Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 8 KASIM 1990
JAPONY A'DA TAÇ
GİYME TÖRENİNE
HAZIRLIK —
Tokyo polisi 12
kasım giinii
yapılacak olan
Imparator
Akihito'nun taç
giyme lörenine
katılacak olan
yiizlerce yabancı
resmi davetliyi
agıriamak için geniş
güvenlik önlemleri
aldı. İki Japon polis
Tokyo Haneda
Havaalanı
çıkışında
debliz
kapaklannı
denetliyor.
(Fotograf:
Reuter)
Avcılıga
2yıl
yasak
ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) — Tarıma zararlı ı
olanlar dışındaki hayvan-j
lara iki yıl süreyle av yasa-j
ğı getiriliyor. Ayrıca, avcı-l
lık yapmak isteyenler Ta-
rım Orman Köyişleri Ba-,
kanlığı'nca sınava tabi tu-
tulacak, TBMM'de Adalet
Komisyonu'nda kabul edi-
len tasanya, ANAP'Uların
önerisiyle, tarıma zararlı
olanlann dışındaki hay-
vanlann avlanmalarının
iki yıl süreyle yasaklanma-
sı yönünde geçici hüküm
eklendi. Komisyonda yasa
hükümlerine aykırı hare-
ket edenlere verilen para
cezaları da arttınldı.
Avustralya'nın Sydney kentindeki
Tarango Hayvanat Bahçesi'nde üç
ay önce dogum yapan bir zürafa yavrusunu hemen terk etti. Bebek zü-
rafanın bakımını üsllenen hayvanat bahçesi görevlilerinden Libby Kari-
zoff gerçek bir anne gibi yavruyu biberonla besliyor. (Fotograf: Reuter)
Kennedy
Izmir'de
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Biirosu) — Körfez
bölgesindeki "nöbetini"
Saratoga'ya devreden
Amerikan uçak gemisi
"USS John Fitzgerald
Kennedy" dün İzmir Kör-
fezi'negeldi. "Kennedy"-
nin 5 bin dolayında perso-
nelle Izmir'i ziyareti gezi
amacı taşıyor.
ABD Deniz Kuvvetleri'-
ne ait "USS John Fitzge-
rald Kennedy" uçak gemi-
si dün öğle saatlerinde İz-
mir Körfezi'ne girerek Gü-
zelbahçe açıklarında de-
mirlçdi. 80 uçak, 2 heli-
kopter taşıyan, 5 bin dola-
yında personelin görevlen-
dirildiği dev uçak gemisi
gazetecilere gezdirildi.
KATMANDU'DA
KEPENKLER
KAPALI —
Katmandu'da 9
kasım günü krml,
yeni anayasanın
kabulünden sonra
tahtında oturacak
mı, yoksa iktidan
secilmişlere mi
bırakacak? Bu
sonıya
Katmandulu
solcular kepenk
kapatma eylemi ilc
yanıt arıyorlar. BH
arada
kutsal hayvan
sayılan inekler de
genel grev
nedeniyle
sokaklarda rahatça
dinlenebiliyor.
(Fotograf: Reuter)
HABERLERIN DEVAMI
82 Anayasası sekizinci yılını doldurdu
Anayasa dar geldîANKARA (Cumhuriyet Biı-
rosu) — tlk günden itibaren yo-
ğun eleştiriler alan 1982 Anaya-
sası sekiz yaşını doldurdu. Se-
kiz yıl içinde tüm siyasi eğilim-
ler, anayasanın yetersizliğinden
ve hatalı maddelerinden yakın-
dılar. Tüm partilerin değiştirıl-
mesi konusunda demeçler ver-
dikleri anayasa, hemen her
maddesinin uygulanması sıra-
sında farklı yorumlar nedeniy-
le de siyasi tartışmaların pdağı
oldu.
Maddelerin uzun yazılması-
nın yarattığı "anlaşdmazlık" ile
cümle bozuklukları, birbiriyle
çclişir biçimde görülen madde
yorumlan, 1982 Anayasası'nın
hızla yıpranmasında etkili oldu.
"Savaş hali ilanı" gibi yasama
açısından çok önemli bir mad-
desini dahi hukukçular çok
farklı yorumladılar.
1%1 Anayasası'ndan farklı
düzenlemeler getiren hemen her
maddesindeki yorum farklıhk-
ları zaman zaman siyasi gergin-
Iiklerin odağını oluşturdu. llk
günden bu yana, temel hak ve
özgürlükler konusunda yasayla
geniş kısıtlamalar geıirmesine
olanak yarattığı için eleştirilen
1982 Anayasası'nın yürütmeye
tarudığı geniş yetkilerin de "kö-
tiiye kuilanıldigı", muhalefetin
ana eleştiri konulan arasında
yer aldı.
Getirdiği siyasi yasaklar ilk
yıllannda en çok tartışma konu-
su ofaTı dılay<aoclrrfn uılCt TÎ3MI
değiştirileceğine ilişkin 175.
maddesi değiştirildi. 1987'deki
bu değişiklikle Türk hukukuna
"halkoylaması" kurumu yerleş-
tirildi. 1961 ve 1982 anayasala-
rının, dönemlerinin askeri yöne-
timlerince uygulamaya koyul-
masından başvurulan "halkoy-
laması" sistemi, 17 Mayıs
1987'de yapılan anayasa deği-
şikliği ile Türk hukuk sistemine
kurumsal olarak yerleşti.
Bu düzenlemeyle birlikte,
anayasanın oy verme yaşı ile
milletvekili sayısını belirleyen
maddeleri değiştirildi, milletve-
kili sayısı 450'ye çıkarıldı. Hal-
koylaması sistemi de ilk olarak
aynı değişikliğin içinde yer alan
siyasi yasaklann düzenlendiği
geçici 4. maddenin kaldınlması
için uygulandı. Halkoylaması
sonucunda, 12 Eylül 1980 önce-
sinin siyasi parti yöneticilerine
siyaset yapma yasağı 6 Eylül
1987'de kalktı.
Sendikalar, partiler
Siyasi parti üyeliğine getirdi-
ği sınırlama ile içte tartışma ko-
nusu olan 1982 Anayasası, sen-
dikal haklar konusundaki kısıt-
lamalarla da uluslararası kuru-
luşların yoğun eleştirilerine he-
def oldu. Milli Güvenlik Kuru-
lu'nun oluşum yapısı ile siyasi
otorite üzerinde askeri denetimi
surekli kıldığı eleştirileri de alan
anayasa, yasama-yürütme-yargı
ilişkisinde özellikle son bir yıl-
lık fiili durum nedeniyle yıpran-
ma sürecine girdi.
Zaman zaman, "12 Eylül re-
jimi faiç gitmeyecekmis gibi yö-
ön planda tutularak hazırlan-
dıfı" için eleştirilen anayasa,
"özerk" kurum tanımaması ile
de ünlendi.
Olağanüstü hal uygulaması
SHP'den hayır
(Baftarafi I. Sayfada)
konuşmasında, Özal'ın Başba-
kan, bakanlar, genel mudürler
yokmuş gibi her şeyi kendisinin
yaptığını söyledi. fnönü şu gö-
rüşleri dile getirdi:-
"Türkiye'deki sislem şimdi
bu. Tartışmalı cumhurbaşkanlt-
ğı, tartışmalı başbakanlık, tar-
tışmalı bakanlık. tartışmalı dı-
şişleri bakanlığı... Ama yeni bir-
şey daha van Bunların hiçbiri
yetmiyormuş gibi, Sayın Ozal,
keyfi yüriittügü başkanlık siste-
mini yasallaştırmaya çalışıyor.
AGİK toplantısına Cumhur-
başkanı'nın katılması ve yetkisi
olmadığı halde silahsızlanma
konusunda anlaşmayı imzalaya-
cak olmasını da eleştiren Inönü,
Bütün bunların, halka Özal'ı,
"Biitün dünyanın devlet başka-
m olarak" gördüğü imajını ya-
ratmak için yapıldığını ileri sür-
dü.
Anayasa Mahkemesi
Anayasa Mahkemesi'nin ya-
pısınm da değiştirilmeye çalışıl-
dığını ileri süren İnönü şöyle ko-
nuştu:
"Göriinen o ki, Anayasa
Mahkemesi'nin karşı çıkmasına
engel olarak, Özal lehine 'Sayın
Özal'ı tüm dünya istiyor, siz mi
karşı çıkıyorsunuz' gibi bir ha-
va yaraıarak. dine bağlı vatan-
daşlann inançlarını istismar
ederek, Sayın Özal'ın Cumhur-
başkanlıgı dönemini halka seç-
tirnıe projesiyle karşı karşıyayız.
Peki nasıl olacak bu. Onu bilmi-
yorum, ama (ahmin edilen, dü-
şündükleri sistemin Fransa'da
oldugu gibi iki kademeli baş-
kanlık sistemi olduğu."
Cumhurbaşkanı Özal'ın baş-
kanlık sistemi önerilerini de içe-
ren anayasa değişikliği girişim-
lerini değerlendiren SHP genel
merkez yöneticileri şu noktalar
üzerinde durdular:
"SHP öncelikle başkanlık sis-
temine yatkın goriişleri savun-
mamaktadır. Parlamenter siste-
min Turkiye için en uygun sis-
tem olduğu görüşündedir. Bu-
nun dışında, erken seçim halkın
bir talebidir. Bunun bir pazar-
lık konusu yapılmasına da kar-
şıyız. Ayrıca istenildiği söylenen
bu değişiklik Özal'ı devlet baş-
kanı yapmaya yönelik bir girişim
ise SHP'nin zaten hiç destek ol-
ması beklenemez."
ve devlet güvenlik mahkemele-
ri ile "demokrasinin alışılmış
kurallannın dışında" olduğu
bazı hukukçularca ifade edilen
1982 Anayasa'nın hükümete
verdiği kanun hükmünde karar-
name yetkisinin sının da surek-
li tartışılan konular arasında yer
aldı. özellikle olağanüstü hal ve
sıkı yonetim dönemlerinde Ba-
kanlar Kurulu'na tanınan yasa
gücünde kararname yetkisinin
Anayasa Mahkemesi denetimi
dışında olduğu izlenimi veren
maddesi de son bir yılın en
önemli tartışma konulan arası-
na girdi.
Körfez krizi sırasında, savaş
hali ilanı ve asker gönderme,
yurda asker çağırma konusunu
düzenleyen maddesinin yazıkş
biçiminin yarattığı karmaşa, ara
seçimler konusundaki madde-
nin farklı yorumlan, 1982 Ana-
yasası'nın son dönemde dikkat-
leri üzerinde toplayan yönleri
oldu.
TRT'nin yayın tekelini dü-
zenleyen maddesi, gelişen tek-
noloji karşısında fiilen işlemez
hale gelen, Anayasa Mahkeme-
si'nin yetki sınınnın surekli tar-
tışılır olması sonucu doğuran
1982 Anayasası'nın milletvekil-
lerinin parti değiştirmeleri ko-
nusuna getirdiği sınırlama da il-
ginç yöntemlerin ortaya çıkma-
sına yol açtı. 84. madde ile ge-
tirilen, miüetvekilinin istifasının
TRM&d-0£n£İ kufutanda i>ylan-
ması ve parti değiştiren millet-
vekilinin üyeliğinin yine oyla-
mayla düşmesi, geride kalan dö-
nem içinde zaman zaman tartı-
şılan konular arasında yer aldı.
Bu maddenin partisinden istifa
eden Uyeye ilişkin hükmü, "hül-
le partUeri"ni gündeme getirdi.
TBMM'nin tatildeyken top-
lantıya çağnlmasına ilişkin
maddesinin de farklı yorumlan-
masını, dönemin başbakanı
Turgut Özal'ın " Anayasa)ı bir
defa çignemekle bir şey olmaz"
sözleriyle geçiştirdiği 1982 Ana-
yasası, değişeceği günü
bekliyor.
DYFden
(Baftarafi 1. Sayfada)
değerlendirdi. Toptan, Cumhur-
başkanı'nın halk tarafından se-
çilmesi yolundaki anayasa deği-
şikliği başkoşulunun "Çanka-
ya'nın boşaltılması" olduğunu
belirterek şöyle konuştu:
"Çankaya boşaltılacaksa ve
hele bu seçim erken seçhnle bir-
likte yapılacaksa biz hazırız.
Ama ANAP'lılar bunlan hef.
ayaküstü konuşuyorlar. Ciddi
bir şey söylemiyorlar. Ciddi bir
önerileri varsa heraen inceleriz.
Kaldı ki biz erken seçim için bir-
takım fedakârlıklara hazınz.
Eger erken seçimin koşulu ola-
rak yerel seçimleri de birlikte
yapmayı öngörüyorlarsa onu da
görüşiirüz." :
Tekstil Sungurlu: Türldye'de yargı bağmısız değil
kotasında
artışANKARA (Cumhuriyet Bii-
rosu) — Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın "ABD'den yardım yeri-
ne ticarette kolaylıklar saglan-
ması"nı istemesinden sonra
Bush yönetimi tekstilde, Türki-
ye'ye tanınan kotayı yüzde 50
oranında arttırarak bu isteğe kü-
çük bir "ışık" yaktı. ABD Dışiş-
leri Bakanı James Baker'ın An-
kara'ya yaptığı ziyaret sırasında,
kotanın arttırıldığını TUrk tara-
fına bildirdiği açıklandı.
Devlet Bakanı ve Hükumet
Sözcüsü Mehmet Yazar, dün ak-
şam yapılan Bakanlar Kurulu
toplantısından sonra, tekstil ko-
tasındaki artışa ilişkin açıklama
yaptı. Baker'ın Alptemoçin ile
yaptığı görüşme konasunda bil-
gi veren Yazar şöyle dedi:
"Bu konuyla ilgili olarak ge-
rek Türk-ABD iiişkileri, gerek-
se Körfez konusu ve bölge ile il-
gili konular gündeme gelmiştir.
Türkiye-ABD iiişkileri açısından
önemli olan, tekstil kotalannda
yüzde 50'ye kadar varan bir ar-
tış sağlanmıs olması hususudur.
Türkiye'ye yardım ve destek ko-
nusunda Baker ile olumlu gö-
rüşmeler olmuştur."
Cumhurbaşkanı Özal'ın
ABD'ye yapılan tekstil ihraca-
tında kotanın kaldınlması yo-
lundaki istemine karşı n Bush
yönetiminin, kotayı yuzde 50
oranında arttırmakla yetinmesi,
-lürkiye'aHi ABD'ye yapuğı ih-
racatın arttınlması konusunda
küçük de olsa bir "ışık" olarak
değerlendirildi. Kotadaki yüzde
50'lik artışın ABD'nin ithalatı
açısından önemli bir dilim oluş-
turmamasına kafşın, Türkiye
1
nin ABD'ye ihracatında biı
"ilerleme" olduğu kaydedildi.
Kotanın arttırıldığına ilişkin ka-
rann Türk tarafına Baker'ın ge-
zisi sırasında bildirilmesinin,
ABD yönetiminin Körfez poli-
tikasına Ankara'dan destek al-
ma amacından kaynaklandığı
kaydediliyor.
Bakanlar Kurulu, dün Başba-
kan Yıldırım Akbulut başkanlı-
ğında bir toplantı yaptı. Devlet
Bakanı ve Hükumet Sözcüsü
Mehmet Yazar, Bakanlar Kuru-
iu'nun Körfez krizi nedeniyle
Türkiye'ye, Almanya'dan 110
milyon mark, Japonya'dan 29
milyar 112 milyon Japon Yeni
tutanndaki kredilere ilişkin an-
laşmalann imzalanmasını karar-
laştırdığını söyledi.
Bu arada MİT Müsteşarı Kor-
general Teoman Koman ile MİT
îç Güvenlik Daire Baskanı tara-
fından Bakanlar Kurulu'na bir
brifing verildiği kaydedildi. Sü-
pcr emeklilik konusunun ise Ba-
kanlar Kurulu'nda görüşülmedi-
ği belirtildi.
37 yıldan beri MÜHASEBE ve DAKTİLO kurlannda
Orta ve Ilkokul mezunlaruıa bile
İŞ ÇOK; ELEMAN YOK !..
LİSE MEZUNLARI, BEKLEMEÜ ÖĞRENCİLER, İŞSİZ GENÇLER :
AYLAR, YILLAR GEÇİYOR; SİZ HÂLÂ BOŞ MU BEKLİYORSUNUZ ?..
Hiç olmazsa BİLGİSAYAR ÖĞRENİN; İNGİIİZCENİZİ KURTABIN !..
Sahasında Dİ > V A ŞAMPİYOIVU olan
Mevzuatın izin verdiği en ucuz ücretlerle
Olabilecek en kısa sürelerde öğretip İŞE YERLEŞTİRME GARANTİŞİYLE
Hiçbir bağlayıcı ödeme Eoranluğu olmaksızın BOISOSUZ + TAAHHLÎTSÜZ
veya Ö^fCE ÖĞREN; SOIVRA ÖDE usulüyle
ya da ÖNCE ÖĞREN; SONRA ÇAUŞ; daha sonra da ÜCRETİ TAKSİTLE ÖDE
AİLENE YÜK OLMA; KENDİ KAZANCINLA ÖĞREN
seçenekleri ve her türlü ödeme kolayuklan ile
Merkezi
Kadıköy
Beşilctaş
Şişli
Bakırköy
Beyazıt, Mithat Paşa Cad. 14/1 Tel
Altıyol, Kuşdüli Caddesı, 6/8 Tel
Çırağan, Asariye Cad. 7/2-3 Tel
Abidei Hürriyet C. Hasat Sok. 15 Tel
Hüsreviye S. 18/4 (Migros sırası) Tel
527 33 25
338 08 42
138 24 97
130 90 37
371 31 31
322 21 06
336 11 SO
138 24 98
173 43 14
561 29 O6
Ukkat: Bu 5 adretten başka ŞAMPİYON »dpyta çahfan hiçbir Daktflo Sekretsr ve Bltgi»«y»r kursu çubemiz değiMlf.
(Başıarafi I. Sayfada)
tartışma konusu olan "türban
yasası"nı protesto için "dersleri
boykot" kararı aldılar. AA'nın
haberine göre pazartesi günü
derslere girmemeyi kararlaştıran
öğretim üyeleri ve görevlileri,
aynca gazetelere ilanlar vererek
türbanın Atatürk ilkelerine ve
kılık kıyafet yönetmeliğine ay-
kırı olduğunu belirtecekler.
Ankara Üniversitesi Öğretim
Üyeleri Yardımlaşma Derne-
ği'nce üniversitelerde yasalara
aykın olmamak koşuluyla kılık
kıyafet serbestisi getiren yasal
düzenlemenin "türban serbesti-
si" olarak yorumlanamayacağı
savunuldu.
Dernek Yonetim Kurulu tara-
fından dün yapılan açıklamada,
derslere türbanla girilmesinin
Atatürk ilkeleri ve laik cumhu-
riyet anlayışıyla bağdaşmadığı
ifade edildi. Açıklamada Danış-
tay'ın bu konudaki bir karan-
na atıf yapılarak türbanın "ma-
sura bir alışkanlıktan çıkarak
cumhuriyetin temel ilkelerine
karşı bir dünya göriişünün sim-
gesi haline gelmekte oldugu"
ileri sürüldü. Üniversite yöneti-
cilerinin, yeni yasal düzenlemeyi
"türbana izin" olarak yorum-
lamamalan istenen açıklamada,
"Her fırsatta Atatürk'ün izin-
de olduğunu dile getiren tüm
üniversitelerimizin yöneticilerin-
den, laik cumhuriyet ilkelerine
ters düşen her türlü davranışın
karşısında yer almalarım
bekllyonız" denildi.
(Baftarafi 1. Sayfada)
rinin görüşüldüğü TBMM Plan
ve Bütçe Komisyonu'nda eleşti-
rileri yanıtlarken bugün en çok
tartışılan konulardan birinin
"yargı bagımsızlıgı" olduğunu
hatırlatarak "Türkiye'de yargı
bagımsız degildir" dedi. Kenan
Evren'in cumhurbaşkanhğı dö-
neminde kendisine "yargı ba-
gımsızlıgı ne olacak" şeklinde
bir soru yönelttiğini kaydeden
Sungurlu. kendisinin de "Tür-
kiye'de yargı bagımsızhgını hal-
ledemeyiz, bunlan kanunla h-1-
ledemeyiz" yanıtını verdiğini
söyledi. Sungurlu, "tam bagım-
sızlıgı", "bütün baskılardan
azade olmak" olanak anladığı-
nı kaydetti.
Adalet Bakanı Sungurlu şöyle
konuştu:
"Dünyanın Hiçbir yerinde
yargı bagımsızlıgını temin et-
mek için Türkiye'deki kadar
dügiim üstüne dügüm atılma-
mıştır. Türkiye'de yargı bagım-
sız degildir. Yargının bagımsız-
lıgı bir eğitim ve kültür mesele-
sidir. Bir hukuki mesafe mese-
lesidir. Bunu kanunlarla çözece-
giz derseniz çözemezsiniz. İşte
bu kadar dügum atmışsınız çö-
zememişsiniz.
Hâkimin bagımsızlıgı vicda-
nındadır. Turkiye Cumhuriye-
ti'nde hikimi zorlayacak hiçbir
organ ve merci yoktur. Ama
Türkiye'de basın vardır. Birçok
kamuoyu oluşturan kuruluş
vardır. Bnnlar hâkime de tesir
eder, size de bize de eder. Ben
onun dışında degilim, hiçbiri-
miz onun dışında değiliz.
Dünyanın hiçbir yerinde savcı
bagımsızlıgı yoktur. Turkiye
Cumhuriyeti'nde savcılar aynen
hâkim bagımsızlıgına sahiptir,
hâkim teminatı altındadır. Bu-
Özal'ın üçlü
(Baftarafi 1. Sayfada)
fetle uzlaşma yollannı arayaca-
ğı, bütçe görüşmelerinden son-
ra önümüzdeki yıl başından iti-
baren Meclis'te grubu bulunan
partilerin yöneticileri aracıhğıy-
la zemin yoklamalarına başla-
nacağı söyleniyor.
Muhalefetle uzlaşma
arayışı
Cumhurbaşkanı özal'a yakın
kaynakJar, muhalefetle uzlaş-
mak için "erken seçim" konu-
sunun da gündeme getirilebile-
ceğini ifade ediyorlar. ANAP
kulisinde yaygınlaşan senaryo-
lara göre başkanlık sistemine
yönelik anayasa değişikliği "üç-
lü paket" olarak gündeme ge-
tirilecek. Muhalefetin bu yönde-
ki bir anayasa değişikliği konu-
sunda uzlaşması halinde, Özal,
cumhurbaşkanlığından istifa
edecek, bu arada "erken seçim"
kararı alınacak. Anayasa deği-
şikliğinin gerçekleşmesi halinde,
Özal yeniden cumhurbaşkanh-
ğına aday olacak ve bu kez halk
oyuyla başkan seçilecek.
özal, anayasa değişikliği tar-
tışmasını 1987 genel seçimleri
öncesi ilk kez gündeme getirmiş,
82 Anayasası'nın siyasi yasak-
lan içeren geçici maddeleri ile
milletvekili sayısı ve anayasanın
değiştirilmesi usulünü belirleyen
maddeleri referandum yoluyla
değiştirilmiş, siyasi yasaklar kal-
dınlmıştı.
Daha sonra ANAP'ın girişi-
mı ile anayasa değişikliği için üç
parti temsilcisinin katıldığı bir
komisyon oluşturulmuş, ancak
DYP ve SHP yöneticilerinin
anayasanın iş hayatı ile ilgili
maddelerinde aralannda anlaşa-
madıkları gerekçesiyle komis-
yon dağılmışü. Cumhurbaşka-
nı Özal, 1987 genel seçimlerin-
den sonra da cumhurbaşkanının
halk tarafından seçilmesi gerek-
tiği ve Fransa'da uygulanan yan
başkanlık sisteminin Türk top-
lumuna daha uygun düştüğü
yolunda açıklamalarda bulun-
müştu.
"Kısa ve öz bir anayasa" tar-
tışmasını da Cumhurbaşkanı
özal gündeme getirdi. özal'ın
anayasanın sadece temel hak ve
özgürlükler ile siyasi yapı; yasa-
ma, yürütme ve yargıya ilişkin
ana ilkeleri içermesi gerektiğini
açıklamasından sonra ANAP
yöneticileri, muhalefet partileri-
ne yeni anayasa taslağı için çağ-
nda bulunmuşlar, ancak muha-
lefetin bu çağrıya olumsuz ya-
nıt vermesi üzerine, anayasa ça-
lışmaları askıya alınmıştı.
na örnek DGM Savcısı Nusret
Demirai'dır. Yurtdışından gelen
heyetle görüşsün diye ne kadar
haber gönderdiysem Nusret Bey
göruşmemiştir. Avukatlann tu-
tuklu müvekkilleri ile görüşebil-
meleri için genelgeler çıkardık,
ama bunu da savcılar anayasa-
nın kendilerine verdigi hakka
dayanarak uygulamadılar."
"tşkence vardır"
Sungurlu, "işkenceye" ilişkin
soru ve eleştirileri yanıtlarken de
"Türkiye'de işkencenfn var ol-
duğunu, bunun da mekân, bi-
na, eğitim gibi sonınlardan kay-
naklandıgını" savundu. Sun-
gurlu, anayasa değişikliğine de-
ğinirken de bunun bakanlığını
aşan bir konu olduğunu, hatta
iktidarın bile gücünün ötesinde
bulunduğunu kaydetti. Adalet
Bakanı, bir soruyu yanıtlarken
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'-
ın büyük ikna gücünü kullana-
rak cumhurbaşkanhğı makamı-
na seçildiğini, icraatlarını ana-
yasa ve yasalardan aldığı güçle
yaptığını savundu.
Eleştiriler
Komisyonda söz alan muha-
lefet milletvekilleri ise başta
Cumhurbaşkanı Özal'ın taraf-
sızlığı olmak üzere anayasa de-
ğişikliği, yargı bagımsızlıgı, yar-
gıç güvencesi, işkence, gözaltı-
lar, cezaevi sorunları ile güney-
doğu politikalanna eleştiri getir-
diler. Bu konulardaki düzenle-
me ve uygulamalann çağdaş hu-
kuk devleti ilkelerine
uymadığını belirten muhalefet
milletvekilleri, özellikle yürüt-
menin yargı üzerindeki baskısı-
nı gündemde tutarak Cumhur-
başkânı Özal'ın Anayasa Mah-
kemesi ve yüksek yargı organ-
lanna üye seciminde tarafsız
davranmadığını savundular.
Muhalefet milletvekilleri,
Başbakan Akbulut'un eşi Samia
Akbulut'un Anayasa Mahke-
mesi yedek üyeliğine seçilmesi-
ne de tepki gösterdiler. Din ve
vicdan hürriyetinin kötü niyet-
le kullanılmasını önleyici huku-
ki düzenlemelerin yapılması ge-
rektiğini de savunan SHP mil-
letvekilleri, laiklik konusunda
ödünler verildiğini, bundan da
endişe duyduklanm dile getirdi-
ler. Iktidar milletvekilleri ise bu
eleştiriler karşısında Anayasa
Mahkemesi Başkanvekili Yekta
Giingör Ozden'i gündeme getir-
diler.
Daha sonra yapılan oylama-
da Adalet Bakanlığı, Anayasa
Mahkemesi, Yargıtay ve Dartış-
tay bütçeleri kabul edildi.
Milli Eğitim Komisyonu'nda operasyon
Muhafazakâr blok kırıldıANKARA (Cumhuriyet Bii-
rosu) — TBMM Milli Eğitim
Komisyonu'nda ANAP'ın mu-
hafazakâr bloğu, dün gerçekleş-
tirilen küçük bir operasyonla kı-
rıldı. Başbakan Yüdınm Akbu-
lut'un uygulamalı din eğitimi
konusunda önceki gün yaptığı
toplantıdan sonra komisyonun
ANAP'lı üyeleri arasında degi-
şiklik oldu.
Komisyonlarda HEP'in de
temsil edilmesini sağlamak üze-
re, her komisyondan bir
ANAP'lı üyenin çekilmesi kara-
rı uygulamaya konuldu. Bu çer-
çevede, milli eğitim komisyonu
üyesi ANAP Afyon Milletveki-
li Metin Balıbey, "KİT komis-
yonunda da üye oldugu" gerek-
çesiyle ayrıldı. Aynca muhafa-
zakâr kanattan Kahramanma-
raj Milletvekili Mehmet Onur
da "anayasa komisyonu üyesi"
olduğu gerekçesiyle milli eğitim
komisyonundan çekildi.
Bunun üzerine, ANAP gnıp
başkanvekillerinin önerisi ile li-
beral kanattan Gaziantep Mil-
letvekili Mehmet Akdemir mil-
li eğitim komisyonuna aday gös-
terildi. Akdemir'in milli eğitim
komisyonu üyeliği dün TBMM
genel kurulunda oylanarak ke-
sinleştiriidi. Böylece Milli Eği-
tim Teşkilat Yasası'nın değişti-
rilmesini bugün görüşecek olan
komisyonda liberallerin sayısı
artmış oldu.
ı.5 Cezaevlerinde
yayılıyor
SELÇUK GELİŞLİ
KARABÜK — Türkiye'de ük
kez Zonguldak, Çaycuma ve
Karabük'te yapılan otomobil ve
beyaz eşya çekilişi hüsranla so-
nuçlandı. Otomobil çekilişi için
1 milyon, beyaz eşya çekilişi için
100'er bin lira vererek üye olan-
lardan yaklaşık l.S milyar lira
toplayan 27 yaşındaki Niyazi
Gcçer, kardeşi Kadir Geçer ve
amca çocuklan Şiikrii Geçer or-
tadan kayboldu.
Merkezi Karabük'te olan Ge-
çer Kardeşler adlı bir şirket ge-
çen yıl kurulmuştu. Demir çelik
alım satımı, haddehanecilik ve
ipek hali işi yaptıklarını belirten
şirket daha sonra otomobil ve
beyaz eşya çekilişi düzenlemek
için Milli Piyango İdaresi'nden
izin alarak üye kaydına başla-
mıştı. İsteyenler bir milyon lira
vererek otomobil, 100 bin lira
vererek TV-buzdolabı çekilişine
ait kura numarası alabiliyorlar-
dı. Her ay yapılan çekilişlerde
sıfır kilometrede bir yerli oto-
mobil üyelere veriliyordu.
Otomobil çekilişi için 800, be-
yaz eşya çekilişi için de binin
üzerinde üye kaydeden Geçer
Kardeşler A.Ş.'nin sahipleri pi-
yasadan topladıklan yaklaşık
1.5 milyar lira ile ortadan kay-
boldular. Şirket reklam kam-
panyası süresince Karabük'te
hizmet vermek üzere ücretsiz
ambülans uygulaması başlat-
nruş, araç bir süre sonra kaza ge-
çirdiği için hizmet dışı kalmış-
tı. Bugüne kadar noter huzu-
runda çekilen kuralarda 4 üye
otomobillerini almıştı. Üyeler
otomobillerini ahrken hiçbir ek
para ödememişlerdi.
Haber Merkezi — Cezaevle-
rinde başlatılan açlık grevleri
yayılıyor. SP Ankara il örgü-
tünde dün 30 tutuklu ve hüküm-
lü yakını destek açlık grevine
başladı. HEP Bakırköy ilçe
merkezinde yeni katıkmlarla aç-
lık grevi yapanlann sayısı 100'ü
buldu.
Bu arada Diyarbakır 1 No'lu
E Tipi Cezaevi'nde 116 siyasi
tutuklu ve hükümlünün açlık
grevi birinci ayını doldurdu. Aç-
lık grevini 21. gününde "ölüm
omaT'na dönüşturen 10 tutuk-
lunuu eylemi de 10. gününe gir-
di. Ölüm orucu yapanlann sağ-
lık durumlannm, resmi açıkla-
malann aksine kötüye gittiği bil-
dirildi.
Adana büromuzun haberine
göre Diyarbakır Cezaevi'nde
"ölüm onıcu"ndaki lOtutuklu-
nun sağlık durumu gittikçe bo-
zuluyor. Ölüm orucundaki
Mehmet Aslan, Şerasettin Piş-
kin, Fuat Kardeş, Nurettin Ka-
ra, Murat Doğan, Aydın Koçer-
in sağlık durumlarının bozul-
duğu, Abdurrahman Demir'in
ülser, Cevdel İnak'ın böbrek
hastası olduğu yakınlan tarafın-
dan bildirildi. Tutuklu ve hü-
kümlü yakınlan, savcılık yetki-
lilerinin açlık grevi yapanlann
sağlık durumlarının iyi olduğu
yolundaki açıklamasımn gerçek
dışı olduğunu bildirdiler. "Ce-
zaevi doktorlan tutuklulan mu-
ayene etmiyor ki sağlık dunım-
lan nedir bilsinler. 30 gündür
bir şey yemeyen insanın sağlık
durumu nasıl iyi olur?" dediler.
Bu arada cezaevindeki tutuk-
lu ve hükümlüler adına avukat-
lan aracdığıyla bir açıklama ya-
pan Abdülhakim Güven, "Da-
ha önceki kazanımlarımızdan
MATÎNE
SUARE
Pop-Rock-Club
Rock rinüziği bizimle yaşayın
hem de sabaha kadar
Grup Pİ
live music
Her gece açığız
Şehit Muhtar Cad. Na 56
Talimhane-Taksim
Rezerve için ALO- 153 45 44-153 45 27
kesinlikle vazgeçmeyecegiz. Ka-
nımız pahasına kazanılan bak-
lardan en ufak bir geri adım at-
mayacagız. Gerekirse eylemimi-
zi ölüme kadar sürdüriiriiz"
dedi.
SP merkez karar yürütme ku-
rulu üyesi ve Diyarbakır merkez
ilçe başkanı Müriivvet Cacım,
dün düzenlediği basın toplantı-
sında, "Son on yılda 200'e ya-
kın insan cezaevlerine yapılan
direkt saldırılar ve açlık grevle-
rinden dolayı yaşamlarını yitir-
mişlerdir. Bu zulme karşı sessiz
kalmamalıyız. İktidan dize ge-
tirerek yeni ölümleri onleyebi-
liriz" dedi.
Diyarbakır Merkez Kapalı
Cezaevi'ndeki 20 adli hükümlü-
nün dönüşümlü olarak sürdür-
dükleri açlık grevi 27. gününe
girerken,,ayru cezaevindeki dört
kadın hükümlünün açlık grevi
de 10. gününü tamamladı. Bis-
mil Kapalı Cezaevi'nde 48 hü-'
kümlünün açlık grevi de 6. gü-
nüne girdi. Diyarbakır SP il bi-
nasında, 16'sı kadın 54 tutuklu
ve hükümJü yakmının sürdür-
dükleri açlık grevi 27. gününü
tamamladı. Nusaybin SP ilçe bi-
nasında 30'u kadın toplam 65
tutuklu ve hükümlü yakımnın
açlık grevi 19. gününü doldu-
rurken, Şükriye Yıldınm adın-
daki kadının sağlık dunımunun
bozulduğu, doktorların açlık
grevini bırakması gerektiğini
bildirmelerine karşın eylemi sür-
dürdüğü öğrenildi. Cizre SP il-
çe binasında 250 tutuklu ve hü-
kümlü yakımnın başlatuğı açhk
grevi 19. gününe girerken, açhk
grevini 15. gününde ölüm oru-
cuna dönüşturen 12 tutuklu ya-
kınımn eylemi de 4. gününü ta-
mamladı. Van SP il binasında
20 tutuklu ve hükümlü yakım-
nın açlık grevi 8. gününü ta-
mamladı. Adana HEP binasın-
da 110 tutuklu ve hükümlü ya-
kının 5 gün önce başlattığı aç-
lık grevi sürüyor. Ç.Ü!de oku-
yan 6 öğrenci de eyleme dönü-
şümlü olarak katılıyor. Ceyhan
E Tipi Cezaevi'ndeki tutuklu ve
hükümlülerin açlık grevi sona
erdi. Tutuklu ve hükümlü ya-
kınlan, eylemin son bulması
üzerine dün getirdikleri yiyecek
maddelerini cezaevi idaresine
teslim ettiler. Olayı görüntüle-
mek isteyen Ekspres gazetesinin
Ceyhan muhabiri Cuma Tok-
göz'e önce askerier, ardından si-
yasi şubede görevli polisler mü-
dahale ederek fılmlerine el koy-
dular ve bir süre sorguladılar.
Gaziantep E Tipi Cezaevi'nde
172 tutuklu ve hükümlünün aç-
lık grevi 11. gününe girdi.