25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 14 ŞUBAT1990 İKİ ALMANYA'NIN BİRLEŞMESİ Modrow boş elledönüyorDemokratik Almanya Başbakanı Hans Modrow ile Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl arasında, Bonn'da yapılan zirve toplantısında birleşme yolunda somut kararlar almamadı. İki Almanya, aralarında "para birliği' sağlanması için ortak bir komisyon kurdular. DtLEK ZAPTÇIOĞLU BONN — Demokratik Alraanya Başba- kanı Hans Modrow, dun iki gunlük resmi bir ziyarette bulunmak üzere F. Almanya1 ıun başkenti Bonn'a geldi. Modrow'un F. Almanya Başbakanı Helmut Kohl'le yaptı- ğı zirve toplantısında Almanya'nın birleş- raesi yolunda somut kararlar alınamadı ve temel sorunlarda mutabakata varılamadı. tki Almanya, aralarında "para birligi" sağ- lanması için ortak bir komisyon kurdular. Komisyon, çalışmalarına onumuzdeki hafta başlayacak. "Para birligi" konusundaki so- mut görüşmelere ise D. Almanya'da 18 martta yapılacak genel seçimlerden sonra geçilecek. D. Almanya Başbakanı Hans Modrow, Bonn'a çok somut bir öneriyle gelmişti: Fe- deral Almanya, D.Almanya'ya acilen 10-15 milyar DM tutarında bir "davanışnıa meblagı" odemeliydi. Ancak Başbakan Kohl'ün çevresinden gelen bilgilere göre Modrovv'a F. Almanya şu yanıtı veriyordu: "Biz kıymetli paramızı yıkıntı halindeki bir sosyalist ekonomije akıtamayız". Kohl'le baş başa yaptığı göruşmede, "15 milyar marklık yardıma hayır" yanıtını alan Baş- bakan Modro», ögleden spnra duzenlenen basın toplantısında hayal kırıklığını giz- lemedi. "Bize şu anda yapılan en büyük yardım onerisi, ortak bir komisyon kurulmasından ibaret" diyen Modro», Bonn'da D. Almanya adına güvenli bir tablo çizdi. Oysa Bonn1 daki siyasal gözlemciler ziyaret öncesinde. 4 MÜTTEFtKANLAŞTI: tki aşamada tek AlmanyaOTTAWA (AP) — İkinci Dünya Sava- şı'nın galibi olan ABD, SSCB, Fransa ve tngiltere'nın "iki Almanya'nın birleşmesi- nin iki aşamalı bir plan doğrultusunda sağ- lanması konusunda anlaştıklan bildirildi. Kanada'nın Ottawa kentindeki Açık Sema- lar Toplantısı sırasında dışişleri bakanları arasında sürdurulen goruşmelerin ardından varılan anlaşmaya gore: 1. Aşamada; iki Almanya hukuki, eko- nomik ve politik konularda karşıhklı gö- riişmeler yapacaklar. Görüşmeler, 18 mart- taki Federal Almanya seçimlerinin hemen ardından başlayacak. 2. Aşamada ise; iki Almanya'nın dışiş- leri bakanları ABD, SSCB, Fransa ve In- ORTAAVRUPA giltere'nin dışişleri bakanlarıyla bir araya gelerek iki Almanya'nın birleşmesinin, baş- ta komşuların güvenliği olmak üzere çeşit- li dış etkilerini görüşecekler. Yapılan açıklamada açıklık getirilme- mekle birlikte dış etkilerden özellikle Al- manya'nın hangi pakta bağlı kalacağı ya da bağımsız olup olmayacağı konusunun an- laşılması gerektiği bildiriliyor. Bilindiğı gibi Amerika Birleşik Devletieri birleşme sürecinin ardından Almanya'nın bir NATO uyesi olarak kalmasını isterken, SSCB lideri Gorbaçov da NATO uyesi bir- leşik bir Almanya'nın kabul edilemez ol- duğunu vurgulamış bulunuyor. Asker indirimiOTTAVVA (AP) — Kanada Dışişleri Ba- kanı Joseph Clark ABD ile SSCB'nin Av- rupa'da bulunduracakları azami asker sa- yısı konusunda anlaşmaya vardıklarını bil- dirdi. Ottavva'daki Açık Semalar Toplan- tısı göruşmeleh sırasında varılan anlaşma- ya göre iki ülke Orta Avrupa'da karşıhklı olarak 195'er bin asker bulundurabilecek- ler. Kanada Dışişleri Bakam'nın bildirdi- ğine göre, 30'ar bin kişilik birlikler ise Av- rupa'nın diğer bölgelerine yerleştirilebile- cek. ABD şu anda Avrupa'da 305 bin as- ker bulunduruyor. Bu birliklerin 275 bini Orta Avrupa'da, özellikle Batı Almanya'- da yer alırken 30 bin kişilik bolümü de Yu- nanistan, Türkiye, ttalya, tspanya ve tn- giltere'ye dağılmış durumda. Sovyetler Bir- liği'nin ise Doğu Almanya, Polonya, Ma- caristan ve Çekoslovakya'da bulunan as- kerlerirrin sayısı toplam 565 bin. Kanada Dışişleri Bakanı Clark, bu an- laşma ile NATO ve Varşova paktları ara- sında Viyana'da sürdürulmekte olan kon- vansiyonel güç indirimi goruşmelerine ıliş- kin en önemlı sorunun çözumlenmiş oldu- ğunu vurguladı. Güç indirimi görüşmele- rindeki diğer temel sorunlan ise Avrupa'- daki tankların ve nukleer olmayan silahların sınırlandırılması oluşturuyor. SSCB Şimdi de Tacikistan(Baştarafı 1. Sayfada) zinde güvenlık guçlerinin kontrolü elde bu- lundurmalarına karşın, gösterilerin yayıla- rak sürdügünü belirtti. Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin gençlik kolu KomsomoFun yayım organı Komsomolskaya Pravda gazetesi, Duşan- be'deki gosteri ve eylemlerle ilgili haberiu- de, güvenlık guçlerinin önceki gün, kent merkezinde yangmlar çıkarma programla- n uygulayan göstericileri dağıtmak için ön- ce "basınçlı su sıkma ve ozel yöntemler" kullandığını, daha sonra da çatışmaların başladığını belirtti. Gazete, Kafkasya'daki olaylar uzerine tahliye edilen bir grup Ermeni'nin götürul- düğu Kırgizistan Cumhuriyeti'nin başken- ti Frunze'de de son üç gundür Ermeni aleyhtan eylemler duzenlendıgitıi haber ver- di. AA'nın Tacikistan Haber Ajansı yetki- lilerine dayanarak verdiği habere göre de sayılan önceki güne göre az olmakla bir- likte, dun de bir grup gösterici, olağanüs- ttt duruma karşın, Tacikistan Komünist Partisi öniinde gösteri yaptı. Ajans, dün- kü gosteriler sırasında herhangi bir çatış- ma olup olmadığını ise belirtmedi. Tacikistan Haber Ajansı yetkilileri, ça- tışmalarda 70 kışinin ağır yaralandığıru bıl- dirirken olaylann nasıl meydana geldiği ko- nusunda bilgi vermekten kacındılar. Haber ajansı yetkilileri, gösteri düzenleyenleri "asın egUimli militanlar" olarak nitelen- dirdüer. Sovyet Televizyonu'nun Tacikistan'da- ki muhabiri Muzaffer Natjidu, AFP'ye te- lefonla verdiği bılgilerde, olayların, Erme- ni multecilerin Tacikistan'ın başkenti Du- şanbe'ye gelecekleri yolundaki söylentiler- den sonra başladığını soyledi. Matjidu, olaylardan sonra Tacikistan Yüksek Sovyeti'nce olağanüstü durum ve gece sokağa çıkma yasağı kararları alındı- ğını belirterek önceki gün gelişen olayları şöyle anlattı: "TSt 12.00 -19.00 saatleri arasıoda Du- şanbe'de çoğunlugu gençlerden oluşan yiiz- lerce kişinin katıldığı bir raiting duzenlen- di. Mitinge kanlanlar daha sonra, KP Mer- kez Komitesi binasına saldırdılar, otobüs- leri ve troleybüsleri yaktılar ve bazı mağa- zalann camlannı kırdılar. Tam bu sırada, olağanüstü durum ilan edildi ve tanklar kente girdüer. Duşanbe'de devriye gezen milislerin yanı sıra askerler ve icişleri ba- kanugına baglı özel ekipler de kente girdi- ler." "Modrow'un Bonn'a sadece kapitülasyon belgesini imzalarnak için geleeegini" one sürmüşlerdi. Demokratik Almanya'yı Batı- ya "yok pahasına satmak" istemeyen Mod- row şöyle dedi: "Alman biriiğine doğru giderken D. Al- manya'da her şeye karşın on yıllardır geliş- miş bir manevi ve maddi kultür olduğu unu- tulmamalıdır. tşçilerin ve muhendislerin, köylulerin ve zanaatkâriann oluşlurdugu bu degerlerden D. Alman halkı utanç du>mu- yor." Konuşmasında, F. Alman hükumetinin günlerdir "D. Almanya'nın iflasın eşiğinde olduğu" yolundaki resmi açıklamalarına karşı çıkan Modrovv, "tflasın eşiğinde ol- dugumuzu ileri sürenler, arilaşılan fıyat kır- mak niyetinde" dedi. Modrow, 1 şubatta açıkladığı "birleşme planı"nda yer alan "yansızhk" önerisini yineledi ve "Almanya, Avnıpa'daki sınırlan degiştirmeyecegi yo- lunda güvence vermeUdir" dedi. Modrow'un Bonn ziyaretine, "yuvarlak masa"dan sekiz bakan eslik etti. Öte yandan Başbakan Kohl, Modrovv'a şu önerileri getirdi: l.D. Almanların göçünü önlemek için Bonn, Doğu Berlin'e acil yardımlar yapma- ya hazır. Ancak bu maddi yardım, Bonn ta- rafından bellı alanlara yatırım yapılmak üzere, koşullu olarak veriliyor. 2. İki Almanya arasında ekonomık ve pa- rasal birliğin bir an önce yürürlüğe konma- sı. Belli bir tarihte D. Almanya'daki para bi- rimtnin değiştirilerek yerine "Deutsche Mark"ın gecirilmesi. Aynı tarihe kadar D. Almanya hükumetinin ülkede serbest pazar ekonomisine geçişi sağlayacak yasal adım- ları atması. Parasal birliğin anlamı "Parasal birlik", şimdiye kadar kendi para birimlerıne sahip olan iki bağımsız devletin, aynı para birirnini kuUanmayı ka- bul etmesi demek. Somut olarak bu, De- mokratik Almanya'nın Bau'nın para birimi olan "Deutsche Mark"ı, kendi sınırlan içinde yürürlüğe koyması anlamına geliyor. Bunun onkoşulu, Federal Almanya Merkez Bankası'nın D. Almanya'daki parasal işle- manlara ilk başta örneğin en çok 1000 ri üstlenmesi. Yani Doğu'da ne kadar pa- ra basılacağına, para hacmine, para politikalarına bundan sonra Frankfurt'ta- ki "Bundesbank" (Merkez Bankası) karar verecek. Bu, Demokratik Almanya'nın ba- gımsızlığını yitirmesini ve hükümranlığının bir bölıimünü Batı'ya devretmesini berabe- rinde getirecek. Uzmanlar, D.Almanya'da DM'nin para birimi haline getirilmesinde şu riskleri gö- rüyorlar: 1) "Para birliği", D. Almanya halkının beklentilerinin aksine birden zenginleşme anlamına gelmiyor. Örneğin Doğu'da bir fabrika işçisi şimdi ayda ortalama 1290 Do- ğu Markı kazanıyor. Bu ücret bire bir sa- bit kurdan DM olarak ödense bile, Doğu Alman işçinin kazancı Batı'daki işçinin or- talama kazancının (2500 DM) yansı olacak. 2) Doğu Alman bankalannda 160 mılyar Doğu Markı tasarruf yatıyor. Eğer bu pa- ra birden DM'ye çevrilecek olursa, bu dev bir enflasyona ve fiyatların birden yüksel- mesine yol açacak. Bu yüzden Doğu Al- İKİ BAŞBAKAN — Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl ile D. Almanya Başbakanı Hans Modrow dun yaptıklan görüşmeden sonra fotografçılara poz verirken memnun görünüyortardı. (Fotoğraf: AP) SOVYETKOMÜNİSTPAKTİSfNİNHEDEFİ: Demokratik sosyalizmKP Merkez Komitesi'nin geçen hafta benimsediği reform programı yayımlandı. Programda, devlet başkanlığımn yetkilerinin genişletilmesi ve "kapsamlı bir piyasa ekonomisi" oluşturulması öngörülüyor. MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği Ko- münist Partisi, "halkın egemen iradesinin tek iktidar kaynagı olacagı, kendi kendini yöneten bir toplum" oluşturma projesini içeren, 28. Kongre platformunda, "ilkel sosyalizm" yerine "insani degertere dayalı demokratik bir sosyalizmi" hedeflediğini ilan etti. SBKP Merkez Komitesi'nin geçen hafta-1 yaptığı toplantıda benimsediği "reform piatformu" dünkü Sovyet basınında yayım- landı. SBKP'nin, toplumun, "demokratik ol»- rak tanınao"siyasi önderi" konumunu ko- rumak için demokratik süreç içinde müca- dele vereceği belirtilen platformda, bu de- mokratik sürecin ülkede başka siyasi par- tilerin kuruluşu ihümalini de dışlamadığı bildirildi. Platformun, Sovyetler Birliği'nin federa- tif yapısırun yenilenmesine ilişkin bölümun- de, tüm halklann ve etnik grupların, kendi dillerini konuşmak dahil, külturlerini ve etnik-ulusal kimliklerini geliştirme haklannı sonuna kadar kullanma özgürlükleri tanındı ve Rusçanın resmi dil ve iletişim dili olarak kullanılmaya devam edilmesi tavsiye edildi. Programda, Stalin rejiminin "tekelci" devlet anlayışının zedelediği federatif yapı içinde, cumhuriyetlerin, SSCB'den aynlma hakkı dahil, egemenliklerini güçlendirecek ve özerkliklerini daha üst düzeye çıkartacak bir yapı oluşturmanın gerekliliğı vurgulan- dı. Bununla birlikte, tum SSCB'nin "tek bir pazar olarak birliğin giiçlenmesinin teme- lini oluşturması" gerektiği savunuldu. Perestroyka politikasının başlatılmasın- dan bugüne dek geçen dönemin, "Sovyet toplumunun manevi ve politik özgiirieşme döDeımn olarak nitelendiği platformda, "ge- çiş stired" olarak adlandınlan bu dönemin uzamasınm toplumda ciddi olumsuz etki- ler yaratacağı belirtildi ve geçiş sürecinin ön- gorduğu reformlann hızlandırılması için öneriler ortaya konuldu. Bu önerilerin başlıcalarıru parti ve dev- letin yönetimindeki yeniliklerle ekonomide uygulanması öngörülen modeller oluşturu- yor. Platforma göre ülkenin içinde bulun- duğu sorunlardan çıkması için guçlü bir yü- rütme organı olarak devlet başkanlığına ye- ni yetkıler tanınması gerekli görülürken par- tide ve yönetim organlarında, cumhuriyet parti örgütlerinin temsil edilmeleri isteniyor. Bu önlemlerden ülkede güçlü devlet baş- kanlığı yaratılması düşüncesine uygun ola- SSCB'de 73 yılın kilometre taşları 1918 Bolşevikler, kurucu meclisi ilk oturumundan sonra dağıtarak kapattılar. Lenin, kurucu meclisin olaylann gerisinde kaldığını söyledi. "proletarya diktatörlüğü" ve tek parti yönetimi somut niteliğe buründü. 1922 1919 YMİ Mzei — 1918'de Lenin. Politbüro kuruldu. Lenin'in 'Demokratik Merkezcilik' ilkesi uygulanmaya başladı. Josef Stalin, Komünist Parti Genel Sekreteri oldu. Hasta olan Lenin'in ise Stalin'e karşı kuşkuları arttı, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği resmen kuruldu. Demir disiplin - Josef Stalin 1917 1921 Kasımda Lenin'in onderliğindekı Bolşevikler devrim yaparak iktidara geldi. Dünyadaki ilk Marksist rejim kuruldu. Bolşevikler, muhalefetteki Menşevikleri dağıttılar. Ülkede rak Yüksek Sovyet Başkanlık Divanı önce- ki gün yaptığı toplantı sonunda, Sovyet Anayasası'nı değiştirme gücüne sahip tek organ olan Halk Temsilcileri Kongresi'ni en kısa sürede olağanüstü toplantıya çağırmış- tı. Platformun ekonomik reformlara ilişkin bölümünde ise SBKP'nin 'ilkel sosyalist malkiyet anlayışım" kmadığı belirtilerek "yapılan işe ve yarahlan sonuca göre ödeme" ilkesine dayalı olarak ekonomide herkese çalışma hakkı güvencesınin sağlan- ması isteniyor. Kapsamlı piyasa ekonomisi Platformun "Plan ve piyasa ekonomisi" başhklı kesiminde yer alan "kapsamlı bir piyasa ekonomisi" oluşturulması için gerekli zeminin hazırlanması istenirken, ülke çapm- daki ekonomiyi düzenleyecek planın uygu- lanabilmesi için kullanılacak araçlar arasın- da faiz oranı, fıyat mekanizması, vergilen- dirme ve kredi politikasından söz ediliyor. Platformda ayrıca, üretimi arttırmanın zorunluluğu vurgulanırken "ilkel sosyalist" mülkiyet biçimi yerine ceşitli mülkiyet ve üretim ilişkilerine eşit düzeyde fırsat vere- cek bir ekonomik ve hukuki ortam yaratıl- ması öngörülüyor. Platformun sosyal politika bölümünde de kadınlara daha uygun çalışma olanakları, daha fazla annelik izni ve devlet kadrola- nnda daha fazla istihdam olanağı sağlan- ması isteniyor. 1929 Hızü sanayileşme ve tarımda kolektifleştirme programları başlatıldı. Kolektifleştirme sırasında milyonlarca kö'ylu öldu. Sovyet tarihinin en büyük tasfıyesini oluşturan bu operasyonlarda milyonlarca insan çalışma kamplanna gönderildi. 1953 1934 Otoritesini iyice pekiştiren Stalin, dort yıl sürecek olan büyuk siyasal tasfiyeleri ve yargılamaları başlattı. L — 1959'da Nixon '/a. Stalin öldü, Nikita Kruşçev'in de dahil olduğu kolektif başkanlık dönemi başladı. 1956'da ise Kruşcev 20. kongrede Stalinizmi kınadı. Sosyatbm — Işçi kadın posteri. 1924 Lenin öldü. Iktidar mücadelesi başladı. Troçki'yi tasfıye eden Stalin, 1927'de ülkede "tek adam" oldu. 1964 Nikita Kruşçev devrildi. İktidara Leonid Brejnev geldi. 1977'de anayasaya KP'nin öncü rolüne ilişkin ünlü 6. madde kondu. 1982 Brejnev öldü. Yerine Yuri Andropov geldi. 1984'te ise markı DM'ye çevirme izni verilecek. Ban- kalarda yatan tasarruflar uzun vadede ve adım adım DM'ye çevrilebilecek. Yani D.Almanlar uzun süre bankaiardaki tasar- ruflarını kullanamayacak. 3) Ücret ve maaşlar DM olarak ödenme- ye başlayınca Hyatlar da elbette DM ola- rak belirlenecek. D.Alman devletinin 40 yıldır temel tüketim maddelerine, giyecek eşyasına, kiralara yaptığı sübvansiyonlar kaldırılacak, halkın aİım gücü birden aza- lacak. 4) Fiyatların Batı'ya göre saptanması karşısında birçok fabrika Batı standartla- nyla rekabet edemeyecegi için ürünlerini sa- tamayacak. Örneğin hiç kimse bir Volkswagen veya Ford marka otomobil sa- tın alacakken D.Almanya'daki "Trabant"a rağbet etmeyecek. 5) Doğu'daki teknolojiler Batı'ya kıyas- la tamamen eskimiş olduğundan Batı ser- mayesi bu üretim yerlerine yatırım yapmayacak; şirketler iflas edecek veya yok pahasına Batı'ya satılacak. FRANSA Özal'ın 12 saatlik Paris gezisi Cumhurbaşkanı Özal dün Paris'te Mitterrand'la görüştü ve Muhteşem Süleyman Sergisi'ni açtı. Mitterrand göruşmede 'Kıbrıs hep böyle bölünmüş mü kalacak?'diye sorunca, Özal Yeşil Hat'tın Berlin Duvarı'na benzemediğini söyledi. SABETAY VAROL PARİS — "Muhteşem Süleyman" sergi- sinin açılışı için Paris'e gelen Cumhurbaş- kanı Turgut Ozal, Fransa Cumhurbaşkam François Mitterrand ile bir saat süren bir gö- rüşme yaptı. Görüşme sırasında, Doğu Av- nıpa'daki gelişmeler, Türkiye-AT ilişkileri ve Kıbrıs konusu başta olmak üzere çeşitli konular ele alındı. tki cumhurbaşkanı, gö- rüşmeden sonra her iki ulkenin devlet baş- kanlığı forslanm taşıyan "Peugeot" marka bir oto ile serginin yapıldığı "Grand Pala- is"ye (Büyük Saray) hareket ettiler. Sergi merkezi çevresinde sıkı güvenlik önlemleri alınmasına rağmen, 500 kadar gösterici, korsan bir gösteri yaparak Özal karşıtı slo- ganlar attı. Bu arada Cumhurbaşkanı özal'ın bir maketi yakıldı. Ancak güvenlik güçleri göstericileri dağıtmak isteyince ça- tışma çıktı ve 80 gösterici gözaltına alındı. Olay Fransız TV haberlerine yansıdı. Gösteri Turgut Özal'ın yaptığı temasla- ra hiçbir şekilde yansımadı. 12 saatten kı- sa süren ziyaret normal şekilde tamamlan- dı. Özal, ziyaretin özel ya da "yan resmi" oluşu konusundaki polemiklere dolaylı şe- kilde yanıt verdi ve: "Bu gibi ziyarellerin resmi ziyaretler olması önemli degildir. Önemli olan belirsizliklerle dolu olan bu- günku dunyada, devlet adamlannın sık sık bir araya gelmeleridir" dedi. Ziyaret, Ankara'nın planlaması ve iste- mi çerçevesinde gerçekleşti. Ancak Turgut Özal'ın serginin açılışı için Fransa'ya gel- mek istediği Paris'e ifade edilince, Mitter- rand tarafmdan davet edildi. Fransız Cum- hurbaşkanlığı ziyaretin "özel" nitelikte ol- duğunu açıklarken, Ankara "yan resmi" ifadesi kullandı. Kıbrıs sorunu, gerek Mitterrand ile ge- rekse Özal'ın, Başbakan Michel Rocard ile olan görüşmelerinde gündeme geldi. Fran- sız Cumhurbaşkanlığı Sözcusü, "Mitter- rand, BM nezdinde 26 şubatta yapılacak Denktaş-Yasiliu gorıişmesi öncesinde Ra- uf Denktaş'a baskı yapmasını Özal'dan is- tedi mi?" şeklindeki bir soruya, "Hayır. Sadece yüksek sesle düşünerek, 'Kıbns hep böyle bölünmüş mü kalacak?' dedi. Özal da bunun uzerine Yeşil Hat'tın Berlin Du- van'na benzemediğini anlattı. BM Genel Sekreteri Perez De Cueilar'ın döneminde yapılacak ikili göruşmeyi hatırlatarak, çö- ziim yerinin burası olacagını söyledi" dedi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, eşi Semra özal'ın "agır bir gribe yakalanması nedeniyle" katılmadığı belirtilen Paris ge- zisinde, 3 ay süre ile açık kalacak "Muh- teşem Süleyman" sergisini Mitterrand ile birlikte açtıktan sonra dün gece 22.40'ta özel uçağıyla Paris'ten aynlarak Türkiye'- ye döndü. Konstantin Çernenko iktidara celdi. 1985 Çernenko'nun olümu uzerine iktidara gelen Mihail Gorbaçov glasnost ve perestroykay\ başlattı. 4 şubatta Merkez Komitesi'nin tarihi toplantısında KP'nin öncu rolünün kaldınlmasına karar verildi. Böylece Komünist Partisi'nin 73 yıldır süren iktidar tekeli sona ermiş oldu. Çernenko 'nun cenazesi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle