Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 7 KASIM 1990
Karikatüre
sertifika
Kültiir Servisi — İstanbul Büyük-
şehir Belediyesi ile Karikatürcüler Der-
neği tarafından duzenlenen "Kent
Planlamasına Haikın Katılımı" konu-
lu karikatür yanşmasında odül kaza-
nanlara sertifikaları dun Karikatür ve
Mizah Müzesi'nde duzenlenen bir tö-
renle verildi.
"Kent Planlamasına Haikın
Katılımı" karikatür yarışmasında bi-
rincilik ödulu Gürbüz Doğan Ekşioğ-
lu, ikincilik Kadir Cengiz, üçuncülük
Ahrael Erkanlı'mn karikatürlerine ve-
rilirken, İstanbul Büyükşehir Beledi-
yesi Özel Ödülü'nü ise Safa Taşpola-
toğlu kazandı. Yarışmada ayrıca Erol
Özdemir, Mustafa Kalemci ve Serdar
Çakırer'in karikatürleri de mansiyor.a
değer bulundu. .
(Fotoğraf: Muharrem Aydın)
ABD'de yapılan seçimlcrde Teksas eyaleti >aliiiği için
adaylıgını koyan Clayton VVilliams Başkan Bush tarafın-
dan destekleniyor. Hatta Bush, VV illiams'ı kendi eliyle Teksas halkına tanıttı. (Fotoğraf: AFP)
VQİİ
Korucıı48
kîlo esrarla
yakalandı
GAZİANTEP (Cumhuriyet
Giiney tlleri Bürosu) — Emni-
yet Müdürlüğü Narkotik Şube
ekipleri 4 kişiyi 48 kilogram toz
esrarla birlikte yakalandı.
Emniyet Müdürlüğu'nden alı-
nan bilgiye göre kent merkezin-
de gerçekleştirilen operasyonda
alıcı görünümündeki Narkotik
Şube elemanlan 48 kilogram toz
esrarı satmak isteyen Vahdettin.
Sançevik, Mefamet Nuri Padak,
İbrahim Yazıcı ve Hacı Yazıa
adlı kişileri suçüstü yakaladılar.
Yetkililer, yakalanan Vahdet-
tin Sarıçevik'in Mardin'in E>erik
ilçesinde köy koruculuğu yaptı-
ğını söylediler.
HABERLERİN DEVAMI
SHP'nin verdiği gensoru ANAP'ın açtığı usul tartışmasıyla görüşülemeden reddedildi Muhalefet: Özel TV'ye 'koşullu evet'
OzaPın malvarlığı hısul'e takıldıÖnerge için yapılan oturumda sert tartışmalar
çıktı. SHP'li Fehmi Güneş, önergenin ele
ahnmamasının TBMM'nin denetim yetkisinin
önünün kapatılmasına yol açabileceğini
kaydetti. DYP'li Yaşar Topçu, dünyamn hiçbir
parlamentosunda buna benzer bir örnek
yaşanmadığını kaydetti.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın Başbakanlığı dönemin-
de kendisinin ve yakınlarının
edindikleri mal varlığı ile ilgili
iddiaların araştırılması için
SHP'nin verdiği önerge TBMM
tarihinde ilk kez ANAP'lılar ta-
rafından usul tartışması açılarak
"görüşiilmeden" reddedildi. Sen
tanışmaların yapıldığı oturum
sırasında SHP'liler salonu terk
etti.
SHP Izmir Milletvekili Ah-
met Ersin ve arkadaşlannın ver-
diği araştırma önergesi geçen
halta hukumet temsilcisi olan
Devlet Bakanı Güneş Taner'in
genel kurula girmemesi nedeniy-
le görüşülememişti. Dünkü gö-
rüşmeye, yurtdışında bulunan
TBMM Başkanı Kaya Erdem'e
vekâlet eden ANAP'lı Yılmaz
Hocaoglu, birleşimi yönetme sı-
rasında DYP'li Başkanvekli Yıl-
dırım Avcı da olmasına karşın,
"TBMM Başkanını temsil yetki-
sini içtüzük uyannca kullana-
rak" kendisi çıktı. Hocaoğlu,
birleşimi açtıktan sonra ANAP
Grup Başkanvekili Ülke Giiney
ve arkadaşlarının yazılı başvu-
ruları olduğunu belirtti. Güney
ve arkadaşlarının okunan öner-
gelerinde, Ersin'in önergesinin
"Genel kurulda görüşülmesine
yer olmadıgı ve bu nedenle ön-
görüşrneler öncesinde usul tar-
tışması açılması" istendiği anla-
şıldı.
Usul tartışmalan sırasında ilk
sözü alan ANAP Grup Başkan-
vekili Onural Şeref Bozkurt,
önergenin ÖzaPı yıpratma ama-
cı taşıdığını savunarak. "Bu ne-
denle bu bir önerge degil, söz-
de önergedir" dedi. SHP'li Ön-
der Kıriı, "Normal bir servet ar-
tışı olsa senin dedigin dogru" di-
yerek karşılık verdı. Bozkurt
sözlerini, Cumhurbaşkanının
sadece "valana hiyanet" suçun-
dan yargılanabileceği görüşünü
savunarak tamamladı.
Aleyhte söz alan SHP'li Ha-
san Fehmi Güneş, önergenin ele
ahnmamasının TBMM'nin de-
netim yetkisinin önünün kapa-
tılmasına yol açabileceğini kay-
detti. Guneş, "Cumhurbaşkanı-
nı korumanın yolu bu degil. Bu
korumanın degil, aşındırmanın
yoludur. kim akıl verdiyse yan-
lıştır. Bunu goruştürmezseniz,
biz bunu her yerde konuşuruz.
O bir valiz belgeye iki valiz bel-
ge daha ekler, bütün meydanlar-
da konuşuruz" dedi. Güneş'in
bu sözlerine ANAP sıraların-
dan. "sahte belgeler" diye laf
atıldı. Güneş de ANAP'lılara
"Sahtesi ya da gerçeği, oturdu-
gun yerden nasıl biliyorsun? Ge-
lin burada onu tartışalım" yanı-
tını verdı. Guneş "ıktidar mu-
halefeti susturuyorsa, iktidann
sonu geliyor demektir. tktidar
sıkıştı demektir" dedi.
Hocaoğlu'nun Kaya Erdem'e
vekâlet yetkisini kullanarak sı-
rası olmadıgı halde birleşimi yö-
nettiğini soyleyen Güneş, "Efen-
diler, beyler maşa kullanırlar.
Robespiyer'leri, Uanton'ları
idam eden giyotini kullananlar
unutulmuştur, ama onlar hâlâ
unululmamıştır" diye konuştu.
Yılmaz Hocaoğlu'nun Gu-
neş'in sözlerini yanıtlamak iste-
mesine SHP Grup Başkanvekı-
li Onur Kumbaracıbaşı, "Biraz
sonra oylanıa yaptıracaksınız ce-
vap veremezsiniz" diyerek engel-
ledi. Bunun üzerine Hocaoğlu
konuşmaktan vazgeçti.
DYP Sinop Milletvekili Yasar
Topçu da araştırma önergesi
hakkında usul tartışması açıi-
masının "TBMM'de kotü bir yol
açılmasına neden olacağını" sa-
vundu. Dünyanın hiçbir parla-
mentosunda buna benzer bir or-
nek yaşanmadığını belirten Top-
çu, "Nereden biliyorsunuz" sa-
taşmaları uzerine de "Ben bili-
rim. Zaten bütün sıkınlı da bi-
zim bilip sizin bilmemenizden
kaynaklanıyor" dedi. Topçu
şunlan söyledi:
"Bu önerge Turgut Özal ve
yakınları hakkında verilmiştir.
Size bir örnek vereyim. Bu
memlekette Sayın Ahmet Özal,
anayasaya rağmen Magic Box'ı
nasıl çalıştırmaktadır? PTT, na-
sıl hat kiralamaktadır? tşte uü-
fuz ticareti.
Suiistimalin, riişvetin belgesi
olmaz. Burada boş laflara sıgın-
mayın. Bunu bu şekilde oylaya-
rak görüşturmezseniz, Turgut
Özal'ın boynuna asılmış yafta
orada kalır. Gelin bu önerge bu-
rada konuşulsun. Usulsüzlük
düşüncenizi orada söyteyin. Biz
bu oylamaya katılmıyoruz. Biz
TBMM'nin bir kişinin altına
girmesini kabul etmiyoruz."
DYP'nin salonu terk etmesin-
den sonra söz alan ANAP Kü-
tahya Milletvekili Mustafa Uğur
Ener, önergenin amacının Tur-
gut Özal'ı yıpratmak olduğunu
belirterek, SHP'nin bu onergey-
le "fanalikleşmiş Özal kinini"
ortaya koyduğunu savundu.
Oturum Başkanı Hocaoğlu,
usul tartışmalarının tamamlan-
dığını belirterek, ANAP Grup
Başkanvekili Güney'in, Özal
mal varlığının araştırılmasına
ilişkin araştırma isteğinin görü-
şülmesine yönelik önergesini oya
sundu. SHP'liler kürsu onüne
yurürken, söz isteyen SHP'li
Ahmel Ersin ve Turhan Beya-
zıt'ın soz isteği reddedildi. Ha-
san Fehmi Güneş, kursüye yü-
rüyerek bağırmaya başladı, bu
arada oylamayı sonuçlandıran
Hocaoğlu'na "Başkanoglu baş-
kan" diye bağırdı. Güneş arka-
daşları tarafından teskin edilme-
ye çalışılırken Hocaoğlu oturu-
mu kapattı ve kürsüyü terk et-
ti.
Oylama sırasında salonda 140
kadar ANAP milletvekili bulun-
du. Başbakan Akbulut, İstan-
bul'a gittiğinden oylamada bu-
lunmadı. Hasan Celal Gıizel ise
oylamaya geçildiği sırada Mec-
lis'i terk etti.
SHP Grup Başkanvekili Onur
Kumbaracıbaşı, kuliste "Denek
ki basındaki iddialar dogru. Ba-
sını tebrik ediyonım. Çok dog-
ru bir iş yapmış" dedi. Oturum
Başkanı Hocaoğlu'nu da eleşti-
rirken, "Bu bir çöküşün telaşı-
dır. Özal'a yapabilecekleri kötü-
lüklerin en büyuğunıi yaptılar.
Yafta boynunda asılı kaldı"
dedi.
DYP Grup Başkanvekili Kök-
sal Toptan da olayın peşini bı-
rakmayacaklarını soylerken, "40
yıl düşünsek, parlamenıonun
denetleme hakkının fiilen gasp
ediieceği aklımıza gelmezdi. Bu
tehlikeli bir durumdur" dedi.
Toptan, Özallar'ın serveti ile il-
gili geniş çaplı bir araştırma baş-
latıp konuyu Meclis'e getirecek-
lerini bildirdi ve "Anayasa ve iç-
tüzügün bütün haklannı bu ko-
nu için kullanacağız" diye
konuştu.
ÖZAL'IN MALVARLIĞI İLE İLGİLİ ÖINERGEDEN
SHP'li Ersin ne diyecekti?
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
Özal'ın malvarlığı ile ilgili Meclis araştır-
ması önergesi sahibi SHP tzmir Milletve-
kili Ahmet Ersin, ANAP'ın usul tartışma-
sı engellemesiyle karşılaşmasaydı, ön gö-
rüşmelerde "Özal'ın başbakanlığı sırasın-
da kendisinin ve yakınlarının aşırı oran-
da zenginleştnelerinin, 1986'da bir işada-
mının Özal'ın kızı ve damadına son mo-
del bir Jaguar hediye etme girişimiyle baş-
ladığım" belirtecekti. Ersin, Özal'ın
1983'ten sonra ısrarlı taleplere ve ağır suç-
lamalara rağmen mal varlığını açıklama-
dığını, belirttikten sonra özetle şu iddia-
lan sıralayacaktı:
— Sayın Özal'ın Amerika'da çiftligi var
mıdır? Başbakan olduktan sonra bugün-
kü degeri 1 ınilyan bulan üç daire, iki yaz-
lık aldığı dogru mudur? Kaç kooperatife
ortaktır. Kendisinin ve yakınlannın han-
gi turizm şirketinde hissesi vardır? Ve han-
gi tatil koyüne ortak olmuşlardır? Kendi-
sinin ve hangi yukınının İsviçre bankala-
nnda ve Yapı Kredi Bankası sırdaş hesa-
bında parası var rnıdır? Miktan ne kadar-
dır? Bir süre eski damadı tarafından kui-
lanılan 750 milyon liralık Nostalgia >a<ı-
nın özel kararname ile getirtilip Zeynep
Hanım'a hediye edildigi dogru mudur?
— Sayın Özal başbakan olduktan iki yıl
sonra çocuklarına verdiği ve miktarı 1.5
milyarı bulan hediyelerin parasını maaşın-
dan başka geliri olmadığına göre nasıl kar-
şılamıştır? Dairelerin ve yazlıkların para-
sını nasıl karşılamıştır?
— tsvtçre'de AJpler'in eteginde oğlu Ah-
met ile birlikte 1.5 milyara bir dag evi al-
dığı dogru mudur?
— Korkut Özal, kardeşi başbakan ol-
madan önce ara sokakta bakkailık yapan
küçük bir esnafınki kadar mal varlıgına
sahipti. Bunu kendi beyanı ile açıklamış-
tır. •
— Ne iş yaptıgı, geçimini nasıl sagladı-
gı kimse tarafından bilinmeyen Ahmet
Ozal, bugün Türkiye'nin en zengin, en
guclü, en sozu geçen insanlanndan biri ol-
muştur. Magic Box'a ortak oldugu bilin-
mektedir, yasalara aykırı olarak yayın ya-
pan bu şirkete Turgut Özal'ın da ortak ol-
dugu söylenmekledir.
— Son üç yıl içinde DPTnin verdiği teş-
viklerden kaç tanesine Ahmet Özal aracı-
lık etmiştir? Türkiye'de kaç gayrı menkul
almıştır? Uluslararası uyuşturucu ve dö-
viz kaçakçılığı sanığı ünlü babalardan Ber-
ber Yaşar ile ilişkisi nedir?
— Eski damadı Asım Ekren Türkiye^
nin sayılı milyarderleri arasına girmiştir.
Kızıyla kurduklan şirketlerden Başbakan^
ın haberi var mıdır? Emlak ve Halk ban-
kalarından uzun vadeli kredi aldıkları
dogru mudur? Göcek'teki İnlice Koyu'nun
ve Gokova'daki 200 donumluk kıyı arazi-
sinin bu çifte 49 yıllıgına lahsis edildigi ve
Ahmet ÖzaPın bu yeriere turistik tesis kre-
disi temin etmekte olduğu dogru mudur.
Ankara son durak
Çankaya Köşkü'nde halkgünü
Çankaya Köşkü dün 2. kez vatandaşları
ağırladı. Yurdun çeşitli yerlerinden gelen
yurttaşlan Köşk'te kabul ederek sohbet eden
Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Türkiye'de
memur maaşlarının Mısır, Bulgaristan ve
SSCB'ye oranla daha iyi durumda olduğunu
söyledi.
Köşk'teki dünkü kabule 250 dolayında
vatandaşın çağrılı olmasına karşın katılım
180 dolayında gerçekleşti. Özal, özbekistan
Basın Yayın Bakanı Ubeydullah
Abdülrezzakov ile yaptığı görüşme nedeniyle
40 dakika gecikmeli geldiği kabulde,
vatandaşlarla tek tek el sıkıştı. Özal, memur
maaşlarıyla ilgili bir soruyu yanıtlarken,
Türkiye'deki ücretleri Mısır, Bulgaristan ve
SSCB ile kıyasladı. Türkiye'nin durumunun
bu konuda daha iyi olduğunu savunan Özai,
"Memurlara hakiki ücret vermek lazım.
Aldatmaca olmaması gerekir" dedi.
Türkiye'deki otoyollann durumunu
anlatırken bir vatandaşın "Sayenizde
sayenizde efendim" şeklindeki sözleri üzerine
Özal, "Ben şahsa bağlı obun istemiyonım.
Sizin çocuklannız da gelip memleketi yöne-
tecekler" dedi. Özal, kendisine "SHP
üyesiydim. Şimdi bundan utanç duyuyorurn.
İktidar belediyelere yardım etmiyor diyorlar.
1 yıldır suyum akmıyor. Suyu da mı iktidar
kesiyor?" diyen Adanalı Fettah Cankara'ya,
. "tnşallah düzelir" karşılığını verdi.
Kabulde bulunan halk müziği sanatçısı
İbrahim Tatlıses de basın mensuplarına
"Köşkü çok merak ediyordum, onun için
geldim" dedi. Kabule katılanlar arasında
başörtülü kadınların çokluğu dikkati çekti.
Özal, basın mensuplarının soru yöneltme
isteklerini ise "Siz vatandaş degilsiniz,
buraya vatandaş olarak gelmediniz" şeklinde
yanıtladı. (Fotoğraf: AA)
(Baftarafi 1. Sayfada)
Dışişleri Bakanlığı'nın bir Ust
düzey yetkilisi, New York Times
gazetesi yazarlarından William
Safîre'in yorumlan ve daha son-
ra Türk basınının haberleriyle
Baker'ın ziyareti çevresinde "bü-
yük bir pazarlık havası" yaratıl-
dığını belirterek şunları söyledi:
"Bu hava gerçekçi degil.
Abartmalı ve spekülatif. Sayın
Baker, Körfez'de 210 bin asker
bulunduran ve krizle en üst dü-
zeyde ilgilenen bir ülkenin poli-
tikasının mimarı olarak Körfez-
de genel durum degerlendirme-
sine yönelik temaslar yapıyor.
Bu çerçevede. Ankara'ya da bil-
gi ve görüş aktarması bekleni-
yor. \\nca son dönemde SSCB,
Almanya, Japonya gibi ülkelerin
Bagdat'a gönderdikleri misyon-
lar, ABD'de Irak'a karşı ortak
tutum izlenmesine ilişkin bazı
kaygılar yarattı. Bu kaygılar da
gündeme gelebilir. VVashington,
Türkiye'nin bir savaş durumun-
da nasıl hareket edecegine iliş-
kin kapsamlı bilgiye sahip. Bu
çerçevede, bilinen göruşlerimizi
yineleyecegiz. Türkiye'nin askeri
harekât için BM Güvenlik Kon-
seyi karannı bir önkoşul olarak
görmesi ve bu harekâta ancak
çokuluslu bir gücün parcası ola-
rak katılmayı düşünebilecegi ye-
niden gündeme getirikcektir."
Baker'ın Ankara'da ABD'nin
tek taraflı bir askeri müdahale-
ye girişmesi durumunda Türki-
ye'nin sağlayabileceği siyasi ve
lojistik destek konusunda soru-
lar sorabileceğini belirten yetki-
liler, "Olabilir, ancak ABD'nin
tek taraflı bir girişime kalkışa-
cagı beklentisi gerçeklerie pek
çakışmıyor" görüşünü savunu-
yorlar. Washington'un gerek içe-
rideki siyasi desteğini sürdüre-
bilmek, gerekse uluslararası
planda yalnız kalmamak için
çok dikkatli hareket ettiği, böl-
gedeki müttefikleriyle güven ta-
zeleme gereği duyduğu da yetkili
çevrelerde ifade ediliyor. Bu çev-
relere göre Türkiye'nin "üsler,
lojistik destek, ikinci cephe ve
benzeri konulardaki tutumunu
Washington gayet iyi biliyor."
Baker'la yapılacak görüşmeler
de bu tutumun bir kez daha di-
le getirilmesine olanak ta-
nıyacak.
Öte yandan ABD Dışişleri
Bakanı James Baker, Körfez kri-
zi konusunda çeşitli bölge ve
Avrupa ülkelerine yaptığı turun
TürKiye'den önceki duragı Kahi-
re'de dün Mısır Devlet Başkanı
Husnü Mübarek ile görüştü.
Görüşmede, Körfez krizi ve
FUistin sorunu konusundaki ge-
lişmelerin yanı sıra ABD Başka-
nı George Bush'un 21 kasımda
Mısır'a yapacağı ziyaret üzerin-
de durulduğu bildirildi.
Hüsnü Mübarek'ten sonra
Mısır Dışişleri Bakanı İsmet Ab-
dülmecit ile görüşen Baker'ın te-
masları konusunda bir açıklama
yapılmadı.
Baker, Mısır'dan aynlmadan
önce Kahire Havaalanı'nda Çin
Halk Cumhuriyet Dışişleri Ba-
kanı tıan Oichen ile de bir gö-
rüşme yaptı.
Öte yandan, Irak Dışişleri Ba-
kanı Tarık Aziz, Bağdat'ta bu-
lunan Filistin Kurtuluş Örgütü
lideri Yaser Arafat ile bir araya
gelerek, Körfez'deki durumla il-
gili bir görüşme yaptı.
Irak resmi haber ajansı INA,
Aziz ve Arafat'ın Arap toprak-
larında bulunan yabancı askeri
birliklerin Arap toplumuna kar-
şı oluşturduğu tehditler üzerin-
de durduklannı kaydetti.
Irak Dışişleri Bakanı ile FKÖ
lideri, işgal altındaki topraklar-
da, tsrail'in baskı polikitasına
rağmen sürdürülen Filistin ayak-
lanmasına da değindiler.
(Baftarafi 1. Sayfada)
tekeü'ni kaldıralım. En az 5-10
yıllık bir süre, değişik toplum
kuruluşlarının birlikte yönettiği
bir veya iki TV kanalı
oluşturalım" diye özetledi. DYP
Niğde Milletvekili Mahmut Öz-
türk ise, özel TV'nin kaçınılmaz
olduğunu vurgulayarak, özel
TV'nin "milli kültüre" getireceği
zararların önlenebilmesi için
TRT'nin yayınlarının iyileştiril-
mesi gerektiğini söyledi. Yazar,
konuya ilişkin teknik çalışmala-
rın 1991'de başlatılacağını vur-
guladı.
SHP: Çoğulculuktan
yana
Yazar'ın iktidann özel TV'ye
izin verecek anayasa ve yasa de-
ğişikliğini 1991 yılında yapaca-
ğını açıklaması üzerine Cumhu-
riyet'e SHP'nin konuyla ilgili
görüşlerini açıklayan Ün,
TRT'nin özerk bir kuruluş ola-
rak yansız yayın yapması gerek-
tiğini belirtti. Un "Bize göre
TRT, kamu görevini tLm bir öz-
güriük içinde yerine getirmesi
gereken, hiçbir bağımlılık ve en-
gelle karşılaşmadan her zaman
ve her yerde haber toplama, ya-
yınlama ve elbette bunun so-
nımlulugunu da alarak yorum-
lama hakkına sahip olan bir ku-
ruluş olmalıdır. SHP, TV konu-
sunda, ilke olarak bunları he-
deflemektedir. Ancak, TRT'nin
bu işlevi, bugün yerine getirdigi
hiçbir şekilde sovlenemez. TRT
bugün, tüm kamuoyunun bildi-
gi gibi iktidann borazanı
durumundadır" diye konuştu.
Günümüzde, hızla değişen ve
gelişen bir dünya orıamırıın san-
cılarının yaşandığını kaydeden
Ün, yasaya uygun olmasa da
teknik olarak özel yayınların
önüne gecmenin olanaksız oldu-
ğunu vurguladı. SHP olarak
özel TV konusuna karşı olma-
dıklannı bildiren Ün, partisinin
görüşlerini şöyle açıkladı:
"Biz SHP olarak çoğulculuk-
tan yanayız. Devlet tekelinin kı-
nlmasından yanayız. Ancak,
devlet tekelini kaldıracagız diye,
Türkiye'nin televizyonunu temel
kültür ve haber kaynagını yerli
ve yabancı özel tekellere teslim
etmekten yana degiliz. Sayın ka-
muoyuna tarüşılmak üzere öne-
rimiz şudur: TRT tekelini kal-
dıralım En az 5-10 yıllık bir sü-
re, degişik toplum kuruluşlan-
nın birlikte yönettiği bir veya iki
televizyon kanalı oluşturalım."
Önerdikleri türde televizyon
İstanbul
Türkîye-AT
Komisyonu
bugün
toplanıyor
İSTANBUL/LONDRA (AA)
— Türkiye-AT Karma Komisyo-
nu Toplantısı bugün tstanbul'-
da başlıyor. Dışişleri Bakanı Ah-
met Kurtcebe Alptemoçin'in ko-
nuşmasıyla açılacak toplan.tının
ilk oturumunda Körfez krizinin
sonuçlan tartışılacak.
Üç gün sürecek toplantıda,
Türkiye'de sendikaların ve bası-
nın durumu tartışılacak. Ulus-
lararası sansür aleyhtan örgüt
"Article 19" (Madde 19), toplan-
tıya gonderdiği raporda Türki-
ye'yi ağır biçimde eleştirdi. Ma-
li destekçileri arasında UNES-
CO ile Avrupa însan Hakları
Vakfı'nın da bulunduğu orgütün
raporunda, Türkiye'de ifade öz-
gürlüğünü kısıtlayan yasa un-
surlarının bulunduğu bildirildi.
Raporda, "Article 19, Türk hü-
kümetine fikir ve ifade özgürlü-
günü kısıtlayun yasalan ortadan
kaldırması çagrısında bulun-
maktadır. Bunların başında
Türk hükümetine olağanüstü
sansür hakkı veren 424 sayılı ka-
rarname gelmektedir" denildi.
kanalına en güzel örneğin Al-
man ZDF Televizyonu olduğu-
nu vurgulayan Ün, "ZDF'nin
yönetimi işçi sendikalan, işveren
sendikalan, belediyeler, meslek
kuruluşlan ve Almanya özelin-
deki bazı dernekler tarafından
paylaşılıyor. Böylece çogulcu-
İuk, çok seslitik saglanıyor, hem
de 'devlet tekekini kıracagız' di-
ye, toplum özel tekellere teslim
edilmemiş oluyor" diye konuş-
tu. Bu önerilerinin, hükümet ta-
rafından da dikkate alınmasını
isteyen Ün, "Haikın saglıklı ha-
ber alması dogru bilgilenme
içinde olması bugüne kadar sag-
lanamadı. İnsanların doğnı ha-
ber almasından korkmayın, eger
bundan korkmadığınızı kanıtla-
mak istiyorsamz önerimize evet
deyin" dedi.
DYP: Ne tedbir
alınacak
TBMM Plan ve Bütçe Komis-
yonu'nda TRT yayınlarıyla ilgi-
li eleştirileriyle dikkat çeken ve
komisyon salonunda bulunan
Genel Müdür Kerim Aydın Er-
dem'e, "Neden buraya geliyor"
diye seslenen DYP Nİğde MUlet-
vekili Mahmut Öztürk de özel
televizyona karşı olmadıklannı
bildirdi. Öztürk, "Ancak, ne ka-
dar bölücü unsur varsa, Batı
bunlan bize karşı, özel televiz-
yonda kullanabilir. Bizim özel
TV'ye ihtiyaç duymamızın tek
sebebi, bizim televziyonumuzun
çok kötü olması. Eger bizim
devlet televizyonumuz, yayınla-
nnı düzeltir, bakka ve adalete
uygun yayınlar yaparsa özel te-
levizyona gerek kalmaz. Ama
her zaman için özel TV'ye ihti-
yacımız var. Çağın gelişmesinin
de gerisinde kalamayız. Özel te-
levizyonun yaratacagı zararın
karşısında, bizim milli televizyo-
numuzun ne gibi tedbirler ala-
cagı önemlidir" diye konuştu.
Türkiye'nin doğuda Fars, gü-
neyde Arap, batıda Grek ve ku-
zeyde Slav kültürü ile sarıldığı-
nı belirten öztürk, Türkiye'nin
aynı zamanda ideolojik akımla-
rın da saldırısına uğradığını,
bunlara karşı alınabilecek tek
önlemin "milli degerlerin
korunması" olduğunu söyledi.
Yazar: 1991'de teknik
çahşma
Özel TV'ye izin verilmesinin
bir anayasa değişikliği gerektir-
MEKTUPLARLA
KÖYENSTİTÜSÜ
YILLARI
İ.Hakkı Tonguç
6000 !ira(KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Turkocağı
Cad 39-41 Cağaloğlu-tsianbul
Ödemeli gönderilmez.
diğine dikkat çeken Devlet Ba-
kanı Mehmet Yazar ise, TV ya-
yınlarını denetlemesinin düşü-
nüldüğü Radyo ve Televizyon
Yüksek Kurulu'nun yapısının
nasıl güçlendirileceği konusun-
da bir teknik çalışmanın 1991 yı-
lında başlatılacağını söyledi. Ya-
zar, "Radyo ve televizyon yayın-
lannın TRT tekelinden kurtani-
ması, Türk devletinin temel ilk-
leri, Atatürk Bkeleri, milli örf ve
âdetler gibi temel prensiplere uy-
gun olarak Radyo ve Televizyon
Yüksek Kurulu'nun fonksiyonu-
nun ve denetiminin daha da
guçkndirilmesi, özel sektöre ön
müsaade ve müsaadenin müey-
yidelere baglanması ve bu çerçe-
ve içinde konunun özel taleple-
re açılması konusunda
çalışacagız" dedi.
Yazar. "müeyyidelerin neler
olabilecegi" sorusuna ise, "Bun-
lar üzerinde çalışılmış degil.
Ama şu bir gerçek ki, özel bir
yayına müsaade verecek olan
Yüksek Kurul'un, bu yayınların
söyledigim temel ilkeler ve un-
surlara, gerek daha müsaade
safhasında, gerek yayın safha-
sında mutlak uyumunun sagla-
nabilmesi için güçlendirilmesi
gerekir" karşılığını verdi. Yazar,
konuyla ilgili olarak kimlerden
görüş isteneceğine ilişkin soru-
yu ise şöyle yanıtladı:
"Şu anda bu konuyu tartış-
maya açtık. Benim Plan ve Büt-
çe Komisyonu'nda yaptıgım
açıklama, bu fikri tartışmaya aç-
mak içindi. Tabii bütün kesim-
lerin, siyasi partilerin bu konu-
daki fikirleri zannediyorum
önümüzdeki günlerde ortaya çı-
kacak. Bu görüşlerin ışıgı altın-
da, 1991 yılında bir calışma baş-
latacağız."
Yazar, "Özel televizyonun de-
netiminin de yine Radyo ve Te-
levizyon Yüksek Kurulu tarafın-
dan yapüması, özel televizyonun
da TRT'den çok farklı olmama-
sına neden olabilir mi?" biçi-'
mindeki bir soruya ise, "Bütün
ülkelerde yapılan bu. Fransa'da
da Almanya'da da böyle" yanı-
tını verdi. Yazar, özel televizyon
konusunda bir tekel oluşmaması
için ne gibi önlemler alınacağı-
nın sonılması üzerine de şunla-
rı söyledi:
"Tekelleşmeyi de önlemek la-
zım. Zaten bugün TRT, 'tekel'
diye eleştiriliyor. Bir tekelden
kurtulup, başka bir tekele git-
mek de dogru olmaz."
PENCERE(Baştarafı 2. Sayfada)
çıkacak bir savaşla hayata geçirebileceğine inanıyor. ABD pek
yakında Irak'ın tepesıne inerse ve savaşı kısa sürede başa-
rıyla noktalarsa, dünyanın tek egemeni" olduğunu kanıtlaya-
cak; 'süper dev/efiığini vurgulayacak;_Anadolu'yu atlama
tahtası' olarak Vaşington'a kullandıran Özal yönetimini ödül-
lendirecek; 21'inci yüzyıla kadar dış desteğini sağlayacak...
Hesap bu!..
•
Özal yönetimi 21'inci yüzyıla 10 kala savaşa bağladı umut-
larını; Türkiye'nin demokratları da barışa...
Körfez sorununa barış içinde çözüm bulunursa, Özal'ın ta-
sarımı suya düşecek; Türkiye barış ortamında yolunu araya-
cak; ABD'nin 'güvercinler'i ağır basarsa, Türkiye'deki
'şahinlerin rüyaları boşa çıkacak. 'Yeni Almanya' ve 'Yakın
komşu Scvyetler'in dış ilişkilerimizde etkinliği artacak; ANAP
dışında iktidar seçeneğinin uluslararası boyutları güçlene-
cek...
2000 yılına doğru ANAP'ın umudu savaş...
Muhalefetin umudu barış.
EVET/HAYIR
OKTMAKBAL
(Baftarafi 2. Sayfada)
'Ciddi bir irticatehlikesi karşısında mıyız?' sorusu hemen
hepimizde kuşkular yaratan bir konudur. Yetkililere sorarsa-
nız, böyle bir durum kesinlikle yoktur, bireylerin dinsel ina-
nışlarına karışılmamalıdır. Onlara göre laiklik bu 'karışma'yı
yıllardan beri uygulamaktadır! Oysa gerçek bunun tersi, ne
Atatürk ne İnönü dönemlerinde yurttaşların dinsel inanışla-
rına karışılmıştır. Yalnızca gericilik yuvalanna, yobazlıklara izin
verilmemiştir. Özden bu konuda şunları söylüyor;
"İrtica birden bire degil yavaş yavaş gelir. Iran'da da böyle
olmuş. Zaten geldiği zaman iş işten geçmiş olur. O zaman
'irtica geldi' de diyemeyiz. Türkiye'de laiklik, iç ve dış des-
tekli bir saldırı karşısındadır."
Saldırının belirgin kanıtları, birbiri ardına Aksoy'un, Emec?
1
in, Dursun'un, Üçok'un öldürülmesi; yazarlara, aydınlara sü-
rekli verilen gözdağları ve ANAP iktidarının bu cinayetler kar-
şısında gereken ışlemleri yapmayışı... ANAP mılletvekilleri-
nin 'İnşallah sıra sana da gelir' gibi konuşmalarıyla ve ya-
yımlanan gerici bildırilerle ortaya çıkan gerçek tutumlar...
Yekta Güngör Özden, Anayasa Mahkemesi'ne gönderilen
belgeleri büyük dikkat ve ciddiyetle, gerçek bir hukuk ada-
mının davranışıyla inceleyen bir yargıçtır Anayasa Mahke-
mesi'nde görevli olduğu yıllar içinde tam 22 karşı oy yazısı
yazması bu titiz çalışmanın belirtisi sayılmaz mı?
"Hukukun Üstünlüğü'ne Saygı" kitabı önemli bir belgeler
toplamıdır... Ayrıca ûzden'in yarınlara kalıcı bir yapıtı...