25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19ŞUBAT1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 NATO'nıın sonu mu? • LONDRA <AA) — İngiltere'de liberal Demokrat Partisi lideri Paddy Ashdovvn, NATO ve Varşova Paktı'nın ortadan kalkacağını, Doğu ve Batı Avrupa'yı içine alan yeni bir Avrupa savunma sistemi kurulacağını öne sürdu. Ashdovvn, Independent gazetesine verdiği demeçte, Berlin'de yapılacak uluslararası liberaller konferansında, iki Almanya'nın birleşmesini ve Doğu Avrupa ülkelerindeki gelişmeleri dikkate alarak yeni bir Avrupa savunma sisteminin kurulmasuu isteyeceğini söyledi. Şaron istifasını resmen sundu • KUDÜS (AA) — lsrail Endüsirı Bakanı Ariel Şaron istifasını Başbakan fzak Şamir'e resmen sundu. Ortadoğu barışı konusundaki tutumu protesto amacıyla bir haftadır istifa etme tehdidinde bulunan Şaron, istifasını dünkü kabine toplantısında Başbakan tzak Şamir'e resmen verdi. lsrail yasalanna göre Şaron'un istifası, sunmasından 48 saat sonra yürürlüğe giriyor. Şaron, 11 şubatta Likud cephesi toplantısında istifa etme tehdidinde bulunmuştu. Irlanda'da stat anarşisi • Spor Servisi — İrlanda'nın Belfast kentinde Linfield ve D.Celtic futbol takımlan arasında oynanan lig maçında çıkan olaylarda 48'i polis 63 kişi yaralandı. Protestanlann takımı Linfieid ile Katoliklerin destefclediği Celtic takımlan arasındaki maç güvenlik önlemleri nedeniyle VVindsor Park Stadı'na alındı. Ancak bu stattaki güvenlik önlemleri de yetersiz kahnca, taraftarlar önce tribünde daha sonra da stat çevresinde olay çıkardılar. Bu arada güvenlik güçlerinin yer aldığı bölumde patlamaya hazır bir de saatli bomba bulundu. Olaylarda polis plastik mermi ile taraftarlara ateş açarken, stat çevresinde park eden çok sayıda araç hasar gördü. Moğolistan: Tek parti bitti • ULAN BATOR (AA) — Moğolistan'da ilk bagımsız siyasi muhalif grup kuruldu. Böylece ülkedeki tek parti dönemi kapanmış oldu. Başkent Ulan Bator'da dün toplanan Moğol Demokratik Birlik Kongresi'nde "Moğol Demokratik Partisi" adıyla ülkenin ilk muhalefet partisinin kurulduğu ilan edildi. Moğol Demokratik Partisi, 69 yüdan bu yana ülkeyi tek' başına yöneten KP'nin öncü rolünün kaldırılmasını ve ülkenin BM gözetiminde tarafsız bir ülke haline gelmesini istiyor. Çin'de feci kaza: 41 ölü • PEKİN (AA) — Çin'in kuzeyinde, işçilerle komünist parti yetkilileri arasındaki toplantı sırasında, bir fabrikanın çatısının çökmesi sonucu 41 kişi öldü, 38'i ağır 133 kişi de yaralandı. Dalian Merkez Motor Fabrikası'nın dördüncü katında curaa günü yapılan eğitim kursu sırasında çatının aniden çöktüğü, yaralılardan 38'inin durumunun ağır olduğu bildirildi. Irarîda çıg: 21 ttltiy • LEFKOŞA (AA) — îran'ın batısındaki Zankl Doul dağlarında çığ düşmesi sonucu 21 kişi öldü, 31 kişi de kayboUju. . İRNA Ajansı, olayın cuma akşamı meydana geldiğini ve 110 kişinin mahsur kaldığını, daha sonra 79 kişinin kurtarıldığını, 31 kişinin aranmasına ise devam edildiğini duyurdu. Ajans, olay hakkında aynntı vermedi. Ankara, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın 'uyarısını'yorumladv Mesaj tüm dünyayadırANKARA (Cumhuriyet Büro- ı) — New York görüşmelerine bir hafta kala, Kıbns konusunda Ankara ile KKTC yönetimi ara- sında "diplomaük mesaj trafigi" arttı. Dışişleri yetkilileri, Kıbns konusunun Ankara için "her za- manki gibi biiyük hassasiyet" ta- şıdığını belirtiyorlar. KKTC Cum- hurbaşkanı Rauf Denktaş'ın An- kara'ya "uyanlar" içeren açılda- ması da "bu hassasiyedn Kıbns konusnnda büyük baskı beklenti- rinin oldugıı bir aşamada dış dün- yı karşuında teyid edilmesi" ola- rak değerlendiriliyor. New York görüşmelerinden Ankara'nın te- mel beklentisinin ise "diyalogun kopmamasınuı oldnğn, ancak Tftrk askerierinin çekilmesi konu- saada bâyik tarizler istenirse gö- rüşnelerin kesilmesinin önlene- nıeyecegi" ifade ediliyor. 26 şubatta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Javier Perez dc Cacilar ve Kıbns Rum Yönetimi lideri Yorgo Vasiliu ile bir araya gelecek olan KKTC Cumhurbaş- kanı Denktaş'ın önceki günkü açıklamaları Ankara'da "diplo- masi dilinin egemen otduğu bir mesaj" olarak algüandı. Denk- taş'ın "Türkiye, Kıbns'U bizim vercmeyeccğüniz tavizi veremcz" cümlesinin " Ankara'v a mı, Gö- ne> Kıbns'a mı uyan anlamına geldigi" yolundaki sorumuzu ya- nıtlayan bir Dışişleri üst düzey yetkilisi şöyle dedi: "Mesaj tüm dünyayadır. An- cak tabü ki Sayın Denktaş diplo- Tiirkiye'nin verecegi diyet çok da- ha agır, çok daha büyük olacak- ür" sözlerini de yorumlayan yet- küi, "Türkiye, birtakmı sonuçlar- dan çekinseydi, Kıbns'ta haklı gördüğünü savunmaktan şimdiye kadar çoktan vazgeçerdi" dedi. "Agır diyet ne olabilir" sorumu- zu ise aynı yetkili şöyle yanıtladı: Denktaş'ın söylediği budur." Büyük baskı bekleniyor Öte yandan Ankara'nın 26 şu- bat görüşmelerinaen temel bek- lentisi, "diyalogun kesilmemesi" doğrultusunda. "Görüşmeler kopmasın, ancak Ada'dan asker çekilmesi gibi konularda yükleni- Dışişleri çevreleri, Kıbns konusunun Türkiye için her zamanki gibi "büyük hassasiyet" taşıdığını belirterek, Denktaş'ın Ankara'ya 'uyanlar* içeren açıklamasının, 'bu hassasiyetin dış dünya karşısında teyit edilmesi' anlamını taşıdığını kaydediyorlar. Ankara'nın 26 şubatta New York'ta yapılacak görüşmelerden temel beklentisi, 'diyalogun kesilmemesi' doğrultusunda. Dışişleri, "Görüşmeler kopmasm, ancak Kıbrıs'tan asker çekilmesi gibi konularda inatla taviz istenirse, diyalog kesilebiür" görüşünütaşıyor. masi dilini çok iyi knüanıyor. Onun sozlerinde bizim bassasiye- timizin önemine ilişkin uyanlar da gizli. Denktaş, 'Bu Anadolu'nun davasıdır' diyerek bu hassasiyetin hcm altını çizi>or, hem de dış dünya önünde teyid ediyor." Rauf Denktaş'ın "Kıbns davası yeterince müdafaa edilmezse. "Kıbns'Uki durumu Türkiye'- nin diger ilişkileriyle baglı kılmak isteyenler Ankara'yı haklı politi- kalanndan vazgeçirnıez. Biz soru- nun bir an önce çözütmesini iste- riz. Ami her ne pahasına olursa olsun. Kıbns'ta statüko degişsin denitemez. Esas agır diyet Kıbns'- ta taviz veriiirse ortaya çıkar. lip inatla taviz istenirse tabü ki diyalog kesUebiür" diyen bir Dışişleri yetkilisi, 26 şubat gö- rüşmesine ilişkin Türkiye'nin gö- rüşünü şöyle dile getirdi: "Cumhurbaşkanı Özal, VVas- hington'da Başkan Bush'a Kıbns konusunda, tahminlerden ileri açıklamalar yaptı. Özal, Ankara'- nın KKTC'ye destegini açık bi- çimde dnyordu. Sayın Denktaş'- ın önceki günkü aeıklamasuu New York zirvesinden önce yap- ması dogaldır. Doğu-Batı gergin- liginin gevşemesi. bölgesd sonın- lar üzerindeki baskıyı arttınyor. Kıbns'ta da böyledir. KKTC'ye ve dolayısıyla Ankara'ya büyük baskı bekknebUir. Ama Tnrk as- kerlerinin çekilmesi gibi konular- da çok üstüne gelinirse Sayın. Denktaş görüşmderi kesebilir. Zaten bu nedenle de uzun süreU görüşmeler Utenmemişti." Birleşmiş Milletler Genel Sek- reteri Perez de Cuellar'ın Denk- taş ve Vasiliu'yu 12 şubatta bir araya getirme istegi, daha önce KKTC tarafından reddedilmişü. Bu tutumda Denktaş yönetırrünin Camp David zırvesinin benzeri maraton görüşmelerden yarar beklememesi de neden oluştur- muştu. Görüşmelerin Denktaş'ın olumsuz cevabı nedeniyle 26 şu- bata alınması "maraton diyalog" olasdığını kendiliğinden ortadan kaldınyor. Çünkü görüşmelerin uzaması KKTC'deki seçim yasak- ları nedeniyle mümkün olmaya- cak. BeyruVta çatışan birliklerşimdilik mevzilerine döndüler Ateşkes nefes aldırdı JAPONYA Askeri gözlemciler, tarafların askerlerini dinlendirmek ve yeni saldırılara hazırlamak amacıyla ateşkes ilan ettikleri görüşünde birleşiyorlar. BEYRUT (AjansUr) — Lüb- nan'da General Micbel Aoun'a bağlı birliklerle Şamir Caca ko- mutasındaki Lübnan Milis Kuv- vetleri arasında önceki gece ilan edilen ateşkesle birlikte tarafların mevzilerine döndükleri, ancak Beyrut'un dağlık kesımlerinden si- lah sesleri duyulduğu bildiriliyor. Doğu Beynıt'u ele geçirmek için savaşan Hıristiyan birlikler arasın- da 31 ocakta başlayan çatışmalar, son günlerde iyice şiddetlenmiş ve 18 gundür süren çatışmalarda 610 kişinin ölduğü, 2 bin 200 kişinin de yaralandığı açıklanmıştı. Aoun ve Caca'ya bağlı birlikler, önceki akşam ateşkes kararı almışlar ve alınan karara uyacaklanm belırt- mişlerdi. Ateşkes ilanından sonra her iki tarafın da ellerindeki güçleri, bü- yük oranda mevzilerine çektikle- ri haber veriliyor. Askeri gözlem- ciler, tarafların askerlerini dinlen- dirmek ve yeni saldırılara hazır- lanmak amacıyla ateşkes ilan et- tikleri görüşünde birleşiyorlar. Gözlemciler, Doğu Beyrut'ta kısa süre içinde çatışmalann yeniden şiddetleneceği goruşündeler. Ateşkes ilanından yarım saat kadar sonra çatışmalann birkaç saat durduğu, ancak daha sonra gece yarısı daglık bölgelerden si- lah seslerinin duyulmaya başlan- dığı bildiriliyor. Şamir Caca komutasındaki Lübnan milis kuvvetlerinin (LF), General Michd Aoun birliklerine karşı iki yenilgisinden sonra Ca- ca dışardan yardım istemişti. Bu arada ateşkes ilanından ön- ce, LFnin, Beyrut'un kuzeyinde Aoun'un elinde bulunan Adma üssüne düzenlediği saldırıda, se- kiz LF askerinin öldüğü, ll'inın de yaralandığı kaydedildi. . Kaynaklar, LPnin Cuniye lima nı yakınlanndaki Adma üssune dört saldın düzenlediğini, bunlar- dan üçünün geri püskünuldüğu- nü, dördüncüde ise üsse 700 met- re uzakhktaki bir tepeyi ele geçir- diğini bildirdiler. Doğu Beyrut'ta Hıristiyanlar arasındaki kanlı çatışmalarda 18 günde600'den fazla insan öldü, 2 bin kişi de yaralandı. Enkaza dönüşen Btyrut'un doğusunda, çatışmalann biraz hafiflemesinden yararia- nan bir Hıristhan çocuk elinde tahta haçla. kum torbalannın iizerine çıkmış. (Fotoğraf: Reuter) Yeni cumhurbaşkanı için ilk tur oylaması bugün yapılıyor Yunanistarfda seçim günü STELYO BERBERAKİS ATİNA — Yunanistan'da cum- hurbaşkanhğı seçimleri için par- lamentoda ilk tur oylama bugun yapılıyor. Bugun yapılacak oyla- mada, bir adayın cumhurbaşkanı seçilebUmesi için 300 üyeli Yunan Parlamentosu'nda 200 milletveki- linin oyunu alması gerekiyor. Yunan Anayasası'na göre ilk turda gerekli çoğunluğun sağlana- maması halinde 25 şubatta ikinci tur oylama yapılacak. Anayasa, bir adayın cumhurbaşkanı seçile- bilmesi için yine 200 oyu gerekli görüyor. İkinci turda da cumhurbaşka- nı seçilememesi durumunda Yu- nanistan Parlamentosu, 3 martta üçüncü ve son tur oylama için top- lanacak. Son turda cumhurbaşka- nı seçilebilmek için 180 milletve- kilinin oyuna ihtiyaç var. Anayasaya göre cumhurbaşka- nı seçilememesi durumunda par- lamento feshedilerek 40 gun için- de erken genel seçimlere gidilme- si gerekiyor. Ancak Yunanistan 1 da daha önce genel seçimlerin 8 nisanda yapılacağı karaflaştırıl- mıştı. Bu nedenle 3 martta parla- mento feshedilse bile seçimler 8 nisanda. yapılacak. Yunan Parlamentosu'nda geçen yıl 5 kasım seçimlerinden sonra oluştuğu şekliyle, Yeni Demokra- si Partisi'nin 148, PASOK'un 128, sol ittifakm 21, Yeşiller Panisi'nin 1 milletvekili bulunuyor. Diğer iki sandalye ise bagımsız milletvekü- leri tsmai] Rodopln ve Apostolos Lazaris'in. Nisan ayımn 8'inde yapılması- na karar verilen genel seçimlere hazırıanan ülkenin üç büyük par- tisi ise cumhurbaşkanlığı için or- tak bir aday gösteremediler. Ülke- nin en büyük partisi durumunda- ki sağ eğihmli Yeni Demokrasi Partisi (YDP), cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday göstermeyece- ği gibi diğer partilerin gösterece- ğj adaylardan da hiçbirini destek- lemeyeceğini açıklamış bulunuyor. Seçimi iktidar kazandıTemsilciler Meclisi'nin 512 üyesini belirlemek üzere yapılan seçimlerde Başbakan Toshiki Kaifu liderliğindeki Liberal Demokrasi Partisi seçimi kazandı. Dış Haberler Servisi — Japon- ya'da dün yapılan Temsilciler Meclisi seçimlerinde, iktidardaki Liberal Demokrasi Partisi, oy kaybına karşm seçimi kazandı. Takako Doi'nin liderliğindeki Sosyalist Parti'nin seçimlerde oy- larını buyük oranda arttırdığı ha- ber veriliyor. Japonya'da 512 üyeli Temsilci- ler Meclisi, geçen ay hükümet ta- rafından feshedilmişti. Bir adı da "Diyet Mecusi" olan TemsücUer Meclisi'nin yeni üyelerinin behr- lenmesi amacıyla yapılan seçım- ferde, 90 milyon kayıtlı seçmenin yaklaşık yüzde 70'inin oy kullan- dığı belirtiliyor. Tokyo dışındaki sandıklardan gelen ilk haberlere göre Liberal Demokrasi Partisi, kırsal kesim- de önemli oranda o> yitirmiş bu- lunuyor. Ajanslar, Başbakan Tos- hiki Kaifu liderliğindeki Liberal Demokrasi Partisi'nin kaybettiği oylann, Sosyalist Parti'ye geçtiğini kaydediyorlar. Japonya'da 1955 yılından bu yana iktidarda bulunan Liberal Demokrasi Partisi, son bir yü için- de uyguladığı tanm ve vergi poli- tikalan ve yönetimdeki yolsuzluk- lar nedeniyle muhalefet partileri tarafından sert biçimde eleştiril- mişti. Liberal Demokrasi Partisi, ku- rulduğu 1955 yıhndan bu yana Ja- ponya'da iktidarda bulunuyor. Parti, geçen temmuz ayında yapı- lan senato seçimlerinde, Sosyaüst Parti'nin büyük oy patlaması so- nucu, tarihinde ilk kez olarak se- natoda azınlığa duşmüştü. Ur/ TRAKYA Eski milletvekili hapis cezasına çarptırıldı tSKEÇE (AA) — tskeçe Bida- yet Mahkemesi, eski Milletvekili Abmet Faikoglu'nu 40 gün hapis ' cezasına çarptırdı. Mahkeme, B. Elinidis isimli bir Yunanlı gazetecinin, Faikoğlu'- nun milletvekili olduğu dönemde, plakasız otomobil kullandığı id- diasıyla açtığı davada eski Turk milletvekilini suçlu buldu. Soz konusu davaya, Faikoğlu'- nun milletvekili olduğu dönemde dokunulmazlığı için baküamamış- tı. Iskeçe Bidayet Mahkemesi, pla- kasız otomobil kullandığı gerek- çesiyle Faikoglu'nu temyiz yolu açık oltnak üzere ve paraya çev- rilebilir şekilde 40 gün iı^pis ce- zasına çarptırdı. ingiltere'deyapılan kamuoyu yoklamasmın sonucu: Halk, Gorbi'ye Thatcher'dan çok gtiveniyor NOP adlı kuruluş tarafından gerçekleştirilen kamuoyu yoklamasına göre Thatcher'a güvenenlerin oranı °7o 55, Gorbaçov'a güvenenlerin oranı ise % 72. EDtP EMİL ÖYMEN LONDRA — Ingiltere Başba- kanı Margaret Thatcber, bır ka- muoyu yoklamasında "güvenir- Bk" konusunda Sovyet Devlet Başkam Mihail Gorbaçov'un ge- risinde kaldı. Alınan sonuçlara göre Thatcher'a güvenenlerin ora- nı yüzde 55'ken, Gorbaçov'a gü- venenler yüzde 72'ye vardı. NOP adlı firma tarafından yapılan ka- muoyu yoklaması, aynca Thatc- her'm Muhafazakâr Partisi'nin de ana muhalefet Işçi Partisi'nin yüz- de 12 gerisinden geldiğini göste- riyor. İngiltere'de genel seçime yasal süresi içinde daha iki buçuk yıl varken Başbakan'a karşı ortaya çı- kan bu "giıvensizlik", Thatcher hakkında basında da eleştirel ya- yınların antığı bir sıraya rasüıyor. Hükümet çızgisini ve Thatchercı siyasetleri desteklemesiyle tamnan "Sunda> Times" Gazetesi bile Başbakan'ın "artık gerçeklerle ba- şedemez dunıma geldiğini ve yal- ntz kalmaya başladığını" yazdı. Aynı gazetede başka bir yorumda, "Acaba konutunda yalnu başına oturup Hırvatlar, Azeriler kimdir, bu. Hans Modrow kim, Vaclav HaveJ nereü ve nereden ortaya çık- ü, Hatk Forıımu diye neye denir diye mi düşünüyor? Soğuk savaş günlerini iç çekerek öziemle mi anyer?" dendi. Aynı şekilde The Observer Gazetesi de "Demir Ley- di paslanıyor" başlıkh başyazısın- da "Herkese cart-curt ediyor. Ama vakti kalmıyor artık. Kim- senin görüşü onun için önemli de- gil. Mesiektaşlanyla göruş aynlı- ğı içinde, müttefiklerini dinlemi- yor ve gitgide zayıflıyor. Sovyet- ler geri çekilirken, Almanyalar birieşirken, ırk aynmı tarihe gö- mülürken Demir Leydi paslanı- yor" dendi. Başbakan Thatcher'ın son ka- muoyu yoklamasında aldığı bu kötü puanlar, lşçi Partisi lideri Neil Kinnock'un "daha başanlı" göruldüğü anlamına gelmiyor. "Güçlü liderlik" ölçeğinde iki li- der de eşit puan aldı. Bu, Kin- nock'un halk nazannda hâlâ ye- terli bir başbakan adayı olarak gö- rüunediğinın kanıtı. Bir gözlem- ciye göre, "Kinnock ilerliyor, ama kaplumbaga hızıyia." POLTIIKADA SORUNLAR ERGUK BALa Demokratik Sosyalizm Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliği'ndeki şaşırtıcı gelişmeler, çe- şıtli soruları da gundeme getirdi: Doğu Avrupa ve SSCB nereye gidiyor? Daha geniş bir çerçevede sosyalizm nereye gidiyor? Bu konuda nvayet muhtelif. Kimine göre -ki bu görüşe özel- likie Batı basınında sıkça rastlanıyor- sosyalizm öldü; piyasa ile merkezi plan, tekelcı parti ıle demokrasi arasında üçüncü bir yol yoktur. Kimine göre sosyalizm kendini yeniliyor. Kimine göre sos- yal demoKrasiye, kimine göre demokratik sosyalizme doğru ge- lişıyor olaylar. Gelişmelerin yonünü tahmin etmeye kalkışmadan kavramlar üzerinde durmak yararlı olabilir. Avrupa'da 1914e kadar sosyal demokrasi, örgütlenmış Mark- sızmdı. Nitekım Lenin'in partisinin adı daRus Sosyal Demokrat işçı Partisi idi. 1914'ten sonra ise sosyal demokrasi örgütlenmiş reformızm anlamına gelmeye başladı. Gunumuzoe yaşanan olayları da etkilediği ileri sürülebilecek olan tarihse! bölunme Fransız, Alman ve Avusturya sosyal de- mokratlarının 1914te savaş vergileri için parlamentoda oy kul- lanmalan üzenne meydanageldı. İşçi sınıfının temsilcileri, bur- juvazinın savaşına destek veriyordu. Lenin için bu olgu 2. En- ternasyonal'in sonu anlamına geliyordu. Nitekirn Bolşevik lider, "2. Enternasyonal oportünizm yüzünden dağıldı. Yaşasın 3. Enternasyonal" dıyor, sosyal demokratlarla tüm köbrüleri atmak için 1918de partisinin adını değistirerek Komünist Parti adını ta- kıyordu. Ekim Devrimi ile MaıVsizm ve onunla birlikte "bilimsel sosyalizm" Bolşevıklerin resmı ideolojisi oldu. 8u olgu da çok önemli sonuçlar doğurdu. Ortodoks Marksizm, 2. Enternasyo- nal'in egemen ideolojisi idi; en ateşli savunucularından biri de Kautsky ıdı. Fakat uyulması zorunlu dogma değildi. Şimdi ise otoriter devletin desteklediğı ve yaptırım gücüne sahip resmi ide- oloji oimuştu. Bu resmı ideoloji, sosyal demokrasıyi amansızca eleştınyordu. Resmi ideolojiden yöneltilen hücumlar ve kendı- sını bu otoriter modelden ayırma kaygısı, sosyal demokrasıyi li- beral demokrasıye yanaşmaya itiyordu. Bu işlem sırasında ise sosyalist içenğinden uzaklaşıyor, reformist yanı daha ağır bas- maya başlıyordu. Marksizmin, Bolşevik devletinin resmi ideolojisi olmasının di- ğer bır sonucu "bilimsel sosyalızmın" tartışılmaz egemenliğinin tam olarak kurulması oldu. Aslında Marx'ın doktrinine "bilimsel sosyalizm" adı verilme- si, 2. Enternasyonal'in sonlarına doğru olmustur. Marx, kapita- lizmın ekonomı politığinin analızıni yapmış, sistemm işleyişine bilimsel yaklasımda bulunmuştur. Ama doktrinine bilimsel sos- yalizm adını taktığını, biz anımsayamıyoruz. Hatta Saint Sımon gibi 'ütopık sosyalistlerin" bilimsel olma ıddialarıyla alay etmiş- tir. Sosyaiıst toplumun nasıl işleyeceği yolundaki sorulara verdi- ği ünlu yanıt ise iyı bilinir: "Geleceğin mutfağı için yemek tarifi yapamam." Marksizmi, kendine yeterli "bilimsel sosyalizme" dönüştüre- rek bir dogma haline getiren ve ıstemeyerek ona en büyük kö- tülüğü yapan, Marx'ın sevgili ve sadık dostu Engels olmustur. Engels, Marx'm mezarı başında yaptığı konuşmada, "Darwin'in doğanın evrim yasalarını bulduğu gibi Marx da insanlık tarihi- nin gelışme yasalarını buldu" demişti. Böylece 2. Enternasyonal döneminde Engels'in desteğı ıle yer- leşen "bilimsel sosyalizm", Bolşevik Devrimi'nden sonra özel- likle Staiin döneminde "dinsel sosyalizme" dönüştü "Bilimsel sosyalizmi" tartısmak, eleştirmek, engizisyon döneminde Hıris- tiyanhğın kurailannı tartısmak kadar büyük ve bağışlanamaz bir günahtı. Bakunin, 2. Enternasyonal döneminde "Bilimsel sos- yalizm, onu bilen ya dabildiğini iddia eden kültürlü bir seçkin- ler grubunun dİKtatörlüğünü getirir" diyordu . Gelişmeler Baku- nin'i hakiı çıkarmıştır. Bilimsel sosyaıızmin, tartışılması yasak resmi dogma olması- nın öatı'aa sol için getırdiğı en olumsuz sonuç ise şu oldu; Batı, işçı sır.ıfı kapitalıst demokrasi ile demokratik olmayan sosyalizm arasında kaldı ve birıncisinı seçti. Çünkü artık "zincırlerinden başka' kaybedecek şeylerı vardı. Kapitalıst rejime karşı yıllardır mücadele ederek kazandığı hakları tehlikeye atmak ıstemiyor- du. Isaac Deutcher "Bolşevik Devrimi, Batı'da devrimi caydına rol oynamıştır" der. * • * Coğu'da, komünizm tarafından en sert hücumlara hedef olan, Batı'da ise komünizme kayacağından kuşku duyulan sosyal de- mokrasi bu ortamda Marksızmle köprüleri iyice atmaya başla- dı. Alman sosyal demokratlarının 1959 yılında benimsediği Bad Goaestterg programındaki ünlü kararda, "Alman Sosyal Demok- rat Partisi. işçi sınıfı partıslnden, halkın partısine dönüşmüştür" deniyor ve şöyle devam ediliyordu: "Bundan böyle gerektiğı ka- dar plan ve mümkün olduğu kadar fazla rekabet." Günümüzde komünist rejimlerin çözülmesi üzerine kımi çev- reler sosyal demokrasinin en inandırıcı alternatif olarak kaldığı- nı savunmakıadırlar. Sosyal demokrasinin Öatı Avrupa'da par- lak başarılar kazandığı yadsınamaz. Ama dikkat edilırse sosyal demokrasi bu basarılan kapitalızmin gelişmekte ve büyumekte olduğu dönemlerde kazanmaktadır. Sosyal demokrasinin politi- kası Prof. Anthony VVright'in dediği gibi "kapitalıst inekten, sos- yalist süt sağmaya" benzer. Kapitalıst inek sağlıklı ve kanlı canlı olduğu süre bu politika (vergiler, sosyal güvenlik sistemleri vs.) başanlı bıçımde yürütülebilir. Ancak kapitalıst inek hastalandı- ğmda sosyal demokrasi çaresiz kalır. Çünkü sağacak süt yok- tur. Sosyal demokrasinin çaresizliğinin nedeni, sadece dağıtım mekanizmasına müdahale edip üretim sürecine müdahaleden kaçınmasıdır Bu nıteliği ile de kapitaüzme alternatif değil, ona bagımlı bir model oluşturur. Kapıtalızme bağımlı olan reformist sosyal demokrasinin en bü- yük düşmanı komünizmle ise ilginç bir rastlantı olarak ortak özel- liği vardır. İki sıstem de bürokratik devletı yaratmıştır. Komünizm, otoriter bürokratik devleti yaratırken, sosyal demokrasi, refah top- lumu ve sosyal haklar için devletin yetki ve sorumluluklarını sü- reklı arttırarak modern, bürokratik refah devletini oluşturmuştur. • • • Kapitalizmın "resmi alternatıfi" olarak kabul edilen Doğu Av- rupa komünızminın çözüldüğü ve sosyal demokrasinin de kapi- talızme alternatif olmadığı ortamda, başka bır model, bır sosya- lizm yok mu? Bu model demokratik sosyalizm olarak görülüyor. Demokratik sosyalizm, genellikle demokratik olmayan sosya- lizmle, sosyalist olmayan sosyal demokrasi arasında sıkışıp kal- mıştır. Demokratik sosyalizm, sosyal demokrasinin aksıne sos- yalizme bağlı, ama demokrasıye de bağlıdır. Demokratik sosya- listler, Mamn toplumlatın tarihi gelişmelerinde üretim bıçimi ve sınıf yapısı teorılerınin önemini kabul ederler, ama katı ekono- mik determinizme karşı çıkariar. Özellikle "bilimsel sosyalızmin" bilımsellik iddiasını hafıfletmek isterler. Sosyâlizmin moral yanı- nı, ahlaki değerler sistemi olarak önemini vurgularlar. Özellikle sosyalizmi işçi sınıfının zaferi ile özdeşleştırmeye karşı çıkarlar. Fransız sosyalısti Jean Jaures'e göre işçi sınıfı sosyâlizmin za- ferinden yararlanacak sınıflardan biri idi, çünkü sosyalizm temel- de bir değerler sorunuydu ve moral tercihini yapan herkese açıktı. Jaures, "Sosyalizm ekonomik gücün çeşitlendirilmesi, sıyasal gucun de ademi merkezileştirilmesidır" der. Demokratik sosyalizm, otoriter devlet sosyalizmi ile kapitaliz- mın sadece oağıtımı sürecine müdahale eden sosyal demokra- si arasında üçüncü yol olarak görünüyor. Demokratik sosyalizm- de devletin karar mekanizmasında yine önemli rolü vardır, an- cak bu sıyasal rekabete açık, özgürlükçü, demokratik bir dev- lettır. Ekonomik planda ise bazı temel ilkelere bağlı kalma koşu- lu ile piyasa ve rekabetın gerekli olduğunu artık komünist ülke- ler bıle kabul ediyor Demokratik sosyalizmde, demır-çelik, petro- kimya, traktor gibi ağır sanayi ile savunma, uzay endüstrileri tü- ründân daliar kamu mülkiyetındedir. ama özellikle toprak, hafif tüketim sanayıi, ticaret gibi alanlarda özel teşebbüsün motor ro- lünü kabul etmek gerekiyor. Başka bir deyışle piyasa ve plan, kamu mülkıyeti ile özel mülkiyetin birlikte olacağı, demokratik devletin onemlı ekonomik kararları alacağı, vatandaşları koru- mak için ekonomik yasama müdahale edeceği, ekonomiyi de- netleyip gerektığinde yöntendireceği bir modeldır demokratik sos- yalizm. Polonya, Demokratik Almanya ve Macaristan'ı bilemıyoruz, ama sanırız Sovyetler Birliği'nin yönelmek istediği yol budur. Ku- rulabılırse, Sovyet demokratik sosyalızminde kuşkusuz kamu mülkiyeti ağırlıklı olarak kalacaktır. Diğer Doğu Avrupa ülkeleri halk'arının da yıllardır alışık oldukları iş güvencesi, düşük kira, ucuz ılaç, bedava okul gibi sosyalist değerleri kolay kolay unut- maları beklenemez. Doğu Avrupa'da bir model çökmüştür, ancak sosyalizm ölme- mıştır. Çünkü sosyalist görüş kapitalizmın eleştırisi olarak orta- (Arkusı 17 Sayfada)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle