Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24ŞUBAT1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13
ASELSAN
Meclis yolıında
• ANKARA (Cumtauriyet
Bürosu) — Aselsan'da
"reorganizasyon"
gerekçesiyle üretiınin
durdurularak sendikalaşmış
olan işçilerin topluca izinli
sayılması sonrası ortaya
çıkan sıkıntılı bekleyiş
sürüyor. Otomobil-lş
Sendikası, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik
Bakanlığı'na başvurarak
Aselsan'daki son durumun
güvence altına alınan
sendika seçme ve üye olma
özgürlüğune ağır bir saldırı
anlamjna geldiğini bildirdi.
SHP, Aselsan'dan olası
toplu işçi çıkarma olayını
Meclis gündemine getirecek.
'Sözleşmeli'
ILOVia
• ANKARA (Cnmhuriyet
Bürosu) — Türk-lş, 399
sayılı sözleşmeli personel
kararnamesiyle ilgili
yakınmasını ILO'ya bildirdi.
Türk-lş Genel Başkanı
Şcvket Yılmaz ve Genel
Sekreter Orhan Balta
imzasıyla Uluslararası
Çalışma Örgütü'ne (ILO)
gönderüen yakınma
mektubunda, Sözleşmeli
Personel Kararnamesi'nin,
Türkiye tarafından
onaylanan, örgütlenme ve
toplu pazarbk ile ilgili 98
sayılı sözleşmeye aykırı
olduğu belirtildi.
Vergi
derıetimi
• tSTANBUL (AA) —
lstanbul Defterdarı Zekeriya
Temizel, dün başlattıkları
denetimlerle mükellefıyet
kaçaklannı asgariye
indirmeyi hedeflediklerini
söyledi. Istanbul'da dün bir
basın toplantısı düzenleyen
Temizel, lBOkişilikdenetim
görevlisiyle iki gün içinde
îstanbul'daki mükellef ve
mükellefıyetlerin tespit
edileceğini bildirdi.
Teknoloji
transferi
• ANKARA (UBA) —
Ihracatı Geliştirme ve Etüt
Merkezi (tGEME)
yurtdışına teknoloji
transferinde, Türk
fınnalanna destek sağlıyor.
İGEME, bu amaçla,
Hollanda'nın gelişmekte
olan Ulkelerden ithalatını
geliştirme merkezi CBI ile
ortak bir program
düzenledi.
Sümerbank'ta
atamalar
• ANKARA (AA) — Bir
yıldan beri boş bulunan ve
vekaleten Sükyman Gedik
tarafından yürütülen
Sümerbank Holding A.Ş.
Bankacüık Genel Müdür
Yardımcılığı'na Sarai Uslu
atandı. Uslu, bu göreve
atanmadan önce Türkiye
Turizm Yatınm ve Dış Ticaret
Bankası Genel Müdürü
olarak görev yapıyordu.
Bütçe
ödenekleri
• ANKARA (AA) —
Genel ve katma bütçeli
kuruluşlann 1990 yılı bütçe
ödeneklerinden yüzde 12
kesinti yapılacak. Milli
Savunma Bakanüğı bütçe
ödeneğinden yapılacak
kesinti ise yüzde 4 olarak
belirlendi. Bakanlar
Kurulu'nun kararma göre
kesilen ödeneklerin yüzde
7'si Maliye ve Gümrük
Bakanüğı bütçesindeki
"yedek ödenek" tertibine
aktarılacak. Diğer yüzde 5'i
ise aynı bakanlık bütçesinde
açılacak "Devlet Memurlan
Kanunu ile diğer kanun ve
yönetmeliklerin gerektirdiği
giderler ile toplu iş
sözleşmelerinin gerektirdiği
ek giderler karşılığı"na
yatınlacak.
tsviçre sigorta
• Ekonomi Servisi —
Isviçre Sigorta A.Şînin
kuruluş yıldönümü
kutlandı. 1989 yılında
Schvveiz Insurance ve
Isviçre Sigorta A.Ş.
şeklinde reorganizasyonunu
tamamlayan îsviçre sigorta
grubunun, toplam prim
istihsalinin 1989 yılında 42
milyara ulaştığı bildirildi.
Türkiye, Doğu Bloku ilişkilerindeyeni döneme doğru
Ozel sektör ısınıyor
EKONOMIDE KULIS
MERALTAMER
Özel sektör dışa
açılmakta olan Doğu
Bloku pazarından
pay alabilmek için
hazırlık yapıyor.
ESİN SUNGUR
özel sektör Doğu Bloku ülke-
leriyle ilişkilerini gelişürmekte ka-
rarb. Türk-Sovyet İş Konseyi Baş-
kanı Nihat Gökyigit, ilk 10 yılda
ticari ve ekonomik ilişkilerindeki
en Önemli gelişmenin Doğu Blo-
ku ülkeleriyle gerçekleşeceğine
inanırken, Türkiye'nin en büyük
iki holdingi Koç ve Sabancı bu pa-
zardan daha yüksek oranda pay
almak için hanrlanmak gerektiği-
ne işaret ettiler.
Türkiye ve Doğu Bloku ülkele-
rinin ticari ve ekonomik ilişkileri
konusunda görüşlerinî açıklayan
Türk-Sovyet İş Konseyi Başkanı
Nihat Gökyigit, Sovyetler Birliği
ile son 50 yılda, mal ticaretinden
vize kolaylıkları ve sınır ticareti-
nin başlaması noktasına gelen
olumlu gelişmelerin, Doğu Avru-
pa ulkeleriyle benzer iüşkilere gir-
meyi tuzlandıracağuu savunarak
şöyle dedi:
"Türkiye, Doğu Bloku ülkele-
rinin yeni yaşamaya başladığı de-
ğjşimde son 10 yılda tecrübe ka-
zanmış ve kuUanmaya başladığı
Batı teknolojisinde birikim elde
etmiştir. Batı teknolojisinin, eski
yapı üzerinde nasıl uygulanacağı-
nı bilmemiz, bu konuda Doğu
KOÇ VE SABANCI NE DİYOR?
Koç Holding:
(Planlama Başkan
Yardımcılığı): Türkiye bu
pazarlara mevcut sanayi kapasiteleri ile mal ye-
tiştiremeyeceği için imalal sanayi yatırımlarımn
süratle arttırılması gerekecektir. Özellikle Doğu
Avrupa ülkeleri süratle tüketim toplurau olma-
ya yönelmektedir. Rekabet gücu ve yüksek tek-
noloji ürünü olan malların üretiminin teşvik
edilmesi gerekmektedir. öncelikle dikkate alın-
ması gereken, bu ülkelerle karşılıkh ticaretin sü-
reklilik kazanabilmesi için ihracat ve ithalatta
denge sağlanması gerektiğidir. Bu nedenle Türk-
iye olarak bu ülkelere neler satabileceğimizi dü-
şünürken neler alabileceğimizi de tekrar gözden
geçirmemiz ve ithaJatımızı arttırmamız lazımdır.
Sabancı Holding:
I (Genel Koordinalör Hasan
Güleşçi): SSCB ve Doğu
Avrupa topyekûn bir politik değişim yaşamak-
tadır.
Politik düzeydeki gelişmelerin tamamlan-
dığını söylemek için vakit henuz erken. Bu ge-
lişmeler tamamlanmadan ekonomik yaşamda-
ki yeni oluşumlar da tabii ki henüz bir belir-
ginlik kazanmamıştır. Söz konusu belirsizlik
tablosuna rağmen ileriye yönelik bazı hazır-
lıklann da yapılıyor olması gerekmektedir.
Bu konuda Batılı ve UzakdoÇu ülke firmalan-
nın keskin rekabetine maruz kalınacağı tabiidir.
Sabancı topluluğu olarak bızim, firmalanmız ka-
nalıyla ilişkilerimiz yoğun biçimde sürmektedir.
Bloku'na hizmet götürmemizi
sağlayabilir."
Türkiye'nin SSCB ve Karade-
niz'e kıyısı olan diğer ülkelerle,
müteahhitlik hizmetleri, tekstil ve
giyim eşyaları, telekominikasyon
cihazlan, bazı bügjsayarlar, tıb-
bi ilaç ve teçhizat, oto yedek par-
çalan, otobüs, ambalaj malzeme-
leri. bovalar, inşaat malzemeleri,
bazı ekipman ve makineleri ile gj-
da ürunleri ticaretinde fiyat ve ka-
lite yönünden avantajlı olduğunu
belirten Gökyigit, gemi inşaası
hizmetlerinde de olumlu gelişme-
ler olabileceğini vurguladı.
Ticaret nasıl gelişir?
Doğu Bloku ulkeleriyle ticaret
yapmaya karar veren özel sektör
firmalarının döviz sıkıntısı nede-
niyle başta takas olmak üzere kar-
şılıklı ticaret ve kredi anlaşmala-
rına hazırlıklı olmalan uyarısın-
da bulunan Gökyigit, karşüıklı ti-
caretin arttırılması için önerileri-
ni şöyle sıraladr.
"• Doğu Bloku ulkeleriyle eko-
nomik ve ticari ilişkileri geliştir-
mede en önemli araç finansman
kolaylıklarının yaratılmasıdır.
Eximbank'ın acüğa krediler dışın-
da özel bankalann da finansman
kolaylıklan teklif edebümeleri için
ikili anlaşmalarla imkân yaratıl-
malı.
• Müteahhiderimiz, gelışmiş ül-
ke firmalarının bu ülkelerde ger-
çekleşüreceği projelerde ikinci
müteahhit veya ortak olarak işbir-
liği yapmalı. Batılı fırmalarla ya-
pılacak işbirliği, karşıhklı ticaret
ve kredi olanaklannda da gerçek-
leşebilir.
• Sovyetler Birliği ve Doğu Av-
rupa ülkelerine Türkiye'de bazı
inşaat ve sanayi tesisleri kurma
imkânı verilirse karşılığmda mal
ve hizmet ihracımız için off-set
yaratılabilir.
• Sınır ve kıyı ticaretinin kap-
samı genişletilerek formaliteler
azalulmalı ve Türk parasının kul-
lanılmasına imkân veren cesur
modeller uygulanmalı.
• Sovyetler Birliği dışında diğer
Doğu Avrupa ulkeleriyle de iş
konseyleri oluşturulmalı ve özel
sektör temsilcilerinin temaslan
sıklaştınlmalı."
Patronların Almanya çıkarması
İş âlemimizin ağır topları,
Avrupa Topluluğu'na yönelik
lobi çalışmalanru bir süredir sa-
hiplenmiş göriınüyorlar. En kal-
burüstü işadamlarımız küçük
gruplar halinde sık sık çeşitli
Avnıpa Topluluğu ülkelerine gi-
derek bizı kapısından içeri sok-
mayan AT'yi "içten fetbetme-
ye çalışıyoriar".
Bu çabaları herkes yürekten
destekliyor. "Zaten yıllar önee-
sinden yapıiması gereken buy-
du. Geç de olsa en doğru yol iz-
leniyor. Oralara gidenier de ge-
rek zamanlanndan gerek işlerin-
den buyuk fedakârlıklarda
bolumıyorlar" deniyor.
Ne var ki aralarında Rahmi
Koç, Ccm Boyner, Feyyaz Ber-
ker, Feyyaz Toker, Roaa Yırca-
lı, Jak Kamhi, Nejat Basmacı
gibi işadamlarının bulunduğu
bu haftaki Almanya çıkarması,
arkadaşımız Ulya Uçer'den öğ-
rendiğimize göre biraz sönük
geçmiş. Hükümet yetkilileriyle
Kamhi Berlcer
üst düzey temaslar yapılabilmesi
pek mümkün olmamış. Birinci
neden Almanya şu günlerde
kendi derdine düşmüş durumda.
tki Almanya nasıl birleşecek,
"para birliği olsun rau", "eko-
nomiyi nasıl birleştirectgiz" gi-
bi sorunların gündemde olduğu
bir dönemdeler. llgi azlığının
ikinci nedeni ise bu turun, Av-
rupa Topluluğu Komisyonu'-
nun Türkiye hakkındaki olum-
suz karannın ertesine rastlama-
sı. Yani zamanlama.
Türk heyeti, bu ilgi azlığını
başlangıçta belki yadırgamış,
ancak bu çabanın uzun soluklu
bir stratejinin halkalanndan biri
olarak düşündükleri için canla-
nnı da sıkmamışlar. Artık bu
tür işlerin "bizim Törk ns«W,
son anda kollan sıvtyıp abaaı-
nm ve işi bitiririm"le olmaya-
cağını da sık sık telaffuz etmiş-
ler. Aynca Turk hükümetinin
bu konuda yetersiz kaldığırun
bilincinde olarak bu boşluğu
doldurmaya kararlı görünüyor-
larmış.
Işadamlarımızın Almanya'-
daki temaslarına zaman zaman
kaulan arkadaşımız Ulya Uçar"-
in bildirdiğine göre belki çok di_-
şe dokunur bir temas olmamış.
Ama gezinin son derecede ya-
rarlı olduğu konusunda kimse-
nin tereddüdü yokmuş. Aynca
tstanbul'da birbirlerini görme
fırsatı bulamayan işadamları-
mız, Bonn ve Münih'te birbir-
leriyle bol bol sohbet etmişler.
Bir Mesut Yılmaz yorumu
KTFlere Hazîne markajıANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Hazine ve Dış Ticaret Müs-
teşarhğı Kamu tktisadi Teşebbüs-
leri'ni yakın takibe alıyor. KİT1
lerin hesap ve işlemleri Hazine*ce
gunü gunüne izlenecek. KİT'lerle
ilgili yeni düzenleme çalışmalan-
na katkıda bulunmak üzere Ulus-
lararası Para Fonu (IMF) Anka-
ra'ya iki kişilik teknik yardım he-
yeti gönderdi. KİTlerde yüksek
oranlı zamların önüne geçilmeye
çalışılıyor.
KİT'lerle ilgili olarak yeni he-
sap düzeni ve bilanço çalışmalan
Hazine ve Dış Ticaret Musteşar-
lığı'nca yürütülüyordu. Geçen
hafta IMF de teknik yardım an-
lasması çerçevesinde Ankara'ya iki
uzman gönderdi. IMF uzmanlan-
nın çalışmalarını önümüzdeki
hafta içinde tamamlayarak yeni
sistemle ilgili bir rapor hazırlaya-
caklan bildirildi. Yeni bilanço sis-
ıcminde her KtT için faaliyet ala-
nına uygun bir hesap düzeni ge-
liştirilecek.
Yetkihler, KlT'lerin koordinas-
yonuyla görevli Hazine'nin ve
DPTnin bu kuruluşlardan zama-
runda veri toplayamadığına işaret
ederek bazı önlemlerin gecıktiği-
ni belirttiler. Yeni sistemde bütün
KlT'lerin bilgisayar ağıyla Hazi-
ne ve Dış Ticaret Müsteşarhğı'na
bağlanması ve mali durumlan ile
yatınm ve açıklannın günü günü-
ne izlenmesi öngörülüyor. Bu ça-
hşmalara paralel olarak sorunlu
KlT'lerin sermaye yapılannın da
yeniden düzenlenmesi önerildi.
Bu arada KlT'lerin yüzde yerleşmesinden sonra tek tek ku-
25-30'lan bulan yüksek oranb ruluşların durumlarının Hazine^
zam yapmalaruun da önüne geçil- ce daha yakından görüleceği için
mesinin amaçlandığı bildirildi. finansman açıklan konusunda da
Yetkililer, KtT hesaplarıyla ilgili gecikme olmaksızın önlem alma-
olarak ayhk rapoılama sisteminin bileceğini kaydettiler.
Mesut Yılmaz, Dışişleri Ba-
kanlığı'ndan istifa etmeden kı-
sa bir süre önce tstanbullu işa-
damlarımız tarafından pek sa-
hiplenilmışti. Büyük sermayenin
bir kesimi "Yılmaz Başbakan
olsa nc hoş olnr" havasındaydı-
lar. Bu isteği açık açık telaffuz
edenler bile vardı.
Hatta Mesut Yılmaz'ın geçen
ay yapılan TÜStAD Genel Ku-
rul yemegine konuşmacı olarak
dayet edilmesi de "Ydmaz'a
TÜStAD desteği" biçiminde yo-
rumlandı. Genel Kurul'dan 3
gün sonra Yılmaz Istanbuüu işa-
damlarıru Ankara'ya davet ede-
rek Doğu Avrupa ve Sovyetler'-
le iş ilişkilerinde kafalara takı-
lan sorulan aydınlatmaya çalış-
tı. Lafın kısası karşıhklı olarak
Yıimaz Boyner
bir muhabbet, bir muhabbet...
TÜSİAD yönetiminin Yıl-
maz'a sağladıkları destek, bazı
gazetelerin Yılmaz'ı ön plana çı-
kanşlarıyla aynı günlere rastla-
dı. Kimine göre sanki Yılmaz'-
ın arkasında güçlü bir kamuo-
yu desteğinin var olduğu imajı
yerleştirilmek isteniyordu.
Fakat en azından şimdilik
"özleoen noktı"dan geri gidil-
di. Ekonomi kulislerindeki yo-
rumlara göre "Bdki de bo
pompalama, Yılmaz'ın hokii-
mctten aynlma zonıada kalma-
sını hızlandırdı."
Bazı TÜStAD üyeleri, TÜSt-
AD'ın son aylarda siyasi geliş-
melerin fazlaca içine girdiği ya
da çekilmek istendiği kanısında-
lar. TÜSİAD'ın kuruluşundan
bu yana hiçbir Genel Kurul bu
yılki kadar "politik» agırlıldı
gcçmcmfeti" diyenler de var. Ve
sanki TÜSİAD'ın politikaya il-
gisinin "doznnn" biraz fazla
kaçmış buluyorlar.
TÜStAD'uı başanlı genç Baş-
kanı Cem Boyner'e duyururuz.
Erdemir çılgınları
Borsamıza ilgi arttıkça, yeni "kavramlar" da
türüyor. Örneğin bir yanda "Erdemirciler", di-
ğer yanda "Çukurovacüar". Erdemir'e Demir
Pencere de deniyor. Goodyear ve Brisa'nın adı
"tekeriek".
Borsa Bankerleri Başkanı Zeki Döşlüoğlu, Er-
demircileri 3'e ayırmış:
• Birinci grup, Erdemir'in sermaye arttırımı
sırasında, luzumsuz bularak rüçhan haklarını
kullanmayanlar.
• tkinci grup, Erdemir'in hisselerini 1000 li-
rayken alıp 2000 lira olunca "bu daha fazla
yiikselmez" diyerek satanlar.
• Üçüncu grup ise hâlâ elinde Erdemir hisse
senedi olanlar.
Döşlüoğlu'na göre bunlann uçü de "kafayı
üşütmuşler". "Erdemir çılgınlan" olarak orta-
da dolaşıyorlarmış. Döşlüoğlu diyor ki: "En
şatısiı Erdemir çılgınlan üçuncü grup."
Biliyorsunuz Erdemir genç borsamızda 1989
yılı içinde en fazla prim yapan hisse senetlerinin
başında yer aldı. 1 Ocak 1989'da 5350 lirayken
kasım başında 74 bin liraya kadar urmandı. Son-
ra da yavrulayıp yeni hisseler doğurdu. Erdemir'-
in 1989 yılı fiyat artışı yuzde 1814, verimi yüzde
1786. Erdemir tMKB'de işlem hacminin yakla-
şık yüzde 40'ını oluşturuyor.
Egebank'a
yeni talip
tzmirli özakat ailesinin, kendi iç anlaşmaz-
lıklan sonucu satışa çıkartaklan Egebank'a ye-
ni bir alıcı çıktı. Yeni talip, lzmir'in varlıkh
ailelerinde lzmir Coca-Cola Grubu'nun sahibi
Erdogan Ozgörkey ve ailesi.
Egebank'la ilgili olarak kulislerde dolaşan
ion söylentilere bakıhrsa, Coca-Colacılann
Özakat ailesine tekiif ettikleri fiyat 16 milyon
dolar (yaklaşık 38 milyar lira). öyle, özakat
Grubu'nun gönlünde yatan 35-40 milyon do-
lar falan değıl. Coca-Colaalann 20 milyon do-
lara kadar (yaklaşık 48-49 milyar lira) çıkabi-
leceklen diie getiriliyor.
Insanın aklına gelen ilk soru, Milliyet gaze-
tesi sahibi Aydın Dogan ve Karamehmet kar-
deşler 25 milyon dolariık fiyat vermişken, hem
de bu fiyat için kendikrini bağlamışken, Öza-
katlar neden kalkıp da Egebank'ı daha ucuza
satsmlar? Dendiğine göre özgöTkey ailesinin
verdiği fıyatta ödeme pe^inmlş. Paranın tümü
peşin olarak ödenecek, Özakatiar için de sa-
tış işini bir çırpıda bitirmek mümkün olabile-
cekmiş.
Otomotivde Renault ve Volvo evliliği
Renault ile Volvo hisselerini önemli ölçüde takas ederek ortaklık oluşturdular
Tokyo Borsası'nda
tehlıke çanları
Renault-Volvo, toplam cirosu açısından
ABD'li General Motors ve Ford ile Japon
Toyota'nın ardından dünyanın dördüncü
büyük otomotiv kuruluşu haline geldi.
Ekoaomi Servisi — Fransa'nın
devlet kontrolündeki otomotiv
kuruluşu Renault ile tsveçli oto-
mobil üreticisi Volvo hisselerini
önemli ölçüde takas ederek ortak-
lık oluşturdular. tki firma arasın-
daki ortaklık açıklanmadan önce
Stockholm Borsası'nda Volvo'nun
hisse senetleri üzerindeki islemler
firmanın isteği doğrultusunda
durdurulmuştu.
Dün akşam saatlerinde, Rena-
ult tarafmdan yapılan açıklamay-
la,her iki kuruluşun birbirlerinin
kamyon ve otobüs şirketlerınin
hisselerinin yüzde 45'lik bölümle-
rini, otomobil şirketlerinin hisse-
lerinin de yüzde 25'lik bölümleri-
ni takas ettikleri duyuruldu. Böy-
lece Renault-Volvo toplam cirosu
açısından ABD'li General Motors
ve Ford ile Japon Toyota'nın. ar-
dından dünyanın dördüncü büyük
kuruluşu haline geldi. Grubun yıl-
da toplam 2.3 milyon adet araç
üreteceği ve Avrupa pazannda
yüzde 20 dolayında pay alabilece-
ği bildiriliyor. Grup ayrıca yılda
155 binden fazla kamyon üreterek
yılda 115 bin adet kamyon üreti-
miyle dünyanın lideri durumunda
olan Federal Alman firması Da-
imler Benz kuruluşunu geride bı-
rakacak.
Renault ve Volvo yetkilileri ara-
sındaki ortaklık görüşmelerinin
1989 yıh yaz aylarında başladığı
belirtüiyor. Ancak Volvo yöneti-
minin Renault'nun kamyon üre-
tim bölümünün kontrolü karşıh-
ğında kendi otomobil bölümünün
kontrolünü bırakmaya razı olma-
ması sonucu geçen aralık ayında
görüşmelere ara verildiği kaydedi-
liyor. Otoriteler, iki firmanın da
Renault-Volvo ortaklığından bü-
yük beklentileri olduğunu belirti-
yorlar. Ortakhk sonrası Volvo fir-
ması faaliyetlerini çeşitlendirerek
kamyon üretimi üzerinde yoğun-
laşırken, Avrupa Topluluğu ulke-
leri arasındaki iç ticaret kısıtlama-
lannın ortadan kalkacağı 1992 yılı
öncesinde, kendisine AT sımrları
içinde emin bir yer bulmuş olacak.
Bu arada geçen yılın ilk dokuz
ayında Volvo firmasınm vergi ön-
cesi net kâruun bir önceki yüın ay-
m dönemine göre yüzde 13.4 ar-
tarak 6.17 milyar krona (1 milyar
dolar) çıktığına dikkat çekiliyor.
Ote yandan, otoriteler, Renault
fırmasımn yeni ortağı sayesinde
otomobil üretiminin yam sıra
kamyon Uretiminde de kendisine
güçlü bir yer edineceğini belirti-
yorlar. Bu sayede fırma, otomo-
bil piyasasındaki durgunluğun ya-
ratacağı olumsuz sonuçlardan sıy-
rılacak ve ortağı aracılığıyla ken-
disine yeni ve geniş bir pazar bul-
muş olacak.
Diğer taraftan tsveç hükümeti,
ATye katılmak istemediğini açık-
layarak, kendisinin de üyesi oldu-
ğu Avrupa Serbest Ticaret Birliği
(EFTA) üyesi altı ülke ile, AT ara-
sındaki ticaretin daha da arttırıl-
masım sağlayacak bir ticari birlik
kurulması için AT ile görüşmele-
rini sürdürüyor.
TOKYO (AA) — Tokyo Men-
kul Kıymetler Borsası'nda zarar
eden yatırımcıların hisse senetle-
rini hızla elden çıkarmaya başla-
maları, Nikkei Endeksi'ni bugün
büyük değer kaybına uğrattı.
Borsa endeksi Nikkei dün
935.87 puan kaybederek 34.890.97
puandan kapandı. Endeks böyle-
ce "mini borsa krizinin" yaşandığı
ve "Kara Pazartesi" olarak anılan
16 Ekim 1989 tarihinden bu yana
ilk kez 35 bin puan sınınmn altı-
na indi. Endeksin dün yaşadığı
düşüş, tarihindeki en büyük 5.
"bir günlük" düşüşü oluşturuyor.
Nikkei hafta genelinde ise top-
lam 2.569.35 puan kaybetti. Bor-
sa gözlemcileri, mali yü sonunun
yaklaşmış olmasından da hız alan
vadeli satışlann nakit piyasasım
ŞlRKETLERDENHABERLER KöNUK YAZÂR
çok fazla olumsuz etkilemediğini,
ancak"faizlerin yükseltileceği" yo-
lundaki endişelerin de borsada he-
nüz tamamıyla dağılmamış olma-
sının kayıpları arttırdığını belirti-
yorlar.
Öte yandan, Tokyo Menkul
Kıymetler Borsası'nda hisse senet-
lerinin bugün yaşadığı büyük pu-
an kaybı Avrupa'daki hisse senet-
lerini de etkiledi. Londra Menkul
Kıymetler Borsası'nın dün sabah-
ki açılışında, hisse senetleri fiyat-
ları geriledi ve FTSE-100 Endeksi
de 31.8 puan kaybederek 2327 pu-
ana düştü. New York Borsası'nda
ise Dow Jones Endeksi dün sabah
saatlerinde bir önceki günkü ka-
panışa göre 14.19 puan kayıpla
2569.37 puana indi.
• PLASSA bayi toplantüanna ilki
bugün Adana'da yapılıyor. Plassa
Sabancı Grubu'na bağlı altı
kuruluşun ürunlerinin dağıtımı ve
pazarlamasını gerçekleştiriyor.
• SAMET mobilya aksesuarları
üretim firması, Hollanda'nın
Utrech şehrinde yapılan
KARWEI90 Fuan'na katıldı.
• BATI SİGORTA 1989 yüında
yaklaşık 25 milyar lirahk prim
istihsaline ulasârak,
sigortalılarına 10.3 milyar lirahk
hasar tazminan ödedi.
• GÜVEN SİGORTA ile
Eximbank arasında müşavirlik
sözleşmesi imzaiandı.
•MERKEZ SİGORTA
sigortacüık işlemlerinde on-line
sistemine geçti.
• BAGFAŞ, Bandırma'daki
entegre kimyevi gübre fabrikalan
tesislerini bakımdan geçirerek
asitsülfürik satışına yeniden
başladı.
• EKA Elektronik Kontrol
Aletleri Sanayi ve Ticaret Şirketi
ABD'li elektrik ve elektronik
firması Emerson Electric'in
Türkiye Temsilciliği'ni yapıyor.
• BENETTON Tekstil ve
Konfeksiyon Firması, lspanyol
likör üreticisi Gonzales Byass
Group'un hisselerinin yüzde
15'ini satın aldı.
• JAPON Borsa ve Ticaret
Kuruluşu Marubeni Corp.
Macaristan'ın başkenti
Budapeşte'deki temsilciliğini
yan kuruluş haline
dönüştürüyor. Marubeni Doğu
Avrupa'da bir yan kuruluş
kuran ilk Japon borsa firması
olacak.
Ayaklı borsa olayının iç yüzüSokak borsasımn piyasa güvenliği ve yatırımcı için çeşitli sakıncalan vardır. Sahtecilik,
çalınma, kaybolma, eski-yeni durumu, kupon eksikliği gibi konularda çok üzücü olaylar
cereyanedebilir.
CanonFaks'layın... Canon'layın
Tek „
hesmatBURO MAKİNELERİ TİCARET A.5
Tel (1) 151 59 20(9 hat) Faks (1) 143 7816
AZMİ FERTEKLÎGİL
IMKB Araştırma Eski Müdürü
Gerek Sermaye Piyasası Kanunu gerek 91
sayılı KHK hükümleri, borsaya kayıtlı olan
menkul kıymetlerin alım satımının sadece
borsada yapıiması ilkesini kabul etmiştir.
Buradaki kriter, yapılan işlemin ticari bir
nitelik taşıyıp taşımamasıdır. Ticari işlem-
ler, ancak resmi borsa aracılan tarafından
gerçekleştirilebilir.
Sonuç olarak, ilgili kanunların hüküm-
leriyle ortaya konan ilkeler karşısında ya-
tınmcıların, hisse senedi alım satımı için
borsa dışında fiili bir pazar oluşturmaları
yasalara aykırıdır. Yasaklanabilir. Nite-
kim, Borsa Başkanı da başında çıkan be-
yanatında (bkz. Cumhuriyet gazetesi, 20
Şubat 1990) "işporta borsası"nın Serma-
ye Piyasası Kanunu'na ve Borsa Yönetme-
liği'ne aykırı olduğu ve bu hususta savcı-
lığa suç duyurusunda bulunduğundan söz
etmektedir.
Borsa yönetiminin bu tutumu doğru ol-
makla birlikte, sorunun sadece polisiye
tedbirlerle çözümlenebileceğim düşünmek
hata olur. Esas tedbir, bu durumu doğu-
ran ihtiyacın karşılanması şeklinde olma-
lıdır. Resmi aracılar, iş yoğunluğu nede-
niyle, küçük yatınmcılann borsa emirle-
rini yerine getirmek istememektedirler.
Çünkü teşkilatlan yetersizdir, küçük işlerle
uğraşmaya vakitleri yoktur. îşte borsa yö-
netimi buna çare bulmalıdır. İlk akla ge-
len tedbir daha fazla sayıda borsa uyeliği
ihdasıdır. Hatta, sırf müşteri emirlerini ye-
rine getirmekle yükümlü, değişik bir üye
kategorisine ihtiyaç vardır. Ayrıca Ame-
rika'da olduğu gibi bir tezgâhustü pazar
(over the counter) ihdası ve borsa dışında
cereyan eden faaliyetin bu yolla yasal bir
çerçeve ve denetim altına alınması da dü-
şünülebilir ve tartışılabilir. Ama nasıl olur-
sa olsun, küçük yatırımcıların borsa emir-
lerinin borsada yerine getirilmesi, söz ko-
nusu yatırımcıların borsa dışına itihneme-
leri için bir yol bulunmalıdır.
Öte yandan borsa salonuna girme alış-
kanlığı edinmiş ve hergün borsa binası
önünde toplanan yatırımcı ve spekülatör-
lerin, yeniden borsa salonuna ahnmaları
söz konusu olmaksızın, borsa binasının
içinde veya bitişiğinde, oturup konuşacak-
ları, çay kahve içecekleri, haberleri ve bor-
sayı izleyecekleri bir salon organize edil-
mesi faydalı bir hizmet olur. Herhalde bu
konuda yasakçı olmaktan ziyade yapıcı
zihniyetle ahnabilecek tedbirler vardır. Ta-
bii, bunlann temelinde de daha uzun va-
dede, anonim şirketlerin halka açılmala-
rı, özelleştirmelerde hisse senedine yaygın-
hk sağlama ilkesinin göz önünde bulundu-
rulması ve bu suretle borsada mal aranın
arttırılması yer alır.
Borsada hisse senedi işlemlerinin yoğun-
laştığı dönemlerde borsanın dışında top-
lanan yatınmcılar arasında bir alım satım
faaliyeti başlar ki buna ayaklı borsa ya da
işporta borsa gibi isimler verilmektedir.
Aslında bu bir paralel piyasadır. Kara bor-
sa da denebilir.
Bu sokak borsasında alınıp satılan se-
netlerin devir teslimi ve bedellerinin öden-
mesi borsada olduğu gibi öyle birkaç gün
surmez, anında yapılır. Formalite ve mas-
raf gerektirmez. Borsanın çevresinde ce-
reyan ettiği için bu piyasada da o anda bor-
sada oluşan fiyatlar esas alınır, belki bi-
raz daha ucuzdur. Buna karşıhk, sokak
borsasımn piyasa güvenliği ve yatırımcı
için çeşitli sakıncalan vardır: Sahtecilik,
çalınma, kaybolma, eski-yeni durumu, ku-
pon eksikliği v.s. hususlarında çok üzücü
olaylar cereyan edebilir. Çoğu halde bun-
dan doğan zararların telafi çaresi buluna-
maz.
Son aylarda Tophane'de, İMKB binası
önünde gelişip genişleyen ayaklı borsanın
esas oluşma nedeni, yukarıda ifade ettiği-
miz gibi yoğun talep karşısında mal arzı-
nın çok yetersiz kalışı ve bu durumun sü-
rüp gitmesidir. Ancak borsa düzeninin iş-
leyişiyle ilgili diğer iki sebep tie buna bü-
yük ölçüde katkıda bulunmuştur. Bunlar-
dan birisi, borsadaki hızh gelişmeyle bir-
likte borsa salonuna aşırı sayıda yatırımcı
- izleyici doluşmasını önlemek üzere salo-
na kabul edilecek yatırımcı sayısının sımr-
lanması, sonra da ortaya çıkarılan bir
bomba olayı üzerine, salona girişin, basın
mensuplan dışında büsbütün yasaklanma-
sı; ikincisi, gerek kurumsal gerek gerçek
kişi borsa aracüarının, iş yoğunluğunu ileri
sürerek küçük yatınmcılann borsa emir-
lerini kabul etmemeleri. Öyle ki bazı ara-
cı kurumlar, tutan 50-100 milyon TL.'den
aşağı müşteri emri almaz olmuşlar, böy-
lece, borsanın kuruluş amacına aykırı bir
şekilde, sadece kalburüstü yatınmcıya hiz-
met vermeyi yeğlemişlerdir.
tkinci noktaya gelince, banka, araa ku-
rum ve borsa komisyonculannın iş yoğun-
luğu dolayısıyla kuçük yaürımcılann emir-
lerini almamalan, yönetmelik hükümleri-
ne uygun düşse de sermaye piyasasımn ge-
lişmesini engelleyici bir sonuç doğurmak-
tadır. Herhalde, küçük yatınmcımn ihti-
yacının karşılanmasına mutlaka bir çare
bulunmalıdır. Aksi takdirde, işsizh'ğin yay-
gın, boş zamanların bol olduğu ülkemiz-
de, küçük yatuıma, yavaş yavaş alışmakta
olduğu hisse senedi alış verişini yapabile-
ceği bir yol arayacak ve haliyle borsa çev-
resinde toplanarak kendi aralarında direkt
alım satım yapma yoluna gidecektir. Pa-
zar oluşunca bunun aracılan da türeyecek-
tir. tşte size ayaklı borsa.
Böyle bir paralel piyasada yapılan işlem-
lerin hukuki mahiyeti, işlem konusu hisse
senetlerinin borsa düzeni içindeki yerine,
alıcı ve satıcıların niteliğine göre değişir.