03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 8 KASIM 1990 JAPONY A'DA TAÇ GİYME TÖRENİNE HAZIRLIK — Tokyo polisi 12 kasım giinii yapılacak olan Imparator Akihito'nun taç giyme lörenine katılacak olan yiizlerce yabancı resmi davetliyi agıriamak için geniş güvenlik önlemleri aldı. İki Japon polis Tokyo Haneda Havaalanı çıkışında debliz kapaklannı denetliyor. (Fotograf: Reuter) Avcılıga 2yıl yasak ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Tarıma zararlı ı olanlar dışındaki hayvan-j lara iki yıl süreyle av yasa-j ğı getiriliyor. Ayrıca, avcı-l lık yapmak isteyenler Ta- rım Orman Köyişleri Ba-, kanlığı'nca sınava tabi tu- tulacak, TBMM'de Adalet Komisyonu'nda kabul edi- len tasanya, ANAP'Uların önerisiyle, tarıma zararlı olanlann dışındaki hay- vanlann avlanmalarının iki yıl süreyle yasaklanma- sı yönünde geçici hüküm eklendi. Komisyonda yasa hükümlerine aykırı hare- ket edenlere verilen para cezaları da arttınldı. Avustralya'nın Sydney kentindeki Tarango Hayvanat Bahçesi'nde üç ay önce dogum yapan bir zürafa yavrusunu hemen terk etti. Bebek zü- rafanın bakımını üsllenen hayvanat bahçesi görevlilerinden Libby Kari- zoff gerçek bir anne gibi yavruyu biberonla besliyor. (Fotograf: Reuter) Kennedy Izmir'de İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) — Körfez bölgesindeki "nöbetini" Saratoga'ya devreden Amerikan uçak gemisi "USS John Fitzgerald Kennedy" dün İzmir Kör- fezi'negeldi. "Kennedy"- nin 5 bin dolayında perso- nelle Izmir'i ziyareti gezi amacı taşıyor. ABD Deniz Kuvvetleri'- ne ait "USS John Fitzge- rald Kennedy" uçak gemi- si dün öğle saatlerinde İz- mir Körfezi'ne girerek Gü- zelbahçe açıklarında de- mirlçdi. 80 uçak, 2 heli- kopter taşıyan, 5 bin dola- yında personelin görevlen- dirildiği dev uçak gemisi gazetecilere gezdirildi. KATMANDU'DA KEPENKLER KAPALI — Katmandu'da 9 kasım günü krml, yeni anayasanın kabulünden sonra tahtında oturacak mı, yoksa iktidan secilmişlere mi bırakacak? Bu sonıya Katmandulu solcular kepenk kapatma eylemi ilc yanıt arıyorlar. BH arada kutsal hayvan sayılan inekler de genel grev nedeniyle sokaklarda rahatça dinlenebiliyor. (Fotograf: Reuter) HABERLERIN DEVAMI 82 Anayasası sekizinci yılını doldurdu Anayasa dar geldîANKARA (Cumhuriyet Biı- rosu) — tlk günden itibaren yo- ğun eleştiriler alan 1982 Anaya- sası sekiz yaşını doldurdu. Se- kiz yıl içinde tüm siyasi eğilim- ler, anayasanın yetersizliğinden ve hatalı maddelerinden yakın- dılar. Tüm partilerin değiştirıl- mesi konusunda demeçler ver- dikleri anayasa, hemen her maddesinin uygulanması sıra- sında farklı yorumlar nedeniy- le de siyasi tartışmaların pdağı oldu. Maddelerin uzun yazılması- nın yarattığı "anlaşdmazlık" ile cümle bozuklukları, birbiriyle çclişir biçimde görülen madde yorumlan, 1982 Anayasası'nın hızla yıpranmasında etkili oldu. "Savaş hali ilanı" gibi yasama açısından çok önemli bir mad- desini dahi hukukçular çok farklı yorumladılar. 1%1 Anayasası'ndan farklı düzenlemeler getiren hemen her maddesindeki yorum farklıhk- ları zaman zaman siyasi gergin- Iiklerin odağını oluşturdu. llk günden bu yana, temel hak ve özgürlükler konusunda yasayla geniş kısıtlamalar geıirmesine olanak yarattığı için eleştirilen 1982 Anayasası'nın yürütmeye tarudığı geniş yetkilerin de "kö- tiiye kuilanıldigı", muhalefetin ana eleştiri konulan arasında yer aldı. Getirdiği siyasi yasaklar ilk yıllannda en çok tartışma konu- su ofaTı dılay<aoclrrfn uılCt TÎ3MI değiştirileceğine ilişkin 175. maddesi değiştirildi. 1987'deki bu değişiklikle Türk hukukuna "halkoylaması" kurumu yerleş- tirildi. 1961 ve 1982 anayasala- rının, dönemlerinin askeri yöne- timlerince uygulamaya koyul- masından başvurulan "halkoy- laması" sistemi, 17 Mayıs 1987'de yapılan anayasa deği- şikliği ile Türk hukuk sistemine kurumsal olarak yerleşti. Bu düzenlemeyle birlikte, anayasanın oy verme yaşı ile milletvekili sayısını belirleyen maddeleri değiştirildi, milletve- kili sayısı 450'ye çıkarıldı. Hal- koylaması sistemi de ilk olarak aynı değişikliğin içinde yer alan siyasi yasaklann düzenlendiği geçici 4. maddenin kaldınlması için uygulandı. Halkoylaması sonucunda, 12 Eylül 1980 önce- sinin siyasi parti yöneticilerine siyaset yapma yasağı 6 Eylül 1987'de kalktı. Sendikalar, partiler Siyasi parti üyeliğine getirdi- ği sınırlama ile içte tartışma ko- nusu olan 1982 Anayasası, sen- dikal haklar konusundaki kısıt- lamalarla da uluslararası kuru- luşların yoğun eleştirilerine he- def oldu. Milli Güvenlik Kuru- lu'nun oluşum yapısı ile siyasi otorite üzerinde askeri denetimi surekli kıldığı eleştirileri de alan anayasa, yasama-yürütme-yargı ilişkisinde özellikle son bir yıl- lık fiili durum nedeniyle yıpran- ma sürecine girdi. Zaman zaman, "12 Eylül re- jimi faiç gitmeyecekmis gibi yö- ön planda tutularak hazırlan- dıfı" için eleştirilen anayasa, "özerk" kurum tanımaması ile de ünlendi. Olağanüstü hal uygulaması SHP'den hayır (Baftarafi I. Sayfada) konuşmasında, Özal'ın Başba- kan, bakanlar, genel mudürler yokmuş gibi her şeyi kendisinin yaptığını söyledi. fnönü şu gö- rüşleri dile getirdi:- "Türkiye'deki sislem şimdi bu. Tartışmalı cumhurbaşkanlt- ğı, tartışmalı başbakanlık, tar- tışmalı bakanlık. tartışmalı dı- şişleri bakanlığı... Ama yeni bir- şey daha van Bunların hiçbiri yetmiyormuş gibi, Sayın Ozal, keyfi yüriittügü başkanlık siste- mini yasallaştırmaya çalışıyor. AGİK toplantısına Cumhur- başkanı'nın katılması ve yetkisi olmadığı halde silahsızlanma konusunda anlaşmayı imzalaya- cak olmasını da eleştiren Inönü, Bütün bunların, halka Özal'ı, "Biitün dünyanın devlet başka- m olarak" gördüğü imajını ya- ratmak için yapıldığını ileri sür- dü. Anayasa Mahkemesi Anayasa Mahkemesi'nin ya- pısınm da değiştirilmeye çalışıl- dığını ileri süren İnönü şöyle ko- nuştu: "Göriinen o ki, Anayasa Mahkemesi'nin karşı çıkmasına engel olarak, Özal lehine 'Sayın Özal'ı tüm dünya istiyor, siz mi karşı çıkıyorsunuz' gibi bir ha- va yaraıarak. dine bağlı vatan- daşlann inançlarını istismar ederek, Sayın Özal'ın Cumhur- başkanlıgı dönemini halka seç- tirnıe projesiyle karşı karşıyayız. Peki nasıl olacak bu. Onu bilmi- yorum, ama (ahmin edilen, dü- şündükleri sistemin Fransa'da oldugu gibi iki kademeli baş- kanlık sistemi olduğu." Cumhurbaşkanı Özal'ın baş- kanlık sistemi önerilerini de içe- ren anayasa değişikliği girişim- lerini değerlendiren SHP genel merkez yöneticileri şu noktalar üzerinde durdular: "SHP öncelikle başkanlık sis- temine yatkın goriişleri savun- mamaktadır. Parlamenter siste- min Turkiye için en uygun sis- tem olduğu görüşündedir. Bu- nun dışında, erken seçim halkın bir talebidir. Bunun bir pazar- lık konusu yapılmasına da kar- şıyız. Ayrıca istenildiği söylenen bu değişiklik Özal'ı devlet baş- kanı yapmaya yönelik bir girişim ise SHP'nin zaten hiç destek ol- ması beklenemez." ve devlet güvenlik mahkemele- ri ile "demokrasinin alışılmış kurallannın dışında" olduğu bazı hukukçularca ifade edilen 1982 Anayasa'nın hükümete verdiği kanun hükmünde karar- name yetkisinin sının da surek- li tartışılan konular arasında yer aldı. özellikle olağanüstü hal ve sıkı yonetim dönemlerinde Ba- kanlar Kurulu'na tanınan yasa gücünde kararname yetkisinin Anayasa Mahkemesi denetimi dışında olduğu izlenimi veren maddesi de son bir yılın en önemli tartışma konulan arası- na girdi. Körfez krizi sırasında, savaş hali ilanı ve asker gönderme, yurda asker çağırma konusunu düzenleyen maddesinin yazıkş biçiminin yarattığı karmaşa, ara seçimler konusundaki madde- nin farklı yorumlan, 1982 Ana- yasası'nın son dönemde dikkat- leri üzerinde toplayan yönleri oldu. TRT'nin yayın tekelini dü- zenleyen maddesi, gelişen tek- noloji karşısında fiilen işlemez hale gelen, Anayasa Mahkeme- si'nin yetki sınınnın surekli tar- tışılır olması sonucu doğuran 1982 Anayasası'nın milletvekil- lerinin parti değiştirmeleri ko- nusuna getirdiği sınırlama da il- ginç yöntemlerin ortaya çıkma- sına yol açtı. 84. madde ile ge- tirilen, miüetvekilinin istifasının TRM&d-0£n£İ kufutanda i>ylan- ması ve parti değiştiren millet- vekilinin üyeliğinin yine oyla- mayla düşmesi, geride kalan dö- nem içinde zaman zaman tartı- şılan konular arasında yer aldı. Bu maddenin partisinden istifa eden Uyeye ilişkin hükmü, "hül- le partUeri"ni gündeme getirdi. TBMM'nin tatildeyken top- lantıya çağnlmasına ilişkin maddesinin de farklı yorumlan- masını, dönemin başbakanı Turgut Özal'ın " Anayasa)ı bir defa çignemekle bir şey olmaz" sözleriyle geçiştirdiği 1982 Ana- yasası, değişeceği günü bekliyor. DYFden (Baftarafi 1. Sayfada) değerlendirdi. Toptan, Cumhur- başkanı'nın halk tarafından se- çilmesi yolundaki anayasa deği- şikliği başkoşulunun "Çanka- ya'nın boşaltılması" olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Çankaya boşaltılacaksa ve hele bu seçim erken seçhnle bir- likte yapılacaksa biz hazırız. Ama ANAP'lılar bunlan hef. ayaküstü konuşuyorlar. Ciddi bir şey söylemiyorlar. Ciddi bir önerileri varsa heraen inceleriz. Kaldı ki biz erken seçim için bir- takım fedakârlıklara hazınz. Eger erken seçimin koşulu ola- rak yerel seçimleri de birlikte yapmayı öngörüyorlarsa onu da görüşiirüz." : Tekstil Sungurlu: Türldye'de yargı bağmısız değil kotasında artışANKARA (Cumhuriyet Bii- rosu) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın "ABD'den yardım yeri- ne ticarette kolaylıklar saglan- ması"nı istemesinden sonra Bush yönetimi tekstilde, Türki- ye'ye tanınan kotayı yüzde 50 oranında arttırarak bu isteğe kü- çük bir "ışık" yaktı. ABD Dışiş- leri Bakanı James Baker'ın An- kara'ya yaptığı ziyaret sırasında, kotanın arttırıldığını TUrk tara- fına bildirdiği açıklandı. Devlet Bakanı ve Hükumet Sözcüsü Mehmet Yazar, dün ak- şam yapılan Bakanlar Kurulu toplantısından sonra, tekstil ko- tasındaki artışa ilişkin açıklama yaptı. Baker'ın Alptemoçin ile yaptığı görüşme konasunda bil- gi veren Yazar şöyle dedi: "Bu konuyla ilgili olarak ge- rek Türk-ABD iiişkileri, gerek- se Körfez konusu ve bölge ile il- gili konular gündeme gelmiştir. Türkiye-ABD iiişkileri açısından önemli olan, tekstil kotalannda yüzde 50'ye kadar varan bir ar- tış sağlanmıs olması hususudur. Türkiye'ye yardım ve destek ko- nusunda Baker ile olumlu gö- rüşmeler olmuştur." Cumhurbaşkanı Özal'ın ABD'ye yapılan tekstil ihraca- tında kotanın kaldınlması yo- lundaki istemine karşı n Bush yönetiminin, kotayı yuzde 50 oranında arttırmakla yetinmesi, -lürkiye'aHi ABD'ye yapuğı ih- racatın arttınlması konusunda küçük de olsa bir "ışık" olarak değerlendirildi. Kotadaki yüzde 50'lik artışın ABD'nin ithalatı açısından önemli bir dilim oluş- turmamasına kafşın, Türkiye 1 nin ABD'ye ihracatında biı "ilerleme" olduğu kaydedildi. Kotanın arttırıldığına ilişkin ka- rann Türk tarafına Baker'ın ge- zisi sırasında bildirilmesinin, ABD yönetiminin Körfez poli- tikasına Ankara'dan destek al- ma amacından kaynaklandığı kaydediliyor. Bakanlar Kurulu, dün Başba- kan Yıldırım Akbulut başkanlı- ğında bir toplantı yaptı. Devlet Bakanı ve Hükumet Sözcüsü Mehmet Yazar, Bakanlar Kuru- iu'nun Körfez krizi nedeniyle Türkiye'ye, Almanya'dan 110 milyon mark, Japonya'dan 29 milyar 112 milyon Japon Yeni tutanndaki kredilere ilişkin an- laşmalann imzalanmasını karar- laştırdığını söyledi. Bu arada MİT Müsteşarı Kor- general Teoman Koman ile MİT îç Güvenlik Daire Baskanı tara- fından Bakanlar Kurulu'na bir brifing verildiği kaydedildi. Sü- pcr emeklilik konusunun ise Ba- kanlar Kurulu'nda görüşülmedi- ği belirtildi. 37 yıldan beri MÜHASEBE ve DAKTİLO kurlannda Orta ve Ilkokul mezunlaruıa bile İŞ ÇOK; ELEMAN YOK !.. LİSE MEZUNLARI, BEKLEMEÜ ÖĞRENCİLER, İŞSİZ GENÇLER : AYLAR, YILLAR GEÇİYOR; SİZ HÂL BOŞ MU BEKLİYORSUNUZ ?.. Hiç olmazsa BİLGİSAYAR ÖĞRENİN; İNGİIİZCENİZİ KURTABIN !.. Sahasında Dİ > V A ŞAMPİYOIVU olan Mevzuatın izin verdiği en ucuz ücretlerle Olabilecek en kısa sürelerde öğretip İŞE YERLEŞTİRME GARANTİŞİYLE Hiçbir bağlayıcı ödeme Eoranluğu olmaksızın BOISOSUZ + TAAHHLÎTSÜZ veya Ö^fCE ÖĞREN; SOIVRA ÖDE usulüyle ya da ÖNCE ÖĞREN; SONRA ÇAUŞ; daha sonra da ÜCRETİ TAKSİTLE ÖDE AİLENE YÜK OLMA; KENDİ KAZANCINLA ÖĞREN seçenekleri ve her türlü ödeme kolayuklan ile Merkezi Kadıköy Beşilctaş Şişli Bakırköy Beyazıt, Mithat Paşa Cad. 14/1 Tel Altıyol, Kuşdüli Caddesı, 6/8 Tel Çırağan, Asariye Cad. 7/2-3 Tel Abidei Hürriyet C. Hasat Sok. 15 Tel Hüsreviye S. 18/4 (Migros sırası) Tel 527 33 25 338 08 42 138 24 97 130 90 37 371 31 31 322 21 06 336 11 SO 138 24 98 173 43 14 561 29 O6 Ukkat: Bu 5 adretten başka ŞAMPİYON »dpyta çahfan hiçbir Daktflo Sekretsr ve Bltgi»«y»r kursu çubemiz değiMlf. (Başıarafi I. Sayfada) tartışma konusu olan "türban yasası"nı protesto için "dersleri boykot" kararı aldılar. AA'nın haberine göre pazartesi günü derslere girmemeyi kararlaştıran öğretim üyeleri ve görevlileri, aynca gazetelere ilanlar vererek türbanın Atatürk ilkelerine ve kılık kıyafet yönetmeliğine ay- kırı olduğunu belirtecekler. Ankara Üniversitesi Öğretim Üyeleri Yardımlaşma Derne- ği'nce üniversitelerde yasalara aykın olmamak koşuluyla kılık kıyafet serbestisi getiren yasal düzenlemenin "türban serbesti- si" olarak yorumlanamayacağı savunuldu. Dernek Yonetim Kurulu tara- fından dün yapılan açıklamada, derslere türbanla girilmesinin Atatürk ilkeleri ve laik cumhu- riyet anlayışıyla bağdaşmadığı ifade edildi. Açıklamada Danış- tay'ın bu konudaki bir karan- na atıf yapılarak türbanın "ma- sura bir alışkanlıktan çıkarak cumhuriyetin temel ilkelerine karşı bir dünya göriişünün sim- gesi haline gelmekte oldugu" ileri sürüldü. Üniversite yöneti- cilerinin, yeni yasal düzenlemeyi "türbana izin" olarak yorum- lamamalan istenen açıklamada, "Her fırsatta Atatürk'ün izin- de olduğunu dile getiren tüm üniversitelerimizin yöneticilerin- den, laik cumhuriyet ilkelerine ters düşen her türlü davranışın karşısında yer almalarım bekllyonız" denildi. (Baftarafi 1. Sayfada) rinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda eleşti- rileri yanıtlarken bugün en çok tartışılan konulardan birinin "yargı bagımsızlıgı" olduğunu hatırlatarak "Türkiye'de yargı bagımsız degildir" dedi. Kenan Evren'in cumhurbaşkanhğı dö- neminde kendisine "yargı ba- gımsızlıgı ne olacak" şeklinde bir soru yönelttiğini kaydeden Sungurlu. kendisinin de "Tür- kiye'de yargı bagımsızhgını hal- ledemeyiz, bunlan kanunla h-1- ledemeyiz" yanıtını verdiğini söyledi. Sungurlu, "tam bagım- sızlıgı", "bütün baskılardan azade olmak" olanak anladığı- nı kaydetti. Adalet Bakanı Sungurlu şöyle konuştu: "Dünyanın Hiçbir yerinde yargı bagımsızlıgını temin et- mek için Türkiye'deki kadar dügiim üstüne dügüm atılma- mıştır. Türkiye'de yargı bagım- sız degildir. Yargının bagımsız- lıgı bir eğitim ve kültür mesele- sidir. Bir hukuki mesafe mese- lesidir. Bunu kanunlarla çözece- giz derseniz çözemezsiniz. İşte bu kadar dügum atmışsınız çö- zememişsiniz. Hâkimin bagımsızlıgı vicda- nındadır. Turkiye Cumhuriye- ti'nde hikimi zorlayacak hiçbir organ ve merci yoktur. Ama Türkiye'de basın vardır. Birçok kamuoyu oluşturan kuruluş vardır. Bnnlar hâkime de tesir eder, size de bize de eder. Ben onun dışında degilim, hiçbiri- miz onun dışında değiliz. Dünyanın hiçbir yerinde savcı bagımsızlıgı yoktur. Turkiye Cumhuriyeti'nde savcılar aynen hâkim bagımsızlıgına sahiptir, hâkim teminatı altındadır. Bu- Özal'ın üçlü (Baftarafi 1. Sayfada) fetle uzlaşma yollannı arayaca- ğı, bütçe görüşmelerinden son- ra önümüzdeki yıl başından iti- baren Meclis'te grubu bulunan partilerin yöneticileri aracıhğıy- la zemin yoklamalarına başla- nacağı söyleniyor. Muhalefetle uzlaşma arayışı Cumhurbaşkanı özal'a yakın kaynakJar, muhalefetle uzlaş- mak için "erken seçim" konu- sunun da gündeme getirilebile- ceğini ifade ediyorlar. ANAP kulisinde yaygınlaşan senaryo- lara göre başkanlık sistemine yönelik anayasa değişikliği "üç- lü paket" olarak gündeme ge- tirilecek. Muhalefetin bu yönde- ki bir anayasa değişikliği konu- sunda uzlaşması halinde, Özal, cumhurbaşkanlığından istifa edecek, bu arada "erken seçim" kararı alınacak. Anayasa deği- şikliğinin gerçekleşmesi halinde, Özal yeniden cumhurbaşkanh- ğına aday olacak ve bu kez halk oyuyla başkan seçilecek. özal, anayasa değişikliği tar- tışmasını 1987 genel seçimleri öncesi ilk kez gündeme getirmiş, 82 Anayasası'nın siyasi yasak- lan içeren geçici maddeleri ile milletvekili sayısı ve anayasanın değiştirilmesi usulünü belirleyen maddeleri referandum yoluyla değiştirilmiş, siyasi yasaklar kal- dınlmıştı. Daha sonra ANAP'ın girişi- mı ile anayasa değişikliği için üç parti temsilcisinin katıldığı bir komisyon oluşturulmuş, ancak DYP ve SHP yöneticilerinin anayasanın iş hayatı ile ilgili maddelerinde aralannda anlaşa- madıkları gerekçesiyle komis- yon dağılmışü. Cumhurbaşka- nı Özal, 1987 genel seçimlerin- den sonra da cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi gerek- tiği ve Fransa'da uygulanan yan başkanlık sisteminin Türk top- lumuna daha uygun düştüğü yolunda açıklamalarda bulun- müştu. "Kısa ve öz bir anayasa" tar- tışmasını da Cumhurbaşkanı özal gündeme getirdi. özal'ın anayasanın sadece temel hak ve özgürlükler ile siyasi yapı; yasa- ma, yürütme ve yargıya ilişkin ana ilkeleri içermesi gerektiğini açıklamasından sonra ANAP yöneticileri, muhalefet partileri- ne yeni anayasa taslağı için çağ- nda bulunmuşlar, ancak muha- lefetin bu çağrıya olumsuz ya- nıt vermesi üzerine, anayasa ça- lışmaları askıya alınmıştı. na örnek DGM Savcısı Nusret Demirai'dır. Yurtdışından gelen heyetle görüşsün diye ne kadar haber gönderdiysem Nusret Bey göruşmemiştir. Avukatlann tu- tuklu müvekkilleri ile görüşebil- meleri için genelgeler çıkardık, ama bunu da savcılar anayasa- nın kendilerine verdigi hakka dayanarak uygulamadılar." "tşkence vardır" Sungurlu, "işkenceye" ilişkin soru ve eleştirileri yanıtlarken de "Türkiye'de işkencenfn var ol- duğunu, bunun da mekân, bi- na, eğitim gibi sonınlardan kay- naklandıgını" savundu. Sun- gurlu, anayasa değişikliğine de- ğinirken de bunun bakanlığını aşan bir konu olduğunu, hatta iktidarın bile gücünün ötesinde bulunduğunu kaydetti. Adalet Bakanı, bir soruyu yanıtlarken Cumhurbaşkanı Turgut Özal'- ın büyük ikna gücünü kullana- rak cumhurbaşkanhğı makamı- na seçildiğini, icraatlarını ana- yasa ve yasalardan aldığı güçle yaptığını savundu. Eleştiriler Komisyonda söz alan muha- lefet milletvekilleri ise başta Cumhurbaşkanı Özal'ın taraf- sızlığı olmak üzere anayasa de- ğişikliği, yargı bagımsızlıgı, yar- gıç güvencesi, işkence, gözaltı- lar, cezaevi sorunları ile güney- doğu politikalanna eleştiri getir- diler. Bu konulardaki düzenle- me ve uygulamalann çağdaş hu- kuk devleti ilkelerine uymadığını belirten muhalefet milletvekilleri, özellikle yürüt- menin yargı üzerindeki baskısı- nı gündemde tutarak Cumhur- başkânı Özal'ın Anayasa Mah- kemesi ve yüksek yargı organ- lanna üye seciminde tarafsız davranmadığını savundular. Muhalefet milletvekilleri, Başbakan Akbulut'un eşi Samia Akbulut'un Anayasa Mahke- mesi yedek üyeliğine seçilmesi- ne de tepki gösterdiler. Din ve vicdan hürriyetinin kötü niyet- le kullanılmasını önleyici huku- ki düzenlemelerin yapılması ge- rektiğini de savunan SHP mil- letvekilleri, laiklik konusunda ödünler verildiğini, bundan da endişe duyduklanm dile getirdi- ler. Iktidar milletvekilleri ise bu eleştiriler karşısında Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Yekta Giingör Ozden'i gündeme getir- diler. Daha sonra yapılan oylama- da Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Dartış- tay bütçeleri kabul edildi. Milli Eğitim Komisyonu'nda operasyon Muhafazakâr blok kırıldıANKARA (Cumhuriyet Bii- rosu) — TBMM Milli Eğitim Komisyonu'nda ANAP'ın mu- hafazakâr bloğu, dün gerçekleş- tirilen küçük bir operasyonla kı- rıldı. Başbakan Yüdınm Akbu- lut'un uygulamalı din eğitimi konusunda önceki gün yaptığı toplantıdan sonra komisyonun ANAP'lı üyeleri arasında degi- şiklik oldu. Komisyonlarda HEP'in de temsil edilmesini sağlamak üze- re, her komisyondan bir ANAP'lı üyenin çekilmesi kara- rı uygulamaya konuldu. Bu çer- çevede, milli eğitim komisyonu üyesi ANAP Afyon Milletveki- li Metin Balıbey, "KİT komis- yonunda da üye oldugu" gerek- çesiyle ayrıldı. Aynca muhafa- zakâr kanattan Kahramanma- raj Milletvekili Mehmet Onur da "anayasa komisyonu üyesi" olduğu gerekçesiyle milli eğitim komisyonundan çekildi. Bunun üzerine, ANAP gnıp başkanvekillerinin önerisi ile li- beral kanattan Gaziantep Mil- letvekili Mehmet Akdemir mil- li eğitim komisyonuna aday gös- terildi. Akdemir'in milli eğitim komisyonu üyeliği dün TBMM genel kurulunda oylanarak ke- sinleştiriidi. Böylece Milli Eği- tim Teşkilat Yasası'nın değişti- rilmesini bugün görüşecek olan komisyonda liberallerin sayısı artmış oldu. ı.5 Cezaevlerinde yayılıyor SELÇUK GELİŞLİ KARABÜK — Türkiye'de ük kez Zonguldak, Çaycuma ve Karabük'te yapılan otomobil ve beyaz eşya çekilişi hüsranla so- nuçlandı. Otomobil çekilişi için 1 milyon, beyaz eşya çekilişi için 100'er bin lira vererek üye olan- lardan yaklaşık l.S milyar lira toplayan 27 yaşındaki Niyazi Gcçer, kardeşi Kadir Geçer ve amca çocuklan Şiikrii Geçer or- tadan kayboldu. Merkezi Karabük'te olan Ge- çer Kardeşler adlı bir şirket ge- çen yıl kurulmuştu. Demir çelik alım satımı, haddehanecilik ve ipek hali işi yaptıklarını belirten şirket daha sonra otomobil ve beyaz eşya çekilişi düzenlemek için Milli Piyango İdaresi'nden izin alarak üye kaydına başla- mıştı. İsteyenler bir milyon lira vererek otomobil, 100 bin lira vererek TV-buzdolabı çekilişine ait kura numarası alabiliyorlar- dı. Her ay yapılan çekilişlerde sıfır kilometrede bir yerli oto- mobil üyelere veriliyordu. Otomobil çekilişi için 800, be- yaz eşya çekilişi için de binin üzerinde üye kaydeden Geçer Kardeşler A.Ş.'nin sahipleri pi- yasadan topladıklan yaklaşık 1.5 milyar lira ile ortadan kay- boldular. Şirket reklam kam- panyası süresince Karabük'te hizmet vermek üzere ücretsiz ambülans uygulaması başlat- nruş, araç bir süre sonra kaza ge- çirdiği için hizmet dışı kalmış- tı. Bugüne kadar noter huzu- runda çekilen kuralarda 4 üye otomobillerini almıştı. Üyeler otomobillerini ahrken hiçbir ek para ödememişlerdi. Haber Merkezi — Cezaevle- rinde başlatılan açlık grevleri yayılıyor. SP Ankara il örgü- tünde dün 30 tutuklu ve hüküm- lü yakını destek açlık grevine başladı. HEP Bakırköy ilçe merkezinde yeni katıkmlarla aç- lık grevi yapanlann sayısı 100'ü buldu. Bu arada Diyarbakır 1 No'lu E Tipi Cezaevi'nde 116 siyasi tutuklu ve hükümlünün açlık grevi birinci ayını doldurdu. Aç- lık grevini 21. gününde "ölüm omaT'na dönüşturen 10 tutuk- lunuu eylemi de 10. gününe gir- di. Ölüm orucu yapanlann sağ- lık durumlannm, resmi açıkla- malann aksine kötüye gittiği bil- dirildi. Adana büromuzun haberine göre Diyarbakır Cezaevi'nde "ölüm onıcu"ndaki lOtutuklu- nun sağlık durumu gittikçe bo- zuluyor. Ölüm orucundaki Mehmet Aslan, Şerasettin Piş- kin, Fuat Kardeş, Nurettin Ka- ra, Murat Doğan, Aydın Koçer- in sağlık durumlarının bozul- duğu, Abdurrahman Demir'in ülser, Cevdel İnak'ın böbrek hastası olduğu yakınlan tarafın- dan bildirildi. Tutuklu ve hü- kümlü yakınlan, savcılık yetki- lilerinin açlık grevi yapanlann sağlık durumlarının iyi olduğu yolundaki açıklamasımn gerçek dışı olduğunu bildirdiler. "Ce- zaevi doktorlan tutuklulan mu- ayene etmiyor ki sağlık dunım- lan nedir bilsinler. 30 gündür bir şey yemeyen insanın sağlık durumu nasıl iyi olur?" dediler. Bu arada cezaevindeki tutuk- lu ve hükümlüler adına avukat- lan aracdığıyla bir açıklama ya- pan Abdülhakim Güven, "Da- ha önceki kazanımlarımızdan MATÎNE SUARE Pop-Rock-Club Rock rinüziği bizimle yaşayın hem de sabaha kadar Grup Pİ live music Her gece açığız Şehit Muhtar Cad. Na 56 Talimhane-Taksim Rezerve için ALO- 153 45 44-153 45 27 kesinlikle vazgeçmeyecegiz. Ka- nımız pahasına kazanılan bak- lardan en ufak bir geri adım at- mayacagız. Gerekirse eylemimi- zi ölüme kadar sürdüriiriiz" dedi. SP merkez karar yürütme ku- rulu üyesi ve Diyarbakır merkez ilçe başkanı Müriivvet Cacım, dün düzenlediği basın toplantı- sında, "Son on yılda 200'e ya- kın insan cezaevlerine yapılan direkt saldırılar ve açlık grevle- rinden dolayı yaşamlarını yitir- mişlerdir. Bu zulme karşı sessiz kalmamalıyız. İktidan dize ge- tirerek yeni ölümleri onleyebi- liriz" dedi. Diyarbakır Merkez Kapalı Cezaevi'ndeki 20 adli hükümlü- nün dönüşümlü olarak sürdür- dükleri açlık grevi 27. gününe girerken,,ayru cezaevindeki dört kadın hükümlünün açlık grevi de 10. gününü tamamladı. Bis- mil Kapalı Cezaevi'nde 48 hü-' kümlünün açlık grevi de 6. gü- nüne girdi. Diyarbakır SP il bi- nasında, 16'sı kadın 54 tutuklu ve hükümJü yakmının sürdür- dükleri açlık grevi 27. gününü tamamladı. Nusaybin SP ilçe bi- nasında 30'u kadın toplam 65 tutuklu ve hükümlü yakımnın açlık grevi 19. gününü doldu- rurken, Şükriye Yıldınm adın- daki kadının sağlık dunımunun bozulduğu, doktorların açlık grevini bırakması gerektiğini bildirmelerine karşın eylemi sür- dürdüğü öğrenildi. Cizre SP il- çe binasında 250 tutuklu ve hü- kümlü yakımnın başlatuğı açhk grevi 19. gününe girerken, açhk grevini 15. gününde ölüm oru- cuna dönüşturen 12 tutuklu ya- kınımn eylemi de 4. gününü ta- mamladı. Van SP il binasında 20 tutuklu ve hükümlü yakım- nın açlık grevi 8. gününü ta- mamladı. Adana HEP binasın- da 110 tutuklu ve hükümlü ya- kının 5 gün önce başlattığı aç- lık grevi sürüyor. Ç.Ü!de oku- yan 6 öğrenci de eyleme dönü- şümlü olarak katılıyor. Ceyhan E Tipi Cezaevi'ndeki tutuklu ve hükümlülerin açlık grevi sona erdi. Tutuklu ve hükümlü ya- kınlan, eylemin son bulması üzerine dün getirdikleri yiyecek maddelerini cezaevi idaresine teslim ettiler. Olayı görüntüle- mek isteyen Ekspres gazetesinin Ceyhan muhabiri Cuma Tok- göz'e önce askerier, ardından si- yasi şubede görevli polisler mü- dahale ederek fılmlerine el koy- dular ve bir süre sorguladılar. Gaziantep E Tipi Cezaevi'nde 172 tutuklu ve hükümlünün aç- lık grevi 11. gününe girdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle