05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 SPOR 14ŞUBAT1990 Sporun genel bütçeden aldığıpay giderek düşüyor Sporcuyagünde 1 ekmek1988Me bir sporcuyayıllık harcama / Genel bütçeden ancak binde 2'lik 129binTLikenbu rakam 1989'da ^ / pay alanspor velisansı vizeli sporcu enflasyona rağmen düşüş gösterdi. y için 989'da 112.5 milyar harcandı. 1989 yılında bir sporcuya devletin Bu paranın içinde çeşitli fon gelirleri yardımı ayda 10.765, günde 358 TLoldu. ileil müdürlüklerinin öz gelirleri de var. V / 1989'da akaryakıt fonundan 1 milyar 900 milyon, il müdürlüklerinden 15 milyar, teşvik fonundan 4 milyar, federasyonlar fonundan 7.5 milyar, gençlik fonundan 10 milyar kaynak oldu. TAYFUN GÖNÜLLÜ AN'KARA — Devlet, geçen yıl, 1 sporcuya 1 ek- mek fiyatı kadar para ayıraraadı. 1989 yılında 1 sporcuya yapılan eunluk harcama 358 lirada kal- dı. Geçen yıl 12 ay boyunca 1 sporcuya 129 bin li- ralık ödenek ayrılabilirken, bu miktar 1 ayda 10 bin 765 lira oldu. Sporun genel bütçeden aldığı pay, 10 yılda olduk- ça duşerken buna bir de Turkiye'dekı spor tesisi ek- sikliği eklenince alınan payda kat kat gerilemenin olduğu ortaya çıktı. Spor başarısı yüksek düzeylerde seyreden, tesis problemlerinr çözmüş ülkelerde spo- run genel bütçeden aldığı paylar binde 10'un altı- na inmezken, Türkiye'de bu rakam son 7 yılda ya- pılan bütçelerde binde 1.7 ile binde 2 arasında de- ğişti. Spor uzmanları bu rakamlar için "Olkemiz- de bu paylar, spor altyapısındaki noksanlanmız dik- kate almarak başlangıçta binde 10*un olabildiğin- ce ustunde olmalı, bu oranın altına asla inmemelidir" dediler. Yapılan araştırmalar sonunda 1976 yılında ikti- darda bulunan 1. Milliyetçi Cephe hükumeti döne- minde spor, genel bütçeden binde 4 pay alırken bu rakam 1979 yılında iktidarda bulunan CHP hükü- meünde binde 5'e çıktı. Aradan geçen 4 yıl içinde ekonominin kötü gidişi sporu da oldukça etkiler- ken 1983 yılında iktidara gelen ANAP, spora büt- çeden binde 1.7 pay ayırdı. Aynı siyasi partinin ik- tidar dönemi olan 1987 yılında bu rakam 3 puan artarak binde 2'ye yükseldi. Geçen yıl ise sporun gener bütçeden aldığı pay, yine binde 2'de kaldı. 1989'da spor, 112 milyar harcadı 1989 yılında devlet, 870 bin 878 lisansı vize edil- miş aktif sporcu için 112 milyar 500 milyon lira top- layabildi. 112 buçuk milyar lira, geçen yıl Gençlik ve Spor Genel Müdurlüğü'nün genel bütçeden al- dığı pay, Akaryakıt ve Tüketim Fonu, il müdürlük- lerinin öz gelirleri, Türk Sponınu Teşvik Fonu ile Eğitim, Sağlık, Gençlik ve Spor Fonu'ndan alınan paylarla oluştunılabildi. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, geçen yıl 32 trilyon 920 milyar olan genel bütçeden sadece 67 milyar 388 milyon lirasını alabildi. Yine bu yıl Akar- yakıt Tuketim Fonu'ndan spora 1 milyar 900 mil- yon, gençlik ve spor il müdürlüklerinin öz gelirleri toplam 15 milyar, Türk Sporunu Teşvik Fonu'ndan 4 milyar 363 milyon, Federasyonlar Fonu'ndan 7 milyar 850 milyon, Eğitim, Sağlık, Gençlik ve Spor Fonu'ndan ise 10 milyar lira aktarıldı. Bu toplam para içinde, sporculara verilen ödüi- ler, genel müdürlügün merkez ve taşra teşkilatında çalışan personel giderlerı ile spor tesislerine yapı- lan harcamalar da dahil olarak hesaplandı. Sonuç olarak bir sporcuyu dolaylı olarak etkileyebilecek nitelikteki harcamalar da kaularak yapılan araştır- malar sonunda devletin 1 sporcuya 1 yılda 129 bin lira harcadığı saptanmış oldu. Son 5 yılın durumu Son 5 yıl içinde sporun genel bütçeden aldığı pay, son 10 yıl içinde gerilemiş olsa bile, kurulan 4 fon- dan spora pay aynlmaya başlandı. 8u paylarla bir- likte genel bütçeden alınan binde 2'lik paylar bin- de 3'lere yukseltilebildi. Ancak bu arada lisanslı sporcu sayısı 1985'te 451 bin 278 iken bu rakam ge- Torsion ayakkabılan • Spor Servisi — Adidas firması dün Diskorium'da bir toplantı ile Torsion ayakkabılanmn halka tanıtımını yaptı. Toplantıya sunucu olarak Halit Kıvanç ile bir çok sporcu ve yönetici de katıldı. Konuşmacı Cuneyt Cankurtaran Adidas'ın Turkiye'deki pazar payını anlattı. Daha sonra Adidas Internasyonal Halkla llişkıler Müdiirü Günter Pfau, dünyada spor ayakkabılanmn kullanımı ve Adidas'ın gelecekte neler yapmaya kararlı olduklannı ortak Avrupa'da Türkiye'nin görevlerini içeren bir konuşma yaptı. Genel Müdür Osman Ayaz ise Türkiye'de Adidas'ın gelişimi sporculara verdikleri manevi ve maddi destekleri açıkladıktan sonra Torsion'lann 1990 yıh mart ayında çıkacağını ve ihraç da edileceğini açıkladı. • • • rru senıinerinden • Spor Servisi — İTÜ Beden Eğitimi Bölümü'nün düzenlediği seminerde bu haftaki konu "Kalp ve Dolaşım Sistemi"ydi. Beden Eğitimi bölumu öğretim gorevlilerinden Muzaffer Sönmez "Kalp ortalama 70 yılda 400 milyon litreyi bulan miktarda kan pompalamaktadır. Hiç paslanmayan, bakım istemeyen ve istem dışı çalışan böyle mukemmel bir makineyi yapmaya insanın gücü yetmemektedir" dedi. Öğretim görevlisi Muzaffer Sönmez spor yapan insanların kalp kasları daha çok çahştığı için kalpteki büyümenin normal olduğunu söyledı. Voleybolda rövanş günü • Spor Servisi — Voleybolda Türkiye Kupası yarı final rövanş maçı için Eczacıbaşı ile Galatasaray bugün 14.00'te Burhan Felek Salonu'nda karşı karşıya geliyor. Geçen hafta oynanan ilk maçta bilindiği gibi Eczacıbaşı, Galatasaray'ı 3-0 yenerek büyük avantaj elde etmiştı. Eczacıbaşı galip • Spor Servisi — Eczacıbaşı Bayan Voleybol Takımı Bükreş Rapid ile yaptığı özel karşılaşmayı 3-1 kazandı. Bugun saat 11.00'de bir kez daha Rapid ile oynayacak Eczacıbaşı, setleri 15/12, 15/12, 10/15, 15/13 aldı. . T t s t k a i n a V n T i « ı « K j c k b o k s i l I g > a d a b i z d e k i a d ı y I a - o o K s ı n g y a p a r ^ ^ boksUı dunyada gün gec- tikçe artan bir sporcu sayisına sahip. Oldukça sert bir spor olan kick-boksing, artık kadınlar tarafın- dan da yapıhyor. Önceki gıin yapılan Dıinya Kick-Boksing Şampiyonası'nda Diinya Şampi)onu AmerikaJj ElJa Yee (solda), Katby Long ile karsıia^tı. Lee, Long'u >endi ve şmnpiyonadaki iddiasını surdurdu. Londra'da yapılan şampiyonayı oldukça yüksek sa>ıda bir seyirri kiticsi izledi. çen yıl 870 bin 878'e yükseldi. Son 5 yılda spora harcanan para ile 1 sporcuya harcanan rakamlar şöyle oldu: 1985 yılında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü 5 trilyon 542 milyar 182 milyon liralık genel bütçe- den spor, 6 milyar 55 milyon 785 bin lira alabildi. Bu rakam fon gelirleri ile birlikte II milyar 219 mil- yona yülcseltildi. Bu tarihte 451 bin 278 olan lisanslı sporcu başına 1 yılda, 24 bin 860 lira harcandı. Yi- ne bu yılda bu rakamlar göz önüne alındığında 1 sporcuya 1 ayda 2 bin 71 lira, 1 günde ise 69 lira harcandı. 1986 yılında genel müdürlük 7 trilyon 254 mil- yar 111 milyon liralık genel bütçeden 10 milyar 495 milyon lira aldı. Bu rakam diğer gelirlerle 24 mil- yar 818 milyona yükseltildi. 666 bin 326 olan lisanslı sporcu başına 37 bin 234 lira harcandı. Bu yılda 1 sporcuya 1 ayda 3 bin 102 lira, 1 gunde ise 103 lira harcandı. 198Tde 11 trilyon 50 milyar 686 milyonluk genel bütçeden spora 23 milyar 637 milyon verildi. Yine bu rakam fonlarla 47 milyar 110 milyona çıkartıl- dı. Bu yıl 738 bin 568 olan lisanslı sporcu başına 63 bin 785 lira düştü. 1 sporcu için 1 ayda 5 bin 315 lira, 1 günde ise 177 lira harcama yapılabildi. 1988'de genel butçe 20 trilyon 881 milyar 923 mil- yon oldu. Spor bu paydan sadece 42 milyar 263 mil- yonunu alabildi: Bu yılda 810 bin 55O"ye çıkan spor- cu başına 86 bin 932 lira aynldı. Bu değerler aylık olarak hesaplandığında sporcu başına 1 ayda 7 bin 244 lira ve bir günde ise 241 lira harcandığı saptan- dı. 1989 yılına gelindiğinde sporun genel bütçeden aldığı pay 67 milyar 388 milyona yükselirken, bu rakam yan gelirlerle birlikte 102 milyar 501 bin li- raya ulaştı. Bu yılda sporcu sayısı da 870 bin 878 oldu. Bu yılda sporcu başına 117 bin 698 lira, ayda 10 bin 765 lira, 1 günde ise 357 lira düştü. öte yandan Gençlik ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı İsmet Özarslan'ın özdlikle bilimsel çalışma- lara ağırlık verip "istatistiksel calışmalar yapaca- ğız" demesine karşın hâlâ calışmalar başlatılmamış durumd». Gençlik ve Spor Teşkiiatı'nın yıllardır 1 sporcu başına düşen harcamaları yapmamış oima- sı "gelir ve giderini bilmez bir teşkila'" olarak yo- rumlanırken, Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Kon- federasyonu yetkililerin de yapılan harcamalarını ancak 2 ayda çıkartabileceklerini söylediler. Bu ra- kamlar çıkartılmadığı için yaptığımız hesaplama- ların dışında tutuldu. Kamdeniz takımı lig liderinin karşısına tarihi moralle çıkıyor Trahzon: 24 - Beşiktaş: 1653 maçın 24'ünü Trabzonspor, 16'sını da Beşiktaş kazanmış.13 karşılaşma ise berabere sonuçlanmış. HİLMİ TÜRKAY Beşiktaş mı, Trabzonspor mu? Türkiye Birinci Futbol Ugi'nin zirvesinde bulunan bu iki takım cumartesi günü Istanbul Inönü Stadı'nda "loriu" bir puan raü- caddesi yapacak. Beşiktaş şu ana kadar 19 maçta 13 galibiyet almış, 4 beraberliği bulunan Siyah- Beyazlıların mağlubiyet hanesin- de iki rakamı bulunuyor. 51 gol atmış 13 gol yemiş Beşiktaş'ın 43 puanla sıralamadaki yeri birinci- lik- Trabzonspqr'un 19 maçta 11 gaübiyeti bulunuyor. 6 beraberliği olan Bordo-Mavililerin de iki mağlubiyeti var. 36 gole karşılık 17 gol yemişler. 39 puanla Beşik- taş'ı dört puan geriden ikinci du- rumda izliyorlar. Lıgin ilk yarısında Trabzon'da oynanan maçta evsahipliği yapan Trabzonspor, Beşiktaş'ı Orhan ve Turgut'un goüeriyie 2-1 yenmiş, Beşiktaş'm tek golü Feyyaz'dan gelmiş. İki takım da büyük hırs- la hafta sonuna bileniyorlar. Ge- rek Ingiliz Teknik Direktörü Mil- ne olsun ve gerekse Trabzonspor'- un Teknik Direktörü Urbain kar- şılaşmaya mutlak galibiyet gözü ile bakıyorlar. Feyyaz'm sakatlı- ğı sürüyor. Buna karşın Trabzön- spor'un sakat ve cezalısı bulun- muyor. TV'ninJcarşılasmayı nak- len yayımlamasına karşın maça il- gı bir hayli fazla. Dün tnönü Sta- dı'nda bilet satışının başlaması nedeniyle geç saaüere kadar süren uzun kuyruklar vardı.Bilet fiyat- ları açık tribün 5, kapaü 20,' nu- maralı 25 bin lira olarak belirlen- di. Trabzonspor KulübU Asbaş- kanı ve Futbol Şubesi Sorumlu- su olan tskender Önal, yaptığı açıklamayla cuma günü İstan- bul'a gelerek karapa girecekleri- ni bildirdi. Dün kendi tesislerin- de özelükle taktik çalışması yapan Bordo-Mavili takımın idmanı yaklaşık iki saat sûrdu. Urbain öğleden sonra futbolculara idman yaptırmaktan vazgeçti. Beşiktaş ise Milne yönetinünde salonda ça- bştı. Siyah-Beyazlüar cuma gunü- ne kadar çalışmalarını sürdüre- cekier ve daha sonra kendi tesis- lerinde kampa girecekler. 54. randevu olacak Beşiktaş ile Trabzonspor ta- kımları şu ana kadar tam 53 kez karşı karşıya gdmişler. Cumartesi günü oynayacaklan karşılaşma 54. maçları olacak. 53 maçtan 24'ünü Trabzonspor takımı ka- zanmış. Beşiktaş ise rakibine karşı 16 kez ustünlük saglayabilmiş. 13 maç ise berabere sonuçlanmjş. Görülüyor ki 53 maç sonucunda Trabzonspor'un üstünlüğü Beşik- taş'tan sekiz kat daha fazla. 54. maçta bakalım hangısi üstün çı- kacak. Beşiktaş'ın kazanması ha- linde puan farkı 7'ye yükselecek. Trabzonspor'un kazanması halin- de ise 4 puan olan fark bire ine- cek. Normal sürenin berabere noktalanması kuşkusuz bir gün sonra sahasında Konyaspor'la oy- nayacak olan Fenerbahçe'ye ya- rayacak. San-Lacivertliler Konya- spor karşısında alacakları bir ga- libiyetle hem Beşiktaş'a hem de Trabzonspor'a bir adım daha yaklaşmıs olacaklar. Galatasaray neden ıslıklanıyor? METtN TÜKENMEZ Galatasaray son 6 yılın en sıkıntılı sezonunu yaşıyor. Kupa ta- kımı olarak bilinen Cim Bomlar, Federasyon Kupası'nda oynadı- ğı ilk maçta yanştan koptu. Ligde Beşiktaş ile arasında 7 puan var. Bu farkın şampiyonluk mucadelesi içinde kapanması olanaksız de- ğil. Ama G. Saray'ın oynadığı futbol zirveyi zorlayacak ve şampi- yonluk yarışını sonuna kadar sürdürecek cinsten değil. Taraftar- ların futbolculara güveni yok, futbolculann da kendine... G. Saray'ın en önemli özellıği, yüksek top tekniğine sahip olan oyunculannın "zaman" ve "alan" kullanımındaki başarısı idi. Yüksek pas kapasitesi ile yaptığı kombine atakları genellikle ama- cına uygun şekilde sonuçlandınrdı. Devamlı top kaybederek, ka- zanmak için aşın güç harcamasına girmezdi. Tekniğini iyi kullan- dığı için enerjisini ekonomik olarak harcardı. G. Saray karşıtlan- m değil de onlar San-Kırmıalı futbolcuları kovalar, oyuuunu boz- maya çalışırlardı. Buna karşı G. Saray kendi oyununu oynar, kar- şıtlannı da buna mutlaka zoriardı. Şündi öyle mi? Hayır. Tam tersi. Futbolcular kişiliğini yitirmiş, üst uste iki pas yapamıyorlar. Ayaklanna gden topy birkaç hamlede ancak kontrol edebiliyor- lar. Takım atağa kalktığı zaman herkes sorumluluktan kaçıyor. Ad. Demirspor maçının ilk yarısıoda, atakta iken tam 19 pas ha- tası yaptılar. Bu paslarında hiçbiri baskı altında değildi. Hiçbir kar- şıtın presi yokken, en rahat durumda bile inanılmaz pas hataları yapıyorlar. En etkili alanı olan ceza sahası içinde yaptığı vunışlarla yıllarca gol kralı olmuş Tanju şimdi gol bölgderinden kaçıyor. Orta alan- da birkaç pas yapınca da "Tanju'dan iyisi yok" deniliyor. Tan- ju'yu G. Saray'a getiren pasörlüğu değil, golculüğüdür. Eğer şim- di cezaalanından kaçıyorsa bunun nedeni, karşıt savunma oyun- cuları ile baş edecek gücünün olmamasındandır. Zamanlaması ile her kafa topunu alan Tanju şimdi yükselemiyor. Ağır kalıyor. O saldırgan, çalışkan ve sertlikten yılmayan Uğur'dan eser kal- mamış. Oyun içinde etkinliği yok, sakatlıklardan bir türlü kurtu- lamıyor. tki aut çizgisi arasında mekik dokuyan Semih artık gitti- ği yerden dönemiyor. Eskiden Seraih'e çalım atmak yürek isterdi. Şimdi oradan herkes geçiyor. Bu sezon G.Saray'ın en istikrarlı oyuncusu olan Cüneyt bile son haftalarda sanki "Benden buraya kadar" diyor. Yusuf, K. Bülent, Tugay, K. Savaş, Prekazi, Ilyas, sakatlıklardan kurtulamıyorlar. G. Saraylı futbolculann sakatlık- lan neden bir türlü iyileşmek bilmiyor? Bu çöküntü nereden kay- naklanıyor? G.Sarayh futbolcular büyük bir ruhsal ve fıziksel çöküntu için- deler. Sanki beyinden kaslara giden yol onlarca kilometre ve san- ki kaslar beynin verdiği emirleri dinlemiyor. Bu nedenle de fut- bolcular doğru düşünseler bile uygulamasını yapamıyorlar. Şimdi düşünmek gerekir. Galatasaray başarısız mı? Eğer başansızsa bu- nun tek suçlusu antrenör mü? Futbolcular mı? Veya yönetim mi? Eğer G. Saray'ı geçmiş yıllarla karşılaştırırsak kuşkusuz başarı- sız. Ama eğer futbolcuları bugünkü performanslanyla değerlen- dirirsek, bulundukları yer hiç de kötü değil. Eğer basansız kabul ediyorsak, bunun kusuru da tek başına ne Held'de ne yönetimde ne de futbolculardadır. Nasıl ki başarıda herkesın katkısı varsa, başarısıziıkta da yönetim, futbolcular ve teknik adamlann hepsi sorumludur. Başarı ve şanssızlık iç içedir. Her an birbirini etkile- yebilir. Birbirine dönüşebilir. En önemlisi, ikisinin de köku geç-' miştedır. Bugünü suçlamak kimseye yarar getirmez. Aksine, yan- lış amaçlara yöneltir. E Bahçe'de, Konyaspor hazırlıkları başladı Rıdvan topla buluştu Top kontrolü ve hafif şut çalışması yapan genç futbolcu ile Teknik Direktörü Veselinoviç bir saat özel olarak ilgilendi. NECMİ GÜLÜMSER Geçirdiği menisküs ameliyatı nedeniyle uzun süredir sahalardan uzak kalan Rıdvan, dün ilk kez topla buluştu. Teknik Direktör Ve- selinoviç tarafından 1 saat süren bir çalışmaya tabi tutulan Rıdvan, önce kültur fizik, daha sonra düz koşu, ardından da top çalışması yaptı. Çalışmada top kontrolü ça- lışan ve hafif şut atan Rıdvan, ol- RIDVAN— tlk kez topla calıştı (Fotoğraf: Necmi Gulümser) ADANA'DAN AHMET ÖZARSL.4> 1. KOŞU: F: 6 Kayhanbatur, PP: 5 Esentayfun, P: 7 Surbey, S: 1 Alsoylu 2. KOŞU: F: 7 Cartekitt, PP: 8 Melih, P: 2 Dalga, S: 4 Ne Halo 3. KOŞU: F: 7 Okeytur, PP: 1 Ahmetbey, P: Tanbatur, S: 3 Mehmurat 4. KOŞU: F: 7 Jocker Dancer, PP: 4 Moğolhan, P: 6 Queen, S: 3 Tormento 5. KOŞU: F: 6 Aldemir, PP: 8 llkgan, P: 7 Demirbey, S: 4 Ilk- genç 6. KOŞU: F: 6 Süslüihsan, PP: 2 Altıner, P: 5 Yanangün, S: 1 Adlan 7. KOŞU: F: 5 Firuze, PP: 3 Şe- rife, P: 7 Burcu 1, Ş: 2 Sonbatur m dukça hırslı göründü. Bu hafta Konyaspor ile karşıla- şacak olan Fenerbahçe bu maçın hazırlıklarına başladı. Sarı- Lacivertlilerin dünkü calışmasına tüm futbolcular katıldı. Schuraac- her, Nezihi, Turhan ve Neşet ay- rıca antrenman öncesi salonda da bir çaiışma yaptılar. Futbol Şubesi Sorumlusu Meh- met Özbek, dün Nielsen ile bir gö- riişme daha yaptı. özbek, dünkü göriişmede Danimarkalı futbolcu- dan görüşünü sordu. Fenerbahçe1 den aynlmayı düşünmediğini be- lirten Nielsen, "Ben kalmak isti- yorum. Ancak paramı isterim. ls- tenmiyorsam bıraksınlar gideyim. Eğer kalacaksam paramı mukave- lemde yazılı olan tarihte isterim" dedi. Nielsen ile bugün bir göruş- me daha yapılacağı oğrenildi. Birleşik grup Fenerbahçe'de kongre öncesi grupların çalışması hızlandı. Ka- dıköy Gnıbu'nun, aday olarak Er- doğan Şenay'ı göstermesinden sonra bugün de Birleşik Grup, Metin Aşık ile görüşerek progra- mını açıklayacak. Bu arada Aziz Yılmaz da dün Mehmet Özbek ile görüşerek duşuncelerini aldı. Panel Fenerbahçe Düzenleme Kunı- lu'nun Türk sporunun bUimselleş- mesine ilişkin panellerinin ikincisi yann Kadıköy Kultür ve Sanat Merkezi'nde (Caddebostan) yapı- lacak. 18.15'te başlayacak panel- de konuşmacüar ve konular şöyle: — Dr. Nejat Çıplak (Başkanlık ve Yönetim Kurulu Sorunu) — Av. Sabri Köseoğlu (Özerk Federasyon Tanıtımı) — Av.Kemal Kumkumoğlu (BTGM'de 59'uncu Maddenin Ge- çerliliği), — Üstün Akmen (Bağımsız Bütçeler ve Ekonomik Sorunlar) — Dr. Önder Dai (Külturel Et- kinlikler) — tlyas Salman (Sanat Etkin- likleri) HAFTALIK ABDÜLKADÎR YÜCELMAN Yazık oldu Tınaz hocaya Futbol Fecterasyonu milli takımın başına Pıontek'i getirdi. Aslında mılli takım. başına eski teknik direktör getırilecekti. Ama Futbol Federasyonu'nda Tınaz Tırpan'a karşı olan bir grup vardı. Bir grup da Mustafa Denızli'ye karşıydı Toplantıda ne şiş yansın ne kebap gibisinden, Tmaz'ın da Mustafa Denizli'nin de üstüne bir kaiem çizdiler, Piontek'te karar verdiler. Piontek hakkında bir şey söytemek için henüz çok erken. Ama Piontek'in isminin tüm dünyada iyi bir propaganda olacagı kesin. Pıontek'ın Türk MiiK Takımı'na ne verecegi ise henüz bilinmez. Ama kesın olan bir şey var, o da Tınaz Hoca'nın bir hiç uğruna harcandtğtdır Çünkû Tınaz Hoca bu milli takımı en kötü gününde sırtlamış, hiç kimsenin görev almak istemediği bir zamanda sorumluluğu yüklenip iş başına gelmiştir. Geldiği günden son güne dek görev ve sorumluluğu da tam anlarnı ile yapmıştır. Izlanda yenılgısını onun sırtına yükleyıp kamuoyu hazırlayan senaryonun yazaıian bugün köşelerınde sinsi sinsı gülüyortardır kuşkusuz. Ama milli maçlar başladıktan sonra ve hiç temenni etmedtğımiz durumlarla karşılaşırsak o zaman basarılı bir milli takım çıkaran, milli takım heyecamnı yeniden yaratan Tınaz Hoca için acaba neler diyecekler merak ediyoruz. Tınaz Hoca hata yapmadı demiyoruz, ancak yaptığı hataları, bir deney süzgecınden geçtığıne gore anlamıştı ve aynı hataları bir kez daha yapmayacaktı. Ve Tınaz Hoca en azırtdan hatalarını tekrar etmeyeceğıne göre bizce milli takımı en az hata ile 1992 Avrupa Şampıyonası'na hazırlayacak teknik adam olacaktı. Peki biz şimdi Piontek için "O asla hata yapmaz" diyebılecek miyiz. Oiyemeyeceğimize göre 1992 otmadı gelsin 1994 mü diyeceğiz? Milli takım kısaca bir yaz boz tahtasına döndürülmüş ve basarılı olmuş bir teknik adamımız daha harcanmıştır. Yazık oldu. Şampiyonluğa gidenyol Şampiyon olmak kolay bir iş değil. Çünkü lider olan takım her maçım final gibi oynar. Bu da futbolcuları strese sokar. Bursaspor karşısında gördûğümüz Beşıktaşlı futbolcular olağan fırtbollannı gösteremediler. Ozellikle ikinci yarıda durdular. Psikotojık bir yorgunluk içinde olduklan apaçık ortadaydı. Ne var ki bu havadan kurtulmazlarsa Beşiktaş bu işin sonunu kolay kolay getıremez. öncelikte maç öncesi "iyi futbol iyi mücadele ve galibiyet" düşüncesi içinde olmalı, sahada da futbolun hakkın vererek gerçek bir mücadele göstermeli, yani iyi futbol iyi mücadele düşüncesinı sahada gerçekleştirmeli. Onun arkasından galibiyet nasılsa getecektir Beşıktaşlı futbolcular öncelikle "Biz acaba goturüp götürüp aonunda şampiyonluğu bir baskasına bırakıp yine İkinci mi olacağız?" düşüncesinı kafalarından çıkarmalıdırlar. Sonra da strese girmemelidirler. Bunlan söytomek kolay, yapmak zordur Biz de biliyoruz. Ama bunun baska çıkar yolu yoktur. Çünkü şampiyon otantar hep aynı yoldan geçmislerdir. Beşiktaş şampiyon olmak istiyorsa aynı yolu seçecektir. Bu bir kuraldır; şarnpiyonluıja aiden yolun kuralı. . Futbolcu protokolü Galatasaray-Sanyer maçındayız. Stadın giriş kapılanndan birisınde Beşiktaş'ın Teknik Direktörü Gordon Milne'yi görüyoruz. içerıye gırmek ıçın tanıdık bir görevli arıyor. Sonunda buldu ve girdi. Ama ya bulmasaydı? Ya o Milne'yi tanıyan görevli değil de tanımayan bir başka görevli kapıda oisaydı ne olurdu? Ne olacak, Beşiktaş'ın futboldaki kurmay baskanı kapıdan geri dönerdi Olacak şey mi demeyın olur, olur. Oysa işı futbol olmayan, futboidan belkı hiç anlamayan nice adamlar görüyoruz şeref ve yönetici tribünûnde. Ne isleri var demeyın. Cepfennde koskoca serbest gıriş kartları ya da onlara bu tribûnlere gırmeye izin veren yönetmelik şansı. Girmesınler demiyoruz, çünkü yasal haklandır. Ama futbolla ilgılenen, mesleğı futbol olan, futboldan ekmek yiyen ve yatıp kalkıp futbolu düşünen, futbol üreten kişilere de bu hak verilmeli. Örneğin en azından bir Gordon Milne'nin buna hakkı olmalı. Haklıysak "doğru", yanlış düşünüyorsak "haksızsın" desınler. Bir Beşiktaş'ın, bir Galatasaray'ın teknik direktörü ya da bir Yılmaz Vural, bir Necdet Niş futbokJa protokol adamıdır. Onların protokol tribünûnde yerten olmaması ise hem futbol adına hem protokol adına ayıptır. Bölgecilik içimize işlemiş gerektiğini beürtiyoruz. Anlayana saz, anlamayana davul zurna az. Daha ne diyelim, daha ne kadar yazalım, biz de sıkıldık artık. Bölgeciliği kambur gibi sırtımızdan atamadığımız sürece futbolumuzda aşamadan söz edemeyiz. Bursa'da Beşiktaş maçı sonrası arabasının camı çerçevesi ındırılen hakem Erman Toroğlu'nu Bursa Emnıyet Müdürü, "M«rak •tm«yin, Bursasporiu yöneticllere söylerim, zarannızı öderler" diye teselli etmiş. Müdürûn görevi zarar zıyanı tazmin etmek mi, yoksa suçluları yakalamak mı? Ama Bursa Emniyet Müdürü Bursa'da kimi yakalar, kimi yakalayabılir? Ertesi gün kendisine haritada başka bir yer mi arasın? Bötgecilik spora yakışmıyor. Biz evrensel bir olayı böfgelestirmeye meraklı bir toplumuz. Bu nedenle ne Bursalı Emniyet Müdürü'n'e ne Adana'daki saha komiserıne bir şey demiyoruz, dıyemıyoruz. Tek çozüm saha komıserleri yönetmeliğini bölgecilik zincirinden kurtarmaktır. Sayın Genel Müdür Kemal Kâmıloğlu'nun Danışma Kurulu toplantısına bu öneri ile geleceğinı umuyoruz. Tabii polıtikacılar izin verirse... Adana Demirspor maçının görmez konuşmaz ve duymaz saha komiseri için Futbol Federasyonu, "Bundan böyle kendisine görev verilmemesine çalışalım" kararı almış Yani açıkça "Bu Msi görevini yapmamtstır, bundan sonrası için de sakıncalıdır" demiş, ama gerısıni getırıp "görev alamaz" diyememiş. Diyemez, çünkü saha <komiserlerini Futbol Federasyonu değil ilin en büyük mülki amlri vali beyler tayin ediyor. İşte size futbolumuzun bir sakıncalı yani daha. Kaç kez oldu, sayısını bilmiyoruz, ama hep saha komiserlerınin kendi illerinde, kendi bölgelerinde tarafsız kalmalarının mümkün olmadığını, olamayacağını yazıyor, çözûm olarak da deplasmana gitmelerinin KARMATOTO S Malatya-G BfflJİ 7 Sakarya-Z Bumıspor 9 Bolusooc «tay fODulıncalı-Baıtrapor 13 P n Potltlıseof 14 Ki-Wa.'rt A.TiısyJ 1-0-2 1-0 1-0 »-2-1 1 l-fl 0-1 1-0-2 1-0 1-fl 1 0-1 2-0-1 1-0 1 1 1-0 1 1 0-1-2 1-0 I 0-1-2 2-0 1 1-0 1-0 1-0 2 1 1 0-2 1-0 1 1 1-0-2 1 t-0 0-2-1 0-2-1 1 1 1 V-0-2 1-0 0-1 1 0-2 0-1-2 1-0 1 1-0 1-0 1 1-0-2 0-2-1 1 1-0 1-0 1-0 i—o 1 1-0 1 0-1-2 1-0 1 0-1-2 0-1-2 0-1-2 2-0 2-0 1-0 1-0 1-0 0-1-2 0-1-2 0-1-2 1-0 1-0 1-0-2 1-0 1 1-0-2 1-0 1-0 0-2 0-2 1-0 1 1-0 0-1-2 0-2-1 0-1-2 1-0 0-2-1 0-1—2 1-0 1 1 t 0-1-2 2-0 1-0 1-0 0-1 1-0 1-0-2 »-0 1 1-0
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle