23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24ŞUBAT1990 **•* HABERLERÎN DEVAMI CUMHURÎYET/17 Brüksel Notları (1) (Baftarafi 1. Sayfada) rupa'nın içinde eriyen bir yeni Almanya mı? Yoksa Almanya'nın kendi içinde erittiği bir Avrupa mı? Zihınlere çengelini asmış soru işaretleri bu konuda düğümleniyor. Birleşmiş bir tek Almanya'dan doğacak süper güç ol- maksızın AT'yi düşlemek bile olanaksız. Yeni Almanya, AT'nin içinde denetlenebilir bir çerçevede tutulabilir mi? Topluluk Komis- yonu'nda kafa yorulan soruların başında bu geliyor. Çizilmekte olan bir çerçeve şöyle özetlenebilir: AT'nin bugünkü 12 üyesinden oluşan çe- kirdeği öncelikle sağlamlaştırmak; bu çekir- değin içine başka hiçbir ülkeyi almamak... Sonra bu sıkı çekirdeğin çevresinde başka halkalar oluşturmak... Birinci halkada, Nor- yeç, İsveç, Avusturya gibi EFTA ülkeleri... İkinci halkada Doğu Avrupa ülkeleri... Çelik çekirdekli halka teorisi şimdi en çok İtalya, Fransa ve Başkanı Delors'la birlikte AT Komisyonu tarafından savunuluyor. Bu- na karşılık, çekirdeğin 12 ülkeyje sınırlı tu- tulmasına karşı çıkanlar da var. Örneğin da- ha düne kadar Avusturya'nın tam üyeliğini istemeyen Belçika, bugün bunu destekliyor. Belçika gibi bazı küçük AT ülkeleri, birleş- miş Almanya'nın ağırlığını bir ölçüde denge- lemek için daha kalabalık bir kulüpten yana çıkıyorlar. Thatcher İngilteresi ise Almanya'- daki oluşumları biraz da tedirgınlikle izler- ken, Delors'un çelik çekirdekli Avrupa fikri- ne sıcak bakmıyor; daha gevşek bir Avrupa'- yı yeğlediğini belli ediyor. Yannlar ne getirecek? Bu sorunun karşılığı henüz belirlenebilmiş değil. Değişik varsayımlar ve senaryolar ge- çerli bugün için. Sesli düşünme ve tartışma aşamasında sayılabilir herkes. Neyin nasıl biçimleneceğini daha iyi görebilmek için ön- celikle iki Almanya'nın birieşme sürecini göz- lemek gerekiyor. Yeni Avrupa'nın nasıl bir bi- çim alacağını bundan önce kestirebilmek çok güç. Yeni Avrupa'ya ilişkin belirsizliğin sürdü- ğü bir dönemde, Türkiye'nin bu çerçevede- ki yerini öngörebilmek kolay değil kuşkusuz. Bugün için bir bakıma kendi can derdine düşmüş Avrupa Topluluğu, herhalde Türki- ye'yi düşünecek durumda değil. Birinci nok- ta bu akılda tutulması gereken. ikincisi, Türkiye'yi zaten kendi içinde gör- mek istemiyor; kendinden saymıyor. Bugü- ne dek, yani "soğuk savaş"ta Doğu Bloku ve Sovyetler'e karşı stratejik nedenlerle bir yerde kerhen benimsediği Türkiye'ye karşı, "Sovyet tehdidi"ri\n azaldığı yeni dönemde daha itici davranmaya yönelıyor. Kuşkusuz gene stratejik nedenlerle dirsek temasını sür- dürmekten yana, ancak bunu yaparken Türkiye'yi özenle kendi dışında tutmaya ça- lışıyor. Bu konuda Avrupa Topluluğu' nun işini ko- laylaştıran da bir bakıma Türkiye'nin kendi- si. Adı, Vecchi. Avrupa Parlamentosu'nun bir İtalyan üye- si. Aynı zamanda Türk-AT Karma Pariamento üyesi. Başkan yardımcılığını yapıyor. Önündeki dosyadan bir kâğıt çıkarıyor: "Demokrasilerde bireyin ve haklannm dev- lete karşı korunması esastır" diye söze giri- yor; "Ama bakın Kenan Evren ne demiş: Biz bu anayasayı devleti bireye karşı korumak için yaptık... Demokratikleşme süreci genel olarak olumlu yönde, ama yetersiz. Sendikal haklar... ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasa- lar... 141, 142 ve 163. maddeler... Kut'u ve Sargın hâlâ hapiste... Bazı komünistler göz- attına alınmışlardı; birbölümü bırakılmış... De- mokrasi açısından birçok yasal değişikliğe ih- tiyaç oiduğu açık... Sonra da devlet anlayı- şında, feisefesinde değişiklik yapmak, dev- leti değil, bireyiöne almak... Dinsel farklıhğın Türkiye'nin üyeliğine engel olduğunu kabul ef- miyorum. Farklılık Avrupa'nın zenginliğidir. Kültürel ve siyasal farklılığa, dinsel farklıhğın da eklenmesi, bu zenginliğe yeni bir renk ka- tar... Bu arada azınlık haklan... Ve tabii Kıb- rıs sorununun çözülmesi...'' Bu görüşleri artık bir yerde herkesın ez- berlediğini sanıyoruz. Biryandan demokrasi ve insan hakları... Öte yandan ekonomik ve toplumsal farklılık- lar... Bu iki alanda Türkiye'nin açıkian ve ge- rilikleri... Türkiye bunları yalnız AT'ye tam üye ol- mak için çağdaş bir düzeye getirecek değil- dir. Günün birinde AT'ye üye olsun olmasın, çağdaşhğın gereği oiduğu için, modernleşip ileri gidebilmek için bunları yapmaya zaten mahkûmdur. Türkiye bir yandan ekonomisini güçlendir- meye, öte yandan laikliği geliştirip demok- rasi ve insan haklarını bir an önce yerleştir- meye bakmalıdır. Dış politikasını ve ulusal güvenliğini yeni uluslararası dengelere gö- re gözden geçirmeli, buna göre değişik se- naryolar oluşturmalıdır. Türkiye, stratejik ağırlığını yeni uluslararası düzende de şu ya da bu biçimde koruyacak kartlara sahip bir ülkedir. Avrupa Topluluğu, Türkiye'ye resmi yanı- tında, "Günün birinde üye olabiiiriiğıni reddet- miyorum, ama bugün için kapım kapalı sa- na; daha hazır değttsin"demiştir. Topluluğun gerçek hissiyatı bu olmasa da resmi yanıtı böyledir. Bu durumda Türkiye'nin tam üyelik tale- bini geri almasına gerek yoktur. AT'yle her alanda işbirliğinin geniş bir yelpazeye yayı- larak geliştırılmesmde yarar vardır. Bu işbir- liğinin derinleştinlmesi için çaba harcanırken esas önemli olan, içeride Türkiye'yi ekono- mik ve toplumsal açılardan güçlendirmek, demokrasiyi ve insan haklarını oturtabilmek- tir. Avrupa'da yeniden yazılmakta olan tarihin arkasından savrulmak istemiyorsak eğer, her alanda büyük atılım yapmaktan ve mo- dernleşme sürecinde tıkanıklıkları aşıp hız- la yol almaktan başka çaremiz yoktur. O zaman gerisi kendiliğinden gelir. TV'de din dersi ANAP'taki belîrsîzlikborsayı etkiledi (Baftarafi 1. Sayfada) Siyasi gelişmelerin borsayı etki- lemesi, iktidann, önce borsayı destekleyerek geliştirmesinin ar- dından yaygın özelleştirme yapa- rak kaynak saglama ve bu yolla bütçe açıklannı kapatma isteğin- den kaynaklanıyor. Anavatan Partisi'nin böltin- mesi ve iktidan kaybetmesi halin- de borsaya mevcut kamu destefi- nin azalacağını dilşUnenler arasın- dan baa yaünmcüann satışa yö- nelmesi hisse fiyatlannın düşme- sine yol açıyor. Satışa yönelmeyen- ler de siyasi tablonun netleşmesi- ni ve piyasanın genel gidişinin or- taya çıkmasım bekliyorlar. Yaünmcılar devletin borsadaki eli olan Toplu Konut ve Kamu Ortak- lığı Idaresi'nin (TKKOİ) ne yapa- cağını da dikkatle izliyorlar. Yük- seliş döneminde elindeki iştirak hissderinden yoğun olarak Erde- mir ve Çukurova Elektrik satarak piyasa düzenleyiciliği yapan TKKOfnin bu düşüş trendinin ne- resinde devreye gireceği ve ne za- man alıma geçeceğı piyasa tarafın- dan büyük bir dikkatle izleniyor. (Baftarafi 1. Sayfada) kaydedildi. Yukseköğretim Kuru- mu (YÖK) Başfcmvekili Uygur Tazebay, Diyanet'in çahşmasından haberdar tüduğunu, ancak henaz YÖK'e resmi bir başvuru yapüma- dığını söyledi. Anadolu Üniversi- tesi Rektöru \e Radyo Televizyon Yüksek Kunılu Başkanı Prof. YU- maz Büyükerşen de Diyanet'in bu konudaki girişimlerinj doğruladı. 12 Eylül döneminde okullara zorunlu din dersi konulmasıyla başlayan ANAP hükümetleri dö- neminde "Kuran kurso patlaması" ve "her 8 ortaögretim öğrencisinden birisinin imam ha- tip lisesi mezunu yapılması"yla devam eden "dini eğitim atağmda" sıra "yeni bir adım"a geldi. "Yeni adım" ise, mevcut 9 ilahiyat fakultesinde ve geçen yıl açılan 4 ilahiyat meslek yüksek okulunda eğitim gören imam ha- tip lisesi mezunlarımn hepsinin ••üniversite mezunu" yapılması. Diyanet tşleri Başkanhğı, imam hatip lisesi mezunu yaklaşık 40 bin personelirün "mesleki formas- yonJanm gelişrirmek, eğitim sevi- yelerini ynkseJtmek ve özlük hak- yazması (Baftarafi 1. Sayfada) tes'in ailesihe ait. 1892'de doğan Dieudonne Cos- tes, 1912'de uçuş brövesi alarak pilot oldu ve Birinci Dünya Savaşı'nda pilot olarak görev yaptı. 1919'danbaslayarakçeşit- li uçak şirketlerinde çalışan Cos- tes, ilk uzun uçuşunu Afrika'ya yaptı. Daha sonra Asya'ya, Gü- ney Atlantik ustüne ve Avustral- ya'ya uçuşlar gerçekleştiren Cos- tes, Kuzey Atlantiği de geçmeyi tasarlıyordu, ancak Undberg 1927'de ondan önce bu işi başa- racaktı. Bunun üzerine Costes, arkadaşı i. Le Brta ile birlikte ilk dünya tu- runu denemeye karar verdi. 1927 ekiminden 1928 nisanma kadar Asya üzerinden Tokyo'ya gittiler, oradan da tüm Amerika kıtasıru geçerek Paris'e geri döndüler. Costes, bunun ardından, arkadaşı BeOonte ile tarihsel uçuşunu ger- cekleştirdi. 2 Eylül 1930'da, mec- bur kalmadıkca durmamak kara- nyla yola çıkılan bir dünya turuy- du bu. Bu uçuşta, Paris - Mançur- ya arasında direkt olarak 7905 ld,- lometre yol alarak rekor kırdüar. Dönüşte ise Fransa'da birer kah- raman gibi karşüandüar. Bütün bu başanlar sonunda Costes Fransız HavayoUan'nın genel müfettişliğine atandı ve se- rüven dolu uçuşlar da yerini tica- ri çalışmalara bıraktı. Bu arada, dünya turunu gerçekleştirdiği uça- ğın sahibi olan Breguet şirketinin tanıtımını da üstlenen Costes, 1931'de baskent Ankara'yı da zi- yaret etti ve Ataturk tarafından kabul edildi. Bu kabul su-asında Atattirk, ünlü Kuran'ın 6. cildini Costes'e armağan etti. 26 şubatta Paris'te düzenlene- cek müzayedede 4 Kuran daha sa- tışa sunulacak. Osmanlı dönemi elyazması olan bu Kuran'lar, 1837-38, 1851,1870 ve 1879tarih- lerini taşıyor. lannı iyüeştirmek" amacıyla, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'ne bağh ilahiyat bölümü kurulması ve derslerinin televiz- yondan yayımlanması için çalışma başlattı. Diyanet raporunda, imam hatip lisesi mezunlanna "açıköğretim programı" uygulan- ması için açıköğretim fakültesi ile "prensipte anlaşma>-a vanldıgı" kaydedildi. Raporda, amacın "2000 yıiında Diyanet tşleri Baş- kanlığı'nda, il ve ilçelerde dokto- rah yoneticiler, müftü ve vaizler ik yüksek öğrenimli din görevlileri yetiştirmek ve istihdam etmek" oi- duğu vurgulandı. YÖK Başkanvekili Uygur Taze- bay, Diyanet tşleri BaşkanlığVnın çalışmasmdan haberdar oldukla- rını bildirdi. 2547 sayıh YÖK Ya- sası'na göre, Diyanet tşleri Baş- kanhğı'nın çalışmasının gerçekle- şebümesi için YÖK'ün bu konu- da karar alması ve karan Milli Eğitim Bakanlığı'na sunması ge- rekiyor. Anadolu Üniversitesi Rektörü ve Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Büyükerşen de, açıköğretimde ilahiyat progra- mı uygulaması yolunda Diyanet îşleri BaşkanlığYnın kendilerine girişimde bulunduğunu doğnılar- ken, Diyanet'in "Açıköğretim Fa- kultesi ile prensipte anlaştık" şek- lindeki ifadesinin doğru olmadı- ğını savundu. Büyükerşen, "Diya- nel'k bu konuda yapılmış kesin bir aniaşmamız veya söz vennemiz söz Uonusu değildir" diye konuştu. Bîr cinayet, bir intihar (Baftarafi 6. Sayfada) mnhitte yararûgı heyecanı biliyor- dum, o yüzden hadiseyi bizzat ka- tilin ağzından dinlemek istedim, bunda anormal bir cihet görmüyonım" yanıtını verdi. Vali, görüşmeyle ilgili bir tuta- nak da tuttıırmamıştı. Avukat Ha- mit Şevket tnce"nin sorusu üzeri- ne tutanak tutulmadığı da anlaşıl- mıştı. Yargıç, Vali'ye "Reşit'e, Haş- met'in snçunu iizerine alması için tdkinde buiunup bulunmadığını" sordu. Tandoğan, bu soruyu şöyle ya- rutladı: "Türkiye Cumhuriyeti'ni idart eden bir amir ve memurlan, bir kaUlin yerine bir başkasını koy- mak. şunun bunun suçunu başka- sına yüklemek dururauna duşme- mişlerdir. Bütünuyle yalandır bunlar. Böyle bir telkinde bulun- dnğum, az bir ceza ile kurtulaca- ğinı soyiedigim, yurtdışına kaçın- labilecegini soyiedigim yalandır." Vali Tandoğan, bu tanıklığı yaptıktan bir gün sonra Adalet Bakanı Mflmtaz Ökmen'i arıyor ve kendisine mahkemede "sanık" gibi davranıldığından yakı- nıyordu. Tandoğan, 8 temmuz günü sa- bah evinde intihar ediyordu! O günlerde Tandoğan'ın intihar etmediği, öldUrüldüğü dedikodu- su da yayılmıştı. Vali Tandoğan, 8 Temmuz 1945 günü intihar ediyor, Haşmet Or- bay'm babası Genelkurmay Baş- kanı Kâzım Orbay da genelkur- may başkanlığı görevinden 29 Temmuz 1946 günü aynlıyordu. Bolu Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeni tanıkiar dinlendi. Görgü tanıklannın da yeniden dinlenmelerine karar verildi. Haşmet Orbay'ı Bolu Ağır Ce- za Mahkemesi'nde Feridun Sögiil- lngfl savundu. Bolu'daki dava, olayın daha da derinleştirilerek araştınlmasını sağlamıştı. Mahkemede cinayetin işlendiği Çocuk Esirgeme Kunımu binası- nın alt katındaki Foto Rıfat, cina- yetten hemen sonra Haşmet Or- bay'ı binadan çıkarken gördüğü- nü söylüyordu. Haşraet Orbay, Foto Rıfat'a da- ha önce fotoğraf çektirmişti.. Or- bay ile tanışır, goruşürlerdi. Foto Rıfat, "Orbay'ın, Ntşet Naci'nin muayenehaneye giriş-çıkış saatle- rini de kendisine sorduğunu söy- lemişti. Foto Rıfat'ın bu sözlerini Rıd- van Kırmacı ve Rıfat Süerdem de doğnılamışlardı. Duruşmada dinlenen Haşmet- in nişanlısı Miişerref ise Foto Rı- fat'ı yalanlıyordu. Foto Rıfat, Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nde daha önce neden tanıklık yapmamıştı? Tanıklara poliste işkence yapıl- dığını duymuş; bu nedenle çekin- mişti! Kapicı Tevfik Tutar ve hizmet- çi Sultan Kara da cinayetin Haş- met Orbay tarafından işlendiğini söylüyorlardı. Tanıklardan, Maliye Bakanlığı özel kalem müdürlerinden Cela- det Conk çelişkili tanıklık yaptı- ğı için tutuklanacak, daha sonra da Haşmet Orbay'ı olay yerinde gördüğünü söyleyecekti. Dava 17 Arahk 1946 günü so- nuçlandı. Mahkeme, Haşmet Or- bay'ı "Mahiyeti gizlenen sebep ve saik alunda" adam öldürmek su- çundan idam cezasına çarptırdı. Reşit Mercan'a da "suça iştirak" eyleminden 10 yıl hapis cezası uy- gun görülmüştü. Reşat Mercan ve Haşmet Or- bay, 1950 affı ile cezaevinden çıktılar. Mercan bir süre sonra öldü. "Sırlarını mezara kadar götiirecegmi" söyleyen Yük. Müh. ve eski MtT görevlisi Haşmet Or- bay da tstanbul'da yaşıyor. Cinayetin niçin işlendiği hiç or- taya çıkmadı. Haşmet Orbay'ın MtT görevlisi oiduğu da o günler- de mahkemeye bildirilmemişti. Haşmet Orbay'ın Sovyetler Bir- liği Büyükelçiliği'nde, Dr. Neşet Naci tarafından bir harita üzerin- de elçilik görevlilerinden birine bilgi verirken görüldüğü; bu ne- denle Orbay tarafından öldürül- düğtl o günlerin konuşulan konu- lan arasındaydı. Olay üzerindeki bir başka yorum da Dr. Neşet Na- ci'nin MtT tarafından öldürüldü- ğüydü. Olayın gerçek yüzü ise hiçbir zaman anlaşıİamayacaktı. BlTTİ GOZLEM UGUR MUMCU (Baftarafi 1. Sayfada) 1973-1984 arasında çeşitli yabancı ülkelerde Türk diplo- matlanna 71 saldırı düzenlenmiş. Bu saldınlar sonucunda 23'ü diplomat olmak üzere 51 kişi öldürülmüş; 208 kişi yaralanmıştır. Öldürülenlerin 5'i büyükelçi, 4'ü başkonsolos ve konso- los, 12'si idari ataşe ve memur, 6'sı büyükelçilik görevlileri- nin yakınları, biri şoför, iki tanesi de polıstir. Saldırıların yoğunlaştığı yıllar; 1980-81 ve 82 yıllarıdır. 71 saldırının 36'sı bu üç yıla rastlıyor! Aynı yıllar Türkiye'de terör grafiği yükselmiştir. 1979 eylü- lünden 1982 eylülüne kadar Türkiye'de 28 bin 841 olay ya- şanmış, bu olayların 7010'u silahlı saldırı, 20202si degasp ve soygun türünden olaylardır. 1979 eylülünden 1980 eylülüne kadar geçen bir yıllık sü- rede 2812 kişi öldürülmüştür. Bu sayısal veriler, Ermeni terörü ile iç terörün bir arada yürütüldüğünü gösteriyor. Bu sayıların dökümünü yaptıktan sonra bir de Ermeni sal- dırılannın hangi ülkelerde düzenlendiğini görelim: Bu 71 saldırının 19'u Fransa'da yaşanmıştır. Amerika, ikinci sırada yer alıyor. Toplam 71 saldırının 12'si de Amerika Birleşik Devletleri'ndedir. İtalya üçüncü sırada: 8 saldırı... isviçre dördüncü sırada: 7 saldırı... Federal Almanya'da ve Kanada'da 4, Hollanda, Avustur- ya, İngiltere ve Belçika'da da 3er saldırı olmuş. Buradan çıkan sonuç da şu: ASALA adlı terör örgütü genellikle NATO ülkelerinde kol gezmiş! Amerikan güvenlik güçleri; FBI ve CIA'sıyla Ermeni terör örgütlerinin nerede, ne yaptıklarını ızler ve bilir. Bilmemelerine olanak yok... Orly davasında da Fransız polisinin Ermeni terör örgüt- lerini adım adım izlediği anlaşılmıştı. Gerçekler ortada; bir süre açıkça Ermeni terörüne yeşil ışık yakıldı. NATO ülkeleri, Ermeni terörü konusunda inan- dırıcı ve caydırıcı hiçbir önlem almadılar. Ermeni terörü 51 can aldıktan ve ASALA da adını duyur- duktan sonra taktikler değişti. Bir yerlerde birileri oturup konuştular ve karar verdiler: — Şimdilik yeter... Herhalde hükümetler ve gizli örgütler arasında pazarlık- lar da yapılmıştır. Bugün bu pazarlıkların belgesi bulunmaz, ama yarın? Yarın, öbürgün, 30-40 yıl sonra bu gizli görüşmeler ve pa- zarlıklar da belgeleri ile ortaya çıkar. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı'nın belgelerinin bugün tek tek ortaya çıkması gibi... Ermeni terörü, 1982-84 yıllarından sonra bıçakla kesilir gibi kesiliverdi. Niçin? Bundan sonra Ermeni sorunu siyasal platformlara akta- rıldı... Bunun için. İçinde yaşadığımız bu süreç nasıl noktalanacak? Bundan sonra ne gibi gelişmeler olacak? Umreci öğretmenler (Baftarafi 1. Sayfada) SHP Genel Sekreter Yardıma- sı Giiler Tanyolaç uygulamaya tep- ki göstererek "Böyle bir konunun yasanması utanç vericidir" diye konuştu. Şanlıurfa kent merkezi ile bağ- lı ilçe ve köylerden 200"e yakın öğ- retmenin umreye gönderilmesi ne- deniyle ilk ve orta dereceli okul- larda eğitimin aksaması tepkilere yol açtı. Konuyla ilgili soruları yanıtla- yan Şanlıurfa Valisi Alpaslan Ka- racan, sorunun umreye giden öğ- retmenlerin Suriye"ye geçiş sırasın- da, sınır kapısında Uç gün bekle- tilmelerinden kaynaklandığını söyledi. Milli Eğitim Bakanlığı- run dört yıldan bu yana umre uv- gulaması yaptığım anlatan Vali Karacan şöyle konuştu: "Bakanlıgın bu konuyla ilgili genelgesinde 'îsteyen umreye gidebilir' divor. Biz de valilik ola- rak kendilerine izin vernoruz. Zi- yaretlerini sömeslr tatili içinde yapmalan gerektiğini sovlüyonız. Fakat adamlar uç gun Suriye ka- pısında bekletildikleri için bunu kargılamak için mazeret izni al- mışlar. Biz de kimisine üç, kimi- sine de beş gün izin vermişiz. Ög- retmen devlet memurudur. Onun da izin hakkı vardır. Kanunlar kendisine izin hakkı tanınuştir. Bunu istediği zaman kullanır. Bu izin süresinde yurtdışına da gide- bilir. Umreye de. Yani oğretmen oraya gitti diye suç islemetni<>tir." Telefunken'in en son modelleri şimdi Türkiye'de!ı Picture in picture. Aynı anda 5 göruntü ekranda ! • Dort hoparlorle 2 x 40 Watt stereo ses »Multısis- tem «Duz kare ekran «8 sayfa kapasıte 1 Teietext hafızası. Dört hoparlorle stereo ses ! • 2 x 40 Watt çıkış gucü »Multısıstem • Düz kare ekran • Kulaklık gınşı »Tele- text gınşme hazır. Tüm ayarları ekranda gösteren televizyon ! Screen Display. • Multısıstem «Frequency Syntrıesızer «Sıyah ekran. Uzaktan kumandalı compact disc player! • 20 prograrr kapasıtelı hafıza • llerı ve gen tarayarak parçayı bulma «LCD goste'gesı Portatif televizyon ! •Tüm ayar'arı ekranda gös- terme ozellığı Screen Display • Pal. Secam. NTSC sıstem • Otomatık kapanma ozellığı 72 Ekran 42 Ekran Haftada 4 programı otomatik kaydeder! • Pal Secarr sıstem • Uzaktan kjmanaa «Hızh- resım a'ama«Tek ooKunuşia kayıt yapaD'lne ozellığı CD500 Uzaktan kumandalı müzik seti! • Çıtt kaset çalar «Hızlı kayıt yapabılme ozellığı «2 x 120 Watt POP çıkış gücü • 5 bant grafık ekolayzer • Auto reverse • Tımer »Yarı otomatik pıkap Çrft kasetli portatif radyo teyp ! •Auto reverse »3 bar grafık ekolayzer .2 < * Wat' POP ÇIMŞ guCL • Kjlanlık gınşı 3 bant radyo 51, 55 Ekran HI-FI80 PCR66 Seçiminizi doğru yapın, bir dünya markasını seçin... Telefunken'i seçin! İşte Telefunken dizisi! Hepsi en yeni model... hepsi en son sistem! Televizyonlar, video, müzik seti, disc player, radyo teyp. Şimdi alın... bir Telefunken sahibi olun! Hepsi çok uygun taksitlerle! G R Ü N B E R GA N O N İ M Ş İ R K E T İ Aynntıh bilgi için başvurabileceginiz GrUnberg Ticaret AŞ bölge tetefonlan: istanbul n ı 512 19 53 526 26 17 Ankara (4i 1 27 73 5C 1 izmir (511 21 41 73 3uney Anadolu' 71) 14 47 90 (Adana> Karadenız 1361! 156 26 ıSamsun) T E L E F U N K E N T A K S İ T K A M P A N Y A S I K A T I L M A F O R M U Seçtiğiniz Telefunken'i tercıh ettiğıniz taksit sütununda (x) ile ışaretleyin. Peşinatı aşağıdaki banka hesaplarından birine yatırın. Katılma formunu ve banka havale makbuzunu, AEG ve Telefunken Türkiye Genel Dağıtıcısı Grünberg Ticaret AŞ, Rızapaşa Yokuşu, Milas Han, Eminönü 34434 İstanbul adresıne ladeli taahhütlü postalayın. işlemlerın tamamlanması için Satış Sözleşmesi adresınize gönderilecektir. Üriin TELEVtZYONLAR Tetefunken 42 Ekran UK Telefunken 51 Ekran UK Tetefunken 51 Ekran Telefunken 55 Ekran UK Sony 55 Ekran UK Telefunken 56 Ekran UK Telefunken 72 Ekran UK Telefunken 72 Ekran UK 291 PIP VİDEO Telefunken VHS V«teo AUDIO Telefunken HI-FI 80 Müzık Seti Tetefunken PCR 66 Portatif Radyo Teyp Tetefunken CD 500 Compact Disc Player Peşin Fiyatına Taksitle Mart Teslim Kod Z 101 3 102 Z 103 r 104 Z 105 . Z 106 109 Peşinat 215 000 262.000 255.000 290 000 361.000 268.000 208.000 Taksit 225.000 263 000 255.000 292.000 366.000 272.000 208 000 Taksit sayısı 8 8 8 8 8 8 8 Toplam fiyat 2 015 000 2 366 000 2 295.000 2 626 000 3.289 000 2.444.0O0 1 872 000 Ekonomik Taksitterle Kod Z 201 Z 202 Z 203 Z 204 Z 205 Z 206 ~ 207 Z 208 Z. 209 Z 210 Z 211 Zı 212 Peşinat 175 000 182.000 177 000 202 000 285.000 211.000 413.000 485 000 162 000 225 000 46 000 80 000 Taksil 175.000 182 000 176.500 202.000 285.000 211 000 413.000 485.000 162.000 225.000 46 000 80.000 Taksit , sayısı 10 12 12 12 10 10 12 12 10 12 12 12 Toplam fiyat 1.925 000 2 366.000 2 295 000 2 626 000 3 135.000 2.321 000 5.369.000 6.305.000 1.782.000 2.925.000 598.000 1 040 000 Tesllm Mayıs Mayıs Mayıs Mayıs Mayıs Mayıs Haziran Hazıran Mayıs Hazıran Hazıran Hazıran 3? 00 -*- til £ a.u> lîf M E a. 2 5. l l aı S s 1 E 1 P 11 1 1 Î4Z N < t- c z z E I 2 2 Ç c o aı © 0- Û. û.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle