04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 KASIM 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 29. SATRANÇ OLİMPİYAT1 Vietnam'a yenildik, Cezayir'i yendik KAHRAMAN OLGAÇ GELFAND (Siyah) a b d e NO\1 SAD - Yugoslav- ya'da devam eden 29. Satranç Olimpiyatı'nın 4. turunda Türk takımı Vietnam'a 3-1 yenildi. Bayan takımımız ise Fransa'yı 2-1 yendi. Vi- etnam'a karşı sadece 1. masamızda oynayan Turban Yılmaz galibiyet alırken, diğer oyuncula- nmız Arduman, Kara- dag, tpek yenildiler. Fransa ise tarihinde ilk kez Türkiye'ye yenildi. Bayan takımımızdan Giilsevil Yılmaz galibiyet elde ederken Fatmanur Öney ve Nilüfer tpek be- rabere kaldılar. LJUBOYEVIC (Beyaz) (11... Ae5 12.Vxf6ü) 5. turda ise Cezayir'le karşılaşan erkek taİcımımız 3-0'lık bir galibiyet elde etti. Turhan Yılmaz'ın oyunu ise ertelendi. Arduman, Öney ve Soylu maçlannı kazandılar. Bayan takı- mımız bu turda Hindistan'a 2-1 yenildi. 5. turun sonunda Türkiye 9.5 puan ve 1 ertelenmiş oyunla 118 takım arasında 62. sırada. Bayanlarda ise takımımız 8 puanla 66 Ulke arasında 28. durumda. Genel sıralamada 5 tur sonunda ABD 15.5 puanla ilk sırada yer alıyor. Bu ülke- yi Çekoslovakya, SSCB ve Federal Almanya 14.5 puanla iz- liyor. Bayanlarda Macaristan ve SSCB 12.5 puanla liderliği paylaşıyorlar. Bunlann ardından 12 puanla Çin geliyor. 14 tur surecek olimpiyatta 6. tur bugün oynanıyor. SSCB, 4. turda Yugoslavya'yı 2.5-1.5 yendi. Yugoslav bü- yükusta Ljuboyeviç ile Sovyetler'in genç yeteneklerinden Gel- fand'ın mucadelesi ilgiyle izlendi. Beyaz: Ljuboyeviç (Yugoslavya) - Siyah: Gelfand (SSCB) / Sicilya savunması. I.e4 c5 2.Af3 d6 3.d4 cxd4 4.Axd4 Af6 5.Ac3fl66.Fg5 e6 7.f4 Abd7 8.Vf3 Vc7 9.Fe2 b5 10.f5 b4 Il.fxe6 Ae5 12.Vxf6ü gxf6 13.Ad5 Va7 J4.Axf6 Şd8 15.Ad5 Beraberlik. (0.5-0.5) Macarlann harika kızlan Polgarlara nazar değdi. SSCB: 2 - Macaristan: 1. Judith Polgar, Gaprindaşvili'ye yenildi. Beyaz: Judith Polgar (Macaristan) - Siyah: Gaprindaşvili (SSCB) U 4 e5 2.Af3 Af6 3.d4 Axe4 4.Fd3 d5 5.Axe5 Ad7 6.Axd7 Fxd7 7.0-0 Vh4 8x4 0-0-0 9.c5 g5 10.Ac3 Fg7 ll.Ae2 Khe8 12.Vel Af6 13.Vd2 Ae4 14.Va5 Şb8 15.f3 Af6 16.g3 Vh5 17.a4 Ag4 18.fxg4 Fxg4 19.Af4 Fxd4 2O.Şg2 gxf4 21.Fxf4 Fe5 22.c6 Fc8 23.Vb4 Fd6 24.Vb3 Fxf4 25.Kxf4 Ke3 26.Vc2 Vh3 27.Şhl Kxg3 28.cxb7 Fxb7 29.Kxf7 Kc8 3O.Fb5 d4 31.Fc6 Kc3 Beyaz terk eder. (0-1) SINEMA fe Camdan Kalp' Berlin'e gidiyor • Küllür Servisi — Bu yıl Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde en iyi üçüncü film seçilen "Camdan Kalp" Berlin Film Festivali'nin resmi bölümünde Türkiye'yi temsil edebilmek için onseçiciler tarafından izlenmek üzere Berlin'e çağrıldı. Kısa bir süre önce Beki Probst Türkiye'ye gelerek son donem filmleri izlemiş ve Berlin Film Festivali'nde Türkiye'yi temsil etmek için "Camdan Kalp"i önermişti. "Camdan Kalp" filminin ayrıca bu yıl Altın Lale Film Festivali'nde Türkiye'yi temsil edeceğinin kesinleştiği açıklandı. Fehmi Yaşar'ın yazıp yönettiği film, yarı aydın bir adamın tekrara dönüşmüş evliüğinin, bu arada hizmetçisinin önemsiz bir isteğini kabul etmesiyle İstanbul'un kenar mahallelerine dek uzanan garip oyküsünu anlatıyor. Filmde Genco Erkal, Şerif Sezer (fotoğraf) ve Deniz Gökçer başrolleri paylaşıyorlar. KİTAP 'Allah ve Tango'ya ödül • TRABZON/ANKARA (UBA) — Şair tlhan Demiraslan'ın 10. ölum yıldönumü nedeniyle düzenlenen şiir yarışmasında büyük ödülu lsveç'te yaşayan Özkan Mert kazandı. Mert'in "Allah ve Tango" adlı kitabıyla buyuk odülü aldığı yanşmada, Ibrahim Yıldız'ın "Doruktaki Koltuk Boş" kitabı da mansiyon kazandı. RESİM Cantürk, tazminat alacak • ANKARA (AA) — Ressam Fikri Cantürk, iki eserini izinsiz olarak kartpostal haline getiren bir yayınevinden 12 milyon lira tazminat alacak. Sanatçının avukatı Ünsal Piroğlu'ndan alınan bilgiye göre Canturk'ün iki eserini izinsiz olarak kartpostal haline getirdiği için tstanbul Bilim Yayınevi aleyhine açılan telif hakları davası sonuçlandı. Ankara 1. Ticaret Mahkemesi, sanatçının 48. Devlet Resim Sergisi'nde büyük ödül kazanan "lnsan Varlığı Üzerine Referanslar" ve "yasak elma ya da ölüm dansı" isimli eserlerini izinsiz olarak çoğaltan yayınevini, 12 milyon lira tazminat odemeye mahkûm etti. Eserin çoğaltılması için telif haklarının satın aJınması ya da sanatçının yazılı izni gerektiğini belirten Piroğlu, "Davanın sonucunun, ülkemizde henüz yeni olan sanatçı haklarının kurumlaşması ve sanatçılann bilinçlenmesi konusunda önemli katkılar getirmesini diliyorum" diye konuştu. POZITIF VIBRATIONS ÇAĞDAŞ MÜZIK Michal Urbaniak Urszula Dudziak 24 kasım 1990, 5:30 ve 8:30 CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU Bıtetleo Salonu Gaılena: 5599660 Vakkorama Taksım 1511571 Suadıye 360 90 90 Oganızasyor Pozıtıf 144 33 94 SEVEMA/ATİLLA DORSAY GRAFIKERLER MESLEK KURULUŞU OLAĞAN GENEL KURULU Derneğimizin Olağan Genel Kurulu 25.11.1990 Pazar günü, saat 10:00'da The Marmara Oteli Opera Salonu 'nda toplanıyor. Tüm üyelerimizi bekliyoruz. Yurdaer ALTINTAŞ GMK Yönetim Kurulu Başkanı Gary MarshalVın 'Özel Bir Kadın'ı gerçekten de özel bir film Düşler pazarı Hollywood Ozel Bir Kadın (Pretty Woman) / Yönetmen: Gary Marshall / Senaryo: J. F. Lawton / Müzik: James Newton Howard / Oyuncular: Ricbard Gere, Julia Roberts, Ralph Bellamy, Laura San Giacomo / Bir Touchstone Pictures (Warner Bros) yapımı (Beyoğlu Emek, Kadıköy Reks) "özel Bir Kadın" geçen mev- sim içinde ABD başta olmak üzere birçok ülkede liste başı olmuş!.. Bilmem kaç milyon dolara malolan film bilmem kaç milyon dolar getinniş!.. Sa- yılar, sayılar!.. Artık sinemada promosyon ve tanıtım, hemen yalruzca sayılara dayandınlıyor. Ve bu bize hiç de sempatik gel- miyor. Hele Amerikan seyirci- sinin genel zevk düzeyini düşü- nünce!.. Ne var ki "Özel Bir Kadut" bu önyargılan aşıp ken- dini kabul ettiren, gerçekten de "özel bir film..." Aslında ve görünürde, öykü- nün pek özelliği yok. Bir "ask hik&yesi" bu... Kahramanlann birinin bir milyoner, öbürünün ise bir fahişe olması, bilmem her şeyin olabildiği, her türlü değer ölçüsünün sarsıldığı gfi- nümüzde gerçekten şaşırtıa rru? ömrü şirket alıp satmak- la, özellikle büyük şirketleri "parçalayıp" parça parça sat- makla geçen acımasız bir eko- nomi girişimcisiyle, bir zaman- lar ünlü yıldızlann yaş çimen- toya bastıklan el izlerini ve de adlannı taşıyan taşlarla döşen- mis Hollywood bulvan üzerin- de kaldırım fahişeliğı yapan ve "saati 100 dolar olan" çekici bir genç kadının ilişkisi bu... Kısa- cası, tüm çarpıcılığı ve farklılı- ğı altında, temelde bir masalîa, ünlü "Kiil Kedisi"masaünın modern bir çevrimiyle karşı karşıyayız!.. Ama bu temel izlek, çeşitli ayrıntılarla zenginleştirilmiş. RICHARD GERE VE JULIA POBERTS — Gary Marshall'ın filminde başrolleri Ricbard Gere ile Julia Roberts paylaşıyorlar. Bu "olanaksız aşk" son derece inandına kılınmış kişilik ve du- rumlarla ilmek ilmek işlenir- ken, öte yandan da bir Pygma- lioa öyküsüne dönüşüyor: Bir kadını yeniden "yaratan" bir erkeğin öyküsü bu... özellikle de Bernard Shaw'un modern- leştirerek ölümsüz kıldığı (ve sonradan "My Fair Lady" mü- zikaline dönüşen) öyküdeki gi- bi, sınıfsallığın en aşılmaz gibi göründüğü toplumlarda bile ne denli kolayca aşüabildiği, soy- luluğun kolayca "ögrenilebi- lecegi" sınıf duvarlarımn da- yanıksızlığı vb. şeylerin bir kez daha altı çiziliyor. Gü- zel Vivian, kıhk kıyafeti do- layısıyla kovulmaktan beter ol- duğu lüks otele veya Rodeo Ehive'ın lüks dükkânlanna, pa- ramn ve de "kredi kartı n nın gü- cüyle öyle bir yerleşiyor ki sor- ma gitsin!.. Ama yazar / yönet- men ikilisi, bu "My Fair Lady" yanında pek ısrar etmiyorlar: Ne de olsa burası soyluluğun hiçbir zaman var olmadığı Amerika'dır ve takvimler de 1990 yıhm göstermektedir!.. Oykü, daha çok bir başka il- ginç yönde gelişiyor: fki insa- nın birbirini etkilediği, değiştir- diği, giderek dönüştürdüğü bir ilişkiye dogru yelken açıyor. Fa- hişe ve milyoner, bir raslantı- dan doğan bu garip ilişki bo- yunca, önce birbirlerini iyice tartıyor, sonra ilgi duyuyor, sonra sevmeye ve de değiştirme- ye başhyorlar. Ashnda zaten benzerlikleri var: Ekonomi ak- babası Edward Lewis'ın deyi- şiyle "ikisi de yaşamak için dü- züşüyortar.." Yine de bu etkin- liğin biçiminde ve düzeyinde büyük farklar var kuşkusuz. Ne var ki Lewis, ashnda tertemiz bir yüreği korumuş bu kaldınm yosmasına pararun satın alabi- leceklerini gösterir, onu "inceltir" ve onu yalnızca "Idbar" bir kadına değil, duy- gulanm, kişihğini (ve de öpüş- meyi) ammsayan gerçek bir ka- dına dönüştürürken, Vivian da bu duygusuz işadamını öylesi- ne değiştiriyor: Ona parkta "çıplak ayak" gezmekten, yok ettiği şirketlerin ardında işleri- ne tüm ömürlerini harcamış gerçek insanlar bulunduğunu öğretiyor. Ve bu karşılıklı dö- nüştürme, her masal gibi kaçı- nılmaz bir "happy end"le nok- talanıyor. Tüm bu izlek şemalarını yi- ne de çok "klasik" mi buldu- nuz? Bu sakın "Pretty Wo- man"ı görmenizi engelleme- sin... Çünkü bu film, özellikle senaryo ve sinemalaştırma aşa- malarında bir dizi sinema der- si de içeriyor. Bir senaryo nasıl yazılır, Edward ve Vivian kişi- likleri, tüm gelişimleri içinde nasıl işlenir, o otel müdürü, asansörcü cocuk, hinoğlu hin avukat, yaşlı işadamı gibi yan tipler nasıl böylesine inandın- a biçimde yaratıhr? Senaryoda baştan atılan tüm düğümler (Vivian'la oda arkadaşı Kit'in ilişkisinden Edward'ın finalde yenmeyi başardığı "yükseklik korkusu"na) filmin sonlannda nasıl çözümlenir? O ilk ve zo- raki sevişme girişiminde "ne yapmgmı istiyorson? / Ne yap- mayı bitiyorsun?" gibi bir diya- log nasıl hayal edüir? Oyuncu- lar o kalıplara nasıl sokulur ve Julia Roberts gibi deneyimsiz bir oyuncu, nasıl böylesine Vi- vian olabilir? Çünkü sinema, tüm bu inceliklerden, ayrıntı- lardan oluşan büyük, gizemli ve karmaşık bir yapıdır ve her ba- şarüı filmin göninürdeki yalın- lığı altında, böylesine bir çaba gizlidir. Daha da ilginci, film içerdi- ği "modern masal" niteliğini unutmuyor, buna uzaktan, me- safeli, giderek alaycı biçimde yaklaşıyor. özellikle fınalde bu mesafe iyiden iyiye ortaya ko- nuyor: Evet, burası Hollywo- od'dur. Artık yosmalann, fahi- şelerin, uyuşturucu satıa ve alı- cılannın, serseri ve haydutların işgaline uğramış tehlikeli bir mahalleye de dönüşmüş olsa, yine de burası Hollyvvood'dur: Bir düşler yaratma ve satış pa- zarı. Geün siz de kendinize uy- gun bir düş bulup birfilmbo- yunca kullanmak üzere alın!.. UUEdeVin 'Brooklyn'e Son Çıkış'ı 1950'lere karamsar bir tanıklık Ödünsüz, gerçekçi, karamsar ROMANDAN SİNEMAYA — Hubert Selbv Jr.'un 1964'te ya- yunlanan aynı adlı romanından beyazperdeye aktarılan "Bro- oklyn'e Son Çıkış "m Uginç oy nculanndan Jennifer Jason Leigta. B r o o k l y n ' e S o a Çıkış (Last Exit to Brookl>Ti) / Yönetmen: Uli Edel / Senaryo: Hubert Selby Jr'ın romanından Desmond Nakano / Müzik: Mark Knopfler / Oyuncular: Stephen Lang, Jennifer Jason Leigh, Burt Young, Ricki Lake, Jerry orbach, Peter Dobson, Alexis Arquette / Neue Konstantin Filme (Alman) yapımı (Lâle, Kadıköy) 1928 doğumlu Amenkalı yazar Hubert Selby Jr. 1964'de yayımlanan aynı adlı romanından, çok iyı bildiği, içinde yetiştiği bir çevreyi, New York'un inarulmaz yosulluktaki semti Brooklyn'i anlatmıs. Ve roman, bir anda çağdaş bir klasiğe dönüşmüş. Samuel Beckett'in "birçok on yıldan beri yazılmış en iyi kitap" dediği söyleniyor. Ve yazıldığından beri sinemanın ilgi duyduğu ro- man, ancak günumuzde bir film haline gelebil- miş. Romanı okumadık. Ama filmi görünce bu- nun nedeni anlaşılabiliyor: "Brookl>n'e Son Çı- kış"ın bir film haline dönüşebilmesi için sansü- rün, tum ülkelerde günümüzde ulaştığı görece hoşgörüye erişmesi gerekiyordu kuşkusuz. Çünkü Selby, gördüğü, tanık olduğu her şeyi yazmış. Genelde goçmenlerin (Italyan, Yunan vb.) yaşadığı ve Amerikan toplumunun en tipik alt-kültür katmanlarından birini oluşturan bu semt, özellikle 1950'lerde (bugün acaba farkh mı?) yoğun biçimde içinde buiunduğu anlaşılan tüm sefaleti ve duşkünlüğüyle veriliyor. Gence- cik bedenini satarak geçinen alımlı fahişe Trala- la, onun tenhaya götürdüğu askerleri soyarak ge- çinen semt bıçkınları, ağabeyisinden surekli da- yak yiyen veya annesine ya da uyuşturucuya sı- ğınan travesti Georgette, bekâretini yitirmiş ve karnı durmadan şişen kızının durumunu "şişmanlıgına" veren Big Joe, eşiyle kuramadığı iletişimi bir "oğlan"da bulan aile babası ve sen- dikacı Harry Black... Daha birçok Uginç pitoresk ve marjinal kişilik. Ve tüm bu acıh, acıklı kişi- liklerin veilişkilerinin fonunda "grev kıncılan"- nın devreye girmesiyle çığrından çıkan ve dra- matik gelişmelere doğru kayan bir grev olayı... "Brooklyn'e Son Çıkıs", bir semtin, bir ken- tin ve bir toplumun belli bir dönemine alabildi- ğine karamsar bir tanıklık getiren ve parlak ışık- larını bir ülkenin en karanhk çirkef çukurlarına çeviren Uginç bir film... Sinemanın eşcinselliğe, fahişeliğe, yasadışılığa, alt-kültur ve azınlık kat- manlanna yaklaşımı, pek seyrek olarak böylesi- ne ödünsüz, gerçekçi ve karamsar olmuştu. Genç- lik ve uyuşturucu sorunlarına değinen ve gerçek bir tanıklıktan yola çıkan "Christian F." filmiy- le tanınan yönetmen Uli Edel'in anlatımı, tüm oyuncular, Stefan Czapsky'nin gece görüntüleri ve Dire Straits grubunun beyni gitarist Mark Knopfler'in yer yer Morricone'yi anımsatan bir Latin duyarlığma ulaşan muziği de çok iyi. Çok "hassas" bir yüreğiniz yoksa, "insanlığm sefaleti" sizi ilgilendiriyorsa ve midenize bir yıımruk (kuş- kusuz "sinemasal bir >Timruk"!) yemekten çekin- miyorsanız, bu filmi gorün deriz. Costa-Gavras İhanet'te melodramlapolitikayı harman ediyor Derin Amerikada faşizm batağıthanet (Betrayed) / Yönetmen: Costa-Gavras / Senaryo: Joe Esztherhas / Görüntü: Patrick Blossier / Muzik: Bill Conti / Oyuncular: Debra Winger, Tom Berenger, John Heard, Betsy Blair, John Manohey, Ted Levine / UIP (U-A) yapımı / 135 dakika (Dünya, Kadıköy KSM) Costa-Gavras'ın "Amerika serüveni"nin "Kayıp- Missing"le "Müzik Kutnsa - Music Box" arasında yer alan halkası... Yakmda izleyeceğimiz "Music Box" denli yoğun bir dramatik yapı içermeyen, ama kuşkusuz yönetmenin kendine özgü anlatım ustalıklarına sa- hip, ilgiye değer bir fdm... Costa-Gavras anlaşılan bu "Amerika seriiveni" boyunca Amerikalüan rahat bırakmama- ya, sürekh' onlarm vicdamm te- dirgin etmeye, ortak bilinçleri- ni silkelemeye karar vermiş!.. Bu kez, Orta Batı'da, alabildi- |ine sakin, sıradan bir yaşam görüntüsü altında örgütlenen ırkçı ve faşist çetelerin çabala- nnı anlatıyor. Yahudi, liberal ve lafını sakınmayan bir radyo programcısınm (tıpkı "Talk Ra- dSo'da olduğu gibi) öldürülme- sinden sonra, FBI olup biteni anlayabilmek için bir kadın ajan gönderiyor. Kadın ajan Cathy Weawer, burada tanışıp âşık ol- duğu adamın, Nazi örgütlerine rahmet okutacak ırkçı, faşist ve Amerika'yı "Yahudilerie zenci- lerden kurtannak için" savaş- maya hazır bir vunıcu gücün parçası olduğunu anlayınca, ol- dukca şaşkmhğa düşüyor. "Ihanet", aslında eski usul bir Hollywood melodramıyla, daha "çagdaş" gözükme savın- daki bir politik-görünümlü fil- mi harman etmeyi deniyor. Gü- zel, yürekli, üstelik sevilen bir kadının, görevi nedeniyle "kur- dun ini"ne itilmesi, Hitchcock- un ünlü "Aşktan da Üstfin - Notorious"undan beri oldukça bilinen bir tema... Fona ise Cos- ta Gavras usulü, doğruluk ve ciddilik derecesi büinmeyen aşm bir politik oluşum, "derin Ame- rika"nın faşizm ve ırkçıhk ba- tağına saplanması olasıhğı yer- leştirüince, filmin tuz-biberi ta- mamlanmış oluyor. Costa-Gavras kuşkusuz bece- rikli bir yönetmen... Filmine katmayı başardığı biraz Avrupa soslu romantizm, eski Hollywo- od'dan ödünç alınmış da olsa, "görev ve ask" ikilemine getir- diği Fransız usülu bir duygusal- lık, fümin lehine calışıyor. Ama hem Costa-Gavras sinemasında hem de son dönemin kimi Ame- rikan filmkrinde sıkça rastlanan DEBRA WINGER'DAN AYRINTIL1 OYUN — Costa-Gavras'ın "İhanet" adlı filminde Debra VVinger, aynntılı ve nüanslı oyunuyla seyri kolaylaştınyor. Tom Berenger da başrollerden birinde. bir öğe, yani çok ciddi, çok önemli politik savlan ve kuram- ları bir serüven filminin gerili- mi için malzeme yapma tavn, doğrusu filmin bildirisine, inan- dıncüığına yarar getirmiyor. ln- san, "derin Amerika"nın bağ- rında oluştuğu varsayılan bu ırkçı ve faşist örgütlenme olası- hğını ciddiye alsın mı, alırsa hangi ölçüde alsın, şaşırıyor. Debra Winger, aynntılı ve nü- anslı oyunuyla filmin seyrini ko- laylaştıran olumlu öğelerin ba- şında geliyor. Atatürk kitabı • ANKARA (AA) — Talip Apaydm, Sunullah Arısoy, Behçet Kemal Çağlar, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cahit Külebi gibi Türk şürinin usta isimlerinin Atatürk konulu şiirleri ve çeşitli Atatürk şarkılan kitap haline getirildi. Atatürk'ün ölümünün 52. yıldönumü nedeniyle Vakıfbank tarafından çocuklar için hazırlatılan eserde, bazı halk ozanlanmn da Atatürk için deyişleri yer ahyor. Doç. Dr. Aydın 1lik tarafından hazjrlanan müzik bölumünde de Atatürk marşları ve çeşitli şarkıların sözleri notalanyla birlikte bulunuyor. 'Çizgi Film' karikatürleri • ANKARA (ANKA) — Ankara Ulusiararası Film Festivali '91 çerçevesinde duzenlenen karikatür .yarışmasının bu yılki konusu "Çizgi Film" olarak belirlendi. Amatör ve profesyonel tüm karikatürcülere açık olan yarışmayia, karikatür ile sinema arasındaki ilişkinin pekiştirilmesi ve çizgi sanatçılannın dikkatinin sinema uzerinde yoğunlaştırılması hedefleniyor. Her yanşmacının en çok üç yapıtla katılacağı ve büyük odulun 2 milyon lira olacağı yanşmanın jurisi, Semih Balcıoğlu, İsmail Gülgeç, Ali Ulvi, Ferruh Doğan, Tan Oral, Orhan Doğu, Nezih Danyal ve Kamil Masaracı'dan oluşacak. Yarışmaya katılmak isteyenlerin, 20 Ocak 1991 tarihine kadar, "Ankara Ulusiararası Film Festivali '91 Karikatür Yarışması" Ozveren Sokak 3/8 Demirtepe 06570 Ankara adresine başvurmalan gerekiyor. 'Sinema' yanşması • ANKARA (AA) — Ankara Ulusiararası Film Festivali etkinlikleri çerçevesinde 'Sinema Inceleme-Araştırma Yarışması'mn açıldığı bildirildi. Yanşma Türk sineması Ue ilgili tüm teknik konuları, Türk sinemasının dönemleri, yabancı sinemaların Türk sineması üzerine etkileri ' ' *" konulannı kapsayacak. Yarışmaya katılmak isteyenler 30 kasıma kadar başvurabilecekler. Kurtuluş Kayalı, Seçil Büker, Nejat Ulusay, Oğuz Onaran ve Şebnem Turan'dan oluşacak seçici kurul sonuçlan 15 ocakta açıklayacak. Tansel'in şiirleri • Kültur Servisi — Oğuz Tansel'in şiirleri Pennsylvania ve Kuzey Dakota'da müzik eşliğinde seslendırıldi. Wilkes College Muzik Bölümu Başkanı Dr. Bruce Reiprich tarafından bestelenen şiirleri Doç. Dr. Aysit Tansel ve llyas Halil Ingilizceye çevirdi. Bestelerin yer aldığı bir kitap da "Blue Gorge" adı altında yayımlandı. Kartal'da tiyatro • Kültür Servisi — Kartal Belediyesi Deneme Tiyatrosu, yeni sezona Antonio Scarmeta'nın "Ateşli Sabır" ve Muharrem Buhara'nın "Ayımn Fendi Avcıyı Yendi" adlı çocuk oyunu ile giriyor. Her iki oyunu da Kartal Belediyesi tiyatro yönetmeni Suat İlhan yönetiyor. Antonio Scarmeta'nın Ateşli Sabır'ı Pablo Neruda'nın yaşamından kesitler veriyor. BILSAK' TA BUGÜN 23 Kasım C u m a : 19.00 Pop Kültür Oluyor: Ünsal OSKAY, Aydın UĞUR, MazharALANSON, Nejat YAVAŞOĞULLARI 19.30 Bilsak Tiyatro Atölyesi: "îşte Baş Işte Gövde Işte Kanatlar" Yazan: Sevim Burak Görsel Sanat Atölyeleri Mehmet GÜLERYÜZ yönctiminde (Per.-Cum.) Cafe-Foyer-Bar (Giriş) 12.00-00.30 Rock Cafe-Bar (5Kat) 12.00-18.00 HeavyMetal 18.00-24.00 Rock 14.30 Konser: Over Dark Murat Net-Murat Pazar BtLSAK, Sıraselviler Cad., Soğancı Sok.7 CİHANGİR 143 28 79-99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle