23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 22 KASIM 1990 Arnavutluk'un manevi lideriEnver Hoca'nın karısı, "Direnişçiler'in lideri, 'katı StalincV rejimin yumuşatılmasını savunmaya başladı Dul Necmiye bile reformdan yana Doğu Avrupa Ne Durumda? «TELYO BERBERAKİS TtRAN — Doğu Avrupa ulkelerinden köklü rejim değişikliklenne en fazla dire- niş gösteren Arnavutluk da en sonunda ro- tasını bu değişım ruzgârlanna yoneltmek zorunda kaldığının bilincine varmış bu- lunuyor. Arnavutluk başkenti Tiran'da, sosyalist ülkelerdeki değişiklikler, yakın zamana ka- dar "giüönç" olmasa bile "komünizme ihanet" olarak görulüyordu. Oysa aynı an- da Arnavutluk yönetimi içinde bazı hare- ketlenmeler gözleniyordu. Arnavutluk'un "disiplinii ve sert" görunümlu yönetimi için- de bulunan bazı "cesurlar", nitekim Arna- vutluk'un "yaJnıdıga itiidiğini" sezmiş; teh- like çanlarını, yönetunin "liderliğine" inti- kal ettirmeyi başarmışlardı. Arnavutluk'un yasal lideri Ramiz Alia- nın daha bu yılın başlannda Tiran'ın "En- *w Hoca" traktör fabrikasında ve beş bın işçinin önünde yaptığı konuşması belki de bu değişim ruzgârlarının Arnavutluk'a da geleceğinin habercisiydi. Alia, Arnavutluk halkının "ne denli fedakâr bir halk oldnğunn" daha önceleri de soylemişti. Ancak ulkedekı "tuketimi ön gören ithal mallannın arttınlacağından, daha fazla yi- yecek maddesinin dagıtılacagından ve en önemlisi demokrasinin derinleştirilecegin- den" ilk defa söz ediyordu. Ülkenin "manevi lideri" Enver Hoca'nın dul eşi Necmiye ile yönetimi elinde bulun- duran "Direnişciler" başlangıçta ne Avru- pa'daki değişikliklerden ne de Ramiz Ali- a'nın bu tür "açılmalanndan" pek hoşlan- mışlardı. • Ancak aynı dönemde tek partili Arnavut- luk'un yönetimini de elinde bulunduran Emek Partisi'nin aldığı son kararlar, Ali- a'nın "açUmalan" doğrultusundaydı. Öyle olmasa Alia, özellikle geçen yaz aylarında "Mlke ekonomisinin dışa açılması" ile ilgili alınan kararları açıklamadan, belki de yo- netim tarafından "düşurulecekti". Ama öyle olmadı. "Direnişçilerin" lideri Necmiye'nin yaptığı beklenmedik açıklama surprizlerle doluydu. Necmiye, Arnavuüuk'ta yapılması düşünülen anayasa değişikliklerinin "zonın- lu hale" geldiğinden soz ediyor; "demok- ratik temellere oturacak yeni bir parlamento şeklinin ülke rejimini daha sağlıklı İülacağını" kabul ediyordu.. Alia, "Necmiye grubunun" bu yeni tav- nnı sezmiş olsa gerek, daha da ileriye gide- rek kısa adıyla AGlK olarak tanınan "Av- nıpa Giıvenlik Konferansı"na üye olmak için başvuracak ve kendisi için hiç de iç açıa olmayan "insan haklan" senetlerini imza- lamaya dahi eğilim gösterecekti. ' Dahası Arnavutluk'uı. ceza htAukunu değiştirecek, ülke içinde yabancı yatmmlara izin verilmesini kabul edecek, anayasanın Enver Hoca'nın dul eşi Necmiye ile yönetimi ellerinde tutan 'Direnişçiler', başlangıçta ne Avrupa'daki değişikliklerden ne de ülkenin yasal lideri Ramiz Alia'nın 'demokrasi' vaatlerinden pek hoşlanmamışlardı. Alia belki de bu yönetim tarafından düşurulecekti. Ancak böyle olmadı. Necmiye'nin yaptığı beklenmedik açıklama sürprizlerle doluydu ve anayasa değişikliğinin 'zorunlu' hale geldiğini vurguluyordu. Necmiye, yaşanan gelişmelerle birlikte, 'demokratik temellere oturacak yeni bir parlamento'nun ülke rejimini daha sağlıklı kılacağım kabul ediyordu. NECMİYE HOCA — Enver Hoca'nın mezanna çiçek koyarken görttkn Necmiye Hoca, Arnavuüuk'ta 'Direnişçiler' denilen ve eski sistemi savunan grubon öncü- süydii. Şiradi o da reform ve dışa açümayı desteklemeye başladı. KİMLİK KARTI ARNAVUTLUK Niifus: 3.201.000 (1989) Etnik gnıplar V* 96 Arnavut, *?o 2.5 Yunanlı Dil: Arnavutça, Yunanca Din: Alınan son karara kadar dıni ibadet yasaktı. Şündi serbest. Halkın büytik çoğunluğu Muslüman Başkent: Tiran Yönetim bicimi: Tek parti rejimi Devlet Başkanı: Ramiz Alia Başbakan: Adil Carcani Savnnma harcamalan: GSMH'nin %5.3'ü (1986) Ulnsal para birimi: Lek Kişi başına ulusal gelin 900 dolar (1985) maddelerini değiştirmeyi kabul edecek, Emek Partisi'nin yönetim yetkilerinin "sınıriandınlmasınr önerecekti. Bir yı] için- de pasaport vermeyi kabul ettiği kişilerden dort bininin Arnavutluk dışına çıkmasına da izin vermişti. însan haklanna "saygı" çerçevesinde "di- ni inançlara özgürlük tanınacağı" vaadin- de bulunan Alia, bu vaadinin bir iki ay için- de uygulanacağım; 1967'den bu yana "yasaklanan" cami ve kiliselerin açılacağı- nı açıkladı. Arnavutluk Başbakanı Adil Carcani ise bu haftanın başında halkına yaptığı konuşmada "gercegin dilini" kullan- mayı yeğledi Carcani'ye göre Arnavutluk "iflas etmek özereydi.." Halkın daha fazla calışması gerekiyordu. Ülkenin açlık çekmemesi için buyuk gıda maddesinin ithalatına başlanacağını duyu- ruyordu. Ülke yönetiminin uyguladığı eko- nomik programın "dramatik boyutlara ulaşOğım" söylemekten kaçınmayan Başba- kan Carcani, Arnavutluk'un adeta "refor- ma gereksinimi olduğunu" ilan ediyordu. Arnavutluk liderlerinin ülke halkı için "köklü" değişiklikler olarak algıladığı bu duyuru ve onerüeri, Arnavutluk dışında ka- lan ulkeler için belki de "fazla bir şey ifa- de etmiyor". Çünkü Alia'mn sözünü ettiği ceza kanunundaki değişiklikler, bu ulkeler için yine de yeterli değıl.. Olüm cezasını 18 yaşından aşağı olanlar ve kadınlardan kal- dıran bu yonetim, bir yıl içinde ortalama 4-5 "vatan hainini" idam ediyor. Arnavut- luk'ta "vatan hainliği" devlete karşı gelmek, yönetimi duşurme teşebbusunde bulunmak, silahlı soygun yapmak, askerde içilen andı bozmak, casusluk ve sabotajla eş anlamlı. Anayasada yapmak istediği değişiklikler ise, tek partili yönetimin yetkilerini "sınıriandıracak" önerilerin getirilmesiyle ilgili.. Yani çok partili sistem yine de kabul edilmiyor. "Batılı kulaga" belki de hiç "ilginç" gelmeyen bu değişiklikler, Arnavut- luk halkı için "katı Stalin rejiminin yumuşaüunasına" haberci oluyor kuşkusuz. Çünku bu halk, ilk defa bir liderinin ağ- zından "partinin variığı ve çalışmalan ne kararnamelerle ne de yüriiriuge sokulan ya- salarla saptanır" sözlerinı dınlıyordu. Ali- a'nın bu konuşması Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un 1990 yıh başlannda "Komii- nist partinin tekelciliğine karşı" yaptığı ko- nuşmayı andırıyordu sanki.. Alia, "Parti emir vermemeli ne de baş- kalannın hak ettiği imtiyazlan kendisine mal etmeli. Parti dolaysız olarak devlet ik- tidan olmamalı. Partivi (devletin tek siyasi gucu) ta\in eden anayasa maddesi de duzeltilmefidir" diyordu. Ama Alia, Gor- baçov kadar ileriye gidemezdi. Çünkü "kıstaslan" değişikti.. Buna karşın Arnavutluk Parlamentosu, ülkenin seçim sistemiyle ilgili anayasa mad- desinin değiştirilmesinı kabul etti. Bu de- ğişikliğe göre, bundan böyle bir seçim böl- gesinden birden fazla "bagımsız"ın aday adaylığını koymasına izin veriliyor. Ancak bu adaylann *aday" sıfatını kaza- nabilmeleri için, o seçim böigesınden en az 300 imza toplaması gerekecek. Bu imzala- nn toplanmasıyla "aday" sıfatını kazana- cak olanlar; Tiran'da yaygınlaşan haberle- re göre belki de şubat ayında yapılacak olan secimlere katılabilecekler. Tiran yönetiminin seçim sisteminde yap- tığı bu değişikhk de kendisi için dığerleri gi- bi "köklü değişiklikler pakeünin" içinde bu- lunuyor. Oysa dış dunyanın genel kıstasla- nna göre Arnavutluk'un bu yöndeki uğra- şısı yine de "ortanın altında" kabul edili- yor. Çünku bu ulkede aynı kıstasların ön- gördüğü "özgür seçimler" yine de yapıla- mayacak. Ülke ekonomisini kalkındırmak amacıyla Arnavutluk'a yabancı sermayesinin girmesi- ne izin verilmesini isteyen Alia ve Başbakan Carcani'nin bu önerileri de oldukça büyük önem taşıyor. Çünkü bunun gerçekleşebil- mesi için de anayasanın bazı maddelerinin yine değiştirilmesi gerekecek. Din özgürluklerinin tanınması "an meselesi" olurken Alia bu konuda "bugiin için uygulanan ateizm siyaseti, halkın bilinç özgürlügiınu ihlal etmektedir" diyebiliyor. Oysa bir ay önce Arnavutluk sımrlan için- de bunu söyleyebilmek için "vatan hainliği" suçlamasını goze almak gerekiyordu. Aynen yabancı sermayenin şimdilerde neredeyse "propagandası"mn yapılabildiği gibi. öy- le ki yabancı sermayenin sağlayacağı gelir- lerin, arzu edildiğinde tekrar döviz olarak Arnavutluk dışına çıkarılmasmı ön gören yasalarm getirilmesi de soz konusu haline geldi. Oysa Arnavutluk halkına her gün "ka- pitalizm, yabancdar ve din yiice ulusumu- zun diişmanlandır" ilkesi aşılanıyordu. Bu ilke ile ulusun "biriik ve beraberliginin sağlanıldığına" inanılıyordu. AGlK toplantısı nezdinde Balkan ülke- leri dışişleri bakanlarının Tiran görüşlerin- den azami derecede yararlanmaya çalışan Arnavutluk, gerek komşu gerekse komşu olmayan ülkelerle "yakın işbüiiği" kurmak istediğini hissettirdi. Arnavutluk'a "en çok yakınhğı" gösteren ltalya ile Aünanya'dan sonra Yunanistan da Arnavutluk ile ticari ve ekonomik işbirliği kurmak istiyor. Ancak Arnavutluk nim Av- rupa ülkelerinin "yardım eli" uzatmasını yeğliyor. Bunu biraz da "gnrur" duyduğu için açıkça söylememekle birlikte "AGİK- in ülkemiz için istediği değişikliklerin ger- çekleşebilmesi için ekonomik açtdan rahat olmalıyız. Bu rahatlıgı da kendi kendiraize sağlayamayız" şeklinde konuşan Arnavut- luk ileri gelenlen bu konuda "emeilerini" daha açık dile getiremezlerdi. Buna karşın "dış dünya" Arnavutluk'a karşı biraz "ttrkek" bakıyor. Aynı ürkekli- ği Arnavutluk da dış dünyaya gösteriyor. Ancak dış dunyanın bu ürkekliği gösterme- sinin en.büyük nedeni, bugüne kadar ver- diği sıriaviarda ortanın altında not alan bir ülkede söz konusu değişikliklerin "ne za- man ve nasıl yapılacağı" sorusundan kay- naklanıyor. Dış dünya, belki de Arnavutluk'un ken- di olanaklanyla kat edebileceği yoldan çok daha fazlasını bekliyor. Yani kısacası Arna- vutluk'a "henüz pek güvenmiyor". Güvene- bilmesi için yürurlukteki yönetimin vaat et- tiklerinin en azından yansını "«ygala- masuu" talep ediyor. Bu arada Ar- navutluk'un "dışa açılma" ataklanndan il- kinde tökezlemesi de talihsizlik oldu. Ara- dan geçen 40 yıldan sonra diplomatik iliş- kilerini yeniden kurmaya karar veren Arna- vutluk ile Ingiltere, geçen hafta görüşme- lere başladılar. Arnavutluk'un en ünlü yazan tsraail Kandere'nin ülkesinde gözlenen bu "bocalama" döneminde Fransa'ya iltica et- mesi de Arnavutluk için aslında "hem iyi hem de kötü" oldu. tsmail Kandere'nin Ra- miz Alia ile mektuplaşma yolu ile kurmuş olduğu iletişim, neredeyse "lirün vermeye" başlamıştı ki, Kandere Fransa'ya iltica etti. Kandere'nin bu hareketi, Arnavutluk yöne- timini oldukça düşündürüyor. 1990 Arnavutluk'u kuşkusuz daha önce- ki yıllara benzemiyor. Arnavutluk'un bugtt- ne kadar izlediği "keodi yafında kavnünu" siyasetiyle "yabancılanlan uzak dnnna" tavnnda 'İflas ttOff'de kesin. Bu çerçevede yalnız Alia'nın vermiş olduğu vaatler değil, ancak Arnavutluk gençliğinde de bazı de- ğişiklikler gözleniyor. Bunun nedeni de Ar- navutluk yönetiminin Italyan RAI TV'sinin gösterilmesine izin verdiği günden bu yana Arnavutluk halkı, dış dünya ile temas kur- muş oldu. Batı dunyasında "olup bitenle- ri", yasam biçimini, düşünce ve görüşlerin değişik boyutlarının farkına varmaya başladı. Tiran'ı şimdilerde ziyaret edenler, Arna- vut gençliğinin artık, Iskender Bey ya da Stalin gibi kahramanlara değil, TV'de gör- dükleri dizi Fılmlerindeki artistlere benze- meye çalıştıklannı görebiliyor. Gençlik, da- ha çok tngilızce, Yunanca ve Italyanca ko- nuşabiliyor. Ama bu gençlik, her ne kadar da Enver Hoca'nın ilkeleri ile yoğrulmuş- sa, her ne kadar ülkedeki polis sayısı nüfu- sun yansını oluşturuyorsa da ülke yöneti- minin, geçen yıl Nikolay Çavuşesku'nun ba- şına gelenlerin bılincinde olduğunu seze- biliyor. Bu nedenle Rumen halkına oranla ülke yöneticilerine daha çok güven duyan Arna- vutluk gençliği, bu denli sevdikleri vatan- larının dünyayı dolaşan "çag trenine" er ya da geç ulaşacağına inanmak istiyor. Yarın: Bolgatistan NedenBir bilgisayarkadaryetenekli. Bir daktilo kadar kolav.. SADECE 4,501,(111, + KDV t Ihtiyacınız Olan Sadece Bir Kelime Işlemci ftBCCD£FGâlİJKUtMOÖWRSSTUÜMXYZflBCCDf ABCÇDEFGĞIİJKLMNOP ftBCCDEFGĞIİJKLMN0P OlivettiYazdığınız metii.in bir yerinde yanlışlık yaptınız... Yeniden vazmanıza veva kâsıt desistirmenize serek vok: Yazdıklarınızı arşivlemek istiyorsunuz... Raflannızı dosvaiarla doldurmanıza gerek vok! Yazdığınız metnin bir kopyasını almak istiyorsunuz... Kopya kâğıdına gerek vok! Tablo çizmeniz gerekiyor... Cetvel-gönye kullanmanıza gerek yok! İşleriniz cok vogun... Bir sekreter daha almanıza serek yok! Ihtiyacınız olan sadece bir Olivetti Kelime Işlemci... Çünkü, fazlasına gerek vok! ATILIM (1)167 65 65 • BENBANASTEd) 144 37 47 »CAN (1)512 93 95 • HAYTEK(l) 179 29 40 • IFA (1)167 49 41 • INCOM (1) 34960 78 • 1NTAN (1) 168 60 93 • PRESS(l) 5«3 67 43 •PROBİL (1)145 43 34 • ÛNtVEKSAL(l)512l9 58 • VATAN (I) 134 48 00 • M K V M BIEL (4) 167 99 66 • CEN (4) 223 64 08 »GENMAK (4)231 9097 • INCOM (4) 167 93 94 * | J ] | Q | G U N P A (71) 13 99 02 • MODEM(71) 17 21 39 • O E B l ERTUNÇ (24)217165 • KAVHAM(24)15 1129 •KllHimmnsARİM (261)31288 ı l H H İ M K n . n n mva «II!*ll!IMlr;ı'iN«ftıı (011)21763 «IHMHlllRİTF.KNnVKTTt ır>\ u ıo ın « H C T i l m i S B t F M ım ıı 71 79*D9BD!İBEKOBtM(51) 19S34? • GÎLTA5 (51)22 69 66 « M I I I I H I n i O M (821125 357 » M l i ü a i J El-SANPA (741)39 261 » B S B B ALTUN (36) 14 18 31 » O E D ç O Z L M (477) 19 239 •IIBÜVJIHAKAnFMI ım I) 12 989 oliuelliTel: 175 08 10(15hat)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle