08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhunvei MatbaacıhV *e GazeıeLilıW Turk \nonım Şırlteiı aâına S»dir Nadi % Gcncl Vaıın Muduru H«s»n CtmmU Mütsse« Muduru Emtne Işaklıgıl, >azı Işlerı Muduru Oka? Goımuin. 0 Haber Merkczı Muduru ^alçra B«yer. Sa'tfa Duzenı Yonetmenı AU tsev % Tems'lcder ANK\KA AhndTan. IZMİR Hıltmtt Çtmkan, *DANA Ç«ln ı, Polmka C<W l ^ l u t m Dtt Hibcrte Erf" ••ta. Elonomı Cn(t2 T«/ta«, ls S«xlıka ^aVru koe»o. kullıır tttai I m . lıianbul Habenen KroMİ K»cak. Efcı ım C m Ş«)laa. Hjbcr Araşıırma ismtl BerkM Yun HaberkTi Ncrfei D o t » . Spo' Damiman' \MalkuUr tantaıaa. IV.ı >a-!ilar krnaı ( • ^ • " . Anuı r™ >«>• tlpa, Dunlln» 4M>llak t u n 0 k.oordıtı»!Or 4MM l a n u 0 VSalı l^icr LrnJ E>k*l Q Mulutcbc B«lnl V«cr 0 Bjtce Planlarr.a Scjp Os»"Mb«>«*ta 0 Reklam \JK Tc*M 0 fck YaMnlar Hılyl Akvcrt 0 Ida-e Hasnın Owrr £ [>letmc Ofldrf Çrf* £ Bılgı Ulnr NaJ İMİ 0 Pcnoncl S«*|-ı Boa«ııoo#ta >J.«/L Omliıınytt Uatbaactllk tc GazetcvıLık TAŞ. Tüık Ocafc C * 39/41 C«|aJoi!u' PK 246 Istanbul Td M2 05 05 120 h»l) Tdcu 222*6. F»x (I) !Î6 60 Tl % \mkan. Zı\a Gokalp BK Inkılap 3 V> W'«, Td 133 II 4M7 TekJL 42344, Fuc (4)133 lunlr H Zı» Br. 13^2 S 2.3 Td: 13 12 30 Tete* S2359. FX <5I) I» 53 60 VnOml Cad 119 S. No 1 Kaı l W 19 3" İ2 (4 hal) T«to 62155, Fu Pl) 19 25 •>» TAKVİM: 13 KASIM 1990 Jmsak: 5.14 Guneş: 6.41 Öğle-. 11.53 tkindi: 14.30 Akşam: 16.55 Yatsı: 18.17 Aileden sorumlu Devlet Bakanı Cemil Çiçek 'hayvani içgüdülere' karşı çıkarken şöyle dedi Tlört,fahişelikten farksız' Devlet Bakanı Cemil Çiçek "Yabancı TV dizileri Türk ailesinin milli kultürunü olumsuz etkiliyor. Aileyikorumalıyız"dedi. tDİL GÜRSEL ANKARA — Aileden sorum- lu Devlet Bakanı Cemil Çiçek, Türk aılesinin ve geleneklerinin korunması üzerine yaptığı bir söyleşide, evlilik öncesi ilişkile- re karşı çıkarak "Flörtun fahi- şelikten ne farkı var?" dedi. Devlet Bakan» Cemil Çiçek, kendı anlatunıyla "kitk Uetişim araçlan" ve "başka kültürler- le" karşı karşıya gelen Türk ai- lesinin yaşadığı faciayı önleme- ye çalısıyor. Bu amaçîa once Di- yanet İşleri Başkanlığı'ndan bir uyenın de bulunduğu "Turk ai- lesinin bütünlüğü"nu konımak üzere aile araştırma kurumu oluşturan Çiçek, şimdilerde özel televizyonun ve çanak antenle- rin "Yoriaşüncı" etkisinden Türk ailesini kurtarma hedefin- de. Bu amaçla Çiçek, "Bizim Ev", " 2 1 . Yüzyüa Girerken Türk Ailesi", "Yava" adlı fılmler, çocuklar için "Dede Korkut'un Riiyaa" adlı çizgı fîlmin ve "Cumhuriyet Öncesi Turk Kadını" ve "Türk Ailesi Bibliyografyası" adb yayınla- nn yaygmlaştınlmasına çaüşı- yor. Çiçek, Cumhuriyet'in soru- larını şöyle yanıtladı: ^m Türk ailesi modeli — Son yıUarda yaygınlaştır- maya çalıştığmız "geneleneksel Turk ailesi modeli" kavramı ne- dir: ÇİÇEK — Anayasa'nın 41. maddesine göre ailenin korun- ması gerekiyor. Bu 1982'den DEVLET BAKANI CEMİL ÇİÇEKTEN GÖRÜŞLER Evlilik öncesi ilişki 6u,hayyani içgüdülerle insanların birbirine yaklaşmasıdır. Konfeksiyoncu dükkânı mı bu, sık sık elbise gibi değiştiresin? Bunu kabul etmek mümkün değil. Flörtün fahişelikten ne farkı var? Din desteği Ailelerin parçalanmasımn ilk nedeni geçimsizlik. Bu iş yürümez' deyip bırakanlar var. İşte din bu işlerde sabırlı olmayı tavsiye ediyorsa bunun bu anlamda müspet tesiri olacaktır. İkıncisi ise zina, Müslümanlıkta kabul edilmeyen bir hadise. Red Kit'e karşı Dede Korkut Çanak antenler ile seyredilen yabancı diziler Türk insanını müspet etkilemiyor. Buna karşı bizim yaptığımız 'Dede Korkut'un Rüyası' adlı filmi eleştiriyorlar. Red Kit'in dünyasıyla Dede Korkut bir olur mu? Ben bu yabancılaşmayı anlamıyorum. sonra doğal değil, sosyolojik bir zorunluluk. Sanayileşme, şehirleşme, dı- şa açılma, başka kültürlerle ta- nışma sosyal de^şimler getirdi. Bu değişimler ve gelişimler ne- deniyle en fazla sıkıntıyla karşı karşıya kalan kurum aile oldu. Toplumun temelinde de aile vardır. Oysa meseleye hep uç nokta- larda bakıüyor. Biz eski bir mil- letiz ve aile milletiz. Turk aile- sinin müspet özelliklerinin mu- hafaza edilmesı gerekir. — Peki, şu anda Turk ailesi- nin karşı karşıya oldugu prob- lemkr neler? ÇİÇEK — öncelikle bu aile kitle iletişim araçlan ve başka kulturlerle karşı karşıya geldı. Çanak antenlerle tum yayınlar sevrediliyor. Aynca turizmle Türkiye'ye birçok yabancı geli- yor. Bunlar da Türk insanının uzerinde etkiler bırakıyor. Ta- bii bunların müspet tavırlar bı- raktığını söylemek mumkün de- ğiL Değer yargılannda değişik- Uk getiriyor, aile kavramlan de- ğişmeye başlıyor. Yabancı dizi- ler sebebiyle, çocuklar büyu- kannelere "mumy", babalanna "papa" diyorlar. Adı, Ahmet, Mehmet olan insanlarunmn Türkçeleri bozuldu. Insan iliş- kilerinde farklılaşma başladı. Batı'dan bilim, teknik alınması gerekirken, tüm yoz değerler alınıyor. — Kitle iletişim araçianyla yaşanan yozlaşmadan söz etti- niz, bunu önlemek için ne gibi planlannız var? ÇİÇEK — Biz de fılmler yap- tırdık. Ne yazık ki uç noktalar yabancı diziler söz konusu oldu- ğunda kiliseye bir şey denmez, bizde bir ezan sesi duyulsa kı- yamet kopar, kendimizden korkmaya gerek yok. Bir de ka- setçiliği yayıyoruz. Şu günlerde TRT'nin yayın tekelinin kalk- ması ve ozel TV kurulması gundemde, yalnız yasaklama değil ama bunların ba§ı boş bı- rakılmaması gerekır. Kültür millidir ve bizim kültürumuz- dür. Film, kaset ve yayın çalışma- lanmız var. Örneğin "Cumhu- riyet Öncesi Türk Kadını" adlı Midillfde Paşa Konağı artıkyok Ankara, Midüli'deki en önemli Osmanlı yapıtlarından biri olan konağın yıktınlmasından Yunanistan Ege Bakanlığı Genel Sekreteri'ni sorumlu tutuyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Midilli adasında, Hacıgigorin caddesi 21 nu- maradaki Paşa Konağı artık yok. '1929 mubadelesine' dek bir Türk yetkıhsinın evi olan bu konak, geçen hafta içinde bir gün sabaha karşı buldozer altında kaldı. Bir Yunanh mimarın çizdiği ve Yunan stilinde pek çok süs- lemeyle bezenmiş olan Midil- li Paşa Konağı, adada Os- manlı döneminden kalma en önemli yapıtlardan biri ola- rak biliniyordu. Midilli Şehir lmar Dairesi'nin 'korunma- sı' yönunde görüş bıldirdiği konağın yıktırılması Yunan basmında eleştirilere konu olurken Ankara'da da tepki yarattı. Dışişlen Bakanlığı yetkili- leri, Midilli Paşa Konağı'tun yıktırılması kararı konusun- daki bir soruya verdikleri ya- nıtta, "Yunanistan'ın sınır- lan içinde bulunan Tiirk- İslam eserterinin bakımı ve korunmasına ilişkin oteden beri bflinen olumsuz tutumu- nu sürdürdüğüniı" savundu- lar. Yetkililer, Rodos'taki Suleymaniye Camii'nin yıkı- lan minaresinin onanlmamış olması ve Gümülcine'de ye- niden yapılacağı gerekçesiy- le bir yıl önce yıktırılan Poş- poş Baba Tekkesi'nde hiçbir onarım girişiminde bulunul- maması gibi ömekleri de anımsattılar. Ankara'daki yetkili çe\Te- ler, Midilli Paşa Konağı'nın >ıkılmasında asıl sorumlulu- ğun 'buldozerlerin harekete geçmesi için gerekli onayı veren' Yunanistan'ın Ege Bakanlığı Genel Sekreteri Papaefstratiu'ya ait olduğu- nu belirtiyorlar. Edinilen bilgiye göre Yu- nanistan Genel Inşaat Kanu- nu'na ilişkin tüzük uyannca, 21 Eylül 1989 tarihinde Mi- dilli Şehir tmar Idaresi Paşa Konağı'ndakidurumu değer- lendirerek, Ege Bakanhğı'na binanın konınmasını öngö- ren bir rapor sundu. Rapo- ru alan bakanlığın bünyesin- deki Kültürel Gelişme Daire- si de bu raporu destekler ni- telikteki göruşünü bakanlık üst yönetimine bildirdi. An- cak Genel lnşaat Kanunu'na ilişkin tüzüğün dördüncü maddesijıyannca yapılması gereken 'tarihi eser vasıf- landınnası' bir yıl içinde ger- çekleştirılmediğinden bina- nın yıkılması yoluna gidildi. Pera Palas'ta yüzyıllık kalabalıkAgatha Christie'nin yüzüncü doğum yılı kutlamalarıyla daha çok önem kazandı Pera Palas. Ancak Pera Palas sadece Agatha Christie demek değil. Yüzyıhn iki savaşına, cumhuriyete taruklığı, Atatürk, tnönü, Celal Bayar, Adnan Menderes, Fahri Korutürk.lran ŞahıPehlevi gibi ünlüleri ağırlaması onu vazgeçilmez kılıyor. BERAT GÜNÇIKAN İstanbul'un en hareketli yılla- rı. Cumhuriyet henuz üç yaşın- dadır. Kimbilir kaçıncı seferine çıkan Orient Express 7 Mart 1926 günu Sırkeci Gan'na uzun yolculuğunun son dumamnı ve- rir. Yoksulluklan gün gibi aşikâr Balath Rumlar ve Fatih'in Müs- lümanlan Avrupa sosyetesinı görmek için gardadır. Trenden inenler arasında genç, orta boylu bir kadın kim- senin dikkatini çekmez. Valizleri bir genç tarafından dışarda bek- leyen kentin tek tuk otomobil- lerinden birine taşınır. Otomo- bil, îstanbul'un dar ve yokuş yollanndan ilerleyip Tepebaşı'n- da bir otelin önünde durur. Ka- dın bir Art Nouveau örneğı ote- le, bu kentte böyle bir göruntü beklemiyormuşçasına şaşkınlık- la bakar ve kominin arkasından içeri girer. Kadın Agatha Christie, otel Pera Palas'tır. Agatha Christie'nin doğumu- nun yüzüncü yıl kutlamalarıyla bir kez daha önem kazandı Pe- ra Palas. Çünkü Christie'nin ya- samının on bir gunünü "kaybol- du, oldu, gizlenip bu süre için- de bir cinayet daha işledi" soy- lentilerine boğan gizi bu otelin 411 numaralı odasında. Pera Palas sadece Agatha Christie demek değil. Yuzyılın iki savaşına, Cumhuriyet'e ta- nıklığı, 101 numaralı odasında Atatürk'u, 201 numaralı odasın- da Inönü'yü, 301 numaralı oda- sında Celal Bayar'ı, Adnan Menderes'i, Fahri Korutürk'u, AGATHA CHRİSTİE S A L O M J — Pera Palas'ın Agatha Christie Salonu'nda 90 >ıl once Strauss'un \alsleriyle insanlar kendile- rinden geçerierdi. Bugiin İS günde bir toplanan yazarlar, gazetecikr, sanatçılar bu salonda "Türkiye'nin halini" tartışıyoriar. Top- lantıda, âşıklar da karşılıklı atışıyor. (Fotoğraf: Uğur Saner) Arnavutluk Krah Zogo'yu, lran Şahı Pehlevi'yi, Ingiliz Kralı 8. Edward'ı, Yugoslavya Devlet Başkanı Titoyu, Giscard D'Es- taing'i, Von Papen'i, Mata Ha- ri'yi, Çiçero'yu, Cahide Sodku- yu, Sarah Bemhardt'ı, Vasa Pri- hoda'yı, Theodorakis'i, Julio Ig- lesias'ı ağırlaması onu hâlâ vaz- geçilmez kılıyor. İstanbul'un tarihine ilk elek- trikli asansörüyle de geçen Pe- ra Palas, Orient Express'in yol- culan için 1892 yüında inşa edi- lir, 1893'te de ilk konuklannı ağırlar. 1915 yıhnda resepsiyon memurlarının kıyafetini beğen- meyip muşteri olarak kabul et- medikleri "gizli" milyoner Niğ- de Rumlarından değirmenci Petros Bogosaki tarafından sa- tın alınır. Oteli işgal kuvvetleri- ne karargâh olarak sunan, dev- Iete iki milyon borcuna karşılık Pera Palas hisse senetlerini pi- yasaya çıkartarak kendisini kur- tarmaya çalışan Bogosaki, so- nunda işgal kuvvetleriyle birlik- te kaçar. Pera Palas bu kez Ata- türk'e Suriye"de yaptığı yardım- lann karşıbğında 'Misbah Mu- hayyes'e verilir. Muhayyeş, 1954 yıhnda otelin gelirinin buyük bölumünü Darülaceze, Darüşsa- faka ve Verem Savaş Dis- panseri'ne bırakarak ölür. Uç kurum da donemin Baş- bakanı Adnan Menderes'in baş- kanlığında bir vakıf kurarak yo- netirler Pera Palas'ı. Mudürlu- ğü ise Muhayyeş'ın vasiyeti üze- rine yeğenleri Ferit ve Onıil üst- lenir. 1974'te uzun süredir yaşa- nan sıkıntılar Pera Palas'ı zara- ra sürükleyince satışa çıkanlır, alıcısı çıkmaz. 1978'de Hasan Süzer otele talip olur ve yüzde 95 hissesini satın alır. Pera Palas'ın ünlü konukları arasında casuslar da var. Mata- Han, Çiçero, bizden de tngiliz Kemal. 11 Mart 1941'de Ingilte- re'nin Sofya Büytikelçisi Ran- daH, ülkesinin Türkiye Büyükel- çisiyle göruşmek üzere İstan- bul'a, Pera Palas'a gelir. Aradan birkaç saat geçtikten sonra lo- biye bıraküan bavullardan biri patlar, altı kişi ölür. 1918'den başlayarak Pera Pa- las, Mustafa Kemal için de ts- tanbul'da yaşanabilir guzellikte bir mekândır. O yılın sonlann- da, otelin lokantasında oturan Mustafa Kemal'in yanına gelen şef garson birkaç masa ilerde oturanların masaya davet ettik- lerini iletir. Davet edenler işgal kuvetleri komutam Harrington ve yaverleridir. Atatürk daveti, "Keodilerine söyleyin, bizim ge- leneklerimizde daveti ev sahibi yapar, onlar her ne kadar işgal kuvveüeri komutanlan iseler de ne de olsa misafirlerimizdirler. Güniin birinde gideceklerdir. Benimle kahve içmek istiyorlar- sa, masama gelsinler" sözleriy- le geri çevirir. Onun davetine de General Harrington karşılık vermez. 1900'lü yılların başında Pera Palas'ta bir balo. Maestro Na- va'nın yönetimindeki orkestra Strauss'un Viyana valslerini ça- hyor. ttalyan, Franşız, Ingiliz terzilerinden giyinmiş kadınlar, erkekler müziğin eşliğinde dö- nüyorlar, "kouvet" şarabı su gi- bi akıyor. Pera Palas'ta bugün nasü eğ- leniliyor? Bu soruya Hasan Su- zer, "Her onbeş günde bir, pa- zarları sanatçılar, gazeteciler 'gönul dostlan' adı altında top- lanıyorlar. Halk âşıklan da ka- ülı>or onlara, atışıyorlar. Bir de Türklerin tarihini araştıran ça- lışmamız var. Türkiye'ye nasıl, nerden geldiler, nasıl yayıldı- lar?" yamtını veriyor. Ferit Mu- hayyeş hâlâ otelin müdürü ola- rak gorülüyor. O yıllardan bu yana Pera Palas'ta değişenler ona göre muşteriler. Beyoğlu'ndan işportacılann, sepette lahmacun, tepside çiğ- köfte satıcılanmn arasından yü- rüyüp Galatasaray Lisesi'nin önünu, tramvay yolu üışaatını geçip bugün kasvete boğulan Asmahmescit'ten indiğinizde Pera Palas'la karşı karşıya kala- bilirsiniz. yayın, bunun dışında "Türldye aile yayınlan bibliyografyasuu" hazırlattık. Bunun dışında "Yuva" adlı kaset, "Bizim Ev", "21. Yüz- yıla Girerken Türk Ailesi" adlı belgesel "Dede Korkut'un Rüyası" isimli çizgi film ürettik. Şimdiyse tutmuşlar bu Dede Korkut'u eleştiriyorlar. Red Kit'in dünyasıyla Dede Korkut bir olur mu? Eğlendirirken, kendi kültürumuzü de eğitme- miz gerekiyor. Bense bu yaban- cılaşmayı anlamıyorum. Kadın işten dönünee... Bunlar bir mukayese unsuru olarak bulunmalı. Bu yayınlar çocuklanmızm kafasını kurca- lıyor. — Aile Araştırma Kurumu Devlet Planlama Teşkilab'nın ai- leyle ilgili raporu dikkate alına- rak kunıldu. Bu raporda afleıün parçalanma nedenleri arasında kadının çalışması da gösterili- yor. Bunu nasıl yorumlarsınız? ÇİÇEK — Şimdi bizim çalış- ma hayatımız organize olmuş değil. Böylece kadın işten dö- nünçe annelik görevi başhyor ve yıpranıyor, bu da beraberinde sıkıntılar getiriyor. Kadının ça- hşmaması düşunulemez. Ancak iyileştirici tedbirler olarak sekiz saat yerine beş saat çalışsın de- nildi. Bu bir tedbir olarak dü- şünülüyor. — Aile Araştırma Kurnmu'n- da bir de din gorevlisi bulunu- yor, bunun nedeni? ÇtÇEK — Aile Araştırma Ku- rumu'nda değişık kurumlardan temsilciler bulunuyor. Diyanet- ten de bir temsilci aldık. Nede- ni açıktır, bizim toplumumuz Musluman bir toplum, topluma bir mesaj vermek isteniyorsa, din görevlilerinin buyük fayda- sı olur. Bu nedenle belli konu- lardan desteklenirken Diyanet'- ten de istenir. Kaldı ki bugün kurumlar va- tandaşı aktif duruma getirmede Diyanet'i kullamr, çunku Turki- ye'de yayılmış iki teşkilatın biri Milli Eğitim, diğeri Diyanet İş- leri Başkanlığı'dır, biri okulda, öteki camide hukümetin politi- kalarını yayarlar. Öen de bu kadar yaygın olan bir kuruluşun faaliyette bulun- mamasını sakıncalı buluyorum. Muslumanlık ülkemizde bu ka- dar yaygın olduğuna göre tabi- atıyla bunun aile hayatımız üze- rindeki tesirlerini açık olarak görmek mumkun. Fiziki birleşme ve ötesi İlk olarak aile parçalanması- mn ilk nedeni geçimsizlik, ama şu var bir ailenin bütünlüğünde fedekârlık vardır, örneğin, "bu iş yürümez" deyip bırakanlar var, bu da tabii ki fevkalade yanlış! İşte din bu işlerde biraz sabırlı olmayı tavsiye ediyorsa bunun bu anlamda müspet te- siri olacaktır. Ikincisi ise zina- dır, bu Müslümanlıkta kabul edilmeyen bir hadisedir, dolayı- sıyla bir din gorevlisi insanlann birbırine guzel davranmasını tel- kin ediyorsa tabii bu aile içi du- rumlarda yumuşak bir zemin oluşturur. — Efendim, gençler günü- müzde pek evlilik niyetlisi degil- ler, siz de aile ile ilgili Devlet Ba- kanı olarak bu duruma nasıl ba- kıyorsunuz? ÇİÇEK — Onlar Batı'daki tuzağa duşuyorlar. Batı bunun sıkıntısını çok çekti. Baü hoşgö- rüyle bakmış, batağa saplanmış. Evlilik gereklidir, çunkü sadece fiziki birleşme değil, onun öte- sinde anlamı vardır. — Peki evlilik öncesi uişkBer, flört? Gençler evlenmeden on- ce en iyiyi bulmak için birçok kişi denemek istiyor? ÇİÇEK — Bu hayvani içgü- dülerle insanlann birbirine yak- laşmasıdır. Konfeksiyoncu dük- kânı mı bu, sık sık elbise gibi de- ğiştiresin? Bunu kabul etmek mumkun değil. Flörtün fahişe- likten ne farkı var? Sonuçta bunda hep kadın zararlı çıkıyor. Avrupa'nın 6 esas kurtları' Türkiye'de NEREDE KAÇ KURT VAR? Dış Haberler Servisi — Avrupa'da kurt kalmadı, esas kurtlar Türkiye'de, ama onların da sayısı bılinmıyor. "The European" gazetesinın son sayısında yer alan bir haberde Avrupa'da kurt sayı- sının hızla azaldığı ve kurtları konımak için birçok ulkede ozel onlemler abndığı belirtiliyor. Avrupa Konseyi de 12 mad- dehk bir kurtları koruma programını kabul etti. Italyanlar için kurtun ozel bir anla- mı var. Çunku efsanelere göre Roma- nın kurucusu Romus-Romulus kardeş- ler bir dişi kurt tarafından beslenip bu- yutulmuştü. Italya'da 1987 yılından iti- baren "canis lupus italicus" denilen Ital- yan kurtlarını korumak için bir prog- ram uygulanmaya başlandı. Buna gore kurt avı yasaklanırken bazı kırsal yore- ler kurtların üremesi için pılot bölge se- çildı. Bunun sonucu olarak iki yılda kurt sayısının ikiye katlanıp 400'e ulaş- tığı kaydediliyor. Koruma projesı gere- ği, koyunları kurtlar tarafından parça- lanan bazı çiftçilere de tazmınat oden- dı. Ulkenin unlü kurt uzmanı Roma Üniversitesı'nden Luigi Boitani, koru- ma onlemlerı sonucu bu bolgelerde kurtların geleceğinin kurtarıldığını ve soyun 21. yuzyılda surdürulebileceğini söyluyor. Aşırı kentleşme sonucu Orta Avrupa ulkelerinde kurtlar artık doğada değil, ancak hayvanat bahçelerinde gorulebi- liyor. Doğadaki kurtlara ise Avrupa'nın "kanat" ulkelerinde rastlamak olası. İspanya ve Portekiz'de toplam 1700 ka- dar kurt yaşadığı sanılıyor. Kuzey ulke- lerinde kurt sayısı da oldukça az. Fin- landiya'da kurt avı hâlâ serbest, ancak kurtların bu ûlkeye SSCB'den geldikleri bilınıyor. Guney Avrupa kurtlar açısından es- ki bir yerleşim merke- zi. Yunanistan'da kurt avının 1983'ten beri yasaklanmasına rağmen, pratikte birçok kun avı partileri duzenlendiği bi- liniyor. Avrupa'da kurtları korumak için on- lemler alınırken Türkiye'de kurt sayısı uzenne Avrupalıların herhangi bir fik- ri olmadığı gozlenıyor. The European- da yayımlanan haritada Türkiye'dekı kurt sayısı için "bilinmiyor, çok olmalı" ifadesi kullanılıyor. Türkiye'de Doğal Hayatı Koruma Derneği Başkanı Ner- gis Yazgan da kısa sure önce yaptığı açıklamada ulkedeki hayvan sayısı hak- kında istatistık bilgılerın bulunmadığı- nı soylemişti. Avrupa Konseyi, Avrupa kurtlannı korumak için 12 maddelik bir program kabul ettı. Buna gore en az 20 bin kilo- metrekarelik bazı bolgeler, "tam koruma" alanı ilan edilecek. Buralarda kurt a\ı tarnamen yasaklanırken kurt- ların verebileceğı zararlann parasal taz- mini yoluna gidilecek. Yoredeki halk ve ulkedeki yetkililer de sanayi toplumla- rının acımasızca yok ettıği bu "hassas ve yırtıcı ha>"vanlar"ın korunması gereğı konusunda eğitilecek. Açıköğretime kayıtlar • ANKARA (AA) — Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi kayıt yenileme işlemleri 21 yerleşim merkezinde dün başladı. Açıköğretim Fakültesi Dekanı Prof. Semih Büker dün yaptığı açıklamada, öğrencilere postayla gönderilen kayıt işlemleri için gerekli dosya ve belgelerin 27 kasıma kadar bağlı bulunulan bürolara tesUm edilmesi gerektiğini bildirdi. Büker, önceki iki ders yıhnda kayıt yeniletmeyen öğrencilerin, 1990-1991 öğretim yıhnda da başvurmadıklan takdirde AÖF'den kayıtlannın silineceğini açıkladı. Kaplunıbağa için boykot • tZMİR (Cumburiyet Ege Bürosu) — Dalyan'da deniz kaplumbağalannın yumurtlama alanına otel yapımınm engellenmesi için gerçekleştirilen kampanyaların ardından çevreciler şimdi de Yunanistan'ın Zakhyathos Adası'nda deniz kaplumbağalan için önem taşıyan yumurtlama alanlarma inşaat yapılmasını protesto ediyorlar. Uluslararası bir kampanya başlatan çevreciler, adanın turizm acenteleri tarafından boykot edilmesi için çağrı yaparken Dalyan'ı da bölgede henüz bırçok sorunun çözümlenmemis olmasına karşın örnek alan olarak gösteriyorlar. Kampanyayı çeşitli çevreci kuruluşlarla ortaklaşa gerçekleştiren Alman çevreci Günther Peter, "Dünyada yok olmaya yuz tutan bir canlı tünınün varolma şansım daha da azaltarak turizm alanında gelişmeyi planlayanlar, büyük bir yanılgı içindeler" dedi. 6 yılda 124 AlDS'li • ANKARA (ANKA) — Dünya Sağlık örgütü'nün (WHO) ekim 1990 raporunda Asya ülkeleri arasında AIDS yoğunluğu bakımından ön sıralarda gösterilen Türkiye'de, son 6 yıl içinde 124 AlDS'li ve AIDS portörü (taşıyıcısı) saptandı. AIDS'in "ihban zorunlu hastahklar" kapsamma ahndığı 1985 yılından bu yana 36 kesin AlDS'li ve 88 AIDS portörü belirlendi. Aradan geçen bu süre içinde AIDS'lilerin bir bölümü yaşamını yitirdi. Yabancı uyroklu olan AIDS hastalan ise yurtdışına çıkarıldı. Hasankeyf için 40 milyon • BATMAN (Cumhuriyet) — Antik Kent Hasankeyfteki tarihi eserlerin koruma altına ahnabilmesı için Tiırizm Bakanlığı Turizm Geüştirme Vakfı'nca 40 milyon lira ödenek sağlandığı bildirildi. Bölgedeki koruma çahşmalanmn düzenli olarak yurütülebilmesi için de çevre koruma kurulu oluşturulacağı öğrenildi. SİT alanı ilan edilmesinin ardından yeni yapılaşmanın yasaklandıgı Hasankeyf te incelemelerde bulunan Turizm Geliştirme Vakfı Genel Başkanı Ayça Adahlar, "Hasankeyf i turistik bir belde yapmak için çalışmalara başladık. İlk etapta belediyeye bağh beş kişilik çevre koruma kurulu oluşturduk. Aynca tarihi eserlerin koruma altına alınabilmesi için 40 milyon Ura ödenek ayırdık. Çevre koruma kurulunun oluşturulmasıyla Hasankeyf tarihi korunacak" dedi. Soğuk hava, etkili • Haber Merkezi — Elverişsiz ve kötü hava bütün yurtta etkisini sürdüruyor. Doğu Anadolu Bölgesi'nde kar yağışı ve soğuk hava etkili oluyor. Erzurum, Erzincan, Kars, Ağn, Gumüşhane ve yöresinde kar yağışı arahklarla devam ederken kar kahnhgı Erzurum şehir merkezinde 18, Kars'ta 13, Ağn'da 10, Palandöken Kayak Merkezi'nde ise 30 santimetre olarak belirlendi. Kar yağışının sürdüğü Çam- başı-Kabadüz karayolu ulaşıma kapandı. Hafta sonu nedeniyle yaylada bulunan ve mahsur kalan 70 kişinin kurtarılmasına çalışılıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle