30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ŞUBAT1990 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGUN n» Mgije g8«; yırtun kuzay v« öofiu I M M M I parc^ı çok bukıkı, M O T B I * m doOusu, OoOu fttftniz, tç MadokP mn kuay w dofrau. Kmdtriz to dofrj w günay DDOU Aradotu bâlp*ri yaO^ı ta * ) u r Ka- ndmrti iç Mnferi, Iç Amdokı'nuı ku- ay w dofrBU I* DoOu Aı»**rtia larta km** * ) n w veiar şeUndt otok. H M SK>KLI&: A2*ac*. RUZSAft KuayMı. gûmyttı bMgatorimiBfe gû- ıay w M ı yMtnton lu*f n sıra ortj • * * * - fc» • * • • • • 1 • * • ' I I tvvvBCB, no DOtgMrvnzoB Kuvmnce M ^ O ^ m i B İ i rûoar OoOu Ak- dMtfto gûnlMfesı ve lodos, ûteta <tentz- HrMBk y*te va kanygUan 3-5 Ege M "" kuvvMMe sutfe 10-21 Adana Adapaan Aıkyaman Afyon «*< IWn Anokya Antalya Y UP 10° Dıyartıakır K K Y B VP Y B K K K Y Y 9°Gümû(haneY 6° 2°E*me 6° 3°Erancan 4»-2° Erajnjm 2°-f> Estapl* 3P-1» S t BngAI BİdBİdB Eje «AtHmrte 27-33 d»ncmihctaesec«tcWgBy*s«lılöa5-1i * * y«ryar2,Egev«Akdmzaplılannda3-4nMı«daİ9mdilx*racal( E \toıaw-ndehM:CakbuMlu«ekafyaO4lıgetKat( Rfegârgüney v« tat yemardtn haff va sıra «ta kuvvMk esacak. 2° 0°HaUdri 8 14° S°tspsU B 10° 2°isantwl Y 8° 2°b™ K 3° 0°K*5 K 2°-1° Kasamon K 2° O^Kayıeri Y 8° 3°K»Mani B 10° 3°Konya K 4° rKutahyı 8 9° 4°Matatya 6° 7" ş 3° CPMeran 2°-2° Mutfa 2°-3°Mu* S° 3»ff0de 7° 3°CWu 2°-2°«z» 1°-2°S»msun 7° 1°Sirt S° 3°Sınof) 12° 5°Sıras B 10° 2° Y 7» 4° Y 12° 10° B 11° 3° T°-2° 3°-2° Incai S° ftlşak 4»-1° Vsn Y 4° 1» ZonguUak Y 5° 3° 2°-2° 3° 0° 7» 3° 7° *> 7° 3» 7° 4° 8° 4» f-2° 6° 2° 8° 4» 4° 0° 6° 0° açrt A-açık B-Dulumı G-gunes» K url S sısl Y-yaJmurig Ams»nJım B 7° Ammjn A 18° Attu 8»Cûlt Bvcatona B 17° A 15° B 20° B 8° DUNYA'OA BUGÛN Ljntngrad Lcndra Mbno Munh (•»'ıtort Osio Paris Prag ftyad Romı Srt» Şım Vkradk Vtyaıu Kahıre • Züıtt K 1° Y «° B «° B 12° K -r K -2° B 5° Y 8° Y -2» B 9» B 4° A28° A 18° B 7° A 18° B 15° B O» B 2° B 12" Y 3* 8° T BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Reçine 2/ Ikiyüz- lü... lki aru ayıran za- man dilimi. 3/ Boyut- lar... Kâğıtlan bir ara- da tutmaya yarayan madeni çengd. 4/ İyi, hoj, güzel... Büyük erkek kardeş. 5/ Bir renk... Bir işi yerine getirme.. Tantal ele- mentinin simgesi. 6/ Kayak... Bir renk. 7/ Afrika'da bir ülke... Kumar oyunlannda, kâr ve zarar olmadığı- nı anlatmak için kul- lanılan sözcük. 8/ Kanşık renkli... Düzgtin, güzel ve kolaylıkla söz söyle- yen. 9/ Acemi boğa güreşçisi. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Bir ortnanın en iyi biçimde işletil- mesi ve değerlendirilmesi için uygula- nacak olan kuraJlann tümü. 2/ Küp ve kesme biçiminde olan... Telefon sözü. 3/ Asya'da bir ülke... Rus, Leh, Sırp, Hırvat, Bulgar ve Çek halklarına dil- lerindeki yakınlık nedeniyle verilen or- tak ad. 4/ Birmanya'da konıyucu ruhlara verilen ad... Bir sayı. 5/ Yapısına gırdiğj sözcüğe "iki, çift" anlamı katan yabana bir önek... Eski dilde engerek yılaru... Hollanda'nın plaka işareti. 6/ Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa... Kök, sap veyaprak şekUnde farklı- İaşmamış bir bitkinin yaşama ve büyüme organı. 7/ Türlü neden- lerle başan gösteremeyen kimse.. Güney Amerika'da çok içilen bir çay. 8/ Karakter... Kestanenin dikenli olan dış kabuğu. 9/ "Oyun, dolap" anlanunda argo sözcük. 60 YIL ONCE.Cumhuriyet Ekmek narhı 18 ŞL^AT 1930 Şehremanetinin nasılsa harekete gelerek yapa yapa ekmek narhını ancak on para tenzil etmesi, gerek Zahire Borsası erkânı arasında, gerek iktisadî mehafilde büyük bir bühtü hayret uyandırmıştır. Erkam ve hesabata istinat ettirilen kanaat narhı tanzim ve tarhla mükellef oJan Emanetin piyasa hareketlerine kat'iyyen bigâne olduğu ve buğday fiatile alâkadar bile olmadığı merkezindedir. Ekmeğin düne kadar on beş kuruş olan narhı on para gibi farkla aylardanberi devam etmektedir. Zahire Borsasının ahm, satım esnasmda kaydettiği son altı haftalık buğday fıatları şu sırayı takip ederek düşmüştür: 1535-15,18,15,12-15-14^0-14^5 buna baküırsa bir buçuk ay zarfında buğdayın okka başına bir kuruştan fazla düşmüş olduğu gortilür. Narhın vazedildiği günle bugün arasında ise okka başına 2 kuruş bir fark vardır. Bilmukabele unun da ve binneüce ekmeğin de okka başına ayni nisbet altında ucuzlaması bir emri tabii iken Şehremaneti piyasarun temevvücatile alâkadar olmamış ve her gün halkın cebinden basit ve asgari bir hesapla iki bin liranın muhtekirlerin kasalanna inmesine vasıta olmuştur. Sl TILLMBAHRI •Ol«tA IUUDERLER VE ŞGHX ( 9 Eğlence yerleri Şehremanetine bir ecnebi grup müracaat ederek tstanbul'un muhtelif yerlerinde lunaparklar yapmağa talip olmuştur. Grup Gülhane parkının Alay köşkü yanında, Taksim ve Tepebaşı bahçelerinde ve Yıldız'da tesisat yapacaktır. Teklife göre yapüacak eğlence tesisatı hem kuçükleri, hem de büyükleri alâkadar eder mahiyette olacaktır. Borsada durum Evvelki gün 1040 kuruşta kapanan Ingiliz lirası dün sabah Borsada birden 4 kuruş fazlasile 1044 kuruşta açılmış ve öğleye kadar 1049 kuruşa kadar yıikselerek muamele görmüştür. Son günlerde her nedense Ingiliz lirası kapandığından yüksek açılmakta ve daima yükselerek muamele gördükten sonra birdenbire düşerek kapanmaktadır. 937 de açılan altın ise 3 kuruş tereffü ile 940 ta kapanmıştır. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Büyük kavga tsmail Inan 18 ŞUBAT 1960 Muhalif milletvekilleri tarafindan verilen tahkıkat önergelerinin, Büyük Millet Meclisinde, üç gündenberi devam eden görüşmelerinde müşahade olunan sinirli ve gergın hava, bugün ancak bir "meydan muharebesi" şeklinde vasıflandırılması kabil kavgalara çevrildi. Bu kavgalarda CHP Ankara milletvekili tsmail Inan gözünden ve burnundan yaralandı. Tokat milletvekili Şahap Kitapçı ile Burdur milletvekili Fethi Çelikbaş şiddetlice hırpalandılar. Kavgaya, muhalefet ve iktidar gruplanndan 100'e yakın milletvekili karıştı. Ancak yumruklaşanların adedi 20 kadardı. Diğerleri, vuruşmanın cereyan ettiği esas noktanın çevresinde kaldılar. Kavgaya Samed Ağaoğlu hakkında Meclis tahkikatı açüması için verilen önerge sebep oldu. G E Ç E N Y I L B U G Ü N C ^ ^ Acısız arabesk 18 ŞUBAT 1989 Kültur ve TUrizm Bakanlığı'nın, halkı aşama aşama arabeskten azaklaştırmak için başlattığı "acısız" alternatif arabesk uygulamasına sanatçüar değişik tepkiler gösterdiler. Bu arada Kültur ve Turizm Bakanı Tınaz Titiz'in isteği üzerine arabesk müzik sanatçısı Hakkı Bulut'un Esin Engin'le birlikte yeniden düzenlediği "Seven Kıskanır" adlı parcanın önümüzdeki günlerde, ayda bir kez ekranlara gelen "Beşinci Mevsim" adlı programda yer alacağı öğrenildi. Söz ve müziği Hakkı Bulut'a ait olan "Seven Kıskanır" adlı parcanın yeni düzenlemesinde enstrümanlarm Batı üslubunda çalındığı ve temponun hızlandırıldığı belirtiliyor. TABTISMA O Yürekli Y argıeı Tanı>alını İstanbul ve Ankara'ya oranla daha tutucu olan bir ilimizde, ilk kez bu yürekliliği gösteren saygıdeğer YARGIÇ kimdir? N.T.'nin 1986 yılında dört kişinin tecavu- züne uğraması nedeniyle açtığı davada yargı- cın, ilgili ceza kanunu maddesini anayasa'nın eşitlık ilkesine aykın bularak Anayasa Mah- kemesi'ne başvurmasına karşın dört oya karşı yedi oyla eski halinde bırakılması sonucu sal- dırganların 2/3 oramnda bir ceza indirimin- den yararlanmalan, üzerine ölü toprağı serpil- miş toplumumuzu silkeleyip birazcık olsun uyandırdı. Bu olayın haftalardır güncelliğini yitirme- diğini sevinçle izliyorum. Gazetelerde, dergi- lerde Anayasa Mahkemesi'ne karşı duyulan tepkiyi yansıtan yazılar yayımlandı, toplantı ve yürüyüşler düzenlendi. FederaJ Alman ZDF televizyonundan bir ekip de Antalya'ya giderek N.T. ile bir konuşma yaptı. Yeşiller Partisi MYK uyesi Sayın Feridun Çafaşır, olayı Avrupa tnsan Haklan Komisyonu'na götü- receklerini bildirdi. Yapılan bir haksızlığa toplumun gösterdi- ği bu.ilgi çok güzel, yalnız gözden kaçan bir nokta var: Şimdi tüm hukukçulara, özeüikle kadın hukukçulara soruyorum, yıllardır uy- gulanan bu insanlık dışı ceza kanunu madde- sine niçin şimdiye kadar hiç kimse karşı çıkmadı? tstanbul ve Ankara'ya oranla daha tutucu olan bir ilimizde, ilk kez bu yürekliliği göste- ren saygıdeğer YARGIÇ kimdir? Basın, işin bu yönünü araştırmadığı gibi, Antalya'da olayın baş kişisi N.T. ile röpor- taj yapan Alman TV ekibi de bu yargıcı ara- yıp onun görüşlerini almayı düşünemedi. Tüm yayın organlannın Antalya muhabir- lerine sesleniyorum, lütfen bu saygıdeğer YARGIÇ'la konuşmalar yapsınlar, onun hak- kında bilgi vererek kamuoyunu aydınlatsın- lar. Böylesine bir ortamda, değişmesi gereken bu düzene karşı çıkma yürekliliğini gösteren gerçek insanlan yakından tanımak istiyoruz, gençlerin onlan kendilerine örnek almalan için bu gerekli. FATMA KETHÜDAOĞLU Rnmelihi&an Eylemler haberci GENEl GREV GELIYORİşyeri Komiteleri hızla yayılıyor. İstanbul'daki belediye grevi. Her eytemde tekrarlanan slogan: "Genel Grev". En onurlu eylem. Devreye giren köylü dinamiği. Yeniçeltek cinayetine olağanüstü tepki. Yüzbinlerce işçiyi kapsayan toplusozleşme görüşmeleri ve genel grev için kritik sorun. • DENİZ HARP OKULUNDA YASAK YAYIN LİSTESİ "SÖZ VERDİM, OKUYAMAM" • PKK'NİN 1990 HEDEFLERİ. • DSP'DE "ECEVİT SULTASI"NA KARŞI ÖRGÜTLÜ MUHALEFET • SABANCI, İŞ BANKASI, KOÇ: TEŞVİKLER ÖNCE ONLARA! • Mardın'öe sekiz hanelı köye 65 cemselı baskın. • Öğrenci gençliğin yeni örgütlenme biçimi • 2000'e Doğru bir tabuyu datıa yıktı! Yılmaz Güney'ı ızleyebılırsınız • SSCB sallanırken Sovyet Kurtleri'nin durumu • Ozgür Mandela'nın ilk yazısı • Kadınlar! Kampanya sürüyor • Doğu Pennçekın Guneydoğu ızlenımlen Ayağa kalkan Cabbar • Turan Oursun, Kur an'daki çelişkiteri incelemeye devam ediyor • Denız Gökçe: Spor, polıtizasyon ve depolıtizasyonu yazdı FARKLI-OZENLI KUMSALLAR IRISRAINERDART Çeviren: Melda Keskin "Kumsallar", kadının ruhsal yapısını yine bir kadının kaleminden size sunuyor. Cstelik saklısız, yalansız ve dolansız olarak. MARKSTAN SEVGİLERLE MEHMET ALTAN Gazeteci-yazar Mehmet Altan, bu yeni kiabında dünyamızı ve toplumumuzu çeşitli yönlerden bir tür "teşrih masası"na ptınyor. HUSRAN TANGOSU MANUELPUIG Çeviren.- Nihal YeğinobaL Yakışıklı, ayyaş, husız, . hlaksız ve uslanmaz kadın avcısı Juan Carlos Htchepare'nin şaşırtıcı ıayatını paylaşmış sayısız kadınlann romanı... ŞÖHRET PATRICE CHAPLIN Çeviren: Nilgün Cstün Gençti, güzeldi, çekiciydi. Hayat onun için umutl. doluydu. Ve bir gün talıü kuşu başına kondu. Kendini kameraların karşısında buldu. Topcan SaUf/Dq>« Halkalı Cad No: 259 Sdaköy-tsanbul Tet 598 97 50 0 luö MerketCumhuriyetCad DöttlerApt 1&'6 Kat-3 Elmadag - tstanbul Tel 13102 30/36 VEEAT Muhtdif milli ve beynelmilel görevlerde insanlığa ve medeniyete • hizmet etmiş Marmara t niversitesi Emekli Profesörü ALİ ŞEVKET KAY4'yı 15.2.1990 tarihinde kaybettik. Acıraız sonsuzdur. Cenazesi 19 Şubat 1990 Pazartesi günü Şişli Camii'nde öğle namazını muteakip Zincirlikuyu Mezarhğı'nda toprağa verilecektir. AtLESt MALİİŞLERMÜDÜRYARDIMCISI Köklü bir ulusal kuruluş ile yabancı sermaye ortaklığı olan şirketimizin Mali İşler Bölümü'nde çalıştırılmak iizere aşağıdaki nitelikleri taşıyan ve bölüm müdürüne yardımcı statüsünde çalişacak elemana gerek duyulmaktadır. İsteklilerin, özgeçmişini belinen bir yazıyı son yıllarda çekilmiş bir resimle birlikte PK 140 ŞÎŞLİ adresine göndermeleri Aranan nitelikler: • Yüksekokul mezunu, • En az 3 yıl tecrübeli, • Bilgisayar ile muhasebe tutma ve PC kullanımında tecrübe sahibi olması, • Erkek başvuru sahiplerinin askerlikle ilişkisinin bulunmaması, • Yabancı ortakhğımız nedeniyle iş konusunda İngilizce iletişimde bulunabilecek derecede dil bilmesı. Kartalkaya'da yeni bir alternatrf... TM AaUrm-f 17' '" • — . fkfntt 30 «* doruk KAYA'• Bar . Somıne Ba- . Loboy . Ctopart . Ceşıdı uzunkjkta TP. 315.000.- TL Persembe-Paıar/3 şece TP. 335.000.- TL TP. 355.000.- TL ütelae kcnak&na <le rehoem); nametlen dahndr . KeiĞ vasıtasıyla gtfeife-e ndtnm yapıkr TEK YETKİU SA V$ ACENTESİ• ig^ TEKYFI IREmTUR"Tatil Sanatı" :honu Caa 44.8 r a£sm-J5t 151 73 35 15 fıati :343 7347,348 73*8 HtUmt .n75S£3«)2S2870 IO*t!Camel>12 15 35,25 8012-13 İLAN T.C. GAZİANTEP 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ 1989/450 Hâkim: Mehmet Güneş 13489 Kâtip: Mehmet Ayrancı 30.1.1989 tarihinde karşüıksız çek vermekten sanık olup Hatay ili 52 No'lu Sokak, No: 26/9'da oturan Ismail Karagün hakkında ya- pılan duruşma sonunda: . Sanık müştekiye çek bedelini ödediği, muştekinin de sanık hak- kındaki şikâyetinden vazgeçüğinden 3167 sayılı kanunun 16/2. mad- desi delaleti ile CMUK.nın 253. maddesi gereğince sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesine karar verilmiş olup sanığın gıyabın- da verilen karar sanığa tebliğ edilememiştir. 7201 sayılı kanun gereğince ilanen tebliğine ve aynı kanunun 28-29. maddeleri gereğince ilan tarihinden itibaren 15 gun içinde lebliğ edilmiş sayılacağı ilan olunur. 24.1.1990 Basın: 17230 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Hadim'de Cinayet... Önce Paris'te, daha sonra da Stockholm'da izlediğim "Yıl- maz Güney Günleri"ni, yazamadım bir türlü. Türkiye'ye dönün- ce. güncel konular ona olanak vermedi. Ama günü gelince yazacağım "Yılmaz Güney Günleri"ni. Stockholm'a ilk kez gi- diyordum; İsveç deyince karlar içinde bir ülke göreceğimi dü- şünüyordum. Öyie olmadı; kupkuru bir soğuk, kar mar yok! Biraz canım sıkıldı, ama İsveçlilerin daha çok sıkılmış canları. Zama- nı gelince kar yağmazsa, bunalıma girerlermiş. Ocak ayında, öğleden sonra, saat 15.00 deyince hava kararıyor; gece başlı- yor. Kar yağmamışsa, karanlık çepeçevre. Kar varsa, ortaiık gün- düz gibi geceleyin de. "Beyaz geceler" dedikleri geceler... Karın yağışını Isveçliler, bayram gibi karşılarlarmış. İsveçli ba- yanlar apak (bembeyaz) giyinirler, çıkarlarmış ortalığa. Biz, ço- cukluğumuzda "apak" yerine "apapak" derdik, o, "beyazın da beyazı" demek. Böyle karşılarlarmış karı. Çünkü, oralar için kar her şey denirmiş. Herkes kayak takımlarını hazırlar, kayak ya- par; gününü hoş geçirirmiş. Ocak ayında kar yağmayınca, Stock- holm'da insanların altı tekerlerli araçlarla dolaştıklarını gördüm. Arkadaşım: — Kar yağmayınca, böyle eğleniyorlar! dedi. Sanki kar var- mış gibi! Stockholm adacıklardan oluşmuştur, her yanı sudur. Adacık- lar, birbirine bağlanmış; su üzerinde yaşadığtmzı bilmiyorsunuz. Stockholm, zaten kazık stoku demekmiş. Düşmandan kenti ko- rumak için, kazıklar çakmışlar; kentin adı öyle konmuş. Karın yağmayışı, havanın kupkuru oluşu, insanların yüzlerinden de okunuyor mu ne? Soluk soluk, gülmeyen yüzler. Oysa İsveçlt- ler neşeli insanlardır. Ayrılacağımızda, yarım santim kar yağdı da yüzleri güldü azıcık... Paris'te olduğu gibi, Stockholm'da da okurlar, eş dost yere kondurmadılar. Bu yüzden, bir yerlerde yitme olanağı da bula- madım! Stockholm'u, oldukça kalabalık bir grup dolaştık. Fatoş Gü- ney'le oğlu Yılmaz Güney (Yılmaz Güney, çok tatlı bir çocuk, delikanlı; kalın kalın gülmesine bayılıyorum), Ahmet Kaya, Ya- vuz Önen'le eşi, Rezzan Önen, Paris'ten SİPA ajansından foto muhabiri Necdet Nakıboglu, İsveç'te oturan Mahmut Baksı, Ne- dim Dağdeviren. Bir başka grup da ayrı geziyor. Ahmet Kaya, uçakta kaptan pilota saz çalıyor; kaptan pilot şaşınyor Ahmet Kaya, Stockholm'da zeytinle kahvaltı yapmamıza içerliyor: — isveç'e geldiğimizde, sanki bir köye geldik, diyor. İstan- bul'dan gel, İsveç'te zeytinle kahvaltı yap! Olacak iş mi bu? Türkiyeli 30 bin dolayında göçmen yaşıyor İsveç'te. 6-7 bini Süryani, 5 bini Kürt -bunlar yalnız Türkiye'den değil, İran, Irak, Suriye'den gelenler de içinde-. En kalabalık olanlar, Kulu'dan gelen Türkler. Yusuf Küpeli'yi, Özkan Mert'i, Serpil İnanç'ı, Mihri Belli'yi, daha pek çok göçmeni görüp konuştum. İsveç radyo- sundan Osman İkiz, Gülseren ile eşi Gören Engström, Yavuz Baydar, Hosrov Azimzade'yle eşi Emine birlikte olduk. Gülse- ren Engström'lerde, Olof Palme'nin yeğeni Thomas Palme de vardı. Stockholm'a varır varmaz Naci Kutlay'ı aradım. Naci Kut- lay, İsveç'te sayrıevinde sağın olarak çalışryordu. İlginç bir öy- kü anlattı. Şöyle: Naci Kutlay bir gün sayrıevinde hemşire ile odasında otururken içeri biri girer. Adam kulağını gösterir; ku- lağının arkasında bir yara vardır. Yaranın ivedi ameliyat edilmesi gerekmektedir. Naci Kutlay, hemşireye sorar: — Bak bakalım, boş günümüz ne zaman? Ameliyat etmemiz gerek bunu. — Pazartesiye dek dolu, der hemşire, daha önce yok! Gün- lerden cumadır... — Bak, der, adama Naci Kutlay, pazartesiye dek doluymuş. Pazartesi gelmezsen. hakkın yanar, o zaman yeni gûn vermek gerekir... Naci Kutlay, böyle deyipce, adam kendi kendine sesli düşûn- meye başlar: — Yarın cumartesi, İspanya Endüstri Bakanı'nı karşılayaca- ğım, pazar günü de... Naci Kutlay, kafası kontak birine çattığını düşünûr; şöyle der: — Kardeşim sana ne İspanya Endüstri Bakanı'ndan filan, sen kendine bak! Kulağındaki yara önemli, ameliyat olman zorun- lu... Adam, gayet sakin: • — Ben Isveç'in Endüstri Bakanıyım da der, konuk bakanı kar- şılamam gerek... Naci Kutlay'a kartını da verir, kartta Endüstri Bakanı Thage G. Peterson yazılı. Naci Bey, duruma çok şaşı- rır. "Bizde olsa, ohooo" diye geçirir içinden, "bakanın sayrıe- vine gideceği bir hafta önceden belli olur!" der. Ama, yine de bakana şöyle der: — Bakın, pazartesiye dek doluyuz! Ama, sabreder, bekler-, seniz, bugün akşama dek ameliyatlanmı bitirir, sizi de ameliyat ederim! Adam, yani bakan "Peki, beklerim!" der. Ametiyatı olur. Thage G. Peterson, şimdi İsveç'in Meclis Başkanıdır. Naci Kutlay, onu TV'de seyrederken, hep kulağına bakar; "amel'ıyatı nasıl yap- mışım?" diye... Naci Kutlay, yıllar önce, benim doğduğum ilçede, Hadim'de sağın (doktor) olarak çalıştı. Ağrılı olmasına karşın, kendini Ha- dim'lı de sayar; dostluğumuz oradan başlar. Onunla, öğretmen Durmuş Demiray'ın, savunman İlhan Ünsal'ın kulaklarını çın- lattık. Hadim günlerini anlattı, eşi Azime Hanım'ın da, doğup bûyüdüğüm yerlerle ilgili ilginç anilan vardı. Hadim'de kış geldi mi, her yer karla kaplanır. Ağustosa dek kar kalkmaz çok yer- de. Kışın kar 2-3 metreyi bulur. Kışın kar, Toroslar'ın tepesin- deki bu ilçenin. köylerinin özelliğidir. Bir yanı da Göksu deresidir. Orada da Adana'yla birlikte domatesi yetiştirir. Bir hafta önce pazar günü, Hadim'den, Hadim'in köyü Bey- reli'ye görevlerine gitmek için karlı havada yola çtkan öğretmen- ler, bir daha bulunamadılar. Karda, tipide yiten öğretmenlerin babalarını. dedelerini tanıyorum. Öğretmenlerden biri İsa Sarı- lar, arkadaşım Musa Sarılar'ın oğlu. Musa'yla, kapı komşusu- yuz. Çocukluğumuz birlikte geçti. Öbür öğretmen Adem Dülgeroğulları, Mustafa Dülgeroğulları'nın oğlu; Adem'in eşi Ne- riman Dülgeroğulları da kar altında yitenler arasında; Neriman da üç aylık gebe; böylece kar altında yitenler üç değil, dört olu- yorlar... İki öğretmen, yanlarında birinin eşi, 11 şubat pazar günü sa- at 10.00'da, Milli Eğitim Müdürlüğü'nün cipiyle, Hadim'den To- ros dağlarının en tepesindeki köylerden birine, 2000 metrenin ûstündeki yerlere, yola çıkarlar. 12 kilometre sonra cip kardan gidemez; onları Fesleğen yaylasında bırakır. Ondan sonra, da- ha kırk kilometre yaya gıdeceklerdir. Yollar, kardan kapalıdır. İlçenin kaymakamı, imam-hatip çıkışlı Davut Haner'dir. İmam- hatip çıkışlı kaymakamlar çoğalmıştır son yıllarda. İlçe Milli Eğitim Müdürü Ali Üstünel'le, kaymakam Davut Haner. öğretmenlerin kar altında yitip gitmelerinden çok sonra mı Jandarma Komu- tanı'na bilgi vermişlerdir? Bu köy öğretmenleri, öğretmen ve- killeri, yollar açılana dek bekletilemezler miydi? Okullar iki gün öğretmensiz kalsa, kıyamet mi kopardı? Kaymakam Bey, na- maz saatini mi kaçırırdı? Ne olurdu? Kim ne derse desin, öğ- retmenlerin, Neriman Dülgeroğulları'nın karnında çocuğuyla kar altında ölmesi, cinayettir. Bunun hesabı sorulmalıdır... KIRKLARELt KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1989/45 Davacı: Kemal Köstem Davalılar: Muhittin Kış ve Kırklareli Belediye Başkanlığı. Davacı tarafindan davahlar aleyhine Kırklareli Merkez Karakaş Ma- hallesi 705 ada 56 parsel hakkında mahkememize dava açıldığı, da- valılardan Muhittin Kış'a tum aramalara rağmen duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilemediği ve yukanda esas numarası yazılı dava etmekte olup duruşması 3.4.1990 gününe talik edilmiştir. Da- valı Muhittin Kış'ın duruşmaya gelmesi, delillerini ibraz etmesi, du- ruşmaya gelmediği takdirde gıyabında karar verileceği ilanen tebliğ olunur. Basın: 45152 T.C. ÇATALCA SULH CEZA HÂKİMLİĞİ Esas No: 1987/738 Karar No: 1988/235 1.11.1987 tarihinde silahla müessir Fıil suçundan sanık, Kerera ve Hanım oğlu, 1950 d.lu Kars ili Hanak ilçesi Kalenderdere köyü nü- fusuna kayıtlı Cafer Çalgan hakkında yapılan vargılama sonunda, sanık hakkında mahkememizden verilen 5.10.1989 tarihli ek kararla sanığın TCK'nın 456/4. maddesi gereğince 6.000.—TL para cezası alraasına ve 457/1. maddesi uyarınca cezası 1/8 oramnda arttınla- rak neticeten 1066.— TL ağır para cezası ile cezalandınlmasına ka- rar verilmiş olduğu ilan olunur. Basın: 17231
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle