08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 KASIM 1990 CUMHURİYET/19 O'CONNOR'UN KONSERİ — Ünlii İrlandalı şarkıcı Sinead O'Connor, Olympia'daki başansından dört ay sonra yine Paris'te bir konser verdi. Sanatçının konseri bu defa Zenith salonunda gerçekleştirildi. (Fotoğraf: AFP) 5 bin öğrenciye bnrs ANKARA (UBA) — Kamu- oyunda Fak-Fuk-Fon olarak bi- linen Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, 5 bin üniver- siteli öğrenciye burs verecek. Burs için başlayant>aşvurular 16 kasım tarihinde sona erecek. Devlet Bakanı Cemil Çiçek, burslann öksüz, yetim, kimsesiz ya da ailesi sımrb gelire sahip öğrencileri hedef aldığına dikkat çekerek, "Burs miktannın 1990 öğretim yıhnda 100 bin lira ol- duğu bu sene de kredi yurtlar kanunun verdiği kredilere para- lel olarak arttınlacağını" söyle- di. Burslar için başvuru belge- lerinin yüksek öğretim kurum- lannın bulunduğu U ve ilçe va- kıf merkezlerine gönderildiğini belirtti. Güneş enerjili araba Japonyah araba yedek parça üreticisi Aishin Seiki, AISOL adı verilen yeni bir araç üret- ti. AISOL, güneş enerjisi ile çalışıyor. Bu ay Avustralya'da yapılması planlanan ve güneş enerjisi ile çalışan otomobüie- rin katılacağı yarışta tanıtılacak olan AISOL, 6 melre bo- yunda. (jreticiler. AISOL'un motorunun diger modellere göre daha verimli olduğunu ve bataryalarının daha hızlı doldu- rulabildiğini belirtiyorlar. (Fotoğraf: Reuter) Oğretmenlik sınavmı kazananlar ANKARA (UBA) — Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğ- retmen ihtiyacının karşılanması için açılan ""öğretmenlik sınavı" nı kazananlarm görev yerleri hafta sonu belli olacak. Milli Eğitim Bakarhğı üst düzey yet- kilisi, öğretmenlik sınavı için başvuran 38 bin adaydan 11 bin 500 kişinin başanlı sayıldığını hatırlatarak, "Yeni öğretmenle- rimizin görev yerleri hafta sonu belli olacak. Atamadan sonraki 15 gün içinde yeni görev yerle- rinde işe başlayacaklar" dedi. Bakanlık yetkilisi, diğer öğret- men tayinlerinin de tamamlan- dığına dikkat çekerek 11 bin 500 kişinin geri kalmış bölgelerdeki illere atanacağını söyledi. Simpson'a dikkat Torontolu bir kadın, gazetesini okumaya dalmtş yürürken Bart Simpson'dan gelen tehlikeden habersiz gözüküyor. Bart Simpson, unlü bir çizgi karakter. Toronto'da öğrenciler bugünlerde inşaat alanlannı çevreleyen tahta perdeleri, Bart Simpson'un sağa sola taş fırlatan çizgileriyle donatıyorlar. (Fotoğraf: Reuter) HABERLERIN DEVAMI EBahçe doludizgin (Baştarafı Sporda) sayılarla farkı 10'a çıkardı. Be- şiktaş'ta ise Borak'ın orta mesa- fe şutları ile K.Erman'ın high post'a çıkarak takımına kazan- 6 takımımız (Baftarafı Sporda) , Aris - Galatasaray ; Avrupa Konfederasyon Ku- pası birinci turunun ilk maçı için Galatasaray erkek takımı Selanik de Aris takımı ile oy- nayacak. Galatasaray - Hapoel Konfederasyon Kupası'nda Ulkemizi temsü eden Galatasa- ray bayan takımı, Israil'in temsücisi Hapoel ile Burhan Felek Spor Salonu'nda karsı- laşacak. Maçın başlama saati 14.00. Orestiade • Arçelik Konfederasyon Kupası'nda- ki bir diğer temsilcimiz olan Arçelik erkek takımı, birinci tunın ilk maçını Yunanistan'- da Orestiade ile oynuyor , Schevering-Z.Bankası • Kupa Galipleri Kupası'nda Ziraat Bankası da Almanya- da V.Schevering takımı ile kar- 1 şı karşıya gelecek. Eczacıbaşı galip Bu arada bayanlar Kupa Galipleri Kupası'nda Eczacı- başı Arnavutluk'un Skendery takımını 3-1 yenerek rövanş için avantaj sağladı. dırdığı sayılar vardı. Fenerbah- çe'de Levent içeri drive edip sa- yılar buldu. 28. dakikada skor 59-50 Fenerbahçe lehine olduk- tan sonra Can Small'a faul yap- tı. Faule itiraz eden Fenerbahçe kenar yönetimi bir de teknik fa- ul yedi. Bunun üzerine tribün- lerden sahaya bozuk para yağdı ve bunlardan biri Can'a isabet ederek bu oyuncunun kaşının açılmasma sebep oldu. 29. da- kikada Beşiktaş faulleri değer- lendirince skor 59-56 Fenerbah- çe lehine oldu. Ne var ki, farkı kapatan Beşiktaş'ın ne maçı ka- zanacak gücü, ne de isteği var- dı. Ayrıca Beşiktaş'ın maçın ka- derini değiştirebilecek nitelikteki adamı Erman da top almayıp maçı bırakınca Fenerbahçe oyu- na tekrar hakim oldu. Beşiktaş hücumda da hiç mucadee etme- di. Zaten bunu da maç boyun- ca toplam 3 hücum ribaundu alarak gösterdi. Sarı-Lacivertli ekip seyircinin desteği ile farkı açtı ve Hüsnü'nün üçlükleri ve Larry'nin canla başla mücadele edip kazandırdığı sayılar yanın- da hücumdaki ribauntlan ile de maçı 82-73 kazandı. Zevksiz geçen karşılaşmanın en ilginç tarafı ise Beşiktaş'ın toplam 19 ribaunt almasına kar- şın Fenerbahçe'de sadee Larry tek başına 21 ribaunt aldı. Fe- nerbahçe'yi Levent, Hiisnü ve Richard üçlüsünün sırtladığı da bu üç oyuncunun dün takımın ürettiği 82 sayıdan, 71'ini üret- mesi ile bir kez daha ortaya çıktı. BELEDİYE BAŞKANLIĞI TURNUVASI Arçelik: 3 - Yeşüyurt: t~ —•• I SALON: Bayrampaşa ; HAKEMLER: Hayrettin Durak (7), Hikmet Ay (7) ; ARÇELİK: flkay (6), Nur (6), Filiz (7), Ceylan (6), Didem (7), • Elif (7), Yeşim (6), Aynur (5). • YEŞILYURT. Yasemin (7), Carolina (7), R Filiz (7), K. Filiz (6), '. Dilek (5), Meltem (6), K. Yasemin (5), Sibet (6) ; SETLER: 15-7, 13-15, 15-12, 15-12 'ALEVANAKÖK tstanbul Büyükşehir Beledi- ye Başkanlığı tarafından dü- zenlenen voleybol turnuvasının ilk gününde G.Sigorta THY'yi 3-0, Altınyurt Beşiktaş'ı 3-2, ENKA da ttfaiye'yi 3-1 yendi. Rotariu ev buldu (,alatasaray'ın Rumen fut- bolcusu Rotariu uzun süre- . den bu yana devam eden ev sıkıntısı dün Mustafa Denizli'nin ! yardımı ile çözümlendi. Rotariu'nun karısı ve çocuğunu yanı- ; na alarak Ataköy 9. kısımda ornek bir ev gösleren teknik di- ; rektör Mustafa Denizli "Rotariu'ya bu konuda yardımcı 1 olmalıydık' dedi. Rotariu ise yeni evini gezmeden önce ilk ola- • rak banyoya girerek suların akıp akmadığını kontrol etti. Ro- ' tariu ailesi yeni evlerinin çok konforlu olduğunu soylediler. (Fo- ; tograf: Mustafa Ersoy) Bağdat Önlerinde Türk Piyadeleri... (Baftarafı l. Sayfada) başlayacak yoğun yağış, çölde birliklerin ha- reketini olağanüstü güçleştirecektir. Newsweek dergisinde yer alan bir habe- re göre CIA Başkanı VVebster, Körfez'de as- keri çözümden başka bir seçeneğin kalma- dığını söylüyor. Kimi gözlemciler de Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand'ın savaşın çok yakın olduğuna dikkat çektiğini belirtiyorlar. Bağdat'tan bugünlerde yapıtan resmi açık- lamalarda "Savaşı her an bekliyoruz" cüm- lesı sürekli yer alıyor. ABD Başkanı Bush'la Dışişleri Bakanı Ba- ker'ın sort demeçleri, savaşın çok yakın ol- duğunu savunan gözlemcileri haklı çıkarta- cak kadar sert bir üslup taşıyor. Durum gerçekten böyle mi? Savaşın eli kulağında mı? Bu görüşte olanlar da var. Ama kimine göre de barışçı çözüm olanağı henüz tükenmiş değil; Bush yönetiminin başlattığı tırmanış, sıcak savaştan çok psi- kolojik savaşa dönüktür. Ayrıca, cumhuriyetçi yönetimin bütçe ko- nusunda uğradığı büyük yenilgiden sonra, bu kez de Cumhuriyetçi Parti adaylarının 6 kasımdaki Kongre seçimlerinde gerilemesi- ni önlemek için, Başkan Bush'un işleri sert- leştirdiği de düşünülebilir. Yani değişen ha- vanın, daha çok iç politıka tüketimıyle ılgilı olduğu da akla gelebiliyor. New York Times ise son başyazısında, Başkan Bush'un bir yandan Irak'a karşı sert çıkarken, öte yandan Kongre'ye "Meraket- meyin!" mesajları gönderdiğini, böylece inandırıcılığının azaldığını belirtmektedir. Sovyetler Birliği Başkanı Gorbaçov'a ge- lince, o da geçen pazartesi günü Paris'te yaptığı açıklamada, Körfez'de askeri çözü- mün kendileri açısından kabul edilemez ol- duğunu bildirdi. Ama Başkan Bush, Mosko- va ve VVashington'un Körfez'de çözüme iliş- kin farklı düşünmediklerini hemen açıkla- makta gecikmedı. Bu arada, Amerikan basınında Türkiye'yi de içeren savaş senaryoları yeniden uç ver- meye başladı. Cumhuriyetçi yönetime yakın- lığıyla bilinen ve Körfez'de askeri çözümden yana bir şahin olan VVilliam Safire, New York Times'daki köşesinde dün şu satırlara yer verdi: "Türkiye'nin eski modele dayanan dünya- daki yeri çökuyor. Gelecek artık öteki cephe- de, patlamaya hazır Irak ve Ortadoğu cep- hesinde. Dünya, Türklere orada ihtiyaç du- yacak. Askeri olasılıkları bu yeni ışık altında bir düşünün: Türkiye'nin havaalanlarını kul- lanarak taktik destek sağlayan müttefik uçak- lan ve Bağdat'a ilerleyen Türk piyadesi kar- şısında, ordusunun en modern bölümü Ku- veyt'te sıkışmış kalmış olan Irak fazla büyük bir rakip olmaz, 2 ağustosta başlamış olan savaş sona erdiğinde, saldırganı cezalandır- mak için sınırlar yeniden çizilecektir. Petrol yataklan, bağımsız Kürdistan, bize destek çı- kan Türkiye, özgür Irak ve özveride bulunan öteki ulkeler arasında bölüşülmelidir." işte böyle. Aklını ekmek peynirle yiyenler yalnız biz- de yok! Türkiye'deki kimi savaş yanlısı çevreler için de heyecan verici bir senaryo değil mi? Bize kalırsa, Körfez'de barışçı çözüm için sonuna dek direnilmeli ve ambargodan so- nuç alma sabrı gösterilmelidir. Son olarak da şu nokta bir kez daha vur- gulanmalıdır: Türkiye askeri çözüme bulaş- maktan özenle geri durmalıdır. Kanakarya yalanları (Baftarafı 20. Sayfada) İlk kez şu satırlarla dünyaya açıklanan bir başka gerçek ise şöyle: Aydın Dikmen bu duvar resimlerinin gerek Avrupa'da restorasyonu ve gerek Houston- da orijinal biçimde sergilenme- si konusunda Menill koleksiyo- nu için teknik damşmanlık yap- mak üzere çeşitli kereler Isviçre*- ye ve en azından bir kez leksas'a gitmişti. Menill koleksiyonun- daki bu calışmalann hepsi Rum yönetiminin "olur"u ve gözeti- mi ile yapılmaktaydı. Goldberg ve avukatlanmn ye- rinde olsaydım, Aydın Dikmen- in Houston'daki çalışmalara da- mşmanlık yapmak üzere kaç kez ABD'ye giriş yaptığını Ameri- kan Muhaceret Burosu'nun bil- gisayarlarından araştınr ve bel- gelerini Sayın Yargıç Noland'a sunardım. Böylece, Levantis'in yanı sıra Menill koleksiyonunun o zamanki sorumlusu Walter Hopps'un Indianapolis mahke- mesindeki yalancı tanıkhğı da ortaya çıkardı. Dolayısıyla Goldberg'in avu- katlanmn, gerçekleri herkester çok iyi bilen Petsopoulos'un ifa- desinin engellenmesindeki nede- ni fark etmeleri gerekirdi. Pet- sopoulos'un ifadesi ahnabilsey- di, kendisinin bana açıkladığmı mahkemede de yemin altında tekrarlamak zorunda olacak ve Rumlann oynadığı "masum" rolünün inandıncüığı gölgelene- VEIİEFENDt HİPODROİVnj'NDAN FIKRETDACUOCLLI Baby Villa iyi hazırlandı KEMAL AKYER J ve Yağızcan ikincilik mucadelesi yapacaklar. Yarışın sürpriz at- larına gelince Kayra ve Şanlı 1. AYAK: Hafta içinde pist çalışmalarında çok iyi görünen 2'ye şans tanıyorum. Menekşe ağır kilosuna rağmen 4. AYAK: Serhad form duru- başarılı koşacak. Yine hazırlık mu itibarıyla yarışın birinci de- olarak yeterli gorünen Red recedeki ismi. Yine formunu be- Light cuma günü kısa siprintin- ğendiğimiz Tanyıldızı sert raki- de çok beğenıldi. Menekşe'ye en bi olup Doğangüneş ve Arzu 4 sert rakip olacak. Yarışın surp- sürpriz isimler olurlar. riz atı yeni yeni duzelmekte ol- 5. AYAK: İdmanlarında her duğunu gördüğümüz Askontes geçen gün daha iyiye giden Lady olur. Sera yarış içerisinde iyi yöneti- 2. AYAK: Gültorun'dan bu lırse kazanabilir. Kaliteli Pika- yarışta biçincilik bekliyorum. ro'nun da formda olduğunu be- Yine formunun zir\esindeki lırtmekte yarar görüyorum. İş- Nirvana'nındai>ibirsonuçala- leri eksik olmasına karşın Le- cağını tahmin ediyorum. Varol vendşah kalitesiyle sonuç alabi- . 1 yarışın sürpriz ismi olur kanı- lir. Karlı ve Prograsive bahiste sındayım. tavsıye edeceğimiz atlanmız ola- 3. AYAK: Kayıtlı bulunan ra- caklardır. kiplerinden kalite ve klas olarak 6. AYAK: Baby Villa bu ya- !çok ustun olan Erturan bu ya- rışa çok iyi hazırlandı. Biz ka- .rışa çok iyi hazırlandı. Pist ça- zanacağını tahmin ediyoruz. lışmaları olumlu olan Nüktehan Formlarını beğendiğimiz Avare Blac Jack ve Gold Son sert ra- kipleri olacaklardır. Yarışın sürpriz ismi Big Boy olur. 'DEN OTORÎTELERÎN GÖRÜ^LERİ Hilmi Türkay Kemal Akyer Orhan özsu Burhan Dalgıç 3-1-4-2 1-3-4 3-1-4 8-4 4-1-2 8-1-7-S-41 4 7-8-6-1-4 7-8-1-5-4 4-1-2-10 3-1-2 3-2 6-10 6-4 10-1-8-7-6 3-8 3-4 1. KOŞU: F: 4 Sefire, PP: 2 Fiorella, P: 6 Yaşam. 2.KOŞU: F: 1 Menekşe, PP: 3 Red Light, P: 4 Askontes, S: 6 Almilo. 3.KOŞU: F: 8 Gültorun, PP: 1 Nirvana, P: 7 Aldirek. S: 6 Varol 1. 4.KOŞU: F: 4 Erturan, PP: 12 Nüktedan, P: 10 Yağızcan, S: 9 Şanlı 2. 5.KOŞU: F: 3 Serhad, PP:2 Tanyıldızı, P: 1 Doğangüneş, S: 4 Arzu 4. 6.KOŞU: F: 6 Lady Sera, PP: 4 Pikaro, P: 1 Levendşah, P: 10 Karlı, S: 7 Prograsive. 7.KOŞU: F: 3 Baby Villa, PP: 1 Avare, P: 5 Black Jak, S: 8 Gold Son. m G4 GŞ cektL Goldberg'in, Dr. Karayeorgis ve Petsopoulos'un yanı sıra mahkemeye getiremediği iki önemli tanık daha vardı. Biri Aydln Dikmen, ötekisi de bu sa- tış. işlemlerinde aracı ve ortağı, daha önce sahtecilikten Fransa- da mahkûm olmuş Michael Van Rijn'di. Dolayısıyla mahkemede dinlenenler ikinci ve üçüncü de- recede ve duygu yaratmaya yö- nelik tanıklardı. Olayın en önemli dört tanığmı Rumlar mahkemeden "uzak" tutmayı hedefleyen "masum" rolünü gerçekten başarmışlardı. 1984.. Kasım ayında Londra L da Sotheby's de bir Kıbrıs iko- nası satıldı. Bunu Atina'daki Benaki Müzesi'ne kazandırmak için Yunanistan Kültür Bakanı Meh'na Merkuri destek vermiş- ti. Rum yönetimi, Merkuri için bu alıma göz yummuştu. Satan, yine Aydın Dikmen'di. Büyük olasılıkla Levantis ya da Rum yetkililer ve Dikmen yine bura- da karşılaşmışlardı. Çünkü bu ikona sıradan bir satış değildi. Goldberg'in avukatlanmn ye- rinde olsaydım (Sotheby's'in) Londra'daki Kıbns kökenü eser- lerin satıldığı tüm müzayedele- rine katılanların listelerini bu Unlü müzayede evinden tasdikli olarak ister, mahkemeye sunar- dım. Neden mi? 1980'den bu ya- na Kıbrıs kökenli eserlerin satıl- dığı bu müzayedeleri Aydın Dik- men, Kıbnslı Rum yetkililer, Bü- yükelçi Levantis ve Levantis Vakfı'nın görevlüeri, Yunan hü- kümetinin yetkilileri izleyip bu açıkarttırmalara katılmışlardı. Böyle bir liste Savo Kujundic"in iddiasımn da geçerliliğini orta- ya koyardı. 1984.. Leventis'in aracılığı ile Kanakarya mozaiklerinden iki- si, aynca iki sahte ile birlikte Ay- dın Dikmen'den satm alınmıştı. Karayeorgis bana adını açıkla- maksızın, "BunJarı bir tngiliz centilmeni bir torba içinde ada- ya getirip bize teslim etti" dedi. Buradaki önemli nokta, bunla- n Levantis, Dikmen'den satın al- mışü. ötekisi ise (eğer kaynağım beni yanıltmıyorsa) bunlan ada- ya getiren Ingiliz centilmeni, Petsopoulos'tan başkası değildi. 1985.. Atina'da Kıbrıs'la ilgi- li olarak açılan bir sergi sırasın- da yaptığı konuşması, daha son- ra Minnesota Üniversitesi'nce bir makale olarak yayımlanan Michael Jansen, KKTC'deki kültürel, dinsel yağma ve tahri- batı ayrıntıları ile anlatmıştı. Son zamanlarda Kıbns kökenli sanatsal ve dinsel eserlerin Ber- Hn, Bonn, Zürih, Basel, Paris, Lyon, Londra, Washington, New York, Houston, Dallas, Los Angeles ve Şikago'da satıldığını, bunların bir bölümünün Kıbrıs yönetimince ve bazılarının da Levantis Vakfı'nca satın alınıp Kıbrıs'a geri gebnesinin sağlan- chfmı yazmıştı. - - Goldberg'in avukatlanmn ye- rinde olsam, Rum yönetiminden ya da Levantis Vakfı'nın muha- sebe kayıtlaruıdan bu eserlerin faturalannı isterdim. 1988 sonbahan.. Bazı Ameri- kalı antika tüccarları, Paul Getty Müzesi'nin sorumlusu Ba- yan Thıe'nun Dr. Karayeorgis'e mozaiklerin kendilerine 20 mil- yon dolara (yaklaşık 56 milyar lira) satılmak istendiğini bildir- mesinden bir süre önce bunların piyasaya çıktığnıı, Onassis Vak- fı'nın New York'taki temsilcisi Vrosoyanis'e duyurdular. Kay- nağım ise bu duyuruyu yapan kişidir. Ankara, Izmir, Konya ve Belgrad'da yakalanan Kıbns kö- kenli eski eserler ile ilgili olarak Türk basınında çıkan haberler- de aydın Dikmen'in rolü açıkça yayımlanmış ve bunlar Rum ba- sın bürosunca Yunanca ve Ingi- lizceye çevrilmişti. Indianapolis mahkemesinin anlayamayacağı bir başka ger- çek ise, kuçük Kıbns adasını iki- ye bölen Yeşil Hat'ta karşın yi- ne de Kuzey'de öksürsen Gü- ney'de on dakika sonra ya da tam tersine, Güney'de hapşırsan Kuzey'de 10 dakika sonra "çok yaşa" denecek kadar haber ile- tişiminin var olduğudur. Dola- yısıyla Aydın Dikmen'in varlı- ğından Rum yönetiminin, 1979'dan sonra hiç haberdar ol- mayıp, 1988'de öğrendiğini iddia etmesi gülünçtür. Orta Anadolu'nun tarihini de yağmalayan Aydın Dikmen'i Türkiye Cutnhuriyeti yetkilile- rinden daha çok, Kıbns'ı soyup soğana çevirmesinden dolayı Rum yönetiminin en azından 10 yıldır daha iyi tanıdığına inanı- yorum. Indianapolis eyalet mahkeme- sinin kıdemli yargıcı James No- land'ın pazartesi günü gerek bu konuda ve gerek temyiz karan çerçevesinde mozayiklerin Rum kilisesine devri konusunu görüş- mek üzere taraflan mahkemede buluşmaya çağırdığı bildiriliyor. llökişiölüm (Baftarafı 1. Sayfada) Adana Güney Üleri Biiromu- zun bildirdiğine göre Diyarba- kır 1 Nolu E Tipi Cezaevi'nde, cezaevi uygulamalarım ve sevk- leri protesto amacıyla 116 tu- tuklu ve hükümlünün üç gün önce ölüm orucuna dönüştur- düğü eylem 25. gününe girdi. Açlık grevindeki 216 kişinin sağhk durumuyla ilgili bilgi edi- nilemedi. Merkez Kapalı Cezaevi'nde 20'şer kişilik gruplar halinde dönüşümlü sürdürülen açlık grevi 21. gününde. Aynı cezae- vindeki dört kadın hükümlünün eylemi ise 5. gününe girdi. Nusaybin'deki 65 tutuklu ve hükümlü yakımnın "cezaevle- rindekikre destek" amacıyla başlattıkları açlık grevi 15. gü- nüne girdi. Diyarbakır SP Örgütünde tu- tuklu ve hükümlü yakımnın aç- lık grevi 22. gününü tamamla- dı. Tutuklu ve hükümlü yakın- lan, cezaevindeki açhk grevinin ölüm orucuna dönüştürülme- sinden kaygı duyduklarını, ölüm orucunun kaçırılmaz ol- duğunu vurguladılar. Nusaybin SP örgütünde ge- çen gün güvenlik güçlerince dü- zenlenen baskmda gözaltına alı- nan 6 kişi dün mahkemeye çı- karıldı. Sanıklar, "bölücü içe- rikte slogan atükian" savıyla tutuklandılar. SP Başkanlık Ku- rulu üyesi Yusuf Çaçım, tutuk- Iamalann haksız olduğunu öne sürerek "Güvenlik güçleri bina- ya zor kullanarak girmişlerdir. Bu yiızden savcılığa dilekçeyle başvurduk. Dilekçemizde, gü- venlik güçlerinin açlık grevinde- Idlerie üç parti yöneticisiai tar- takladıklarını büdirdik. Tartak- lamayla ilgili doktor raporumuz da var" dedi. Dün aynca bir de basın top- lantısı düzenleyen Çaçım, Di- yarbakır 1 Nolu E Tipi Cezae- vi'ndeki 77 tutuklu ve hüküm- lünün başka merkezlere sevki- nin gündemde olduğunu öne sürdü. Cizre SP ilçe örgütünde 250 tutuklu ve hükümlünün açlık grevi 15. gününe girdi. Emine Adıbelli adlı kadın, sağlık duru- munun bozulması üzerine eyle- mini doktor kontrolünde sürdü- rüyor. Van'da SP il binasında top- lanan 20 tutuklu ve hükümlü yakını dünden itibaren cezaev- lerindeki eylemlere destek ver- mek amacıyla açlık grevine baş- ladı. Bu arada Diyarbakır Baro- su'na bağlı 30 avukatın cezaev- lerindeki uygulamalan ve bölge- deki insan haklanmn askıya alınmasını protesto amacıyla önceki gün başlattığı iki gün sü- reli "siyasi davalara girmeme" eylemi dün akşam sona erdi. Avukatlann toplantı yaparak yeni eylem biçimi belirleyecek- leri bildirildi. Gaziantep Özel Tip Cezaevi'nde 167 tutuklu ve hü- kümlü tarafından başlatılan aç- lık grevi 6. gününe girdi. Eyle- me dün iki hükümlünün daha katılmasıyla sayımn 169'a yük- seldiği belirtildi. Bu arada çeşitli merkezlerde süren açlık grevleri de devam ediyor. Çanakkale, Bartın, Na- zilh", Aydın, Amasya cezaevle- rinde tutuklu ve hükümlülerin başlattıklan açlık grevleri sürer- ken, İstanbul'da Bayrampaşa Cezaevi'ndeki açhk grevinin dün sona erdiği bildirilmişti. Ancak edinilen bilgiye göre ey- lemin pazar günü sona ereceği öğrenildi. Kayseri'de de 5'i üni- versite öğrencisi, biri işçi 6 kişi- nin başlattığı açlık grevi 5. gü- nünü doldurdu. Laiklik (Baftarafı 1. Sayfada) İnonü'nun kızı Özden Toker'ın de katıldığı yurüyüşe, çağrılı ol- malanna karşın Başbakan Yıldı- nm Akbulut'un eşi Semra Ak- bulul ile parlamenter eşleri gelmedi. Daha sonra anıt özel defterin- de, birisi kadın dernekleri, diğeri de Türk gençleri adına iki sayfa açıldı. Anıt özel defterini Türk gençleri adma imzalayan Rey- han Verimli, "Vicdanı hür, Uml irfanı hür gençler olarak cum- huriyetin ilke ve inkılaplannı, emanet ettiğiniz laik Türk ka- dınlarından alarak sonsuza ka- dar korumaya kararlı olduğu- muza soz veriyoruz" diye yazdı. TÜRKİYE YÖNETİMİNDE KARMAŞA Prof. Dr. Lütfü Duran 5000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-fslanbul Ödemeli gonderilmez. \AŞANANLARDAN İZLER- ÎZLENİMLER Kâzım Yenice 10.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli gonderilmez. GOZLEM UĞURMUMCU (Baftarafı 1. Sayfada) Türkiye Gazeteciler Sendikaa'nca 14 Nisan 1987 günü İstanbul'da düzenlenen bir toplantıda konuyu Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer ile tartışmış, uyuşturucu madde kaçakçı- ları ile silahlı eylemcilere tanınan bu ayrıcalığın nedenleri- ni sormuştuk. (TGS-Türk Ceza Kanunu öntasarısı ve basın panel-14 Nisan 1987) Prof. Dr. Çetin Özek, Prof. Dr. Erol Cihan ve benim de konuşmact olarak katıldığım bu açıkoturumda Dönmezer, şunları söylemişti: — Bakın; Türkiye'de kaçakçı dediğim hikâye kaç şekildir. Ben, tasannın komisyon başkanı olarak 10 bin mektup al- dım. Türkiye'nin muhtelif yerlerinden 10 bin mektup. Bu 10 bin mektubun büyük bir kısmı uyuşturucu madde kullanan- lara mütedairdir. Şimdi ne oluyor? Bakınız anlatayım size. Türkiyefden Avrupa'ya giden bir işçi çocuk 22 yaşmda, bu- nun eline yarım kilo, bir kilo uyuşturucu madde tutuşturu- yorlar. Onun eline tutuşturan mafya başlannın hiçbiri yaka- lanmıyor. Eline bu madde tutuşturulan çocuk buradan Yu- goslavya'ya gidiyor. Yugoslavya da bu maddeyi ithal eden kişidir. Yugoslavya bu adama 3 sene ceza veriyor ithalden dolayı. Bizim kanunumuz idama kadar gidiyor. Neden: Yu- goslavya'ya ihracat yaptı diye. Kendisine ihracat yapılan memleketin verdiği ceza 3 sene, buradan ihraç etti diye ada- ma verdiğimiz cezanın niteliğine bakın. Gidiyor, Yugoslav- ya'da yatıyor. Sonra Türkiye'ye geliyor. Non bis in idem kai- desi uygulanmadığı için Türkiye'de ihracattan dolayı yeniden takibi yapıiıyor. Bu iki suçtan dolayı cezalar birleştiriliyor, 30 sene oluyor. (..) Ben ihraçta kimi koruyorum? Batı ülkesini koruyorum. Batı ülkesi o kadar ceza vermiyor. Benim verdi- ğim cezanın beşte birini veriyor. Ben kraldan fazla kral ta- raftan mıyım? Onun için cezasını indirdik. Önceki gün Bakanlar Kurulu'nda görüşülen maddeler bu öntasandan cımbızla çekilip alınmış maddeterdir. Bu maddeler uvuşturucu madde kaçakçılanna özel af sağlıyor. Uyuşturucu madde ve silah kaçakçılığı terör ile bağlan- tılı, örgütlü suçlardır. Bu ilişki yeterınce kanıtlandı. Uyuştu- •Tııcu madde kaçakçılığından elde edilen para ile silah alı- nıyor; bu silahlar da terör örgütlerince kullanılıyor Uyuşturucu madde kaçakçılığından elde edilen paraya "narko dolar" deniyor. "Narko riolar^ kara paranın en kirlisini oluştorcıyor.- • Bu konular, Ord. Prof. Dr. Dönmezer'in algıladığı ve an- lattığı kadar basit değil. Uyuşturucu madde kaçakçılığı ço- kuluslu ve çok karmaşık yapıdaki örgütler eliyle yapıiıyor. Son yıllarda Türkiye bu "kara para cenneti" oldu. Eko- nomik suça ekonomik ceza getiriyoruz" denilerek altın, güm- rük ve döviz kaçakçdarına özel aflar getirildi; "hayali ihracat' için var olan hapis yasakları kaldırıldı; bunlarla da yetinil- medi; Pasaport Yasası'nda değişiklik yapılarak silah kaçak- çılanna birer de pasaport verildi! Uyuşturucu madde kaçakçılığı ile ilgili ceza yaptırımları- nı indiren son tasarı, uyuşturucu madde kaçakçılanna af sağlıyor. Bu son tasarı hangi olaydan ve hangı gereksinmeden doğmuştur? Bu yasa maddeleri, kimler tarafından öntasa- ndan cımbızla çıkanlıp Bakanlar Kurulu'na sunulmuştur? Yurtdtşında kimler uyuşturucu madde kaçakçtlığından tu- tukludur? Kimler, yurtdışındaki cezalarını çektikten sonra Türkiye'de yargılanmaktadır? Bu "özel aftan yararlanacaklar kimlerdir? Bazı uyuşturucu madde kaçakçılarının Türkiye'de ünlü holdinglere paraiar gönderdikleri biliniyor. Bu bilgiler, İsviçre banka hesaplarına dayanılarak doğrulanıyor. Uyuşturucu madde kaçakçıları bu kadar güçlüdür. 12 Eylül mahkemelerinin türlü cezalara çarptırdıkları in- sanlar cezaevlerindeyken... 12 Eylül generallerinin "paşa tasarruflan" ile görevlerinden alınanlar ile ilgili yasa çıka- rılmazken...141-142 ve 163. maddeleri kaldırmak için hiçbir işlem yapılmazken... Nedir? Nedir bu uyuşturucu madde kaçakçılanna sağlanan ayrıcalık? Ve nedir bu acelenin nedeni? • « \argıda OzaFın gölgesi (Baftarafı 1. Sayfada) den oluşan Anayasa Mahkeme- si'nin 8 üyesini, doğrudan ken- disi seçmiş olacak. Cumhurbaş- kanı Özal, Cumhurbaşkanı ol- duğu tarihten bu yana, Danıştay kontenjanından Yavuz Naza- roğlu ile Güven Dinçer'i asıl üyeliğe, Lemi Özatakan ile Sa- mia Akbulut'u da yedek üyeli- ğe seçti. Samia Akbulut'u, 9 ay görev yaptıktan sonra yaş had- dinden emekli olan Özatakan- ın yerine seçmesi nedeniyle, ye- dek üyeliğe bugüne kadar tek bir üye seçimi yapabilen Cum- hurbaşkam Özal, asıl üyeliğe üçüncü seçimini ise 4 Mayıs 1991'de emekli olacak olan Ana- yasa Mahkemesi Başkanı Nec- det Dancıoğlu'nun yerine, Aske- ri Yargıtay'dan gösterilecek üç aday arasından yapacak. Cum- hurbaşkanı ÖzaL 1992'de ise Anayasa Mahkemesi'ne iki asıl üye atayacak. Bunlardan ilkini, 15 Haziran 1992'de emekli ola- cak olan Erol Cansel'in yerine üniversitelerden seçeceği bir öğ- retim üyesini atayarak gerçekleş- tirecek olan Cumhurbaşkanı Özal, ikinci olarak da daha ön- ce kendisinin seçtiği Nazaroğlu- nun emekli olması üzerine, bu kez Danıştay'dan seçim yapa- cak. Böylece, Özal'ın sectjği üye- lerin sayısı 5'e yükselecek. 1993'te ise Özal tarafından se- çilen üyelerin sayısı 8'e yüksele- cek. Bu tarihte, eski Cumhur- başkanı Kenan Evren'in seçtiği asıl üyelerden emekli olacak Servet Tüzun ve Mustafa Şahin ile yine emekli olacak yedek üye Ogıız Akdoganll'nın yerlerine de Cumhurbaşkanı özal tarafın- dan seçim yapılacak. 1993 so- nunda, Cumhurbaşkam özal- ın seçtiği 6 asıl üye, 11 kişilik Anayasa Mahkemesi heyetinde çoğunluğu oluşturmuş olacak. Yine, yedek üyeler de dahil edil- diğinde, Cumhurbaşkanı özal'- ın seçtiği 8 asıl ve yedek üye, 15 kişilik Anayasa Mahkemesi asıl ve yedek üyelerinden oluşan tüm üye sayısı içinde de çoğunluğu oluşturacak. Dancıoğlu'nun da önümüz- deki yıl emekü olmasıyla birlik- te, Anayasa Mahkemesi'ne 12 Eylül askeri müdahalesi önce- sinde seçilmiş üye sayısı ikiye duşecek. Anayasa Mahkeme- si'nde bu donemden üye olarak Başkanvekili Yekta Gttngör öz- den ile Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı Yılmaz Aliefendiogln kalmış olacak. Diğer 13 üye ise Evren ve Özal'ın seçtiği üyeler- den oluşacak. EVET/HAYm OKTA\ AKBAL (Baftarafı 2. Sayfada) lıKİı yazımda, ünlü Azeri şairi Vahapzade'nin "Ben Sûnni- yim, Azerbaycan'ın önemli bir bölümü de Şii değildir" sözle- rinde eksik bir parça var, o da Vahapzade'nin "Hem herkes Şii olsa ne çıkar?" cümlesidir. Bu eksiklik birtakım yanlış an- lamalara neden olmuş. Yazıla- rımı izleyenler bilir benim in- sanları dinlerine, mezheplerine göredeğertendirmediğimi. Bu yanlışlık için okurianmdan özür dilerim. O.A.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle