Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhumet Matbaacılık ve Gazetecıiık Türk Anoıunı Şırkttı adma
Nıdir Vadi 0 Genel Yavın Mılduru His.li Ccmal. Mucssısc Mûduru
EHIDC tşıkhgtt. Yazı Işlerı Muduru Ok» GOIKIISID, £ Haber Merk«ı
Muduru Yakçın faytr, Sa\fa Duzfnı Yoneımenı Alı \ a r £ Temstlcıler
ANKARA Ahmcl Tmn. İZMİR HJkmcl Çetmkava. ADANA Çetıa Vıfenotlu
It PtJ.lık» b U Hnhııu. De Habcrier Et|« Mo. Ekononı Cafb Tuku. I; yıvju Şakna l A d . Küıtm e*M l'Of
Isuuıbu! HaMıkn b n l bpU. FJnım C f m $nfca. Vun tubcrlen Ncetfn Do<u. Spor CHniimanL AMükı* V n l n .
Dızı Yaiılar fan Çaktlua. ^ s ı n ı l <>k> 4lf«. DUnitrnc AMalMi Yuacı 0 koo.duuıor Ahatt Korels» 0 VUIı
Iskr Lnri EAM 0 Muhascbc M m « B 9 Buıst PUrJim» Sx^ tiı—lıı |i.|lı £ Rektan. An> I n ı 0 Ek Yjvml»
S»dır S.iı
Okon AUaL Yıfcn B»«t. Ibsaa
Ccaui. Htkan ÇnMkm. OU>
<**••*>. L(«r Mnc*. ttku
Srkvk. All SinMH. Ahacl Taa
J43J4 lu PK
Cumhunyet Malbucıkk « Guetccüık T.A-Ş. Türk Ocatı Cad 39/41 Ca|aiailif
2« lıuniul Tcl 512 05 05 (20 h»U T«fcx 22246 Fu (11 526 «0 72 0
bn. Zıva OOkalp Blv Inkılıp S. No 19/4. Tcl 13} II 41-47 Teleı 42344. Fu 14) 133
Uak- H Zjy» Bh IÎ52 S. 2.İ. Tdt 13 I! 30. Telo 5U59, Fu. (51) 19 !3 40
Inönu Cad 119 S- No I KAI 1. Tet 19 37 52 (4 has) TeJo 62153. Fu (71) 19 25 7S
TAKVİM: 22 KASIM 1990 Imsak: 5.22 Guneş: 6.52 öğ!e 11 55 fkındi- 14 25 Akşam- 16 48 Yatsı- 18 12
Strasbourg'da kolokyum
1 urkıye nın
son 10 yılı
tartışılıyor
Strasbourg Üniversitesi Beşeri Bilimler
Fakültesi'nce düzenlenen "Türkiye
1980-1990" konulu kolokyumda Türkiye'nin
10 yıllık dönemi ekonomiden sanata, insan
haklanndan basına uzanan geniş bir yelpaze
içinde tartışılacak. 3 gün sürecek kolokyuma
Batı'nın önde gelen Türkiye uzmanları ve
Türkiye'den bilim adamları katılıyor.
STRASBOURG (Cumhuri-
yet) — Fransa'nın Strasbourg
Üniversitesi'nin düzenlediği
"Türkiye 1980-90" konulu
uluslararası kolokyum bugün
başhyor. 3 gün sürecek olan
toplantıda 1980-90 dönemi
ekonomik, siyasal, ideoiojik,
kükürel ve sanatsal yönleri ile
enine boyuna tartışılacak.
Strasbourg Üniversitesi Beşe-
ri Bilimler Fakultesi'ne bağlı
Türkiye tncelemeleri Grubu ta-
rafından düzenlenen kolokyu-
ma Batı'nın önde gelen Türki-
ye uzmanlarının yanı sıra Tür-
kiye'den de bilim adamları ve
uzmanlar katılıyor.
Tbplantıya Hamburg Üniver-
sitesı'nden Camilla Dawtetacin-
Linder "öz*l Ekonomisi", Ku-
düs Ünıversitesi'nden Jmcob
Landiı "1980ü Yülarda Türk
Siyasal Partileri Hakkında Du-
şüceler", Londra Doğu ve Af-
rika Incelemeleri Okulu'ndan
YViIfaun Hale "1983-90 Arasın-
da Generaller ve Siyaset;iler"
tebliğlerini sunacaklar. Bonn
Türkiye tncelemeleri
Merkezi'nden Famk Şen,
UNESCO'dan AU Kazancıgil
"Türkiye-AET Üişldleri"ni tar-
usacaklar.
Uluslararası kolokyum
Kolokyumun haklar ve öz-
gurlükler bölümünde tstanbul
Universitesi'nden Dr. Bölent
Tknör "İnsan Haklan'nda 10
.Yüın BUançosu"nu tartışmaya
sunarken gazetemiz Yazı tşleri
Müdürü Okay Gonensin, "Ba-
snd* DcğifikUkier"ı ve gazeteci
Şehmuz Güzel "Turkiye'de
Sendikacüığı" tartısacaklar.
"Kemalizmden tslam'ın
Meydan Oknyasana" konulu
oturuma gazetemiz yazarlann-
dan Gencay Şayhın, "Türk-
tslam Sentezi, Yeni Bir tdeolo-
jiye Dogra mu?" tebliği ile
Ruhr Universitesi'nden Fikret
Adanır "198O1enle Türk Okol-
lannın Prognuniannda Din"
tebliği ile katüacaklar. Sosyolog
NUüfer Göle de yeni kültür po-
litikasını tartışacak.
Kolokyumun "aydınlar" bö-
lümünde Server Tanilh "Siyaset
Sahnesinde Günümüz Aydın -
l«n" konulu tebüğinı, Ncdim
Gürsel ise "Gözetim Alündaki
Özgüriükler ve Edebiyat" ko-
nulu tebliğini sunacak.
2000'in eşiğinde
Türkiye
Strasbourg'daki uluslararası
toplantının Aıs politika bölü-
müne Boston Universitesi'nden
Feroz Ahmet, Paris Siyasal Bi-
limler Ulusal Vakfı'ndan EKza-
beth Ptcard ve Hamburg Al-
man Doğu Enstitüsü'nden Udo
Steinbach konuşmacı olarak
katılıyorlar. Toplantıya Feroz
Ahmet, "19901ann Esiginde
Türkiye'nin Dıs PoUtikaa" Eli-
zabeth Picard, "Türklye Ue
Arap Komşulan Arasındakl
tlişkilerin Yeni Mecrası" ve
Udo Steinbadı "Türkiye, Böl-
gesel Guç" adlı tebliğlerini su-
nacaklar.
"Türkiye 1980-90" uluslara-
rası kolokyumunun sonunda
Paris Universitesi'nden Stefa-
nos Yerasimos, Atinalı arastır-
macı Stefanos Pezmezoğlu ve
Paris Bilimsel Arastırmalar
Merkezi'nden François George-
on "2000 Yılının Eşt|iade
Türklye" konulu toparlamala-
rı yapacaklar.
6 bölge
daha özel
korumaya
alındı
Gölbaşı, Pamukkale,
Kapadokya, Foça, Datça
ve Belek özel koruma
bölgesi ilan edildi.
Gökova özel çevre
koruma bölgesinin de
sınırlan değiştirildi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosn) — Gölbaşı, Pamuk-
kale, Kapadokya, Foça,
Datça - Bozbumn ve Belek,
özel çevre koruma bölgesi
ilan edildi.
Dünkü Resmi Gazete'de
yayımlanan Bakanlar Kuru-
lu karanna göre "ekolojik
öncme sabip, çevre kirlenme-
sine ve bozutanaya hassas, ta-
rih ve Ubiat varlıklan bulu-
nan alanlann" gelecek nesil-
lere bozulmadan aktanlma-
sı hedefleniyor.
Bu bölgelerde mevcut her
ölcekteki planda değerlendir-
me sonuçlanıncaya kadar
hiçbir uygulama yapılamaya-
cak özel çevre koruma böl-
gesi ilan edilen yerlerden be-
lediye ve mücavir alanlar dı-
şında kalan köylerde yalnız-
ca hayvancıük ve tanmsal ni-
telikli yapüann inşaatına il
bayındırlık ve iskân müdür-
lüklerinden izin almak şartıy-
la devam edilebilecek.
Bölgelerde karann yayım
tarihinden önce ruhsatlan
alınmış ve subasmanı seviye-
sinde tamamlanmış olan ya-
pılarm inşaatına devam edi-
lecek.
Ancak haritalardaki "Tn-
rizra Teşvik Kanunu"na gö-
re "turizm alsm ve merkezi"
ilan edilen alanlarda özel
çevre koruma bölgesi karar-
lan uygulanamayacak.
özel çevre koruma bölge-
si ilan edilen yerlerde turizm
amaçlı olarak verilen izin ve
tahsislerle ilgili işlemler dur-
duruldu. Başbakanlık özel
Çevre Koruma Kurulu Baş-
kanlığı'nca yapılacak değer-
lendirme sonucu, daha önce
verilmiş izinlerden devam et-
mesi uygun görülmeyenlere
karann ilgiliye tebligi tarihin-
den en geç iki ay içinde ye-
niden arazi tahsisi yapılacak.
Karar, Gökova özel çevre
koruma bölgesinin sımrlann-
da da değişiklik getiriyor.
ABD'NİN ÖBÜR YÜZÜ — Guatemala'dan ABD'ye gelen göçmenler Kaiiforniya'da bir otoyolun kenannda açıkta vaüyoriar. Göçmenler ve azınlıklar için barınak ve koru-
ma evleri yok. Devktin bu konuya ayırdığı fon ve para bulunmadığı için milyonlarca insan 3. Dünya Ülkesi sefaleti içinde yaşıyor.
Dış borcu 3 trilyon dolar, işsizlik ve enflasyon artıyor, teknolojik öncülüğü kaptırdı
Amerikan düsü bitti mi?Yeni sanayi tesisleri ve ^4%> Amerikan halkı giderek
donanımında Japonya, 1989 ^«gSS^yoksullaşıyor. 12 milyon kişi 3.
yıhnda Amerika'yı yüzde 9 ^ K p ^ ^ Dünya koşullarında yaşıyor. 37
oranmda aştı. Japonlar ve ^ milyon ABD'linin kendini
Almanlar son 10 yıldır askeri olmayan sigorta ettirmesi olanaksız. Gençlerin
alanlann araştırılması ve geliştirilmesine, yüzde 67'si parasızlık nedeniyle kolej ve
silahlardan daha çok yatırım yapıyorlar. yüksek eğitim göremiyor.
Dış Haberler Servisi — 3 tril-
yon dolar dış borc, işsizlik ve
enflasyon tırmanışta, yatınmlar-
da durgunluk gözleniyor, tüke-
tim ve inşaat sektöründe gerile-
me kaydediliyor, reel gelir düşü-
yor, suç işleme oranı ve yoksul-
İuk artıyor.
Işte bir zamanlann "sınırsız
olanaklar ülkesi" Amerika. Üs-
telik son olarak yapılan bir ka-
muoyu araştırmasma göre de
Amerikahlann yüzde 79"u dunı-
mun daha da kötüleşeceginden
endişe ediyor.
Sanayinin modernleştirilme-
sinde de bir zamanlann yeni fî-
kir ve ürünleriyle dünyada çığır
acan ülkesi Amerika giderek ge-
riliyor. Haberi veren haftalık Al-
man "Stern" dergisine göre 1986
yüında Amerika "high-tech" ih-
racat pazanndaki öncülüp Ja-
ponya'ya kaptırdı.
Ronald Reagan, Sovyetler'e
askeri ustünlük sağlama tutku-
su içinde silah sanayiine milyar-
lar yatırmıştı. Japonlar ve Al-
manlar ise yaklaşık son 10 yıl-
dır askeri olmayan alanlann
araştınlması ve geliştirilmesine
silahlara olduğundan daha faz-
la yatınm yapıyorlar.
Yeni sanayi tesisleri ve dona-
nımında Japonya 1989 yıhnda
Amerika'yı yüzde 9 oranında aş-
tı. "Japonlar biriın onlara göre
on yıl sonrasanı degil, yalnızca
on dakika sonrasmı düşündügü-
miizü iddia edlyoriar" diyor
Chrysler'in şefî Lee Iacocca,
"Belki de hakiılar."
Nedense Amerikahlar ekono-
mik süper güç olarak panltıla-
rımn hiçbir zaman sönmeyece-
ğine inanmışlar. Hollywood
düşler fabrikasımn lüks villalar,
lüks otomobiller, lüks dükkân-
lar ve lüks insanlarla ilgili dün-
yaya ihraç ettiği televizyon dizi
ve filmlerinin gerçek olduğunu
duşünmüşler. Ama şimdi düşler
tükendi.
Amerika artık Avrupalılan ve
Japonlan bir yatınm mıknatısı
olarak çekmiyor, ürünleri dün-
Ferhan Şensoy, Pierre Cami'yi Türk tiyatro izleyicisine tanıtıyor
'Iforgun Matador' Beyoğlu arenasında
MERT ALİ BAŞARIR
Türk tiyatrosunun en yete-
nekli yazarlanndan Ferhan Şen-
soy, Karl Valentin'den sonra Pl-
erre Cami'yi Türk tiyıtro izle-
yicisine tanıtıyor. Ses Tiyatro-
su'nda bu akşam "Yorgun M«-
tador"un dünya prömiyerini
yapacak olan sanatçının, Ca-
mi'nin yaşanundan ve skeçlerin-
den yola çıkarak yeniden kale-
me aldığı oyunda parodi adlan
şöyle: "Dünyaya Yeniden Ge-
lenler", "Narkoük Bombalı
daksiyon yapman, Osmanlı ar-
şivlerini yerti ve yabana araşür-
macüara açmak gibi bir şey mi?
ŞENSOY: Hayır.JCarl Valen-
tin örneği gibi o dönem yazar-
lan iki tane dünya savaşı gör-
muşler. Tam ünlendikleri sıra-
da savaş olmuş, onlan taruyan-
lar ölmüş. Bence savaşlar ytı-
zünden, hakkı yenmiş yazarlar,
dehalar var. Bunlardan biri Karl
Valentin diğeri de Cami.
— Neyse ki senin ünlenmen
Körfez savaşından çok önce.
ŞENSOY — Evet. Bu Körfez
olsun" diye 30 bin tane imam
yollanz bölgeye.
ŞENSOY — Onlan Ameri-
ka'ya götürecekler, Saddam
Hüseyin mezarhğı yapılmıştır
Amerika'da bir yerde.
— Tekrar "Yorgun Mata-
dor"a dönelim...
ŞENSOY — Ustam Haldnn
Taner, Karl Valentin'e sıvandı-
ğım zaman bana bu konuda do-
kUman vermişti ve "bu çok zor
bir Iş" demişti. Ölümünden 15
gün önce son iki yazısından bi-
rinde "tçinden Tramvay Gecen
ma sordum. Haldun Bey güldü,
"Sen bunu kıvuırsm" dedi. On-
dan sonra Haldun Bey ölümsüz-
lüğe kavuştu. Cami birdenbire
onun vasiyeti gibi bir şey oldu.
Fakat elimdeki kitapta Cami
hakkında hiçbir bilgi yoktu.
"Ferhangi Şeyler"in Paris tur-
nesine gittiğimde Cami'nin Uç
tane kitabını buldum. Böylece
Cami'nin kimliği acıkhğa ka-
vuştu. Cami Aşağı Pireneler'de
tspanya sınınnda doğuyor. Ço-
cukken matador olmak istiyor,
babası karşı çıkınca "O zaman
ENSOY'DAN
Ustam Haldun Taner,
Karl Valentin'e
sıvandığım zaman bana
bu konuda doküman
vermişti ve "Bu çok zor
bir iş" demişti.
Ölümünden 15 gün
önce yazdığı yazıda
"İçinden Tramvay
Geçen Şarkı" için,
"KarlValentin'inbu
şekilde yoğrulup bize
has yapılabüeceğini ve
evrensel bir boyutta
seyirciye kabul
ettirilebileceğini
düşünmemiştim" diye
yazdı.
Cemil Çiçek'le aynı kızı
seviyor olsak, ben flört
ederdim, o edemezdi.
Onun dediği "flört
eden kadın fahişe".
Erkek böyle bir şey
değil ki, erkek "fahiş".
FERHAN ŞENSOY — "Kendi tiyatromuza zor geliyoruz. Seyirci daha çok zorlanıyor. Beyoğlu'n-
dan tramvay geçecek diye neredevse biz geçemeyecek hale geldik."
Olanaksız Savaş", "Dirilen
Bey", "Söndürücü Kadınlar
Dernegi", "Romeo'nun Ogln",
"Safır DUsiz Kadınla Evli Kıs-
kanç VantroJog", "Hüzünlü
Karnaval", "Kriz Çözen Şar-
kı", Şemsiyenin Babası", "Av-
cı Sinek."
Ferhan Şensoy'la Cami'yi,
"Yorgun Matador"u, içinden
çamur gecen Beyoğlu'nu "flört
bakam"nı konuştuk...
— Yeni oyunun "Yorgun
Matador" uzerinde yoğunlaş-
ntfdan önce yetim ve oksüz ya-
zarlann oyunJannı seçerek re-
savaşına gıcık oluyonım artık.
Ağustosun Uçünden beri başla-
yacaksa başlasın kardeşim, ne
olacağjmızı bilelim.
— Patates dps ve diğer çerez-
ler hazır galiba?
ŞENSOY; Öyle bir maç sey-
retme hazırhğım olmadı, ama
Amerika 30 bin "tabut" yolla-
mış bölgeye. Amerika çok prog-
ramlı olduğu için bilgisayarla
kaç şehit vereceğini tespit etmiş.
Orada 30 bin adamımızı harca-
yacağız diye mezarhklar da yap-
tırmışlardır.
— Biz de "Amerika'ya jest
Şarkı" için "Kari Valenün'in
bu şekilde >ognılup, bize has
yapılabüeceğini ve evrensel bir
boyutta seyirciye kabul ettirile-
bileceğini gerçekten düşünme-
miştim" diye yazdı ve bana Uze-
rinde Cami yazan bir kitap ver-
di. O zaman kitabın değerini ça-
karak fotokopi almıştım. Fakat
Cami'nin "oyunlarun" dediği
şeylerde 4-5 replikte dekorlar
değişiyor. Birinci perde Paris,
ikinci perde Selçuklu Anadoln-
su, üçüncü perde Kudüs, dör-
düncü perde Paris. Butun bun-
lar nasıl toplanacak diye usta-
tiyatro" diyor.
— Arena tiyatrosunu kura-
caktı herhalde.
ŞENSOY — Yani olabilir,
her ne kadar bölgede özenilecek
bir durum varsa da çocukken
matador olacağun demek çok U-
ginç. Daha sonra Cami "Resim-
li Cenaze Alayı" adlı ölu gömu-
cülerin mesleki ve mizahi dergi-
sini çıkanyor; 7 sayı. örneğin
comiqne (komik) yerine cami-
que (kamik) diyor. Yani Fran-
sızca ile oynuyor. Haldun Bey'-
in kitabı bana getirmesinin se-
bebi Cami ile kan grubumuzun
uyması. Aynca Cami'yi deştik-
çe vahşet tiyatrosu, uyumsuz ti-
yatro hatta epik tiyatronun ba-
bası olduğu ortaya çıkıyor.
Çünku Cami'nin eserleri yayım-
landığuıda Brecfat, Arabal, Bec-
kett, Ionesco yok ve bunlann
hepsini etkilemiş. Sadece Turki-
ye'de değil Fransa'da da bilin-
miyor. Bu unutulmanın dibin-
de de Breton, "Kara Mizah An-
tolojisi"ne Cami'yi almamış.
Cami çok bilinmeyen bir adam
ama tiyatrosu çok carpıa. Bask
aksanıyla Fransızca konuştuğu
için konservatuvarda, "Sen bu
dflle bu isi bırak" diyorlar. O da
konservatuvardan aynhp Ode-
on Tiyatrosn'nda figürasyon
yapıyor, kekeme rolleri oynu-
yor, sonra sahne amiri oluyor.
Keaton'la, Chaplin'le özdeşleşi-
yor, hatta Chapün'le mektupla-
şıyor soğuk bi« şeyin komikliği-
ni anyor. 1910'dan sonra da ya-
zarlığa başhyor.
Ben Cami'nin oyunlanm çok
küçük parçalara ayırdım, bun-
lann aralanna da Cami'yi anla-
tan şarkılar yazdım. Bir de Ca-
mi'nin gölgesi gibi bir rol var.
"Yorgun Matador"da ben se-
yircinin bana alıştığı gibi oyna-
mıyorum, Cami'yi oynuyorum.
Dönem kostumleriyle görsel bir
oyun seyircinin bu oyundan ala-
cağı keyfın derecesini bilemiyo-
rum.
— "tçinden Çamur Geçen
Beyoğlu" üzerine ray boyu dü-
şuncelerin neler?
ŞENSOY — Kendi tiyatro-
muza zor geliyoruz, seyirci da-
ha çok zorlanıyor. Beyoğlu'n-
dan tramvay geçecek diye nere-
deyse biz geçemeyecek hale gel-
dik. Varsayahm içinden tram-
vay geçti. Ilk gün tramvaya Nu-
rettin Sözen'le Hilmi Yavuz
binecekler, onlar iner inmez ma-
gandalar işgal edecekler. Bilet
yok, para yok, öyle tur atıp ka-
fayı bulacaklar. Biz de "aa ma-
gandalann tramvayı geçiyor"
diye arkalanndan baka kalaca-
ğız. Tiyatroma gelemiyorum,
turneye giderken dekorlarımı
taşıyamıyorum.
— Aileden sorumra "flört"
Bakanı Cemil Çiçek Ue aynı kı-
zı seviyor olsaydın hissiyatın
ne olurdu?
ŞENSOY: (Gülüyor) Aynı kı-
zı seviyor olsak, ben flört eder-
dim, o edemezdi, kız da bana
kalırdı. Onun dediği "flört eden
kadın fahişe". Erkek böyle bır-
şey değil ki; erkek "fahlş."
yada giderek daha büyük bir re-
kabet ile karşılaşıyor ve silahlan-
ma sanayii Doğulu düşmarun
yok oluşunun acısını çekiyor.
Gerekli yenileşmeyi gerçekleş-
tirmek için ise Amerika'nın ye-
terli parası yok. Bu yalnızca dev-
let için değil, özel sektör için de
geçerli. Amerika'daki işveren
sermayesinin yüzde 46'sı borçlu.
(1980'de bu oran yüzde 34'tu.)
Ama kredi çılgınhgımn da eski-
den olduğu gibi sürmesine ola-
nak yok artık. Amerika'nın pa-
ra deposu bankalan tasfîye ola-
bilecekleri endişe içinde temkinli
davranmaya başladılar. Nitekim
tek bir bankamn iflası para ens-
«itülerinin 13 milyar doiarla do-
natümış güvenlik fonunu infılak
ettirmeye yeter de artar bile.
İş alanı kurulmadı
Hatta Amerikan Ticaret Oda-
sı Başkanı James Baker bile
Amerika'da uzun vadeli serma-
yenin ve dolayısıyla uzun vadeli
yatınmlar yapmaya hazır kişile-
rin bulunmadığıru itiraf etmek
zorunda kalıyor. Ülke içi yatı-
nmlar 1980'den bu yana yan ya-
nya düştü. Baker, "Seksenli yd-
lann basındaki istikrarsızlıktan
hiçbir şey ögrenmedik. E|er bü-
yüme isteseydik. hissedarlan tat-
min etmek yerine yeni iş alaüan
yaratmalıydık" diyor.
Amerika'daki ortalama bir ai-
lenin, bir kuşak öncesinden da-
ha düşük bir yaşama seviyesi
tutturabümesi için haftada 80 iş
saatine ihtiyaa var. Amerikan
ailelerinin yamızca yüzde 10*u
halen tek bir maaşla gecinebili-
yor. Okul çocuklannın üçte iki-
sinin annesi çahşıyor. 20 yıl ön-
cesinden iki kat daha fazla. Pek
çok işçi ailesinin ortalama geli-
ri bundan on yıl öncesinden da-
ha fazla değil. En yoksullann ise
gelirleri reel olarak bakıldığın-
da yüzde 14.8 oranında düşmuş
durumda.
Siyahlar birikimsiz
Bunun sonucu Amerika tüm
sanayi ülkeleri içinde insanların
tasarruflannın en düşük olduğu
ülke, örneğin siyahlann yüzde
67'sinin tek kuruş birikimi yok.
Ülkenin 51 miryarderi ve 1.6 mil-
yon milyoneri ise özel servetle-
rindeki oranı 1977'den bu yana
yüzde 7'den yüzde ll'e çıkarta-
büdüer.
Adil olmayan bir vergi siste-
mi ülkedeki en zenginlerin son
on yıl içinde devlete yüzde 6 ora-
nında daha az vergi ödemeleri-
ni, en yoksullannın ise yuzde 16
oranında daha fazla vergi öde-
melerini sağladı. Yılda ortalama
toplam 100.000 dolar kazanan
bir çiftin gelirinin yüzde 40.5'i
vergiye giderken yıllık geliri
200.000 dolan aştığmda bu oran
yalnızca yüzde 28.
Gençler parasız
Nüfus giderek yoksuliaştığm-
dan (12 milyon -her 20 kişiden
biri- Uçüncu Dünya ülkeleri ko-
şullannda yaşıyor), 37 milyon
Amerikalının kendisini sigorta
ettinnesine olanak yok. Gençle-
rin yuzde 67'si ise paralan olma-
dığından bir kolej ya da yuksek-
okul eğitimi yapma olanağından
yoksunlar. Amerika giderek bir
"gelişmekte olan ülke" semp-
tomlannı gösteriyor.
Devlet tarafından güvence al-
tına alınmış asgari eğitim düze-
yi Portekiz'inki düzeyinde. Pet-
rol fıyatlarında büyük patlama-
lara yol açabilecek olası bir Kör-
fez savaşı ise iyimserliği ile ta-
mmlanan USX menajeri Tho-
mas Graham'e göre bile bir
"kâbus" olarak nitelendirili-
yor...
Gazetecflere
medek kursu
• TRABZON
(CuBhniyct) — Trabzon
Gazeteciler Cemiyeti,
Uyelerini çeşitli kurslarla
bilgilendirmek için
çalışmalara başladı.
Trabzon Gazeteciler
Cemiyeti, üyelerinin maddi
sorunlan için 'Para
Biriktirme ve Yardımlaşma
Sandığı' kuracak. Mevcut
80 üyesi arasında bir anket-
sonı araştırması acan .
Trabzon Gazeteciler
Cemiyeti'nin, Uyelerini,
beceri ve bilgi sahibi
yapmak için açacağı kurslar
arasında, 'yabana diT,
'daktilo' ve 'fotoğrafçüık'
bulunuyor.
Valiliklere uyarı
• ANKARA (AA) —
Devlet Bakanhğı, cevrenin
korunması, hava kirliliğinin
ve yakıt israfımn önlenmesi
konusunda valilikleri
uyardı. Vaülikler, açacaklan
kurslarla kaloriferci, kapıcı
gibi konuyla ilgili şahıslan
eğitecekler, çevreye broşttr,
el ilanı ve video kasetleri
dağıtacaklar. Valilikler
aynca, sürücü kurslannda,
çevre ve hava kirliüği
konusunun işlenmesini
sağlayacaklar. Devlet
Bakanı Vehbi Dinçerler
imzasıyla valiliklere
gönderilen genelgede,
bundan sonra yapılacak
binalarda ısı yahtımı ile
yakıt tasarrufu sağlanması
ve hava kirliliğinin
azaltılmasıyla ilgili
yönetmeliğin uygulanması
zorunluluğu getirildigı
bildirildi.
Pamukkale'ye
i ld
• DENİZLİ (Cumhnriyet)
— Doğa harikası
Pamukkale'ye gelen turist
sayısında büyük ölçüde
düşüş oldu. Geçen yıl 1
milyon turistin geldiği
'Beyaz Cennet'i bu sezon
sadece 710 bin turistin
ziyaret ettiği öğrenildi.
Türkiye*ye gelen her 3
turistten birinin mutlaka
görmek istedigi
PamukkaJe'nin kötü bir
sezon geçirmesinde Körfez
krizinin önerrüi rol oynadığı
belirtildi. Bu sezon
Pamukkale'ye adını veren
travertenlerdeki kararma,
StT alanı içindeki çarpık
yapılaşma, tarihi doku
uzerinde meydana gelen
tahribatın ilginin
azalmasına neden olduğu
ileri sürüldü.
Denizli'nin pet
şişeleri
• DENtZLt (Cnmhviyct)
— Denizli Belediyesi,
gençlerle birlikte 'çevre
kampanyası' başlatıyor.
Kampanya suresince çevre
kirliliğıne yol açan kâğıt,
cam ve pet şişelerin
toplanacağı bildirdi.
Belediye Başkanı Ali
Marım, konuya ibşkin
yaptığı açıklamada,
amaçlanmn toplumda çevre
bilincini geliştirmek
olduğunu beürterek, "Temiz
ve yaşanabüir bir kent için,
güçbirliği oluşturmahyız"
dedi. İnsanların çevreye
karşı duyarhlıklanrun
artmasıyla sorunlann kısa
sürede çözümlenebileceğini
ifade eden Marım,
kampanyada toplanacak
kâğıt, cam ve pet şişelerin
fabrikalara gönderileceğini
açıkladı.
AIDS'e60
gönüllü
• WASHINGTON (AA)
— "Çağın virüsu" olarak
adlandırılan AIDS'e karşı
geliştirilen yeni bir aşının,
insanlar uzerinde yapılacak
klinik testlerine aralık ayı
başında ABD'de
başlanacağı bildirildi. Yeni
AIDS aşısını geliştiren
lnternational Immuno adlı
kuruluş yetkılilerinden
Dr.Robert Belshe
düzenlediği basın
toplantısında, ilacın daha
once şempanzeler uzerinde
denendiğıni söyledi. 60
gönullunun katılacağı klinik
testlerin 5-10 yıla kadar
tamamlanacağı belirtildi.
Bozüyük'te
arıtnıa tesisi
• Haber Merkezi —
Halıser'in Bozüyük
tesislerinde yaprmı
tamamlanan antma tesisi
devreye alındı. Hahser
Fabrika Müdürü önder
Avuz'un verdiği bilgiye göre
antma tesisi atık sulan
çökeltme, biyolojik antma,
kimyasal antma yolu ile
temizlenmekte ve göletlerde
toplanan bu su, fabrika
ihtiyacını karşüamak üzere
tekrar kullanümakta.