04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 HABERLERİN DEVAM 7 KASIM 1990 Laabi: \araticihk, bir karşı iktidardır (Baştarafı 1. Sayfada) de. Abdellatıf Laabı, yakın dos- tu özdenıir înce ve Fash şaın Paris'ten tanıyan Nedim Gursel, gazetedeyız. önce o soruyor. Cumhuriyet'in tırajını, ne nite- lıkte bır gazete olduğunu, ötekı gazetelerın kaç sattığını... Son- ra ben sormaya başlıyorum. Şa- irin Ingihzcesi hiç fena değil. Ama sorulan Fransızca yarutla- mayı yeğlıyor Bu yuzden de Ne- dım Gursel'le Ozdemır tnce'ye ej>ey ış duşuyor Laabı Fash, ama yapıtlannı Fransızca yazıyor Senegal'ı Fransız egemenlığınden kurtanp bağunsızhğa kavuşturan şaır Le- opold Senghor da Fransızca ya- ayordu. Ayıu durumda olan Af- rikalı ve Magrıpli daha bırçok yazar var. Üstelık bunlar Fran- sa'nın Afnka'dakı egemenhğıne direnen, karşı çıkan ınsanlar. Bır çelişki mi bu? "20. yuzyıhn ikinci yansında beylik bir durum bu. Salman Ruşdu de fngiiizce yaa>or. Ruş- du IngiİLZ degıl, Hint-Pakistanlı. Samuel Beckett de lrlandalı>dı, ama Fransızca da yazdı. Ornek- ler çoğaltılabilır. Epe> polemik konusu yapıldı bu. Fransızcayı seçen ben degilim. Benı seçen Fransızca. Fransızca beni belir- li tarihsel, toplumsal ve kulturel koşuilarda seçti. Oteki Arap ve Magrip ulketerinde de soz konu- su olan somurgeleştirme koşul- lannda. Okula gıttim. Var olan tek somurge okuluna. Oğretirn Fransızcaydı. İDemek ki tarib, benim onu seçeceğim yerde onun beni secmesini yazmış. Ama inanı\orum ki bir yazarın dili önce kendı dilidir, yani ya- rattıgı dil. Belkı de en onemlisi bu. Çunku her dil asiında bir tur sozcolder mezariığıdır. Yazar ise bu sozcukler mezarhğına can ve- ren kişidir. Yazann dili, kendi kultur deneyıminden gecerek ta- vında dovdugu dildir..." Nâzım Hikraet, Laabı'nın kendine çok yakın bulduğu şa- ırlerden bırı Yaşadıkları baskı- lar açısından da Nâzım Hık- met'le benzer bır yazgıyı paylaş- mışlar. Laabı'nın Goz ve Gece adlı kıtabına önsoz yazan Driss Charibi de 'Turk şairi Nâzım Hikmet'in bir zamanlar yaşadı- gını şimdi Abdellatıf Laabi etiv- le ve sozujle >aşamaktadır. O, masum bir dunyamn bilincidir" dıye yazmış Dahası, Laabı'nın hapısten Nâzım Hıkmet'e yazdı- ğı "duşsel mektuplar" da var. "Dunyada yazgılan ortak olan yazarların bulunduğuna inanıyonım. Yazgılamla çakı- şan yazarlar. Nâzım Hikmet'le çakışmam da boyle. Nâzjnı Hik- met, Arap olmamasına karşın Arap ulkelerınde çok okunan. iyi tanınan bir şair. Sanınm, Nâ- ora'la iüşkimiz. oncelikle ortak yazgımıza, içtenlikli yasantımı- za dayanıyor. Nâzım'ın yapılla- nndaki ustalık belki de insan onunı ve ozgurluk içın savaşan şürinden ve guzelliklerden asla vazgeçmemesinde. Bu da estetik bir boyut. Nâzım Hikmet, ide- olojik bir soylemin şairi değil. Buyuk bir şair o. Başarılı olma- sının nedeni, o olağanustu bu- yuyu, mucadele içeriğini yetkin bir edebiyal biçimiyle butunleş- tirmiş olmasında..." Abdellatıf Laabı'nın açık bır pobtık tutumu var. Ama şurle- rinde hiç de slogancı değil. Do- laysız politik edebıyatın tuzak- Ianndan annmış bir şur Laabı- nın şıırı. "Evet yeniden kuracak insanı şür." Belkı de Laabı'nın edebıyatının gızı bu dızede. "Benim gudumluluğum kişi- sel yaşantılanmla, deneyimle- rimle gelişti. Ama sanınm, ki- şisel gudumlu bir 'sav' konusu yaptım. Edebiyat ve şür ustune bir savdı bu. Şürie ve şiirin bu- tun incelikleriyle, insan ugruna, insanlık onunı ve ozgurtuğu ug- runa savaşıma girışebilecegine inaıuyonım. Gercı butun de- mokratik ozgurlukler için mu- cadele ediyorum. Hukuk devle- ti, çoğulculuk, insan haklan için. Ama bu vatandaş Laabi. Yazar başka bir şe>. Yazar yapıt- larında esıntileriyle, toreleriyle, ablaki bilincıvle konuşur. Ken- dine ozgu lorel arayışları vardır. Bu yuzden de bir aynm yapmak vatandaşı şairden ayırmak gere- kir. Bu yuzdendir ki şiirde ve edebiyatta kendimi politik ala- na oranla daha fazla angaje, da- ha gudumlu hissedivorum. Şür bugun bir tur dıreniştir. Çunku saldınlarla karşı karşıya. Şiirde giderek artan bir marjinallik var. Özellikle de Batı ulkelerin- de. Sorun daha guney ulkeleri- ne inmedi. Buralarda şür canlı- lıgını konıyor. Şür, insanın eko- lojisi. Çevreciler çevreyi koru- mak için savaşıyorlarsa şairler de insanı savunmak \e vucelt- mek için savaşıjorlar. Biz insa- noglunun gerçek çevrecileriyiz. Insani degerierin çogu dunya- dan kopup gidıyor. Etik, lorel degerler halklar ve uluslar ara- sındaki ilişkileri çekip çevirmi- >or artık. Bencil çıkarlar agır basıyor. Korfez bunalımı bunu çok iyi yansıtrvor. Bu yuzden şa- ir, insanoglunu korumak için bep direnmeü..." Sanat ve iktidar Sanat ve iktidar! Bırbirıne karşıt dıye bılınen bu ikı kavram son dönemde bırbirıne yaklaşır gibı. Uzun yıllar Çekoslovakya 1 da muhalefetın başını çeken oyun yazan Vadav Havel bugün ulkesının devlet başkanı. Ispan- ya'da yıllarca yer altında yaşa- rruş bır romancı, Jorge Semprun şımdı Kultur Bakanı. Glasnost- tan sonra Sovyetler Bırlığı'nın de tıyaıro adamı bır Kültür Ba- kanı oldu: Nikolay Gubenko. Perulu romancı Mario Vargas LJosa ıse geçen yaz seçımı kay- betmeseydı, şımdı devlet başka- nıydı. Bır yazann, bır sanat ada- mının yönetımde doğrudan go- rev alması konusunda ne duşu- nüyor Abdellatıf Laabı' "Bu durumu yargılamak ba- na duşmez. Ama bana sorarsa- nız, kendi payıma politik ikti- dardan hep çekinirim. Sanınm, yazarın ışlevi politik iktidarla butunuyle karşıttır. Eski zaman- lardan beri siyasal iklıdarlar şa- iri bir saraylıya donuşturmeyi denemiştir hep, yani siyasal ik- tidara bir çeşit yasallık kazandı- ran birıne. Kurulu duzen uzun sure boyle işlemiştir. Kural dışı bazı ornekieri savmazsak. aydın ve yaratıcılann başkaldınsını gormek ozgurluklerine kavuş- malanna tanık olmak aydının iktidardan boşanması için çag- daş zamanları eklemek gerek- miştir. Aydın ozerklığini almış oldu, işle o zaman bir çeşit kar- şı iktidara donuştu. Bence yara- tıcılık hep direnişin, muhalefe- tin içinde oldu. Yaratıcılık, bır karşı iktidardan başka bir şey olamaz. Çunku politikacının toplumla, sivil toplumla farklı bir ilişkisi vardır. Politikacılann hedefi, bir konsensusa, anlaşı- ma vannakür. Yaratıcının hedefi de deştirel duşunceyi guvence altına almak ozgurluk duşunce- sıni genışletmektir. Burada da bır karşıtlık var. tktidarın kul- turun yalnızca buna yaradığını kabul etmesi gerekır. \ma ikti- darla aydınlar arasında zıtlaş- mayan ilişkiler de bulunabilir. Herkes kendi rolunu anlamalı- dır. Aydınlar, siyasal iktidar ol- masın, demiyorlar. Elbette top- lumun orguüenroesı gerek. Ama aydınların da oynayacagı bir rol var ve bu rol politikacının rolun- den çok farklı..." Bızde özellikle CMu Ordunun Generali adlı romanıvla tanınan Arnavut yazar İsmai) Kadare de ılgınç bır örnek. Uzaktan ızJene- bıldığı kadarıyla, ulkesınde uzun yıllar duzenle butunleştı Belkı ıçten ıçe eleştirel bır tutu- mu da sürdurdu, ama dilimıze de çevnlen Duğun gıbı bırçok yapıtıyla duzene destek oldu, Arnavutluk'un resmı Yazarlar Bırlıği'ıun başkanlığını ustlendı, meclıse gırdi. Geçenlerdeyse Fransa'dayken ulkesıne dönme- me kararı aldı, o da Paris'ın sur- gunlerıne katıldı. "Önce, Kadare'nin bu karan bu kadar geç almasına şaşıyo- rum. Boyle bir karan çok once almış olması gerekirdi gibi geli- yor bana. Zaten geçenlerde onunla Milano'na karşdaştım ve bunu kendisine de sordum. Ta- bii kabalıkla degil, daha kibar bir biçimde. Yanıtlamakta çok sıkıntı çekti. Kadare'de bir zıl- lık olduğu hissedilivordu. Bir yanda Kadare'nin durumunun anlaşılmazlığı vardı. Arnavut- luk'ta kalanlar ister istemez ora- dakı durumu benimsiyordu. Ama Kadare ner şeye karşın bir- takım şeyler soylemeye cesaret edebilen bir yazar. Sanınm, onun durumunda temelden bir anlaşılmazlık vardı. Son olarak bunu kesip attı, aydınlığı seçti. Bence bu kadar basit.J' Arnavutluk'ta bazı duvarlar sağlamlığını korur görunüyor Ama Sovyetler Bırliğı olsun, Doğu Avrupa ulkelerı olsun bır llfft ULUSURARASI FUAROUKVE İTAMTIMLTD.ŞTL ACCEL t ACCTON » AOAJU 0 AOI CORP 6 AMT a ANAÜZ « ANT-SYS 0 AflC 0 APM BUŞfU • AflTl VA2RJM 9 ARTtST GfUPVKS « 4SEA «WWN BOVE^ « *TA« 4 ATECH » B • AVATECH A 6 0 AT*T»BW*OO»BAflS8&AVEM o SERB» BİLAfl» «U3ESC BILSAM» B U BBOOUB MUHENOSUKfl BOMMCLL^rT LlDO 6<MMl<iCAF 9CMW*(»iAse t&KXW tOTJZBi BCOUtXt COMPUGAVMCCORP 0CflOSFCU)aBCTflOMCSLTQ 9ÇİP• OAtiŞMAN «DA"'A BlUŞtM 0 OAT* UNK« ÛATALÛGh, S P A t OATASEL 9 HATEX SYSTÎMS NC » D € W * W * asT W9UTED PROCESSING TEOM0L0GV » DTK COMPUTERI EDUfCOU • EGE5 » EKA S EKttl SKOflTA ( EKO&AN 0 EMERSON • £PSON 0 f AftGO £i£CmON»CS » FUKTECH « RJU*EM g G£C İ GOJLD t GÛZLEM « GTCO CCfiPOSATlON 9 GTC WC INSVST « HARM0*W « HTACH • * q t IPC » 1RM B fTT » * # O « MTEBTOM 6 BT 9 KARCELEN S KAftDEX SVS*E«ı»S U K LTO 0 <mREL 0 KOOAK COPY PFK3OUCTS 5 KOOAK NEAR EAST MC * KOOAK NEAfl EAST INC BIS t KOl*>Afi 0 KULTUP BAKAM.lâı I*LJ KJTU>HANE « UAKİUPEKS 3 ME&L 9 MEI>KOU « UEKO« UCTAKOM e ItETfK 9 UETUSOFT t WİIMX RİB80N5 PTE LTD » NİLES « UINTEK B MffASAM t «MG • USM «HSY • MJLTfTOME 9 NCR»NEC CORP * NETAŞ 3 NHFt 0 NGfrHESH TÇLECOM LTD «OCC GMPmSt<XJV€T7ItO^M.«POmTtOÂTACORPOMrKm«P9amOU9Prr9çUliECOPP »RW«TANMC «ReWVAC«nC0H9 3OCKWELLGfiAPMCS S-^TEMS »SCAM9 SJEMENS t SIGMA DES GN INC « SİMKO 0 S6TEU t STAR MCFONICS t SYU8OL SEflVICES 9 TAIMEKS * "A>CY C TATUNG 9 TEKMAS 9 TEUECÛM C ^ILESffi » TELETEKMK t TRHJUPH A3LER « TUH aOTOrt 6 »OEX CO«P « VdASA 9ZEJTSCHB. G*«Hf um TOURismCEDTER HalasJcargazi Cad. No: 85/1 Harbiy» Tel: 132 74 78 - 147 62 80 > 146 80 34-140 88 84 YILBAŞINDAKlBflS KONUT FONUNUZ B/ZDEN : 30 KASMTA KADAR REZERVASYON | N YAPT1RANLARA BOJNG 727 ÖZE UÇAKU 29ARAUKSABAHG1DİŞ 02OCAKAKŞAHOÖNÜŞ Y I K > I S 1175000 SAW»IS8AY— 1175JOOO |GflANDROCK~~ 1150000 OORANA" 975000 CKYflENTA~ 1075000 0 E N C K B - 1060000 |CIAPETOS~ 1150000 ACAPUTOTK 1110000 12B00CO ŞATOIMIBUSA 1175000 DAH(LOLANSERVİSL£R • Ö2EL UÇAKLA GJOİŞ-OÛNÛŞ • YAflü PANSIYON ŞEKÜNOE KONAKUMA 'YUAŞIBALOSU •TBANSFEBLCT • REHBERÜK HtOIETLERf • İKİ KİŞJÜK O0A0A WŞIBAŞIFİYATUMOIR. • J. Kİ^LÖ« VE ÇOCÜKIARA ÛZE NttRII AVRUPA AMERİKA VE UZAK DOĞU'YA EKONOMİK UÇUŞLAR LONORA 800 000 FRANKFURT 818 888 BERLİN 896000 MÛNİH 838000 HAMBURG 1.098000 COPENHAGEN 1.058000 DÛSSaDORF 954000 MANCHESTER VtENNA ZURCH MADRİD SİNGAPUR MELBOURNE HONGKONG BOMBAY 1 078.000 948.000 1 115.000 1 120000 ROMA MİLANO BRÛKSEL AMSTERDAM HANNOVER PARİS KÖLN LYON STOCHOUyl CENEVRE BARCELONA UZAKOOGU 840 USO 1293US0 1247USD 770 USD SIDNEY BANGKOK TOKYO KARAÇI 1268 000 1089.000 1037000 880000 954 000 1056000 999000 1056 000 1220000 1115000 1220 000 1293 USO 841 USO 1209 USO 660 USD NEVVYORK 1.525.000 TL AMERİKA İÇİ3 SEYAHAT 299 USO suredir önemlı bır değışım yaşı- yor Kımılerı Marksızmın çatır- dadığı, sosyahzmın yıkıldığı ka- nısında. "Ben, Marksist duşuncenin, sosyalist duşuncenin birtakım sapkınlıklarının yıkıldıgı kanı- sındayım. Marksizmin duşunce duzeyinde getirdikleri, toplum- ların tahlili duzeyinde getirdik- leri, şimdilerde pratikte otosan- sure girdi. Sankı bu o kadar mo- dası geçmiş bir şey ki kimse bu tur duşunceleri savunmaya cesa- ret edemiyor. Oysa Marksızm ve ilericilik, ozgurluk oneren diğer ıdeolojiler tarafından getirildi. Kendi payıma, artık bir aydın- lıga kavuşabilmek yaşadıgımız dunyayı anlayabilmek için aynı kitaplara donulmesine gerek ol- rnayan bir çagda bulundugumu- za inanıyorum. Dogmalardan, Kuran ve tncil gibi kullanıian butun eserlerden silkınip kurtul- mak gerek. Sanınm artık hayat okuluna, gerçege donmck gere- kiyor. Her halk için ozgurluğun yollannı buradan yola çıkarak aralamak olası. Marksizmin din gibi ortaçag anlayışıyla benim- sendigı L'çuncu Dunya uikeleri de oldu. Bence yıkılan, sosya- lizm duşuncesinin birtakım sap- kınlıklan. Yoksa sos>-alizmin ge- tirdiği duş degil. Toplumsal ada- let duşu, insanoglunun ozgurlu- gu, bir yaratıcılar toplumu, bu- tun bunlar bana kalırsa hâlâ ye- ni duşunceler olgunlaştırıyor. Kapıtalizme geçmekte olan bu- tun toplumlarda durumun neler getirecegini goreceğiz. Sanınm 5-10 yıl sonra uluslararası kapi- talizmle butunleşecekler. Hangi yeni karşıtlıklann ortaya çıkaca- ğını gorecegiz..." 'Körfez Krizi'nde insan haklan Pekı, Korfez krızı konusunda ne duşunuyor Laabı? Arap ay- dınJan nasu 1 bır tutum takınma- h? "Agustosta Le Monde'da bu konuda bir yazım çıkmıştı. Ge- nellikle Araplar ve Batı diye bir aynm yapılıyor. Oysa yanlış bir aynm bu. Sozgelimi ben, Aydu- lanma Çağı'nın Batısı ile Ame- rikan 6. Filosu'nu aynı sepete koyamıyonım. Yine darbe ve kanlarla iktidara gelen Saddam Huseyin ile Irak'ta insan haklan mucadelesi verdigi için hapiste çuruyen Arap avdınlannı aynı safta goremiyorum. Bize ıki ucu boklu bir degnek oneriyorlar: Ya vahşi Saddam'ın yanında ola- caksın >a kendi çıkarlan için dunku dostu bugunku duşmanı- nı tepeden tırnağa silahlandıran Batı cephesinin! Batı'nın soyle- minde bir de insan haklan ve demokrasi var. Bu amaçla bizi Suudi Arabıstan yonetımıni des- teklemeye çagırıyor. Ovsa Suu- di hanedanı kumarhaneterde bir gecede milyonlarca dolar kaza- nıp kaybediyor. Benim safım belli: tnsan haklanndan, de- mokrasiden vanavım. Herkes kendi ulkesinde bu safta olursa sorun çıkmaz..." SHP grııbımda tartLşma Genel merkezde Konak Ilçe Başkanı'nı 'MYK' kararlarma uymadığı gerekçesıyle tedbirli olarak dısipline verme eğilimı ağırlık kazanıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bu- rosu) — SHP'de eskı ve yenı yo- netım arasındaki tartışmalar dunku grup toplantısında da su- rerken, genel merkezde, "MYK'nın kararlarına uymadığı" gerekçesıyle Konak Ilçe Başkanı &so> Dinç'ın "ted- birli olarak" II Dısıplin Kurulu- na sevk edılmesı eğılımı ağırlık kazandı Eskı Genel Sekreter Deniz Baykal'ın kurultaya kadar bu tanışmalarda ön plana çık- mamak eğılımmde olduğu, ye- nı kurduğu buroda çahşmalan- nı surdureceğı oğrenıldı Dunku grup toplantısında gundem dışı söz alan tçel Mıl- letvekıh ve eskı Genel Sekreter Yardımcısı İstemihan Talay, Tar- sus ilçe yonetiminin dısipline ve- rilmesi konusuna deginerek, bu- nu eleştirdi. Talay'ın konuşma- ya başlamasırun ardından Genel Başkan Erdal İnonu'nun yanın- dakılere, "Gene mi bu sorun?" dıyerek toplantıyı terk ettığı öğ- renıldi. Talay, "Tarsus niçin di- sipline verildi. NfYK'nın boyle bir yetkisi yok. Biz Ozal'ın yap- tıklannı eleştiriyonız, yetkisi ol- madığı işleri ynpbğını soyluyo- ruz, genel merkez de aynı şeyi yapıyor" dıye konuştu. Bunun uzenne yanıt veren or- gutlenmeden sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Tekırdağ Mılletvekılı Guneş Gurseler, ge- nel merkezın dosyayı doğrudan Dısıplin Kurulu'na gondermedı- ğını, ıl yönetım kurulu kanalıy- la Tarsus yönetımının dısipline venlmesını ıstedıklerini belırttı ve "MYK'nın suç olarak gordu- ğu şeyi ilin gorme yetkisi yok. Nedeni" dıye sordu Gurseler, özetle şöyle dedı "10 aydır ilçe başkanı, ilçe yo- netim kurulu toplantılanna ka- tılamıyor. Ayrı bir binada çalı- şıyor. Ayrı binada 2 bin 900 ki- şiyi tiye olarak kaydetmiş. 14.5 milyon (ahsil etmesi lazım. Yok. Kayıtlar ulaşmamış. Delege lis- tesini degiştirmişler, defterler usulune gore degil. Ama işin acı tarafı, butun bu olaylar bir ge- nel sekreter yardımcısının ilçe- sinde oluyor ve kimse de muda- hale etmiyor." Konak ve Seyhan Ege Buromuzun haberıne go- re, Konak Ilçe Kongresı 16 ka- sım gunu Ulku Smeması'nda ya- pılacak. Bu tarıhte çogunluk sağjanamazsa 18 kasım gunu ay- nı yerde tekrarlanacak. Ilçe Baş- kanı Ersoy Dınç dun yeniden aday olacağını açıkladı. Adana Seyhan'da da 300 kışı ılçe örgü- tunu basarak MYK üyesi Hasan Zengın'ın ıstıfasını istediler 'Türkîye arkeolojik deneme tahtası 9 <Baştarafı l. Sayfada) mek üzere olduğu raporun tas- lağında ıse daha bır açıklıkla an- latmış arkeolojınm sorunlannı, belkı de o makamlarda gızlı ka- lacağını duşunduğu için. Rapor taslağından özellikle arkeolojik kazıların "bilimsel- liği" ve tarıhı eserlerle ılgılı ya- salann açmazları uzennde dunı- yor Prof Erım. Yabancı kazıla- ra ızın venrken çok dıkkatlı olunması gerektığını vurguluyor Her yabancıya ozen gostermek- sızın kazı ıznı venlmesını "arke- olojik kapitulasyon" olarak nı- teleyen Prof. Erim'in yakındığı bir dığer konu da, antık tiyatro- lann tıcarı amaçla kullanımı ve ören yerlen çevresmın "alışveriş merkezine" dönmesı Prof Enm'ın vurguladığı noktalar şöyle sıralanıyor: — Tarihi çevre en az dogal çevre kadar onemli. Hatta tari- hi çevre daha fazla onem taşı- yor. Çunku dogal çevreyi kirlet- tiğinizde, yok ettiginizde belki 100 ya da 200 yıl sonra yeniden kazanabiliptiniz. Ama tarih yok olunca yerine gelmez. O bakım- dan, bugun antik kentlerin çev- resindeki kirlilik ve yapüaşma tehlikesi buyuk onem taşıyor. Onumuzde bir Pamukkale ve Si- de oraegi var. Bu antik kentleri çevresindeki yapüaşma nedeniy- le neredeyse kaybettik. — Yerlı ve yabancı kazılann yeniden gözden geçırılmesı la- zım Bır tarihi eserı kazıp çıkar- mak kolay, ama bunlan koruya- mayacaksak hiç çıkarmayalım İSTANBUL Genel Başkan ERDAL İNÖNÜ ve eşinin katılımıyla ATILIM VE DAYANIŞMA YEMEĞİ 7 Kasım 1990 Çarşamba (Bugün) Saat: 20.00 Çakıl Gazinosu - Yenikapı Tel.: Davetiyeler için: 143 59 71 -143 63 21 daha ıyı. Kaa sayısı gerekırse azaltılmalı. Arkeolojiye venlen önem sadece kazı sayısının faz- la olmasıyla ölçulmez — Özellikle yabancı kazılann uzerinde durmak gerekli. Bakı- yorum Avnıpa'dan bir arkeolog, doktorasını yapmak için Turki- ye'den araştırma izni istiyor, doktorasını yaptıktan sonra da kazı izni için başvunıyor. Yani Tnrkiye, bir arkeolojik deneme tahtası olarak kullandıyor. Bir kişi kazı izni islediginde, fînans- raan durumu, parayı nereden bulacagı, bir yıllık, beş yıllık ve on yıllık planlannın ne olduğu, kazı ekibinin bilimsel potansiye- li, bilimsel kadro, bilimsel sonuç ve bilimsel yayın durumu mut- iaka incelenmetı. O kadar az pa- ralarta gelenler oluyor ki orne- gin bir kazı mevsiminde 15-20 gun çalışıp giden arkeologlar var. Bunlann Turkiye'ye ne ya- rarı olacağının duşunulmesi ge- rekli. — 2863 ve 3386 sayılı yasala- rın gozden geçırılmesı gereklı. Kultur ve tabıat varhklanmn ta- nımını yapan 2863 sayılı yasa bırçok bakımdan yetersız. Eskı eser tanımı ıyı yapılmadığı ıçın kaçakçılıktan yargılanan bırçok kışı mahkemelerde beraat edı- yor. Bunun önune geçılmesı la- zım Imar Yasası, SİT alanları uzenne yapılan kaçak yapıların önlenmesine yetmıyor. Antik kentın hemen yanına kaçak bı- na yapan bır kışi 11 ay hapis ce- zasına çarptınlıyor. Bu 5,5 aya ınıyor. Mahkeme bu kişinin baş- Kronik yorçunlıık (Boflorafı 1. Sayfada) Newsweek dergısınm verdığı habere göre gnbı andıran belır- tilerle başlayan ve aşırı yorgun- luk, zayıflık, kas ağnlan, enfek- siyonlar, ruhsaJ durumda anı değışiklıkler, hafıza kaybı, zekâ sevıyesınde düşuş gıbı bırbirıne bağlanamayan semptomlar gös- tererek gehşen bu hastalığa ço- ğunlukla tanı konulamıyor. Bu durumdakı hastalar bırçok de- ğışık uzmana basvurup cıddi bır rahatsızlıklan olmadıgı ve soru- nun psıkolojık olduğu gibı ya- nıtlar alabıldıklen gıbı tekrarla- yan enfeksıyonlan yuzunden ge- reksız yere bıçak altına bıle ya- tabılıyorlar AIDS belirtileri Ateş, lenf düğümlen yanma- sı, gece terlemelen, sürekh dıya- re, kas ve eklem ağnlan gıbı AIDS'ı andıran belirtileri olan bu hastalık öldurmüyor fakat hastalan gerçek anlamda sürün- düruyor Hastalann bırçoğu ya- taktan dahı kalkamıyor, yürü- yemiyor ve hatırlama güçlflğu yüzünden bır TV programını sonuna kadar ızleyemıyorlar Anlık ruhsal değışiklıkler, panık atakları, uyku bozuklukları ve görme kaybı ıse yaygın olarak görülen belirtilerden. Kronik Yorgunluk Sendromu konusunda yapılan araştırmala- ra karşın henuz nedeni bılınme- se de hasıalığın bağışıklık sıste- mındekı bır bozukluktan kay- naklandığı konusundakı kuşku- lar artıyor. Bu bozukluk yuzün- den vücut delicesıne çalışması- na karşın basit viral enfeksıyon- larla baş edemiyor. Hastalığın çeşıtlı yönlenni in- celeyen araştırmaalar bağışıklık sısteminde cıddi çatlaklar oldu- ğunu gözlerken nörolojık ınce- lemelerde bu hastalann beyınle- rınde anormallıkler olduğu, ço- ğunlukla beynın bır yansında kan dolaşımının aksadığı belır- leniyor. Bu hastalığın yenı bır hasta- lık olmadıgı fakat şimdiye ka- dar bu derece yaygın olarak gö- rulmedığı belirtılıyor. Kronik Yorgunluk Sendromunun bu- g\ln gundeme gelmesınin nede- ni ıse Amenka'nm ıkı yerleşim bolgesmde Rörülen salgınlar. öte yandan hasta kışılenn bulunduğu evlerde yaşayan ev- cıl hayvanların da bu hastalığa yakaJanabılmelerı Kronik Yor- gunluk Sendromu'nun gızeminı iyıce arttuıyor. Hastalığın nede- ni araştınla dursun, hemen ta- nıyı kolaylaştıracak bır kan tes- tinin hazırlanılmasına çalışılı- yor. ka suçu yoksa cezayı erteliyor. Ama kaçak bına yıkılmıyor. Bu- nu önleyecek düzenlemeler ge- tirilmeli. — Telif haklan konusunun bir an once çozulmesi gerekli. Bazı kişiler eski eserlerin fotog- raflannı çekip kartpostal yapı- yor. Bundan kazanç sağlıyor. Ama hiç telif bakkı venniyor. Kaynak gosterip yayımlıyor. Eserin yayın hakkı, bulan kişi- nin olmalı. — Tarıhı eserlerle ügılı genel mudurluğun ıkıye aynlması yan- lış bir uygulama Eskı Eserler ve Muzeler Genel Mudürlüğu ile Kultur ve Tabıat Varlıklannı Ko- ruma Genel Mudurluğu ayn ku- ruluşlar. Muzelerle bırına genel müdurluk, oren yerlenyle ikın- cı genel mudurlük ılgileniyor. Bunlar birbırlenne küsüp ayrü- mış iki kız kardeş gibı. Ören yerlerinin gelirleri mtizeye — Ozel idareler prensipte iyi kuruluslar. Yarariı işler yapıyor- lar. Ören yerieri geliriennden de payian var. Ama bu kuruluşla- rın muze gelirlerinin bir bolu- munu de buralan aktarması ge- rekli. — Yurtdışındakı müzayede- lerden eser alımı için önemli mıktarlarda para harcaruyor. Buraya harcanan paranın Tür- kıye'dekı eserlenn korunmasına harcanması daha yarariı sonuç verır. — Ören yeri alışveriş yeri de- gildir. Afrodisiyas'ta bunun hiç olmaması için caba harcadık ve başardık. Tabıı bazı kişileri de karşunıza aldık. Ama diger oren yerlerinin onunde şilebezf el- bise satanlardan, kofteciye ka- dar ber şey var. Bu, oren yerinin ozelligini bozoyor. — Anük tiyatrolann eğlence yeri olarak sık sık kullanılması kabul edilecek bir şey değil. Çok uzun sure toprak altında kalinış bu tiyatrolar ne kadar sağlam olursa olsun çok seyrek kullanıl- tnalı. Devamlı kullanım büyük tehlike. Hem insan hem eser için. Ne kadar önlem aiırsanız aİın lüzumundan fazla insan ge- lıyor. Efes bunun en guzel örne- ğı. Tıyatro antık dönemde çok önemlı bır merkezdı. Burada, sı- yası tartışmalar olurdu, kültür etkınlıklerı yapılırdı. Bugün sa- dece eğlence ıçın kullanılarak yanlış bır imaj da yaratılıyor. — Ören yerieri, muzeler, an- tik kentlerfaakkındakibroşurier bir rezalet. Çok kotu. Hem bil- gi hem dil bakımından onemli yanlışlıklar. Bu broşurleri hazır- layan kişılerin hem Turkçeyi hem çevirdigi dili çok iyi bilme- si ve arkeolojiden de anlaması gerekli. Arkeologlann eğıtımınde ko* rumacılık fikrıne çok büyuk önem venlmelı. Çunkü konıma, eserı ortaya çıkarmaktan daha fazla önem taşıyor. Bu- esen or- taya çıkaran arkeolog, bunun sonımluluğunun çok yüksek ol- duğunu ıçınde hıssetmelı. UCRET UYUŞMAZLIGI SINIF UZLAŞMAZLIG Mİ? Orta ve Lise Mezunlan, Beklemeli Öğrenciler, IŞSİZ GENÇLER: Aylar, yıllar geçiyor; Siz hâlâ boş mu bekliyorsunuz? 37 yıldan beri 50.695 genci iş sabibi yapan ve sahasında DÜNYA ŞAMPİYONU olan AMPİVON OZEL DOKTİLO SEKRtTER V t BILClSAYAR KURSİARI Olabilecek en kısa sürelerde; E> l C l Z ÜCRETLERLE BİLGİSAYARLA DAKTILOGRAFİ; BİLGISAYARLA MUHASEBE; BİLGİSAYAR PROGRAMCILIĞI; YABANCI DİL Kurlanna Hiçbir Bâğlayıcı Ödeme Zorunluğu Ohnaksızın BONOSUZ + TAAHHÜTSUZ veya O\CE ÖĞREIV; SO\RA ÖDE usulüyle ya da Ö!VCE ÖĞREIV; SO\RA ÇALIŞ; daha sonra da İÎCRETİ TAKSİTLE ÖDE; \İLF\E YÜK OLMA, KE\Dİ KAZANCINLA ÖĞREN Seçenekleri + Tum Odeme Kolaylıklan ve ÖĞRETIP IŞE YERLEŞTIRME GARANTISIYLE Merkezı Beya2it, Mıthat Paşa Cad 14/1 Kadıköy AlUyol, Kuşdılı Caddesı, 6/8 Beşıktaş Çırağan, Asarıye Cad 7/2-3 Şışlı Abıdeı Hurrıyet C Hasat Sok 15 Bakırköy Hüsrevıye S 18/4 (Mıgros sırası) Tel 527 55 25 - 522 21 06 Tel • 338 08 42 - 336 1 1 50 Tel 158 24 97 - 158 24 98 Tel : 130 90 37 - 175 43 14 Tel 571 31 31 - 561 29 06 DiMcat- Bu 5 adrttttfl başka ŞAMPIYON adıyla çaftşan hiçbir DaMilo Sekreter ve Bilgisayar kursu şubemız değıldır NlŞANTAŞi I HESTAURANT Duğun Salonlan «eteli-Y«fcli 19.9ODH R « M 7 62 39/147 74 40 Salonlarıaız kllaalı ve *00-10ro kişiltktir. (urizm ONİKİDEN ONİKTYE TÜRKİYE Ali Sirmen 3 bası 5000 lıra (KDV ıçınde) Çağdaş Yayınları Turkocağı Cad 39-41 Cağaioğlu-tstanbul ÖdemHi gonderilmez. Kımbğımı kaybettım Hükumsuzdur MEHMET EROL HER HAFTA LUX NEOPLANLARLA BOLU* ABANT • YALOVA • BURSA BÖLGE BOLU ABANT ABANT YALOVA BURSA TESİSLER KOBU OTEL (Y P) ABANT PALACE (T P) TURBAN ABAMT (T P) TURBAN TEBMAL (YP) HOTEL ALMIRA (Y P) Cun»Pıar 180000 370000 320000 200 000 165 000 Ptrf.-Pazar 280000 520000 420.000 260.000 245 000 Puv-Parş 350000 370 000 (V P) 340 000 (YP) 270000 320000 kışı haşı CAÇ Mant Pataccda 2 AraM^a. dşer MMÜIBHJU 27 AraUTa kad» geçatdr ULUDAĞ. . . ULUDAĞ... ULUDAĞ. . . 1 GECE TAM PANSİYON Hotel Genç Yazm * Ryatanmız k y başı ohjp 18 Kasım a kadar geçerMr 1 GECE TAM PANSIYON 9O.ooo KONTA MEVUUU TÖRtNtERİ \OOAlMOAlKISilEFEYE t CM> r m Pml|ran Ko- 450.000 ULAŞIM: (Neoplan veya 303) * Gk»9-DflnO? 60000 j (Pazar-Perfenibe) . 2 5 0 0 0 g YILBAŞI REZERVASYONLARIMIZ BAŞLAMIŞTIR. KADIKÖY: 3454710 |SI»I) BEVOÖLU: 15'SeSOHSM H A M İ V I : m900O(fffa<i ANKARA: {4 UKu-IZ tZMİR:(S1J2S9960 İ1 AHTALYA: O')'29)6« BAKIRKÖY:570'3KI«5i~jraıiılZMİT: (21)14]riQaanTırBURSA: ^4)221739-40 razıcıTuısm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle