Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 HABERLER 3 KASIM 1990
Denizi kirleten yatlar
• ANTALYA (AA) — Antalya Belediyesi Çevre Sağlığı
Müdürlüğü, Liman Başkanlığı ve Sahil Güvenlik
Komutanlığı, deniz kirliliğinı onlemek amaayla
yatiardaki pis su tanklannın denetimini hızlandırdı.
Yetkililer, Antalya yat limanındaki yatlann günde 100
ton pis su boşalttıklannı belirterek "Bu sulann denize
dökülmemesi için bütün tekne ve yatlarda pis su tanklan
yapılacak" dediler. (Fotoğraf: AA)
Ozal otoyol açacak
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Sakarya-Kocaeli
paralı otoyolunun yapımı tamamlanan bölumünün açılışı
bugün Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından yapılacak.
Cumhurbaşkanı özal, saat 11.00'deki otoyol açılış
töreninden sonra Sakarya Valiliği'ni zîyaret edecek.
öğleden sonra Sakarya'da haika hitap edecek olan özal,
daha sonra ilk Türk yapımı motorlu trenle gezinti
yapacak, akşam saatlerinde Ankara'ya dönecek.
fe
Savaşa Hayır' mitingi
• DENİZLİ (Cumhuriyel) — Yurt genelinde çeşitli
gerekçeler öne sürülerek izin verilmeyen 'Savaşa Hayır'
mitingi ilk kez Denizli'de mahkemelik oldu. Denizli'de
siyasi parti ve demokratik kuruluşların yöneticilerinden
oluşan tertip komıtesinin başkanı Av. Yıldınm Aycan,
Aydın Bölge İdare Mahkemesi'ne açtığı yürütmeyi
durdurma davası için yaptığı başvuruda, "valilik
demokrasiyi ihlal etmiştir" gorüşüne yer verdi. Dilekçede,
ayrıca "mitingin reddedilmesine gerekçe olarak
cumhuriyetin ana ilkelerinin ıhlali, genel ahlâka aykırı
davranışlarda bulunulması ve milli butünlüğün bozulması
gösterilmiştir. Halbuki genel guvenliği savaş tehlikeye
sokar, barış değil!' denildi. Aydın Bolge Idare
Mahkemesi, dilekçeyi incelemeye alırken tenip
komitesince dava edilen Denızli Valisi Alpaslan Karacan,
"Böyle mitinglere karşı temkinli olraaraız gerekiyor" diye
savunma yaptı.
• •
Un rversitelerde 41 gözaltı
• Haber Merkezi — Balıkesir Turizm lşletmeciüği ve
Otelcilik Yüksekokulu'nda YÖK'ü protesto eden 8
öğrencinin önceki gün gözalnna alınmasından sonra dun
de gözaltıları protesto için açlık grevine başlayan 25
üniversite öğrencisi gözaltına alındı. Polis, gözaltılarla
ilgili açıklama yapmadı. 9 Eylül Üniversitesi lktisadi ve
Idari Bilimler Fakültesi öğrenci Derneği üyesi 10 kişi de,
6 kasımda tüm üniversitelerde uygulanacak genel boykot
çalışmaları yaptıklan gerekçesiyle gözaltına alındılar.
Erzurum'daki Atatürk Üniversitesi'nde okuyan
öğrencilerin, Kredi ve Yurtlar Kurumu yurtlannda çıkan
yemeklerin pahalı ve kalitesiz oluşuyla, yurtların
bakımsızlığını protesto için yaptıklan 3. eylemde de
gözaltılar oldu. Kurum kampusundan Üniversite
kampusuna yürümek isteyen 6 öğrenci daha gözaltına
alındı.
polisrnin durumu iyi
• İstanbul Haber Servisi — Okmeydam'nda önceki gece
bir trafik polisinin vumlması olayı ile ilgili soruşturma
sürdürülüyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileri,
Trafik Tescil Şubesi'nde görevli polis memuru Ali
Gök'ün, görev dönüşü 2 kişi tarafından silahla ağır
yaralanması ve tabancasının gasp edilmesi olayında
henüz kimsenin gözaltına almmadığını söylediler. Silahını
vermek istememesi üzerine vurulan ve SSK Okmeydanı
Hastanesi'nde tedavi altına alınan Gök'ün sağlık
durumunun iyi olduğu öğrenildi.
Rafet Genç'e saygı
• ANKARA (AA) —
Geçen yıl ölen Çağdaş
Gazeteciler Derneği eski
Başkanı Rafet GençMn
meslek yaşamı, dostiarının
çeşitli anıları kitap halinde
yayımlandı. Çağdaş
Gazeteciler Derneği
tarafından hazırlanan "Bir
Basın Emekçisi Rafet Genç"
adlı kitap, Genç'i tüm
yönleriyle ele alarak
gazetecilik uğraşı ve mesleki
örgütlenme alanındaki
çalışmalarını tanıtıyor.
Selçuk Alian, Kenıal Balcı, Oktay Pirim, Betul Uncular,
Süleyman Coşkun gibi yakın dostiarının çeşitli yönleriyle
Genç'i tanıttığı kitapta. Rafet Genç'in gazetecilik yıllarına
ilişkin haber kupürleri ve belgeler de yer aLyor.
'İşkence'ye özür
• MUĞLA/BODRUM (Cumhuriyet) — Turgutreis
Jandarma Karakolu'nda yapıldığı öne surülen 'işkence'
olayının yankıları sürerken Muğla Barosu bir açıklama
yaparak Karakol Komutanı Ha>Tİ Söyünmez ile Bodrum
Cumhuriyet Savcısı Zeki Karaman'ın 'görevden alınmaları
gerektiği'ni bildirdi. Baro Başkanı Avukat Birdal
Ertuğrul, cumhuriyet savcısını işkence ve işkence yapanı
korumakla suçlayarak "İşkenceyi savunur biçimde
açıklama yapan cumhuriyet savcısını kınıyoruz" dedi.
Öte yandan 'işkence' olayının tepkileri sürerken olayın
geçtiği karakolun komutanı Hayri Söyünmez karakolda
işkence gördüğünü öne süren gençlerin ailelerinden özür
diledi.
MA-DER'den 2 gözaltı
• İstanbul Haber Servisi — Bir süre önce kurulan
Maliye Çalışanları Yardunlaşraa ve Dayanışma
Derneği'nin (MA-DER) iki üyesinin siyasi polis
tarafından işyerinden gözaluna alınarak götürüldüğü
bildirildi. Dün 14.00 sıralannda Ataköy Vergi Dairesi'ne
gelen Siyasi Şube'ye bağlı bir gmp polisin, MA-DER
üyesi Abdurrahim Uzun ve Metin Ozkan'ı gözaltına
aldıkları belirtildi. Izinli olduğu öğrenilen Perihan
Yurttaş adlı memurenin de gözaltına alınacağının
polislerce söylendiği öğrenildi.
Mantar zehirlenmeleri
• Haber Merkezi — İstanbul'da 29 kişinin olümune
neden olan mantar zehirlenmeleri sürüyor. Bursa'da
önceki gün topladıkları mantarları yiyerek zehirlenen
Gemlik askeri harasında görevli askerlerin 52'si taburcu
edildi. Bursa Çekirge Askeri Hastanesi'nde bulunan 8
askerin ise tedavisi suruyor. Askeri yetkililer konuyla
ilgili bilgi vermekten kaçınıyorlar. Aydın'ın Köşk ilçesine
bağlı Gökkiriş köyü yaylasmda ise aynı aileden 5 kişi
yedikleri mantardan zehirlendıler. Ali, Aysel, Lütfi, Esin,
Lütfi>e Boluk, Aydın Devlet Hastanesi'nde tedavi altına
alındılar. Denizli'nin Kayhan köyünde de Ayşe Karlıoğlu
adlı kadının mantardan zehirlenmesi üzerine Vali
Alparslan Karacan bir bildiri yayımlayarak yurttaşları
zehirli mantar yememeleri konusunda uyardı.
ANAP'tan, uyuşturucu madde kaçakçısı ve 'ülkücü eylemcilerin' cezalarına indirim
Ülküctiye adıııı acbııı özgürlükTBMM'ye sevkedilen tasarıyla, uyuşturucu
işiyle uğraşan mafya ile MHP ve ülkücü
kuruluşlar davalarında yargılanan sağ
eylemcilerin cezalarında önemli ölçüde
indirim öngörülüyor
ANAP, uyuşturucu madde
kaçakçıları ile ülkücü eylemci-
ANAP, ı e r e "özgürlük" getirmeyi
TURAN YILMAZ
ANKARA -
TBMM'ye sevkettiği yasa tasa-
rılarıyla uyuşturucu madde ka-
çakçıları ile ülkücü eylemcilere
adım adım "özgürlük" getiri-
yor. Bu suçlardan yargüananla-
n, iki yıl önce yasalaştırdığı bir
tasan ile pasaport yasağı kapsa-
mı dışına çıkaran ANAP, haf-
ta ortasında TBMM'ye sevket-
tiği bir başka tasarıyla da, bu
suçlardan yargılananların ceza-
larında önemli ölçüde indirim
sağlamayı amaçlıyor. 12 Eylül
sonrası yurtdışına kaçan ülkü-
cü eylemcilerin Avrupa'daki
uyuşturucu madde trafiğinde
önemli rol oynadığı da anımsa-
tılarak yeni tasarımn, uyuşturu-
cu mafyasının yam sıra özellik-
le bu kesimi kollamayı amaçla-
dığı da öne sürüldü.
amaçlayan ilk önemli adımı iki
yıl önce attı. Pasaport Yasa-
sı'nda değişiklik yapan ANAP,
bu değişiklikle getirdiği "yumu-
şama" ile "hırsız, dolandın-
cı, hayali ihracatçı ve riişvet-
çiler" ile birlikte uyuşturucu
madde kaçakçılan ve ülkücü ey-
lemcileri de pasaport yasağı
kapsamı dışına çıkardı. ANAP,
bu değişikliğin gerekçesini şöy-
le açıklamıştı:
"Ülkemizde demokrasinin
tüm kurum ve kurallan ile işle-
mesini temin amacıyla idari ve
yasal uygulamalarda sürdürıilen
liberalleşme çalışmaları içerisin-
de temel hak ve hurriyeilerden
biri olan seyahat hurriveti ile il-
gili 5682 sayılı Pasaport Kanu-
nu'nda da bazı iyileştirme, ge-
liştinne ve yenileştirme çalışma-
lan yapılması gereği duyulmuş-
tur. Aynca Avrupa Toplulugu'-
na tam üyeligin söz konusu ol-
duğu ve ekonominin dışa açıl-
ma çabalarının giderek arttığı
günümüzde, pasaport verilme-
sini engelleyici kanun hükümle-
rinin değiştirilerek azaltılması,
vatandaşa ve idareye kolaylık
geürilmesini saglayacak tedbir-
lerin alınması zaruri görülmüş-
lür."
Düşünceye yasak
Pasaport Yasası'nda yapılan
bu değişiklikte, "Atatürk, dev-
rim yasaları ve devletin şahsiye-
tine karşı işlenen suçlar" kap-
samında yer alan düşünce suç-
lulan yasak kapsamında bırakıl-
mıştı. Bu konudaki yaklaşım,
aradan geçen iki yıl içinde de de-
ğişikliğe uğramadı. Türkiye'de
eündemi oluşturan, TCK'nın
141, 142 ve 163. madde değişik-
likleri konusunu "sümen altı"
eden ANAP, Bakanlar Kuru-
lu'nda benimseyerek TBMM'ye
sevkettiği ve TCK'da değişikük
öngören yasa tasarısmda da, iki
yıl önceki yaklaşımını sürdürdü.
TCK'nın 13 maddesindeki idam
cezalarını ömür boyu hapse dö-
nuştürmeyi amaçlayan tasarının
TBMM'de görüşülmeyi bekledi-
ği bir sırada Meclis'e hafta için-
de bir başka tasan daha sevke-
den ANAP, bu tasan ile uvuş-
turucu madde kaçakçıları için
getirilen idam cezalarını hapis
cezasına dönüştürmeyi öngör-
dü. Bu suçlara ilişkin TCK'nın
403 ve 406. maddelerinde yer
alan idam cezalan ağır hapis ce-
zasına dönüştürülürken, yurtdı-
şmda uyuşturucu madde kaçak-
çıhğından mahkûm olanların bu
cezalarının, Türkiye'de alacak-
ları aynı konudaki cezalardan
indirilmesi de amaçlanıyor. Ta-
san, özellikle MHP ve ülkücü
kuruluşlar davalannda yargıla-
nan sanıklara uygulanan TCK'
mn313, 314 ve 315. maddelerin-
de de değişiklik yapıyor ve bu
suç samklarına daha az ceza ve-
rilrnesini sağlıyor. Buna göre ül-
kücü sanıklara, önceki uygula-
manın aksine, işledikleri suçlar-
dan ötürü, eğer bu suçun ceza-
sı daha ağır ise bu maddelerde
öngörülen "suç isleroek için çete
kurmak"tan ceza verilemeye-
cek.
ANAP'ın acelesi
ANAP'ın, Meclis'e sevketti-
ği ve Ceza Yasası'nda değişik-
lik tartışmaları olduğu dönem-
de Prof. Dr. Sulhi Dönmezer'-
in hazırladığı metnin esas alın-
dığı gözlenen tasansının geTek-
çesinde, uyuşturucu madde suç-
lanndaki düzenlemeye ilişkin
yer alan, "Kanunumuzun bazı
yaklaşımlannın daha makul öl-
çüiere ve uluslararası uyguJama-
ya paralellik sağlayacak şekle
getirilmesi gerekmektedir" iba-
resi de "havada kaldı". Bu ge-
rekçeden hareket edilerek, bu
suç samkları için öngörülen
idam cezalan, daha önce Mec-
lis'e sevkettiği bir başka tasarı-
da öngörülen ömürboyu hapis
cezasından da vazgeçilerek ağır
hapis cezasına dönüştürülüyor.
Bu yaklaşım, Meclis'te görüşül-
meyi bekleyen ve TCK'mn, ara-
lannda bazı casusluk suçlan ile
sol görüşlü sanıklara yönelik
141/1. maddesini de kapsayan
13 maddesindeki idam cezalan-
nuı ömür boyu hapis cezasına
dönüştürülmesini amaçlayan ta-
san ile de ters düştü. Bu tasan-
ya ağırhk vermeyen ANAP boy-
lece "uluslararası uygulamaya
panüellik"i yalnız uyuşturucu
kaçakçıları yönünden sağlamış
oluyor.
Adalet Bakanı CMtan Sungur-
lu da yapılmak istenen değişik-
liği savunarak "Daha önce işlen-
miş suçlan telafi edecek defiliz,
beÛrii bir kısım sanıklarda dn-
şük oranda bir iyileştirme
olabilir" dedi.
Adalet Bakanı Sungurlu, ga-
zetecilerin, TBMM'ye sevk edi-
len TCK değişikliğine ilişkin so-
nılannı yanıtlarken bunun da-
ha önceden hazırlanmasma kar-
şın Bakanlar Kurulu'ndan geçi-
şinin geciktiğini soyledi.Sungur-
lu, "Buna dotayü af diyebOu- mi-
yü?" sorusuna, "Hayır, hayır,
ne o niyet ne o maksat vmr" ya-
nıtını verdi.
Adliye önünde toplanan 40 kadar kadın, boşanma dilekçelerini verdiler. (Fotoğraf: Nilgün Toptaş)
STATÜSÜ BAŞKANLmr KARARNAMESİNİ PROTESTO
Kadınlardan toplu boşanma davasıtstanbul Haber Servisi — Çeşitli kadın
kuruluşlanna üye 40 kadar kadın, "Kadın
Statüsü ve Aile Arastırma Kurumu
Başkanlığı" kararnamesini protesto için
topluca boşanma davası açtı. Kadınlar,
"Devlet, kadınlann taleplerine kulak ver-
sin, Aile Arastırma Kurumu'nu getiren ka-
rarnameyi geri çeksin. Kadının köleliğini
pekiştiren yasalar istemiyoruz" dediler.
tstanbul Adliyesi önünde saat 11.00'den
itibaren toplanarak basın mensuplan ve va-
tandaşlara eylemlerinin amacını açıklayan
kadınlar, daha sonra hep birlikte 3. Asliye
Hukuk Mahkemesi'ne giderek boşanma di-
lekçelerini verdiler.
Adliye önünde okunan bildiride, şu gö-
rüşlere yer verildi:
"Devlet, erkegin çıkannı koruyan bütün
yasalar, kadınlar üstündeki bütün toplum-
sal basküar yetersizmiş, aile Türkiye'de ye-
terince güçlıi tek secenek degilmiş gibi, Aile
Arastırma Kurumu denilen bir kurum da-
ha oluşturuyor. Kadının çalışmasının aile
yapısını bozduğu, geleneksel değeıieri yok
ettigj boşanmaların arttığı gerekçesiyle
'milli değerler doğrultusunda guçlu bir aile
1
yaratma>ı hedefliyor. 'Arttı' denilen yüz-
de 4'lük boşanma oranı, Avrupa ülkeleri-
oin yüzde 40'lan aşan oranlanyla karşılaş-
bnldığında, Türkiye'de aile kurumunun za-
ten ne kadar güçlü oldugunu çok açık gos-
ter miyor mu?"
Çevredeki erkekler tarafından da ilgiy-
le dinlenen bildiride son olarak: "Bugün-
burada boşanma dilekçelerimizi vererek,
Aile Arastırma Kurumu'yla öngörülen güç-
lü aileyi istemediğimizi söylüyoruz. Evlilik-
siz, nikâtasız, aiJesiz yasama hakkımızı is-
tiyoruz. Erkekler ve geleneksel degerier biz-
den daha önemli degüdir. Devlet iyi bir şey
yapmak istiyorsa, kadınlann taleplerine
kulak versin" denildi.
Türbana karşı göriiş bildirmişti
ANAP'h Bozkıırt'tan
Ozden'e sert tepkî
ANAP Grup Başkanvekili Bozkurt, Anayasa
Mahkemesi üyesi Yekta Güngör Özden'i
eleştirerek "Türban serbestisi ile ilgili yasa
hakkında görüş bildirmesi anayasa suçudur"
dedi.
ANKARA (Cumburiyet Bü-
rosu) — ANAP Grup Başkan-
vekili Yasin Bozkurt, üniversite-
lerde türban serbestisi getiren
yasaya karşı görüş bildiren Ana-
yasa Mahkemesi üyesi Yekta
Güngör Özden'i ağır bir dille
suçladı. Bozkurt, özden'in milli
iradeyi hiçe saydığını öne süre-
rek "Milli iradenin oasıl tecelli
edecegJ belli olmadan bunlann
Anayasa Mahkemesi'nden geç-
meyecegini bu kadar rahatlıkla
beyan edebilmenin milli iradeyi
hiçe saymak olduğu, milli irade-
ye karşı tavır almak olduğu aşi-
kârdır. Bu da anayasaya karşı
kabul edilmez bir davranıştu-"
d%di. Üniversitelerde türban ko-
nusundaki bekleyiş de sürüyor.
Hacettepe Üniversitesi Rektörü
Prof. Yüksel Bozer, "Türbana
karşıyız, yönergemiz vardır,
giyilemez" dedi.
ANAP Grup Başkanvekili
Yasin Bozkurt, dün TBMM'de
düzenlediği basın toplantısında,
Anayasa Mahkemesi Başkanve-
kili Yekta Güngör özden'i tür-
ban serbestisinin anayasaya ay-
kırı olduğu biçimindeki değer-
lendirmelerden dolayı sert bir
biçimde suçladı. Bozkurt, yasa-
ma yetkisinin TBMM'ye ait ol-
duğunu, Anayasa Mahkemesi-
nin görevinin ise Mecüs'ten ge-
BAKAN, KADINIxN STATÜSÜ VE SORUNLARI YASASINI ANLATTI
Aykut: Kendinû riske ettîm
LEYLA TAVŞANOĞLU
Son haftalarda siyaset gündeminin bı-
rinci sıralannda bulunan Kadının Statü-
sü ve Sorunlan Genel Müdürlüğü'nün
kurulmasıyla ilgili yasa, "annesi" sayı-
lan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Imren A)kut tarafından, Çağdaş Yaşa-
mı Destekleme Derneği'nin İstanbul'da
düzenlediği toplantıda savunuldu. Ba-
kan Aykut, toplantının başında yasayla
ilgili olarak "fevkalade yersiz ve
gereksiz" bulduğunu söylediği endişeleri
eleştirdi, yerdi; bu arada kendisine yö-
neltilen çeşitli eleştirileri yanıtladı.
1Ü bünyesinde kurulan Kadın Sorun-
lan Arastırma Merkezi, Türk Hukukçu
Kadınlar Derneği, Çağdaş Yaşamı Des-
tekleme Derneği ve çeşitli demokratik ve
laik kadın kuruluşlannın temsilci ve baş-
kanlannın katıldığı toplantıya Bakan
Aykut, kalabalık bir "yardımcı" grubuy-
la geldi.
Bakan Aykut'un toplantı için
seçtiği kıyafet de, saç biçimi de son de-
rece sadeydi. Lacivert tayyör, beyaz bluz
giymiş olan tmren Aykut hemen hemen
hiç makyaj yapmamıştı ve meçli saçları
dümdüz arkaya taralıydı.
Kendi bakanuğı bünyesinde Kadın So-
runlan ve Statüsü Genel Müdürlüğü ku-
rulmasıyla ilgili yasanın hazırlanışında
nasıl emeği geçtiğini anlatan Aykut,
"Ben hedefe gitme konusunda son de-
rece kararlı bir insanım. Tasannın sagı-
na soluna dokundurtmadım. Çok iyi ku-
lislerle amacıma ulaştım" diye konuştu.
Kendisini eleştirenlerin, bir önceki me-
tinde yasanın 7. maddesinin "e" bendin-
deki, "Milletlerarası kuruluşlara üye olan
kadın dernekleri ile gönüllü kadın kuru-
luşlanmn milli görüş ve milli değerler ko-
nusunda bilgilendirilmesini sağlamak"
cümlesinde bulunan "milli görüş ve milli
değerler doğrultusunda" sözcüklerine ta-
kıldıklarını belirten Aykut, bunun "Ata-
türk ilke ve devrimlerinde yansımasım
bulan milli değerler doğrultusunda" ola-
rak değiştirildiğini belirterek "Ulusal de-
sek hiç kimsenin sesi çıkmayacaktı" ifa-
desini kullandı.
Aykut, "En memnun olduğu şeyin,
müdürlügün, bir kadının bakan olduğu
bir bakanlık bünyesinde kurulmasının
öngörülmesi" oldugunu ifade etti. "Ama
benden sonra ne olur bilemem" dedi. Ya-
sada yer alan yerel yönetimlerin kadının
statüsüyle her türlü faaliyetlerinin söz
konusu müdürlük tarafından izleneceği
maddesine dikkat çeken Aykut, "Yerel
yönetimleri ben izleyeceğim. Kadına yö-
nelik aynracı uygulamalar varsa izleye-
ceğim. Çünkü aynmcılığı yapan kunım-
lar degil, erkeklerdu-" görüşünün altını
çizdi.
Yasanın geçmesinden ne kadar mem-
nun oldugunu belirten Aykut yine de,
"Size böyle derken zannetmeyin ki ben
de endişesizim. Böyle bir kuruluşu can-
hıraş bir biçimde niçin kurduk? Kendi-
mi de riske ettim. Basına kapalı bir top-
lantıda çok daha farklı konuşurdum"
ifadesini kullandı.
Toplantıda kendisine yöneltilen, "Si-
zin gibi Atatürk ilkelerine baglı demok-
rat oldugunu söyleyen bir kadın bakan,
nasıl oluvorda aym hükümet içinde Ce-
mil Çiçek, Keçeciler, Sungurlu, Taşar gi-
bi kişilerle çalışabiliyor?" sorusuna şu
yanıtı verdi: "Adamla yan yana oturuyor-
sunuz. Katlanıyorum. Zaman zaman
katlanamadığım oluyor. Içimde fana
şeyler >3pma arzusu duyunca, sen yete-
rince demokrat degilsin diyonım. Ken-
dimi biraz daha egitmek zorundayun."
ANAP'ta olmanız sizin için şans mı,
şanssızhk mı, sorusuna da Aykut, "Yi-
ne de şans diyelim. Çünkü bu mücade-
leyi kimse yapamayabilirdi" karşılığını
verdi.
Toplantıda söz alan Prof. Aysel Çeli-
kel "Aynı hükümet bünyesinde iki kuru-
luş var. Biri Devlet Bakanı Sayın Cemil
Çiçek'e bağlı Türk-Müslüman aile mo-
delini benimseyen kuruluş. Kadının sta-
tüsünü buna göre beliıiiyor. Buyük kad-
rosu var. Bir de Atatürk ilkeleri doğrul-
tusunda, kadın haklan doğrultusunda
calıştnası öngörülen müdürlük var. Bu
iki ayrı kutup. Bunlar nasıl bağdaştın-
lacak? Hangi kuruluş ne yapacak?" kay-
gılannı dile getirdi.
Toplantı sonunda bir dinleyicinin
"Hiçbir soruya açık yanıtlar vermediği"
eleştirisini yanıtlayan Aykut, "Sizin is-
tediğiniz gibi soru sorma hakkınız, be-
nim de istedigim gibi cevap verme hak-
kım var" dedi.
çen yasalann şekil ve esas bakı-
rrundan anayasaya uygunluğunu
denetlemek oldugunu hatırlata-
rak şunlan soyledi:
"Anayasamızın bu açık hük-
müne ve üyesi bulunduğu Ana-
yasa Mahkemesi'nin görevi de
sadece kanunlann anayasaya şe-
kil ve esas bakımından uygun-
luğunD denetlemek oimastiM
ragmen Sayın Özden'in yasama
organından çıkmış ve benüz
Anayasa Mahkemesi'nde dava
konusu dahi yapümamış milli
iradeyi belirleyen yasama orga-
nının bir karannı âdeta ihsası
reyde bulunarak, kendisini Ana-
yasa Mahkemesi yerine koyarak,
tek yetkili kendisi imajını vere-
rek, beyanı istikametinde karar
çıkacağı teminatını acıklayarak,
bazı kesimlere isaret olacak şe-
kilde kamuoyu oluştunnayLv
amaçlayan tutumu ve konusma-'
sı kesinlikle yasalanmızla bağ-
daşmaz."
öte yandan üniversitelerde
türban konusunda kesin bir ka-
rar alınmamasına karşın kaygı-
h bekleyiş devam ediyor. Hacet-
tepe Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Yüksel Bozer, henüz üniver-
site yönetim kurulunu toplama
fırsatı bulamadığını, ancak bu
konuda daha önce aldıkları bir
karar bulunduğunu soyledi.
Prof. Bozer, Cumhuriyet'in
bu konudaki sorusuna şu yanı-
tı verdi:
"Hacettepe Üniversitesi, ben,
ögretim üyesi arkadaşlanm ve
bütün kunımlan, yönetim kuru-
lu, türbanla ilgili bususlarda ne
bissettigimiz) zaman zaman hep
dile getirdik. Türbana karşıyız.
Bu konuda yönergemiz vardır,
giyilemez diye. Bundan sonra
amk bizim soyieyecek ne lafınuz
kalmıştır?
Ben Anayasa Mahkemesi'niıı
karannı intizar ediyorum. Bek-
h'yoruz. Yönetim knruhuın top-
Ursak, tabii konusacagız bunu."
Anayasa Mahkemesi
Başkanı Darıcıoğlu:
Ozderfîn
sözleri
kişisel
CÜNEYT ARCAYÜREK yazıyor
Önemsemenin Olçeği
ANKARA—Hükümet ve Dış-
şişleri, Baker'in Türkiye'yi ziya-
retine "leşhis koyamadıklannı"
açıkça söylüyorlar.
Buna karşı parti içi olayiar
sorulduğunda hükümet üyele-
riyte ANAP çevreleri bülbül ke-
siliyor.
Aralarında sağduyu sahibi,
gelişmeleri mantığın süzgecin-
den geçirerek varsayımlar öne
sürenler bulunuyor. Içlerinden
biri ANAP'taki liberaldi, yok
muhafazakârdı gibi tanımlama-
lara karşı çıkarken şoyle bir de-
ğerlendirme yaptı:
"ANAP'ta artık hizip kalrna-
dı. Parti programına yönelik ay-
nlıklar da sona erdi. Şimdi 'li-
der adaylarmm' çarpışması
var."
Söylediklerini doğruladığını
öne sürerek bir örnek veriyor.
Siyasal partiler yasası büyük
küçük kongrelerde çarşaf liste-
yi zorunlu haJe getirmişti. Bir
gün yüce katlardan bir buyruk
geldi. Çarşaf liste uygulaması-
nın sürdürülmesi istendi. Bir ay
geçti geçmedi, yüce katlardan
gelen ikinci bir buyrukla çarşaf
listeden vazgeçildi.
Böylece her lider adayı ayrı
bir listeyle seçime girecek.
Çarşaf listeyle partiye yararlı
olacak kişilerı delegeler "tercih
edebiliyordu". Bundan böyle
tek seçici lider veya lider ada-
yı olacak. Onun saptadığı isim-
ler liste marifetiyle doğrudan
yönetime girecek. Yararlı olan
ya da olmayan, hiçbir ayınm
yapamayacak delegeler.
Hizipleşme görüşünü, hizip-
cilik hareketlerini yadsıyanlara
göre şimdilerde "lider adayla-
n çevresinde kümeleşme" oia-
yı yaşanıyor.
Mesut Bey'in çevresinde kü-
melenenler, bu hafta sonu
"gövde gösterisi" yapmayı
planlamışlar. Anadolu'da şu ya
da bu ilde gövdelerini göstere-
cek yerde, tek güçlü koz say-
dıkları Kadıkoy'de Safa Giray'ı
görkemli biçimde karşılamaya
hazırlanıyorlarmış.
Mesut Bey ve Mesut Beyci-
ler, Kadıkoy'de parti gerçekle-
rini yakalamaya uğraşa dur-
sunlar, başkentin boşalan ku-
lislerinde daha çok "dışa
dönük" olayiar konuşuluyor.
örneğin, SÖ'nün New Jer-
sey'deki "bir ihtimalli" ve bol
Türk müziğiyle karışık akşam
yemeklerinden söz ediliyor. Eşi
Bush'a akıl verir. moral aşılar-
ken SÖ de Amerikalı politika-
cılara aynı yakıniığı, dostluğu
gösteriyor.
Baker, başkente şöyie birkac
saatliğine uğrayacak. Esenbo-
ğa'dan koşa koşa Çankaya'ya,
Çankaya'dan koşa koşa Esen-
boğa'ya.
Körfez bunalımının başlann-
da TÖ, hemen her gün demeç
üstûne demeç veriyor, çıktı çı-
kacak savaşta silahları kuşan-
mış, Bağdat'ın boğazına sarıl-
maya hevesli görünüyordu.
Baker'in, Ortadoğu turuna
niçin çıktıgını açıklayacak kesin
bilgiler olmadığı gibi, çeşitli
varsayımların hangisinin daha
geçerli oldugunu söyleyecekler
de yetkililer piyasasında görün-
müyor. Sadece şunu söylüyor-
lar: "Daha çok Baker'ı dinleye-
ceğiz."
19 kasımda TÖ, Bush'la baş
başa konuşacağına göre
ABO'nin ikinci sıradaki adam-
larıyta uzun uzadıya bir arada
bulunmaya ne gerek var? Bir
dünya lideri, ancak bir başka
dünya lideriyle, dünya sorunla-
nnı tartışabilir. Baker gibiler, bil-
gi taşıyan ikinci sınıf öğeler ol-
maktan öteye bir anlam
taşımaz.
Nerede? Tabii, dünyanın
önemsenen başkentlerinde.
örneğin Ankara'da.
İşte bu kadar!
ŞANLIURFA (Cumhuriyet)
— Anayasa Mahkemesi Başka-
nı Necdet Dancıoğlu, türban ya-
sası konusunda göruş belirteme-
yeceğini soyledi. Darıcıoğlu,
Anayasa Mahkemesi Başkan
Vekili Yekta Güngör Özdenin
"türbana izin yok" şeklindeki
sözlerini de "kişisel göruş" ola-
rak niteledi. GAP Kalkınma
Idaresi Başkanhğı'nca düzenle-
nen "GAP Gezisi" için mahke-
me üyeleriyle birlikte Şanhurfa
1
ya gelen Anayasa Mahkemesi
Başkanı Necdet Darıcıoğlu, ga-
zetecilerin türban konusunun
Anayasa Mahkemesi'ne getiril-
mesıne ilişkin sorularını yamt-
larken "O mahkeme gündemi-
ne gelecek. Bir yorum yapmak
istemiyonım. Hiç bir degerlen-
dirme yapacak durumda
değilim" diye konuştu.
Necdet Darıcıoğlu, Anayasa
Mahkemesi Başkan Vekili Yek-
ta Güngör özden'in "Türbana
izin yok" şeklindeki sözlerinin
hatırlatılması üzerine de, "Ana-
yasa Mahkemesi'ni temsilen bir
açıklama yapüklannı sanmıyo-
nım. Herhalde kendi kişisel gö-
ruslerini ortaya koydular. Ama
ben kişisel görüşümü de söyle-
sem bu konu yarın Anayasa
Mahkemesi'ne geldiği zaman
zor durumda kalırun. Bu neden-
le ya da bu dogrultuda bir şey
soylemek yetkisine sahip değil"
dedi.