28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 KASIM 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 Sezer Şiir ŞenligTnde • Kflltür S«rvisi — 23-24 kasımda Hollanda'nın Breda ve Herfogenbosh kentlerinde yapılacak Uluslararası Kadın Şiirleri Şenliği'ne Türkiye'den Sennur Sezer çağnldı. Şenlikte, Hollanda'yla birlikte 9 ülkenin 10 kadın şairi yer alacak. Hollandalı kadın parlamenter Verspaget'in açacağı Şiir Şenliği'nin sunuculuğunu Hollandalı kadın yazarlardan Astrid Roemer yapacak. Uluslararası Kadın Şairler Antolojisi'nin yayımlanışı dolayısıyla Uitgeveriş De Geus yayınevinin dûzenlediği şenlikte, şairlerin müzik eşliğinde okuyacakları kendi şiirleri, Hollandalı aktörlerce Flamanca seslendirilecek. Şenlik kapsamında şiirlerden esinlenilmiş 34 tabloluk bir sergi açılacak; şiirlerden bestelenmiş bir dinleti sunulacak. Iki gün sürecek şenliğin sonunda şenliğe katılan şairler, 25 kasımda Amsterdam'ı ve buradaki kadın kuruluşlarını ziyaret edecekler. 26 kasımda bitecek programın sonrasında bir süre daha Amsterdam'da kalacak olan Sennur Sezer, Rotterdam'a da gidecek. Her iki kentte şürlerini okuyarak oradaki Türklerle söyleşiler yapacak. 35 Türk ressamı mtizayedede • Kültiir Servisi — Sotheby's Müzayede Salonu'nun dûzenlediği Çağdaş Türk Resmi Muzayedesi'nde yapıtlan sunulacak sanatçılar açıklandı. 9 arahkta Yıldız Sarayı Silahhane Binası'nda gerçekleştirilecek rnuzayedede Erol Akyavaş, Elvan Alpay, Özdemir Altan, Selim Altan, Mustafa Altıntaş, Serdar Arat, Tomur Atagök, Elif Ayiter, Bedri Baykam, Selim Birsel, Bubi, Zahit Büyükişleyen, Burhan Doğançay, Tayfun Erdoğmuş, Yankı Erimtan, înci Eviner, Adem Genç, Zafer Gençaydın, Mehmet Guleryüz, Selma Gürbüz, Mehmet Ileri, Ergin Inan, Timur Kerim Incedayı, Şirin İskit, Cengiz Kabaoğlu, Komet, Murat Morova, Hakan Onur, Kemal önsoy, Ody Saban, Mithat Şen, Gungor Taner, ömer Uluç, Utku Varlık ve Şenol Yoruzlu'nun yapıtları satışa çıkacak. Resimler 14-21 kasım tarihleri arasında Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nde, 30 kasım-7 aralık tarihlerinde ise Alay Köşkü'nde sergilenecek. Adler Mücevherat Sergisi • Kültiir Servisi — Ünlü mucevherci Adler'in koleksiyonundan oluşan mucevher sergisi 4-5 kasım gunleri Sadberk Hanım Müzesi'nde izlenebilecek. Serginin açılışı öncesi düzenlenen toplantıda bir konuşma yapan müze mudürü Çetin Anlağan, 'Takı ve sus eşyası MÖ 8000'den bu yana Anadolu'daki kazılarda bulunmuş en ilginç sanat eserleridir. Takılar bize insanoğlunun sosyal yaşantısından bilgiler aktaran önemli belgelerdir" dedi. Adler Mücevhercilik'in sahibi ve yaratıcüarı Franklin ve Carlo Adler. Adlerler'in dedesi de kuyumcuymuş. Viyana ekolünu Osmanlı zevkine uygulayarak bir akım yaratmış. Franklin Adler ise, "Biz de bugun Osmanlı kultürünu Avrupa mucevheratçıhğına uyguluyoruz. Takı parçalarımızın yanında giınluk giyime aksesuar olarak yarattığımız 'Agora' koleksiyonundaki 'saray' dizaynı da Osmanlı takılarının modernleştırilmiş şekli" dedi. Utrillo çalındı • NEW YORK (AP) — Fransız ressam Maurıce Utrillo'nun 320 bin dolar değerinde olduğu ileri sürülen bir yapıtı, New York'taki bir sanat galerisinden çalındı. "Rue a Montmartre" adını taşıyan ve eskı bir Paris sokağını betimleyen suluboya tablonun 1926 taıihinde yapılmış olduğu bildirıldi. Iş saatleri sırasında yapılan hırsızlığın profesyonel bir sanat hırsızı tarafından gerçekleştirildiği sanılıyor. 1955'te ölen Utrillo'nun tablosunu New York'taki Soufer Galler> r 'den çalan hırsızm kapıdan hızla çıkıp kapının onünde duran arabaya atladığı ve arabanın hızla uzaklaştığı belirtildi. Nişantaşı'nda müzayede • İstanbul Haber Servisi — Istanbul'un ilk özel 'antika eşya ve müzayede galerisi' olan Maksut Varol Müzayede Galerisi"nde yann düzenlenecek olan açık arttırmada, Osmanlı döneminden kalma tuğralı gumu^ takımlar, ressamların orijinal tabloları, 1282 tarihlı Kuran'ı Kerim, Osmanlı nişanları satışa sunulacak. Toplam 117 antika eşyanın yer aldığı muzayedede, Rukiye Sultan'a ait, Sultan 2 Abdülhamit tuğralı gümuş ça\ takımı, şerbetlik ve buhurdanlıklar, Sultan Aziz tuğralı gümuş ibrikler. Şeref Akdik, Necdet Kalay, Naci Kalmukoğlu \e Halid Naci'nin orijinal tabloları yer alıyor. Nişantaşı, Akkavak Sokak Tunaman Pasajı'ında yapılacak olan müzayede 14.30'da başlayacak. Dil Kurumu oyun oluyor • ANKARA (AA) — Turk Dil Kurumu'nun 1983 yılından sonra resmi bir kuruma dönuşmesi ve yaptığı çahşmalar, oyun haline getiriliyor. Yazar Muzaffer Izgü tarafından hazırlanan oyun, Turk Dil Kurumu'nun çahşmalannı hicvediyor. İzgu, Dil Kurumu'nun son yıllardaki gelişimini simgesel olarak anlattığını belirterek şunları söyledi: "Oyunumda çabşmayan dilcileri, resmi bir kuruma dönüştürüldükten sonra sadece karmaşa üreten Dil Kurumu'nu anlatıyorum. Oyun bir arpalıkta geçiyor. Uyuyan ve uyumadığı zamanlar durmadan arpa yiyen atlar var oyunda. Hepsi birüerini anlatıyor." Dil Kurumu'nun ilk kez bir oyuna konu olacağını söyleyen İzgu, eserin gelecek yıl Dil Bayramı'na yetiştirileceğini söyledi. Dil Kurumu yöneticileri ise oyunla ilgili olarak yorum yapmak istemediklerini bildirdiler. Bakırköy'de sergi ve kermes • İSTANBUL (AA) — Bakırköy Ruh ve Sinir Hastahkları Hastanesi Sanat ve Kültur Merkezi'nce düzenlenen "Meşguliyetle Tedavi ve Rehabilitasyon Çalışmaları Sergisi" bugün açılı>or. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastahkları Hastanesi Rehabilitasyon Merkezi Gündüz Hastanesi'ndeki hastaların, meşguliyetle tedavi çahşmalan çerçevesinde üretmiş oldukları seramik, resim ve el sanatları ürünleri, Galeria Ataköy'de sergilenecek. Sergideki eserler aynca düzenlenecek bir kermesle satışa sunulacak ve sağlanacak gelirle Rehabilitasyon Merkezi'ndeki hastaların ihtiyaçları karşılanacak. Sergi, 11 kasıma kadar gezilebilecek. ı Galeri MD'nin 'Çekmeceler'projesi kırk beş sanatçıyı bir araya getirdi Bir dolapta kırk beş sanatçı Ali Teoman Germaner İyicene örtülü bir minyatür müze. Meraklısı açıp baksm. Meriç Hızal Çekmeceler içinde sunuluşu, yapıtlara bir gizem kazandırıyor. Kültiir Servisi — Galeri MD tarafından başlaülan "Çekme- celer" projesi, yaklaşık 2 yıl su- ren çalışmalar sonunda büyük bölümuyle tamamlandı. 45 sa- natçının katıldığı "Çekmeceler" sergisi, bu mevsim içinde Gale- ri MD'de açılacak. Projeye katılan sanatçılar ve projenin gerçekleşmesine katkı- da bulunanlar, dün akşam Be- yoğlu'nda Devlet Güzel Sanat- lar Galerisi'nde bir araya geldi- ler. 1980'li yıllann Türk plastik sanatlannın panoramik görün- tüsunü taşuıabilir bir küçük mü- ze çerçevesinde sunmak, katılan sanatçıların aym tema içındeki yaklaşımlannı bir arada vermek amacını taşıyan "Çekmeceler" projesi kapsamında her biri 76 sayfalık üç ciltten oluşacak bir de kitap hazırlanıyor. Önsözu Ferit Edgu tarafından kaleme alınan "Çekmeceler" ki- tabında her sanatçıya dört say- fa ayrılacak. Kitabın ilk cildin- de Birinci Dolap'ta yapıtları bu- lunan Şenol Yorozlu, Alaettin Aksoy, Cengiz Kabaoğlu, Bur- han Uygur, Erol Eti, Seyhun To- puz, Bedri Baykam, Mustafa Aibntaş, Nur Tanm, Saim Bu- gay, Handan Böriiteçene, Koray Ariş, Komet, Neşe Erdok ve Er- gin Inan yer alacak. Kitabın ikinci cildinde yer ala- cak sanatçılar Gürol Sözen, ÇEKMECELERDEN NE ÇIKACAK? — "Çekmeceler" sergisi bu sezon Galeri MD'de gerçek- leştirilecek. Bakalım kimin çekmecesinden ne çıkacak. (Fotoğraf: Yıldız Üçok) Gürdal Duyar, Yusuf Taktak, Hale Arpacıoglu, Tayfun Sanlı- man, Bihrat Mavitan, Mustafa Ata, Ömer Kaleşi, Gürel Yon- tan, Timur Kerim tncedayı, Bal- kan Naci Islimyeli, Husamettin Koçan, Metin Deniz, Ali Teo- man Germaner (Aloş), Nur Kocak. Uçüncu cilt, dolayısıyla da Üçüncü Dolap'ta yapıtlarınayer verilecek sanatçılar ise Ferit Oz- sen, Mustafa Şener, Selma Gür- büz, Ody Saban, Ozer Kabaş, Meriç Hızal, Nanuk Denizhan, Nuray Ataş, tlgi Adalan, Metin Ekiz, Erol Akyavaş, Ferit Edgü, Burhan Doğançay, YÜksel Ars- lan ve Mehmet Aksoy. Bu sezon içinde "Çekmece- ler" sergisinin yanı sıra üç cilt- ten oluşan "Çekmeceler" kita- bı da sanatseverlere sunulmuş olacak. Şimdilik 45 sanatçıyı kapsayan proje, daha başka sa- natçıların da katılımıyla surdu- ruluyor. Sergiye katılacak sanatçılar- dan bazıları görüşlerini dile ge- tirdiler. Meriç Hızal: Her sanatçı ayrı ayn birçok şey ifade edebilir. Ancak birçok sanatçının bir ara- da oluşunun getirdiği katkıyı bir artı değer olarak kabul etmek gerektiğini düşünüyorum. Farklı estetik anlayışlarınm, farklı su- nularm bir arada oluşu yapıta ayrı bir değer yüklüyor. Yapıt- lann çekmeceler içinde sunulu- şu da merak uyandırıyor, yapı- ta bir gizem kazandınyor. Bedri Baykam: Türk sanatı- nın bir donemini çekmeceler içinde saklamak düşüncesi ba- na cazip geldiği için katıldım. Bu projenin ileriye dönük, kalı- cı bir proje olduğuna ina- nıyorum. Koray Ariş: Böyle bir ortak yapıt oluşturma fıkri bana çok enteresan geldi. O kadar kişiyi, bir arada, birkaç dolaba sığdır- mak çok güzel. Bu yapıtın bir- çok yerde sergilenebilme olana- ğına sahip oluşu, Türk çağdaş sanatının bir bölümünü yansı- tan küçük bir müze. esprisinde oluşu çok güzel. Olumlu bir ça- lışma oldu. Hale Arpaaoglu: Ben dolaba, yapıtın kendisi olarak bakıyo- rum. Kendi adıma, o dolapta beni temsil edecek bir şey olsun istedim. Bu nedenle daha önce yapılmış bir işimi çekmece bo- yutlarına sığabilecek şekilde ge- tirdim. Diğer sanatçıİar yaratı- cılıklarını o mekân içinde sür- dürme çabasına girmişler. Oysa ben dolabı yapıtın kendisi ola- rak görüyorum. Gürol Sözen: Bence ilk aşa- mada en önemli nokta Türkiye genelindeki sanatçıların ilginç bir projeyle bir araya gelmeleri ve bu projeye olan olumlu yak- laşımları. Beş yüzeyi olan bir kutunun içinde herkesin kendi marifetini sergilediği bu bir an- lamda kolektif yapıtın gelecek kuşaklar için daha da büyük önem taşıyacağına inanıyorum. Ali Teoman Germaner: Bu projeye çok sıcak bakıyorum. İyicene örtülü bir minyatür mü- ze. Meraklısı açıp baksın. Seyhun Topuz: Birçok sanat- çının dar fakat eşit boyutlar ve koşullar içinde yapıtlannı sergi- lemesini ilginç buluyorum. Böy- lelikle, ileride yeni çekmecelerin de katılımıyla minik fakat kap- samlı bir koleksiyon oluşacak. Handan Böriitecene: Harika bir proje. Hepsi bu kadar. Saim Bugay. Çekmeceler pro- jesi bu kadar çok sanatçıyı bir araya getirme biçimi olarak çok akıllıca. Ergin tnan: Bugüne kadar Türkiye'de gerçekleşmeyen bir alternatif proje. Hepimiz çek- meceleri aldık ve içersine istedi- ğimiz şeyi yaptık. Bu tür deği- şik projelerin Türk sanat yaşa- mına hareket getireceğine inanı- yorum. Nur Kocalc Bu projede her- kes kendi anlayışı doğrultusun- da yapıtlar ortaya koydu. Ala- mn 3 boyutlu oluşu beni yapı- tımda yönlendirdi. 'Çekmeceler' önümüzdeki günlerde Galeri MD'de açılacak. Bakalım kimin çekmecesinden ne çıkacak? Steven Spielberg'in 'Güneş tmparatorluğu' adlıfılmi 4 smemada gösterime girdi Savaşa hayır"Güneş İmparatorluğu" Beyoğlu Fitaş, Aksaray Kristal, Topkapı Sur ve Ankara Batı'dagösteriliyor. J.G. BaHard'ınkısabir süre önce Türkçeye de çevrilen kitabından uyarlanan filmin çekimleri Çin'de yapıldı. Kültiir Servisi — lstanbul'da Beyoğlu Fitaş, Aksaray Kristal, Topkapı Sur, Ankara'da Batı si- nemalarında dün gösterime gi- ren "Güaeş tmparatorluğu" sa- vaşa "hayır" diyen bir film. Bir yazann kaleme almakta 40 yıl uğraştığı -20 yıl savaşın anıları- m unutmak, 20 yıl da yeniden hatırlamak için harcadıgı çaba- larla ortaya çıkan- bir kitaptan uyarlanmış. Yazar J.G. Ballard, tkinci Dünya Savaş'ı sırasında, 1941'den 1945'e dek tutsak edil- diği Çin'de özellikle Şanghay ve Longhua'daki sivil toplama kamplannda yaşadıklaruu anla- tıyor kitabmda. Ballard'ın yaz- dıklan, Japon işgali sırasında yaşadığı korkunç olaylann izle- riyle yüklü. "Güneş Imparatorluğn", John Boorman'ın birkaç yıl ön- ce çevirdiği, sinemalanrriızda da gösterilen "Umnt ve Zafer" fil- mi gibi savaşı bir çocuğun bakış açısıyla ele alıyor. Ingiltere'nin önemli edebiyat ödüllerinden Booker'a aday gösterilen kitabı sinemaya uyarlanan Steven Spi- elberg, fılmle ilgili olarak şun- lan söylüyor: "Güneş tmpara- torlnğu bir anti-savaş öyküsü; sadece tek bir savaşın degil, bü- tün savaşlann erişkin olma yo- lunda genç çocuklann (insamn getişme surecindeki en kritik dö- nemde) üzerinde yarattığı etki- nin filmi. Bu film epik bir aırla- tunla dokunmuş insani bir öy- kü." "Güneş tmparatorluğu" Çin- de çekimleri yapılan ilk Holly- wood yapmıı. 16 haftalık çekim- ler süresinde 15 bin fıguran ve 500 kişilik Amerikan, lngiliz, Çin ve Ispanyol çekim ekibinin Çin, Ingiltere ve tspanya'da ça- hşmasıyla oluşan filmde, Japon Kraliyet Ordusu'nun, yani "Gü- neş ımparatorluğu"nun Pearl Harbour'un bombalanmasımn ardından Aralık 1941'de Şang- hay'a girdiği sırada, 11 yaşında- ki bir çocuğun, Jim'in yaşadığı olaylan anlatıyor. Film, yasanan savaşı değil, Jim'in yaşadığı sa- vaşı temel alıyor. Filmde son yülann dikkati çe- ken oyunculanndan John Mal- kovicn de rol alıyor. Malkovich'i son olarak "Tehlikeli llişkiler"- de Glenn Oose ve MicheUe Pfe- iffer ile birlikte izlemiştik. Oyuncunun "Eleni" adh fümi de geçen yıl video piyasasında çıktı. Malkovich ilk filmi "The Places In The Heart" ile en iyi yardımcı erkek oyuncu Oscar'ı- nı aldıktan sonra 1984'te Arthur Miller'in "Satıcının Öliimü" oyununun sinema uyarlamasm- da Dustin Hoffman ile rol al- mış, daha sonra "Ölüm Tariala- n", "Rocket To The Moon", "Making Mr. Right", "The Glass Menagerie" ve "The Ac- cidental Tourist" gibi filmlerde oynamıştı. 4 BİN ÇOCUK ARASINDAN — "Güneş tmparatorluğu "nda 11 yaşındaki Jim'i o>na>an Christian Bale, 4 bin çocuk arasın- dan seçildi. Jim Graham, büyuk ölçüde kitabın yazarı J.G. Bal- lard'ın çocukluğu. Piyanist Kirk Lightsey tstanbul'daydı, Joanne Brackeen hâlâ IstanbuVda Caz kulüplerinde canlı şöhretlerGünümüzün süzme piyanistlerinden Kirk Lightsey, önceki yıl Parliament Superband'le gelmişti. Lightsey kısa süre önce deCazbar'daydı. Naima'da çalan Joanne Brackeen'in de buİstanbul'a ikinci geüşi. SADETTtN DAVRAN — Bayan Brackeen, en son nerede çaldınız? — Ee, tstanbul'da, Naima'da çaldık. — Bay Lightsey, siz en son ne- rede çaldınız? — Efendim biz de İstanbul 1 daydık, Cazbar'da çaldık. Artık böyle Gerçi Naima'nın "üginç ko- nuklan olabitecegi" bekleniyor- du, ama Cazbar yaklaşık bir hafta daha çabuk davrandı ve bu çapta bir müzisyenin adını Türkiye'de ilk kez kapısına yaz- dı. Ne yazık ki Kirk Lightsey üs- telik yamnda ünlü davulcu Don Moye da olduğu halde program yeterince tanıtılmadığı için İs- tanbul'dan gece geçen gemiler gibi sessizce geçti, gitti. Günümüzün en süzme piya- nistlerinden olan Lightsey, anımsanacağı gibi tstanbul'a ön- ceki yıl Parliament Superband- lan içinde de gelmişti. Lightsey tenor saksafoncu Rudolph Johnson, bascı Don Pate ve Don Moye*la birlikte çaldı. Don Moye ve Lightsey son yıllann en sıradışı topluluklarından Lea- ders'ı Arthur Blythe, Chico Fre- BİRÇOK ÜNLÜYLE BİRLİKTE ÇALDI — Birçok ünlü cazcıyla çalışmış olan piyanist Joanne Brackeen'e basta Walter Schmucker, davuldaysa Ronnie Burrage eşlik ediyorlar. eman ve Cecl McBee ile birlik- te oluşturmuşlardı. Joanne Brackeen de ikinci kez lstanbul'da. tlk gelişi bundan tam altı yıl öneeydi. Joe Hen- derson tenordu, Buster WUHams basta, Billy Hart davuldaydı. AKM'deki konserden sonra o zamanlar tstanbul'daki tek caz kulübü olan Taksim'deki "Bod- nım Caz Cafe'de geç vakte ka- dar çalmışlardı. Joanne Brackeen o zaman da en az şimdiki kadar ünlü, en az şimdiki kadar uzun boylu, en az şimdiki kadar nazik ve elbette en az şimdiki kadar iyi bir piyanist- ti. Ama pek çok müzisyen gibi Brackeen'i de kulüpte dinlemek çok daha farklı. Hele Arnavut- köy'de. Hele Naima'da. Hele de kulüp alışılmışın tersine, pek de hıncahınç sayılmayacak dolu- lukta iken. Şimdi denilebilir ki "Giriş kaç para?" Bence de yerinde, hatta "yaşamsal" bir sonı. Giriş elli bin hra. Aynca içtiğiniz içki için de para ödüyorsunuz. Cazbar- da ise "giriş" ahnmıyor, ancak tahmin edileceği gibi "müzik farlu" içki ya da yemek fıyatla- nna ekleniyor. "Ucuz mu?" Hiç değil. Ama Arnavutköy'de Na- ima'da Joanne Brackeen'i ya da Levazım Sitesi'nden dümdüz aşağı inip dutluğun dibindeki Cazbar'da Kirk Lightsey'i din- lemenin ek bir bedeii ne yazık ki olmalı. Ayrıca konut fonu yok, uçak bileti gerekmiyor, pasaport sorulmuyor. Hele de örneğin Paris'te ya da New York'ta, ör- neğin Kirk Lightsey'i sadece bir set-yaklaşık kırk beş dakika- dinlemek için bile "tstanbul'dan" çok para öde- mek gerektiği düşünüldüğünde, ortaya alanın da satanın da "raa" olduğu bir ahşveriş çık- tığı samlabilir. Oysa alanlardan duruma "nza" gösterenler ben- ce kârlı sayılırlar, ama "satan- lar", eğer kulüplerini bu çapta müzisyenlerin çaldığı ülkelerde- ki doluluk oranlarına ulaştıra- cak tanıtımı yapmazlarsa ilerde ne yazık ki bu "uluslararası söh- ret sahibi" müzisyenleri Istan- bul'a bir zamanlar getirmiş pat- ronlar olarak anıldıkları ile ka- hrlar. Kulübe gelenler de duvar- lardaki fotoğraflara bakıp "Aa, bunlar da ne zaman gelmiş bu- raya?" diye birbirlerine sorarlar. Joanne Brackeen (1938, Ven- tura, California, ABD) son on yıün belli başh piyanistlerinden- dir. Daha önceleri 1950'lerin Bobby Hutcherson'la, Charles Lloyd'la çalmışhğı vardır. 1960'ta evlendıği saksafoncu Charles Brackeen'in soyadını ta- şır. Yaklaşık otuz yıldır New York'ta yaşar. Aynca Art Bla- key'in Jazz Messengers'ında da hizmeti vardır. Dön çocuk an- nesidir. Daha sonralan Joe Henderson ve Stan Gelz'le çalış- mıştır. Çok güzel "Corcovado" çalar, gece vakti neye uğradığı- mzı şaşırırsınız. 1978'de Eddie Gomez'le "Prism" adlı albümünü yapmış- tır. Bu ikiliye yıllar sonra Jack De Johnette'in eklenmesi ile or- taya Bill Evans sonrası piyano triolarının en şıklanndan biri çıkmıştır. Albümün adı: Spici- al Identity (1982). Freddk Hub- bard'ın uzun bir aralıktan son- ra yaptığı "Sweet Return'de (1983) basta yine Gomez, davul- da ise büyük Roy Hoynes eşli- ğinde çaldığı Misty, Naima'da ilk gece çaldığı Heidi-B, sonra Calypso Fred, Brackeen'in piya- nistliğinin nercden nereye uzan- dığına dair bazı örneklerdir. Joanne Brackeen'e Naima'da basta Walter Schmucker. davul- da ise adı ilk kez saksafoncu Chico Freeman'la çaldığı sıralar- da duyulan Ronnie Burrage eş- lik ediyor. Naima yönetimi "canlı müzik sırasında sessiz olunması" hususunda duyarlı. GKK Kitap Kampanyası • KiUtür Servisi — Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün başlattığı "taksitle kitap" kampanyası, 9. TÜYAP Kitap Fuan nedeniyle uzatıldı. Fuar boyunca Cumhuriyet Kitap Kulübü standında sürdürülecek kampanyada "TÜYAP Kitap Fuan özel Listesi" başlığı altında yeni kitaplar yer alıyor. Sadece üyelere açık olan kampanyaya katılmak isteyen kitap okurlan için CKK TÜYAP standında üye kayıt bölümü oluşturuldu. 'Marşımız' söyleşisi • Kültur Servisi — Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, 'İstiklal Marşı Nasıl Doğru Söylenir?' konulu uygulamalı ve açıklamalı sohbet toplantısı düzenledi. Bugün saat 10.30'da îstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakultesi'nde yapılacak söyleşide biri 60, diğeri 150 kişilik iki koro, orkestra eşliğinde İstiklal Marsı'nm nasıl doğru söyleneceğine ilişkin örnekler verecekler. Söyleşiyi ve koroyu Prof. Dr. Fethi Kopuz yönetecek. 'Mine' BakırköyVie • Kultür Servisi — Necati Cumalı'nın yazdığı 'Mine" adlı oyun, bugünden itibaren Bakırköy Belediyesi Adile Naşit Kultür Merkezi'nde sahnelenecek. 'Mine', kasım ayı boyunca 'Bedava mı Sandın?' adlı oyunla donüşumlü olarak oynanacak. Zeliha Berksoy'un yönettiği 'Mine'nin dekorlarını Gürel Yontan, kostümlerini ise Gönul Sipahiğlu gerçekleştirdi. Piyanist Turan'a ödtil • TORtNO (AA) - Genç piyanist Kamerhan Turan, Italya'da düzenlenen piyano yanşmasında üç dalda birincüik kazandı. Italya'nm Torino kentinde düzenlenen "Moncalieri" Genç Sanatçılar Piyano Yanşması'na katılan Türan, katıldığı uç dalda birinci ] oldu. Turan'ın, yaklaşık 5ff' sanatçı arasından 100 • üzerinden tam puan alan tek sanatçı olduğu belirtildi. 'II. Mehmet' operası • Kultür Servisi — Rossini'nin Türkleri konu alan "II. Mehmet" operası, İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından bugün Türkiye'de ilk kez AKM'de sahnelenecek. Orkestrasını Selman Ada'nın yöneteceği yapıtı Gürçil Çeliktaş sahneye koydu. Dekor ve kostümlerini Osman Şengezer'in hazırladığı, koro şefliğini Yıldız Kunutku'nun yaptığı "II. Mehmet" operasımn ışık düzeni Ertekin Kulan'a ait. BUGÜN ~~ • Tayland' söyleşisi Levent Arşıray'ın "Uzakdoğu'da Egzotik Bir Ülke: Tayland" konulu söyleşisi, saat 15.00'te Kadıköy Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi'nde (Caddebostan) yer ahyor. • 'Eğer Hayır Demezseniz' AFOG'un derlediği "Eğer Savaşa Hayır Demezseniz" konulu fotoğraf sergisi Ortaköy Kültür Merkezi Fuayesi'nde açılıyor. BÎLSAK' TA BUGÜN 3 Kasım Cumartesi: 14.30 GÜNLERIN GÖTÜRDÜG0: Idam Cezası Neden Kaldmlmahdır ? Turgut KAZAN, Ergin CİNMEN, Melahat SARPTUNALI 18.00 Bilsak Konserleri 1 Düzenleyen: Nejat YAVAŞOĞULLARI Grup Dikenli Tel 19.30 BÎLSAK TlYATRO ATÖLYESİ Sevim BURAK "Işte Baş, Işte Gövde, Işte Kanatlar" Cafe-Foyer-Bar (Giriş) 12.00-00.30 Rock Cafe-Bar (5.Kat) 12.00-18.00 Heavy Metal 18.00-24.00 Rock 16.00 Fiyasko Konseri 21.00 Erkin Koray BÎLSAK, Sıraselviler Cad., Soğancı Sok.7 CİHANGIR 143 28 79-99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle