Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 KASIM 1990 CUMHURİYET/19
O'CONNOR'UN
KONSERİ —
Ünlii İrlandalı
şarkıcı Sinead
O'Connor,
Olympia'daki
başansından dört
ay sonra yine
Paris'te bir
konser verdi.
Sanatçının
konseri bu defa
Zenith salonunda
gerçekleştirildi.
(Fotoğraf: AFP)
5 bin
öğrenciye bnrs
ANKARA (UBA) — Kamu-
oyunda Fak-Fuk-Fon olarak bi-
linen Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Vakfı, 5 bin üniver-
siteli öğrenciye burs verecek.
Burs için başlayant>aşvurular 16
kasım tarihinde sona erecek.
Devlet Bakanı Cemil Çiçek,
burslann öksüz, yetim, kimsesiz
ya da ailesi sımrb gelire sahip
öğrencileri hedef aldığına dikkat
çekerek, "Burs miktannın 1990
öğretim yıhnda 100 bin lira ol-
duğu bu sene de kredi yurtlar
kanunun verdiği kredilere para-
lel olarak arttınlacağını" söyle-
di. Burslar için başvuru belge-
lerinin yüksek öğretim kurum-
lannın bulunduğu U ve ilçe va-
kıf merkezlerine gönderildiğini
belirtti.
Güneş enerjili araba Japonyah araba yedek parça
üreticisi Aishin Seiki, AISOL adı verilen yeni bir araç üret-
ti. AISOL, güneş enerjisi ile çalışıyor. Bu ay Avustralya'da
yapılması planlanan ve güneş enerjisi ile çalışan otomobüie-
rin katılacağı yarışta tanıtılacak olan AISOL, 6 melre bo-
yunda. (jreticiler. AISOL'un motorunun diger modellere göre
daha verimli olduğunu ve bataryalarının daha hızlı doldu-
rulabildiğini belirtiyorlar. (Fotoğraf: Reuter)
Oğretmenlik
sınavmı
kazananlar
ANKARA (UBA) — Milli
Eğitim Bakanlığı tarafından öğ-
retmen ihtiyacının karşılanması
için açılan ""öğretmenlik sınavı"
nı kazananlarm görev yerleri
hafta sonu belli olacak. Milli
Eğitim Bakarhğı üst düzey yet-
kilisi, öğretmenlik sınavı için
başvuran 38 bin adaydan 11 bin
500 kişinin başanlı sayıldığını
hatırlatarak, "Yeni öğretmenle-
rimizin görev yerleri hafta sonu
belli olacak. Atamadan sonraki
15 gün içinde yeni görev yerle-
rinde işe başlayacaklar" dedi.
Bakanlık yetkilisi, diğer öğret-
men tayinlerinin de tamamlan-
dığına dikkat çekerek 11 bin 500
kişinin geri kalmış bölgelerdeki
illere atanacağını söyledi.
Simpson'a
dikkat
Torontolu bir
kadın, gazetesini
okumaya dalmtş
yürürken Bart
Simpson'dan
gelen tehlikeden
habersiz
gözüküyor. Bart
Simpson, unlü
bir çizgi karakter.
Toronto'da
öğrenciler
bugünlerde inşaat
alanlannı
çevreleyen tahta
perdeleri, Bart
Simpson'un sağa
sola taş fırlatan
çizgileriyle
donatıyorlar.
(Fotoğraf: Reuter)
HABERLERIN DEVAMI
EBahçe doludizgin
(Baştarafı Sporda)
sayılarla farkı 10'a çıkardı. Be-
şiktaş'ta ise Borak'ın orta mesa-
fe şutları ile K.Erman'ın high
post'a çıkarak takımına kazan-
6 takımımız
(Baftarafı Sporda)
, Aris - Galatasaray
; Avrupa Konfederasyon Ku-
pası birinci turunun ilk maçı
için Galatasaray erkek takımı
Selanik de Aris takımı ile oy-
nayacak.
Galatasaray - Hapoel
Konfederasyon Kupası'nda
Ulkemizi temsü eden Galatasa-
ray bayan takımı, Israil'in
temsücisi Hapoel ile Burhan
Felek Spor Salonu'nda karsı-
laşacak. Maçın başlama saati
14.00.
Orestiade • Arçelik
Konfederasyon Kupası'nda-
ki bir diğer temsilcimiz olan
Arçelik erkek takımı, birinci
tunın ilk maçını Yunanistan'-
da Orestiade ile oynuyor
, Schevering-Z.Bankası
• Kupa Galipleri Kupası'nda
Ziraat Bankası da Almanya-
da V.Schevering takımı ile kar-
1
şı karşıya gelecek.
Eczacıbaşı galip
Bu arada bayanlar Kupa
Galipleri Kupası'nda Eczacı-
başı Arnavutluk'un Skendery
takımını 3-1 yenerek rövanş
için avantaj sağladı.
dırdığı sayılar vardı. Fenerbah-
çe'de Levent içeri drive edip sa-
yılar buldu. 28. dakikada skor
59-50 Fenerbahçe lehine olduk-
tan sonra Can Small'a faul yap-
tı. Faule itiraz eden Fenerbahçe
kenar yönetimi bir de teknik fa-
ul yedi. Bunun üzerine tribün-
lerden sahaya bozuk para yağdı
ve bunlardan biri Can'a isabet
ederek bu oyuncunun kaşının
açılmasma sebep oldu. 29. da-
kikada Beşiktaş faulleri değer-
lendirince skor 59-56 Fenerbah-
çe lehine oldu. Ne var ki, farkı
kapatan Beşiktaş'ın ne maçı ka-
zanacak gücü, ne de isteği var-
dı. Ayrıca Beşiktaş'ın maçın ka-
derini değiştirebilecek nitelikteki
adamı Erman da top almayıp
maçı bırakınca Fenerbahçe oyu-
na tekrar hakim oldu. Beşiktaş
hücumda da hiç mucadee etme-
di. Zaten bunu da maç boyun-
ca toplam 3 hücum ribaundu
alarak gösterdi. Sarı-Lacivertli
ekip seyircinin desteği ile farkı
açtı ve Hüsnü'nün üçlükleri ve
Larry'nin canla başla mücadele
edip kazandırdığı sayılar yanın-
da hücumdaki ribauntlan ile de
maçı 82-73 kazandı.
Zevksiz geçen karşılaşmanın
en ilginç tarafı ise Beşiktaş'ın
toplam 19 ribaunt almasına kar-
şın Fenerbahçe'de sadee Larry
tek başına 21 ribaunt aldı. Fe-
nerbahçe'yi Levent, Hiisnü ve
Richard üçlüsünün sırtladığı da
bu üç oyuncunun dün takımın
ürettiği 82 sayıdan, 71'ini üret-
mesi ile bir kez daha ortaya
çıktı.
BELEDİYE BAŞKANLIĞI TURNUVASI
Arçelik: 3 - Yeşüyurt: t~ —••
I SALON: Bayrampaşa
; HAKEMLER: Hayrettin Durak (7), Hikmet Ay (7)
; ARÇELİK: flkay (6), Nur (6), Filiz (7), Ceylan (6), Didem (7),
• Elif (7), Yeşim (6), Aynur (5).
• YEŞILYURT. Yasemin (7), Carolina (7), R Filiz (7), K. Filiz (6),
'. Dilek (5), Meltem (6), K. Yasemin (5), Sibet (6)
; SETLER: 15-7, 13-15, 15-12, 15-12
'ALEVANAKÖK
tstanbul Büyükşehir Beledi-
ye Başkanlığı tarafından dü-
zenlenen voleybol turnuvasının
ilk gününde G.Sigorta THY'yi
3-0, Altınyurt Beşiktaş'ı 3-2,
ENKA da ttfaiye'yi 3-1 yendi.
Rotariu ev buldu (,alatasaray'ın Rumen fut-
bolcusu Rotariu uzun süre-
. den bu yana devam eden ev sıkıntısı dün Mustafa Denizli'nin
! yardımı ile çözümlendi. Rotariu'nun karısı ve çocuğunu yanı-
; na alarak Ataköy 9. kısımda ornek bir ev gösleren teknik di-
; rektör Mustafa Denizli "Rotariu'ya bu konuda yardımcı
1
olmalıydık' dedi. Rotariu ise yeni evini gezmeden önce ilk ola-
• rak banyoya girerek suların akıp akmadığını kontrol etti. Ro-
' tariu ailesi yeni evlerinin çok konforlu olduğunu soylediler. (Fo-
; tograf: Mustafa Ersoy)
Bağdat Önlerinde Türk Piyadeleri...
(Baftarafı l. Sayfada)
başlayacak yoğun yağış, çölde birliklerin ha-
reketini olağanüstü güçleştirecektir.
Newsweek dergisinde yer alan bir habe-
re göre CIA Başkanı VVebster, Körfez'de as-
keri çözümden başka bir seçeneğin kalma-
dığını söylüyor. Kimi gözlemciler de Fransa
Cumhurbaşkanı Mitterrand'ın savaşın çok
yakın olduğuna dikkat çektiğini belirtiyorlar.
Bağdat'tan bugünlerde yapıtan resmi açık-
lamalarda "Savaşı her an bekliyoruz" cüm-
lesı sürekli yer alıyor.
ABD Başkanı Bush'la Dışişleri Bakanı Ba-
ker'ın sort demeçleri, savaşın çok yakın ol-
duğunu savunan gözlemcileri haklı çıkarta-
cak kadar sert bir üslup taşıyor.
Durum gerçekten böyle mi? Savaşın eli
kulağında mı?
Bu görüşte olanlar da var.
Ama kimine göre de barışçı çözüm olanağı
henüz tükenmiş değil; Bush yönetiminin
başlattığı tırmanış, sıcak savaştan çok psi-
kolojik savaşa dönüktür.
Ayrıca, cumhuriyetçi yönetimin bütçe ko-
nusunda uğradığı büyük yenilgiden sonra,
bu kez de Cumhuriyetçi Parti adaylarının 6
kasımdaki Kongre seçimlerinde gerilemesi-
ni önlemek için, Başkan Bush'un işleri sert-
leştirdiği de düşünülebilir. Yani değişen ha-
vanın, daha çok iç politıka tüketimıyle ılgilı
olduğu da akla gelebiliyor.
New York Times ise son başyazısında,
Başkan Bush'un bir yandan Irak'a karşı sert
çıkarken, öte yandan Kongre'ye "Meraket-
meyin!" mesajları gönderdiğini, böylece
inandırıcılığının azaldığını belirtmektedir.
Sovyetler Birliği Başkanı Gorbaçov'a ge-
lince, o da geçen pazartesi günü Paris'te
yaptığı açıklamada, Körfez'de askeri çözü-
mün kendileri açısından kabul edilemez ol-
duğunu bildirdi. Ama Başkan Bush, Mosko-
va ve VVashington'un Körfez'de çözüme iliş-
kin farklı düşünmediklerini hemen açıkla-
makta gecikmedı.
Bu arada, Amerikan basınında Türkiye'yi
de içeren savaş senaryoları yeniden uç ver-
meye başladı. Cumhuriyetçi yönetime yakın-
lığıyla bilinen ve Körfez'de askeri çözümden
yana bir şahin olan VVilliam Safire, New York
Times'daki köşesinde dün şu satırlara yer
verdi:
"Türkiye'nin eski modele dayanan dünya-
daki yeri çökuyor. Gelecek artık öteki cephe-
de, patlamaya hazır Irak ve Ortadoğu cep-
hesinde. Dünya, Türklere orada ihtiyaç du-
yacak. Askeri olasılıkları bu yeni ışık altında
bir düşünün: Türkiye'nin havaalanlarını kul-
lanarak taktik destek sağlayan müttefik uçak-
lan ve Bağdat'a ilerleyen Türk piyadesi kar-
şısında, ordusunun en modern bölümü Ku-
veyt'te sıkışmış kalmış olan Irak fazla büyük
bir rakip olmaz, 2 ağustosta başlamış olan
savaş sona erdiğinde, saldırganı cezalandır-
mak için sınırlar yeniden çizilecektir. Petrol
yataklan, bağımsız Kürdistan, bize destek çı-
kan Türkiye, özgür Irak ve özveride bulunan
öteki ulkeler arasında bölüşülmelidir."
işte böyle.
Aklını ekmek peynirle yiyenler yalnız biz-
de yok!
Türkiye'deki kimi savaş yanlısı çevreler
için de heyecan verici bir senaryo değil mi?
Bize kalırsa, Körfez'de barışçı çözüm için
sonuna dek direnilmeli ve ambargodan so-
nuç alma sabrı gösterilmelidir.
Son olarak da şu nokta bir kez daha vur-
gulanmalıdır: Türkiye askeri çözüme bulaş-
maktan özenle geri durmalıdır.
Kanakarya yalanları
(Baftarafı 20. Sayfada)
İlk kez şu satırlarla dünyaya
açıklanan bir başka gerçek ise
şöyle: Aydın Dikmen bu duvar
resimlerinin gerek Avrupa'da
restorasyonu ve gerek Houston-
da orijinal biçimde sergilenme-
si konusunda Menill koleksiyo-
nu için teknik damşmanlık yap-
mak üzere çeşitli kereler Isviçre*-
ye ve en azından bir kez leksas'a
gitmişti. Menill koleksiyonun-
daki bu calışmalann hepsi Rum
yönetiminin "olur"u ve gözeti-
mi ile yapılmaktaydı.
Goldberg ve avukatlanmn ye-
rinde olsaydım, Aydın Dikmen-
in Houston'daki çalışmalara da-
mşmanlık yapmak üzere kaç kez
ABD'ye giriş yaptığını Ameri-
kan Muhaceret Burosu'nun bil-
gisayarlarından araştınr ve bel-
gelerini Sayın Yargıç Noland'a
sunardım. Böylece, Levantis'in
yanı sıra Menill koleksiyonunun
o zamanki sorumlusu Walter
Hopps'un Indianapolis mahke-
mesindeki yalancı tanıkhğı da
ortaya çıkardı.
Dolayısıyla Goldberg'in avu-
katlanmn, gerçekleri herkester
çok iyi bilen Petsopoulos'un ifa-
desinin engellenmesindeki nede-
ni fark etmeleri gerekirdi. Pet-
sopoulos'un ifadesi ahnabilsey-
di, kendisinin bana açıkladığmı
mahkemede de yemin altında
tekrarlamak zorunda olacak ve
Rumlann oynadığı "masum"
rolünün inandıncüığı gölgelene-
VEIİEFENDt HİPODROİVnj'NDAN FIKRETDACUOCLLI
Baby Villa iyi hazırlandı
KEMAL AKYER
J
ve Yağızcan ikincilik mucadelesi
yapacaklar. Yarışın sürpriz at-
larına gelince Kayra ve Şanlı
1. AYAK: Hafta içinde pist
çalışmalarında çok iyi görünen 2'ye şans tanıyorum.
Menekşe ağır kilosuna rağmen 4. AYAK: Serhad form duru-
başarılı koşacak. Yine hazırlık mu itibarıyla yarışın birinci de-
olarak yeterli gorünen Red recedeki ismi. Yine formunu be-
Light cuma günü kısa siprintin- ğendiğimiz Tanyıldızı sert raki-
de çok beğenıldi. Menekşe'ye en bi olup Doğangüneş ve Arzu 4
sert rakip olacak. Yarışın surp- sürpriz isimler olurlar.
riz atı yeni yeni duzelmekte ol- 5. AYAK: İdmanlarında her
duğunu gördüğümüz Askontes geçen gün daha iyiye giden Lady
olur. Sera yarış içerisinde iyi yöneti-
2. AYAK: Gültorun'dan bu lırse kazanabilir. Kaliteli Pika-
yarışta biçincilik bekliyorum. ro'nun da formda olduğunu be-
Yine formunun zir\esindeki lırtmekte yarar görüyorum. İş-
Nirvana'nındai>ibirsonuçala- leri eksik olmasına karşın Le-
cağını tahmin ediyorum. Varol vendşah kalitesiyle sonuç alabi-
. 1 yarışın sürpriz ismi olur kanı- lir. Karlı ve Prograsive bahiste
sındayım. tavsıye edeceğimiz atlanmız ola-
3. AYAK: Kayıtlı bulunan ra- caklardır.
kiplerinden kalite ve klas olarak 6. AYAK: Baby Villa bu ya-
!çok ustun olan Erturan bu ya- rışa çok iyi hazırlandı. Biz ka-
.rışa çok iyi hazırlandı. Pist ça- zanacağını tahmin ediyoruz.
lışmaları olumlu olan Nüktehan Formlarını beğendiğimiz Avare
Blac Jack ve Gold Son sert ra-
kipleri olacaklardır. Yarışın
sürpriz ismi Big Boy olur.
'DEN
OTORÎTELERÎN GÖRÜ^LERİ
Hilmi Türkay
Kemal Akyer
Orhan özsu
Burhan Dalgıç
3-1-4-2
1-3-4
3-1-4
8-4 4-1-2
8-1-7-S-41
4
7-8-6-1-4
7-8-1-5-4 4-1-2-10
3-1-2
3-2
6-10
6-4
10-1-8-7-6
3-8
3-4
1. KOŞU: F: 4 Sefire, PP: 2
Fiorella, P: 6 Yaşam.
2.KOŞU: F: 1 Menekşe, PP:
3 Red Light, P: 4 Askontes, S:
6 Almilo.
3.KOŞU: F: 8 Gültorun, PP:
1 Nirvana, P: 7 Aldirek. S: 6
Varol 1.
4.KOŞU: F: 4 Erturan, PP:
12 Nüktedan, P: 10 Yağızcan,
S: 9 Şanlı 2.
5.KOŞU: F: 3 Serhad, PP:2
Tanyıldızı, P: 1 Doğangüneş, S:
4 Arzu 4.
6.KOŞU: F: 6 Lady Sera, PP:
4 Pikaro, P: 1 Levendşah, P: 10
Karlı, S: 7 Prograsive.
7.KOŞU: F: 3 Baby Villa,
PP: 1 Avare, P: 5 Black Jak, S:
8 Gold Son.
m G4 GŞ
cektL
Goldberg'in, Dr. Karayeorgis
ve Petsopoulos'un yanı sıra
mahkemeye getiremediği iki
önemli tanık daha vardı. Biri
Aydln Dikmen, ötekisi de bu sa-
tış. işlemlerinde aracı ve ortağı,
daha önce sahtecilikten Fransa-
da mahkûm olmuş Michael Van
Rijn'di. Dolayısıyla mahkemede
dinlenenler ikinci ve üçüncü de-
recede ve duygu yaratmaya yö-
nelik tanıklardı. Olayın en
önemli dört tanığmı Rumlar
mahkemeden "uzak" tutmayı
hedefleyen "masum" rolünü
gerçekten başarmışlardı.
1984.. Kasım ayında Londra
L
da Sotheby's de bir Kıbrıs iko-
nası satıldı. Bunu Atina'daki
Benaki Müzesi'ne kazandırmak
için Yunanistan Kültür Bakanı
Meh'na Merkuri destek vermiş-
ti. Rum yönetimi, Merkuri için
bu alıma göz yummuştu. Satan,
yine Aydın Dikmen'di. Büyük
olasılıkla Levantis ya da Rum
yetkililer ve Dikmen yine bura-
da karşılaşmışlardı. Çünkü bu
ikona sıradan bir satış değildi.
Goldberg'in avukatlanmn ye-
rinde olsaydım (Sotheby's'in)
Londra'daki Kıbns kökenü eser-
lerin satıldığı tüm müzayedele-
rine katılanların listelerini bu
Unlü müzayede evinden tasdikli
olarak ister, mahkemeye sunar-
dım. Neden mi? 1980'den bu ya-
na Kıbrıs kökenli eserlerin satıl-
dığı bu müzayedeleri Aydın Dik-
men, Kıbnslı Rum yetkililer, Bü-
yükelçi Levantis ve Levantis
Vakfı'nın görevlüeri, Yunan hü-
kümetinin yetkilileri izleyip bu
açıkarttırmalara katılmışlardı.
Böyle bir liste Savo Kujundic"in
iddiasımn da geçerliliğini orta-
ya koyardı.
1984.. Leventis'in aracılığı ile
Kanakarya mozaiklerinden iki-
si, aynca iki sahte ile birlikte Ay-
dın Dikmen'den satm alınmıştı.
Karayeorgis bana adını açıkla-
maksızın, "BunJarı bir tngiliz
centilmeni bir torba içinde ada-
ya getirip bize teslim etti" dedi.
Buradaki önemli nokta, bunla-
n Levantis, Dikmen'den satın al-
mışü. ötekisi ise (eğer kaynağım
beni yanıltmıyorsa) bunlan ada-
ya getiren Ingiliz centilmeni,
Petsopoulos'tan başkası değildi.
1985.. Atina'da Kıbrıs'la ilgi-
li olarak açılan bir sergi sırasın-
da yaptığı konuşması, daha son-
ra Minnesota Üniversitesi'nce
bir makale olarak yayımlanan
Michael Jansen, KKTC'deki
kültürel, dinsel yağma ve tahri-
batı ayrıntıları ile anlatmıştı.
Son zamanlarda Kıbns kökenli
sanatsal ve dinsel eserlerin Ber-
Hn, Bonn, Zürih, Basel, Paris,
Lyon, Londra, Washington,
New York, Houston, Dallas, Los
Angeles ve Şikago'da satıldığını,
bunların bir bölümünün Kıbrıs
yönetimince ve bazılarının da
Levantis Vakfı'nca satın alınıp
Kıbrıs'a geri gebnesinin sağlan-
chfmı yazmıştı. - -
Goldberg'in avukatlanmn ye-
rinde olsam, Rum yönetiminden
ya da Levantis Vakfı'nın muha-
sebe kayıtlaruıdan bu eserlerin
faturalannı isterdim.
1988 sonbahan.. Bazı Ameri-
kalı antika tüccarları, Paul
Getty Müzesi'nin sorumlusu Ba-
yan Thıe'nun Dr. Karayeorgis'e
mozaiklerin kendilerine 20 mil-
yon dolara (yaklaşık 56 milyar
lira) satılmak istendiğini bildir-
mesinden bir süre önce bunların
piyasaya çıktığnıı, Onassis Vak-
fı'nın New York'taki temsilcisi
Vrosoyanis'e duyurdular. Kay-
nağım ise bu duyuruyu yapan
kişidir.
Ankara, Izmir, Konya ve
Belgrad'da yakalanan Kıbns kö-
kenli eski eserler ile ilgili olarak
Türk basınında çıkan haberler-
de aydın Dikmen'in rolü açıkça
yayımlanmış ve bunlar Rum ba-
sın bürosunca Yunanca ve Ingi-
lizceye çevrilmişti.
Indianapolis mahkemesinin
anlayamayacağı bir başka ger-
çek ise, kuçük Kıbns adasını iki-
ye bölen Yeşil Hat'ta karşın yi-
ne de Kuzey'de öksürsen Gü-
ney'de on dakika sonra ya da
tam tersine, Güney'de hapşırsan
Kuzey'de 10 dakika sonra "çok
yaşa" denecek kadar haber ile-
tişiminin var olduğudur. Dola-
yısıyla Aydın Dikmen'in varlı-
ğından Rum yönetiminin,
1979'dan sonra hiç haberdar ol-
mayıp, 1988'de öğrendiğini iddia
etmesi gülünçtür.
Orta Anadolu'nun tarihini de
yağmalayan Aydın Dikmen'i
Türkiye Cutnhuriyeti yetkilile-
rinden daha çok, Kıbns'ı soyup
soğana çevirmesinden dolayı
Rum yönetiminin en azından 10
yıldır daha iyi tanıdığına inanı-
yorum.
Indianapolis eyalet mahkeme-
sinin kıdemli yargıcı James No-
land'ın pazartesi günü gerek bu
konuda ve gerek temyiz karan
çerçevesinde mozayiklerin Rum
kilisesine devri konusunu görüş-
mek üzere taraflan mahkemede
buluşmaya çağırdığı bildiriliyor.
llökişiölüm
(Baftarafı 1. Sayfada)
Adana Güney Üleri Biiromu-
zun bildirdiğine göre Diyarba-
kır 1 Nolu E Tipi Cezaevi'nde,
cezaevi uygulamalarım ve sevk-
leri protesto amacıyla 116 tu-
tuklu ve hükümlünün üç gün
önce ölüm orucuna dönüştur-
düğü eylem 25. gününe girdi.
Açlık grevindeki 216 kişinin
sağhk durumuyla ilgili bilgi edi-
nilemedi.
Merkez Kapalı Cezaevi'nde
20'şer kişilik gruplar halinde
dönüşümlü sürdürülen açlık
grevi 21. gününde. Aynı cezae-
vindeki dört kadın hükümlünün
eylemi ise 5. gününe girdi.
Nusaybin'deki 65 tutuklu ve
hükümlü yakımnın "cezaevle-
rindekikre destek" amacıyla
başlattıkları açlık grevi 15. gü-
nüne girdi.
Diyarbakır SP Örgütünde tu-
tuklu ve hükümlü yakımnın aç-
lık grevi 22. gününü tamamla-
dı. Tutuklu ve hükümlü yakın-
lan, cezaevindeki açhk grevinin
ölüm orucuna dönüştürülme-
sinden kaygı duyduklarını,
ölüm orucunun kaçırılmaz ol-
duğunu vurguladılar.
Nusaybin SP örgütünde ge-
çen gün güvenlik güçlerince dü-
zenlenen baskmda gözaltına alı-
nan 6 kişi dün mahkemeye çı-
karıldı. Sanıklar, "bölücü içe-
rikte slogan atükian" savıyla
tutuklandılar. SP Başkanlık Ku-
rulu üyesi Yusuf Çaçım, tutuk-
Iamalann haksız olduğunu öne
sürerek "Güvenlik güçleri bina-
ya zor kullanarak girmişlerdir.
Bu yiızden savcılığa dilekçeyle
başvurduk. Dilekçemizde, gü-
venlik güçlerinin açlık grevinde-
Idlerie üç parti yöneticisiai tar-
takladıklarını büdirdik. Tartak-
lamayla ilgili doktor raporumuz
da var" dedi.
Dün aynca bir de basın top-
lantısı düzenleyen Çaçım, Di-
yarbakır 1 Nolu E Tipi Cezae-
vi'ndeki 77 tutuklu ve hüküm-
lünün başka merkezlere sevki-
nin gündemde olduğunu öne
sürdü.
Cizre SP ilçe örgütünde 250
tutuklu ve hükümlünün açlık
grevi 15. gününe girdi. Emine
Adıbelli adlı kadın, sağlık duru-
munun bozulması üzerine eyle-
mini doktor kontrolünde sürdü-
rüyor.
Van'da SP il binasında top-
lanan 20 tutuklu ve hükümlü
yakını dünden itibaren cezaev-
lerindeki eylemlere destek ver-
mek amacıyla açlık grevine baş-
ladı.
Bu arada Diyarbakır Baro-
su'na bağlı 30 avukatın cezaev-
lerindeki uygulamalan ve bölge-
deki insan haklanmn askıya
alınmasını protesto amacıyla
önceki gün başlattığı iki gün sü-
reli "siyasi davalara girmeme"
eylemi dün akşam sona erdi.
Avukatlann toplantı yaparak
yeni eylem biçimi belirleyecek-
leri bildirildi.
Gaziantep Özel Tip
Cezaevi'nde 167 tutuklu ve hü-
kümlü tarafından başlatılan aç-
lık grevi 6. gününe girdi. Eyle-
me dün iki hükümlünün daha
katılmasıyla sayımn 169'a yük-
seldiği belirtildi.
Bu arada çeşitli merkezlerde
süren açlık grevleri de devam
ediyor. Çanakkale, Bartın, Na-
zilh", Aydın, Amasya cezaevle-
rinde tutuklu ve hükümlülerin
başlattıklan açlık grevleri sürer-
ken, İstanbul'da Bayrampaşa
Cezaevi'ndeki açhk grevinin
dün sona erdiği bildirilmişti.
Ancak edinilen bilgiye göre ey-
lemin pazar günü sona ereceği
öğrenildi. Kayseri'de de 5'i üni-
versite öğrencisi, biri işçi 6 kişi-
nin başlattığı açlık grevi 5. gü-
nünü doldurdu.
Laiklik
(Baftarafı 1. Sayfada)
İnonü'nun kızı Özden Toker'ın
de katıldığı yurüyüşe, çağrılı ol-
malanna karşın Başbakan Yıldı-
nm Akbulut'un eşi Semra Ak-
bulul ile parlamenter eşleri
gelmedi.
Daha sonra anıt özel defterin-
de, birisi kadın dernekleri, diğeri
de Türk gençleri adına iki sayfa
açıldı. Anıt özel defterini Türk
gençleri adma imzalayan Rey-
han Verimli, "Vicdanı hür, Uml
irfanı hür gençler olarak cum-
huriyetin ilke ve inkılaplannı,
emanet ettiğiniz laik Türk ka-
dınlarından alarak sonsuza ka-
dar korumaya kararlı olduğu-
muza soz veriyoruz" diye yazdı.
TÜRKİYE
YÖNETİMİNDE
KARMAŞA
Prof. Dr. Lütfü Duran
5000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Turkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-fslanbul
Ödemeli gonderilmez.
\AŞANANLARDAN
İZLER-
ÎZLENİMLER
Kâzım Yenice
10.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Turkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
Ödemeli gonderilmez.
GOZLEM
UĞURMUMCU
(Baftarafı 1. Sayfada)
Türkiye Gazeteciler Sendikaa'nca 14 Nisan 1987 günü
İstanbul'da düzenlenen bir toplantıda konuyu Ord. Prof. Dr.
Sulhi Dönmezer ile tartışmış, uyuşturucu madde kaçakçı-
ları ile silahlı eylemcilere tanınan bu ayrıcalığın nedenleri-
ni sormuştuk. (TGS-Türk Ceza Kanunu öntasarısı ve basın
panel-14 Nisan 1987)
Prof. Dr. Çetin Özek, Prof. Dr. Erol Cihan ve benim de
konuşmact olarak katıldığım bu açıkoturumda Dönmezer,
şunları söylemişti:
— Bakın; Türkiye'de kaçakçı dediğim hikâye kaç şekildir.
Ben, tasannın komisyon başkanı olarak 10 bin mektup al-
dım. Türkiye'nin muhtelif yerlerinden 10 bin mektup. Bu 10
bin mektubun büyük bir kısmı uyuşturucu madde kullanan-
lara mütedairdir. Şimdi ne oluyor? Bakınız anlatayım size.
Türkiyefden Avrupa'ya giden bir işçi çocuk 22 yaşmda, bu-
nun eline yarım kilo, bir kilo uyuşturucu madde tutuşturu-
yorlar. Onun eline tutuşturan mafya başlannın hiçbiri yaka-
lanmıyor. Eline bu madde tutuşturulan çocuk buradan Yu-
goslavya'ya gidiyor. Yugoslavya da bu maddeyi ithal eden
kişidir. Yugoslavya bu adama 3 sene ceza veriyor ithalden
dolayı. Bizim kanunumuz idama kadar gidiyor. Neden: Yu-
goslavya'ya ihracat yaptı diye. Kendisine ihracat yapılan
memleketin verdiği ceza 3 sene, buradan ihraç etti diye ada-
ma verdiğimiz cezanın niteliğine bakın. Gidiyor, Yugoslav-
ya'da yatıyor. Sonra Türkiye'ye geliyor. Non bis in idem kai-
desi uygulanmadığı için Türkiye'de ihracattan dolayı yeniden
takibi yapıiıyor. Bu iki suçtan dolayı cezalar birleştiriliyor, 30
sene oluyor. (..) Ben ihraçta kimi koruyorum? Batı ülkesini
koruyorum. Batı ülkesi o kadar ceza vermiyor. Benim verdi-
ğim cezanın beşte birini veriyor. Ben kraldan fazla kral ta-
raftan mıyım? Onun için cezasını indirdik.
Önceki gün Bakanlar Kurulu'nda görüşülen maddeler bu
öntasandan cımbızla çekilip alınmış maddeterdir.
Bu maddeler uvuşturucu madde kaçakçılanna özel af
sağlıyor.
Uyuşturucu madde ve silah kaçakçılığı terör ile bağlan-
tılı, örgütlü suçlardır. Bu ilişki yeterınce kanıtlandı. Uyuştu-
•Tııcu madde kaçakçılığından elde edilen para ile silah alı-
nıyor; bu silahlar da terör örgütlerince kullanılıyor
Uyuşturucu madde kaçakçılığından elde edilen paraya
"narko dolar" deniyor.
"Narko riolar^ kara paranın en kirlisini oluştorcıyor.- •
Bu konular, Ord. Prof. Dr. Dönmezer'in algıladığı ve an-
lattığı kadar basit değil. Uyuşturucu madde kaçakçılığı ço-
kuluslu ve çok karmaşık yapıdaki örgütler eliyle yapıiıyor.
Son yıllarda Türkiye bu "kara para cenneti" oldu. Eko-
nomik suça ekonomik ceza getiriyoruz" denilerek altın, güm-
rük ve döviz kaçakçdarına özel aflar getirildi; "hayali ihracat'
için var olan hapis yasakları kaldırıldı; bunlarla da yetinil-
medi; Pasaport Yasası'nda değişiklik yapılarak silah kaçak-
çılanna birer de pasaport verildi!
Uyuşturucu madde kaçakçılığı ile ilgili ceza yaptırımları-
nı indiren son tasarı, uyuşturucu madde kaçakçılanna af
sağlıyor.
Bu son tasarı hangi olaydan ve hangı gereksinmeden
doğmuştur? Bu yasa maddeleri, kimler tarafından öntasa-
ndan cımbızla çıkanlıp Bakanlar Kurulu'na sunulmuştur?
Yurtdtşında kimler uyuşturucu madde kaçakçtlığından tu-
tukludur? Kimler, yurtdışındaki cezalarını çektikten sonra
Türkiye'de yargılanmaktadır?
Bu "özel aftan yararlanacaklar kimlerdir?
Bazı uyuşturucu madde kaçakçılarının Türkiye'de ünlü
holdinglere paraiar gönderdikleri biliniyor. Bu bilgiler, İsviçre
banka hesaplarına dayanılarak doğrulanıyor.
Uyuşturucu madde kaçakçıları bu kadar güçlüdür.
12 Eylül mahkemelerinin türlü cezalara çarptırdıkları in-
sanlar cezaevlerindeyken... 12 Eylül generallerinin "paşa
tasarruflan" ile görevlerinden alınanlar ile ilgili yasa çıka-
rılmazken...141-142 ve 163. maddeleri kaldırmak için hiçbir
işlem yapılmazken... Nedir? Nedir bu uyuşturucu madde
kaçakçılanna sağlanan ayrıcalık?
Ve nedir bu acelenin nedeni?
• «
\argıda OzaFın gölgesi
(Baftarafı 1. Sayfada)
den oluşan Anayasa Mahkeme-
si'nin 8 üyesini, doğrudan ken-
disi seçmiş olacak. Cumhurbaş-
kanı Özal, Cumhurbaşkanı ol-
duğu tarihten bu yana, Danıştay
kontenjanından Yavuz Naza-
roğlu ile Güven Dinçer'i asıl
üyeliğe, Lemi Özatakan ile Sa-
mia Akbulut'u da yedek üyeli-
ğe seçti. Samia Akbulut'u, 9 ay
görev yaptıktan sonra yaş had-
dinden emekli olan Özatakan-
ın yerine seçmesi nedeniyle, ye-
dek üyeliğe bugüne kadar tek
bir üye seçimi yapabilen Cum-
hurbaşkam Özal, asıl üyeliğe
üçüncü seçimini ise 4 Mayıs
1991'de emekli olacak olan Ana-
yasa Mahkemesi Başkanı Nec-
det Dancıoğlu'nun yerine, Aske-
ri Yargıtay'dan gösterilecek üç
aday arasından yapacak. Cum-
hurbaşkanı ÖzaL 1992'de ise
Anayasa Mahkemesi'ne iki asıl
üye atayacak. Bunlardan ilkini,
15 Haziran 1992'de emekli ola-
cak olan Erol Cansel'in yerine
üniversitelerden seçeceği bir öğ-
retim üyesini atayarak gerçekleş-
tirecek olan Cumhurbaşkanı
Özal, ikinci olarak da daha ön-
ce kendisinin seçtiği Nazaroğlu-
nun emekli olması üzerine, bu
kez Danıştay'dan seçim yapa-
cak. Böylece, Özal'ın sectjği üye-
lerin sayısı 5'e yükselecek.
1993'te ise Özal tarafından se-
çilen üyelerin sayısı 8'e yüksele-
cek. Bu tarihte, eski Cumhur-
başkanı Kenan Evren'in seçtiği
asıl üyelerden emekli olacak
Servet Tüzun ve Mustafa Şahin
ile yine emekli olacak yedek üye
Ogıız Akdoganll'nın yerlerine de
Cumhurbaşkanı özal tarafın-
dan seçim yapılacak. 1993 so-
nunda, Cumhurbaşkam özal-
ın seçtiği 6 asıl üye, 11 kişilik
Anayasa Mahkemesi heyetinde
çoğunluğu oluşturmuş olacak.
Yine, yedek üyeler de dahil edil-
diğinde, Cumhurbaşkanı özal'-
ın seçtiği 8 asıl ve yedek üye, 15
kişilik Anayasa Mahkemesi asıl
ve yedek üyelerinden oluşan tüm
üye sayısı içinde de çoğunluğu
oluşturacak.
Dancıoğlu'nun da önümüz-
deki yıl emekü olmasıyla birlik-
te, Anayasa Mahkemesi'ne 12
Eylül askeri müdahalesi önce-
sinde seçilmiş üye sayısı ikiye
duşecek. Anayasa Mahkeme-
si'nde bu donemden üye olarak
Başkanvekili Yekta Gttngör öz-
den ile Uyuşmazlık Mahkemesi
Başkanı Yılmaz Aliefendiogln
kalmış olacak. Diğer 13 üye ise
Evren ve Özal'ın seçtiği üyeler-
den oluşacak.
EVET/HAYm
OKTA\ AKBAL
(Baftarafı 2. Sayfada)
lıKİı yazımda, ünlü Azeri şairi
Vahapzade'nin "Ben Sûnni-
yim, Azerbaycan'ın önemli bir
bölümü de Şii değildir" sözle-
rinde eksik bir parça var, o da
Vahapzade'nin "Hem herkes
Şii olsa ne çıkar?" cümlesidir.
Bu eksiklik birtakım yanlış an-
lamalara neden olmuş. Yazıla-
rımı izleyenler bilir benim in-
sanları dinlerine, mezheplerine
göredeğertendirmediğimi. Bu
yanlışlık için okurianmdan özür
dilerim. O.A.