22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/10 HABERLER 19ŞUBAT1990 Akbulut: Revizyon yok • İstanbul Haber Servisi — Başbakan Yıldınm Akbulut, dün Inönü Stadyumu'nda yapılan Beşiktaş-Trabzonspor futbol takımları arasındaki karşılaşmayı izledi. TBMM Başkanı Kaya Erdem, Devlet Bakanı İsmet Özarslan ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahrettin Kurt'la birlikte karşılaşraayı izleyen Akbulut'un keyifsiz olduğu gözkndi. Maçın devre arasında gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Başbakan Yıldınm Akbulut, "kabine revizyonu" ile ilgili bir soruya, "Hayır, öyle bir şey yok" dedi. Başbakan Akbulut, Beşiktaş-Trabzonspor arasındaki karşılaşmadan sonra Zeytinburnu'ndaki Abdi Ipekçi Spor Salonu'nda yapılan Yaşar Doğu Güreş Turnuvası'nın finallerini izledi. Önceki gece Harbiye Orduevi'nin mutfağında çıkan yangın nedeniyle Akbulut, geceyi Tarabya Oteli'nde geçirdi. (Fotoğraf: AA) • • Odenek tartışması • tç Politika Servisi — Adalar Belediyesi ile İstanbul Anakent Belediyesi arasındaki "ödenek" tartışmasına, SHP Adalar tlçe örgütü de katıldı. llçe Başkanı Baki Akpolat, 18.2 milyar lira olarak bağlanan belediye bütçesine karşın, yılın ikinci ayında işçilerin ücretlerinin ödenememesini ve "Sözen para vermediği için ödeyemiyorum" demeyi "saçmalık" olarak değerlendirdi. Adalar Belediyesi'nin SHP'li üyeleriyle birlikte dün bir basın toplantısı düzenleyen Akpolat, Belediye Başkanı Recep Koç*un siyasi arnaçla hareket ederek işçi ve memurun ucretleri ödenmiyor şeklinde demeçler verdiğini, Adalar Belediyesi'nde sadece ücretler için 11 milyar lira ayrıldığını, büyükşehir belediyesinin de hiçbir ilçe belediyesine yardım yapmak amacıyla ödenek ayırmadığını söyledi. 10 gözaltına tepki • tstanbul Haber Servisi — Yeniçeltek'te meydana gelen grizu patlamasında yaşamını yitiren 68 kişiyle ilgili olarak önceki gün Çemberlitaş'da yol ortasına yatarak protesto gösterisi yaptıktan sonra gözaltına alınan kadınlarla ilgili olarak Demokratik Kadın Derneği (DKD), Insanca Yaşamda Kadin Derneği (İYKD) ve İşsizler Derneği (İD) Kadın Komisyonu'nca diin yapılan yazılı bir açıklamayla polisin tavrı kınandı ve gözaltına alınanların salıverilmeleri istendi. Yeniçeltek faciasının sorumlulanndan hesap sorulmasının da istendiği açıklamada iş cinayetlerine tepki gösterenlere "devlet terörü" uygulandığı belırtildi. Bu arada halen Gayrettepe Siyasi Şube Müdürlüğu'nde sorgulamaları süren 10 göstericinin de açlık grevine başladıkları oğrenildi. Deng'in 3. sayısı toplatıldı • İstanbul Haber Servisi — Aylık Deng Dergisi'nin şubat sayısı "bölücülük propagandası" yapıldığı gerekçesiyle İstanbul 2 Nolu DGM'nin kararı uyannca toplatıldı. Mahkemenin 1990/34 sayıh toplatma kararının, Yazı Işleri Müdürü Kâmil Ermiş cezaevinde tutuklu buhınduğu için sekreter Yılmaz Varol'a tebliğ edildiğini belirten dergi yetkilileri, daha önceki sayılannın da benzeri gerekçelerle toplatıldığını belirttiler. Azeri şairler Türkiye'de • İSTANBUL (AA) — Türkiye'ye gelen Azerbaycanlı şairler Prof. .Refik Zeki Handan ile Abbas Abdullah, 1920'de Azerbaycan Türk Milli Cumhuriyeti'ne, Kızıl Ordu ve Taşnaklar'ın saldırdığını hatırlatarak, "Tarih yine tekerrür etti, 19 Ocak 1990'da aynı kuvvetlerin saldınsına uğradık" dediler. Azerbaycan Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Refik Zeki Handan ile Yıldız Dergisi Sorumlu Müdürü Abbas Abdullah, dün Azerbaycan Kültür ve Dayanışma Derneği'nde basın toplantısı duzenleyerek son gelişmelerle ilgili bilgi verdiler. "Biz kendimizi yavru vatan olarak görüyoruz" diyen Prof. Handan, Türklerin tarih boyunca komşularıyla iyi ilişkiler içinde bulunduğunu söyledi. Abbas Abdullah da dünyada büyiık bir oyun oynandığını ifade ederek, "Türk, dışarda yaşayan bir Türkü destekleyince, Turancı oluyor. O halde, Ermenilerin, haksız Ermeni faaliyetlerini desteklemesine ne ad vermeli" diye konuştu. Halkevleri 58 yaşında • ANKARA (CumhurLşet Bürosu) — Halkevleri'nin kunıluşunun 58. yıldönümü kutlanıyor. Halkevleri Merkez Yürütme Kurulu Başkanı Ali Nejat Ölçen, "Halkevleri'nin, halk ile birlikte, bütun çağdışı gerici akımlan gerilere itmeye ve tarihin karanhklarına gömmeye kararlı olduğunu" belirtti. Ölçen, dün yaptığı yazılı açıklamada, "Siyasal iktidarın gerici güçlerle içiçe kaynaştığı böyle bir dönemde, çağdaş, laik, ilerici ve demokratik bütün güçlerin birlikteliğine her zamankinden daha fazla gereksinim vardır" dedi. Çorlu'daki göçmenlere ev * • ÇORLU (AA) — Bulgaristan'dan, zorunlu göç sonucu yurda gelen soydaşlar için Çorlu'da yaptırılan konutların teslim edilmeye hazır olduğu bildirildi. Havuzlar Mahallesi'ndeki, belediyeye ait arazi üzerinde inşa edilen 56'şar metre kare genişliğindeki konutlarda, 2 oda, salon, mutfak, tuvalet ve banyo yer alıyor. Çorlu Kaymakamı Efnan Özbulgur, her aileye ayrıca 225'şer metre karelik arsa da verileceğini belirterek "evler, göçmen yurttaşlara kurayla teslim edilecek. 11 milyona mal olacak evler, soydaşlara, 5 yılı ödemesiz, 20 yıl taksitle ödeme koşuluyla verilecek" dedi. 1990 "bilgi yılı" • ANKARA (ANKA) — Kültür Bakanlığı, Türkiye'de bilimsel çalışmalara ağırlık verilmesi ve bilgi toplumu çağına geçilmesinde ön ayak olmak amacıyla 1990 yılını bugünden itibaren "bilgi yılı" olarak kutlayacak. 1990'ın bilgi yılı ilan edilmesi nedeniyle bugün Milli Kütüphane' düzenlenecek törende Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek konuşacak. Törende ayrıca Kültür Bakanlığı'nın geçen yıl lise ve dengi okullar arasında açmış olduğu 10 ayrı daldaki kompozisyon yarışmalarınıri ödülleri de verilecek. AÇIKLAMA • Gazetenizin 6 ocak tarihli sayısında rahatsızlığım ile ilgili bir haber çıktı. Söz konusu haberde "Bursa Tıp Fakültesi'ne sevk edilen siyasi hükumlü Sadık Varer'in 260 bin lirası bulunmadığı için tedavisine başlanamıyor" deniliyordu. Sorunun 260 bin lira ile çözülmuş olamayacağını belirtmem gerekiyor. Bir yanlış anlaşılmadan kaynaklanan haberi şöyle düzeltmek isterim: "Parası olan tutuklu ve hukumluler ledavi olabilir, parası olmayanlar ise olebilirler" mantığındaki devletin eleştirisine rahatsızlığımdan daha çok önem veriyorum. Bu nedenle devletin tedavi edilmem için istediği parayı vermeyi düşünmüyorum. Bu yönun bu mektupla giderileceğini düşünüyorum. Sadık Varer Bursa Özel Tip Cezaevi istanbul Menkul Kıymeîler Borsası Başkanı Muharrem Karslı yatırımcıları uyardv 'Tehlikenin yaklaştığı söylenebîlîr'ABDURRAHMAN YILDIR1M İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Başkanı Mnharrem Kars- h, hisse senetfcri fıyat-kazanç kat- sayısının 20'lere vardığmı ve Batı düzeyini yakaladığına işaret ede- rek yatırımcıları dikkatli hareket etmeleri konusunda uyardı. Kars- lı, "Henüz bir tchlike olarak ifa- de etmesek bile buna yaklaşmak- la oldugumıuo söylemek müm- kiindiir" dedi. Kâr etmek umuduyla hisse se- nedi alanların bundan zarar da edebileceğiniu bilinci içinde olma- sı gerektiğini belirten Karslı, yatı- nmcılara "at degiştirmeleriııi" ve fiyaü şişmemiş yeni çıkan hisseler- le, Toplu Konut'un iştirak hissele- rine ve ikinci pazar şirketlerine yö- nelmelerini önerdi. Borsaya olan talebin devam et- mesinin alternatif piyasalardaki verimsizliğin devamına bağlı bu- lunduğuna dikkat çeken Muhar- rem Karslı, artan talebin yeterli bir arzla karşüanmaması durumunda ancak 1987'deki gibi bir krizin do- ğabileceğini söyledi. Karslı, bu- günkü borsa olayı ile 1981 yılın- daki bankerler faciası arasında benzerlik kurmanın zor olduğunu da kaydederek sermaye piyasası- nın artık denetim ve disiplin altı- na ahndığıru belirterek "1981'deki gibi bir bankerlik furyasma ve bu- nun sonucunda bir borsa faciası- na vanlması bence mıimkiin de- ğildir" diye konuştu. 5 yılhk görev süresi mart ayı ba- şında dolacak olan borsanın ku- rucu başkanı .Muharrem Karslı ile borsanın bugününü, geçmişini ve geleceğini konuştuk. Karslı, bu arada kamuoyunda merak edilen kendi portföyüne de açıklık getir- di. Sermaye Piyasası Kurulu'nun 2 yıl önce borsa yöneticileri ve ça- lışanlanrun hisse senedi sahipliğini yasaklamasıyla elindeki portföyü- nü tümüyle boşalttığını, yerine önce gelir ortaklığı senedi ve fon katılma belgesi aldığını, daha son- ra ise konut sertifıkalanna döndü- ğünü açıkladı. 16 yıldan beri his- se senedi piyasasında olan ve bu- günkü mevcut koşullarda ikinci bir dönem için görev almakta is- teksiz görünen Muharrem Karslı'- ya sorularımız ve yanıtlan şöyle: • Bugiinlerde hisse senedine yönelik buyiık bir talep olduğu gözlenivor. Büyük kentlerin yanı sıra Anadolu'dan da önemli bir yatınmcı kitlesi hisse senedine ya- tınm yapıyor. Sanayiei ve işada- mından bürokratına, sade vatan- daşa kadar herkes hisse senedine doğru koşuyor. Neden? Bu dunı- raa niçin ve nasıl geldik? • Borsa yeni bir olay Türkiye^ de. Halkm yeniliklere karşı büyük bir ilgisi, çok dinamik bir yapısı var. Ve yeni imkân ve kazanç ka- pılarına karşı da büyük bir inti- bak kabiliyeti vardır. Borsa kurul- duğundan itibaren bir-iki sene içinde kendisini tanıtmaya calıştı. Araya 1987 krizi girdi. Bu, tanıtı- mı biraz baltaladı ve geciktirdi. 1989"un ortalanndan itibaren hal- kımızın büyük bir ilgisiyle karşı- laştı. Bıldiğimiz nedenlerin başm- da bence halkımızın dinamizmi gelir. Bundan sonra alternatif pi- yasalardaki yatırım araçlannın, yani altın, döviz, mevduatın yeterli gelir getirmemesi geliyor. Ama borsanın kendini tanıtmaya baş- laması ve yatınmcüarın çoğalması sonucunda talebin artması ve fi- yatlann devamlı olarak yükselme- si, hiç kimsenin kaybetmemesi, herkesin bir şeyler kazanması hal- kın iigisini kitleler halinde borsa- ya çekmeye başladı. Ve bugünkü durum ortaya çıktı. Bu biraz da halkın refah seviyesini yükseltmek için birtakım beklentiler ve yeni yeni birtakım imkânlar peşinde ol- duğunu gösterir. Dünyanın diğer ülkelerinde de borsalann geUşmesi Demek oluyor ki borsada iki yıl da köprülerin altından çok sular geçmiş ve hisse senedi piyasası bu- gün artık başka organizasyonlara gerek kalmadan büyük özelleştir- me operasyonlannı, üstelik hisset- tirmeden gerçekleştirebilecek ha- le gelmiştir. Işte borsanın son yıl- lardaki gelişmesinin bir iktisadı fe- nomen olması bu nedendendir. • Borsanın bu gelismesi eko- nomik duruma göre abartüı degil midir? dagıtacaklan kâr paylan da düşii- yor. Bu îiyat düzeylerinden hisse senedi alanlar önümüzdeki aylar- da ve yularda kâr elde edebüecek- lermi? • _ Şirketlerin t^zılarının 89 bi- lançolarının beklendiği kadar par- lak olmadığı bir gerçektir. Ancak hisse senedi fıyatlarının bu duru- ma gelmesi aşın bir talepten ve bu talebin karşılanamamasından kaynaklanıyor. Yalnız endeksin 4 bin dolayında olması hisse senet- Bugünkü borsa olayı ile 1981 'deki bankerlik faciası arasında benzerlik kurmak zor. Şimdi sermaye piyasası bir denetim ve disiplin altmdadır. Borsa da denetim altındadır. 1981 'deki gibi bir bankerlik furyasına ve bunun sonucunda bir borsa faciasma vanlması bence mümkün değildir. • Bana göre istanbul Borsası 1 nın gösterdiği gelişme Türk eko- nomisinin potansiyeli içinde asga- ri bir gelişmedir. "Y&ni Türk eko- nomisinin potansiyeli dikkate ahndığında bu gelişmenin o kadar olağanüstü olmadığı görülür. Türkiye 55 milyon nüfuslu bir ül- kedir. Oldukça sanayileşmiş bir ülkediı. Fert başına milli geliri bin dolann üstündedir. Ama resmi ra- kamları ben gerçekçi bulmuyo- rum, kişi başına gelir en az iki bin dolann ustundedir. 20 binden faz- la anonim şirket ve Türkiye'nin di- namik bir sosyal yapısı var. Bütün bunlar göz önüne alınırsa borsa- nın gösterdiği başannın bu potan- siyeün yanında fazla büyük olma- dığı anlaşılır. Ortaya çıkan durum, bu potansiyelinin bahsettiğiniz ekonomik şartlar altında varabil- diği asgari bir gelişmedir. Eğer bu- gün enflasyon yuzde 15-20 dola- yında ve gelişme hızımız da yüz- de 7-8 olsaydı, ekonomide bahset- tiğiniz durgunluk ve olumsuz et- kiler bulunmasaydı borsanın ge- lişme hızı bugünkünün çok çok üstünde olurdu. Borsanın göster- diği gelişme Türk ekonomisinin durumuyla çelişki göstermemek- tedir. Aksine, Türk ekonomisi da- lerinin asıl olması gereken değer- lerine yaklaşmakta olduğunu gös- teriyor. 1988'deki fıyatlar tersine anormal rıyatlardı. Bugün endeks 4 bin dolayındadır. 1987 ağusto- sunda endeks 1332 idi. Aradan ge- çen yıllann enflasyonu buna ek- lendiği zaman krize sebep olan asın fiyadann 4000"in bir hayli üs- tünde olduğunu görüyorum. Bu nedenle 4000 endeksi bana bir teh- like habercisi gibi gözükmüyor. Yalnız fıyat kazanç katsayısının 20'lere varması ve Batıyı yakala- mış olması dikkatli davranüması gereken bir noktaya vardığınnzı gösteriyor. Henüz bir tehlike ola- rak ifade etmesek bile buna yak- laşmakta olduğumuzu soylemek mümkündür. • Son günlerde dUe geürilen bir endişe var. Bu hızlı tınnanma- dan sonra acaba borsa 1981'deki bankerlik olayı gibi bir faciayı ya- şar mı? • 1981'deki bankerlik faciasıy- la bugünkü borsa olayı arasında benzerlik kurmak bence kolay de- kündür. • Şu anda borsada yaşanan bu dönemi açıkla>abilir misiniz? Ne- reye dogru gidiyor acaba? • Klasik bir benzetme vardır: Derler ki bir yerde borsa kuruldu- ğu zaman bir süre uyuklama dö- nemi yaşar. Biz 1986'da bu döne- mi geçirdik. Ondan sonra mani- pülasyon dönemi, yani işleme gec- me dönemi vardır. Bunu da 1986'nın sonları ile 1987'nin baş- lannda yaşadık. Ondan sonra spe- kulasyon dönemi gelir. Herkes borsaya koşar. Yaünmcıların dı- şında sırf para kazanmak ve spe- külasyon imkânlannı sonuııa ka- dar kullanmak için yahut da kö- şeyi donmek için borsaya koşan- lar olur. Bunlar fiyatlan busbütün yükseltirler. Borsa yükseldikçe herkes bir şeyler kazanır. Herkes kazandıkça borsaya yeni yeni ki- şiler gelir. Talep daha da artar. Bir de bakarsınız hisse senedi fîyatları olması gerekenin çok üstüne çık- mış, yani bir balon meydana gel- miş, ondan sonra herhangi bir olay balona bir iğne batınr ve kriz başlar. Buna crash dönemi de- nir. Bu krizden birçok kimse za- rar görür. Çok kimsenin ağzı ya- nar, eli yanar, ama birçok da ders- ler alınmış olur. Bu krizi takip eden dönemde bir süre durgunluk yaşanır, fakat sonradan yavaş ya- vaş hisse senedine talep artar ve bu piyasa da olgunluğa kavuşur. De- mek ki borsalar klasik olarak 5 dönemden geçiyor. Aşağı yukan dünyada son 30-40 yüda kurulan borsalarda bunlar yaşanmıştır. İs- tanbul Borsası da '87 ve 88'e doğ- ru bunlann hepsini yasadı. Şu an- da olgunluk devresindedir. Zaten bugün yeni bir '87 krizini pek bek- leyemeyişimizin sebeplerinden biri de borsanın bunu 87'de yasamış olması ve yeterince tecrübe sahi- bi olmasıdır. Bir taraftan yatınmcdarm, bor- sa üyelerinin ve borsanın, bir ta- raftan da kamuoyunun ve basının borsacılık konusunda geçen 4 yıl içinde bir hayli bilgi ve tecrübe ka- zanmış olması, acemilikten kur- tulmuş olması, borsanın olgunlu- ları piyasaya girmiştir. Hisse sene- di ağırhklı yeni fonlann piyasaya çıkanlma hazırhkları vardır. Bü- yuk bankalar büyük meblağlarda borsaya gelmektedir. Büyük ser- maye sahipleri bu piyasada aktif hale gelmişlerdir. Ne tarafından bakılırsa bakılsın 1987'den çok farklı bir yapı ortaya çıkmıştır. • Yani 87 krizine beozer bir kriz oimaz mı diyorsunuz? • Eğer halkın hisse senedine olan talebi arz ile karşılanmazsa benzer bir krizin olması mümkün- dür. Ama 1987'dekinin aksine, bu- gün devletin Toplu Konut ve Ka- mu Ortaklığı ldaresi aracılığıyla piyasaya mal enjekte etmesi, tale- bin arz ile karşılanması bizim en büyük teminatımızdır. • Talep arz ile karşılandığın- da şimdiye kadar arzın noksanlı- ğından ileri gelen fiyat yukselme- lerinin nonnal düzeylerine dön- mesi tehlikesi yok mu? • Böyle bir şeyi çok kişi düşü- nüyor. Bugünlerde, deniliyor ki ta- lep arz ile karşılandı ve fiyat ar- tışlan bir yerde durdu. Artışın durması üzerine, sırf değer artışı için yatınm yapan pek çok kişinin "artık bu işte ekmek kalmadı baş- ka alanlara yönelelim" diyerek pi- dan bu yılın sonuna kadar kavuş- masım beklemiyorum. Yoksa ev- velce söylediğim gibi döviz ve al- tın fiyatlannın herhangi bir kon- jonktür virajı sebebiyle hızb bir yükselişe geçmesi halinde borsa- da tehlike düşünülebilir. • Yatınmalar borsadan hisse senedi alamıyorlar. Araa üyder beUi bir limit koydnlar. BB sonuı nasıl çözümlenecek? Kiçiik yaö- nmalar nonnal yollardan nc za- man hisse senedi alabUcccUer? Küçük yatınmcılann borsaya ulaşması, borsada yatırım yapa- bilmesi için ön şart, borsanın ye- terli bir binaya kavuşmasıdır. Bu- gün borsa binasında üyelere 4 metrekarelik hücreler verilmiştir. Avnıpa'nın birçok borsalannda bunun daha küçüğü de görülür. Telefon kabini kadar yerleri var- dır borsa üyelerinin, ama kabinin dışında da daha müsait yerleri vardır. Bizim bazı üyelerimizin borsa dışındaki işyerleri olmadı- ğı da görülebüiyor. Borsa çok mü- sait bir binaya kavuşursa -ki bu- günlerde tüm iş yoğunluğumuz bunun üzerine çevrilmiştİTi o tak- dirde halk hiçbir kısıtlamaya tabi olmadan borsaya girip çıkabile- Fiyat endeksinin 4000 dolayında ; olması bana bir tehlike habercisi ; gibi gözükmüyor. Yainız fiyat î kazanç katsayısımn 20'lere varmast ve Batı'daki düzeylerini \ yakalaması, dikkatli davranüması gereken bir noktaya vardığımızı gösteriyor. Henüz bir tehüke olarak ifade etmesek bile buna yaklaşmakta olduğumuzu soylemek mümkündür. ğil. Belki rakamlann büyüklüğü „ , . , bakımından benzerük ktırulabUir. & . kavuştuğunun kanıtlarmdan Halkın o dönemde tahvillere koş- b l m u t e 5 k d eĞ ^ 0T - masma benzer şeküde bugün his- • Kamu kesiminin yanında se senctlerine koşması bir benzer- özd sektöriin halka açılma calış- yasadan çekilmesi fıyatların düş- mesine yol açacaktır. Bu, yabana atılacak bir flkir değil. Yine şunu söyleyeceğim. Bugün borsa ile il- gilenen kisilerin sayısı çok artmıs- tır. Hisse senedi olanların sayısı- nın bir milyonun üstüne çıktığı tahmin ediliyor. Bugün borsaya olan talep beUi çevrelerde ortadan kalksa bile her gun borsaya taze talep gelmektedir. lstanbul'dan ve Karslı, hisse senedi piyasasında kâr ile zarann kardeş oldnğnnu ve yatınmcılann, bu fiyat dttzeylerinde "at degiştirmelerini" öneriyor. ha iyi şartlar altında daha hızlı ge- lişen bir borsa yaratabilir. • Özellikle son üç ay içinde borsaya gelenterin tiimü kazandı. Herkesin kazandıgı bir oyun mıimkiin miidür? Bu nereye ka- dar devam edebilir? • Hisse senedinde herkesin ka- zanması mümkün değildir diye düşünenler var. Bunlar belki bor- sayı kumarhane gibi gören kimse- lerdir. Bir kumarhanede herkesin kazanması mümkün değildir. Bir rulet masasının, bir poker masa- sının etrafında bir yanda kazanan- lar, bir yanda da kaybedenler var- dır. Bu kesindir. Ama borsada his- se senedine yatırım birçok bakım- Bu piyasada kâr, zarann kardeşidir. Kâr etmek umuduyla hisse senedi alanlar zarar da edebileceğinin bilinci içinde olmalıdırlar. Yatınmcılann "at degiştirmelerini", fiyatı şişmemiş yeni çıkan hisselere, Toplu Konut'un iştirak hisselerine ve ikinci pazar şirketlerine yönelmelerini öneriyorum. benzer şekilde olmuştur. Bugün İMKB, ki artık tstanbul Borsası olmaktan çıkmakta, baş- ka şehirlere de hizmet vermeye ve bir milli borsa olmaya başlamak- tadır, bir iktisadi fenomen halin- dedir. Borsa ve hisse senedi piya- sanın kuruluşunun bir amacı da endüstriyel mülkiyetin halk taba- nına yayılması ve smai demokra- sinin kurulraası, halkın şirket ya- tınmlarına iştirak etmesi, işçinin kendi kendisinin patronu olması- dır. Diğer bir amacı da sanayiye ve devlet kesimine halkın tasamıf- lanndan kaynak sağlanmasıdır. Borsa bugün bu iki amacı da ken- di çapında yerine getirmiştir ve ge- tiriyor. Türkiye'de bu amaca ula- şılması için özelleştirme yolu tu- tulmuştur. Özelleştirme yoluyla hem sanayi mülkiyetinin tabana yayılması hem de devletin topla- yacağı paralarla butçe açıklarını kapatması ya da yeni yatırımları finanse etmesi arzu edilmiştir. Özelleştırmenın gerekli altyapısı derken hisse senedi piyasasını ve borsayı kastediyorum. Bugün bor- sada devlet Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi (TKKOİ) aracı- lığıyla iştiraklerinin hisse senetle- rini halka satmaktadır. Bunu da asgari masraflarla yapmaktadır. dan kumardan ayrılır. Hisse sene- dinden herkesin aynı zamanda ka- zanmasının mümkün olması da en önemli farklardan biridir. Eğer konjonktur yükseh'yorsa, hisse se- netleri gerçek değerlerini bulma- mışsa bu mümkündür. 1986'dan bu yana 1987 ağustos sonrası ha- ric, hisse senedine yatırım yapan herkes kazandı. Yatırım yapılan şirket gelişiyorsa yatınmcı da ka- zanır. Talep artışı ile fıyatlar ger- çek değerine doğru yükseldikçe herkes kâr eder. Aşırı artışlar yü- zünden fıyatlar bir çöküş içine gir- meyip o düzeyde bir denge oluşur- sa kârlar da elde kalır. • Bu saadet zinciri değil mi? >e her saadet zinciri gibi bir yer- de kopmayacak mı? • Hayır, saadet zinciri değildir. iıgisi yoktur. Bugun yatınm yapan yann zarar etse bile olaya uzun va- deli bakıldığında, gelecek yıl kâr edecektir. Bu piyasada kâr gibi za- rar da edilebilir. Kâr zarann kar- deşidir. Kâr etmek umuduyla his- se senedi alanlar bundan zarar da edebileceğinin bilinci içinde olma- lıdırlar. • Şirketlerin kârhlıgında son vıliarda bir durgunluk var. Ama b.. şirketlerin borsa degerleri yük- seliyor. Şirketlerin nissedarlanna lik sayılabilir. Ama kanımca ben- zerlikten çok fark var. Farklan da şöyle saymak mümkün: Bir defa, 1981'deki bankerlik faciası sırasın- da konu hisse senedi değil tahvil- di. Tahvil bir borç senedidir. Tah- vil bir şirketin tahvil alıcısına borçlanması olayıdır. Hisse sene- di ise bir şirketin bir çeşit tapu se- nedidir. Hisse senedi alan kimse bunu pahalı bile alsa hisse sene- dinin değeri hiçbir zaman sıfıra inmez. 9 bin liraya aldığınız hisse senedinin değeri fıyatlar düşerse 5 bin lira olur. Ama hiçbir zaman sıfıra inmez ve beUi bir noktamn altına da düşmez. Aynca düşen hisse fîyatlannın uzun vadede tek- rar eski düzeyine vardığı görül- mektedir. Bir defa en büyük fark buradan ileri geliyor. lkincisi 1981 bankerler faciasın- da piyasa tamamen başıboş du- rumdaydı. Ne Sermaye Piyasası Kanunuevardı, ne SPK denetinıi vardı. Bugün SPK piyasayı disip- lin altına almıştır. 8l'de Ankara- da özellikle lahmacuncular, ham- burgeciler tahvil satıyorlardı ya da halkın parasıru tophıyorlardı. Tah- vili biten banker kuponlannı ke- sip koçamnı ayn, kuponunu ayrı satıyordu. Tahvil bulamayan ban- ker ise tahvil alan müşterisine "sen bunları buraya bırak biz saklayalım" diyerek eline bir mak- buz tutuşturuyordu. O tahvili bi- raz sonra bir başka raüşteriye tek- rar satıyordu. Bütün bunlar bugün mümkün değildir. Sermaye piya- sası bir disiplin ve denetim altın- dadır. Borsa da denetim altında- dır. Ayrıca sermaye piyasasında her önüne gelen işlem yapmaz. Sermaye piyasasında işlem yapan kuruluşlar aynı zamanda borsa üyeleridir ki hem Sermaye Piya- sası Kurulu'nun hem de borsanın süzgecinden ve denetiminden geç- mektedir. Dolayısıyla bu kadar denetim altında, bu kadar izne ta- bi işlemler içinde 1981'deki gibi bir bankerlik furyasına ve bunun so- nucunda bir borsa faciasına vanl- ması bence mümkün değildir. • Hiç mi tehlike yoktur, sorun yoktur? • Pekâlâ sorun yaratabilir. Çunkü vatandaşlann pek çoğu ne aldığını bilmeden alıyor. Bazıları hisse senedi ile tahvil farkını bil- meden hisse senedine yatınm ya- pıyorlar. Borsanın dışında yapılan alımlarda halkın, hisse senetleri- nin cinsi, tertibi, kupürü, kupon- ları, rüçhan hakkının üzerinde olup olmadığı, eski-yeni ve büyük- küçük kupür farkı gibi konular- da aldatılması her zaman müm- malan var mı? Halka açılma fır- satını 1987'de kullanamayan özel seklör acaba 90 fırsatını kullana- bilecek mi sizce? Bu yönde yapı- lan çalısmalar var mı? • Özel sektör gerçekten bu tre- ni 1987'de kaçırdı, aslında devlet de kaçırdı. Özel kesim uykuday- dı. Bizim uyanlanmıza kimse ku- lak asmadı. Ama 87 ile 90 arasın- da fark vardır. Kamu borsaye ilgi göstermiştir. özel sektör de bor- saya istemeye istemeye ilgi göster- meye başlamıştır. Bir taraftan ka- mu kesiminin iştirak hisseleri bor- sada satılırken, bir taraftan da haftada 2-3 özd sektör şirketi hal- ka açılıyor. Bunları şu anda baş- ka şirketler de bekliyor. Arz-talep dengesizliğindeki 2 ay önceki teh- likeden bugün bahsedilemez. • Bir zamanlar kamuoyuna yansıyan ve tartışmalara neden olan portföyiinüz ne oldu? • Benim portfoyümü son iki yıl içinde tümüyle elden çıkarıp yerine önce gelir ortaklığı senedi ve fon katılma belgesi aldığımı, daha sonra konut sertifîkaları çı- kınca tamamen konut sertifıkala- nna yöneldiğimi tüm borsa çevre- leri biliyor, çünkü konut sertifika- sı ahmlannı borsadan yapiTOrum. • 1987 krizi nasıl oldu? Nedeni neydi? Kamuoyunda pek tarüsıl- madı bu konu? • 87 krizinin en açık nedeni borsada fıyatların gerekli altyapı taşradan spekülatör karakterli U- lep azalsa bile bunu yatınmcı ka- rakterli bir talebin telafı etmesi her zaman mümkündür. Yabancuann Türkiye'ye ilgisi devam etmekte- dir. Aynca yeni yeni yatınm fon- lan, yatınm ortaklıklan kurulraa- sı beklenmektedir. Kurumsal ya- tınmcılann, sigorta şirketlerinin, vakıfların, emekli sandıklanmn sermaye piyasasma yönelmesi ger- çekleşmektedir. Dolayısıyla tale- bin bir bölümü artık fiyat anışı durdu diye geri çekilecek olsa bi- le bunu telafi edecek yeni talep potansiyeli ufukta görülüyor. Ay- nca fıyatlann herhangi bir sebeple gerilemesi halinde potansiyel ah- cılar harekete geçmektedir. Onun içindir ki fıyatlann doygunluk noktasına gelmesi halinde bile ben bunun hemen geriye dönüş, kro- nik bir düşüş haline gelmesi ihti- malini kuvvetli görmüyorum. • Borsanın yeni müşterileri ara- sında altıncılar, dövizciler ve kısa yoldan köşe donücüler çogunluk- ta görülüyor. Herhangi bir kon- jonktur dönüşünde bu talebin pi- yasadan hemen kaçması bir çökü- şe yol açmaz mı? • Borsaya olan talebin devam etmesi, alternatif piyasalardaki ve- rimsizliğin devam etmesine bağlı- dır. Dünya konjoııktüründe birta- kım değişmeler olur da altın yük- selişe geçerse o zaman gerek bor- sa spekülatörleri gerekse Kapalı- Benim portfoyümü son iki yıl içinde tümüyle elden çıkarıp yerine önce gelir ortakhğı senedi ve fon katılma belgesi aldığımı, daha sonra konut sertifikalan çıkınca tamamen konut sertifikalarına yöneldiğimi tüm borsa çevreleri biliyor. Çünkü konut sertifikası aiımlanmı borsadan yapıyorum. tanıamlanmadan, gerekli derinli- ğe ulaşılmadan gereğinden hızla yükselmesinden kaynaklandı. Kriz döneminde günlük işlem hacmi iki kez iki milyarın üstüne çıktı. Böyle bir piyasanın derinliğinden bahsedilemez. Bugün ise herkes şartlann o günkü şartlarla aynı ol- madığında ittifak etmiş durumda. Bugün piyasanın derinliği 80-100 milyar liraya varmıştır. O zaman borsa üyelerinin sayısı 36'dan iba- retti ve faal olanlann sayısı 20 idi. Bugün üye sayısı 93'e çıkmış bu- lunuyor. Borsaya >"abancı serma- ye gelmiştir. Yabancı yatınm fon- çarşı ve Tahtakale kaynakh spekü- latörler ve yatınmcılann altına kayması ihtimali her zaman var- dır. Ama dünyadaki siyasi kon- jonktüre göz attığımızda bir sert- leşme değil yumuşama görüyoruz. Savaş tehlikesi azalmıştır. Doğu ve Batı bloklan arasındaki gerginlik azalmaktadır. Bugun Berlin Du- varı yıkılmıştır. Doğu ve Batı Al- manya'nın birleşmesinden söz edilmektedir. Kimyasal silahlar ortadan kaldınlmaktadır. Füzeler imha edilmektedir. Böyle bir or- tam içinde ne dolann ne de altı- nın eski parlak günlerine en azın- cek, borsadaki işlemleri izleyebi- lecektir. Borsadaki işlemleri izle- yenler ile işlem yapan borsa uye- leri arasında en iyi tdekomünikas- yon bağı kurulacaktır. Aynca bil- gisayar monitörleriyle kendilerine borsa işlemleri hakkında direkt bilgiler verilecektir. Bu takdirde küçük yatınmcılann işlem yapma- sı daha kolaylaşacak ve borsaya gelip de eli boş dönenlere artık rastlanmayacakür. • Sahte hisse senedi konusun- da herfaangi bir önlem alındı mı? • Çukurova Elektrik hissele- rindeki sahte olayı biraz talihsiz bir dönemde oldu. Bugün bütün şirketler hisse senetlerini yenileriy- le değiştirme çalısmalan içindedir. SPK'nın geçen sene içinde çıkan tebliği belli standartlar getirmiş- tir. Buna göre sermaye arttınmı yapan şirketler yeni hisse senetle- rini yeni tipte bastırmaktadır. önümüzdeki birkaç yıl içinde sah- tesi kolaylıkla basılabilecek hisse senedi pek kalmayacaktır. Bir iki sene önce tanmmış sigor- ta şirketlerine hisse senetlerini si- gorta edip etmeyeceklerini sorduk. Edemeyeceklerini söylediler. Ama şimdi yabancı sigorta şirketlerine dayalı olarak çahşan sigorta şir- ketleri hisseleri sigorta edebilecek- lerini bildirdiler. Ingiltere'den ge- tirtilen eksperler borsamızda in- celeme yaptılar. Teknik bir rapor hazırlıyorlar. önümüzdeki günler- de teklıflen görüşülecek. Ondan sonra sahtecilik yapılsa bile bun- lann mali yönden telafısi müm- kün olacak, hatta bugün geriye doğru sigortarun dahi mümkün olduğu ifade edildi. Dolayısıyla Çukurova olayı belki bir daha hiç tekrarlanraayacak. Belki bazı ya- tırımcıları mağdur edebilecek, bi- raz pahalı bir tecrübe olarak ka- lacaktır ve hafızalarda iz bıraka- caktır. • B»gün borsada yabnm na- sd yapüabilir? Bu fiyat düzeyierin- de yatınmcı nelere dikkat etmeli- dir? • Fıyat kazanç oranı 20'yi geç- memiş şirketlerin seçilmesi gere- kir. Piyasaya yeni yeni şirketler gi- riyor. Bunlar içinde bilançosu çok iyi olanlar var. Yeni girdikleri için de fiyatlan şişmiş değildir. Bu gi- bi şirketlerin tercih edilmesinde yarar görüyorum. Aynca arkasın-, da arz imkânlannın fazla bulun- duğu şirketler konjonktur dalga- lanmalarından belki daha az et- kilenecektir. Toplu Konut'un mar- ket makerlik (piyasa düzenleyici- liği) yaptığı şirketler buna örnek olabilir. Gerektiğinde mal (hisse senedi) sürebildiği için bu grup hisselerin fazla şişmediği söylene- bilir ve tercih edüebiUr. Buna ek olarak yine bazı klasik şeyler söy- leyeceğim. Şirketlerin çok iyi ta-' nınması gerekir. Şirketlerin bilan- çoları, ne iş yaptıklan, yönetim- leri ve 3-4 yîllık geçmişleri göz önünde bulundurulmalı, hissedar- larına temettü dağıtmakta olum- lu bir politika izleyen şirketler ter- cih edilmeli. Sık sık sermaye aıt- tuırru yaparak yatınmlanm büyü- ten, hızlı gelişme gösteren şirket- ler tercih edilmeli. Fiyat kazanç oranı Türkiye'deki enflasyon dik- kate alınırsa 15-20 arasında olma- lıdır. Eğer 20'yi bulmuşsa fıyatla- rın artık doymuş olduğu söylene- bilir. • Yaüntnctlara ne önerebilir- jiniz, devam mı etsinler yoksa beklcsiBİer mi? • Ben devam etmelerini öne- riyorum. Biraz at degiştirmeleri- ni tavsiye ediyorum. Yani geçen se- neden beri aynı şirketlere yatuım vapılmamışsa yeni ve fiyatı şişme- miş hisselere, ikinci pazar hissele- rine yönelmelerinde fayda var. Ancak bu yönelme hera fiyatı ucuz hem de sağlam şirketlere o!- malıdır. Gözü kapalı, fiyatı ne olursa olsun yatırıma gitmek gibi sakat bir yola giı ilmemelidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle