04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ARALIK 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/15 NEW YORK Bush'un önerisi BM'de 'şok' yarattıABD Başkanı'nın diyalog önerisi, BM'de tam bir sürpriz yarattı. Saddam Hüseyin'in öneriyi kabul etmesi olumlu bir gelişme olarak değerlendirilirken, diplomatlar ABD'nin "acele" ettiği kamsında. Eski Dışişleri Bakanı Kissinger ise Bush'un önerisinden "dehşete düştüğünü" söyledi. ŞEBNEM ATİYAS l i y o r : NEW YORK — ABD Başkanı Geor- ge Bush'un Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz'i görüşmek üzere Washington'a ça- ğırması ve Dışişleri Bakanı James Baker'ı Bağdat'a gönderme önerisi Birleşmiş Mil- letler'de şok etkisi yaptı. Güvenlik Kon- seyi'nin buyuk bir gosteriyle Irak'a kar- şı kuvvet kullanılması izni vermesinden bir gün sonra Bush'un Saddam Hüse- yin'e "can simidi" atması tümüyle sürp- riz oldu. Açıklama, bir gün öncesindeki karamsar havayı tümüyle değiştirdi. Sad- dam Hüseyin'in öneriyi kabul etmesi "banş senaryolannı" canlandırdı. Özel- likle Arap diplomatlar arasında "iyimser" bir beklenti ortaya çıktı. BM'deki diplomatlar arasında bir di- ğer yaygın görüş, Bush'un "erken adun" attığı yolunda. Bu görüş şöyle ifade edi- "Giivenlik Konseyi karanndan sonra bir hafta beklenseydi, bu adım da- ba etkili olabilirdi. Şimdi Saddam'a, ba- nş planına Irak'tan çok Batı'nın ihtiya- cı olduğu sinyali gitmiş olabilir." Dışişleri bakanlan ile birlikte önceki gün Güvenlik Konseyi'nde haar bulunan BM'deki diplomatlar, ABD'nin böyle bir adım atacağından kimseyi haberdar et- mediğini söylediler. Bush'un Baker'i Bağdat'a gönderme önerisinden sonra Yemen BM Daimi De- legesi Büyukelçi Abdalla Al-Ashtal: "Bu öneriyi son derece olumlu bir gelişme ola- rak karşılıyoruz. Aynca ABD'nin sade- ce ültimaton iletmek için en üst diizey- de yetkilisini Bağdat'a göndereceği kam- sında değiliz. Güvenlik Konseyi'nin şim- diye kadar onayladığı kararlann u>gulan- ması için teknik a>arlamalar gerekiyor. Çeşitli düzenlemelere ihthaç var. Örne- ğin Irak Kuveyt'ten çekildiğinde yerini barış gücünun alması, banş ortamının kurulmasında bir mekanizma oluşturul- ması, Kuveyt'te yeni düzenin kurulması için düzenlemelerin yapılması, Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesi karsılıgında mali düzenlemelerin yapılması gibi sonınlann konuşulması gerekiyor. Bunlar Güvenlik Konseyi kararlannın uygulanması için konuşulmalıdır. Baker'ın bunlan konuş- maya gideceği kanısındayız" dedi. Yeni banş senaryosu Saddam Hüseyin'in öneriyi kabul et- mesinden sonra, BM diplomatları yeni banş senaryosundan söz etmeye başladı- lar. Yemen Büytikelçisi Al-Ashtal'ın dip- lomatik dille ifade ettiği yeni banş senar- yosu sırasıyla şu adımlan içeriyor: 1) Başlangıç olarak Irak birlikleri, Ku- veyt'ten çekilip yerini BM banş gücüne bırakacak. 2)Statükonun yeniden kurulması ye- terli olmayacak, Kuveyt hükümeti geçer- liliğini parlamento seçimleri ile kanıtla- maya söz verecek. 3) Irak'a, Kuveyt'e ilişkin ekonomik ve toprak şikâyetlerini uluslararası yüksek mahkemeye sunma garantisi verilecek. Mahkemenin karan iki hükümeti de bağ- layacak. 4) Irak, tümüye çekildiğinde donduru- lan mülkiyetinin yarısı serbest bırakıla- cak. öldürücü olmayan malzeme ve yi- yecek üzerindeki ambargo kalkacak. 5) Irak nükleer kapasitesini Birleşmiş Milletler'e bildirecek. Bunlann görülme- sine ve yok edilmesine izin verecek. 6) Kimyasal silah üretimini durdura- cak. 7) Kimyasal silah stokunu yok edecek. 8) Bunlar gerçekleşinceye dek Ameri- kan askerleri ve diğer güçler Körfez'de kalmaya devam edecekler. Irak bu gerek- leri yerine getirince Arap olmayan aske- ri guçler çekilecek. Irak'ın dondurulu olan mülkleri tümüyle serbest bırakıla- cak, ekonomik ambargo tümüyle kaldı- rılacak. Saddam Hüseyin iktidarda kalacak. Kissinger dehşete dtiştü Bush'un önerisi genelde "iyimseriik" yaratırken eski dışişleri bakanlanndan Henry Kisscnger'ı dehşete düşürdü. Kis- senger, New York'tan ABC televizyonu- na verdiği demeçte şoyle dedi: "Bir gün önce Dışişleri Bakanı Baker'ı telefonla arayıp Güvenlik Konseyi kara- nndan ötüru tebrik ettim. Olaganustü bir performans gösterdiği için kutladım, bir gün sonra her şey değişti. Kendimi biç bu kadar yalnız nissetmemiştim. Bugün çok acı bir gün... Kuveyt'i işgal eden, aldıgı binterce rehine ile dünyayı tehdit eden bir ülkenin başkentine en üst duzeyde dev- let görevlisini göndermek çok ciddi bir diplomatik adımdır. Butun Arap dünya- sına anlamlı bir sinjal verir. Anladığım kadarıyla muttefiklerimiz de bu durum- dan haberdar degildi. Bu durumda şim- di arük kimsenin, kendi kendine Bagdat'- la bağımsız pazarlığa girişmesi engeUene- meyecektir, bence artık önceki gunkü gibi açık ve net bir duruma geri donebilme- mize imkân yoktur. 400.000 asker oraya gitmiş ve biçbir şey başarmadan dönmuş olacaklar. Böyle bir adun atdacaksa bun- ca zahmete girmenin anlamı yoktu. Hiç bu kadar endişe duydugumu hatırlamı- yorum." Askeri yığınak Körfez silah deposuDış Haberler Servisi — Körfez krizi, önce BM Güvenlik Konseyi'nin, gerekti- ğinde Irak'a karşı kuvvet kullanmak da- hil her yola başvurulmasına izin veren ka- rann ardından ABD Başkanı George Bush'un Irak'a yaptığı "üst düzeyde göriişme" çağnsıyla bir anda farklı bir su- rece girerken, Körfez bölgesindeki ABD öncüluğundeki askeri yığınak da giderek büyüyor. ABD: Şu anda 240 binden fazla aske- ri bulunuyor. Bu sayının, ocak ayı sonu- na kadar 400 bine çıkacağı bildiriliyor. ABD'nin bolgede, 22'si sa\aş gemisi ol- mak uzere 40'ın uzerinde gemisi bulunu- yor. Aynca toplam 500 uçak bolgeyi ha- vadan denetim altında tutuyor. ABD, 250'den fazla savaş helikopteri ve 500'ün üstünde tankı da bolgeye gondermiş du- rumda. Suudi Arabistan: 38 bin kişilik ordu, 56 bin kişilik paramiliter UlusaL Muha- fızlar, 7 bin 200 kişilik deniz, 16.500 ki- şilik hava gücu. Suudi Arabistan'ın ordu- su 550 tank, 180 savaş uçağı ve 8 firka- teynle destekleniyor. Mısır. Suudi Arabistan'da 14 bin kişi- lik birliği var. Yeni birlikler ve tanklar gönderiyor. tngiltere: Çöl farelerini Korfez'e gön- derdi. Toplam asker sayısı 17 bin civarın- da. Bu sayı 30 bine çıkacak. Aynca 120 tankı, 72 savaş uçağı, 13 savaş gemisi ve çok sayıda diğer savaş gerecini bölgeye göndermiş durumda. Fransa: 15 bin kişilik birliği bölgede bulunuyor. Aynca 10 savaş gemisi, 24 sa- vaş uçağı, 72 helikopteri ve 300 zırhlı aracı var. Sovyetler Birliği: Bolgede iki savaş ge- misi bulunuyor. Suriye: 15 bin kişilik bir birlik ve 300 tank gonderdi. Yeni birlikler gönderme- yi planlıyor. Birleşik Arap Emirlikleri: 40 bin kişi- lik ordusu, 200 tankı, 80 savaş uçağı ve 15 savaş gemisi var. Lraraan: lyi donanımlı 25 binlik bir or- dusu, çok sayıda tankı, 63 savaş gemisi ve en az 4 tane de Exocet donanımlı füze gemisi var. Bahreyn: 2.300 kişilik bir ordusu var. Avustralya: iki gudumlü fuze firkateyni ve bir destek gemisi. Belçika: 2 mayın arama gemisi, 1 des- tek gemisi. Bangladeş: Suudi Arabistan'a 2 bin ki- şilik birlik gonderdi. 3 bin kişilik bir bir- lik de yakında yola çıkıyor. Kanada: 2 destroyer ve 1 destek gemi- si Körfez yolunda. Ayrıca uçak \e birlik de gonderecek. Danimarka: 1 korvet. Yunanistan: 1 gudumlü füze firkatey- ni. İtalya: 2 firkateyn ve 2 destek gemisi. Aynca Abu Dabi"de 8 uçak. Nijen 500 kişilik bir birlik. Hollanda: 2 firkateyn. Pakistan: 2 bin kişilik bir birlik. Senegal: 500 kişilik birlik. Fas: 5 bin kişilik birlik. tspanya: 1 firkateyn ve 2 korvet. Türkiye: Irak sınırında 100 bin kişilik duzenli ordu. Aynca 35 bin kişilik jan- darma ve polis komando gücü. 50 Leopard-1 tankı ve 30 F-16 uçağı. Bunun yanı sıra en az 20 F-4 ve F-104 savaş uçağı. TÜRKİYE 9 ilde tatbikatANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — BM Güvenlik Konseyi'nin Irak'a Kuveyt'- ten çekilmesi için 15 ocağa kadar süre ta- nımasının ardından, Sivil Savunma Hiz- metleri Genel Mudürlüğü Adana'dan sonra 9 ilde daha sivil savunma tatbikatı yapılacağım açıkladı. Geçen ay Adana'da gerçekleştirilen ve "karartma" uygulamasının yapıldığı tat- bikatın ardından Ankara, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Van, Batman, Adı- yaman, Muş, Hatay ve Mersin'de de 10 ocağa kadar tatbikat yapılacağı kaydedil- di. Tatbikatlarda vatandaşlara kimyasal silahlar karşısında korunma yöntemleri, olası bir hava hücumu sırasında alınacak önlemler konusunda bilgi verilecek. WASHINGTON Bush'un çıkışının perde arkasıUFUK GÜLDEMtR AYRILIK HÜZNÜ — ABD'nin Korfez'e gönderdiği yedeklerinden genç anne Ruth Munk uç aylık bebeğine gozyaşlanyla veda etti. WASHINGTON — ABD Başkanı Ge- orge Bush'un Irak ile ust düzeyde diplo- matik temasa kapıyı aralayan açıklama- sından sonra dikkatler bu açıklamamn perde arkasındaki nedenlere döndü. Tar- tışılan soru şu: Bush, Körfez krizine ger- çekten diplomatik bir çözüm arayışında mı, yoksa kaçınılmaz bir savaş öncesi ka- muoyu tepkilerini yatışürmaya dönük bir manevra mı attığı bu adım? ABD Başkanı, geçen hafta başına ka- dar, Kongre üyelerinin, Irak'a ust düzey- de bir temsilci gönderilmesi yönündeki önerilerinı kulak ardı etmişti. Oysa ön- ceki gün aniden ABD ve Irak'ın dışişleri bakanlanrun karşılıklı olarak iki ülke baş- kentine gitmesi önemini ortaya attı. Ge- rek dünkü Washington Post ve New York Times gazetesine yönetim kaynaklann- dan yansıyarrîar gerekse de bizzat konuş- tuğumuz bazı gözlemciler bunun neden- lerini üç noktada topluyor: 1) Yatıştırma kaygısı: Başkan Bush, Amerikan tarihinin kamuoyu yoklama- lanna en duyarlı başkanlanndan birisi. Geçen günlerde Körfez krizine diploma- tik çözüm için her çareye başvurmadığı yönünde yoğun eleştirilere hedef oldu. önceki gün yaptığı diplomatik çıkışuı ne- denlerinden birisinin iç ve dış kamuoyu- nun bu yöndeki eleştirilerini yatıştırma- ya dönük bir adım olduğu yönünde baa işaretler bulunuyor. VVashington Post ga- zetesinin Beyaz Saray muhabiri David Hoffman, dün yayımlanan analizınde "yönetim kaynaklarına" atfen bu olgu- nun altını çizdi. 2) Savaş manevrası: DUnkü Amerikan gazetelerinde yayımlanan yorumlarda Bush'un son çıkışının nedenlerı arasında uzerinde görüş birliği bulunan bir başka nokta da bu çıkışın olası bir savaş önce- sinin son diplomatik manevrası olabile- ceği yönundeydi. Burada altı çizilen nokta şu: Amerika kaçınılmaz bir savaşın eşi- ğinde. ABD Başkanı'nın iki ülkenin dı- şişleri bakanlannın karşılıklı olarak Bağ- dat ve VVashington'a gitmesi önerisi, bu savaşın bugüne kadar dikkatle hazırlan- mış platformuna bir çivi daha çakıyor. Yani, ABD Başkanı Bush, zaten kararh olduğu bu savaşa girişmeden once "Dip- lomatik çözüm için çaba sarf etmedi" suçlamalarına karşı önlem alıyor. 3) Bush korkuyor tkinci maddede an- latılan göruşe ters düşse dahi, Bush'un son çıkışının nedenlerinden bir başkası- nın da ABD Başkanı'nın gerçekten savaş istememesi olduğu öne sürulüyor. Bu gö- rüşe göre Bush, Körfez krizi savaş nok- tasma gelmeden çozulsün istiyor. Çünku Amerikan kamuoyuna hâlâ bu savaşa ne- den gidildiği yolunda ikna edici bir açık- lama getirilememiş durumda. Amerikan kamuoyu, petrol uğruna "Kuveyt şeyhle- rini yeniden işbaşına getirmek" için Ame- rikan gençlerinin kanının dökülmesini is- temiyor. Bir savaşa gidilmesindeki stra- tejik nedenleri ise hiç anlamıyor. Durum böyleyken çıkacak bir savaşın ne uğruna döküldüğü belli olmayan kan nehirleri yaratması, ABD Başkanı'nın en büyük karabasanı. Nitekım dunku basm toplan- tısmda çok sevdiği beş çocuğundan biri- sini, arabasının benzin deposunu iki do- lar daha ucuza doldurabilmek için Kör- fez'de savaşa yollamak seçeneği ile karşı karşıya kalırsa aklından neler geçeceği so- rusuna, çok dokunaklı bir yanıt verdi. Bush, her gün annelerden ye eslerden al- dığı mektuplarda ifade edilen duyguları aktardıktan sonra, "Ama diğer yandan da bir başkan doğru olanı yapmak zorunda- dır. Bu çocukları kızgınbkla tek kurşun sıkmadan vatana geri getirmek için elim- den geleni yapacağım" dedi. ABD Baş- kanı George Bush'un dünkü açıklamasın- da dikkat çeken bir başka nokta da Kör- fez krizinin "tüm boyutlannı konuşma- ya hazır olduğunu" ilan etmesiydi. Bush, her ne kadar BM kararlarının muzakere konusu edilemeyeceğini vurguladıysa da Körfez krizinin "tüm boyutlannı" konuş- maya hazır olduğunu ilan etmesi, Irak- ın Kuveyt'i işgaline gerekçe olan yakın- malan göruşmeye kapıyı açtığının işare- tini verdi. Bu sinyal de Bush'un temel ola- rak 'savaşı istemediği ve eğer bir yol bu- lunursa diplomatik çözume yanaşabile- ceğinin işareti olarak algılandı. Manş'ın 30 metre altında Ingiliz ve Fransız işçileri elsıkıştı ... Ve îngiltere kıtaya bağlandıEDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — Ingiltere adası, ileri tek- nolojinin "kurbam" oldu ve 8 bin yılhk bir aradan sonra Avrupa kıtası ile birleş- ti. İngıltere ile Fransa arasında Manş De- nizi altında yapımı ilerleyen 3 tunelden ortada yer alan servis tuneünde açılan ko- ridorda dun İngiliz ve Fransız işçiler ye- rel saatle 11.15'teel sıkıştılar. "Dünyanın en pahalı deliği" denen tünelde gerçek- leştirilen bu muhendislik mucizesi, tele- vizyondan naklen yayımlandı. Servis tüneli iki ucundan birleşti. An- cak diğer iki tunelde inşaat sürecek. De- miryolu döşenecek olan diğer iki tünel de yapılıp tamamlandıktan sonra 1993'ten itibaren Londra-Paris ve Brüksel arasın- da hızlı trenler işlemeye başlayacak. Deniz yatağının 30 metre altından ge- çen tünel 52 kilometre uzunlukta. Bunun 40 kilometresi "deniz altında." Tunel ihalesi 1985'te açıldı. 1987'de Margaret Thatcher ve François Mitler- rand'nın Paris'te imzaladıkları anlaşma ile yasalaştı. Maliyeti o tarihte 5 milyaı sterlin hesaplanırken şimdi 8 milyara çık- mış durumda. 5 îngiliz, 5 Fransız inşaat şirketinin ortaklığı ile kurulan konsorsi- yum, işe 46 milyon sterlin ile başladı. "Eurotünnel" adıyla kurulan şirket, hisst senedi satarak 5 milyar sterlin topladı. Ilk aşamada Japon ve Suudiler yaklaşık ya- rı hisseleri topladılar. Ancak maliyet su rekli artıyor. 9 işçi öldü Diğer bir artış ise işçi ölümleri Fransa tarafında şimdiye kadar sadece iki kişi öl- düyse de 7 İngiliz işçi hayatını kaybetti. Ancak 8 saatlik vardiyada kazanç ise "haftada" en az 1.500 sterlin (8 milyon 250 bin lira). Deniz tabanının 30 metre altından ge- çecek olan tünel, kırılması kolay olan ki- reç tabakalannı peynir gibi kesen dev matkaplarla açılıyor. Normal koşullarda matkaplar iki uçtan günde 3 metre ilerli- yordu. Bu iş için özel olarak yapılan mat- Denizin altında dün yapılan törenle 188 yıllık bir düş gerçekleşmiş çldu. İngiltere'nin geleneksel "yalnızlığı" böylece sona erdi. kaplar, tren uzunluğunda, 1.350 ton ağır- lığında dev makineler. Geçen yaz ingiliz tarafmın matkabı, yolun yansına vanldığı için "sağa çekildi" ve bırakıldı. Tarihte tünel 18O2'de Napoleon, Ingilizlerle arasını Amiens Anlaşması ile düzeltince, aklına Manş'a bir tünel açtırmak gelmiş ancak bu gerçekleşmemişti. İngilizler memnun- du. 1857'de Kraliçe Viktorya'nın bilime merakh kocası Prens Albert, bir tunelden söz edecek olduğunda, dönemin başba- kanı Lord Palmerston Avam Kamarası1 nda, "Ne? Biz Fransa ile aramızdaki uzaklığı zaten az bulurken bunu bir de tünelle mi kısaltacağız?" demişti. İngiliz- ler, tıpik "ada kültürü" içinde Avrupa- ya uzaktan bakarak yaşamayı tercih ettiler. 1882'de "Sunday Times", Manş Deni- zi'nin altına yapılacak bir tünelin "nihi- listler, anarşistler ve enternasyonalistler- 'in Ingiltere'ye doluşmasını kolaylaştıra- cağını yazıyordu. Oysa Îngiltere tarafın- dan 2 kilometre, Fransa tarafından 1.8 ki- lometre kazılmıştı. Plan rafa kaldırıldı. 1974'te İşçi Partisi hükümeti projeye de- vama kalkıştı, ama olmadı. toplam uzakiık 52 km Deniz altmdakı kısım 40 km İngilizler çeşitli nedenlerle tunelın ya- pımına karşı çıktılar. 1- İstila korkusu: Napoleon'dan yılan ingilizler, başka Napoleon'lan caydırmak için tünele karşı çıktılar. Hitler bile In- giltere'yi istila edemedi. 2- Yangın korkusu: Tünelde yangın çı- karsa ne olacaktı? 3- Kudnz korkusu: tngiltere'de gorul- meyen kuduz olaylan Kıta Avrupası'ndan gelecek ve gözden kaçacak hayvanlarla îngiltere'de de başlayabilir. 4- Terör korkusu: Teröristler tuneli ele geçirirse ne olacak? 5- Yerel ticarete darbe: Tunelden tren, taşıt araçları ve yuk kolayca geçerken de- nizde sefer yapan feribotlar, kıyılardaki oteller ve hizmet sektöru ne olacak? 6- Çevre sorunlan: Tunele gidecek olan demir ve karayolları, otopark ve işletme binaları çevreyi bozacak. Büyük bir ulaş- tırma sorunu çıkacak. İngilizler açısından hâlâ en geçerli iddia bu. Tünel sayesinde Avrupa'nın yakınlaşmasına rağmen, İn- giltere'de Fransızlann hızlı trenlerine ben- zer trenler yok, demiryolları eski ve ray araları dar, tuneller alçak tavanlı. Bun- ları Avrupa düzeyine getirmek için sade- ce tartışma var, ortada somut bir çaba yok. DENtZALTINDA SON KONTROL — Manş'ın 30 metre altında açılan "dunva- nın en pahalı deliği", tngiltere ile Fransa'yı birbirine birleştirdi. Dün bu tarihi olay münasebeti ile tören duzenlemeden önce teknisyenler Urafından son güvenlik kont- rolü yapıldı. (Fotoğraf: AFP)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle