30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 ARALIK 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 İran, Rüşdü'yü affetmedi • TAHRAN (AA) — Tahran Mücadeleci Ruhaniler Derneği, Şe>'tan Ayetleri kitabının yazarı Salman Rüşdü için verilen ilahi idam hükmünün, hiçbir siyasi olay ile ortadan kaldırılamayacağmı açıkladı. İran basınında yer alan haberlere göre İran'ın siyasal yaşamında önemti bir yere sahip olan dernek, bir bildiri yayımlayarak Salman Rüşdü'nün affedildiğine dair iddiaları yalanladı. Hindistan'da çatışmalar • YENİ DELHt (AA) — Hindistan'ın güneyindeki Haydarabad kentinde Hindularla Müslumanlar arasındaki çatışmaiarda ölü sayısı 37'ye çıktı. Bölgeden alınan haberlerde, ölümlerden çoğunun bıçaklanma sonucu meydana geldıği belirtildi. Polisin çatışmaları önlemek için ateş açması sonucu 3 kişinin öldüğü, diğer ölümlerin çoğunun ise dün gece Haydarabad kentinin eski kesimindeki çatışmaiarda meydana geldiği kaydedildi. I Yugoslavya'da i seçimler • • BELGRAD (AA) — Yugoslavya'da komünistlerin yönetimde , olduğu son iki cumhuriyet i Sırbistan ve Karadağ'da j dün ilk çok partili seçimler J yapıldı. Sırbistan'da | özerkliği elinden alınan ve j tekrar özerklik isteyen • Kosova bölgesindeki J Arnavutlar'ın seçimleri , boykot ettiler. Özerklik ! yanlısı Arnavutların ' kurduğu Kosova Demokratik Birliği'nin ı lideri İbrahim Lugova, j seçimlere katılmanın j özerklik isteğinden < vazgeçmek anlamına ı geleceğini belirterek, î "Halkımızdan evlerinde ! oturmalannı istedik" dedi. 1 Sırbistan ve Karadağ'daki ' seçimlerin ülkenin parçalanıp parçalanmayacağı konusunda belirleyici olacağı belirtiliyor. Sırbistan'da iktidardaki eski komünistlerin devamı olan Sosyalist Parti'ye karşı koalisyon olarak seçime giren Sırbistan yenilenme harekâtı, kapitalizmin kurulmasını ve merkezi yönetimin önemini korumasını istiyorlar. Erşad'ın asılması için yürüdüler • DAKKA (AA) — Yoğun protesto gösterileri • üzerine istifa etmek zorunda kalan Bangladeş eski Devlet Başkanı Muhammed Erşad'ın idam edilmesini isteyen binlerce kişi, dün başkent Dakka'da bir gösteri düzenledi. Muhammed Erşad ise BBC'ye yaptığı telefon görüşmesinde, parlamento seçimlerine gireceğini ve daha sonra devlet başkanhğına adaylığıni koyacağını açıkladı. Öğleden sonra çoğunluğunu öğrencilerin oluşturduğu 20 bin kişilik bir grup, başkent Dakka'nın merkezinde yaptıklan gösteride, "Erşad'ı asın", "Diktatörlüğe son" şeklinde sloganlar attılar. Libyalı esirler • N'DJAMENA (AA) — Çad'da, General İdris Deby'nin iktidan ele geçirmesinden sonra 400 Libyalı savaş esirinin daha ABD ordusundan bir uçakla başkent N'djamena'dan aynldığı bildirildi. N'djamena havalimanı yetkililerinin verdikleri bilgiye göre ABD'ye bağlı 'C-141 Starlifter' askeri uçağı, Libya lideri Albay Muammer Kaddafi'ye karşı eğitildikleri ileri surülen ve Reuter'in 'Contralar' şeklinde tanımladığı 400 savaş esiriyle birlikte gizli tutulan bir yönde Çad'dan avrıldı. îicralbS^Enbuncfegöre Şam, aldığı lmilyar dolarla,gelişmiş silahlarsipariş etti Suriye süahlanıyorSuriye, Körfez krizinde ABD'nin safında yer aldığı için ödüUendirildi. Şam hükümeti, yapılan 1 milyar dolarlık bu yardımla karadan karaya füzeler, modern savaş uçakları ve tanklar gibi gelişmiş silahlar satın alıyor. Dış Habcrter Servisi — Suri- ye'nin Irak karşıtı cepheye ka- tılması için şimdiye kadar yak- laşık 1 milyar dolar yardım al- dığı ve ordusu için ısmarladığı modern silahlann faturasını bu parayla odemeyi planladığı bil- dirildi. "International Herald Tribune gazetesinin haberine göre Körfez krizine kadar bu- yük para sıkıntısı çektiği için "gelişmiş süahlan" elde edeme- yen Suıiye, şimdi karadan ka- raya füzeler, jet savaş uçakları ve tanklar satın alıyor. Suriye'nin yeni silah alımı, geçen hafta içinde bir Israil as- keri yetkilisinin Kuzey Kore'nin Suriye'ye Sovyet yapısı Scud-6 füzelerini sattığını bildirmesi üzerine ortaya çıktı. Bir Amerikan askeri yetkili- si, "Körfez krizinin patiak ver- mesi, Suriye'ye yaradı. Bu kriz Suriye'nin, Batı ile ilişkilerini geliştirmesini ve bir miktar yar- dım almasını sağladı" dedi. Amerikan askeri yetkilisine göre Suriye'nin aldığı 1 milyar dolarlık yardımın büyük bolü- munü Suudi Arabistan verdi. Kuveyt ve Birleşik Arap Emir- likleri de bu yardıma katkıda bulundular. Batılı gözlemciler, Suriye'nin askeri gücünü arttırmasının, Körfez krrzinin sona ermesin- den sonra krizden güçlenerek çı- kan bir Suriye'nin, tıpkı 1980'li yılarda Batı yardımını alarak guçlenen Irak gibi Körfez kri- zinden sonra Ortadoğu'da bir istikrarsızlık unsuru olabileceği- ni belirtiyorlar. Amerikalı askeri yetkililer, si- yasi gözlemciler ve öteki Suriye uzmanlan, Suriye'nin Irak kar- şıtı uluslararası güce asker yol- lamakla birlikte, Irak'ın askeri gücünü tumuyle yok edecek, bir çözüm istemediğini ve Esad'ın Irak ordusunu hâlâ Israil'e karşı potansiyel bir müttefik olarak gördüğünü belirtiyorlar. Suriye'ye yakın kaynakların bildirdiğine göre Esad, ABD Başkanı Bush ile geçenlerde Ce- nevre'de yaptığı gorüşmede, ül- kesinin adının teröristlere yar- dım eden ülkeler listesinden çı- kartılmasını istedi. Ancak Ame- rikalı hükümet yetkilileri Esad'- ın son zamanlarda Batılıların desteğini kazanmak için attığı adımlara rağmen Suriye'nin te- rorizmi desteklemekten vazgeç- tiğine dair bir belirti görülmedi- ğini belirtiler. Independent on Sunday gazetesinin iddiasv Kuveyt, Irak'a taviz önerdiGazetenin dün yayımlanan sayısında, Suudi Arabistan ve Kuveyt'in Irak'la gizli görüşmelerde bulunduğu ileri sürüldü. Gazetede, Kuveyt'in, topraklarından çekilmesinin karşılığında Irak'a Rumelya petrol alanının kontrolünü tamamen vermeyi ve Bubiyan ile Warba adalarını 99 yıllığına kiralamayı önerdiği savunuldu. Dış Haberler Servisi — Suu- di Arabistan ve Kuveyt'in Bağ- dat yönetimiyle gizli görüşme- lerde bulunduğu ve Kuveyt yö- netiminin, Irak'ın Kuveyt top- raklanndan çekilmesinin karşı- lığında bazı önemli petrol alan- larını vermeyi önerdiği ileri su- rüldü. Ingiltere'de yayımlanan Inde- pendent on Sunday gazetesinin dunkü sayısında yer alan bir ha- bere göre Irak karşıtı uluslara- rası cephenin zayıflamasından ve ABD'nin savaşa girme isteği- nin zayıflamasından endişelenen Suudi ve Kuveyt yönetimleri, Irak ile ilişkiye geçerek Körfez krizine çözum aramaya başladı- lar. Gazetenin Avrupa'da yaşa- yan sürgün Araplara dayanarak verdiği haberde, görüşmeler sı- rasında Kuveyt yönetiminin Irak'ın Kuveyt topraklarından çekilmesinin karşılığında Ku- veyt'e ait olan Rumelya petrol alanının kontrolünü tamamen Irak'a vermeyi önerdiği ileri sü- rüldü. Gazeteye göre Kuveyt, Basra Körfezi'ndeki Bubiyan ve Warba adalarını da 99 yıllığına Irak'a kiralayabileceğini belirti- yor. Independent on Sunday ga- zetesinin haberinde Suudi ve Kuveytli yetkililerin Irak yone- tüniyle yaptıklan gizli göruşme- lerin Umman ve Yemen tarafın- dan planlandığı ve bölgedeki Arap yönetimlerinin, Körfez kri- zini görüşmek üzere zirve dü- zenlenmesi fikrini yeniden göz- den geçirdiği ileri sürüiüyor. ABD, Irak'ın önerisini reddetti ABD Dışişleri Bakanı James Baker, Irak'ın önerdiği 12 ocak tarihini reddederek, Saddam Hüseyin'le en geç ocak ayı ba- şında görüşmeyi istediğini söyledi. Baker, ABC televizyonuna yaptığı açıklamada, 12 ocak ta- rihinin "temelden kabul edilemez" olduğunu söyledi ve Irak'ın bu tarihte ısrarlı olması halinde, kararın Başkan Bush'a ait olacağım kaydetti. Baker, 12 ocak tarihinin, BM Güvenlik Konseyi'nin kuvvet kullanımına izin verdiği İS ocak tarihine çok yakın olduğuna dikkat cekti. Bağdat ziyaretinin müzakere- ye değil, Irak'ı Kuve>t'ten çekil- meye ikna etmeye yönelik oldu- ğunu belirten Baker, Irak'ın, Rumelya petrol bölgesi dışında Kuveyt'ten çekilmesine olanak sağlayacak yeni bir sınır çizgisi hazırladığından haberi olmadı- ğını bildirdi ve kısmi bir çekil- menin ABD ve müttefikleri için kabui edilemez olduğunu kaydetti. Irak askerlerinin çekilmesin- den sonra anlaşmazlıklan çöz- mek için Irak ve Kuveyt'in doğ- mdan görüşebileceklerini belir- ten Baker, Bağdat'ın askeri üs- tünluğüne karşı bölgede gûven- likle ilgili bazı düzenlemeler ya- pılmasının gerekeceğini söyledi. James Baker, Filistin sorunu ile Körfez krizi arasmda hiçbir ilişki olmadığını da tekrarladı. Reuter Ajansı'nın Amman kaynaklı haberine göre, Bağ- dat'tan Ürdün'e gelen Izlandaiı doktor Gisli Sigurdsson Ku- veyt'te iken hastaneye Iraklı as- kerler tarafından göğsünden \ u rulan birçok çocuk geldiğinı söyledi. Sigurdsson, şöyle ko- nuştu: "Irak'lı askerler öldiir- mek için ateş ederler. Bacak >a da kola değil, göğse ateş eder- ler. Göğsünden vurulmuş bir >a- şındaki çocukiar gordiım. Cid- di olmayan nedenle birçok insan vuruldu kuveyt'ie. Örnegin so- kakta para değiştirenleri vunı- yorlardı." GüVENLİK KONSEYİ ELVEDA SEVGİLİM — Amerikan uçak gemisi Ranger. önceki gün Körfez'e gitmek üzere ABD' den avrıldı. Denizci Mark Tague, sonıı belirsiz yolculuga çıkmadan önce eşi ile vedalaşıyor. Filistin için oylama bugüne kaldı ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Son bir ay- dır ABD'nin çeşitli diplomatik manevralanyla ertelenen Israil işgali altındaki topraklarda du- rum ile ilgili Güvenlik Konseyi karan önceki gün yine oylama- ya konulamadı. Bu kez Sovyet- ler Birliği'nin girişimiyle kara- rın görüşülmesi bugüne kaldı. Küba, Malezya, Kolombiya ve Yemen'in hazırladığı, Irak'a karşı kuvvet kullanma izni ön- cesinde Güvenlik Konseyi gün- demine getirüen karar ilk haliy- le: 1) Israil'in işgal ettiği toprak- larda 4. Cenevre Sözleşmesi'ne aykın tutumundan ötürü kınan- masını, 2) İşgal altındaki bölge- ye bir BM temsilcisinin gönde- rilmesini, 3) Krizin çözümü için uluslararası bir barış konferan- sı toplanmasını Öneriyordu. Körfez krizinin basından be- ri Israil'i kınayan iki karara özellikle Irak'a karşı Arap ko- alisyonunun bozulmaması için itiraz edemeyen ABD, bu kara- rı veto etmekten kaçınmak için, Güvenlik Konseyi başkanlığını yaptığı kasım ayı süresince ka- rarın görüşülmesini engel- lernisti. Önceki gün geç saatlerde Gü- venlik Konseyi, kapah görtişme- lerle kararın oylanması konu- sundaki pazarlıkları sürdürür- ken, tsrail Başbakanı tzak Şa- mir New York'taydı. Şamir, ABD'nin BM Daimı Delegesi Büyükelçi Thomas Pickering ile görüştü ve Pickering'i karan ve- to etmeye ikna etmeye çalıştı. Gorüşmede bulunan diplomatik kaynaklara göre Pickering, Ho- uston'dan ABD Dışişleri Baka- nı James Baker'ı arayıp karar konusunda nasıl oy kullanaca- ğı talimatını alacağını Şamir'e iletti. Şamir, yann ABD Başka- nı Bush ile görüşecek. Bu arada ABD'nin önerileri üzerine, dört bağlantısız üyenin hazırladığı kararda çeşitli deği- şiklikler yapıldı. Cumartesi ge- cesi geç saatlerde Sovyetler Bir- liği oylamanın ertelenmesini önermeden önce metin ABD'- nin 'veto' etmeyeceği biçimi al- dı. Karar metninden BM temsil- cisinin bölgeye gönderilmesi önerisi çıkarıldı. Yerine orada bulunan BM görevlerinin göz- lem islevini üstlenerek BM Ge- nel Sekreteri'ne düzenli rapor vermeleri gibi etkisiz bir meka- nizma konuldu. Uluslararası konferans ile ilgili paragraf tü- müyle karar metninden çıkartıl- *"• Buna karşı karann oylanma- sından sonra Güvenlik Konseyi başkanınca bir başkanlık açık- laması yapılması önerildi. Baş- kanlık açıklamasında Konsey'- in uluslararası konferansın ya- rarlı olacağı görüşünde birleştiği ifade ediliyor. Ancak uluslara- rası konferansın hemen yapıl- ması konusunda Konsey üyele- ri arasında görüş ayıılıkları ol- duğu başkanlık açıklamasında belirtiliyor. Yapılacak başkan- hk açıklamasında aynca Arap- lsrail çelişkisi ile Körfez krizi arasında hiçbir ilişki kurulama- yacağı da yer alıyor. Metin bu hale geldikten son- ra ABD, Irak'ın rehineleri salı- verdiği sırada Güvenlik Konse- yi'nden böyle bir karar çıkanl- masını Saddam Hüseyin'in yan- lış yorumlayacağını öne sürdü. Bu iddiaya gore, Saddam Hü- seyin, karan bir değiş-tokuş ola- rak yorumlayabilirdi. ABD bu bahane ile karann oylanmasının ertelenmesini talep etti. Dört bağlantısız ülke bu öneriyi ka- buî etmek istemediler. Bunun üzerine Sovyetler Birliği Güven- lik Konseyi'ne karann görüşül- mesini pazartesi öğleden sonra- ya ertelenmek üzere karşı karar sundu. Oylama yapıldı. Çin ve Fransa çekimser kaldı. Öte yandan BM Türkiye Da- imi Delegesi BUyükelçi Musta- fa Akşin, cuma günü genel ku- ruldaki 'Ortadoğu'da durum' konulu gundem maddesinin gö- rüşmeleri sırasında bir konuşma yaparak 'uluslararası konferans çağnsı' yaptı. Akşin, konuşma- sında uluslararası konferansın tarihi konusuna değinmedi. Litvanya Devlet Başkanı uyardv Silalüa direnebilirizRusya Federasyonu'nda toprakta özel mülkiyet ilkesi uyarınca çiftçiye parasız toprak verilecek. Vytautas Landsbergis WASHINGTON (AA) — SSCB'den bağımsızlığını ilan eden Litvanya'da Moskova merkez yönetimine karşı silahlı direniş olabileceği ifade edildi. Litvanya Devlet Başkanı Vytautas Landsbergis, ABD'de yayımlanan Us News and Re- port dergisine verdiği demeçte, içinde bulunulan kış aylarımn hayli zor geçeceğini ve artık SSCB Başkanı Mihail S. Gorba- çov'dan gelebilecek her türlü so- mut tehdide karşı koyacaklan- nı söyledi. Landsbergis, Gorbaçov'un, Baltık cumhuriyetleri aleyhin- deki kararlannın uygulanması konusundaki butün girişimleri 'komşu bir ülkenin saldınsı' olarak nitelendirdiklerini söyle- yerek şöyle konuştu: "Ancak bu kez, topraklan- mızın işgal edildiği 1940 yılında- ki gibi olmayacak. Bizim de kendimizi savunma hakkımız var. Silahlı bir direniş müm- kiin... Litvanya'daki küçiik du- nıma diişmemek için hayatları- nı feda etme>e hazır kararlı in- sanlar bulundugunu biliyo- rnnı." Öte yandan SSCB'nin Rusya Federasyonu Başbakanı Ivan Si- layev, cumhuriyetin Halk Tem- silcileri Kongresi'nin geçen haf- ta kabul ettiği, toprakta özel mülkiyeti onaylayan karar çer- çevesinde, çiftçüere parasız top- rak verileceğini açıkladı. Ivan Silayev, dün Sovyet televizyo- nunun ikinci kanalında yayım- lanan bir programda, halkın so- rulannı yanıtlarken, kararın en kısa sürede uygulanması için ça- lışmaların başladığını bildirdi. Rusya Başbakanı'nın açıkla- malanna göre, "kolhoz" adıy- la bilinen büykü devlet çiftlik- leri bu karardan sonra tümüyle "sovyetler"in (yerel yönetim konseyleri) denetimi altına gire- cekler ve toprak dağıtımı da bu sovyetler tarafından yapılacak. POLTnKADA SORU1NLAR ERGUNBALa Batının Körfez Çıkmazı ve TürkiyeKörfez'de dengenin iki temel direği vardır: İran ve Irak; den- genin üçüncü ayağı ise Suudi Arabistan'dır. Suudi Arabis- tan ve emirlikler üçlü dengede Batının petrol çıkarlarını tem- sil ederler. Bu üçlü denge bozuldu mu deyiş yerinde ise şenlik başlar. Körfez'deki gelişmeleri sadece emperyalizme ve onun mü- dahalesine bağlamak ise yörenin kendine özgü diyalektiği- ni gözden kaçırıp sorunu fazla basite indirgemektir. Körfez'deki üçlü denge, İran'daki $ii devrimine kadar Ba- tının lehinde idi. Bir yandan çağdışı emirlikler, şeyhlikler ve aile iktidarlan, öte yandan Şah despotizmi. Humeyni, bu den- geyi bozdu. Bu olayla birlikte ABD ve Batı Avrupa'nın da uy- kusu kaçtı. (Şii devriminin kendi Müslüman halklarına yapa- bileceği etki nedeni ile Moskova'nın da uykusunun kaçtığını unutmamak gerek.) Ancak dengenin bozulmasından ve Şii devriminin yayıl- ma eğiliminden tedirgin olan sadece emperyalizm değildi. Arap dünyasının en militan ve Batı aleyhtarı ülkelerinden bi- ri olan Irak da aynı derecede rahatsızdı. Irak'ı İran'a saldır- tan da emperyalizm değildir. ABD ve Batı Avrupa, gerçi Irak İran'a saldırdıktan sonra Bağdat'ı desteklemişlerdir, ama Sad- dam'ı saldırıya iten neden Şii devrimine karşı duyduğu kor- ku; bu devrimin, nüfusunun çoğunluğu Şii olan Irak'a sıçra- ması tehlikesi idi. Bugün ABD ve Batıya meydan okuyan, bazı sol çevreler tarafından antiemperyalist olarak nitelenen Sad- dam, Körfez savaşı sırasında ABD ve Batı ile işbirliği içinde idi. Savaşı da onlardan aldığı silahlarla sürdürebildi. Körfez savaşı sırasında yine bazı sol çevreler tarafından "antiemperyalist" tutumuna hayraniık duyulan İran ise bu- gün "antiemperyalist" Irak'a karşı Batı ile işbirliği yapmak- tadır. Günümüzde Batının bölgedeki çıkarlarının temsilcileri olan Körfez şeyhlikleri, "antiemperyalist" Irak'ın amansız düşman- larıdır ve bu nitelikleri ile bazı sol çevrelerin gazabını üzerle- rine çekmektedirler. Ama günümüzün "antiemperyalist" Irak'ı, bu çağdışı rejimleri 8 yıl İran'a karşı korudu. Şimdi ise bir zamanların "antiemperyalist" İran'ı, gerici Körfez rejim- lerini Irak'a karşı korumaktadır. Ortadoğu'da sorunlar sade- ce emperyalizm-antiemperyalizm denklemine oturtulmaya kalkışıldığında, bu tür kafa karıştırıcı tablolarta karşılaşmak kaçınılmaz olur. Körfez'de olayları birincil olarak belirleyen unsur, yörenin iç dinamiğidir. Bazı sol çevrelerin yine her kilidi açan sihirli bir anahtar' gibi sarıldıkları emperyalizm ise iç dinamiğin ge- lişmesine göre politika saptamakta ve kendi çıkarı doğrultu- sunda duruma müdahale etmektedir. Emperyalizm, yöreden elini ayağını çekse de İran'la Irak, dengenin kendi aleyhleri- ne bozulmasına izin vermezdiler. Bu nedenle, Irak Suudi Ara- bistan'a saldırırsa İran, Riyad'ın yardımına koşar; saldırı Tah- ran'dan geldiği takdirde Bağdat, Suudi krallığının yanında yer alır. Soruna bu açıdan bakıldığında Batının, aslında gelışme- lerin asıl belirleyicisi olan Körfez'in iç dinamiği karşısında çık- mazda olduğu söylenebilir. Tut ki Körfez krizine diplomatik çözüm bulundu ve Sad- dam askeri gücüne bir zarar gelmeden yakasını kurtardı. Bu durumda ABD ve Batı ne yapar? Hemen söyie^elim: Saddam'a karşı denge unsuru olarak, bir zamanlar ateş püskürdüğü İran rejimini silahlandırmaya başlar. Bu arada ABD'nin terörist listesinde ilk sırada bulu- nan Suriye'ye de el altından silah akıtılır. Nitekim Internatio- nal Herald Tribune gazetesi, Suriye'nin Körfez krizinde ABD 1 nin yanında yer almasına karşılık bu ülkeye şimdiye dek bir milyar dolar verildiğini bildiriyor. Gazete, Şam hükümetinin bu para ile en modern silahları sipariş ettiğini de haberine ekliyor. Gelelim ikinci olasılığa. Savaş çıkar da ABD, Saddam'ı ve askeri makinesini ezerse ne olur? Eğer Irak parçalanmaz ve Saddam'ın yerine daha ılımlı bir lider gelirse, ABD, büyük bir olasılıkla, bu kez İran'a karşı Bağdat takı yeni rejimi silahlan- dırmaya başlar; 2. Dünya Savaşı sırasında yerle bir ettiği Al- manya'yı, savaştan sonra Sovyetler Birliği'ne karşı silahlan- dırması gibi, Ordusu dağılmış, savaş sanayii ezilmiş bir Irak, Şii devri- minin Batıya yayılmasının önünde duran duvarın da ortadan kalkması anlamına gelir ki, bu olasılık ABD için Saddam'ın Körfez'de egemen olması kadar ürkütücüdür. ve Türkiye. * * * Yanılmıyorsak, Körfez krizi ne şekilde sonuçlanırsa sonuç- lansın, Türkiye Batının bölgedeki denge hesaplarında çok önemli rol oynayacaktır. Saddam, bunalımdan kurtulmayı ba- şarırsa, Batı, Irak'ın savaş makinesi karşısında İran'ın yanı sıra, Türkiye'yi de denge unsuru olarak görecek, bizi Irak'ın karşısına dikmeye çalışacaktır. Irak ezilirse, Türkiye bu kez, İran'da yeniden hareketlenmeye başlayacak Şii devriminin karşısında güvenilir kale' olarak Batının hesaplarında yer ala- caktır. Özette, ABD ve Batı, kendi çıkarlarının jandarmalığını Türkiye'ye yaptırmak için ellerinden gelen çabayı harcaya- caklardır. Bu noktada Türkiye de gerek Irak'ın güçlü savaş makinesinden gerekse İran'ın İslam devrimini ihraç çabala- rından tedirgin bulunduğundan Batının telkin ve baskılarına karşı yeterince direnme gücünden yoksun olabilecektir. Eğer Saddam devrilir de yerine gelen yeni yönetim Suri- ye ile iyi ilişkiler kurarsa, bu kez Türkiye Fırat'ın suları konu- sunda Bağdat-Şam ittifakı ile karşı karşıya kalabilecektir. Türkiye ne yapmalı? Görüşler muhtelif: ABD'nin safında yer almalı, ABD'ye cep- he almalı, Batıya katılmalı, Saddam Hüseyin'e yanaşmalı, Araplar arasında kendine yeni ıttifaklar aramalı,.. Burada daha önce belirttiğimiz bir görüşü yineJeyeceğiz. Türkiye her şeyden önce kendi iç sorunlarını çözmelidir. De- mokrasiyi yerleştirmeli, sanayileşmesini, kalkınmasını ta- mamlamalı. Modern teknoloji üretebilmelidir. Ve dış politika- nın iç politikanın bir uzantısı olduğunu hiçbir zaman akıldan çıkarmamalıdır. Türkiye 2. Dünya Şavaşı'mn bitiminden bu yana görmedi- ği biçimde bir ateş ve kaos çemberi ile çevrilmiş durumda- dır. Sadece Ortadoğu ve Körfez değil, kuzeyimizde Sovyet- ler Birliği, Batıda Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya kaynı- yor. Yunanistan'la ilişkiler şekerrenk. Avrupa'da barış şarkı- ları söylenirken Türkiye deprem bölgesinin merkezinde bu- lunuyor. Onun için biz deriz ki ABD'ye yanaşalım', 'Yok Irak'a göz kırpalım', 'Suudi Arabistan ya da İran'a şirin görünelim', 'Kör- fez krizinden yararlanarak büyük Türkiye'yi kuralım1 gibi te- orilerle zaman yitirmeden sorunun özüne eğilelim ve bir an önce kaynaklarımızı ulusal kalkınma doğrultusunda seferber etmenin yollarını arayalım. Hele gözü kapalı, ABD'nin dümen suyundan gitme eği- lim ve alışkanlığından kesinlikle vazgeçelim. ARNAVUTLUK Oğrenci gösterisi VtYANA (AP) — Arnavut- luk'un başkenti Tiran'da okul- lardaki koşulları protesto eden öğrenciler, polis tarafından da- ğıtıldı. Arnavutluk resmi haber ajansı ATA olaya ilışkin verdiği haberde, "Öğrenciler yasalara aykın olarak güvenlik giiçlerini kışkırttılar. Güvenlik güçleri de öğrencileri dağıttı" dedi. ATA, Ingilizce yayımlanan kı- sa haberinde şöyle devam etti: "Olaydan sonra ogrenci temsil- cileri ile F.ğitim Bakanı arasın- da görüşmeler başlatıidı. Öğren- cilerin isteklerini inceiemek ve gerekli önlemleri almak için de bir hükümet komitesi kuruldu." ATA'nın haberinde olaya kaç öğrencinin karıştığı ve yaralı bu- lunup bulunmadığı konusunda bir açıklama yapılmadı. Gözlemciler, bu olayın kısa biçimde bile haber verilmesini Arnavutluk için önemli bir ge- lişme olarak kabul ediyorlar. Gözlemciler, resmi haber ajan- sının ilk kez bir öğrenci gösteri- sini haber verdiğine dikkat çeki- yorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle