03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 KASIM 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/5 Herbert Berghof öldü • NEW YORK (AFP) — Al Pacino, Liza Minnelli ve Robert De Niro gibi ünlü sinema oyunculanna oyunculuk dersleri veren Herbert Berghof öldü. Pazartesi günü öldüğu aiiesi tarafından açıklanan Berghof, Sl yaşındaydı. Oyunculuk ve yönetmenlik de yapan Berghof, Geraldine Page, Anne Bancroff, Fritz Weaver gibi diğer unlülere de ders verdi. Nazi döneminde Almanya'dan kaçarak Manhattan'da bir okul açan Berghof, Broadvvay'de "Kral Lear", "Küçuk Kadınlar" ve "Hedda Gabler" adlı oyunlarda rol almıştı. Berghof aynı zamanda Samuel Beckett'in ünlü oyunu "Godot'yu Beklerken"in ilk sinema uyarlamasını yapan kişi. 'Bilgi Toplumu' ödülleri • ANKARA (AA) — 1990 BUgi Yılı nedeniyle düzenlenen "Bilgi Toplumu" konulu araştırma yarışmasında dereceye girenlere ödülleri Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek tarafından verildi. Zeybek törende yaptığı konuşmada, insanhk tarihinin tarım ve sanayi toplumu sonrası en büyük değişiminin yaşandığını belirterek, "Tüm üikelerde yeniden yapılanma var. Bu yapılanmamn temelinde bilgi toplumuna geçiş çalışmaları yatıyor" diye konuştu. Törende, "Bilgi Toplumu" adlı çalışmasıyla yarışmada birinci seçilen Prof. Dr. Cihan Dura ve mansiyon kazanan Meral Alakuş, Cengiz Anık, Hasan Ünger ve Dr. Mustafa Temiz'e ödüllerini Bakan Namık Kemal Zeybek verdi. Bir başka 'Hamlet' • Kültür Servisi — Amerikalı yazar Sam Bobrick'in "Hamlet 2 Orijinaline Beş Basar" adlı oyununun dünya prömiyeri 9 kasım cuma günü Karşı Tiyatro'da gerçekleştirilecek. Daha önce "Oğlum Çiçek Açtı" oyunu Türkiye'de sahnelenen Bobrick'in oyununu Selim İleri yönetti. Bir "Hamlet" taşlaması niteliğindeki oyun Shakespeare'in özgün metnindeki olaylar ve ilişkiler örgüsüne bağlı kalınarak işleniyor. Oyun kişilerini kara mizah yönünden irdeleyen oyunu Karşı Tiyatro "tarihi, çalgılı, büyük müsamere" olarak nitelendiriyor. Zeynep Yelçe'nin Türkçeye çevirdiği oyunda Ahmet Uğurlu, Altan Karındaş, Necdet Mahfi Ayral, Bülent Erbaşar, Gamze Gözalan, Savaş Taner, Güven Kıraç, Tuna Orhan, Pelin Su Pir, Gözüm Rua, Naci Taşdöğün ve Şoray Uzun rol alıyorlar. Ayten Doğu'nun sergisi • Kültür Servisi — Ayten Yetiş Doğu'nun resim sergisi bugün İstanbul Buyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı'nda açılıyor. Sergı 30 kasıma dek sürecek. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Adnan Çoker, Özdemir Altan ve Nurullah Berk atölyelerinde resim öğrenimi gören Ayten Yetiş Doğu, daha sonraki yı1larda çalışmalannı Avusturya ve Almanya'da sürdurdü. Yurtiçinde ve yurtdışında kişisel sergiler açtı, karma sergilere katıldı. 1990 Kırmızıfare Ödülü • Kültür Servisi — Redhouse Yayınevi'nin ilk süreli yayını olan "Kırmızıfare Çocuklar lçin Edebiyat Dergisi"nin düzenlediği öykü yarışması sonuçlandı. Prof. Meral Alpay, Bando Dergisi Yazı lşleri Müdürü Ferit Avcı, yazar/editör Fatih Erdoğan, Kırmızıfare Dergisi temsilcisi Aslı Özer ve yazar Adnan Özyalçıner'den oluşan seçici kurul 1990 Kırmızıfare Çocuk Edebiyatı Öykü Ödülü'nu Dilek Aykul Bishku'ya verdi. Yazarın "Çirkin Çirkef Cinleriyle Gül Sokak Sakinlerinin Savaşı", "Hayvanlar Hayvanat Bahçesinden Nasıl Kaçtılar", "Park", "Peri ve Belediye Baskanı" adlı öyküleriyle ödul aldığı yarışmaya katılan otuz beş yazardan Melek Güngör, Hatice Guler Meisel, Nur Arıklı, Suna Alsan, Sabri Memet Güzelbeyoğlu, Mehmet Güler, Cemal Erten, Eda Pelin Yavuz, İbrahim Erten, Nehir Tınaz da Kırmızıfare'nin özel başarı listesine girmeye hak kazandılar. Ödul töreni yarın TÜYAP Kitap Fuarı'nda 18.00-19.00 saatleri arasında yapılacak. Anduru'nun resim sergisi • Kultür Servisi — Bâlâ Arıduru'nun resim sergisi bugün Urart Sanat Galerisi'nde açılıyor. 1953 İstanbul doğumlu sanatçı, 1984-85 yılları arasında Mehmet Güleryüz'le çalıştı. 1986-87 yılları arasında İtalya, Fransa ve İngiltere'de mesleki araştırmalar yapan Arıduru 1987'de MSÜ Devrim Erbil atölyesi, yüksek resim bölümünü bitirdi. 1988-89 yılları arasında çeşitli kişisel ve karma sergilere katılan Arıduru, "Geçmis ve gelecek gibi zaman kavramlan üzerinde sessiz çağrışımlar uyandıran 'taş'lar, kimsesizlik, doğasallık, süreklilik, yaşanmışlık ve tarihselliğin tanıklarıdır" diyor. Sanatçmın sergisi 27 kasıma dek görülebilir. Ana Sigorta'dan sergi • Kültür Servisi — Kuruluşunun üçüncü yılını kutlayan Ana Sigorta'nın kultür etkinlikleri kapsamında yer alan 'Ana' konulu sergi Denizli Ana Sigorta Sergi Salonu'nda 15 kasımda açılıyor. Sergide, ilk ve orta dereceli okullar arasında açılan resim yarışmasında dereceye giren çahşmalar sunulacak. Denizli Milli Eğitim Müdürluğu ile Denizli Valiliği'nin onayı ile düzenlenen yanşmada seçici kurul tarafından belirlenen 12 resim Ana Sigorta 1991 yılı takviminde de yer alacak. 9. İSTANBUL KİTAP FUARFNDA VERA TULYAKOVA HIKMET 9 Kasım 1990 cuma günü saat 16.00-17.00 arasında NAZIM HİKMET üzerine Ataol Behramoğlu ile birlikte bir söyleşi yapacak, aynı gün 14.00-16.00 ve 17.00-19.00 saatleri arasında da TYS standında kitabını imzalayacaktır. "Yüz Yüze" Istanbul Devlet Tiyatrosu tarafından sahneleniyor Kaclııı ve erkeğîn 'hırs' savaşıYüz YMze / Yazan: Aleksander Gelman / Çeviren: Belgi Paksoy / Rejisör: Çetin İpekkaya / Dekor- Kostüm: Serpil Tezdan / Işık: Ayhan Güldağlan / Oynayanlar: Zafer Ergin, Deniz Gökçer / İstanbul Devlet Tiyatrosu. sine ziyarete giden Nataşa'run aynı şeyi Andrey'e yapması gi- bi. Aslında ikisi de sürekli ken- DtKMENG. UÇARER DUYGULAR ÖN PLANDA— Çetin tpekkaya'mn yönettiği oyunda "yogun duygular" ön plana çıkıyor. Zafer Ergin ve De- niz Gökçer'in birbirlerini tamamlayan oyunculuklanyla vurgu- ladıkları gercekler, "Yuz Vuze'yi sezonun ulenmesi gereken yapıtlarından biri yapıyor. "Yaşamı canının istediği gi- bi, taro orta yerinden herhangi bir anından yakalarsın..." Işte bu noktada başlayan acımasız bir hesaplaşma. Kadın ve erke- ğin birbirlerine yönelttikleri her suçlamada kendi içlerinde yaşa- dıklan çelişkilerin biraz daha su yüzline çıkması. Belki de başın- dan yanüs bir beraberiigın 20 yılhk bir suskunluktan sonra tüm çıplakhğıyla yargılanması. Büyük bir patlama ve bu patla- madan beyni, kalbi, gövdesi parçalanmadan kurtulmamn olanaksızlığı... Tıpkı yüksek ge- rüim hattında ellerini yitiren Al- yoşa gibi. Yazarın sözünü etti- ği "secme özgürlügü"nün bile belli bir noktadan sonra acıma- sız bir silah olarak kullanılışı. Andrey, tşinde yükselmek uğ- runa parti toplantısında müdü- rünün istediği konuşmayı yapa- cak, ama hesaplaşma anında bunun günahıru Nataşa'ya yıka- caktır. Kocasımn yerini sağlam- lamak için bir gece eski sevgili- dileri için yapmıştır yaptıklan- m. Sistemin yarattığı çarpık denge yaşamı işimize geldiği gi- bi almanın, kendi bünyemizde kişisel çıkarlanmıza göre biçim- lendirmenin ve bunu sindirmiş görünmenin yapaylığını vurgu- layan bir oluşum. Bir aldatma- ca. Kişisel hırslar, egoizm ve dü- zenin bizleri koşullandırmasıdır "Yüz Yüze"de yargılanan. Yogun duygulann yaşandığı bir oyun "Yüz Yüze." Gel- man'ın, izleyicinin ilgisini her an ayakta tutan sağlam bir dra- matik kurgusu var. Toplumsal sorunlan sanki bir dedektif öy- küsü anlatırcasma gerilimli bir ortamda irdelemesi, yazann yö- netmen ve oyunculara tanıdığı geniş olanak (Belgi Paksoy'un titiz ve akıcı çevirisinin, Gel- man'ın bu ustaiığuıı dilimize ak- tarmadaki payı yadsmamaz.) Çetin tpekkaya oyuna yakla- şımında klasik çizgiler içinde fanteziye yer vermeyen düz bir yorum yeğlemiş. Daha özgürce gerçekçi boyutlann daha ötesin- de ele ahnamaz mıydı diye dü- şündürüyor kişiyi. Bu denli yo- ğun ve gerilimli bir oyun için çevre düzenlemesi de fazla rahat ve aydınhk (çiçekli dolap ka- paklanna kadar.) "Yüz Yüze", oyuncuya hem geniş olanaklar tanıyan hem de onu sınayan bir çalışma. Deniz Gökçer ve Zafer Ergin, Gel- man'ın sözcüklerle yarattığı tansiyonlu atmosferi nüanslara dayalı tempolu oyunculuklany- la izleyiciye aktanyorlar. Gel- dikleri sınıflann özeiliklerini vurgulayan farklıbklarla terazi- nin ibresini kâh Andrey tarafı- na çekiyorlar kâh Nataşa. İkisi de bir ruh halinden diğerine ge- çişte kıvrak. Değişimlerde inan- dıncı. Suskunluklarda anlamlı. Zaman zaman acımasız, zaman zaman hayatlannı düşledikle- rince yaşayamamış olmarun ver- diği sancıyla kendilerine dönük acüı. İkisi de bencil. İkisi de pes etmeyen birer yargıç ve avukat. Zafer Ergin ve Deniz Gökçer'- in birbirini tamamlayan oyun- culuklanyla vurguladıklan ger- cekler "Yüz Yüze"yi yeni sezo- nun izlenmesi gereken yapıtla- rından biri yapıyor. //. Abdülhamid'in saray tiyatrosunda Devlet Tiyatrosu Yıldız Tiyatrosu titizlikle korunmalı LÛTFİ AY Batı kültürünOn ve uygarhğı- nın bellibaşu simgelerinden bi- ridir tiyatro. Bu nedenle Batılı ülkeler tiyatrolannı geliştirme yolunda sürekli çaba harcarken bu sanata çağlar boyu verdikle- ri önemin göstergesi olan eski ti- yatro yapılarını korumaya da ayn bir özen göstermişlerdir. Es- ki Yunan (Epidauros) ve Roma (Aspendos) açıkhava amfıleri bir yana, Viyana'nın Barok, Is- veç*in Drottiningholm saray ti- yatrolan, bu özenli tutum saye- sinde, daha yakın cağlann tiyat- ro tarihine kazandırılmış güzel örneklerdir. Bu örnekleri, kuş- kusuz başka üikelerde de var olan benzerleriyle çoğaltmak mümkündür. Ama hepsinin tek işlevi şudur: Hangi yönetim al- tında olursa olsun, ülkelerinin tiyatro sanatına duyduklan ilgi- yi tarihsel boyutlanyla yeni lcu- şaklara aktarmak. Bu amaçla birer müze haline getirilmiş ve devlet korunmasına alınmışlar- dır. Bize gelince; tiyatromuz, bi- linen nedenlerle, çok uzun bir geçmişe dayanmıyor. İlk özgün tiyatro yapıtımız (Şinasi'nin "Şair Evlenmesi") 1860'ta yazıl- dıgına, Gedikpaşa Tiyatrosu 1 nun ilk Türkçe temsilleri de 1866'da başladığuıa göre topu topu 125 yıllık bir geçmis... Es- ki bir cambazhaneden bozma Gedikpaşa dahil, geçen yüzyılın sahnelerinde, çoğunlukla yaban- eılara yabancı dillerde temsiller veren topluluklann bazı oyunla- nnı locasından izlemiş. Saraylı seyircilerden kaçı bu oyunlardan ne anlamış, orası belli değil... Ama bugün elde kalan tek tari- hi tiyatromuz budur. Meşrutiyet döneminin ne Direklerarası'n- Süslemeli duvarlarıyla tavanı kuyumcu titizliğiyle işlenerek restore edilmiş olan bu minya- tür y'apınm tiyatromuzun geliş- mesinde belki önemli bir rolü olmamıştır. Ama İslam gelenek- lerine sıkı sıkıya bağlı Osmanlı sarayının 19. yuzyılda Batı kül- türüne ve uygarhğına (kafes ar- Eski Kültür Bakanı Mesut Yılmaz, birkaç yıl önce yapılan açılışta Yıldız Sarayı Tiyatrosu'nun sadece belirli günlerde İcullanılacağını belirtmişti. Ancak bu binanın, İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun yeni bir sahnesi olarak hizmete girdiğini görüyoruz. Tedirginliğimizin neUeni, bu tarihi sahnenin, bütün eski ahşap tiyatrolarımız gibi günün birinde yangın tehlikesiyle karşılaşması ya da "elektrik kontağı" sonunda onun da kül yığını haline gelivermesidir. bütün tiyatrolan ahşap yapılar- da oluştuğu için yangınlar hep- sini küle çevirmiş. Bu yapılardan günümüze kalabilen sadece Yıl- dız Tiyatrosu'dur; bunu da sa- rayın duvarları ardında koruna- bilmiş olmasına borçludur. II. Sultan Abdülhamit, kendisine ve harem kadmlanna aynlmış kafesli localar dışında, pek az koltuğu olan bu minik tiyatro- da, 19. yüzyıl boyunca Beyoğlu dan ne "Darülbedayi"nin Ferah Tiyatrosu'ndan ne de Şehir Ti- yatromuzun 1971 yılına kadar ayakta kalabilen Tepebaşı Sah- nesi'nden bir iz kalabilmiştir. O son tarihi tiyatromuzun külleri üzerinde, gelecek kuşaklara bir "öpkı yapım" yükselteceğimize, hiçbir sanat değeri olmayan bir beton yığını bıraktığımıza göre hiç değilse Yıldız Tiyatrosu'nu titizlikle korumamız gerekir. kasından da olsa) açtığı pence- relerden biri (ve ayakta kalanı) olarak bir anlam taşır. Yıldız Tiyatrosu birkaç yıl ön- ce, eski Kültür Bakanı Mesut Yılmaz tarafından, yanıbaşında- ki tiyatro müzesiyle birükîe açıl- mıştı. Yılmaz, tiyatronun bir muze olarak korunacağı güven- cesini vermişti bize. Şimdi bu bi- nanın İstanbul Devlet Tiyatro- su'nun bir yeni sahnesi olarak hizmete girdiğini görüyoruz ve tedirginlik duyuyoruz. Tedirgin- liğimizin nedeni, bu tarihi sah- nenin, bütün eski ahşap tiyatro- larımız gibi günün birinde yan- gın tehlikesiyle karşılaşması, kü- çük bir kıvılcım ya da elektrik kontağı sonunda onun da kül yığını haline gelivermesidir. Kaldı ki bu minyatur tiyatro- nun, kısıtlt sahne donanunıyla seyircisine doyunıcu gösteriler sunabilmesi hiç de kolay değil- dir. Üstelik, saat 2O.3O'da baş- layan ve gece yansına doğru bi- ten temsillerin (taşıma araçları- nın çok uzağında kalan sarayın iç bölümlerine) seyirci çekebile- ceğini de pek sanmıyoruz. Amac, Beşiktas'a bir tiyatro ka- zandırmaksa, bu iş, Yıldız Par- kı'nuı Sarbaros Bulvarı'na inen merlteze en yakın köşesinde, en az 500-600 kişilik modem dona- nımh yeni bir tiyatro binası yap- tırmakla çözüme kavuşturulabi- lir. En iyi niyetle de olsa tersine davranışlar sürdürülurse, ancak belirli vesilelerle, belirli günler- de kullanılması düşunülebilecek o güzelim "eski Yıldız porsele- ni"ne, korkarız yazık olacaktır. Konserlerde seslendirilecekşarkılar daha sonra kaset haline getirilecek Afşar'dan 'Yunus Emre' turnesiEsin Afşar için Yunus Emre bir 'başucu kitabı'. Yunus Emre'nin güncelliğinin hiçbir zaman yitmeyeceğine inanan Esin Afşar, turnesinde "Gel Gör Beni Aşk Neyledi", "Gel Dosta Gidelim", "Bana Seni Gerek Seni" adını taşıyan şarkıları seslendirecek. teçttı Fıw1fw. Kültür Servisi — Esin Afşar, Avrupa ve Asya ülkelerini kap- sayan bir turneye hazırlanıyor. "Yunus Emre Sevgi Yıh" nede- niyle düzenlenen turne Çin, Hindistan, Japonya, Malezya, lngiltere, İtalya ve Fransa'yı kapsayacak. Daha önce Fransa'da Yunus Emre'yi Fransızca yorumlayan sanatçı, bu kez turnesinde şar- kılannı İngilizce olarak seslen- direcek. Esin Afşar'ın "Yunus" şarkılannı, Amerika'da yaşayan çevirmen Talat Halman İngiliz- ce'ye çevirdi. Esin Afşar, Hal- man'ın "Benim müzik kulağım yoktur" diyerek çeviri konusun- da bir süre tereddut ettiğini söy- lüyor. Ancak Afşar, Halman'ın teklifı kabul etmesinden üç gün sonra çevirileri yaptığını ve Hal- man'ın hızına "hayretler içinde kaldığını" sözlerine ekliyor. Esin Afşar için Yunus Emre bir "başucu kitabı!' Afşar'ı, Yu- nus'un hümanist yanı ve insan sevgisi etkilemiş. Esin Afşar'ın turnesinde ses- lendireceği parçalar daha sonra "Yunus Emre Sevgi Konserleri" adıyla kaset haline getirilecek. Kaset "Gel Gör Beni Aşk Ney- ledi", "Şöyle Garip Bencileyin", "Işitin Ey Yarenler", "Gel Dos- ta Gidelim", "Bana Seni Gerek Seni", "Çıktım Erik Dalma", "Bu Dünyadan Gider Olduk", "Ne Söylerler Ne Bir Haber Ve- rirler", "Bir Ben Vardır Bende Benden İçeri" şiirlerini kapsaya- cak. Esin Afşar, yurtdışında Türkiye'yi "başanyla temsil et- mesini, "bizim müziğimiz"i ses- lendirmesine bağhyor. "Başka- larını memnun ediyonız, ama Türkiye'de arabesk dinleniyor" diyerek bu çelişkiyi dile getiriyor sonra. Arabeskin "eninde so- nunda biteceğirte" inanan Afşar, Türkiye'de müziğin bir "sömii- rii aracı" haline getirilerek istis- mar edildiği görüşünü savunu- yor. Sanatçı, Yunus Emre çalışma- Iarından önce başlatıp da yarı- da bıraktığı 12 parçalık "Gümüş A>" adlı kaset çalışmasını tek- rar ele alacak şu günlerde. Dü- zenlemesini Ahmet Güvenç'in üstleneceği bu kasette Esin Af- şar, Ahmet Guvenç ve Deniz Tüney'in çalışmaları yer alıyor. Esin Afşar'ın, turne hazırlık- lannın ve yeni kasetinin çalışma- larının yanı sıra yaşlılarla ilgili "gönullü" bir uğraşı da var. Hu- zurevlerini gezerek televizyon için söyleşiler yapan sanatçı, Boğaziçi Universitesi'nde başlat- tığı "yaşlılar kampanyası" kap- samında bir konser de verdi ge- ;enlerde. 'GÛMÛŞ AY'A DEVAM— Sanatçı. bir Mirc cnce >arıda bıraktığı "Gümuş Aj" adlı kaset calış- malarına da tekrar başladı. Kaset düzenlemesini Ahmet Güvenç üstlendi. Asteklerden bugüne Meksika sanaü ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Metropoli- tan Sanat Müzesi'nde 10 ekim- den bu yana devam eden "Mek- sika: 30 Yüzyılın Harikalan" adlı sergi yarım asırdır New York'ta yer almış en kapsamlı sanat sergilerinden biri niteliğin- de. Serginin isminde belirtildiği gibi sunulan 400"ün üzerinde parça Milat'tan bin yıl öncesin- den 20. yuzyıla kadar uzanan otuz yüzyıllık bir dönemi kap- sıyor. Çok çeşitli büyükluklerde- ki parçalar Meksika, ABD ve Avrupa'daki özel koleksiyonlar- dan ve müzelerden toplandı. Sergi, kronolojik sırayla Mek- sika tarihindeki önemli dönem- leri ve bunlann sanat üzerınde- ki etkilerini gösteriyor. Sergi, Kristof Kolomb öncesi donem- den başhyor, sömürge ve İspan- yol egemenliği ile devam ederek 19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başı sanatıyla sona eriyor. Sergide MÖ 1000 ile M.S. 1520 arasındaki dönemden ar- keolojik kazılar sonucu bulunan parçalar var. Bu parçalar arke- olojik buluntuların yapıldığı bolgelere göre sınıflandırılmak- ta. Büyük taş parçaları, duvar boyaları, seramik yapıiardan oluşan "Kolomb Öncesi" dö- nem dev Aztek heykelleri ile bi- tiyor. 1521 fethinden sonra 300 yıl İspanyol yönetimi altında kalan Meksika sanatının tümüyle İspanyol etkisine girdiği görülü- yor. Sergilenen parçalarda İspanyol, Uzakdoğu İslam bi- çimlerinin etkilerini izlemek mümkün. İspanyol etkilerine di- renen Azteklerle fetih kultürü- nün çatışmasından İspanyol - Aztek karışımı özgün bir biçim çıktığı izleniyor. Bu döneme ait dev şamdanlar, giysiler, sera- mikler, altın işlemeler, mücev- herlerden örnekler sergilenmek- te. 19. yüzyıl Meksika'da ayak- lanma ve kaos yüzyüı. 1821'de İspanyollardan kopan Meksika- da 1910-1920 devriminin sanata etkileri görülmekte. Avrupa'nın neoklasik ve romantik akımları Meksika sanatında önemli bir yer tutuyor. Serginin bu bölümü Jose Guadalupe Posada ve çağ- daşlanna ait popüler hiciv bas- kılan ile sona eriyor. Devrimle başlayan 20. yüzyıl bölümü Meksikalı sanatçılann siyasi fikirlerini yansıtarak öz- günleştirdikleri eserleri ile baş- lıyor. Bu bölümün en çarpıcı eserleri duvar resimleri. Jose Clemente Orozco (1883-1949), Diego Rhera (1886-1957) ve Da- vid Alfrao . Siqueiro<* (18%-1974)... Bu bölümde ayrı- ca geniş bir şekilde Frida Kahlo ve Rufino Tamayo'ya yer ayrıl- dığı da gorülüyor. İLAN KAYSERİ Kocasinan Belediyesi Hızmet Binası Sınırlı Ulusal Mimarı Proje Yarışması 30 9 1990 tanhınde sonuclanmıştır Şevki VANLI. Unal TUMER, Coşkun ERKAL. Seyit SUNGUR ve Mehmet YEREBASAR dan oluşan jurı değerlendırmesınde — Gungör KAFTANCI - Necdet YORGANCIOĞLU • Ali E. KÖSJEPEN — Mustafa GÜRBÜZ — Hasan ÖZBAY - Tamer BAŞBUĞ - Baran İOİL — Merih KARAASLAN — Yüksel ERDEMİR - Siray ERDEMİR - Mehmet SOYLU • — Mete ÖZ — Vedat DALOKAY - İlhami URAL — Ferdane BOSTANCI tarafından hazırlanan yedı proje arasmdan Vedat DALOKAY - İl- hami URAL Projesı Birıncılığe layık gorulmuştur MEHMED KEMAL TÜYAP'ta kitaplarını imzalıyor 8 Kasım Perşembe 14.00-19.00 TÜMDA STANDİ TUYAP KİTAP FUARI-TEPEBASI Saltuk'tan 'Urnut' • Kültür Servisi — Rahmi Saltuk'un "Umut Türküleri/Dosttan Dosta-I" adlı kaseti çıktı. Kasette Ahmed Arif, Pierre Jean Baranger, Karacaoğlan, Kemal Burkay ve Yunus Emre'nin şiirlerinden uyarlanan 11 türkü yer alıyor. "Kalbim Dinamit Kuyusu", "33 Kurşun" "Hadi Gûlümse" adü türkülerin müziklerini ise Rahmi Saltuk yaptı. Suluboya resiın seı^isi • Kültür Servisi — Ahmet Fazıl Aksoy'un suluboya resim sergisi 12 kasımda Opera Sanat Galerisi'nde açılacak. Hukuk Fakültesi mezunu Aksoy, bugüne dek birçok kişisel ve karma sergide resimlerini sergiledi. Resimleri yurtiçi ve dışında çeşitli koleksiyonlarda bulunan ressam, suluboya çalışmalarına ağırlık veriyor. Aksoy'un sergisi 1 aralık tarihine dek açık kalacak. leni mizah dergisi • Kültür Servisi — "Cıngar" adında yeni bir mizah dergisi yayın hayatına başhyor. İlk sayısı 16 kasımda çıkacak dergi haftalık olarak yayımlanacak. M. thsan Arslan'a ait derginin yaa işleri müdürü Hasan Demir, teknik sonımlusu Ahmet Efe. Yunus Emre resim sergisi • Kültür Servisi — Esbank kültür etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen 7. Yunus Emre resim sergisi İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde açıldı. 59 yapıtın yer aldığı sergi bugüne dek 6 ilde sergilendi. 18 kasıma dek İstanbul'da sürecek sergi daha sonra da İzmit, Burdur, Mersin, Adana, Kayseri, Konya ve Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerileri'nde sergilenecek. Şiir yarışması • Kültür Servisi — Server Basın Yayın, bir şiir yanşması düzenledi. Yanşmacılann ölçü, şekil ve konu seçiminde serbest bırakıldığı şiir yarışmasında dereceye giren ilk on şiirin sahibine bir milyon TL'lik kitap ödülü verilecek. Yarışmaya katılmak isteyenlerin en geç 15 aralık tarihine dek şiirleri ad, soyad, adres ve iki bin liralık posta yoluyla birlikte "Server Şiir Yanşması / Hanımeli Sokak No 30 / Sıhhiye / Ankara" adresine göndermeleri gerekiyor. Şiir yanşmasına katılan her yanşmacıya bir kitap hediye edilecek, gönderilen şiirler arasında dereceye girenler Server Sergi Salonu'nda ocak ayı içinde açılacak şiir sergisinde sergilenecek. UGÜN • Konferans Edirnekapı Halk Kütüphanesi'nde saat 15.00'te Yusuf Çotuksöken'in "Atatürk ve Dil Devrimi" başlıklı konferansı saat 15.00'te izlenebilir. • Film gösterisi "Son Metro" adlı film saat 16.00'da İTÜ Maçka Fakültesi Sinema-TV Kulübü'nde gösterilecek. BILSAK 1 TA BUGÜN 8 Kasım Perşembe: 19.00 Sosyalist Modelde Vanlan Son Durak: Sınıf Bazlı Politikalar ve Kitle Bazb Politikalar II: Ertuğrul KÜRKÇÜ, Ercan KARAKAŞ, Ahmet AKA, Nail SATLIGAN, Ender HELVACIOĞLU 19.00 BilimDizisi 3: Teknolojinin Insanlığa Getirdikleri Götürdükleri: Hasan KALAFAT Görsel Sanat Atölyeleri Mehmet GÜLERYÜZ yönetiminde (Per.-Cum.) Yoga Zerrin AKGÜN (P.tesi-Per. 18.30-19.30) Cafe-Foyer-Bar (Giriş) 12.00-00.30 Rock Cafe-Bar (5.Kat) 12.00-18.00 HeavyMetal 18.00-24.00 Rock Blue Line-2 BtLSAK, Sıraselviler Cad., Soğancı Sok.7 CİHANGIR 143 28 79-99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle