Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 SPOR 14ŞUBAT1990
Sporun genel bütçeden aldığıpay giderek düşüyor
Sporcuyagünde 1 ekmek1988Me bir sporcuyayıllık harcama / Genel bütçeden ancak binde 2'lik
129binTLikenbu rakam 1989'da ^ / pay alanspor velisansı vizeli sporcu
enflasyona rağmen düşüş gösterdi. y için 989'da 112.5 milyar harcandı.
1989 yılında bir sporcuya devletin Bu paranın içinde çeşitli fon gelirleri
yardımı ayda 10.765, günde 358 TLoldu. ileil müdürlüklerinin öz gelirleri de var.
V
/ 1989'da akaryakıt fonundan 1 milyar
900 milyon, il müdürlüklerinden 15
milyar, teşvik fonundan 4 milyar,
federasyonlar fonundan 7.5 milyar,
gençlik fonundan 10 milyar kaynak oldu.
TAYFUN GÖNÜLLÜ
AN'KARA — Devlet, geçen yıl, 1 sporcuya 1 ek-
mek fiyatı kadar para ayıraraadı. 1989 yılında 1
sporcuya yapılan eunluk harcama 358 lirada kal-
dı.
Geçen yıl 12 ay boyunca 1 sporcuya 129 bin li-
ralık ödenek ayrılabilirken, bu miktar 1 ayda 10 bin
765 lira oldu.
Sporun genel bütçeden aldığı pay, 10 yılda olduk-
ça duşerken buna bir de Turkiye'dekı spor tesisi ek-
sikliği eklenince alınan payda kat kat gerilemenin
olduğu ortaya çıktı. Spor başarısı yüksek düzeylerde
seyreden, tesis problemlerinr çözmüş ülkelerde spo-
run genel bütçeden aldığı paylar binde 10'un altı-
na inmezken, Türkiye'de bu rakam son 7 yılda ya-
pılan bütçelerde binde 1.7 ile binde 2 arasında de-
ğişti. Spor uzmanları bu rakamlar için "Olkemiz-
de bu paylar, spor altyapısındaki noksanlanmız dik-
kate almarak başlangıçta binde 10*un olabildiğin-
ce ustunde olmalı, bu oranın altına asla
inmemelidir" dediler.
Yapılan araştırmalar sonunda 1976 yılında ikti-
darda bulunan 1. Milliyetçi Cephe hükumeti döne-
minde spor, genel bütçeden binde 4 pay alırken bu
rakam 1979 yılında iktidarda bulunan CHP hükü-
meünde binde 5'e çıktı. Aradan geçen 4 yıl içinde
ekonominin kötü gidişi sporu da oldukça etkiler-
ken 1983 yılında iktidara gelen ANAP, spora büt-
çeden binde 1.7 pay ayırdı. Aynı siyasi partinin ik-
tidar dönemi olan 1987 yılında bu rakam 3 puan
artarak binde 2'ye yükseldi. Geçen yıl ise sporun
gener bütçeden aldığı pay, yine binde 2'de kaldı.
1989'da spor, 112 milyar harcadı
1989 yılında devlet, 870 bin 878 lisansı vize edil-
miş aktif sporcu için 112 milyar 500 milyon lira top-
layabildi. 112 buçuk milyar lira, geçen yıl Gençlik
ve Spor Genel Müdurlüğü'nün genel bütçeden al-
dığı pay, Akaryakıt ve Tüketim Fonu, il müdürlük-
lerinin öz gelirleri, Türk Sponınu Teşvik Fonu ile
Eğitim, Sağlık, Gençlik ve Spor Fonu'ndan alınan
paylarla oluştunılabildi.
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, geçen yıl 32
trilyon 920 milyar olan genel bütçeden sadece 67
milyar 388 milyon lirasını alabildi. Yine bu yıl Akar-
yakıt Tuketim Fonu'ndan spora 1 milyar 900 mil-
yon, gençlik ve spor il müdürlüklerinin öz gelirleri
toplam 15 milyar, Türk Sporunu Teşvik Fonu'ndan
4 milyar 363 milyon, Federasyonlar Fonu'ndan 7
milyar 850 milyon, Eğitim, Sağlık, Gençlik ve Spor
Fonu'ndan ise 10 milyar lira aktarıldı.
Bu toplam para içinde, sporculara verilen ödüi-
ler, genel müdürlügün merkez ve taşra teşkilatında
çalışan personel giderlerı ile spor tesislerine yapı-
lan harcamalar da dahil olarak hesaplandı. Sonuç
olarak bir sporcuyu dolaylı olarak etkileyebilecek
nitelikteki harcamalar da kaularak yapılan araştır-
malar sonunda devletin 1 sporcuya 1 yılda 129 bin
lira harcadığı saptanmış oldu.
Son 5 yılın durumu
Son 5 yıl içinde sporun genel bütçeden aldığı pay,
son 10 yıl içinde gerilemiş olsa bile, kurulan 4 fon-
dan spora pay aynlmaya başlandı. 8u paylarla bir-
likte genel bütçeden alınan binde 2'lik paylar bin-
de 3'lere yukseltilebildi. Ancak bu arada lisanslı
sporcu sayısı 1985'te 451 bin 278 iken bu rakam ge-
Torsion
ayakkabılan
• Spor Servisi — Adidas
firması dün Diskorium'da
bir toplantı ile Torsion
ayakkabılanmn halka
tanıtımını yaptı. Toplantıya
sunucu olarak Halit Kıvanç
ile bir çok sporcu ve
yönetici de katıldı.
Konuşmacı Cuneyt
Cankurtaran Adidas'ın
Turkiye'deki pazar payını
anlattı. Daha sonra Adidas
Internasyonal Halkla
llişkıler Müdiirü Günter
Pfau, dünyada spor
ayakkabılanmn kullanımı
ve Adidas'ın gelecekte neler
yapmaya kararlı olduklannı
ortak Avrupa'da
Türkiye'nin görevlerini
içeren bir konuşma yaptı.
Genel Müdür Osman Ayaz
ise Türkiye'de Adidas'ın
gelişimi sporculara
verdikleri manevi ve maddi
destekleri açıkladıktan
sonra Torsion'lann 1990 yıh
mart ayında çıkacağını ve
ihraç da edileceğini açıkladı.
• • •
rru
senıinerinden
• Spor Servisi — İTÜ
Beden Eğitimi Bölümü'nün
düzenlediği seminerde bu
haftaki konu "Kalp ve
Dolaşım Sistemi"ydi. Beden
Eğitimi bölumu öğretim
gorevlilerinden Muzaffer
Sönmez "Kalp ortalama 70
yılda 400 milyon litreyi
bulan miktarda kan
pompalamaktadır. Hiç
paslanmayan, bakım
istemeyen ve istem dışı
çalışan böyle mukemmel bir
makineyi yapmaya insanın
gücü yetmemektedir" dedi.
Öğretim görevlisi Muzaffer
Sönmez spor yapan
insanların kalp kasları daha
çok çahştığı için kalpteki
büyümenin normal
olduğunu söyledı.
Voleybolda
rövanş günü
• Spor Servisi —
Voleybolda Türkiye Kupası
yarı final rövanş maçı için
Eczacıbaşı ile Galatasaray
bugün 14.00'te Burhan
Felek Salonu'nda karşı
karşıya geliyor. Geçen hafta
oynanan ilk maçta bilindiği
gibi Eczacıbaşı,
Galatasaray'ı 3-0 yenerek
büyük avantaj elde etmiştı.
Eczacıbaşı
galip
• Spor Servisi —
Eczacıbaşı Bayan Voleybol
Takımı Bükreş Rapid ile
yaptığı özel karşılaşmayı 3-1
kazandı. Bugun saat
11.00'de bir kez daha Rapid
ile oynayacak Eczacıbaşı,
setleri 15/12, 15/12, 10/15,
15/13 aldı.
. T t s t k a i n a V
n T i « ı « K j c k b o k s i l I g > a d a b i z d e k i a d ı y I a
- o o K s ı n g y a p a r ^ ^ boksUı dunyada gün gec-
tikçe artan bir sporcu sayisına sahip. Oldukça sert bir spor olan kick-boksing, artık kadınlar tarafın-
dan da yapıhyor. Önceki gıin yapılan Dıinya Kick-Boksing Şampiyonası'nda Diinya Şampi)onu
AmerikaJj ElJa Yee (solda), Katby Long ile karsıia^tı. Lee, Long'u >endi ve şmnpiyonadaki iddiasını
surdurdu. Londra'da yapılan şampiyonayı oldukça yüksek sa>ıda bir seyirri kiticsi izledi.
çen yıl 870 bin 878'e yükseldi.
Son 5 yılda spora harcanan para ile 1 sporcuya
harcanan rakamlar şöyle oldu:
1985 yılında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü
5 trilyon 542 milyar 182 milyon liralık genel bütçe-
den spor, 6 milyar 55 milyon 785 bin lira alabildi.
Bu rakam fon gelirleri ile birlikte II milyar 219 mil-
yona yülcseltildi. Bu tarihte 451 bin 278 olan lisanslı
sporcu başına 1 yılda, 24 bin 860 lira harcandı. Yi-
ne bu yılda bu rakamlar göz önüne alındığında 1
sporcuya 1 ayda 2 bin 71 lira, 1 günde ise 69 lira
harcandı.
1986 yılında genel müdürlük 7 trilyon 254 mil-
yar 111 milyon liralık genel bütçeden 10 milyar 495
milyon lira aldı. Bu rakam diğer gelirlerle 24 mil-
yar 818 milyona yükseltildi. 666 bin 326 olan lisanslı
sporcu başına 37 bin 234 lira harcandı. Bu yılda 1
sporcuya 1 ayda 3 bin 102 lira, 1 gunde ise 103 lira
harcandı.
198Tde 11 trilyon 50 milyar 686 milyonluk genel
bütçeden spora 23 milyar 637 milyon verildi. Yine
bu rakam fonlarla 47 milyar 110 milyona çıkartıl-
dı. Bu yıl 738 bin 568 olan lisanslı sporcu başına
63 bin 785 lira düştü. 1 sporcu için 1 ayda 5 bin 315
lira, 1 günde ise 177 lira harcama yapılabildi.
1988'de genel butçe 20 trilyon 881 milyar 923 mil-
yon oldu. Spor bu paydan sadece 42 milyar 263 mil-
yonunu alabildi: Bu yılda 810 bin 55O"ye çıkan spor-
cu başına 86 bin 932 lira aynldı. Bu değerler aylık
olarak hesaplandığında sporcu başına 1 ayda 7 bin
244 lira ve bir günde ise 241 lira harcandığı saptan-
dı.
1989 yılına gelindiğinde sporun genel bütçeden
aldığı pay 67 milyar 388 milyona yükselirken, bu
rakam yan gelirlerle birlikte 102 milyar 501 bin li-
raya ulaştı. Bu yılda sporcu sayısı da 870 bin 878
oldu. Bu yılda sporcu başına 117 bin 698 lira, ayda
10 bin 765 lira, 1 günde ise 357 lira düştü.
öte yandan Gençlik ve Spordan Sorumlu Devlet
Bakanı İsmet Özarslan'ın özdlikle bilimsel çalışma-
lara ağırlık verip "istatistiksel calışmalar yapaca-
ğız" demesine karşın hâlâ calışmalar başlatılmamış
durumd». Gençlik ve Spor Teşkiiatı'nın yıllardır 1
sporcu başına düşen harcamaları yapmamış oima-
sı "gelir ve giderini bilmez bir teşkila'" olarak yo-
rumlanırken, Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Kon-
federasyonu yetkililerin de yapılan harcamalarını
ancak 2 ayda çıkartabileceklerini söylediler. Bu ra-
kamlar çıkartılmadığı için yaptığımız hesaplama-
ların dışında tutuldu.
Kamdeniz takımı lig liderinin karşısına tarihi moralle çıkıyor
Trahzon: 24 - Beşiktaş: 1653 maçın 24'ünü Trabzonspor, 16'sını
da Beşiktaş kazanmış.13 karşılaşma ise
berabere sonuçlanmış.
HİLMİ TÜRKAY
Beşiktaş mı, Trabzonspor mu?
Türkiye Birinci Futbol Ugi'nin
zirvesinde bulunan bu iki takım
cumartesi günü Istanbul Inönü
Stadı'nda "loriu" bir puan raü-
caddesi yapacak. Beşiktaş şu ana
kadar 19 maçta 13 galibiyet almış,
4 beraberliği bulunan Siyah-
Beyazlıların mağlubiyet hanesin-
de iki rakamı bulunuyor. 51 gol
atmış 13 gol yemiş Beşiktaş'ın 43
puanla sıralamadaki yeri birinci-
lik- Trabzonspqr'un 19 maçta 11
gaübiyeti bulunuyor. 6 beraberliği
olan Bordo-Mavililerin de iki
mağlubiyeti var. 36 gole karşılık
17 gol yemişler. 39 puanla Beşik-
taş'ı dört puan geriden ikinci du-
rumda izliyorlar.
Lıgin ilk yarısında Trabzon'da
oynanan maçta evsahipliği yapan
Trabzonspor, Beşiktaş'ı Orhan ve
Turgut'un goüeriyie 2-1 yenmiş,
Beşiktaş'm tek golü Feyyaz'dan
gelmiş. İki takım da büyük hırs-
la hafta sonuna bileniyorlar. Ge-
rek Ingiliz Teknik Direktörü Mil-
ne olsun ve gerekse Trabzonspor'-
un Teknik Direktörü Urbain kar-
şılaşmaya mutlak galibiyet gözü
ile bakıyorlar. Feyyaz'm sakatlı-
ğı sürüyor. Buna karşın Trabzön-
spor'un sakat ve cezalısı bulun-
muyor. TV'ninJcarşılasmayı nak-
len yayımlamasına karşın maça il-
gı bir hayli fazla. Dün tnönü Sta-
dı'nda bilet satışının başlaması
nedeniyle geç saaüere kadar süren
uzun kuyruklar vardı.Bilet fiyat-
ları açık tribün 5, kapaü 20,' nu-
maralı 25 bin lira olarak belirlen-
di. Trabzonspor KulübU Asbaş-
kanı ve Futbol Şubesi Sorumlu-
su olan tskender Önal, yaptığı
açıklamayla cuma günü İstan-
bul'a gelerek karapa girecekleri-
ni bildirdi. Dün kendi tesislerin-
de özelükle taktik çalışması yapan
Bordo-Mavili takımın idmanı
yaklaşık iki saat sûrdu. Urbain
öğleden sonra futbolculara idman
yaptırmaktan vazgeçti. Beşiktaş
ise Milne yönetinünde salonda ça-
bştı. Siyah-Beyazlüar cuma gunü-
ne kadar çalışmalarını sürdüre-
cekier ve daha sonra kendi tesis-
lerinde kampa girecekler.
54. randevu olacak
Beşiktaş ile Trabzonspor ta-
kımları şu ana kadar tam 53 kez
karşı karşıya gdmişler. Cumartesi
günü oynayacaklan karşılaşma
54. maçları olacak. 53 maçtan
24'ünü Trabzonspor takımı ka-
zanmış. Beşiktaş ise rakibine karşı
16 kez ustünlük saglayabilmiş. 13
maç ise berabere sonuçlanmjş.
Görülüyor ki 53 maç sonucunda
Trabzonspor'un üstünlüğü Beşik-
taş'tan sekiz kat daha fazla. 54.
maçta bakalım hangısi üstün çı-
kacak. Beşiktaş'ın kazanması ha-
linde puan farkı 7'ye yükselecek.
Trabzonspor'un kazanması halin-
de ise 4 puan olan fark bire ine-
cek. Normal sürenin berabere
noktalanması kuşkusuz bir gün
sonra sahasında Konyaspor'la oy-
nayacak olan Fenerbahçe'ye ya-
rayacak. San-Lacivertliler Konya-
spor karşısında alacakları bir ga-
libiyetle hem Beşiktaş'a hem de
Trabzonspor'a bir adım daha
yaklaşmıs olacaklar.
Galatasaray
neden ıslıklanıyor?
METtN TÜKENMEZ
Galatasaray son 6 yılın en sıkıntılı sezonunu yaşıyor. Kupa ta-
kımı olarak bilinen Cim Bomlar, Federasyon Kupası'nda oynadı-
ğı ilk maçta yanştan koptu. Ligde Beşiktaş ile arasında 7 puan var.
Bu farkın şampiyonluk mucadelesi içinde kapanması olanaksız de-
ğil. Ama G. Saray'ın oynadığı futbol zirveyi zorlayacak ve şampi-
yonluk yarışını sonuna kadar sürdürecek cinsten değil. Taraftar-
ların futbolculara güveni yok, futbolculann da kendine...
G. Saray'ın en önemli özellıği, yüksek top tekniğine sahip olan
oyunculannın "zaman" ve "alan" kullanımındaki başarısı idi.
Yüksek pas kapasitesi ile yaptığı kombine atakları genellikle ama-
cına uygun şekilde sonuçlandınrdı. Devamlı top kaybederek, ka-
zanmak için aşın güç harcamasına girmezdi. Tekniğini iyi kullan-
dığı için enerjisini ekonomik olarak harcardı. G. Saray karşıtlan-
m değil de onlar San-Kırmıalı futbolcuları kovalar, oyuuunu boz-
maya çalışırlardı. Buna karşı G. Saray kendi oyununu oynar, kar-
şıtlannı da buna mutlaka zoriardı. Şündi öyle mi? Hayır. Tam tersi.
Futbolcular kişiliğini yitirmiş, üst uste iki pas yapamıyorlar.
Ayaklanna gden topy birkaç hamlede ancak kontrol edebiliyor-
lar. Takım atağa kalktığı zaman herkes sorumluluktan kaçıyor.
Ad. Demirspor maçının ilk yarısıoda, atakta iken tam 19 pas ha-
tası yaptılar. Bu paslarında hiçbiri baskı altında değildi. Hiçbir kar-
şıtın presi yokken, en rahat durumda bile inanılmaz pas hataları
yapıyorlar.
En etkili alanı olan ceza sahası içinde yaptığı vunışlarla yıllarca
gol kralı olmuş Tanju şimdi gol bölgderinden kaçıyor. Orta alan-
da birkaç pas yapınca da "Tanju'dan iyisi yok" deniliyor. Tan-
ju'yu G. Saray'a getiren pasörlüğu değil, golculüğüdür. Eğer şim-
di cezaalanından kaçıyorsa bunun nedeni, karşıt savunma oyun-
cuları ile baş edecek gücünün olmamasındandır. Zamanlaması ile
her kafa topunu alan Tanju şimdi yükselemiyor. Ağır kalıyor.
O saldırgan, çalışkan ve sertlikten yılmayan Uğur'dan eser kal-
mamış. Oyun içinde etkinliği yok, sakatlıklardan bir türlü kurtu-
lamıyor. tki aut çizgisi arasında mekik dokuyan Semih artık gitti-
ği yerden dönemiyor. Eskiden Seraih'e çalım atmak yürek isterdi.
Şimdi oradan herkes geçiyor. Bu sezon G.Saray'ın en istikrarlı
oyuncusu olan Cüneyt bile son haftalarda sanki "Benden buraya
kadar" diyor. Yusuf, K. Bülent, Tugay, K. Savaş, Prekazi, Ilyas,
sakatlıklardan kurtulamıyorlar. G. Saraylı futbolculann sakatlık-
lan neden bir türlü iyileşmek bilmiyor? Bu çöküntü nereden kay-
naklanıyor?
G.Sarayh futbolcular büyük bir ruhsal ve fıziksel çöküntu için-
deler. Sanki beyinden kaslara giden yol onlarca kilometre ve san-
ki kaslar beynin verdiği emirleri dinlemiyor. Bu nedenle de fut-
bolcular doğru düşünseler bile uygulamasını yapamıyorlar. Şimdi
düşünmek gerekir. Galatasaray başarısız mı? Eğer başansızsa bu-
nun tek suçlusu antrenör mü? Futbolcular mı? Veya yönetim mi?
Eğer G. Saray'ı geçmiş yıllarla karşılaştırırsak kuşkusuz başarı-
sız. Ama eğer futbolcuları bugünkü performanslanyla değerlen-
dirirsek, bulundukları yer hiç de kötü değil. Eğer basansız kabul
ediyorsak, bunun kusuru da tek başına ne Held'de ne yönetimde
ne de futbolculardadır. Nasıl ki başarıda herkesın katkısı varsa,
başarısıziıkta da yönetim, futbolcular ve teknik adamlann hepsi
sorumludur. Başarı ve şanssızlık iç içedir. Her an birbirini etkile-
yebilir. Birbirine dönüşebilir. En önemlisi, ikisinin de köku geç-'
miştedır. Bugünü suçlamak kimseye yarar getirmez. Aksine, yan-
lış amaçlara yöneltir.
E Bahçe'de, Konyaspor hazırlıkları başladı
Rıdvan topla buluştu
Top kontrolü ve hafif şut çalışması yapan
genç futbolcu ile Teknik Direktörü Veselinoviç
bir saat özel olarak ilgilendi.
NECMİ GÜLÜMSER
Geçirdiği menisküs ameliyatı
nedeniyle uzun süredir sahalardan
uzak kalan Rıdvan, dün ilk kez
topla buluştu. Teknik Direktör Ve-
selinoviç tarafından 1 saat süren
bir çalışmaya tabi tutulan Rıdvan,
önce kültur fizik, daha sonra düz
koşu, ardından da top çalışması
yaptı. Çalışmada top kontrolü ça-
lışan ve hafif şut atan Rıdvan, ol-
RIDVAN— tlk kez topla calıştı (Fotoğraf: Necmi Gulümser)
ADANA'DAN AHMET ÖZARSL.4>
1. KOŞU: F: 6 Kayhanbatur, PP:
5 Esentayfun, P: 7 Surbey, S: 1
Alsoylu
2. KOŞU: F: 7 Cartekitt, PP: 8
Melih, P: 2 Dalga, S: 4 Ne Halo
3. KOŞU: F: 7 Okeytur, PP: 1
Ahmetbey, P: Tanbatur, S: 3
Mehmurat
4. KOŞU: F: 7 Jocker Dancer,
PP: 4 Moğolhan, P: 6 Queen, S:
3 Tormento
5. KOŞU: F: 6 Aldemir, PP: 8
llkgan, P: 7 Demirbey, S: 4 Ilk-
genç
6. KOŞU: F: 6 Süslüihsan, PP:
2 Altıner, P: 5 Yanangün, S: 1
Adlan
7. KOŞU: F: 5 Firuze, PP: 3 Şe-
rife, P: 7 Burcu 1, Ş: 2 Sonbatur
m
dukça hırslı göründü.
Bu hafta Konyaspor ile karşıla-
şacak olan Fenerbahçe bu maçın
hazırlıklarına başladı. Sarı-
Lacivertlilerin dünkü calışmasına
tüm futbolcular katıldı. Schuraac-
her, Nezihi, Turhan ve Neşet ay-
rıca antrenman öncesi salonda da
bir çaiışma yaptılar.
Futbol Şubesi Sorumlusu Meh-
met Özbek, dün Nielsen ile bir gö-
riişme daha yaptı. özbek, dünkü
göriişmede Danimarkalı futbolcu-
dan görüşünü sordu. Fenerbahçe1
den aynlmayı düşünmediğini be-
lirten Nielsen, "Ben kalmak isti-
yorum. Ancak paramı isterim. ls-
tenmiyorsam bıraksınlar gideyim.
Eğer kalacaksam paramı mukave-
lemde yazılı olan tarihte isterim"
dedi. Nielsen ile bugün bir göruş-
me daha yapılacağı oğrenildi.
Birleşik grup
Fenerbahçe'de kongre öncesi
grupların çalışması hızlandı. Ka-
dıköy Gnıbu'nun, aday olarak Er-
doğan Şenay'ı göstermesinden
sonra bugün de Birleşik Grup,
Metin Aşık ile görüşerek progra-
mını açıklayacak. Bu arada Aziz
Yılmaz da dün Mehmet Özbek ile
görüşerek duşuncelerini aldı.
Panel
Fenerbahçe Düzenleme Kunı-
lu'nun Türk sporunun bUimselleş-
mesine ilişkin panellerinin ikincisi
yann Kadıköy Kultür ve Sanat
Merkezi'nde (Caddebostan) yapı-
lacak. 18.15'te başlayacak panel-
de konuşmacüar ve konular şöyle:
— Dr. Nejat Çıplak (Başkanlık
ve Yönetim Kurulu Sorunu)
— Av. Sabri Köseoğlu (Özerk
Federasyon Tanıtımı)
— Av.Kemal Kumkumoğlu
(BTGM'de 59'uncu Maddenin Ge-
çerliliği),
— Üstün Akmen (Bağımsız
Bütçeler ve Ekonomik Sorunlar)
— Dr. Önder Dai (Külturel Et-
kinlikler)
— tlyas Salman (Sanat Etkin-
likleri)
HAFTALIK ABDÜLKADÎR YÜCELMAN
Yazık oldu Tınaz hocaya
Futbol
Fecterasyonu milli
takımın başına Pıontek'i
getirdi. Aslında mılli takım.
başına eski teknik direktör
getırilecekti. Ama Futbol
Federasyonu'nda Tınaz
Tırpan'a karşı olan bir
grup vardı. Bir grup da
Mustafa Denızli'ye
karşıydı Toplantıda ne şiş
yansın ne kebap
gibisinden, Tmaz'ın da
Mustafa Denizli'nin de
üstüne bir kaiem çizdiler,
Piontek'te karar verdiler.
Piontek hakkında bir şey
söytemek için henüz çok
erken. Ama Piontek'in
isminin tüm dünyada iyi
bir propaganda olacagı
kesin. Pıontek'ın Türk MiiK
Takımı'na ne verecegi ise henüz bilinmez. Ama kesın olan bir
şey var, o da Tınaz Hoca'nın bir hiç uğruna harcandtğtdır
Çünkû Tınaz Hoca bu milli takımı en kötü gününde sırtlamış,
hiç kimsenin görev almak istemediği bir zamanda
sorumluluğu yüklenip iş başına gelmiştir. Geldiği günden son
güne dek görev ve sorumluluğu da tam anlarnı ile yapmıştır.
Izlanda yenılgısını onun sırtına yükleyıp kamuoyu hazırlayan
senaryonun yazaıian bugün köşelerınde sinsi sinsı
gülüyortardır kuşkusuz. Ama milli maçlar başladıktan sonra ve
hiç temenni etmedtğımiz durumlarla karşılaşırsak o zaman
basarılı bir milli takım çıkaran, milli takım heyecamnı yeniden
yaratan Tınaz Hoca için acaba neler diyecekler merak
ediyoruz. Tınaz Hoca hata yapmadı demiyoruz, ancak yaptığı
hataları, bir deney süzgecınden geçtığıne gore anlamıştı ve
aynı hataları bir kez daha yapmayacaktı. Ve Tınaz Hoca en
azırtdan hatalarını tekrar etmeyeceğıne göre bizce milli takımı
en az hata ile 1992 Avrupa Şampıyonası'na hazırlayacak
teknik adam olacaktı. Peki biz şimdi Piontek için "O asla hata
yapmaz" diyebılecek miyiz. Oiyemeyeceğimize göre 1992
otmadı gelsin 1994 mü diyeceğiz? Milli takım kısaca bir yaz
boz tahtasına döndürülmüş ve basarılı olmuş bir teknik
adamımız daha harcanmıştır. Yazık oldu.
Şampiyonluğa gidenyol
Şampiyon olmak kolay bir iş değil.
Çünkü lider olan takım her maçım
final gibi oynar. Bu da futbolcuları
strese sokar. Bursaspor karşısında
gördûğümüz Beşıktaşlı futbolcular
olağan fırtbollannı gösteremediler.
Ozellikle ikinci yarıda durdular.
Psikotojık bir yorgunluk içinde
olduklan apaçık ortadaydı. Ne var ki
bu havadan kurtulmazlarsa Beşiktaş
bu işin sonunu kolay kolay getıremez.
öncelikte maç öncesi "iyi futbol iyi
mücadele ve galibiyet" düşüncesi
içinde olmalı, sahada da futbolun
hakkın vererek gerçek bir mücadele
göstermeli, yani iyi futbol iyi mücadele
düşüncesinı sahada gerçekleştirmeli.
Onun arkasından galibiyet nasılsa
getecektir Beşıktaşlı futbolcular
öncelikle "Biz acaba goturüp
götürüp aonunda şampiyonluğu bir baskasına bırakıp yine
İkinci mi olacağız?" düşüncesinı kafalarından çıkarmalıdırlar.
Sonra da strese girmemelidirler. Bunlan söytomek kolay,
yapmak zordur Biz de biliyoruz. Ama bunun baska çıkar yolu
yoktur. Çünkü şampiyon otantar hep aynı yoldan geçmislerdir.
Beşiktaş şampiyon olmak istiyorsa aynı yolu seçecektir. Bu bir
kuraldır; şarnpiyonluıja aiden yolun kuralı. .
Futbolcu protokolü
Galatasaray-Sanyer maçındayız. Stadın giriş kapılanndan
birisınde Beşiktaş'ın Teknik Direktörü Gordon Milne'yi
görüyoruz. içerıye gırmek ıçın tanıdık bir görevli arıyor.
Sonunda buldu ve girdi. Ama ya bulmasaydı? Ya o Milne'yi
tanıyan görevli değil de tanımayan bir başka görevli kapıda
oisaydı ne olurdu? Ne olacak, Beşiktaş'ın futboldaki kurmay
baskanı kapıdan geri dönerdi Olacak şey mi demeyın olur,
olur. Oysa işı futbol olmayan, futboidan belkı hiç anlamayan
nice adamlar görüyoruz şeref ve yönetici tribünûnde. Ne isleri
var demeyın. Cepfennde koskoca serbest gıriş kartları ya da
onlara bu tribûnlere gırmeye izin veren yönetmelik şansı.
Girmesınler demiyoruz, çünkü yasal haklandır. Ama futbolla
ilgılenen, mesleğı futbol olan, futboldan ekmek yiyen ve yatıp
kalkıp futbolu düşünen, futbol üreten kişilere de bu hak
verilmeli. Örneğin en azından bir Gordon Milne'nin buna
hakkı olmalı. Haklıysak "doğru", yanlış düşünüyorsak
"haksızsın" desınler. Bir Beşiktaş'ın, bir Galatasaray'ın teknik
direktörü ya da bir Yılmaz Vural, bir Necdet Niş futbokJa
protokol adamıdır. Onların protokol tribünûnde yerten
olmaması ise hem futbol adına hem protokol adına ayıptır.
Bölgecilik içimize işlemiş
gerektiğini beürtiyoruz.
Anlayana saz, anlamayana
davul zurna az. Daha ne
diyelim, daha ne kadar
yazalım, biz de sıkıldık artık.
Bölgeciliği kambur gibi
sırtımızdan atamadığımız
sürece futbolumuzda
aşamadan söz edemeyiz.
Bursa'da Beşiktaş maçı
sonrası arabasının camı
çerçevesi ındırılen hakem
Erman Toroğlu'nu Bursa
Emnıyet Müdürü, "M«rak
•tm«yin, Bursasporiu
yöneticllere söylerim,
zarannızı öderler" diye teselli
etmiş. Müdürûn görevi zarar
zıyanı tazmin etmek mi,
yoksa suçluları
yakalamak mı? Ama
Bursa Emniyet Müdürü
Bursa'da kimi
yakalar, kimi
yakalayabılir? Ertesi gün
kendisine haritada başka bir
yer mi arasın? Bötgecilik
spora yakışmıyor. Biz evrensel
bir olayı böfgelestirmeye
meraklı bir toplumuz. Bu
nedenle ne Bursalı Emniyet
Müdürü'n'e ne Adana'daki
saha komiserıne bir şey
demiyoruz, dıyemıyoruz. Tek
çozüm saha komıserleri
yönetmeliğini bölgecilik
zincirinden kurtarmaktır. Sayın
Genel Müdür Kemal
Kâmıloğlu'nun Danışma
Kurulu toplantısına bu öneri ile
geleceğinı umuyoruz. Tabii
polıtikacılar izin verirse...
Adana Demirspor maçının
görmez konuşmaz ve
duymaz saha komiseri için
Futbol Federasyonu,
"Bundan böyle
kendisine görev
verilmemesine çalışalım"
kararı almış Yani açıkça "Bu
Msi görevini yapmamtstır,
bundan sonrası için de
sakıncalıdır" demiş, ama
gerısıni getırıp "görev
alamaz" diyememiş. Diyemez,
çünkü saha <komiserlerini
Futbol Federasyonu değil ilin
en büyük mülki amlri vali
beyler tayin ediyor. İşte size
futbolumuzun bir sakıncalı
yani daha. Kaç kez oldu,
sayısını bilmiyoruz, ama hep
saha komiserlerınin kendi
illerinde, kendi bölgelerinde
tarafsız kalmalarının mümkün
olmadığını, olamayacağını
yazıyor, çözûm olarak da
deplasmana gitmelerinin
KARMATOTO
S Malatya-G BfflJİ
7 Sakarya-Z Bumıspor
9 Bolusooc «tay
fODulıncalı-Baıtrapor
13 P n Potltlıseof
14 Ki-Wa.'rt A.TiısyJ
1-0-2
1-0
1-0
»-2-1
1
l-fl
0-1
1-0-2
1-0
1-fl
1
0-1
2-0-1
1-0
1
1
1-0
1
1
0-1-2
1-0
I
0-1-2
2-0
1
1-0
1-0
1-0
2
1
1
0-2
1-0
1
1
1-0-2
1
t-0
0-2-1
0-2-1
1
1
1
V-0-2
1-0
0-1
1
0-2
0-1-2
1-0
1
1-0
1-0
1
1-0-2
0-2-1
1
1-0
1-0
1-0
i—o
1
1-0
1
0-1-2
1-0
1
0-1-2
0-1-2
0-1-2
2-0
2-0
1-0
1-0
1-0
0-1-2
0-1-2
0-1-2
1-0
1-0
1-0-2
1-0
1
1-0-2
1-0
1-0
0-2
0-2
1-0
1
1-0
0-1-2
0-2-1
0-1-2
1-0
0-2-1
0-1—2
1-0
1
1
t
0-1-2
2-0
1-0
1-0
0-1
1-0
1-0-2
»-0
1
1-0