08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 KASIM 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜN Devlet Meteoroloji İşJeri Ge : Mûdûrtüöû'nden afınan biigiye gö- reyurtun kuzeybatı kesimteri par- çafı buluttu. diğer yerler acık ge- çecek. Sabah saatterinde yurdun iç kesımiennöe yer yer sis gbrd- lecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişıklik olmayacak. Rüzgâr güney ve batı yönlerden orta kuv- vette esecek. Denizlerde kıble ve günbatısından 2 ila 4 kuvvetinde saatte 4 üa 16 deniz m i hızta ese- cek. Deniz kûçûk daigalı olacak. Görüş uzakhğı 10 km'nin ûzerin- de bulunacak. V&n Gölü açtk ge- A 29° M° Oiflitatar S Z7° W Edm» A 26°WEmrcın A 2S°11°Etıunını A « ° (TEAiffMr S a»WGaan«p A ZPHB'Gnaın A 25° M" Gûmûşhjne A A 17°W°HaUdri A 29° 15° isoarta S 26°1?> lsanl>ul S 23° 11" tanr A 22° 8°ttrs çecek. Gol kûçûk dakjalı olacak, görûş uzakbft 10 km'nin üzerinde bulunacak. BMs Bokı Bua Çorum Oena A 20° e°Katmaau S S 2f 9"K»ysHi S S 28» 17» Krtfml S s zrvrtom A A 22° VKMyt A A 25°M°Walalya A 27° 6°Marasa 24° 16° K Maraş 20° 4°Meren 17° -1° Mujla 23° 9°I*15 29°12°Nı4de 26° 17° Ortu 19° 8°fto 20° 8°Samsun 26° 7°S»ri 23°17°S<nop 28°19°Sn«s 15° (Flelofitai 23° S°iateon 23° 5°ljnce* 22°15°Uşak 25° 8°VSn 23° 8°Yazgat 23° 6°Zonguldak A 28° 12° A 28° 14° A 28° 18° A 25° 10° A 20° 6° S 21° 7° A 25° 17° A 23° 14° A 28*15° A 23°11° A 28° 15° S 17° 6° S 25° 16° A 22° 15° A 21° 7° A 24° 10° A « ° 4° S 20° 7° A 25° 18» tk*t A-jçı» B-DuMkı & & » * lUart S^si Y-yaflrartu DÛNYA'DA BU6ÜN BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Salgın ve ölümcül hastaJık. 2/ Yurdu- muzda kurulmuş yirmi bir köy ensti- tüsünden biri... Bir jeyin doğru olduğu- nu belirtmek için ya- pılan işaret. 3/ Rad- yumun simgesi... Kuzey Amerikan yerlilerinin, canlı varhklann ya da do- | a nesnelerinin için- de var olduğuna inandıklan doğaüstü güç. 4/ lfade. 5/ Kı- 9 vırcık bir saç biçimi... Avukatlann bağh olduğu meslek kuruluşu. 6/ Kurçatovyum elementinin simgesi... Lanetli. 7/ Koleraya neden olan mik- rop... Büyük erkek kardeş. 8/ Boğaz miikozasırun şişmesi... Duman leke- si. 9/ Yiğit... Bir nesneye zorunlu olarak bagb olmayan ve onun özün- de bulunmayan. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ince softan hafıf ve dar bir üst- lük. 2/ Karakter... Ipek eşarp. 3/ Radon elementinüj simgesi... Bir yüzey ölçüsü birimi... TUnus'un plaka işareti. 4/ Gölleri in- celeyen bilim. 5/ Temel niteJiginde oJan... Arenden bir hidrojen atomunun kopmasıyla olusan birdeğerli karbonlu köklerin ge- nel adı. 6/ özellikle didaktik şiirleriyle tanınmış ünlü bir divan şairi... Nikelin simgesi. 7/ tstanbul'un eskı adlanndan biri. 8/ Kadınlar hamamında hizmet eden ve maşterileri yıkayan kadın... Devlet lstatistik Enstitüsü'nün kısa yazüısı. 9/ Genellikle neşe- li ve serbest yapılı, ruh durumlannı yansıtan ya da bir siiri yo- rumlayan mttzik parçası. 60 YIL ONCE Cumhuriyet Tiyatro mektebi SÎMDARD UIS LÂHBtUII HnJ.BLLMt.MUU 3 KASIM 1930 Darülbedayiin tesis ettiği tiyatro mektebine girmek üzere kayıtlarıtu yaptıranlar, dün Tepebaşı kışhk tiyatrosunda imtihan edilmişlerdir. Mektepe kaydedilmek üzere müracaat edenler kırktan fazla idi ise de imtihanlara biri hanım olmak üzere 34 genç iştirak etmiştir. Bunlara ezberledikleri parçalar inşa ettirilmiş, boy, cüsse, şive, tarzı telâffuzlan da nazan dikkate ahnmak suretile netiçede en ziyade muvaffak olanlann kabulü kararlaştınlmıştır. Kabul edüenlere şimdilik elli lira ayhk verilecektir. Muvaffak olarak kabul olunanlann isimlerini havi bir liste dün akşam Dariilbedayi methaline asılmış ve muhasebeciliğe müracaatlan bildirilmiştir. İmtihanda Semiha H., Sabih, Sami, Âli, Tacettin, Semih ve Nizamettin Beyler muvaffak olmuşlardır. Misafirlerin telgrafı M.Venizelos ve M. Mihalâkopulos memleketimizden aynürken Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Beyefendiye atideki telgrafnameyi göndermişlerdir. Vücude getirilmiş olan muazzam eserin yonılmak bilmez faili ve Türk-Yunan dostluğunun kıjraıettar âmili bulunan zatı devletlerine güzel memleketinizi terketmek üzere olduğumuz şu anda teşekküratımızı, samimi selâmlarımızı takdim ederiz. Bu selâmı sizin bilûmum mesai arkadaşlarınıza işimizi teshil etmiş, ikametimize hissettiğimiz azim hazzı katmak gayretlerini esirgememiş olan bu zevata teşmil ediyoruz. Madam Tevfik Rüştü Beyefendiye tazimatı faikamıa, Madam Venizelos ile Madam Mihalâkopulos'un dostane hissiyatını iblâğ buyurmanızı rica ederiz. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Üniversite seçimleri 3 KASIM 1960 Yeni Üniversiteler Kanununa göre Istanbul Üniversitesi Fakültelerinde Dekan, Senatör, yönetim kurulu seçimleri dün yapılmıştır. Hukuk Fakültesinde Dekanhğa tekrar Prof. Dr. Naci Şensoy, Senatörlüklere Prof. Ragıp Sanca, Prof. llhan Postacıoğlu; Yönetim Kuruluna Prof. Türkân Rado, Prof. Rabi Koral, Prof. Bülent Davran, Doç. Lûtfi Duran, Doç. Haydar Arseven seçilmişlerdir. Hukuk Fakültesinde aftan sonra boş kalan kürsülerin yönetilmesi için 4 numaralı Medenî Hukuk Kürsüsüne Prof. Rabi Koral, Doç. Aytekin Ataay. 2 numaralı Medeni Hukuk Kürsüsüne Doç. Feyzi Feyzioğlu, Âmme Hukuku Kürsüsüne Prof. Ragıp Sanca, Doç. Lûtfi Duran, Kara Ticarete Doç. Reha Poroy, Deniz Ticarete Doç. Haydar Arseven, Hukuk Başlangıca Prof. Orhan Münir Çağıl, Devletler Hususiye Prof. Vedat Sevik, 1 No. lu Anayasa Kürsüsüne Doç. Selcuk özçeük, 2 No. lu Anayasa Kürsüsüne Ord. Prof. Sıddık Sami Onar, Vakur Venan tâyin edilmişlerdir. tktisat Fakültesinde Dekanlığa tekrar Prof. Mehmet Oluç, Senatörlüklere Ord. Prof. Z.Fahri Fmdıkoğlu, Prof. Bediî Feyzioğlu, Yönetim Kuruluna Prof. Orhan Dikmen, Prof. Ömer Lûtfi Barkan, Prof. Haydar Turgaç, Doç Abdullah Türkoğlu seçilmişlerdir. GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Karşı harekât 3 KASIM 1989 Turpıt özal genel başkan adaykğmı açıklayan Hasan Celsl Güzel'in karşısma Mehmet Keçeciler'i çıkardı. Keçtciler de bir büro kurarak Güzel'e karşı çalışmaya başlıdı. "özal'm adayını seçtirme ekibi" adı verilen Mehnet Keçeciler ile Hüsnü Doğan, girişimlerine ANAP Gentl Başkan Vekili Orhan Demirtaş'ı ziyaret ederek başlidılar. Gü22İ, yann Istanbul'da bir gövde gösterisine hazalanırken, Demirtaş, Güzel'in bu girişimi konusunda "BLı genel başkan adaymın parti teşkilatımızı kendi ada^lığı konusunda kullanmaması lazun" dedi. Keçeciler de ""Güzel'in hareketini tasvip etmiyoruz. Vazgeçirmek için. uğraşacağız" diye konuştu. TARTKMA Çok IJzakta Olen Y akı ıı BirDost İçin Avustralya'da Türk kültürünün ve Türk halkının olumlu nitelikleriyle tanınmasının kavgasını veren Yorum gazetesi halen Türkiye'ye girememektedir. Bu yıhn başında, 9 Ocak 1990'da yazdı- ğı mektubuna şöyle başlamıştı Ümran Baran: "lizun süredir faabcrleşemedik. Bunda benim sık sık bozulan saglık durumumdan elde kalan zamanı gazete ve toplum işlerin- de kullanışımın ve zamanın nasıl akıp git- tiğinia ayrunına varamaj ışımın roln büyük. Hastalıklar, gurbet, sorunlar derken hızla bir yaşlanma sürecine de girmiş bulunuyo- raz. Dışandakil«r parça porçuk de olsa dö- nüyoriar, bakalım bize de kısmet olacak mı Türkiye'yi yeniden görmek." Ümran Baran bundan on altı yıl önce kırk bir yaşında iken eşini ve iki oğlunu ala- rak Avustralya'ya göç etmişti. Şimdiyse sağlık ve siyasaJ koşullarından ötürü çok sevdiği Ulkesini ve ülkesindeki dostlarmı gönneye gelemiyordu. Sağlık sorununu an- hyorduk. Yirmi yıldan fazla bir zamandır sinsice ve haine akciğerlerini yoran, soluk alıp vermesini güçleştiren kist ona rahat venniyordu. Ülkesine ilk ve son kez 12 Ey- liü'den birkaç yıl önce gelmişti. Döndük- ten sonra gazetesi Yonım'da, Sydney'deki gerici ve faşist unsurlarla rastlantı Cumhu- riyet'te Uğor Muracu'nun bu konudaki ya- yınına paralel şekildeki savaşımı, başına bir sürü iş açmıştı. 12 Eylül'ün oradaki uzan- ülan bu gazetenin Türkiye'ye girmesini ya- sakladılar ve sahibi, yazarı her şeyi olan Umran Baran'ı da yurttaşlıktan çıkardılar (!). O günden beri dışarıdaki pek çok yurt- seyerler gibi Baran da ülkesine döne- mivordu. 1977 yüından beri düzenü olarak her haf- ta yayımlanan Yorum gazetesi, Baran'ın ölumüne dek sürdü ve şimdi de çocuklann- ca sürdürülüyor. Avustralya'da Türk kül- türünün ve Türk halkının olumlu nitelik- leriyle tanınmasının kavgasmı veren Yorum gazetesi halen Türkiye'ye girememektedir. Oralarda okunan tek Türkçe gazete Yo- rum, Türkiyeli göçmenler ve Türkçe bilen öbür azınlıklarca ilgiyle izlenmektedir. Ümran Baran'ı, Trabzon'lu bu yürekli, yakışıklı, efendi, dürüst ve dikkatli delikan- Lyı (yaşuu hiç göstermeyen, ince ve çok za- rif bir insandı) 12 Mart'tan önceleri Tiirk- iye tşçi Partisi saflarında tammıştım. Da- ha sonra da AST (Ankara Sanat Tiyatro- su) yönetiminde çalıştığını anımsıyorum. Yurtdışında topJumcu ahlakın ve dikkatin gereklerini unutmayan Baran, oradaki göç- men Turkiyelileri günlük yaşamlarında de- rinden gözledi, onlarla sıkı ilişkiler içinde oldu. Avustralya'nın birçok kentinde on- laruı örgütlenmesine önayak oldu. Acıma- sız sağlık sorununa karşm toplumsal örgüt- lenme ve gazete işlevini hep ön sırada tut- tu. 15.01.1985 tarihli mektubundaki şu sap- taması çok önemlidir: "Avustralya'daki toplumumuz Avrupa'dakilere benzemiyor. Geçmişteki köyliilıiğümüzün ağırlığına bu- ranın sıcak, uyuşturucu iklimi de eklenin- ce, davranışlar ağır aksak oluyor." Aynı mektupta çarpıcı ve Avrupa'dakiler için de geçerli saydığım bir gözlem: "Genç kuşak Türkçe okuma yazma bilmiyor. Orta yaşlı Antıııa mı, Göbre mi? Pislikarklan yapılırken yalnızca ev, sokak, kent temizliği göz önüne ahnmıştır. Dışkının, idrarm gübre değeri düşünülmedigi gibi çevre de düşünülmemiştir. Prof. Dr. ömer Saygın, "Türkiye'de AntmaTesisi Gerekü mi?" başlıkh yazısın- da (Cumhuriyet, 22.9.1990), insan dışkısı- nın, idrannın gübre olarak kullanılmasını öoeriyor. Çin, Kore, Japonya'da. dışkımn binlerce yıldır tanmda kullanıldığını, Av- nıpa'da da kullanılırken sonradan vazge- çildiğini belirtiyor. tnsan dışkısının gübre olarak kullanılma- ması, doğanın "Hiçbir şey yoktan var ol- maz, var olan yok olmaz; ancak birbirine dönüşür" yasasının insanlarca bozulması demektir. Bu da doğal olarak, doğal den- geyi bozmaktadır. Besin zincirindeki ko- pukluk, yapay gübreyle giderümeye cahşıl- maktadır ki bu da Sayın Saygın'm belirtti- ği gibi bir başka kirlilik kaynağı olmakta- dır. tnsan dışkısı ülkemizde de yaygın olarak kullamlırdı. Pislikarklan (kanalizasyonlar) yapıldıkça kullanım azaldı. Pislikarklan yapılırken, yalnızca ev, so- kak, kent temizliği göz önüne ahnmıştır. Dışkının, idrann gübre değeri düşünülme- digi gibi çevre de düşünühnemiştir. Oysa dışkının eski kullanım biçimi, temizlik yön- temlerine uygun olarak geliştirilebilirdi. Bizim oralardaki eski evlerde ayakyolu, evin dışında, avlunun öteki ucunda olurdu. Bir buçuk katü, küçük bir oda biçimindey- di. Yarım kat diyebileceğimiz alt katın so- kağa açılan bir kapısı vardı. Üst kat, ayak- yolu olup avludan merdivenle çıkılır, bir dışkılama deHğiyle alt kata açılırdı. Dışkı, ve yaşlılar da öyle bir gereksinme duymu- yor. Adamlar o denli rahat ki gazete bile okumuyorlar." Ümran Baran Türkiye'ye geldiğinde il- ginç ve çarpıcı bir anısını anlatmıştı. "Ora- ya vardıktan birkaç yıl sonra Sydney'de bir sokaktan öbürune geçerken karşılaştığım bir tabela beni veride mıhlamıstı: Nâzım Hikmet Dernegi. Miithiş sevinmış, şaşırmış ve büyiilenmiştim. Türkiye'den yeni gelmiş olduğum için belirsiz bir urkiıntu de vardı belki. İçeriye girmemi kimse engelleyeraez- di. Bu neyin nesidir diye... Burada yaşayan Grekler (Yunanklar), şiirkrini ve savaşunını kendilerine yakın bulduklan büyuk ozanı- mız için dernek kurmuşlar" Ne garip, çok yıllar sonra, iki hafta önce, Kanada'da otu- ran kızım, mektubunda bir kocaman pa- ragraf açarak bana bir şey anlatıyor. Eşi- nin arkadaşları bir akşam yemeğe gelmiş- ler. Gelenlerden bir bayan doktorun eşi Yu- nan ve siyasi mülteci. Kızımın Türkiye'den henüz geldiğini öğrenince, başlıyor Nâzun'- dan Türkçe şiirler okumaya. Ama işin il- ginç yanı, bu Yunan aydınımn başka tek Türkçesözçük bilmemesi. Sevgili Ümran Baran son mektubunun (23.04.1990) bir yerinde şöyle diyordu: "...Siyasi koşullar elverişli olsa bile, be- nim bu sağlık koşulları altında oraya gele- bilmem olanaksız gibi... Ama yine de öz- lemin diri tuttugu bir umudun olmadıgını soyleyemem." Umudu, özlemi ve dilekleriyle daha genç sayılabilecek bir yaşta geçen temmuz ayın- da Avustralya'da toprağa verdiğrniz Ûm- ran Baran'ı, o güzel ve dost insanı sevgiy- le, saygıyla anacağız. REMZİ tNANÇ alt katta birikirdi. Ayakyolunda, insan te- mizliği için ibrik, teneke, kova ve suyun ya- nı sıra, dışkılamadan sonra, üzerine atıla- cak toprak, saman, kül de bulunurdu. îşi biten, orada hazjr bulunan bir süpürge ve- ya kürekle delikten aşağı bundan atarak dışkının üzerinin örtülmesini sağlardı. Genellikle baharda veya yazın, alt katta birikmiş olan dışkı, sokaktaki kapısından kürekle dışarı alınır, orada kuruması bek- lenir, sonra çuvallara doldurularak at ara- basıyla bağa, bahçeye, tarlaya götürülürdü. Sağlıksız bu duzenek, sağlık kurallanna uygun olarak değiştirilirken, dışkının güb- re olarak kullanılması sürdürülebilirdi kuş- kusuz. Bu düşünülmeden yapılan pislikark- lannm yeniden düzenlenmesinin yanı sıra, yeni yapılanmalarda bu duzenek kurulma- hdır. ŞÜKRAN YURDAGÜL Yeşiller Partisi, Ankara İLAN SARIYER SULH HUKUK MAHKEMESÎ SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN (GAYRİMENKUL SATIŞ tLAND Dosya no: 989/2 Saüş Hissedarlar arasında taksimi kabil olraadı|mdan Lzale'i şuyu ile satılarak ortaklığın giderilınesine karar verilen Sarıyer, Rumelihisan mahallesi, Baltalimanı Hisar caddesinde kain, 660 kütük, 3 pafta, 59 ada, 6 parsel sayılı 752.57 m ! miktarlı, beş dükkânı, müştemil ha- rap hamam ve arsa memuriyetiraizce açıkarttırma suretiyle satışa çı- karılrnıştır. İMAR DURUMU: Istanbul Belediyesi Boğaziçi Imar Müdürlü- gü'nün 29.3.1990 gün 15810 sayılı yaasına göre sauşa konu yer 22.7.1983 onanlı 1/1000 ölçekli Boğaziçi öngörünüm Uygulama lmar Planında iskân alanında kalmaktadır. 18.4.1987 gün ve 19435 sayılı Resmi Gazete'de yayıralanan Anayasa Mahkemesi'nin 986/29 sayılı karan ile 3194 sayılı lmar Yasası'.nın 47 (g) maddesi iptal edildiğin- den yani yasal meızuat belirlenineeye kadar işlera yapılamamakta- dır. MAHALLİDURUM: Satışa konu gayri menkuJ aynk nizam bah- çeli ve yığma tarzda inşa edilmiş bina zemin ve iki normal kattan ibarettir. Zemin katta arka cepheye bakan iki daire ve ön cepheye bakan bir rastoran ve iki bakkal dükkânı bulunmaktadır. Restorantın yanında tesisatçı ve kasap dükkânı ve Ali Pertok Sokağı'nda da iki dükkân bulunmaktadır. Bir ve ikinci katlarda dörder daire bulunmaktadır; bu dairelerden ikişer tanesi ön cepheye, ikisi de arka cepheye düş- mektedir. KIYMETt: Satışa konu yer Sarıyer, Rumelihisan mahallesi, Bal- talimanı caddesine cepheli, her türlü Belediye hizmetleri, elektrik ve suyu mevcut olup bulunduğu semt, çevre daireler, dükkânlar, bina- nın yapısı ve imar durumu nazara alınarak gayri menkulün ü2erin- deki bina ve dükkânlar ile birükte 2.5OO.OO0.OOL>- TL. degerde olduğu bildirilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: Sanyer, Rumelihisan mahallesi, Baltalimanı Hisar caddesinde kain, 3 pafta, 59 ada, 6 parse! sayıh 752.57 m2 mik- tarlı gayri menkulün ilk açıkarttırması 17 Aralık 1990 pazartesi gil- nü saat 14-14.30'da Sanyer Hukuk Mahkemeleri Dunısma Salonu'nda yapılacaktır. Bu arturmada tahmin edilen kıymetin %75'ini ve rüç- hanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geç- mek şartı ile en çok arttırana ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak kaydı ile arttırma on gün daha uzatılarak 27 Aralık 1990 perşembe günü aynı yer ve saatler arasında ikinci arttırmaya çıkanlacakür. Bu antırmada da rüç- hanlı alacaklılann alacagım ve satış masraflannı, muhammen bede- lin %40'ını geçmesi şartı ile en çok arttırana ihale olunur. Açıkarttırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin %20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın temi- nat mektubunu veya Sanyer Sulh Hukuk Mahkemesinin 989/2 sayı- b satış dosyası için düzenlencn bloke çek vermeleri lazımdır. Satış peşin para Uedir. Alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Belediye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan, KDV, damga resmi alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. İpotek sahibi alacaklılar ile diğer ilgililerin (ilgililer tabirine irtifak hakkı sahıpleri de dahıldir) bu gayri menkul üzerindeki hak- ları ile faiz ve masrafa dair olan iddialannın dayanağı belgeleri ile 15 gün içinde satış memurluğumuza bildirmeleri lazımdır. Aksi tak- dirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bıra- küacaklardır. Satış bedeli hemen veya verilen rnüddet içinde ödenmezse l c tf. K.ıun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. iki ihale arasındaki fark- dan, diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizınden alıcılar ve kefil- leri müteseisilen sorumlu tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendıierinden tahsil edilecektir. Şartname ilan tarihinden itibaren her- kesin görebilmesi için her mesai gun ve saatinde Sarıyer Sulh Hu- kuk Mahkemesi Kalemınde tetkike açıktır. Talep edildiği ve 3000— TL^lık posta masrafı gönderildiğinde şartnamenin bir örneği gön- derilebÛir. Salıja iştirak edenlerin şartnameyi görmuş ve mündere- catım kabul etmiş sayılacağı, başkaca bilgi almak isteyenlerin 989/2 Satış sayılı dosya numarası ile satış memurluğumuza başvurmalan ilan olunur. 8.10.1990 Basın: 62614 Bulmacaseverlerin başucu kitabı: BULMAÇA SOZL ÇAĞDAŞ YAYJNOUK 12.500 lira (KDV daha) Ödemeii gönderilmez Tik ısteklerde küabın ederi kadar posta pulu gânderilmesi. Ödemeii göndenlmez. Isteme adresi: CUMHURİYET KİTAP KULÜBÛ Törkocağı Cad. 39-41 Cağatoğlu-İSTANBUL SOSYALİST PARTİ KONFERANS KÖRFE2 KRİZİ, TÜRKİYE ve İSLAMİ HAREKET KONUŞMACI Doğu PERİNÇEK 4 Kasım 1990 Pazar Saat 13.00-17.00 Yer: YILDIZ DÜĞÜN SALONU Kâğıthane Nurtepe Sedef Sok. No. 26 SP İstanbul İl Merkezi Tel: 522 13 80 POUnKA VE OTESI MEHMED KEMAL Kıyamet Kopmuyor... Kıyamet kopmadı işte; eski adıyia TKP, yeni adıyla TBKP gün ışığına çıkarak yetmiş yillık zinciri kırrjı, kongresini yar> tı. Bakırköy ilçe kongresi ile TBKP artık yasal bir partidir. Par- tinin Anayasa Mahkemesi'nde olması, sözlü savunmasını yapması yasal oluşuna gölge düşürmez, gerçegi değiştirmez. Komünist Partisi'nin yeraitında olması, gün ışığına çıkma- ması demokrasimiz için bir ayıptı. Komünistler bu ayıba yıl- larca Karşı çıktılar. Avrupa demokrasilerinin hepsinde komü- nist parti vardı, bir bizde yoktu. Şimdi bizde de vardır, de- mokrasimiz bununla övünebilir. 12 Eylül darbesi sola, sosyalizme, sosyal demokrasiye in- dirilmiş en ağır darbedir. Bugün de darbenin etkinliği dur- mamış, perde gerisinde ağırlığını duyurmaktadır. 12 Eylül ge- neralleri ve onunla birtikte olanlar hiçbir zaman demokrat ola- mazlar. Zaman zaman göz kırpsalar bile aslında gözleri ka- palıdır, demokrasiye düşmandıriar. Komünizmin yasaklanması sosyalizmin, sosyal demokra- sinin, her türlü sol düşüncenin gelişmesine de engel olmuş- tur. Öyle dönemler olmuştur ki komünizmin k'sı, sosyalizmin s'si ağza alınamamıştır. Solcular kendilerine sosyalist mi, top- lumcu mu demekte kuşkuya düşmüşlerdir. Sosyalizmi geti- receği umulan on yıllık Demokrat Parti dönemi de yasakları kaldıramamıstır. Bırakın yasakları kaldırmayı, yasakları daha da arrtırmıştır. Ceza Yasası'ndaki şiddet de kaldırılmış, sol- culuğa idama kadar varan ağırlaştırmalar getirilmiştir. Günümüzde Avrupa komünist partileri çekiç oraklı amb- lemi atıyor. adlarının başından komünist sözcüğünü siliyor- lar. Kendilerine komünist yerine sosyalist diyorlar. Balkanlar- da katılığı ile tanınan Bulgar Komünist Partisi bile adını sos- yalist olarak değiştirdi. Artık kendine komünist demiyor. Se- çimlere sosyalist adıyla katılıyor. Sadece Bulgar Komünist Partisi mi, Çekoslovak, Macar, Polonya, Romanya komünist partileri de öyle değil mi? Bizdeki komünist partisi tarihsel misyonunu korumak, bir tabuyu yıkmak için bir süre adını koruyacaktır. Tarihsel mis- yonunun sona erdiğini anlar anlamaz elbette adını değişti- recektir. Geç mi kalınmıştır? Bizde hangi düşüncede geç kalınmamıştır ki bunda da ka- lınmasın!.. TBKP, TİP ile TKP'nin birleşmesinden doğmus- tur. Zamanla bunların dışında kalan solcu partiler de ortaya çıkacaktır. Bütün solcu partiler arasında bir uzlasma sağlan- dıktan sonra sosyalist partiler güçlenecektir. Komşumuz Yu- nanistan'da bu uzJaşma birkaç seçimdir sağlanabilmiştir. Sağ- lanabilmiştir, ama seçimlerde birleşme iktidar olmaya, bir hü- kümet kurmaya yetmemiştir. PASOK'la solcuların birliği mu- halefette kalmıştır. Son yerel seçimlerde de muhalefete düş- tüğü görülmüştür. Bir zamanlar her ülkede, hele bizim gibi ülkelerde her ola- yın ardında bir 'komünizm parmağı' aranırdı. Şimdi, son gün- lerde bundan vazgeçildi. Artık Sovyetler Birliği ile Amerika dosttur. Sıcak bir yakınlaşma olmuştur. Hangi olayın ardın- da komünist parmağı arayacaksınız? Önce kendileri inanmaz- lar, sonra halkı inandıramazlar. İşte karşımızda Körfez buna- lımı, bunda hangi komünistin parmağı var ki? Aydın cevreier komünist kışkırtması karşısında çok acı çek- mişlerdir. İktidarlar her başları sıkıldığında komünizm tehli- kesini göstererek kurtulmaya bakmışlardır. Kıbns mı ortaya çıktı, 'yeşil ada kızıl olamaz' denir, komünistliğe bağlanırdı. &7 Eylül olayları mı, 'kahrolsun komünistler' denir, birileri- nin üstüne yıkılırdı. Bunlar bitecek mi? Tehlikeyi gösterseler kimsenin inanmayacağını biliyorlar. Gösteren parmağın yerine yenisinı koyuyorlar; yeni adı anar- şisttir. Artık komünistlik tehlike olmaktan çıkmıştır. Avrupa 1 da tehlike olmaktan çıktıktan sonra bizde de çıkacak, par- maklar olmadık yerlere doğru uzamayacaktır. , ÇALIŞANLARlN SORULAR1/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Gemi adanu olarak çalışıyorum'' SORU: 1974 yılında sigortalı oldum. Yaşım 45. Gemi adamı olarak çalışıyorum. 2 yıl askerlik borçlanması yap- tım ve borcumu da ödedim. 1) Sigortam 2 yıl geriye gidip, 1972'ye iner mi? 2) 1987deçıkan Deniz Vasası'nagöre, 1995yılına kadar iki yıl kazanabilir miyirn? M.Y. YANIT 1) Askerlik borçlanmalarında, "sigortalılığın baş- langıç tarihinden önceki süreler için borçlandınlma halinde, si- gortalılığın başlangıc tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye götürülür." Yasanın bu hükmüne göre, askerliğinizi sigortalı olduğunuz 1974 yılından önce yaptıysanız, sigortalılık başlangıcınız 1972 yılına iner. Askerliginizi sigortalı olduğunuz 1974 yılından sonra yap- tıysanız, o zaman sigortalılık başlangıc tarihi 1974'te kalır, ama prim ödeme gün sayınıza 2 yıl (720 gün) eklenir. 9 Teramuz 1987 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 3395 sayılı yasanın 13. maddesi ile gemi adamları, gemi ateşçileri, kömürcüler ve dalgıçlara, denizde geçirdikieri her tam yıl için, 90 günlük (3 ay) bir sürenin, aynca itibari hizmet günü olarak eklenmesi öngörülmüştür. Bu "itibari hizmet" günlerinin geçerli olabilmesi için gemi adamlarının, "Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalanna tabi ça- lışmalarının en az 3.600 gününü" denizlerde çaJışarak geçir- meleri de gerekmektedir. Oysa ki, 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Yasası'nın 32. mad- desine göre, "Gemi ateşçi ve kömürcüleriyle dalgıçlarm"a, de- nizde geçen her tam calışma yılına karşıhk, 6 ayhk (180 gün) "fiili hizmet zammı" tanınmıştır. Ayrıca, Emekli Sandığı Yasası kapsamında çalışanların bu haktan yararlanmaJan için 10 yılı (3.6XK)gün) doldurmalan da koşul değildir. Sosyal Güvenlik Yasalanndan biri olan TC Emekli Sandığı Yasası, aynı görev için 1 tam yıl çahşma karşıhğı 6 ay (180 gün) yıpranma payı tanımakta ve bu hakkı 1 tam yıl çalışanlara da uygulamaktadır. Bir diğer Sosyal Güvenlik Yasası olan Sosyal Sigortalar Yasası ise aynı görev için, 10 tam yıl (3.600 gün) ça- lışanlara yıpranma payı tanımakta ve bunu da her tam yıl kar- şıhğı, 3 ay (90 gün) olarak öngörmektedir. 2) 3395 sayıh yasanın 1987'de getirdiği "itibari hizmet"ten yararlanabilmeniz için, 9 Temmuz 1987'den sonra 10 tam yıl (9 Temmuz 1997'ye kadar) gemi adamı olarak ve denizlerde ça- hşmanız gerekecektir. tLAN T.C ANKARA ASLİYE ÜÇÜNCÜ TİCARET MAHKEMESt BAŞKANLIĞI'NDAN Esas No: 1990/318 Davacı SSK Genel Müdürlüğü Vekili tarafından davalı Çagnm tn- şaat Ticaret ve Sanayii A.Ş. aleyhine Ankara 11. lcra Müdürlüğü 1 nün 1983/3994 , 1984/2401, 4397, 4651, 4882, 6350, 6803, 1985/29, 1174, 1175, 1286, 1562, 1801, 2015, 3699, 5054, 5176, 5837, 5838,6137, 6138, 6566, 1986/525, 4081, 1987/3728, 3729, 1988/8645, 8646, 8647, 8648, 8649, 8650, 8651, 8652, 9654, 8655, 8656, 8657, 8658, 8660 sa- yılı dosyalarıyla haciz yolu ile yapılan takiplerden sonuç alınamadı- gından, tum dosyalar nedeniyle yapılan iflas ödeme emirlerine itiraz edümediğinden, davalı şirketin iflasına karar verilmesini içeren dava nedeniyle; a) Davanın duruşması 30.11.1990 günü saat 10.00*3 ertelenmiştir. b) Belirtilen gün ve saatte davalı şirketten alacaklılann ve ilgilile- rin keza belirtilen gün ve saatte mahkememizde hazır bulunmalan, duruşmaya geimemeleri halinde H.U.M.K. nun 509 ve 510. maddele- ri ile yine H.U.M.K'nun 213 ve 217. maddeleri gereğince aynca gıyap karan çıkanlmadan, duruşmaya devam edileceği ve karar verilebile- ceği l.l.K.nun 166. maddesi gereğince ilanen duyrulur. 25.10.1990 Basın: 37986
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle