak sözu1
Sonra ba-
kıyorsunuz pek de önemlı olmayan bır soz çıkıyor ağzındani
Herkes konuşma ustası olacak değıl ya1
Sayın Inonu de bırkaç
yıl önce aynı durumdaydı Onun da sözlerı zor anlaşılıyordu Ge-
çen akşam Meclıs te konuşurken baktım, her sozcuğu anlaşılır
turden Demırel de 1960 yıllarında aynı durumdaydı Başbakan-
lıkta vaktı kalırsa, Sayın Akbulut da bır süre sonra daha ıyı ko-
nuşacaktır
'Basın, muhalefet gıbı davranıyor' sozunun ustünde duracak-
tım, başka konulara geçıverdık Basın, ıktıdar gıbı mı davransın'
Hem nıye oyle davransın' Basının gorevı eksıklerı, yanlısları gos-
termektır Bır ıktıdar yararlı ış görurse bu onun gorevıdır Iyı, ya-
rarlı ışler gormek ıçın ıktıdara gelmıştır Basının görevı ovgucu-
den çok eleştırıcı olmaktır
Iktıdar koltuğuna oturan her kışı öncelıkle bu gerçeğı benım-
semek zorundadır
Çalışanlara Ağa Gözüyle Bakıııak...
TALİP APAYDIN
Feodal duzenın artığı ağa, kendısını hem
toprağın, hem toprağında çalışanlann sahıbı
savar Hıçbır vasava kurala uymaz Uyar gıbı
görunse bıle ışıne gelmedığı yerde kolayca bo-
zar, darmadağın eder Kızdı mı ırgatına "ek-
meğını ben verıvorum, nankor" dıye çıkışır
Hatta dover, sover, toprağından kovar "As-
hkkLumundayDkturbudüşuncenmyen Bu-
tün çal,şanlar.n ömür boyTkend.sınebojun
elmesı, "Al.ah raz, olsun ağam" demes, gk-
nekleşm.ştır Kurnaz ağalar baz, kuçuk yar-
dımlarla ödullerle ,rgatlann hayır dualann.
men sö> leyelım, orada uretılen mallar Türkı-
ye'de uretılen a>nı tur mallarla neredeyse ay-
nı fıyata satılıyor Hatta gumruk vergısı alın-
masa daha da ucuza gelıyor Hem daha kalı-
telı, hem daha ucuz, ya da aynı fiyat
En başta işçilerin bilinci
r
rende
r- r™
bılırler Hepten gaddar ve asık suratlı ağalar
pek sevılmezler, ama guler yuzlü, >ardımse
ver ağalar "baba adam, ı>ı adam" dıye övu-
lur, göklere çıkarılır "Ağalık, vermekle" den-
mıştır Ama ağaların en ıvısının bıle "ışçılerı
nız sendıkalaşacak, aralarında bırlık kurup
haklarıru ıstevecekler" dense tuvlen dıken dı
ken olur Ne komunıstlıklerı kalır, ne vatan
haınlıklerı Llkemızde çok görulmüştur, bö>
lelenmn vollan kesılıp dövulur, ağanın adam
ları tarafından kurşunlanır Kım vurduya gı-
der Hıçbır zarrıan da kanıtlanamaz Çunku
cınayetın ışlendığı saatte ağa şehır klübunde
dostlarıvla yemektedır, >a da kağıt oyna-
maktadır
Çağımızın devletı ağalarla aynı düzeyde, a>-
1950Merde D Pnın bır Çalışma Bakanı, "Turk
ışçısı grev yapmayacak kadar vatanseverdır '
demıştı O gunlerden bu vana elbet bazı şe}
ler değıştı Şımdıkıler o kadar ılerı gıdemıvor-
lar Toplusözleşmeh, grevlı sendıkacılığa kar
şı olsalar bıle daha bır dolaylı anlatım yolları
buluyorlar Çalışanlardan >ana olduklarını,
çalışan ınsanın hakkını vereceklerını, ama ış
te ekonomık gucumuzun elvermedığını (') kal-
kınmak ıçın fedakârlık gerektığıı ı (') mılletı-
mızın fedakâr bır mıllet olduğunu söyler du
rurlar lyı ağa, ya da ı>ı ağa sözcusu rolunu
başarıvla ovnarlar çıkarları ıçın Ülkemızde
vıllar vıh bo>le vurutulu>or ışler
tnsanın aklına takılıvor, >ırmı-otuz >ıldır
vuz bmlerce Turk ışçısı Batı ülkelenne gıdıp
çalıştı Bazıları dondu, bazıları hâlâ çalışıyor
Hem de oralann koşullarına gore en zor ış-
lerde, en az ucretle çalışıvorlar Sömuruluyor-
lar açıkça Pekı ne kazanıvorlar9
Burada al-
dıklarının dort beş-altı katı Nasıl oluvor bu">
Oradakı ışverenler nasıl ıflas etmıyorlar'' He-
aranmalı En baş-
ta ışçılerın bılıncı' lşçılenn yüz yıldır savaşa
savaşa kazandıkları haıclar Toplusözleşmeh,
grevlı sendıkalann başansı Bugun Batı ulke
lennde çalışan ışçı, bızdekı ırgata benzemıyor
tşveren de bızım ağa değıl artık Işın özü
burada
Işçıler tartışa dövuşe bazı gerçeklen anla-
tabılmışler Çalışan bır ınsanın ve aılesının ge-
reksınımlen nedır"
7
Ne yer ne ıçer, nerede, nasıl
barınır'' Geleceğını guvence altına nasıl ala-
bılır
7
Bunlar çozümlenmeden nasıl çalışır, ço-
zumlenınce venmı ne olur
9
Akılcı ve bıhmsel
venlerle ortaya konmuş.
Avnca, çalıştığı ışyerının kazancı mılımıne
kadar hesap edılmış Ne uretıyor, kaça satı-
yor, ne kadar vergı venyor
9
Gerıye ne kalıyor
9
Işçı temsılcısı sendıkacı, masava patronla kar-
şılıklı oturup çatır çatır pazarhk edıyor "Sen
şu kadar kazamvorsun, ben de şunu şunu ıs-
tıvorum Daha sağlıklı çalışabılmem ıçm şu
şu koşullann >enne getırılmesını ıstıyorum
Değılse grev yaparım, durdururum ış yennı .
Orada ışçı-ışveren ılışkısı, bızım ağa-ırgat
ılışkısıne hıç mı hıç benzemıyor
Kolay olmamış elbet Bunun ıçın ne kanlar
dokulmuş, ne beyınler patlamış Kıtaplar ya-
zılmış, rotatıfler dönmuş Eşıthk denmış, ın-
san hakları denmış örgütlenme, sendıkalaş-
ma denmış Devnmler japılmış Devletler yı-
devletler kurulmuş
ınsan salt kendı çıkarlarını mı du-
şunür9
Hayır, toplumun yarannı da gözetır
Emek verdığı ış kolunun topluma nasıl daha
yararlı olabıleceğının bılıncındedır Eğıtım
emekçısı ıse eğıtımın ıçerığıne değgın goruş-
ler gelıştırır Bır ömur boyu emek verdığı ışı
nın ıncelıklennı, topluma nasıl daha >ararlı
olabıleceğını ondan daha ıyı kım bılebılır1
Genç kuşaklan hangı vontemlerle ve nelen oğ-
reterek geleceğı hazırlamak gerektığını oku-
varak, duşunerek, dene>erek en ıyı o saptar
Ovle ıse oğretım çızelgelerım, ders kıtapları-
nı, öğretun yöntemlerım öğretmenlenn göruş-
len doğrultusunda hazırlamak en sağlıklı yol-
dur öğretmen örgütlen yalnız uyelennın öz
luk haklarını değıl, asıl bu ışı üstlerur Geçer-
b ve büımsel gonişler getınr Işveren durumun
dakı yetkıhler bu görüşlerı gözardı edemez
Her meslek dalı örgutludür Ve hepsı de ken-
dı alanlannda guçlu olarak söz sahıbıdırler
Bır yandan meslektaşlarının çıkarlarını savu-
nurİcen, öbür yandan toplumun ve devletın
ılişkılennı düzenlerler
Yalnız kendı ış kolları alanında değıl, ülke-
mn ve dunyamn genel gıdışı uzerınde de gö-
rüş belırtırler Demokratık >"aşamın gereğıdır
bu Artık alışümış ve gelenekleşmıştır Yurt-
taşın yönetıme katılması başka nasıl olur
9
Bızde çalışan kesımın bu denlı az ucret al-
ması, sömurulmesı nasıl açıklanabılır'' Dört
kışılık bır aılenın aylık mutfak gıderı, bugun-
ku fı>atlarla 450 bın lıra cıvannda Mutfak gı-
den genel gıderlenn uçte bın olarak hesap edı-
lır Yanı bu aılenın normal bır yaşam surebıl-
mesı ıçın avda bır mılyon üç yuz ellı bın lıra
gelırı olması gerekır Ülkemızde çalışan, ya da
çalışmış da emeklı olmuş ınsanlann kaçta kaçı
bu parayı kazanır
9
Fazla soze gerek yok, bu-
gun asgarı geçım ucretı ıkı yjz bın lıranın al-
tında tlgılı komısyon gunlerce toplanarak, tar-
tışarak böyle kararlaştırdı Mılyonlarca ışçı bu
ucretle çalışıyor Nasıl ınsafsız bır sömurudur
bu
9
Çünkü çalışan kesıme çağdaş bır yakla-
şım ıçınde değılız Başta devlet, tüm ışveren-
ler, ağa kımlığı ıle bakıyorlar çalışanlara
Çağımızı yakalamak için
Bunun bırçok nedenlerı var elbet Başta ış-
sızhk Çalışacak ınsanın çokluğu tnsanımızm
suskunluğu, bılınçsızlığı örgutsuzluk Gelı
nn bellı ellerde toplanması ve paıanın tek guç
odağı haııne gelmesı
Çağdaş bır kapıtalızm bıle değıl bu' Ağa-
lık duzeru' Kırk vidır sözü edılıp duran de-
mokrası, ınsan hakları, eşıthk çalışan ınsan-
larımız ıçın ne kadar uzak hâlâ
f
Çözüm nedır9
Önce örgütlenme ozgürluğü
Düşunme, soyleme, vazma ozgürluğü Kendı-
mız ıçın ıstedığımız ve kullandığımız hakları
başkalarına da tanıvabılmek Bunu ıçımıze
sındırmek Yam gerçek demokrat olabılmek
O zaman göreceğız, ne bu>uk haksızlıklar su-
rup gıtmekte gozumuzün onunde Çalışan,
ureten, ama somurulduğu ıçm yoksul yaşayan
şu "sevgılı haltamız" ıçın ne yapmah, ona nasıl
davranmalı, herhalde bugunkunden çok de-
ğışık bır durum çıkacak ortaya Daha çağdaş
ılışkıler sergılenecek Gerçek demokrasıyı va-
şamadan çağımızı vakalamak olası değıl
KAMUOYUNA
Cezaevlenndekı tutuklu ve hukumlulere yonelık saldınlar Ay-
dın da venlen sozlenn yerıne getınlmemesı Bursa da toplu da-
yaklar şeklınde surerken bakanlıkça ve ' Daha Ozel Tıp"
cezaevten planları uygulamaya calısılmaktadır
Sağmateılarda da planlarına uygun olarak sorunlarımızın ço-
zumune yanaşılmamakta provokasyonlaria gergınlık yaratıla-
rak saldırılara gırışılmektedır En son ınsanılıkten çok uzak
koşullarda yaşamayı kabul etmeyen sıyası kadın tutuklulara
yapılan operasyonda onlarca kadın dovulerek yaralanmıştır
Guvenlık adı altında basın aracılığıyla statuyu meşrulastırıcı
yem saldırılara zemın hazırlama amaçlı yalan ve spekulasyo-
na dayalı haberler yayımlanmaktadır
Kamuoyunu genelde cezaevlerı uzerınde planlananlar ozel-
de bulunduğumuz cezaevınde gerçekleştırılmek ıstenenler kar
sısında duyarlı olmaya ve sorunlarımızı sahıplenmeye
cağırıyoruz
SAĞMALCILAR CEZAEVI KONSEYI ADINA
SEYFETTIN RUZGÂR. ERDOĞAN BIÇIÇI, A SALIM BAYAR
İNSANIM BEN
sıır kıtabı
BİRDAL ÖZURAN
Gerçek Sanat Yayınları
KAMUOYUNA
Dun Kumkapı bugun Yenıçeltek, yarın neresı'
Kumkapı, Yenıçeltek'lenn sorumlusu bırkac yonetıcı
ıdarecı değıl, ınsanı kâr aracı olarak goren sıstem ve
devlettır
Bız tersane ışçılerı Kumkapı Yenıçeltek
katlıamlarını kınarken msan olan herkesı protestoya
ve yenı katlıamların yasanmaması ıçın mucadeleye
cağırıyoruz
Camialtı, Haliç, Pendik
tersanelerinden 550 işçi adına
FARUK AYDIN
ÖLUM
Merhum yüzbaşı Alı Selahattın, merhume Husnıve Şenyuva'nın
oğlu, merhum Sabahattın Alı'run kardeşı, Suhe>la Conkman'ın
ağabe>i, merhum Nurı Conkman'ın kavınbıraden, Umıt
Rachow Selahattın, Ahmet ve Hur'un babalan, Fılız Ah'nın
amcası, Fuat ve Suat Conkman'ın davıları, merhume Fethıye
Şenyuva'nın eşı
FİKRET ŞENYUVA
22 Şubat 1990 Perşembe gunu saat 13 30'da Bandırma'da vefat
etmış, cenazesı 23 Şubat 1990 Cuma gunu oğle namazından
sonra Erdek'te toprağa venlmıştır Merhuma Tanrı'dan rahmet
dılerız
AİLESİ ADINA FİLİZ ALt
PENCERE
Pedagojik Danışma Merkezı
Kırmızı Balık Çocukevi
• 23 Nısan Resım yanşması •
Katılım koşullan 50x35 kağıda
Son katılım 10 Nısan
Seçıcı Jun — Dr Erdal Atabek Yazar
— Reha Yalnızak Ressam
— Mehmet Pesen Ressam
— $ahm Bostana anımator
3 6 yaş sorunu eğıtım Ing Muzık temel eğıtımı
10 kışılık sınıflar 367 54 58 Zambak Sok No 6
Günaydın Hüzün!..
1920 ler Anadolusunda "Mıllı Mûcadele" gelışırken
"Kemalıstler" Amerıka'da nasıl anılıyordu
— Eşkıyai
Sevr gerçekleşseydı, Türkler Konya ovasında kuşatılacaklar-
dı Mustafa Kemal, emperyalızmın Anadolu ustüne planını boz-
du, çızdığı hantayı yırttı, ama ABD uzun sure bu sonucu ıçıne
sındıremedı, Lozan'a soğuk baktı Batı'nın tutucuları Turkıye'nın
ulusal kurtuluş savaşını "haç-hıla!" kavgası gıbı görmüşlerdır; laık
cumhurıyet kurulduktan sonra bıle bu eğılım ağır bastı
1990'da Batı tutucuları Azerı-Ermenı çatışmasına nasıl bakı-
yorlar'
*
Vaşıngton ıle Türkıye arasındakı buzlar görünürde Ikıncı Dünya
Savaşı'ndan sonra "soğuk savaş" sürecınde erımıştır ABD ıle
Sovyetler arasındakı çatışmanın Ortadoğu kanadında Ankara
önem kazanmıştı Kore savaşında Vaşıngton Türk askerının "göz-
üpe/c'iığını gördu, Anadolu, kuzeye karşı ıstedığı gıbı kullanabı-
leceğı bır dınleme ussü, bır füze rampası bır savaş alanı, Türk
ordusu da ucuz asker deposu değıl mıydı'
Turk-Amenkan dostluğunun özünde yatan gerçek budur
Sovyetlen Asya'da guneyden saran "yeşıl kuşak"ia Türkıye son
halkayı oluşturuyordu Vaşıngton ülkemızde "ırtıca" polıtıkasını
nıçın destekledı' Amerıka Islamın yeşılınde komünızmın kızılı-
na karşı bır guvence görüyordu
1970'lerın sonuna doğru Afganıstana Sovyetler gırdı, Iran'da
Şah devrıldı. Türkıye de elden gıder mıydı' 12 Eyiül 1980 dar-
besıyle Vaşıngton rahatladı, Türkıye elının altındaydı
*
Ne var kı dünya durmadan donüyor
1980'ler Turkrye'yt demokrasıden uzaklaştırırken sosyalıst dün-
yada Gorbaçov bombası patladı "Brejnev doktrınr bır yana bı-
rakılıyordu Sovyetler bır "tehdıf olmaktan çıkıyor muydu' Or-
tada "Varşova Pakt" dıye bır şey kalmamıştı Moskova, Afganıs-
tan'dan çekılmıştı Doğu-Batı arasındakı yaklaşım ınanılmaz bo-
yutlara ulaşıyordu
Pekı, Türk-Amerıkan dostluğunun özü erıyor muydu?
Neydı o öz' Anadolu kuzeye karşı kullanılacak bır dınleme üs-
sü, gerektığınde bır fuze rampası, Doğu-Batı çatışmasında ılk
savaş alanı Türk ordusu da ucuz asker deposu değıl mı? Salt
askerı geleneklerden doğan bır dostluk Amerıka'nın Türkıye'yı
kırk yıl ıstedığı gıbı kullanmasına yaramıştı, ama artık o dönem
gerıde kalıyordu
Vaşıngton, Türkıye'yı hep elının altında tutmuş, Türk Sılahlı
Kuvvetlerı'nı hıçbır zaman yeterınce donatmamıştı, çünkü gü-
venemıyordu, üstelık Yunanıstan ve israıl'ın ısteklennı gözetmek
durumundaydı
Pekı, şımdı ne yapacaktı?
1980'ler gerıde kalmıştı "komunızm tehlıkesı"y\e bırlıkte..
1990'ların dunyası bambaşkaydı
*
Ne tuhaf raslantı
Dünya hızla değışırken Ermenı ve Kürt sorunlarına daha bır
sıcak bakıyor Amerıka, zaten Israıl'le özdeştır
Ortalıkta bır "Sevr" lafıdır dolaşıyor Israıl "soy/c/f7/n"temelı üze-
nne yükselen bır devlettır Amerıka'da sözde "Ermenı soykınm?
'na temel belge oluşturma çabaları durmuyor
Türkıye 21'ıncı yüzyıla doğru Amenkan ruyası"ndan uyana-
cak, ama, 20'ncı yüzyılın ıkıncı yarısını bu "hab-ı gaflef' ıçınde
yrtırdıkten sonra
Yenı kurulan dünyada "komunızm tehlıkesi" yok
Gerçek tehlıkenın ne olduğunu ve nereden kaynaklandığını
gözlerımızdekı perde kalktıktan sonra görüp anlayacağız
Dılerız kı anlayıncaya kadar ış ışten geçmış olmasın
SHP
KADIKÖY
ÎLÇESİNDEN
DUYURU
Konu: Laikliğin odün vermez savunucusu,
demokrasi aşığı
"Prof Dr. MUAMMER AKSOY'un"
katli
Konuşmacılar: UĞUR MUMCU
Prof. Dr. BAHRİ SAVCI
YerveSoat K Koy, Babanye Cad KAFKAS
DUĞUN SALOND (Moda Sıneması üstu)
24.2.1990 cumartesı (bugun) saat 15 00
SHP Karaköy llçe Bşk.
ÜMÎT SİLAN
TEŞEKKÜR
Beyin damarlarımla ılgılı anı gelışen rahatsızlığımda
tedavımı ve bakımımı bır ekıp halınde özen ve
ustalıkla gerçekleştırerek benı sağlığıma kavuşturan
Tıp Fakultesı Norolojı Anabıhm Dalı hekım ve
hemşırelerınden Prof. Dr. Aynur Baslo'ya, Doç.
Dr. Sara Bahar'a, Doç. Dr Jale Çelik'e, Dr
Munevver Çelik'e, Dr Alp Uçok'a, Dr Zekiye
Erden'e, hemşıreler Rukiye Şen'e, Munevver
Pehlivan'a, A>la Ozçelebi'ye
Hastanede kaldığım surece ılgı ve ıhtımamını surekli
uzerımde hıssettığım Prof Dr. Coşkun Özdemir'e,
Başhemşıre Ulku Ozbek ve Başhemşıre Ayla
Gunay'a, servıs personelı Ferhat Yıldız \e Mehmet
Şahin'e
Hastanede kaldığım 22 gun bo^nca kardeşlıkten de
ote du>gularla yammdan a>nlma>an kardeşlerım
Vicdan, Gulizar, Gulbeden, Zeynel Abidin ve Atilla
Kıvanç'a, yakın desteklerını gorduğum arkadaşlarım
Serhan Derikesen'e, Kurşat Guzej'e ve Taner
Çağlayan'a ve hastaJığım suresınce benı yalnız
bırakmayan tum arkadaşlarıma teşekkuru bır borç
bılınm
HUSEYIN KIVANÇ
ANADOLU EKINI
Bu aylık dergının ılk sayısı, 15 subatta su ımzaların yazı
ve sıırlenyle cıktı Ismet Zekı Eyuboğlu, Sami
Karaoren. Talip Apaydın, İsmaıl Gumuş, Oner Yağcı,
Behçet Aysan.
Yıllık abone 20.000 TL.
Altı aylık 10.000 TL.
Inkılap Sokak 27/206650 Ankara
Müfide Güzin Anadol
Melisa
Roman
cıktı KDV dahıl 4 000 TL
Yalçın Yayınları Klod Farer Cad
24/3 Turbe Istanbul