Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 ŞUBAT1990 CUMHURİYET/15
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGUN
n» Mgije g8«; yırtun kuzay v« öofiu
I M M M I parc^ı çok bukıkı, M O T B I *
m doOusu, OoOu fttftniz, tç MadokP
mn kuay w dofrau. Kmdtriz to dofrj
w günay DDOU Aradotu bâlp*ri yaO^ı
ta * ) u r Ka-
ndmrti iç Mnferi, Iç Amdokı'nuı ku-
ay w dofrBU I* DoOu Aı»**rtia larta
km** * ) n w veiar şeUndt otok.
H M SK>KLI&: A2*ac*. RUZSAft
KuayMı. gûmyttı bMgatorimiBfe gû-
ıay w M ı yMtnton lu*f n sıra ortj
• * * * - fc» • * • • • • 1 • * • ' I I
tvvvBCB, no DOtgMrvnzoB Kuvmnce
M ^ O ^ m i B İ i rûoar OoOu Ak-
dMtfto gûnlMfesı ve lodos, ûteta <tentz-
HrMBk y*te va kanygUan 3-5 Ege M
"" kuvvMMe sutfe 10-21
Adana
Adapaan
Aıkyaman
Afyon
«*<
IWn
Anokya
Antalya
Y UP 10° Dıyartıakır
K
K
Y
B VP
Y
B
K
K
K
Y
Y
9°Gümû(haneY
6° 2°E*me
6° 3°Erancan
4»-2° Erajnjm
2°-f> Estapl*
3P-1» S t
BngAI
BİdBİdB
Eje «AtHmrte 27-33 d»ncmihctaesec«tcWgBy*s«lılöa5-1i * *
y«ryar2,Egev«Akdmzaplılannda3-4nMı«daİ9mdilx*racal( E
\toıaw-ndehM:CakbuMlu«ekafyaO4lıgetKat( Rfegârgüney
v« tat yemardtn haff va sıra «ta kuvvMk esacak.
2° 0°HaUdri
8 14° S°tspsU
B 10° 2°isantwl
Y 8° 2°b™
K 3° 0°K*5
K 2°-1° Kasamon
K 2° O^Kayıeri
Y 8° 3°K»Mani
B 10° 3°Konya
K 4° rKutahyı
8 9° 4°Matatya
6°
7" ş
3° CPMeran
2°-2° Mutfa
2°-3°Mu*
S° 3»ff0de
7° 3°CWu
2°-2°«z»
1°-2°S»msun
7° 1°Sirt
S° 3°Sınof)
12° 5°Sıras
B 10° 2°
Y 7» 4°
Y 12° 10°
B 11° 3°
T°-2°
3°-2° Incai
S° ftlşak
4»-1° Vsn
Y 4° 1» ZonguUak Y 5° 3°
2°-2°
3° 0°
7» 3°
7° *>
7° 3»
7° 4°
8° 4»
f-2°
6° 2°
8° 4»
4° 0°
6° 0°
açrt A-açık B-Dulumı G-gunes» K url S sısl Y-yaJmurig
Ams»nJım B 7°
Ammjn A 18°
Attu
8»Cûlt
Bvcatona
B 17°
A 15°
B 20°
B 8°
DUNYA'OA BUGÛN
Ljntngrad
Lcndra
Mbno
Munh
(•»'ıtort
Osio
Paris
Prag
ftyad
Romı
Srt»
Şım
Vkradk
Vtyaıu
Kahıre •
Züıtt
K 1°
Y «°
B «°
B 12°
K -r
K -2°
B 5°
Y 8°
Y -2»
B 9»
B 4°
A28°
A 18°
B 7°
A 18°
B 15°
B O»
B 2°
B 12"
Y 3*
8°
T
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Reçine 2/ Ikiyüz-
lü... lki aru ayıran za-
man dilimi. 3/ Boyut-
lar... Kâğıtlan bir ara-
da tutmaya yarayan
madeni çengd. 4/ İyi,
hoj, güzel... Büyük
erkek kardeş. 5/ Bir
renk... Bir işi yerine
getirme.. Tantal ele-
mentinin simgesi. 6/
Kayak... Bir renk. 7/
Afrika'da bir ülke...
Kumar oyunlannda,
kâr ve zarar olmadığı-
nı anlatmak için kul-
lanılan sözcük. 8/ Kanşık renkli...
Düzgtin, güzel ve kolaylıkla söz söyle-
yen. 9/ Acemi boğa güreşçisi.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Bir ortnanın en iyi biçimde işletil-
mesi ve değerlendirilmesi için uygula-
nacak olan kuraJlann tümü. 2/ Küp ve
kesme biçiminde olan... Telefon sözü.
3/ Asya'da bir ülke... Rus, Leh, Sırp,
Hırvat, Bulgar ve Çek halklarına dil-
lerindeki yakınlık nedeniyle verilen or-
tak ad. 4/ Birmanya'da konıyucu ruhlara verilen ad... Bir sayı. 5/
Yapısına gırdiğj sözcüğe "iki, çift" anlamı katan yabana bir önek...
Eski dilde engerek yılaru... Hollanda'nın plaka işareti. 6/ Çevresi
yollarla belirlenmiş olan arsa... Kök, sap veyaprak şekUnde farklı-
İaşmamış bir bitkinin yaşama ve büyüme organı. 7/ Türlü neden-
lerle başan gösteremeyen kimse.. Güney Amerika'da çok içilen bir
çay. 8/ Karakter... Kestanenin dikenli olan dış kabuğu. 9/ "Oyun,
dolap" anlanunda argo sözcük.
60 YIL ONCE.Cumhuriyet
Ekmek narhı
18 ŞL^AT 1930
Şehremanetinin nasılsa harekete gelerek yapa yapa ekmek
narhını ancak on para tenzil etmesi, gerek Zahire Borsası
erkânı arasında, gerek iktisadî mehafilde büyük bir bühtü
hayret uyandırmıştır.
Erkam ve hesabata istinat ettirilen kanaat narhı tanzim ve
tarhla mükellef oJan Emanetin piyasa hareketlerine kat'iyyen
bigâne olduğu ve buğday fiatile alâkadar bile olmadığı
merkezindedir.
Ekmeğin düne kadar on beş kuruş olan narhı on para gibi
farkla aylardanberi devam etmektedir. Zahire Borsasının
ahm, satım esnasmda kaydettiği son altı haftalık buğday
fıatları şu sırayı takip ederek düşmüştür:
1535-15,18,15,12-15-14^0-14^5 buna baküırsa bir buçuk ay
zarfında buğdayın okka başına bir kuruştan fazla düşmüş
olduğu gortilür.
Narhın vazedildiği günle bugün arasında ise okka başına 2
kuruş bir fark vardır.
Bilmukabele unun da ve
binneüce ekmeğin de okka
başına ayni nisbet altında
ucuzlaması bir emri tabii iken
Şehremaneti piyasarun
temevvücatile alâkadar
olmamış ve her gün halkın
cebinden basit ve asgari bir
hesapla iki bin liranın
muhtekirlerin kasalanna
inmesine vasıta olmuştur.
Sl TILLMBAHRI
•Ol«tA IUUDERLER VE ŞGHX ( 9
Eğlence yerleri
Şehremanetine bir ecnebi grup müracaat ederek tstanbul'un
muhtelif yerlerinde lunaparklar yapmağa talip olmuştur. Grup
Gülhane parkının Alay köşkü yanında, Taksim ve Tepebaşı
bahçelerinde ve Yıldız'da tesisat yapacaktır. Teklife göre
yapüacak eğlence tesisatı hem kuçükleri, hem de büyükleri
alâkadar eder mahiyette olacaktır.
Borsada durum
Evvelki gün 1040 kuruşta kapanan Ingiliz lirası dün sabah
Borsada birden 4 kuruş fazlasile 1044 kuruşta açılmış ve
öğleye kadar 1049 kuruşa kadar yıikselerek muamele
görmüştür.
Son günlerde her nedense Ingiliz lirası kapandığından
yüksek açılmakta ve daima yükselerek muamele gördükten
sonra birdenbire düşerek kapanmaktadır.
937 de açılan altın ise 3 kuruş tereffü ile 940 ta
kapanmıştır.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Büyük kavga
tsmail Inan
18 ŞUBAT 1960
Muhalif milletvekilleri tarafindan
verilen tahkıkat önergelerinin, Büyük
Millet Meclisinde, üç gündenberi
devam eden görüşmelerinde
müşahade olunan sinirli ve gergın
hava, bugün ancak bir "meydan
muharebesi" şeklinde
vasıflandırılması kabil kavgalara
çevrildi. Bu kavgalarda CHP Ankara
milletvekili tsmail Inan gözünden ve burnundan yaralandı.
Tokat milletvekili Şahap Kitapçı ile Burdur milletvekili Fethi
Çelikbaş şiddetlice hırpalandılar. Kavgaya, muhalefet ve
iktidar gruplanndan 100'e yakın milletvekili karıştı. Ancak
yumruklaşanların adedi 20 kadardı. Diğerleri, vuruşmanın
cereyan ettiği esas noktanın çevresinde kaldılar.
Kavgaya Samed Ağaoğlu hakkında Meclis tahkikatı açüması
için verilen önerge sebep oldu.
G E Ç E N Y I L B U G Ü N C ^ ^
Acısız arabesk
18 ŞUBAT 1989
Kültur ve TUrizm Bakanlığı'nın, halkı aşama aşama
arabeskten azaklaştırmak için başlattığı "acısız" alternatif
arabesk uygulamasına sanatçüar değişik tepkiler gösterdiler.
Bu arada Kültur ve Turizm Bakanı Tınaz Titiz'in isteği
üzerine arabesk müzik sanatçısı Hakkı Bulut'un Esin
Engin'le birlikte yeniden düzenlediği "Seven Kıskanır" adlı
parcanın önümüzdeki günlerde, ayda bir kez ekranlara gelen
"Beşinci Mevsim" adlı programda yer alacağı öğrenildi. Söz
ve müziği Hakkı Bulut'a ait olan "Seven Kıskanır" adlı
parcanın yeni düzenlemesinde enstrümanlarm Batı
üslubunda çalındığı ve temponun hızlandırıldığı belirtiliyor.
TABTISMA
O Yürekli Y argıeı Tanı>alını
İstanbul ve Ankara'ya oranla daha tutucu olan bir ilimizde,
ilk kez bu yürekliliği gösteren saygıdeğer YARGIÇ kimdir?
N.T.'nin 1986 yılında dört kişinin tecavu-
züne uğraması nedeniyle açtığı davada yargı-
cın, ilgili ceza kanunu maddesini anayasa'nın
eşitlık ilkesine aykın bularak Anayasa Mah-
kemesi'ne başvurmasına karşın dört oya karşı
yedi oyla eski halinde bırakılması sonucu sal-
dırganların 2/3 oramnda bir ceza indirimin-
den yararlanmalan, üzerine ölü toprağı serpil-
miş toplumumuzu silkeleyip birazcık olsun
uyandırdı.
Bu olayın haftalardır güncelliğini yitirme-
diğini sevinçle izliyorum. Gazetelerde, dergi-
lerde Anayasa Mahkemesi'ne karşı duyulan
tepkiyi yansıtan yazılar yayımlandı, toplantı
ve yürüyüşler düzenlendi. FederaJ Alman
ZDF televizyonundan bir ekip de Antalya'ya
giderek N.T. ile bir konuşma yaptı. Yeşiller
Partisi MYK uyesi Sayın Feridun Çafaşır, olayı
Avrupa tnsan Haklan Komisyonu'na götü-
receklerini bildirdi.
Yapılan bir haksızlığa toplumun gösterdi-
ği bu.ilgi çok güzel, yalnız gözden kaçan bir
nokta var: Şimdi tüm hukukçulara, özeüikle
kadın hukukçulara soruyorum, yıllardır uy-
gulanan bu insanlık dışı ceza kanunu madde-
sine niçin şimdiye kadar hiç kimse karşı
çıkmadı?
tstanbul ve Ankara'ya oranla daha tutucu
olan bir ilimizde, ilk kez bu yürekliliği göste-
ren saygıdeğer YARGIÇ kimdir?
Basın, işin bu yönünü araştırmadığı gibi,
Antalya'da olayın baş kişisi N.T. ile röpor-
taj yapan Alman TV ekibi de bu yargıcı ara-
yıp onun görüşlerini almayı düşünemedi.
Tüm yayın organlannın Antalya muhabir-
lerine sesleniyorum, lütfen bu saygıdeğer
YARGIÇ'la konuşmalar yapsınlar, onun hak-
kında bilgi vererek kamuoyunu aydınlatsın-
lar. Böylesine bir ortamda, değişmesi gereken
bu düzene karşı çıkma yürekliliğini gösteren
gerçek insanlan yakından tanımak istiyoruz,
gençlerin onlan kendilerine örnek almalan
için bu gerekli.
FATMA KETHÜDAOĞLU
Rnmelihi&an
Eylemler haberci
GENEl GREV GELIYORİşyeri Komiteleri hızla yayılıyor. İstanbul'daki belediye grevi. Her eytemde tekrarlanan slogan: "Genel Grev". En
onurlu eylem. Devreye giren köylü dinamiği. Yeniçeltek cinayetine olağanüstü tepki. Yüzbinlerce işçiyi kapsayan
toplusozleşme görüşmeleri ve genel grev için kritik sorun.
• DENİZ HARP OKULUNDA YASAK YAYIN LİSTESİ
"SÖZ VERDİM, OKUYAMAM"
• PKK'NİN 1990 HEDEFLERİ.
• DSP'DE "ECEVİT SULTASI"NA KARŞI ÖRGÜTLÜ
MUHALEFET
• SABANCI, İŞ BANKASI, KOÇ: TEŞVİKLER ÖNCE ONLARA!
• Mardın'öe sekiz hanelı köye 65 cemselı baskın. • Öğrenci gençliğin yeni örgütlenme
biçimi • 2000'e Doğru bir tabuyu datıa yıktı! Yılmaz Güney'ı ızleyebılırsınız • SSCB
sallanırken Sovyet Kurtleri'nin durumu • Ozgür Mandela'nın ilk yazısı • Kadınlar!
Kampanya sürüyor • Doğu Pennçekın Guneydoğu ızlenımlen Ayağa kalkan Cabbar •
Turan Oursun, Kur an'daki çelişkiteri incelemeye devam ediyor • Denız Gökçe: Spor,
polıtizasyon ve depolıtizasyonu yazdı
FARKLI-OZENLI
KUMSALLAR
IRISRAINERDART
Çeviren: Melda Keskin
"Kumsallar", kadının ruhsal
yapısını yine bir kadının
kaleminden size sunuyor.
Cstelik saklısız, yalansız ve
dolansız olarak.
MARKSTAN
SEVGİLERLE
MEHMET ALTAN
Gazeteci-yazar
Mehmet Altan, bu yeni
kiabında dünyamızı ve
toplumumuzu çeşitli
yönlerden bir tür
"teşrih masası"na ptınyor.
HUSRAN
TANGOSU
MANUELPUIG
Çeviren.- Nihal YeğinobaL
Yakışıklı, ayyaş, husız,
. hlaksız ve uslanmaz
kadın avcısı Juan Carlos
Htchepare'nin şaşırtıcı
ıayatını paylaşmış sayısız
kadınlann romanı...
ŞÖHRET
PATRICE CHAPLIN
Çeviren: Nilgün Cstün
Gençti, güzeldi, çekiciydi.
Hayat onun için umutl.
doluydu. Ve bir gün talıü
kuşu başına kondu.
Kendini kameraların
karşısında buldu.
Topcan SaUf/Dq>« Halkalı Cad No:
259 Sdaköy-tsanbul Tet 598 97 50 0 luö
MerketCumhuriyetCad DöttlerApt 1&'6 Kat-3 Elmadag - tstanbul Tel 13102 30/36
VEEAT
Muhtdif milli ve beynelmilel görevlerde insanlığa ve medeniyete
• hizmet etmiş
Marmara t niversitesi Emekli Profesörü
ALİ ŞEVKET KAY4'yı
15.2.1990 tarihinde kaybettik. Acıraız sonsuzdur.
Cenazesi 19 Şubat 1990 Pazartesi günü Şişli Camii'nde öğle
namazını muteakip Zincirlikuyu Mezarhğı'nda toprağa
verilecektir.
AtLESt
MALİİŞLERMÜDÜRYARDIMCISI
Köklü bir ulusal kuruluş ile yabancı sermaye
ortaklığı olan şirketimizin Mali İşler
Bölümü'nde çalıştırılmak iizere aşağıdaki
nitelikleri taşıyan ve bölüm müdürüne yardımcı
statüsünde çalişacak elemana gerek
duyulmaktadır. İsteklilerin, özgeçmişini belinen
bir yazıyı son yıllarda çekilmiş bir resimle
birlikte PK 140 ŞÎŞLİ adresine göndermeleri
Aranan nitelikler:
• Yüksekokul mezunu,
• En az 3 yıl tecrübeli,
• Bilgisayar ile muhasebe tutma ve PC
kullanımında tecrübe sahibi olması,
• Erkek başvuru sahiplerinin askerlikle
ilişkisinin bulunmaması,
• Yabancı ortakhğımız nedeniyle iş konusunda
İngilizce iletişimde bulunabilecek derecede dil
bilmesı.
Kartalkaya'da yeni bir alternatrf...
TM AaUrm-f 17' '" • —
. fkfntt 30 «*
doruk
KAYA'• Bar . Somıne Ba- . Loboy . Ctopart . Ceşıdı uzunkjkta
TP. 315.000.- TL
Persembe-Paıar/3 şece
TP. 335.000.- TL TP. 355.000.- TL
ütelae kcnak&na
<le rehoem); nametlen dahndr . KeiĞ vasıtasıyla gtfeife-e ndtnm yapıkr
TEK YETKİU SA V$ ACENTESİ• ig^ TEKYFI
IREmTUR"Tatil Sanatı"
:honu Caa 44.8
r
a£sm-J5t
151 73 35 15 fıati
:343 7347,348 73*8
HtUmt .n75S£3«)2S2870
IO*t!Camel>12 15 35,25 8012-13
İLAN
T.C. GAZİANTEP
2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
1989/450
Hâkim: Mehmet Güneş 13489
Kâtip: Mehmet Ayrancı
30.1.1989 tarihinde karşüıksız çek vermekten sanık olup Hatay ili
52 No'lu Sokak, No: 26/9'da oturan Ismail Karagün hakkında ya-
pılan duruşma sonunda: .
Sanık müştekiye çek bedelini ödediği, muştekinin de sanık hak-
kındaki şikâyetinden vazgeçüğinden 3167 sayılı kanunun 16/2. mad-
desi delaleti ile CMUK.nın 253. maddesi gereğince sanık hakkındaki
kamu davasının düşürülmesine karar verilmiş olup sanığın gıyabın-
da verilen karar sanığa tebliğ edilememiştir.
7201 sayılı kanun gereğince ilanen tebliğine ve aynı kanunun 28-29.
maddeleri gereğince ilan tarihinden itibaren 15 gun içinde lebliğ edilmiş
sayılacağı ilan olunur. 24.1.1990
Basın: 17230
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Hadim'de Cinayet...
Önce Paris'te, daha sonra da Stockholm'da izlediğim "Yıl-
maz Güney Günleri"ni, yazamadım bir türlü. Türkiye'ye dönün-
ce. güncel konular ona olanak vermedi. Ama günü gelince
yazacağım "Yılmaz Güney Günleri"ni. Stockholm'a ilk kez gi-
diyordum; İsveç deyince karlar içinde bir ülke göreceğimi dü-
şünüyordum. Öyie olmadı; kupkuru bir soğuk, kar mar yok! Biraz
canım sıkıldı, ama İsveçlilerin daha çok sıkılmış canları. Zama-
nı gelince kar yağmazsa, bunalıma girerlermiş. Ocak ayında,
öğleden sonra, saat 15.00 deyince hava kararıyor; gece başlı-
yor. Kar yağmamışsa, karanlık çepeçevre. Kar varsa, ortaiık gün-
düz gibi geceleyin de. "Beyaz geceler" dedikleri geceler...
Karın yağışını Isveçliler, bayram gibi karşılarlarmış. İsveçli ba-
yanlar apak (bembeyaz) giyinirler, çıkarlarmış ortalığa. Biz, ço-
cukluğumuzda "apak" yerine "apapak" derdik, o, "beyazın da
beyazı" demek. Böyle karşılarlarmış karı. Çünkü, oralar için kar
her şey denirmiş. Herkes kayak takımlarını hazırlar, kayak ya-
par; gününü hoş geçirirmiş. Ocak ayında kar yağmayınca, Stock-
holm'da insanların altı tekerlerli araçlarla dolaştıklarını gördüm.
Arkadaşım:
— Kar yağmayınca, böyle eğleniyorlar! dedi. Sanki kar var-
mış gibi!
Stockholm adacıklardan oluşmuştur, her yanı sudur. Adacık-
lar, birbirine bağlanmış; su üzerinde yaşadığtmzı bilmiyorsunuz.
Stockholm, zaten kazık stoku demekmiş. Düşmandan kenti ko-
rumak için, kazıklar çakmışlar; kentin adı öyle konmuş. Karın
yağmayışı, havanın kupkuru oluşu, insanların yüzlerinden de
okunuyor mu ne? Soluk soluk, gülmeyen yüzler. Oysa İsveçlt-
ler neşeli insanlardır. Ayrılacağımızda, yarım santim kar yağdı
da yüzleri güldü azıcık...
Paris'te olduğu gibi, Stockholm'da da okurlar, eş dost yere
kondurmadılar. Bu yüzden, bir yerlerde yitme olanağı da bula-
madım!
Stockholm'u, oldukça kalabalık bir grup dolaştık. Fatoş Gü-
ney'le oğlu Yılmaz Güney (Yılmaz Güney, çok tatlı bir çocuk,
delikanlı; kalın kalın gülmesine bayılıyorum), Ahmet Kaya, Ya-
vuz Önen'le eşi, Rezzan Önen, Paris'ten SİPA ajansından foto
muhabiri Necdet Nakıboglu, İsveç'te oturan Mahmut Baksı, Ne-
dim Dağdeviren. Bir başka grup da ayrı geziyor. Ahmet Kaya,
uçakta kaptan pilota saz çalıyor; kaptan pilot şaşınyor Ahmet
Kaya, Stockholm'da zeytinle kahvaltı yapmamıza içerliyor:
— isveç'e geldiğimizde, sanki bir köye geldik, diyor. İstan-
bul'dan gel, İsveç'te zeytinle kahvaltı yap! Olacak iş mi bu?
Türkiyeli 30 bin dolayında göçmen yaşıyor İsveç'te. 6-7 bini
Süryani, 5 bini Kürt -bunlar yalnız Türkiye'den değil, İran, Irak,
Suriye'den gelenler de içinde-. En kalabalık olanlar, Kulu'dan
gelen Türkler. Yusuf Küpeli'yi, Özkan Mert'i, Serpil İnanç'ı, Mihri
Belli'yi, daha pek çok göçmeni görüp konuştum. İsveç radyo-
sundan Osman İkiz, Gülseren ile eşi Gören Engström, Yavuz
Baydar, Hosrov Azimzade'yle eşi Emine birlikte olduk. Gülse-
ren Engström'lerde, Olof Palme'nin yeğeni Thomas Palme de
vardı. Stockholm'a varır varmaz Naci Kutlay'ı aradım. Naci Kut-
lay, İsveç'te sayrıevinde sağın olarak çalışryordu. İlginç bir öy-
kü anlattı. Şöyle: Naci Kutlay bir gün sayrıevinde hemşire ile
odasında otururken içeri biri girer. Adam kulağını gösterir; ku-
lağının arkasında bir yara vardır. Yaranın ivedi ameliyat edilmesi
gerekmektedir. Naci Kutlay, hemşireye sorar:
— Bak bakalım, boş günümüz ne zaman? Ameliyat etmemiz
gerek bunu.
— Pazartesiye dek dolu, der hemşire, daha önce yok! Gün-
lerden cumadır...
— Bak, der, adama Naci Kutlay, pazartesiye dek doluymuş.
Pazartesi gelmezsen. hakkın yanar, o zaman yeni gûn vermek
gerekir...
Naci Kutlay, böyle deyipce, adam kendi kendine sesli düşûn-
meye başlar:
— Yarın cumartesi, İspanya Endüstri Bakanı'nı karşılayaca-
ğım, pazar günü de...
Naci Kutlay, kafası kontak birine çattığını düşünûr; şöyle der:
— Kardeşim sana ne İspanya Endüstri Bakanı'ndan filan, sen
kendine bak! Kulağındaki yara önemli, ameliyat olman zorun-
lu...
Adam, gayet sakin: •
— Ben Isveç'in Endüstri Bakanıyım da der, konuk bakanı kar-
şılamam gerek... Naci Kutlay'a kartını da verir, kartta Endüstri
Bakanı Thage G. Peterson yazılı. Naci Bey, duruma çok şaşı-
rır. "Bizde olsa, ohooo" diye geçirir içinden, "bakanın sayrıe-
vine gideceği bir hafta önceden belli olur!" der. Ama, yine de
bakana şöyle der:
— Bakın, pazartesiye dek doluyuz! Ama, sabreder, bekler-,
seniz, bugün akşama dek ameliyatlanmı bitirir, sizi de ameliyat
ederim!
Adam, yani bakan "Peki, beklerim!" der. Ametiyatı olur. Thage
G. Peterson, şimdi İsveç'in Meclis Başkanıdır. Naci Kutlay, onu
TV'de seyrederken, hep kulağına bakar; "amel'ıyatı nasıl yap-
mışım?" diye...
Naci Kutlay, yıllar önce, benim doğduğum ilçede, Hadim'de
sağın (doktor) olarak çalıştı. Ağrılı olmasına karşın, kendini Ha-
dim'lı de sayar; dostluğumuz oradan başlar. Onunla, öğretmen
Durmuş Demiray'ın, savunman İlhan Ünsal'ın kulaklarını çın-
lattık. Hadim günlerini anlattı, eşi Azime Hanım'ın da, doğup
bûyüdüğüm yerlerle ilgili ilginç anilan vardı. Hadim'de kış geldi
mi, her yer karla kaplanır. Ağustosa dek kar kalkmaz çok yer-
de. Kışın kar 2-3 metreyi bulur. Kışın kar, Toroslar'ın tepesin-
deki bu ilçenin. köylerinin özelliğidir. Bir yanı da Göksu deresidir.
Orada da Adana'yla birlikte domatesi yetiştirir.
Bir hafta önce pazar günü, Hadim'den, Hadim'in köyü Bey-
reli'ye görevlerine gitmek için karlı havada yola çtkan öğretmen-
ler, bir daha bulunamadılar. Karda, tipide yiten öğretmenlerin
babalarını. dedelerini tanıyorum. Öğretmenlerden biri İsa Sarı-
lar, arkadaşım Musa Sarılar'ın oğlu. Musa'yla, kapı komşusu-
yuz. Çocukluğumuz birlikte geçti. Öbür öğretmen Adem
Dülgeroğulları, Mustafa Dülgeroğulları'nın oğlu; Adem'in eşi Ne-
riman Dülgeroğulları da kar altında yitenler arasında; Neriman
da üç aylık gebe; böylece kar altında yitenler üç değil, dört olu-
yorlar...
İki öğretmen, yanlarında birinin eşi, 11 şubat pazar günü sa-
at 10.00'da, Milli Eğitim Müdürlüğü'nün cipiyle, Hadim'den To-
ros dağlarının en tepesindeki köylerden birine, 2000 metrenin
ûstündeki yerlere, yola çıkarlar. 12 kilometre sonra cip kardan
gidemez; onları Fesleğen yaylasında bırakır. Ondan sonra, da-
ha kırk kilometre yaya gıdeceklerdir. Yollar, kardan kapalıdır.
İlçenin kaymakamı, imam-hatip çıkışlı Davut Haner'dir. İmam-
hatip çıkışlı kaymakamlar çoğalmıştır son yıllarda. İlçe Milli Eğitim
Müdürü Ali Üstünel'le, kaymakam Davut Haner. öğretmenlerin
kar altında yitip gitmelerinden çok sonra mı Jandarma Komu-
tanı'na bilgi vermişlerdir? Bu köy öğretmenleri, öğretmen ve-
killeri, yollar açılana dek bekletilemezler miydi? Okullar iki gün
öğretmensiz kalsa, kıyamet mi kopardı? Kaymakam Bey, na-
maz saatini mi kaçırırdı? Ne olurdu? Kim ne derse desin, öğ-
retmenlerin, Neriman Dülgeroğulları'nın karnında çocuğuyla kar
altında ölmesi, cinayettir. Bunun hesabı sorulmalıdır...
KIRKLARELt KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1989/45
Davacı: Kemal Köstem
Davalılar: Muhittin Kış ve Kırklareli Belediye Başkanlığı.
Davacı tarafindan davahlar aleyhine Kırklareli Merkez Karakaş Ma-
hallesi 705 ada 56 parsel hakkında mahkememize dava açıldığı, da-
valılardan Muhittin Kış'a tum aramalara rağmen duruşma gününü
bildirir davetiye tebliğ edilemediği ve yukanda esas numarası yazılı
dava etmekte olup duruşması 3.4.1990 gününe talik edilmiştir. Da-
valı Muhittin Kış'ın duruşmaya gelmesi, delillerini ibraz etmesi, du-
ruşmaya gelmediği takdirde gıyabında karar verileceği ilanen tebliğ
olunur.
Basın: 45152
T.C. ÇATALCA SULH CEZA HÂKİMLİĞİ
Esas No: 1987/738
Karar No: 1988/235
1.11.1987 tarihinde silahla müessir Fıil suçundan sanık, Kerera ve
Hanım oğlu, 1950 d.lu Kars ili Hanak ilçesi Kalenderdere köyü nü-
fusuna kayıtlı Cafer Çalgan hakkında yapılan vargılama sonunda,
sanık hakkında mahkememizden verilen 5.10.1989 tarihli ek kararla
sanığın TCK'nın 456/4. maddesi gereğince 6.000.—TL para cezası
alraasına ve 457/1. maddesi uyarınca cezası 1/8 oramnda arttınla-
rak neticeten 1066.— TL ağır para cezası ile cezalandınlmasına ka-
rar verilmiş olduğu ilan olunur.
Basın: 17231