Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24ŞUBAT1990 **•* HABERLERÎN DEVAMI CUMHURÎYET/17
Brüksel Notları (1)
(Baftarafi 1. Sayfada)
rupa'nın içinde eriyen bir yeni Almanya mı?
Yoksa Almanya'nın kendi içinde erittiği bir
Avrupa mı? Zihınlere çengelini asmış soru
işaretleri bu konuda düğümleniyor. Birleşmiş
bir tek Almanya'dan doğacak süper güç ol-
maksızın AT'yi düşlemek bile olanaksız.
Yeni Almanya, AT'nin içinde denetlenebilir
bir çerçevede tutulabilir mi? Topluluk Komis-
yonu'nda kafa yorulan soruların başında bu
geliyor. Çizilmekte olan bir çerçeve şöyle
özetlenebilir:
AT'nin bugünkü 12 üyesinden oluşan çe-
kirdeği öncelikle sağlamlaştırmak; bu çekir-
değin içine başka hiçbir ülkeyi almamak...
Sonra bu sıkı çekirdeğin çevresinde başka
halkalar oluşturmak... Birinci halkada, Nor-
yeç, İsveç, Avusturya gibi EFTA ülkeleri...
İkinci halkada Doğu Avrupa ülkeleri...
Çelik çekirdekli halka teorisi şimdi en çok
İtalya, Fransa ve Başkanı Delors'la birlikte
AT Komisyonu tarafından savunuluyor. Bu-
na karşılık, çekirdeğin 12 ülkeyje sınırlı tu-
tulmasına karşı çıkanlar da var. Örneğin da-
ha düne kadar Avusturya'nın tam üyeliğini
istemeyen Belçika, bugün bunu destekliyor.
Belçika gibi bazı küçük AT ülkeleri, birleş-
miş Almanya'nın ağırlığını bir ölçüde denge-
lemek için daha kalabalık bir kulüpten yana
çıkıyorlar. Thatcher İngilteresi ise Almanya'-
daki oluşumları biraz da tedirgınlikle izler-
ken, Delors'un çelik çekirdekli Avrupa fikri-
ne sıcak bakmıyor; daha gevşek bir Avrupa'-
yı yeğlediğini belli ediyor.
Yannlar ne getirecek?
Bu sorunun karşılığı henüz belirlenebilmiş
değil. Değişik varsayımlar ve senaryolar ge-
çerli bugün için. Sesli düşünme ve tartışma
aşamasında sayılabilir herkes. Neyin nasıl
biçimleneceğini daha iyi görebilmek için ön-
celikle iki Almanya'nın birieşme sürecini göz-
lemek gerekiyor. Yeni Avrupa'nın nasıl bir bi-
çim alacağını bundan önce kestirebilmek
çok güç.
Yeni Avrupa'ya ilişkin belirsizliğin sürdü-
ğü bir dönemde, Türkiye'nin bu çerçevede-
ki yerini öngörebilmek kolay değil kuşkusuz.
Bugün için bir bakıma kendi can derdine
düşmüş Avrupa Topluluğu, herhalde Türki-
ye'yi düşünecek durumda değil. Birinci nok-
ta bu akılda tutulması gereken.
ikincisi, Türkiye'yi zaten kendi içinde gör-
mek istemiyor; kendinden saymıyor. Bugü-
ne dek, yani "soğuk savaş"ta Doğu Bloku
ve Sovyetler'e karşı stratejik nedenlerle bir
yerde kerhen benimsediği Türkiye'ye karşı,
"Sovyet tehdidi"ri\n azaldığı yeni dönemde
daha itici davranmaya yönelıyor. Kuşkusuz
gene stratejik nedenlerle dirsek temasını sür-
dürmekten yana, ancak bunu yaparken
Türkiye'yi özenle kendi dışında tutmaya ça-
lışıyor.
Bu konuda Avrupa Topluluğu' nun işini ko-
laylaştıran da bir bakıma Türkiye'nin kendi-
si.
Adı, Vecchi.
Avrupa Parlamentosu'nun bir İtalyan üye-
si.
Aynı zamanda Türk-AT Karma Pariamento
üyesi. Başkan yardımcılığını yapıyor.
Önündeki dosyadan bir kâğıt çıkarıyor:
"Demokrasilerde bireyin ve haklannm dev-
lete karşı korunması esastır" diye söze giri-
yor; "Ama bakın Kenan Evren ne demiş: Biz
bu anayasayı devleti bireye karşı korumak
için yaptık... Demokratikleşme süreci genel
olarak olumlu yönde, ama yetersiz. Sendikal
haklar... ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasa-
lar... 141, 142 ve 163. maddeler... Kut'u ve
Sargın hâlâ hapiste... Bazı komünistler göz-
attına alınmışlardı; birbölümü bırakılmış... De-
mokrasi açısından birçok yasal değişikliğe ih-
tiyaç oiduğu açık... Sonra da devlet anlayı-
şında, feisefesinde değişiklik yapmak, dev-
leti değil, bireyiöne almak... Dinsel farklıhğın
Türkiye'nin üyeliğine engel olduğunu kabul ef-
miyorum. Farklılık Avrupa'nın zenginliğidir.
Kültürel ve siyasal farklılığa, dinsel farklıhğın
da eklenmesi, bu zenginliğe yeni bir renk ka-
tar... Bu arada azınlık haklan... Ve tabii Kıb-
rıs sorununun çözülmesi...''
Bu görüşleri artık bir yerde herkesın ez-
berlediğini sanıyoruz.
Biryandan demokrasi ve insan hakları...
Öte yandan ekonomik ve toplumsal farklılık-
lar... Bu iki alanda Türkiye'nin açıkian ve ge-
rilikleri...
Türkiye bunları yalnız AT'ye tam üye ol-
mak için çağdaş bir düzeye getirecek değil-
dir. Günün birinde AT'ye üye olsun olmasın,
çağdaşhğın gereği oiduğu için, modernleşip
ileri gidebilmek için bunları yapmaya zaten
mahkûmdur.
Türkiye bir yandan ekonomisini güçlendir-
meye, öte yandan laikliği geliştirip demok-
rasi ve insan haklarını bir an önce yerleştir-
meye bakmalıdır. Dış politikasını ve ulusal
güvenliğini yeni uluslararası dengelere gö-
re gözden geçirmeli, buna göre değişik se-
naryolar oluşturmalıdır. Türkiye, stratejik
ağırlığını yeni uluslararası düzende de şu ya
da bu biçimde koruyacak kartlara sahip bir
ülkedir.
Avrupa Topluluğu, Türkiye'ye resmi yanı-
tında, "Günün birinde üye olabiiiriiğıni reddet-
miyorum, ama bugün için kapım kapalı sa-
na; daha hazır değttsin"demiştir. Topluluğun
gerçek hissiyatı bu olmasa da resmi yanıtı
böyledir.
Bu durumda Türkiye'nin tam üyelik tale-
bini geri almasına gerek yoktur. AT'yle her
alanda işbirliğinin geniş bir yelpazeye yayı-
larak geliştırılmesmde yarar vardır. Bu işbir-
liğinin derinleştinlmesi için çaba harcanırken
esas önemli olan, içeride Türkiye'yi ekono-
mik ve toplumsal açılardan güçlendirmek,
demokrasiyi ve insan haklarını oturtabilmek-
tir.
Avrupa'da yeniden yazılmakta olan tarihin
arkasından savrulmak istemiyorsak eğer,
her alanda büyük atılım yapmaktan ve mo-
dernleşme sürecinde tıkanıklıkları aşıp hız-
la yol almaktan başka çaremiz yoktur.
O zaman gerisi kendiliğinden gelir.
TV'de din dersi
ANAP'taki belîrsîzlikborsayı etkiledi
(Baftarafi 1. Sayfada)
Siyasi gelişmelerin borsayı etki-
lemesi, iktidann, önce borsayı
destekleyerek geliştirmesinin ar-
dından yaygın özelleştirme yapa-
rak kaynak saglama ve bu yolla
bütçe açıklannı kapatma isteğin-
den kaynaklanıyor.
Anavatan Partisi'nin böltin-
mesi ve iktidan kaybetmesi halin-
de borsaya mevcut kamu destefi-
nin azalacağını dilşUnenler arasın-
dan baa yaünmcüann satışa yö-
nelmesi hisse fiyatlannın düşme-
sine yol açıyor. Satışa yönelmeyen-
ler de siyasi tablonun netleşmesi-
ni ve piyasanın genel gidişinin or-
taya çıkmasım bekliyorlar.
Yaünmcılar devletin borsadaki eli
olan Toplu Konut ve Kamu Ortak-
lığı Idaresi'nin (TKKOİ) ne yapa-
cağını da dikkatle izliyorlar. Yük-
seliş döneminde elindeki iştirak
hissderinden yoğun olarak Erde-
mir ve Çukurova Elektrik satarak
piyasa düzenleyiciliği yapan
TKKOfnin bu düşüş trendinin ne-
resinde devreye gireceği ve ne za-
man alıma geçeceğı piyasa tarafın-
dan büyük bir dikkatle izleniyor.
(Baftarafi 1. Sayfada)
kaydedildi. Yukseköğretim Kuru-
mu (YÖK) Başfcmvekili Uygur
Tazebay, Diyanet'in çahşmasından
haberdar tüduğunu, ancak henaz
YÖK'e resmi bir başvuru yapüma-
dığını söyledi. Anadolu Üniversi-
tesi Rektöru \e Radyo Televizyon
Yüksek Kunılu Başkanı Prof. YU-
maz Büyükerşen de Diyanet'in bu
konudaki girişimlerinj doğruladı.
12 Eylül döneminde okullara
zorunlu din dersi konulmasıyla
başlayan ANAP hükümetleri dö-
neminde "Kuran kurso
patlaması" ve "her 8 ortaögretim
öğrencisinden birisinin imam ha-
tip lisesi mezunu yapılması"yla
devam eden "dini eğitim
atağmda" sıra "yeni bir adım"a
geldi. "Yeni adım" ise, mevcut 9
ilahiyat fakultesinde ve geçen yıl
açılan 4 ilahiyat meslek yüksek
okulunda eğitim gören imam ha-
tip lisesi mezunlarımn hepsinin
••üniversite mezunu" yapılması.
Diyanet tşleri Başkanhğı, imam
hatip lisesi mezunu yaklaşık 40
bin personelirün "mesleki formas-
yonJanm gelişrirmek, eğitim sevi-
yelerini ynkseJtmek ve özlük hak-
yazması
(Baftarafi 1. Sayfada)
tes'in ailesihe ait.
1892'de doğan Dieudonne Cos-
tes, 1912'de uçuş brövesi alarak
pilot oldu ve Birinci Dünya
Savaşı'nda pilot olarak görev
yaptı. 1919'danbaslayarakçeşit-
li uçak şirketlerinde çalışan Cos-
tes, ilk uzun uçuşunu Afrika'ya
yaptı. Daha sonra Asya'ya, Gü-
ney Atlantik ustüne ve Avustral-
ya'ya uçuşlar gerçekleştiren Cos-
tes, Kuzey Atlantiği de geçmeyi
tasarlıyordu, ancak Undberg
1927'de ondan önce bu işi başa-
racaktı.
Bunun üzerine Costes, arkadaşı
i. Le Brta ile birlikte ilk dünya tu-
runu denemeye karar verdi. 1927
ekiminden 1928 nisanma kadar
Asya üzerinden Tokyo'ya gittiler,
oradan da tüm Amerika kıtasıru
geçerek Paris'e geri döndüler.
Costes, bunun ardından, arkadaşı
BeOonte ile tarihsel uçuşunu ger-
cekleştirdi. 2 Eylül 1930'da, mec-
bur kalmadıkca durmamak kara-
nyla yola çıkılan bir dünya turuy-
du bu. Bu uçuşta, Paris - Mançur-
ya arasında direkt olarak 7905 ld,-
lometre yol alarak rekor kırdüar.
Dönüşte ise Fransa'da birer kah-
raman gibi karşüandüar.
Bütün bu başanlar sonunda
Costes Fransız HavayoUan'nın
genel müfettişliğine atandı ve se-
rüven dolu uçuşlar da yerini tica-
ri çalışmalara bıraktı. Bu arada,
dünya turunu gerçekleştirdiği uça-
ğın sahibi olan Breguet şirketinin
tanıtımını da üstlenen Costes,
1931'de baskent Ankara'yı da zi-
yaret etti ve Ataturk tarafından
kabul edildi. Bu kabul su-asında
Atattirk, ünlü Kuran'ın 6. cildini
Costes'e armağan etti.
26 şubatta Paris'te düzenlene-
cek müzayedede 4 Kuran daha sa-
tışa sunulacak. Osmanlı dönemi
elyazması olan bu Kuran'lar,
1837-38, 1851,1870 ve 1879tarih-
lerini taşıyor.
lannı iyüeştirmek" amacıyla,
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim
Fakültesi'ne bağh ilahiyat bölümü
kurulması ve derslerinin televiz-
yondan yayımlanması için çalışma
başlattı. Diyanet raporunda,
imam hatip lisesi mezunlanna
"açıköğretim programı" uygulan-
ması için açıköğretim fakültesi ile
"prensipte anlaşma>-a vanldıgı"
kaydedildi. Raporda, amacın
"2000 yıiında Diyanet tşleri Baş-
kanlığı'nda, il ve ilçelerde dokto-
rah yoneticiler, müftü ve vaizler ik
yüksek öğrenimli din görevlileri
yetiştirmek ve istihdam etmek" oi-
duğu vurgulandı.
YÖK Başkanvekili Uygur Taze-
bay, Diyanet tşleri BaşkanlığVnın
çalışmasmdan haberdar oldukla-
rını bildirdi. 2547 sayıh YÖK Ya-
sası'na göre, Diyanet tşleri Baş-
kanhğı'nın çalışmasının gerçekle-
şebümesi için YÖK'ün bu konu-
da karar alması ve karan Milli
Eğitim Bakanlığı'na sunması ge-
rekiyor.
Anadolu Üniversitesi Rektörü
ve Radyo ve Televizyon Yüksek
Kurulu Başkanı Prof. Büyükerşen
de, açıköğretimde ilahiyat progra-
mı uygulaması yolunda Diyanet
îşleri BaşkanlığYnın kendilerine
girişimde bulunduğunu doğnılar-
ken, Diyanet'in "Açıköğretim Fa-
kultesi ile prensipte anlaştık" şek-
lindeki ifadesinin doğru olmadı-
ğını savundu. Büyükerşen, "Diya-
nel'k bu konuda yapılmış kesin
bir aniaşmamız veya söz vennemiz
söz Uonusu değildir" diye
konuştu.
Bîr cinayet, bir intihar
(Baftarafi 6. Sayfada)
mnhitte yararûgı heyecanı biliyor-
dum, o yüzden hadiseyi bizzat ka-
tilin ağzından dinlemek istedim,
bunda anormal bir cihet
görmüyonım" yanıtını verdi.
Vali, görüşmeyle ilgili bir tuta-
nak da tuttıırmamıştı. Avukat Ha-
mit Şevket tnce"nin sorusu üzeri-
ne tutanak tutulmadığı da anlaşıl-
mıştı.
Yargıç, Vali'ye "Reşit'e, Haş-
met'in snçunu iizerine alması için
tdkinde buiunup bulunmadığını"
sordu.
Tandoğan, bu soruyu şöyle ya-
rutladı:
"Türkiye Cumhuriyeti'ni idart
eden bir amir ve memurlan, bir
kaUlin yerine bir başkasını koy-
mak. şunun bunun suçunu başka-
sına yüklemek dururauna duşme-
mişlerdir. Bütünuyle yalandır
bunlar. Böyle bir telkinde bulun-
dnğum, az bir ceza ile kurtulaca-
ğinı soyiedigim, yurtdışına kaçın-
labilecegini soyiedigim yalandır."
Vali Tandoğan, bu tanıklığı
yaptıktan bir gün sonra Adalet
Bakanı Mflmtaz Ökmen'i arıyor
ve kendisine mahkemede "sanık"
gibi davranıldığından yakı-
nıyordu.
Tandoğan, 8 temmuz günü sa-
bah evinde intihar ediyordu!
O günlerde Tandoğan'ın intihar
etmediği, öldUrüldüğü dedikodu-
su da yayılmıştı.
Vali Tandoğan, 8 Temmuz 1945
günü intihar ediyor, Haşmet Or-
bay'm babası Genelkurmay Baş-
kanı Kâzım Orbay da genelkur-
may başkanlığı görevinden 29
Temmuz 1946 günü aynlıyordu.
Bolu Ağır Ceza Mahkemesi'nde
yeni tanıkiar dinlendi.
Görgü tanıklannın da yeniden
dinlenmelerine karar verildi.
Haşmet Orbay'ı Bolu Ağır Ce-
za Mahkemesi'nde Feridun Sögiil-
lngfl savundu.
Bolu'daki dava, olayın daha da
derinleştirilerek araştınlmasını
sağlamıştı.
Mahkemede cinayetin işlendiği
Çocuk Esirgeme Kunımu binası-
nın alt katındaki Foto Rıfat, cina-
yetten hemen sonra Haşmet Or-
bay'ı binadan çıkarken gördüğü-
nü söylüyordu.
Haşraet Orbay, Foto Rıfat'a da-
ha önce fotoğraf çektirmişti.. Or-
bay ile tanışır, goruşürlerdi. Foto
Rıfat, "Orbay'ın, Ntşet Naci'nin
muayenehaneye giriş-çıkış saatle-
rini de kendisine sorduğunu söy-
lemişti.
Foto Rıfat'ın bu sözlerini Rıd-
van Kırmacı ve Rıfat Süerdem de
doğnılamışlardı.
Duruşmada dinlenen Haşmet-
in nişanlısı Miişerref ise Foto Rı-
fat'ı yalanlıyordu.
Foto Rıfat, Ankara Ağır Ceza
Mahkemesi'nde daha önce neden
tanıklık yapmamıştı?
Tanıklara poliste işkence yapıl-
dığını duymuş; bu nedenle çekin-
mişti!
Kapicı Tevfik Tutar ve hizmet-
çi Sultan Kara da cinayetin Haş-
met Orbay tarafından işlendiğini
söylüyorlardı.
Tanıklardan, Maliye Bakanlığı
özel kalem müdürlerinden Cela-
det Conk çelişkili tanıklık yaptı-
ğı için tutuklanacak, daha sonra
da Haşmet Orbay'ı olay yerinde
gördüğünü söyleyecekti.
Dava 17 Arahk 1946 günü so-
nuçlandı. Mahkeme, Haşmet Or-
bay'ı "Mahiyeti gizlenen sebep ve
saik alunda" adam öldürmek su-
çundan idam cezasına çarptırdı.
Reşit Mercan'a da "suça iştirak"
eyleminden 10 yıl hapis cezası uy-
gun görülmüştü.
Reşat Mercan ve Haşmet Or-
bay, 1950 affı ile cezaevinden
çıktılar.
Mercan bir süre sonra öldü.
"Sırlarını mezara kadar
götiirecegmi" söyleyen Yük. Müh.
ve eski MtT görevlisi Haşmet Or-
bay da tstanbul'da yaşıyor.
Cinayetin niçin işlendiği hiç or-
taya çıkmadı. Haşmet Orbay'ın
MtT görevlisi oiduğu da o günler-
de mahkemeye bildirilmemişti.
Haşmet Orbay'ın Sovyetler Bir-
liği Büyükelçiliği'nde, Dr. Neşet
Naci tarafından bir harita üzerin-
de elçilik görevlilerinden birine
bilgi verirken görüldüğü; bu ne-
denle Orbay tarafından öldürül-
düğtl o günlerin konuşulan konu-
lan arasındaydı. Olay üzerindeki
bir başka yorum da Dr. Neşet Na-
ci'nin MtT tarafından öldürüldü-
ğüydü.
Olayın gerçek yüzü ise hiçbir
zaman anlaşıİamayacaktı.
BlTTİ
GOZLEM
UGUR MUMCU
(Baftarafi 1. Sayfada)
1973-1984 arasında çeşitli yabancı ülkelerde Türk diplo-
matlanna 71 saldırı düzenlenmiş.
Bu saldınlar sonucunda 23'ü diplomat olmak üzere 51 kişi
öldürülmüş; 208 kişi yaralanmıştır.
Öldürülenlerin 5'i büyükelçi, 4'ü başkonsolos ve konso-
los, 12'si idari ataşe ve memur, 6'sı büyükelçilik görevlileri-
nin yakınları, biri şoför, iki tanesi de polıstir.
Saldırıların yoğunlaştığı yıllar; 1980-81 ve 82 yıllarıdır. 71
saldırının 36'sı bu üç yıla rastlıyor!
Aynı yıllar Türkiye'de terör grafiği yükselmiştir. 1979 eylü-
lünden 1982 eylülüne kadar Türkiye'de 28 bin 841 olay ya-
şanmış, bu olayların 7010'u silahlı saldırı, 20202si degasp
ve soygun türünden olaylardır.
1979 eylülünden 1980 eylülüne kadar geçen bir yıllık sü-
rede 2812 kişi öldürülmüştür.
Bu sayısal veriler, Ermeni terörü ile iç terörün bir arada
yürütüldüğünü gösteriyor.
Bu sayıların dökümünü yaptıktan sonra bir de Ermeni sal-
dırılannın hangi ülkelerde düzenlendiğini görelim:
Bu 71 saldırının 19'u Fransa'da yaşanmıştır.
Amerika, ikinci sırada yer alıyor. Toplam 71 saldırının 12'si
de Amerika Birleşik Devletleri'ndedir.
İtalya üçüncü sırada: 8 saldırı... isviçre dördüncü sırada:
7 saldırı...
Federal Almanya'da ve Kanada'da 4, Hollanda, Avustur-
ya, İngiltere ve Belçika'da da 3er saldırı olmuş.
Buradan çıkan sonuç da şu:
ASALA adlı terör örgütü genellikle NATO ülkelerinde kol
gezmiş!
Amerikan güvenlik güçleri; FBI ve CIA'sıyla Ermeni terör
örgütlerinin nerede, ne yaptıklarını ızler ve bilir.
Bilmemelerine olanak yok...
Orly davasında da Fransız polisinin Ermeni terör örgüt-
lerini adım adım izlediği anlaşılmıştı.
Gerçekler ortada; bir süre açıkça Ermeni terörüne yeşil
ışık yakıldı. NATO ülkeleri, Ermeni terörü konusunda inan-
dırıcı ve caydırıcı hiçbir önlem almadılar.
Ermeni terörü 51 can aldıktan ve ASALA da adını duyur-
duktan sonra taktikler değişti.
Bir yerlerde birileri oturup konuştular ve karar verdiler:
— Şimdilik yeter...
Herhalde hükümetler ve gizli örgütler arasında pazarlık-
lar da yapılmıştır.
Bugün bu pazarlıkların belgesi bulunmaz, ama yarın?
Yarın, öbürgün, 30-40 yıl sonra bu gizli görüşmeler ve pa-
zarlıklar da belgeleri ile ortaya çıkar.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşı'nın belgelerinin bugün tek
tek ortaya çıkması gibi...
Ermeni terörü, 1982-84 yıllarından sonra bıçakla kesilir
gibi kesiliverdi.
Niçin?
Bundan sonra Ermeni sorunu siyasal platformlara akta-
rıldı... Bunun için.
İçinde yaşadığımız bu süreç nasıl noktalanacak?
Bundan sonra ne gibi gelişmeler olacak?
Umreci öğretmenler
(Baftarafi 1. Sayfada)
SHP Genel Sekreter Yardıma-
sı Giiler Tanyolaç uygulamaya tep-
ki göstererek "Böyle bir konunun
yasanması utanç vericidir" diye
konuştu.
Şanlıurfa kent merkezi ile bağ-
lı ilçe ve köylerden 200"e yakın öğ-
retmenin umreye gönderilmesi ne-
deniyle ilk ve orta dereceli okul-
larda eğitimin aksaması tepkilere
yol açtı.
Konuyla ilgili soruları yanıtla-
yan Şanlıurfa Valisi Alpaslan Ka-
racan, sorunun umreye giden öğ-
retmenlerin Suriye"ye geçiş sırasın-
da, sınır kapısında Uç gün bekle-
tilmelerinden kaynaklandığını
söyledi. Milli Eğitim Bakanlığı-
run dört yıldan bu yana umre uv-
gulaması yaptığım anlatan Vali
Karacan şöyle konuştu:
"Bakanlıgın bu konuyla ilgili
genelgesinde 'îsteyen umreye
gidebilir' divor. Biz de valilik ola-
rak kendilerine izin vernoruz. Zi-
yaretlerini sömeslr tatili içinde
yapmalan gerektiğini sovlüyonız.
Fakat adamlar uç gun Suriye ka-
pısında bekletildikleri için bunu
kargılamak için mazeret izni al-
mışlar. Biz de kimisine üç, kimi-
sine de beş gün izin vermişiz. Ög-
retmen devlet memurudur. Onun
da izin hakkı vardır. Kanunlar
kendisine izin hakkı tanınuştir.
Bunu istediği zaman kullanır. Bu
izin süresinde yurtdışına da gide-
bilir. Umreye de. Yani oğretmen
oraya gitti diye suç islemetni<>tir."
Telefunken'in en son modelleri şimdi Türkiye'de!ı
Picture in picture.
Aynı anda 5 göruntü ekranda !
• Dort hoparlorle 2 x 40 Watt stereo ses »Multısis-
tem «Duz kare ekran «8 sayfa kapasıte
1
Teietext
hafızası.
Dört hoparlorle stereo ses !
• 2 x 40 Watt çıkış gucü »Multısıstem
• Düz kare ekran • Kulaklık gınşı »Tele-
text gınşme hazır.
Tüm ayarları ekranda gösteren televizyon !
Screen Display.
• Multısıstem «Frequency Syntrıesızer «Sıyah ekran.
Uzaktan kumandalı
compact disc player!
• 20 prograrr kapasıtelı hafıza • llerı ve gen
tarayarak parçayı bulma «LCD goste'gesı
Portatif televizyon !
•Tüm ayar'arı ekranda gös-
terme ozellığı Screen Display
• Pal. Secam. NTSC sıstem
• Otomatık kapanma ozellığı
72 Ekran 42 Ekran
Haftada 4 programı
otomatik kaydeder!
• Pal Secarr sıstem • Uzaktan kjmanaa «Hızh-
resım a'ama«Tek ooKunuşia kayıt yapaD'lne
ozellığı
CD500
Uzaktan kumandalı müzik seti!
• Çıtt kaset çalar «Hızlı kayıt yapabılme ozellığı «2 x 120 Watt
POP çıkış gücü • 5 bant grafık ekolayzer • Auto reverse
• Tımer »Yarı otomatik pıkap Çrft kasetli portatif radyo teyp !
•Auto reverse »3 bar grafık
ekolayzer .2 < * Wat' POP
ÇIMŞ guCL • Kjlanlık gınşı
3 bant radyo
51, 55 Ekran HI-FI80 PCR66
Seçiminizi doğru yapın, bir dünya
markasını seçin... Telefunken'i seçin!
İşte Telefunken dizisi! Hepsi en
yeni model... hepsi en son sistem!
Televizyonlar, video, müzik seti, disc
player, radyo teyp.
Şimdi alın... bir Telefunken sahibi
olun! Hepsi çok uygun taksitlerle!
G R Ü N B E R GA N O N İ M Ş İ R K E T İ
Aynntıh bilgi için başvurabileceginiz GrUnberg Ticaret AŞ bölge tetefonlan:
istanbul n ı 512 19 53 526 26 17 Ankara (4i
1
27 73 5C
1
izmir (511 21 41 73
3uney Anadolu' 71) 14 47 90 (Adana> Karadenız 1361! 156 26 ıSamsun)
T E L E F U N K E N T A K S İ T K A M P A N Y A S I K A T I L M A F O R M U
Seçtiğiniz Telefunken'i tercıh ettiğıniz taksit sütununda (x) ile ışaretleyin. Peşinatı aşağıdaki banka hesaplarından birine yatırın. Katılma
formunu ve banka havale makbuzunu, AEG ve Telefunken Türkiye Genel Dağıtıcısı Grünberg Ticaret AŞ, Rızapaşa Yokuşu, Milas Han,
Eminönü 34434 İstanbul adresıne ladeli taahhütlü postalayın. işlemlerın tamamlanması için Satış Sözleşmesi adresınize gönderilecektir.
Üriin
TELEVtZYONLAR
Tetefunken 42 Ekran UK
Telefunken 51 Ekran UK
Tetefunken 51 Ekran
Telefunken 55 Ekran UK
Sony 55 Ekran UK
Telefunken 56 Ekran UK
Telefunken 72 Ekran UK
Telefunken 72 Ekran UK 291 PIP
VİDEO
Telefunken VHS V«teo
AUDIO
Telefunken HI-FI 80 Müzık Seti
Tetefunken PCR 66
Portatif Radyo Teyp
Tetefunken CD 500
Compact Disc Player
Peşin Fiyatına Taksitle Mart Teslim
Kod
Z 101
3 102
Z 103
r 104
Z 105
. Z 106
109
Peşinat
215 000
262.000
255.000
290 000
361.000
268.000
208.000
Taksit
225.000
263 000
255.000
292.000
366.000
272.000
208 000
Taksit
sayısı
8
8
8
8
8
8
8
Toplam
fiyat
2 015 000
2 366 000
2 295.000
2 626 000
3.289 000
2.444.0O0
1 872 000
Ekonomik Taksitterle
Kod
Z 201
Z 202
Z 203
Z 204
Z 205
Z 206
~ 207
Z 208
Z. 209
Z 210
Z 211
Zı 212
Peşinat
175 000
182.000
177 000
202 000
285.000
211.000
413.000
485 000
162 000
225 000
46 000
80 000
Taksil
175.000
182 000
176.500
202.000
285.000
211 000
413.000
485.000
162.000
225.000
46 000
80.000
Taksit
, sayısı
10
12
12
12
10
10
12
12
10
12
12
12
Toplam
fiyat
1.925 000
2 366.000
2 295 000
2 626 000
3 135.000
2.321 000
5.369.000
6.305.000
1.782.000
2.925.000
598.000
1 040 000
Tesllm
Mayıs
Mayıs
Mayıs
Mayıs
Mayıs
Mayıs
Haziran
Hazıran
Mayıs
Hazıran
Hazıran
Hazıran
3? 00 -*-
til
£ a.u>
lîf
M
E a.
2 5.
l l
aı
S s
1
E
1
P
11
1 1
Î4Z
N < t-
c z z
E
I
2
2 Ç c
o aı ©
0- Û. û.