Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/10 HABERLER 19ŞUBAT1990
Akbulut: Revizyon yok
• İstanbul Haber Servisi — Başbakan Yıldınm Akbulut,
dün Inönü Stadyumu'nda yapılan Beşiktaş-Trabzonspor
futbol takımları arasındaki karşılaşmayı izledi. TBMM
Başkanı Kaya Erdem, Devlet Bakanı İsmet Özarslan ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahrettin Kurt'la
birlikte karşılaşraayı izleyen Akbulut'un keyifsiz olduğu
gözkndi. Maçın devre arasında gazetecilerin sorulannı
yanıtlayan Başbakan Yıldınm Akbulut, "kabine
revizyonu" ile ilgili bir soruya, "Hayır, öyle bir şey yok"
dedi. Başbakan Akbulut, Beşiktaş-Trabzonspor arasındaki
karşılaşmadan sonra Zeytinburnu'ndaki Abdi Ipekçi Spor
Salonu'nda yapılan Yaşar Doğu Güreş Turnuvası'nın
finallerini izledi. Önceki gece Harbiye Orduevi'nin
mutfağında çıkan yangın nedeniyle Akbulut, geceyi
Tarabya Oteli'nde geçirdi. (Fotoğraf: AA)
• •
Odenek tartışması
• tç Politika Servisi — Adalar Belediyesi ile İstanbul
Anakent Belediyesi arasındaki "ödenek" tartışmasına,
SHP Adalar tlçe örgütü de katıldı. llçe Başkanı Baki
Akpolat, 18.2 milyar lira olarak bağlanan belediye
bütçesine karşın, yılın ikinci ayında işçilerin ücretlerinin
ödenememesini ve "Sözen para vermediği için
ödeyemiyorum" demeyi "saçmalık" olarak değerlendirdi.
Adalar Belediyesi'nin SHP'li üyeleriyle birlikte dün bir
basın toplantısı düzenleyen Akpolat, Belediye Başkanı
Recep Koç*un siyasi arnaçla hareket ederek işçi ve
memurun ucretleri ödenmiyor şeklinde demeçler
verdiğini, Adalar Belediyesi'nde sadece ücretler için 11
milyar lira ayrıldığını, büyükşehir belediyesinin de hiçbir
ilçe belediyesine yardım yapmak amacıyla ödenek
ayırmadığını söyledi.
10 gözaltına tepki
• tstanbul Haber Servisi — Yeniçeltek'te meydana gelen
grizu patlamasında yaşamını yitiren 68 kişiyle ilgili
olarak önceki gün Çemberlitaş'da yol ortasına yatarak
protesto gösterisi yaptıktan sonra gözaltına alınan
kadınlarla ilgili olarak Demokratik Kadın Derneği
(DKD), Insanca Yaşamda Kadin Derneği (İYKD) ve
İşsizler Derneği (İD) Kadın Komisyonu'nca diin yapılan
yazılı bir açıklamayla polisin tavrı kınandı ve gözaltına
alınanların salıverilmeleri istendi. Yeniçeltek faciasının
sorumlulanndan hesap sorulmasının da istendiği
açıklamada iş cinayetlerine tepki gösterenlere "devlet
terörü" uygulandığı belırtildi. Bu arada halen Gayrettepe
Siyasi Şube Müdürlüğu'nde sorgulamaları süren 10
göstericinin de açlık grevine başladıkları oğrenildi.
Deng'in 3. sayısı toplatıldı
• İstanbul Haber Servisi — Aylık Deng Dergisi'nin
şubat sayısı "bölücülük propagandası" yapıldığı
gerekçesiyle İstanbul 2 Nolu DGM'nin kararı uyannca
toplatıldı. Mahkemenin 1990/34 sayıh toplatma
kararının, Yazı Işleri Müdürü Kâmil Ermiş cezaevinde
tutuklu buhınduğu için sekreter Yılmaz Varol'a tebliğ
edildiğini belirten dergi yetkilileri, daha önceki
sayılannın da benzeri gerekçelerle toplatıldığını belirttiler.
Azeri şairler Türkiye'de
• İSTANBUL (AA) — Türkiye'ye gelen Azerbaycanlı
şairler Prof. .Refik Zeki Handan ile Abbas Abdullah,
1920'de Azerbaycan Türk Milli Cumhuriyeti'ne, Kızıl
Ordu ve Taşnaklar'ın saldırdığını hatırlatarak, "Tarih
yine tekerrür etti, 19 Ocak 1990'da aynı kuvvetlerin
saldınsına uğradık" dediler. Azerbaycan Üniversitesi
öğretim üyesi Prof. Refik Zeki Handan ile Yıldız Dergisi
Sorumlu Müdürü Abbas Abdullah, dün Azerbaycan
Kültür ve Dayanışma Derneği'nde basın toplantısı
duzenleyerek son gelişmelerle ilgili bilgi verdiler. "Biz
kendimizi yavru vatan olarak görüyoruz" diyen Prof.
Handan, Türklerin tarih boyunca komşularıyla iyi
ilişkiler içinde bulunduğunu söyledi. Abbas Abdullah da
dünyada büyiık bir oyun oynandığını ifade ederek,
"Türk, dışarda yaşayan bir Türkü destekleyince, Turancı
oluyor. O halde, Ermenilerin, haksız Ermeni faaliyetlerini
desteklemesine ne ad vermeli" diye konuştu.
Halkevleri 58 yaşında
• ANKARA (CumhurLşet Bürosu) — Halkevleri'nin
kunıluşunun 58. yıldönümü kutlanıyor. Halkevleri
Merkez Yürütme Kurulu Başkanı Ali Nejat Ölçen,
"Halkevleri'nin, halk ile birlikte, bütun çağdışı gerici
akımlan gerilere itmeye ve tarihin karanhklarına
gömmeye kararlı olduğunu" belirtti. Ölçen, dün yaptığı
yazılı açıklamada, "Siyasal iktidarın gerici güçlerle içiçe
kaynaştığı böyle bir dönemde, çağdaş, laik, ilerici ve
demokratik bütün güçlerin birlikteliğine her
zamankinden daha fazla gereksinim vardır" dedi.
Çorlu'daki göçmenlere ev
*
• ÇORLU (AA) — Bulgaristan'dan, zorunlu göç sonucu
yurda gelen soydaşlar için Çorlu'da yaptırılan konutların
teslim edilmeye hazır olduğu bildirildi. Havuzlar
Mahallesi'ndeki, belediyeye ait arazi üzerinde inşa edilen
56'şar metre kare genişliğindeki konutlarda, 2 oda, salon,
mutfak, tuvalet ve banyo yer alıyor. Çorlu Kaymakamı
Efnan Özbulgur, her aileye ayrıca 225'şer metre karelik
arsa da verileceğini belirterek "evler, göçmen yurttaşlara
kurayla teslim edilecek. 11 milyona mal olacak evler,
soydaşlara, 5 yılı ödemesiz, 20 yıl taksitle ödeme
koşuluyla verilecek" dedi.
1990 "bilgi yılı"
• ANKARA (ANKA) — Kültür Bakanlığı, Türkiye'de
bilimsel çalışmalara ağırlık verilmesi ve bilgi toplumu
çağına geçilmesinde ön ayak olmak amacıyla 1990 yılını
bugünden itibaren "bilgi yılı" olarak kutlayacak. 1990'ın
bilgi yılı ilan edilmesi nedeniyle bugün Milli Kütüphane'
düzenlenecek törende Kültür Bakanı Namık Kemal
Zeybek konuşacak. Törende ayrıca Kültür Bakanlığı'nın
geçen yıl lise ve dengi okullar arasında açmış olduğu 10
ayrı daldaki kompozisyon yarışmalarınıri ödülleri de
verilecek.
AÇIKLAMA
• Gazetenizin 6 ocak tarihli sayısında rahatsızlığım ile
ilgili bir haber çıktı. Söz konusu haberde "Bursa Tıp
Fakültesi'ne sevk edilen siyasi hükumlü Sadık Varer'in
260 bin lirası bulunmadığı için tedavisine başlanamıyor"
deniliyordu. Sorunun 260 bin lira ile çözülmuş
olamayacağını belirtmem gerekiyor. Bir yanlış
anlaşılmadan kaynaklanan haberi şöyle düzeltmek
isterim: "Parası olan tutuklu ve hukumluler ledavi
olabilir, parası olmayanlar ise olebilirler" mantığındaki
devletin eleştirisine rahatsızlığımdan daha çok önem
veriyorum. Bu nedenle devletin tedavi edilmem için
istediği parayı vermeyi düşünmüyorum. Bu yönun bu
mektupla giderileceğini düşünüyorum.
Sadık Varer
Bursa Özel Tip Cezaevi
istanbul Menkul Kıymeîler Borsası Başkanı Muharrem Karslı yatırımcıları uyardv
'Tehlikenin yaklaştığı söylenebîlîr'ABDURRAHMAN
YILDIR1M
İstanbul Menkul Kıymetler
Borsası Başkanı Mnharrem Kars-
h, hisse senetfcri fıyat-kazanç kat-
sayısının 20'lere vardığmı ve Batı
düzeyini yakaladığına işaret ede-
rek yatırımcıları dikkatli hareket
etmeleri konusunda uyardı. Kars-
lı, "Henüz bir tchlike olarak ifa-
de etmesek bile buna yaklaşmak-
la oldugumıuo söylemek müm-
kiindiir" dedi.
Kâr etmek umuduyla hisse se-
nedi alanların bundan zarar da
edebileceğiniu bilinci içinde olma-
sı gerektiğini belirten Karslı, yatı-
nmcılara "at degiştirmeleriııi" ve
fiyaü şişmemiş yeni çıkan hisseler-
le, Toplu Konut'un iştirak hissele-
rine ve ikinci pazar şirketlerine yö-
nelmelerini önerdi.
Borsaya olan talebin devam et-
mesinin alternatif piyasalardaki
verimsizliğin devamına bağlı bu-
lunduğuna dikkat çeken Muhar-
rem Karslı, artan talebin yeterli bir
arzla karşüanmaması durumunda
ancak 1987'deki gibi bir krizin do-
ğabileceğini söyledi. Karslı, bu-
günkü borsa olayı ile 1981 yılın-
daki bankerler faciası arasında
benzerlik kurmanın zor olduğunu
da kaydederek sermaye piyasası-
nın artık denetim ve disiplin altı-
na ahndığıru belirterek "1981'deki
gibi bir bankerlik furyasma ve bu-
nun sonucunda bir borsa faciası-
na vanlması bence mıimkiin de-
ğildir" diye konuştu.
5 yılhk görev süresi mart ayı ba-
şında dolacak olan borsanın ku-
rucu başkanı .Muharrem Karslı ile
borsanın bugününü, geçmişini ve
geleceğini konuştuk. Karslı, bu
arada kamuoyunda merak edilen
kendi portföyüne de açıklık getir-
di. Sermaye Piyasası Kurulu'nun
2 yıl önce borsa yöneticileri ve ça-
lışanlanrun hisse senedi sahipliğini
yasaklamasıyla elindeki portföyü-
nü tümüyle boşalttığını, yerine
önce gelir ortaklığı senedi ve fon
katılma belgesi aldığını, daha son-
ra ise konut sertifıkalanna döndü-
ğünü açıkladı. 16 yıldan beri his-
se senedi piyasasında olan ve bu-
günkü mevcut koşullarda ikinci
bir dönem için görev almakta is-
teksiz görünen Muharrem Karslı'-
ya sorularımız ve yanıtlan şöyle:
• Bugiinlerde hisse senedine
yönelik buyiık bir talep olduğu
gözlenivor. Büyük kentlerin yanı
sıra Anadolu'dan da önemli bir
yatınmcı kitlesi hisse senedine ya-
tınm yapıyor. Sanayiei ve işada-
mından bürokratına, sade vatan-
daşa kadar herkes hisse senedine
doğru koşuyor. Neden? Bu dunı-
raa niçin ve nasıl geldik?
• Borsa yeni bir olay Türkiye^
de. Halkm yeniliklere karşı büyük
bir ilgisi, çok dinamik bir yapısı
var. Ve yeni imkân ve kazanç ka-
pılarına karşı da büyük bir inti-
bak kabiliyeti vardır. Borsa kurul-
duğundan itibaren bir-iki sene
içinde kendisini tanıtmaya calıştı.
Araya 1987 krizi girdi. Bu, tanıtı-
mı biraz baltaladı ve geciktirdi.
1989"un ortalanndan itibaren hal-
kımızın büyük bir ilgisiyle karşı-
laştı. Bıldiğimiz nedenlerin başm-
da bence halkımızın dinamizmi
gelir. Bundan sonra alternatif pi-
yasalardaki yatırım araçlannın,
yani altın, döviz, mevduatın yeterli
gelir getirmemesi geliyor. Ama
borsanın kendini tanıtmaya baş-
laması ve yatınmcüarın çoğalması
sonucunda talebin artması ve fi-
yatlann devamlı olarak yükselme-
si, hiç kimsenin kaybetmemesi,
herkesin bir şeyler kazanması hal-
kın iigisini kitleler halinde borsa-
ya çekmeye başladı. Ve bugünkü
durum ortaya çıktı. Bu biraz da
halkın refah seviyesini yükseltmek
için birtakım beklentiler ve yeni
yeni birtakım imkânlar peşinde ol-
duğunu gösterir. Dünyanın diğer
ülkelerinde de borsalann geUşmesi
Demek oluyor ki borsada iki yıl
da köprülerin altından çok sular
geçmiş ve hisse senedi piyasası bu-
gün artık başka organizasyonlara
gerek kalmadan büyük özelleştir-
me operasyonlannı, üstelik hisset-
tirmeden gerçekleştirebilecek ha-
le gelmiştir. Işte borsanın son yıl-
lardaki gelişmesinin bir iktisadı fe-
nomen olması bu nedendendir.
• Borsanın bu gelismesi eko-
nomik duruma göre abartüı degil
midir?
dagıtacaklan kâr paylan da düşii-
yor. Bu îiyat düzeylerinden hisse
senedi alanlar önümüzdeki aylar-
da ve yularda kâr elde edebüecek-
lermi?
• _ Şirketlerin t^zılarının 89 bi-
lançolarının beklendiği kadar par-
lak olmadığı bir gerçektir. Ancak
hisse senedi fıyatlarının bu duru-
ma gelmesi aşın bir talepten ve bu
talebin karşılanamamasından
kaynaklanıyor. Yalnız endeksin 4
bin dolayında olması hisse senet-
Bugünkü borsa olayı ile 1981 'deki
bankerlik faciası arasında benzerlik
kurmak zor. Şimdi sermaye
piyasası bir denetim ve disiplin
altmdadır. Borsa da denetim
altındadır. 1981 'deki gibi bir
bankerlik furyasına ve bunun
sonucunda bir borsa faciasma
vanlması bence mümkün değildir.
• Bana göre istanbul Borsası
1
nın gösterdiği gelişme Türk eko-
nomisinin potansiyeli içinde asga-
ri bir gelişmedir. "Y&ni Türk eko-
nomisinin potansiyeli dikkate
ahndığında bu gelişmenin o kadar
olağanüstü olmadığı görülür.
Türkiye 55 milyon nüfuslu bir ül-
kedir. Oldukça sanayileşmiş bir
ülkediı. Fert başına milli geliri bin
dolann üstündedir. Ama resmi ra-
kamları ben gerçekçi bulmuyo-
rum, kişi başına gelir en az iki bin
dolann ustundedir. 20 binden faz-
la anonim şirket ve Türkiye'nin di-
namik bir sosyal yapısı var. Bütün
bunlar göz önüne alınırsa borsa-
nın gösterdiği başannın bu potan-
siyeün yanında fazla büyük olma-
dığı anlaşılır. Ortaya çıkan durum,
bu potansiyelinin bahsettiğiniz
ekonomik şartlar altında varabil-
diği asgari bir gelişmedir. Eğer bu-
gün enflasyon yuzde 15-20 dola-
yında ve gelişme hızımız da yüz-
de 7-8 olsaydı, ekonomide bahset-
tiğiniz durgunluk ve olumsuz et-
kiler bulunmasaydı borsanın ge-
lişme hızı bugünkünün çok çok
üstünde olurdu. Borsanın göster-
diği gelişme Türk ekonomisinin
durumuyla çelişki göstermemek-
tedir. Aksine, Türk ekonomisi da-
lerinin asıl olması gereken değer-
lerine yaklaşmakta olduğunu gös-
teriyor. 1988'deki fıyatlar tersine
anormal rıyatlardı. Bugün endeks
4 bin dolayındadır. 1987 ağusto-
sunda endeks 1332 idi. Aradan ge-
çen yıllann enflasyonu buna ek-
lendiği zaman krize sebep olan
asın fiyadann 4000"in bir hayli üs-
tünde olduğunu görüyorum. Bu
nedenle 4000 endeksi bana bir teh-
like habercisi gibi gözükmüyor.
Yalnız fıyat kazanç katsayısının
20'lere varması ve Batıyı yakala-
mış olması dikkatli davranüması
gereken bir noktaya vardığınnzı
gösteriyor. Henüz bir tehlike ola-
rak ifade etmesek bile buna yak-
laşmakta olduğumuzu soylemek
mümkündür.
• Son günlerde dUe geürilen
bir endişe var. Bu hızlı tınnanma-
dan sonra acaba borsa 1981'deki
bankerlik olayı gibi bir faciayı ya-
şar mı?
• 1981'deki bankerlik faciasıy-
la bugünkü borsa olayı arasında
benzerlik kurmak bence kolay de-
kündür.
• Şu anda borsada yaşanan bu
dönemi açıkla>abilir misiniz? Ne-
reye dogru gidiyor acaba?
• Klasik bir benzetme vardır:
Derler ki bir yerde borsa kuruldu-
ğu zaman bir süre uyuklama dö-
nemi yaşar. Biz 1986'da bu döne-
mi geçirdik. Ondan sonra mani-
pülasyon dönemi, yani işleme gec-
me dönemi vardır. Bunu da
1986'nın sonları ile 1987'nin baş-
lannda yaşadık. Ondan sonra spe-
kulasyon dönemi gelir. Herkes
borsaya koşar. Yaünmcıların dı-
şında sırf para kazanmak ve spe-
külasyon imkânlannı sonuııa ka-
dar kullanmak için yahut da kö-
şeyi donmek için borsaya koşan-
lar olur. Bunlar fiyatlan busbütün
yükseltirler. Borsa yükseldikçe
herkes bir şeyler kazanır. Herkes
kazandıkça borsaya yeni yeni ki-
şiler gelir. Talep daha da artar. Bir
de bakarsınız hisse senedi fîyatları
olması gerekenin çok üstüne çık-
mış, yani bir balon meydana gel-
miş, ondan sonra herhangi bir
olay balona bir iğne batınr ve kriz
başlar. Buna crash dönemi de-
nir. Bu krizden birçok kimse za-
rar görür. Çok kimsenin ağzı ya-
nar, eli yanar, ama birçok da ders-
ler alınmış olur. Bu krizi takip
eden dönemde bir süre durgunluk
yaşanır, fakat sonradan yavaş ya-
vaş hisse senedine talep artar ve bu
piyasa da olgunluğa kavuşur. De-
mek ki borsalar klasik olarak 5
dönemden geçiyor. Aşağı yukan
dünyada son 30-40 yüda kurulan
borsalarda bunlar yaşanmıştır. İs-
tanbul Borsası da '87 ve 88'e doğ-
ru bunlann hepsini yasadı. Şu an-
da olgunluk devresindedir. Zaten
bugün yeni bir '87 krizini pek bek-
leyemeyişimizin sebeplerinden biri
de borsanın bunu 87'de yasamış
olması ve yeterince tecrübe sahi-
bi olmasıdır.
Bir taraftan yatınmcdarm, bor-
sa üyelerinin ve borsanın, bir ta-
raftan da kamuoyunun ve basının
borsacılık konusunda geçen 4 yıl
içinde bir hayli bilgi ve tecrübe ka-
zanmış olması, acemilikten kur-
tulmuş olması, borsanın olgunlu-
ları piyasaya girmiştir. Hisse sene-
di ağırhklı yeni fonlann piyasaya
çıkanlma hazırhkları vardır. Bü-
yuk bankalar büyük meblağlarda
borsaya gelmektedir. Büyük ser-
maye sahipleri bu piyasada aktif
hale gelmişlerdir. Ne tarafından
bakılırsa bakılsın 1987'den çok
farklı bir yapı ortaya çıkmıştır.
• Yani 87 krizine beozer bir
kriz oimaz mı diyorsunuz?
• Eğer halkın hisse senedine
olan talebi arz ile karşılanmazsa
benzer bir krizin olması mümkün-
dür. Ama 1987'dekinin aksine, bu-
gün devletin Toplu Konut ve Ka-
mu Ortaklığı ldaresi aracılığıyla
piyasaya mal enjekte etmesi, tale-
bin arz ile karşılanması bizim en
büyük teminatımızdır.
• Talep arz ile karşılandığın-
da şimdiye kadar arzın noksanlı-
ğından ileri gelen fiyat yukselme-
lerinin nonnal düzeylerine dön-
mesi tehlikesi yok mu?
• Böyle bir şeyi çok kişi düşü-
nüyor. Bugünlerde, deniliyor ki ta-
lep arz ile karşılandı ve fiyat ar-
tışlan bir yerde durdu. Artışın
durması üzerine, sırf değer artışı
için yatınm yapan pek çok kişinin
"artık bu işte ekmek kalmadı baş-
ka alanlara yönelelim" diyerek pi-
dan bu yılın sonuna kadar kavuş-
masım beklemiyorum. Yoksa ev-
velce söylediğim gibi döviz ve al-
tın fiyatlannın herhangi bir kon-
jonktür virajı sebebiyle hızb bir
yükselişe geçmesi halinde borsa-
da tehlike düşünülebilir.
• Yatınmalar borsadan hisse
senedi alamıyorlar. Araa üyder
beUi bir limit koydnlar. BB sonuı
nasıl çözümlenecek? Kiçiik yaö-
nmalar nonnal yollardan nc za-
man hisse senedi alabUcccUer?
Küçük yatınmcılann borsaya
ulaşması, borsada yatırım yapa-
bilmesi için ön şart, borsanın ye-
terli bir binaya kavuşmasıdır. Bu-
gün borsa binasında üyelere 4
metrekarelik hücreler verilmiştir.
Avnıpa'nın birçok borsalannda
bunun daha küçüğü de görülür.
Telefon kabini kadar yerleri var-
dır borsa üyelerinin, ama kabinin
dışında da daha müsait yerleri
vardır. Bizim bazı üyelerimizin
borsa dışındaki işyerleri olmadı-
ğı da görülebüiyor. Borsa çok mü-
sait bir binaya kavuşursa -ki bu-
günlerde tüm iş yoğunluğumuz
bunun üzerine çevrilmiştİTi o tak-
dirde halk hiçbir kısıtlamaya tabi
olmadan borsaya girip çıkabile-
Fiyat endeksinin 4000 dolayında ;
olması bana bir tehlike habercisi ;
gibi gözükmüyor. Yainız fiyat î
kazanç katsayısımn 20'lere varmast
ve Batı'daki düzeylerini \
yakalaması, dikkatli davranüması
gereken bir noktaya vardığımızı
gösteriyor. Henüz bir tehüke olarak
ifade etmesek bile buna
yaklaşmakta olduğumuzu
soylemek mümkündür.
ğil. Belki rakamlann büyüklüğü „ , . ,
bakımından benzerük ktırulabUir. & . kavuştuğunun kanıtlarmdan
Halkın o dönemde tahvillere koş-
b l m u t e
5
k d eĞ
^
0T
-
masma benzer şeküde bugün his- • Kamu kesiminin yanında
se senctlerine koşması bir benzer- özd sektöriin halka açılma calış-
yasadan çekilmesi fıyatların düş-
mesine yol açacaktır. Bu, yabana
atılacak bir flkir değil. Yine şunu
söyleyeceğim. Bugün borsa ile il-
gilenen kisilerin sayısı çok artmıs-
tır. Hisse senedi olanların sayısı-
nın bir milyonun üstüne çıktığı
tahmin ediliyor. Bugün borsaya
olan talep beUi çevrelerde ortadan
kalksa bile her gun borsaya taze
talep gelmektedir. lstanbul'dan ve
Karslı, hisse senedi piyasasında kâr ile zarann kardeş oldnğnnu ve yatınmcılann, bu fiyat dttzeylerinde "at degiştirmelerini" öneriyor.
ha iyi şartlar altında daha hızlı ge-
lişen bir borsa yaratabilir.
• Özellikle son üç ay içinde
borsaya gelenterin tiimü kazandı.
Herkesin kazandıgı bir oyun
mıimkiin miidür? Bu nereye ka-
dar devam edebilir?
• Hisse senedinde herkesin ka-
zanması mümkün değildir diye
düşünenler var. Bunlar belki bor-
sayı kumarhane gibi gören kimse-
lerdir. Bir kumarhanede herkesin
kazanması mümkün değildir. Bir
rulet masasının, bir poker masa-
sının etrafında bir yanda kazanan-
lar, bir yanda da kaybedenler var-
dır. Bu kesindir. Ama borsada his-
se senedine yatırım birçok bakım-
Bu piyasada kâr, zarann
kardeşidir. Kâr etmek umuduyla
hisse senedi alanlar zarar da
edebileceğinin bilinci içinde
olmalıdırlar. Yatınmcılann "at
degiştirmelerini", fiyatı şişmemiş
yeni çıkan hisselere, Toplu
Konut'un iştirak hisselerine ve
ikinci pazar şirketlerine
yönelmelerini öneriyorum.
benzer şekilde olmuştur.
Bugün İMKB, ki artık tstanbul
Borsası olmaktan çıkmakta, baş-
ka şehirlere de hizmet vermeye ve
bir milli borsa olmaya başlamak-
tadır, bir iktisadi fenomen halin-
dedir. Borsa ve hisse senedi piya-
sanın kuruluşunun bir amacı da
endüstriyel mülkiyetin halk taba-
nına yayılması ve smai demokra-
sinin kurulraası, halkın şirket ya-
tınmlarına iştirak etmesi, işçinin
kendi kendisinin patronu olması-
dır. Diğer bir amacı da sanayiye
ve devlet kesimine halkın tasamıf-
lanndan kaynak sağlanmasıdır.
Borsa bugün bu iki amacı da ken-
di çapında yerine getirmiştir ve ge-
tiriyor. Türkiye'de bu amaca ula-
şılması için özelleştirme yolu tu-
tulmuştur. Özelleştirme yoluyla
hem sanayi mülkiyetinin tabana
yayılması hem de devletin topla-
yacağı paralarla butçe açıklarını
kapatması ya da yeni yatırımları
finanse etmesi arzu edilmiştir.
Özelleştırmenın gerekli altyapısı
derken hisse senedi piyasasını ve
borsayı kastediyorum. Bugün bor-
sada devlet Toplu Konut ve Kamu
Ortaklığı İdaresi (TKKOİ) aracı-
lığıyla iştiraklerinin hisse senetle-
rini halka satmaktadır. Bunu da
asgari masraflarla yapmaktadır.
dan kumardan ayrılır. Hisse sene-
dinden herkesin aynı zamanda ka-
zanmasının mümkün olması da en
önemli farklardan biridir. Eğer
konjonktur yükseh'yorsa, hisse se-
netleri gerçek değerlerini bulma-
mışsa bu mümkündür. 1986'dan
bu yana 1987 ağustos sonrası ha-
ric, hisse senedine yatırım yapan
herkes kazandı. Yatırım yapılan
şirket gelişiyorsa yatınmcı da ka-
zanır. Talep artışı ile fıyatlar ger-
çek değerine doğru yükseldikçe
herkes kâr eder. Aşırı artışlar yü-
zünden fıyatlar bir çöküş içine gir-
meyip o düzeyde bir denge oluşur-
sa kârlar da elde kalır.
• Bu saadet zinciri değil mi?
>e her saadet zinciri gibi bir yer-
de kopmayacak mı?
• Hayır, saadet zinciri değildir.
iıgisi yoktur. Bugun yatınm yapan
yann zarar etse bile olaya uzun va-
deli bakıldığında, gelecek yıl kâr
edecektir. Bu piyasada kâr gibi za-
rar da edilebilir. Kâr zarann kar-
deşidir. Kâr etmek umuduyla his-
se senedi alanlar bundan zarar da
edebileceğinin bilinci içinde olma-
lıdırlar.
• Şirketlerin kârhlıgında son
vıliarda bir durgunluk var. Ama
b.. şirketlerin borsa degerleri yük-
seliyor. Şirketlerin nissedarlanna
lik sayılabilir. Ama kanımca ben-
zerlikten çok fark var. Farklan da
şöyle saymak mümkün: Bir defa,
1981'deki bankerlik faciası sırasın-
da konu hisse senedi değil tahvil-
di. Tahvil bir borç senedidir. Tah-
vil bir şirketin tahvil alıcısına
borçlanması olayıdır. Hisse sene-
di ise bir şirketin bir çeşit tapu se-
nedidir. Hisse senedi alan kimse
bunu pahalı bile alsa hisse sene-
dinin değeri hiçbir zaman sıfıra
inmez. 9 bin liraya aldığınız hisse
senedinin değeri fıyatlar düşerse
5 bin lira olur. Ama hiçbir zaman
sıfıra inmez ve beUi bir noktamn
altına da düşmez. Aynca düşen
hisse fîyatlannın uzun vadede tek-
rar eski düzeyine vardığı görül-
mektedir. Bir defa en büyük fark
buradan ileri geliyor.
lkincisi 1981 bankerler faciasın-
da piyasa tamamen başıboş du-
rumdaydı. Ne Sermaye Piyasası
Kanunuevardı, ne SPK denetinıi
vardı. Bugün SPK piyasayı disip-
lin altına almıştır. 8l'de Ankara-
da özellikle lahmacuncular, ham-
burgeciler tahvil satıyorlardı ya da
halkın parasıru tophıyorlardı. Tah-
vili biten banker kuponlannı ke-
sip koçamnı ayn, kuponunu ayrı
satıyordu. Tahvil bulamayan ban-
ker ise tahvil alan müşterisine "sen
bunları buraya bırak biz
saklayalım" diyerek eline bir mak-
buz tutuşturuyordu. O tahvili bi-
raz sonra bir başka raüşteriye tek-
rar satıyordu. Bütün bunlar bugün
mümkün değildir. Sermaye piya-
sası bir disiplin ve denetim altın-
dadır. Borsa da denetim altında-
dır. Ayrıca sermaye piyasasında
her önüne gelen işlem yapmaz.
Sermaye piyasasında işlem yapan
kuruluşlar aynı zamanda borsa
üyeleridir ki hem Sermaye Piya-
sası Kurulu'nun hem de borsanın
süzgecinden ve denetiminden geç-
mektedir. Dolayısıyla bu kadar
denetim altında, bu kadar izne ta-
bi işlemler içinde 1981'deki gibi bir
bankerlik furyasına ve bunun so-
nucunda bir borsa faciasına vanl-
ması bence mümkün değildir.
• Hiç mi tehlike yoktur, sorun
yoktur?
• Pekâlâ sorun yaratabilir.
Çunkü vatandaşlann pek çoğu ne
aldığını bilmeden alıyor. Bazıları
hisse senedi ile tahvil farkını bil-
meden hisse senedine yatınm ya-
pıyorlar. Borsanın dışında yapılan
alımlarda halkın, hisse senetleri-
nin cinsi, tertibi, kupürü, kupon-
ları, rüçhan hakkının üzerinde
olup olmadığı, eski-yeni ve büyük-
küçük kupür farkı gibi konular-
da aldatılması her zaman müm-
malan var mı? Halka açılma fır-
satını 1987'de kullanamayan özel
seklör acaba 90 fırsatını kullana-
bilecek mi sizce? Bu yönde yapı-
lan çalısmalar var mı?
• Özel sektör gerçekten bu tre-
ni 1987'de kaçırdı, aslında devlet
de kaçırdı. Özel kesim uykuday-
dı. Bizim uyanlanmıza kimse ku-
lak asmadı. Ama 87 ile 90 arasın-
da fark vardır. Kamu borsaye ilgi
göstermiştir. özel sektör de bor-
saya istemeye istemeye ilgi göster-
meye başlamıştır. Bir taraftan ka-
mu kesiminin iştirak hisseleri bor-
sada satılırken, bir taraftan da
haftada 2-3 özd sektör şirketi hal-
ka açılıyor. Bunları şu anda baş-
ka şirketler de bekliyor. Arz-talep
dengesizliğindeki 2 ay önceki teh-
likeden bugün bahsedilemez.
• Bir zamanlar kamuoyuna
yansıyan ve tartışmalara neden
olan portföyiinüz ne oldu?
• Benim portfoyümü son iki
yıl içinde tümüyle elden çıkarıp
yerine önce gelir ortaklığı senedi
ve fon katılma belgesi aldığımı,
daha sonra konut sertifîkaları çı-
kınca tamamen konut sertifıkala-
nna yöneldiğimi tüm borsa çevre-
leri biliyor, çünkü konut sertifika-
sı ahmlannı borsadan yapiTOrum.
• 1987 krizi nasıl oldu? Nedeni
neydi? Kamuoyunda pek tarüsıl-
madı bu konu?
• 87 krizinin en açık nedeni
borsada fıyatların gerekli altyapı
taşradan spekülatör karakterli U-
lep azalsa bile bunu yatınmcı ka-
rakterli bir talebin telafı etmesi her
zaman mümkündür. Yabancuann
Türkiye'ye ilgisi devam etmekte-
dir. Aynca yeni yeni yatınm fon-
lan, yatınm ortaklıklan kurulraa-
sı beklenmektedir. Kurumsal ya-
tınmcılann, sigorta şirketlerinin,
vakıfların, emekli sandıklanmn
sermaye piyasasma yönelmesi ger-
çekleşmektedir. Dolayısıyla tale-
bin bir bölümü artık fiyat anışı
durdu diye geri çekilecek olsa bi-
le bunu telafi edecek yeni talep
potansiyeli ufukta görülüyor. Ay-
nca fıyatlann herhangi bir sebeple
gerilemesi halinde potansiyel ah-
cılar harekete geçmektedir. Onun
içindir ki fıyatlann doygunluk
noktasına gelmesi halinde bile ben
bunun hemen geriye dönüş, kro-
nik bir düşüş haline gelmesi ihti-
malini kuvvetli görmüyorum.
• Borsanın yeni müşterileri ara-
sında altıncılar, dövizciler ve kısa
yoldan köşe donücüler çogunluk-
ta görülüyor. Herhangi bir kon-
jonktur dönüşünde bu talebin pi-
yasadan hemen kaçması bir çökü-
şe yol açmaz mı?
• Borsaya olan talebin devam
etmesi, alternatif piyasalardaki ve-
rimsizliğin devam etmesine bağlı-
dır. Dünya konjoııktüründe birta-
kım değişmeler olur da altın yük-
selişe geçerse o zaman gerek bor-
sa spekülatörleri gerekse Kapalı-
Benim portfoyümü son iki yıl içinde
tümüyle elden çıkarıp yerine önce
gelir ortakhğı senedi ve fon katılma
belgesi aldığımı, daha sonra konut
sertifikalan çıkınca tamamen konut
sertifikalarına yöneldiğimi tüm
borsa çevreleri biliyor. Çünkü
konut sertifikası aiımlanmı
borsadan yapıyorum.
tanıamlanmadan, gerekli derinli-
ğe ulaşılmadan gereğinden hızla
yükselmesinden kaynaklandı. Kriz
döneminde günlük işlem hacmi
iki kez iki milyarın üstüne çıktı.
Böyle bir piyasanın derinliğinden
bahsedilemez. Bugün ise herkes
şartlann o günkü şartlarla aynı ol-
madığında ittifak etmiş durumda.
Bugün piyasanın derinliği 80-100
milyar liraya varmıştır. O zaman
borsa üyelerinin sayısı 36'dan iba-
retti ve faal olanlann sayısı 20 idi.
Bugün üye sayısı 93'e çıkmış bu-
lunuyor. Borsaya >"abancı serma-
ye gelmiştir. Yabancı yatınm fon-
çarşı ve Tahtakale kaynakh spekü-
latörler ve yatınmcılann altına
kayması ihtimali her zaman var-
dır. Ama dünyadaki siyasi kon-
jonktüre göz attığımızda bir sert-
leşme değil yumuşama görüyoruz.
Savaş tehlikesi azalmıştır. Doğu ve
Batı bloklan arasındaki gerginlik
azalmaktadır. Bugun Berlin Du-
varı yıkılmıştır. Doğu ve Batı Al-
manya'nın birleşmesinden söz
edilmektedir. Kimyasal silahlar
ortadan kaldınlmaktadır. Füzeler
imha edilmektedir. Böyle bir or-
tam içinde ne dolann ne de altı-
nın eski parlak günlerine en azın-
cek, borsadaki işlemleri izleyebi-
lecektir. Borsadaki işlemleri izle-
yenler ile işlem yapan borsa uye-
leri arasında en iyi tdekomünikas-
yon bağı kurulacaktır. Aynca bil-
gisayar monitörleriyle kendilerine
borsa işlemleri hakkında direkt
bilgiler verilecektir. Bu takdirde
küçük yatınmcılann işlem yapma-
sı daha kolaylaşacak ve borsaya
gelip de eli boş dönenlere artık
rastlanmayacakür.
• Sahte hisse senedi konusun-
da herfaangi bir önlem alındı mı?
• Çukurova Elektrik hissele-
rindeki sahte olayı biraz talihsiz
bir dönemde oldu. Bugün bütün
şirketler hisse senetlerini yenileriy-
le değiştirme çalısmalan içindedir.
SPK'nın geçen sene içinde çıkan
tebliği belli standartlar getirmiş-
tir. Buna göre sermaye arttınmı
yapan şirketler yeni hisse senetle-
rini yeni tipte bastırmaktadır.
önümüzdeki birkaç yıl içinde sah-
tesi kolaylıkla basılabilecek hisse
senedi pek kalmayacaktır.
Bir iki sene önce tanmmış sigor-
ta şirketlerine hisse senetlerini si-
gorta edip etmeyeceklerini sorduk.
Edemeyeceklerini söylediler. Ama
şimdi yabancı sigorta şirketlerine
dayalı olarak çahşan sigorta şir-
ketleri hisseleri sigorta edebilecek-
lerini bildirdiler. Ingiltere'den ge-
tirtilen eksperler borsamızda in-
celeme yaptılar. Teknik bir rapor
hazırlıyorlar. önümüzdeki günler-
de teklıflen görüşülecek. Ondan
sonra sahtecilik yapılsa bile bun-
lann mali yönden telafısi müm-
kün olacak, hatta bugün geriye
doğru sigortarun dahi mümkün
olduğu ifade edildi. Dolayısıyla
Çukurova olayı belki bir daha hiç
tekrarlanraayacak. Belki bazı ya-
tırımcıları mağdur edebilecek, bi-
raz pahalı bir tecrübe olarak ka-
lacaktır ve hafızalarda iz bıraka-
caktır.
• B»gün borsada yabnm na-
sd yapüabilir? Bu fiyat düzeyierin-
de yatınmcı nelere dikkat etmeli-
dir?
• Fıyat kazanç oranı 20'yi geç-
memiş şirketlerin seçilmesi gere-
kir. Piyasaya yeni yeni şirketler gi-
riyor. Bunlar içinde bilançosu çok
iyi olanlar var. Yeni girdikleri için
de fiyatlan şişmiş değildir. Bu gi-
bi şirketlerin tercih edilmesinde
yarar görüyorum. Aynca arkasın-,
da arz imkânlannın fazla bulun-
duğu şirketler konjonktur dalga-
lanmalarından belki daha az et-
kilenecektir. Toplu Konut'un mar-
ket makerlik (piyasa düzenleyici-
liği) yaptığı şirketler buna örnek
olabilir. Gerektiğinde mal (hisse
senedi) sürebildiği için bu grup
hisselerin fazla şişmediği söylene-
bilir ve tercih edüebiUr. Buna ek
olarak yine bazı klasik şeyler söy-
leyeceğim. Şirketlerin çok iyi ta-'
nınması gerekir. Şirketlerin bilan-
çoları, ne iş yaptıklan, yönetim-
leri ve 3-4 yîllık geçmişleri göz
önünde bulundurulmalı, hissedar-
larına temettü dağıtmakta olum-
lu bir politika izleyen şirketler ter-
cih edilmeli. Sık sık sermaye aıt-
tuırru yaparak yatınmlanm büyü-
ten, hızlı gelişme gösteren şirket-
ler tercih edilmeli. Fiyat kazanç
oranı Türkiye'deki enflasyon dik-
kate alınırsa 15-20 arasında olma-
lıdır. Eğer 20'yi bulmuşsa fıyatla-
rın artık doymuş olduğu söylene-
bilir.
• Yaüntnctlara ne önerebilir-
jiniz, devam mı etsinler yoksa
beklcsiBİer mi?
• Ben devam etmelerini öne-
riyorum. Biraz at degiştirmeleri-
ni tavsiye ediyorum. Yani geçen se-
neden beri aynı şirketlere yatuım
vapılmamışsa yeni ve fiyatı şişme-
miş hisselere, ikinci pazar hissele-
rine yönelmelerinde fayda var.
Ancak bu yönelme hera fiyatı
ucuz hem de sağlam şirketlere o!-
malıdır. Gözü kapalı, fiyatı ne
olursa olsun yatırıma gitmek gibi
sakat bir yola giı ilmemelidir.