Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 KASIM 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/5
Herbert Berghof öldü
• NEW YORK (AFP) — Al Pacino, Liza Minnelli ve
Robert De Niro gibi ünlü sinema oyunculanna
oyunculuk dersleri veren Herbert Berghof öldü. Pazartesi
günü öldüğu aiiesi tarafından açıklanan Berghof, Sl
yaşındaydı. Oyunculuk ve yönetmenlik de yapan
Berghof, Geraldine Page, Anne Bancroff, Fritz Weaver
gibi diğer unlülere de ders verdi. Nazi döneminde
Almanya'dan kaçarak Manhattan'da bir okul
açan Berghof, Broadvvay'de "Kral Lear", "Küçuk
Kadınlar" ve "Hedda Gabler" adlı oyunlarda rol almıştı.
Berghof aynı zamanda Samuel Beckett'in ünlü oyunu
"Godot'yu Beklerken"in ilk sinema uyarlamasını yapan
kişi.
'Bilgi Toplumu' ödülleri
• ANKARA (AA) — 1990 BUgi Yılı nedeniyle
düzenlenen "Bilgi Toplumu" konulu araştırma
yarışmasında dereceye girenlere ödülleri Kültür Bakanı
Namık Kemal Zeybek tarafından verildi. Zeybek törende
yaptığı konuşmada, insanhk tarihinin tarım ve sanayi
toplumu sonrası en büyük değişiminin yaşandığını
belirterek, "Tüm üikelerde yeniden yapılanma var. Bu
yapılanmamn temelinde bilgi toplumuna geçiş çalışmaları
yatıyor" diye konuştu. Törende, "Bilgi Toplumu" adlı
çalışmasıyla yarışmada birinci seçilen Prof. Dr. Cihan
Dura ve mansiyon kazanan Meral Alakuş, Cengiz Anık,
Hasan Ünger ve Dr. Mustafa Temiz'e ödüllerini Bakan
Namık Kemal Zeybek verdi.
Bir başka 'Hamlet'
• Kültür Servisi — Amerikalı yazar Sam Bobrick'in
"Hamlet 2 Orijinaline Beş Basar" adlı oyununun dünya
prömiyeri 9 kasım cuma günü Karşı Tiyatro'da
gerçekleştirilecek. Daha önce "Oğlum Çiçek Açtı" oyunu
Türkiye'de sahnelenen Bobrick'in oyununu Selim İleri
yönetti. Bir "Hamlet" taşlaması niteliğindeki oyun
Shakespeare'in özgün metnindeki olaylar ve ilişkiler
örgüsüne bağlı kalınarak işleniyor. Oyun kişilerini kara
mizah yönünden irdeleyen oyunu Karşı Tiyatro "tarihi,
çalgılı, büyük müsamere" olarak nitelendiriyor. Zeynep
Yelçe'nin Türkçeye çevirdiği oyunda Ahmet Uğurlu,
Altan Karındaş, Necdet Mahfi Ayral, Bülent Erbaşar,
Gamze Gözalan, Savaş Taner, Güven Kıraç, Tuna Orhan,
Pelin Su Pir, Gözüm Rua, Naci Taşdöğün ve Şoray Uzun
rol alıyorlar.
Ayten Doğu'nun sergisi
• Kültür Servisi — Ayten Yetiş Doğu'nun resim sergisi
bugün İstanbul Buyükşehir Belediyesi Atatürk
Kitaplığı'nda açılıyor. Sergı 30 kasıma dek sürecek.
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Adnan
Çoker, Özdemir Altan ve Nurullah Berk atölyelerinde
resim öğrenimi gören Ayten Yetiş Doğu, daha sonraki
yı1larda çalışmalannı Avusturya ve Almanya'da sürdurdü.
Yurtiçinde ve yurtdışında kişisel sergiler açtı, karma
sergilere katıldı.
1990 Kırmızıfare Ödülü
• Kültür Servisi — Redhouse Yayınevi'nin ilk süreli
yayını olan "Kırmızıfare Çocuklar lçin Edebiyat
Dergisi"nin düzenlediği öykü yarışması sonuçlandı. Prof.
Meral Alpay, Bando Dergisi Yazı lşleri Müdürü Ferit
Avcı, yazar/editör Fatih Erdoğan, Kırmızıfare Dergisi
temsilcisi Aslı Özer ve yazar Adnan Özyalçıner'den
oluşan seçici kurul 1990 Kırmızıfare Çocuk Edebiyatı
Öykü Ödülü'nu Dilek Aykul Bishku'ya verdi. Yazarın
"Çirkin Çirkef Cinleriyle Gül Sokak Sakinlerinin
Savaşı", "Hayvanlar Hayvanat Bahçesinden Nasıl
Kaçtılar", "Park", "Peri ve Belediye Baskanı" adlı
öyküleriyle ödul aldığı yarışmaya katılan otuz beş
yazardan Melek Güngör, Hatice Guler Meisel, Nur
Arıklı, Suna Alsan, Sabri Memet Güzelbeyoğlu, Mehmet
Güler, Cemal Erten, Eda Pelin Yavuz, İbrahim Erten,
Nehir Tınaz da Kırmızıfare'nin özel başarı listesine
girmeye hak kazandılar. Ödul töreni yarın TÜYAP Kitap
Fuarı'nda 18.00-19.00 saatleri arasında yapılacak.
Anduru'nun resim sergisi
• Kultür Servisi — Bâlâ Arıduru'nun resim sergisi
bugün Urart Sanat Galerisi'nde açılıyor. 1953 İstanbul
doğumlu sanatçı, 1984-85 yılları arasında Mehmet
Güleryüz'le çalıştı. 1986-87 yılları arasında İtalya, Fransa
ve İngiltere'de mesleki araştırmalar yapan Arıduru
1987'de MSÜ Devrim Erbil atölyesi, yüksek resim
bölümünü bitirdi. 1988-89 yılları arasında çeşitli kişisel
ve karma sergilere katılan Arıduru, "Geçmis ve gelecek
gibi zaman kavramlan üzerinde sessiz çağrışımlar
uyandıran 'taş'lar, kimsesizlik, doğasallık, süreklilik,
yaşanmışlık ve tarihselliğin tanıklarıdır" diyor. Sanatçmın
sergisi 27 kasıma dek görülebilir.
Ana Sigorta'dan sergi
• Kültür Servisi — Kuruluşunun üçüncü yılını kutlayan
Ana Sigorta'nın kultür etkinlikleri kapsamında yer alan
'Ana' konulu sergi Denizli Ana Sigorta Sergi Salonu'nda
15 kasımda açılıyor. Sergide, ilk ve orta dereceli okullar
arasında açılan resim yarışmasında dereceye giren
çahşmalar sunulacak. Denizli Milli Eğitim Müdürluğu ile
Denizli Valiliği'nin onayı ile düzenlenen yanşmada seçici
kurul tarafından belirlenen 12 resim Ana Sigorta 1991
yılı takviminde de yer alacak.
9. İSTANBUL
KİTAP FUARFNDA
VERA TULYAKOVA HIKMET
9 Kasım 1990 cuma günü
saat 16.00-17.00 arasında NAZIM
HİKMET üzerine Ataol Behramoğlu
ile birlikte bir söyleşi yapacak,
aynı gün 14.00-16.00 ve 17.00-19.00
saatleri arasında da TYS standında
kitabını imzalayacaktır.
"Yüz Yüze" Istanbul Devlet Tiyatrosu tarafından sahneleniyor
Kaclııı ve erkeğîn 'hırs' savaşıYüz YMze / Yazan: Aleksander Gelman / Çeviren:
Belgi Paksoy / Rejisör: Çetin İpekkaya / Dekor-
Kostüm: Serpil Tezdan / Işık: Ayhan Güldağlan /
Oynayanlar: Zafer Ergin, Deniz Gökçer / İstanbul
Devlet Tiyatrosu.
sine ziyarete giden Nataşa'run
aynı şeyi Andrey'e yapması gi-
bi. Aslında ikisi de sürekli ken-
DtKMENG. UÇARER
DUYGULAR ÖN PLANDA— Çetin tpekkaya'mn yönettiği
oyunda "yogun duygular" ön plana çıkıyor. Zafer Ergin ve De-
niz Gökçer'in birbirlerini tamamlayan oyunculuklanyla vurgu-
ladıkları gercekler, "Yuz Vuze'yi sezonun ulenmesi gereken
yapıtlarından biri yapıyor.
"Yaşamı canının istediği gi-
bi, taro orta yerinden herhangi
bir anından yakalarsın..." Işte
bu noktada başlayan acımasız
bir hesaplaşma. Kadın ve erke-
ğin birbirlerine yönelttikleri her
suçlamada kendi içlerinde yaşa-
dıklan çelişkilerin biraz daha su
yüzline çıkması. Belki de başın-
dan yanüs bir beraberiigın 20
yılhk bir suskunluktan sonra
tüm çıplakhğıyla yargılanması.
Büyük bir patlama ve bu patla-
madan beyni, kalbi, gövdesi
parçalanmadan kurtulmamn
olanaksızlığı... Tıpkı yüksek ge-
rüim hattında ellerini yitiren Al-
yoşa gibi. Yazarın sözünü etti-
ği "secme özgürlügü"nün bile
belli bir noktadan sonra acıma-
sız bir silah olarak kullanılışı.
Andrey, tşinde yükselmek uğ-
runa parti toplantısında müdü-
rünün istediği konuşmayı yapa-
cak, ama hesaplaşma anında
bunun günahıru Nataşa'ya yıka-
caktır. Kocasımn yerini sağlam-
lamak için bir gece eski sevgili-
dileri için yapmıştır yaptıklan-
m. Sistemin yarattığı çarpık
denge yaşamı işimize geldiği gi-
bi almanın, kendi bünyemizde
kişisel çıkarlanmıza göre biçim-
lendirmenin ve bunu sindirmiş
görünmenin yapaylığını vurgu-
layan bir oluşum. Bir aldatma-
ca. Kişisel hırslar, egoizm ve dü-
zenin bizleri koşullandırmasıdır
"Yüz Yüze"de yargılanan.
Yogun duygulann yaşandığı
bir oyun "Yüz Yüze." Gel-
man'ın, izleyicinin ilgisini her
an ayakta tutan sağlam bir dra-
matik kurgusu var. Toplumsal
sorunlan sanki bir dedektif öy-
küsü anlatırcasma gerilimli bir
ortamda irdelemesi, yazann yö-
netmen ve oyunculara tanıdığı
geniş olanak (Belgi Paksoy'un
titiz ve akıcı çevirisinin, Gel-
man'ın bu ustaiığuıı dilimize ak-
tarmadaki payı yadsmamaz.)
Çetin tpekkaya oyuna yakla-
şımında klasik çizgiler içinde
fanteziye yer vermeyen düz bir
yorum yeğlemiş. Daha özgürce
gerçekçi boyutlann daha ötesin-
de ele ahnamaz mıydı diye dü-
şündürüyor kişiyi. Bu denli yo-
ğun ve gerilimli bir oyun için
çevre düzenlemesi de fazla rahat
ve aydınhk (çiçekli dolap ka-
paklanna kadar.)
"Yüz Yüze", oyuncuya hem
geniş olanaklar tanıyan hem de
onu sınayan bir çalışma. Deniz
Gökçer ve Zafer Ergin, Gel-
man'ın sözcüklerle yarattığı
tansiyonlu atmosferi nüanslara
dayalı tempolu oyunculuklany-
la izleyiciye aktanyorlar. Gel-
dikleri sınıflann özeiliklerini
vurgulayan farklıbklarla terazi-
nin ibresini kâh Andrey tarafı-
na çekiyorlar kâh Nataşa. İkisi
de bir ruh halinden diğerine ge-
çişte kıvrak. Değişimlerde inan-
dıncı. Suskunluklarda anlamlı.
Zaman zaman acımasız, zaman
zaman hayatlannı düşledikle-
rince yaşayamamış olmarun ver-
diği sancıyla kendilerine dönük
acüı. İkisi de bencil. İkisi de pes
etmeyen birer yargıç ve avukat.
Zafer Ergin ve Deniz Gökçer'-
in birbirini tamamlayan oyun-
culuklanyla vurguladıklan ger-
cekler "Yüz Yüze"yi yeni sezo-
nun izlenmesi gereken yapıtla-
rından biri yapıyor.
//. Abdülhamid'in saray tiyatrosunda Devlet Tiyatrosu
Yıldız Tiyatrosu titizlikle korunmalı
LÛTFİ AY
Batı kültürünOn ve uygarhğı-
nın bellibaşu simgelerinden bi-
ridir tiyatro. Bu nedenle Batılı
ülkeler tiyatrolannı geliştirme
yolunda sürekli çaba harcarken
bu sanata çağlar boyu verdikle-
ri önemin göstergesi olan eski ti-
yatro yapılarını korumaya da
ayn bir özen göstermişlerdir. Es-
ki Yunan (Epidauros) ve Roma
(Aspendos) açıkhava amfıleri
bir yana, Viyana'nın Barok, Is-
veç*in Drottiningholm saray ti-
yatrolan, bu özenli tutum saye-
sinde, daha yakın cağlann tiyat-
ro tarihine kazandırılmış güzel
örneklerdir. Bu örnekleri, kuş-
kusuz başka üikelerde de var
olan benzerleriyle çoğaltmak
mümkündür. Ama hepsinin tek
işlevi şudur: Hangi yönetim al-
tında olursa olsun, ülkelerinin
tiyatro sanatına duyduklan ilgi-
yi tarihsel boyutlanyla yeni lcu-
şaklara aktarmak. Bu amaçla
birer müze haline getirilmiş ve
devlet korunmasına alınmışlar-
dır.
Bize gelince; tiyatromuz, bi-
linen nedenlerle, çok uzun bir
geçmişe dayanmıyor. İlk özgün
tiyatro yapıtımız (Şinasi'nin
"Şair Evlenmesi") 1860'ta yazıl-
dıgına, Gedikpaşa Tiyatrosu
1
nun ilk Türkçe temsilleri de
1866'da başladığuıa göre topu
topu 125 yıllık bir geçmis... Es-
ki bir cambazhaneden bozma
Gedikpaşa dahil, geçen yüzyılın
sahnelerinde, çoğunlukla yaban-
eılara yabancı dillerde temsiller
veren topluluklann bazı oyunla-
nnı locasından izlemiş. Saraylı
seyircilerden kaçı bu oyunlardan
ne anlamış, orası belli değil...
Ama bugün elde kalan tek tari-
hi tiyatromuz budur. Meşrutiyet
döneminin ne Direklerarası'n-
Süslemeli duvarlarıyla tavanı
kuyumcu titizliğiyle işlenerek
restore edilmiş olan bu minya-
tür y'apınm tiyatromuzun geliş-
mesinde belki önemli bir rolü
olmamıştır. Ama İslam gelenek-
lerine sıkı sıkıya bağlı Osmanlı
sarayının 19. yuzyılda Batı kül-
türüne ve uygarhğına (kafes ar-
Eski Kültür Bakanı Mesut Yılmaz, birkaç yıl önce yapılan açılışta
Yıldız Sarayı Tiyatrosu'nun sadece belirli günlerde İcullanılacağını
belirtmişti. Ancak bu binanın, İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun yeni bir
sahnesi olarak hizmete girdiğini görüyoruz. Tedirginliğimizin neUeni,
bu tarihi sahnenin, bütün eski ahşap tiyatrolarımız gibi günün birinde
yangın tehlikesiyle karşılaşması ya da "elektrik kontağı" sonunda
onun da kül yığını haline gelivermesidir.
bütün tiyatrolan ahşap yapılar-
da oluştuğu için yangınlar hep-
sini küle çevirmiş. Bu yapılardan
günümüze kalabilen sadece Yıl-
dız Tiyatrosu'dur; bunu da sa-
rayın duvarları ardında koruna-
bilmiş olmasına borçludur. II.
Sultan Abdülhamit, kendisine
ve harem kadmlanna aynlmış
kafesli localar dışında, pek az
koltuğu olan bu minik tiyatro-
da, 19. yüzyıl boyunca Beyoğlu
dan ne "Darülbedayi"nin Ferah
Tiyatrosu'ndan ne de Şehir Ti-
yatromuzun 1971 yılına kadar
ayakta kalabilen Tepebaşı Sah-
nesi'nden bir iz kalabilmiştir. O
son tarihi tiyatromuzun külleri
üzerinde, gelecek kuşaklara bir
"öpkı yapım" yükselteceğimize,
hiçbir sanat değeri olmayan bir
beton yığını bıraktığımıza göre
hiç değilse Yıldız Tiyatrosu'nu
titizlikle korumamız gerekir.
kasından da olsa) açtığı pence-
relerden biri (ve ayakta kalanı)
olarak bir anlam taşır.
Yıldız Tiyatrosu birkaç yıl ön-
ce, eski Kültür Bakanı Mesut
Yılmaz tarafından, yanıbaşında-
ki tiyatro müzesiyle birükîe açıl-
mıştı. Yılmaz, tiyatronun bir
muze olarak korunacağı güven-
cesini vermişti bize. Şimdi bu bi-
nanın İstanbul Devlet Tiyatro-
su'nun bir yeni sahnesi olarak
hizmete girdiğini görüyoruz ve
tedirginlik duyuyoruz. Tedirgin-
liğimizin nedeni, bu tarihi sah-
nenin, bütün eski ahşap tiyatro-
larımız gibi günün birinde yan-
gın tehlikesiyle karşılaşması, kü-
çük bir kıvılcım ya da elektrik
kontağı sonunda onun da kül
yığını haline gelivermesidir.
Kaldı ki bu minyatur tiyatro-
nun, kısıtlt sahne donanunıyla
seyircisine doyunıcu gösteriler
sunabilmesi hiç de kolay değil-
dir. Üstelik, saat 2O.3O'da baş-
layan ve gece yansına doğru bi-
ten temsillerin (taşıma araçları-
nın çok uzağında kalan sarayın
iç bölümlerine) seyirci çekebile-
ceğini de pek sanmıyoruz.
Amac, Beşiktas'a bir tiyatro ka-
zandırmaksa, bu iş, Yıldız Par-
kı'nuı Sarbaros Bulvarı'na inen
merlteze en yakın köşesinde, en
az 500-600 kişilik modem dona-
nımh yeni bir tiyatro binası yap-
tırmakla çözüme kavuşturulabi-
lir. En iyi niyetle de olsa tersine
davranışlar sürdürülurse, ancak
belirli vesilelerle, belirli günler-
de kullanılması düşunülebilecek
o güzelim "eski Yıldız porsele-
ni"ne, korkarız yazık olacaktır.
Konserlerde seslendirilecekşarkılar daha sonra kaset haline getirilecek
Afşar'dan 'Yunus
Emre' turnesiEsin Afşar için Yunus Emre bir 'başucu
kitabı'. Yunus Emre'nin güncelliğinin hiçbir
zaman yitmeyeceğine inanan Esin Afşar,
turnesinde "Gel Gör Beni Aşk Neyledi", "Gel
Dosta Gidelim", "Bana Seni Gerek Seni"
adını taşıyan şarkıları seslendirecek.
teçttı Fıw1fw.
Kültür Servisi — Esin Afşar,
Avrupa ve Asya ülkelerini kap-
sayan bir turneye hazırlanıyor.
"Yunus Emre Sevgi Yıh" nede-
niyle düzenlenen turne Çin,
Hindistan, Japonya, Malezya,
lngiltere, İtalya ve Fransa'yı
kapsayacak.
Daha önce Fransa'da Yunus
Emre'yi Fransızca yorumlayan
sanatçı, bu kez turnesinde şar-
kılannı İngilizce olarak seslen-
direcek. Esin Afşar'ın "Yunus"
şarkılannı, Amerika'da yaşayan
çevirmen Talat Halman İngiliz-
ce'ye çevirdi. Esin Afşar, Hal-
man'ın "Benim müzik kulağım
yoktur" diyerek çeviri konusun-
da bir süre tereddut ettiğini söy-
lüyor. Ancak Afşar, Halman'ın
teklifı kabul etmesinden üç gün
sonra çevirileri yaptığını ve Hal-
man'ın hızına "hayretler içinde
kaldığını" sözlerine ekliyor.
Esin Afşar için Yunus Emre
bir "başucu kitabı!' Afşar'ı, Yu-
nus'un hümanist yanı ve insan
sevgisi etkilemiş.
Esin Afşar'ın turnesinde ses-
lendireceği parçalar daha sonra
"Yunus Emre Sevgi Konserleri"
adıyla kaset haline getirilecek.
Kaset "Gel Gör Beni Aşk Ney-
ledi", "Şöyle Garip Bencileyin",
"Işitin Ey Yarenler", "Gel Dos-
ta Gidelim", "Bana Seni Gerek
Seni", "Çıktım Erik Dalma",
"Bu Dünyadan Gider Olduk",
"Ne Söylerler Ne Bir Haber Ve-
rirler", "Bir Ben Vardır Bende
Benden İçeri" şiirlerini kapsaya-
cak. Esin Afşar, yurtdışında
Türkiye'yi "başanyla temsil et-
mesini, "bizim müziğimiz"i ses-
lendirmesine bağhyor. "Başka-
larını memnun ediyonız, ama
Türkiye'de arabesk dinleniyor"
diyerek bu çelişkiyi dile getiriyor
sonra. Arabeskin "eninde so-
nunda biteceğirte" inanan Afşar,
Türkiye'de müziğin bir "sömii-
rii aracı" haline getirilerek istis-
mar edildiği görüşünü savunu-
yor.
Sanatçı, Yunus Emre çalışma-
Iarından önce başlatıp da yarı-
da bıraktığı 12 parçalık "Gümüş
A>" adlı kaset çalışmasını tek-
rar ele alacak şu günlerde. Dü-
zenlemesini Ahmet Güvenç'in
üstleneceği bu kasette Esin Af-
şar, Ahmet Guvenç ve Deniz
Tüney'in çalışmaları yer alıyor.
Esin Afşar'ın, turne hazırlık-
lannın ve yeni kasetinin çalışma-
larının yanı sıra yaşlılarla ilgili
"gönullü" bir uğraşı da var. Hu-
zurevlerini gezerek televizyon
için söyleşiler yapan sanatçı,
Boğaziçi Universitesi'nde başlat-
tığı "yaşlılar kampanyası" kap-
samında bir konser de verdi ge-
;enlerde.
'GÛMÛŞ AY'A DEVAM— Sanatçı. bir Mirc cnce >arıda bıraktığı "Gümuş Aj" adlı kaset calış-
malarına da tekrar başladı. Kaset düzenlemesini Ahmet Güvenç üstlendi.
Asteklerden bugüne Meksika sanaü
ŞEBNEM ATİYAS
NEW YORK — Metropoli-
tan Sanat Müzesi'nde 10 ekim-
den bu yana devam eden "Mek-
sika: 30 Yüzyılın Harikalan"
adlı sergi yarım asırdır New
York'ta yer almış en kapsamlı
sanat sergilerinden biri niteliğin-
de. Serginin isminde belirtildiği
gibi sunulan 400"ün üzerinde
parça Milat'tan bin yıl öncesin-
den 20. yuzyıla kadar uzanan
otuz yüzyıllık bir dönemi kap-
sıyor. Çok çeşitli büyükluklerde-
ki parçalar Meksika, ABD ve
Avrupa'daki özel koleksiyonlar-
dan ve müzelerden toplandı.
Sergi, kronolojik sırayla Mek-
sika tarihindeki önemli dönem-
leri ve bunlann sanat üzerınde-
ki etkilerini gösteriyor. Sergi,
Kristof Kolomb öncesi donem-
den başhyor, sömürge ve İspan-
yol egemenliği ile devam ederek
19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başı
sanatıyla sona eriyor.
Sergide MÖ 1000 ile M.S.
1520 arasındaki dönemden ar-
keolojik kazılar sonucu bulunan
parçalar var. Bu parçalar arke-
olojik buluntuların yapıldığı
bolgelere göre sınıflandırılmak-
ta. Büyük taş parçaları, duvar
boyaları, seramik yapıiardan
oluşan "Kolomb Öncesi" dö-
nem dev Aztek heykelleri ile bi-
tiyor.
1521 fethinden sonra 300 yıl
İspanyol yönetimi altında kalan
Meksika sanatının tümüyle
İspanyol etkisine girdiği görülü-
yor. Sergilenen parçalarda
İspanyol, Uzakdoğu İslam bi-
çimlerinin etkilerini izlemek
mümkün. İspanyol etkilerine di-
renen Azteklerle fetih kultürü-
nün çatışmasından İspanyol -
Aztek karışımı özgün bir biçim
çıktığı izleniyor. Bu döneme ait
dev şamdanlar, giysiler, sera-
mikler, altın işlemeler, mücev-
herlerden örnekler sergilenmek-
te.
19. yüzyıl Meksika'da ayak-
lanma ve kaos yüzyüı. 1821'de
İspanyollardan kopan Meksika-
da 1910-1920 devriminin sanata
etkileri görülmekte. Avrupa'nın
neoklasik ve romantik akımları
Meksika sanatında önemli bir
yer tutuyor. Serginin bu bölümü
Jose Guadalupe Posada ve çağ-
daşlanna ait popüler hiciv bas-
kılan ile sona eriyor.
Devrimle başlayan 20. yüzyıl
bölümü Meksikalı sanatçılann
siyasi fikirlerini yansıtarak öz-
günleştirdikleri eserleri ile baş-
lıyor. Bu bölümün en çarpıcı
eserleri duvar resimleri. Jose
Clemente Orozco (1883-1949),
Diego Rhera (1886-1957) ve Da-
vid Alfrao . Siqueiro<*
(18%-1974)... Bu bölümde ayrı-
ca geniş bir şekilde Frida Kahlo
ve Rufino Tamayo'ya yer ayrıl-
dığı da gorülüyor.
İLAN
KAYSERİ Kocasinan Belediyesi Hızmet Binası Sınırlı Ulusal
Mimarı Proje Yarışması 30 9 1990 tanhınde sonuclanmıştır
Şevki VANLI. Unal TUMER, Coşkun ERKAL. Seyit SUNGUR
ve Mehmet YEREBASAR dan oluşan jurı değerlendırmesınde
— Gungör KAFTANCI - Necdet YORGANCIOĞLU •
Ali E. KÖSJEPEN
— Mustafa GÜRBÜZ
— Hasan ÖZBAY - Tamer BAŞBUĞ - Baran İOİL
— Merih KARAASLAN
— Yüksel ERDEMİR - Siray ERDEMİR - Mehmet SOYLU •
— Mete ÖZ
— Vedat DALOKAY - İlhami URAL
— Ferdane BOSTANCI
tarafından hazırlanan yedı proje arasmdan Vedat DALOKAY - İl-
hami URAL Projesı Birıncılığe layık gorulmuştur
MEHMED KEMAL
TÜYAP'ta kitaplarını imzalıyor
8 Kasım Perşembe
14.00-19.00
TÜMDA STANDİ
TUYAP KİTAP FUARI-TEPEBASI
Saltuk'tan
'Urnut'
• Kültür Servisi — Rahmi
Saltuk'un "Umut
Türküleri/Dosttan Dosta-I"
adlı kaseti çıktı. Kasette
Ahmed Arif, Pierre Jean
Baranger, Karacaoğlan,
Kemal Burkay ve Yunus
Emre'nin şiirlerinden
uyarlanan 11 türkü yer
alıyor. "Kalbim Dinamit
Kuyusu", "33 Kurşun"
"Hadi Gûlümse" adü
türkülerin müziklerini ise
Rahmi Saltuk yaptı.
Suluboya
resiın seı^isi
• Kültür Servisi — Ahmet
Fazıl Aksoy'un suluboya
resim sergisi 12 kasımda
Opera Sanat Galerisi'nde
açılacak. Hukuk Fakültesi
mezunu Aksoy, bugüne dek
birçok kişisel ve karma
sergide resimlerini sergiledi.
Resimleri yurtiçi ve dışında
çeşitli koleksiyonlarda
bulunan ressam, suluboya
çalışmalarına ağırlık veriyor.
Aksoy'un sergisi 1 aralık
tarihine dek açık kalacak.
leni mizah
dergisi
• Kültür Servisi —
"Cıngar" adında yeni bir
mizah dergisi yayın
hayatına başhyor. İlk sayısı
16 kasımda çıkacak dergi
haftalık olarak
yayımlanacak. M. thsan
Arslan'a ait derginin yaa
işleri müdürü Hasan
Demir, teknik sonımlusu
Ahmet Efe.
Yunus Emre
resim sergisi
• Kültür Servisi — Esbank
kültür etkinlikleri
kapsamında gerçekleştirilen
7. Yunus Emre resim sergisi
İstanbul Devlet Güzel
Sanatlar Galerisi'nde açıldı.
59 yapıtın yer aldığı sergi
bugüne dek 6 ilde
sergilendi. 18 kasıma dek
İstanbul'da sürecek sergi
daha sonra da İzmit,
Burdur, Mersin, Adana,
Kayseri, Konya ve Ankara
Devlet Güzel Sanatlar
Galerileri'nde sergilenecek.
Şiir yarışması
• Kültür Servisi — Server
Basın Yayın, bir şiir
yanşması düzenledi.
Yanşmacılann ölçü, şekil ve
konu seçiminde serbest
bırakıldığı şiir yarışmasında
dereceye giren ilk on şiirin
sahibine bir milyon TL'lik
kitap ödülü verilecek.
Yarışmaya katılmak
isteyenlerin en geç 15 aralık
tarihine dek şiirleri ad,
soyad, adres ve iki bin
liralık posta yoluyla birlikte
"Server Şiir Yanşması /
Hanımeli Sokak No 30 /
Sıhhiye / Ankara" adresine
göndermeleri gerekiyor. Şiir
yanşmasına katılan her
yanşmacıya bir kitap hediye
edilecek, gönderilen şiirler
arasında dereceye girenler
Server Sergi Salonu'nda
ocak ayı içinde açılacak şiir
sergisinde sergilenecek.
UGÜN
• Konferans Edirnekapı
Halk Kütüphanesi'nde saat
15.00'te Yusuf
Çotuksöken'in "Atatürk ve
Dil Devrimi" başlıklı
konferansı saat 15.00'te
izlenebilir.
• Film gösterisi "Son
Metro" adlı film saat
16.00'da İTÜ Maçka
Fakültesi Sinema-TV
Kulübü'nde gösterilecek.
BILSAK
1
TA
BUGÜN
8 Kasım Perşembe:
19.00 Sosyalist Modelde
Vanlan Son Durak:
Sınıf Bazlı Politikalar ve
Kitle Bazb Politikalar II:
Ertuğrul KÜRKÇÜ,
Ercan KARAKAŞ,
Ahmet AKA,
Nail SATLIGAN,
Ender HELVACIOĞLU
19.00 BilimDizisi 3:
Teknolojinin Insanlığa
Getirdikleri Götürdükleri:
Hasan KALAFAT
Görsel Sanat Atölyeleri
Mehmet GÜLERYÜZ
yönetiminde (Per.-Cum.)
Yoga
Zerrin AKGÜN
(P.tesi-Per. 18.30-19.30)
Cafe-Foyer-Bar (Giriş)
12.00-00.30
Rock Cafe-Bar (5.Kat)
12.00-18.00 HeavyMetal
18.00-24.00 Rock
Blue Line-2
BtLSAK, Sıraselviler
Cad., Soğancı Sok.7
CİHANGIR
143 28 79-99