22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ARALIK 1990 HABERLER CUMHURİYET/5 Ozal Bıırsa'ya gidiyor • ANKARA (ANKA)— Cumhurbaşkanı Turgut özal ve Başbakan Yıldırım Akbulut yann birlikte Bursa'ya gidecekler. özal ve Akbulut iki gün sürecek Bursa gezilerinde Gemlik Limanı'nın temelini atacaklar. Küçük Sanayii Sitesi'nin de açıhşını yapacak olan Ozal ve Akbulut akşam da "Tttrk Ekonomisine Genel Bakış" konulu toplantıva katılacaklar. Geceyi Bursa'da geçirecek olan özal ve Akbulut 28 aralık cuma günü Ankara'ya dönecek. İspir Danıştay Baskanı • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Süleyman Türkoğlu'nun yaş haddinden emekli olmasıyla boşalan Danıştay Başkanlığına Danıştay 4. Daire Başkanı Ekrem İspir seçildi. Danıştay Genel Kurulu'nda dün yapılan seçimde İspir 40 oy aldı. İspir, 73 üyeli genel kurulda cuma günü yapılan oylamada seçilmesi için gerekli olan 37 oyu alamamıştı. Danıştay Başkanhğı'na seçilen İspir, 1927 yıhnda Sivas'ta doğdu. Ankara Hukuk Fakültesi'nden 1951'de mezun olan İspir 1953 yıhnda da Danıştay'da mesleğe başladı. tspir, 1978'de de Danıştay 4. Daire BaşkanhğYna seçilmişti. Türkiye ve Ortadoğu Amme Idaresi Enstitüsü mezunu da olan İspir evli, iki çocuk babası. Barolar Birliği'nden • MUGLA (Curahuriyet) — Muğla Barosu, Türkiye Barolar BirliğTnden, başkanlar kurulu toplantısı yapılarak, Türkiye'nin içinde bulunduğu koşulların ele alınması ve toplu çıkış yolu bulunmasını istedi. Muğla Baro Başkanı Avukat Birdal Ertuğrul, "Türkiye'de bugün her alanda tam bir kaos yaşanmakta. Bu kaostan kurtulabilmek için bir an önce erken genel seçime gidilmeli. Bunun için de toplumsal muhalefet yükseltilmeli" dedi. Muğla Barosu'nun önceki gün yaptığı toplantıda aldığı karannın Türkiye Barolar Birliği ile tüm barolara gönderildiğini belirten Birdal Ertuğrul, Barolar Birliği'nin genel kurulunun hemen toplanmasının güç olacağını, bu nedenle başkanlar kurulunun toplanmasını istediklerini belirtti. Oğuz yine seçildi • ANKARA (AA) — Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanhğı'na tsmail Oğuz yeniden seçildL Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nca yapılan seçim sonucunda 8. Ceza Dairesi BaşkanlığYna tekrar seçilen Oğuz, 1928 yıhnda Malatya'nın Darende ilçesinde doğdu. Ankara Hukuk Fakültesi'nden 1950 yılında mezun olan Oğuz, sırasıyla Rize, Reşadiye Hâkimliği, Kayseri Cumhuriyet Sava Yardımcıhğı, Sıvas ve Tokat savcılıklannda bulundu. 1973 yıhnda Yargıtay üyeliğine seçilen Ismail Oğuz, 1986 yıhnda 8. Daire Başkanhğı'na getirildi. Akyol'un yanıtı • ANKARA (ANKA) — Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol, bazı çevrelerin kamuoyuna aksettirmeye çahştıklannın aksine, imam hatip liselerinin orta kısımlanm kapatma gibi bir niyetleri olmadığını söyledi. Avni Akyol, Diyanet Işleri Başkanlığı Teşkilatı ve Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı öğretmenlere göndereceği 1989 ve 1990 yıllarında TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki konuşmalannı içeren kitapçığm önsözünde din eğitimi konusundaki görüşlerini açıkladı. Inönü ile Demirel bugün bir araya geliyor artabağlı siııe-iıııillet SHP VE DYP'NİN ORTAK FORMÜLU 1 Haziran ayına kadar erken seçim gözden uzak tutulmadan iktidar ara seçime zorlanacak. TBMM'de ara seçim için • mücadele verilecek. 2 Ara seçim olması halinde çıkacak sonuca göre iktidar erken seçime gitmezse hazirandan sonra ekimden önce sine-i millet uygulamaya konulacak. çime zorianması ve TBMM'de bunun için mücadele verilmesi", "iki partinin muhalefetini ayn ayn sürdürmesi", "gelişmelere göre en geç ekim ayı ortasında ANKARA (Cumhuriyet Bu- rosu) — SHP Genel Başkanı Er- dal Inönü ile DYP Genel Başka- nı Süleyman Demirel "erken se- çimi zorlamak" amacıyla bugün tekrar bir araya gelecekler. Li- derlerin dün son kez toplanan "süt komisyon"da görüş birliği- ne vanlan "tktidarın erken se- sine-i millet formülünttn uygu- lamaya konması" gibi unsurla- rı da içeren "deklarasyon"u bugün açıklamalan bekleniyor. SHP Genel Sekreteri Hikmel Çetin ve DYP Genel Başkan Yardımcısı Hüsamettin Cindo- ruk'un başkanhk ettikleri "er- ken seçime zoriamak" amacıy- la oluşturulan SHP - DYP alt komisyonu dün son kez toplan- dı. Daha önce taraflann ayn ay- n kaleme aldıklan bildirilen me- tinler üzerinde calışılarak ortak bir deklarasyon oluştunıldu. Komisyon bugün sabah saatle- rinde tekrar bir araya gelerek deklarasyonun son düzeltmesi- ni yapacaklar. Edinilen bilgilere göre dünkü komisyon toplantısında üzerin- de görüşbirliği sağlanan nokta- lar şöyle belirlendi: — Haziran ayına kadar erken seçim stratejisi gözden uzak tu- tulmadan, iktidann ara seçime zorlanması, TBMM'de bunun için mücadele verilmesi. — Bunda toplumsal muhale- fetten dfe destek alınması, gere- kirse diğer partilerin de desteği- nin istenmesi, — Bu aşamaya kadar iki par- tinin de muhalefetini ayn ayn sürdürmesi, ortak mitingler ye- rine iki partinin kendi üslubu içinde erken seçim hedefine yö- nelik çahşmalanna devam etme- si, — Ara seçim olması halinde çıkacak sonuçla erken seçim is- teminin daha da güçlü hale ge- tirümesi, iktidann yine erken se- çime gitmemesi halinde haziran ayından sonra en geç ekim ayı ortasında sine-i millet formülu- nün uygulamaya konulması, — En geç ekim ayının orta- sında bir ara seçim imkânı tanı- mayarak erken seçimi yapma zorunluluğunun sağlanması. Deklarasyonda aynca Türki- ye için erken seçimin, "Neden zorunlu oldugunun" ekonomik ve politik tahlillerle birlikte an- latılacağı bildiriliyor. Başbakan YıMınm Akbulut, dün ANAP genel merkezindeki bir kabul sırasuıda, "SHP ve DYP'nin sine-i millete dönme- leri dunımunda sandıklan kura- cagu" dedi. Akbulut muhalefet- ten sine-i millet için verdikleri sözü tutmalannı isteyerek, "On- lann vatandaşın sinesinde yerleri olmadığını biliyonız, ama sine- i millete döndüklerinde sandık- lan kuracağız. Ak sakal, kara sakal belli olacak" diye konuş- tu. Demirel: Akbulut emîr kuludur DYP liderine göre Özal 'Başbakan Akbulut'a "Kalk derse kalkar, otur derse oturur" DYP, Demirel ve Cindoruk'la iktidara yüklendi. Genel Başkan Demirel, iktidann halkın içine çıkacak yüzü kalmadığını söyledi. Genel Başkan Yardımcısı Cindoruk da Türkiye'nin savaşa girmesi durumunda kaybedilecek toprağın "Çankaya'nın bahçesi" olmayacağım ifade etti. HAKKI ERDEM NEVŞEHİR — DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, Başbakan Yıldırım 'ğ Akbulul'un "meydan- lara gidelim" sözünu yamtlarken, "Asıl hıi- kiimet eden Turgut Özal'dır. Ozal'a ters düşen bir şey söylerse, yann bunu tas- hih eder, emir kuludur. 'Otur' deyince, oturur, 'kalk' deyince kalkar " dedi. Demirel, SHP lideri Inönü'nun Sad- dam'la görüşmesini "savaş kışkırtıcılıgı" olarak nitelendiren Cum- hurbaşkanı Özal için de "Türkiye'de kimse, Çankaya'dan izin alarak ne ya- pacagını, nere>e gideceğini, ne söyleye- cegini tayin edecek degil" ifadesini kul- landı. Süleyman Demirel önceki gun trafik kazası sonucu hayatmı yitiren DYP'li Nevşehir Belediye Başkanı Necdet Er- san'ın cenaze törenine kaaldı. Demirel, dün sabah DYP'nin Kırat otobüsu ile Nevşehir'e giderken gazetecilerin Körfez krizi ağırhklı sonılanm yanıtladı. Demi- rel, Başbakan Yıldınm Akbulut'un büt- çe görüşmeleri sırasında yaptığı, "Mey- danlara gideliın" çağrısına şu yanıtı ver- di: "Bİ2 nisanda seçime gideüm diyornz. Meydanlar öyle kürsüde oldugu gibi ra- hat degil. Gelsinler meydanlara bakabm gelebilirse? Halkın içine çıkamazlar, meydanlara falan gelemezler. Meydan- lara çıkmaya yüzleri tutmayacaktır. Turkiye'yi çok kölii idare etmişlerdir, söyledikleri demagojiden ibarettir. Asıl hükiimet eden Özal'dır. Akbulut degil, Akbulut emir kuludur. Özal, 'otur' de- yince oturur. 'kalk' deyince kalkar." Demirel, Özal'ın tnönü'nün Sad- dam'la görüşmesini savaş kışkırtıcılığı olarak nîtelendirmesi konusunda ise "Sayın İnönü gereken cevabı verir. ama Türkiye'de berhalde kimse Çankaya'dan izin alarak ne yapacağını, nereye gide- ceğini, ne söyleyecegini tayin edecek degil" dedi. Demirel boş karamame ola- yını, "yüz karası" diye nitelerken de kendilerinin iktidarlan döneminde böyle bir uygulamayı hiç yapmadıklarını bil- dirdi. Demirel, özal'ın Irak'a yönelik son demecini değerlendirirken de şöyle de- di: "Türkiye'de çok başhjık var. Bunu kabul eden, başkalannı adam yerine ko- yup kendisini adam yerine koymamak- tadır. Bu görev seninse senindir, başka- sını kanşürma. 'Potansiyel tehh'ke', 'di- namik dış politika', 'ülkenin âli menfaatlan' diye birtakım sütıderin ar- kasına geçmenin anlamı yok." öte yandan DYP Genel Başkan Yar- dıması Hüsamettin Ondonık, Ankara'- da düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin sıcak savaşa girmesi duru- munda Özal'ın değil, ANAP Grubu ve TBMM'nin sorumlu olacağını bildirerek "Kaybedilecek toprak Çankaya'nın babçesinin loprağı degildir" dedi. Cin- doruk, Başbakan Akbulut'a, "Gelin millete gidelim" derken "Cumhurbaş- kaaı'na sorarak mı söyledigini" sordu. Cindoruk, "Bu Ulkeye çikita muz, oto- mobil ithal ettikleri yetmedigi gibi asker de mi ithal edecekler" diye konuştu. Gürdere AN AP GeneJ Başkan adaylanndan y g Mesut Yümaz Ue Hasan Celal Gü- zel, Alev Alatlı'nın "Bana Bir Türkü Söyle" adlı romanından sinemaya uyarlanan "Başkan Bey" filminin dün akşam AKM'- de yapılan galasında bir araya geldiler. Başrollerini Kadir İna- nır, Alev Baynur ve Haluk Kurtoğlu'nun paylaştığı fi.min yönetmeni ise Ünal Kupeli. Bir belediye başkan adayının politi- ka seriivenini konu alan filmin galasında bir araya gelen Mesut Yılmaz, eşi Berna Yılmaz, Hasan Celal Güzel ve eşiyle bir süre sobbet ettiler. Güzel, Berna Yılmaz ile konuştuktan sonra Me- sut Yılmaz'a "Mesut, ben Rizeliler (jett-ı ne -< leceğim, sen de Gaziantepliler Gecesi'ne katıl" çagnsında bulundu. Kadir tna- nır'ı filmde canlandırdıgı belediye başkanı rolu nedeniyle kutla- yan Yılmaz ve Güzel daha sonra kokteylde bulunan Bakırköy Belediye Başkanı Yıldınm Aktuna, Sarıyer Belediye Başkanı A.thsan Yalçın filmin oyunculanyla hatıra fotografı çektirdiler. "Başkan Bey" filminin gala gösterimi ve kokteyline sinema, sah- ne sanatçüannın yanı sıra DYP milletvekili iken sine-i millete dö- nen Murat Sökmenoglu, eski bakanlardan Necdet Ugur, tstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan katıldı. (Muharrem Aydın) • • • Ozden'den Başbakarfa: Ispat etANKARA (ANKA) TBMM'deki bütçe görüşmeleri sırasında, "SHP'nin Anayasa Mahkemesi içinden aldığı fısıl- tılar üzerine ek bir dilekçeyle mahkeme kapısına dayanarak yasa iptal ettirdiğini" öne süren Başbakan Yıldınm Akbulut'a, Anayasa Mahkemesi'nden yanıt geldi. Anayasa Mahkemesi Baş- kanvekili Yekta Güngör Özden, ANKA'nın sorusu üzerine bu konuya ilişkin kişisel görüşleri- ni açıklarken Akbulut'u ispata çağırdı. Ozden, Akbulut'un söziu'-" "devlet adamlannın yapmama- ya özen göstermesi gereken dav- raruşlar" olarak değerlendirdiği- ni belirterek şöyle konuştu: "Kaynağı Sayın Özal olan -s- ki yorumlaria, varsayımlar ve kuşkularla yargı organlaruu yıp- ratmak asla doğru degildir. Anayasa Mahkemesi'ni ve üye- lerini kimse etki alünda bıraka- maz. Şerefi ve namusu Ue görev yapan insanlan suçlayıcı sözle- rin, hukuk devlettne zaran bü- yük olur. Tanıklar varsa herkes ona dayanarak serbestçe konu- şabiür. İki siyasi partinin birbir- lerini eleştirisinde, çirkin yakış- tırmalar, doiaylı biçimde yargı- ya yöneltilemez. Elinde her gü- cü bulunan devlet, kötülükleri ortaya koymalıdır. Unutulma- malıdır ki Anayasa Mahkemesi kararlan herkesi bağlar, katıl- masalar bile onlan saymak zo- rundadırlar. Kaldı ki eleştirinin, yanlış düşünce ve hukuka aykı- rı varsayımın yanıtı karann ge- rekçesinde yazılıdır. Mahkeme, gereğini hukuka uygunlukla yapmıştır. O kararda imzası bu- lunan bir üye olarak kişisei ya- nıümı veriyorum." Demirerin peşine takıldı' ANKARA (Cumhuriyet Bii- rosu) — ANAP Genel Başkan Yardımcısı Metin Gürdere, boş kararname uygulamasının Ba- kanlar Kurulu dışında Cumhur- başkanı Özal'ın başbakanhğı döneminde MKYK'da ahnan kararlarda da uygulandığrnı söy- ledi. Gürdere, SHP Genel Baş- kanı Erdal Inönü ile basını da "Özal'a göstermedikleri saygıyı Saddam'a gösteriyoriar" diye eleştirdi. tsmet İnönü'yü saygı ile an- dıklarını, ancak "tsmet İnönü gibi tutarlı bir politikacının oglu" olan Erdal Inönü'nun çe- lişkiler içinde bulunduğunu id- dia eden Gürdere, ANAP'lı be- lediyelerde yolsuzluklar bulun- duğu iddiasıyla seçimleri kaza- nan SHP'den yolsuzluk gerekçe- siyle 4 kişinin ihraç edildiğini, Zonguldak'ta "işçiyi devlete karşı kışkırtan SHP'nin kendi çalışanlarının hakkını vennedigini" öne sürdü. Metin Gürdere, SHP Genel Başkanı İnönü'yü, erken seçim konusunda "Demirel'in peşine takılmak" ve "Demirel'in oyu- nuna gelmekle" de suçladı ve SHP-DYP ortak komite toplan- tılanndan sine-i millet karannın değil "cephe" karannın çıkaca- ğını savundu. Gürdere, basın toplantısında gazetecilerin, Cumhurbaşkanı Özal'ın "boş karamameler" ko- nusundaki sözlerini hatırlatma- lan üzerine, "Ben Bakanlar Ku- rnlu'nda olmadığım için bu ko- nuda bir şey söylemeyecegim. Ancak önemli bir şey oldugunu zannetmiyorum. Benzer uygula- ma geçmişte ANAP MKYK'da da yapıldı. Bazı konular karar- laştınldı. ancak ikilem oluyor- du. Daha sonra aydınlahlması için imzalar atılıyor. karar son- ra alınıyordu" dedi. Gürdere, uygulamanın Özal döneminde yapıldığını beürtti. CUNEYTARCAYUREK DSP Genel Başkanı Ecevit, Özal'ı Enver Paşa'ya benzettt Cumhurbaşkanıhükümetî güdüyor "Türkiye bir savaşa sürüklenirse baş sorumlu Özal olacaktır" diyen Ecevit, Cumhurbaşkanı'nın Bakanlar Kurulu'nu "güttüğünü" öne sürdü. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Cum- hurbaşkanı'nın Türk ulusunun sırtından kumar oynadığını savunarak, "Türkiye bir savaşa sürüklenirse baş sorumlu Özal olacaktır" dedi. Ecevit, Özal'ı "Enver Paşa"ya benzeterek Cumhurbaşkanı'- nın Bakanlar Kurulu'nu "gültügünü" öne sürdü Ecevit, dün yaptığı yazılı açıklamada, Özal'ın eleştirilerinin ve hücumlannın hedeflerinden birisinin kendisi olduğu- na, bu nedenle Özal'a yanıî vermek zo- runda bulunduğuna işaret etti. "Rejimin yüzkarası" olarak nitelediği TRT'nin, kendisine soz hakkı tammayacağını bil- diğini söyleyen Ecevit'in açıklamasına TRT dün akşamki ana haber bültenin- de yer verdi. Özal'ın Körfez krizi karşısında Türk kamuoyunu ve TBMM'yi devre dışı bı- raktığını, Bakanlar Kurulu'nun zaten Cumhurbaşkam'run güdümünde oldu- ğunu kaydeden DSP Genel Başkanı, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Ozal, Bakanlar Kurulu'nu boş karar- nameler imzalatarak ve Çankaya'da o kararnameleri diledigi gibi doldurarak güduyor. Bakanlar Kurulu üyeleri de bu aşagılamaya uslu uslu katlanıyoriar. Go- revini bırakan Genelkurmay Başkam'mn onuriu davranışından da örnek almıyor- lar. Özal, hukuk devleti kurallannı ve kendi devlet geleneklerimizi ayaklar al- tına alarak bir Enver Paşa cüretkârlıgı ve maceracüıgı ile beliriedigi Körfez po- litikasında, Türk ulusunun ve Türkiye 1 deki yetkili devlet organlannın ne düşiin- dügünu degil, ABD Başkanı Bush'un ne istedigini göz onünde tutmuştur. Bu şe- kilde belîrlenen politika bir ulusal poli- tika sayılamaz ve hiçbir ymttaşımızı bag- lamaz. Özal'ın hesabına göre ABD bir ham- lede Irak'taki yonetimi çökertip Irak'ı parçalayacaktı. Onun için Türkiye de ga- nimet bolüşümü sofrasındaki yerini şim- diden peylemeliydi. Bu amaçla Türkiye artık dünyadaki tek süper güç durumn- na gelen ABD'nin ardından körii körii- ne sürüklenmeliydi. Özal'a göre o ugur- da, askerierimizi Arabistan çöllerinde, Türklere karşı kurulmuş devletlerdeki çagdışı rejimİeri konımak üzere savaşa göndermeye veya başka ülkelerin asker- lerini kendi topraklanmıza yerleştinne- ye bile degerdi. Üstelik Türkiye, böyle davranmakla, ABD'nin ve tüm Batılı ül- kelerin öylesine gözüne girecekti ki bu- nalımdan maddi çıkar da saglayacaktı ve Batıdan kendisine ve KKTC'ye yönelen tüm baskılar ortadan kalkacak, Batı dünyası Türkiye'ye kollarını ve tüm ka- pılarını açacaktı." YAZIYOR Erkekliâi OldürmemeK yadaErkekGöriinmekİçin ANKARA — On yedi yıl önce aramızdan ayrılan İsmet Pa- şa'yı bir kez daha ölümsüzleştiren, gerçek bir sanat eseri olan heykeli Çankaya'daki özel yerinde dün törenle açıldı. 1950'den ölümüne kadar sık sık karşılaştığım, sürekli iz- lediğim, zaman zaman yanında bulunduğum İsmet Paşa, sanki ayağa kalkmış, Çankaya tepesinden çok sevdiği An- kara'wı bakryor. Yorumlara göre heykeliyle "hareket halin- de". Oyiesi canlı, öylesi anlamlı duruyor. Başkentlilere btr- şeyier söylemeye çalışıyor gibi. Atatürk ve İsmet Paşa gibi büyük devrimcileri dolaylı do- laysız kötüleyenlerin giderek arttığı, "fani Atatürk'ü" ve ar- kadaşlarını küçümseyerek halk indinde yücelmeye çalışan- ların yönetim katlarında söz sahibi oldugu günümüzde, İs- met Paşa'ya özgü devleti devlet yapan hareketlere toplum gerçekten gereksıniyor. Yaşadığı sürece övülen, ama sürekli eleştirilen İsmet Pa- şa'yı acaba hangi suçlama kahkahalarla güldürmüştü, dün töreni izlerken soruya yanıt arıyordum. Günümüzün olaylan, geçmisteki kimi olaylarla o denli ben- zeşiyor ki insan zamanın bir yerde durduğu sanısına kapılı- yor. 14 Mayıs'ta halk oylarıyla iktidara gelen Demokrat Parti büyükleri, zamanlannın büyük bölümünü İsmet Paşa'ya naşıl saldıracaklannı, kötüleyeceklerini araştırarak geçirirlerdi. İç- lerinden bir tanesi, partinin yanı sıra devlet yönetiminde de soz sahibi Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu, 1950'de şöyle demişti: "Bizi İkinci Dünya Savaşı'na sokmamak suretiyle İsmet Paşa, milletin erkekliğini öldürdü." Oz kökü Çankaya Köşkü'ne dayalı bir kaynak, dün TÖ^ nün hesapsız kttapsız, yukardan atan kimi irdelemeleri ara- sında, özellikle şu cümlesini kamuoyuna duyurdu: "Türkiye biraz da erkek görünsün." Yinedeşükretmeli! ö giDi büyük devrımcılerı ğimizi ötümden kur- dolayll dOİaVSIZ :radanÇın sa^ş D a b b1: kötüleyenlerin giderek lıklamaatlamamızge- arttlÖI, 'ianİ AtatÜrk'Ü" £Xc££r*- ve arkadaşlannı Ne var ki doğasıyia küçümseyerek halk sağdan kalkan Fevzi jnf 4;nf 40 ı//irp/mpı/fi Lütfi Karaosmanoğlu ınumae yuceımeye iie her sabah sağdan çalışanların yönetım %£&££ katlanndajöz sahibi men hemen ayrım OİdUgU gunUIT)UZd6, , sonuçta uiusun oevıeîı oevlet yapan öidürmeveöimeiste- hareketlere toplum rısıne kapılmasını ısti- yor. Kırk yıl önceki olay zaman tünelin- den geçmiş, dün kar- şımıza çıkıyor. Bu arada TÖ gibi bir büyük devlet adamının isteğine kar- şın Başbakan Kohl, savaşcı ulus Almanlann erkekliğini öl- dürdü, öldürmek üzere. Körfez savaşına katılmak istemiyor. Bu ara gelen fıaberlere göre TO'nün hasretini çektiği Çevik Kuvvet'e 18 pilot vermemenin yolunu arıyor. 30 Kasım'da başvurumuz NATD'ya ulaşmış, neredeyse bir ay geçti. Çevik Kuvvet hâlâ görünürde yok. ABD'nin Bonn üzerindeki baskısı olmasa, kuşku yok, Kohl Turkiye'yi he- men geri çevirecek. VVashington'a direnebilse, Çevik Kuv- vet'i hemen dışlayacak. ' "t, Üstelik TÖ'nün Saddam'ı Türkiye'ye kışkırtacak son de^ meçlerinden sonra savaşa katılmamayı yeğleyen Bonn, sa- vunu ayağıyla gönderdiği pilotlarla ya savaşın tam göbeği- ne düşersem diye düşünüyor. Çünkü TÛ, petrol gerekçesi- ni çoktaan aştı. Batı liderlerinden duyulmayan sözcüklerle Saddam'a "yağmacı, imha eden ve ırza geçen" damgaları- nı vuruyor, kışkırtıyor. Savaşı bir başlatabilse? Sorun kalmayacak. Ne çare, Çe- vik Kuvvet'i göndermeye nazlanırken Türkıye'ye güvence ve- ren NATO, bir saldırı karşısında aynı tempoda harekete ge- çerşe "ya seydi" ne yapacağız? Üstüne üstlük Çevik Kuvet'in gelişi bu denli uzun durak- samalar geçirdiğine göre bir saldırıyla savaş başladığında NATO askeri güçlerinin yanımızda yer almasının, kimbilir kaç ay süreceğini varın hesap edin. Kısacası, NATO'yu iş işten gectikten sonra yanımızda göreceğimizi kanıtlayan, güven- celerin lafta kalacağını duyuran olaylar yaşanıyor. Boşverelim olasılıkları, savaş açalım, savaşa girelim. "Erkekliğimizi öldürmeyelim." Haydin savaşa, haydin savaşa!.. P A R T İ L E R D E N Alııtak, bütçeyi değeriendirdi • ANKARA (ANKA) — HEP Kars Milletvekili Mahmut Alınak, 1991 yılı bütçesinin halkm sorunlanna çözüm getirmediği gibi sorunlanm daha da ağırlaştırdığım savunarak, "Çözüm, demokratik halk ekonomisini uygulayabilecek demokratik halk devletidir" dedi. Alınak, yaptığı yazılı açıklamada, 1991 yılının halk için çok sıkıntılı bir yıl olacağını belirterek, bu bütçeyle ücret ve maaşlann düşük tutulduğunu, aşın vergilendirmeye gidildiğini ve Tekel ile KİT mallanna yüksek zam öngörüldüğunü vurguladı. ANAP'ın uyguladığı ekonomik modelin halkın hayat damarlanru kesmeye devam ettiğini savlayan Ahnak, SHP ve DYP'nin farklı bir ekonomik kalkınma modeli önerdiğini, ANAP'ın tekelci kapitaüst modelinin' SHP ve DYP tarafından revize edilerek sürdürülmek istendiğini söyledi. HEP'in yasa önerisi ANKARA (AA) — Halkın Emek Partisi, milletveküleri, ü genel meclisi üyeleri, köy ve mahalle muhtarlannın istedikleri zaman nezarethaneleri ve cezaevlerini denetleyebihnelerini öngören bir yasa önerisi verdi. Işkencenin önlenebilmesini amaçlayan yasa önerisinin gerekçesinde, bir insanlık suçu olan işkencenin tüm vahşetiyle sürdüğü savunularak, "Anayasada, yasalarda suç, ama işkence yine de devam ediyor. Avukatlann gözaltına ahnan milletvekilleri ile görüşebilmeleri yasa emri olmasına karşın yetkililer, avukatlan nezarethanelerin kapılanna bile yaklaştırmıyorlar" denildi. Gerekçede, milletvekillerinin gözaltına alınan vatandaşlarla ilgili bilgi alamadıklan da beürtilerek polis amirlerine ulaşmanın bakanlara ulaşmaktan daha zor oldugu kaydedildi. ANAPta yetki izni • ANKARA (AA) — ANAP TBMM Grup Başkanvekili Onural Şeref Bozkurt, Anayasa Mahkemesi'ne reddi hâkim talebinde bulunmayı da kapsayan yetki için grupta imza topladıklarını belirterek "Bu yetkiyi nasıl kullanacağımızı bilahare değerlendireceğiz" dedi. Bozkurt yaptığı açıklamada, yüksek mahkemeye açılan her dava dilekçesine Anayasa Mahkemesi Kunıluş Kanunu'nun öngördüğü çerçeve içerisinde gruptan yetki alıp cevap yazdıklannı hatırlatarak "Bu arada Anayasa Mahkemesi'ndeki son gelişmeler karşısında reddi hâkim talebinde bulunmayı da kapsayan, ki mutlaka kullanacağımız anlamında değil, ama gerekli gördüğümüz takdirde bunu da ihtiva eden tarzda izin için imza topluyoruz" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle