Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhuriyet Maıbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım Şırketı adına
Nadır Ngdı 0 Genel Yayın Mudürü Hasao Ccnal. Muessese Muduru
Ernint l>»klıfil. Yazı l}Jen Muduru Okty GontBSin. 0 Haber Merkezı
Muduru YaJçıa Bayer. Sayfa Duzen] \öneımenı \Jı Acas, 0 Temsılaler
ANKARA. AJmm Taa. IZMIR Hikmet Çctmkjya, ADANA ÇMu YigaK0u
lç PoUtıla. Cdal n».ıtai.ıı »5 Haberlcr E ı m M a . Ekonomı Ccaftı Vırtmm. Ij ScndüUL Şakra K m a Kulmr CeH Isur. Basy> w
Egıum Onan Şvlu. Haba Araştırma. baM Bcriuuı, Yun Haberlcn NtolM Dotaa, Spor Danışmanı Abdı*«ir Vualnu. H!» 1*
Dm Vîızıtı.- iunm (,J*»t»D. Aıaştirma- !»*« Alpo, Duzdımc Abdafat tea • Koordınator Aluncl Kmıten. • Malı li.w fiuote- '
Erol Erkal. 0 Muhasebe BolcM Veatt 9 Butçe-Planlama. Scv|f ^-rr"Vn |f 0 Rddam Ayye Torva. 0 Ei Vaytniar Hni>* 05 65 fl
AİJOİ • 1dan: Hncvnı Gmr. • Işklme Oadtr Çdft, # Bü(l-Ulcnı \rf I B L 9 Pcnond. Sr^ı BûstMOOJIu • Mtm
L CumhunTO Maibaaolık vc Gameakk TA^. Türt Oaf Cad. M/41 rıfalnjlıı
i)6-ljanbul. TH 512 05 05 (30 lulj, Met: 22246 FM. (!) S26 60 72 #
: Zıya Cokalp Blv Inkılap S No İ9,» Td; 13] 11 4M7. t t o 42344 F n (4) 133
Lo»: H Zjya Hv 1352 S2/J. Td 13 12 30 W n 5Z35* Fut (51) 19 53 60
: InöiM Cad. 119 S Vı 1 Kaı I TiL 19 3' 52 (4 haı». Tder 62155 ftr (71) 1» 37 52
TAKVIM: 11 ŞUBAT 1990 lmsak: 5.31 Guneş: 6.57 Oğle 12.23 İkindı: 15.12 Akşam: 17.39 Yatsı: 18.59
Saçlarda fırtma öncesi sessizlik
Cbanel'den 90 yazı için bir gece elbisesi. Saçlar kısacık.
Saçlarda bukle modası ne denli
eski. Eski Yunan'da bir bukle
saltanatı vardı başlarda. İster
kadın, ister erkek çepeçevre bukle.
Kadınlar kurdelelerle süslerdi
başlarını.
Günümüzde kuaförde, ancak
saatler süren bir çabadan sonra
elde edilebilen o dağınık,
pejmürde saçlar, eski Yunan'da
matemin simgesiydi.
NECLÂ SEYHUN
Hangısı guzel?... Sımsıkı taranıp geriye toplananı
mı, aslan yelesi gibi dalga dalga kabaranlan mj?..
50'li yıllardaki gibi dalga dalga omuzlara ınenı mi?..
30'iu yıllardaki gibi maşa ıie kıvrılanlan mı?.. Arada
finolar gibi gözleri kapayan modeller, tarla cadısını
anımsatan, hiçbır doğal dağınıklıkla başarılamayacak.
kuaförler tarafından özenle didılenlerı de var.
Hangisıni seçerdınız bunlann?.. Hele bir davete
gıdecekseniz? Hangisi ıie kendinızı daha şık, daha
guzel bulurdunuz?..
Saç yalnızca kadının değil, hatta kadınlardan once
erkeğin —ılk perukları, ilk bukleleri kullanan onlar—
daha doğrusu insanlığın ortak sorunu
Tanhın çok eski dönemlerinden bu yana
insanoğlunun saçı ıie başı ile uğraşması bıtmemış.
Eski Mısır'da, Asur'da bugun bile başanlamayacak
usta saç modelleri, saç boyamalar, usta peruklar
vardı.
Günümüzde değil de eski Mısır'da yaşamış olsaydınız
eğer, bir görkemli davete gidecek olsanız, sırtımza
incecik dokunmuş beyaz ketenden pliseli elbisenizi,
ayağınıza sandallarınızı giyerdiniz. Boynunuza,
kolunuza en görkemli kolyelerinizi, bileziklerinizi,
başınıza peruğunuzu takar, öyle giderdiniz davete.
Peruğunuzu yapraklar, çiçekler süslerdi. Tepenize
baJmumundan yapılmjş yumurtayı anımsatan saydam,
kokulu bir tepelik oturturdunuz. Bir tur parfüm
şişesı. Tüm soylu konuk kadınların tepesinde olurdu
bu kokulu kubbelerden.
Davet boyunca yiyilip içilirken muzik dinlenir,
danslar seyredilirken dondurma gibi yavastan erimeye
başlardı bu kubbeler. Etrafa mis gibi bir koku yayıp
peruğunuzdan, elbisenizden aşağı damla damla
akardı.
Arada dolaşan çıplak hizmetkâr kızlar, tepsiler içinde
bu kubbelerden dolaştınr, erıyen kubbeleri
>enilerlerdi.
Saçlarda bukle modası ıse ne denlı eski. Eski
Yunan'da bir bukle saltanatı vardı başlarda. İster
kadın, ister erkek çepeçevre bukle. Kadınlar
kurdelelerle süsJerdi başlarını.
Günümüzde kuaförde ancak saatler süren bir çabadan
sonra elde edilebilen o dağınık, pejmürde saçlar, eski
Yunan'da matemin simgesiydi.
Ortaçağ'da genç kızlar saçlarını düpedüz tarar, açıkta
bırakırlardı. Saçlarını örup bone aitında toplamak
evli kadınların harcıydı.
Ama saçta kantarın topunun kaçtığı dönemJer rokoko
Unlıi knaför Alexandre'ın pembe saten bir fiyonkla süslü saç modeli Lacrobt için.
devri ınanılmaz acaiplikler yapılırdı. Akla ne gelirse
saça süs olarak konurdu. Saç modeli değil, bir
âlâmetti bunlar. Taşımak başlı başına bir sorun.
18. yuzyılda pudralı dev perukların, başlara oturtulan
gercilerın, kuşların, meyve ve çıçek bahçelerinin
donemi. Zarnanın karikatüristlerine ne denli konu
çıkmıştı.
tkibin yılına yaklaşırken saç modasında bir durulma
var. Tarla cadısı dönemi gerilerde kalıyor. Ünlü
kuaförler daha sade, daha zarif modellere
yöneliyorlar artık.
Hangisi guzel? Hangisi?.. Belki ünlü kuaför
Alexandre'ın yumuşak bir tarayışla tepeye topladığı,
hafif kâkullu "sanşın" modeli.
Ya da onun gene Chanel Modaevi için düzenlediği
"esmer" mod-Mı. Tepeye bukleler ya da örgulerle
toplanmış saçlar.
Ama Alexandre tanınmış modacı Christian LacroU
için bir başka modeli deniyor. Gene bır kuçük kâkul,
gene sımsıkı çekılip topuz yapılmış saçlar ve bu
saçları ustaca süsleyen pembe saten bır kurdele.
Tepelerde fırtjnada gerruler, çıçek bahçeleri, meyve
ağaçları, kuşlar yok... Leylekleri özendiren saçlara da
paydos...
Şu ara bir geçit dönemi. Saç modası sessiz ve s'akin
gidiyor. Ama fırtınadan önceki sessizlik gibi bu. Bir
anda değisebilir. Degişecek de...
Kuş kondurmak becen değık.. O yuzyıllarca önce
kondurulmuş zaten. Bakalım 2000'lı yıllar tepelere
neler konduracak?..
SUifke'nin
kuşları
'imdat'diyor
ÇETtN YÎĞENOOLU
SİLİFKE — Üç ya da dört
avcı o gün kamyonetle gelmiş-
lerdı avlanraaya. Kısa sürede
kamyonetlerini yöre hallurun
karamaka dedıği sakarca kuşla-
nyla doldurmuslardı. Zafer çığ-
lıkları atarak dönuyorlardı. Bir
kamyonet sakarcayı gönınce şa-
şıran birı, "Bu kadar sakarcayı
nc yapacaksııuz" dıyesorunea
avolann yanıtıyla şajkıalığı bir
kat daha aıtmıştı: "Sucnk yapa-
cagız".
Göksu deltasındaki Akgöl-
Paradenız dalyanları ve çevresi
o zamanlar hemiz "ktış ceaneti"
olarak bilinmiyordu. Oysa böl-
ge iki yüzun üzerindeki kuş tu-
rünün kış aylannda konaklama
merkeziydi. Dünyada örneği az
görtllen saz horozuyia caretta
caretta ve chelonia mydas tuıu
kaplumbağalarm da ureme böl-
Keçili,
Reklamcılar
Derneği'nden
istifaetti
EkoDoıııi Servisi — Cena-
jans/Grey Reklamcılık A.Ş. Yö-
netim Kurulu Başkanı Nail Ke-
pli, Reklamcılar Derneği'nden
istifa ettiğini açıkladı. Keçilı,
Cenajans/Grey'in 1990 yılı
"Kristal E3ma Yanşması"na da
katılmayacağını belirtti.
Nail Keçilı önceki gun yaptı-
ğı basın toplantısında Reklam-
cılar Dernegi'nın "prensip ola-
rak icraat yapmamaya kararlı"
olduğunu belirterek "Sektöriin
çok ciddi sorunlan var. Sektor
gittikçe buyu>or. Otokontrol
yok, disiplin yok, sektornn ba-
şı yok. Dernek sahip çıkmıyor,
sesini cıkartmıjor" dedı.
Keçili, Knstal Elma Yanşma-
sı'na da "Yarışma jıirisi scçimi
uygulamasını tasvip etmedikle-
ri için" katıhnadıklarını belirt-
ti. Keçilı ayrıca "Muşterek bir
lı*r*r olmaksınn" Guzel Sanat-
lar/Saatchı And Saatchı Yöne-
tim Kurulu Başkanı Ünver
Oral'ın de Dernek'ten kendisin-
den önce istifa ettiğini, Pars
McCann Yönetirn Kurulu Baş-
kanı Pınar Kılıç'ın ıse bir ay
içinde dernek tutumunu değiş-
tirmezse istifa edeceğını belirt-
tiğinı kaydetti. Keçili, bu ajans-
laruı da yanşmaya katılmayaca-
ğını söyledı.
gesiydi. Yıl 1987'\dı. Avalarsu-
cuk yapacak denlı ılenye götur-
muslerdi i$ı. Bu tam bir katliam-
dı.
Bunun üzerine bir yandan
çevre konımacılar devreye girip
dünyaca bılınen bölgeyı "kuş
cenneti" olarak ılan edıp koru-
ma altına alınması için çaba gös-
terirken bır yandan da ilçe av
komisyonu bolgeyi avcılara ya-
saklamıştı.
Av yasağı ve bölgenin kuş
cenneti ılan edilmesiyle birlikte
kuşlann katliam derecesınde av-
lanmalan önlenmişti. Ancak bu
kez avcılar sucuk yapma olana-
ğs bulamasalar da kaçak avlana-
rak sorun olmaya başlamışlar-
dı.
Silifke Kaymakamı Metin Çı-
nar yasağı uygulamanın güçluk-
lerıni, "Bataklık arazide fiziki
önlem alamıyorsunuz. Tel örgu
ya da duvar dusunulemez büe"
diye ozetliyordu. Kaymakam
Çınar daha sonra bir ust duzev
yetkilisimn, Türkıye'yi zıyaret
eden Urdun tıcaret heyetıne kuş
cennetinde avlanmaları için ızin
vermesıne hâlâ akıl erdiremedı-
ğıni söyluyordu.
Halen kaçak avcılarla jandar-
ma arasında ko\ alamacanın gö-
rulduğu yörede katliama yol
açan başka gırişimler de gözle-
niyor. Orman Işletmesı Mudu-
rü Mebmet Aksoy'un verdiğı
bilgıye göre son zamanlarda ba-
zı ureticilerle baiıkçılar yorede-
ki sazları yakıyorlarmış. Balık-
çüar ağlanna taküıyor diye, üre-
ticiler de yangından sonra çıkan
fılizleri koyunlanna yedirmek
için yakıyorlarmıj sazlan.
Paradeniz Dalyanı kıyısında-
kı Hurma Köyu'nden Mustafa
Denız'le Zekı Gemalmaz ise
kaplumbağalarm katledildiğini
öne suruyorlar. Deniz'le Gemal-
maz, avlanmak için dalyanın gı-
nşıne gelen denız kaplumbağa-
lannın dalyan görevlilerinin bal-
ta darbeleriyle canverdiğinı söy-
luyorlar.
Doğal Hayatı Koruma Derne-
ği uzmanlarından Giırdogar Sa-
ngül, katliamlarla ılgili olarak
şunlan söyledı:
"Av yasalan avcılar için ya-
pümıştır. Avlann sürekliliği du-
şunülerek hazırlanmıştır >asa-
lar. Türkiye'de AvYasası artık
eskimis. ibtiyaca cevap veremez
dunıma gelmiştir, degistirilme-
si gerekir. Sazlıkların \akılma-
sı, izinsiz kum aimak bolge için
çok tehlikelidir."
40. Berlin Film Şenliği başladı
Doğu ile Batı arasınOluşan korkunç film
trafiği bu yıl yöneticileri
müthiş korkutuyor.
Herkesin yuzunde kaygı ve
yorgunluk okunuyor. Ama
dünya tarihini değiştirmeye
aday böylesine önemli bir
olaya Berlin Şenliği
çerçevesinde katıimak da
bu yorgunlukla orantılı bir
tatmin ve onur duygusu
getiriyor olmalı.
ATİLLÂ DORSAY
BERLİN — Bu yıl Berlin baş-
ka bir Berlin... Işıkları daha mı
parlak, vitrinleri daha mı göste-
rişli, senliğin filmleri mi daha da-
vetkâr? Belki... Ama asıl fark,
caddelerin, meydanların kalaba-
lıklığında... Berlin sanki Eminö-
nü meydanı gibi... Doğu Berlin'-
lilerin istilasına uğramış, sade gi-
yimli gençlerin sırtlarında çanta-
lar, ellerde Zenith fotoğraf maki-
neleri, gruplar halinde geziyor,
dolaşıyor, yıllardır merak ettiklen
"kapitalizmin niroetleri"ni, tüke-
tim toplumunun cıcı-bicilerinı
keşfe çalışıyorlar. Gerçi okumuş-
tuk, ama görmeden anJaşılmaz bir
olay bu... Bu arada sık sık yak-
laşıp bir şeyler soruyorlar, bazen
çantalarını gostererek... Alman-
ca bılmedığime bu kadar uzuldu-
ğum hiç olmamıştı. Bu Doğu Ber-
linli istilası, bizim Türkleri bile or-
tadan silmi?. Türkler ve Turkçe,
eskisı kadar gözlenmize, kulakla-
rımıza çarpmıyor. Ve "duvann
kultur koprusu
ÇELtKTEN MANOLYALAR — Berlin Festivali, önceki gece Herbert Ross'un "Çelikten Manoljalar"
filmi iie açıldi. Bu Amerikan yapımı filmde Olympia Dukakis ve Sbirley MacLaine de rol alıvor.
parçalan " hâlâ, her yerde, hatta
benım otelimın önünde bile satı-
lıyor.
"Duvarsız" Berlm'ı daha ıyı u-
nımak, bu arada Doğu'ya geçmek
için projelerımızi ileri gunlere bı-
ralcıp, senliğin açılışma katılıyo-
ruz. Bir Amerikan filmi: Herbert
Ross'un "Çelikten Manolja-
lar"ı.. Gerçekten yaşarunış bir
olaydan yola çıkarak Amerika'-
nın Güney bolgelerinde, kahra-
manları 6 kadın ve birkaç da er-
kek olan bir öyku anlauyor film...
Bir guzellık salonu sahibi (Dolly
Parton), çevresinde çeşitli yaş ve
kışilikte kadınlar, şeker hastası
genç bir kadjnın, yaşamı pahası-
na bir çocuk sahibi oJma isteğı.
Amenkan yaşamından acı-tath,
yarı güldüru, yan duygusal bir ke-
sit. Amerikan sinemasında bırden
egemen olmaya başlayan "aile
filmJeri"ne bir dönüs ve özellik-
le Sally Fidd, Shiriey Mac Laine.
Oiynpia Dukakts. Daryl Hannah
gibi hemen hepsi de Oscar'lı bır
dizı kadın oyuncunun bırbirinden
guzel ve etkileyici oyunlan.
Ama festıvalın de yüreğı bu yıl
daha çok "poiitika" diye çarpı-
yor. İki Berhn'ın veiki Almanya'-
nın birleşmesınin gundemde oldu-
ğu şu günlerde, Berlin şenliği, za-
ten yıllardır Doğu ile Batı arasın-
da bir kultur köprusu olusturmayı
amaç edinmış bir etkınlık olarak
bu konuda da "ÖBCU" davran-
mak istemiş, şenliği bu yıl Doğu
Berlin'de 2 sinemada da yineleme-
yı kararlaştırrruş. Tum yarışmaJı
bölumler, ayrıca yan bölumlerin
kımileri, Doğu Berlin'in Dolby-
Stereo'lu 2 modem sıneması Kos-
mos ve Colosseum'da da yinele-
necek. FestivaJ Baskanı Moritz de
Hadeln, daha olaylardan çok ön-
ce, geçen şubat ayından beri şen-
liği Doğu'ya taşımayı düşündük-
lenni söylüyor ve 40. Berlin şen-
liğinin, bir dönerrun kapanıp ye-
nı bir dönemın başlamasını sim-
geledığini ekliyor. Kuşkusuz, bu
girışim sayısız zorluğu da birlik-
te getirmiş. Örneğin, Doğu ve Batı
Berlin arasında sadece 72 telefon
hattı varmış ve bunlar, gunun her
saatinde sureklı meşgul olduğun-
dan, senliğin telefondan yararlan-
ması mumkun değil. Oluşan kor-
kunç film trafiği, bu yıl yönetici-
leri muthiş korkutuyor, herkesin
yuzunde kaygı ve yorgunluk oku-
nuyor. Ama, dunya tanhini değiş-
tirmeye aday böylesine önemli bir
olaya Berlin şenliği çerçevesinde
katıimak da bu yorgunlukla oran-
tıh bır tatmin ve onur duygusu ge-
tinyor olmalı.
TKT'den sorumlu Devlet Bakanı Yazar, Almanya'dan yayın yapacak 'Magic Box'ı değerlendirdi:
Uydu yayın, TRT'nin tekelini kaldırıyor
Mehmet Yazar,"Dışarıdan uydu ile bir yayın
yapılırsa, buradan bir çanak anten konulup
izlenirse, buna yasak derseniz, yayının takibi ve
ev ev kontrolü pratikte zordur. Onun için fiilen
bu tarzda bir yayını engellemek, hemen hemen
imkânsız" diyor.
GÜNSELİ ÖNAL
ANKARA — Rumeli Hol-
dıng'in kurduğu ve Federal Al-
manya'dan uydu aracüığıyla Turk-
çe yayın yapacak "Magic Box",
özel TV'ye bir adım olarak değer-
lendırilirken TRT'den sorumlu
Devlet Bakanı Mehmet Yazar, Bu
gelismenin, teknolojinin ve gele-
cegüı işaretini verdiğini" söyledı.
Yazar, "Turkije'deki televizyon
yayınlannın TRTnin tekeiinde ol-
masının, gelecekte tartışmalı ola-
rak gundeme geleceğini" belirtti.
Yazar, uydu yayın aracılığıyla ve
ozellıkle Türkçe yayın yapacak
olan "Magic Box" ık TRT'nin ya-
yın tekelının kırılması konusunda,
"Çağdaki gelişim, bizi bu volda
duşıinmeye ve çagdaş gelişime
uyum noktasında zorluyor" dedi.
Federal Almanya'dan uydu ara-
cılığıyla yapılacak Türk yayının
ozel TV'ye bır adım olup oİmadığı
konusunda Cumhuriyet muhabı-
rinın sorularını yanıtlayan Yazar,
"Anayasanın 130. maddesinin ozel
TV'ye izin vermedigini anımsaltı.
TRTnin >^ıyın tekelini elinde bu-
lundurdugunu vurgulayan Yazar,
"Yasal olarak ozel tele*izyon
mumkun degil. Bu işin yasal yo-
nu. Bir de yaşanan fjili yonu var"
dedi. Konunun fiıli yönunu,
"Dünyadaki teknolojik gelismeie-
rin getirdigi bovutların
oluştnrdugunu" kaydeden Yazar,
şunlan söyledi:
"Bir tanesi, uydu yoluyla, ça-
nak antenle yaptîan yayınJar. Dı-
şandan uydu ile bir yayın yapılır-
sa, buradan bir çanak anten ko-
nulup izlenirse, buna yasak da
derseniz, yayının takibi ve ev ev
kontrolü pratikte zordur. Onun
için fiilen bu tarzda hjr yayını en-
geUemek, hemen hemen imkânsız.
Gelişen teknoloji, boyle bir fiili
durum getiriyor."
Yazar, "Uydo yayın, TRT'nin
ya\ın tekelini pratikte sona erdir-
diğine gore ne yapıiması dnşünıi-
luyor?" sorusuna şu yanıtı verdı:
"Dışandan yapüacak uydu ya-
yının, ne kadar yaygın olacagı ayn
bir tartışma konusu. Bngu'n Al-
manya'da da baien ber evde oydu
anteni yok. Bir taraftan kablolu
TV iie bu uydu yayınlannı verme-
\e çalışıyorlar. Kabiolu televizyon
için bir program yapmışlar.
1994'e kadar Almaajv'nın ancak
yuzde 60-65'inin ^apa^ımra^ı talı-
min ediliyor. kabiolu teievizyon
yayınıun gittiği yerde uyduju ya-
saklanuşlar. Ve onu takip ediyor-
lar, toplum da uyuyor buna. Ya-
ni dışandan bu yayın yapılıyor.
Ama bemen de herkes antenleri
takıp bunu seyredemez. Bu o ka-
dar kolay degil. Şu anda TV-2 da-
hi beniiz yıizde 50 oranında sey-
redilebiyor."
"Özel TV'ye adun" olarak nı-
telendirilen bu gelişmelerın "Tek-
nolojinin ve gelecegin işaretini
verdiğini" kaydeden Yazar, "O
halde geiecekte, Tiirkiye'deki tele-
vizyon yayınlannm TRT tekeiiu-
de olma olayı zannediyorum tar-
usraalı olarak gundeme gelecek"
dedi. özel TV'ye ızın verilmesinın,
anayasanın değışıklığı ile mum-
kun olduğuna diklcat çeken Yazar,
şunlan söyledi:
"Türkiye'nin içinde bulundugu
cognıfi konumda bazı hassasi>et-
lerimiz var. Bu açıdan da, bunun
zamanlamasını da iyi yapıp. ama
bu geüşuni de goz ardı etmejip bu
gelişime ayak uyduracak tarzda
yasal duzenlemeler yapmak la-
zım."
Yazar, bu konudaki tartışmala-
rın ne zaman gundeme getınlece-
ğj sorusunu yarutlarken, konunun
henuz hükumette görüşulmediği-
nı, hükümet olarak ozel TV'ye
"temayüJleri olduğunu" beürterek
şoyle konuştu.
"Anayasa tadilatı ile gelir. Ev-
vela 141, 142 ve 163. maddeler
geidi gundeme. Aynca biz paıti
olarak anayasa değişikliği konu-
sunda partilerie goruşmeye, tartış-
raaya, herkesin duşuncelerini or-
taya koymasına hazır olduğumu-
zu söyledik. Bu konuda açıgız.
Gerçi şu anda diğer partilerden
somul bir şey gelmedi. 141,142 ve
163. maddeleri de yine biz getir-
dik. Anayasa degişikligi konusun-
da, milli bir mutabakat anyorz.
Anayasa tadilatıyla beraber, 130.
maddenin de ozel TV'je imkân
verecek şekilde duzeltümesi lazım.
O duzeltildikten sonra, konu bir
olçude çozulınuş olur."
'Sütü
kaynatmayın^
• Ekonomi Servisi — Sut
Endustrisi Kurumu (SEK)
Genel Muduru Guven
Erdal, kendilerine yoneltilen
suçlamalann kesinlikie
gerçek olmadığını
belirterek, tahlile gönderilen
SEK sutu için "Son
kullamm tarihi geçmiş, ne
$ekilde, nası) bir ambaJajda
ve hangi amaçla alındıgı
bile bilinmeyen bir şıje sut
orneğinin yuzlerce ton sutü
temsil etmesi mumkun
değildir" dedi. tstanbul'da
yemekli bır basın toplantısı
duzenleyen Erdal, 2 Ocak -
2 şubat tarihleri arasında
imal edilen pastörize
sütlerin sağlığa uygun
raporlarını da gazetecüere
dağıttı. ErdaJ, pastörtze
sutun kaynatılarak içilmesi
gerektiğine ılişkin
açıklamalara da
"kaynatılmadan da
içilebi/ir" yanıtını verdi.
Tatîl bitti
haydi okula
• ANKARA (AA) — İlk
ve orta dereceli okullardaki
yaklaşık 10 müyon 875 bin
oğrencinin yarıyıl tatıli sona
eriyor. 1989-1990 öğretim
yılı ikincı yarıyıl koy
ilkokullarında 11 mayısta
sona erecek. Şehir ve
kasabalardaki ilk ve orta
dereceli okullarda ise
ders.'er 8 hazıranda
tamamlanacak.
• •
Ozel okullar
toplantısı
• TEKtROVA
(Cumhuriyet) — Antalya
Tekirova'da Phselis Prencess
Hotel'de Özel Okullar
Derneği ile M.E.B. özel
Öğretim Kurumları Genel
Müdüru Necdet Özkaya
arasında yapılan toplantıda
bir karar alınamadı.
Necdet Özkaya ise "Sınav
yapacak kadar öğrenci
bulamazlar. Bulurlarsa
sınav yapsınlar. Bakanlık
burada emniyet açısından
devreye girecektır. Bu karar
okulları gelıştırmek için
alınmıştır" dedi.
Ege tütün
piyasası açıbyor
• MA.NİSA (AA) —
Maliye ve Gumruk Bakanı
Ekrem Pakdemırli, Ege
ekıci tutun piyasasının
yarın \enı bır sistemle ve
ureticınin lehıne bır fıyatla
Manısa'da açılacağını
soyledı. Manisa'da bulunan
Pakdemırli, yeni ihraç
sezonunun açılacağı ekım
ayından ıtıbaren tutun
fiyatının her ay kılo başına
6 cent arttınlacağını
bildırdı.
Avrupa'da
Türkler^iirüdü
• Dış Haberier Servisi —
F.Almanya ve Fransa'da
Türkler tarafından
duzenlenen gosterılerde, Dr.
Sadık Ahmet ve Ibrahim
ŞeriFin tutuklanmaları
protesto edildı. Frankfurt'ta
Batı Trakya Turk
Derneklerı'nin onculuğunde
duzenlenen ve 2 bın kadar
Turk'un katıldığı yuruyuşte
gosterıciler, Yunanıstan
Başkonsoloslufu onune
sıyah çelenk bıraktılar.
Paris'te de Turk Dernekleri
Birlıği'nın düzenlediği
gosterı vuruyuşu ile Batı
Trakya'dakı Turklere
uşgulanan baskılar kınandı.
Kitaba
toplatma
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Ankara DGM,
birinci baskısı tukenen
Edip Polat'ın "Diyarbakır
Gerçeği" adlı kitabının
ikinci baskısmın
toplattırılmasına karar
verdi. DGM'run bu kararı
uzerine, 1759 kitaba polis
tarafından matbaada el
konuidu.
Besiyeri
ortaklığı
• Sağlık Servisi —
Dunyada besiyeri
uretiminde ikincı durumda
bulunan Hındistan'ın "Hi
Media" şirketi ile Atabay
Kimya Sanayi ve Ticaret
A.Ş. bir ortaklık anlaşması
imzaladı. Anlaşmaya göre
Atabay sirketi -Hı
Media'dan ithal edeceği
çeşitli kultur besiyerlerıni
daha sonra Türkiye'de
uretip dunya pazarlanna
sunacak. Urettıkleri
besiyerlerini aralarında
ABD ve Antartıka'nın da
bulundugu 15 ulkeye ihraç
eden Hı Media şirketinin
lOOO'i aşkın urünu var.