Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 ŞUBAT 1990 HABERLER CUMHURİYET/11
Kuvvet Başanr topraga verildi
• tstanbul Haber Servisi — Beyin damarlarında
meydana gelen tıkanma sonucu kaldınldığı Haydarpaşa
Nuraune Hastanesi'nde önceki gün ölen ANKA Ajansı
tstanbul Temsilcisi ve Yönetim Kurulu üyesi gazeteci
Kuvvet Başanr'ın cenazesi, diin Erenköy Galip Paşa
Camisi'nde kılınan öğlen namazından sonra Karacaahmet
Mezarhğı'nda toprağa verildi. Cenaze törenine,
Gazeteciler Cemiyeti ve TGS yöneticileri, eski ve yeni
meslektaşlan, TKT mensuplan, eski parlamenterler ve iş
çevrelerinden dostlanyla yakınları katıldı.
"Türkiye'de idama hayır"
• LONDRA (Cumhuriyet) — Uluslararası Af örgiitü,
Türkiye'de idam cezasının kaldırılması amacıyla dünya
çapında bir kampanya başlattı. örgüt, Türkiye'de idam
cezasının kaldırılması ve onay bekleyen idam cezalarının
başka cezaya çevrilmesi amacıyla tüm üyelerinin Türkiye
hükümeti nezdinde uluslararası nitelikte bir başvunı
yapmasını istiyor. Örgütün Londra'da bulunan
Uluslararası Eşgüdüm Merkezi tarafından yayımlanan
raporda "Türkiye, ölüm cezası uygulayan Avrupa
Konseyi üyesi tek ülkedir. Beş yıl infazsız geçtikten sonra
şimdi ölüm cezasının kaldırılması zamanı gelmiştir"
denildi. Raporda Türkiye'deki yargı yöntemi, özellikle
askeri mahkeme anlayışı da eleştirildi.
AIHK'ya yeni bir başvuru
• Haber Merkezi —
Avrupa Insan Haklan
Komisyonu'na (AİHK)
bireysel başvuruda yeni bir
asamaya geçildi. 1982
yılında Istanbul Siyasi
Şubesi'nde işkenceyle
öldürülen TKP Merkez
Komitesi üyesi Mustafa
Asım Hayrullahoglu'nun
ailesinin yaptığı başvuru,
komisyonda incelenmeye
başlandı. Hayrullahoglu'nun işkenceyle öldürüldüğü
savıyla görülmeye başlanan davada, yargılanan 5 siyasi
polis hakkında son olarak Askeri Yargıtay Daireler
Kurulu'nun beraat karan vermesi, AİHK yolunu acmıştı.
14 Kasım 1982'de gözaltına alındıktan iki gün sonra
lstanbul Siyasi Polisi'nde yaşamını yitiren Mustafa
Hayrullahoglu'nun ailesi başvuruyu avukatları Ergin
Cinmen ve Bahri B. Belen aracıhğı ile yaptılar. AIHK'da
kayda geçirilen ve incelemeye alınan başvuruda,
7.5.1984'te tstanbtil Askeri Mahkemesî'nde başlayan
davanın gelişimi özetleniyor.
YÖK için görevsizlik karan
• ANKARA (AA) — Ankara Cumhuriyet Savcılığı,
YÖK Başkanı ve üyeleri hakkında yapılan suç
duyurusunda görevsizlik karan verdi. Ankara
Cumhuriyet Başsavcıhğı'ndan alınan bilgiye göre YÖK
Başkanı Ihsan Doğramacı hakkındaki dosya, Milli
Eğitim Bakanlığı'na, üyeler hakkındaki dosya ise YÖK
Başkanlığı'na gönderildi. Savcılık, görevsizlik karanna
gerekçe olarak, YÖK Kanunu'nun ceza soruşturmasıyla
ilgili hükmünü gösterdi.
Aktam'ın mahkftmiyeti
• tstanbul Haber Servisi — Erzıncan 1 No'lu Askeri
Mahkemesi'nce silahlı çete üyesi olduğu savıyla 5 yıl ağır
hapis cezasına carptırılan Mehmet Aktam'ın, lehte
kanıtlar dikkate ahnmadan yasalara aykın olarak
mahkûm edildiği ileri sürüldü. Yargılamanın yenilenmesi
için Askeri Yargıtay'a yapılan başvuruda yaklaşık 9 yılda
mahkûmiyet kararı 3 kez bozulan Mehmet Aktam'a
verilen hapis cezasının, Askeri Yargıtay'ca hiçbir aleyhte
gelişme olmadan onaylandığı savunuldu. Avukat Hüseyin
Gökçearslan, yargılamanın yenilenmesi istemiyle askeri
Yargıtay Başkanlığına verdiği dilekçede, müvekkili
Mehmet Aktam'la ilgili onama karan gerekçesinin
yuvarlak sözleri içeren 8 satırdan oluştuğunu belirtti.
Ozçelik'e 12 yıl hapis
• tstanbul Haber Servisi — Medya Güneşi Dergisi
sahibi ve eski Yazı Işleri Müdürü Cemal Özçelik, yayın
yoluyla milli duyguları zayıflatıcı propaganda yapmaktan
12 yıl 6 ay ağır hapis, 684 bin lira para cezasına
çarptınldı. Cemal Özçelik'in tstanbul DGM'de geçen
pazartesi günü sonuçlandırılan davada, dergilerinin
toplatılan Nisan 1988, Haziran 1988 ve Temmuz-Ağustos
1988 tarihli sayılannda yer alan bazı yazılaıda TCK'nın
142/3-6. maddelerine aykın davranmaktan suçlu
bulunduğu bildirildi. Konuyla ilgili olarak derginin Yazı
İşleri Müdürü Yakup Karademir tarafmdan yapılan
açıklamada, "Demokrasiden, düşünce özgürlüğünden de
vurulduğu, 141, 142. maddelerinin kaldınlacağı
tartışmalannın sürdürüldüğü bir dönemde bu cezanın
verilmiş olması, demokrasinin de, düşünce özgürlüğünün
de yanlızca egemen güçler için geçerli olduğu
sosutlanmaktadır" denildi.
Şevket Kazan'a soruşturma
• ANKARA (LBA) —
Ankara Barosu'nun, Adalet
eski bakanlanndan Avukat
Şevket Kazan hakkında baro
karanna aykın
davranmaktan soruşturma
açacağı öğrenildi. Ankara
Barosu Başkanı Erzan
Erzurumluoğlu, baronun
DGM savcılarının avukatlara
karşı tutumunu protesto
amacıyla alınan bir hafta
dıruşmalara girmeme karanna uymayarak duruşmalara
kaılan Kazan hakkında disiplin soruşturması açılacağını
bidirdi. Erzurumluoğlu, "Kazan'm adalet eski bakanı
oinası, yasalara aykın davranma hakkını ona vermez.
I-ferkes meslek yasalanna ve baro kurallanna uymak
zcrundadır. Ya bu kurallara uyulur ya da avukatlık
yşılmaz" dedi.
Boşanan öğrenciler
I ANKARA (ANKA) — Öğrenci Seçme ve Yerleştirme
Nerkezi, boşanan ya da ilginç ve gülünmesi nedeniyle
sıyadlarını değiştiren kişilerin bu değişikliği en kısa
zananda merkeze bildirmeleri gerektiğini açıkladı.
(SYM Başkanı Dr. Fethi Toker, soyadı değişikliği yapan
kşilerin, yeni soyadlarını gösterir resmi evrakın
frtokopilerini onaylı göndermeleri gerektiğini bildirdi.
Prof.Aksoy öldürüldüANKARA (Cumhuriyet Biiro-
su) — Türk Hukuk Kururnu ve
Atatürkçü Düşünce Derneği Baş-
kanı, eski milletvekili, 1961'deki
Kurucu Meclis üyesi Prof. Dr.
Muammer Aksoy (73) dün saat
19.05'te evinin önünde silahlı bir
saldırı sonucu öldürüldü. Olaydan
sonra bazı gazete ve ajanslara te-
lefon eden bir şahıs, Aksoy'un öl-
dürülmesini, "lslami Hareket"
adına Ustlenerek, "Tesettür konu-
sunda tslama karşı takındığı tavır
nedeniyle Müsliimanlar tarafm-
dan cezalandınldığını" söyledi.
Aksoy'a Bahçelievler 2. Cadde 24
numaralı apartmandaki dairesine
gireceği sırada kimliği belirlene-
meyen kişi ya da kişilerce saat
19.05'te üç el ateş edildi. Aksoy,
sağ şakağı ile sağ göğsünden al-
dığı iki kurşun sonucu olay yerin-
de yaşamını yitirdi.
Polis yetkilileri, saldırganın pro-
fesyonelce davrandığını belirledik-
lerini kaydederek, Aksoy'un "Çok
isabetii atıslar sonucu yaşamını
yitirdigini" ifade ettiler. Saldırgan-
larm, Aksoy'un dairesinin bulun-
duğu apartmanın arka bölümün-
deki karanlıkta kalan alandan ya-
rarlanarak olay yerinden kaçtık-
ları sanılıyor. Emniyet yetkilileri,
saldırgan ya da saldırganların, ci-
nayetin işleniş biçıminden Ak-
soy'u uzun süre izledikleri kanısın-
da olduklarmı bildirdiler.
Aksoy'un evini ilk önce SHP
Genel Başkanı Erdal lnönü, da-
ha sonra Genel Sekreter Deniz
Baykal giderek başsağlığı diledi-
ler ve saldınyı kınadılar. Içişleri ve
Adalet Bakanları da, Aksoy'un
evine giderek bilgi aldılar.
Aksoy, yeni kurulan Atatürkçü
Düşünce Derneği adına hazırla-
nan broşürün matbaadan gelen
prova baskılan üzerinde düzelt-
meler yaptıktan sonra Bahçeliev-
ler 2. Cadde 55/5 numaradaki bü-
rosundan çıkarak, evinin bulun-
duğu 24 numaralı apartmana gel-
di. Saat 19.05'te apartmana gire-
rek 4 numaralı evinin kapısına yö-
nelen Aksoy'a, apartmanın içinde
7.65 mm çapında bir tabanca ile
üç el ateş edildi. Yapılan ilk balis-
tik inceleme sonucunda Aksoy'a
önden ateş eden saldırganın ta-
bancasından çıkan üç kurşundan
ikisi isabet ettiği anlaşıldı. Mermi-
lerden biri sağ şakağına, diğeri ise
sağ göğsüne (sağ meme yanına)
isabet eden Aksoy, merdivenin di-
bine düştü. Aksoy, aldığı kurşun
yaraları sonucu olay yerinde he-
men can verdi.
Cinayet nasıl islendi
Olay yerinde yapılan ilk incele-
melere göre, katilin ya da katille-
rın Aksoy'u bürosundan çıkışın-
dan itibaren izledikleri sanılıyor.
Katilin Aksoy'un hemen ardından
apartmana girdiği ve ateş etmeden
önce de Aksoy ile yüz yüze geldi-
ği tahmin ediliyor. Polis yetkilile-
ri, Aksoy'a isabet eden kurşunla-
rın acısının bu olasılığı güçlendir-
diğini ifade ediyorlar. Emniyet
yetkilileri, katilin apartmanın ar-
ka tarafının karanlık olmasından
yararlanarak kaçtığı, böylece gör-
gü tanığı bırakmadığını sanıyor-
lar. Apartmanın arka tarafında iki
katlı evin bahçesine açılan denıir
bir kapının da açık olduğu, iki
katlı evin dikenli tellerle çevrili
bahçesinin dip kısmındaki tellerin
telefon kabloları ile sanlarak olası
bir kaçış için işaretlendiği saptan-
dı. Yetkililer, bu bulguyu, cinaye-
PORTRE PROF. MUAMMER AKSOY
Ödünsüz AtatürkçüAtatürkçü düşüncenin ödün vermez
savunucusu Prof. Dr. Muammer Aksoy
1917 yılında Antalya'da doğdu. Ankara
Hukuk Fakültesi'ni hemen tüm
derslerinden tam not alarak 1939 yılında
bitirdikten sonra Zürih'e Hukuk ve
Devlet Bilimleri Fakültesi'nde doktorasını
yaptı. Yurda döndükten sonra tstanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde ticaret
hukuku asistanı olarak görev aldı. Daha
sonra Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde
Medeni Hukuk kürsüsüne geçti.
Prof. Dr. Turhan Feyzioğlu'nun
üniversiteden atılması üzerine, "özerkliğin
zedelendiği" gerekçesiyle 1957 yılında
öğretim üyeliği görevinden istifa ettr.
1958 yılında CHP'ye girdi, aynı yıl Türk
Hukuk Kurumu Başkanlığı'na geldi.
27 Mayıs 1960'dan sonra üniversiteye
girdi. Temsilciler Meclisi üyeliğine seçildi.
1961 Anayasası'nı hazırlayan komisyonun
sözcülüğünü yaptı.
1960 sonrasında Sanayi Bakanlığı görevi
yapan Fethi Çelikbaş'ın hukuka ve ülke
çıkarlarına aykın tutumunu sergilemek
için uzun mücadele verdi ve bu konuda
bir de kitap yazdı.
1964 yılında profesör oldu ve Anayasa
Hukuku kürsüsüne geçti. CHP Parti
Meclisi üyeliğine seçildi. CHP'li Ihsan
Topaloğlu'nun Enerji Bakanlığı
döneminde "ulusal petrol" davasının
savunuculuğunu yaptı.
12 Mart 1971 muhtırasından sonra Dev-
Genç davasından tutuklandı, yargılama
sonucu beraat etti. 1975 yılında yeniden
CHP'ye girdi. 1977'de tstanbul'dan
milletvekili seçildi. Türkiye'yi Avrupa
Konseyi'nde temsil etti. Anayasa
Komisyonu Başkanhğı'nı yürüttü. Bu
görevini 12 Eylül 1980'e dek sürdürdü.
1981 yılında Ankara Barosu
Başkanlığı'na seçildi. Türk Hukuk
Kurumu Başkanlığı görevini yürütürken,
geçtiğimiz günlerde kurulan "Atatürkçü
Düşünce DernegT'nin başkanlığına
seçildi. Horzum davasında da müdahil
avukat olarak katıldı.
Süper emeklilerin avukatlığını üstlendi.
SHP'de Anayasa Komisyonu
başkanlığında bir süre bulundu.
Aksoy, yaşamı boyunca Atatürkçü
düşünce ve özellikle laiklik konusunda
ödünsüz çabalar harcadı. "Laiklik
ilkesinin cumhuriyetin temeli,
demokrasinin vazgeçilmez koşu|u"
olduğunu vurgulayan Aksoy, YÖK'ün
türban konusundaki son kararını
eleştirirken, "1982 Anayasası oldukca
Atatürk devrimlerinin bir parçası olan
'uygar ve çağdaş kıyafet ilke ve
devrimine' aykın giyinişlere, bir devlet
kuruluşu olan üniversitelerde göz
yumulması açıkça anayasaya aykın bir
tutumu oluşturmaktadır" ifadesini
kullanmıştı.
Aksoy, 15 Temmuz 1956'da Forum
Dergisi'ne yazdığı yazıda hukukçulann
manevi sorumluluğunu şöyle
vurguluyordu:
"Hukukçulann bir kısmı, hayatlannı,
hak ve hakikal peşinde koşup bunlan
ilan etmeye ve savunmaya adamakta; bir
kısmı hak ve hakikata karşı kayıtsız
kalmaktadır. Nihayet bir kısmının ise
ömrii -ne yazık ki- hak ve hakikatın
gizlenmesine ve baltalanmasına hizmet
etmekle geçmekledir (...) Bir ülkede
hukuk devleti tehlikeye düşerse, isler
hâkim yahut profesör, ister savcı veya
yönetici olsun -meslekten atılmak, ya da
daha ağır sonuçlara katlanmak tehlikesini
göze alarak- hukuk cephesine katılmak
(hukuk devleti için mücadele etmek) her
hukukçu için bir meslek ve vicdan, hatta
yurt ve insanlık borcu olur. Hukukçu
olmak, ne kadar onurlu ise o kadar da
zor ve mesuliyetli bir mesleğe intisap
etmek demektir. Hukuk fakültelerine
kabul edilmek için mümkün olup da bir
karakter ve medeni cesaret sınavı icat
edilse, bundan biitün insanlık ne kadar
kârlı çıkardı."
Aksoy, idari yargılamada son yapılan
değişiklikleri eleştirirken de bunun
"uygulamada hukuk devletinin varlığına
yönelmiş bir suikast niteliği alacağı
endişesini" dile getiriyordu.
Atatürkçülüğün ödünsüz savunucusu
hunharca bir suikasta kurban oldu.
Yapıtlan: Partizan Radyo ve DP (1960),
Türkiye'nin Petrol Faciası ve Çıkar Vol
(1965), Devrimci Öğretmenin Kıyımı ve
Mücadelesi (1975, 2 cilt), Sosyalist
Enternasyonal ve CHP (19~7).
tin önceden planlanmış olabilece-
ğinin işareti olarak değerlendirdi-
ler. Bu arada, iki katlı müstakil
evin boş olması da dikkat çekti.
"İslami Hareket"
Saat 21.30 sıralannda bazı ga-
zetelere ve Anadolu Ajansı'na te-
lefon eden bir şahıs, olayı "lsla-
mi Hareket" adına ustlenerek şun-
ları söyledi:
"Tesettur konusunda tslama
karşı takındığı tavır nedeniyle
Müsliimanlar tarafından cezalan-
dırıldı. Olay, İslami Hareket adı-
na üstkniliyor. 7.65 Baretta ile ce-
zalandınlmıştır."
Olayı üstlenmek için gazete ve
ajansları arayan şahsın Türkçesi-
nin düzgün olmadığı ve jetonlu bir
telefonu kullandığı belirlendi. Te-
lefon eden kişinin genç bir erkek
olduğu tahmin ediliyor. Aynı şah-
sın başka bir telefonunda da
"Olay.tslami IntikamÖrgütü adı-
na üstleniliyor. Muammer Aksoy
tesettüre karşı takındığı düşman-
ca tavırdan dolayı öldürüldü,
Müslümanlar tarafından
öldürüldü" dediği öğrenildi. Saat
24.00 sıralannda îzmir büromuza
telefon eden bir kişi de Aksoy'un
"Müslüman Kardeşler" örgütün-
ce öldürüldüğünü söyledi.
12 Eylül öncesinde Ülkücü ke-
simin güçlü olduğu Bahçelievler
semtinde meydana gelen bu cina-
yetin ilk aşamada herhangi bir
görgü tanığı bulunamaması dik-
kat çekti. Olaydan sonra, Muam-
mer Aksoy'un öldürüldüğü apart-
man ile çevresindeki apartmanlar-
da oturanların olayın ardından ev-
lerinin ışıklarını söndürdükleri,
sokaktaki hareketüliği perdelerin
arkasından izlemeye çalıştıkları
görüldü. Bu arada, cinayetin işlen-
diği apartmanın caddeye bakan
bölümündeki dükkânda çiçekcilik
yapan Sedat Altıntaş, kendisinin
olay sırasında dükkânda buluıı-
madığını, ancak yanında çahşan
çocuğun üç el silah sesi duyduğu-
nu, ama kaçan herhangi bir kişi
görmediğini söyledi.
Çiçekçinin yanında bulunan ka-
feteryada, olay sırasında bulunan
bazı kişiler de silah sesi duyma-
dıklarını ancak, Aksoy'un yere
düşerken çıkardığı sesin kafeter-
yaya kadar ulaştığmı dile getirdi-
ler. Kaçan herhangi bir kişi ya da
kişileri görmediklerini söylediler.
Bu sırada olayda kullanılan sila-
hın susturuculu olduğu iddia edil-
di. Ancak bu iddiayı yetkililer
doğrulamadı. Aksoy'un vuruldu-
ğu apartmanın karşısındaki apart-
manda 3. katta oturan bir kişinin
silah sesi duyduğunu söylediği öğ-
renildi.
İki kurşun
Aksoy'un öldürülmesi olayına
Ankara Cumhuriyet Savcılığı el
koydu. Ankara Cumhuriyet Sav-
cısı Akın Öncül ile Suçüstü Sav-
cısı Kenan Özer olay yerine gele-
rek ilk soruşturmayı başlattılar.
Olay yerinde, gazetecilere bilgi ve-
ren Akın Öncül, şunları söyledi:
"Saat tahminen 19.00 sıralann-
da Bahçelievler 2. Cadde'de bulu-
nan 24 numaralı eve girdiğinde
olay meydana gelmiş. Şu anda te-
spitlerimize göre, sağ şakakta ve
sağ meme hizasında olmak üzere
iki kurşun girişi >nr. Ancak kesin
>nra ve diger izler >-apılacak otop-
siden sonra belli olacak. Şu anda
diyeceklerim bu kadar. Kaç kişi
oldukları hiç belli değil. Mermi-
leri laboratuvara gönderdik. Eide
edilen boş kovanlar >'ar. Nasıl bir
tabanca ile ateş edikligine dair hiç-
bir tespit yok. Gözalüna alınan da
şu anda yok."
lkj saat kadar apartman girişin-
de tutulan Aksoy'un cesedi, saat
21.05'te bir ambülans ile Adli Tip
Kurumu morguna götürüldü. Adli
Tıp Kurumu'nda görevli adli tabip
Talat Yortman, Aksoy'un cesedi-
ne otopsinin bugün sabah yapıla-
cağını söyledi.
Tepkiler
Olay yerine ilk olarak saat
20.2O"de Ankara Valisi Saffet An-
kan Bedük ile Ankara Emniyet
Müdürü Mehmet Ağar geldiler.
Gazeteciler ve merakhlar ta.afın-
dan çepe çevre kuşatılan apart-
man girişinden güçlükle içeri gi-
rerek, olay yerinde incelemelerde
bulunan ve Akso>''un ailesine baş-
sağlığı dileyen Bedük, "Değerli
hocanuz Prof. Muammer Aksoy'a
karşı yapılan bu menfur cinayeti
üzüntü ile karşıhyonız" dedi ve
şunları söyledi:
"Türkiye'de mevcut olan huzur
ve güveni bozmak, provokasyon
çahşmalanna girmek isteyenlerin
mevcudiyetinin gözden uzak tutul-
maması gerekir. Metanetle mese-
lelere yaklaşımda bnlunarak, her
türlü ihtimali hesaba katmak su-
retiyle güvenlik kuvvetlerimiz ça-
lışmalannı sürdürüyorlar. Sonu-
cu alacağımm ütm'l ediyorum."
Vali Bedük, Aksoy'un daha ön-
ce herhangi bir şekilde tehdit edi-
lip edilmediği sorusuna, "Hayır,
bazı şeyler var. Herhangi bir şey
söyleyemeyiz. Onlan arkadaşlar
değerlendirecek" karşılığını verdi.
Bedük, saldırganların kaç kişi ol-
dukları yolundaki bir soruya da
şimdilik herhangi bir şey söylene-
meyeceği yanıtını verdi.
Ağar'dan üç ihtimal
Ankara Emniyet Müdürü Meh-
met Ağar, Prof. Dr. Muammer
Aksoy'un nasıl öldürüldüğüne
ilişkin şu anda herhangi bir bilgi
ya da ipucuna sahip olmadıkları-
nı söyledi. Bu nedenle cinayetin
nedenine ilişkin tahminde bulun-
manın şu an için erken olduğunu
kaydeden Ağar, olayı tüm yönle-
riyle araştırdıklannı ifade etti.
Ağar araştırmalannın özellikle üç
yönde yoğunlaştınldığını kaydede-
rek, "Kendisi bir avukaltır. tş iliş-
kikri var. Ajııı zamanda siyasi bir
kişiliği vardır. Bu yönde de çeşitli
iliskileri vardır. İ'çıincü olarak da
kendisi bir bilim adamıdır. Olayı
her üç acıyı da göz önünde bulun-
durarak araştnyoruz" dedi. Ağar.
"Ne olursa olsun biz bu olayı ay-
dınlatmak zorundayız" diye
konuştu.
Telefondaki ses
Muammer Aksoy'un bürosun-
da çalışan stajyer avukat, olaydan
sonra yaptığı açıklamada, Âksoy-
un bürosunun dün öğleden sonra
üç kez telefonla arandığını, ancak
telefonlann Aksoy'a bağlanmasın-
dan sonra konuşmadan kapandı-
ğını söyledi. Aksoy'un, dün öğle-
den sonra gazeteci-yazar Emin
Çölaşan ile biraraya geldiği ve Çö-
laşan'ın "Pazar Sohbeti" için yö-
nelttiği soruları yanıtladığı kay-
dedildi.
Çölaşan, görüşme ile ilgili ola-
rak şunları söyledi:
"Aksoy, görüşmemizde,
TCK'nın 141,142 ve 163. raadde-
sinin kaldınlmasına karşı çıktı.
Bunu kaldırmak iste>enleri eleştir-
di. Gelecekte böyle bir durum
olursa, Türkiye'yi büyük bir bu-
nalımın beklediğini söyledi. Şeri-
at (ehlikesinden söz etti. Atatürk-
ün büyüldüğünü, ömekler vererek
anlattı. Son derece inançlı bir da-
va adamıydı. Haysiyeti, şerefi ve
namusundan hiçbir zaman ödün
verraemişti. Benim için de çok acı
bir anı oldu."
Şaşkınlıkve büyüktepkiANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Prof. Muammer Aksoy'un
öldürülmesi büyük tepki uyandır-
dı.Cumhurbaşkanı Özal, Aksoy'-
un öldürülmesini, lstanbul
AKM'de Türk Silahlı Kuvvetleri
Güçlendirme Vakfı yararına veri-
len "Çardaş Fürstin" operetini iz-
lerken öğrendi.
Cumhurbaşkanlığı basın sözcü-
sü Kaya Toperi, konuyla ilgili ola-
rak yaptığı açıklamada, "Cum-
hnrbaşkanı Özal'ın olayın içeriği
ve kim tarafından yapıldıgı hak-
kında bilgi almaya çalıştığını, sal-
dırıdan dolayı iizgün olduğunu,
olayı şiddetle kınadıklannı" bil-
dirdi. Toperi, "Sebebi ne olursa
okuB bir bilim adamına karşı ger-
çekleştirilen bn saldınyı
kınıyoruz" dedi.
TBMM Başkanı Kaya Erdem,
Prof. Muammer Aksoy'un kay-
bı nedeniyle yayınladığı mesajda,
Prof. Aksoy'un demokratik par-
lamenter sistemlimize unutulmaz
katkıları olduğunu bildirdi. Er-
dem mesajında "Üniversite öğre-
tim üyesi ve siyaset adamı olarak,
gerek hukuk hayatımıza, gerekse
parlamenter sisteme unutulmaz
katkılan olmuştur" dedi.
Başbakan Akbulut, Prof. Ak-
soy'un öldürüldüğü haberini Ba-
kanlar Kurulu toplantısı sırasın-
da öğrendi. Akbulut, bunun üze-
rine bir mesaj yayımlayarak sal-
dından büyük üzüntü duyduğunu
ve şiddetle kınadığını bildirdi.
SHP Genel Başkanı Erdal lnö-
nü, Prof. Aksoy'un evinden ay-
rılırken gazetecilere yaptığı açık-
lamada şunları söyledi:
"Büyük hukukçu arkadaşımız,
dünyaca tanınmış bilim adamı
Muammer Aksoy'un böyle feci
bir şekilde öldüriilmesinden en
büyük üzüntüyü dııydum. Böyle
bir vahşi cinayetle Türkiye'nin ye-
tiştirdigi. hayatını halkımızın
mutluluğuna adamış bir insan
aramızdan aynlıtıış bulunuyor.
Ailesine başsağlığı, kendisine rah-
mel diliyorum. Bir an önce bu
olayın aydınlanmasını bekliyo-
rum. Nedir arkasındaki sebep?
Bir terör olayı mı, bir mafya ola-
yı raı, bir kişisel mesele mi? Se-
bep neyse aydınlanmasını bekliyo-
ruz. Böyle vahşel olaylarıyla ül-
kemizin sağlığını, halkımızın mut-
lulugunu, deraokrasiyi tehlikeye
atmak isteyenler varsa bunlann
bir an önce meydana çıkanlma-
sını bekliyonız. Boyle vahşet olay-
larıyla Türkiye'nin selametinin
tehlikeye düşürüleraeyeceğini de
ifade ediyonız. Herkesi bir an ön-
ce bu vahşi cinayeti bulacak olan
güvenlik güçlerine yardıma çağı-
nyoruz."
DYP Genel Başkanı Süleyman
DemireJ, konuyla ilgili olarak AA
muhabirine şunlan söyledi:
"Olaydan fevkalade üzüntü
duydum. Bu adi cinayete teşebbüs
edenlerde kalp diye hiçbir şey ol-
maması lazım. Aksoy'un ölümü
Türkiye için çok büyük bir kayıp-
tır."
Ferit tlsever (Sosyalist Parti
Genel Başkanı): "Yurtsever pro-
fesör Muammer Aksoy, anti
emperyalist ve laik kişiliğiyle top-
lumda saygınlık kazanmış bir
isimdir. Kaybı ülkede şok yarata-
cak halkı acıya boğacak bir olay-
dır. Cinayeti işleyen karanlık gü-
cün bu noktaları göz önünde tul-
tuğu anlaşılıyor. Tıpkı Cavit Or-
han Tütengil. Bedri Karafakiog-
lu, Bedrettin Cömert ve Abdi
tpekçi gibi. Bu cinayetin şovenizm
dalgasının yükseldiği günlere rast-
lamasına özellikle dikkat çekiyo-
ruz."
RP Genel Sekreteri Oguzhan
Asiltürk, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, "Bu olay eger ideo-
lojik bir olaysa çok feci bir şey.
Birçok sebeplerle birçok cinayet-
ler işleniyor, bunlar kabul edile-
meyen şeyler. Ancak bir fikir yö-
nünden böyle bir şey yapılması
çok daha feci" dedi.
Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velide-
deoğlu: "1934'ten beri kendisiııi
tanırım. Hukuk Fakültesi birinci
sınıfından son sınıfına kadar öğ-
rencimdi.
Küçük yaşından beri dürüst,
namuslu, çahşkan, vatansever bir
insandı. tnanmış bir Ata-
türkçüydü.
Büyük bir hukukçuydu. Ülke-
miz için gerçekten çok büyük bir
kayıptır.
Terör yeniden başladı. Dikka-
ti çekmek için namuslu insanları
öldürüyorlar. Daha önce hatırla-
yacaksınız, Bedrettin Cömert,
Bedri Karafakioğlu, Ümit Doğa-
nay, Cavit Orhan Tütengil böyle
öldürüldü. Ve failleri bulunama-
dı. Umarım bu kez bulunur. Ba-
na göre, bu aşağı yukan 10-15 se-
ne önceki aynı oyunlar yineleni-
yor. Terörün yükselmesinden, tır-
manmasından ve ülkemizin yeni
bir karanlığa gömülmesinden en-
dişe ediyorum. Umarım, buendi-
şelerimde haksız çıkarım. Üzün-
tüm sonsuzdur. Şu anda bir evlat
acısı çekiyorum."
Prof. Dr. Tank Zafer Tunaya:
"Bilhassa 1961 Anayasası'run ya-
pıldığı zaman kendisini yakından
tanıdığım ve takdir ettiğim bir ar-
kadaşımdı. Geniş hukuk bilgisi bu
memleketin bilim hayatma çok
şey kazandırmıştır. Bundan dola-
yı fevkalade üzgünüm."
Prof. Dr. Bahri Savcı: "Çok
üzüldüm. Aksoy, içten bir de-
mokrasi, özgürlük ve ahla>v örne-
ğiydi. Türkiye için bir kayıptır."
Prof. Sadun Aren: "Çok üzül-
dük. Fakat niçin bunun yapıldı-
ğını merak ediyorum. Kendisinin
özel düşmanhğı olabileceğini dü-
şünmüyorum. Siyasi bir yanı var
mı diye düşünüyorum."
Anayasa Mahkemesi Başkan-
vekili Yekta Güngör Özden, Ak-
soy'un ölümünün, ülke ve ulus
için çok büyük bir kayıp olduğu-
nu belirterek, "Prof. Dr. Aksoy,
Atatürk ilkelerine sıkı sıkıya bağ-
lı. cesur ve çok seçkin bir
hukukçuydu" dedi.
Yargıtay Başkanı tsmet Ocak-
çıoglu, Prof. Aksoy'un memleke-
te büyük hizmetleri geçmiş bir
ilim ve irfan adamı olduğunu
söyledi.
Danıştay Başkanvekili Şafak
Sancar da Dr. Aksoy'un öldürül-
mesinden çok büyük üzüntü duy-
duğunu söyledi.
Nevzat Helvacı (tnsan Haklan
Derneği Başkanı): "Bu son gün-
lerde terörün yeniden tırmanmak-
ta olduğu görülüyor. Terör olay-
larırun bir sonuç getirmediği ya-
şanarak belirlenmiştir. Terör
olaylannın sonucunda gelen yö-
netimlerin de acıklı günler yaşat-
tığı yine yaşanan deneyimler so-
nucu somuttur. Bu törer olayları
nereden geliyorsa onları akılları-
nı başlarına almaya çağırıyorum
ve bu olayı şiddetle kınıyorunı.
Sorunları çözmenin demokratik
yolları vardır."
Av. Halit Çelenk: "Kendisi
Türkiye'de anayasa hukuku üze-
rinde gerçekten uzman ve ön saf-
ta gelen hocamızdı. Türk Hukuk
Kurumu'nda, 25 yıldan beri bir-
likte çalıştık ve Türk Hukuk Ku-
rumu Başkanlığıru yapmayı bugü-
ne kadar sürdürdü. Acımız son-
suzdur. Kurum olarak durumu
ayrıca değerlendireceğiz."
Avukat Emin Defer: "Hem bi-
limsel yönden hem politik açıdan
ülkemizde yerinin çok zor doldu-
rulacağına tanık olduğumuz bir
insan. Özellikle Türk Hukuk Ku-
rumu çalışmaları ile hukuk, insan
haklarının yerleşmesi yolundaki
çabalan unutulmayacaktır."
Şevket Yılmaz (Türk-tş Genel
Başkanı): Türkiye nereye gidiyor?
Ne olacak? Artık yarın evden ve-
dalaşarak çıkmak gerekiyor. Çok
üzüldüm. Üzüntümü şu anda an-
latacak kelime bulamıyorum."
Necat Çeiik (Hak-İş Genel Baş-
kanı): "Fevklade üzücü bir olay.
Terörün yeniden başlaması üzün-
tü verici. Umarım bu vahim ola-
yın arkasında bir kısım kuruluş-
lar ve kişiler olmasın. Siyasi ikti-
dar, devlet ciddiyetiyle hareket
ederek bu tür olaylan önleyici ted-
birleri alması gerekir."
Nusret Fişek (Türkiye Tabipier
Biıiiği Başkanı): "Muammer Ak-
soy'un öldürülüşünü Türk hekim-
leri adına nefretle kınıyorum. Sa-
yın Aksoy Türkiye'nin yetiştirdi-
ği en büyük ilim adamlanndan bi-
riydi. Eşsiz bir Atatürkçü ve
Türkiye'de demokrasinin yerleş
mesi için mücadele veren bir in-
sandı. Saldırıyı onun fikirlerine
yönelik bir saldırı görüyorum."
Eğitimciler Derneği: "Bu olay,
Türkiye'yi bilerek bu kaosa sü-
rüklemek isteyen ve özellikle
Türkiye'nin gündeminde bulunan
insan haklan ve demokrasi süre-
cini engellemek istediklerinden
dolayı bizzat son olarak bu mi-
tinglerle ortaya çıkan ırkçı ve şo-
ven ilişkileri örgütleyen ve buna
göz yuman kişiler yüzünden ol-
muştur. Olayı şiddetle kınıyo-
ruz^ _ ^
Tehlikeli eylem
Mülkiyeliler Birliği lstanbul Şu-
besi'nde bir toplantı için bulunan
çeşitli üniversitelerden kalabalık
bir öğretim üyesi grubu, saldınyı
şiddetle kınadı. Dün gece yayım-
lanan bildiride şöyle denildi:
"Bir yaşam boyu demokrasi,
hukuk devleti ve laikliğin savunu-
culuğunu yapmış bulunan Prof.
Aksoy'un uğradığı insanlık dışı
saldınyı şiddetle kınıyor, bunu öz-
gür düşünceye ve ulusurnuzun bu-
tünlügune yöneltilen çok tehlike-
li biı eylem olarak görüyoruz. La-
ik, demokratik hukuk devletinin
savunmasını yapan herkesin can
güvenliğinin saglanmasının devle-
tin temel yükümlülüğü olduğunu
önemle dile getiriyoruz."
.Açıklamada, öğretim üyelerinin
bugün saat 11.00'de lstanbul Üni-
versitesi avlusunda anma toplan-
tısı yapacakları belirtildi.
Aksoy'un öldürülmesinin ilk ta-
nığının apartmanın giriş katındaki
1 numaralı dairede oturan ailenin
oğlu Ahmet Köseler olduğu belir-
lendi. Köseler, polise verdiği ifa-
desinde, şunlan söyledi:
"Olay sırasında evde yalmzdım.
Bir ara girişteki ara kapının açı-
lıp kapandığını duydum. Daha
sonra çat çat çat diye üç ses duy-
dum. Daha sonra bu seslerin he-
men ardından, ara kapının yine
açılıp kapandığını işittim. Kapıya
geiip mercekten araya baktıgımda
ışığın yanık olduğunu, ancak kim-
senin bulunraadıgım gördüm. Bu-
nun üzerine kapıyı açıp dışan
baktım. Bu sırada 4 numaralı da-
irede oturan Muammer Aksoy be-
yi kanlar içinde merdivenin basa-
maklan üzerinde düşmuş şekilde
gördüm. Hemen eve giderek
apartmanın arka bohımünü gören
mutfak penceresine koştum, bak-
tığımda kimseyi göremedim. Bu-
nun üzerine 055 den polis imdatı
aradım. Bildiklerim bundan iba-
rettir."
Bu sırada Ahmet Köseler'in an-
nesi de olay sırasında evde olma-
dıklannı, olaydan sonra oğlunun
polisler tarafından ifadesi alınmak
üzere götürüldüğünü belirtti.
Polis yetkililerince gerçekleşti-
rilen olay yeri keşfinde saldırga-
nın Muammer Aksoy'dan önce
apartmana gırerek L biçimindeki
giriş holünün posta kutusu ve rad-
yatör kısmının bulunduğu köşede
saklandığını, Muammer Aksoy
1
un merdivenden çıkmak üzere ha-
reket ettiğinde, silahını yaklaşık 1
metreden ateşledigj yönünde bul-
gular elde edildi.
Öte yandan gazete ve ajanslara
telefon ederek olayın sorumlulu-
ğunu üstlenen İslami Intikam ör-
gütü'nün araştırılmasma da baş-
landı. Emniyet yetkilileri örgütün
adının ilk kez duyulduğunu, an-
cak örgütle ve bağlantıları üzeri-
ne geniş kapsamlı bir araştırma-
ya gittiklerini belirttiler. Polis
araştırmasında önceliği lslami te-
rör örgütleri alıyor.
Bakanlar olay yerinde
Bakanlar Kurulu'nun dün ak-
şamki toplantısından sonra bir
açıklama yapan Devlet Bakanı ve
Hükümet Sözcüsü Mehmet Yazar,
bir gün önce de polis memuru
Mehmet Çakmakçı'nın öldürüldü-
ğünü ammsatarak, "Her iki olay-
da da benzer taraflar var, bunnn
bir terörist mahiyeti arzetmesi
intibaıdır" diye ekledi. Adalet Ba-
kanı Oltan Sungurin ile tçişleri
Bakanı Abdülkadir Aksu. Bakan-
lar Kurulu'ndan ayrılarak olay ye-
rinde incelemelerde bulundular ve
Aksoy'un ailesine başsağlığı di-
lediler.
Içişleri Bakanı Aksu, 22.30'da
Bakanlar Kurulu toplantısına tek-
rar girerken yaptığı açıklamada,
olay yerinde 7.65 çapında üç tane
boş kovan bulunduğunu belirte-
rek, saldırganların kaç kişi oldu-
ğunun henüz belirlenemediğini
söyledi. Olayın çok yönlü olarak
araştınldığını kaydeden Aksu,
Dev-Sol'un son günlerdeki eylem-
lerine dikkat çekerek, şu açıkla-
mayı yaptı:
"Şu anda olay yerinden geliyo-
ruz. Üç tane boş kovan var. 7.65
çapında. Kaç kişi olduklan belli
değil. Biliyorsunuz dün (önceki
gün) öldürülen trafik polisinden
önce borsayı bombalamak isteyen
bir örgüt mensubu bomba elinde
patlayarak ölmüştıi. Buradan ha-
reketle polis bu örgütü ortaya çı-
kardı. O örgütün işlediği geçmiş
iki yıla. gerisine dayanan birtakım
suçlar ortaya çıkanldı. tşte kara-
kol bombalamalar, soygunlar.
Tam o sıra yine bir kuyumcu soy-
gununa teşebbüs, silahlı çatışma
ve orada da yine bir terörist mii-
sademe souucu ölü olarak ele geç-
mişti. Tabii bu son olaylar ve dün-
kü (önceki günkü) polis öldünne
olayı aynı örgüte, Dev-Sol'a aitti.
Çünkü oraya bildiri de bırakmış-
ü. Ama arkadaşlar o konu üzerin-
de de çalışıyorlar."
"Pis mektuplar"
Ülke Aksoy, eşinin vurulmasın-
dan sonraki gelişmeleri AA'ya
şöyle anlattı:
"Bana haber verilince hemen
aşağov indim. Enfarktüs geçirdi-
ğini zannettim. Kulagından ve ag-
zuıdan kan getiyordu. Hemen suni
teneffüs yaptırmaya çalıştım. Kan-
lar benim ağzıma da doldu. Son-
ra, beni alıp yukanya çıkardılar.
Silah seslerini duymadım. Ancak
bir güriiltü geldi kulagıma. Bun-
lan egzoz patlaması sandım."
Ülke Aksoy, eşinin yakın za-
manlarda tehdit alıp almadığı yo-
lundaki bir soruya da "Hayır,
böyle bir şey olduğunu bilmiyo-
rum. Ancak, bize hayatımız bo-
yunca pis pis mektuplar gelirdi.
Fakat Muammer bana bunlan
söylemez ve göstermezdi. Bütün
endişesi bizlerdik."
Daha sonra Aksoy'un Etimes-
gut'ta askerlik yapan oğlu Ann
Aksoy odaya girdi ve "Hayatta
hiçbir şey olmayan alçak insanlar
bunlar. Bunlara cesaret vermemek
için aglama" diye konuştu.
KALBINIZI
KORUYUN
• Aşırı yorgunluktan
• İçki ve sigaradan
• Ruhsal gerilimder
kaçının
Muayene, Teşhis, T
Kontrol, Laboratc
Röntgen
175 12 44/45 - 1