07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 KASIM 1990 HABERLER CUMHURİYET/15 Komutanlann Doğan'ı ziyareti • ANKARA (AA) — Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay ve kuvvet komutanlan, Milli Savunma Bakanı Hüsnü Doğan'a nezaket ziyaretinde bulundular. Genelkunnay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Doğan Güreş, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral İrfan Tınaz, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Siyami Taştan, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, Genelkurmay Ikinci Başkanı Orgeneral Mehmet Önder, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Nezihi Çakar, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve Genelkurmay fkinci Başkan Yardımcısı Orgeneral Halis Burhan, Milli Savunma Bakanı Hüsnü Doğan'ı makamında ziyaret ederek yeni görevi nedeniyle kutladılar. Ziyaret sırasında konuşan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Torumtay, "Milli Savunma Bakanımızın ziyaretini iadeye ve yeni görevlerinin hayırh olmasını temenni etmeye geldik" dedi. Üeni Asya gazetesi yöneticileri • ANKARA (AA) — Kocatepe Camii'nde Saidi Nursi için okutulan mevlit nedeniyle gözaltına alınan Yeni Asya gazetesi yöneticileri, DGM'ye çıkanldı. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında bulundurulan gazete sahibi Mehmet Kutlular, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mehmet Aksakal, Ankara Temsilcisi Mustafa Köleoğlu, Ankara Idari Temsilcisi Bedrettin Ergül, gazete yönetim kumlu üyeleri Hilmi Doğan, Ali Vapurlu ve gazete mensupları Ahmet Akdağ. Bekir Gönüllü, Cevher tlhan ile mevlitte duahanlık yapan hoca Cemal Gündoğdu, dün sabah saat 08.30'da DGM'ye getirildiler. Söz konusu kişilerin DGM Savcılığı'nca sorgulan yapıldı. Adana'da karartma tatbikatı • ADANA (AA) — Adana'da 16 kasım cuma günü yapılacak karartma tatbikatı ile ilgili hazırlanan büyük ölçüde tamamlandığı bildirildi. Adana Sivil Savunma Müdürü Hüseyin önal, yaptığı açıklamada, 5 kasımdan bu yana Turgut özal Bulvarı'nda bin mükellefin katılımıyla sürdürülen tatbikat hazırüklarınm "bilgi tazeleme" aşamasının tamamlandığını ve "uygulama" aşamasına geldiklerini söyledi. Önal, 14 ve 15 kasımda "tam katıhmla" tatbikat öncesi prova yapılacağıru bildirdi. Sivil Savunma Müdürlüğü'nce vatandaşlara 100 bin adet broşür dağıtıldığı bildirildi. Tatbikat ve karartma hakkında bilgilerin verildiği, ikaz ve alarm işaretlerinin anlatıldığı broşürlerde "Hazırlıkların tatbikat amacıyla yapıldığı ve telaş edilmemesi gerektiğine" dikkat çekildi. Öte yandan bugün Adana'da 30 ilin vali yardımcıları ile sivil savunma müdürlerinin katılacağı bir seminer düzenleneceği bildirildi. Boykotçulardan 12'si serbest • ANKARA (ANKA) — Hacettepe Üniversitesi Beytepe kampusunda YÖK'ü protesto için yaptıkları forum sonrası gözaltına alınan 25 öğrenciden 12'si serbest bırakıldı. Beytepe kampusunda 5 kasımda yaptıklan forum sonrası gözaltına alınan 25 öğrenciden 12'si dün, DGM'de yapılan sorgulamaları sonucu serbest bırakıldılar. Diğer 13 öğrencinin sorgusu ise sorgu hâkimine çıkanlmak üzere bugüne kaldı. Bu arada gözaltındaki öğrenciler, Mehmet Ünal isimli öğrencinin jandarma il alay komutanlığında kalp krizi geçirdiği ve Hacettepe Üniversitesi acil servisine götürüldüğünü bildirdiler. Kalp krizi geçiren öğrencinin daha sonra serbest bırakıldığı açıklandı. leniköy'de toplıı gözaltı • DİYARBAKIR (Cumhuriyet) — Mardin merkeze bağlı Yeniköy'de geçen günlerde çıkan çatışmada bir PKK'lının öldürülmesinden sonra aralannda kadm ve çocukların da bulunduğu 29 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. HEP Mardin MiUetvekili Adnan Ekmen, gözaltına alınan Yeniköylülerin suçsuz olduklarını savlayarak bir an önce salıverilmelerini istedi. İHD'nin Yeniköy'de incelemelerde bulunmak üzere bir heyet oluşturduğu bildirildi. Iki terörist öldtirüldti • KARS (Cumhuriyet) — Kars'ın Kağızman ilçesine bağlı Akyayla köyti çevresinde güvenlik kuvvetleri ile PKK mensupları arasında çıkan silahlı çatışmada biri kadın iki terörist öldürüldü. Kars Valisi Hasan Pakir'den alınan bilgilere göre önceki gün saat 10.30 sıralarında arama ve tarama görevini yapan güvenlik güçleri Kağızman ilçesi Akyayla köyü yakmlarında bir grup silahlı terörist ile karşılaştılar. Güvenlik güçlerinin teslim ol çağrısına silahla karşılık veren PKK mensuplan ile güvenlik güçleri arasında çıkan silahlı çatışmada biri kadın iki terörist ölü olarak ele geçirildi. 9 kişi yakalandı • EREĞLİ (Cumhuriyet) — Karadeniz Ereğli'de yasadışı örgüt üyesi olduklaıı ileri sürülen 9 kişi yakalandı. Ereğli Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, 1987'den bu yana yasadışı örgüt kurarak faaliyette bulundukları belirtilen Abdülkadir Özdemir, Murat Yılmaz, Mahmut Özyürek, Mehmet Sarıdaş, Bayram Tekçe, Erdal Ateş, Cihangir Amca, Tümer Eskidir ve kardeşi Reha Eskidir'in Ereğli, Alapb, Zonguldak, Düzce ve lzmit'te yasadışı gösterilerde bulundukları belirtildi. Örgüt evi olarak kullanılan evde yapılan aramada, yasadışı yayınlar, bildiri basımında kullanılan basit bir serigrafı aleti bulundu. VEFAT VE TEŞEKKUR Rize eşrafından Hakkı Yazıcı'nın eşi, Aslan, Ahmet, Mehmet Yazıcı ve Müzeyyen Aytaç'ın anneleri, Cahit Aytaç"ın kayınvalidesi, sevilen insan CEMİLEY4Zia elim bir trafik kazasında vefat etmiş ve cenazesi Rize'de kaldırılmıştır. Cenaze törenine katılan ve başsağhğı dileğinde bulunan akraba ve dostlanmıza teşekkürü bir borç biliriz. YAZICI AİLESİ KAMUOYUNA Cezaevlerindekı keyfi yasak ve işkenceleri, Diyarbakır-Amasya saldınlarını, Eskişehir Tek Tip hücre statüsünü protesto etmek, süresiz açlık direnişindekı arkadaşlanmızı desteklemek için 120 kişi birer haftalık dönüşümlü açlık grevine başladık. 9.11.1990 SEMİH GENÇ, FAHRİ USTUNDAĞ, İSMAİL TÜRKER, İSMAİL DURGUT. KAZIM YILDIRIM, BAYRAM IŞIK, İSMAİL DOĞAN, NERGİZ YALÇIN, MEHMET ALİ ÇAKIROĞLU TBMM'de Milli Eğitim bütçesi görüşüldü DOPLERÜ, RENKÜ EKOKARDİYOGRAFİ HOLTER , EFORLU, EFORSUZ ELEKTRO... En ileri Standartlarda Kalp Sağlığı Hizmetleri Sunar. Tel: 175 12 44/45 TÜRK KALP VAKFI 148 58 66 8 yıllık eğitim gerçekleşiyor"Sınıf geçme" sisteminin, çocukların korkulu rüyası olduğunu bildiren Akyol, ders geçme ve kredi sistemine geçilmesi için ilk adımın bu yıl atılacağını kaydetti. metninde sık sık "laiklik" konu- suna değinen ve laiklik sözcüğü- nü her seferinde koyu harflerle ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol, en az 8 yüük zorun- lu eğitimi en kısa zamanda ger- çekleştirmenin zorunlu olduğu- nu belirterek "8 yıllık zorunlu eğitimin üç yıi içinde, 300 mil- yar lira harcanarak gerçekleştirilecegini" söyledi. "Sınıf geçme sistemi"nin çocuk- lann korkulu rüyası ve anne ba- balann en büyük endişesi oldu- ğunu vurgulayan Akyol, "ders geçme kredi" sistemiyle, "Al- lab'ın çocuklara verdigi kabili- yetin ortaya çıkarılacagını" bildirdi. Milli Eğitim Bakanlığı'nm bütçesi dün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşül- dü. Basma dağıttığı konuşma vurgulatan Akyol, şunları söyledi: "Milli eğitimimiz laiktfr. Çün- kü milli bünyemizin gerçek ve özelliklerine saygdı bir demok- rasi anlayışına, insanlık hak ve ideallerine bağlı; insan sevgisine ve anlayışlı olmaya dayalı, daya- nışmayı \e uzlaşma>ı sağlama- nın, yaşatmanın ve güçiendirme- nin yegâne vazgeçilmez şartı la- ikliktir. Laiklik, medeni bir mil- let, çagdaş bir toplum olmanın da temel ilkesidir. Özellikle iil- kemiz için laiklik, milli birlik ve bütünlügümüzün konınup geliş- tirilmesinin en onde gelen daya- nagı ve insan mozaigimizin ye- gâne harcıdır." Akyol, bütçeyi sunuş konuş- masında, 2000'ü yıllara ulaştıra- cak olan 1990'h yıllann Türki- ye için "kader yıllarının merdivenleri" olduğunu bildir- di. Genel okur-yazarlık oranı or- talamasının bazı yörelerde ikti- saden faal nüfusa göre yüzde 49.6'ya, 6 yaş yukansı genel nü- fusa göre ise yüzde 45.8'e düş- tüğünü kaydeden Akyol, insan- ları "milli, cagdaş, akılcı ve la- ik davranışlı" yetiştirmenin gö- revleri olduğunu vurguladı. Ak- yol, "Atatürk inkılap ve ilkeleri ile Atatürk milliyetçiliginin cag- daşlaştırıcı, toplayıcı, birleştiri- ci ve biıttinleştirici nitelikleri ile eğitim kurumlanmn dil, ırk, cin- siyet ve din ayrimı gözetmeksi- zin herkese açık tutulması ve eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye ve sınıf a imtiyaz tanın- maması ile ilgili genellik ve eşit- lik ilkesine uygun şekilde hare- ket etmeye biıyiık bir özen ve ti- TOKYO'DAN JAPONYA tizlik göstermekteyiz" diye konuştu. Sayıları 550 bin 662'ye ulaşan yüksekoğrenime girmemiş, be- cerisiz ve işsiz lise mezunlanna iş ve meslek e.ündirmeyi amaç- layan "LİMME projesi"nin baş- latıldığmı belirten Akyol'a, DYP Kocaeli MiUetvekili Alaettin Kurt, "Polis yetişO'rirsiniz" diye laf attı. Kurt'a ANAP sıraların- dan "Zevzek" diye seslenildiği duyuldu. Akyol, öğrencilerin il- gi ve yeteneklerine göre yetişme- lerine olanak sağlayan "çok programlı liseler" üzerinde onemle durulduğunu bildirdi. Akyol, "ölçme ve değerlendirme sisteminin" kamuoyunda be- nimsenmesi için tartışmaya aça- rak bu yolda ilk adımın atıldı- ğını anlattı. Ders geçme sistemi- nin mutlaka değiştirilmesi ge- rektiğini söyleyen Akyol, üniver- sitelere aynlan bütçenin toplam 4 trilyon lira olmasına karşın ge- çen yıl sınıfta kalan 1 milyon 335 öğrencinin devlete 2 trilyon liraya mal olduğunu bildirdi. Akyol, eğitimin başansızlığı de- ğil, başanyı ölçmesi, bunun için öğrencilere rehberlik yapılması gerektiğini söyledi. Bütçe üzerine görüşmekre ge- çilmesinden sonra ilk sözü alan Tütüncu, eğitimin insan temel hak ve özgürlüklerine sahip ol- ma bilincini kazandırması ge- rektiği halde uygulanan eğitimin bunu gerçekleştiremediğini kay- detti. Laiklik tartışması Siirt bağımsız MiUetvekili Ze- ki Çeliker, laiklikten söz eder- ken Anayasa Mahkemesi Baş- kanvekili YekU Giingör Öz- den'i adını vermeden "telaş ve infial içerisinde olmakla" suç- ladı. Çeliker, eski Cumhurbaş- kanı Kenan Evren'in beş vakit namaz kılmadığını belirterek "Ama din derslerini, mecburi yaparak akıllılık etti. Sayın Ev- ren sopasıyla, asasıyla, golf pantolonuyla Atatürk'tü" dedi. SHP'li Erdal Kalkan'm "dü- şüncesiyle değil" itirazına, Çe- liker, "düşüncesiyle" karşıhğı- nı verdi. SHP Istanbul MilletvekUi AU Topnz da Türkiye'yi yönetenle- rin başta cumhurbaşkanı olmak üzere İaik insan olmalan gerek- tifini söyledi. Topuz, sözlerini "Milli Eğitim plajında bir gir- dap var. Sayın bakan da bu gir- daba takılacak. Daha önceki bakanlar bu girdapta boğuldu- lar" diyerek tamamladı. SHP Izmir MiUetvekili Birgen Keleş, Bakan Akyol'u laikliğe aykırı gelişmeleri önleyememe- si nedeniyle istifaya çağırdı. SHP'li Einem Cankurtaran ise 9 Eylül Üniversitesi'nde yardım- cı Doçent Mehmet Çiftlikli'nin "iş kazalan" konusundaki ders notlannda, iş kazalarının kade- re bağlandığını söyledi. AHMET TAN (Baftamfi 1. Sayfada) pabileceği, ne yapamayacağı orta- ya çıktı. Ozal krizin ilk günlerinde, "Sofra kurulacak, Türkiye de bu- rada yerini alacak" demişti. Cunı- hurbaşkanı, bu beklentinin çok ama çok zor gerçekleşeceğini gör- meye başladı. Bu konuda ceşitli uyancılar var. Türkiye'nin Körfez faturası ka- bardığı halde, hâlâ hiçbir kaynak- tan ciddi bir desteğin gelmemesi örneğin. Ama asıl etkili olan, Özal'ın Körfez politikasmı yürü- tür ve yönlendirirken, girdiği te- maslarda neyin olup olamayaca- ğını bizzat görmesi. Krizin ilk günlerinden beri "Comhurbaşkanı'nın yapdgı (üm açıklamalan, basın toplanblannı ve yazüınasın" sohbetlerıni yakın- dan izlemiş bir gazetecı olarak iti- raf etmeliyiz ki dün Cumhurbaş- kanı'nı sağduyulu bir çizgiye ulaş- mış bulduk. Bunun bir birikimle ortaya çık- tığı söylenebilir. Ama Japonya yo- lunda İran Cumhurbaşkanı ile gö- rüşmesinin bu çizginin kabnlaş- masında büyük payı olduğu anla- şılıyor. Rafsartcani ile görüşmesı bir dönüm noktası gibi. Birkaç nedenle. Ozal, Körfez krizinin patlamasından bu yana Başkan Bush da dahil hiçbir dev- let yetkilisiyle bu kadar uzun, bu kadar kapsamlı bir görüşme yap- madı. İki komşu ülke Cumhur- başkanı da "komşu toprağını iş- galin kötülügü, insanbgın yüksek degerieri" gibi soyut kavramları masaya hiç getirmediler. 7 saatlik görüşmeyi, tümüyle "pratik bir çerçeve"de yürüttüler. Pratik çerçeve yüzde 1 ile yüz- de 100 arasında değişebilecek tüm olasılıklann İran ve Türkiye bakı- mından değerlendirilmesi oldu. Topyekûn bir savaşta Irak'ın yok olup dağılmasından, Saddam'm, Kuve>t Emiri'nden özür dileyıp, "Beu ayıp ettim. Kuveyt'ten çeki- liyorum. Cezam neyse razıyım" demesine dek her olası durum tar- tışıldı, incelendi. özal ve Rafsancani kâh masa başında harita üzerinde, kâh kar- şılıklı ayak ayak üstünde, kâh yü- rüyerek gerçekleştirdekleri bu 7 saatlik müzakerede, tüm bu ola- sılıklann ülkelerine nasıl yansıya- caklarını madde madde gö- rüştüler. Irak'ın parçalanması, Kürtlerin bir bağımsız devlet kurmaları, Saddam'ın bir ABD saldınsı kar- şısında çevre ülkelere fuze yağdır- ması ve banşın (ya da savaşın) sü- rüncemede kalmasıyla ABD'nin Körfez'e yerleşmesi de dahil, tüm senaryolar ya Iran'ın ya Türkiye1 nin ya da her ikisinin zararlı çıka- cağını ortaya koydu. Rafsancani'nin Körfez tablosu... Özal'ı belki de "reel politikaya" yönelten, Rafsancani'nin çizdiği tablo oldu. Özal gördü ki, kriz sonrasında Körfez'de Tahran'a rağmen yeni bir düzen kurmak olanaksız. Özal'ın, "Saddam'ın geri çekileceğini duşünüyorum. Çünkü kendisi memleketini seven bir adamdır" demesi bu yüzden. Girilen açmazdan çıkılması için özal savaşı tek yol olarak görmüyor. Bir biçimde Saddam'ın sağdu- yulu davranacağı yolunda inancı var. Ancak tümuyle geri çekilse bile bazı sorunlann bulunacağını da söylemeden edemiyor. Özal, Saddam'la buluşup bu- luşmayacağı sorusuna soğuk bak- mıyor. Şimdilik hayır deme gerek- çesi "yanlış anlamalar" olacağın- dan korkması. Yoksa Saddam'a olan nefretinden değil... Özal'ın, "Saddam battıkça batıyor" noktasından, "Saddam memleketini düşünen bir adamdır" noktasına ulaşması se- vindirici. Çünkü battıkça batacak olan Saddam'ın yalnızca kendisi değil, bölgedeki banş umutları da... Özal'ın Tokyo'da "Biz Irak'ın bugünkü sımrianmn değişmesini istemiyoruz" demesi, İmparator'- un onuruna Türklere verilmiş bir müjde. Japon tmparatoru'nun tahta çıkma töreni, aslında bir dini a>in. Özal acaba bu ayinden mi etkilen- di? Özal, dün belirgin bir sükûnet ve rahatlık içindeydi. Öyle ki ne tslami terör ve Semra Hanım'ın altın tabancalarıyla ilgili sorula- ra kızmış görünüyordu, ne de "Ja- pon mafyasının kendisine dokto- ra vereceği iddialarT'na. Türkler, müjdeyi acaba Im- parator Akihito'ya mı borçlular? Savaş şubatta(Baştarafı 1. Sayfada) kuvvet toplanmış olacak. Irak'ın ise Kuveyt'e 430 bin asker yığ- dığı bildiriliyor. Genelkurmay Başkanı Gene- ral Colin Powell ise ihtiyatı el- den bırakmıyor. General Powell, gazetecilere verdiği demeçte, "Körfez'de yaptıgımız yigınafın, bir savaş halinde yeterli olup ol- madıgı konusunda şimdiden de- ğerlendirme yapmak istemiyo- rum. Ayrıca miittefiklerimizin yıgınagı da henûz nmımhnıııg degildir" dedi. Kısa savaş Askeri gözlemciler, Körfez'de bu denli büyük bir yığınağın ABD ile müttefikleriııin, Irak'ı kısa bir savaşta yenilgiye uğrat- ma şanslannı önemli ölçüde art- tırdığını belirtiyorlar. Savunma Bakanı Dick Che- ney, ABD kuvvetlerinin "lojis- tik yeteneginin şimdilik sınırü" olduğunu, diğer müttefık kuv- vetlerle, işbirliğj, komuta ve kontrol düzenlemelerinin de he- nüz tamamlanmadığım söyledi. General Powell de 230 bin as- kerin beslenmesi konusunda so- runların çıktığını belirtti. Amerikan birliklerinin bes- lenme ve iaşesi için ABD ordu- sunun emrinde 100 gemi bulu- nuyor. Ancak yeni birliklerin nakledilmeye başlanması ile bu sayının yetersiz kalacağı bildiri- liyor. ABD ve Almanya'dan zırhlı birliklerle gelişmiş Ab- rams M-IA1 tanklan önce va- gonlarla limanlara getirilecek, oradan da gemüere yüklenip Körfez'e gönderilecek. Yetkililer bu işlemin haftalar alacağmı be- lirtiyorlar. Şurası bir gerçek ki Körfez'e yeni birliklerin gelmesinin ta- mamlanmasından sonra, Sad- dam Hüseyin geri adun atmadı- ğı takdirde savaşın patlak ver- mesi olasılığı çok büyük ölçüde artmış olacak. Özal'a göre ocakta (Baştarafı 1. Sayfada) bulundu: "Yani ambargo ile mcsele çö- zMür veya bir. askeri müdahale ile çözülür şıklanna kadar bü- tün şıklan görustük. Bu, bölge- ye ne getirir, ne götürür, kar?ı- lıkh olarak de aldık. Karşılıkh olarak fikirler ortaya koyduk. Genel bir paralellik var. Tabii tercib edilen Irak'ın Kuveyt'ten kayıtsız şartsız çekilmesidir. Ama bu çekOme olmadıgı tak- dirde vardıgımız sonuç da silahlı bir müdabalenin olacagıdır. doktoranın mafya ile bir ilişki- si bulunmadığını, doktorayı ve- ren üniversitenin Japonya'da en büyük bilim kuruluşlanndan bi- ri olduğunu, hatta bu üniversi- teyi destekleyen hayır kummu- nun Japon parlamentosunda' üçüncü büyük partinin resmi destekçisi olduğunu bildirdi. Arık, doktora diplomasını vere- cek kişinin ülkenin en önemlj Budist düşünürlerinden birisi ol- duğunu sözlerine ekledi. Özal-Mitsotakis Ümit ederim ki Iraklıı dosUan- gÖrtişmeSİ ÖZALLAR TÖRENDE — Japon tmparalonı Akihilo'nun taç givme törenine Cumhurbaşkanı Tur- gut Özal ile eşi Semra Özal da katıldı. Görkemli taç giymetöreni mız bu konuda daba anlayışlı davranıriar ve BM kararianna siiratle uyarlar." Yunanistan Başbakanı Kons- tantin Mitsotakis ile bugün bir araya gelebileceklerini de bildi- özal, Irak'tan görüşme tale- r e n özal, görüşmenin belü bir. bi geldiği yönündeki haberlenn gündemi bulunmadığını, genel anımsatılarak böyle bir talebe olarak ikili ilişkileri ele alacak- tavnnın sorulması uzerine "H«- lannı söyledi. Taç giyme töreni sırasında alınan sıkı güvenlik önlemlerine rağmen 30'a yakın kundaklama olayı meydana geldi. 2000 kişi başkentin merkezinde imparatorluk aleyhinde sloganlar attı. Ziyafet masraflarının da tören bütçesinden karşılanması eleştiriliyor. Dış Habeıier Servisi — Ja- ponya'nın 125. Imparatoru Akihito dün yapılan şatafatlı bir torenle taç giydi. 30 dakika sü- ren ve yaklaşık 2500 davetlinin önünde tmparatorluk Sarayı'n- da gerçekleşen törende İmpara- tor Akihito, "Anayasaya uya- cağına ve görevlerini, devletin ve Japon halkının birliğinin bir simgesi olarak yerine getirece- ğine" dair ant içti. Tören nede- niyle verilen ziyafet harcamala- rının da hükumet bütçesinden karşılanması, anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle eleştirilir- ken, yaklaşık 2000 kişinin Tok- yo'nun merkezinde imparator- luk kurumu aleyhinde gösteri düzenlediği bildirildi. Alınan sı- kı güvenlik önlemlerine rağmen başkentin çeşitli yerlerinde 30'a yakın kundaklama ve saldırı olayları meydana geldiği kay- dedildi. Japonya'da 62 yıldan bu ya- na ve 1946 Anayasası donemin- de ilk kez imparatorluk tacının devri için tören duzenlendi. Akihito'nun babası İmparator Hirohito, 2. Dünya Savaşı son- rasında tacını geri iade etmişti. Geleneksel Şinto töreni dün sabah saat 09.00'da 56 yaşında- ki imparatorun halefleri ve kut- sal kişiler adına üç ayrı mabet- te dua etmesiyle başladı. AFP'- nin haberine göre tören saat 13.00'te İpekli Devlet Salonu'- nda tacın giyilmesi ile sürdü. İmparator Akihito, doğan gü- neşin ilk ışıklarını temsil ettiği- ne inanılan koyu sarı renkli 1000 yıllık bir giysi içerisindey- di. Başında da ipekli koyu tül bir flama bulunuyordu. Altı metre yüksekliğinde üç ton ağırlığındaki taht altından yapılmış kutsal kuş figürleri ile süslenmişti. Beyaz uzerine kır- mızı çizgili ve çiçekh' elbisesiyle Imparatoriçe Michiko impara- torun bir adım gerisinde durıı- yordu. Mavi perdeler kaldınl- dıktan sonra, "dünya banşına katkıda bulunmayı amaçladı- ğını" söyleyen Akihito'nun ar- dından Başbakan Toşiki Kaifu, imparatoru kutlayan bir konuş- ma yaptı. AA'nın haberine göre törenin en heyecanlı yeri tahtın karşısın- da geleneksel giysileri ile yer alan imparatorluk ailesi üyele- rinin "Banzai" (on bin yıl ya- şa) şeklinde Akihito'yu selam- lamalan oldu. Aynı anda, saray dışında 21 pare top atışı yapıldı. İmparator ve imparatoriçe daha sonra saraydan ikâmet- gâhlan Akasaka Sarayı'na ka- dar resmi giysileriyle siyah bir Rolls-Royse içinde Tokyo cad- delerinde tur attılar. 158 ülkeden gelen en üst du- zey yetkililerle Japon konukla- rın oluşturduğu 2500 davetlinin ağırlanması için yapılan masraf- ları tamamıyla iktidardaki mu- hafazakâr hükümet üstleniyor. Ziyafet masraflannın da aynlan 100 milyon dolarlık bu bütçeden karşılanması, anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle eleştirilere neden oluyor. Olaylar Bir başka tür tepki, impara- torluk kurumuna karşı çıkan yaklaşık 2000 kişinin Tokyo'- nun merkezinde düzenlediği gösteride düe getirildi. Araların- da aşırı Orta Grup (Middle Co- re Faction) ile Devrimci Işçi Cephesi üyelerinin de bulundu- ğu göstericilerin "Taç giyme tö- renini yok edin, tmparatorluk Sarayı'na saldırın" sloganları attıkları bildirildi. Toren boyunca, alınan sıkı güvenlik önlemlerine rağmen Tokyo'da yaklaşık 30 saldırı ve kundaklama olayı meydana gel- di. Çoğunluğunun askeri Uslere ve metro istasyonlarında ger- çekleşen olaylarda ölen ya da yaralanan olmadıgı kaydedildi. Taç giyme töreni nedeniyle Tok- yo'da 37 bin polis görev yapı- yor. İmparator Akihito Savaş sonrası işgal yıllarında hazırlanan ve imparatoru, yal- nızca bir "simge" olarak ele alan anayasanın yeniden düzen- lenmesini destekleyen Akihito, babası Hirohito'nun hastalığı üzerine geçici olarak tahta çık- tığı 1989 yılında, "anayasanın halkın katılımı ile düzenlenme- sini destekleyeceğine" söz ver- mişti. 23 Aralık 1933 doğumlu olan ve Ingilizceyi çok iyi konuşan Akihito, Japonya'nın yurtdışı- nı en çok gören ve tanıyan imparatoru olarak kabul edili- yor. Akihito, İngiltere Kraliçe- si 2. Elizabeth'in 1953 yılında- ki taç giyme töreni ile ilk resmi yurtdışı ziyaretini yaptı ve bu ta- rihten sonra 37 üikeyi resmi ola- rak ziyaret etti. 1959 yılında, ülkenin önde gelen işadamlarının birinin kızı olan Michiko Shoda ile evlenen Akihito'nun, bu evliliğinden iki- si erkek biri kız uç çocuğu var. En büyükleri olan veliaht Prens Naruhito, 1960 doğumlu. yır, şu anda BM kararlannın uygulanması gerekir, yanlış an- lamaya meydan vennemek la- zun" dedi. Özal, bir başka soruyu yanıt- larken de tran'uı, Irak'ın kuze- yinde bir Kürt devleti kurulma- sına karşı olduğunu, Suriye'nin de görüşünün aynı yönde oldu- ğunun kendisine tranlı yetkili- lerce aktarıldığım bildirdi. Türkiye ile tran'm bölgesel den- genin korunması, Irak'ın sınır- lannın değişmemesi konuların- da görüş birliği içinde oldukla- rını vurgulayan Cumhurbaşka- nı, Irak'ta mevcut siyasi güç dı- şında bir siyasi güç bulunmadı- ğına işaret etti. Özal, Irak'ta umulmadık değişiklikler olabi- leceğini ve bir kaos ortaya çıka- bileceğini sa\xındu. ' Özal, savaş tarihi konusunda- ki spekülasyonlann anımsatıla- rak kişisel tahmininin sorulma- sı üzerine "Bunu kimse bilmez, ama benim tanmininı ocak ayı içinde bir savaş obbilir" dedi. Özal, kendisine "mafya dok- torası verilecegi" iddialarının aktarılması üzerine konunun Tokyo Büyükelçisi Lmut Ank'a sorulmasıru istedi. Cumhurbaş- kanı'nm yanında oturan Büyük- elçi Arık da yaptığı açıklamada Bu arada Atina muhabirimiz Stelyo Berberakis'in haberine göre Yunanistan Başbakanı Mitsotakis söz konusu görüşme ile ilgili olarak kendisine eşlik eden Yunanlı gazetecilerle ko- nuşurken "Tiirk-Yunan ilişkile- rinin düzelmesi için ilk önce Kıbns sorununun çözülmesi ge- rektiğini" ve bu yoldaki "ilk adımın Türkiye tarafmdan atü- masını" şart koştu. Mitsotakis, özal ile yapacağı bu görüşme- sinden "yeni bir şey bekleyip beklemedigi" yolundaki soruyu "Hayır, beklemiyonım. Ama kendisini görmem iyi olacak" şeklinde yanıtladı. Türk-Yunan ilişkilerinin düzelmesi konusun- da Yunan hükümetinin iyi ni- yetli olduğunu, ancak "bu dog- rultuda aynı karşüıgın Tiirk ta- rafından verilmedigini" iddia eden Mitsotakis, Türkiye'yi bu konuda "kaü bir siyaset izle- mekle" suçladı. MİT müsteşarının Bakanlar Kurulu'nda tslami terör konu- sundaki sorusunu yanıtlayan özal, "Ben bakürdım, bu tür bir tartışma hükiimette cereyan etmemiş. Bu konuda zaten bir açıklama da var. Herkes kendi- ne göre bir yorum yapıyor" de- di. Türkîye'ye S.Arabistan'dan hibe petrol (Baştarafı 1. Sayfada) lemeler çerçevesinde petrol ko- nusundaki "kolaylıklann" sü- rebileceği belirtiliyor. Türkiye'ye petrol yardımı ko- nusu, Irak'ın Kuveyt'i işgali üzerine Ankara'nın Kerkük- Yumurtalık boru hattını kapat- masından bu yana gündemde bulunuyor. Konu en son olarak Cumhurbaşkanı Özal'ın Körfez ülkelerine yaptığı gezi çerçeve- sinde 14 ekimde görüştüğü Su- udi Arabistan Kralı Fahd ile en üst düzeyde ele alınmıştı. Cum- hurbaşkanı Özal bu görüşme- den sonra basına yaptığı açıkla- mada Kral Fahd'dan Türkiye'- ye bu konuda "kolaylık" gös- terilmesini istediğini söylemişti. Bunun Uzerine konu iki ülke arasında teknik düzeyde ele alınmıştı. Suudi Arabıstan'ın Özal-Fahd buluşmasından kısa bir süre sonra "bedava petrol" kararı almasında bu görüşme- nin etken olduğu tahmin ediliyor. Suudi Arabistan böylece Kör- fez krizi zararı çerçevesinde Türkiye'ye en büyük fiili yardı- mı yapan ülke oldu. Avrupa Topluluğu, "cepbe ülkeleri " Türkiye, Mısır ve Ürdün arasın- da bölüşülmek üzere 2 milyar dolara yakın yardım kararı al- mış ancak lngiltere'nin itirazı üzerine "tahsisat" 1991 yılına ertelenmişti. Öte yandan Kuveyt daha ön- ce "hibe" olarak Türkiye'ye 300 milyon doiar verirken Baş- bakan Kaifu'nun geçen ay An- kara'ya yaptığı ziyaret sırasın- da Japonya "uygun koşullu kredi" olarak 300 milyon dolar vereceğini beyan etmişti. Halen Tokyo'da bulunan Devlet Ba- kanı Güneş Taner'in burada yü- rüttüğü temaslarda ise Japon- ya'nın Türkiye'ye ek olarak 600-800 milyon dolarlık kredi açması üzerinde durulduğu bil- diriliyor. YetkiU çevreler, "kredi" ola- rak anılmasına karşın Japonya'- nın sağlayacağı bu olanaklara bir anlamda "hibe" olarak ba- kılabileceğini bildiriyorlar. Bu- na gerekçe olarak söz konusu kredilerin 30 yıl vadeli ve yüz- de 3 gibi düşük bir faizle verile- cek olmasına işaret ediyorlar. Körfez krizi çerçevesinde Türkiye'nin 1991 sonuna kadar toplam zararının 8-9 milyar do- lar kadar olabileceği tahmin ediliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle