Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10
P A R T İ L E R D E N
Çevre Komisyonu ÎSSSM
Özdemir ve 51 arkadaşı, TBMM içtüzuğunde değişiklik
yapüarak "çevre komisyonu" kurulmasım önerdiler.
Özdemir ve arkadaşlarımn önerisi, meclis
içtüzüğünün 20. maddesine "çevre
komisyonu"nun ilave edilmesini hükme
bağhyor. önerinin gerekçesinde, günumüzde
çevre sorunlarının buyük önem taşıdığı
anlatıldı. Gerekçede, Meclis'in ihtisas
komisyonları arasında çevrenin de yer
almasırun ülkeraiz açısından yararlı olacağı belirtildi.
Bilindiği gibi halen TBMM'de "Çevre Sorunlannı
Araştırma Komisyonu" çalışmalarmı sürdüruyor.
t MiUi Savunma Bakanı Safa Giray, ABD ile
imzalanan SEİA ve ek raektup konusunda
hükümetin dış politikadaki son gelişmeleri "titizlikle"
değerlendirerek, Türkiye'nin tutumunu belirleyeceğini söyledi.
SElA'nın onaylanmasının geciktirilme nedenleri konusunda
SHP Hatay Milletvekili Öner Miski'nin sözlü soru önergesini
yanıtlayan Giray, 1980 tarihli anlaşmaya ek olarak hazırlanan
mektubun, mevcut dostluk ilişkilerine aykın bazı nedenlerle 11
Nisan 1987'de askıya alındığını anımsattı. Bu tavırdan sonra
ABD tarafmda olumlu gelişmeler olduğunu ve hibe
yardımlarının arttırrldığını savunan Giray, ek mektubun
bundan sonra onaylandığını kaydetti. (Ankara/AA)
1 4 ? V P 1 ^ R e f a h P a r t i s i ( R P ) G e n e l
> l * T ^ V C İ U J Başkan Yardımcısı Rıza
Ulucak, TCK'nın 141 ve 142. maddesinın kaldınlmasını
163. maddenin engellediğini öne surdu. Ulucak, "Biz 163.
maddenin kaldınlmasından vazgeçtik desek,
141 ve 142. maddeler heraen kalkar" dedi.
Rıza Ulucak, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK)
141 ve 142. maddelerinin kaldırılması için
ABD ve Avrupa'dan büyük baskılar
geldiğini öne siırdü. 141 ve 142. maddelerle birlikte 163.
maddenin de fikir suçlannı içerdiğini hatırlatan Ulucak,
"ANAP'lılar 'bütün fikir suçlannı içeren maddeleri
kaldıracağız, fikri suç olma vasfından çıkaracağız' diye
kamuoyuna açıklamalarda bulundular. Böylece taahhüt
altına girdiler. Şimdi de 163. maddeyi kaldırmamak için
ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar" dedi. (Ankara/UBA)
Sağ eylemciler için öneri
Mustafa Nazikoğlu ve altı arkadaşı tarafından, "huküm giyen
sağ eylemcilerin cezalarının affedilmesi" konusunda bir yasa
önerisi verildi. TBMM Başkanlığı'na sunulan ve Adalet
Komısyonu'na sevk edilen yasa önerisi, TCK'nın 313,314 ve 315.
maddelerinden hükümlü sağ eylemcilerin cezalarının bütün
sonuçlarıyla affedılmesini, ayrıca bu maddelerle ilgili olarak
halen mahkemelerde devam eden davalann "hangi aşamada
olursa olsun" düşmesini hükme bağlıyor. (Ankara/AA)
r SHP MYK üyesi Cemal Seymen,
l hükümetin bu yıl genel nüfus sayımı
yaptırmayarak belediyelerin gelirlerine ambargo koymak
istediğini, ancak SHP'nin itirazı üzerine sayım yapılmasında
karar kılındığını söyledi. Umraniye Belediyesi'nin "1.
Geleneksel Umraniye Günleri" kapsamında dun "Yerel
Yönetim-Siyasi tktidar Ilişkileri" konulu bir panel yapıldı.
Panelde konuşan Cemal Seymen, genel nüfus sayımı
sonunda nüfusu artan belediyelerin lller Bankası'ndan
alacağı paylann arttırılacağını söyledi. Seymen, hükümetin
bu yıl sayım yaptırmamak istemesine SHP'nin engel
olduğunu, tüm sosyal demokrat belediyelerin de bu konuda
dayanışma içine girmesi gerektiğini kaydetti. Kâğıthane
Belediye Başkanı Mahmut Özdemir ve gazeteci Mehmet
Altan da mevcut yerel yönetim sisteminin
çağdaşlaştırılmasını istediler. (tç Politika Servisi)
Kazaırdan eleştiri
• İSTANBUL (AA) — İstanbul Barosu Başkanı Turgut
Kazan, Medeni Kanun'da yapılması duşünulen
değişikliklerin aceleye getirilemeyeceğini söyledi. Turgut
Kazan, dûn yaptığı yazılı açıklarnada, Medeni Kanun'un
toplumun temel yapısını belirleyen bir yasa olduğunu,
böyle bir düzenlemenin sessiz sedasız ve tartışmasız
gündeme getırilmesinin kabul edilemeyeceğini kaydetti.
"Tasan, üniversiteiere ve barolara gönderilmemiştir.
Öncelikle bu anlayışı protesto ediyoruz" diyen Kazan,
şöyle devam etti: "Hükümet sessiz sedasız bir kanun
tasarısını Meclis'e sunmuştur. 31 Ekim 1989 tarihli ve
(Başbakan Turgut özal) imzaü bu tasarı, Medeni
Kanun'un bazı maddeleri ile başka bazı yasalan da
değiştirmeyi amaçlamaktadır:' Kazan, tasanyı
değerlendirmek ve bir rapor hazırlamak üzere bir çalışma
ekibi oluşturduklarını ve Adalet Komisyonu'na katıiarak
görüş açıklamak istediklerini de bildirdi.
3 kitaba beraat
• Haber Merkezi — İstanbul'da iki mahkeme üç kitapla
ilgili davalarda beraat kararı verdi. tstanbul 2. Asliye
Hukuk Mahkemesi, Cumhuriyet çalışanlanndan Erbil
Tuşalp'in "Ben Tarihim Sayın Başkan" adlı kitabının
toplattırılmasına ilişkin İstanbul eski Emniyet Müdürü
Şükrü Bakı'mn istemini "yeterli kanıt bulunmadığı"
gerekçesiyle reddetti. Tuşalp'in "Eylül Imparatorluğu -
Doğuşu ve Yükselişi" adlı kitabında ise bilirkişi Prof.
Dr. Eralp Özgen suç unsuru bulunmadığını bidirdi.
Fyodor Korolyov'un yazdığı "Lenin ve Eğitim" adlı
kitapla ilgili olarak da İstanbul'da gönilen dava, kitabı
Türkçeye çeviren Doç. Tahsin Yılmaz ve Sorun Yayınlan
sahibi ve yönetmeni Sırrı Öztürk'ün beraatleriyle
sonuçlandı. Mahkeme, kitabın bilimsel bir eğitim
araştırmasi olduğu ve suç unsuru bulunmadığına karar
verdi. Dava TCK'nın 142/1-3-6. maddelerine aykın
davranmaktan açılmıştı.
Yeni oluşumcular sığmmacılarda
• DtYARBAKIR — (Cumhuriyet) SHP'den ayrüan
"yeni oluşumcu" bağımsız milletvekilleri Adnan Ekmen,
Ahmet Türk, Salih Sümer, M.Ali Eren ve Mehmet
Kahraman, birlikte çıktıklan Güneydoğu gezisinde
Diyarbakır'da 12 bin Kürt sığınmacmın yaşadığı kamplan
ziyaret ettiler. Diyarbakır'daki kampta bir süre önce
meydana gelen zehirlenme olayının üzerinde ciddiyetle
durulmasını isteyen milletvekilleri "Türk ve Irak
istihbaratlarırun iç içe çalıştığı görüşünü" öne sürdüler.
Diyarbakar Vali Yardımcısı Ergun Güler'le de görüşen
milletvekilleri, hükümetin zehirlenme olayı üzerine
ciddiyetle eğilmediğini, yapılacak bazı araştırmalarla bazı
sorunların aydınlığa kavuşacağını vurguladılar.
Milletvekilleri, "Edindiğimiz bilgilere göre, Irak ajanlan
sığınmacıların bulunduğu bölgelerde cirit atıyorlar. Bu
son derece utanç verici bir durumdur. Türk ve Irak
istihbarat örgütleri iç içe çalışıyor" dediler.
Mültecilere Kanada'dan yardını
• 0TTAWA (AA) — Kanada, Türkiye'ye sığınan Iraklı
mültecilerin barınma sorunlarının çözümünde
kullanılmak üzere 400 bin Kanada Doları (330 bin dolar)
yardım yapıyor. Merkezi başkent Ottawa'da bulunan
Kanada Uluslararası Kalkınma Ajansı, yaptığı
açıklamada, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne
iletilen yardımın, Yozgat yakınlarırdaki 50 hektar alan
üzerinde, 13 bin Iraklı mülteciyi barındırmak üzere
kurulacak yeni sitenin inşaatına yardımcı olmak amacıyla
verildiğini belirtti.
HABERLER
DYP'DE 'YENtÇİZGr TAKTIŞMASI
14 ŞUBAT1990
26 Mart seçimlerinden bu yana 130 dolayında ilçe örgütü görevden alındı veya istifaya zorlandı
Kongre öncesi görevden alıııa sancısıANKARA (Cnmknriycl Biro-
$•) — DYP Genel ldare Kurulu'-
nun aldığı bir prensip karanyla 26
Mart yerel seçimlerinde başansız
olan 130 dolayında ilçenin başka-
nı, seçimlerden bu yana görevle-
rinden alındı veya istifa ettirildi.
Teşkilattan sorumlu Genel Baş-
kan Yardımcısı Mehmet Gölbaıı,
görevden almaların antidemokra-
tik olmayıp bir "vitrin dtgişikli-
gi" niteliği taşıdığını söyledi. Göl-
han, "Bir ilçede beşince parti ol-
muşsunuz. Bu vitrinle gidemezsi-
niz. DörduDcü. beşinci parti d-
maya tahammulümuz yok" dedi.
26 Mart yerel seçimlerinden bu
yana Manisa, Mardin, lzmir, Si-
irt, Bingöl, Edirne, Erzurum ve
Içel il başkanları ile 130 dolayın-
da ilçe başkanının, Genel ldare
Kurulu karanyla görevden alındı-
ğını veya istifa etmelerinin isten-
diğini bildiren Gölhan, bu ilçele-
rin yerel seçimlerde iyi sonuç alı-
namayan yerler olduğunu belirt-
ti. Bunu bir "vitrin degişimi" di-
ye niteleyen Gölhan, "Mahalli se-
çimlerde arzu ettigimiz, bekledi-
ğimiz Deticeyi alamadığımız yer-
lerde vitrini değiştirelim dedik"
seklinde konuştu. Bu davranışın
antidemokratik olmadığını savu-
nan Gölhan, sözlerini şöyle sur-
dürdü: "Birtakım insanlar var,
dogru veya egri, teşkilatı bu in-
sanlardan knrtaramıyorsanuz.
'Filan adam için çalıştı. Paninin
aleyhine çalıştı' diyoriar, birbir-
lerini itham ediyorlar ve orada
partinin göriiDtüsü zayıflıyor.
Doğru veya egri. Ben onu aramı-
yoram. Ama o noktada DYP,
DYP'nin teşkilattan sorumlu
Genel Başkan Yardımcısı
Mehmet Gölhan, görevden
ahnalann antidemokratik
olmayıp, bir "vitrin değişikliği"
niteliği taşıdığını söyîedi.
Gölhan, "Bir ilçede beşinci
parti olmuşsunuz. Bu vitrinle
gidemezsiniz.
Tiirkiye çapında illerde birinci
parti iken bazı ilçderde dördün-
ctı, beşinci parti olrauş. Bunun ve-
balini, o ilçeye baglamamakla be-
raber sıkınnlar ortaya çıkıyor. Ba-
zı teşkilat batalanndan mülevel-
lit de oy kaybı bahis konusu oia-
biliyor. O nedenle onlara hiç bak-
makszuı Genel İdare Kundnmuz-
da bir prensip karan aldık. Ma-
halli seçimlerde DYP'nin bekledi-
ği oyu alamayan U ve ilçelerde vit-
rinde bir değişiklik yapaiım. O de-
ğişiklik dolayısıyla hiçbir arkada-
şımızı kınamadan, hiç kimseyi
rencide etmeden buralarda vitri-
ni duzeltelim. Daha degişik bir
kadroyla ortaya çıkalım' dedik.
Hadisenin temelinde bu yabyor."
Gölhan, "26 Mart seçimlerin-
den bu yana ANAP'ın haikın ira-
desine uymadıgını belirtiyorsu-
nuz. Seçimle işbaşına gelen kim-
selerin görevden alınması da hal-
kın iradesine uymamak degil mi"
sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Seçimle gelen, ama seçimle
gelen adam çalışmamış, veya ge-
rekli zamanını ayıramamış o ilçe-
de. Partiyi iyi temsil edemiyorsa,
seçimle geldi diye obür seçime ka-
dar da beklemeye, partiyi büsbü-
tün tarhip etmeye de niyetimiz
yok ki. Buna kimsenin de hakkı
yok. Dedigimiz noku dognı.
Ama seçimle gelmiş, başanb ol-
muş hiçbir arkadaşımızı değiştir-
miyoruz. Şu veya bu şekilde dışa-
nda kalmış arkadaşlanmızın, ber
gün hücumuna maruz kalıyomm.
Ama onlan kaale almıyornz"
öte yandan DYP Ankara II
Başkanı Mustafa Dursun Yangın,
Mamak, Gölbaşı, Bala, Çankaya
ilçe başkanlannın istifa etmesi ve
Kazan ilçe başkamnın görevden
ahnmasının nedeninin, "yönetim-
k anlaşmazlık" olmadığıru, "da-
ha enerjik" bir kadronun işbaşı-
na gelmesi için bu yola gidildiği-
ni söyledi.
Partiye hizmeti bir "bayrak ya-
nşı"na benzeten Yangın, "Arka-
daşlanmız biraz yonıldular. On-
lann yerine diğerleri geldiler. İs-
tifa eden arkadaşjanmız hâli par-
tidc aküf çalışmadalar" dedi.
DYP'DE NE VAR NE YOK? DEMİREL
'Beyefendf korkusu
CELAL BAŞLANGIÇ
En çok "Beyefe»di"yi kızdır-
maktan korkuyorlardı.
Telefonun ucundaki milletvekili
"aman kardeşim" diyordu, "Be-
nim Beyefendi'yle aramı açma.
Ben de partide 'yeni çizgi'den,
'gençleşme'den yanayım, ama bu
konu ne zaman açılsa Beyefendi
kızgıahktan alı al, monı mor olu-
yor. Benim de politik gelecegim
Beyefendi'yi kızdırmamaktan ge-
gerçekleşmedi.
DYP içindeki tartışma "gencleş-
me" ve "yeui çizgi" boyutlanna
gelmeden önce ilk gurültü 1987 se-
çimleri için hazırlanan aday liste-
sindeki sıralamadan koptu. Değiş-
mesi istenen GlK, Demirel'in baş-
kanlığında sabahlara kadar süren
toplantılar yapıyor, adaylan uy-
gun bir sıraya oturtmaya çalışıyor-
du. Parti gençleşmişti. Il ve ilçe
GtK'te liste sıralaması biraz da ya-
sa göre yapılmıştı. Büyükler liste
başına, gençler listenin alt sırala-
nna...
O güne kadar "durgnD" görü-
nen DYP'de sosyal demokratlar
gibi parti içi kavga başlamıştı. Is-
tifalar, suçlamalar, küskünler...
En çok tepki de "yaşça büyük
olanlara" gösteriliyordu. Demirel
partideki çalkantıyı yatıştırmak
sa halkının bu ricası reddedildi.
Genç yaşta çeldlmemi örnek ala-
rak onun da çekilmesini bekliyo-
rnm" diyordu.
Genel Başkan Yardımcısı Meh-
met Diilger, DYP'nin içinde bu-
lunduğu durumu şu tümcelerle
anlatıyordu:
—Teşkilatlar isyan halinde. Her
gün ateş çemberinden geçiyoruz.
Ashnda "Be>efendi"nin bu ko-
nuya ilk kızdığı tarih en belirgin
olarak 1987 eylülüne degin uza-
nıyordu.
Referandumla yasaklar kalk-
rruş, bu sayede "konuşan Tiirkiye"
kurulmuştu "Beyefendi"ye göre.
Artık işin fonnalitesi kalmışü. Ya-
pılacak bir kongreyle DYP'nin ge-
nel başkanı değişecekti. Yasaklar
kalkana kadar görevi yürüten Hü-
samettin Cindonık, genel başkan-
lıgı bırakırken sadece kendisinin
değil, Genel tdare Kurulu'nun da
değişmesini istiyordu. Ancak bu
DYP'liler ne diyor?
Gençliğe
açık partiyiz
Nihat Gttlserea (Mardin İl
Başkanı): Genci olmayan
partinin istikbali olmaz.
Partimizin felsefesine
düşüncesine inanmış
gençlerimiz, partimizi başanya
götürecektir. Türkiye'nin
istikbali gençlerdir, biz bunun
bilincindeyiz.
Erol Eau-al (DYP Trabzon
İl Başkanı): Gençliğin
dinamizmi ile tecrübe bir araya
gelirse partimizde daha yararlı
ve verimli çalışma ortamı olur.
Politika da tecrübe de önemli
bir faktördür.
Sezai Balla (DYP Bilecik tl
Başkanı): Siyaset, nüfus
kâğıdına göre yapılmaz.
Kendini sürekli yenileyen,
düşünceleri yeni olan kişi
gençtir zaten. Churchull, çok
yaşlıydı ama ülkesine faydalı
düşünceleri vardı.
Referandumla yasaklar kalkmış, bu sayede "konuşan Türkiye"
kurulmuştu 'Beyefendi'ye göre. Artık işin formalitesi kalmıştı. Yapılacak
bir kongreyle DYP'nin Genel Başkanı değişecekti. Yasaklar kalkana
kadar görevi yürüten Hüsamettin Cindoruk genel başkanlığı bırakırken
sadece kendisinin değil, Genel İdare Kurulu'nun da değişmesini
istiyordu. Ancak bu gerçekleşmedL
yöneticüerinde ağırlık gençlerdey-
di. Ancak DYP'nin bu gençleşme-
si parti üst yönetimine yansıma-
mıştı.
Listeler açıklanınca da gürültü
koptu. Kadrolan gençleşen parti-
nin doğal olarak milletvekilleri
adaylan da gençleşmişti, ama
için "Mesela Çaglay^ngil gibi, 30
yılını davaya adamış birini nasıl
bir kenara atabilirsniz?" diye sa-
vunuyordu listeyi. Bursa'nın liste
başı Çağlayangil'e karşı çıkan tl
Başkanı Abdülkadir Cenkçiler
adaylıktan çekilirken, "Çaglayan-
gil'den çekibııcsini rica ettik. Bur-
Karşımıza yanardağ gibi insanlar
gcliyor.
Partideki milletvekilliği kavga-
sı artık "Beyefendi"yi de aşmıştı.
Milletvekili adaylanndan Kemal
Serdaroglu, Türk sivasi hayatın-
da hiçbir partinin tüm liste başlan
genel idare kurulu uyelerindcu
oluşoıamıştır" dedikten sonra
baklayı agzından çıkanyordu:
"Kırk Haramiler."
Yeniden liste yapılması günde-
me geldiğinde Serdaroğlu'nun
aday adaylığı bile kabul edilmek
İ5tenmiyor,' ancak eski genel başkan
Cindoruk'un "İstifa ederim" teh-
didi üzerine son anda listeye gire-
biliyordu.
GlK uyesi Turan Çelebi, "aday
saptama yönteminin iptali için"
YSK'ya, Demirel'in kendisini teh-
dit ettiği gerekçesiyle de savcıhğa
başvuruyordu.
1987'de su yüzüne çıkan parti
içi kavga, bugüne degin içten içe
geldi. Daha fazla da dışâ vura-
mazdı, çünkü parti içi mücadele
"Beyefendi'nin gözüne girme"
platformunda yurüyordu. DYP'de
değişimden yana olanlar bile "li-
der korkusu"yla kırk kere yutku-
nup bir kere bile konuşmuyorlar-
dı.
Parti içi demokrasi, Türkiye
1
-
deki demokrasinin bir aynası gi-
biydi, bol "Beycfendi korkula..."
Akbulut'un
gözleri
yaşardı
Başbakan olduktan yaklaşık 3
ay sonra, doğduğu il Erzincan'ı
ziyaret eden Yıldırım Akbulut
hükümet olarak anarşi
karşısmda dimdik ayakta
duracaklarıru söyledi. Akbulut,
memleketi Erzincan'da büyük
sevgi gösterileriyle karşılandı.
tlin düşman işgalinden
kurtuluşu nedeniyle düzenlenen
törenleri de izleyen Akbulut'un
"Büyük Başbakan, Erzincanlı
sana kurban" sloganlan
karşısmda gözleri yaşardı.
Akbulut daha sonra
Istanbul'a, oradan da eşi
Saima Akbulut ile birlikte
baldızı Nazmiye Issın'ın cenaze
töreni için Bandırma'ya
geçti. Bandırma'dan
Bigadiç'e geçen Akbulut,
baldızının cenaze töreninden
sonra Ankara'ya dönecek.
Bedrettin Dalan ABD'ye tatil için gittiğini söyledi
'Merkezde bir parti olacağız'
İDRİS AKYÜZ
Parti kurma çalışmalarmı sür-
düren eski İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkam Bedrettin Da-
lan, ABD seyahati için öne sürü-
len "icazet almaya gitti" sözleri-
ne karşıhk, "Bunlar boş laflar.
Hiçbir dış güç, kendi milletioden
icazet almayan insanı ayakta lu-
tamaz. Biz bunlan bilen insanız,
aplal degiliz" dedi.
Dalan, kuracağı 'merkez" par-
tisinin oluşumu için ortaya çıkan
"sjyasi boşlugu" değerlendirirken
de Türkiye'nin 1946'dan bu yana
"liderler cuntası"nın hukum sur-
düğu bir demokrasi yaşadığıru be-
lirterek, "liderin hapşırması ha-
linde Türkiye'nin hasta olduğunu"
söyledi. Bedrettin Dalan, dunya-
da meydana gelen siyasi değişik-
liklerde, sosyalizm ve kapıtalizmin
"merkeze" doğru kaydığını da ifa-
de ederek solun ve sağın doğıula-
rını merkezde bırleştiren bir par-
ti olacaklannı bildirdi.
"Merkez"de yeni bir parti kur-
ma çalışmalannı sürdüren Bedret-
tin Dalan'la Balmumcu'daki
"Mermer Köşk"te yaptıgı.nız
söyleşiye önce ABD ziyaretini so-
rarak başladık:
— ABD geziniz için bazı çev-
reler, "icazet almaya gitti" yoru-
munu gelirdi. Çeşitli konferans-
lar vereceğiniz soylendi. Bu ziya-
retinizin amacı meydi?
DALAN — Anıerika'ya eşımin
yakınlarının daveti üzerine gittik.
Çocuklann da sömestr tatilinden
faydalandık. Konferans da ver-
medım. Kaldı ki bir insan kendi
milletinden icazet almazsa, kim-
den alırsa alsın hiçbir yere gele-
mez. Boşuna spekulasyon yaratıl-
mak isteniyor. Yoksa hiçbir dış
guç, kendi milletinden icazet al-
mayan insanı ayakta tutamaz.
Biz, bunlan bilen insanız, aptal
degiliz. Hiçbir temasım olmadı.
Partisinin, baharda tüzel kişi-
liğine kavuşacağını söyleyen Da-
lan, "haikın iktidar ve muhale-
fete" verdiği desteği cektiğıni gör-
mesinden sonra parti kurmaya
karar verdigini belirtti. Dalan, ye-
ni bir partiyi gerektirecek "siyasi
boşluk"la ilgili sorulanmızı ise
şöyle yanıtladı: '
— Türkiye'de "merkez parti"
anlamında bir siyasi boşlugun
dogduğunu ne zaman hissettiniz?
DALAN — 1989'un ikincı ya-
rısında böyle bir boşluk doğdu.
Halk, iktidar ve muhalefet parti-
lerinden desteğini çekti. Yapılan
araştırmalara göre bugün kendi
si boşluk yoktur" diyenler, işle-
rine gelmediği için böyle söylü-
yorlar. Yeni bir siyasi oluşumun
doğmasından ve siyaset sahnesin-
den silinmekten korkuyorlar.
— Bu sağ ve sol için de geçerli
midir?
DALAN — Gayet tabii. însan-
lanmıza bu 'alışılnuş yemeklerin'
dışında başka yenıekler sunmanın
zamanı geldi ve millet bunu yapa-
cak güçtedir. Son 30 yülık dönem-
de, Turkiye'de kaç tane siyasi
parti lideri var? tnönü, Demirel
ve Özal isimleri. Yani 55 milyon-
luk Türkiye'den bu üç insan mı
Türkiye, hasta olan bir ülke hali-
ne geimiştir.
— Sizi parti kurmaya yönelten
siyasi boşluk, bu nedenlerden mi
dogdu?
DALAN — Eğer siyasi boşluk
olmasa boyle bir parti kurulamaz.
Popülariteniz ne kadar yuksek olur-
sa olsun, eğer siyasi boşluk yok-
sa, 30 kişi ile ancak 'kendini se-
venler dernegi' kurarsınız.
Kaldı ki dünyada, katı sosya-
lizm yumuşuyor ve merkeze doğ-
ru kayıyor. Kapıtalizmin o, 'bıra-
kınız yapsınlar, bırakınız
geçsinler' ilkesi çoktan bitti. Bu-
"Siyasi boşluk olmasa böyle bir parti
kurulamaz" diyen Dalan, "Bizim ilkemiz solun
ve sağın doğrularım alıp merkezde birleştirmekti
Bu, bir sentezdir. Dünyasenteze gidiyor. Kavga
yok. Bu, Turkiye'de iç barışı getirecek oîaydır.
Diğer partiler içerlerindeki aşırı uçlar nedeniyle
buraya gelmekte güçlük çekiyor. Bizim böyle bir
güçlüğümüz yok" seklinde konuştu.
siyasi partisi ile özdeşleşmiş insan
sayısı yuzde 34 civarındadır. Ya-
ni, haikın >1izde 66'sı boşluktadır.
— Ancak 26 Mart 1989'da,
halk bir siyasi terrih kullandı. Bu,
siyasi boşluğu doldurma anlaraı-
na gelmiyor mu?
DALAN — Hayır, değil. Halk
mevcuılar içerisinde tercih yaptı.
Ashnda, halk 1989'un ikinci ya-
rısında, iktidar ve muhalefetten
desteğini çekti. Şöyle söyleyeyim;
karnınız aç, bir lokantaya gittiniz,
üç çeşit yemek var, ama hiçbiri-
sini sevmiyor, yemek istemiyorsu-
nuz. Ancak aç kalmamak için on-
lardan birini yemek zorundasınız.
tercihiniz ise o yemek değildir. İs-
tediğiniz 4. yemeği bulduğunuz-
da ise onu yersiniz.
— Yani toplumun bir arayış
içerisinde olduğunu söylemek is-
tiyorsunuz?
DALAN — Evet, şimdi, "siya-
çıktı? Yani, ekşidi yemeHer, halk
taze yemek yemek istiyor. Türki-
ye 1946'dan bu yana, liderler cun-
tasının hükum sürdüğu bir de-
mokrasi çeşidi yaşadı. Bunun ak-
sini kimse iddia edemez. Türki-
ye'nin bugün ihtiyacı olduğu ger-
çek olay, bir kişinin diktasında
bulunan bir parti yenne bir kad-
ro harekâtıdır. Gerçek bir orkest-
rasyonun oluşmasıdır.
— Bunda, toplumun belli dü-
zeye geldiğini vurgulamak istiyor-
sunuz herhalde?
DALAN — Türkiye oraya gel-
di. Artık ekip çalışmasına alışmış,
yepyeni bir gençlik, bir jeneras-
yon yetişti. Batılı anlamda "one
man show"u sevmeyen, sorumlu-
luk taşımayı isteyen insanlar ye-
tişti. Bugüne kadar liderler, ikin-
ci adamını değil, beşinci adamını
dahi yetiştirmediler. Bu bakım-
dan, lider hapşırdığı zaman.
gun ABD dahil birçok ulke, da-
ha fazla sosyal hakiara dıkkat
eden ülkeler haline geldiler. De-
mek ki kapitalistler sola gelirken,
soldakiler de sağa geldiler. Nere-
de birleşecekler, merkezde.
Merkez parti yaşamaz dedi-
ler. Şimdi de bu gelişmelerden
sonra ortada bir boşluk doğdu ve
dunya oraya gidiyor. Türkiye ise
hâlâ yerınde sayıyor. Bizim ilke-
miz, solun ve sağın doğrularım
alıp merkezde birleştirmektir. Bu
bir sentezdir. Dünya senteze gidi-
yor. Kavga yok. Turk insarum ar-
tık sağcı ve solcu dıyerek, birbi-
rinden itme yerine, merkezde bir-
leştiririz. Bu, Turkiye'de iç barı-
şı getirecek olaydır. Ki bu kitle de
yuzde 83'tur Turkiye'de. Bu sen-
tez oluşmuştur. Diğer paıtiler,
içerlerindeki aşırı uçlar nedeniy-
le buraya gelmekte güçluk çeki-
yor.
6
Ozal, yalvar
yakar
randevu
alıyor'
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — DYP Genel Başkanı Söley-
man Demirel, Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın, Fransız Cumhur-
başkam Mitterrand'dan yalvar -
yakar randevu sağlayarak Fran-
sa'ya gittiğini savundu. Demirel,
Özal'ın yurtdışında meşruiyetini
anlatmaya çalıştığını bildirerek,
"Geliı, kendi meşruiyelinizi
Turkiye'de kazanın" diye seslen-
di. DYP lideri, Yeniçeltek kömür
ocağının kapatılmasım da istedi.
Demirel dün DYP grup toplan-
tısında yaptığı konuşmada,
TBMM'de yapılacak dış politika
görüşmeleri nedeniyle bir TV tar-
tışması başlatıldığını belirterek,
olayın, arkasında halk olmayan
iktidar partisinin iç meselesi ha-
line getirildiğini söyledi. Genel gö-
rüşme önergesinin kendilerinden
geldiğini belirten Demirel, "Bl-
dm, arkasında halk olmayan ik-
tidar partisinin iç meselelerini
alevlendirme gibi bir rnesekmiz
yok" dedi.
Demirel, TBMM'de yapüacak
görüşmelerin açık olması nedeniy-
le "haikın provoke olacagı" iddi-
asırun halktan korkmak olacagı-
nı ve haikın önünde konuşmaktan
korkarak bir yere vanlamayaca-
ğını anlattı.
Başbakan Yddınm Akbolnt'un
Batı Trakya Türkleri ile ilgili,
"Çorbamızı paylaşıru" sözlerini
"esefle" karşüadığım ve bu söz-
lerin Yunanistan'da büyük sevinç
yaratuğım da kaydeden DYP li-
deri, oradaki Turklerin Lozan
Antlaşması ile azınlık haklarına
sahip olduklarını ve Türkiye'nin
bu haklann korunmasını yüküm-
lendiğini anlattı.
Pazar günü 3 yerde seçim ya-
pılacağını belirten Demirel,
ANAP iktidannın seçimi alışve-
rişe dönüştürduğünü, 3 haziran-
da 48 yerde yapılacak yerel seçim-
lerle de "halk bizi tutuyor" deme-
yi amaçladığım söyledi. Demirel,
Kırşehir'e gjdecegini ve halka ger-
çekleri söyleyeceğini bildirdi.
DPT'de Çelebi
operasyonu
Devlet Planlama Teşkilatı üst yönetiminde,
Devlet Bakanı Işın Çelebi tarafından
kapsamh değişikliğe gidildi.
DPT Genel Sekreteri Özdenören'in CIA'nın
'irtica raporu' nedeniyle görevden alındığı
belirtildi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Devlet Bakanı Işın Çe-
lebi, bir süredir kendisi ile
uyumlu bir çalışma ortamına
giremeyen DPT üst yönetimin-
de kapsamh değişiklik yaptı.
DPT Genel Sekreteri Rasim
Özdenören'in CIA'nın irtica
raporu nedeniyle görevden
alındığı belirtilirken müsteşar
yardımcılan Fahrettin Kunak'-
ın Washington'a, Necati Özfı-
rat'ın Paris'e, Ünal Altınlaş'-
ın da Brüksel'e atanmalanna
ilişkin karamamenin cumhur-
başkanının onayına sunulduğu
bildirildi.
Edinilen bilgiye göre iktisa-
di planlamadan sorumlu müs-
teşar yardımcıüğı görevine, Çe-
lebi'nin DPT uzmanlığı döne-
minden tanıdığı ve halen de da-
nışmanlığını yapan eski tktisa-
di Planlama Dairesi Başkanı
Cengiz Aysun atandı. Teşvik
uygulamadan sdrumlu müste-
şar yardımcılığına ise Exim-
bank Genel Mudür Yardımcısı
Turgut Tüten getirildi. Koordi-
nasyonla ilgili müsteşar yar-
dımcılığına da Müsteşar Ali
Tigrd'in iktisadi planlamadan
sorumlu müsteşar yardımcılığı-
na getirilmesini istedigi DPT
İktisadi Planlama Başkanı Ya-
vuz Ege atandı. DPT Genel
Sekreteri Rasim Özdenören'in
yerine de Uğur Doğan'ın atan-
dığı kaydedildi.
Aaaaa?!!!Cumartesı>dı. Sabahıı Babasını gule oyna>a uğurladı.
Cumartesıydi. (Ama bu kez akşamdı);
— Baba ge)(e)raeyecekmiş. Gözaltına almıslaı
— Aaaaa
1
'! (Ve o meş'um soru;) Nıve ki?
— Arkadaşlan ile bir aradaymış
— Ne yapıyorlarmış pekı?
— Konuşuyorlarmış.
— Aaaaa?!! (Ve o meş'um soru:) Bu suç mu ki?
Erıesı sabah gautdere bakıyonız birlikte. Onlar saşırmamıs.
(Şajıracak ne var kı? "Buyuk'ler ıçın olağan). 'Ota^an" habere
"olağan" «uiunlarda (kımi binncı sayfa, kımı sonuncu) yeı \errrusler:
"105 TBkPli (kı şimdi 9i) g ö n l t ı n *lın(ta.~ O 10J TBKPIinm IOO'J aşkın
çocujunun sesını duyuyorum ıçımde; "Aaaaa?!!" 20O0*c 10 kaia n m ı c
çocuklarıun >askınlıkları (zeraıne denk du^mese de) zamana denk duşuyor
Şaskmlıklannı saygı>la selamlıyorum
CANAN ÖZTÜRK
AĞLAMAK VE GÜLMEK
llhan Sctçuk
7. bası 3000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan, Turkocağı Cad. 39-41 Cağahğlu-lsıanbul