Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 ARALIK 1990 HABERLER CUMHURİYET/5
Ozal Bıırsa'ya
gidiyor
• ANKARA (ANKA)—
Cumhurbaşkanı Turgut
özal ve Başbakan Yıldırım
Akbulut yann birlikte
Bursa'ya gidecekler. özal ve
Akbulut iki gün sürecek
Bursa gezilerinde Gemlik
Limanı'nın temelini
atacaklar. Küçük Sanayii
Sitesi'nin de açıhşını
yapacak olan Ozal ve
Akbulut akşam da "Tttrk
Ekonomisine Genel Bakış"
konulu toplantıva
katılacaklar. Geceyi
Bursa'da geçirecek olan
özal ve Akbulut 28 aralık
cuma günü Ankara'ya
dönecek.
İspir Danıştay
Baskanı
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) — Süleyman
Türkoğlu'nun yaş
haddinden emekli olmasıyla
boşalan Danıştay
Başkanlığına Danıştay 4.
Daire Başkanı Ekrem İspir
seçildi. Danıştay Genel
Kurulu'nda dün yapılan
seçimde İspir 40 oy aldı.
İspir, 73 üyeli genel
kurulda cuma günü yapılan
oylamada seçilmesi için
gerekli olan 37 oyu
alamamıştı. Danıştay
Başkanhğı'na seçilen İspir,
1927 yıhnda Sivas'ta doğdu.
Ankara Hukuk
Fakültesi'nden 1951'de
mezun olan İspir 1953
yıhnda da Danıştay'da
mesleğe başladı. tspir,
1978'de de Danıştay 4.
Daire BaşkanhğYna
seçilmişti. Türkiye ve
Ortadoğu Amme Idaresi
Enstitüsü mezunu da olan
İspir evli, iki çocuk babası.
Barolar
Birliği'nden
• MUGLA (Curahuriyet)
— Muğla Barosu, Türkiye
Barolar BirliğTnden,
başkanlar kurulu toplantısı
yapılarak, Türkiye'nin
içinde bulunduğu koşulların
ele alınması ve toplu çıkış
yolu bulunmasını istedi.
Muğla Baro Başkanı
Avukat Birdal Ertuğrul,
"Türkiye'de bugün her
alanda tam bir kaos
yaşanmakta. Bu kaostan
kurtulabilmek için bir an
önce erken genel seçime
gidilmeli. Bunun için de
toplumsal muhalefet
yükseltilmeli" dedi. Muğla
Barosu'nun önceki gün
yaptığı toplantıda aldığı
karannın Türkiye Barolar
Birliği ile tüm barolara
gönderildiğini belirten
Birdal Ertuğrul, Barolar
Birliği'nin genel kurulunun
hemen toplanmasının güç
olacağını, bu nedenle
başkanlar kurulunun
toplanmasını istediklerini
belirtti.
Oğuz yine
seçildi
• ANKARA (AA) —
Yargıtay 8. Ceza Dairesi
Başkanhğı'na tsmail Oğuz
yeniden seçildL Yargıtay
Büyük Genel Kurulu'nca
yapılan seçim sonucunda 8.
Ceza Dairesi BaşkanlığYna
tekrar seçilen Oğuz, 1928
yıhnda Malatya'nın
Darende ilçesinde doğdu.
Ankara Hukuk
Fakültesi'nden 1950 yılında
mezun olan Oğuz, sırasıyla
Rize, Reşadiye Hâkimliği,
Kayseri Cumhuriyet Sava
Yardımcıhğı, Sıvas ve Tokat
savcılıklannda bulundu.
1973 yıhnda Yargıtay
üyeliğine seçilen Ismail
Oğuz, 1986 yıhnda 8. Daire
Başkanhğı'na getirildi.
Akyol'un yanıtı
• ANKARA (ANKA) —
Milli Eğitim Bakanı Avni
Akyol, bazı çevrelerin
kamuoyuna aksettirmeye
çahştıklannın aksine, imam
hatip liselerinin orta
kısımlanm kapatma gibi bir
niyetleri olmadığını söyledi.
Avni Akyol, Diyanet Işleri
Başkanlığı Teşkilatı ve Milli
Eğitim Bakanlığı'na bağlı
öğretmenlere göndereceği
1989 ve 1990 yıllarında
TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu'ndaki
konuşmalannı içeren
kitapçığm önsözünde din
eğitimi konusundaki
görüşlerini açıkladı.
Inönü ile Demirel bugün bir araya geliyor
artabağlı siııe-iıııillet
SHP VE DYP'NİN ORTAK FORMÜLU
1 Haziran ayına kadar erken seçim gözden
uzak tutulmadan iktidar ara seçime
zorlanacak. TBMM'de ara seçim için •
mücadele verilecek.
2 Ara seçim olması halinde çıkacak sonuca
göre iktidar erken seçime gitmezse hazirandan
sonra ekimden önce sine-i millet uygulamaya
konulacak.
çime zorianması ve TBMM'de
bunun için mücadele verilmesi",
"iki partinin muhalefetini ayn
ayn sürdürmesi", "gelişmelere
göre en geç ekim ayı ortasında
ANKARA (Cumhuriyet Bu-
rosu) — SHP Genel Başkanı Er-
dal Inönü ile DYP Genel Başka-
nı Süleyman Demirel "erken se-
çimi zorlamak" amacıyla bugün
tekrar bir araya gelecekler. Li-
derlerin dün son kez toplanan
"süt komisyon"da görüş birliği-
ne vanlan "tktidarın erken se-
sine-i millet formülünttn uygu-
lamaya konması" gibi unsurla-
rı da içeren "deklarasyon"u
bugün açıklamalan bekleniyor.
SHP Genel Sekreteri Hikmel
Çetin ve DYP Genel Başkan
Yardımcısı Hüsamettin Cindo-
ruk'un başkanhk ettikleri "er-
ken seçime zoriamak" amacıy-
la oluşturulan SHP - DYP alt
komisyonu dün son kez toplan-
dı. Daha önce taraflann ayn ay-
n kaleme aldıklan bildirilen me-
tinler üzerinde calışılarak ortak
bir deklarasyon oluştunıldu.
Komisyon bugün sabah saatle-
rinde tekrar bir araya gelerek
deklarasyonun son düzeltmesi-
ni yapacaklar.
Edinilen bilgilere göre dünkü
komisyon toplantısında üzerin-
de görüşbirliği sağlanan nokta-
lar şöyle belirlendi:
— Haziran ayına kadar erken
seçim stratejisi gözden uzak tu-
tulmadan, iktidann ara seçime
zorlanması, TBMM'de bunun
için mücadele verilmesi.
— Bunda toplumsal muhale-
fetten dfe destek alınması, gere-
kirse diğer partilerin de desteği-
nin istenmesi,
— Bu aşamaya kadar iki par-
tinin de muhalefetini ayn ayn
sürdürmesi, ortak mitingler ye-
rine iki partinin kendi üslubu
içinde erken seçim hedefine yö-
nelik çahşmalanna devam etme-
si,
— Ara seçim olması halinde
çıkacak sonuçla erken seçim is-
teminin daha da güçlü hale ge-
tirümesi, iktidann yine erken se-
çime gitmemesi halinde haziran
ayından sonra en geç ekim ayı
ortasında sine-i millet formülu-
nün uygulamaya konulması,
— En geç ekim ayının orta-
sında bir ara seçim imkânı tanı-
mayarak erken seçimi yapma
zorunluluğunun sağlanması.
Deklarasyonda aynca Türki-
ye için erken seçimin, "Neden
zorunlu oldugunun" ekonomik
ve politik tahlillerle birlikte an-
latılacağı bildiriliyor.
Başbakan YıMınm Akbulut,
dün ANAP genel merkezindeki
bir kabul sırasuıda, "SHP ve
DYP'nin sine-i millete dönme-
leri dunımunda sandıklan kura-
cagu" dedi. Akbulut muhalefet-
ten sine-i millet için verdikleri
sözü tutmalannı isteyerek, "On-
lann vatandaşın sinesinde yerleri
olmadığını biliyonız, ama sine-
i millete döndüklerinde sandık-
lan kuracağız. Ak sakal, kara
sakal belli olacak" diye konuş-
tu.
Demirel: Akbulut emîr kuludur
DYP liderine göre Özal 'Başbakan Akbulut'a "Kalk derse kalkar, otur derse oturur"
DYP, Demirel ve Cindoruk'la iktidara yüklendi. Genel
Başkan Demirel, iktidann halkın içine çıkacak yüzü
kalmadığını söyledi. Genel Başkan Yardımcısı Cindoruk da
Türkiye'nin savaşa girmesi durumunda kaybedilecek
toprağın "Çankaya'nın bahçesi" olmayacağım ifade etti.
HAKKI ERDEM
NEVŞEHİR —
DYP Genel Başkanı
Süleyman Demirel,
Başbakan Yıldırım
'ğ Akbulul'un "meydan-
lara gidelim" sözünu
yamtlarken, "Asıl hıi-
kiimet eden Turgut Özal'dır. Ozal'a ters
düşen bir şey söylerse, yann bunu tas-
hih eder, emir kuludur. 'Otur' deyince,
oturur, 'kalk' deyince kalkar " dedi.
Demirel, SHP lideri Inönü'nun Sad-
dam'la görüşmesini "savaş
kışkırtıcılıgı" olarak nitelendiren Cum-
hurbaşkanı Özal için de "Türkiye'de
kimse, Çankaya'dan izin alarak ne ya-
pacagını, nere>e gideceğini, ne söyleye-
cegini tayin edecek degil" ifadesini kul-
landı.
Süleyman Demirel önceki gun trafik
kazası sonucu hayatmı yitiren DYP'li
Nevşehir Belediye Başkanı Necdet Er-
san'ın cenaze törenine kaaldı. Demirel,
dün sabah DYP'nin Kırat otobüsu ile
Nevşehir'e giderken gazetecilerin Körfez
krizi ağırhklı sonılanm yanıtladı. Demi-
rel, Başbakan Yıldınm Akbulut'un büt-
çe görüşmeleri sırasında yaptığı, "Mey-
danlara gideliın" çağrısına şu yanıtı ver-
di:
"Bİ2 nisanda seçime gideüm diyornz.
Meydanlar öyle kürsüde oldugu gibi ra-
hat degil. Gelsinler meydanlara bakabm
gelebilirse? Halkın içine çıkamazlar,
meydanlara falan gelemezler. Meydan-
lara çıkmaya yüzleri tutmayacaktır.
Turkiye'yi çok kölii idare etmişlerdir,
söyledikleri demagojiden ibarettir. Asıl
hükiimet eden Özal'dır. Akbulut degil,
Akbulut emir kuludur. Özal, 'otur' de-
yince oturur. 'kalk' deyince kalkar."
Demirel, Özal'ın tnönü'nün Sad-
dam'la görüşmesini savaş kışkırtıcılığı
olarak nîtelendirmesi konusunda ise
"Sayın İnönü gereken cevabı verir. ama
Türkiye'de berhalde kimse Çankaya'dan
izin alarak ne yapacağını, nereye gide-
ceğini, ne söyleyecegini tayin edecek
degil" dedi. Demirel boş karamame ola-
yını, "yüz karası" diye nitelerken de
kendilerinin iktidarlan döneminde böyle
bir uygulamayı hiç yapmadıklarını bil-
dirdi.
Demirel, özal'ın Irak'a yönelik son
demecini değerlendirirken de şöyle de-
di:
"Türkiye'de çok başhjık var. Bunu
kabul eden, başkalannı adam yerine ko-
yup kendisini adam yerine koymamak-
tadır.
Bu görev seninse senindir, başka-
sını kanşürma. 'Potansiyel tehh'ke', 'di-
namik dış politika', 'ülkenin âli
menfaatlan' diye birtakım sütıderin ar-
kasına geçmenin anlamı yok."
öte yandan DYP Genel Başkan Yar-
dıması Hüsamettin Ondonık, Ankara'-
da düzenlediği basın toplantısında,
Türkiye'nin sıcak savaşa girmesi duru-
munda Özal'ın değil, ANAP Grubu ve
TBMM'nin sorumlu olacağını bildirerek
"Kaybedilecek toprak Çankaya'nın
babçesinin loprağı degildir" dedi. Cin-
doruk, Başbakan Akbulut'a, "Gelin
millete gidelim" derken "Cumhurbaş-
kaaı'na sorarak mı söyledigini" sordu.
Cindoruk, "Bu Ulkeye çikita muz, oto-
mobil ithal ettikleri yetmedigi gibi asker
de mi ithal edecekler" diye konuştu.
Gürdere
AN AP GeneJ Başkan adaylanndan
y g Mesut Yümaz Ue Hasan Celal Gü-
zel, Alev Alatlı'nın "Bana Bir Türkü Söyle" adlı romanından
sinemaya uyarlanan "Başkan Bey" filminin dün akşam AKM'-
de yapılan galasında bir araya geldiler. Başrollerini Kadir İna-
nır, Alev Baynur ve Haluk Kurtoğlu'nun paylaştığı fi.min
yönetmeni ise Ünal Kupeli. Bir belediye başkan adayının politi-
ka seriivenini konu alan filmin galasında bir araya gelen Mesut
Yılmaz, eşi Berna Yılmaz, Hasan Celal Güzel ve eşiyle bir süre
sobbet ettiler. Güzel, Berna Yılmaz ile konuştuktan sonra Me-
sut Yılmaz'a "Mesut, ben Rizeliler (jett-ı ne -< leceğim, sen de
Gaziantepliler Gecesi'ne katıl" çagnsında bulundu. Kadir tna-
nır'ı filmde canlandırdıgı belediye başkanı rolu nedeniyle kutla-
yan Yılmaz ve Güzel daha sonra kokteylde bulunan Bakırköy
Belediye Başkanı Yıldınm Aktuna, Sarıyer Belediye Başkanı
A.thsan Yalçın filmin oyunculanyla hatıra fotografı çektirdiler.
"Başkan Bey" filminin gala gösterimi ve kokteyline sinema, sah-
ne sanatçüannın yanı sıra DYP milletvekili iken sine-i millete dö-
nen Murat Sökmenoglu, eski bakanlardan Necdet Ugur, tstanbul
Barosu Başkanı Turgut Kazan katıldı. (Muharrem Aydın)
• • •
Ozden'den Başbakarfa: Ispat etANKARA (ANKA)
TBMM'deki bütçe görüşmeleri
sırasında, "SHP'nin Anayasa
Mahkemesi içinden aldığı fısıl-
tılar üzerine ek bir dilekçeyle
mahkeme kapısına dayanarak
yasa iptal ettirdiğini" öne süren
Başbakan Yıldınm Akbulut'a,
Anayasa Mahkemesi'nden yanıt
geldi. Anayasa Mahkemesi Baş-
kanvekili Yekta Güngör Özden,
ANKA'nın sorusu üzerine bu
konuya ilişkin kişisel görüşleri-
ni açıklarken Akbulut'u ispata
çağırdı.
Ozden, Akbulut'un söziu'-"
"devlet adamlannın yapmama-
ya özen göstermesi gereken dav-
raruşlar" olarak değerlendirdiği-
ni belirterek şöyle konuştu:
"Kaynağı Sayın Özal olan -s-
ki yorumlaria, varsayımlar ve
kuşkularla yargı organlaruu yıp-
ratmak asla doğru degildir.
Anayasa Mahkemesi'ni ve üye-
lerini kimse etki alünda bıraka-
maz. Şerefi ve namusu Ue görev
yapan insanlan suçlayıcı sözle-
rin, hukuk devlettne zaran bü-
yük olur. Tanıklar varsa herkes
ona dayanarak serbestçe konu-
şabiür. İki siyasi partinin birbir-
lerini eleştirisinde, çirkin yakış-
tırmalar, doiaylı biçimde yargı-
ya yöneltilemez. Elinde her gü-
cü bulunan devlet, kötülükleri
ortaya koymalıdır. Unutulma-
malıdır ki Anayasa Mahkemesi
kararlan herkesi bağlar, katıl-
masalar bile onlan saymak zo-
rundadırlar. Kaldı ki eleştirinin,
yanlış düşünce ve hukuka aykı-
rı varsayımın yanıtı karann ge-
rekçesinde yazılıdır. Mahkeme,
gereğini hukuka uygunlukla
yapmıştır. O kararda imzası bu-
lunan bir üye olarak kişisei ya-
nıümı veriyorum."
Demirerin
peşine
takıldı'
ANKARA (Cumhuriyet Bii-
rosu) — ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Metin Gürdere, boş
kararname uygulamasının Ba-
kanlar Kurulu dışında Cumhur-
başkanı Özal'ın başbakanhğı
döneminde MKYK'da ahnan
kararlarda da uygulandığrnı söy-
ledi. Gürdere, SHP Genel Baş-
kanı Erdal Inönü ile basını da
"Özal'a göstermedikleri saygıyı
Saddam'a gösteriyoriar" diye
eleştirdi.
tsmet İnönü'yü saygı ile an-
dıklarını, ancak "tsmet İnönü
gibi tutarlı bir politikacının
oglu" olan Erdal Inönü'nun çe-
lişkiler içinde bulunduğunu id-
dia eden Gürdere, ANAP'lı be-
lediyelerde yolsuzluklar bulun-
duğu iddiasıyla seçimleri kaza-
nan SHP'den yolsuzluk gerekçe-
siyle 4 kişinin ihraç edildiğini,
Zonguldak'ta "işçiyi devlete
karşı kışkırtan SHP'nin kendi
çalışanlarının hakkını
vennedigini" öne sürdü.
Metin Gürdere, SHP Genel
Başkanı İnönü'yü, erken seçim
konusunda "Demirel'in peşine
takılmak" ve "Demirel'in oyu-
nuna gelmekle" de suçladı ve
SHP-DYP ortak komite toplan-
tılanndan sine-i millet karannın
değil "cephe" karannın çıkaca-
ğını savundu.
Gürdere, basın toplantısında
gazetecilerin, Cumhurbaşkanı
Özal'ın "boş karamameler" ko-
nusundaki sözlerini hatırlatma-
lan üzerine, "Ben Bakanlar Ku-
rnlu'nda olmadığım için bu ko-
nuda bir şey söylemeyecegim.
Ancak önemli bir şey oldugunu
zannetmiyorum. Benzer uygula-
ma geçmişte ANAP MKYK'da
da yapıldı. Bazı konular karar-
laştınldı. ancak ikilem oluyor-
du. Daha sonra aydınlahlması
için imzalar atılıyor. karar son-
ra alınıyordu" dedi. Gürdere,
uygulamanın Özal döneminde
yapıldığını beürtti.
CUNEYTARCAYUREK
DSP Genel Başkanı Ecevit, Özal'ı Enver Paşa'ya benzettt
Cumhurbaşkanıhükümetî güdüyor
"Türkiye bir savaşa sürüklenirse baş sorumlu Özal
olacaktır" diyen Ecevit, Cumhurbaşkanı'nın Bakanlar
Kurulu'nu "güttüğünü" öne sürdü.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Cum-
hurbaşkanı'nın Türk ulusunun sırtından
kumar oynadığını savunarak, "Türkiye
bir savaşa sürüklenirse baş sorumlu Özal
olacaktır" dedi. Ecevit, Özal'ı "Enver
Paşa"ya benzeterek Cumhurbaşkanı'-
nın Bakanlar Kurulu'nu "gültügünü"
öne sürdü
Ecevit, dün yaptığı yazılı açıklamada,
Özal'ın eleştirilerinin ve hücumlannın
hedeflerinden birisinin kendisi olduğu-
na, bu nedenle Özal'a yanıî vermek zo-
runda bulunduğuna işaret etti. "Rejimin
yüzkarası" olarak nitelediği TRT'nin,
kendisine soz hakkı tammayacağını bil-
diğini söyleyen Ecevit'in açıklamasına
TRT dün akşamki ana haber bültenin-
de yer verdi.
Özal'ın Körfez krizi karşısında Türk
kamuoyunu ve TBMM'yi devre dışı bı-
raktığını, Bakanlar Kurulu'nun zaten
Cumhurbaşkam'run güdümünde oldu-
ğunu kaydeden DSP Genel Başkanı,
açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"Ozal, Bakanlar Kurulu'nu boş karar-
nameler imzalatarak ve Çankaya'da o
kararnameleri diledigi gibi doldurarak
güduyor. Bakanlar Kurulu üyeleri de bu
aşagılamaya uslu uslu katlanıyoriar. Go-
revini bırakan Genelkurmay Başkam'mn
onuriu davranışından da örnek almıyor-
lar. Özal, hukuk devleti kurallannı ve
kendi devlet geleneklerimizi ayaklar al-
tına alarak bir Enver Paşa cüretkârlıgı
ve maceracüıgı ile beliriedigi Körfez po-
litikasında, Türk ulusunun ve Türkiye
1
deki yetkili devlet organlannın ne düşiin-
dügünu degil, ABD Başkanı Bush'un ne
istedigini göz onünde tutmuştur. Bu şe-
kilde belîrlenen politika bir ulusal poli-
tika sayılamaz ve hiçbir ymttaşımızı bag-
lamaz.
Özal'ın hesabına göre ABD bir ham-
lede Irak'taki yonetimi çökertip Irak'ı
parçalayacaktı. Onun için Türkiye de ga-
nimet bolüşümü sofrasındaki yerini şim-
diden peylemeliydi. Bu amaçla Türkiye
artık dünyadaki tek süper güç durumn-
na gelen ABD'nin ardından körii körii-
ne sürüklenmeliydi. Özal'a göre o ugur-
da, askerierimizi Arabistan çöllerinde,
Türklere karşı kurulmuş devletlerdeki
çagdışı rejimİeri konımak üzere savaşa
göndermeye veya başka ülkelerin asker-
lerini kendi topraklanmıza yerleştinne-
ye bile degerdi. Üstelik Türkiye, böyle
davranmakla, ABD'nin ve tüm Batılı ül-
kelerin öylesine gözüne girecekti ki bu-
nalımdan maddi çıkar da saglayacaktı ve
Batıdan kendisine ve KKTC'ye yönelen
tüm baskılar ortadan kalkacak, Batı
dünyası Türkiye'ye kollarını ve tüm ka-
pılarını açacaktı."
YAZIYOR
Erkekliâi OldürmemeK
yadaErkekGöriinmekİçin
ANKARA — On yedi yıl önce aramızdan ayrılan İsmet Pa-
şa'yı bir kez daha ölümsüzleştiren, gerçek bir sanat eseri
olan heykeli Çankaya'daki özel yerinde dün törenle açıldı.
1950'den ölümüne kadar sık sık karşılaştığım, sürekli iz-
lediğim, zaman zaman yanında bulunduğum İsmet Paşa,
sanki ayağa kalkmış, Çankaya tepesinden çok sevdiği An-
kara'wı bakryor. Yorumlara göre heykeliyle "hareket halin-
de". Oyiesi canlı, öylesi anlamlı duruyor. Başkentlilere btr-
şeyier söylemeye çalışıyor gibi.
Atatürk ve İsmet Paşa gibi büyük devrimcileri dolaylı do-
laysız kötüleyenlerin giderek arttığı, "fani Atatürk'ü" ve ar-
kadaşlarını küçümseyerek halk indinde yücelmeye çalışan-
ların yönetim katlarında söz sahibi oldugu günümüzde, İs-
met Paşa'ya özgü devleti devlet yapan hareketlere toplum
gerçekten gereksıniyor.
Yaşadığı sürece övülen, ama sürekli eleştirilen İsmet Pa-
şa'yı acaba hangi suçlama kahkahalarla güldürmüştü, dün
töreni izlerken soruya yanıt arıyordum.
Günümüzün olaylan, geçmisteki kimi olaylarla o denli ben-
zeşiyor ki insan zamanın bir yerde durduğu sanısına kapılı-
yor. 14 Mayıs'ta halk oylarıyla iktidara gelen Demokrat Parti
büyükleri, zamanlannın büyük bölümünü İsmet Paşa'ya naşıl
saldıracaklannı, kötüleyeceklerini araştırarak geçirirlerdi. İç-
lerinden bir tanesi, partinin yanı sıra devlet yönetiminde de
soz sahibi Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu, 1950'de şöyle demişti:
"Bizi İkinci Dünya Savaşı'na sokmamak suretiyle İsmet
Paşa, milletin erkekliğini öldürdü."
Oz kökü Çankaya Köşkü'ne dayalı bir kaynak, dün TÖ^
nün hesapsız kttapsız, yukardan atan kimi irdelemeleri ara-
sında, özellikle şu cümlesini kamuoyuna duyurdu:
"Türkiye biraz da
erkek görünsün."
Yinedeşükretmeli!
ö giDi büyük devrımcılerı
ğimizi ötümden kur- dolayll dOİaVSIZ
:radanÇın
sa^ş
D
a
b
b1: kötüleyenlerin giderek
lıklamaatlamamızge- arttlÖI, 'ianİ AtatÜrk'Ü"
£Xc££r*- ve arkadaşlannı
Ne var ki doğasıyia küçümseyerek halk
sağdan kalkan Fevzi jnf
4;nf
40
ı//irp/mpı/fi
Lütfi Karaosmanoğlu ınumae yuceımeye
iie her sabah sağdan çalışanların yönetım
%£&££ katlanndajöz sahibi
men hemen ayrım OİdUgU gunUIT)UZd6,
, sonuçta uiusun oevıeîı oevlet yapan
öidürmeveöimeiste- hareketlere toplum
rısıne kapılmasını ısti-
yor. Kırk yıl önceki
olay zaman tünelin-
den geçmiş, dün kar-
şımıza çıkıyor.
Bu arada TÖ gibi bir büyük devlet adamının isteğine kar-
şın Başbakan Kohl, savaşcı ulus Almanlann erkekliğini öl-
dürdü, öldürmek üzere. Körfez savaşına katılmak istemiyor.
Bu ara gelen fıaberlere göre TO'nün hasretini çektiği Çevik
Kuvvet'e 18 pilot vermemenin yolunu arıyor.
30 Kasım'da başvurumuz NATD'ya ulaşmış, neredeyse bir
ay geçti. Çevik Kuvvet hâlâ görünürde yok. ABD'nin Bonn
üzerindeki baskısı olmasa, kuşku yok, Kohl Turkiye'yi he-
men geri çevirecek. VVashington'a direnebilse, Çevik Kuv-
vet'i hemen dışlayacak. ' "t,
Üstelik TÖ'nün Saddam'ı Türkiye'ye kışkırtacak son de^
meçlerinden sonra savaşa katılmamayı yeğleyen Bonn, sa-
vunu ayağıyla gönderdiği pilotlarla ya savaşın tam göbeği-
ne düşersem diye düşünüyor. Çünkü TÛ, petrol gerekçesi-
ni çoktaan aştı. Batı liderlerinden duyulmayan sözcüklerle
Saddam'a "yağmacı, imha eden ve ırza geçen" damgaları-
nı vuruyor, kışkırtıyor.
Savaşı bir başlatabilse? Sorun kalmayacak. Ne çare, Çe-
vik Kuvvet'i göndermeye nazlanırken Türkıye'ye güvence ve-
ren NATO, bir saldırı karşısında aynı tempoda harekete ge-
çerşe "ya seydi" ne yapacağız?
Üstüne üstlük Çevik Kuvet'in gelişi bu denli uzun durak-
samalar geçirdiğine göre bir saldırıyla savaş başladığında
NATO askeri güçlerinin yanımızda yer almasının, kimbilir kaç
ay süreceğini varın hesap edin. Kısacası, NATO'yu iş işten
gectikten sonra yanımızda göreceğimizi kanıtlayan, güven-
celerin lafta kalacağını duyuran olaylar yaşanıyor.
Boşverelim olasılıkları, savaş açalım, savaşa girelim.
"Erkekliğimizi öldürmeyelim."
Haydin savaşa, haydin savaşa!..
P A R T İ L E R D E N
Alııtak, bütçeyi değeriendirdi
• ANKARA (ANKA) — HEP Kars
Milletvekili Mahmut Alınak, 1991 yılı
bütçesinin halkm sorunlanna çözüm
getirmediği gibi sorunlanm daha da
ağırlaştırdığım savunarak, "Çözüm,
demokratik halk ekonomisini
uygulayabilecek demokratik halk devletidir"
dedi. Alınak, yaptığı yazılı açıklamada, 1991 yılının halk
için çok sıkıntılı bir yıl olacağını belirterek, bu bütçeyle
ücret ve maaşlann düşük tutulduğunu, aşın
vergilendirmeye gidildiğini ve Tekel ile KİT mallanna
yüksek zam öngörüldüğunü vurguladı. ANAP'ın
uyguladığı ekonomik modelin halkın hayat damarlanru
kesmeye devam ettiğini savlayan Ahnak, SHP ve DYP'nin
farklı bir ekonomik kalkınma modeli önerdiğini, ANAP'ın
tekelci kapitaüst modelinin' SHP ve DYP tarafından
revize edilerek sürdürülmek istendiğini söyledi.
HEP'in yasa önerisi
ANKARA (AA) — Halkın Emek Partisi, milletveküleri, ü
genel meclisi üyeleri, köy ve mahalle muhtarlannın
istedikleri zaman nezarethaneleri ve cezaevlerini
denetleyebihnelerini öngören bir yasa önerisi verdi.
Işkencenin önlenebilmesini amaçlayan yasa önerisinin
gerekçesinde, bir insanlık suçu olan işkencenin tüm
vahşetiyle sürdüğü savunularak, "Anayasada, yasalarda
suç, ama işkence yine de devam ediyor. Avukatlann
gözaltına ahnan milletvekilleri ile görüşebilmeleri yasa
emri olmasına karşın yetkililer, avukatlan
nezarethanelerin kapılanna bile yaklaştırmıyorlar" denildi.
Gerekçede, milletvekillerinin gözaltına alınan
vatandaşlarla ilgili bilgi alamadıklan da beürtilerek polis
amirlerine ulaşmanın bakanlara ulaşmaktan daha zor
oldugu kaydedildi.
ANAPta yetki izni
• ANKARA (AA) — ANAP TBMM Grup
Başkanvekili Onural Şeref Bozkurt, Anayasa
Mahkemesi'ne reddi hâkim talebinde
bulunmayı da kapsayan yetki için grupta
imza topladıklarını belirterek "Bu yetkiyi
nasıl kullanacağımızı bilahare
değerlendireceğiz" dedi. Bozkurt yaptığı
açıklamada, yüksek mahkemeye açılan her dava
dilekçesine Anayasa Mahkemesi Kunıluş Kanunu'nun
öngördüğü çerçeve içerisinde gruptan yetki alıp cevap
yazdıklannı hatırlatarak "Bu arada Anayasa
Mahkemesi'ndeki son gelişmeler karşısında reddi hâkim
talebinde bulunmayı da kapsayan, ki mutlaka
kullanacağımız anlamında değil, ama gerekli gördüğümüz
takdirde bunu da ihtiva eden tarzda izin için imza
topluyoruz" diye konuştu.