Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhunvrt Matbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım Şırketı adına
Nadır Nadı 0 Gencl Yavın Muduru Hssan Cemml, Muessese Muduru
Emine Ijmklıpl. Ymı t^len Muduru Ok«? GoMiıaa, 0 Habcr Merkezı
Muduru >alçın B«>cr, Savfa Duzenı }ön«mem Ab V»r 0 Temsılcıier,
ANkMtA Ahmtı Tm. 1ZM1R Hikmei Çelınkan. ADAVA
K Polıtıka CeM Ba^la^ıc. Dış Habcfler bf|m M n . Ekonfifflı Ce^lı Tnfftu. !* Sendıka. ŞafcfM Kcmrı, kuJıur CcM l'flef. Utanbul
Hahtricn b a l KaçıL. F.fmrn C n Şnta. H»bo Instırnu İ M lerku, Vurt HlbCTkn •>«*< l k | K Spor D»nı>manı
AMaikadir Yacstaaa. Dtti Yuılar KrffH ÇafcşfcM. ATCttmp- Şlfcfai Mpmf. Duzritme tkbâmHmk VliKt 0 KoordınatOr U w < ILonlsM
0 MaJj l»ier Enrf Ertal 0 Muhtabe MmitıH Vemer 0 Butçe Planlanu Sc*p O M u b r f n f l ı 0 tollam 4y* Ibrva 0 £k
Yjvmlat H U » U n l 0 IHare Hamia C.mm 0 Ijlsımc ÖMcr ÇH» # Bılg. Iskn. Sııl l u l 0 Ptnoncl Vvfi Bomacıotla
Yavtn Kumlu B«Un Nafcr Nadı
OL|*> Akbai, YalçM Botr, Huuı
Ceaal HıkaM («iaksn. OU»
\boM1 T M
&iMfj tf Yayon. Curohunytt Matbaacmk ve OueuoJık T A-£ Türk O o * C«d 39'41 Cljaklflu
34334 Iıı PK 2U, Isunbul Td 512 05 05 (20 hall, Tde* 22246. F u (1) 52* 60 72 0
Burolar ( ı L n Zıyj Gökalp Bl. tnkılap S. No 19 4. Td 133 II 41-47 Teta 42344. Fu. 14) 133
0: 65 0 fzadr H Zı>I Blv 1352 S. 2/3. Td. 13 12 30. Ttta 52359. F u (51) 19 53 «0
0 U n s luönu Cad. 119 S. No I Klt ! Td 19 31 52 (4 r.al). Tela 62155. Fa» Pl) 19 23 71
TAKVtM: 3 KASIM 1990 lmsak: 5.03 Güneş: 6.29 öğle: 11.52 lkindi: 14.39 Akşam: 17.06 Yatsı: 18.26
'Devlet
betonlaşmaya
hız veriyor'
Prof. Necati Dedeoğlu, Türkiye'de çevre ile
ilgili 80 adet yasarun ve bir o kadar da
tüzüğün bulunduğunu söyledi. Buna karşın
çevre korumasındaki en büyük engelleri, bu
güçleri ellerinde tutan yetkililerin
oluşturduğunu anlattı.
ANTALYA (Cumhuriyet
BÜTOSU) — "Çevreyj en çok
devlet kirietiyor. 1980 öncesi iç
kanşıklıkJar çevreye yonelnıe-
mizi önJedi. O dönemde Bo|az
Yasası çıktı, kıyı yağmalandı.
80 sonrasında ise toplumsal
•aklar kısıtlandı ve insanlar
kendi haklaruu savunmak, va-
roluşiannı duyurmak için çev-
reye sanldılar."
Türkiye Tabiatını Koruma
Demeği'nin Antalya Şubesi'-
nin düzenJediğj toplantıda ko-
nuşan Akdeniz Üniversitesi
öğretim üyesi Prol. Necati De-
deoğlu "Türkiye'de çevre taa-
reketi"ni anlattı. Dedeoğlu,
Türkiye'de çevre ile ilgili 80
adet yasanın ve bir o kadar da
tüzüğün bulunduğunu, buna
karşın çevre korumasındaki en
büyük engelleri, bu güçleri el-
lerinde tutan yetkililerin oluş-
turduğunu söyledi. Prof. Dede-
oğlu, "Çıkanlan kannnlaria
çevreye zarer verlmeye baslan-
dı, örnefin bir Orman Yasa-
a'ndan sonra ormantar yagma-
lanmaya başlandı. Beiediyeler
iyi niyeüe, tabiat konunaya ça-
hşılıyor, devlet kendi etiyle be-
ledlyeleri engelleyerek beton-
laşmaya hız veriyor. Yapdan 5
yıîiık planlarda çevre ile ilgili
bir sörii amaç saptanıyor, ama
hiçbiri uygulannuyor. Devlet
dinden sonra çevre, bizier ta-
rafındaıı da kirietiliyor" diye
konuştu.
1983 yılında çıkartılan Çev-
re Yasası'nın geniş olanaklar
tanıdığı halde aynı yasadaki,
"çevre sağlıgı sanayi gelişimi-
ni etkilemez" şeklindeki mad-
denin, bu yasayı işlemez duru-
ma getirdiğini anlatan Prof.
Necati Dedeoğlu yoksulluğun
da çevre kirlenmesinde, tabia-
tın yok olmasında önemli bir
etken olduğunu ifade etti. De-
deoğlu şöyle konuştu:
"Çevre konusundaki atüım-
lar demokrasi ile de ilgilidir.
Fişlenme, gozaltıoa alınma ve
işten çıkanlma korkusuyla va-
tandaşımız hiçbir şe> yapamı-
yor. İ lkemiz, etimizin aiöndan
kaçıp gidiyor >e geri dönölmez
adımlar atılıyor. BizJer Türk
insanı olarak atak ve cesur dav-
ranmak zorundayu."
Toplantıya konuşmacı ola-
rak katılan Prof. Asil Nerip
Berksan, "tktidar adayı parti-
ler, bep çevre ile ilgili vaatler
verirler ve koltnğa otnrdnkla-
nnda bepsini unuturiar. Bu ik-
tidarlar politik ve parasal çıkar-
lan hiçbir zaman yenemediler.
Devletin bir kuruluşu olan TÜ-
BtTAK'a aynlan bütçe, Vatan
Caddesi'nin kaldınmlan için
harcanan paradan fazia dejil-
dir. Bu da devtethaizia çerreyi
ve bilimael araştmulan wt ka-
dar önemsedtgfad gösterk" de-
di. Berksan, Finike karayolu
için kesilmesi planlanan 11 bin
portakal ağacını gündeme ge-
tirdi, çevrecilerin etkin eylem-
lerle, bu ağaçlan kurtarması
gerektiğinı söyledi.
Turkiye Tabiatını Koruma
Derneği Antalya Şubesi Başkan
Yardımcısı Ethem Sel binlerce
ağaan kesilmesini önlemek için
Finikeli ve Antalyalı çevreciler
olarak eylemler düzenleyecek-
lerini belirtirken tüm çevrecileri
ve Akdeniz insanını duyarlı ol-
maya çağırdı.
PsikiyatriveNörolojikBilimlerKongresL'
4
Büyük aile'ye
geri dönüş
ERDAL ATABEK
IZMtR — 26. Ulusal Psiki-
yatri ve Nörolojik Bilimler
Kongresi sürüyor. Ruh sağlığı-
nın en önemli konulanndan bi-
ri olan "aile tedarisi", bir grup
çalışmasında ele alındı.
Konnyla Ugüi şu görüşler beHr-
Üldi:
Prof. Engin Eker Aile ıçi so-
runlardan yaşlılar çok etkileni-
yor. Bir zamanlar 'balucf olan
kişilerin rolleri değişiyor ve 'ba-
kılacak kişi' durumuna geliyor-
lar. Sosyal rollerini kaybediyor-
lar. Bu da onları rahatsız edi-
yor. Eşin kaybı, evin kaybı (hu-
zurevine gidiş), ekonomik kayıp
(enflasyon en çok yaşlılan etki-
ler) onlan huzursuz ediyor.
özellikle yaşlı kadınlar ken-
di yaşıtları ile değil, aile içinde-
ki kuşaklarla ilişkisini sürdür-
mek istiyor. (Horizontal ilişki
yerine vertikal ilişkinin seçimi.)
Ailede en yalnız kişi, sosyal ro-
lünü kaybeden büyükbabadır.
Hele eşini kaybederse çok yal-
nız kabyor. Yeniden evlenmek
istediği zaman da aile karşı çı-
kıyor.
Prof. Oya Tuncer Son yıllarda
yeniden büyük aileye geri dön-
me eğilimi oldu. Çalışan anne-
nin çocuğu, büyükanne-
büyükbaba yanında büyüyor.
Prof. Günsel Koptagel: Eko-
nomik koşullar bunu getiriyor,
ancak bu durumda çocuk bü-
tün gücünü TV-video karşısın-
da geçiriyor, toplumsal iletişi-
mi koruyor.
Doç. Arşaluys Kayır: Aile içi
cinsel sorunlar, evlenmeden ön-
ce ailede ensest (aile içi cinsel
yakınlık), gençlerde de sevgi >B-
kınlığı kurmada sorunlar ola-
rak geliyor. Erişkin cinselliğin-
de ise Batı'daki cinsel isteksiz-
lik, orgazm olamama bizde pek
sorun değil, ancak evliliği boz-
ma noktasuıa gelirse sorun olu-
yor.
Prof. Ömer Tuncel: Evliliğin
geüşmesiyle eşler de gelişiyor ve
ilk rollerinin dışuıa çıkıyorlar.
Rol değişimi de yeni sorunlara
yol açıyor. Kadın çalışmak is-
tiyor, erkek karşı çıkıyor. Aile
içinde yeni sorunlar doğuyor.
Prof. Oya Itoncer Erkekler,
özünde kadının çalışmasına
karşılar. Bakanlığın yeni *aile
projesi' de kadmı yeniden eve
kapatma amacına yönelik.
Prof. Günsel Koptagel: Ben
kadınlann sıkuıtılarımn meno-
poza bağlanmasına karşıyım.
Kadınlar, aslında sosyal rolle-
rinden memnun değiller. Ço-
cuklan büyüyünce, 'ben ne ya-
pıyornm ' diye kendilerine so-
ruyorlar, yeni sosyal roller isti-
yorlar. Bedensel rahatsızlıklar
da bundan doğuyor. Ya da içki
içiyorlar, bunu yapamayanlar
da depresyona giriyor. Yani ka-
dın mutsuz oluyor.
Prof. Ömer Tuncel: Farklı
erkekler de var. Kimileri de ço-
cuk rolüne giriyor, eşlerinden
annelik bekliyor, arkadan da
yoğun cinsel sorunlar geliyor.
Çalışma grubunda "ailenin
sonınlannın" göründüğünden
daha yaygın olduğu, doktora
getirilen kişinin arkasındaki ai-
le içi bozuklukların göriilmesi
gerektiği ve ailenin tedavi edil-
mesi gereği belirtildi.
"Aile tedavisi", aile içi ilişki-
leri saptayan, aile içindeki dav-
ranışları değiştirip yeni ve sağ-
lıklı bir ilişkiler dengesi kuran
tedavi olarak acıklandı.
Rumlar IndianapolisMahkemesi'nde 'masum'rolü oynayıp başarıh oldular
Kaııakarya valaıılarıÖZGEN ACAR
NEW YORK — Yenilen peh-
Iivan güreşe doymazmış... Kıb-
ns'tan kaçınlan Kanakarya mo-
zaiklerini mahkemede ve Yargı-
tay'da kaybeden Amerikalı sa-
nat eserleri tüccarı bayan Peg
Goldberg. Yugoslav kökenli bir
"beklenmeyen tanık" olayı ya-
ratıp Rumlann yalancılığını or-
taya koymaya çalışıyor. Bence
geç kalnuş bu yasal girişimi doğ-
rulayan bazı veriler var.
Şurası açık bir gerçek ki 20
milyon dolara (yaklaşık 56 mil-
yar liraya) bu mozaikleri pazar-
lama hayali ile Konyalı davulcu,
kaçakçı ve sahtekâr Aydın Dik-
men'den 1.2 milyon dolara satın
alan Indianapolisli sanat eserleri
tüccarı Bayan Peg Goldberg ve
avukatlan, Rumlann Indiana-
polis mahkemesinde yalan söy-
lediğini göremedi ve karşı tara-
fın bu yasal taktiğini, mahkeme
manevrasını algılayamadı.
Kanakarya mozaiklerinin Rum Kilisesi'ne iadesi davasında
en önemli kilit tanık Konstantin Levantis, mahkemede Aydın
Dikmen'in varlığından son dakikada yani 1988
sonbaharında haberdar olduğunu söylemişti.
Amerikalı antika tüccarı ve Kanakarya mozaiklerini elinde
bulunduran Bayan Peg Goldberg'in yeni Yygoslav tanığına
göre Rum tarafı Kanakarya mozaiklerini kaçıran Aydın
Dikmen'i ilk günden beri biliyordu.
Davanın en önemli kilit tanı-
ğı Büyükelçi Konstantin Leven-
tis, mahkemede Aydın Dikmen^
in varlığından son dakikada, ya-
ni 1988 sonbaharında haberdar
olduğunu söylemişti. Goldberg-
in yeni tanığına göre Rum Bü-
yükelçisi yalan söylemişti.
Rumlar, Indianapolis mahke-
mesinde "masum" rolünü oyna-
mış ve bunda da her zamanki gi-
bi başan kazanmışlardı. Her şey
olup bittikten sonra "Goldberg
kampı" bu oyunu anlamış, ama
iş işten geçmişti.
Goldberg'in "beklenmeyen
taruğı" Kujundic'in iddialannın
doğru ya da eğri olduğunu bil-
miyorum. Ancak Rumlann, Ay-
dın Dikmen'in varbğını son da-
kikada öğrendikleri yolundaki
iddialann gerçekleri yansıtmadı-
ğına kesinlikle eminim.
Anımsanacağı üzere Dik-
men'in yakın arkadası ve hatta
bazı konularda ortağı Kujundic,
Levantis ile Dikmen'in 1983 yı-
lında Londra'da Sotheby's Mü-
zayede Salonu'nda, ailesi Istan-
bul kökenli yazar ve antikacı
Yannis Petsopoulos ve bir baş-
ka Yunanh antikacı, Mihailari-
as'ın da bulunduklan bir ortam-
da birlikte olduklarım, kendisi
dışında öteki kişilerin birbirle-
rini önceden tamdıkları için ta-
mştınlmadıklannı ve aynca Le-
ventis ile Dikmen'in daha son-
ra çeşitli kereler Londra'da bu-
luştuklarını bildirmişti.
Petsopoulos, Lysi'deki küçük
bir kilisenin kubbesi ile mihra-
bından sökülen duvar resimleri-
nin, Münih ve Konya'daki evin-
de görüştüğu Aydın Dikmen-
U o U a ı n M a
c ü n a n mî-nîABD'niıı moda baş- gün vapılan iki ayn defilede modaseverler, Anne Klein ve Isaac
D a n a r m a s u p e r n u n ı k e n t i N e H Y o r k t a
ıvfi2
râiıi'nin 1991 uımodaseverler çok meşgul bugunlerde Bir hafta sürecek olan 'Mo-
da Günleri' kapsamında, art arda duzenlenen defilelerde, birbi-
rinden çekici giysiler sunuluyor izleyicilere. New Yorkta onceki
ilkbahar-^z kreasyonlanyla tanıştılar. Anne
Klein, triko kazaklar ve penve mini eteklerle capcanlı bir kreas-
yon sunarken Isaac Mizrahi'nin ipek ve satenlerden oluşan mo-
delleri, farklı bir şıklığı sergüiyordu. (Fotoğraf: Reuter)
Frankfurîer Allgemeine gazetesindeyayımlanan bir ilan:
'Hayallerimin kadınını anyorum'
6O'h yıllarda doğmuş, çekici ve sportmen
olduğunu öne süren bir erkek, hayallerinin
kadını olmak isteyecek kadınlarda 39 şartın
gerçekleşmesini istiyor.
Dış Haberler Servisi — Al-
man Frankfurter Allgemeine ga-
zetesinin 27 ekim tarihli sayısın-
da "eş arayanlar" köşesinde
"Hayallerimin Kadınını
Anyorum" baslıklı bir ilan ya-
yınlandı. İlan 14xl6cm.
ölçülerinde verilmiş.
Aslan burcunda, 6O'lı yıllar-
da doğmuş, çekici ve sportmen
olduğunu ileri süren bu erkek
kişi aday kadınlara 39 şart koş-
muş.
Şartlar sırasıyla şöyle:
• Kot giydiği gibi şık gece el-
biseleri ile de dolaşabilenler •
Paranın önemi olmadığına ina-
nan, zamanının çoğunu benim-
le geçirecek olan • Sportif gö-
rünümlü • Mali açıdan bağım-
sız • Hayvansever • fnce ve
uzun (en az 172 cm) • Güzel bir
semtte ailesine ait evi olan
• tçten kahkahalar atan
• Kayak kaymayı seven, yelken-
cilikten ve uçmaktan hoşlanan
• Siyah atlan seven, sabahlan
ata binen • 30*una basmamış in-
ce, uzun bacaklı • öpülmeye la-
yık muhteşem kırmızı dudaklı
• Yaşamaktan zevk alan • Tam
yetişkin olmayan • Çocukları
seven • Yaramaz köpeklerden
hoşlanan • Romantizmi sırur ta-
nımayan • Mum ışığmda 12
farklı mönünün sunulduğu ak-
şam yemeklerinden hoşlanan -
ama benim tarafımdan pişiril-
miş parçalan da reddetmeyecek
olan • Deli gibi kıskanan ve kıs-
kanılmaktan hoşlanan • Sada-
katsizlikten nefret eden
•- Şefkati sınır tammayan • 560
Mercedes-Coupe'de kendini
Volkswagen'da olduğu gibi rahat
hisseden • Burnu kafdağında
olmayan, bilakis kendine güve-
nen ve kozmopolit • Yellow-
press yayınlanndan ve Hennann
Hesse şiirlerinden hoşlanan
• Günboyu erotizmi sönmeyen
• Papa'ya tahammül edemeyen,
ancak inandığı değerleri olan
• Parlak beyaz dişli • Kolay
bronzlaşan • Yatakta kahvaitı
etmeyi seven- hele benim tara-
fımdan servis yapılıyorsa
• Yabancı ülkeleri gezmekten
hoşlanan • Bacardi-TV reklam-
larını seven • Önce Concorde ile
uçmayı sonra da Paris ve Lond-
ra sokaklannda sürtmeyi seven
• Hesap-kitaptan anlayan
• Kara mizah seven, • Çubuk-
larla yiyebilen • Sıcak şarap iç-
mekten zevk alan • Hayallerinin
erkeğini arayan • Sonsuza dek
hayallerimin kadını kalacak
olan. Bu özelükte bir kadın ara-
yan erkek, adaylann fotoğraflan
ile birlikte başvuru mektuplan-
nı gazeteye göndermelerini de is-
tiyor.
den, Houston'da Menill kolek-
siyonuna satın almmasında rol
oynamış ve aynca Kanakarya
mozaikleri konusunda da bazı
temaslar yapmıştı.
Kilisenin ve Rum yönetiminin
avukatlan, olaylann içyüzünü
bilen Dr. Vassos Karayeorgis,
Yannis Petsopoulos, Aydın Dik-
men ve Michael Van Rijn gibi
kişileri "masum" rolü çerçeve-
sinde mahkemeden özellikle
uzak tutmak için özen göster-
mişti.
Dünyaca ünlü, başanlı bir ar-
keolog olan Dr. Karayeorgis,
Kıbns Rum yönetiminin Eski
Eserler Dairesi Başkanı idi.
Dünyada hemen hemen tanıma-
dığı arkeolog, Avrupalı ve Ame-
rikalı antika tüccan ve Kıbnsh
Türk, Rum ve Yunanlı kaçakçı
yoktu.
Goldberg'in avukatlan ifade-
sine başvurmak üzere mahke-
meye çıkanlmasını istediklerinin
hemen ardından emekliye aynl-
mış ve Cumhurbaşkanı Yeorgi-
os Vassiliyu'nun damşmanı ve
aynca Levantis Vakfı'nın da yö-
neticisi olmuştu.
Mahkemeye gelebilseydi, ede-
ceği yeminden dolayı Karayeor-
gis gerçeği söylemek zorunda
kalabilirdi. Aydın Dikmen'i bel-
ki yüz yüze görmemiş olabilir-
di, ancak Dikmen'in marifetle-
rini en azından 10 yıldır biliyor-
du. Mahkemede yemin altında
bu gerçeği elbette inkâr edeme-
yecekti.
Değerli bir bilim adamı olan
ve ilk kez 1973'te Ankara'da ta-
nıdığım Karayeorgis ile, emekli-
ye aynlmadan ve Indianapolis'te
dava açümadan kısa bir süre ön-
ce ve 16 Mart 1989 tarihinde
Lefkoşa'daki makamında ko-
nuşmuştum.
Kendisiyle özellikle Magosa
yakımndaki Lysi'den kaçınlan
freskler üzerine konuşmaya git-
miştim. Amerikan dergilerinde
bu fresklerin Houston'daki Me-
nill koleksiyona satılmasında
"bir Türk beyefendisi" ile Pet-
sopoulos'un aracılık yaptığı ya-
zılmıştı.
Ancak daha sonra Amerikan
temyiz mahkemesinde "aşağıla-
natak" bu "Türk beyefendisi"
nin adı bu dergilende açıkJanma-
mıştı. O zaman sadece mozaik-
lerin Kanakarya Kilisesi'nden
sökülüp satılmaya çalışıldığını
duymuştum. Fazlaca bir bilgim
yoktu.
Aydın Dikmen'in bu mozaik-
leri pek çok Amerikalı ve Avru-
palı eski eser tüccanna önerdi-
ği biliniyordu. Bunlardan biri de
Amerikalı eski eser tüccan Ro-
bert Hecht idi.
Bir sohbetimiz sırasında
Hecht, bana Aydın Dikmen'in
satmaya çalıştığı bu mozaikleri
kendisine Münih'te gösterdiğini
söyleyecek ve hatta Paris'ten ba-
na bunların orijinal durumdaki
resimlerinin fotokopilerini bile
gönderecekti.
16 Mart 1989 günü Dr. Kara-
yeorgis, Bizans sanatı uzmam ve
halefi Athanasios Papagheorg-
hiou ile konuştuğumda, gerek
fresklerin ve gerek mozaiklerin
kimler tarafından kaçınldığım
sordum. îki yetkili birbirine ba-
kıp güldüler. Açıklama yerine
sustular.
Kendilerine "bildiğim kadarı
ile bu kişinin Aydın Dikmen
olduğunu" söylediğimde Dr.
Karayeorgis, "Siz gerçekten çok
iyi biliyoi5unuz" denuş ve zama-
nı gelince bana bazı belgeler
göndereceğini söylemişti. Nite-
kim gönderdi de.
Şimdi bu verilerin ışığı altın-
da bir kronolojik sıralama yapa-
lım: 1979.. Mozaiklerin Kana-
karya Kilisesi'nden bu tarihte
söküldüğü sanılıyor.
1982.. Kıbns Türk gazetele-
rinden "Ortam"da, Kanakarya
mozaikleri ile Aydın Dikmen'in,
bir yargıcın banka hesabına pa-
ra yatırdığı haberi çıktı. Bu ha-
ber anında Rum Enformasyon
Bürosu'nca Yunancaya ve lngi-
Iizceye çevrildi. Daha önceden
olmasa bile Rumlar, Dikmen'in
adını en azından bu haberle öğ-
renmişlerdi.
1982.. Kanakarya mozaikleri-
nin çalındığını Rum yönetimi
fotoğraflan ile dünyaya duyur-
du. Ancak "Ortam"ın haberine
dayanarak Rumlar, Dikmen
hakkında uluslararası alanda
herhangi bir işlem yapmadı.
1983.. Kujindic'e göre Lond-
ra'da (SothebyVde) Rum Büyü-
keJçisi Levantis ile Dikmen kar-
şılaştı. Birbirlerini daha önceden
tamdıkları anlaşılıyordu.
1983.. Dikmen, Petsopoulos
aracılığı ile Lysi Kilisesi'ndeki
freskleri Houston'da Menill ko-
leksiyona sattığında Dr. Karaye-
orghis'in "bir Türk beyefendi-
sinden" haberi vardı.
Indianapolis'te dava açılma-
dan üç beş gün önce kendisiyle
Londra'da konuştuğumda Pet-
sopoulos, bana (bir Türk gaze-
tecisine bile) Lysi freskleri ile
mozaikleri kaçıran kişinin Aydın
Dikmen olduğunu açıklamıştı.
Bu sırrı bana, daha Indianapo-
lis mahkemesi ortada yokken
açıklayan bir kişinin, çıkan ol-
duğu Rum yönetimine açıkla-
maması asla düşünülemez.
(Arkası 19. Sayfada)
MurdochTV
rekabetinden
vazgeçti
• LONDRA (Cumhuriyet)
— lngiltere*deki iki uydu
televizyon şirketi birleşti.
BSB ve Sky Chanel
televizyonlarının mali
nedenlerle birleşerek British
Sky Broadcasting ismini
aldıkları acıklandı. Robert
Murdoch'un Sky televizyon
kanalı İngiltere'de geçen yıl
hizmete girmiş, ancak
sürekli zarar etmişti. Bir
konsorsiyum tarafından
işletilen BSB ise umulan
abone hedefine
ulaşamamıştı. Bu arada
Murdoch'un sahip olduğu
Sky Chanel'ın 3 kanalının
yayınlarının TV 3'ten
verilmesi için halen
görüşmeler sürüyor.
Birleşmenin, TRT ile Sky
Chanel arasındaki ön
anlaşmayı ne oranda
etkileyeceğinin önumuzdeki
gunlerde belli olacak.
'Gökova fîltresiz
çalışmayacak'
• MUĞLA (AA) —
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Fahrettin Kurt,
"Montajı tamamlanmak
üzere olan Gökova
Santralının bacalanna,
çevreyi kirletmesine engel
olmak için gerekli filtreler
takılmadıkça, üretime
geçmesine izin
vermeyeceğiz" dedi. Muğla
ve yöresinde incelemeler
yapan Kurt, Yatağan ve
Yenikoy termik santrallannı
gezerek yetkililerden bilgi
aldı. Fahrettin Kurt,
Yatağan, Yeniköy ve
Kemerköy termik
santrallarının bacalanndan
çıkan kükürt dioksit
gazlarının havayı büyük
ölçüde kirletitğini
kaydederek, "Bu konuda
Alman ve Japon
hükümetleri ile temas
halindeyiz. Bu hükumetlerle
baca gazlarının zararlannı
önleyici yeni teknolojinin
geliştirilmesi için 250
milyon dolarhk bir bağlantı
yaptık" dedi.
'Bilgi Toplıımu'
ödülleri
• ANKARA (AA) —
Kültür Bakanlığı'nca
düzenlenen "Bilgi
Toplumu" konulu araştırma
eser yarışması sonuçlandı.
Prof. Dr. Cihan Dura'nm
"Bilgi Toplumu" adlı eseri
birinciliği kazandı. Eserler
üzerinde yapılan
değerlendirme sonucu Prof.
Dr. Cihan Dura'nın Bilgi
Toplumu adlı eseri
birinciliği kazanırken,
ikinciliği ve iıçüncülüğe
layık eser bulunamadı.
Meral Alakuş'un "Bilgi
Toplumu", Cengiz Anık'ın
"Bilgi Fabrikalan ve
Müşteriler", Haluk
Cengiz'in "Bilgi Toplumu
ve Çağdaslaşma" ve Dr.
Mustafa Temiz'in "Bilgi
Toplumu" eserleri
mansiyonla ödüllendirildi.
Ikonomidis
fahri doktor
• ANKARA (AA) — Girit
Üniversitesi öğretim üyesi
Prof. Elizabeth Zahariadu
Ikonomidis'e, Yünan
tarihinde Türk folklorunu
işleyen bilimsel çalışmalan
nedeniyle fahri doktorluk
unvanı verildi. Girit
Universitesi Tarih ve
Arkeoloji Bölümü öğretim
üyesi Ikonomidis için dün
Ankara Üniversitesi'nde bir
tören düzenlendi. Törende
konuşan Ankara
Üniversitesi Rektörü Prof.
Necdet Serin, bilimsel
çalışmalarında Türk-Yunan
ilişkilerine katkıları ve
Yunan tarihinde Türk
folklorunun önemli yerini
ortaya çıkaran tezleri
nedeniyle Prof. Dr.
Ikonomidis'e fahri
doktorluk unvanı
verilmesinin
kararlaştırıldığım söyledi.
FocusOn
Turkey
• Haber Merkezi —
"Focns On Tnrkey",
yurtdışı turizm
etkinliklerinde bulunmayı
sürdurüyor. Son sayısı
26-30 kasım tarihlerinde
Londra'da yapılacak WTM-
World Travel Market'te
dağıtılacak olan derginin yıl
sonundaki Kış/90 sayısı da
1991 yılının ilk aylannda
gerçekleşecek olan Milano,
BIT, Paris SMTV ve Berlin
ITB uluslararası turizm ve
borsa fuarlannda
dağıtılacak. Focus On j
Turkey'in yöneticileri,
Körfez krizi sonucu oluşan
turizmimize dönük oiumsuz
etkiye karşı, Türkiye'nin
tamtımına daha çok ağırlık
^'e^Tnek gerektiğini
vurguladılar.