22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 ŞUBAT 1990 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TURKIYEDE BUGÜN l¥leteorolo(i Gene) Müdürttiğü'nden aJınan bılgıye göre; bûtün bMgetefimız parçalı btlüflu. Dojju Karadenız ıle Do- ğı ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri dışında tüm yurt yağışlı gececek Ya- ğ$lar genetlıkle yağmur ysr yer sağa- nak Iç Ege iç Anadolu'nun kuzeybatısı Batı ve Orta Karadenız'in ıç kesımle- rinde yüteekierde karta karıs* yağmur ve kar şeklınce olacak Hava sıcaklığı yağ>ş alar yerterde bıraz azalacak Rû2gâr güney ve batı yönlercen hafıf arasıra orta kuvvette yağış alan yer- lerde kuvvetiice esecek Denızienrnız- de rüzgâr Marmara ve Karadenızoe yıldız ve pcyraz ötem denizlenmızde günbatısı ve loöostan 3-5 yer yer 6 kuvvetinde saatte 10-21 yer yer 27 de- no mıli hızta esecek Denız dalgaiı.dalga yûteeHığı 05 ıla 15 yer yer 2 m gorûş uzaklığı 10 nm yağış anında 3-5 km dolayında bulunacak Varı GölC'nde hava Parçalı buhjtlu geçecek Rüzgâr kuzey ve doğu yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. Göl mutedıl dalgalı göruş uzaKiığı 5-10 «m dolayında olacak. Adana Mapazar Ad yaman Afyon Ağrı Amarı Amakya Anlalya Artvin Aydın BaMesr Bılecık Bıngdl Bıtlıs Bolu Bursa Çanakkaie Çonjm Ooiızlı 16° 3° Oyartatar 7° S"Edıme 1 2° (PErancan 5° 2°Erajrum •14°-28°Esk]şe1 r 3" O°Gazıantep 17° Y y B r 5 K Y Y 16° 6"Gümüs(!aneB 6 6° -3° Hakkârı V 12° 9°tepara 7° 4°tsantxıl 5° 2°lz<mr 3°-8° Ka's •1° noKastamon 4° 0°Kaysen 8° 5° Kı-klarelı 9° ^Konya 6° 3° Kutafıya 8° 5° Malatya 10° •«= Marasa 6° 4°KMaraş -3° -13°Met5in •10°-29°MüOla 4° C°Muş 11° 2°NıJde 12° 5°Ordıı 4°-11°Rıze 4° -5° Saiısulı 10° O°Surt 8° 6°S<r)op 13° 10° Sıvas •8° •24°'MgnlaO 3°-3° Trabzon 5°-3°Tmce* 6° 4°uşak 3° -2° Van 6° 3°Yozga! 7°-6° Z Y '1° 8° Y 14° 1» Y 17° 6° Y 9° 6° S -5° -18° Y 13° 7° B 9° 3° Y 16» 8° B 11° 0° Y 11° 4° Y 3"-8° Y 8° 6° B 10° 3° S -2° 9° Y 7° 4° S 1° -11° Y 3°-7° Y 8° 6° yaOmurkı y ^ sısk kariı A-acık B-öuluüu G-gune$lı KfcarlıS-sısıı V-yaJnmrtu DUNYA'DA BUGÜN AmstBfdam Amman AOna Bagdat Barcelona Base> Beigral Beıtn Boraı Brüksd Budapeşte Ceneve Cezayır CıOde Dubayı Franicfürt Gırne Helanm Katıce Kopenhag Koln BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Yabanördeği. 2/ Tehlike işareti... Çe\- resi yollarla belirlen- miş olan arsa. 3/ Is- kambillerle oynanan bir tür oyun... Üstün nitelikleri olan, en iyı. 4/ Kimi mantarlarda üreme organı... Eski- den Türke yabancı olan kimse ve toplu- luklara verilen ad. 5/ Vakacak odun ölçüsü olarak kullanılan ster'in simgesi... Doğu Anadolu'nun bazı bölümlerinde yaygın olan geçici kırsal yerleşme tipi... Bulgaristan'ın plaka işa- reti. 6/ Yalnız iki geniş yuzü testere ile düzeltilmiş tahta... Ok. 7/ Ödün... It- hal edilecek mallarm çeşitlerini \e mik- tarlannı gösteren liste. 8/ Afrika'da bir ınnak... Çatı, dam. 9/ Hay\anların do- ku ve salgılarından >-ararlanılarak in- sanda eksik olan maddelerin tamam- lanması şeklinde tedavi. YUKARIDAN AŞACIVA: 1/ Kirazdan y-apılan likör. 2/ Tasavvufta Tann'nın insan ruhlarını yarattığı zamana verilen ad... "Çok önemli kişi" anlamında ulus- İararası kısaltma. 3/ Kimi ağaçlardan elde edilen yapıştırıcı mad- de... Danslı gece toplantısı. 4/ Bir renk... Gölgede kalan yan. 5/ llaç... Yayla ya da bahçe kulübesi... Tavlada bir sayı. 6/ Şamaniz- min din adamlanna verilen ad... Biı yağış şekli. 7/ Bir nişan tahta- sına kıiçük okların fırlatılmasıyla oynanan oyun... El sıkışma. 8/ Tavır, davranış... Bitkin. 9/ Güzel yazı sanatı. 60 YIL ÖNCE Cumhunyet Camilerde mahyeler 11 ŞUBAT 1930 Evvelki geceden itibaren çifte minareli camilerde mahyeler dizilmeğe başlanmıştır. Evvelki gece Beyazıt camiinde "tsraf günahtır" ibaresi dizilmiştir. Ertesi akşam da Sultanahmet camiinde "Yerli malı al" cümlesi yazılmıştır. Süleymaniye camiinde 35 metre kutrunda kırmızı bir ay dLzilecek ve bu hilal, Hilâliahmer'i temsil edecektir. Tophane'deki Nusratiye camiinde de güzel bir mahye kurulacaktır. Camilerdeki mahyeler Uk defa olarak Türk harfleri ile dizilmektedir. Hava müsait oldukça diğer camilere de muhtelif mahyeler kurulacaktır. Dini müesseseler müdürlüğü bu hususta ihzaratta bulunmaktadır. Camilerde mukabele ve vaızlar verilmesine devam edilmektedir. Camiler çok kalabalık olmaktadır. Yalnız kadınların iki, üç yaşındaki çocvkları da beraber ., • • --. getirmeleri mabedin nezafetine ve sükûnetine halel getinnektedir. Ezcümle Fatih camiine getirilen küçük çocuklar halıları kirletmektedirler. Bunun için Dini müesseseler müdürlüğü küçük çocuklann camilere getirlmemesi için Vilâyete müracatta bulunmuştur. TART1SMA IDSO KJınlerin Çöplüğü? Geçenlerde Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nun açılışında salona ismi verilen besteciden iki-üç dakikahk bir bölüm çalınması, Türk bestecilerine verilen önemin kanıtı mıdır, yanıtı mıdır? - -m ıı-vc !l~ 111,11 llllll Edip İmer Dr.Mecit Beyin keşfi Izmit sıtma mücadele teşkilâtı reisi Dr.Mecit Bey tarafından yeni bir sivrisinek süfresi keşfedildiği yazılmıştı. Dr.Osman Şerafettin B., bu hususta bir muharirimize demiştir ki: " — Dr. Mecit Bey tarafından keşfolunan sivrisinek süfresi ciddi teharriyat üzerine bulunmuştur. Bununla beraber Mecit Bey'in meydana çıkardığı süfrelerin adedi ikiye çıkmıştır. Bu tetkikattan dolayı Macit Bey şayanı tebriktir. Malarya mücadelesinde sivrisineklerin tabiatini, neşvünema devirlerini hakkile tetki etmek lâzımdır. Ancak bu suretle elde edeceğimiz malûmat ile mücadelenin sureti icrasını tesbit etmek ve fazla kuvvet ve mevat sarfetmiyerek bütün gayreti en esaslı noktaya hasretmek kabil olur. Bu suretle de muvaffakiyetli bir malarya mücadelesi yapmak mümkündıir. 30 YIL ÖNCE CumhurİYel 'Büyük Nutuk' 11 ŞUBAT 1960 CHP Sivas milletvekili Edip îmer, Milli Eğitim Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması ••• isteğiyle bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi Baskanlığına bir önerge vermiştir. Sivas milletvekilinin, Atatürkün Büyük Nutku ile önergesi şöyledir: "Ebedi Şef Atatürk'ün Büyük Nutkunu birçok vatandaşlar aradığı halde mevcudu kalmadığından temin edememektedirler. Ulu Atatürk'ün ilham ve irşadlarıyla ruhlarımızı en fazla uyanık tutmamız icabeden bu zamanlarda Büyük Nutkun tam metin olarak mümkün olduğu kadar temiz ve ucuz baskısının yapılarak halkın istifadesine arzedilmesi hususunda Vekaletçe bir teşebbus ve niyet var mıdır?" İnönü'nün ziyaretleri CHP Genel Başkanı İsmet Inönü bugün öğleden sonra beraberinde Metin Toker olduğu halde Ankara Merkez Cezaevine giderek mahkum gazetecileri ziyaret etmiştir. Inönü, 'Ankara Hilton'un sakinlerinden Beyhan Çenkçi, Ülkü Arman ve Cemaletıin Ünlü eli ile bir müddet görüşmüş ve kendilerine bazı hediyeler vermiştir. GEÇEN YIL BUGÜTV Cumhuriyel Eğitim kötü yolda 11 ŞUBAT 1989 Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal Güzel, Türk eğitim sistemindeki fırsat eşitsizliğini çözmenin en önemli yolunun "sosyal gelir grupları arasındaki farkları asgariye indirmek olduğunu" söyledi. Güzel, son yıllarda eğitim sisteminde, daha önce var olmayan bir sosyal farklılaşmanın doğduğunu, bunun Türkiye için "kötü bir gidiş olduğunu" dile getirdi. Paralı eğitime karşı olduklannı, yoksul çocuklann okulları kazanması durumunda okutulacaklannı vurgulayan Güzel, "Paralı eğitimi herkese kabul ettirmeden uygulanmaya koymayız. 21. yüzyıla giderken varlıldı aileler eğitime daha fazla katkı varmalı" dedi. Bir süre once tstanbul Devlet Senfoni Or- keslrası'nın. aynı zamanda baş kemancıların- dan olan müduru Saym Y. G. Aksöz ile yap- tığım bir konuşmada, kendisine şöyle bir so- ru yöneltmiştim: "Senelerdir orkestranız eşliginde solist ola- rak çalmak için sıra bekleyen sanatçılar var. Halbuki siz hemen hemen her sezon tanınmış yabancı solistlerle birlikte iki keman için ya- zümış bir konçertoyla konsere çıkıyorsunuz?" Kendisinden aldığım cevap şöyle olmuştu: "Ne yapalım şekerim, burası bizim çöplugumüz." Bu çoplüğün çöpçüleri olmayan bazı orkest- ra üyeleri ise şunlan dile getiriyordu: "Bizler senelerdir orkestranıa sanat politikasına ka- nştınlraıyonız. Atama ile yönelime getirilen giidümlü kişilerin keyfi uygulamalanna karşı çıkmaya kalkıştığımızda başka yeriere siiriil- mekle tehdit ediliyoruz. Nitekim pervasız iti- rafları dognıltusunda küçük, fakat etkili bir gnıbun çöpliik haline getirdikleri devletin or- kestrası ve izleyiciler, 2-3 şubat giinü Michael Gnıbe adlı bir Alman kemancıya eşlik ederek sezon başından beri üçüncu kez diış kınklığı- na ugradı. Bundan önce de Vovka Abkenazy ve Marie Françoise Bucguet ile çeşitli ilişkile- rin aleti olmuşluk. Bunlardan çok daha iyi Türk solistleri sıra beklerken, nerdeyse mes- leklerinden uzaklaşmaya ve sogumaya başlar- ken binbir giiçlükle >eya Filarmoni Dernegi- ne bagış yaparak abone bilet alabilen dinleyi- cimize yetersiz solistlerle cevap vermeye zor- lanıyorduk." tşte benim de izlediğim 2 şubat konserin- den sonra bazı orkestra üyeleri ile yaptığım ko- nuşmanın küçük bir bölümü. Şimdi yurdu- muzdaki birçok sanat kurumunda yüksek so- rumluluklar üstlenen Kültür Bakanlığı ve do- laynsıyla orkestranın da sanat danışmanı olan Sayın Devlet Sanalçısı Prof. Mükerrem Berk'e aşağıdaki konularda bizi aydınlatmasını rica ediyorum: • Dunyada demokratikleşme sürecinin hızla geliştiği şu zamanda çok sesli müziği, bir ba- kıma demokrasiyi seslerle anlatmaya çalışan sanat kurumlarında tek sesli uygulama doğ- ru mudur? • Geçenlerde Cemal Reşit Rey Konser Salo- nu'nun açılışında salona ismi verilen besteci- den iki-üç dakikalık bir bölum çalınması, Türk bestecilerine verilen önemin kanıtı mıdır, ya- nıtı mıdır? • Yabancı solistlerle devlet sanatçıları dışın- da kalan Türk icracılarının devlet orkestrala- rı eşliginde çalabilmeleri için bir planlama mevcut mudur? Yoksa konser veren kişiler devlet sanatcısı seçimi usullerine benzer biçim- lerde mi saptanmaktadır? • Atatürk, "Bir taraf olmayan bertaraf olur" demiş. Türkiye'de bir sanatçının konser vere- bilmesi ve gelişmesi için sizin taraflarda yer kalmamışsa acaba bildiğiniz baska bir taraf var mıdır? SAİM AKÇIL Keman Sanatcısı OKURLARDAN Beceri kazandırma Toplumumuzda işsizlerin sayısı her geçen gün artar ve büyük sosyal bir sorun olma potansiyelini taşırken, kalifiye işçi arayan işverenleri ilanlarının çokluğu da dikkati çekiyor. Ülkenin kalkınmasına, bu iki grup insanın buluşturulmasının yardımcı olacağı gerçeği göz ardı edilemez. Birinci grup insanlann önce beceri sahibi yapılıp, sonra ikinci gruba takdim edilmesi gerçeğinden hareketle; beş yıl önce uygulanması başlatılan ve başanlı olan, ancak bir yıldır, hükümetteki yetki tartışmaları yüzünden durdurulan işsizlere beceri kazandırma ve bu yolla onların istihdamı programının yeniden güncelleşmesi, ilgililerin dikkatlerinin bu konuya çekilmesi gereğine inanıyorum. Her kurum bu konuda elinden gelen gayreti göstermelidir. HALE ÖZVARNALI / Silivri ELEMANLAR ARANIY0R BORDATA Bilışim Sıstemlen Tıcaret A.Ş.. "kışısel bılgısayarlar". "çevre bırımlerı pazarlaması", destek hızmetlerı 1 ve yazılım gelıştırılmesı" konularında etkınlık gösteren bir bıtgı ışlem firmasıdır. Ankara, Istanbul ve Izmır'dekı yaklaşık 90 kışılık kadrosu ve buyük ış hacmı ıle, alanında Türkiye nın en buyuk kuruluşlanndan bırısıdır. Çalışmalan, IBM tarafından "Yılın Yetkılı Satıcısı," "En Çok IBM PS/2 Satan Yetkılı Satıcı", "Yuksek Duzeyde Teknık Hızmet Veren Yetkıli Satıcı" odullerı ıle değerlendırılmıştir. Bordata artan ış hacmı sebebı ıle bu firma kimlığıne uygun. bılgıli. ınısiyatıf sahıbı, dürust, tıtiz, ılkelere bağlı, dınamik, başarma-yükselme kararlılığını ekıp anlayışı içinde gerçekleştirebılecek. -yanda özelliklerı belirtılen- çalışma arkadaşlan aramaktadır Isteklılerın resımlı ozgeçmışlerı ıle birlikte BORDATA'nın Ankara veya Istanbul adreslenrte gelerek veya mektupla basvurmalan rıca olunur Erkek adayların askerlikle ilışkısolmaması gerekmektedır. Başvurular gızlı tutulacaktır. BORDATABILİŞİM SİSTEMLERİ TİCARET A.Ş. • UNIX UZMANLARI (Ankara ve Istanbul ıçın) Unix ve/veya Unıx türevı ışletım sıstemlennde deneyımlı, tyı Ğerecede Ingılızce bilır. seyahat edetHlır ODTU veya Boğazıçı Ünıversıtesı mezunu • PAZARLAMA DANIŞMANLARI (Ankara Istanbui ve tzmır ıçın) IBM HP, Epson Lotus Mıcrosoft ve Novell urunlerının pazarlanması konusunda unıversıtelerm Işletme, MuhendıSİık, Temel Bıtımler ve Mtmarl'k fakultelennden mezun • SİSTEM DESTEK UZMANLARI (Ankara 'stanbu' ve Izmır ıç»n} IBM PC PS/2 ve yerel ıletışım ağlannda karşılaşılacak sorjnlara teknık destek verebılecek. iyı derecede Ingılızce bilır. ODTU ve Boğazıçı Unıversıtlennden mezun, tercınan Bılgısayar Muhendtslerı BAKIM/ONARIM GRUP MÜDÖRÜ (Istanbul ıçın) IBM PC, PS'2 Bılgısayarlannda deneyımlı, iyı derecede Ingılızce bilır yonetıcılık va%ıflarma sahıp ANKARA Cnnah Caadesı No 57-1 B 06680 Çankava ISTANBUL Suyukctere Caddes4 Akıncı Bayın Sokak Cc Har No 2-i Kat 1 80290 Mecıdıyekoy • BAKIM/ONARIM UZMANLARI (Anka'a ıstanbul ve IZT<r ,ç>n) Kışısel bılgısayar donamm urunlerının bakım ve onarırnında çalışacak, use ya da Teknık Use mezunu EMNIYETTEISLAMCICUNTACuntabaşı. İçişleri Bakanı Abdiilkadir Aksu. MİT'te laiklik operasyonu. "Orducu-Atatürkçü" kanat. Korkut Özal ve "takunyalılar'a ilişkin 'etüd'. ANAP Malatya Milletvekili Galip Demirel, Ankara Valisi Saffet Ankan Bedük. Personel Müdürü Tozçöken, Hamdi Ardalı ve Hacı Neşet Taş. Aksu, nereden nereye geldi? "Etüd" gerekçesi: "Soygun ve cinayetlere karşılık Emniyet Teşkilâtı'nın dinci kadro hesabı." TÜHSİLIBDE • ÇAVUŞ FAİK CANDAN'IN AÇIKLAMALARINA BÖLGE CEVABI! VE OTOPSİ RAPORU KOZAKÇIOĞLU'NU YALANLIYOR. • ÖZAW SUİKAST SENARYOLARI. • MİHRİ BELLİ DEĞERLENDİRİYOR: "DOĞU BLOKU'NDA KAPİTALİST RESTORASYON". DOĞU PERİNÇEKİN TAHÜÜ: "SSCB'DE ÇOĞULCULUK MU, GÜÇLÜ YUMRUK MU?" • ANKARA NASIL ZEHİRLENİYOR? KÖMÜR KAÇAKÇILARI MİLYARUR VURUYOR. • Madenlerde grev! • Solda yeni parti ve Kürllere külturel özerklik • Sosyalıst Partı'nın Tutün Mıtıngı • Gorbaçov "Komunist Parti ye elveda" dedi. Ligaçev kendini anlatıyor. • Gölge Türk-l$ • Cemal Stireya'nın Sigarayı Bırakma Anlaşması • Atıf Yıimaz, Agâh Ozguç ve Tunç Başaran, Yılmaz GüDey'ı tartıştılar. • Necali Cumalı: ^şamımın üinde • Turan Dursun: -Kur'an'dakı Akıl ve Bılım Dışılık"lar-VI ANKARA NOTLARI MUSTVFA EKMEKÇİ İstanbul'da... (1) 3 şubat cumartesi sabanı Prof. Muammer Aksoy için yeni Ada- let Sarayı'nda düzenlenen törene gidememiştim. "Meclise ora- dan Maltepeye giderim" dlye düşünüyordum. Ama Adalet Sarayı'nın önünde ne olmuştu? Kimler gelmişti, merak ediyor- dum. Savunmanlar, cüppeleriyle katılmışlar, tören boyunca da çıkarmak istememişler. Muammer Aksoy'a uyan bir davranış. Tö- rene katılan savunman arkadaşım törenın en ilginç olayını söy- ledi: — Aksoy için Adalet Sarayı önünde, törene gelip katılan tek bir yargıç gördüm, Ankara 5. Asliye Hukuk Yargıcı Sezer Özyö- rük! Sezer Özyörük, Mukbil Özyörük'ün kardeşi; Sezer Hanım, yargıç cüppesiyle katıldı! C. savcıjarından da Cemal Özer, Mehmet Kancoğlu, Enver Kon- yar, Erol Özkurt, Savcılık Yazı İşleri Müdürü Necdet Sinanoğlu katılmışlar. Koca Ankara yargı kadrosu, iki yüzü aşar. Gelenler, bir elin parmakları sayısında. DGM yargıçları, savcıları nerede- ler? O sabah kim bilir kaçıncı uykudalardı! Muammer Aksoy, SBF'de yıllarca öğretim üyeliği yaptı. Orada düzenlenemez miydi adliye yerine? Orası da YÖK profesörleriyle dolu. Kimbilir nele- rinden korkarlardı... Beytepe'de öğretim üyesi olan Yardımcı Doçent Ahmet Küle- bi, 42 yaşında yürek durmasından öldü Ankara'da. Cahit Küle- bi'nin evine gittim, başsağlığı diledim. Cahit Külebi, perişandı. Külebi, kendisini sevmediğimi sanır: — Sen bizleri yazmazsın, senin ozanların, yazarların var, der. Çok hoşuma gider bu yakınması. Doğru değil de ondan. Süheyla Hanım, Ahmet Külebi'nin eşi Oya Külebi de evdeydiler. Ben ge- lirken, kapıda Alman Kültür Merkezi'nin bayan yönetmenini gör- düm. Ahmet Külebi'nin ölümünden haberi yoktu; çok şaşırdı. Suphi Karaman'la oğlu, başsağhğından Külebiler'den çıkıyorlardı. İçeri girip beş-on dakika oturdum. Külebi, Ahmet'i anlatıyordu. Bana öyle gelmişti ki Ahmet Külebi ölmemiş, öldürülmüştü. Yıllarca karşılaştığı haksızlıklara, yüreği dayanamamıştı. 8 şubat perşembe günü, İstanbul'da Sümeyra'nın cenaze tö- reni vardı. Ona gidecektım. Sabah uçağıyla Istanbul'a vardım. Cumhurıyet'ten bir araba gelip alacaktı. Çıkış bölümünde, bir genç, elinde "Mustafa Ekmekçi" yazan bir kâgıt tutuyordu. Gü- lerek yaklaştım. Adı Kernal'di Cüneyt'i, Uğur'u tanıyordu, beni hiç görmemişti. istanbul'a. yalnız Avrupa'ya geçmek için uğra- dığımdan bilmiyordu işte! İdareden: — Nasıl olur, Ekmekçi'yi nasıl tanımazsın? demişlerdi. — Tanımıyorum yav, Allah Allah! demişti Kemal... — Kasketli, esmer, bıyıklı!.. Kemal'ın elinde yazı vardı, ama görür görmez yaklaştı. "Kas- keti gördüm, tamam!" demişti... Çantamı, daktilomu "President Hotel"e koyup, Şişli Camisi : ne gittik Kemal'le Sümeyra'nın fotoğrafını yakalarına iliştirmiş olanlara bakıyordum, tanıdıklarım var mı diye. l-ıh, yoktu. Sümey- ra'nın eşi Hasan Çakır'ı görüverdim. Ona başsağlığı diledim. Frankfurt'tan Ayfer Diker, Erdoğan Diker, Hasan Çakır'ın ablası Sevim Kokoç, kızı Neşe Kokoç gelmişlerdi. Erdoğan kırmızı bir gülü gösterdi: — Bunu dedi, Tanilli gönderdi. Sümeyra için. Frankfurt'tan, Sümeyra'nın ölüsünün İstanbul'a getirilmesi ko- lay olmamıştı. Frankfurt Başkonsolosu güçlük çıkarıyordu: — Sümeyra Çakır vatandaşlığı yitirmiş. Yönetmelikleri ince- leyeceğim! Sümeyra'nın ölüsü, dirisinden güçlü çıktı! Frankfurt'tan Aydın Engin, Oya Baydar, Ankara'dan Haldun Özen, İstanbul'dan Emil Galip Sandalcı, bir telefon ağı kurmuş uğraşıyorduk. Kültür Ba- kanı Namık Kemal Zeybek, Frankfurt'larla konuşmasa işimiz güç- tü doğrusu. Zeybek, ANAP grubundaydı. Adnan Kahveci: — Ben şimdi gruba gidiyorum, söylerim! dedi. Bakan, grup- tan sonra uçakla İstanbul'a gidecektı. Uçakta da yakalamak ge- rekiyordu. Yer hostesi, telsizıyle uçaktan bakanı aradı; Frankfurt Başkonsolosu olayı ile İstanbul Valiliği'nin uyarılması konusun- ' daki isteğimizi iletti. Karşıdan telsizi, telefonda duyuyordum: — Mesajı Bakan bey dinledi. Anlaşıldı tamam! Sümeyra'nın dostlarından Gönüi Özgül, kısa bir süre önce gel- mişti Frankfurt'tan. Şişli Camisi'ne koşmuştu. Gönûl Özgül, oy- küler yazıyordu. Almanya'da, ağır işçi olarak çalışmış, kemikleri sakatlanmıştı. Erdoğan Diker'le Hasan Çakır'a, Frankfurt'ta uğur- lamanın nasıl olduğunu soruyordum. Orada çok kalabalık bir grup uğurlamıştı. Sümeyra'nın sanatçı Alman arkadaşlan, Sü- meyra'yı sevenler gelmişlerdi. Gölgesinden korkan konsolosluk ilgililerinden kimse olur mu hıç? Bir Türk sanatçısına saygı gös- termedikten sonra orada neyi, kimi temsil ederler bilmiyorum! Gerçek büyükelçiler, başkonsoloslar, sanatçılardır. Bunu kime anlatsak acaba? Bir zamanlar Strasbourg'ta, bir büyükelçiye ar- kadaşlarım selam yollamışlardı. Gidip onu görecektim. Server Tanilli'ye sordum: — Burada sizi gelip gördü mü diye. — Hayır, dedi Tanilli, görüşmedik. Onlar bizimle görüşmeye çekinirler! — Tanilli'yi arayıp sormayanı ben de aramam dedim, arama- dım... Sümeyra'nın savunman dostlarından Gönül Sabuncu'yla Şişli Camisi avlusunda konuşuyoruz. Emil Galip Sandalcı, (Emil 1957'de tanıdığım, sevdiğim dost, bizi Yaşar Emre tanıştırmıştı. Yaşar öteli bir yılı aştı) Edip Akbayram, Rahmi Saltuk, Ali Tay- gun, Sadık Gürbüz, Sıdıka Su, llgın Su, Bilgesu - Müştak Ere- nus, Nihat Sargın'ın eşi Fertıan Sargın. Mina Urgan, Minû İnkaya, Şaban Ormanlar, yontucu Mehmet Aksoy, ressam Asım İşler, Mi- marlar Odası İstanbul Şubesi Başkanı Yücel Yüksel, Sarp«r Öz- san, Uğur Kökden. Erol Kar, Alp Selek görüp kimisiyle konuşabildiklerim. Alp Selek, başından bin bir iş geçmiş savun- man. iki de bir cezalandırılıp savunmanltğı alınır elinden, sonra yine kazanır savunmanlık uğraşını. Suphi Nuri ileri oradaydı. Ba- bası Rasih Nuri sayrıymış, Cerrahpaşa'da yatıyormuş. (Otele ge- lince telefonla aradım, eşiyte konuştum. Çarsamba günü ameliyat olmuş. iyiymiş.) Savunman Fatma Bursalı, Yüksel Selek, Beril Eyuboğlu, İnci Işbulur, Sümeyra'nın babası Muammer Bey, an- nesi Kâmile Hanım, kardeşleri Eşref Taşarcan, Ulvi Taşarcan, yakınlan Kocamustafapaşalı, Silahtarağalı Karadeniz uşakları ora- daydılar. Sümeyra'nın eşi Hasan Çakır Rizeliydi. Kocamustafa- paşa'da, Silahtarağa'da oturan Rizelilerin türkülerini inceleyen Sümeyra, onları türkülerine almıstı. Bunlar "El Kapdan"nda vardı. Onlar da Sümeyra'ya son görevlerini yapmaya gelmişlerdi. "Ruhi Su Dostlar Korosu" sanatçıları oradaydıiar. Onlar 5 Mart 1990 akşamı istanbul'da, "Ruhi Su'yu anma gecesi" düzenjeyecek- lerdi. Gece, Cemal Reşit Rey Salonu'nda yapılacaktı. izleyebi- lir miydim bilmiyorum... Gönül Özgül anlatmıştı, Sümeyra'nın son günlerini. Sümey- ra: — Mutfak işlerini bile görmek istemiyorum demişti. Halim yok... Hasan Çakır anlattı; son günlerinde Sümeyra şöyle demiş: — Ya kalkıp türkülerimi söylerim ya da böyle yaşayamam! Bilmiyordum, Sümeyra "esmer güzeli" demekmiş... Acılarımızın, sevinçlerimizin, özlemlerimizin ve daha güzel bir dünya umudumuzun sesi SÜMEYRA türkülerimizde yaşayacak. FRANKFURT'TAN DOSTLARI İnsana değer vermeyen, çalışana güvenlik sunmayan düzene, 67 kurban daha verdik YENİÇELTEK'te. Tüm çalışanlara ve yakınlarına başsağlığı diliyor, sorumluları kınıyoruz. SHP BAKIRKÖY İLÇE ÖRGÜTÜ ADINA İBRAHİM YENER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle