Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1ŞUBAT1990 KÜLTUR-SANAT CUMHURİYET/S
Abdi İpekçi Yarısması
• Küitiir Servisi — Milliyet Sanat Dergisi'nin
düzenlediği Abdi İpekçi Yarışması sonuçlandı. Her yıl
Abdi İpekçi anısına düzenlenen geleneksel sanat
yarışmalarının onuncusu fotoğraf dalına ayrılmıştı. İnsan
Hakları Bildirgesi'nin yayımlanışının 200. yılı nedeniyle
konusu "İnsan" olarak belirlenen yarışmada Tuğrul
Çakar birinciliğe, Yalçın Çidamlı ikinciliğe, Sedat
Tosunoğlu ise üçüncülüğe değer göruldu. Ayşel
Kumbasar, Selçuk Kundakçı, Ayşegul Selin Özener,
Aclan Uraz ve Erdal Yazıcı'nın fotoğrafları da
mansiyonla ödüllendirildi. Mehmet Bayhan, Engin
Çizgen, Şaki Eczacıbaşı, Bülent Erkmen, Ara Guler ve
Onat Kutlar'dan oluşan seçici kurul, 41 fotoğrafı da sergi
kapsamına aldı. Sergi, 2-15 şubat tarihleri arasında
Atatürk Kültur Merkezi'nde yer alacak.
FestJvalde üç usta
• Kültttr Servisi — Bu yıl 31 mart-15 nisan tarihleri
arasında gerçekleştirileek olan 9. Istanbul Uluslararası
Film Festivali'nde sinemanın üç önemli ustası Ivens, Tati
ve Zavattini anılacak. Festival programının "Joris
Ivens'in Anısına" adlı bölümünde, belgesel nimin ustası
olarak tanınan Ivens'in eşi Marceline Loridan ile birlikte
gerçekleştirdiği "Bir Rüzgâr öyküsü" adlı filmi
gösterilecek. Tüm yaşamı boyunca 6 uzun metrajlı film
gerçekleştiren Fransız usta Tati, "Bir Güldürü Ustası:
Jacques Tati" bölümüyle anılıyor. Bu bölümde
yönetmenin "Bayram Günü", "Bay Hulot'un Tatili'*
"Amcam", "Oyun Vakti" ve "Trafik" adlı filmleri yer
alacak. Ünlü senaryo yazarı Cesare Zavattini'nin anısına
da yönetmenliğini darSica'nm yaptığı "Bisiklet Hırsızları"
gösterilecek.
Adnan Çoker'in 'Dönemler'i
• Küitiir Servisi — Günumüzde "minimalist" resim
tavnyla tanınan Adnan Çoker'in "Dönemler" adlı sergisi
Mine Sanat Galerisi'nde açıldı. 1951'de lstanbul Devlet
Güzel Sanatlar Akademisi'nden mezun olan sanatçı, 1953
yılında Lütfi Günay'la birlikte sadece soyut
çahşmalardan oluşan ilk sergisini açtı. 1955'te Paris'te
soyut dışavurumculukla karşılaşan ve 1960'ta Türkiye'ye
döndükten sonra çalışmalarını soyut dışavurumcu olarak
sürdüren Çoker, 1964'te siyah fonlar kullanarak yeni bir
tavır geliştirdi. Sanatçı, 1968'de başlattığı minimalist tavrı
günumüzde en uç noktasına kadar getirdi. Nur Koçak,
sergi broşüründe yer alan yazısında, "Böylece resimlerde
dış gerçekliği çağrıştıran hiçbir öğe kalmamış artık.
Resmin kendi gerçekliği her şeye egemen olmuş" diyor.
1. Bursa Fotoğraf Günleri
• BURSA (AA) — "1. BUrsa Fotoğraf Gunleri", 1-28
şubat tarihleri arasında yapılacak. Bursa Kultur Sanaı ve
Turizm Vakfı (BKSTV) ile Bursa Fotoğraf ve Sinema
Amatörleri Derneği (BUFSAD) tarafından düzenlenen ve
Vakıflar Bankası'nın katkısıyla uç ayn mekânda
gerçekleştirilecek "1. Bursa Fotoğraf Gunleri"
çerçevesinde, çok sayıda sergi ve gösteri yer alıyor.
Pozitif Vibrations çağdaş caz ve dans etkinlikleri
STEVE LACY SEXTET
C A Z K O N S E R İ
Fransız Kultur Merkezı Desiecjı ile
CHRISTINE BRODBECK
MODERN DANS GÛSTERİSİ
Pro Helvetıa Deslegı ile
Organızasyon POZİTİF 144 33 94 145 41
DUNY4SINDA SANAT EDEBIYAT
4-5Şubat 2030 AKM Konser Salonu
Bılet Satış AKM Gışelen Dunva Gençl* Merkezı tNı$anta$ü
Salâhaddin Enis'in 'Zaniyeler' romanı 47yıl sonra yeniden yayımlandı
Savaş yıllarında lstanbulZaniyeler / Salâhaddin Enis / İletişim
Yavınları/197s.
NECATİ GÜNGÖR
"Zaniye", "zina"dan geliyor.
1924'te ilk basımı yapılan "Zani-
yeler"de zina halindeki kadınları
ve erkekleri anJatıyor Salâhaddin
Enis.
Salâhaddin Enis adı. bugün bel-
ki çoğu kimse için bir anlam ifa-
de etmez. Unutulmuş bir yazar.
Yazdıklarının pek azı kitaplaşmış:
pek çoğu gazete ve dergi sayfala-
rında yitip gitmiş... İletişim Yayın-
ları, adı unutulmuş bu yazarın
önemli sayılabilecek bir yapıtını,
günümüz Türkçesiyle yeniden ya-
yımlamış: "Zaniyeler". Romanın
ilk basımı Osmanlıca; ikincisi, ye-
ni Turkçe olarak 1943'te yapıl-
mış...
Roman ve hikâyeler yazdığı dö-
nemlerde, Türk edebiyatında, na-
türalist okulun temsilciliğini >ap-
mış Salâhaddin Enis. Bir anlamda
da tepkici bir yazar. Duş âlemle-
rinin, pembe dunyaların, roman-
tik aşklann anlatıcısı olmak yeri-
ne; keskin çizgilerle, zaman zaman
aynntı ustalıklarıyla betimlenen
rezil, sefil, yoksul, acıklı, tiksin-
dirici, iğneleyici, rahatsız edici ger-
çeklerin yazarı olmayı yeğ tutmuş
Salâhaddin Enis. Ince görünüşlü
ilişkilerin ardındaki ikiyüzlulüğü
yazmak istemiş bir yazar. "Zani-
yeler"i de, tumüyle böyle bir an-
layış içinde kaleme almış. Salâhad-
din Enis'in tepkisi, yer yer sınıfsal
bir eleştiri gibi görunse de, sınıf-
sal bir bakış açısı olan bir yazar
değıl doğallıkla. Düriıst, erdemli
bir duyarhğa sahip yalruzca. Onun
tepkisi ahlaksal anlamda kötülük-
lere karşı... Bu kötulukler neler?
Salâhaddin Enis'in yaşadığı ça-
ğın kotuJükleri, gunumuzden çok
mu farklı? Şüda söylenebilir: Ya-
zarın sınıfsal bir bakış açısı yok,
ama namuslu, erdemli olma kay-
gıları, onu sırufsallığa gotüruyor
sonuçta.
""Zaniyeler" romanı, Birinci
Dunya Savaşı yıllannın Istanbu-
lu"nu anlatıyor. Daha dogrusu, Is-
tanbul'un panoramasını çizmiyor
da, "zaniyeler" kesiminin rezillik-
lerini anlatıyor. Bildirisi açısından
"Zaniyeler" romanı, Yakup Kad-
ri Karao<;rnanoğlu'nun "Sodom ve
Gomore" adlı yapıyla birleşiyor.
"Sodom ve Gomore"nin genç ya-
zarı Yakup Kadri, işgal altındaki
İstanbul'un "zaniye"lerini anlatır,
bilindiği gibi. Salâhaddin Enis ise
ışgalden önceki bırkaç yılın tab-
losunu çizmeye çalışır. Denrlebi-
lirse, birbırini bütunleyen, birbi-
rini doğrulayan iki yapıt, "Zani-
yeler" ile "Sodom ve Gomore".
Gunumüzun roman olçüleriyle
değerlendirirseniz, Salâhaddin
Enis'in yapıtına duşük bir not ver-
meniz gerekebilir. Ancak bu ne ol-
çüde nesnel bir değerlendirme
olur? Hakçası, "adil" bir değer-
lendirme olmaz.
Kısa öykulerinde daha bir inan-
dırıcı ve usta yazar kimliğiyle kar-
şımıza çıkan Salâhaddin Enis, ro-
manında aynı başarı duzeyinı ne-
Adı unutulmuş bir
yazann, Salâhaddin
Enis'in romanı günümüz
Türkçesiyle yeniden
yayımlandı. Türk
edebiyatında natüralist
akımın temsilcisi olan
Enis, 'Zaniyeler'de zina
halindeki kadınları ve
erkekleri anlatıyor.
Roman, bildirisi
açısından, Yakup
Kadri'nin 'Sodom ve
Gomore' adlı yapıtıyla
birleşiyor.
dense tutturamaz... Zaniyeler'in
baş zaniyesi; yani romanın başki-
şisi Fitnat, Aksaray'da oturan
yoksul bir ailenin guzel kızıdır.
Derken Fitnat'ı, Konyalı bir yapa-
ğı tuccarı ile evlendirirler ve Istan-
bul'dan Konya'ya gelin gider. Ora-
da sultanlar gibi karşılanır. Güzel-
liğiyle tum Konyalıları buyüler.
Herkes ona âşıktır; o ise, Meram
bağlarında gezip tozmaktadır...
Gelgelelim, Konya'nın taşra hava-
sı, bu Aksaray'ın kenar mahalle
dilberine boğucu gelir... Bir zaman
sonra, tstanbul gözünde tütmeye
başlar! Trene atladığı gibi kendi-
sini baba evine zor atar. Amacı,
bir süre kalıp geri dönmektir.
Gelişen olayları, Fitnat'm anı
defterinden okuruz. İstanbul'a ge-
len Fitnat, teyzesinin e\ inde Şişli
sosvetesiyle tanışır. Fitnat, buyu-
leyici guzelliğiyle Şişli sosyetesinin
erkeklerini de yakmaya başlar. Bu
kez babasının mutevazı evini terk
edip bir doktorun metresi olur.
Doktoru iflasa surükler. Savaş
zengini başka erkeklerle düşup
kalkar.
Kısacası Fitnat, artık zengin
muhitlerinin gözdesi bir zaniyedir!
Bildikleri tek şey yiyip içip eğlen-
mek olan bu zaniyeler arasında
kimler yoktur ki: Yahya Cemal-
ler, Rıfat Melik'ler, Cemal Tahir-
ler, gazeteci Fehmi'ler... Yurdun
dort bir yanında açılan cepheler-
de memleket evlatları çarpışarak
olürken; bu "sefil ve mülevves
mahlukat" ve dahi "zina taifesi",
şampanyalar içip havyar yiyerek
gunlerini gün etmektedirler!
Salâhaddin Enis'in öfkesi ve tep-
kisi bunlaradır işte. Halk yoksul-
luk içindedir, halk çocukları savaş
alanlarında kırılmaktadır: zamye-
lerse, onlann onuruna kadeh kal-
dırıp alay etmektedirler... Bu iki-
yuzlü sahtekâr zumrenin yaşantı-
sı, onlardan biri olan Fitnat'a bi-
!e tiksindirici gelmektedir. Yazar,
kendi düşüncelerini ve öfkesini de
Fitnat aracılığıyla söyler. İnandı-
rıcılığı zayıflatan çelişki de bura-
da düğümlenir işte Fitnat, çevre-
sini hem didikleyici bir gozle an-
latır hem de o sefahat âleminden
ayrılmayı duşunmez. O kadar du-
şünmez ki, bu arada tımarhaneye
düşen babasını aramaz, yoksul
evinde bir başına kalan annesini
unutur gider...
"Zaniyeler" romanı hakkında
şunu da saptamak gerekir: Fonu
• olmayan bir roman. Ön planda se-
fih birkaç insan, birkaç zinacı ka-
dın; ama geri planda kimseler
yok. Birinci Dunya Savaşı'nın yü-
kunu omuzlarında göturen insan-
lar yok... Savaşın, askerın, cephe-
nin, yoksul halkın yalnızca sözu
ediliyor, o kadar... Yazar, ışıldağı-
nı, birkaç konağın pencercsinden
içeri tutuyor. O sınırlı ışığın altın-
da gördüklerıni yazıyor.
Ama önemli olan, yazarın kim-
lere karşı çıkıp, kimlerden yana ol-
duğu değil mi? Savaş koşullann-
da halkın sırtmdan vurgun vuran-
lara karşı; ezilen, somürulen, cep-
hede kan döken yoksul halktan
yana... İşte bu nıteiiğı, Salâhaddin
Enis'i, unutulmaması gereken bir
yazar yapıyor; "Zaniyeler"i de
okunması gereken bir roman...
Tomris Uyar çevirisiyle 'Merdivenin Dibindeki Gülümseyiş'
Kahkaha ve gözyaşıMerdivenin Dibindeki Gülümseyiş
Henry Miller / Çeviren: Tomris Uyar / Nisan
Yayınları / 45 s.
CELAL KIRCI
MİLLERA ISMARLANMISTI — "Merdivenin Dibindeki
Gulümse>iş" adlı uzun oyku, ressam Fernand Leger'nin soytarılar
ve sirkler uzerine kırk desenlik çalışması içinMiller'a ısmarlanmıstı.
"Ne fuhaf değil mi? Azıcık bo-
>a. bir lastik, giilünç bir giysi; in-
sanın bir hiç olması ne kadar ufak
şeylere bağlı, değil mi? İşte biz hi-
çiz aslında. Yani hiç kimseyiz..."
Auguste, panllısını hiç kimse-
nin eskitemeyeceği, acıklı yuzüne
çizilmiş olağanüstü gülumsemesi
ile bir soytarı kimliği.
Auguste davamklı, tükenmek
bilmeyen bir sevinç bağışlamak is-
tiyordu seyircilerine...
Küçuk, kapalı bir unutuluş ala-
nıdır sirk. Her şeyi unutur, baş-
ka bir dünya>a dalarsınız. Nor-
mal yaşamların dışındakileri, ya-
şamları, ancak rüyalarınızı süsle-
yen, olmak istediklerinizde yaşa-
yanları ızlemektir niyetiniz. Hay-
retler içinde kalırsınız; korkarsı-
nız; tedirgin olursunuz. O an ya-
şamla ilişkinız kesilherir. Bir za-
man parçaeığı siz, gerçekten siz
olursunuz. "... O günu birlik
diinja, bize bildik gelen dunya,
tek diınyadır >e büyusu tükenme-
>en bir dün>adır. Tıpkı soytan gi-
bi biz de a>nı devinimleri >inele-
riz; doğmaya çabalaya çabala>a
oliirüz. Hiç gelmemişizdir dunya-
>a, hiç >okuzdur. Hep bir oluş-
ma sureci içindeyizdir; hep bir ba-
şına kopuk. Hep dışarıda". Au-
guste, sirke katıldığı gün yaşama-
ya başlar. Onu alkışlayanlar as-
lında kendilerini alkışlar. Insanın
kendi olabilmesi gerçekten buyük
bir şey. En büyük ustalık kişinin
bunnn üstesinden gelebilmesidir
Auguste'e göre.
"Şu ya da bu olma>a çalışma-
yacaksın, önemli olavım ya da
önemsiz göruneyim, becerikli ola-
yım ya da sakarlık edeyim demek
yok... Her neyse, bu gece bana bir
armağan veriyorsun sen. Bu gece
sen olarak kendimi oynayacağım.
Bu, insanın kendisi olmasından
da iyi, alıyor rausun?" Bir deği-
şim. Sahnede Antoine'ı oynayan
Auguste.
Bu o\ku Fernand Leger'nin
soytarılar ve sirkler uzerine kırk
desenlik çalışması için Henry Mil-
ler'a ısmarlanmış. Aslında soyta-
rı, eylemlerinde bir şairdir. Sah-
nede canlandırdığı oyku, kendisi-
dir. Surekli yinelenen bir öyküdür
bu. Bir insanın insan olmasının
ötesinde, başka bir şey olabitmek
arayışıdır Auguste'unki. Çok özel
bir yeteneğin, çok özel birinin gu-
cunu kendinde varsaymak zorun-
dadır. Tek isteği dayanıkh, tüken-
mek bilmeyen bir sevinç bağışla-
maknr seyircilere. Asıl ytkım, ya-
şadığı bambaşka dünyanın gerçe-
ğıni başkalarına iletememesinin
rahatsızlığıdır.
Henry Miller'ın öyküye ilişkin
itirafları çok içtendir. "Galiba
Balzac bir jerde 'öldiiren bir ışık
\ar', demLşli. Ben kahramanımın,
Auguste'un bir ışık gibi sönmesi-
ni isliyordum. ama olerek degil!
Bir son olarak değil, bir başlan-
gıç olarak göriiyordum bu ölu-
mü."
Merdivenin Dibindeki Gülüm-
seyiş, kısacık, ama çok şey anla-
tan bir öyku; Tomris Uyar'ın ken-
di Oyku ustalığını da yansıtan çe-
virisi, elbet bu metne pek çok şey
katıyor. Özenli baskısından ötü-
ru vayınevine, çevirdiği için de
Tomris Uyar'a çok teşekkurler.
YAYIN RAPORU
HOCAEFEÎMDİNİN
SANDUKAS1
Yazan: Emre Kongar /
Remzi Kitabevi / 166 s.
Bilimsel çalışmalanyla tanıdığı-
mız sosyolog Emre Kongar, bu
kez bir romanla çıkıyor karşımı-
za: Hocaefendinin Sandukası.
Tarihsel roman diyebileceğimiz
kitabında Emre Kongar, medre-
se öğrencileri tarafından kurul-
muş bir gizli örgütun, bir sandu-
kanın esrarını çözme çabalarını
anlatıyor. Soğuk bir günde lstan-
bul Sahaflar Çarşısı'ndaki Aslan
Kaynardağ'a ait olan Elif Kitabe-
vi'nde bir araya gelen Lmberto
Eco, Orhan Pamuk ve Emre Kou-
Milliyet
Sanat Dergisi
Cemal Süre^a'nın
PAPİRÜS
dergisinin ilk sayısını
(tıpkıbasımını)
ek olarak veriyor
MEHMET N. DOĞAN, ENİS BATUR. AÜ PÜSKULLÜ06LU,
KONUR ERTOP ENVER ERCAN. MUZAFFED BUYRUKÇU. SU-
NAY AKIN, ALPAY KABACAU, HALİL İBRAHİM BAHAR'IN
CEMAL SÜREYA'NIN SANATINIELE ALAN YAZIURI VE ABDİ
İPEKÇİ FOTOGRAF YARIŞMASI SONUÇLARI...
1 Şubat sayısında
gar (!) içinde bir sürü el yazması
bulunan bir kutudan bazı metin-
leri seçerler. Eco "Adso'nun ün-
lü elyazmasını; Orhan Pamuk,
Faruk Darvinoğlu'nun el yazma-
sını; Emre Kongar da Latin harf-
leriyle basılmış "d'Abussion de
Calevela"yı alırlar. Daha sonra-
ları bu elyazmalanndan Eco "Gü-
lün Adı"nı, Orhan Parnuk "Ses-
sız Ev"i, Emre Kongar ise elimiz-
deki romanı yaratacaktır.
ABEL SANCHEZ (Bir
Tjtkunun Öyküsü)
Yazan: Miguel de Unamuno
/ Çeviren: Deniz Ülken /
Adam Yayınları / 98 s.
Clkemizde daha önce "Sis" ve
"Yaman Adam" gibi romanlan
ve şiirlerinden yapılan birkaç çe-
viri yayımlanan Unamuno, "Abel
Sanchez"de iki çocukluk arkada-
şının yasam boyu süren çekişme-
lerini kara mizah tadıyla an-
latıyor.
MELİSA
Yazan: Müfide Güzin
Anadol / Yalçın Yayınları /
128 s.
Güzin Anadol "Melisa"da, bir
taşra kentinden ailesi ile birlikte
istanbul'a gelen bir kızın öyküsü-
nu anlatıyor. 12 yaşında, oğrenim
için koca kentin içine duşen Me-
lisa'run yaşadığı olaylar, arkadaş-
ları tarafından dışlanışı, kısaca
mutlulukları, mutsuzlukları şiir-
sel bir dille aktarılıyor okura.
Peter Curman'ın 'Ayak Izleri' adlı kitabı Türkçede
Şairin ulusu yokAyak Izleri / Peter Curman / Çevirenler:
Lütfi Özkök-Turhan Kayaoğlu / Cem Yayınevi
REFİK DURBAŞ "
Bir şiir, bir "başka" şiire ne
sovler?
Bir şair, bir "başka" şairlere?
Dağlarca. bir şürinde "sairkrin
ulusu yoktur" demiyor muydu?
Peter Curman'ın "Yoningede"
başlıklı şiirinı okuyunca once
bunları duşundüm. Şiirleri, şair-
leriyle "bir başka" ülke insanla-
rının bizim ülkemiz uzerine yaz-
dıklarını özellikle.
Peter Curman, Isveçli bir şair.
Ülkesınin Yazarlar Birliği Başka-
nı.
1965 yıundan 1986'ya kadar
yazdıklarından bir seçlji Lütfi Öz-
kök ve Turhan Kayaoğlu'nun çe-
virileriyle yayımlandı: "Ayak Iz-
leri".
"Yöriingede" şiiri 1965-1967
yıllan arası yazdıklanndan. Bir
Anadolu köyünü, Eskihisar'ı an-
latıyor. 13 mısralık bir şiir, ama
tamamını buraya almak istemiyo-
rum. Merak edenler bulur okur.
Şiirin son dört mısrası şöyle:
"Ve köyün en yoksul evini /
Beyaza boyanmış bir kolon tutu-
yor ayakta ' Ölenlerin zenginliği
/ Yaşayanlann cankurtaranı."
Peter Curman.
Anadolu insanının iç zenginli-
ğini bir yabancı için bundan iyi
kavrama yeteneği "başka" nasıl
olabilir?
Bir şiir, bir başka şiire ne söy-
ler, derken bu kavrama yeteneği-
ni anlatmak istedim ozellikle de...
Curman. en onemlisi de bir
"turist" gozüvle bakmıyor ara-
sında yaşamadığı insanlann dun-
yasına.
Aslında bir küçük seçki bir şa-
iri anlamak için yeterli olmayabi-
lir. Üstelik bu şair bir "başka"
CUMHURİYET KİTAP KULÜBLrNDE YENİ
Kod:
007 465
022 432
022.433
022.434
022 436
066096
KitabınAdı:
Gecenın Tam Yarısı
Vadıdekı Zambak
Unutülmasın
Tek Kışılık Oyun
izmir'ın İçinde
Evlenmeyen Adamın Ûykusü
192 031 Lenın'den Anılar-I
FnFRIYAT n ı c ı
LULDI Ifll
018.004
022.435
022.437
066095
087102
087103
097549
161.014
Devlet ve Ihtilal
S Eyuboğiu ve Koy Enstıtüleri
Fotoğraflarla Nâzım Hıkmet
Mıllıyetçılık ve Sonrası
işcıSınıfıveKöylüluk
Dıyalektık ve Tarihsel Materyalız-
min ABC'sı
Pasta Bısküvı
Psıkanalız ve Dın
Yazar / Çevirmen:
DeanR Koontz/Belkıs Corakçı
Balzac/Cemal Sureya
SeyieKın Bascıllar
. Vedat Türkalı
SamımKocagoz
Dorıs Lessıng/Tacıser Belge
KrLpskaya/Mehmet Şimşek
V.I.Lenin/Suleyman Arslan
Mehmeî Başaran
Haz KıymetCoşkun
E.HCarr/OsmanAkın
V.I.Lenin/M.Ardos
Boguslavskı/Vahap Erdoğdu
L.Cılızoğlu Eryılmaz
Erıc FromrrvSukru Alpagut
Yayınevi:
Altın
Cem
Cem
Cem
Cem
İletişim
Bıblıotek
BılimveS.
Cem
Cem
İletişim
Onur
Onur
Remzı
Kabalcı
KİTAPLAR
Tûr:
Roman
Roman
Sıir
Roman
Roman
Roman
Anı
Inceleme
Inceleme
Fotoğraf
Inceieme
Inceleme
Inceleme
Basvuru
Inceleme
Ryat:
16.700-
10.000-
6.000-
8000-
10.000:
7.500:
—
6.500-
500a
75.000:
4.500:
12 500-
4.000:
dilde yazıyorsa hele
Ama bu şiirlerin pırıltısına ba-
kıldığında bile Curman'ın şiiri
için yine de bir şeyler söylemek
mümkün.
Curman izlenimci bir şair. Şü-
rinde gizh bir humor da sezilebi-
lir. Dünyaya bakışı yanna dönük.
Kendi içinde yaşadığı toplumu kı-
yasıya eleştirmekten çekinmiyor.
"Has" şairliğin bir ölçütü de bu
değil mi?
Şiirinin alt katmanlarında öz-
gürlük, eşitlik, kardeşliğin dip su-
ları döneniyor.
Dunya sorunları uzerine ırusra-
lar dökerken kendi iç dünyasını
açığa çıkarmaktan uzağa duşür-
müyor şiirinin ışıldağını:
"Yazan scn değilsin işte o za-
man / Vazılansın."
Her yıl, şu sıralar Nobel Ede-
biyat Ödülleri'yle gundeme gelen
Isveç'in şiirini ne kadar tanıyo-
ruz? Ya da tanımak zorunda mı-
yız? Bu da ayn bir soru.
Lutfi Özkok'ün derlediği
"Çağdaş İsveç Şiiri" hangi saha-
fın tozlu raflanndadır? En fazla-
sı kimi seçkinlerde üç beş isim: P.
Lagekvist, Boye, Englund, Vine,
Lindegren... Ama tümuyle ya-
yımlanmış ilk kitap: "Ayak tz-
leri".
Curman'ın şiirleri çağdaş İsveç
şiirini tanımak için iyi bir fırsat.
Bu fırsatın gundeme gelmesinde
Lutfi Özkok ile Turhan Kayaoğ-
lu'nun çabaları da ayrıca gözar-
dı edilmemeli... Özkök ve Kaya-
oğlu da şair üstelik. Genç İsveç şi-
irini tanıtmak böyle özgün bir çe-
viriden sonra biraz da onların gö-
revi olsa gerek...
OKLRLARIM1ZA
Gazetemiz 9 Şubat 1990
Cuma gunü Cumhuriyet
kilap'ı ek olarak vermeye
başlıyor. Cumhuriyet
Kitap her hafta cuma
günleri verileceği için
gazetemizdeki kitap
sayfalarına bundan böyle
son veriyoruz.
Ingiliz müziği
• Kültür Servisi —
"80'lerde İngiliz Müziği"
adlı sergi, 6 şubat tarihinde
Atatürk Kültür Merkezi
Sergi Salonu'nda açılıyor.
Kitap, kompakt disk ve
video gibi çok yönlü
iletişim araçlanmn eşliğinde
düzenlenecek olan sergi, 22
şubat tarihine kadar
10.00-19.00 saatleri arasında
gezilebilecek. İngiliz Kültür
Derneği tarafından
düzenlenen sergide özellikle
"pop-music" türü üzerinde
durulacağı bildirildi.
konferans
• Kültür Servisi — tslam
Tarih, Sanat ve Kültür
Araştırma Merkezi
(IRCICA) konferans
dizisini sürdürüyor.
Merkezin Yıldız Sarayı Çit
Kasn'ndaki binasında
gerçekleşen konferanslar
çerçevesinde 3 şubat
tarihinde Prof. Dr. Oktay
Aslanapa izlenebilir. Prof.
Aslanapa 10.30'da
başlayacak olan bu
konferansta "Iznik
Kazılarının Keramik
Sanatına Getirdiği
Yenilikler'M anlatacak.
Serdar
Leblebici sergisi
• Kültür Servisi —Serdar
Leblebici resim sergisi, 5
şubat pazartesi günü Yapı
Kredi Kâzım Taşkent II
Sanat Galerisi'nde açılıyor.
Toplumsal yaşamdaki
bireylerin anhk tepki ve
ifadelerini, yoğunlaşan
heyecanlarını, sıkıntı ve
coşkularını resimlerinde
ifade etmeye çalıştığını
söyleyen Serdar Leblebici'nin
figüratif ağırlıklı 35 suluboya
resminden oluşturduğu
sergisi, 28 şubata kadar açık
kalacak. 1961 tzmirdoğumlu
olan sanatçı, 1984'teDokuz
Eylül Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Tekstil
Tasarımı Bölümü'nden
mezun oldu ve halen reklam
grafiği alanında özel bir
şirkette sanat yönetmenliği
görevini sürdürüyor.
Başarır'ın
seramikleri
• Kültür Servisi — Bingül
Başarır, seramik
çalışmalannı 16 şubata dek
Destek Reasürans'ta
sergiliyor. Seramiğe 1960 ' '
yılında sanatçı Füreya Koral
ile başlayan Başarır,
atölyesini kurduğu 1962
yılından bu yana birçok
sergi ve yarışmaya katıldı.
1982 yılında merkezi
Isviçre'nin Cenevre kentinde
bulunan 1AC Uluslararası
Seramik Akademisi'ne üye
kabul edilen Başarr, Prag
Uluslararası Seramik
Sergisi'nde (1962) ve Faenza
Uluslararası Seramik
Yarışması'nda (1979) altın
madalya kazandı.
UGUN
• Halk edebiyatı ve
müziği' Halk Bilimci Nejat
Birdoğan, Yuksel Yazıcı'nın
sunduğu söyleşiler kapsammda
saat 16.00'da "Türk Halk
Edebiyatı ve Müziği" uzerine
söyleşecek.
• Çelik'in şiir söyleşisi
Atatürk Kitaplığı'nda
düzenlenen etkinlikler
çerçevesinde Nevzat Çelik, saat
16.30'da şiir uzerine bir söyleşi
yapacak.
• 'Free Jazz' Erol Pekcan,
I9.00'da Pera Sanatevi'nde
"70'lerin Free Jazz'ından
Bugüne Kadar Caz"dan
örneklersunacak.
TURSEM'İN
L0NDR/V, CKF0RD, CAMBR1D6E
BOUIINEMOUTH.BIUGHTON.
HASTWGS,EXETERVEGHESim-
DE SEÇKİN DILOKÜLLARINOAYAZIÜŞ
YADA 8UTUN VIDN6IUZCE Ö6R.EN1U
UTAKSİTTE *6
K0LAYU6\
DEVAM
Ö KURSLAR
• TICARI İN6ILIZC£
• TUR.I2M INGILIZCESİ
• BANKACILIK. (NGIL1ZCESİ
•5INAV KURSL^Rl: Cambndge
•Fırst certıficate, Profıcıtncy,
•TOErL,AS.tLS(Soz\u)
tursem
İNGİÜZLİSANOKULLARI
DANIŞMA MERKEZİ
Cumtıuf.yet Caa 173/4-B Elmadağ
80230 lstanbul Hılton Otelı Karşısı
Tel 148 39 77-148 7943-148 28 49
Fax 132 97 29. Tlx 27498 lusm tr