29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ŞUBAT1990 • • • • HABERLERİN DEVAMI CUNEYT ARCAYUREK CUMHURİYET/17 Alıcıyla Satıcı... (Baştarafi 1. Sayfada) Bu açıdan ülkemizde durum nedir? Bir tüketici hareketi var mı Türkiye'de? Bir "tüketici kültürü"nöen söz edilebiiir mi? Ye- diklerinden, içtıklerinden, kullandıklarından ve yararlandığı hizmetlerden ötürü hakları- na sahip çıkabiliyor mu tüketiciler? Bir "tü- ketici lobisi"ri\n otuşabileceğine ilişkin ipuç- ları var mı? Bugün için Türkiye'de bu soruların yanıt- ları olumlu değildir. Genellikle kaderine ra- zı bir görüntü çizer satıcı karşısında tüketi- ci; çogu zaman boynu bükük, hakkını ara- yamayan bir rolün sahibi olduğu söylenebilir. Malını satana dek müşterisine güleryüz- lüdür satıcı da; ama malını elden çıkardık- tan sonra çoğunlukla kayıtsızlığa yönelir. Ma- lının bozuk, kalitesiz, sağlığa zararlı çıkma- sı durumunda işi nasıl yokuşa süreceğini ga- yet iyi bilir. Müşteri çaresizdir, şansına küs- mekle yetinir çogu kez. Ayrıca ülkemizde yalmzdır tüketici. Ken- di hakkını arayabilme konusunda bilinçlen- memiştir, sesini yükseltmeye alışmamıştır. Ama aynı zamanda haksızlığa uğradıgın- da kullanabileceği yasal olanaklar da yok gi- bidir. Bugüne degin Türkiye'de "Tüketiciyi Koruma Yasası" çıkarılmış değildir. 1971'de bu yolda bir girişım yapılmış, ancak daha sonra unutulmuştur konu. Bugün tüketici uğradığı bir haksızlık kar- şısında dava açmaya kalkışsa, mahkeme ko- ridorlannda tükenmekten başka bir şey elin- den gelmez. Satıcıyı disipline edebilecek pa- ra cezaları ise gülünç düzeydedir. Tüketiciyi üretici karşısında koruyan yasa- lar olmadığı gibi, bu alanda elle tutulur tü- ketici örgütlerinin varlığından da söz edilemez. Tüketicilerin örgütlenerek bir baskı grubu oluşturmalarıyla ilgıli olarak basın da şimdi- ye dek yapıcı bir rol oynamamıştır. Oysa hepimiz tüketiciyiz. Bu topraklarda yaşayan herkesin, kim olursa olsun, hangi partiyi, kulübü tutarsa tutsun ortak bir yanı vardır: Tüketici olmak... Tüketicinin baskı grubu olarak kendi var- lığını belli etmeye başlamasının üreticiyi de hizaya getirici etkisi olacaktır. İş yaşamına günübirlik bakmayan, "müşteriye hizmet, malı sattıktan sonra başlar" ilkesini benim- seyen üreticiler de tüketicinin bilinçlenme- sinden yararlanacaklardır. Bir ülkede tüketici kültürünün oluşumu, hem yaşamın kalitesini yükseltir hem de de- mokrasiyi geliştirir. Onun için, satıcı karşısında boynu bükük müşteri olmaktan bir an önce kurtulsak ne iyi olur! Hak verilmez, alınır deyip-kolları srvamak- tan başka çare yoktur. Arkadaşımız Meral Tamer'in bugün yayı- nına başladığımız "Tüketici Otmanın Sırlan" başlıklı yazı dizisini bu açıdan ilgiyle okuya- cagınızı sanıyoruz. Ayakkabınız açılınca Belirsizlikler (Baştarafi 6. Sayfada) lerin en pahalı reklam kampanya- lanndan daha etkili olduğunu kavramışlardır. Ticari yarar 10 Ude toplam 31 şubesi olan ¥e«l KaramürMİ mağazalannın ortaklanndan Fethi Agnüı, üretici ve satıcıda değişmekte olan zihni- yeti "Ben kalllesiz çıkan malımı kcyflaıdea geri almıyoram. Tîca- ri ıpdMi b—dı ytntt görayoram. Miiştertyte iuthşarak onu kınır- M B , daka fada ksybedebilirim. MüftoteİM katah otchfta bir otay- da Mfe bea mah goi aknan, bcHd o *• tçia bir 50 bta ttr* kıybede- rim. Ama o mtişteri dükkfiodan •nemaaıı aynlına dcfaiarca bana gekcek, yalnnlanıu gettrtcek ve daha pek çok 50 bin liralar bmkacakür" sözleriyle anlaonak- tadır. Bugün artık Türkiye'de özellikJe bOyük kentlerde satıcı piyasasın- dan alıcı piyasasına gecilmekte ol- duğunun ilk ipuçları görülmeye başlanmışto. Ancak 6 yılda tüke- tici lehine alınan bu mesafede eminiz ki en büyük pay, Ayseli Us- luata gibi bilinçli, inatçı, hakkını sonuna kadar aramaya kararlı, mücadeleci tüketicilerindir. Mudo'nun müşteri ilişkilerinde son dönemde dejişen "zihniyeti" ekim ayında yaptıgımız bir soruş- turnıa sırasında Mudo Magazalan Pazarlama Koordinatörü Gökay Erol şöyle anlatmıştı: "Defoln maUan tabU ki geri alacafız. Hatu bazca müşteri ha- tasuMtan kayaaklaaan malı büe geri alıyonız. Biz nerkez olarak üusiyaüfi magua mMttrierine bı- rakıyonu ve onlara da sık sık 'Amacmız, sorunu merkeze getir- meden müşteriyle kendi aranızda çözmek olmalı' diyoruz. Çttnkü oolar nüfteriyle bire bir tttjki içta- de. Malı merkeze göııderiyonım (Myerek araya Udnci bir engel koy- mak niyc?.. ÖzeDikle eylöl başın- da yapbgumz son bayi topiantısın- da ba mesajımm 49 nagaza mü- TKP (Baştarafi 6. Sayfada) idarecileri olmaya namzet olanla- rını mümkün olduğu kadar sos- yalist demokrasiye çekmeye gay- ret etmek ve bu içtimai bünye de- ğişikliklerinin gerçekleşmesine bizzat iştirak edebilen unsuru sak- lamaya uğraşmaktır. Bu vadide birçok başarılar elde edebileceği- mizden katiyyen şüphe edilmez. Bunun için teşebbüsü bir an elden bırakmamız, diğer partilerin ida- recileriyle temas kaybetmemeye dikkat etmemiz kifayet eder" lcişleri Bakanı Şükrü Sökmen- süer'in bu konuşmasında, TKP ile DP ve Mareşal Çakmak'm işbir- liği yaptığını söylüyor ve rauhale- feti toptan suçluyordu. Ertesi gün en büyük tepki Ma- reşal'den geldi. Çakraak, Kudret Gazetesi'nde şu açıklamayı yaptı: "Ben komiinist degiiim. Ve hiç- bir komiinist partisiyle de hiçbir müoasebetiın yoktor.' Seaderce Dışişleri Bakanlıgı yapmış levfik Rüşta Aras ile tçiş- leıi Bakanbfı yapmış olan Cami Baykart'un bile bu kadar seneiik memieket biznıetJeri unutalup ko- mömstUk ile itham edümişlerdir. " Çakraak, yanıtlarını başka ya- yın organlarında da sürdürdü. "Millel otgundur. Bu propagan- dalar makas (ters) neticeler verir. Mfllet, beaim komunist oJraadıgı- mı ve komöBistlere alet olmaya- ca«wu çok iyi bilir. Halkın, hak- lanada güvendzl^ini izale etmek (gideraek) istiyorlarsa, bu sade- ct halkın derdini anlayıp hallel- mekle oiar. Benim döşöncem şndnr ki mil- leflerin yüreginde hürriyet ateşi yanmıştır. Ve sönmez. Yer yer do- laşmalanmda, temasianında dert- lerini, şikiyetlerim ve arzulannı dtakditim ve hak verdigim vatan- daşlara komünisüerdir denilebüir mi?" Yanru DP karşı taarruzda düıü ve bayimize ısrarla Uettik. Ama bdld hlil aksaklıklar oln- yordnr. Çnnkâ ma|aza persone- linin önce kendisinin bunu icine sindirmesi gerek." Aksaklık hâlâ var Evet, Mudtfda değişen zihniyet böyle... Ama Sayın Gökay Erol- un dedigi gibi "aksaklıklar" raa- alesef hâlâ oluyor: Okurumuz Bölent Emeıt, geçen ayın son günlerinde bizi aradı. Mudo'dan ocak ayı başında aldı- ğı beyaz montu, İcolu çamurlan- dığı için temizleyiciye vermiş, an- cak geri alraaya gittiginde astan- nın renginin monta vurduğunu üzülerek görmüştü. Temizle>ici Erar Hofmann, "Ben yıllardır bu işi yapanm. Astann monta dikil- digi kırmızı iplik renk vermiş. Ku- sur bizde deftil. Benim tazmin ede- cegim bir durum yok" diyordu. Ve de Bülent Emert'e göre hakJıydı. Okurumuz montu satın aldığı Mudo Beyoğlu mağazasına gitti- ginde ise kendisine mırın-kırın ediliyordu. Emert bunun üzerine bize başvurdu. tlk akJımıza gelen Emert'i montuyla birlikte Mudo Mecidiyeköy mağazasına yolla- mak oldu. Çünkü o şubede müş- teriyle ilişkilere özen gösterildiği- ni biliyorduk. Nitekim Bülent Emert de sorununu kolayca çöz- dü. Montu geri verip yerine baş- ka şeyler aldı. Eveeeet, siz olsaydınız ne yapar- dınız? Ne yapıyorsunuz? Ne yapmahsınız? Unutmayın ki Naz Koyunlu- nun Mudo Levent'ten gördüğü ka- liteli müşteri hizmetinde Ayseli Us- Inata'nın 6 yıl önce verdiği müca- delenin payı vardır. Ama görüyo- ruz ki zihniyet değiştirmiş bir mü- essesede bile hâlâ zaman zaman aksaklıklar olabilmektedir. Bülent Emert'in ve Bülent Emert gibile- rinin bugünkü hak arama cabalan ise 6 yıl sonra bizlere ve çocukla- nrruza daha da iyi müşteri hizmetı verilmesini sağlayacaktır. DtYARBAKIR (Cumhuriyet) — Çınar'a bağlı Batıkarakoç kö- yünde PKK militanlanyla güven- lik güçleri araanda önceki gün çı- kan çatışmadan sonra militanla- raı çocuk yaştaki rehinelerle bir- likte girdikleri öne sOrulen iki katlı evin "çöktütü" bildiriliyor. Operasyonun bitmesine rağmen köye gazetecilerin girişinin yasak- lanması ve Olağanüstü Hal Böl- ge Valiliği'nin açıklama yapma- ması nedeniyle olay açıklığa ka- vuşmadı. Operasyon sırasında mi- litanlann bulunduğu evin yerle bir olduğu bildirilirken, olayda kaç kişinin öldüğü ya da yaraJandığı, rehinelerin ne olduğu konulann- da bilgi alınamadı. Bir ihbar üzerine Çınar ilçesi- ne bağh Mardin yolu üzerindeki Batıkarakoç koyünde güvenlik güçlerince kıstınldığı-sırada 6 ya da 7 çocuğu bir evde rehin aldık- ları bildirilen PKK militanlanna yönelik dün öğleden sonra gerçek- leştirildiği sanılan operasyon, bazı sorulan gündeme getirdi. Gece karanlığından yararlana- rak PKK'hların sığındıklan Os- man Kaya'ya ait evi kuşatan gü- venlik güçleri, olası bir kaçma gi- rişimine karşı bölgeyi projektör- lerle aydınlattılar. PKK'lılardan gelen atışlara zaman zaman kar- şılık verdiği anlaşılan güvenlik güçlerinin, dün rehinelere rağmen nasıl bir operasyon gerçekiestirdiği anlaşüamadı. Sağlanan bügilere göre operasyon bölgesine geri tep- rnesiz top getirdiği bildirilen gü- venlik güçleri, operasyon öncesi k ö ^ giriş ve çıkışlan yasakladı. Olayı izlemeye gelen gazeteciler ise "güvenlik" gerekçesiyle operasyon bölgesine ahnmadılar. öğleden sonra "operasyon tamamlandı" haberi Üzerine Os- man Kaya'ya ait iki kath evin de çöktüğü bildirildi. Ancak nasıl çöktüğü konusunda bilgi ahnma- dı. Operasyon yapüdıgı sanüan sa- atlerde ağır silahlara ait atışlann yapıldığı duyuldu. Ancak askeri yetkililer, bu konudaki sorulara "ev çöktü, enkaz temizlenecek" yanıtını vermekle yetindiler. Olaganüstü Hal Bölge Valiliği- nden bir yetkili ise, "Kaç kişi öl- dii. Operasyon nasıl yapıldı, rehi- Ttitünctiye (Baştarafi 1. Sayfada) "Butun ünk&nlanmızı ktdlanarak tiitüne verebilecegimizin en fazla- sını verdik" dedi. Özbek, görüş- meden sonra gazetecüere, tütün üreticisinin düşük ilan edilen fi- yatlar yüzünden diiştüğü sıkıntı- yı Başbakan'a anlattığını, çözüm konusunda bir söz almadığını açıkladı. Özbek, "Şimdi top on- larda, olayı takdirlerİDe bırakbk" diye konuştu. Cumhuriyel Ege Bürosu'nun haberine göre tütün fıyatlarını protesto için içtiği tütün zehiri (fo- lidol) ile yaşamına son veren EHf Uslu'dan sonra dün de geçen yıl 4 bin liradan sattığı tütününe bu yıl 2 bin lira bile verilmeyişine si- nirlenen üretici HamdJ Özcan (50) kendini tavana astı. Tavas'a bağlı Ovacık Köyü'nde meydana gelen olayda, özcan'ın durumundan şüphelenerek takip eden oğullan, zamanında müdahale ederek ba- balannı kurtardılar. Manisa'da tütün fıyatlarını pro- testo eylemkrine kaulan üreticiler- den tutuklananların sayısı 40*a yükseldi. Demokratik Sol Parti'nin (DSP) bugün yapacağı "tütün mitingi" ile ilgili haarlıkların ta- mamlandığı, bugün saat 13.00*te Belediye Meydanı'ndaki mitinge Genel Başkan Bülent Ecevit'in de katılarak konuşacağı açıklandı. operasyonu neler kurtanlabikU mi?" sorula- nnı yanıtsız bıraktı. Yetkili, yalnız- ca "Açıklama yok. Ev çöktü, en- kazın altından ne çıkar bilemeyiz" yanıtını verdi. "Ev, top aüslan yü- zünden mi çöktü?" sorusu da yi- ne yanıtsız bırakıkh. Bu gelişmeler üzerine köye git- mek isteyen gazeteciler, güvenlik güçlerinin ısrarla "can güvenUği yok" biçimindeki engellemeleriyle karşılaştılar. Bu arada Diyarbakır'dan hare- ket eden bir TIR'a yüklenen do- zer, akşam 16.30 sulannda Batı- karakoç köyüne ulaştı. Teröristlere karşı girişilen ope- rasyonlardan sonra resmi açıkla- ma yapmayı alışkanlık haline ge- tiren Olağanüstü Hal Bölge Vali- liği'nin, gazetecilerin ısrarlı soru- lanna karşın açıklama yapmaklan kaçınması baa sorulan gündeme getirdi. Bölgeye ne kadar asker sevkedildiği, operasyonun hangi silahlarla gerçekleştirildiği ve so- mıçta teröristlerden, güvenlik güç- lerinden kaç kişinin öldüğü ya da yaralandığı, rehine var mıydı var- sa ne oldu türünden sorular yanıt- sız kaldı. Bu arada bölge valiliğin- den bir yetkilinin, önceki açıkla- maların tersine "biz rehinelerden söz etmedik" diye konuşması dik- kati çekti. Çınar ilçesine bağh Batıkarakoç köyünde gerçekleştirilen ancak karanhk birçok noktanın kalma- sına yol açan operasyondan son- ra lcişleri Bakanı Abdülkadir Ak- su'nun bugun Diyarbakır'a gele- ceği bildirildi. Bu arada Içişleri Bakanı Aksu- nun basın mttşaviri tbnüıim Sara- çoğlu'nun operasyonun başladığı günden beri Diyarbakır'da bulun- duğu, ancak konu hakkında ga- zetecilere her hangi bir açıklama yapmadığı (Baştarafi 1. Sayfada) bağımsızlığını ilan etmiş. Ûte yanda "yııkardan gelen esin- tiler". Akbulut hepsini şimdilik gö- ğüslüyor. Akbulut'un hoşgörüsü- ne, herfcesi konuşturan, söz hak- kı tanıyan liberal kişiliğine saygı duyan Akbulut yanlısı bir başkası "Ama patlama noktasına yaklaşıyor" diyor. Akbulut, bir iki kez, "Benim bilgim olmadan, Bakanlar Kuru- lu'nda müzakere edilmeden ba- kan arkadaşlann açıklamalar yapmamasını" istiyor, dinleyen yok. Yurtdışına çıkışlarda "ve- kâlet görevi" bile soruna donü- istemiyor Selçuk'u, ama Köşk'- ten direnme geliyor. Bu arada kulaklara Akbulut'la konuşur- ken, Başbakanlık'tan bir üst dü- zey yetkilisinin düşüp bayıldığı haberleri fıaldanıyor. Semra Ha- nım'ın Akbulut'tan yakındığı ya- ytlıyor. Kararnameteri Başbakan- lık'tan geçmeyen kimi bürokrat- ların solugu Köşk'te aldıkları bil- diriliyor. Hatta Karayollan'yla ilgili bir karamamenin Köşk'ten gelen istek üzerine yukarıya çıkarıtdı- ğı örnek diye gosteriliyor. Kimilerine göre Akbulut sinir- lerine egemen. Beklryor. Kabine arkadaşlarının hangisiyle uyum içinde çalışabileceğini saptadığı şüyor. Örneğin Mesut Yılmaz, öne sûrülüyor. "Devlet hizmeti SafaGirayolacakdiye, örneğin yürümüyor, bu nedenle kabine Güneş Taner, yurtdışındayken Yılmaz'ın vekalet edeceğini da- yatıyor. Akbulut şimdilik ses çı- karmıyor. Başbakanlığa yığılan "evrak" ayrı bir sorun oluyor. Bürokrasi bir günde, diledıği anda istediği kararnameyi geçirmeye alışmış. Akbulut, hemen imza atmıyor. "inceleyecegim, sonra" dryor. l Y k g Karamameler yığılıyor. Yakın ça- lışma arkadaşlarından biri "kö- seyi döndüren kararnamelerden yılgınlık gösteriyor Başbakan, ti- tizliğinin nedeni bundan kaynaklanıyor" diye ekliyor. l revizyonu artık kapıda" diyenle- rin sayısı artıyor. Kabinedeki ba- şına buyruk bakantarın başında Mesut Yılmaz sayılıyor. Son bir örnek daha gosterili- yor. "Üst makamlar" Yunanis- tan ile gerginliğin tırmanmasına karşı. Oysa Dışisleri Bakanlığt "bazı üst makamların istememesine" karşın, Hora'nın di " EVtMDE Kadın erkek gözetmeksizin yaşlı, felçli hasta bakıyorum. 38015 09 48.000 Km'de 1986 model Şahin, sahibinden satılık. Tel: 148 38 40 denize açılmasına "uygun müta- laa ve talimat" veriyor. Revizyon nasıl olacak, Akbu- lut git der de gitmeyecekler çı- _ karsa ne yapacak? Akbulut'un Sözleşmeii persönel kârama- ye n i ek 'P kurmaanı isteyenler, meleri bir başka sorun oluyor. "° zaman bakanlıktan azil mü- Akbulut'un, "Benim memurum essesesinin işleyeceğini" öne 260 bin lira alırken bazılarına bir sürüyorlar. Ya da Akbulut'un is- buçuk, iki milyon vermem" de- tifasını... digi, bu nedenle kimi baskıları Ters akıntılar arasında tekne geri çevirdiği söyleniyor. bocalıyor. Yukandan gelen, ka- TÖ'den yadigâr Başbakanlık bine içinde ters akan akıntılar Müsteşarı Ahmet Selçuk'un "du- arasında... Devlet işlemiyor, ça- yariı durumu" sürüyor. Akbulut, lışmıyor, sallanıyor. Tecavüz et, sonra kıırtul! (Baştarafi 1. Sayfada) leri fuhşu kendilerine meslek edi- nen bir kadın hakkında işlenmiş- se ait oktugu maddelerde yaztlı ce- zalann 2/3'iine kadarı indirilir" diyordu. Eh, bundan yararlanma- nın yolları da vardı elbet. Parayı veren 438'den yararlanır Mustafa, fahişe olduğunu ka- nıtlamak için mağdure S.C.'yi otomobil içinde fuhuş yaptığı sı- rada yakalatmayı ve bu şekilde onu hayat kadını olarak tescil et- tirmeyi planladı. Bu komployu gerçekleştirmek üzere genelevden bir kadın ve iki erkek temin etti. İşi sağlama almak için Içerenköy Polis Karakolu ve Kadıköy Kayış- dağı Mahallesi Muhtan ile de an- laştı. (Muhtann oynayacağı rol, "fahnş var" ihbarında bulun- maktı.) Ne de olsa paranın açrna- yacağı kapı yoktu. 7 Kasım 1985'te plan gereğin- ce, önce genelevden bir kadın ve iki erkekle, mağdure S.C.'yi evi- ne giderek kendilerine, telefonu olan bakkalı göstermesi bahane- Kadınların yüruyüşu bugün Haber Merkezi — "Bedenimiz Bizimdir, Cinsel Tacize Hayır" kampanyasına katüan kadmların "Bütün Kadınlar 438'e Karşı" adıyla gerçekleştirecekleri yürüyüş bugün saat 14.00'te Zeynep Ka- rnil'de başlayacak. TCK'nın 438. maddesine hayır diyen çeşitli feminist gruplann gercekleştireceği yürüyüş Bağlar- başı'nda sona erecek. siyle dışan çıkartıp, dışarıda bek- leyen otomobile, ağzını kapatarak koydular ve daha önceden "ih- bar" yapüan saptanan yere götür- düler. Plana yardımcı olmak üze- re Mustafa'dan kendisi için 1S0 bin lira, karakol personeline da- ğıtılmak üzere de 50 bin lira rüş- vet alarak anlaşan karakol ami- ri Komiser tlhan Aksakal, mıntı- ka ekibini "olay yeri"ne gönder- di. 140 bin lira rüşvet alan ekip amiri Mehmet Kurt da üzerine dü- şeni yaptı ve S.C.'yi fuhuş yapar- ken suçüstü "yakaladı". S.C., tu- zağa düşürülerek kaçınldıgını po- lislere anlatmaya çalıştı fakat bu sözleri dikkate alınmadı. S.C., ahlak zabıtasma gönderildi. Par- mak izi aündı. Muayene için Züh- revi Hastalıklar Hastanesi'ne gön- derildi. Böylece, fahişe olduğunu "kanıtlayan" fuhuş evrakı düzen- lendi. Patronunun tecavüzüne uğ-' rayan S.C., mütecaviz ceza indi- riminden yararlansın diye böyle- ce "genel kadın" yapılmaya ça- lışıldı. Bu arada genelev kadını Gunseli kendisine 600 bin lira vaat edıldiği halde ancak 300 bin lira alabildi. Içerenköy Polis Karakolu tara- fından "hayat kadını" olarak sevk- edilen S.C.'nin kendisine iftira edildiğini söylemesi üzerine Kadı- köy Cumhuriyet Savcıhğı olaya el koydu ve 7.11.1985'teki bu rüşvet davası 21.12.1989'da Yargıtay ka- rarı ile tamamlandı. Emniyet gö- revlilerinden tlhan Aksakal ile Mehmet Kurt dörder sene ikişer ay, komplonun organizatörü Mustafa Pal da bir yıl sekiz ay ha- pis cezası aldı. Saldırgan Dursun Yangöz şim- di dışarıda ve aynı hayatına kal- dığı yerden devam ediyor. Tecavüze uğrayan kadın ise ar- tık iki harf: S.C... G Ö Z L E M U Ğ U R MUMCÜ (Baştarafi 1. Sayfada) ideolojileri algılamak ve yorumlamak bir bilgi birikimini gerektirir. Marksizm, sövgüler ya da övgülerle ele alınacak ve gün- lük siyasal görüşlerimize göre yorumlanacak bir konu de- ğildir. Bütün bu konular ve olaylar, geniş bir tartışma orta- mında elden geldiği ölçüde soğukkanlılıkla ele alınmalıdır. Marksizm, ne bir dindir ne de kapitalist ülkeieri işgal pla- nı... Marksizme din gibi bağlanan Sovyetçi Ortodoks Marksist- ler gibi Ismet Inönü'nün deyişi ile "Havada yem arayan ku- şu komünistlikle suçlamaya hazır" Amerikancı McCarthy1 istler, yıllarca olaylann olduğu gibi görülmelerine hep en- gel oldular. Bugün yaşanan gerçekler soyut ideolojileri çoktan aştı. Bu gelişmeler, NATO'nun eski konumunun şu ya da bu ötçüde değişmesine yol açacak gibi görünüyor. Bu olası ge- lişme, Türkiye'nin NATO içindeki eski durumunu değiştire- bilir. Bu konum değişikliği, Türk-Amerikan ilişkilerini de is- ter istemez etkiler. Türkiye bu olası değişikliğe hazır mıdır? ABD'nin Türkiye'ye bakış açısının değişeceğini gösteren en güncel olay Ermeni Soykırım Tasarısı" ve Kürt sorunun- da takındığı tavırdır. Ermeni tasarısı senatodan geçerse, Türkiye, ABD Silah- lı Kuvvetleri'ne karşı aldığı geçlci askeri önlemleri sürdüre- cek midir? Sürdürürse ne olacaktır? Sürdürmeyip de kaldırırsa ne gibi olaylar yaşanacaktır? 1974 Kıbrıs Banş Harekâtı'ndan sonra yaşanan olaylar bel- leklerimizde tazeliğini koruyor. 1974-80 arası yaşanan olayları şöyle bir düşünün: ABD silah ambargosundan sonra Türkiye hızla bir eko- nomık bunalıma sürüklenmiş; bu ekonomik bunalım, iç ve dış terör ile yoğunlaşmış; ekonomik bunalım, iç ve dış terör ile Türkiye "destabilize" edilmiş, sonuçta askeri yönetim gelip oturmuştur. Türkiye yeniden böyle bir sürece mi soruluyor? Düşünülmesi gereken konuların başında bu olasılık geli- yor. Türkiye'nin dış ilişkilerindeki ikinci önemli konu AT'ye gi- riş başvurusudur. Doğu Bloku'nda yaşanan olaylar, Polonya, Demokratik Al- manya ve Macaristan gibi ulkelerin Avrupa Topluluğu'na gir- me olasılıklarını gündeme getırmiştir. Bu beklenmedik ge- lişmenin bundan sonraki olaylarda artık hesaba katılması gerekiyor. Büyük oiasılıkla Türkiye, bu gelişmeler ile AT'ye girme şan- sını yitirmiştir. Artık Batı'da Doğu blokundan kopan ülkeler- le "Birleşik Avrupa" fikri daha da güncellik kazanacak; Türki- ye bu Birleşik Avrupa dışındatutulacaktır. Kaldı ki AT'ye giriş için Kürt sorunu ve Kıbrıs konusu ön koşul olarak önümüze sûrülüyor. Anlaşılıyor ki AT'de Türkiye'ye yer yoktur. Türkiye, bugün komşuları ile çeşitli sorunlar yaşıyor. Su- riye, Irak, iran, Bulgaristan ve Yunanistan. Kimiyle etnik kökenli sorunlar, kimi ile ideolojik, kimiyle de terör bağlantılı sorunlar ön plandadır. Komşulan ile bu karmaşık sorunlan yaşayan Türkiye dün- ya kamuoyunda da yapayalnızdır. Demokrasi ve İnsan Hakları uygulamalarında "ikinci sınrf" denebilecek bir standartta demçkrasi anlayışına sahibiz. Dünya yeniden biçimleniyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Yalta'da yeni dengeler kurulmuş; Yalta ile başlayan soğuk savaş Matta Doruğu ile noktalanmıştı. Malta Doruğu ile dünyada ve çevremizde yeni dengeler kuruluyor. Türkiye, 2. Dünya Savaşı'na girseydi, hiç şüphesiz, bu top- raklar bugün elimizde olmazdı. Ülkemiz bu büyük kasırgayı o günlerde izlenen hünerli ve akılcı siyaset ile atlatmasını bilmişti. Yalta Konferansı'ndan sonra soğuk savaş rüzgâdanna ka- pılan Türkiye, o gündür bugündür, ABD gözetimindeki ala- turka demokrasi içinde, bu bunalımdan kendisini bir türlü kurtaramıyor. Bugünlerde, birbirimize bağırıp çağırmadan; Turan düş- lerine kapılmadan, sövüp saymadan tartışmamız gereken konular bunlar olmalıdır. Türkiye bu yalnızlık içinde yeni ve içinden öyle kolay ko- lay çıkılmayacak kargaşalara mı itiliyor? Beyaz Saray Sızlaşma 9 (Baştarafi 1. Sayfada) lere verilen sözü tuttuğunu göste- recek hem de Türkiye'yi gücendir- meyecek bir uzlaşı metni üzerine çalıştığı bildiriliyor. Bu işin eşgüdümünü Bush'un en yakın çalışma arkadaşlanndan Beyaz Saray Genel Sekreteri John Sununu yapıyor. Oysa tasarı ey- lülde ilk verildiğinde başkanın ulusal güvenlik daruşmanı Brent Scowcroft devrede>'di. Cumhuriyet'in edindiği bilgiye göre yeni metin de Türkiye'nin kaygılannı yatıştıracak bir içerik taşımıyor. Her ne kadar adalet komitesinden geçen tasarı gibi doğrudan "sovkınma" atıfta bu- lunulmuyorsa da soykırım tema- sı "ince" bir şekilde işleniyor. Ancak bunun dahi önceki gün yeniden temas kurulan Kaliforni- ya'nın Ermeni asıllı valisi Geor- ge Dökmeciyan ve Ermeni lider- leri tatmin etmediği bildiriliyor. Oemirdöküırîle slz kazançlısıraz: • DGğalgaza en uyumlu dokme dilimlı kazan sadece Demırdokum'tJe yann doğalgaza geçerken cıhazımzm en değerlı parçasını değışlırmen^gerekTieyecek. • Cıhazınızla birlikte "Dooalcaza Donusum Garantsı" Sertıfıkasıra da sahiD olacaksınız • Program saatı ile ıstedığınız kadar ıstnacak ısjndığınız kadar odeyeceksınız. • ön ısrtmalı, orjınaf Isvıçre bruloruyle yakıtı tam venmle yakacak, tasarrjf edeceksımz. • Ülkemızin en yaygın hizmet ağlarından bırını oluşturan DemırdökLim servısının sureklı gjvences'nde olacaksınız • llen teknolottyte donatılmış Isı Danışnu Mnrkezleri Peşin fiyatına 8 taksitle Şimdi eski kat kaloriferinizi 250.000.TLye alıyoruz! • Hangi marka olursa olsun eski, gürültülü, hantal ve temizliği güç kat kaloriferinizi 250.000.-TL'den alıyoruz. • Bu tutan fiyattan düşüp sizi yepyeni bir Demirdöküm Kat Kaloriferi sahibi yapıyoruz; üstelik ödemeyi peşin fiyatına 8 taksitte yapıyorsunuz... • Panel radyatör ihtiyacınız varsa, yine aynı koşullardan yararlanıyor, onu da 8 taksitte ödüyorsunuz. Yeni kat kaloriferi almak isteyenler • Size de önerımız, bir daha değıştirmeyeceğınız kat kaloriferini, Demirdöküm'ü tercih etmeniz. • Üstelik hem kat kaloriferini hem panel radyatörleri peşin fiyatına 8 taksitte ödeme ımkanı sızin için de geçerli... (J) Demirdöküm "Türkiye'nin tercihi" GENEL MÜOÜRLUK Mu'basar &>* KozaİşMerkeîi C 3(0t< Kat 11-12Balmumcu-İSTANBOLTei f1) 1753666(10 HatlFaks M755963 MGALGK ve ISI BAKI5M» MERKEZLERI bönbulTei 11, • 75 06 05 1£S 72 61 Ankırı Tel (4| 118 21 00-1678775 Izmif Tel l5')196C33ButuTel (2^123 1099 Sıınam Tel 136)1510 52 GENEL SATICI «IERKEZ TIC A.Ş T aat Paşa-Cac >tamıancı 3OH Daruşşalaka Tozan'ş Han. No 3 Levenl-İSTANBUL Tel (1) 1 79 2720(7 Hal• Faks (1)1792729 »nkıra Bölge MudûriuSu Tel (4) '25 «20-22 Faks 4ı 118 7044
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle