22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24ŞUBAT1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13 ASELSAN Meclis yolıında • ANKARA (Cumtauriyet Bürosu) — Aselsan'da "reorganizasyon" gerekçesiyle üretiınin durdurularak sendikalaşmış olan işçilerin topluca izinli sayılması sonrası ortaya çıkan sıkıntılı bekleyiş sürüyor. Otomobil-lş Sendikası, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na başvurarak Aselsan'daki son durumun güvence altına alınan sendika seçme ve üye olma özgürlüğune ağır bir saldırı anlamjna geldiğini bildirdi. SHP, Aselsan'dan olası toplu işçi çıkarma olayını Meclis gündemine getirecek. 'Sözleşmeli' ILOVia • ANKARA (Cnmhuriyet Bürosu) — Türk-lş, 399 sayılı sözleşmeli personel kararnamesiyle ilgili yakınmasını ILO'ya bildirdi. Türk-lş Genel Başkanı Şcvket Yılmaz ve Genel Sekreter Orhan Balta imzasıyla Uluslararası Çalışma Örgütü'ne (ILO) gönderüen yakınma mektubunda, Sözleşmeli Personel Kararnamesi'nin, Türkiye tarafından onaylanan, örgütlenme ve toplu pazarbk ile ilgili 98 sayılı sözleşmeye aykırı olduğu belirtildi. Vergi derıetimi • tSTANBUL (AA) — lstanbul Defterdarı Zekeriya Temizel, dün başlattıkları denetimlerle mükellefıyet kaçaklannı asgariye indirmeyi hedeflediklerini söyledi. Istanbul'da dün bir basın toplantısı düzenleyen Temizel, lBOkişilikdenetim görevlisiyle iki gün içinde îstanbul'daki mükellef ve mükellefıyetlerin tespit edileceğini bildirdi. Teknoloji transferi • ANKARA (UBA) — Ihracatı Geliştirme ve Etüt Merkezi (tGEME) yurtdışına teknoloji transferinde, Türk fınnalanna destek sağlıyor. İGEME, bu amaçla, Hollanda'nın gelişmekte olan Ulkelerden ithalatını geliştirme merkezi CBI ile ortak bir program düzenledi. Sümerbank'ta atamalar • ANKARA (AA) — Bir yıldan beri boş bulunan ve vekaleten Sükyman Gedik tarafından yürütülen Sümerbank Holding A.Ş. Bankacüık Genel Müdür Yardımcılığı'na Sarai Uslu atandı. Uslu, bu göreve atanmadan önce Türkiye Turizm Yatınm ve Dış Ticaret Bankası Genel Müdürü olarak görev yapıyordu. Bütçe ödenekleri • ANKARA (AA) — Genel ve katma bütçeli kuruluşlann 1990 yılı bütçe ödeneklerinden yüzde 12 kesinti yapılacak. Milli Savunma Bakanüğı bütçe ödeneğinden yapılacak kesinti ise yüzde 4 olarak belirlendi. Bakanlar Kurulu'nun kararma göre kesilen ödeneklerin yüzde 7'si Maliye ve Gümrük Bakanüğı bütçesindeki "yedek ödenek" tertibine aktarılacak. Diğer yüzde 5'i ise aynı bakanlık bütçesinde açılacak "Devlet Memurlan Kanunu ile diğer kanun ve yönetmeliklerin gerektirdiği giderler ile toplu iş sözleşmelerinin gerektirdiği ek giderler karşılığı"na yatınlacak. tsviçre sigorta • Ekonomi Servisi — Isviçre Sigorta A.Şînin kuruluş yıldönümü kutlandı. 1989 yılında Schvveiz Insurance ve Isviçre Sigorta A.Ş. şeklinde reorganizasyonunu tamamlayan îsviçre sigorta grubunun, toplam prim istihsalinin 1989 yılında 42 milyara ulaştığı bildirildi. Türkiye, Doğu Bloku ilişkilerindeyeni döneme doğru Ozel sektör ısınıyor EKONOMIDE KULIS MERALTAMER Özel sektör dışa açılmakta olan Doğu Bloku pazarından pay alabilmek için hazırlık yapıyor. ESİN SUNGUR özel sektör Doğu Bloku ülke- leriyle ilişkilerini gelişürmekte ka- rarb. Türk-Sovyet İş Konseyi Baş- kanı Nihat Gökyigit, ilk 10 yılda ticari ve ekonomik ilişkilerindeki en Önemli gelişmenin Doğu Blo- ku ülkeleriyle gerçekleşeceğine inanırken, Türkiye'nin en büyük iki holdingi Koç ve Sabancı bu pa- zardan daha yüksek oranda pay almak için hanrlanmak gerektiği- ne işaret ettiler. Türkiye ve Doğu Bloku ülkele- rinin ticari ve ekonomik ilişkileri konusunda görüşlerinî açıklayan Türk-Sovyet İş Konseyi Başkanı Nihat Gökyigit, Sovyetler Birliği ile son 50 yılda, mal ticaretinden vize kolaylıkları ve sınır ticareti- nin başlaması noktasına gelen olumlu gelişmelerin, Doğu Avru- pa ulkeleriyle benzer iüşkilere gir- meyi tuzlandıracağuu savunarak şöyle dedi: "Türkiye, Doğu Bloku ülkele- rinin yeni yaşamaya başladığı de- ğjşimde son 10 yılda tecrübe ka- zanmış ve kuUanmaya başladığı Batı teknolojisinde birikim elde etmiştir. Batı teknolojisinin, eski yapı üzerinde nasıl uygulanacağı- nı bilmemiz, bu konuda Doğu KOÇ VE SABANCI NE DİYOR? Koç Holding: (Planlama Başkan Yardımcılığı): Türkiye bu pazarlara mevcut sanayi kapasiteleri ile mal ye- tiştiremeyeceği için imalal sanayi yatırımlarımn süratle arttırılması gerekecektir. Özellikle Doğu Avrupa ülkeleri süratle tüketim toplurau olma- ya yönelmektedir. Rekabet gücu ve yüksek tek- noloji ürünü olan malların üretiminin teşvik edilmesi gerekmektedir. öncelikle dikkate alın- ması gereken, bu ülkelerle karşılıkh ticaretin sü- reklilik kazanabilmesi için ihracat ve ithalatta denge sağlanması gerektiğidir. Bu nedenle Türk- iye olarak bu ülkelere neler satabileceğimizi dü- şünürken neler alabileceğimizi de tekrar gözden geçirmemiz ve ithaJatımızı arttırmamız lazımdır. Sabancı Holding: I (Genel Koordinalör Hasan Güleşçi): SSCB ve Doğu Avrupa topyekûn bir politik değişim yaşamak- tadır. Politik düzeydeki gelişmelerin tamamlan- dığını söylemek için vakit henuz erken. Bu ge- lişmeler tamamlanmadan ekonomik yaşamda- ki yeni oluşumlar da tabii ki henüz bir belir- ginlik kazanmamıştır. Söz konusu belirsizlik tablosuna rağmen ileriye yönelik bazı hazır- lıklann da yapılıyor olması gerekmektedir. Bu konuda Batılı ve UzakdoÇu ülke firmalan- nın keskin rekabetine maruz kalınacağı tabiidir. Sabancı topluluğu olarak bızim, firmalanmız ka- nalıyla ilişkilerimiz yoğun biçimde sürmektedir. Bloku'na hizmet götürmemizi sağlayabilir." Türkiye'nin SSCB ve Karade- niz'e kıyısı olan diğer ülkelerle, müteahhitlik hizmetleri, tekstil ve giyim eşyaları, telekominikasyon cihazlan, bazı bügjsayarlar, tıb- bi ilaç ve teçhizat, oto yedek par- çalan, otobüs, ambalaj malzeme- leri. bovalar, inşaat malzemeleri, bazı ekipman ve makineleri ile gj- da ürunleri ticaretinde fiyat ve ka- lite yönünden avantajlı olduğunu belirten Gökyigit, gemi inşaası hizmetlerinde de olumlu gelişme- ler olabileceğini vurguladı. Ticaret nasıl gelişir? Doğu Bloku ulkeleriyle ticaret yapmaya karar veren özel sektör firmalarının döviz sıkıntısı nede- niyle başta takas olmak üzere kar- şılıklı ticaret ve kredi anlaşmala- rına hazırlıklı olmalan uyarısın- da bulunan Gökyigit, karşüıklı ti- caretin arttırılması için önerileri- ni şöyle sıraladr. "• Doğu Bloku ulkeleriyle eko- nomik ve ticari ilişkileri geliştir- mede en önemli araç finansman kolaylıklarının yaratılmasıdır. Eximbank'ın acüğa krediler dışın- da özel bankalann da finansman kolaylıklan teklif edebümeleri için ikili anlaşmalarla imkân yaratıl- malı. • Müteahhiderimiz, gelışmiş ül- ke firmalarının bu ülkelerde ger- çekleşüreceği projelerde ikinci müteahhit veya ortak olarak işbir- liği yapmalı. Batılı fırmalarla ya- pılacak işbirliği, karşıhklı ticaret ve kredi olanaklannda da gerçek- leşebilir. • Sovyetler Birliği ve Doğu Av- rupa ülkelerine Türkiye'de bazı inşaat ve sanayi tesisleri kurma imkânı verilirse karşılığmda mal ve hizmet ihracımız için off-set yaratılabilir. • Sınır ve kıyı ticaretinin kap- samı genişletilerek formaliteler azalulmalı ve Türk parasının kul- lanılmasına imkân veren cesur modeller uygulanmalı. • Sovyetler Birliği dışında diğer Doğu Avrupa ulkeleriyle de iş konseyleri oluşturulmalı ve özel sektör temsilcilerinin temaslan sıklaştınlmalı." Patronların Almanya çıkarması İş âlemimizin ağır topları, Avrupa Topluluğu'na yönelik lobi çalışmalanru bir süredir sa- hiplenmiş göriınüyorlar. En kal- burüstü işadamlarımız küçük gruplar halinde sık sık çeşitli Avnıpa Topluluğu ülkelerine gi- derek bizı kapısından içeri sok- mayan AT'yi "içten fetbetme- ye çalışıyoriar". Bu çabaları herkes yürekten destekliyor. "Zaten yıllar önee- sinden yapıiması gereken buy- du. Geç de olsa en doğru yol iz- leniyor. Oralara gidenier de ge- rek zamanlanndan gerek işlerin- den buyuk fedakârlıklarda bolumıyorlar" deniyor. Ne var ki aralarında Rahmi Koç, Ccm Boyner, Feyyaz Ber- ker, Feyyaz Toker, Roaa Yırca- lı, Jak Kamhi, Nejat Basmacı gibi işadamlarının bulunduğu bu haftaki Almanya çıkarması, arkadaşımız Ulya Uçer'den öğ- rendiğimize göre biraz sönük geçmiş. Hükümet yetkilileriyle Kamhi Berlcer üst düzey temaslar yapılabilmesi pek mümkün olmamış. Birinci neden Almanya şu günlerde kendi derdine düşmüş durumda. tki Almanya nasıl birleşecek, "para birliği olsun rau", "eko- nomiyi nasıl birleştirectgiz" gi- bi sorunların gündemde olduğu bir dönemdeler. llgi azlığının ikinci nedeni ise bu turun, Av- rupa Topluluğu Komisyonu'- nun Türkiye hakkındaki olum- suz karannın ertesine rastlama- sı. Yani zamanlama. Türk heyeti, bu ilgi azlığını başlangıçta belki yadırgamış, ancak bu çabanın uzun soluklu bir stratejinin halkalanndan biri olarak düşündükleri için canla- nnı da sıkmamışlar. Artık bu tür işlerin "bizim Törk ns«W, son anda kollan sıvtyıp abaaı- nm ve işi bitiririm"le olmaya- cağını da sık sık telaffuz etmiş- ler. Aynca Turk hükümetinin bu konuda yetersiz kaldığırun bilincinde olarak bu boşluğu doldurmaya kararlı görünüyor- larmış. Işadamlarımızın Almanya'- daki temaslarına zaman zaman kaulan arkadaşımız Ulya Uçar"- in bildirdiğine göre belki çok di_- şe dokunur bir temas olmamış. Ama gezinin son derecede ya- rarlı olduğu konusunda kimse- nin tereddüdü yokmuş. Aynca tstanbul'da birbirlerini görme fırsatı bulamayan işadamları- mız, Bonn ve Münih'te birbir- leriyle bol bol sohbet etmişler. Bir Mesut Yılmaz yorumu KTFlere Hazîne markajıANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Hazine ve Dış Ticaret Müs- teşarhğı Kamu tktisadi Teşebbüs- leri'ni yakın takibe alıyor. KİT1 lerin hesap ve işlemleri Hazine*ce gunü gunüne izlenecek. KİT'lerle ilgili yeni düzenleme çalışmalan- na katkıda bulunmak üzere Ulus- lararası Para Fonu (IMF) Anka- ra'ya iki kişilik teknik yardım he- yeti gönderdi. KİTlerde yüksek oranlı zamların önüne geçilmeye çalışılıyor. KİT'lerle ilgili olarak yeni he- sap düzeni ve bilanço çalışmalan Hazine ve Dış Ticaret Musteşar- lığı'nca yürütülüyordu. Geçen hafta IMF de teknik yardım an- lasması çerçevesinde Ankara'ya iki uzman gönderdi. IMF uzmanlan- nın çalışmalarını önümüzdeki hafta içinde tamamlayarak yeni sistemle ilgili bir rapor hazırlaya- caklan bildirildi. Yeni bilanço sis- ıcminde her KtT için faaliyet ala- nına uygun bir hesap düzeni ge- liştirilecek. Yetkihler, KlT'lerin koordinas- yonuyla görevli Hazine'nin ve DPTnin bu kuruluşlardan zama- runda veri toplayamadığına işaret ederek bazı önlemlerin gecıktiği- ni belirttiler. Yeni sistemde bütün KlT'lerin bilgisayar ağıyla Hazi- ne ve Dış Ticaret Müsteşarhğı'na bağlanması ve mali durumlan ile yatınm ve açıklannın günü günü- ne izlenmesi öngörülüyor. Bu ça- hşmalara paralel olarak sorunlu KlT'lerin sermaye yapılannın da yeniden düzenlenmesi önerildi. Bu arada KlT'lerin yüzde yerleşmesinden sonra tek tek ku- 25-30'lan bulan yüksek oranb ruluşların durumlarının Hazine^ zam yapmalaruun da önüne geçil- ce daha yakından görüleceği için mesinin amaçlandığı bildirildi. finansman açıklan konusunda da Yetkililer, KtT hesaplarıyla ilgili gecikme olmaksızın önlem alma- olarak ayhk rapoılama sisteminin bileceğini kaydettiler. Mesut Yılmaz, Dışişleri Ba- kanlığı'ndan istifa etmeden kı- sa bir süre önce tstanbullu işa- damlarımız tarafından pek sa- hiplenilmışti. Büyük sermayenin bir kesimi "Yılmaz Başbakan olsa nc hoş olnr" havasındaydı- lar. Bu isteği açık açık telaffuz edenler bile vardı. Hatta Mesut Yılmaz'ın geçen ay yapılan TÜStAD Genel Ku- rul yemegine konuşmacı olarak dayet edilmesi de "Ydmaz'a TÜStAD desteği" biçiminde yo- rumlandı. Genel Kurul'dan 3 gün sonra Yılmaz Istanbuüu işa- damlarıru Ankara'ya davet ede- rek Doğu Avrupa ve Sovyetler'- le iş ilişkilerinde kafalara takı- lan sorulan aydınlatmaya çalış- tı. Lafın kısası karşıhklı olarak Yıimaz Boyner bir muhabbet, bir muhabbet... TÜSİAD yönetiminin Yıl- maz'a sağladıkları destek, bazı gazetelerin Yılmaz'ı ön plana çı- kanşlarıyla aynı günlere rastla- dı. Kimine göre sanki Yılmaz'- ın arkasında güçlü bir kamuo- yu desteğinin var olduğu imajı yerleştirilmek isteniyordu. Fakat en azından şimdilik "özleoen noktı"dan geri gidil- di. Ekonomi kulislerindeki yo- rumlara göre "Bdki de bo pompalama, Yılmaz'ın hokii- mctten aynlma zonıada kalma- sını hızlandırdı." Bazı TÜStAD üyeleri, TÜSt- AD'ın son aylarda siyasi geliş- melerin fazlaca içine girdiği ya da çekilmek istendiği kanısında- lar. TÜSİAD'ın kuruluşundan bu yana hiçbir Genel Kurul bu yılki kadar "politik» agırlıldı gcçmcmfeti" diyenler de var. Ve sanki TÜSİAD'ın politikaya il- gisinin "doznnn" biraz fazla kaçmış buluyorlar. TÜStAD'uı başanlı genç Baş- kanı Cem Boyner'e duyururuz. Erdemir çılgınları Borsamıza ilgi arttıkça, yeni "kavramlar" da türüyor. Örneğin bir yanda "Erdemirciler", di- ğer yanda "Çukurovacüar". Erdemir'e Demir Pencere de deniyor. Goodyear ve Brisa'nın adı "tekeriek". Borsa Bankerleri Başkanı Zeki Döşlüoğlu, Er- demircileri 3'e ayırmış: • Birinci grup, Erdemir'in sermaye arttırımı sırasında, luzumsuz bularak rüçhan haklarını kullanmayanlar. • tkinci grup, Erdemir'in hisselerini 1000 li- rayken alıp 2000 lira olunca "bu daha fazla yiikselmez" diyerek satanlar. • Üçüncu grup ise hâlâ elinde Erdemir hisse senedi olanlar. Döşlüoğlu'na göre bunlann uçü de "kafayı üşütmuşler". "Erdemir çılgınlan" olarak orta- da dolaşıyorlarmış. Döşlüoğlu diyor ki: "En şatısiı Erdemir çılgınlan üçuncü grup." Biliyorsunuz Erdemir genç borsamızda 1989 yılı içinde en fazla prim yapan hisse senetlerinin başında yer aldı. 1 Ocak 1989'da 5350 lirayken kasım başında 74 bin liraya kadar urmandı. Son- ra da yavrulayıp yeni hisseler doğurdu. Erdemir'- in 1989 yılı fiyat artışı yuzde 1814, verimi yüzde 1786. Erdemir tMKB'de işlem hacminin yakla- şık yüzde 40'ını oluşturuyor. Egebank'a yeni talip tzmirli özakat ailesinin, kendi iç anlaşmaz- lıklan sonucu satışa çıkartaklan Egebank'a ye- ni bir alıcı çıktı. Yeni talip, lzmir'in varlıkh ailelerinde lzmir Coca-Cola Grubu'nun sahibi Erdogan Ozgörkey ve ailesi. Egebank'la ilgili olarak kulislerde dolaşan ion söylentilere bakıhrsa, Coca-Colacılann Özakat ailesine tekiif ettikleri fiyat 16 milyon dolar (yaklaşık 38 milyar lira). öyle, özakat Grubu'nun gönlünde yatan 35-40 milyon do- lar falan değıl. Coca-Colaalann 20 milyon do- lara kadar (yaklaşık 48-49 milyar lira) çıkabi- leceklen diie getiriliyor. Insanın aklına gelen ilk soru, Milliyet gaze- tesi sahibi Aydın Dogan ve Karamehmet kar- deşler 25 milyon dolariık fiyat vermişken, hem de bu fiyat için kendikrini bağlamışken, Öza- katlar neden kalkıp da Egebank'ı daha ucuza satsmlar? Dendiğine göre özgöTkey ailesinin verdiği fıyatta ödeme pe^inmlş. Paranın tümü peşin olarak ödenecek, Özakatiar için de sa- tış işini bir çırpıda bitirmek mümkün olabile- cekmiş. Otomotivde Renault ve Volvo evliliği Renault ile Volvo hisselerini önemli ölçüde takas ederek ortaklık oluşturdular Tokyo Borsası'nda tehlıke çanları Renault-Volvo, toplam cirosu açısından ABD'li General Motors ve Ford ile Japon Toyota'nın ardından dünyanın dördüncü büyük otomotiv kuruluşu haline geldi. Ekoaomi Servisi — Fransa'nın devlet kontrolündeki otomotiv kuruluşu Renault ile tsveçli oto- mobil üreticisi Volvo hisselerini önemli ölçüde takas ederek ortak- lık oluşturdular. tki firma arasın- daki ortaklık açıklanmadan önce Stockholm Borsası'nda Volvo'nun hisse senetleri üzerindeki islemler firmanın isteği doğrultusunda durdurulmuştu. Dün akşam saatlerinde, Rena- ult tarafmdan yapılan açıklamay- la,her iki kuruluşun birbirlerinin kamyon ve otobüs şirketlerınin hisselerinin yüzde 45'lik bölümle- rini, otomobil şirketlerinin hisse- lerinin de yüzde 25'lik bölümleri- ni takas ettikleri duyuruldu. Böy- lece Renault-Volvo toplam cirosu açısından ABD'li General Motors ve Ford ile Japon Toyota'nın. ar- dından dünyanın dördüncü büyük kuruluşu haline geldi. Grubun yıl- da toplam 2.3 milyon adet araç üreteceği ve Avrupa pazannda yüzde 20 dolayında pay alabilece- ği bildiriliyor. Grup ayrıca yılda 155 binden fazla kamyon üreterek yılda 115 bin adet kamyon üreti- miyle dünyanın lideri durumunda olan Federal Alman firması Da- imler Benz kuruluşunu geride bı- rakacak. Renault ve Volvo yetkilileri ara- sındaki ortaklık görüşmelerinin 1989 yıh yaz aylarında başladığı belirtüiyor. Ancak Volvo yöneti- minin Renault'nun kamyon üre- tim bölümünün kontrolü karşıh- ğında kendi otomobil bölümünün kontrolünü bırakmaya razı olma- ması sonucu geçen aralık ayında görüşmelere ara verildiği kaydedi- liyor. Otoriteler, iki firmanın da Renault-Volvo ortaklığından bü- yük beklentileri olduğunu belirti- yorlar. Ortakhk sonrası Volvo fir- ması faaliyetlerini çeşitlendirerek kamyon üretimi üzerinde yoğun- laşırken, Avrupa Topluluğu ulke- leri arasındaki iç ticaret kısıtlama- lannın ortadan kalkacağı 1992 yılı öncesinde, kendisine AT sımrları içinde emin bir yer bulmuş olacak. Bu arada geçen yılın ilk dokuz ayında Volvo firmasınm vergi ön- cesi net kâruun bir önceki yüın ay- m dönemine göre yüzde 13.4 ar- tarak 6.17 milyar krona (1 milyar dolar) çıktığına dikkat çekiliyor. Ote yandan, otoriteler, Renault fırmasımn yeni ortağı sayesinde otomobil üretiminin yam sıra kamyon Uretiminde de kendisine güçlü bir yer edineceğini belirti- yorlar. Bu sayede fırma, otomo- bil piyasasındaki durgunluğun ya- ratacağı olumsuz sonuçlardan sıy- rılacak ve ortağı aracılığıyla ken- disine yeni ve geniş bir pazar bul- muş olacak. Diğer taraftan tsveç hükümeti, ATye katılmak istemediğini açık- layarak, kendisinin de üyesi oldu- ğu Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) üyesi altı ülke ile, AT ara- sındaki ticaretin daha da arttırıl- masım sağlayacak bir ticari birlik kurulması için AT ile görüşmele- rini sürdürüyor. TOKYO (AA) — Tokyo Men- kul Kıymetler Borsası'nda zarar eden yatırımcıların hisse senetle- rini hızla elden çıkarmaya başla- maları, Nikkei Endeksi'ni bugün büyük değer kaybına uğrattı. Borsa endeksi Nikkei dün 935.87 puan kaybederek 34.890.97 puandan kapandı. Endeks böyle- ce "mini borsa krizinin" yaşandığı ve "Kara Pazartesi" olarak anılan 16 Ekim 1989 tarihinden bu yana ilk kez 35 bin puan sınınmn altı- na indi. Endeksin dün yaşadığı düşüş, tarihindeki en büyük 5. "bir günlük" düşüşü oluşturuyor. Nikkei hafta genelinde ise top- lam 2.569.35 puan kaybetti. Bor- sa gözlemcileri, mali yü sonunun yaklaşmış olmasından da hız alan vadeli satışlann nakit piyasasım ŞlRKETLERDENHABERLER KöNUK YAZÂR çok fazla olumsuz etkilemediğini, ancak"faizlerin yükseltileceği" yo- lundaki endişelerin de borsada he- nüz tamamıyla dağılmamış olma- sının kayıpları arttırdığını belirti- yorlar. Öte yandan, Tokyo Menkul Kıymetler Borsası'nda hisse senet- lerinin bugün yaşadığı büyük pu- an kaybı Avrupa'daki hisse senet- lerini de etkiledi. Londra Menkul Kıymetler Borsası'nın dün sabah- ki açılışında, hisse senetleri fiyat- ları geriledi ve FTSE-100 Endeksi de 31.8 puan kaybederek 2327 pu- ana düştü. New York Borsası'nda ise Dow Jones Endeksi dün sabah saatlerinde bir önceki günkü ka- panışa göre 14.19 puan kayıpla 2569.37 puana indi. • PLASSA bayi toplantüanna ilki bugün Adana'da yapılıyor. Plassa Sabancı Grubu'na bağlı altı kuruluşun ürunlerinin dağıtımı ve pazarlamasını gerçekleştiriyor. • SAMET mobilya aksesuarları üretim firması, Hollanda'nın Utrech şehrinde yapılan KARWEI90 Fuan'na katıldı. • BATI SİGORTA 1989 yüında yaklaşık 25 milyar lirahk prim istihsaline ulasârak, sigortalılarına 10.3 milyar lirahk hasar tazminan ödedi. • GÜVEN SİGORTA ile Eximbank arasında müşavirlik sözleşmesi imzaiandı. •MERKEZ SİGORTA sigortacüık işlemlerinde on-line sistemine geçti. • BAGFAŞ, Bandırma'daki entegre kimyevi gübre fabrikalan tesislerini bakımdan geçirerek asitsülfürik satışına yeniden başladı. • EKA Elektronik Kontrol Aletleri Sanayi ve Ticaret Şirketi ABD'li elektrik ve elektronik firması Emerson Electric'in Türkiye Temsilciliği'ni yapıyor. • BENETTON Tekstil ve Konfeksiyon Firması, lspanyol likör üreticisi Gonzales Byass Group'un hisselerinin yüzde 15'ini satın aldı. • JAPON Borsa ve Ticaret Kuruluşu Marubeni Corp. Macaristan'ın başkenti Budapeşte'deki temsilciliğini yan kuruluş haline dönüştürüyor. Marubeni Doğu Avrupa'da bir yan kuruluş kuran ilk Japon borsa firması olacak. Ayaklı borsa olayının iç yüzüSokak borsasımn piyasa güvenliği ve yatırımcı için çeşitli sakıncalan vardır. Sahtecilik, çalınma, kaybolma, eski-yeni durumu, kupon eksikliği gibi konularda çok üzücü olaylar cereyanedebilir. CanonFaks'layın... Canon'layın Tek „ hesmatBURO MAKİNELERİ TİCARET A.5 Tel (1) 151 59 20(9 hat) Faks (1) 143 7816 AZMİ FERTEKLÎGİL IMKB Araştırma Eski Müdürü Gerek Sermaye Piyasası Kanunu gerek 91 sayılı KHK hükümleri, borsaya kayıtlı olan menkul kıymetlerin alım satımının sadece borsada yapıiması ilkesini kabul etmiştir. Buradaki kriter, yapılan işlemin ticari bir nitelik taşıyıp taşımamasıdır. Ticari işlem- ler, ancak resmi borsa aracılan tarafından gerçekleştirilebilir. Sonuç olarak, ilgili kanunların hüküm- leriyle ortaya konan ilkeler karşısında ya- tınmcıların, hisse senedi alım satımı için borsa dışında fiili bir pazar oluşturmaları yasalara aykırıdır. Yasaklanabilir. Nite- kim, Borsa Başkanı da başında çıkan be- yanatında (bkz. Cumhuriyet gazetesi, 20 Şubat 1990) "işporta borsası"nın Serma- ye Piyasası Kanunu'na ve Borsa Yönetme- liği'ne aykırı olduğu ve bu hususta savcı- lığa suç duyurusunda bulunduğundan söz etmektedir. Borsa yönetiminin bu tutumu doğru ol- makla birlikte, sorunun sadece polisiye tedbirlerle çözümlenebileceğim düşünmek hata olur. Esas tedbir, bu durumu doğu- ran ihtiyacın karşılanması şeklinde olma- lıdır. Resmi aracılar, iş yoğunluğu nede- niyle, küçük yatınmcılann borsa emirle- rini yerine getirmek istememektedirler. Çünkü teşkilatlan yetersizdir, küçük işlerle uğraşmaya vakitleri yoktur. îşte borsa yö- netimi buna çare bulmalıdır. İlk akla ge- len tedbir daha fazla sayıda borsa uyeliği ihdasıdır. Hatta, sırf müşteri emirlerini ye- rine getirmekle yükümlü, değişik bir üye kategorisine ihtiyaç vardır. Ayrıca Ame- rika'da olduğu gibi bir tezgâhustü pazar (over the counter) ihdası ve borsa dışında cereyan eden faaliyetin bu yolla yasal bir çerçeve ve denetim altına alınması da dü- şünülebilir ve tartışılabilir. Ama nasıl olur- sa olsun, küçük yatırımcıların borsa emir- lerinin borsada yerine getirilmesi, söz ko- nusu yatırımcıların borsa dışına itihneme- leri için bir yol bulunmalıdır. Öte yandan borsa salonuna girme alış- kanlığı edinmiş ve hergün borsa binası önünde toplanan yatırımcı ve spekülatör- lerin, yeniden borsa salonuna ahnmaları söz konusu olmaksızın, borsa binasının içinde veya bitişiğinde, oturup konuşacak- ları, çay kahve içecekleri, haberleri ve bor- sayı izleyecekleri bir salon organize edil- mesi faydalı bir hizmet olur. Herhalde bu konuda yasakçı olmaktan ziyade yapıcı zihniyetle ahnabilecek tedbirler vardır. Ta- bii, bunlann temelinde de daha uzun va- dede, anonim şirketlerin halka açılmala- rı, özelleştirmelerde hisse senedine yaygın- hk sağlama ilkesinin göz önünde bulundu- rulması ve bu suretle borsada mal aranın arttırılması yer alır. Borsada hisse senedi işlemlerinin yoğun- laştığı dönemlerde borsanın dışında top- lanan yatınmcılar arasında bir alım satım faaliyeti başlar ki buna ayaklı borsa ya da işporta borsa gibi isimler verilmektedir. Aslında bu bir paralel piyasadır. Kara bor- sa da denebilir. Bu sokak borsasında alınıp satılan se- netlerin devir teslimi ve bedellerinin öden- mesi borsada olduğu gibi öyle birkaç gün surmez, anında yapılır. Formalite ve mas- raf gerektirmez. Borsanın çevresinde ce- reyan ettiği için bu piyasada da o anda bor- sada oluşan fiyatlar esas alınır, belki bi- raz daha ucuzdur. Buna karşıhk, sokak borsasımn piyasa güvenliği ve yatırımcı için çeşitli sakıncalan vardır: Sahtecilik, çalınma, kaybolma, eski-yeni durumu, ku- pon eksikliği v.s. hususlarında çok üzücü olaylar cereyan edebilir. Çoğu halde bun- dan doğan zararların telafi çaresi buluna- maz. Son aylarda Tophane'de, İMKB binası önünde gelişip genişleyen ayaklı borsanın esas oluşma nedeni, yukarıda ifade ettiği- miz gibi yoğun talep karşısında mal arzı- nın çok yetersiz kalışı ve bu durumun sü- rüp gitmesidir. Ancak borsa düzeninin iş- leyişiyle ilgili diğer iki sebep tie buna bü- yük ölçüde katkıda bulunmuştur. Bunlar- dan birisi, borsadaki hızh gelişmeyle bir- likte borsa salonuna aşırı sayıda yatırımcı - izleyici doluşmasını önlemek üzere salo- na kabul edilecek yatırımcı sayısının sımr- lanması, sonra da ortaya çıkarılan bir bomba olayı üzerine, salona girişin, basın mensuplan dışında büsbütün yasaklanma- sı; ikincisi, gerek kurumsal gerek gerçek kişi borsa aracüarının, iş yoğunluğunu ileri sürerek küçük yatınmcılann borsa emir- lerini kabul etmemeleri. Öyle ki bazı ara- cı kurumlar, tutan 50-100 milyon TL.'den aşağı müşteri emri almaz olmuşlar, böy- lece, borsanın kuruluş amacına aykırı bir şekilde, sadece kalburüstü yatınmcıya hiz- met vermeyi yeğlemişlerdir. tkinci noktaya gelince, banka, araa ku- rum ve borsa komisyonculannın iş yoğun- luğu dolayısıyla kuçük yaürımcılann emir- lerini almamalan, yönetmelik hükümleri- ne uygun düşse de sermaye piyasasımn ge- lişmesini engelleyici bir sonuç doğurmak- tadır. Herhalde, küçük yatınmcımn ihti- yacının karşılanmasına mutlaka bir çare bulunmalıdır. Aksi takdirde, işsizh'ğin yay- gın, boş zamanların bol olduğu ülkemiz- de, küçük yatuıma, yavaş yavaş alışmakta olduğu hisse senedi alış verişini yapabile- ceği bir yol arayacak ve haliyle borsa çev- resinde toplanarak kendi aralarında direkt alım satım yapma yoluna gidecektir. Pa- zar oluşunca bunun aracılan da türeyecek- tir. tşte size ayaklı borsa. Böyle bir paralel piyasada yapılan işlem- lerin hukuki mahiyeti, işlem konusu hisse senetlerinin borsa düzeni içindeki yerine, alıcı ve satıcıların niteliğine göre değişir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle