29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1ŞUBAT1990 İNSANLAR F Ü S U N Ö Z B I L G E N CUMHURİYET/7 G O R U Ş Adama benzemek Che Guevara'ya benzermiş, yok efendim Rabindranath Tagor'a. Adama benze be adam, önce adama.. Esin Afşar SOSYAL VE SIYASAL KATILIMDAKIEKSIKLIGIN NEDENI Çalışan kadınlarımız "yorgun" TÜRKİYE'de kadın çalışma yaşamına giderek daha fazla oranda girmeye başladı. Ancak sosyal ve siyasal alanda etkin ola- mıyor. SHP yüzde 25 kota ile ka- dınları siyasal yaşama özendir- raeye çalışıyor. Çeşitli kadın der- gileri ve dernekleri, kadınlan ak- tif yaşama çağınyor. Ama yine de yetcrince etkin olamıyorlar. Neden? Kadınlarm faal yaşamdaki ro- lünü araştıran Genc İşadamlan Dernegi'nin bulgulan, Türk top- lumunda kadının ycrini ilginç bi- çimde sergiliyor. Toplumumuzda "ilrai ve teknik elemanJle serbest •Mtlek sahibi" olarak faal erkek sayısı 714 bin, kadın sayısı ise 298 bin cıvarında. "Müteşebbis, direktor ve üsl kademe yöneticisi" olarak kadın sayısı 10 bin iken erkek sayısı 137 bin. "tdari personel" olarak kadın sajTsı 236 bin, erkek 495 bin. "Ticaret ve sattş personeji" kadın 56 bin, erkek 921 bin. "Şahsi hizmet" işlerinde çalışan kadın 87 bin, erkek 1 milyon 23 bin. "Tanm ve hayvan bakırnı" ke- siminde ise bu sayılar tersine dö- nüyor ve kadın sayısı 6 milyon 463 bin iken erkek sayısı 5 mil- yon 606 bin olarak beiirleniyor. Yani kadın faal nufusumuz, kentlerdeki hizmet ve yönetim sektörlerinde erkeklere göre çok daha duşuk sayıda yer aiırken köylerde tanm ve hayvancılıkla uğraşmaya gelince öncelik kaza- nıyor. tlmi ve teknik elemanlar ile serbest meslek sahibi kadınların sayısı ile erkeklerin sayısı arasın- daki oranlama ise bu oranın ge- lişmiş Batı toplumlarındakınden de yüksek olduğunu ortaya ko- yuyor. Türkiye'de eğitilmiş kadm- Iann daha çok "kimya mühendis- liği. hekimlik, kamu yoneticiliği ve lise ögretmenliği" gibi meslek- lere yoneldiğı saptanmış. Bu mes- AKBANK1N 42. YAŞGUNU ÖZLEDİM — Zuhal CHcay 35 kişilik orkestra eşliginde verdigi konserini tarnamladıktan sonra, "Özledim" adlı parça ile bis yapıyor. (Fotograf: Mubarrem Aydın) Klasik pop orkestra ile Zuhal Olcay SON günlerin moda sanatçısı Zuhal Olcay, AKM sahnesinde "Küçuk Bir Öykü Bu" isimli kon- sermi sunuyor. Arkasinda 35 ki- şilik bir orkestra. isıanbul Senfo ni Orkestrası'nın yaylı çalgılarla pop inüziği enstrümanlanndan bir karma. Orkestrayı Önder Bali yö- netiyor. Mebmet Teoman'ın dü- zenlemesi olan "Kiiçük Bir Öykü Bu" konseri 12 ayn şarkıdan olu- şuyor. Ancak şarkılann düzeni bir aşk hikâyesinin başlangıcın- dan gelişimine, sonucuna ve ge- riye kalan yalmzlığa kadar bir öy- künün bütününü ohışturuyor. So- nunda da bu, duyguları allak bul- lak eden aşkın aslında herkesin yaşadığı küçük bir öykü olduğu belirtilerek noktalanıyor. Zuhal Olcay, yaklaşık 1200 ki- şilik davetli karşısında verdiğı konserde kızıl saçlannı ensesinde toplamış, siyah uzun bir tuvalet giymiş, sadece göğsünün iki ya- nında ve kulaklarında parlayan ışıltıh takıları ile zarif bir kompo- zisyon çiziyor. Davetliler Ak- bank'ın 42. yaşgünü nedeniyle ve- rilen bu konseri izliyor. Konserden sonra AKM fuaye- sinde hazırlanmış yiyecek masa- larının önünde uzun kuyruklar oluşuyor. Somon balığ] fumeden Iskenderun karidesine kadar en pahalı ve gözde yiyeceklerin sıra- landığı masalan, kürklerini ves- tiyere bile emanet edemeyen pır- lantalı hanımlarla beyler sariyor. Bu arada Akbank'ın da sahibi Sabanci Holding'in temel ismi Sa- kıp Sabancı, kuliste gazetecilerin davetle ilgili parasal sorularını şöyle yanıthyor: "Kayserilice hesap yaparsak burada bulunan bir kişinin yedi- ği içüği 100 bin liraya mal oluyor. O zaman da 1500 kişiden 150 mil- yon lira eder." AKM fuayesinin işletmecisi Bil- sak'ın yöneticisi Mustafa Kemal Ağaoğlu ile konuşuyoruz. Cate- ring hizmetlerinden kazandıkları- nı Bilsak'ın bilim ve sanat faali- yetlerine harcadıklanru anlatıyor. Davetin dikkatimizi çeken bir yönu ise "devlel rkalinden" kim- senin göze çarpmaması. Akbank'- ın sanatsever Genel Müdürü Ha- mit Bdli pek çok sahne sanatçı- sı nı davet ettiği yıldönümüne ga- liba devletten pek fazla kişiyi ça- ğırmamış. Anlaşılan artık özel sektör dev- lete pek fazla ytiz vermiyor.. YENİBİR ADUM SÖRÜMMÛYOR FKO temsilcisi de gittiFİLİSTİN Kurtuluş Orgütü ayrı bir devlet olarak varhğıni dünyaya duyurduğu zaman bu yeni devleti ilk tanıyan ülkelerden biri Türkiye olmuştu. Turkiye ye- ni Filistin devletini tanıdı, ama her nedense büyükelçisini bir tür- lü tanımadı. FKÖ'nün Ankara'daki ternsil- ciliğine 1979 yüında "temsilci" sı- fatı ile gelen Abu Firaz, uzun yıl- larını baskentte geçirdi. Hatta o kadar uzun kaldı ki en eski dip- lomat olarak duayenliğe ulaşıyor- du. Abu Firaz kendi ülkesinden "bü>ükelçi"lik sıfatı kazanmış bir dıplomatıı, ama Turkiye bir türlü Abu Firaz'm buyükelçiliğini ve Ankara'daki FKÖ temsilciliği- nin buyukelçilik olmasını kabul etmedi. Bu kararda belki bir bakıma Türkiye'nin de Filistin'de bir bü- yükelçilik açıp büyükelçi bulun- duramamasının etkısi vardı. Çünkü Filistin devieti kurulmuş- tu ama henüz toprağı ve sınırları belirlenmemişti. Son bir yılı Türkiye'nin buyu- kelçilik açılmasını kabul etmesi- ni bekleyerek geçiren Abu Firaz, sonunda beklemekten yoruldu. Endonezya'ya büyükelçi olarak atandı ve Ankara ile tstanbul'da verdiği iki ayrı davet ile dostları- na veda ederek aynldı. Türkiye'ye gelirken beraberin- de getirmediği iki kişiyi de birlik- te gotürüvordu. Türkiye'de evlen- diği eşi Nilgun ve çocukları ile Endonezya'ya gittiler. Abu Firaz ile ayrılmadan on- ce son bir görüşme yapan Cum- hurbaşkanı Turgut Özal ise ken- disine imzalı bir resmim armağan ediyordu. Abu Firaz'a, Istanbul'da Pera Palas'ta verdiği veda kokteylinde kendisinin yerine yeni bir atama yapılıp yapılmayacağını sorduk. En az altı ay yeni bir atama dü- şünülmediğini ve yardımeısının ilişkileri yuıuteceğinı söyledi. Böylece Filistin i!e dıplomatik ilişkılerimiz bir derece düşürul- müş oluyordu. VEDA — Abu Rraz ve eşi (Fotograf: Muharmn Aydm) lekleri tercih nedenlerinden biri de mesleklerinde kadın olmala- rınm ilerlemelerine hiçbir engel teşkil etmeyeceğine güvenmeleıi. Yukseköğrenimli \e kentsoylu kadının çalışma yaşamında iler- lemesini sağlayan önemli bir fak- tör ise raporda şöyle açıklanıyor: "Türkiye'de de uzman meslek- lerde çalışan kadınlann ust ya da orta list tabakadan geldiklerini görmekteyiz ki bunun da başhca nedeni köyden kente göçen ve raaddi sıkıntı çeken kadınlann, aile işçisi olarak evlerde kentsoylu kadınlann yaıunda yardımcı ola- rak çalışmalan ve bu kadınlara işlerinde ve mesleklerinde ilerle- me olanağı sağlamalarıdır." Uzmanlaşmış kadınların aldı- ğı bu yardıma karşılık yine de ev işleri ve çocukların bakımmdan birinci derece sorumlu olmaları çalışan kadına bir dezavantaj ge- tiriyor: "Ybrgunluk." Bu duruın raporda şöyle dile getiriliyor: "Çalışan kadınlar. roesailerinin biriminde evlerinde ikinci bir me- saiye başlamakladırlar. Çalışma >-aşamının en büyuk dezavantajı olarak ileri sunilen "yorgunluk" olgtısu, bizzat mesleki yorgunlu- ğu değil, bu zorunlu çifte mesai- nin yorgunluğunu dile getirmek- tedir." Bu yorgunluğun getirdiği bir so- nuç da "boş zamanlan deger- lendirmede" şöyle beliriyor: Yüzde 99 TV izleme, yüzde 51 sinema, tiyatro ve sadece yüzde 2 dernek çalışmalan, yüzde 6 spor faaliyetleri. Genç tşadamlan Derneği, ka- dının sosyal ve siyasal yaşamda faal olabilmesi için gelişmiş ülke- lerde bulunan ev ve aile yaşamı- nı kolaylaştmcı koşullann oluş- ması gerektiğini vurguluyor. Okul öncesi çocuklar için yaygın ve ücretsiz eğitim kurumlannın oluşturulması, e\' işlerinın makı- neleşmesi ve haar yemek üretimi, eğitinı sisteminin iş saatlerini dik- kate alması. Araştırmaya göre kadın nüfu- sun yüzde 69'u kendi sorunlan ile ilgili bir "Kadın Bakanlığı" ku- rulmasını da arzu ediyor. Çalışan kadınlann iş yaşamın- da cins aynmı ile ilgili başhca ya- kınmaları da şunlar: "Bir bata yapıldıgında bu ha- tanın kadın olmaları ile bağdaş- tınlması... — Sorumluluk isteyen işlerin kadınlara \erilmemesi. — Düşuk kalifiye işlerde ter- cih edilmeleri. — Erkeklere göre aynı işte da- ha düşük ücret almalan, — Daha az sosyal güvencc. İHD'DEN BİR KİTAP Cezaevinde insan olmak İNSAN Hakları Derneği'nin zincir parçalan arasından yuk- selen çiçek ambleminin kapağı- nı süsledigi bir kitap: "Cezaevinde tnsan Olmak" İHD'nin Ankara Şubesi'nin yayını olarak piyasaya çıkan bu kitap Eskişehir Cezaevi'nde 29 Hazıran 1989'da başlayan ve 51. gününde Aydın Cezaevi'ne nakil sırasında iki olümle sona eren açhk grevinin belgeseli. İHD Ankara Şube Başkanı Muzaffer İlhan F.rdost, "cezaevinde ölüm" olayını en vakını kardeşi ile ya- nıbaşında yaşamış, bu actyı her- kesten iyi bilen bir insah. Eski- şeh>-'deki açhk grevi ve sonrasın- da gelişen olayları kronolojik sı- rası ile aktaran, bu arada konu ile ilgili duyuru, bildiri, rapor ve yazılan da içeren kitapta insan haklarının daha sağlıklı bir bi- çimde algılanması hedeflenmiş, "Zindansız günlerin özletniy- le" diye sunuyor Erdost kitabı okurlara. ORTODONTİTEDAVİSİ Bağış yapan öncelik alır GEÇENLERDE bu sütunda Marmara Universitesi Diş He- kimliği Fakültesi Ortodonti Kli- niği'ne başvuran dişi bozuk çı- kan veya çene yapısı yamuk olan çocuk hastalardan resmi başlığı olmayan kâğıtlarla mal- zeme listesi istendiğini, böylece reçetesiz olarak toplanan para- larla üniversite vakfırun hasta- lara mükerrer para ödettiğini yazmıştık. M.Ü. Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilün Dalı oğretim üyesi Doç. Dr. Ne- jat Erverdi bizi arayarak konu hakkında görıişlerini açıklamak istediğini söyledi. Nejat Erver- di'nin göruşleri şoyle: "Öncelikie şunu belirtmek is- terim. Türkiye'de ortodonti has- taları çok fazla. Bize gunde 30 yeni müracaat geliyor. Bun- lardan 15'ini anında muayene edip kalan 15'ini de sıraya alı- DR. NEJAT ERVERDt — Malzeme bağışı >apan hasla öncelik alı- yor diğerleri 4-5 >ıl bekliyor. (Fotoğraf: Muharrem A>dın> yonız. Aynca Ortodonti Klini- ği'nc havale edilen hastalar 2 de- ğil 4-5 yıl beklernektedirfer. Yazıda sözü edilen Erenköy'- deki "adres" ise ortodonti teda- visinde kullanılan malzemeleri pazarlavan Ortodent adında bir şirkettir. Sıra beklemek istemeyen ve öncelik tanınmasını isteyen ki- şilere, 1.5 milyon liralık malze- me bağışı karşüıgı öncelik tanı- nıyor. Gelen bu malzemelerie sı- radaki hastalann tedavileri ya- pıhyor. Aynca uygulama gere- gi resmi n>çete veremiyoruz. O zaman suç işlemiş olu>onız." "Ortodonti tedavisi için bize başvuran hasta hemen muayene olmak isterse 'Bakın bu tedavi- yi başka yerde 4-5 milyona olur- sunuz, ama bize 1.5-2 milyon li- ralık malzeme alırsanız heın ucuza gelir hem de anında tedavi olursunuz' diyoruz. Kabul eden hastanın eline iki firmamn mal- zeme fiyal Hstesini >e bizün mal- zeme listesini verip gonderiyo- ruz. Bize getirilen bu malzeme- ler anında imzaiı olarak demir- baş defterine işfeniyor, giriş ve çıkışlan lutuluyor." KtM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK I iı ÛOn arkadaş/ar/a fabafa Aadar A . . . /(o/ıv PİKNİK PİYALE MADH4 .INSANUR BU UALE GE.TİBDIK. HIZLI GAZETECİ.\ECO£r$£<v IŞI6I ; TELEFOMA C£VAP VERMED/' ÇÎZGİLİK KÂMİL MASARACr GARFIELD jm DAHES TARİHTE BUGÜIV MIMTAZ ARIKA\ 1ŞUBAT FINANCIAL TIMESIN TURKIYESfiflSt 193?"DE SUGÜN, İNGtLiZ BKONOMI DER6İSİ "FIMAAICiAL riMes* rüKKiYe cuMuuR/YErı îıs ILSIÜ ÖZEL SAVI YAYfMLAMlÇp. £, & KAM/ İSMSr IHÖNÜ 'MÜN 8'R MAK4LEStMlM VANI Sf&lj FALİH &P& ArAY, CEL4L SAyA g£F/K SAYP/İM {/E FETUf OKYA&'tN YA- Z.ILAZ! PA YER ALMrŞTf. hlEPSi PE, ATA- TÜRK PEVRtMtA/t'M fÇ/ĞtfiJDA, TÜIŞtaYE CaMHCJ/erY£Tf'/V//V sûstey* &E/SGI, TÜfS./Cty£'Y/ /NGİUZ t'Ş ÇEI/- IS.ELE/S.İNE 774fiJITMAK7?4yC>l. "FINAfJClAL r'MES'lN BU YAYINI YAPMASffJOA TÜ&C HÜKÜMErt'HİM ÖZEL g/£ 6'SİŞİMİ OLUP OLMADtĞt ANLAÇrtAMAMtfr/.. TÜRK ve DÜNYA KARİKATÜRÜNDEN a Demet Sağlam (Türkiye) Takao Kitagavva (Japonya)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle